19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AĞUSTOS 1998 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 w w J U N C E L C Ü N E Y T ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada Kıyıda köşede kalmış bir haber olduğu için bel- ı dikkatinizi çekmedi. DTP; oy pekliğini gidermek için bakanlık karşılı- ı tarikat oylarını cezbetmeye çalışıyor, gönlü se- ime pek razı gelmiyor. Bu durum göz önüne alınırsa, Cindoruk'un ye- ;l ve genel seçimleri ayrı tarihlerde yapmayı içe- jn önerisindeki espri kendiliğinden ortaya çıkıyor. Mabildiğince seçimi geriye atmak! Ne var ki, DTP lideri galiba kimi gerçekleri unu- jyor. Genel seçimle yerel seçimleri aynı güne alan neriyi ortağı olduğu hükümetin TBMM'ye getir- iğini unutmuş görünüyor. 30 Temmuz'da alınan kararın Resmi Gazete'de ayımlanmasının üzerinden ancak yedi gün, evet adece yedi gün geçiyor. DTP, yerelle genel seçimin birbirinden ayrılma- ını isteyen tutarsız bir öneriyle karşımıza çıkıyor. Insaf! Hükümet partileri dizi dizi zirveleryaptı. Di- i dizi nutuklar atıldı. Dizi dizi söylemlerde ortak •artiler ülkenin geleceği için yerelle geneli birleş- rmenin kaçınılmazlığından söz ettiler. Hukuk ve siyaset bilgisi geniş, deneyimli devlet ıdamımız Cindoruk, o dünyanın içinde... Değil niydi acaba? Yoksa, o günlere imzasını atan bir başka Cindo- uk muydu? iki seçimi bir arada yapma girişimin- le başı çeken hükümetin dışında, Fizan'da mıy- lı? Neredeydi? Her şey olmuş bitmiş. O kadar ki Yüksek Seçim (urulu, eksik sandık varmış, "tedarik ediyor" şu lünlerde. Oy pusulaları bile baskı makinelerine gir- nek üzere. Seçim sonuçlarını -9 ay önceden- kestirmeye :alışan aceleci -örneğin Milliyet- gazeteler sokak- aradüşmüş. "Nabızyokluyor." Tam bu ortamda ve 1946'lardan kalma benzet- neyle ülke; "seçim sath-ı mailine" girmiş... Cindoruk çıkıyor basın önüne. "Ekimde parla- nentonun alacağı erteleme karan ile 'iki seçim ırasına' makul birsüre konulmasmı" istiyor. önerinin gerekçesini taa Hindistan'dan getiri- -or: "Aksi takdirde" diyor, "Hindistan 'da yapılan se- umlergibi, seçim kâğıtlannın tasnifi aylar sürecek- ir". 3erçeğe bakahm Nedense Cindoruk, 500 milyon nüfuslu Hindis- an'ın bünyesinde çok değişik dinleri, inanışları ve siyasal farklılıkları barındırmasına karşın Asya'da /e hatta dünyada "demokrasiyi kurallanyla arıza- •>ız işleten sayılı ülkelerden biri" olduğunu anım- jamıyor. Kuşkusuz ülkemizde Cindoruk kadar işbilir, hat- a siyaset kurnazı başka partilerle sözcüleri de ya- jıyor. RP'den doğma FP'nin sözcülüğüne soyunan viilli Gazete, son başyazısında Cindoruk'a siyasal «jlislere inmeden gereken yanıtı veriyor: "Meclis 'in kararına en çok saygı duyması gere- cen kişilerin başında Sayın Cindoruk gelmeliydi. D ise bugün 'Seçim kararına dokunmayalım ama, arihi erteleyelim' demeye başladı. Aslında Cindorykşunu söylemek istiyor: Mahal- i seçimleri yaparak FP'nin gücünü görelim. Kaçı- nız bir araya gelirsek durumu kurtarabiliriz, anla- /alım. Genel seçime böyle bir oluşumla gitmenin /ollannı arayalım." Sözcü gazete "böylesine bir tavnn" Cindoruk'a /akışmadığını yazıyor ama; bu ilginç yorumuyla jaha kurnaz olduğunu göstermeye çabalıyor. Oysa, hükümet ortakları "serüven senaryolar" jretecekleri yerde, örneğin ANAP'lı bir bakanın, 3AP'tan sorumlu Devlet Bakanı Salih YıJdınm'ın 5on irdelemelerine bir göz atsınlar. Bakan'ın Diyarbakırlı olması gerçekleri değiştir- nez. Ne yazık ki; Bakan. 1991 'den sonra gelen hükü- netlerin yıllardır Güneydoğu insanını yalan dolan- a oyaladığını bir kez daha anımsatıyor. Salih Yıldırım şöyle diyor: "Güneydoğu için söy- ediklerimizi yapamadık. Açtığımız paketi yürüte- rıedik. Başbakan ve Cumhurbaşkanı bunlan açık- ayarak yükümlülük altına girdi. Halk devlete gü- /enmek istiyor. Itiraf ediyorum. Açıklanan şeyle- •ın hemen tümü hedefınden saptı. Güneydoğu'ya izür borçluyuz." Çıplak gerçeklere ellerini değdirmeyecekler... Sonra... 18 Nisan'da bölgeden oy isteyecekler! ECazalarda bir günlük 3İlanço: 26 ölü Haber Merkezi - Yurdun eşitli yerlerinde dün mey- ana gelen kazalarda 26 ki- i öldü. 24 kişi de yaralandı. Iatay"ın Belen ilçesinde iki tomobilin hatalı sollama edeniyle çarpışması sonu- u Yiiksel Aşkaroğullan >8). Ali Güzelmansur (26). ievfel Gök (26) ve Kadir îaplan (50) olay yerinde öl- üler. \ aralanan Hiknıet Güzel- ıansur, Bilal Çapar v e Beh- jtTuran ise Antakya Dev- •t Hastanesi'nde tedavi al- na alındılar. Konya'nın Al- nekin ilçesinde. iki traktö- in çarpışması sonucu da JiOztürk öldü. Manisa'mn ırkağaç ılçesi. İlyaslarbel- ;si. Deve konağı mevkiin- ; 06 ACS 61 plakalı oto- lobil hatalı şerit değiştirme >nucu. 41 H 0275 plakalı imyonla çarpıştı. Kamyo- in altına gıren otomobilde- 5 kişi olay yerinde öldü. Çanakkale"nin Çan ilçesi- : bağlı Kulfal Köyü'nde. \ yaşındaki Ayhan Işık'ın jll'andığı M HA 417 pla- ılı buğday yüklü traktör kkatsizlık sonucu devrildi. azada sürücü öldü. İbra- m Çalışkan ise ağır yara- ndı. Afyon'un Değirenayvalı ;ldesınde meydana gelen ıfik kazasında ise 3 kişi öl- i. 10 kişi yaralandı. Ahmet ırak'ın kullandığı traktö- ndevrildiği kazada, Afyon Dev let Hastanesi "ne kaldın- lan Hasan Çırak (70) kurta- nlamadı. Kazada yaralanan- lar Afyon Devlet Hastane- si'nde tedavi altına alındılar. Ankara "dan Samsun yö- nüne giden yolcu otobüsü ile özel bir otomobil çarpıştı. Kazada. otomobiî sürücüsü Sedat Gezer (29) ile aynı araçtakı Fatih Kara (19) o- la> yerinde yaşamını vitirdi- ler. Otomobilde bulunan Ve- dat ve Binnur Gezer ile Ali ve Levent Temiz yaralı ola- rak Samsun Devlet Hastane- si'nde tedav i altına almdı. Kayseri'nin Develi ilçesi- ne bağlı Çataloluk Kö- yü'nde ise Cemil Can (52). yönetimindeki 38 TE 302 plakalı traktörün devrilmesi sonucu öldü. Samsun'un Vezirköprü il- çesinde, Ali Tüz yönetimin- deki 05 AZ 012 plakalı oto- mobil, aşın hız nedeniyle şa- rampole devrildi. Kazada. Pelin Şahin (22) öldü. Yara- lanan Ali Tüz ve Keriman Murat Samsun Devlet Has- tanesi'ne kaldırıldılar. Balıkesir-Bursa karayo- lunda. Hüseyin Demir yöne- timindeki 60 ZA 743 plaka- lı kamyon, Ali Özpelit'in kullandığı NU0 25 yabancı plakalı otomobile çarptı. Kazada. Nagihan Özpelit (21) öldü. Yurdun çeşitli yer- lerinde meydana gelen ka- zalarda 6 kişi yaşamını yitir- di. DemirePden bir kaçak temel daha ÖNDERBALOĞLU ESKİŞEHİR - Son zamanlarda tartışma konusu olmaya başlayan "ruhsatsız" temel atma törenlerin- den biri yine Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel'in katıhmıyla yarın Eskişehir'de yapılacak. Toplu Konut tdaresi (TOKt) mül- kiyetindeki 92 hektarlık ticaret ala- mnda yapımı tasarlanan tesisler için Imar Yasası gereğince zorunlu olan "uygulama planı onayı" bulunma- masına karşın, ınşaat hazırlıklan da bu törenle birlikte cumhurbaşkanı- nın "himayesine" girmiş olacak. Eskişehir'de yeni otogann karşı- sındaki alan için l/5000ölçekliNâ- zım Plan değişikliği Eskişehir Bü- yükşehirBelediyeMeclisi'nden an- cak 30 Temmuz 1998'de geçti. Imar Yasası'na göre bu planın bi- le kesinleşebilmesi için en az 1 ay askıda ilan edilip. gelecek itirazla- nn yeni bir meclis karanyla sonuç- landmlması gerekiyor. tnşaat rühsa- tının ise aynı 1 5000 ölçekli planın son şekline göre üretilecek 1 1000 ölçekli planlann da yine meclis ka- ran ve bir aylık askı süreleriyle ke- sinleşmesini takiben buna dayalı ha- zırlanacak projelerle venlmesi gere- kiyor. Yasal prosedüre göre ruhsat alı- nabilmesi için en az 5-6 ay sürecek planlama ve projelendirme aşama- lan beklenmeden. kaçak olarak ve üstelik Cumhurbaşkanı'nın da katı- hmıyla temel atılması ise söz konu- su imar planlama sürecindeki olası diger yasal engellere karşı "fiili du- rum"1 yaratmak anlamma geliyor. Çünkü tesislerin kurulacağı ara- zi içinde Anıtlar Kurulu'nca "do- ğal SİT" ilan edilmiş bulunan Por- suk Çayı'na ait 100 metrelik koru- ma kuşağı da var. Temeli Demirefe attınlacak olan proje ise bu doğal SÎT içinde de yapılaşma öngördü- ğü için, Koruma Kurulu'nca onayı mümkün olmayan bir proje. Böylece Eskişehir, hukuk dışı bir yöntemle imar ve kent dengelerini altüst edecek yeni bir uygulamaya daha tanık olmak üzere. Ticaret bölgesinin planı yapılır- ken halkın istemlerinin dikkate ahn- madığını belirten DSP'li meclis üyelen Atilla V ücelal. Hüseyin Erdemir ve Engin Çamoğlu da iki nâzım imar planmın Büyükşehir Belediye Meclisi'nce kabul edilme- sini Eskişehir halkı adına bir dayat- ma olarak gördüklerini viarguladı- lar. Meclis üyeleri. "Böyle iki biiyiik arazinin betonlaştınlması Eskişehir için büyük ka>ıp olacaktır. Çünkü konut ve ticaret dışında daha başka kentsel ihti>açlanmızı karşıla>acak kent içinde bu özeüikleri tasıv an baş- ka boşalanlar kalmannşor" dedıler. Meclis üyelen. ruhsatı almmadan temeli atılacak olan ticaret alanının özellikle Tepebaşı Belediyesi'nin başını ağntacağını belirttiler. 'Atina'ya fiize DTP Genel Başkanı'na 'seçim tarihi' tepkisi satmayın' KÜÇÜk Olİdk I Baştarafı 1. Sayfada mesi olduğunu vurguladı- lar. Türkiye'nin VVashington Büyükelçiliği kanalıyla başlatılan girişim çerçeve- sinde. Türkiye'nin elindeki Yunanistan-PKK ilişkisini kanıtlayan belgeler bir kez daha ÂBD'li yetkililerin dikJcatine sunulacak. Füze- lerin Yunanistan'a satılma- sı için ABD Kongresi'nin satışı onaylaması gereki- yor. Satış çerçevesinde ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Yunanistan'a 1322 Stinger füzesi ile 188 fırlatıcı ve destek malze- mesi satılmasma onay ver- mişti. Stinger füzeleri.Cru- ise filzelerinin yanı sıra al- çaktan uçan uçaklar ve he- likopterlere karşı son dere- ce etkili olarak biliniyor. Pentagon tarafından. "fuzelerin satışının bölge- deki güç dengesini bozma- yacağı ve NATO üyesi olan Vunanistan'ın askeri kapa- sitesini arttırarak ABD'nin dış politikası ve ulusal gü- veniiğini tak\iye edeceği" savunulmuştu. BülentEcevitHşaşırttı ANKARA (Cuınhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Büient Ecevit, hükümet ortağı DTP'nin Genel Başkanı Hüsamettin Cindorukun, "Genel seçimler erteten- sin'' önerisini şaşkınlıkla karşıladığını söyledi. Ecevit, Cındoruk'un da katılı- mıyla koaüsyon ortaklan olarak fstan- bul'da yaptıkları zirvede, erken seçimin 18 Nisan 1999'da yapılmasında uzlaştık- larını anımsatarak. "Seçim karan bu ka- dar yüksek oylaMechYten gectikten son- ra, bu tür tarbşmalann mantığını anla- makta güçlfik çekivorunr dedi Ecevit, dün "Alevi BektaşiMği ve Haa BayTam VeB" ile ilgili araştırma ve tanı- tım çalışmaları konusunda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin, Cindo- ruk'un çıkışıyla ilgili sorulannı da ya- nıtladı. Cindoruk'un erken seçim tarihi ile ilgili sözlerinin anımsatılması üzeri- ne Ecevit Türkiye'de seçim tarihiyle il- gili belirsizliğin, 25 Temmuz'daki koalis- yon ortaklan zirvesinde vanlan uzlaşma doğrultusunda, Meclis'ten çıkan seçim karanyla aşıldığına dikkat çekti. Cindo- ruk 'la bu topiantıda i 8 ya da 25 Nisan'da genel ve yerel seçimlerin birlikte yapıl- ması konusunda tam uzlaşmaya vardık- lanm aktaran Ecevit, "Doğnısu Sajın Cındoruk'un demeci şaşırocı. Çünkü o toplantıda seçim tarihi konusunda tam uzlaşmaya vardık. Meclis'te belki de iik kez bu kadar yüksek oyla seçim karan alındı. Seçim karan aiındıktan 1 hafta sonra tarih konusundaki bu tartışmala- nn manüğım anlamakta güçlûk çeki>t>- nım" dedi. Ecevit. Cindoruk'un ertelemeye ge- rekçe olarak uyum yasalannm çıkmama- sını gösterdiği yönöndeki bir soruyu ise şöyle yanıtladı: "Istanbul'daki zirvede neyin çdap neyin cıkmadığı belliydi. Biz erken seçimin kasım va da aralık a> mda olabileceğini söykmiştik. Ama koalisvon adabı gereği ısrarlı olmadık." Cindoaık'un, "Ecevit de erken seçimi zoraki kabuietti" değerlendirmesinin so- rulması üzerine de Ecevit. "Bu tür spe- külasyonlarveyalan haberlerüzerine bir şej söylemek istemiyorum" karşılığını verdi. Ecevit, genel seçimlerde ülke ba- rajının indirilmesi konusundaki bir so- ruya ise "Biz baştan beri nispi temsil sis- teminde\1izde lfl'lukülkt barajınınvük- sek olduğunu söylüyoruz. Ama bu konu- da MechVte bir mutabakat yok. Artık, seçim karan abndigı için de bu konuda şimdilik yapıiabilecek bir şe> >t>k" yanı- nnı verdi. Gülen'e vize verilmedi M Baştarafı 1. Sayfada Diyanet Işleri Başkanlı- ğı'nın, Abant'ta düzenlenen toplantının sonuç bildirgesi ile ilgili olarak kamuoyuna ya da vakıf yöneticilerine herhangi bir görüş bildirme- sinin söz konusu olmadığı öğrenildi. Din Işleri Yüksek Kurulu'nun din ile ilgili tüm konulan inceliyorolması ne- deniyle konunun kurula gel- diği. ancak vakıf yöneticile- rinin beklentisinde olduğu gibi bildiriyi "onaylama"nın söz konusu olmadığı belir- tildi. Harun Tokak. kendile- rinin *ona\ istedigjne" iliş- kın haberlerin doğru olmadı- ğını, Zaman gazetesinin bu yöndeki haberlerini başlan- gıçta "önemsemedikleri" için hemen bir açıklama yapma gereksinimi duyma- dıklannı iddıa etti. Tokak. ancak ileride Din fşien Yüksek Kurulu'natek- rar başvurarak konuyla ilgi- li hangi sonuçlara vanldığı- nı sorabileceklerini biidirdi. Bildiride dine ve laikliğe uymayan maddelerin bulu- nabileceğini kabul eden Ha- run Tokak, u Biz bildirinin ta- mamı hem laikliğe hem Müslümanlığa tıpatıp muta- bık diye bir şev demiyoruz" diye konuştu. ABD'yi Afrika <da vurdularI Baştarafı 1. Sayfada zarar gördü. Kenya'dakı patlama, ABD Büyükel- çiliği'nin hemen bitişiğindeki bir binada meyda- na geldi. Ancak bombanın binanın içine mi yok- sa dışma mı yerleştirildiği tespit edilemedi. Bom- ba bu binayı tamamen tahrip ederken ABD Büyükelçilik binası da büyük zarar gördü. Kenya televızyonu Nairobi'deki patla- mada en az 60 kişinin öldüğünü duyurur- ken. polis yetkilileri ölü sayısının 80 ola- bileceğini bildirdiler. Bir emniyet yetkili- si. "Şu andaonaylanmış resmiölü savısı 20, ancak binada (ABD Büyükelçiliği'nin ya- nındaki bina)mahsurkalmış çok sayıdain- san var, belki60 kişi" dedi. Yaralı sayısı ise binin üzerinde olarak açıklandı. ABD'nin Kenya Büyükelçisi Prudence Bushnell'in de yaralılar arasında olduğu bildirildi. Bü- yükelçilik sözcüsü ChrisSharf. ölenler ara- smda ABD vatandaşlannm da bulundugu- nu açıklarken. CNN televizyonu Nairo- bi'deki patlamada birisi çocuk 6 ABD'linin öldüğünü, 6'sının da kayıp olduğunu muh- temelen ölmüş olabileceklerini biidirdi. Patlamadan kısa bir süre sonra polis şüp- heli bir şahsı tutukladı. Görgü tanıklarının bıldirdiğine göre, tutuklama ABD Büyü- kelçilik binasının korumalarından bir Amerikan subayının, geleneksel Arap kı- yafetleri içerisindeki şahsın dav ranışlann- dan şüphelenerek polisi uyarmasınuı ar- dından gerçekleşti. Tanzanya'nın Darüsselam kentindeki patlamaya da ABD Büyükelçiliği yanına ya Dışişleri Bakanlığı'ndan bir sözcü dün Bonn'da yaptığı açıklamada. bombanın patladığı binanın yanında bulunan büyükelçiliğe ait iki hizmet bi- nasının da zarar gördüğünü belirtti. Sözcünün açıklamasına göre. patlamadan etkilenen büyükel- park etmiş bomba yüklü bir araba yol açtı. Polis. olay da 6 kişinin öldüğünü duyurdu. Şiddetli patlamada ABD Büyükelçilik binasının üçte ikisi büyük zarar görürken Alman Büyükel- çilik binasının da hasargördüğü bildirildi. Alman- Her iki patlamada da ABD büyükelçilikleri zarar gördü. çilik rezidansmda ölen ya da yaralanan olmadı. ABD Dışişleri Bakanlığı patlamalara üç bom- banın yol açtığını açıklarken. bakanlık sözcüsü LeeMcOenny, ikizpatlamalarla ilgili olarak "Bu, açıkça terörist bir saldjndır" dedi. Olay üzerine ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright. Dışiş- leri Bakanlığı sözcülerinden JamesRubin ın nikâ- hı için gittiği ttalya'nın başkenti Roma'ya yaptığı geziyi yanda keserek Washington'a döndü. ABD Başkanı BillClinton'ın Kenya ve Tanzan- ya'daki ABD büyükelçiliklerinde meyda- na gelen patlamalar nedeniyle "çok kaygı- h" olduğu bildirildi. Clinton'ın. Ulusal Gü- venlik Danışmanı Sandj Berger tarafından olaydan haberdaredildiği ve "durumuçok yakından iztediğT kaydedildi. ABD'nin BM nezdindeki Büyükelçisi Bill Richardson ise CNN televizyonuna verdiği demeçte. iki ülkenin de kanşıklık çıkması beklenen bölgeler olmadığını kay - dederek "Her iki ülkeylede ilişldlerimizçok iyi" dedi. Yakında görevini eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrooke'a bı- rakması beklenen Richardson. "Yinede va- tandaşlanmız.elçiliklerimizözellikle mi be- def seçildi diye çok kaygüıyız. Buna rnüsa- mahagöstermemizsöz konusuolamaz. Du- rumu çok yakından takip edeceği/" diye konuştu CNN telev izyonuna konuşan Afrika'da- ki bir diplomatik kaynak. her iki ülke için de "ABD'ye saldın düzenleme olasılığı en düşükolan ülkeler" tanımlamasını kullan- dı. Bu arada, ABD Federal Araştırma Bü- rosu (FBI) ajanlanndan oluşan özel bir he- yetle birlikte. haberleşme personelinin de Kenya ve Tanzanya'ya gönderileceği bil- dirildi. Pentagon Sözcüsü Albay Nancy Hurt, bu tür acil olaylar için hazır rutulan özel Acil Dış Destek Grubu'nun da bölgeye gönderi- leceğini söyledi. Hurt. ABD ordusunun 40'ı aşkın kişıden oluşan Donanma Anti-TerörGüvenlikTi- mi'nin bölgeye gönderildiğini kaydetti. Nııri Yılmaz: Camiler dergâh olamaz • Baştarafı 1. Sayfada 4-5 Agustos tarihleri arasında Bo- lu Abant'ta düzenlenen "tl Müftü- leri Toplantısı"nda alınan kararlan değerlendirdi. Toplantıda müftüle- rin istekleri ve Diyanet'in çeşitli konulardaki talimatlannın ele alın- dığını belirten Yılmaz, ağırlıklı olarak çeşitli vakıf ve derneklere bağlı olan camilerin Diyanet'e dev- rinin konuşulduğunu anlattı. Yıl- maz. yeni camiler yapılmış olması olasılığını göz önünde bulundura- rak Diyanet'e bağlı olmayan cami sayısını 200 civannda tahmin et- tiklerini söyledi. Camilerin Diya- net Işleri Başkanlıgf na devrinin 3 ay içinde tamamlanması gerektiği- ni anımsatan Yılmaz. öncelikle ye- ni yapılan camilerin belirlenmesi- ne çalışılacağını biidirdi. Yılmaz. "Bu camilerönce bulunduklan yer- lerin müftülüklerine bildirilecek, onlar da bize başvuracaklar ve de- vir işlemi gerçekleştirilecek" dedi. Diyanet'e bağlı olmayan camilenn genellikle çeşitli vakıflar ve der- nekler tarafından yaptınldığına dikkat çeken Yılmaz. "Şu ana ka- dar bize başvurma zorunluluğu yoktu. Şimdiden sonra bize başvur- mak zorunda kalacaklar. Bundan sonra yurttaşlar ya da dernekler, kendi kafasma göre istediği yerde cami yaptu-amayacak" diye konuş- tu. Yılmaz. yeni düzenlemeye gö- re işleyecek süreci şöyle anlattı: "İsteyen özel ya da tüzelkişiler, müftülüğe başvuracaklar. Biz gere- kirse buradan teknik eleman gön- derecefiz. Orada cami yapıbnası- na ihtiyaç var mı yok mu? Varsa kaç kişiükcamiyeihtiyaç var? Bun- lar rapor edilecek. Ona göre yapıl- nıasına izin verilecek. Camiler İmar Kanunu'na göre vapılacak- lar. Bazı camiler estetikten uzak, bunlar da önlenmiş olacak. Estetik standartlar getirilecelc 500 kişiiik, 300 kişilik camilere göre projeler üretilecek. Bir mahailede bir cami varsa, yetiyorsa, ikinci bir cami ya- pılmayacak orada. Her sokak ba- şında cami olmasına gerek yok. Ya- pılmtş olan camiler için yeni bir dü- zenleme getirmedik. onları yıkmak mümkün değil." Diyanet'e bağlı olmayan camile- rin büyük çoğunluğunun Istan- bul'da bulunduğunu. bunlann sa- yısının 100 civannda olduğunu bil- diren Yılmaz, benzın istasyonlann- da ya da alış-veriş merkezlerinde namaz kılmak için aynlan ve mes- cit olarak anılan yerlerin Diyanet'e devir kapsamında bulunmadığını kaydetti. Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanh- ğı'na bağlı 74 bin 300 caminin dü- zenli olarak il müftülüklerince de- netlendiğini, aynca Diyanet müfet- tişlerinin de zaman zaman gidip denetlemeler yaptıklannı söyledi. 630 sayılı yasanın 1. ve 35. mad- deleri arasında ibadet yerlerinin yönetiminin Diyanet'e venlmesi konusunda çelişki bulunduğuna işaret eden Yılmaz. yeni düzenle- meyle bu çelişkinin de ortadan kal- kacağını söyledi. Yılmaz. "Cami toplamak. bir araya getirmek de- mektir. Bütünleştirir, ayırmaz. A- ma her şahıs, her grup, her toplu- luk, her cemaat kendine göre bir cami yaptınr, orayı istediği şekilde kullanırsa, o zaman da birtik ve be- raberlik bozulur" diye konuştu. Bazı kesimlerin bu uygulamaya karşı çıktıklanna dikkat çeken Yıl- maz şunlan söyledi: "Onlar herhalde bu işin ciddiye- öm kavramış değiller. Bir camide, ibadet, namazın dışında başka şey yapılırsa buna nasıl müsaade ede- riz. Camiler dergâh değil. Camile- ri dergâha dönüştürmeye de kimse- nin hakkı yoktur. Onun için, nıa- dem Türkiye'de din hizmetlerini yürüten bir kurum var, bu camile- rin oraya bağlı olması gerekir. Din adına başka şeyler anlatüırsa hem din zarar görür, hem de ülke zarar görür." • • G U N D E M MUSTAFA BALBAY H Baştarafı 1. Sayfada ğunun seçim bölgesinde olduğunu öğreniyoruz. Gerçekten seçim bölgesinde olan da var, seçim bölgesi deyip plaj kumlarını saymaya giden de! Büyük kentlerde ise seçim bölgeleri daha çok gecekondu semtleri. Zira, başta Istanbul. Ankara, Izmir olmak üzere büyük kentlerin en az yarısı, ba- zılannda üçte ikisi gecekondu bölgesi... Siyasiler bu bölgeleri genellikle seçim zaman- larında anımsarlar. O gün gelince. salondan kah- veye, anacaddedendarsokaklaragideıier... Ama seçmen artık eskisi gibi değil. Her gelene inanmı- yor ama, korkarım ki değerleri de biraz değişmiş görünüyor... Arada bir başkentin gecekondu semtlerinden birine gider, çay içer sohbet ederim. Kimilerine sık gidince artık tanış olduk. Geçen gün bu kahveler- den birindeydim... Önceden tanıdıklarım da var- dı, yenilerle tanıştık. Genel görünüm şu; Başkentin göbeğindeki hır gür, hemen kıyısın- daki varoşları aynı dozda etkilemiyor. Gecekondu- daki yurttaşın eğilimlerinde olağanüstü bir deği- şiklik görünmüyor. Seçime az kala karar verme eğilimi var ama, konu kararsızlıktan öte bir durum. Biraz isteksizlik, biraz bezginlik, biraz umut yor- gunluğu... Emekli memur anlatıyor: "Yahu gazeteci, bu enflasyon düştü diyorlar. Nerede düştüyseyazın, bize de söyleyin, oraya gi- delim..." Takıldım: "Sen devlet büyüklerine inanmıyor musun? Ra- kamlar düşüyormuş... Sen de ekmek değil rakam ye..." "O rakamı..." diye başladı. Konuyu değiştire- lim... 22 yaşında genç işsiz anlatıyor: "Abi, biz gecekondudayız ya, polis de farklı ba- kıyor... Şimdi ben şurada bira içsem, 'Ne oluyo- nuz lan' diye geliyorlar. Botanik Parkı'nda içenle- re, 'İyi akşamlar gençler' diyorlar... " Yüzüne bakınca 30, dişlerine bakınca 50-60 yaşlarında bir başkası geldi. Dişleri sarı-kahveren- gi... Hatta kahverengi daha yoğun... Oturmadı, duvar dibinde ayakta bizi izliyor. Sordum; - Senin mesleğin ne? Sıradan işlermiş gibi anlatmaya başladı: "Arada uyuşturucu satıyorum... Denk gelirse çarpıyoruz... Başka bir şey yok." Önce dalga geçiyor sandım. "Değil" dediler, "zafen çalışmayı da sevmez o"... Bir memur... 40 kadar gecekondusu var. Baba- sından kalmış. Baba, yıllar önce gelip tepenin ete- ğineyerleşmiş. Zaman buldukça gecekondu yap- mış. Eliyle gösteriyor, "Şu tarafbizim olur"... Ama yaşamından memnun değil. Kira verenlerin sayı- sı azalmış. "Babam bazılarını hoş gör diyor, baka- lım nereye kadar..." Sandıktan ne çıkar? Konu döndü dolaştı, siyasete geldi. Daha önce eğilimini bildiklerim vardı. Hemen hiçbiri değiştir- memiş. Az yoğun ya da çok yoğun aynı yönde par- tilerini savunuyorlar. Fazilet-Refah adı birbirine ka- rışıyor. Bazen Fazilet, bazen Refah diyorlar. Erba- kan adı geri planda ama, partinın ağırlığı deyam ediyor. Daha önce bölgede kim belediye başkanlığı yapmışsa, onların bugün ne yaptıklannı tek tek ta- kip ediyoriar: "Belediye başkanlığından aynlırken çulsuz gi- biydi, duydukki otelyaptırmış..." Siyasi tartışma "sandıktan ne çıkar"a dönüştü. Özeti şu: Çıkar çıkar... Hemen yanımda oturan iki çocuk sahibi, "Ço- cuklanmı niçin okuttuğumu bilmiyorum" diyen sessiz kişi o an sessizliğini bozdu: "Mesela bana deseler ki, bir hafta her öğün ye- mek var, şu partiye oy ver, veririm arkadaş..." Genç ve işsiz olan araya girdi: "Ne bir haftası yaaa... Öğün de öğün..." Aktardıklanmız saptama değil sadece gözlem... Bakmak isteyene veri olsun diye... Corüşmelerden sonuc cıkmadı Incirlik'tegrev 17. gününde ADANA (Cumhurhet Güney İlleri Bürosu) - ABD üs ve işyerlerindeki grev 17. gününe girerken önceki gün yapılan ve 9 saat süren görüşmeden de sonuç alınamadı. Sendika yöneticileri ile işveren temsilcilerinin bir araya geldiği toplantıda sözleşme maddelerinin tamamı üzerinde yine anlaşma sağlanamazken Harb-lş Genel Başkanı Izzet Çetin "Sözleşmeyi bir an önce bitirmek istiyoruz. Ancak işverenin katı rurumu yolumuzu tıkıyor*' dedi. lncirlik Hava Üssü ile Ankara \ e Izmir'dekı ABD işyerlerinde çalışan bın 400 işçinin 23 Temmuz'da başlattığı gre\r sürüyor. ABDTi işveren temsilcileri ile görüşmek üzere önceki gün Adana'ya gelen Çetin "İşveren ile 9 saat süren görüşmelerimizden de bir sonuç eide edemedik. Masaya yatırdığımız sözleşmenin para ile ilgili bölümlerinde belirli bir gelişme sağlandı. Ancak bu da tatmin edici olmaktan uzak. Çalışma ve idari konulardaki diğer maddelerde ise hiç bir yakınlaşma görmedik. O yüzden görüşoıeler yemden durdu" diye konuştu. tşveren yetkililerinin kendileriyle yaptıklan görüşmenin ardından konuyu Ankara'ya taşıyacaklannı ve ABD Büyükelçiliği ile Genelkurmay Başkanhğı'na ileteceklerini belirten Izzet Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Adana'dayız. İşverenin getireceği önerileri görüşmeye hazınz. Onemli olan işçinin hakkını korumak. Sözleşmede anlaşabileceğimiz çok ' madde var. \eter ki -'' işveren katı rutumundan vazgecsin. Biz sözleşmenin bir an önce imzalanmasından yanayız. Grevimiz illt • , günkü gibi coşkulu .;;. sürüyor. İşçilerin hakkını alana kadar da mücadelemiz -1 - sürecektir." V>'- Çetin. bugün saat '•>,' 10.00'da lncirlik Hava Üssü önünde düzenleyeceği toplantıda grev v e toplu sözleşme , "~ görüşmeleriyle ilgili ,- geniş bir değerlendirme yapacağını sözlerine ekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle