Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9AGUSTOS1998P*
12 KULTUR
İlhan Berk dünyanın, kendisine yeni anlamlar kazandıracak şairleri beklediğini söylüyor
'LHzeler çağmuı şaîriymı'ZE VNEP ALİVE
Türk şıırının önde gelen isımlennden
olan ve ilk şiırlerinın yay ımlandığı 1935
yılından bu yana asıl ışı olarak gördüğü
. şiirinı hep bir yeni aşamaya taşıma ça-
basını ara vermeksızın sürdüren İlhan
Berk'le "şiir" üzerıne konuştuk.
- Muhalifşair kimliğinizin ilkgüçlü be-
lirtilerini taşıyan İstanbuF, "Türkıye Şar-
kısı' ve "Günaydın Yery üzü' dönemlerin-
de Ahmet Haşinı sembolizmi ile Nâzım
Hikmet toplumculuğu arasında, ikisini
kavnaştıran bir üslupla vola çıkan "İlhan
Berk şıırı", bundan sonra her venikita-
bıvla biröncekinin adeta inkârını getiri-
yor. Nitekim 1955-65 arası İkinci Veni'nin
öncülerinden biri oldugunu/ vıllarda
'Galıle Denızı'. "(,'ıvi Yazısı' kitapla-
rıvla sov ut bir \olcultığa çıktığıntz gö'rii-
lüvor. Dili. biçimi.<">7ü zorluyor, her şevi
veniden kurmak için alışılmış şiir konu-
larından ve şiir kalıplarından kaçmaya
çalışıyorsunuz. "Bır ağacı bu ev leri sarı
ve teıs bırkuşu düzeltınek" dizesindeol-
duğu gibi... Sovul dilin ustalan olarak
gördüğünüz Mallarme'yi, E.E. Cum-
mings'i, Rene Char'ı çevirerek daha da
vakındanhakarken Çıvı Yazısı'ndaan-
İanıdan kaçan. konuşma dilinin tam kar-
şıtı sov ut bir dil kurma çabası içine giri-
yorsunuz. Şiir seriiveninizi bu bağlamda
açıklar mısınız?
Türk şıin bir arj Vızım'ın araya gir-
mesiyle büyük bır şiir olan dıvan şiiriy-
le. bu:>ıırın \d/ınvıl dılıvle bütün bütün
kopmuştur. Ahmet Haşım. Tanpınar,Dı-
ranas ıle yeniden konuşma dılıne karşı
bır dıl yaratıldıysa da bu Orhan Veli,
Oktav Rifat. Meİih Cev det Anday'la v e-
niden bozıılmus konuşma dili, uzun bir
süre de egemen olmuştur. Benim 1955-
65 ar;iNi (buıuı bugün İkinci Yeni denı-
yor) hiitun çabaııı bu dile karşı birdil koy-
mak olmuştur. "sovut" dedigimız dıl
böy le bır "karşı dıTdır. Bugün bu dil ege-
men olmuş. İkinci Yeni zaten bu dil sa-
vuşının adıdır
- \apı Kredi Yavmlan arasında çıkan
'Logos' ve'Poetıka" adlıdenenıekitap-
lannı/la İlhan Berk'in ""günümüzün en
ılgınç veengenç şairlerınden bıri oldu-
gunu" bir kez daha kanıtladınız. Şiir
ü/erine düşünmeyi sürdürdügünüz Po-
etika.okuru "Tüm gün şiirdedolaşan bir
şairden. şıırın ve dilin sıfırnoktasına bir
serüv ene götürüyor. Valen 'den Ahmet
Haşim'e. Rimbaund'dan Mahya Kemal'e
Mallarme'den Fiz'a gerçek bir şiir yof-
cuiuğu... \ebuyplculuk sonunda. oku-
ru 'şair kadar okur da şiir üzerine dtt-
şünmek. keşfetmek hatta vazmak zo-
rundadır" demck durumunda bırakı-
vomunuz...
Bütün yaratı sanatlarının iki evresi
vardır llkı öğrerıme sürecidir. Şiir yal-
nız ve yalnız şiir okumakla öğrenilir.
Ben kendı kendime çok dü-
şünmüşumdür Yüzbinlerce ,
şiırokııduğumu vınınm. Bu-
gün de her hafta bır şairi tez-
gâha vatırıyorum. Yüzlerce
şainn tutulmuş dosvalan var-
dır bende. Birçok sanat gibi
resım-müzık- yontu gibı şı-
ir de öğrenilir, Yaratı serüv e-
ninın (1. ev resı ise bütün öğ-
rendıklerımızı unutmaev re-
sidır. Resım-müzik-şiir bu
yaratı evresınden geçmedik-
çevarolamazlar. Logos. yaz-
ma serüv eni üzerine oklardır.
şiirin tarihine çıkmalardır.
Şairin dil tarihi yalnızdır. Şa-
iri bekler. Şaır şiirin tarihi-
nin. dilin ve teknigin tarihi
oldugunu bılır. Şaırı biz di-
lıyle anlar. tanınz. Şıir çün-
kü kendinı dılde ve tekni-
ğinde belli eder. Ona v urur.
Şiirı böyle anlamakta bir
abartma yoktur. Şııre yak-
laşmanın belki de ilk yolu
budur. Aragon şiirin tekniği-
ni tarihıvle özleştırir. Öte
y andan Jakobson "Şiir ken-
dini dile getiren bir sözdür"
der. Şur bır yapı sanatıdır.
Her şey de şiinn yapısında
görülür. Dılle teknık uyum
içindeyse aneak o zaman şi-
irin varlığından söz edilebi-
lir. Öte y andan bır şiirin ye-
niliği. eşsızlığı dahası dev-
rimcıliği şıınn yapısına vur-
mamışsa o şiir söyledikle-
riyle var olamaz. Ta baştan
ölü doğmuştur. yoktur. Poeti-
ka'v a gelınce. Poetika adın-
dan da anlaşılacağı gibi şiir
sanatına eğılmek kitabıdır.
Şiırin yazılışevresindegeçir-
diği bütün aşamaları göste-
rir.
- Şiirde anlamla vola çıkıl-
maz. Çünkü şiir bir şey an-
larmaz. Anlaşılmak için de
değildir, divorsunuz.
Şiir aslında sanıldığı gibi
bır şey anlatmaz. Bızgenel-
de şıırden bır şe> anladığı-
mızı sanınz. K i bir şiir ınsan-
da böyle dıı\ gular uy andırır
Bunahakkımızda vardır. Bır
şıir ne denli karanlık. anla-
şılmaz görünürse görünsün
iyi bır şıırse vıne de bır şey
anlatır \maanlatılanbirşe\
değıldiı İyı bır şıir hep bu-
' nuyapjr Gene iyı bir şur. an-
latmaktançokbırşey sezdı-
rir. duyurur Şiirde anlam
budur işte
'airin dil tarihi
yalnızdır. Şairi
bekler. Şair şiirin
tarihinin, dilin ve
tekniğin tarihi
oldugunu bilir.
Şairi biz diliyie
anlar, tanınz. Şiir
çünkü kendini
dilde ve
tekniğinde belli
eder. Ona vurur.
Şiiri böyle
anlamakta bir
abartmayoktur.
Şiireyaklaşmantn
belki de ilk yolu
budur.
öte yandan bir
şiirinyeniliği,
eşsizliği dahası
devrimciliğişiirin
yapısına
vurmamışsa o şiir
söyledikleriyle var
olamaz. Tabaştan
ölü doğmuştur,
yoktur.
Fotoğraf: CENGİZ
Cf\A,.\!avTSİ985
- Ml
Mısra benim na/nusurndur" diyor
Yahya Kemal. Dizenin şiirin yapısı için-
deki yeri önemi sizce nedir?
Gerçekten de dıze bende her şeydir.
Ben dizeler çağının şairiyim de diyebi-
lırim. Mallarme şiiri icin eleştirnenler
"serbest mısralar müzesi" derler. Be-
nim şiirimde bu bakış hep vardır. Daha
da ileriye gıdecegim. Abdülhak Ha-
nıit'ten şımcüve değın J 2 dıze bulmuşum-
dur. Bir şairi şair'otarak düşünmek için
bu da bana yetmıştir Her şairden geri-
de en az 3-5 dize kalmalıdır.
'Şiirin varbğı her şeye yeter'
- Peki, şiirde **başlık~ bir anlam taşı-
malı mı?
Şaır şiiri sonradan görür. Başlıkdabu
evrede gündeme gelır Çoğun gereksiz-
dir biledıvebılinm.
- Şair kinıdir, şiir nedir?
Türkiye'de şu hâlâ bilinmiyor: Şiir-
den söz etmek, mühendislikten, doktor-
luktan söz etmekle eş anlamlıdır. Dok-
torluk, mühendislik gibi şairlik de bir uğ-
raştır. Sanatlar içinde belki de en geliş-
mişidir şıir. Gene ancak engelişmiştop-
lumlann yarattığı yüce, büyük bir yara-
tı sanatıdır. Genepek enderyaratılan bir
anfamlar sanatıdır. Bir şiir yazıimtşsa
dünyada bir şeyler değişime ugramıştır.
Gökyüzü artık her gün gördüğumüz gök-
yüzü değildir. Hiç degilsedünya birona-
nmdan geçmiştır. Bır şiir yazılmışsaeg-
rilmiş bir dal varsa düzeltilmiş demek-
tir. Biryaprak, bırden dev ınim içinegir-
miştir. Şiir^loğası gereğı kendı dışında
hiçbiramaç gütmez: Ne denli saptınlır-
sa saptınlsın. ne denli kendi dışına çı-
karılırsa çıkarılsın, kullanılsın (yalnız
şiirkullanılmaz, egrilip bükülmez. biçim
değiştirmez) çıkıp geldiği yeri boşla-
maz. boşlatmaz: Heryerde, herdurum-
da kendidır. kendi olmakla vardır. Kısa-
ca hiçbırbiçimdekullanılamazşiir. Hem
gerçek varlık kullanım dışıdır. Erktir şi-
ir. Hererk gibi ya vardır, ya yoktur. Var-
lıgı her şeye yeter. Pisliği süpürüp siler.
Hem gerçek şiir kullanım dışı oldugu-
na göre, kendi dışında bir amacı olma-
dıgına, bir şeyler öğretmedigıne göre şi-
ir bizim neyimize mi diyorum. Hayır. Ger-
çek şiirin ne oldugunu söylemek istiyo
rum.
- Son > ıllarda şiirimizin bir rüzgâr ya-
ratamadığı durağan bir dönem geçirdi-
ği ileri sürülüv or. Hatta şürimizi kendi çiz-
gisi içinde değerlendirmevi unuttuğu-
muz, onu kendi toprağından kopartbğı-
mız için Türk şiirinin öv künmeci bir şi-
ir haline sokulduğu görüşii var...
Bugün Nâzım'ın tek kişilik koro şiiri
gibi bir şiirden söz edilemez. Gene tek
kişilik içkin Necip Fazıl şiiri gibı "ayn
bir koro" şıirden de... Ne de Orhan Ve-
li, Oktay Rifat, Melih Cev det gibı sarsı-
cı bir şiirin süriip gitmesinı isteyemeyiz.
O güne değin yazılagelen şiirin üstünü
çizen bir aitın çag şiirı olan II. Yeni'den
de bunu isteyemeyiz. Dogaldırbu. Ulus-
ların tarihinde bazen elli, bazen de ko-
ca bir yüzyıl şiinn adının geçmediği ol-
muştur. Bugün bizim şiirimiz gibi dün-
yada da bü> ük patlamaların geride kal-
dıgı görülmektedir Fransız şiinnde bir
Mallarme, bır Baudelaire, bir Rimbaud,
StJohnPerse; /ngiliz şiinnde bir LS.EB-
ot, Amerıkan şiirinde bir Edgar Alan
Foe,birYVhitman,birPound;ltalyanşi-
irinde de bir l ngaretti, bir Montale,Al-
man şiirinde bir Brecht yok. Rus şiirin-
de Mayakovski gibi bır Sen Den Noun
gibi, Yunan şiirinde de bir Elisit, Ritsos
gibi şairleryok. Bizim gibi onlardadün-
yaya yeni anlamlar kazandıracak yeni şa-
irleri beklıyorlar. Dünya kendisine yeni
anlamlar kazandıracak şairleri bekliyor.
Kimbilır nice nice beklenilecek. Ama
bizim için şu da var: Bir Dağlarca, bir
Anday, bir Sezai Karakoç, bır GöJten
Akm, bir Ece Ayhan, bir İsmet Özel ya-
şarlarken, yazarlarken bugünkü şiirimi-
zin bir bunalım geçirdigini söylemek
gülünçtür...
^yi şiir devinim içindedir'
- Günümüzfln gençşairlertni vakından
izlediğinizi bilivoruz. Genç şairleri Türk
şiirinin gekieği adına umut verici bulu-
yor musunuz?
Sevdığım genç şairler var. Onlan oku-
mak beni sev indiriyor. Ama şu var: Şi-
irleri çok süslü. Sonra da çok birlikte
yaşıyorlar. Uzaklığın erdemıni yaşamı-
yor, uzaklıgı düşünmüyorlar. Hem genç-
likte şiir yazıiır, çok da yazılır. Bu beni
korkuruyor Şiir çünkü asıl yaşlılıkta var-
dır. Kavafis. "ben ihtiyaruğın şairivim"
der. Öte yandan bugün bazı şairlerde Ser-
vet-i Fünun ve de Fecr-i Âti'nin ölü ti-
nini gelenek adına diriltmeye çalışıyor-
lar. Oysa ölü doğan diriltılemez.
- Okurlann özellikJeiJgisini çeken, me-
rak ettikleri bir başka nokta da bir şiirin
yazüma sürecinüı nasıl gerçekleştiği...
Yazma sürecim. tıpkı bir ağacın, bir
sap otun. bir karıncanın süreci gibi ger-
çekleşiyor. Ne fazla ne eksik. Bir şiirin
dünyayagelmesi; baş vermesi l
*varbk"ın
izledigi süreçle eşdeğerdir. Bu yüzden
iyi bir şiir hem dünyaya geliş sürecinde,
hem de dünyada kaldıgı sürede dev inim
içindedir. Varoluşun bütün hallerini ya-
şar.
Robert Redford, yenifılminin îanıtımı için Roma 'ya yeniden konuk oldu
HoUywood'dan kaçan birkovboy
• Robert Redford 'un hem yönetip hem de başrolünde
oynadığı ilk filmi 'Atlara Fısıldayan Adam'ın dışında
da. çalışmalan olanca yoğunluğuyla sürüyor.
Sinemada öncelikle 'Operadaki Hayalet'i yöneteceğini
belirten sanatçının daha sonraki planı ise yine
beyazperdede George Washington'ı canlandırmak.
KültürSmisi- ^'irmili yaşlann-
da Floransa'da sanat eöitinıı gören
Robert Redford. kendisını yeniden
bu büyülii kenie kaptırmamak için
yıllarca geri dönmemişti İtalya'ya.
61 yaşındaki oyuncu, kısa bir süre
önce yeni fîlmi 'Atlara Fısıldayan
Adam'ın lanıttmı için yeniden Ro-
ma'ya konuk oldu. Aşağıda, sizle-
re Corriere della Sera gazetesinin
Redford'la yaptığı söyleşiden ke-
sırler sunuyoruz.
Çok renkli bir kariyeri var Red-
ford'un. Organizasyonunuyürüttü-
gü Sundance Festivali'nin yanı sıra
birtelevizyon kanalmın tüm sorum-
luluklarını üstleniyor. Tanıtımı için
Italya"da bulunduğu 'Atlara Fısılda-
>an Adam* ise Redtbrd'un hem yö-
netip hem de başrolünde oynadığı ilk
film. Nicholas Evansın best-seller
romanından sinemaya uyarlanan
fılm. ınsjn ve doöa ahlakını irdeli-
yor.
•'Bu filmde. arlarlaözel bağlar ku-
rabilen bir adamın öv küsü aracılı-
ğıyla Montana'nın doğasını anlalı-
vorum"dıvor Redford. "Kalninde
v« bedeninde onulmaz varalar taşı-
yan bu modern kovbov, vaşamını
fetçli bir genç kızla paylaşryor."
Redford'un yaşamındaki tek sa-
nat sinema değıl. Müzik, edebiyat
ve resim de birertutku onun için. "İz-
lenimcileri seviyonım. Pierre Bon-
nard benim ressamım. Soj ut akım-
lar ise bana biraz uzak gelivor. Mo-
zart'ı elektronik müziğt yeğlerim,
ama bilimkurgu yazan Jack Fin-
ney'i okumaktanda büyük kevif ab-
nnı."
Redford'un özel yaşamı üzerine
çok fazla şey bilinmiyor. O bir ba-
ba ve dört torunu olan birdede. Sev-
dikleriy le birlikte vakitgeçirmekten
hoşlanıyor, onlan anlamaya çalış-
maktan... Okumayı. yaşamayı ve
doğayla iç içe olmayı sev iyor.
Hollywood'dan kaçmış gibı bir
hali var Redford'un "Doğup büyü-
düğümyerolar I^os \ngeles"tagenç-
lik vıllanma ilişkin çok güzel anıla-
nm var. O günlerde portakaJ koku-
su ve çeşidi renklerin hâkim olduğu
şirin birkasaba gibiydi Los Angeies.
Meksika kültüriiyle derin bir bağı
vardı. Şimdi ise her şe> devasalaşb.
Olaj lan ve gökdelenleri>1e karma-
kanşık bir fîlmi andınyor. Kuzeyde,
Napa \adisi yakınlannda bir evün
var, kalbim orava ait arük. Orada-
ki tepeler bana, R.L. Stevenson'uı,
çoksevdigimyazarThomas Mann'm
yaşadığı Toscana'yı anımsatıyur."
Redford, bugüne dek sinema dün-
yasınınen önemli yönetmen veoyun-
culanyla birlikte çalıştı. PauJNew-
man, VVarren Beatty ve Sydnev Pol-
lack'la aralarında çok güçlü birbağ
var. JaneFonda. Redford'un gözde
partneri. Edward Bums gibi bazı
genç yönetmenleri ve Brad Pht, Mk-
hefle Pfeiffer gibi oy^unculan da be-
geniyor.
lyice yaşlandığı zaman evine çe-
kılip kitap okuyarak ve eski filmler
izleyerek vakıt geçıreceğmı söyle-
yen Redford'un, çalışmalan halen
olanca yoğunluğuyla sürüyor. Sine-
mada öncelikle 'Operadaki Havatet'i
yöneteceğini beJirtiyor. Daha son-
raki planı ise yine beyazperdede Ge-
orge VVashington'ı canlandırmak.
İlk fırsatta yönetmen)iğinı yapaca-
ğı filmler, iki edebiyat uyarlaması:
Robert M. Pirsig'den 'Zen ve Moto-
sikiet Bakım Sanaö' ve Jack Fin-
ney'den rımeandAgain' Finney'in
kitabından sinemaya aktaracağı fıl-
mı, "zaman üzerine bir çalışma"
olarak niteliyor Redford: "Beni bü-
viileyen bir konu.üpkı yaşam gJbL_"
• Çılgın Şehir Yönetmenliğini Costa Gavras'ın
yaptıgı filmde başrolleri Dustin Hoffman, John
Travolta ve Alan Alda paylaşıyorlar. (Beyoğlu Fita
249 01 66, Osmanbev Ga:ı 24" 96 65. Cineplex
Odeon 216 3' 911, Etiler Akmerkez 282 05 05,
Etiler Cinenuıclub 263183S. Maslak Princess 285
06 95. Bukırköy Avşar 5X3 46 02, Bakırköy
Carousel 571 #3 80, Ataköy Prestige 560 '72 66.
Şaşkınbakkal Cinemax 46" 44 67. Suadiye
Moıiep/e.v 411 90 62, Altunizade Capıtol 310 06
16, Kadıköy Kadıköy 337
^4 00. Avalar Slandart
695 36 45)„
• Evltlik Öpücüğü Yönetmenliğini Frank
Coraci'nin yaptığı filmde başrolleri Adam Sandler
ve Drevv Berrymore paylaşıyorlar. (Beyoğlu Emek
293 84 39, Osmanbey Gazi24~! 96 65. Mecidivekö)
Cineplex 216 37 90. Etiler Akmerkez 282 05 05,
Etiler Cinemaclub 263 18 38. Ortaköy Ferive 236
28 64, Bakırköy Carousel 571 83 80, Bakırköy
Avşar 583 14 97
, G O Paşa Cinemass 57
8 50 62,
Kadıköy Süre\TU 336 06 82, Şaşkınbakkal Cinemax
467 44 6'. Altunizade Capitol 391 19 35,
Beylikdüzü \tigms 852 01 90)
M Tannyı Oynamak Filmde başrollen David
Duchovny. Angelına Jolie paylaşıyorlar. (Beyoğlu
Fitaş 249 01 66, Bakırköy tncirli 572 64 39,
Ortaköy Princess 236 20 72, Altunizade Capitol
391 19 35, Kadıköy Moda 337 01 28. Maltepe
Grandhouse 442 60 30)
M Kumpas Yönetmenliğini David Glenn
Hogan'ın yaptığı filmde başrolleri Keenen Ivory
VVayans. Jon Voight. Jill Hennessy, Paul Sorvıno ve
Eric Roberts üstleniyor. (Beyoğlu Fita} AFM 249 01
66, Osmanbev Gcızi 247 96 65, Cineple\ Odeon
216 97 W), Etiler Akmerkez 282 05 05, Maslak
AFM Princess 285 06 95, Bakırköy AFM Carousel
571 83 80. G 0. P. Cinemass 578 50 62. Altunizade
Capitol 310 06 16. Kadıköy Kadıköy 337 74 00,
Erenköv Cinepol 362 51 00, Maltepe Grandhouse
442 60 30)
• Lolrta Yönetmenliğini Adrıan Lyne'ın yaptığı
filmde başrolleri Jeremy Irons. Melanıe Gnffith.
Frank Langella ve Dominique Svvain paylaşıyorlar.
(Beyoğlu Şinepop 251 11 76, Şisli Kent 241 62 03,
Ei'i/iiri^284\ÎÖZt£ ÇMâ Şfkkff^2^/ ^ Ö Ç } Şf
60, Bakırköy tmirli 572 64 39, Bakırköy Avsar 583
46 02. G. Ö. Pascı Cinemass 578 50 62. Silnri Maxı
736 01 60, Kadıköy Hakan 337 96 37. Suadive
Movieplex 385 24 09)
Mimarlar Odası'ndan Kültür Bakanlığı'na tepki
KültürServisi-Mimarlar Odası Utanbul
Büyükkent Şubesi Başkanlığmı v ürüten İTÜ
Öğrenni LKesı vemımarlıktanhı ıızmanı Afr-
fe Batuı un vargı kannyia jonıden atandı-
ğı Koruma Kurulır>\uıki cörcv inc Kultlır Ba-
kanlığı f.ır.ınd:!.
1
'
1
vcı.'itl^n >».>rı .."ı dııvsı rar-
tışnu yaıatıı. Kaltıiı I3ak.ır.ı isternıhan Ta-
lay'ın r'p-'t Batur'i'n, inimjrolankızma^it
projv'ien kııru! günd^mirK' aiarak kavırdığı
ve onuyladığı şekliıukkı açıklamalan ise
\lıınjrİ:ır Odası'nca icpkıyle karşılandı.
Son zam.ııılardaki koruma kurulu üye-
likleriyle ılgilı gelişmeler üzerine Mimar-
lar Odası Genel Başkanlığı'nca Kültür Ba-
kanı Talay 'a gönderilen 3 8 98 tarihlı \ azı-
da Afife Batur'la ılgilı olarak şu görüşe yer
veriliyor: "Koruma Kurnlu'nda koruma
amaçİı projelere doğil de rant amaçlı proje-
lere onav veriiiyorsa. bunun sorumlusunun
sadeee ku/ul ü>esi ProJ" Afife Batur değü,
başta av nı Kurul'da tarafını/ca gürevlendi-
rilenve Kurul'daki (i/clliklc MimariarOda-
sı'nda etkin çaltşnıalar >apan üvelerk çalt-
şamavacağını size de belirten Kurul Başka-
nı Prof. Dr. Semavi Ey ıce olmak ûzere di-
ğerrtimüyderin desorumlu olduğu ortada-
dır. Kaldı ki sizden önceki dönemde başla-
tılan \e şimdi de sürdürülen bir uygulamay-
la Kurul gündemlerini desadeee Kurul mü-
dürieri saptamakta, üvelerin yetkisi bulun-
mamaktadır."
Başvuruda "kavrılan proje" olarak dile
getırilen Bogaziçi'ndeki Huber Köşkü'neait
restorasyonla ilgıli projeye Afife Batur'un
heniiz koruma kurulu üyesi bile değilken
Cumhurbaşkanlığı tarafından bılimsel da-
nışman olarak görevlendırildığı ve bu pro-
jenin kalite nedeniyle Italya'da övgülerle
karşılandığı belirtiliyor. Başvuruda a>nca.
aynı konumda olan diğer mimar üyelerden
Prof. Dr. Zeynep Ahunba.v, Mimarlar Oda-
sı üyesi Nurhan Ercan, Doç. Gül Asate-
kin ve mimar Behruz Çini'nin de gerekçe-
siz olarak görevlerinden ahndığı. Prof. Dr.
Hakkı Önel ıle Prof. Dr. Nuran Zeren Gü-
lersoy'un da Kültür Bakanlığf nın ve özel-
likle Kurul Müdürü'nün koruma konusun-
daki tutumlanyla çelıştikleri ve Bakanlığa
sunduklan şıkayet ve uyanlann dikkate alın-
maması sonucunda Kurul toplantılarına ka-
tılmayarak üyeliklerinı zorunlu olarak dü-
şürdiikleri tekrar anımsatılıyor.
• Çıplak Bakış Yönetmenliğini Vicente
Aranda'nın yaptığı filmde başrolde Lauro Morante
var (Bevoğlu Alkazar 293 24 66. Çemberlitaş Şafak
516 26 60)
• Kasaba Yönetmenliğini Nuri Bılge Ceylan'ın
yaptıgı fılm tekrar gösterimde. (Beyoğlu Pera 251
32 40)
• Lola Yönetmenliğini Tinto Brass'ın üstlendiği
filmde başrolleri Anna Ammirati ve Patric Movver
paylaşıyorlar. /Beyoğlu Alkazar 293 24 66.
Bakırköy tncirli 572 64 39, Kadıköy As 336 00 50)
• 5. Güç Yönetmenliğini Luc Besson'ın yaptığı
filmde başrollen Bruce VVillis. Gary Oldman ve
Milla Jovovich paylaşıyorlar. (Beyoğlu Fitaş 249 93
61, Ortaköy Fenve 236 28 64. Ümramye Princess
461 03 82. Kadıköy Bahariye 414 35 05)
• Baraka Filmin yönetmeni Ron Fricke. (Kadıköy
Moda 337 01 28)
• Ağır Roman Mustafa Altıoklar'ın yönettiği
filmde Okan Bayülgen ve Müjde Ar rol alıyor.
(Kadıköy Broaduay 346 14 81. Beyoğlu Atlas 252
85 76. Osmanbey Gazi 247 96 65, Etiler Movieplev
284 30 04, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy
Avşar 583 14 97. Zeyünburnu Yenidoğan 558 58
01. Avcüar Standart, Suadn e Moviepler 385 24 49)
• Idil Kültür Merkezinde bugün. yann ve
çarşamba günü 'Barton Fınk". perşembe, cuma
'Yol\ cumartesı pazargünlen de 'Braveheart' adlı
filmler görülebılır
• Beyoğlu Sineması Yaz Şenliği kapsamında
bugün "Dalgalan Aşmak". yann 'Can Dostum'.
çarşamba 'Kayıp Otoban'. perşembe "Othello',
cuma günü "Anzona Riiyasf. cumartesı günü
'Avrupa'. pazar günü de 'Microcosmos' adlı filmler
izlenebilir.
Hologram için ilk başvuruyu
Oxfopd Yaymcılık yaptı
• Kültür Servisi - Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu'na göre ııygulamaya konulan hologramın
bir sansür aracı olmadığını belirten Istemihan Talay,
"Hologram. vavınevleri açısından birprestij
meselesı olacaktır" dedi. Yeni yayımlanan
yönetmeüğe göre 9 ay »üre tanıdığını ve
yayınev lerine hologram zorunluluğu
getirilmediğinı ıfade eden Talay. bu kapsamda ilk
olarak Otford Yayıncılık'ın başvuruda
bulunduğunu bıldırdi. O.xford Yaymcılık Genel
Müdürü Emrah Özpirinçcı, hologram
uygulamasını korsan ya> ınlara karşı çözüm olarak
gördüklerini «nv \p<]i