24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9AGUSTOS1998P* 12 KULTUR İlhan Berk dünyanın, kendisine yeni anlamlar kazandıracak şairleri beklediğini söylüyor 'LHzeler çağmuı şaîriymı'ZE VNEP ALİVE Türk şıırının önde gelen isımlennden olan ve ilk şiırlerinın yay ımlandığı 1935 yılından bu yana asıl ışı olarak gördüğü . şiirinı hep bir yeni aşamaya taşıma ça- basını ara vermeksızın sürdüren İlhan Berk'le "şiir" üzerıne konuştuk. - Muhalifşair kimliğinizin ilkgüçlü be- lirtilerini taşıyan İstanbuF, "Türkıye Şar- kısı' ve "Günaydın Yery üzü' dönemlerin- de Ahmet Haşinı sembolizmi ile Nâzım Hikmet toplumculuğu arasında, ikisini kavnaştıran bir üslupla vola çıkan "İlhan Berk şıırı", bundan sonra her venikita- bıvla biröncekinin adeta inkârını getiri- yor. Nitekim 1955-65 arası İkinci Veni'nin öncülerinden biri oldugunu/ vıllarda 'Galıle Denızı'. "(,'ıvi Yazısı' kitapla- rıvla sov ut bir \olcultığa çıktığıntz gö'rii- lüvor. Dili. biçimi.<">7ü zorluyor, her şevi veniden kurmak için alışılmış şiir konu- larından ve şiir kalıplarından kaçmaya çalışıyorsunuz. "Bır ağacı bu ev leri sarı ve teıs bırkuşu düzeltınek" dizesindeol- duğu gibi... Sovul dilin ustalan olarak gördüğünüz Mallarme'yi, E.E. Cum- mings'i, Rene Char'ı çevirerek daha da vakındanhakarken Çıvı Yazısı'ndaan- İanıdan kaçan. konuşma dilinin tam kar- şıtı sov ut bir dil kurma çabası içine giri- yorsunuz. Şiir seriiveninizi bu bağlamda açıklar mısınız? Türk şıin bir arj Vızım'ın araya gir- mesiyle büyük bır şiir olan dıvan şiiriy- le. bu:>ıırın \d/ınvıl dılıvle bütün bütün kopmuştur. Ahmet Haşım. Tanpınar,Dı- ranas ıle yeniden konuşma dılıne karşı bır dıl yaratıldıysa da bu Orhan Veli, Oktav Rifat. Meİih Cev det Anday'la v e- niden bozıılmus konuşma dili, uzun bir süre de egemen olmuştur. Benim 1955- 65 ar;iNi (buıuı bugün İkinci Yeni denı- yor) hiitun çabaııı bu dile karşı birdil koy- mak olmuştur. "sovut" dedigimız dıl böy le bır "karşı dıTdır. Bugün bu dil ege- men olmuş. İkinci Yeni zaten bu dil sa- vuşının adıdır - \apı Kredi Yavmlan arasında çıkan 'Logos' ve'Poetıka" adlıdenenıekitap- lannı/la İlhan Berk'in ""günümüzün en ılgınç veengenç şairlerınden bıri oldu- gunu" bir kez daha kanıtladınız. Şiir ü/erine düşünmeyi sürdürdügünüz Po- etika.okuru "Tüm gün şiirdedolaşan bir şairden. şıırın ve dilin sıfırnoktasına bir serüv ene götürüyor. Valen 'den Ahmet Haşim'e. Rimbaund'dan Mahya Kemal'e Mallarme'den Fiz'a gerçek bir şiir yof- cuiuğu... \ebuyplculuk sonunda. oku- ru 'şair kadar okur da şiir üzerine dtt- şünmek. keşfetmek hatta vazmak zo- rundadır" demck durumunda bırakı- vomunuz... Bütün yaratı sanatlarının iki evresi vardır llkı öğrerıme sürecidir. Şiir yal- nız ve yalnız şiir okumakla öğrenilir. Ben kendı kendime çok dü- şünmüşumdür Yüzbinlerce , şiırokııduğumu vınınm. Bu- gün de her hafta bır şairi tez- gâha vatırıyorum. Yüzlerce şainn tutulmuş dosvalan var- dır bende. Birçok sanat gibi resım-müzık- yontu gibı şı- ir de öğrenilir, Yaratı serüv e- ninın (1. ev resı ise bütün öğ- rendıklerımızı unutmaev re- sidır. Resım-müzik-şiir bu yaratı evresınden geçmedik- çevarolamazlar. Logos. yaz- ma serüv eni üzerine oklardır. şiirin tarihine çıkmalardır. Şairin dil tarihi yalnızdır. Şa- iri bekler. Şaır şiirin tarihi- nin. dilin ve teknigin tarihi oldugunu bılır. Şaırı biz di- lıyle anlar. tanınz. Şıir çün- kü kendinı dılde ve tekni- ğinde belli eder. Ona v urur. Şiirı böyle anlamakta bir abartma yoktur. Şııre yak- laşmanın belki de ilk yolu budur. Aragon şiirin tekniği- ni tarihıvle özleştırir. Öte y andan Jakobson "Şiir ken- dini dile getiren bir sözdür" der. Şur bır yapı sanatıdır. Her şey de şiinn yapısında görülür. Dılle teknık uyum içindeyse aneak o zaman şi- irin varlığından söz edilebi- lir. Öte y andan bır şiirin ye- niliği. eşsızlığı dahası dev- rimcıliği şıınn yapısına vur- mamışsa o şiir söyledikle- riyle var olamaz. Ta baştan ölü doğmuştur. yoktur. Poeti- ka'v a gelınce. Poetika adın- dan da anlaşılacağı gibi şiir sanatına eğılmek kitabıdır. Şiırin yazılışevresindegeçir- diği bütün aşamaları göste- rir. - Şiirde anlamla vola çıkıl- maz. Çünkü şiir bir şey an- larmaz. Anlaşılmak için de değildir, divorsunuz. Şiir aslında sanıldığı gibi bır şey anlatmaz. Bızgenel- de şıırden bır şe> anladığı- mızı sanınz. K i bir şiir ınsan- da böyle dıı\ gular uy andırır Bunahakkımızda vardır. Bır şıir ne denli karanlık. anla- şılmaz görünürse görünsün iyi bır şıırse vıne de bır şey anlatır \maanlatılanbirşe\ değıldiı İyı bır şıir hep bu- ' nuyapjr Gene iyı bir şur. an- latmaktançokbırşey sezdı- rir. duyurur Şiirde anlam budur işte 'airin dil tarihi yalnızdır. Şairi bekler. Şair şiirin tarihinin, dilin ve tekniğin tarihi oldugunu bilir. Şairi biz diliyie anlar, tanınz. Şiir çünkü kendini dilde ve tekniğinde belli eder. Ona vurur. Şiiri böyle anlamakta bir abartmayoktur. Şiireyaklaşmantn belki de ilk yolu budur. öte yandan bir şiirinyeniliği, eşsizliği dahası devrimciliğişiirin yapısına vurmamışsa o şiir söyledikleriyle var olamaz. Tabaştan ölü doğmuştur, yoktur. Fotoğraf: CENGİZ Cf\A,.\!avTSİ985 - Ml Mısra benim na/nusurndur" diyor Yahya Kemal. Dizenin şiirin yapısı için- deki yeri önemi sizce nedir? Gerçekten de dıze bende her şeydir. Ben dizeler çağının şairiyim de diyebi- lırim. Mallarme şiiri icin eleştirnenler "serbest mısralar müzesi" derler. Be- nim şiirimde bu bakış hep vardır. Daha da ileriye gıdecegim. Abdülhak Ha- nıit'ten şımcüve değın J 2 dıze bulmuşum- dur. Bir şairi şair'otarak düşünmek için bu da bana yetmıştir Her şairden geri- de en az 3-5 dize kalmalıdır. 'Şiirin varbğı her şeye yeter' - Peki, şiirde **başlık~ bir anlam taşı- malı mı? Şaır şiiri sonradan görür. Başlıkdabu evrede gündeme gelır Çoğun gereksiz- dir biledıvebılinm. - Şair kinıdir, şiir nedir? Türkiye'de şu hâlâ bilinmiyor: Şiir- den söz etmek, mühendislikten, doktor- luktan söz etmekle eş anlamlıdır. Dok- torluk, mühendislik gibi şairlik de bir uğ- raştır. Sanatlar içinde belki de en geliş- mişidir şıir. Gene ancak engelişmiştop- lumlann yarattığı yüce, büyük bir yara- tı sanatıdır. Genepek enderyaratılan bir anfamlar sanatıdır. Bir şiir yazıimtşsa dünyada bir şeyler değişime ugramıştır. Gökyüzü artık her gün gördüğumüz gök- yüzü değildir. Hiç degilsedünya birona- nmdan geçmiştır. Bır şiir yazılmışsaeg- rilmiş bir dal varsa düzeltilmiş demek- tir. Biryaprak, bırden dev ınim içinegir- miştir. Şiir^loğası gereğı kendı dışında hiçbiramaç gütmez: Ne denli saptınlır- sa saptınlsın. ne denli kendi dışına çı- karılırsa çıkarılsın, kullanılsın (yalnız şiirkullanılmaz, egrilip bükülmez. biçim değiştirmez) çıkıp geldiği yeri boşla- maz. boşlatmaz: Heryerde, herdurum- da kendidır. kendi olmakla vardır. Kısa- ca hiçbırbiçimdekullanılamazşiir. Hem gerçek varlık kullanım dışıdır. Erktir şi- ir. Hererk gibi ya vardır, ya yoktur. Var- lıgı her şeye yeter. Pisliği süpürüp siler. Hem gerçek şiir kullanım dışı oldugu- na göre, kendi dışında bir amacı olma- dıgına, bir şeyler öğretmedigıne göre şi- ir bizim neyimize mi diyorum. Hayır. Ger- çek şiirin ne oldugunu söylemek istiyo rum. - Son > ıllarda şiirimizin bir rüzgâr ya- ratamadığı durağan bir dönem geçirdi- ği ileri sürülüv or. Hatta şürimizi kendi çiz- gisi içinde değerlendirmevi unuttuğu- muz, onu kendi toprağından kopartbğı- mız için Türk şiirinin öv künmeci bir şi- ir haline sokulduğu görüşii var... Bugün Nâzım'ın tek kişilik koro şiiri gibi bir şiirden söz edilemez. Gene tek kişilik içkin Necip Fazıl şiiri gibı "ayn bir koro" şıirden de... Ne de Orhan Ve- li, Oktay Rifat, Melih Cev det gibı sarsı- cı bir şiirin süriip gitmesinı isteyemeyiz. O güne değin yazılagelen şiirin üstünü çizen bir aitın çag şiirı olan II. Yeni'den de bunu isteyemeyiz. Dogaldırbu. Ulus- ların tarihinde bazen elli, bazen de ko- ca bir yüzyıl şiinn adının geçmediği ol- muştur. Bugün bizim şiirimiz gibi dün- yada da bü> ük patlamaların geride kal- dıgı görülmektedir Fransız şiinnde bir Mallarme, bır Baudelaire, bir Rimbaud, StJohnPerse; /ngiliz şiinnde bir LS.EB- ot, Amerıkan şiirinde bir Edgar Alan Foe,birYVhitman,birPound;ltalyanşi- irinde de bir l ngaretti, bir Montale,Al- man şiirinde bir Brecht yok. Rus şiirin- de Mayakovski gibi bır Sen Den Noun gibi, Yunan şiirinde de bir Elisit, Ritsos gibi şairleryok. Bizim gibi onlardadün- yaya yeni anlamlar kazandıracak yeni şa- irleri beklıyorlar. Dünya kendisine yeni anlamlar kazandıracak şairleri bekliyor. Kimbilır nice nice beklenilecek. Ama bizim için şu da var: Bir Dağlarca, bir Anday, bir Sezai Karakoç, bır GöJten Akm, bir Ece Ayhan, bir İsmet Özel ya- şarlarken, yazarlarken bugünkü şiirimi- zin bir bunalım geçirdigini söylemek gülünçtür... ^yi şiir devinim içindedir' - Günümüzfln gençşairlertni vakından izlediğinizi bilivoruz. Genç şairleri Türk şiirinin gekieği adına umut verici bulu- yor musunuz? Sevdığım genç şairler var. Onlan oku- mak beni sev indiriyor. Ama şu var: Şi- irleri çok süslü. Sonra da çok birlikte yaşıyorlar. Uzaklığın erdemıni yaşamı- yor, uzaklıgı düşünmüyorlar. Hem genç- likte şiir yazıiır, çok da yazılır. Bu beni korkuruyor Şiir çünkü asıl yaşlılıkta var- dır. Kavafis. "ben ihtiyaruğın şairivim" der. Öte yandan bugün bazı şairlerde Ser- vet-i Fünun ve de Fecr-i Âti'nin ölü ti- nini gelenek adına diriltmeye çalışıyor- lar. Oysa ölü doğan diriltılemez. - Okurlann özellikJeiJgisini çeken, me- rak ettikleri bir başka nokta da bir şiirin yazüma sürecinüı nasıl gerçekleştiği... Yazma sürecim. tıpkı bir ağacın, bir sap otun. bir karıncanın süreci gibi ger- çekleşiyor. Ne fazla ne eksik. Bir şiirin dünyayagelmesi; baş vermesi l *varbk"ın izledigi süreçle eşdeğerdir. Bu yüzden iyi bir şiir hem dünyaya geliş sürecinde, hem de dünyada kaldıgı sürede dev inim içindedir. Varoluşun bütün hallerini ya- şar. Robert Redford, yenifılminin îanıtımı için Roma 'ya yeniden konuk oldu HoUywood'dan kaçan birkovboy • Robert Redford 'un hem yönetip hem de başrolünde oynadığı ilk filmi 'Atlara Fısıldayan Adam'ın dışında da. çalışmalan olanca yoğunluğuyla sürüyor. Sinemada öncelikle 'Operadaki Hayalet'i yöneteceğini belirten sanatçının daha sonraki planı ise yine beyazperdede George Washington'ı canlandırmak. KültürSmisi- ^'irmili yaşlann- da Floransa'da sanat eöitinıı gören Robert Redford. kendisını yeniden bu büyülii kenie kaptırmamak için yıllarca geri dönmemişti İtalya'ya. 61 yaşındaki oyuncu, kısa bir süre önce yeni fîlmi 'Atlara Fısıldayan Adam'ın lanıttmı için yeniden Ro- ma'ya konuk oldu. Aşağıda, sizle- re Corriere della Sera gazetesinin Redford'la yaptığı söyleşiden ke- sırler sunuyoruz. Çok renkli bir kariyeri var Red- ford'un. Organizasyonunuyürüttü- gü Sundance Festivali'nin yanı sıra birtelevizyon kanalmın tüm sorum- luluklarını üstleniyor. Tanıtımı için Italya"da bulunduğu 'Atlara Fısılda- >an Adam* ise Redtbrd'un hem yö- netip hem de başrolünde oynadığı ilk film. Nicholas Evansın best-seller romanından sinemaya uyarlanan fılm. ınsjn ve doöa ahlakını irdeli- yor. •'Bu filmde. arlarlaözel bağlar ku- rabilen bir adamın öv küsü aracılı- ğıyla Montana'nın doğasını anlalı- vorum"dıvor Redford. "Kalninde v« bedeninde onulmaz varalar taşı- yan bu modern kovbov, vaşamını fetçli bir genç kızla paylaşryor." Redford'un yaşamındaki tek sa- nat sinema değıl. Müzik, edebiyat ve resim de birertutku onun için. "İz- lenimcileri seviyonım. Pierre Bon- nard benim ressamım. Soj ut akım- lar ise bana biraz uzak gelivor. Mo- zart'ı elektronik müziğt yeğlerim, ama bilimkurgu yazan Jack Fin- ney'i okumaktanda büyük kevif ab- nnı." Redford'un özel yaşamı üzerine çok fazla şey bilinmiyor. O bir ba- ba ve dört torunu olan birdede. Sev- dikleriy le birlikte vakitgeçirmekten hoşlanıyor, onlan anlamaya çalış- maktan... Okumayı. yaşamayı ve doğayla iç içe olmayı sev iyor. Hollywood'dan kaçmış gibı bir hali var Redford'un "Doğup büyü- düğümyerolar I^os \ngeles"tagenç- lik vıllanma ilişkin çok güzel anıla- nm var. O günlerde portakaJ koku- su ve çeşidi renklerin hâkim olduğu şirin birkasaba gibiydi Los Angeies. Meksika kültüriiyle derin bir bağı vardı. Şimdi ise her şe> devasalaşb. Olaj lan ve gökdelenleri>1e karma- kanşık bir fîlmi andınyor. Kuzeyde, Napa \adisi yakınlannda bir evün var, kalbim orava ait arük. Orada- ki tepeler bana, R.L. Stevenson'uı, çoksevdigimyazarThomas Mann'm yaşadığı Toscana'yı anımsatıyur." Redford, bugüne dek sinema dün- yasınınen önemli yönetmen veoyun- culanyla birlikte çalıştı. PauJNew- man, VVarren Beatty ve Sydnev Pol- lack'la aralarında çok güçlü birbağ var. JaneFonda. Redford'un gözde partneri. Edward Bums gibi bazı genç yönetmenleri ve Brad Pht, Mk- hefle Pfeiffer gibi oy^unculan da be- geniyor. lyice yaşlandığı zaman evine çe- kılip kitap okuyarak ve eski filmler izleyerek vakıt geçıreceğmı söyle- yen Redford'un, çalışmalan halen olanca yoğunluğuyla sürüyor. Sine- mada öncelikle 'Operadaki Havatet'i yöneteceğini beJirtiyor. Daha son- raki planı ise yine beyazperdede Ge- orge VVashington'ı canlandırmak. İlk fırsatta yönetmen)iğinı yapaca- ğı filmler, iki edebiyat uyarlaması: Robert M. Pirsig'den 'Zen ve Moto- sikiet Bakım Sanaö' ve Jack Fin- ney'den rımeandAgain' Finney'in kitabından sinemaya aktaracağı fıl- mı, "zaman üzerine bir çalışma" olarak niteliyor Redford: "Beni bü- viileyen bir konu.üpkı yaşam gJbL_" • Çılgın Şehir Yönetmenliğini Costa Gavras'ın yaptıgı filmde başrolleri Dustin Hoffman, John Travolta ve Alan Alda paylaşıyorlar. (Beyoğlu Fita 249 01 66, Osmanbev Ga:ı 24" 96 65. Cineplex Odeon 216 3' 911, Etiler Akmerkez 282 05 05, Etiler Cinenuıclub 263183S. Maslak Princess 285 06 95. Bukırköy Avşar 5X3 46 02, Bakırköy Carousel 571 #3 80, Ataköy Prestige 560 '72 66. Şaşkınbakkal Cinemax 46" 44 67. Suadiye Moıiep/e.v 411 90 62, Altunizade Capıtol 310 06 16, Kadıköy Kadıköy 337 ^4 00. Avalar Slandart 695 36 45)„ • Evltlik Öpücüğü Yönetmenliğini Frank Coraci'nin yaptığı filmde başrolleri Adam Sandler ve Drevv Berrymore paylaşıyorlar. (Beyoğlu Emek 293 84 39, Osmanbey Gazi24~! 96 65. Mecidivekö) Cineplex 216 37 90. Etiler Akmerkez 282 05 05, Etiler Cinemaclub 263 18 38. Ortaköy Ferive 236 28 64, Bakırköy Carousel 571 83 80, Bakırköy Avşar 583 14 97 , G O Paşa Cinemass 57 8 50 62, Kadıköy Süre\TU 336 06 82, Şaşkınbakkal Cinemax 467 44 6'. Altunizade Capitol 391 19 35, Beylikdüzü \tigms 852 01 90) M Tannyı Oynamak Filmde başrollen David Duchovny. Angelına Jolie paylaşıyorlar. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Bakırköy tncirli 572 64 39, Ortaköy Princess 236 20 72, Altunizade Capitol 391 19 35, Kadıköy Moda 337 01 28. Maltepe Grandhouse 442 60 30) M Kumpas Yönetmenliğini David Glenn Hogan'ın yaptığı filmde başrolleri Keenen Ivory VVayans. Jon Voight. Jill Hennessy, Paul Sorvıno ve Eric Roberts üstleniyor. (Beyoğlu Fita} AFM 249 01 66, Osmanbev Gcızi 247 96 65, Cineple\ Odeon 216 97 W), Etiler Akmerkez 282 05 05, Maslak AFM Princess 285 06 95, Bakırköy AFM Carousel 571 83 80. G 0. P. Cinemass 578 50 62. Altunizade Capitol 310 06 16. Kadıköy Kadıköy 337 74 00, Erenköv Cinepol 362 51 00, Maltepe Grandhouse 442 60 30) • Lolrta Yönetmenliğini Adrıan Lyne'ın yaptığı filmde başrolleri Jeremy Irons. Melanıe Gnffith. Frank Langella ve Dominique Svvain paylaşıyorlar. (Beyoğlu Şinepop 251 11 76, Şisli Kent 241 62 03, Ei'i/iiri^284\ÎÖZt£ ÇMâ Şfkkff^2^/ ^ Ö Ç } Şf 60, Bakırköy tmirli 572 64 39, Bakırköy Avsar 583 46 02. G. Ö. Pascı Cinemass 578 50 62. Silnri Maxı 736 01 60, Kadıköy Hakan 337 96 37. Suadive Movieplex 385 24 09) Mimarlar Odası'ndan Kültür Bakanlığı'na tepki KültürServisi-Mimarlar Odası Utanbul Büyükkent Şubesi Başkanlığmı v ürüten İTÜ Öğrenni LKesı vemımarlıktanhı ıızmanı Afr- fe Batuı un vargı kannyia jonıden atandı- ğı Koruma Kurulır>\uıki cörcv inc Kultlır Ba- kanlığı f.ır.ınd:!. 1 ' 1 vcı.'itl^n >».>rı .."ı dııvsı rar- tışnu yaıatıı. Kaltıiı I3ak.ır.ı isternıhan Ta- lay'ın r'p-'t Batur'i'n, inimjrolankızma^it projv'ien kııru! günd^mirK' aiarak kavırdığı ve onuyladığı şekliıukkı açıklamalan ise \lıınjrİ:ır Odası'nca icpkıyle karşılandı. Son zam.ııılardaki koruma kurulu üye- likleriyle ılgilı gelişmeler üzerine Mimar- lar Odası Genel Başkanlığı'nca Kültür Ba- kanı Talay 'a gönderilen 3 8 98 tarihlı \ azı- da Afife Batur'la ılgilı olarak şu görüşe yer veriliyor: "Koruma Kurnlu'nda koruma amaçİı projelere doğil de rant amaçlı proje- lere onav veriiiyorsa. bunun sorumlusunun sadeee ku/ul ü>esi ProJ" Afife Batur değü, başta av nı Kurul'da tarafını/ca gürevlendi- rilenve Kurul'daki (i/clliklc MimariarOda- sı'nda etkin çaltşnıalar >apan üvelerk çalt- şamavacağını size de belirten Kurul Başka- nı Prof. Dr. Semavi Ey ıce olmak ûzere di- ğerrtimüyderin desorumlu olduğu ortada- dır. Kaldı ki sizden önceki dönemde başla- tılan \e şimdi de sürdürülen bir uygulamay- la Kurul gündemlerini desadeee Kurul mü- dürieri saptamakta, üvelerin yetkisi bulun- mamaktadır." Başvuruda "kavrılan proje" olarak dile getırilen Bogaziçi'ndeki Huber Köşkü'neait restorasyonla ilgıli projeye Afife Batur'un heniiz koruma kurulu üyesi bile değilken Cumhurbaşkanlığı tarafından bılimsel da- nışman olarak görevlendırildığı ve bu pro- jenin kalite nedeniyle Italya'da övgülerle karşılandığı belirtiliyor. Başvuruda a>nca. aynı konumda olan diğer mimar üyelerden Prof. Dr. Zeynep Ahunba.v, Mimarlar Oda- sı üyesi Nurhan Ercan, Doç. Gül Asate- kin ve mimar Behruz Çini'nin de gerekçe- siz olarak görevlerinden ahndığı. Prof. Dr. Hakkı Önel ıle Prof. Dr. Nuran Zeren Gü- lersoy'un da Kültür Bakanlığf nın ve özel- likle Kurul Müdürü'nün koruma konusun- daki tutumlanyla çelıştikleri ve Bakanlığa sunduklan şıkayet ve uyanlann dikkate alın- maması sonucunda Kurul toplantılarına ka- tılmayarak üyeliklerinı zorunlu olarak dü- şürdiikleri tekrar anımsatılıyor. • Çıplak Bakış Yönetmenliğini Vicente Aranda'nın yaptığı filmde başrolde Lauro Morante var (Bevoğlu Alkazar 293 24 66. Çemberlitaş Şafak 516 26 60) • Kasaba Yönetmenliğini Nuri Bılge Ceylan'ın yaptıgı fılm tekrar gösterimde. (Beyoğlu Pera 251 32 40) • Lola Yönetmenliğini Tinto Brass'ın üstlendiği filmde başrolleri Anna Ammirati ve Patric Movver paylaşıyorlar. /Beyoğlu Alkazar 293 24 66. Bakırköy tncirli 572 64 39, Kadıköy As 336 00 50) • 5. Güç Yönetmenliğini Luc Besson'ın yaptığı filmde başrollen Bruce VVillis. Gary Oldman ve Milla Jovovich paylaşıyorlar. (Beyoğlu Fitaş 249 93 61, Ortaköy Fenve 236 28 64. Ümramye Princess 461 03 82. Kadıköy Bahariye 414 35 05) • Baraka Filmin yönetmeni Ron Fricke. (Kadıköy Moda 337 01 28) • Ağır Roman Mustafa Altıoklar'ın yönettiği filmde Okan Bayülgen ve Müjde Ar rol alıyor. (Kadıköy Broaduay 346 14 81. Beyoğlu Atlas 252 85 76. Osmanbey Gazi 247 96 65, Etiler Movieplev 284 30 04, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy Avşar 583 14 97. Zeyünburnu Yenidoğan 558 58 01. Avcüar Standart, Suadn e Moviepler 385 24 49) • Idil Kültür Merkezinde bugün. yann ve çarşamba günü 'Barton Fınk". perşembe, cuma 'Yol\ cumartesı pazargünlen de 'Braveheart' adlı filmler görülebılır • Beyoğlu Sineması Yaz Şenliği kapsamında bugün "Dalgalan Aşmak". yann 'Can Dostum'. çarşamba 'Kayıp Otoban'. perşembe "Othello', cuma günü "Anzona Riiyasf. cumartesı günü 'Avrupa'. pazar günü de 'Microcosmos' adlı filmler izlenebilir. Hologram için ilk başvuruyu Oxfopd Yaymcılık yaptı • Kültür Servisi - Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre ııygulamaya konulan hologramın bir sansür aracı olmadığını belirten Istemihan Talay, "Hologram. vavınevleri açısından birprestij meselesı olacaktır" dedi. Yeni yayımlanan yönetmeüğe göre 9 ay »üre tanıdığını ve yayınev lerine hologram zorunluluğu getirilmediğinı ıfade eden Talay. bu kapsamda ilk olarak Otford Yayıncılık'ın başvuruda bulunduğunu bıldırdi. O.xford Yaymcılık Genel Müdürü Emrah Özpirinçcı, hologram uygulamasını korsan ya> ınlara karşı çözüm olarak gördüklerini «nv \p<]i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle