Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
v^/lga Spessivtseva
garçekten yinninci
yîzyılın en iyi
bderinlerinden biri.
Trajik bir yaşamı var.
Devrim sonrasında
Rısya'yı terk etmek
zorunda kalması
tra/edinin başlangıcı.
BL yeteneğini
yu-tdışında aynı
şelilde icra edemediği
içh kendi kendisini
yeıniştir. Giselle'in en
iyi yorumcusu kendi
hajatında onun
kaderini tekrarlamış
oldu: Aşk yüzünden,
sesgi yüzünden
delirdi. Bu eser aşk
yüzünden akJını yitiren
bu büyük yeteneğe
saygı belirtisi olarak
ortaya çıktı.'
St Pletersburg
BaJe Tiyatrosu,
Red Giselle:
Bir Balerinin
Öyküsü adlı
yapıüna 1-5
Eylül tarihleri
arasuıda
Harbiye
Açıkhava
Tiyatrosu'nda
sahneieyecek.
St. Petersburg Bale Tiyatrosu Sanat Yönetmeni Boris Eifman:
en koreografdoğtnuşumGÜL ERÇETÎN
Olga Spessivtseva, Giselle rolünün en iyi yorumcu-
su olarak tanındı uzun yıllar. En başanlı bölüm ise Gi-
selle"dekı çıldırma sahnesiydi. Zaman, ünlü Rus ba-
lerinin bu sahnede kendi geleceğini oynadığmı gös-
terdi bizlere. Devrim sonrasında ülkesını terk etmek
zorunda kalışı ve yaşadığı trajik aşk. Spessivtseva'nın
yazgısını Giselle ile kesiştirdi. Yirmi yılını New York
dışındaki bir akıl hastanesinde yapayalnız ve hakla-
nıuknı yoksun edilmiş olarak geçırdi Olga Spessivt-
seva. Ölmeden önce tek bir isteğı vardı: 'Oras' ola-
rak tanımladığı Rusya'da veda etmek yaşama.
Olga Spessivtseva'nın bu son isteği yerine gelme-
dı, ancak Rusya'nın en yaratıcı koreograflan arasın-
da yeralan Boris Eifman, Giselle ıle OJga'run yasam-
lannı bir balede kesiştirdi. St. Petersburg Bale Tiyat-
rosu'nun kurucusu ve sanat yönetmeni Eifman. top-
luluğun kurulusunun yinninci yılında ikinci kez çıkı-
yor Türkiye'de izleyicinin karşısına. Ikı yil önce Don
~K35trt'fte 'Mnfefinm düşferinr' surtan topluluk bu kez
Red Gisele ile bir balerinin (felirme öyküsünü taşıya-
cak Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'na. Genç Pamuk-
bank SanatEtkinlikleri çerçevesindeki etkinlik 1 -5 Ey-
lül tarihleri arasında izlenebilecek. 'RedGiseUe' ıle Ja-
ponya. fspanya. Hollanda'yı ziyaret edecek olan St.
Petersburg Bale Tiyatrosu, D. Katerina ile onun oğlu
PaveTın çevresindeki ilişkileri irdeleyen 'Rus Hamlet'i
adlı yenı yapıtlannın hazırlıklannı da sürdürüyor. Ka-
nyerinde istediği noktaya ulaşma yolunda hızlı adım-
lar atan ve başanlannı yaşamına, ınsan ilişkilerine
hoşgörü ve dinginlik biçiminden tasıyan Eifman ile
ikinci Türkıye zıyareti sırasında görüştük.
- İstanbui'da iki yıl önce sahneledigüıiz Don Kişot
tecrübenizi Ldeyiti ve organizasvon açısından değer-
iendirir misiniz?
-Türkiye'de gerçekleştirdığımız Don Kişot göste-
risi bizim için unutulmayacak izlenimlerle dolu. Bu-
nun temelüıde o büyük Açıkhava Tiyatrosu'nda sah-
ne alrruş olmamız ve izleyicilerin ilgısının yoğunlu-
klını yıtıren ınsanın ayn
bir dünyası var. Kendi
dünyalannda kendi
fantezilenyle yaşıyorlar. Ve hiç
kimse hangi tarafın daha iyi,
daha doğru olduğunu bilmiyor.
Bu anlamda o apayn dünya
benim yaratıcılığımı teşvik
ediyor. O dünyayı biraz olsun
buradakilere tanıtma kaygısı da
var. Bale de böylesine özel,
fantastik dünyalan dile
getirmeye en vatJan sanatlardan
biri.'
ı
ğu yatıyor. Bütün dünyada turneye çıktık, oyımumu-
zu pek çok seyircınin önünde sahneledik. ama Türki-
ye'de gördüğümüz tepki bızim için gerçekten çok et-
kileyiciydi Pamukbank'ın girişimı de bizım için çok
önemlı. Onbinlerce insanı sanatın en yüksekdallann-
dan biri olan baleye çekmeye çalışıyor ve bunda ba-
şanlı da oluyor. Bu tecrübe sonrasında ikinci kez da-
vet edıldiğımizde büyük onur duvduk.
- Yirmi birind yüzyda girerken sanatın en j iiksek
dalı olarak gördüğünüz balenin tşlevini nasıl tanunlı-
yorsunuz?
- Balenin giderek daha yaygın bir şekılde en yük-
sek sanat dallan arasında görülmesinden çok büyük
bir mutluluk duyuyorum. Balenin ışlevleri ve amaç-
lan konusunda yeni yeni tartışmalaraçılıyor. Bale. sa-
natın en büyük sorunlanndan bin olan dil engelinı or-
tadan kaldınyor. Bu anlamda farkh insanların iletişim
kuımasında çok olumlu bir rol oynuyor. tzley iciler dün-
yanın dört bir yanında oyunlanmıza benzer tepkiler
* gösteriyor. Bu, baîehin e\Tensefbirdili olduğunu, ev -
rensel bir ruhu ifade ettiğıni ve böylece ınsanlan bır-
bırine yakınlaştırdığını, birtakım güzelliklerin geniş
kitlelertarafindan paylaşılmasını sağladığıni gösteri-
yorve bence yirmi birincı yüzyılın eşiğınde bu göre-
vinı. bu ışlevini daha da ileri götürecek.
- Koreografî sırasında münUle ifişkjıuz nasıl gefişi-
yor? Müzik mi hareketleri çağnşnnvor size, voksa ko-
reografîyi kafanızdatoctnıkndirdiktensonra uygun par-
çalan mı aranıava başlryorsumız?
- Her ıkisı de geçerli. Bazen müzık doğuruyor ha-
reketlen. bazen de koreografiyi >aratırken bir müzık
oluşuyor kafamda. Ancak müzığin her zaman bırin-
cil önemde olduğunu sö> lemek istiyorum. Sonuçta mü-
zikle koreografi aynlmaz bir bütün oluşturuyor. Za-
ten ınsanlann bale ızlerken kendilennden geçmesinin
nedeni de müzikle dansın sentezı
- Bildiğimi7 kadarnla Sovyetler Biriiği'nin dağıl-
masının ardmdan sanat bü\ ük sıkıntılaria > üzleşınek
Woody Allen sonunda New York Times yazan Dowd'un eleştirilerini yanıtladı
6
Yüzeysel yargdar antolojisi'
Woddv Allen
Kültür Servisi - Wbod> Allen ve Maureen
Dowd, .Amerikan toplumuna mal olmuş iki ku-
rum adeta. Nevrozlanndan klamet rutkusuna.
üvey kızıyla ilişkisine dek Allen'ın yaşamı-
na ait bilinmeyen aynnrı yok. Dowd yazıla-
nnı bütün Amerikanın okuduğu New York
Times "ın gazetecilerinden biri. Eleştırel yak-
laşırru ve ıromk tarzıyla tanınıyor. Ocak ayın-
dakı yazılanndan birinın konusu da Allen'ın
son fılmiydi. Dovvd yazısında, yönetmeni \e
'YaramazHarry' adlı çalışmasını yerden ye-
re vurmuştu.
"Allen, filmlerinde kendi tüyler ürpertici
sapianülanndan baska bir şey anlatmıyor"
diyordu yazısında Dowd. Yönetmenin, sıra-
dışı ürünler veren sanatçılann. standart ahlak
kurallanna cevap vermek zorunda olmadık-
ları yolundaki tezine karşı ise şunlan söylü-
>ordu: u
B«ı, eski bir hikâyedir. ama .\Ben'ın
filmi kesintikle bir sanat yapıtı olarak değer-
lendirilemez. Sadece Idinik bir belge>i, bir >ü-
zeşsei vargıiar antolüjisini. Manhattan üzeri-
ne yorgun bir ağlavışı andınyor."
Dowd, oyunculann ten rengi konusundaki
seçımınden örürü de eleştiriyordu Allen'ı:
"Gereksiz bir deneme_. .\Ben'ın düş, gflcü-
nün sos\al >ansıması. kırmızı etek içinde Af-
ro-.\mtrikalı bir fahişe varatmaktanöte>egi-
dememiş." Gerek filmlenne gerekse özel ya-
şamına yönelik sert eleştirilere alışık olan Al-
len. Dowd'un yazısı karşısinda da aylarca
sessızlığinı korudu. Ancak birkaç gün önce,
bağımsız sinema dergisi Indie'de yazara \a-
nıt verdı. Allen bu karşılık için fazla söze de
gerek duymamıştı. Tek yaptığı, Dowd'un bir
sinema eleştırmenı olmadığını hatırlatmaktı.
Bu da Dovvd'un ış amacıyla değil, bireysel bir
seçim olarak Allen'ın fılminı izlemişolduğu
anlamınagelıyordu. Indie'deyayımlananha-
berde şunlan söylüyordu Allen: "Eğerçaüs-
malanmı beğenmivDrsa niçin filmimi merak
edip izlediğini sormak isterdim DoHd'a." Al-
len'ın Dowd'a bu soruyu şahsen sorabilme-
si şimdilik olanaksız . Bu işlerle uğraşama-
\acak kadar yoğun günler geçırivor. Son rö-
tuşlannı verdiği yeni filmi 'Celebrity', 3 Ey-
lül "de başla>acak olan Venedık Fılm Festıva-
li'nde göstenlecek. Filmin basrollerinde ^TIO-
na Ryder. Kenneth Branagh \ e Judv Davis oy-
nuyorlar. Allen. Sean Penn'ın rol alacağı son-
raki fılminin çelamlenne eylül ayında başlıyor.
Türkiye, tarihinin en
sanatçıkarmasuıı
Kültür Servisi - Güneşin
Avrupa üzerinde ilk doğduğu
ülke olan Türkiye, kıtanın en
batısındaki Portekiz'e
kültürünün en güzel
örneklerinden bir demet
sunuyor. Lizbon'da 150'den
çok devletin katıldığt Expo
'98 Dünya Fuan'na Türkiye,
tarihinin en büyük sanat
çıkarmasını yapıyor.
Başbakanlık Denizcilik
Müsteşarlıgı'nın düzenlediği
ve Yekta Kara ile Ali
Taygun'un yapıp yönettikleri
bu sanat olayında 250
müzisyen ve dansçı üç gün
boyunca sunduklan
gösterilerin ardından Büyük
raarruz'un son günü olan 30
-Vğustos gecesi hep birlikte
sahneye çıkarak bir Lirik
Tarih Gösterisi ile Expo
'98'in en büyük alanı olan
15 bin kişilikSony
Meydanı'ndaki dev sahnede
Istanbul Devlet Opera ve
Balesi Orkestrası. Korosu ve
Dansçıları ile Istanbul Taritai
Türk Müziği Topluluğu
Tasavvuf Müâği Heyeti,
Mehteri, Semazenleri, Grup
Pulathane'nın
halkoyunculan, Balık Ayhan
ve arkadaşlan bir buçuk saat
boyunca görkemli bir olay
yaratacaklar.
Daha önce HABITAT U'nin
açılışındaki göstennin bir
benzeri olan bu sanat olayı
canlı olarak Portekiz
TV'sinden yayımlanacak.
zorunda kaJdu pek çok sanatçı ülkeyi terk ettL Ancak
St Petershurg Bale Tiyatrosu her yıl büyük begeni
toplavan bir >a da iki yeni yapıt safaneliyor. Siz ülkede-
ki değişikliklerden nasıl etkilendiniz ve başannıa na-
sıl sürdürüyorsunuz?
- Ben koreograf doğmuşum. Bir misyonum oldu-
ğuna inanıyorum. Benım ıçm önemli olan; nerede, han-
gı koşullarda yaşadığım değıl. Hele bankada ne ka-
dar param olduğu ya da arabamın markası hiç değil.
Benim için önemlı olan koreograf olarak sanatımı ic-
ra edebilecegim bir topluluğa sahip olmak. Bunlann
bulunduğu yerde görevimi yenne getirebilirim ki bu-
lunduğum yerde gerekli şartlar kesinlikle var. Aynca
1992'den sonra ben kendimi ifade edebilmek için çok
daiıa özgür bir ortam buldum. St. Petersburg'da böy-
lesine bir topluluğum olduğu için çok şanslı hissedi-
yorum kendimi, çünkü benim bütün köklerim Rusya'yla
bağlantılı. Bu anlamda biz ruh olarak Rus ruhunu
temsıl ediyoruz, ama gösterilerimizle evrensel olma-
ya çahşıyoruz.
- Koreografide ulaşmak istediğmiz son noktaya gef-
dinizmi?
-Ben henüzzırveye enşmedim. Mükemmeliyeteeriş-
mediğim için seviniyorum da aynı zamanda. Ona doğ-
ru gidiş süreci beni daha çok heyecaniandınyor. Red
Giselle'i en iyi oyunlanrndan bin olarak değerlendi-
riyorum. Bir sanatın ıç dünyasını bu kadar iyi açan bir
başka yapıt daha bilmıyorum. Bazen koreografi ve ba-
le aracılığıyla ınsan ruhunun öyle derinlerine inebili-
yorsunuz ki sözlerle aynı etkiyi yakalamak imkânsız.
Ancak beden hareketleri ifade edebilirbunu. Koreog-
rafi serüvenımde bu beden dilini tamamen çözmek is-
tiyorum.
- Balede çok geniş bir ckipleçabşıyorsunuz. Dansçı-
lanndan orkestrava, dekordan kosfüme pek çok seyle
uğraşjvorsunuz. Hiç bunakhğınu ya da umutsuduğa
düstfiğünüz oluvor mu?
- Bazı anlar vardır, geri adım atamazsınız, sadece
ilenye gitmek zorundasınız. Çocuğu olanlar beni da-
ha iyi anlar. Onun yaşamıyla ilgiii bir şey söz konu-
su olduğunda ne gerekiyorsa yaparsupz. Bu tiyatro da
benim çocuğum, kendiCTerimlekurdum
onu. Şu anda yirmi yaşında bir genç, ama
benım çocuğum. Bu nedenle onun sorunu
ne olursa olsun şunu yapayım mı, şunu ve-
reyim mı dıye hiç düşünmeden bilincim-
le, aklımla, duygulanmla ve maddi ola-
naklanmla elimden ne geliyorsa yapanm.
Rusya bugünlerde maddı açıdan çok kri-
tik bir süreçten geçiyor. Bu, beni de çok
endişelendiriyor. Çünkü yanımda yüz ki-
şi değıl, yüz aile çahşıyor. Bu nedenle ne
kadar umutsuzluğa düşersem düseyim ge-
ri adım atmayı aklımdan bile geçiremem.
-Olga Spessivtseva'nın öyküsunü anlat-
ma düşüncesi nasıl oluştu?
-Olga Spessıvtseva gerçekten yirminci
yüzyılın en iyi balerinlerinden birisı. Tra-
jik biryaşamı var. Devrim sonrasında Rus-
ya'yı terk etmek zorunda kalması trajedi-
nin başlangıcı. Bu yeteneğini yurtdışında
aynı şekilde icra edemediği için kendi ken-
disini yemiştir. Giselle'ın en iyi yorumcu-
su kendi hayatmda onun kaderini tekrar-
lamış oldu: Aşk yüzünden, sevgi yüzün-
den delirdi. Bu eser aşk yüzünden aklını
yitiren bu büyük yeteneğe saygı belirtisi ola-
rak ortava çıktı.
- Peki sizin aşka yaklaşımınız nedir?
- Aşk. insanı gerçekten insan yapan ve
maddi şeylerin dışında insanı kutsal şey-
ler için harekete geçiren yüce bir duygu.
Sadece erkekle kadınm birbirine hisset-
tikleri şeylerle smırlı değildir aynca. Böy-
le de olmamalı zaten. Aşkın çok çeşitli bi-
çimleri var. Önemli olan insanın bu duy-
guyla dolu olması. Çünkü aşk aslında in-
sanlan yanhşlardan, günahlardan koruyan
bir duygu.
-İki yıl önce bir dclinin düşlerini izlemiş-
tik. Şündi de bir delinin trajedisini sunu-
yorsunuz bize. Bale ve deüliğin febefesi ne-
rede kesisi>or?
-Bu konuyla çok ilgilendiğim doğru. De-
lıliğüı klinik tarafi ilgilendirmiyor aslında
beni. Aklını yitiren insanın ayn bir dünya-
sı var. Kendi dünyalannda kendi fantezi-
leriyle yaşıyorlar. Ve hiç kimse hangi ta-
rafın daha iyi, daha doğru olduğunu bilmi-
yor. Bu anlamda o apayn dünya benim ya-
ratıcılığımı teşvik ediyor. O dünyayı biraz
olsun buradakilere tanıtma kaygısı da var.
Bale de böylesine özel, fantastık dünyala-
n dile getirmeye en yatkın sanatlardan bi-
ri. Beden hareketlerinden kaynaklanan
plastık boyutla, müzikten kaynaklanan
soyut boyutun birleşimi, soyut ve derin fel-
sefelerin iletilmesini sağhyor.
Bono 'Million Dollar
HoteVde oynayacak
EHzabeth Taylor
66 yaşında yeni bir
torun sahibi oldu.
Taylor'ın Michael
Wilding'den olan en
büyük kızı Leyla, geçen
hafta bir erkek çocuğu
dünyaya getirdı.
David Crosby nm
sağlık sorunlan sürüyor.
1960ve70'liyıllarda
rock müziğinde önemli
bir çıkış yapan
Crosby'nin mıdesindeki
rahatsızlık ilk kez dört
yıl önce başlamıştı. Şu
günlerde Los
Angeles'ta doktor
konrrolünde bulunan 57
yaşındaki Crosby'nin
vereceği iki konser,
yüksek ateş ve
enfeksiyon nedeniyle
iptal edildi.
ROITIS'da büyük bir
mimari müzesi
kuruluyor. Kültür
Bakanı Walter \Velrroni
tarafından ilk kez geçen
ilkbaharda açıklanan
proje için çalışmalara
eylül ayında başlanıyor.
Müzenin 2000 yılından
önce hazır olacağı
bildinldi.
Cluseppe Verdimn
doğduğu ev restore
edıliyor. Rancole de
Bussetto'daki evin
restorasyonunun,
Verdi'nin 100. ölüm yılı
olması nedeniyle bu yıl
içinde gerçekleştirileceği
açıklandı.
Beverly Hills
9 0 2 1 0 adlı dizi,
televizyon
ekranlanndaki
dokuzuncu sezonuna
başlıyor. Türkiye'de
"Evimiz
Hollywood'da"
başlığıyla oynayan
dizide bu sezon bazı
değişiklikler var. Jason
Priestley kısa bir
süreliğme diziyi bırakıp
sinema çaiışmalanna
yönelecek. Üç yıl önce
diziyi bırakan Luke
Perry ise bu sezon geri
dönüyor.
Uma Thurman ve
Ethen Havvke çifti 6 ay
önce satın aidıklan,
New York yakınındaki
villadan aynlma karan
aldılar. Daily News'un
haberine göre genç çift,
evde bazı hayaletler
yaşadığı gerekçesiyle
bu karan aldı.
Vincent van
COflh'un 130 yapıtj
Almanya'nın önemli
müzelerinden biri olan
Rıjksmuseum'da 19
Eylül-5Nisan 1999
tarihleri arasında
sergilenecek.
Gerard
Depardieu hem
yönetmenliğini hem de
başrol oyunculuğunu
üstlendıği "A Bridge
Betvveen Two Banks'
adlı filmin çekımlerine
başladı. Alain
Leblanc'ın bir
kitabından uyarlanan
filmde Carole Bouquet
ve Charles Berlin de rol
alıyorlar
Şangaydayenı
kurulan Grand Theatre
Opera House
perdelerini Ulusal Çın
Balesi'nin
sahneleyeceği 'Kuğu
Gölü' balesiyle açıyor.
Mimar Jean Marie
Chapentıer'in dizayn
ettigi opera bınasının
tamamlanması dört yıl
sürdü.
Paul Simon da
hayranlanndan birinin
tacizine uğradı 25
yaşındaki genç kız.
Simon'ın şikâyeti
üzerine tutuklandı.
Polisin yaptıgı
açıklamaya göre genç
kız 1992 yılından bu
yana Simon'ı takıp
edıyordu.
RUSya'mn St.
Petersburg kentinde
bulunan hayvanat
bahçesmde dışi bır
orangutanın yaptığı
resimler büyük ilgi
görüyor Monika adlı
orangutanın bundan
birkaç ay önce bulduğu
tebeşirlerle yapmaya
başladıgı resimler,
özellikle 'Yeni Ruslar'
adı \erilen akıma yakın
kişiler arasında 50
dolara alıcı buluyor.
U2 grubunun solisti
Bono. Wim Wenders'm
yöneteceğı 'Million
Dollar HoteF adlı
filmde oynayacak.
Filmin senaryosu da
Bono*ja aıt.
Göteborg Dans
ve Müzik
FeStİVali başladı
Festıvalın açılışı. tsrail
Dans Tivatrosu Lıat
DrorNir Bengal'in
'The Dance of Nothing"
adlı oyunuyla yapıldı.
Festıvale katılan bir
başka ılgınç grup ise
Fransa-Viemam
ortaklığıyla kurulan II A
Eta Une Fois. Alain
Platel'ın yepyeni bır
koreografi anlayışıyla
sergıledığı Letop
Bach'ı da Belçikalı
dans tı>arrosu Le
Ballets C de la B
oynuyor. Müzik, dans
ve akrobasinin ilginç bir
bileşimiyle yoruınlanan
oyunda Bach'tan
besteler çalınıyor
Rembrandtm
"Türbanlı Yaşlı Adam'
resminın orijinal
olmadıgı yolundaki
şüpheler ortadan kalktı.
Bilım adamlan
yaptıklan açıklamada
resmin üzerindeki
Rembrandt imzasının
orijinal olduğunu
belirttiler.
Sanatçının21
yaşındayken yaptığı bu
resim 6-17 Ekim
tarihleri arasında
Amsterdam'dakı RAI
Galeri'de sergilenecek.
Papirüs Yaymları 'Eğitim Dizisi'
• Kültür Servısi - \yşe Kilımci. -Ajıadılde Çocuk
Olmak-Yabancı Dilde Eğitim' kitabının 1. cildı Papirüs
Yaymlan 'Eğitim Dizisi' arasında çıktı. Yabancı dil
öğretmeni Yücel Özman Karan'la yaptığı Anadilde
Çocuk Olmak' röportajiyla 1989 Yunus Nadi Ödülü'nü
kazanmıştı.Konu üzerine düşünen yazar ve bilim
adamlanmızın bu sjreçte değişik yayın organlannda
yayımlanan yazılar, mceleme ve araştırmalannı
tartışma odağı çerçtvesinde toparlayan yazar. 'Yabancı
Dılde Eğitim' ve 'Anadilde Eğitim' adlanyla iki cıltlik
bir kitap oluşturdu.