Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İnıtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç
• Genel Yajın Koordınatoru HikmetÇe-
tinkava # Yazıışlen Müdüru tbrahim
Yıldız # Sorumlu Mudur Fikret Ilkiz
• Haber Merkezı Muduru Hakan Kara
0 Görsel Yönetmen Fikret Eser
Dı^ Haberler Şinasi Danışoğlu # I-tıhbarat Cengiz
\ ıldırını # Fkonomı Mehmrt Saraç • Kultur
Handan Şenköken • Spor \bdüikadir ^ üceiman
• NULıleler Sami Karaören 9 Duzelmıc Abduflah
> a/ıcı 0 Fotoğraf Erdoğan köseoğlu #Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yavm Kurulu tlhan Selçuk
(Ba^kan). Orhan Erinç. Okta>
Kurtböke. Hikmet Çetinka\a.
Şükran Soner. Erguo Balcı.
Ibrahim V ıldız, Orhan Bursalı,
Mustafa Balbav Hakan Kara.
Ankara TemMİciM Mustafa Balba> Ataturk Bulv an No
125,Kat4.Bakanlıklar-4nkaraTel 4195020(7hat). Faks-
4195027 0 lzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya
BK !352S.2'3TeI 4411220, Faks 44191170Adana
Temsılcısı ÇetinYifenoğlu, lnonuCd 119S.No.l Kat:l,
Tel. 363 12 I I . Faks 363 12 15
V!üev«e>e Müduru üstün Akmen •
Koordınator Ahmet Korulsao #
Muhasebe Bûlent Vener#ldare Hüse>in
Gürer • Işletme Önder Çelik • Bıİgı-
tşlem !Nail înal % Bılgıaa>ar Sıstem.
Mûrüıet ÇUer#Satij FaziktKıua
MEDYA C: • Yönetım Kurı
Baîkanı - Oenel Mudur Gülfc
Erduran # Koordııuıor Re
Işıtman 0 Genel Mudur Yardınıcı
SevdaÇoban Tel 514 07 53
51J95S0-51J! $460-61.Faks 51384
Turtocaıu C <
e Basatt: \?m Gun Haber AIJTIM. Ba>ın \e Yayınuiık A Ş
'V 41 Cağatogiu 34334 Isr PK 246 tstantnıl Tel «V212I 512 05 05 (20 hal) Faks (0 212ı 513 85 95 12 AĞUSTOS 1998 Imsak. 4 23 Güne!,:6.03 Öğle: 13.16 Ikindi: 17.05 Akşam: 20.15 Yatsı: 21.49 www.cumhuriyet.com.
Bölge halkı, bütün sahili deniz dolgusuyla geçmeyi öngören karayolu projesinin değiştirilmesini istiyor
Karadeniz kryılan yok olacak
Fa Fantastic
Tour 98
• İstanbuf Haber Servisi -
Schwarzkopf Henkel
iirünlerinden Fa'nın
düzenlediği "Fa Fantastic
Tour "98" eğlence gezisinin
geçen haftaki durağı
Marmaris ılçesiydı. Fa Ürün
Müdürü Ayça Balkır. "Fa
imajının ve felsefesinin
geniş kıtlelere yayılmasını
planlıyoruz" dedi.
Titanic'in parçası
çıkarıldı
• BOSTO.N (AA) - Titanı'c
gemısının battığı 1912
yılından bu yana ilk kez bir
parçası denızden çıkanldı.
Nevvfoundland'ın 600
kılometre açığındakı gemı
enkazı üzenndeçalışan 100
kadar bılim adamı ve
araştırmacinın. geminin
güverte kısmından 20
tonluk büyük bir parçayı
çıkarmayı başardığı
belirtıldi. RMS Titanic'in
Başkanı George Tullach,
parçanın bir müzeye
konulacağını açıkladı.
Çevre düşmanı
gemiye ceza
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - fzmıt Yelken
Kulübü sahılinı kırleten
gemiye 2 mılyar 800 mılyon
liraceza kesıldi. Ceza
Ankara-Kocaeli Kuruçeşme
bölgesinde SEKA'ya ait
iskelede demırli bulunan
Romanv a bandıralı Sun
Castor adlı kuru yiik
gemisinin. tzmit Yelken
Kulübü sahiline kadar
uzanan bölgede petrol
türevlı bir tabaka meydana
getirdiği içın kesıldi.
Lazerle daha
• ANKARA (LBA) - Lazer
sisteminın sağladığı
olanakla tren
makinistlerının yola olan
hâkimivetlennın artacağı ve
tren yolculuğunun daha da
güvenılir hale geleceğı
bildirildi. The Guardian
gazetesinin haberine göre
bılım adamlan bir devrim
gerçekleştirerek,
gelıştırdıkleri lazer
sıstemıyle tren
makınıstlerine
demiryolunun tüm
köşelerini \e tünellen daha
rahatlıkla görebılme olanağı
sagladılar.
Lejyoner
hastalıfiı uyarısı
• ANKARA (ANKA)-
Saglık Bakanlığı, turistik
bölgelerdekı il sağlık
müdürlüklenne bir genelge
göndererek yabancı
tunstlerden bulaşan
Lejvoner hastalığı
konusunda uyanda bulundu.
Genelgede. "Hastalıkerken
teşhıs edılmezse öldürücü
bir nıtelık taşıyabılir"
denılerek hastalıgın
tedav isınde erken teşhisin
önemi vurgulandı.
Hoplama tedavisi
• İSTANBUL(AıNKA)-
Çoğu ınsanın şikâyetçi
olduğu horlamanın, sekiz
adımda tedav i edilebileceği
bildınldı. Uzmanlar,
horlayanlara. aşın
yorgunluktan kaçmmalannı,
sırt üstü venne yan
yatmalannı. uykudan üç
saat önce ağır yemek
yememelenni, uyku iiaçlan,
sakınleştirici ve alerjik
ilaç.'arın uykudan önce
ahn-nasını, alkol almaktan
saknılmasını öneriyorlar.
'Erkeğin adı vok'
• ANKARA (ANKA)-
Ailelerın gereksinim
duyiuklan çeşitli tüketim
macdelerınin satın alınması
sıra-ında başlıca karar
ven.-inın kadmlar olduğu
belrlendı. Gazi Üniversitesi
öğretım üyelen Prof. Mıne
Arlnle Doç Hamıl Nazik,
süpermarketlerden alışveriş
yapın aılelenn özellikleri ve
satın alma bıçımlerini
beldedıler. Araştırma,
alış.erişte son sözü kadınm
söyiediğını ortaya koydu.
• Yapımı sürdürülen Samsun-Sarp sahil yolu projesi, 250
kilometrelik bölümün deniz dolgusuyla geçilmesini
öngörüyor. Karadeniz Ulaşım ve Çevre Gönüllü Çalışma
Grubu tarafından hazırlanan raporda, projenin Doğu
Karadeniz kıyılannı yok edeceği belirtilerek "Karadeniz'deki
çevre katliamına seyirci kalmayın" çağnsı yapıldı.
AHMET ŞEFtK
TRABZON - lnsana ve çevreye say-
gi duymayan çağdışı proje anlayışı bir
yıl ıçınde bütün Doğu Karadeniz kıyı-
lannın yok edilmesine yol açacak. Ya-
pımı sürdürülen Samsun-Sarp sahıl yo-
lunun Trabzon'un batısında kalan bö-
lümündekı kıyılardeniz dolgusuy la ne-
redeyse tamamen elden çıktı. "Eski pro-
je"yı ve "ilkyapun malij'eti''nı öne sü-
ren karayolu projecileri şimdi de gözü-
nü Trabzon-Hopa arasındaki kıyılara
diktı. Projede 250 km'lik deniz dolgu-
su ileu
dün\adabirilkeimzaatanr
pro-
jeye karşı çevnecılerin mücadelesi gide-
rek yaygınlaşıyor. Karadenizli çevreci-
ler yayımladıklan bildiride, "Proje Ue
Karadeniz kıyılannın. kumsallannın
yok oimasıru sağlavanlar ve seyirci ka-
lanlar. kjMİanmız, kumsaJlanmız ûze-
rine v ıkılan de\ kayalaria Karadenizi-
mia utanç duvarlan ile çevreleyenler,
toptum vkdanında mahkûm otacaklar-
dır" denıldı.
Doğu Karadeniz, uzun yıllann ıhma-
li nedeniyle büyük bir ulaşım sorunu ya-
şıyordu. 1990'lıyıllarlabirlikteulusla-
rarası alandaki yeni oluşumlarla ulus-
lararası ticaret açısından stratejik bir
öneme sahip olan bölgede hızla ulaşım
altyapısının tamamlanması gerekiyor-
du. Ancak büyük abartılarla yapımına
başlanan Samsun-Sarp sahil yolu Ka-
rayollan uzmanlannın vurguladıklan
gibi 1960'hyıllardabirmühendislikre-
zaleti olarak kıyı kesimine bindirilen
yol güzergâhmı esas aldj. Böylece sa-
hildeki tek yolu duble yol olarak geniş-
letme çalışmalanna başlandı.
Kıyım yöntemi
Bunun için dünya literatürûne "çev-
re ve kıyı kafliamı" olarak geçecek olan
deniz dolgusu yöntemi benimsendi.
ÖzellikJe Bolaman-Sarp arasındaki 345
km'nin 250 km'lik bölümünün deniz dol-
gusuyla geçilmesine başlandı. Bugüne
kadar özellikle Giresun sahillerinin bü-
yük bir bölümündeki kumsallar doldu-
ruldu, doğal alanlar tahrip edildi.
Samsun-Sarp yolunun 6 bölümünün
dış krediü olarak tartışmalı bir bıçim-
de ihale edilmesinin ardından bilim
adamlan ve gönüllülerce oluşrurulan
Karadeniz Ulaşım ve Çevre Gönüllü
Çalışma Grubu bir rapor hazırladı. Ra-
porda yolun büyük bir gereksinme ol-
duğu. sadece bölgesel değil uluslarara-
sı gereksinimleri de hesaba katarak ya-
pılması, projenin özellikle Trabzon-Ba-
tum arasında (200 km.) bir demiryolu
bağlantısını da içerecek biçimde kıyı
ve çevresel yapıyı olanaklar ölçüsünde
bozmadan geçilmesinin gerektiğini or-
taya koydu.
Raporda, deniz dolgusuyla bolgede-
ki doğal yapının tamamen bozulacağı,
insan deniz ilişkisinin kesıleceği, diger
bütün yan etkilenyle birlikte gerçek ma-
liyetinin mevcut malıyetin çok daha üs-
tünde olacağı vurgulandı.
Grup tarafindan yapılan ve "Karade-
niz'dekiçevrekatliamınaseyirci kalma"
admı taşıyan son açıkJamada, mevcut
projenin Türkiye'nin ekonomik ve stra-
tejik çıkarlan ile tam bir uyum içınde
olmadığı, çe\Te ve kıyı açısından tam
bir felaket getireceğı vurgulandı. Açık-
lamada şöyle denildi:
*Proje,çe\Tevekryı açısuıdantam bir
kadiam gettrmektedir. Yol çok büyük
ölçüde deniz dolgusuyla yapdacakdr.
Projeninflkmaliyeti adma yapüan bu kat-
liam. doğal yaşamın. kıyılann. kumsal-
lann. koylann. denizdeki canlı yaşamın
yoğun olduğu sahillerin vok olmasına
neden olacak. Karadenizliyi sadece de-
nizi seyreder bir duruma getirecektir.
Doğalalanlannyokedilmesinin bireko-
nomik karşıhğı olmavaeagı gibi, deniz-
kıyı >'apw ve dolgunun riskleri hesaba
katıldıgında ilcride büyük ölçekJi deniz
tahribatian ortaya çıkacak ve büyük
ekonomik kayıplara neden olunacaktır.
Korunmasıgereken alanlarmudaka ko-
runmalu proje bütün bu unsurlan içc
recek biçimde tadilata uğranlmalıdır."
Anavasal suç
Projenin kıyılan yok ederek. bölge in
sanının yaşama biçimi olan denizle iliş
kisini keserek, halkın ortak kullanın
alanlanru ortadan kaldırarak anayasal bi
suç işlediği vurgulanan açıklamada ş>
göriişlere yer verildi:
"Kunvsallanmmn ûzerinevıkıkn de
kayaJarta Karadenizimizi utanç duvar
lan ile çe> rele>enler, buna karar veren-
ler ve hatta scvirci kalanlar topJum vic
danında mahkûm olacaklardır. Bu pro-
je anlavışı anayasaya, yasalara ve başta
Rio Zarv'esi olmak ûzere uluslararası
sözleşmeleri çiğnemektedir. Bir >il son-
ra artık Karadeniz'de konuşuiacak la-
yı kalmayacak: yapılan \anlışlıktan ge-
ri dön ülmeli \e insanlığa vedoğaya kar-
şı bu suçun işlenmesi önlenmelidir.*'
Ağııstos tesellisi turizme yetmiyorPAZARCÎ, TL'RtSTTEN
HOŞNUT-Türkive'deld
turizm sezonunun ilk
yansında yaşanan kri/den
sektör içinde etkinlik
gösteren tüm kesinıler
paymı alırken ilçe pazarian
yabancı turistlerin ilgi alanı
oWu. Pazarcı esnafının
turistik merkezlerde
kurulan stantlara vığdıgı
sebze-meyvedeki tazelik,
tek tip fryat uygulaması,
tezgâhlarda sergilenen
giysilerin renk ve çeşirJiliği
yöresel el sanatlan
ürünlerinin cazibesi,
yabancı ruristin pazar
alanlannı doidurmasmda
başlıca etken oldu.
Ulkesinde mcyve ve sebzeji
ambalajh ve tane fiyatıyla
, safın alan ruristler,
Kuşadası. Marmaris ve
Bodmm gibi ilçekrin
pazartannda da alışmıs,
olduklan ay nı alışveriş
yönteminde ısrar edince
kazanan pazarcı esnafı
oldu. Turistlerin, taneyle
alma istemlerine. "No. no:
kilo, küo!»" sözleriyle tepki
gösteren üretici satıcılar,
çogu kez şeftali. armut
incir gibi mevsim
meyveleriyle, diğer sebze
çeşitleriıü taneyle, ancak
"kilo fıyaöna" sattüar.
(Fotoğraf: CELAL
YILMAZ)
Avrupa'da büyük tatilin başlamasıyla turist sayısında patlama oldu,
ancak bu canhlık, turizmde yaşanan düş kmklığını gideremeyecek
CELAL YILMAZ
İZMİR - Turizmde temmuz ayı so-
nuna dek süren durgunluğun ağustos
ayında biraz hareketlenmesının "düş
kınkltğına" çare olamayacağı belirtil-
di. Ağustosun ilk haftasıyla birlikte
doluluk oranlannın yüzde 100'lere
ulaşmasmın heryıl yaşanan olağan ge-
lişme olduğunu belirten turizmciler,
kâbusa dönüşen turizm sezonundaki za-
rarlannın karşılanmasmda bu "geçid
soluklanma"nın yeterli olamayacağı
görûşünü vurguladılar.
Türkiye'ye gelen yabancı turistle-
rin Yunanistan ve lspanya'daki dolu-
luk nedeniyle ülkeyi tercih ettikleri
saptamasınm da yanlış olduğu anım-
satılarak, sözkonusu ülkelerin yatak sa-
tışlannı bir yıl önceden yaptıklan, Tür-
kiye'njn ise yetersiz dış tanıtım nede-
niyle bunda başanlı olamadığı kayde-
dildi.
Kuşadası, Marmans ve Bodrum'da-
ki turizm işletmecileri. nisan, mayıs. ha-
ziran ve temmuz aylannın turizm ha-
reketinin "smr" olduğuna dikkat çeke-
rek, ağustos ayında tepe noktasına çı-
kan doluluk oranlannın Avrupa'da bü-
yük tatilin sona ermesiyle yeniden dı-
be vuracağını belirttiler. lşletmeciler,
eylül ayında ülkemizdeki okullann
açılmasıyla da yerli tunstlerin tatil mer-
kezlerini boşaltacağına işaret ederek,
kısa vadeli doluluğun krize çözüm ola-
mayacağını söylediler.
'Canlanma geçid'
Kuşadasf nda ağustos ayının başın-
dan beri yabancı turist sayısında artış
olduğunu belirten TÜRSAB Kuşada-
sı Yürütme Kurulu Başkanı Yılmaz
Mola, bazı çevrelerce umut ışığı ola-
rak nitelendirilen doluluk oranlannın
on gün süreli olacağını ve Avrupa'da
biten büyük tatille birlikte her şeyin es-
ki haline döneceğini belirtti.
Marmaris'teki artışlannda diğer yö-
relerdeki gibi ağustos ayı hareketlili-
ğinden kaynaklandığını belirten Öger-
Tur Marmans Temsilcısi Halil Fıratfa.
nisan-temmuz aylannda haftalık 600
kişilik turlar getırdiklerinı. bunun ağus-
tos ayının 5'inden ıtibaren 2000'e ulaş-
tığını söyledi. Fıratlı, rezervasyonlan-
nın 19 Ağustos'ta sona ereceğini ve
geçici canlılığın yerini yeniden dur-
gunluğa bırakacağına dikkat çekerek
" 11 ayın zaran birkaç hafta tam kapa-
siteçâlışmayla karşüanamaz. Sezonun
ilk 4 ayında yüzde 30-35 düşük kapa-
siteyleçahşbk"dedi.
Turizmden olumsuz etkilenen mer-
kezlerden biri olan Bodrum'da ağus-
tos ayıyla birlikte yakalanan yüzde
90'lık doluluk oranının ekim ayına ka-
dar korunacağı öne sürüldü. Bodrum
Belediye Başkanı Tuğrul Acar ve Bod-
rum Otelciler ve Pansiyoncular Deme-
ği (BODER) Başkanı MuratŞeremet-
K, otellerin dolu olduğunu, ancak yine
de beklenen döviz girdisinin yakalana-
madığını behrterek, hareketüliğinekim
ayma kadar süreceği tahmininde bulun-
dular.
ATTILÂİLHAN
DONANMA TARİHÎNİN EN KORKUNÇ KAZASI DİZİ OLUYOR
Dumlupınar'ın öyküsü TV'deIstanbul Haber Servisi- Çanakkale-
Nara Burnu açıklannda, MATO tatbi-
kaündan dönen Dumlupınar Denizal-
tısı'yla bir Isveç ticaret gemisinin çar-
pışması sonucu 81 deniz subayımızın
ölümüyle sonuçlanan kaza, televizyon
dizisi haline getiriliyor. Çekimlerine 29
Ekim'de başlanacak olan "Dumlupı-
nar, Şanb Mezar" adlı dizi, 6 bölüm-
den oluşacak. Dizi, "Deniz ŞehMeri
Günü" olan 4 Nisan 1999'da yayım-
lanmaya başlayacak.
4 Nisan 1953'te Blue Sea I (Mavı
Deniz 1) NATO tatbikatından döner-
ken Isveç ticaret gemisi "Naboland"
ile çarpışarak batan ve 86 denizcimiz-
den 5'inin kurtulabildiği Dumlupınar
denizaltısının öyküsü beyaz cama ak-
tanlıyor. Genelkurmay Başkanhğı, De-
niz Kuvvetleri Komutanlığı ve Denı-
zaltı Filo Komutanlığı'nın yardımla-
nyla gerçekleştirilecek olan dizinin
çekimlerine 29 Ekim'de başlanacak. Se-
noryosunu Emel Tulgar'ın yazdığı di-
zinin yönetmenliğini KuntTulgar, ya-
pırncılığını ise Erkan Özvieren >apıyor.
Özveren, rol alacak olan sanatçıla-
nn önümüzdekı günlerde tanıtılacağı-
nı, Dumlupınar Denizaltısf yla çarpı-
şan Isveç bandıralı gemide rol alacak
olan sanatçılann Isveç'ten geleceğinı
belirtti. Dizinin bazı cekimleri Italya
ve Malta Adasfnda gerçekJeştinlecek.
Dumlupınar Denizaltısı'nın battık-
tan sonra kurtarma gemisiyle kurdu-
ğu telefon bağlantısının konuşma met-
ninın olmadığını belirten Genelkur-
may. dizide kullanılmak üzere istenen
kurtarma gemisi ve denizaltının "plaıı-
b faaliyetier" nedeniyle verilemeye-
ceğini açıkladı. Film çekimi sırasında
yardımcı olmak amacıyla istenen er,
erbaş ve subaylar için de olumsuz ya-
nıt veren Genelkurmay, çarpışma anı-
ntn Deniz Müzesi Komutanlığı'nda
bulunan dokümanlardan elde edilecek
bilgılerdoğrultusunda canlandınlabi-
leceğini kaydetti.
En büyük çevre odülü
Dünya Su Ödülü
Israilli Dagan'ın
e-posta : tan (a prizma. net tr
GL'RHAN L'ÇKAN
STOCKHOLM-Dünya-
nın en büyük çevre ödülü
Stockholm Water Prize, per-
şembe günü törenle Israilli
bilim adamı Gedeon Oagan'a
veriliyor. 1 milyon 200 bin
kron 0 20 bin dolar) tutann-
dakı ödül, Dagan'ın yeryü-
zündeki dıp sulanyla ilgıli
araştırmalanndan ve buluş-
lanndan ötürü veriliyor. Ge-
deon Dagan, yeryüzünün bir-
çok bölgesinde suyun artık
çok stratejik bir madde hali-
ne geldiğini söyledi. Dagan
çalışmalanna ılışkın şunlan
söyledi: "Yeryüzündeki dip
suyuyla ilgili bilgiler, kapka-
ranhk odanın duvariannda
yakıian küçük mum ışıklan
gibi yetersiz. Dip suyu konu-
sundaki en büyük sorun, gö-
rünmüyorolniasıdır. Herşey
tahmin üzerine vürütülüvor.
Yeryüzündeki su kaynakla-
nnın yüzde 97'sini denizler
oluşturuyor; dip suyu. yüz-
de0.6 oranında ama. 8.4 mil-
yonküometreküpokduğu idn
vervüzününen büyük tatb su
kaynağı durumunda. Bu su
kaj nağu yeryüzündeki çeşit-
üolumsuzetkenlerden ötürü
hızla kirienmekte. Temizlen-
mcsi hem güç hem de paha-
lı. Bütün bunlara, veraltında
depoianan nükleer adkJann
yarattığı dcv tehlike de ekle-
niyor."
İsrail'ın ıçme suyunun
yüzde 15' i Tel Av ıv 'deti An-
tıpatris sarnıcından sağlanı-
yor.Gedeon Dagan, Filistin-
li bilim adamlanyla işbirliğı
yaparak dip suyunun korun-
ması için önemli aşamalar
kaydetmiş. Dagan "Neyazık
ki, politikadünyasında sınır-
lan aşmak,bilimdünyasında-
kindcn çok daha güç" diyor.
'Satranç Tahtası Büyük', Ama•••
Zbtgniev Brzezinski, şu meşhur AmerikaJı profe-
sör; Avrasya'dan bahseden kitabında ('Büyük
Satranç Tahtası'), bölgedeki 'üç büyükrakipten' söz
etmiştir: Rusya, Türkiye ve Iran! Iki şeye dikkat iste-
rim: 1/ Daha başında, bu üç ülkeyi 'rakip' oiarak alı-
yoc 2/Avrasya'daki öteki ülkelere -bu arada Türk cum-
huriyetlerine- 'kıymet-ı harbiye' atfetmiyor!
Başka türiü söylenirse, asıl zenginliğin sahibi cHan
'ötekiler', bu 'üç rakibin' paylaşamadığı, 'sömürge-
ler'; Brzezinski nın araştırdığı, Avrasya'yı, 'o üç ra-
kibin' değil, ABD'nin kontrol edebilmesi imkânı! Tür-
kiye'yi 'Truva Atı' gibi kullanmak, besbelli, o sırada
akıllanna geliyor hem 'sâdıkmüttefik', hem berikiler-
le, aynı soydan: bundan âlâ 'aracı' mı olur?
lyi de, acaba Türkrye, Avrasya'daki -eski Sovyet-
Türk cumhuriyetlerini tanıyor mu?
'...Pes Türkî danışırem...'
Tanımadığımız, rezâlet mertebesinde, ortaya çıkmış-
tın Cumhuriyet kuşaklan, yıllarca 'Ortaasya efsa-
nesi' ile yetiştirilmıştı ama, bumumuzun dibindeki
Azerbaycan hakkında bile, kimse bir şey bilmez; iç
Asya'dakiler, tam birer 'meçhûl'L Eskiden de böy-
leymiş: siz bakmayın, Gaspıra'lı Ismail bey'den, Yu-
suf Akçura'ya kadar, gelişmiş Rusya Türkçülerinin,
Dersaadet-i Şâhâne'ye gelip gittiğine; 20'li yıllarda
bile, öyle uzun boylu bir yakınlık yaşanmamıştır.
Ömekmi, işteörnek: Vâlâ Nurettin, Nâzım'la Rus-
ya'ya giderken, Trflis'te bir Türke rastlamıştı; adam-
la anlaşmak için, birer birer hangi dili konuştuğunu so-
ruyorlar Fransızca mı. Almanca mı, Ingilizce mi? Hep-
sine cevap aynı: 'Yohti balam, men Fransavi danış-
mırem, vs!'; arkasını Vâlâ'dan dinlemek istemez mi-
siniz?
"...artık işin içinden çıkamadık: Be adam, sen
ne dil bilirsin, diye sorduk. Gözlerini devirdi, elle-
rini iki yanına açtı: Pes Türkî danışırem da! diye
cevap verdi. Böyle bir Türkçeye Nâzım'ın son de-
rece öfkelendiğini, mavi gözJeri çakmak çakmak,
dtşlerinin arasından, adama bir küfür salladığını
hatrlryorum.
Adam bu kûfürü de anlamamış, mânâsını bana
sormuştu. Ben de geçiştirmiştim!" ('Bu Dünyadan
Nâzım Geçti' s. 231. Remzi Kitabevi, 1965)
Üç temel gerçek...
Onyıldır, iyi kötü bir münasebet sürdürülüyor; 'or-
tak' eğitim, öğretim, ticaret, sanayi vb faaliyet
projeleri uygulanıyor; yine de Avrasya, Türk kamuoyu
için, kapalı bir kutu; tabii, davranışımız da, ona göre;
kimimiz, -sözde hissettirmeden- onlara 'ağabeylik'
taslamaktadır; kimimiz, 'sömürgeçi' Avrupalı'nın,
'yerli' halka baktığı gibi bakıyor; büyük çoğunluğunun,
kendtsini 'Türk'öen ya da 'Müslüman'dan çok; Aze-
ri, Özbek, Türkmen, Kazak ya da Kırgız saydığını bil-
miyoruz; ne, edebiyatlannı doğru dürüst öğrenebildik,
ne dillerini! Her şeyı bizden oğrenmeleri, bizim gibi yap-
malan gerektiğini mi sanıyoruz ne? Büyük bir yanlış!
Bence fakat, asıl cahili olduğumuz üç önemli ger-
çek var ki, onlara hak ettikleri önemi vermedikçe, Av-
rasya, projeksiyonunda daha çok 'çuvallanz'.
1. Gerçek: SSCB yönetimi, bu ülkeleri 'çevre ûl-
kesi' saymış, ekonomide 'sömürge' muamelesi yap-
mıştır ama, öğretim, eğitim ve kültürde, son derece
gelişmelerini sağlamıştır; Türk cumhuriyetlerinde -ki,
onlan 'ulusal' birer devlet saymak zorundayız-, Tür-
kiye'den daha yüksek düzeyde, daha disiplinli bir ay-
dın eğrumi başanlmıştr. Bunun kanıtı, hem Türklera-
rası sanat ve kürtür faaliyetlerinde, bizimkilerin, onla-
nn arkasında hemen daima nal toplaması; hem kon-
servatuvar veüniversitelerirnizde görevyapan, formas-
yonu 'Sovyet' onlarca profesör!
2. Gerçek: Asya Türk cumhuriyetleri, fevkalade
geniş ufuklu, tedbirli ve kumaz 'devletadamlanna' sa-
hiptir; Sovyet ekolünden yetişmiş, SSCB'nin -dolayı-
sıyla gezegenin- kadennde söz sahibi olmuş bu adam-
lar -Aliyef, Nazarbayef, Nryazof, vs; bu arada, Şe-
vardnadze- bizim '// başkanı' düzeyindeki yönetici-
lerimizi, suya götürür susuz getirirler. Nitekim öyle ya-
pıyoriar.
3. Gerçek: Türkiye, NATO üyesi, ABD'nin has
müttefiki, AB'nin 'günah keçisi' olmakla; Asya'daki
Türk cumhuriyetlerine, fazladan ne verebilir ki? Aslın-
da 'malın sahibi' onlar: Kazakistan, Azerbaycan,
Türkmenistan o inanılmaz petrol denizinin üzerinde
yatıyor; Türkiye aracı olmasa da, sahip olduklan dev-
let adamlanyla, dış dünyaya açılabilir; öteki ülkelerle
birebir ilişkiye girebilirler. Gün geçip de, bizim politi-
kacılann kaldırdığı toz duman dağıldıkça; Asya Türk
cumhuriyetlerinin, dolaysız ilişkileri tercihe yöneldik-
leri görüluyoc mu?
Üç 'yanlış' verl...
Siz ne dersiniz bilemem, fikrimce, ilk on yılın sonu-
na doğru, 'Avrasya Projeksiyonu'nüa yaşanan
derin hayal kınklığının, temel nedeni, 'projeksiyonun'
yanlış veriler üzerine geliştirilmesidir.
A/ 'Sistem' ('ABD"), Avrasya'yı yeniden Rusya ya
kaptırmak istemiyordu; bölgede ona iki büyük rakip
gördü, bunlardan birisini, -Türkiye'yi- 'kullanarak',
aynı soydan Türk cumhunyetlerine sızabileceğine hük-
metti! Birinci yanılgı.
B/ 'Sistem' ('ABD"), sanıyordu ki, bir yandan 'üç
büyükrakibi'birhirine kırdırabilir; bir yandan, 'özelleş-
tirilmiş' ve 'küreselleştirilmiş', 'ılımlı Islâm' bir Türki-
ye ile, bölgeye girerse; Asya petrol cumhuriyetleri,
modelin peşine takılır, onu örnek edinir. Ikinci yanıl-
g«-
C/ 'Sistem' ('ABD1, bölgenin ve bölgedeki akıl al-
maz zenginliğin asıl sahibi olan ülkeleri, muhatap say-
madı; onlan, o büyük 'satranç oyunu'nöa, istenildiği
gibi oynatılabilecek 'piyonlar' olarak gördü. Üçüncü
-en vahim- yanılgı.
Bu kadaria kalsa, iyi! Bir de, 'Truva Atı' üzerine ya-
pılmış hesaplarda, içine düştükleri ciddi yanlışlar var
ki, zamanında Özal'la birlikte yola çıkan 'Avrasya' Fa-
tihlerine, bugün, 'Acaba rüya mıgörmüştük' sorusu-
nu sorduruyor. Çünkü Türkiye, ne umduklan gibi 'ılım-
lı Islâm'a ısınabildi, ne 'etnik soruna' ABD gibi bak-
maktadır; ne de, 'özelleştirme'de yulannı ecnebiye
teslim etmeye râzı!
Onu da tartşalım mı?
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm