27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AĞUSTOS 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Demokrat, insancıl ve çevreci kişiliğiyle tanman Nehrozoğlu, Mimarlar Odası'nın ödülünü almıştı 'Korumacı Vali* İzmir'deOKTAY EKİNCİ Kıını valıler \ardır; başka bır ıle ya da merkeze alındıklarında kımse pek umur- samaz. Kimı valiler de \ardır ki aynldık- lan her ılde halkı ve çalışma arkadaşlan- nı derinbırüzüntüyle başbaşabırakırlar... Amasya'dan İzmir Valiliği'ne atanan Kemal Sfehrozoğlu, ışte bu ender bulu- nan "'ikinci tür" \alilerimızden. 198O'!erin başlarında onu önce "Muğ- la Vafisi" olarak tanımış ve doğrusu böy- lesine uygar, demokrat ve kamu yarannı her türlü siyasal v e ekonomik beklentinin önünde tutan ınsan ve çevre dostu bir kı- şının "12 Eylüldöneminde1 " nasıl da va- li yapildığına biraz da şaşınp kalmıştık. Nehrozoğlu o denli "başka" bir \aliydi ki \ ılayet bınasındakı panoya yazılması için Atariirk'ün sözleri arasından seçtiği şu özdeyıs. bıle, Muğla'da farklı bır döne- min başladığının da sankı kanıtı gibiydı: "Millete efendilik yoktur, hizmet vardır..." Kemal Nehrozoğlu, özellıkle tarihsel • îzmir Valiliği'ni Erol Çakır'dan devralan Kemal Nehrozoğlu, Muğla, Kocaeli ve Amasya valilikleri sırasında tarihsel ve doğal çevrenin korunması için duyarlı kuruluşlarla birlikte sürdürdüğü ortak ve etkin çalışmalanndan ötürü Mimarlar Odası'nın da "Kent Kültürüne Katkı" ödülünü almıştı... ve doğal çevrenin korunmasında, ıldeki hemen tüm duyarlı kişi ve kuruluşlarla unutulmaz güzellikte bir diyalog ve işbir- liği süreci başlatmıştı. Muğla'nın geleneksel kent dokusunun korunmasına yönelik o ilk ve coşkulu ça- balanmızda. yanımızda "valimizT de görmek; hatta il özel idaresinin katkıla- nyla tarihsel meydanlan düzenleyip da- ha sonra şenlikler şeklinde sürecek olan "kültürel mirası koruma etkinlikleri" yapmak; dahası bütün bu çalışmalarda bir valiyle değil de sanki bır "belediye başkanıvla" birlikteymişiz gibi dostça. sıcak ve samimi ilişkiler içinde kente hız- meti paylaşmak... Unutulur gibı değıldı. Nitekım, galıba 3 yıl sonra "merkez valiliğine" atandığın- da, Muğla'da ve ılçelerindeki hemen tüm yerel gazetelerin desteğiyle tüm ıl düze- yinde yaygınlaşan "Valimizi geri tstiyo- ruz" şeklindekı onbinlerce ımzalı dılek- çe kampanyası da herhalde eşine az rast- lanırbirolaydı... Nehrozoğlu, 199O'lı yıllarda aynı coş- kuyu ve aynı hizmet anlayışını Kocaeli Valisi olarak da yaşattı. "İzmit artık be- tonlaştı ve bitti" denildığı bir dönemde, Kültür Müdürlüğü ıle Mimarlar Odası iş- bırliğıne öncülük ederek, kentın gizlı ve sahipsiz kalmış güzelliklerinden tarıhı Kapanca Sokağı'nm restorasyonunu sağ- ladı. Derken bu çabalann "toplumsal kaö- hmla" sürmesı için kısa adı "İzeyap-Der" olan tzmıt Tarihi Evlerini Koruma ve Ya- şatma Demegi 'nın yıne hem öncüsü, hem de destekçısı oldu. Kocaeli'ndeki görev inı de tamamlayıp bu kez Amasya'ya tayin edildiğınde ıse tıpkı Muğladaki gıbı gende bu tayıne "is- yan" eden sayısız kişi v e kurumu unutul- maz anılarla baş başa bıraktı. Amasya'da kentsel koruma Şımdı 'İzmir' nedenıyle sona eren Amasya Valiliği ıse Kemal Nehrozog- iu'nun kültürel ve kentsel mırasa karşı gösterdiği ilgi ve sorumlulugun "donığa çıktığT bır dönem sayilabılir. Bu tarihi kentın ilk kez "bütünüy le" bir koruma planına kavuşması için yine Mi- marlar Odası'yla birlikte başlattığı çalış- ma. beledıyenın de duyarlı katıhmıyla Türkıye'nin en önemli "kentsel koruma ve restorasyon" atılımına dönüştü. Kısaca YABEP denilen Amasya Yalı- boyu Evlerini Koruma Projesı yerel hal- kı da öylesine sarmaladı ki ınsanlar bu "şehzade kenti"ni tarihine yakışır bir gü- zellikte yaşatabilmek için "korumacıva- lilerine" dört elle sanldılar... Ama ne ya- zık ki birlikte başlattıklan bu anlamlı pro- jelerini yine birlikte tamamlayamadılar... Bundan böyle ise Muğla, lzmit ve Amasya'daki coşkulu günleri artık tzmir yaşamaya başlayacak. Hele şu Izmir'in gözüpek çevrecileri, demokrat halkı ve kent kültürüne sevdalı aydın insanlan, Kemal Nehrozoğlu'nun valiliği süresin- ce kimbilir ne güzel dostluklar kuracak- lar, birlikte ne denli anlamlı çalışmalar yapacaklar... Doğrusu, tstanbul'da yaşayan ve "en iyisi" denilen bir valınin bile gökdelenle- re destek venp Boğaz'a bir düzine köp- rüyü önermesine tanık olan bizler için şimdilikyapabilecegimiztek şey "İzmir'i kıskanmak" olacak. Vaktiyle yine Muğla Valiliği'nden ta- nıdığımız Erol Çakır ise Izmir'den sonra bu kez Istanbul'da görev yaparken baka- Iım bu talihsız kentin değerlerine nasıl sahip çıkacak?.. Cerekçe dîne hakaret ve alay Göksel Dinlerde Insan kitabı topkıtıkh HALİLNEBİLER Haziran ayında Berfin Yayınlan arasından çıkan Öz- demir Başargan'ın aydınlanmayı anlattığı Göksel Din- lerde İnsan adlı kitabı Istanbul 1. Sulh Ceza Mahke- mesi tarafından "dine hakaret ve alaj " edıldiği gerek- çesiyletoplatıldı. Toplatma karannda, "...anlaüm,ima, telmih ve benzetmelerle Türk Ceza Kanunu'nun 175. maddesi ile güvence altına alınan Müslümanhk, Hıris- tiyanhk ve Musevilik gibi dinler. Allah inaneı, bu din- lerin pey gamberleri v e kutsal kitaplan Kuran-ı Kerim, İncil ve Tevrat ile alay edilip hakarette bulunuldu- ğu"nun saptandığı belırtildı. Deniz astsubaylığından emeklı olan ve 27 Mayıs hareketıne aktıf olarak katı- lan Özdemir Başargan'ın "dine, peygamberlereve kut- sal kîtaplara alay ve hakaret ettiği" konusunda kıtap- tan kanıt olarak gösterilen sayfalann bazılannda özet- le şu eleştmler yer alıvor. -Sayfa 31: "Domuzun la- nctlendigi, etinin yenmedigibirül- kede, Türkiye'- de, Türkiye tari- hinde bir tek do- muz diri diri ya- kılmamıştır. 37 insan diri diri, devletyöneticüe- rinin gözü önün- de milattan son- ra 2 Temmuz 1993 ydında, Sı- vas'tayakılryor!.. Dörtbuçuk mil- yon yıl önce in- san, vahşi hay- vanlara kurban gidiyor. Dörtbu- çuk milyon yıl sonra insan dedi- ğimiz canavarla- ra kurban gidi- yor." -Sayfa 37: *İs- tanbul Taksim Parkı'nda. An- kara'nın Tando- ğanAlanı'ndaci- had namazlan kıhndığı. kıldırü- dığının görgü ta- nığıyım. Fakir Baykurt'un Yı- lanlann Öcü ad- lı romanırun film prömiyerinde o değerli insanın, ögretmenin, ro- mancının, sanat- çmın Cebeci Si- neması'nda üs- tüne kırmızı mü- rekkep atanlann İmanı Haripli ol- duklannı unut- mamalıyız. Ay- maz yobazhğuı o katı karanlığın- da gezinirken, bir aydını gören- de gözleri kama- şıveriyor yarasa- lann." -Sayfa 57: di Arabistan'da, o kutsal ramazan ayında, kent- !«• anası Mekke'de tünelde ölenler!.. Suudi Krah, Tak- cJr-i İlahi dedi ve Tannnın üstüne yıktı kendi savsak- UşnL" Sayfa 111: "Osmanhlann Şeyhülislam'ı ferv« çı- kj-mıştı: "Alevılerın öldürülmesi. mallarının gasp e^lmesı mubahtır. Onların nikâhlan geçerli değildir" dre. Güncelde şeriat yanulan ev lere, kamyonlara, dük- kjılara, süpermarketlere, bankalara baskın, soygun deenlemiyoriarsa zayıf olduklanndan." Sav fa 118: "Akıl almaz, us dışı, tüy ler ürpertici iş- kcnce uygulayabildiğinden mi üstün? Ölümün. işken- cr-ain binbir türlüsünü uygulayabildiğinden mi hiknıet Sâibi? İşkencenin binbir türlüsünü bilip uvgulamanui üünlük ve hikmetle ne ilintisi olabilir? İşkenceciler l»met sahibi olamaz. İşkenceciler korkaktuiar." Cıtabın sayfa numaralannı vererek bu ve benzeri erştınler nedenıyle kitabın toplatılmasını ve dava açıl- rTsını isteyen tstanbul Basın Savcısı Cevat Özel, bir gşıeteve verdiği demecinde, "Ben içinde suç olan •«abı kapağından tanırım" demesiyle ünlü. j STÖ'den uyarı C 8yıl paralannm takipçisi olacağız' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 8 yıllık kesintısiz eğitimin yaşama geçirilmesine büyük destek veren sivil toplum örgütleri, kampanya paralannın kullanımının da takipçi olacaklannı belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı'nı uyardılar. Türkiye'nin birincil sorununun eğitim olduğuna dikkat çeken sivi! toplum örgütleri, bilgisayar ihalelerinde şeffaflığın sağlanmasını, teknik şartnamelerin kamuoyuna açıklanmasını, Türkçe yazılım programlan hazırlanmasını ve bilgisayarla eğitimin kimler tarafından nasıl verileceğinin açıklanmasını istediler. 35 sivil toplum örgütü, dün düzenledikleri basın toplantısmda, Dünya Bankası ile 8 yıl kaynaklannm en verimli biçimde kullanılması gerektiğine dikkat çekerek, Milli Eğitim Bakanhğı'nın çalışmalan nı yakından izlediklerini duyurdular. Sivil toplum örgütleri adına açıklama yapan Türkiye Bilişım Derneği Yönetım Kurıılu üyesi Nezih Kuley ia bılgi çağının yaşandığı dönemde, bilgiyi ve teknolojiyi en iyı kullanan kuşaklann yetiştirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı'nca ' aölan her adımın taşıdığı " önemi vurguladı. TEKSTİL ÜRÜNLERİ SAN. VETİC.AŞ. Tekstil işçilerinden alkışlı eylem lstanbul Haber Servisi - Sefaköy \'İP Tekstil Fabrikası'nda ışten çıkanlan 115 işçi, kıdem tazminatlannın 3 ay sonra ödenmesini protesto etmek amacıyla fabrika önünde alkışlı eylem yaptı. Fabrikanın taşınması nedeniyle önceki gün işlerine son verilen işçiler, kıdem tazminatlannın sözleşmeye göre hemen ödenmesi gerektığini belirttiler. Dava açılması halinde mahkemenin 6 ay süreceğini vurgulayan işçiler. sendikanın da haklannı yeterince koruyamadığını öne sürdüler. DtSK'e bağh Tekstil Işçileri Sendikası (Tes-lş) 2 No'lu Şube Başkanı Kannı Doğan. çıkanlan 115 işçiye toplam ödenmesi gereken tazminatın 75 milyar lira olduğunu belirterek "Sendikalaruı kıdem tazminatlannı güvence altına alacak bir sistem oluşturmalan gereklidir" şeklinde konuştu. Doğan, "Bu fabrikada sendikalaşmayi sağlamak için 2.5 yd mücadele verdik. 6 ay kadar bir zaman geçti ve fabrikanın taşınması dolayısıyla işten çıkarmalar gündeme geldi. Kıdem tazminatlannı 3 ay sonra mark olarak ödeyeceklerini söylüyorlar. Tazminatian hemen istiyoruz'* diye konuştu. Fabrikada hâlâ çalışmakta olan yaklaşık 130 kadar işçı ise, öğle paydosu sırasında bahçede eylem yapan arkadaşlanna alkışlarla destek verdi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) İşkenceyi yapan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Baka- nı HikmetSamiTürk, Avrupa İnsan Haklan Mah- kemesi'nin (AlHM) işkence ile ilgili Türkiye'yı mahkûm ettiği tazminatlann, daha sonra kusurlu memurlardan tahsıl edileceğini bildirdi. Türk, bu konudaki mevzuatın şimdiye kadar işletılmediği- ni, ancak bundan sonra işletileceğini kaydetti. İnsan Haklan Koordinasyon Üst Kurulu, Dev - let Bakanı Türk'ün başkanlığında dün toplandı. Türk, toplantıdan sonra yaptığı açıklamada. te- rörden ve teröre karşı mücadeleden dolayı zarara uğramış yurttaşlann mağduriyetlerinin önlenme- si konusunda yapılması gereken çalışmalann gö- rüşüldüğünü ve bu konuda yenı bir yasal düzenle- me hazırlanmasının gerekli olduğuna karar venl- diğini belirtti. Bu konuda bir alt komisyon oluştu- rulmasına karar v erildiğini söyleyen Türk, komıs- yonun çalışmalannı Qç haftada tamamlayacağını kaydetti. Türk, üst kurulda işkence. kötü muamele ve dı- ğer nedenler dolayısıyia AlHM'de Türkiye aley- hine verilen kararlar gereğınce devletin ödemek zorunda kaldığı tazminatlann olaylann sorumlu- Ianna ödetilmesi uygulamasının da görüşüldüğü- nii bildirdi. Türk. yeni bir yasal düzenlemeye ge- reksınım bulunmadığını, mev cut düzenlemelerin ü ödeyecek bundan böyle daha iyi işletilmesinin yeterli oldu- ğu sonucuna vanldığını söyledi. Türk, İnsan Haklan Koordinasyon Üst Kuru- lu'nun bundan sonraki toplantısının Kars'ta yapı- lacağını belirtirken. kurulun bundan önce Diyar- bakır, Muş, Edirne, Çanakkale ve Hatayda beş toplantı yaptığını anımsattı. Türk, insan haklan bilincini yurt sathına yaymak ıçın her toplantının başka bir ilde düzenlendigini kaydetti. Türk, Kars"taki toplantıda, son zamanlarda ta- nhi gerçeklere aykın olarak ortaya atılan sözde Ermeni soykınmı konusundaki iddialara yanıt ni- teliğınde ifadelenn gündeme geleceğini vurguladı. Düşiince özgürlügü için kampanyaİstanbul Haber Servisi - Yazarlar, sanatçılar. ga- zetecıler ve insan haklan savunuculan tarafından başlatılan "Düşünce Özgürlügü İçin Sürekli Sava- şım" kampanyası, dün Taksim Gezi Oteli'nde dü- zenlenen bir toplantıyla tanıtıldı. Toplantıya katı- lan yazar Mîna Urgan. düşünce suçunun Türkiye için "rezalet" olduğunu belirterek "Dûşûnce suçu bizi yabancılarm gözünde de, kendi gözümüzde de rezü ediyor. Bu kepazeliktir" dedı. Toplantıya "Düşünceler Ozgürdür" metninin ilk im- zacıları arasında yer alan Esenyurt Belediye Başkanı GürbüzÇapan. gazetemiz ya- zan Oral Çahşlar, yazar Mîna Urgan, yazar Mihri Belli. Şa- nar Yurdatapan. tiyatro sanat- ç11an Rutkay Aziz, Deniz Tür- kali. sinema sanatçısı Berhan Şimşek, ses sanatçısı Leman Sam, müzisyen Vedat Sak- man, Çankın Cezaevi 'nde bu- lunan avukat yazar Eşber Yağ- murdereli'nın kızkardeşi Sumru Yağmurdereli ile anı- casının oğlu Saygı Yağmurde- reli, Meclis'te pankart açan ünıversıte öğrencıleri Bülent Karakaş ve Metin Murat Kahoncugil katıldı. "Düşünceler Özgür- dür 1 " metnıni okuyan Saygı Yağmurdereli. "dü- şünce özgürlügü için sürekli savaşımda" kararlı ol- dukJarını belinerek "Buamaçlaönceliklitalebimiz, hükümetçe hazırianan "Mını demokrasi paketi'nin cezaevindtki diğer düşüncesuçlulanmda kapsaya- cak şekilde genişletilerek bir an önce TBMM'de ya- Toplantıya "Düşünceler Ozgürdür" metninin ilk imzacılan Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Oral Çahşlar, yazar Mîna Lrgan, yazar Mihri Belli, Şanar Yurdatapan, tiyatro sanatçılan Rutkay Aziz, Deniz Türkali, sinema sanatçısı Berhan Şimşek, ses sa- natçısı Leman Sam, müzisyen Vedat Sakman katıldı. (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ) salaşmasıdır" dedi. Yazar Mihri Belli. düşünce özgürlügü yalnız eli kalem tutan aydın ve yazariann özgürlükleriyle sı- nırlı kaldığı sürece demokrasi mücadelesinin he- defıne varamayacağını belinerek "Duvara boyay- la fıkrini vazan genç de bir şey düşünüyor ve bunu açıklayabilmelidir" diye konuştu. Bellı, düşünce- sını açıkladığından dolayı cezaevinde olanlann "et- nik kökeni ne olursa olsun her- kesindemokratik,özgür veeşit bir ortamda yaşabilnıesi" dü- şüncesini savunduklarından dolayı ceza aldıklannı belirte- rek "Onlar. bu amaçlanna ula- şamasınlar diye iceride" diye konuştu. Toplantıda, sinema sanatçısı Rutkay Aziz, Eşber Yağmurdereli'nin toplantıya yolladığı mesajı okudu. Oral Çahşlar da Türkiye'de düşünce özgürlügü mücadele- sinde yenı bir aşamaya gelin- diğıni belirterek kampanyanın ilk adımı olarak yann saat 12.00"de Ortaköy'de "Eşber Yağmurderefi-r aduıı verdık- len bır etkınlik düzenleyecek- lerini söyledi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Saldırılar BaşladıTBMM'den seçim kararı çıktığı andan itibaren, sanki bir düğmeye basılmışçasına Atatürk aleyhine yazı ve yorumlar başladı. Tabii bu yazılar genellikle Atatürk'ün kişiliğini hedef almayan, fakat devlet ve yönetim anlayışını topa tutan yazılar. "Halkın egemenlik hakkına sınırgetirilemez" gibi- sinden, "Halkın iradesinin üzerinde hiçbirirade ola- maz" vb. gibisinden yazılar bunlar. Kemalistler, itti- hatçı gelenekten geldikleri için halkı beğenmezler- miş ve "elitist" bir yaklaşım içindeymişler. Vs., vs... Bu yazıları okuyanlar, bu "muhteremlerin" müthiş demokrat olduklarını zannedecek. Kendi denetle- dikleri birimlerde inanılmayacak kadar "biçimci" ve antidemokratlar. Örneğin ele geçirdikleri belediyele- rin sosyal tesislerinde adama bir bira bile içirtmiyor- lar. Gerekçeleri ise alkolün sağlığa zarar verdiği. Itiraz ettiğiniz zaman "Buraya gelenlehn çoğu öy- leistiyor..." gibisinden gerekçelerin ardına sığınıyor- lar. "Anket miyaptınız" diye sorduğunuz zaman, "Bi- ze oy verdiklerine göre anketyaptık sayılır" diyorlar. Oysaki çoğu kez aldıklan oy oranı yüzde yirmilerde. Bunu çoğunluk olarak değerlendirmeleri de, bir baş- ka demokrasi anlayışı... "Babıtelli" ya da "Ikitelli basını"nm belli kalemle- ri, inanılmaz bir aymazlık içinde. Çağdaş, demokrat ve özgürlükçü geçiniyorlar, ama çağdışı, antidemok- rat ve özgürlük düşmanı çevrelerin "sözcülük" ve "bayraWartığ(n/" yapıyoriar. Öyle bazı isimler var ki; "dinci basının" organlarında yapılan "basın seçme- leri" ya da "basından seçmeler" gibi sayfalarda, haf- tada en az bir kez yer alıyorlar. Bari oralarda yazsa- lar da ne mal olduklannı herkes anlasa. Zaten bunlar çok ilginç insanlardır. Her gün özgür- lükten ve örgütlenmenin erdemlerinden söz ederier, fakat çalıştıkları gazetelere sendikanın girmesi ya- saktır. Eğer çalıştıkları gazetelerden herhangi birin- de bir kol ya da kafa "emekçisi" sendikaya girerse, aynı gün kapının önüne koyarlar Bunlann kılı kıpır- damaz. Sürekli olarak "üç maymunu" oynarlar. "Gör- medim, duymadım, konuşmadım..." Fakat kendi aralanndan, yani kendi kafalanndaki yazariardan birine aynı muamele yapıldığı zaman, yeri göğü birbirine katariar. Demokrasi ve özgürlük nutuklan atmaya başlarlar. Özel televizyon program- lan bile düzenlerler... Çok demokrat geçinırier, ama kendileri gibi düşün- meyenlerin düşüncelerine saygı duymazlar. Bunla- nn çoğu için "devleti eleştimnek" özgürlügü, mutlak bir özgüıiüktür. Fakat çoğu kez "hükümetle" devle- ti karıştınrlar. Ve devleti eleştirenlere karşı devleti "savunmak" özgürlüğünü kesinlikle kabul etmezler. Bunu yapan insan mutlaka "faşist" ya da "faşizan eğilimlidir"... , •- Müthiş özgürlükçü geçinirler, ama bu özgürlükçü; lükleri salt kendileri içindir. Örneğin vatandaşı olduk; lan ve nimetlerinden sonuna dek yarariandıklan dev- letin askerlerine pusu kuran teröristlerin bu davra- nışlannı eleştirmeye kalkarsanız, özgürlük düşmanı sayılırsınız. Birkaç yıl önce "En büyük askerbizım as- ker" başlıklı bir yazı yazmış ve askere giden çocuk- lanmızı övmüştüm. Kıyamet koptu. Umanm şimdi o gün beni yerden yere vurmak isteyen kimi arkadaş- larım yaptıklanndan pişman olmuşlardır ve utanç duyuyorlardır. Siyasal Islamcılar, aynlıkçılar ve sözde özgürlük- çü "entel" taifesinin oluşturduğu "şe/-cep/?es/"bu- günlerde saldın dozunu arttırdı. Bu üç grup içinde de sayılamayacak birtakım "garibanlar" da, aynı ko- nularda "prim yapma" gayreti içindeler. Konser başına 10 milyar lira isteyen "so/cu"(!) bir türkücü, geçenlerde bir televizyon programında, "Anamın başının örtüsünü kımselere çıkarttır- mam..." diye bağnnıyordu. Sanki anasının başının örtüsü kimsenin umrundaymış gibi... Susurluk dosyalan kapatılmaya çalışıldıkça, Erse- ver gibi adamlar mahkemede insan tehdit ettikçe, devlete sövenlerin sayısı artıyor. Ve doğrusu savun- makta da zorianıyoruz. Gene bu arada TBMM de garip bir eleştiri yağmu- ruyla yıpratılıyor. Içindeki kimi isimler bahane edile- rek Meclis eleştiriliyor. Ve bunu yapanlardan bir bö- lümü de "demokrat ve özgürlükçü" geçinen taife- den. Bu tavır, insanın bindiği dalı kesmesinden başka bir şey değil. Beğensek de beğenmesek de, TB- MM'yi böyle yıpratmamalı, yıpratılmasına izin verme- meliyiz. O Meclis'teki ınsanlardan hiçbiri "atanmay- la" gelmedi. Adaylann belirlenme yöntemleri ne den- li eleştiriye açık olursa olsun, o insanlar halkın oyla- nyla gelen insanlar. Ve bu arada çok dikkat edilme- si gereken bir konu, kişilere yöneltilmesı gereken eleştirilerin "kuruma"yöneltilmesi. İnsanlan demok- rasiden soğutmaya, insanlann demokrasiye olan gü- venlerini sarsmaya kimsenin hakkı olmasa gerek. Hele demokrat geçinenlerin... Istanbul'da dayanılmaz sıcaklar yaşıyoruz. Ama korkanm sonbaharla birlikte siyasal alanda havalar çok daha fazla ısınacak. Adalet Bakanı Denizkurdu 'Çetelerle irticaya karşı daha etkin olunacak' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Adalet Ba- kanı Hasan Denizkurdu. irtıca ve çete olaylanna karşı bundan sonra daha etkin mücadele etmeleri için cumhuriyet savcıla- nna talimat verdiğini bil- dirdi. Bu konuda savcı ve yargıçlara güvence de verdiğini kaydeden De- nizkurdu, adalerin gerek- tiği şekilde görevıni yeri- ne getırmemesi nedeniy- le çetelerin ortaya çıktığı- nı belirtti. Türkiye Noterler Bir- liği Başkanı Hasip Din- çer ve yönetim kurulu üyelenni dün makamın- da kabulü sırasında gaze- tecilerin sorulannı yanıt- layan Denizkurdu. Ada- let Bakanlığı olarak yar- gıdaki tüm birimler ile bilgi akımı ve çalışması içerisinde olacaklannı söyledi. Bakan Denizkurdu, bir gazetecinin ırtica ile ilgı- li mücadelenin nasıl yü- rütüleceğıni sorması üze- rine. "Türkiye Cumhuri- yeti laik bir ülkedir. Top- lumda laik-antilaik ku- tuplaşmasına gidilmeye çahşümıştır. Bu konuda, cumhuriyetin koyduğu il- kelere uygun olarak ge- rekli değişiklikkrin yasa- larçerçevesindeyapıhna- sı lazım. Bu konuda sav- cdara da gerekli teminatı veriyorum" dedı. Başka bir gazetecinin "çeteler" ile ilgili sorusu üzerine Denizkurdu, adaletın gö- revini gerektiğı şekilde yerine getırmemesi nede- niyle çetelerin ortaya çık- tığını kaydetti. "Eğerde- mokrasi içerisinde yargt ve hukuk çahşmıyorsa demokrasiden bahsedile- mez" dıyen Denizkurdu, hukuka aykın her şeyin üzenne gidileceğıni vur- guladı. Denizkurdu, yar- gıç ve savcıların da bu konuda gerekli çalış- malan yapacaklannı söz- lerine ekledı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle