Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S AĞUSTOS 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA*
HABERLER
Baykal'ın 'DSP dışında kimseyle ittifak yapmayız' sözleri tepkilere yol açtı
CHP'de ittifak tarbşması
Şekere yüzde
15zam
• ANKARA (Cumhuriyet
Bairosu) -Türkiye Şeker
Fabrikalan Genel
Müdürlüğü
(TÜRKŞEKER), şeker
toptan satış fîyatlannı
yüzde 15 oranında arttırdı.
TLJRKŞEKER'den yapılan
açıklamaya göre yeni satış
fiyatı 10 Ağustos pazartesi
giinünden itibaren geçerli
olacak. Açıklamaya göre.
krista] şekerin fiyatı. 50
kg'lik torbada kilogram
olarak 187.000 liradan
21 5.000 liraya; küpşeker,
50 kilogramlık torbada
204.050 liradan 234 bin
liraya çıkanldı.
Münif Islamoğlu
oldu
• ANKARA (AA)-
Cumhurbaşkanlığı
Başdanjşmanı, devlet ve
eski sağlık bakanlanndan
Münif Islamoğlu (1917)
öldü. Islamoğlu önceki gece
tstanbul'da, Florence
Nightingale Hastanesi'nde
kalp ve böbrek
yetmezliğinden yaşama
veda etti. Münif Islamoğlu,
10 Ağustos Pazartesi günü
Kocatepe Camii'nde
kılınacak öğle namazının
ardından toprağa verilecek.
Batman'da
cinayet
• BATMAN (AA) - Batman
11 merkezinde bir kişi
uğradığı sılahlı saldın
sonucu öldü. tşçi olarak
çalıştığı Bankalar Caddesi
üzerindeki kahvehaneye
gitmekte olan M. Salih Ulu
(24), henüz kimliği
belirlenemeyen kişi \eya
kişilerin silahlı saldınsına
uğradı. Olayda agır
yaralanan Ulu. hastaneye
kaldırılmak istenirken volda
yaşamını yitirdi. Aynı
kahvehanenin sahibi olan
M. Akıf Işık da yaklaşık bir
ay önce kimligi belirsiz
kişi ler tarafindan
kaçırıldıktan sonra
öldürülmüştü.
Kaçınlan
belediye başkanı
• \AN/ÇATAK(AA)- .. .
PKK'liler, bir hafta önce
kaçırdıklan çobanı. iki gün
önce kaçırdıklan
Bahçesaray Belediye
Başkanı Naci Orhan'ın
elbiselerıni giydirerek
serbest bıraktılar. Çoban
Salih Kıvat. önceki gece
serbest bırakıldıktan sonra
gü\enlik güçlerine sığındı.
Jfadesıne başvurulan çoban
Salih Kıyat. buradan.
Akçabük köyüne gittı.
Orhan'ın durumundan ise
henüz bir haber alınamadı.
Coşar toprağa
verildi
• KONYA (AA)- Yalova'da
geçirdiği rahatsızlık sonucu
önceki gün ölen Yargıtay
Onursal Başkanı Ahmet
Coşar. Konya'da toprağa
verildi. Coşar"ın cenazesi
dün Konya'ya getirildi ve
Sultan Selim Camısi'nde
kılınan namazdan sonra
Üçler Mezarlığı'ndaki aile
kabnstanına defnedildi.
Cenaze törenine Vali Namık
Günel. Büyükşehir Belediye
Başkanı Halil Ürün, Selçuk
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Abdurrahman Kutlu.
Cumhuriyet Başsavcısı
Ismet Baİseven. ailesi ve
yakınlan katıldı.
Hakkâri'de yer
sarsıntjsı
• HAKKÂRİ (A.\) -
Hakkâri'de dün sabaha karşı
mevdana gelen deprem. can
\e mal kavbına neden
olmadı. İstanbul Kandilli
Rasathanesi yetkilileri,
merkez üssü Hakkâri olan
depremin Yan'da da
hıssedıldiğini \e4.4
şıddetınde olduğunun
belirlendiğıni söylediler.
Açıklama
• Haber Merkezi -
Cumhurbaşkanlığı Basın
Müşavirliği. 7 Ağustos
1998 tanhli gazetemizde
\,ayımlanan "'Siyaset-
Tarikat Pazarlığına
Cumhurbaşkanı Demirel'in
Gölgesi Düştü" başlıklı
haberle ilgili olarak bir
jçıklama yaptı.
Açıklamada. "7.8.1998
tarihli gazetenizin 1.
sahifesındeki "Siyaset,
Farikat Pazarlığına
"umhurbaşkanı Demirel'in
Ziölgesı Düştü" şeklinde
.erilen haberin gerçekle
izaktan vakından hiçbir
Igisi yokrur" denıldi.
Tl'REY KOSE
ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın "DSP dışında kimseyle ittifak
yapmayız" vaklaşımına bazı milletvekille-
ri \e örgütlerden tepki geldi. İçel Milletve-
kili Fikri Sağfar, "Tüm sol aydınlann, rtim
sol örgiitierin ve sivil toplum örgütlerinin
CHP onderliğinde işbirtiğinden yanayım.
Böyle bir birliktdiğin manifestosu da şim-
diden açıklanmalT derken Samsun Mıllet-
\ekili Murat Karayalçın, "Seçim ittifakla-
n kurumsallaşnrılmalı. Arnk solda organik
biıiikteliğin sağlanamav acağı görüldü" de-
di. istanbul Milletvekili Mehmet Moğultav
da. "sol güç birliğinin zorunlu olduğunu"
söyledi. Merkez yürütme kurulu (MYK.)
üyesi ve İstanbul Milletvekıli Algan Haea-
loğlu ise "Önce ilkeler konmalı. önce poli-
Hayrettin uzun
'İstifa
etmem'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ANAP'ın muhalif
isimlerinden Kocaeli Mil-
letvekili Hayrettin Uzun.
yıllardır eleştirdıgı. yolsuz-
luk ve hırsızlıkla suçladığı
Tansu Çiller'ın genel baş-
kanlığını yaptığı DYP'ye
geçeceğine ilişkin eleştirel
yazılar üzerine partisinden
istifa etmekten vazgeçtı. Bir
fazilet mücadelesi verdiği-
ni sav unan Uzun. *"Siyasi in-
tihan tercih ediyorum. Ba-
kalım. bundan sonra par-
timde vereceğim etik nıüca-
Ğek)ebasın ne kadar destek
olacak" dedı.
Önceki gün akşam Baş-
bakan Mesut Vılmaz'la gö-
rüştükten sonra basın top-
lantısı yapmaktan vazgeçe-
rek yalnızca bir istifa dilek-
çesi gönderme karan veren
Uzun. ancak hakkında ba-
sında çıkan haberleri görün-
ce yeniden bir basın toplan-
tısı yapmaya karar verdi.
Uzun. düzenlediği basın
toplantısında rahatsızlıkla-
nnı dile getirdi. 9 ay önce-
den seçim karan ahnması-
na itirazı bulunduğunu be-
lirten Uzun. bu kararın ana-
yasaya aykırı olduğunu sa-
vundu.
• İçel Milletvekili Sağlar: Tüm sol örgütlerle güçbirliği
yapılmalı. Samsun Milleh ekili Karayalçın: Organik birliktelik
olanaksız, ittifak zorunlu. İstanbul Milletvekili Hacaloğlu: Önce
politikalarda işbirliği sağlanmalı.
tikalarda işbirliği olmalı. Benim diinyamda
HADEP'le işbirliği yok. Ancak ÖDP aynı
değil" görüşünü dile getirdı.
TBMM'nin 18 Nisan'da yerel ve genel
seçimlerin birlikte yapılması karan aima-
sının ardından, merkez sağda ve solda itti-
fak aravışlan başladı. CHP üst yönetimi,
geçmişteki
U
HEP deneyimi" nedeniyle it-
tifaka soğuk bakarken Baykal. "Bizsade-
ce DSP ile ittifak yapanz. Önlar da ANAP
ile yapmayı tercih ediyor" sözleriyle bu ko-
nudaki yaklaşımınıortayakoydu. CHP yö-
netimi "ittifaka hayır" derken bazı milîet-
vekilleri ve örgüt temsilcileri. "ittifak zo-
runlu" görüşünü dile getirdiler. CHP İs-
tanbul Milletvekili ErcanKarakaşsol güç
birliği sağlanmasının zorunluluğuna dikkat
çekerken İçel Milletvekili Fikri Sağlar şu
görüşleri dilegetirdi:
"Solun ikridar olnıaması durumunda,
2000'li yıllar: önce Türkije'nin sınırları,
sonra da bağımsulığının tartışıldıgı yıllar
olacaktır. ÎNüfusu artnıış, ekonomisi gerile-
miş, u\ uşturucunun ekonominin önemli bir
geliri haline geldiği bir ülkenin vönerinıi de
mafyalaşır. Bunlan engelle>ecek olan sol-
ÇİZMEDEN YUKARI
dur. Bugünden ileriv igörüp solun bütünleş-
mesi ve güçlü bir şekilde iktidara gelmesi-
nin yolunu açmalıvız. Sadece DSP ile değil,
tüm sol aydınlaria. tüm sol örgütlerle, sivil
toplum örgütleri>le güç birliğinden yana-
vım. Böyle bir biriiktoliğin nıanifestosu da
şimdiden açıklannıalı. Sadece kişi ya da
grupçuklan parlamentoya taşınıa amacı ta-
şımayan bir güç birliği olmalı \e bunun ön-
derliğini CHP yapmalı."
Samsun Milletvekili Murat Karayalçın
da, solda ittifakın yaşama geçırilmesi ve
kurumsallaştırılması gerektiğini söyledi.
Solda organik birlıkteliğin olanaklı görül-
mediğini bildiren Karayalçın. "Burada ta-
kılıp kalmanın anlamı vok. Solda seçim it-
tifakı sağlanırsa bu, hem Türkiye hem de sol
içinyararlıolur"dedı. Karavalçın. ittifakın
Avrupa sosyalist hareketinin de kuîlandığı
bir teknik olduğuna dikkat
çekerek "ANAP-DSPittifa-
ka hazırlanırken böyle bir
düzenleme çok önemli.
Hem yerel hem de genel se-
çimlerde ittifak yapılmalı.
Hangi partilerleittifak vapı-
lacağı konusuna gelince, bu
aşamada isimlendirmeyi
doğnı bulmuyorum.
Önemli olan, önce kunı-
mun gelmesi" görüşünü di-
le getirdi.
CHP tstanbul Milletve-
kili Mehmet Moğultay, so-
lun güç birliğini savundu-
ğunu bildirdi. 1980 sonra-
sında solun bir araya gele-
mediğini vurgulayan Mo-
ğultav; "Bunun gerçekleşti-
rilnıesi lazım. Demokratik
solculann, sosyal demokrat-
lann. demokratik sosyalLst-
lerin güç birliği zorunlu.
Sosyaldemokradar iktidar
olanıasa bile iktidara yak-
laşmah" dedı.
CHP Adıyaman Millet-
vekili Celalîöpkan ise Do-
ğu ve Güneydoğu örgütleri-
nin başarı şanslarını HA-
DEP'le ittifakta gördükleri
için güç birliği istediklerini.
geçmişte ödenen bedel dü-
şünülerek hareket edilmesi
gerektiâini söyledi.
CHP"\1YK üyesi ve is-
tanbul Milletvekili Algan
Hacaloğlu ise "Bazı karar-
lar zamanında açıklanır.
Önce bir ilkeyi doğru koy- ,
taak lazım. İlkesi/lik teme-
tıhde değil. önce politikalar
temelinde işbirliği olmalı.
Önce çözümlerde anlaşa-
bm" görüşünü dile getirdi.
Ufıık Uras, antidemokratik yasalarla gidilecek seçime karşı güç birliği yapacaklarını söyledi
ODP kide örgüderindeıı destek istiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ÖDP Genel Başkanı Ufuk Lras Türki-
ye'nin demokratikleşme. banş ve özgür-
leşme sorunlannda üzerlerine düşen so-
rumluluğu yerine getirmekten kaçınma-
yacaklannı belirterek. "Bu nedenlepar-
timiz antidemokratik yasalarla seçime gi-
dilmesine karşı tüm toplumsal muhalefet
güçleriyle birlikte ses yükseltmenin \e bu
hesabı bozmanın bugün çok önemli ve ge-
rekli olduğuna inanmaktadır" dedi.
ÖDP'nin sıyasi partiler. sendikalar ve
demokratik kitle örgütleri-
ne yaptıklan ziyaretlerin
değerlendirildıği il başkan-
ları toplantısında konuşan
Uras. halkın adalet duygu-
sunu incitmeyecek bir se-
çim sisteminin çıkması için
henüz vakit olduğunu bil-
direrek. başta CHP ve DSP
olmak üzere bu konuda ka-
yıtsız kalanların ciddi so-
rumluluk ve vebal altına gi-
receklerini söyledi.
UrasTürkiye'ningökku-
şağı gibi çok dılli. çok kül-
türlü bir mozaik olduğuna
dikkat. çekerek. toplumun
farklı kesimlerinin güçleri
oranında temsiline olanak
veren. her türlü antidemokratik baraj v e
engellerden arınmış seçimlere gereksi-
nim duyduğunu kaydetti.
Ufuk Uras. kararsızların ve hiçbir par-
tiye oy vermemeyı düşünenlerin toplam
seçmenlerin yarısına yaklaştığına işaret
ederek. "Üstelikkararsız olarak tanınıJa-
nan seçmen kitlesinin son derece kararlı
olduğu bilinmelidir. Bunlar emekten, ba-
nştan, laiklikten yanadır. Endonezya'da
Suharto'lann yüzde 55 enflasyonla nasıl
devrildiğini gördük" diye konuştu.
Toplumsal muhalefetin gerçek sözcü-
lerine TBMM'de temsil olanağı veren bir
seçim sistenıi oluştunılmadıkça istikrar-
sızlığın derinleşeceğini söyleyen Uras
şöyle konuştu:
"Üstelik bu yasalann sonucu ortaya çı-
kan son ıMeclis bileşimi de, toplumsal mu-
halefetin örgütlü örgütsüz tüm kesimleri-
ni temsil etmekten uzaktır. Sendikalar,
meslek odaları, ynrttaş inisi> atifleri, de-
mokratik örgütler ve Türkiye'nin tarih-
ten gelen farklı kültürel ve kimliksel özel-
HADEP'in yedegi DEHAP
ANKARA (Cumhurivet Bürosu)
- Yöneticilerinin büyük bölümü
Ankara Devlet Güvenlik Mahke-
mesi'nde (DGM) yargılanan ve ka-
patılma oiasıhğı bulunan Halkın
Demokrasi Partisi (HADEP), seçim
yasağından kurtulmak amacıyla ye-
dek partı kurdu. Yargıtay Cumhuri-
yet Başsavcılığı'nca kapatılma da-
vası açılması durumunda. bu parti-
nin milletvekili adaylan. seçime ka-
tılma koşullannı taşıyan Demokra-
tik Halk Partisi (DEHAP) listele-
rinden aday olacak.
HADEP Genel Başkan Yardım-
cısı Osnıan Özcelik. seçim yasası-
nın demokratikleştirilip ittifaklann
yasal hale getirilmesi gerektiğini is-
teyerek öncelikle ÖDP olmak üze-
re demokrasi ve banş yanlısı güç-
lerle bir araya gelebileceklerini söy-
ledi. Osman Özçelik, partilerinin
yapılacak yerel seçimlerde Güney-
doğu'dan tek güçlü parti olarak çı-
kacağını öne sürerek "Esld adıyla
RP'nin ikivüzlü, çtkarcı poütikala-
n deşifre olmuş durumda. Bölgede
btflmle yanşacak parti yok" dedi.
ÖDP ile insan hakJan, demokrasi,
özgürlükler ve insan haklan konu-
lannda sürekti ilişkileri olduğunu
bildiren Özçelik, seçim yasası he-
nüz ortaya çıkmadığı için seçimler-
de ÖDP ile ilişkilerinin ne boyutta
olması gerektiğine karar vermedik-
lerini kaydetti.
likleri bu Meclis'te kendilerine yer bula-
mamıştır. Türkiye'nin özgür, eşit ve de-
mokratik geleceginin ise bu güçlerin elle-
rinde şeldlleneceği aşikârdır. Onlann dev-
re dışı bırakıldığı her seçim. ülkemizi bu
toplumsal vönelimden daha da uzak ve
karanlık noktaiara sürüklevecekrir."
Topiumsal muhalefetin sesi
ÖDP MYK üyesi Bülent Forta ise se-
çim ittifaklanyia ilgili olarak hedeflerinin
toplumsal muhalefetin sesini Meclis'e ta-
şımak olduğunu söyleyerek,
çalışmalarınm halkın irade-
sini Meclis'e taşıyacak bir
seçim yasasının çıkanlması
yönünde olduğunu belirtti.
İttifak tartışmalan için he-
nüz erken olduğunu söyleyen
Forta, "ÖDP'nin. genel mer-
kez binalannda oluştunılan
siyaset yapış tarzını değiştir-
mek gibi bir hedefi var. Genel
merkezler düzeyinden yapı-
lacak ittifak görüşmeleri
ÖDP'yi diğer partilerden
farksız yapar. Gerçek ittifak
toplumsal muhalefet güçle-
riyle yapılır. ÖDP de bu mu-
halefet güçlerinin sözcüsü ol-
maya çabşmaktadır" diye
konuştu.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr
Bana kalsa. şu başlığın başına
"Sıkıyorsa" diye bir sözcük ekler-
dim. Ama baktım okuyucu ile ga-
zete yönetimi el ele verip "Gene
edepsiz gazetecıliğin seçkın ör-
neklerini vermeye başladı n" diye
fırçalayacaklar: baktım yazının
muhatabı olan politika esnafı. ya-
zının içeriğine yanıt bulamayıp ça-
mura yatacak, örneğin savcıları
harekete geçirip "Türk Ceza Ya-
sası'nın 159. maddesinin ihla-
//"nden filan dem vuracaklar, vaz-
geçtim. Yazının başlığı o yüzden
"sıkıyorsa"s\ makaslanmış olarak
yazıldı...
Çünkü sıkmıyor!
Bende değil, günlerdir ortalığı
"af saçmalığı ile çalkalayanlar-
da sıkmıyor.
Soruna Rahşan Ecevit'ın ku-
yuya attığı bir taş olarak bakıla-
maz. Hele o vıcık vıcık "kaderkur-
banlan" teriminden yola çıkıla-
maz.
Erbabı, yani yaşamının çeşitlı
duraklannda içeri girmişler iyi bi-
lir. Çok değil, 10-15 yıl öncesine
kadar mapus damındakiler ikiye
Af Çıkarmaym, Yasa Çıkann
aynlırdı: "Sıyasiler" ve "ad/'"ler.
Sonralan siyasi olmayanlara "adi"
denmesi yakışık almadığından
"adliler"' diye bir terim uyduruldu.
Bizcıleyin bu ayrımın "sıyasiler"
bölümünde yer alanlar buna pek
itiraz etmediler. En azından böy-
lece kendi durumumuzun hiç de
"adli" olmadığını, adalet dışı bir
uygulamaya işaret ettiğini dolay-
lı da olsa ima etmiş oluyorduk.
Işte "kader kurbanı" diye nite-
lenenler genellikle bu "adli mah-
kûmlar'üır. Bu terimin içine siya-
si olmamak koşuluyla her türlü
mahkûmu doldurabilirsiniz. Ço-
cuk kavgasından başlayan taşlı
sopalı aile kavgasında komşusu-
nu bıçakla doğrayan. pompalı ile
delik deşik eden de kader kurba-
nı olur; uyuşturucu ticaretinden
trilyonlar vurup, yeterli haracı ver-
mediğinden içeri düşen de. Bak-
kaldan ekmek tırtıklayan tinerci
çocuk da kader kurbanıdır, çek-
senet tahsilatı sırasında direnen
borçluyu bacaklanndan kurşun-
layarak mafya usulü adalet dağı-
tan aşağılık tetikçi de.
Türkiye'de nedense önemli si-
yasal dönemeçlerde, önemli yıl-
dönümlerinde ya af çıkanlır ya da
af söylentisi...
Ve çağdaş dünyada af, o ülke-
deki adalet sisteminin "adaletli"
olmadığının dolaysız itirafından
başka bir anlama gelmez.
1989'da Fransızlar, Büyük
Fransız Devrımi'nin 200. yıldönü-
münü kutladılar. Salt Fransa'nın
değil dünya tarihine damgasını
vurmuş bir büyük devrimin 200.
yıldönümü gibi çok anlamlı bir ta-
rıh dönemecinde kimsenin aklına
"Yahu, böyle bir büyük yıldönü-
münde şu içerdekileri affetsek"
gibisinden bir öneri yapmak gel-
medi. Bir sivri akıllının aklına ge-
leydi adamın söylediklerini tartış-
mak yerine, onu bir ruh doktoru-
na yollarlardı.
1989 Kasımı'nda iki Almanya
birleşti. Parçalanmış bir halk ye-
niden kenetlendi. Bu bayramlar-
dan da büyük bayram gününde
Almanlar "genel af" filan gibi bir
hukuk zafiyetini değil, artık orta-
dan kalkmış Doğu Almanya yasa-
lanna göre mahkûm edilenlerin
durumunun, Federal Almanya ya:
salarına uyumlaştınfmasını konu
edinen ince ve zengin bir "hukuk
tartışması "nda yoğunlaştılar.
Evet, bir kez daha, yetmezse
birkaç kez daha vurgulayalım:
Anayasasında hukuk devleti ya-
zan bir ülkede af, hele genel af ol-
maz. Bu bağlamda af, o ülkenin
adalet aygıtının toptan reddi, ana-
yasanın hukuk devletini öngören
ruhunun mutlak inkân anlamına
gelir. Daha da önemlisi, o ülkede-
ki adaletin sakatlandığının, yargı
aygıtının çürüdüğünün, kimi ya-
salann hak değil haksızlık dağıt-
tığının dolaysız itirafı demektir.
Doğrudur, bu ülkede adalet ay-
gıtı sakartır. Doğrudur, bu ülkede-
ki genel çürümeden yargı erki de
nasibini almıştır. Doğrudur, bu ül-
kenin yasaları ıçinde çağdışı, de-
mokrasıye aykırı, özgürlük hakkı-
naölümcül darbeler indiren mad-
deler vardır.
Politikacılann (Rahşan Ecevit'in
değil. af önerisini ciddiye alıp tar-
tışan politikacılann) bu toplumda-
ki adaletsizlikleri gerçekten dü-
zeltmek gibi soylu amaçlan var-
sa, affı bir yana bırakıp haksızlık-
lann kaynağını oluşturan yasalan
ele alsınlar. Utanç yasalarını yok
edip, doğru, çağdaş hukuk kav-
ramıyla uyumlu yasalar çıkarsın-
lar. Yeni yasa, yerini aldığı çağdı-
şı yasa maddesi yüzünden içeri tı-
kılmışlan zaten dışarı çıkaracak-
tır. Bunun adı ise af değil. devle-
tin, devlet aygıtının dizginlerini
elindetutan politika esnafının, sa-
kat bir hukuk anlayışıyla mahkûm
ettiği yurttaşlarından özürdileme-
si, bir haksızlığın ortadan kaldınl-
ması olacaktır.
Belki o zaman içendeki ve dı-
şandaki yurttaşlar bu politika es-
nafını affederler.
POLİTtKA GUTVLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Pazarlık...
Süleymancılar nasıl yönetilir?
Liderleri Kemal Kaçar'dır; diğer önderlerin he-
men hemen tümü yıllarca Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı'nın değişik birimlerinde görev yapmışlardır...
Mehmet Emre, Lutfü Davran, Mehmet An-
kan, Hüseyin Kumaş, Necati Tosun, Mustafa
Fehmi Yıldınm vb.
1968 yılında Manisa'nın Gördes yöresindeki
"Yeşil Sancak" olayıyla tırmanan gelişmeleri yakın-
dan izleyen birisi olarak saptamamız şuydu:
"Süleymancılann tek amacı vardır; devlet kad-
rolarında egemen olmak, laik demokratik cumhu-
riyetiyıkıp Islama dayalı devlet düzeni kurmak."
Birdönem Diyanet Işleri Başkanlığı'na karşı mü-
cadele başlatmışlar. 12 Eylül 1980 sonrası Yeni
Asya grubundan aynlan Fethullahçılar gibi, kimi
askerlerle pazarlığa girip 1982 Anayasasfna oy
vermeyi kabul etmişler, uzlaşma sağlamışlardır...
Uğur Mumcu "Rabıta" adli kitabında bu konu-
yu şöyle özetler:
Diyanet Işleri Başkanlığı'nın, Süleymancılann
Kuran kurslanna el konulması ve malvaıiıklannın
Hazine'ye devri önerilerinin, askeri yöneticiler ve
Bülend Ulusu hükümetince geri çevrilmesi, çe-
şitli çevrelerde değişik yorumlara yol açar. Yo-
rumlardan biri 'Anayasa oylamasında Süleyman-
cıları karşıya almamak' biçimindedir..."
Süleymancılar da kimi Nakşiler ve Nurcular gi-
bi kravat takar, karşılaştığı kişilerle sıcak ilişki ku-
rar...
Yaygın oldukları yöreler İstanbul, Antalya, Deniz-
li, Balıkesir ve Samsun çevresidir...
Süleymancılar 12 Eylül 1980 sonrası yargılandık-
ları kimi davalarda, ünlü laik avukatlardan yarar-
lanmasını bilmişlerdir...
Yatınmları Türkiye'de Fethullahçılar kadar çok
değildir; yurtdışında, özellikle Almanya'da ekono-
mik olarak çok güçlüdüder...
Hiç kimse Fazilet Partisi'nin tabanını eritmek için
Süleymancılar, Nurcular, Nakşiler üzerine oyna-
masın, başarılı olamaz; 1994 yerel seçimlerinde Is-
tanbul'da R. Tayyip Erdoğan'a üç tarikat destek
vermiştir...
• • •
1975 yılıydı, Antalya yöresinde Süleymancıların
eylemlerini araştırıyordum...
Bir Süleymancı şöyle demişti:
"Ekonomik olarak güçlenemezsek, işi sadece
ibadete bağlarsak, devlet içinde örgütlenemez ve
hedefimize ulaşamayız. Bizim amacımız, siyaset-
te etkin olmak ve bu düzen içinde geleceğin kâd-
rolannı kurmaktır."
Geleceğin kadroları kuruldu mu? Siyasette et-
kin oldularmı?
Süleymancılar, Nurcular ve Nakşiler 1975'ten
bugüne dek önemli sayılacak bir yol aldılar. Son
olarak Ulaştırma Bakanlığı koltuğunu ele geçirdi-
ler.
Süleymancılar, Nakşiler ve Nurcular dindar mı,
yoksa siyaset - ticaret - tarikat üçgeninde zengin
olma yolunu seçen bir kesim mi?
*'" Tarikatlara en büyük eleştiri, 20 yıl önceki toplu
namazların ve "Kanlı Pazar"\ann önderi Mehmet
Şevket Eygi'den geliyor. Eygi hâlâ en iyi örgütlen-
meyolunun camiler olduğu görüşündedireniyor...
Zaten dinciler arasındaki çatışma da burada
başlıyor...
Eygi üç gün önce şöyle diyordu:
"Müslüman cemaatler, hizipler, fırkalar, gruplar,
tarikatlar, topluluklar, namaz ve cemaat konusun-
da işbirliği yapsalar, halkı ve gençliği bu ibadete
teşvik etseler, bu maksatla milyonlarca broşür,
afiş, pankart bastırsalar, gece gündüz telkinatta
bulunsalar, eminim ki bir sene sonra vakit namaz-
larında camiler dolar, cemaati almaz olur.
Peki, ellerinde imkân olan zengin, nüfuzlu, te-
sihi Müslümanlar niçin bu konuda çalışma yapmı-
yor?
Gaflet mi basiretsizlik mi?"
• • •
Dinci basın Süleyman Hilmi Tunahan'ın toru-
nu Arif Ahmet Denizolgun un Ulaştırma Bakan-
lığı'na getirilmesini bakın nasıl yorumluyor:
"Hilmi Tunahan Hazretleri'nin torunu Antalya
milletvekili Denizolgun 'un, tayininden önce Kemal
Kaçar'la görüştüğü öğrenildi. Denizolgun'un, is-
tişare için görüştüğü Kaçar'dan 'Bakan olmanız
uygun olmaz' cevabı aldığı, bu istişareye rağmen
'şahsi tercih yaparak' bakanlık teklifini kabul etti-
ği anlaşılıyor..."
Dinci basın yine hile yapıyor ve Süleymancılann
bu işte etkisi olmadığı öne sürülüyor...
FP'nin "güleryüzlü şeriatçısı" Bülent Annç ise
Hasan Denizkurdu'nun Adalet Bakanlığı koltuğu-
na oturmasından oldukça rahatsız...
Şöyle diyor Annç:
"Sayın Oltan Sungurlu yüzünü ak eden birba-
kandı. Yerine gelen Denizkurdu'nun sosyal de-
mokrattan farkt yok. Kıyım yapmasından endişe
ediyoruz..."
Bugün olup bitenleri iyi gözleyebilmek için şöy-
le 20 yıl öncesine bakmak, özellikle Turgut Özal'ın
"dört eğilimi"n\ görmek gerekiyor...
Süleymancılar, Nakşiler, Nurcular...
Tek amaçları siyasette egemen olmak, devlet
kadrolarını ele geçirmektir...
1998 yılının ağustos ayında Diyanet-Süleyman-
cı kapışması yok; Nurcu-Süleymancı; Nakşi-Nur-
cu kavgası da yok...
Nevar?
Deniz Baykal dışındaki siyasetçiierle (Mesut
Yılmaz, Bülent Ecevit, Tansu Çiller, Recai Ku-
tan, Devlet Bahçeli) iyi geçinmek, Cumhurbaş^
kanı Süleyman Demirel'le iyi ilişki kurmak... - —
Sonra? -{
Suların durulmasını beklemek!.. V, ,
hckayarcposta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 ••••{
TBVIA
DOĞASEVERLERE DUYURU! \',
TEMA VAKFI DOĞA GEZİSİ "'f
Vakfımız, Asortı Turızm ışbırlığıyle 25.07/ 01.08.1998 " ^
tarihlerinde Köyceğiz - Dalyan bölgelerınde bir "Doğa ' •'
Gezisi" gerçekleştırecektır
Doğa ile iç içe bir hafta geçırmek tstıyorsamz vakit geçırmeden
bızı arayın.. ,-ı,'ı
TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN! ,
Tel. . 0212 283 73 16 pbx) . . , '
1WdenBurcuHsDimyaüa129l
aanUfuk8ef '**'
Faks : 0212281 1132 •"• HV
AdtBS : Çayır Çımen Sokak Emlak Krea, Bioklan A-2 Blok daıre 6 1
ASORV TVRIZM 0216 418 05 08 - 30
SögütKıçeşme Cad. Nal Sok. örareön Işhamt'2Kadıköy'ht