28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 AĞUSTOS 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Barış Şenliği coşkulu geçti • İstanbuJ Haber Servisi - Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) düzenlediği "Daha da Geç Olmadan Banş" adlı şenlik, dün Bakırköy Fıldamı Gösteri Sanatlan Merkezi 'nde gerçekleştirildi. Yaklaşık 3 bin kişinın katıldığı ve sunuculuğunu Orhan Aydın'ın yaptığı Banş Şenliği'ne Moğollar, Yavuz Bingöl, Sevinç Eratalay, Koma Denge Azadi ve Koma Amed adlı müzik grupları katıldı. 16. şûraya doğru • AıNKARA (AA) - Mesleki ve teknık eğıtimin ele almacağı, 16. Milli Eğitim Şûrası'nın ön komisyon çalışmalannın yann başlayacağı bildirildi. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, ön komisyonun çalışmalanna, Başkent Öğretmenevi'nde Bakan Hikrnet Uluğbay'ın açış konuşmasıyla başlayacağı belirtildi. Açıklamada, komisyon toplantılannda şûra konulan olan mesleki ve teknik eğıtimin ortaöğretim sistemi ıçinde ağırlıklı olarak yeniden yapılandınlması. okul ve işletmelerde meslek egıtimi ve istıhdam. mesleki ve teknık eğitim alanına öğretmen ve yönetici yetiştirme, mesleki ve teknik eğitimde sınavsız yükseköğretınıe geçiş ile mesleki ve teknik eğitimde finansman konularının ele alınacağı kaydedildi. 1052 toplu sözleşme • ANKARA (L BA) - Bu yılın ılk altı aylık bölümünde 1052 toplu iş sözleşmesı imzalandığı belırlendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı venlerine göre. 1998 yılının Haziran ayı sonuna kadar 4 bin 534 ışyennde ımzalanan toplu iş sözleşmeleri ile 95 bin 521 işçinin yeni ücretlen saptandı. Yılın ılk altı ayında, toplusözleşme görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzenne 25 grev uvgulanırken 4 bin 441 ışçınin katıldığı bu grevlerde 78 bin 962 işgünü kayboldu. 1998 yılında hiçbir işyerinde lokavi ılan edilmedi. 'Sürülen'lere uyarı • ANKARA(UBA)- Yargıtay 9. Hukuk Daıresi, görev yerleri istekleri dışında değiştirilen çalışanlar için uyan niteliğinde bir karar verdi, Bir belediyenın Fen Işlen Müdürlüğü'nde hızmet akdiyle çalışırken temizlık işlerine nakledilen ve bu işlemin nzası olmadan yapıldığını belirterek mahkemeye başvuran bir işçi, toplusözleşmenın ilgili maddelennden doğan cezaı şart alacağının ödetilmesini istedi. Yerel mahkeme, işçinin isteğini kjsmen hüküm altına alırken davalı. karan temyiz etti. Temyız başvurusunu inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Daıresi verdığı kararda. davacı işçinin, görev değişikliğine. dava tarihınden önce hemen itirazda bulunmadığına ve nakJedıldiğı >eni görevde üç ay süreyle çalıştıktan sonra dava açma yoluna gittiğine değinerek bu durumda işçinin. yeni görev ine nakline "zımni muvafakat" gösterdiğinin kabulünün gerektıgıne hükmetti. Şahin görevine geri döndü • KOCAELİ (AA) - On ay önce üçlü kararnameyle görevinden alınarak Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesınde başmüfettiş olarak görev lendirilen eski Kocaeli Emniyet Müdürü Süleyman Şahin. yürütmeyi durdurmak için açtığı davayı kazanınca, Danıştay tarafından görev ine iade edıidi. Şahin görevine başladı. Istanbul Anadolu yakası sommlu emniyet müdür yardımcısıv ken Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'ne atanan Erdinç Sanalp ise genel müdürlük ba^müfettişlığı görevine getirildi. RP'nin kayıp trilyonu için parti kurmaylanndan çelişkili açıklamalar Inkaritirafa dönüştüANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- RP'nin kapatılmasından son- ra Hazine'ye devTedilmeyen ka- yıp 1.2 trilyon lira için Ankara Cumhuriyet Başsav cılığı "nca baş- latılan soruşturma devam eder- ken, köşeye sıkışan eski RP'lıler sürekli taktik değıştirerek yargı- dan kurtulmanın yollannı anyor. Başlangıçta 1.2 trilvonluk kaybı reddetme politikası izlenırken, Maliye Bakanlığı müfettışlerince hazırlanan rapordakı delillerin or- tava çıkması üzenne ^Hazine'ye • Köşeye sıkışan eski RP'liler sürekli taktik değiştirerek yargıdan kurtulmanın yollannı anyor. Kayıp 1.2 trilyonu reddetme politikası birkenara bırakılırken "Hazine'ye paranm ödenmesi ya da RP'nin 1997 yılında alamadığı Hazine yardımından mahsup edilmesi" formüllerinden söz edilmeye başlandı. kayıp paranın ödenmesi >a da RP'nin kapatma davası devam ederken ihtiyau tedbir konulduğu için 1997 yılından Hazine'den ala- madığı yardımdan kayıp paranın mahsupedilmesi" formüllerinden söz edilmeye başlandı. Anayasa Mahkemesfnin ka- patma karannın ardından mallan- na el konulan RP'nin kasasından sadece 50 milyon lira çıkması üzenne Maliye Bakanlığı müfet- tışlerince yapılan incelemede 1.2 trilyon lıralık bir açık saptanma- sıyla başlayan yargılama süreci nedenıyle panığe kapılan RP'nın ve bu partinın devamı nıtelığın- deki FP'nın yönetım kadrolan çe- lişkili açıklamalar yapmaya başla- dılar. Yargıtay Cumhunyet Baş- savcısı Vural Savaş tarafından Maliye Bakanlığı denetçilerının hazırladıklan rapor doğrultusun- da "Özel evrakta sahtecilik ve ka- yıtlarda tahrifat" yapmakla suçla- nan ve Asliye Ceza Mahkeme- si'nde dava açılması durumunda 7 Batman Havan topu canakh BATMA> (Cumhu- riyet) - Kozluk ilçesıne bağlı Yanıkkaya köyü- nün ÇevTecik mezrası- na havan topu mermi- sinin düşmesi sonucu 1 çocuk yaşamını yitırdi, 1 kişi de ağıryaralandı. Öncekı gece 21.00 sulannda Acar Jandar- ma Karakolu'ndan atıl- dığı ileri sürülen havan topu mermisi Çevrecik mezrasına düştü. Olay- da Banş Adnan Yavuz (2) adlı çocuk ölürken YakupYavuz(27), Bed- rettin Yavuz (15). Emin Yavuz (12), Beraae Ya- vuz (32), Halime Taş (18) ile HaşimTekbaş (25) ağır yaralanarak Batman Devlet Hasta- nesi'nde tedavi altına alındılar. Hav an topu mermısı- nin parçalanyla köyde- ki 200 küçük ve büyük baş hayvan da telef olurken Ebedin Bağıs/a ait 72 N 0211 plakalı minibüs de büyük ha- sar gördü. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART BAAJK4LAGA&AS/ Devlet Bakanı Yıldınm geriye dönüşleri Cumhuriyet'e değerlendirdi 'Köyedönüş için300 trilyongerekli9 IŞIKKANSü ANKARA-GAP'tan sorumlu Devlet Bakanı Salih YıMınm, Dogu ve Güneydoğu'da yaşadıklan bölgelerden göç etmek zorunda kalanlanh tüketici olarak. gittıkleri kentlerde uzun süre ayakta tutulamayacağını belirterek "Bölgede güvenliği sağtanmış olan alaniara dönmek iste> r enJere sosyal, ekonomik, kırsal altyapı oluşturmak, istihdamlanna olanak tanımak koşuluyla geri dönüş imkânı vennemiz gerekiyor" dedi. Yıldınm. tüm göç zorunda kalanlann geriye dönüşü için yaklaşık 300 trilyon lira gerektiğini bıldirdı. Devlet Bakanı Yıldınm. son 15 yıllık süreç içinde. güvenlik nedeniyle Doğu ve Güneydoğu'da 3 binin üzerinde yerleşim biriminin boşaltıldığını. 380 bin kişinin kendi yurdunda göçmen durumunda kaldığını anımsattı. Yörenin güvenliği ve sosyal. ekonomik yapısının korunması. göç etmek zorunda kalan insanlann gittiklen her yere sorunlannı da birlikte taşımalan açısmdan genye • "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde güvenliği sağlanmış olan alaniara geri dönmek isteyenlere sosyal, ekonomik, kırsal altyapı oluşturmak, istihdamlanna olanak tanımak koşuluyla geriye dönüş imkânı vermemiz gerekiyor." dönüşün sağlanmasının zorunluluğuna değınen Salih Yıldınm. göçün durdurulması ve geriye dönüşün koşullannı şöyledilegetirdi. "Her şeyden önce güvenliğin sağlanması gerekivor. Bölgede güvenliği sağjanmış alanlarda geri dönmek isteyenlere sosyal. ekonomik, kırsal altyapı oluşturmak, istihdamlanna olanak tanımak koşuluyla geriye dönüş imkânı vermemiz gerekiyor. Başlangıçta üretken olan, kendilerine vetecek kadar bir şeyler üreten bu insanlan, tüketici bir sınıf olarak. gittikJeri şehirierde uzun süre avakta tutamazsutız. Hiçbir güç. hiçbir ekonomik sektör bunu yapamaz. Bir süre taşırsınız, sonra sistemi çökertirsiniz. tşte bu noktava gelmeden, insanlan tekrar üretken kılacak, oradaki sosyal vapıya katkı sağlayacak, orada güvenliğe, sorumluluğa ortak olacak şekle dönüştürmek zorundasınız. Psikolojik zinciri bir halkada kırdığımız takdirde, geriye dönüş beklenenin çok üstünde hızlanacaktır. Bu başladığı takdirde çark kendiliğinden dönecektir." Yıldınm, yöre insanının, bilgi, • birikim ve becerisinin tanma endeksli ekonomiye ayarlı olduğuna dikkat çekerek, başlattıklan tasanma ilişkin gelişmeleri şöyle anlartı: ^Geriye dönülecek alanlarda okuL, sağlık ocağı. saglık evi, köy evlerinin oluşturulması gerekiyor. Kırsal altyapıda su, kanalizasvon. yol gerekiyor. İstihdam için hayvancıuk, seracılık. bahçecilik, balıkçılık, ancılık gibi ekonomiyi ayakta tutabüecek tasanmlar gerekiyor. Bunlan sağlamadan insanlan oraya götürmenüı zaten bir anlamı yok. Buradan hareketle 4 vilayette 23 köyü pilot bölge olarak seçtik. 1 trilyon 74 mihar liraya ihtiyacunız \ardı. Ama karau maliyesinden sağlayabildiğimiz çok büyük bir kavnak olmadı. Projeyi başlattık, ama çok dar alanda u>guluyoruz. Kaynak sorununu rahat aşmamamızın bazı nedenleri oldu. Türkiye, özellikle son 6 ayda hesapta olmayan olumsuzluklaria karşılaştı. Seller, depremkr gibL Bu felaketler, kamuya hesapta olmayan yükler gerirdi. Bu bakımdan acil destek progranundan ve para sağlabilecek diğer kay naklardan vcterince yararlanamadık.'* Dev let Bakanı Salih Yıldınm, aynı projenin tüm Doğu ve Güneydoğu'da boşaltılan yerleşim birimlerinde uygulanabilmesi için yaklaşık 300 trilyon lira gerektiğini de sözlerine ekledi. yıla kadar varan hapis cezası alma riskiylekarşı karşıya bulunan >ö- neticileri kurtarmak için harekete geçen FP'li hukukçuların çalış- malan devam edıyor. Yöneticıler bu suçlamayla mahkûm olurlar- sa, milletvekili de seçılemeyecek- ler. RP'nin kapatılmasıyla birlikte dokunulmazlıklan kalkan ve 5 v ıl süreyle siyasi yasaklı durumuna düşen Necmettin Erbakan ile bu partide Başkanlık Dıvanı üyesı olarak görev yapmış olan Ahmet Tekdal ve Şevket Kazan'ın dava açılır açılmaz hemen yargı önüne çıkacak olma- lan nedenıyle çalışmalar hızlandınlırdı. Halen FP'nin Başkanlık Dıvanı üyesi yada milletvekili olan diğer RP Genei Merkez yö- neticileri de dokunulmaz- lıklannın riske gırmesi pa- niğiyle kendilerını kurtar- maya yönelik formüller an- yorlar. Yasal olarak yetkilı olmadığı halde RP'de oldu- ğu gıbi FP'nın de parasal iş- lerini yöneten FP Ankara Milletvekili Rıza llucak başlangıçta partinin kasa- sında para bulunmadığını öne sürerken, daha sonra Maliye Bakanlığı'nın ınce- leme yapma >etkıt,i bulun- madığını, konunun Anaya- sa Mahkemesi'nce incelen- mesi gerektiğini savunma- ya başladı. Ulucak bu doğ- rultudakı bir dilekçeyi de soruşturmayı yürüten An- kara Cumhuriyet Başsavcı- lığı'na iletti. Açıklanan delıller üzen- ne "ret" polıtikasıyla bir ye- re vanlamayacağını gören FP'li hukukçular, 1.2tril>on lirayı Hazine'ye ödeyerek dava açılmasını önlemeye yönelik bir formül üzennde durmaya başladılar. FP'nın hukukçulanndan Mustafa Kamalak dışında, kapatılan RP'nin Genel Başkan Yar- dımcısı ve eski Adalet Ba- kanı Şevket Kazan tarafın- dan da dile getirilen bu for- mül tartışılırken, Altıno- luk'taki yazlığında tatıline devam eden Erbakan'ın yaptığı açıklama çelişkılere bir yenjsini ekledi. RP kapatıldığı için partı örgütlerinm aldıklan yar- dımla ilgili belgelerin gön- derilemediğini öne süren Erbakan, "Şimdi ortada ne RP di>e bir parti ne de par- ti genel merkezi var. İl teşki- ladarının harcamalannı \e evrakını incclemekde münı- kün değildir. Çünkü bunlar devlete teslim edilmiştir. Eğer herhangi bir teşkilat. harcamalannda hukuki bir e\Tak gösteremivorsa, yapı- lacak iş, sö/ konusu paranın Hazine'je geri ödenmesidir. Ceza verilemez, zimmet ka- bul edikmez" diyerek ''öde kurtul" formülüne destek verdi. Ancak Erbakan bu formölün dışında başka bir bneride de bulundu. RP'nin kapatılmasından önce ihtı- yati tedbir konulduğu ıçın alamadığı Hazine yardımı- na dikkat çeken Erbakan. kapatma karanndan önce 1 trilyon 380 mılyar lira Hazi- ne yardımını hak ettiklerini öne sürdü. Erbakan. "Veril- meyen bu paradan 1 trilyon lirayı RP hesabına mahsu- ben kessinler'' dedı. FP'lı hukukçulann, so- ruşturmanın seyrine göre önümüzdeki günlerde başka bazı formülleri dahagünde- me getirmelen bekleniyor. Jfr TlRMIK I AYDIN ENGİN aengin (« posta. cumhuriyet. com. tr Çöküşle birlikte yükselen zafer böğürtüleri hâlâ kulaklarımızda. "Tarihin sonuna geldik, Artık libe- ralizmin sonsuz dönemi başladı" fetvalannı yazanlar, çevirenler, al- kış tutanlar belleğimizde. Insanoğlunun daha haklı, daha adil bir dünya yaratmak için kal- kıştığı yiğit, gözü kara bir serüven yenilgiyle sonuçlanmıştı. Önce "Duvar" delindi. Duvarın delikle- rınden tüketime susamış yığınlar Batı'ya, kâra doymayan ulusla- rarası seımaye Doğu'ya akmaya başladı. Kapitalizmden sosyalizme ge- çış denemelerinden biri daha ba- şarısız kalmıştı. Kapıtalizm, ad hatta kılık değiştirip sosyalızm kuruculuğunun yenik başkentle- rine çullandı: PaxAmericana, Ye- ni Dünya Dûzeni, Serbest Piya- sa Ekonomisi... Geri dönmez sanılan tarihin çarkı geri döndü. Kapitalizmden sosyalizme geçişin zorlu sorun- lannın üstesinden gelinemeyince sosyalizmden kapitalizme dönül- dü. 1917 Ekim'inde "birşafak vak- Rusya'nın Aynasında... ti bahtlan değişrniş kentler", 1989 Ekim'inde "bır uğursuz ge- cenın karanlığında" serbest pi- yasa ekonomisi denen büyülü re- çeteden medet umacakları bir burgacın ıçine düştüler. Dom/no taşlan gibı yıkıldılar ve sonunda Leningrad'ın adını Petersburg'a çevırip Moskova'nın Kızıl Mey- dan'ında "piroşky"yerineMcDo- nalds yutup üstüne "coca cola "yı boca ederoldular. Devrimin baş- kentı. 70 yıl sonra. "serbestpiya- sa ekonomisi" kod adlı kapita- lizmle bir kez daha tanıştı. Neredeyse on yıl geçti. On yıl- dır çok inatçı, çok yorgun, çok kederli bırtakım adamlar ve ka- dınlar, yeryüzünün yedi iklim dört bucağmda gece ve günöüz, ak- şam ve sabah aynı zorlu soruya yanıt anyorlar. Bir on yıl, bır yırm't, yüz yıl daha geçse sorgulama sü- recek. Yanıt bulunana kadar so- rulacak: - Neredeyanlış yapıldı? Yanlış neredeydi? • • • On yıt boyunca serbest piyasa ekonomisi köpeksız köyde değ- neksiz dolandı. Kızıl başkentler- de yeşil dolann kısıtşız egemen- liği huküm sürdü. Özelleştirme dendi, özelleştirildi. Verimsiz ka- mu işietmelerini kapatın dendi, kapatıldı; atın dendi, atıldı; yıkın dendi, yıkıldı. Sendikalan çöker- tin dendi, çökertildi. Borsa den- di, açıldı. Reçete dendı, yazıldı. IMF'nin, Dünya Bankası'nın her boydan ve soydan serbest piya- sa ekonomisi uzmanlan bırbin ar- dına Moskova, Leningrad, Prag, Budapeşte, Varşova havaalanla- rına iner oldular. Reçeteler reçe- telerı ızledi. Kapitalizm, kucağına düşmüş, uçsuz bucaksız Rusya pazarını diri tutmak, Sovyetler Bırliği'nin hantal mirası üstünde yükselen kapıtalızmı başanya u- laştırmak için dolar ırmaklan akıt- tı. Sonuç? Sonuç üç gündür gazetelerin birinci sayfalannda. Ajansfar felaket tellallığından örnekler venyoriar: "Rusya, dün- yayı da sürükleyerek çöküyor", "Rusya'da önce borsa, sonra ekonomi çöktü. Sıra rejimde mi?"... Açın, gazetelerin serbest piya- sa ekonomisine "âşık" ekonomi ulemasının yazdıklarını okuyun. Ortada sorgulanan bır sistem yok. "Nerede yanlış yapıldı" so- rusuna bula bula "ekonomınin mafyalaşması" yanıtını verebili- yorlar. Kendı kendilenne "Allah allah, serbest piyasa ekonomisınin gönlünce atoynattığı bütün ülke- lerde, ekonominin ve ardından siyasetin mafyalaşmasının sebe- bi ne ola" diye sorduklan yok. Moskova, Prag, Varşova, Bu- dapeşte, Sofya, Bükreş, Lening- rad, Taşkent, Bakû, Tiran, Santi- ago, Sao Paula, Rio de Janeiro ve... Ve Istanbul'da, Ankara'da mafyalaşmanın ekonomiyi ve sı- yaseti teslim alması bir rastlantı olabilır mı? Bu uğursuz canavar hangi rahimde döllendı, büyüdü, doğdu ve her yana kol attı? Döl- leyen kim ve ne? • • • Duvannyıkılışının ardından ne- redeyse 10 yıl geçti. On yıldır ve belkı bir on yıl, yirmı yıl, gerekir- se yüz yıl daha bırtakım çok ınat- çı adamlar ve kadınlar soruyor ve soracaklar: - Neredeyanlışyapıl- dı? Yanlış neredeydi? Peki zafer böğürtüleri hâlâ ku- laklarımızda çınlayan serbest pi- yasa ekonomisinin silahşörleri Rusya aynasında hangı soruyu soruyor, neyi sorguluyorlar? Yoksa, yangından mal kaçırma derdine düşüp, kapıtalizmin o çok bildik "altta kalanın canı çık- sın" oyununu mu oynuyortar? Rusya'nın aynasında kendini görecek, geleceğını okuyacak ül- keleri şöyle bır eldengeçırin. Bel- ki bildik, çok bildik bir ülkeye de rastlarsınız. Ekonomisi ve siyaseti mafya- laşmış bir ülkeye... POLflİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA 'Gölgeli Gözler../ Umudun, umutsuzluğun ve sevincin resmidir öy- kümüz; sonbahann bize ulaştırdığı bir sevdadır an- latacaklanmız... Hep çocuk kal. büyüme ne olur!.. Hiç 'ya/a^'söyleme!- Açması zor bir tomurcuk gülün, ellerinin ayasıyla dolaşan, kadmın bakışlarıdır ayışığında konuşan!... Takiguşi Masako'dan Arun Metra'ya değin ay- dınlık bir sabahı kucaklıyorum... Martılar ve deniz!.. Bir çocuğun gülümseyişi... Sandallarının başında türkü söyleyen balıkçılar... Az sonra ağaçların yaprakları üzerinde bildik yağ-- muru görüyorum... Yağmurdan sonra nasılsa öyle yeşil ve kırmızı; av- luda toprağın düzensiz oyunu... Bitmez tükenmez bir kımıltı... Utkunun yanan coşkusu... Birazyorgunluk... Aşk bu mu? Gözlerindeki sevinç nedense birden hüzne dönü- şüyor... Ağlıyorsun!.. Usulca kulağına eğiliyorum... Diyorum ki: "Seni siyahlığın için seviyorum Şu göğsünü saran karanlık için Seni efkâriı sesin için seviyorum Gölgeli gözlenn için." Bennett'in gizemli yoüarda yürüyoruz bir akşa- müstü... Biraz Henrik Nordbradt'ın. John Fuller'in düşleri gibi... Biraz sen, biraz ben!.. Sesler çoğalıyor, farkında bile değiliz... Yazınbittiğiyerdeyiz... Durgun bir sevişmenin, ölü bir denizin ortasında- yız... Körfezin ufuk çızgisıni geçen kuşları seyrediyoruz, hiç bilmediğimiz şarkılan dinliyoruz... Bazen çok keyifli buluyorum seni, gülümseyip du- ruyorsun saatler boyu; hiç dinlemiyorsun söyledik- lerimi, gülüp kaçırıyorsun benden gözlerini... Sonra gözlerimizı yumuyoruz, bir şiirie avunuyo- ruz belirsiz saatte... • • • Birrüzgâresti... Bir sevda mavi güneşin ısıttığı iklimlere götürdü be- rti... Gökyüzündekı umudun kilidini bir gün mutlaka açacak mıydık? Dedim ki: "Tohum nasıl sabıria boy veriyorsa toprakta; dal ucunda nasıl patlıyorsa karanfil, işte öyle gel; ey kı- zıl güneş, öylesine gel ısıt dünyamızı..." Ellerimizin erişemediği yerierde belki aydınlanmak istiyordu yüreğımiz: belki kaçan sevdalan yakalamak istiyordu yüreğimiz... Olümden korkmuyorduk!.. Lavvrence'ın dizelerindeki gibi kıpır kıpırdı yürek- lerimiz!.. Ülkü Tamer'den okuyorduk o sabah... Ufukta turuncu bir aydınlık göz kırpıyordu bize... Eleteydik, yiirekyüreğe... •. _. . Çığlıkçığlığaydık... ,ıy> >.;.». "Heryerde yaztn bittıği söylenir . ,)t , .. Çürür çiçeklere yapışan kanlar; Belki uzaktan ikı atlı yaklaşır. Belki yakından ikı yaprak kalkar; Akşamın örtüsü derelerde yıkanır, Gökyüzünü görünce gecenin devi Çıkanp şapkasından yıldızlar saçar, Cüceler bunu bilır, gürgenler bilir, Aşkın uyumadığı her yerde söylenir." Son yazın şafağmdaydık... Ayak seslerinin yankısı saçlarının rüzgânyla bulu- şuyordu, gözlerin sevda aleviyle tutuşuyordu... Ruhunda vakitsiz sevişmeler, ruhunda hüzün var- dı... Kirpiklerinde çiy damlalan ansızın!.. • • • Bir yüreğin çarpışı, hüzün, sevda ve coşku... Açması zor bir tomurcuk gül... Bitmez tükenmez bir kımıltı... Umut paramparça degil. yabanıl değil sevişmeler... Jose Marti'den oku, Lorca'yı anlat bu akşam!.. Konuşmalıyız o suskun ve yalnız olan yüzyıllık çı- naria... Inan sessizlık bize göre değil!.. "Söyle aşk mıdır kış gelince başlayan Beyaz bir kılıçla yürüyen aşka... Bırakmaz olur kuşlannı ülkeler Yazın her yerde bittiğı söylenir; Yorgunluklar çoğalır silahlardan sonra; Kardan mezaıian görülür ıssızlığın Ölü öpüşlerin koyuluğunda... Aşk kalmıştır otlarda, yılı götüren Cesur savaşçılan taşıyan kışa." Haydi götgeli gözlerini yum! Yalan söyleme ne olur!.. Ihanetin adını koy! hckaya « posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 İP Cenel Sekreteri Cültekin TKK eylemlerini CIA destekliyor' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - İşçi Partısı Genel Sekreteri Mehmet Bedri Gültekin. Bakû- Ceyhan boru hattı konu- sunda PKK eylemlerini desteklemekle suçladığı CIA'nın, Türkiye">e karşı komplo hazırlığında oldıı- ğunu ilen sürdü. Gültekin. düzenlediği basın toplantısında. ABD'nin PKK'ye Bakû- Ceyhan kartmı ovnaması- nı önerdiğini savundu. İP Genel Sekreteri Gül- tekin. Türkiye"de uzun yıl- lar istasyon şefi olarak gö- rev yapan eski CIA Ulusal Istihbarat Konseyi Başkan Yardımcısı Graham Ful- ler'in Washington Kürt Enstitüsü'nce temmuz ayında düzenlenen "Kürt Sorununa Çözüm Foru- mu"nun kapanış konuş- masında PKK'ye açıkça boru hatlanna yönelik ey- lem çağrısı yaptığını sa- \undu. Gültekin'in verdi- ği bilgiye^öre Fuller şöy- le dedi: "Kürtler perrolşirkede- riyle iş adanılan\la tema- sa geçmefidir, Amerikah ve Avrupalı şirketlere, boru hatlannın güvenliğiiçin is- rikrann gerekli olduğunu hatırlatmalılar. Böylece, Bakû-Ce>han boru hattı tartışmasına dahil olabilir- ler. Kürt sorunu bir boru hatları sorununa dönüştü- rülebilir. Şirketler, boru hatlanyla Kürt sorunu arasındaki ilişkivi göriir- lerse o zaman Kürtler için otonomi isteyeceklerdir. Boru hatlannın güvenliği- ni sağlamanuı yolu olarak bunu gerekli görecekler- dir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle