Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FEMMUZ 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Bir gazeteci
kitabı
Gazeteci Faruk Bildirici,
%eçen şubafta başladı
çalışmaya. Öncelikle yazılı
belgeleri, kitapları ve dizileri
gözden geçirdi. Notlar çıkardı.
Yayımlanmış bilgilerin
çoğunluğtınun Tansu Çiller in
oolitikaya atıldıktan sonraki
döneme ait olduğunu eördü.
Merceğini, Tansu ve Özer
Çiller çiftinin. politika öncesi
geçmişlerine yöneltti. tlk adını
Tansu Çiller 'in çocukluğu,
anne ve babasıydı. Tanıkları
bulmakta zorlandı, atna
bunları da aştı. Ulaştığı
kaynakların hemen hemen
hepsi çekingen davranıyordu.
"Teypsizgel", hatta
"Çantasız gel" dîyenler
çoğunluktaydı.
Çeşitli illere ve ülkelere gitti.
160 'a yakın kişiyle konuştu.
Sonunda bir Tansu Çiller
portresi çıkardı:
"Maskeli LeydL"
Faruk Bildirici, içinde
kurmaca bulunmayan uzun bir
öykü anlatmaya çabalıyor
kitabında. Yıllar önce DYP
Genel Başkanı olarak
Süleyman Demirel 'in, "Bize
gel, seniyıldızyapacağım"
dediği Tansu Çiller ile esi
Özer Çiller in öyküsünü...
Maskeli Leydi; siyasi
tarihçiler, gazeteciler,
psikiyatristler, sosyologlar için
önemli bir kaynak kitap.
Maskeli Leydi; "Ne olacak bu
memleketin hali?" diye
sızlanan, oy kullanan ve
kullanacak olan her Türkiye
Cumhuriyeti yurttaşının
okuması gereken bir kitap.
IMIAEi
Devrim niteliğindeki kararlar!..Emekli vaiz Fethullaft Gülen in
onursal başkanı olduğıt
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı nm
Abant 'ta düzenlediği "İslam ve
laiklik " konulu toplantı sonrası bir
bildiri yayımlandı. Kimi gazeteleı;
bildiride yer alan maddeleri
"devrim niteliğinde kararlar "
olarak tammladılar.
Merak ettik, "Neymiş bu devrim
niteliğindeki kararlar" diye
soruşturduk.
Yayımlanan bildiriyi değerli
tarihçiıniz Prof. Dr. Şerafettin
Turan baştan aşağı okıtdıı ve
yonımunu yaptı.
Turan 'a göre öncelikle bildiride.
tartışmasız kabul edilmesi gereken
dini gerçekler ile yaşanmış tarihi
gercekler birbirine bilinçli bir
şekilde kanştırdmış:
"Bir kere, İslamda vahiy ve akıl
sorunu bildiride yer aldığı biçimde
tarihte görülmez. Çünkü, tslamda
akla değer veren tasavvuf bile
kanlı olaylarla başlamış ve
kendini zor kabul ettirmiştir.
İslam, aklı inkâr etmez, ama
'Vahiy, islam tümüyle akla
uygundıır' sözü kişisel
düşünceden öte geçemez- İslam
tarihi, aklı savunaniarın
karşılaştığı kanlı olaylarla
doludur."
Bildiri ile "Hâkimiyet"
kavranunın parçalandığına da
dikkat çekiyor Prof. Turan:
"Hâkimiyet, egemenlik bir
bütündür, tek bir kavramdır.
Toplumda, bireyin uymast gereken
normları saptama yetkisi olan
egemenlik, yasa, tüze, yönetmelik
ile olur. Bu erki alıp, 'Kuran daki
hâkimiyetle anayasadaki hâkimiyet
birbirinden ayrulır' demek, tam
bir takıyye örneğidir. Aklın kabul
edemeyeceği bir şeydir.
Bildirinin 6. maddesinde, laikliğin
bir devlet tutumu olduğu ileri
sürülüyor. Haytr. Laiklik; kişiyi
de, toplumu da, devleti de
ilgilendiren güçlü bir kavramdır.
Yani, eğer kişi özgür değilse, zaten
laik olamaz. Laiklik, dogmalardan
kurtulabilmek demektir. Bu
dogmalar yalnız kadınlar için
değil, erkekler için de geçerlidir."
Gelelim, bildirinin 5. maddesine.
Metin şövle:
"İslamın, demokratik hukuk
devletinin, evrensel ve temel değer
ve ilkeleri dışında siyasi rejimin
ayrmtılarının düzenlenmesini
topluma bıraktığı görüşündeyiz."
Turan. bu maddenin tam bir
kavram karmasası olduğu
kamsmda:
"Bu metne göre İslam;
demokrasiyi, hukuk devletini,
evrensel temel değerleri topluma
bırakmıyor. Onların dısındakileri,
siyasi rejimin düzenlemesinin
aynntüannı topluma bırakıyor.
Bunıı hiçbir dinle bağdaştırmak
mümkün değil. Eğer İslam,
demokratik diizeni öngörmüyorsa,
insan haklarını ve hukuk devletini
öngörmüyorsa, evrensel temel
değerleri tasımıyorsa, neyi
taşıyor? Bunu metinde anlamak
olası değil."
Prof. Şerafettin Turan ın. bildirinin
4. maddesinde yer alan "Devletin
totaliter, otoriter, sert, dayatmacı
bir resmi ideolojisi olamaz "
yolundaki tümceye ilişkin göriişleri
de şöyle:
"Her devletin bir ideolojisi vardır.
Kaldı ki, aynı madde içinde
sıralandığı gibi; demokrasi, insan
hakları, özgürlük ve barış içinde
yasamak gibi değer ve talepler bir
ideolojinin unsurları olarak
görülmüyorsa eğer, o zaman
ideolojinin unsurları nedir?
Özgürlük, barış, demokrasi, insan
haklarını içermiyorsa, nasıl bir
ideoloji olacak? Kaldı ki, bu
ideoloji hem kişiden, hem de
devletten kaynaklanmayacak...
Peki, nasıl bir ideoloji olacak?"
Konuya ilişkin değerlendirmelere,
emekli tlahiyat Fakültesi öğretim
üyelerinden Prof. Dr. \eda
Armaner in. bildirinin giriş
bölümümleki "düğüm " sözcüğü
üzerine yaptığı yorum ile nokta
koyalım:
"Din, devlet ve laiklik ilişkilerinde
söylendiği gibi asla bir düğüm
yoktur. Bu ilişkiler anayasa ve
yasalar çerçevesinde açık seçik
durumdadır. İslam dini de,
sadeliği ve kolaylığı bakımından
zihinlerde düğüm yaratmaz. Eğer
düğüm ve karmaşa varsa, gerçeği
görmek istemeyen kafalardadır."
Güneş
Palas
Bir bu eksikti! Devlet
Bakanı Güneş Taner.
Dünya Bankusı
heyeti ile göriişmelerini
Dalaman daki
Sarsala Koyu nda
bir yatta gerçekleştirmiş.
Yat, annatör
Kahraman Sadıkoğlu na
aitmiş. Adı da,
"Palas"mış.
Diinva Bankası 'nm
istemleri palas pandıras
kabul edilirse
şaşmavın.
0 Veliaht
Bülent Ecevit ve
Rahşan Ecevit in
parti içindeki anti-
demokratik
uygulamalanm
gerekçe göstererek
DSP den ayrılan
Edirne Milletvekili
Erdal Kesebir,
Demokrat Türkiye
Partisi ne girerken
yeni lideri
Hüsamettin Cindoruk 'u
övdii:
"İşadamı Sakıp
Sabancı nın dediği gibi
'Bütiin liderler padişah
gibi', ama zatıâliniz
hariç."
Doğrudur. Sayın
Cindoruk; yok emanetçilik,
yok Demirel 'in
gölgesindeki liderlik
derken. velıahtlıktan
padişahlığa bir türlii
vükselemedi ki.
:ALIŞANLARIN
ORUNLARI/SORULARI
[LMAZ ŞİPAL
adem tazminatmda
amanaşımı ve faiz
ru: 1475 sayılı İş Yasası'na bağlı olarak bir kurumda yap-
tığım müdürlük görevimden Aralık 1994 tarihinde
emekliye ayrıldım. Emekli aylığımı SSK'den almak-
> , ___„, , ;„
...Ancak. ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra (1 ay son-
ra) görülen liizum üzerine ay nı göreve sözleşmeli per-
sonel olarak yeniden getirildim. Ve Sosyal Güvenlik Des-
tek Primi ödeyerek çalışmaya devam ediyorum.
Aralık 1994'te emekliye ayrılırken tarafıma kıdem
tazminatı ödenmedi. Yapmış olduğum başvurulara
da, 'Zaten çalışıyorsun ikinci kez emekli olurken tümü-
nü alırsın' gibi yanıtlar verilmektedir.
Oysa, kıdem tazminatımı 5 yıl içerisinde alnıaz iscm.
hakkımı yitireceğim duyumları almaktayım. Ay rıca.
i: aradan geçen bu süre içerisindeki enflasyonun neden
- olduğu kayıplarım nasıl yerine konacaktır?
(B. L.)
rANIT:
475 sayıh iş Yasasf nda işçi alacaklan ve kıdem tazminatı için
zamanaşımı süresi yer almamaktadır. Zamanaşımı süreleri 818
ılı Borçlar Yasası'na göre belirlenmektedir. Borçlar Yasa-
iın 125 ve 126. maddeleri zamanaşımı süreleri ile ilgilidir..
îorçlar Yasası'nın 126. maddesi ile kıdem tazminatı dışında-
işçilik haklannın zamanaşımı süresi, 5 yıl olarak saptanmış-
Sanatkârlann veya esnafın emeklerinin karşılığı, peraken-
cilerin sattıkları malların parası, noterlerin mesleki hiz-
•tleri karşılığı, başkalarımn maiyetinde (yanında) çalışan
• a müsdahdenıi olan kimseleri, hizmetçiİerin, yevmiyeci-
in (gündelikçi) ve işçilerin ücretleri için açılacak davalar
kkında beş senelik müruru zaman (zamanaşımı) cari (ge-
li) olur." Konunun yorumunu yargı kararlarına bırakıyo-
ı.
1)"(...) kıdem tazminatı işçi ücreti kavranunın içinde dü-
nülemez. Anılan tazminat, kanundan doğmaktadır. Baş-
ca bir zamanaşımına tabi olduğuna dair bir kanun hük-
iniin de yokluğu karşısında Borçlar Yasası'nın 125'inci mad-
si uyarınca kıdem tazminatına ilişkin dava oh yıllıkzama-
şımına tabi bulunmaktadır. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
.9.1964 Tarih, 6250 Esas \e 5809 Karâr."
Cıdem ve ihbar tazminatlarının zamanaşımı süresinin on yıl
luğuna ilişkin birçok yargı kararı vardır. Kıdem tazminatının
; ödenmesinden doğan parasal kayıplan önlemek için İş Ya-
.ı'nın kıdem tazminatına ilişkin 14.maddesi. 1983 yıhnda(30
mmuz 1983) yürürlüğe giren 2829 sayılı yasayla değiştiril-
ştir. Bu değişiklikle. "Kıdem tazminatının zamanında öden-
mesi sebebiyle açılacak davanın sonunda, hâkim, gecik-
' süresi için ödenmeyen süreye göre me\duata uygulanan
yüksek faizin ödenmesine hükmeder. İşçinin mevzuattan
ğan diğer hakları saklıdır" hükmü getirilmiştir.
3u konudaki yargı kararları da aynı yöndedir. Bu kararlardan
örnek \ermekle yetiniyoruz.
2) "ÖZET: Hüküm altına alınan kıdem tazminatı için
cikme süresine göre en yüksek mevduat faizine hükmedil-
;k gerekir."
<ısaca. Aralık 2004 tarihine kadar kıdem tazminatı hakkınız
nanaşımı süresinin güvencesindedir. Enflasyon nedeniyle kay-
uğrayan kıdem tazminatınıza me\duata uygulanan en yijk-
c faiz oranı uygulanması yasal hakkınızdır.
•Caynak (1) Osman Usta-Kıdem Tazminatı, 1994, sayfa: 523
ı Yasa Hukuk Dergisi - Ekim 1987. sayfa 1461.
CEMAL
MADANOĞLU
28 Temmuz 1998 saat 18.00'de ölümünün
beşinci yılında mezarı başında anılacaktır.
Dostlarına duyurulur.
Buluşma yeri: Karacaahmet Türbesi
HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ
KİM KİME DUMLD.UMA BEIUÇAK ı turk.net
ı . . .
HARBİ SEMİH POROY
TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAN 27 Temmuz
Great Eastern OKYANUSA DÖŞENEN KABLO!.
1866'DA BU6ÜN.ATLASOKYANUSU'HA DÖŞS*£N U£
AvRuPA İLE AMEKİKA 'Y/ BIRLEŞTİREN TELSRA&
HATTI TAAAAMLANDf. SAHuEL MOGSE'UA/ /CADI
OLAN TELGZAF, 1B4O'LAeDAMSONZA ÇOk: ÖNEM.
Ü BİR HA8EHLEÇME Af&Ct OlMUŞm. 18Şt VS£"
DÖŞENEM İLK DENİZ HATTt, FRAHSA İLE İN6İL7E-
RE-YI BlRLEŞnZMİÇTİ.. B/RÇOti SONUÇSUZ Gİ-
H.İŞİMDEN SONKA, ATLAS OKyAMUSU'A/A KA81O
OÖŞEME İŞİ, AHC4* ZAM4NININ P£V, &UHAR-
Ll TRAUSATtAAJTİĞ/ ıLE &AÇARILMIŞT1. YOLCU
VE YÜK TAŞtMA*: /ÇlM YAP/LAM GEMINİN *#•
ZANC/ YETERSİZ KALINCA, KABCO DÖŞEME
İÇıNE VESİLM/fr/. O SIHALAR PÖRT 8İN Kİ-
LOMETIZEJJK KABLOYU TAŞIYA8/LECEK
TEK OENIZ TAÇtTI OYPU..
SİLİVRİ İCRA ML'DÜRLÜĞİJ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
1997 1222
Ipolekli olup satışına karar \enlen Gümuşyaka Kö>-u, Harmanyen mevkıl IİOIO parselde kavıth 124 m2 mıktarlı tapuda arsa vastında olup. zemınde 2 kallı bınası olan ga>^
nnıenkulun satılarak paraya çe\rılmesıne karar venlmıştır Ga>rimenkulün yeri: Söz konusu taşmmaz Sılıvrı ılçesı. Gümuşyaka beldesınm merkezındekı 2 caddeye haflanan
5 »okaktaolupAapınunıaraM2rdır Cavrimenkulûn imar durumu Pan.ciına>nk nızanı. T\KS 025-KAK.S 0 50. H-6 50 (2 kal) ırtıfağında ıman me\cutiur Gayrimen-
kulün halihazır durumu Parscl uzcnndc 2 kaılı bına olup. her bir kal vaklaşık 9<) m2dır Daırcler 3 adcı \atak odası. 1 adeı salon ile banvo ve nıutfaktan ıbarenır Ga> rimen-
kulûndeğeri Bılırkışııarafından yerın arsa pa>ı dahıl toplam ^ 000 000 0O0 - TL deger takdırcdılmışiır Satış şartları: 1-Salış 14 9 İ998gunu:>aat 15 00-15 15 araiinda Sı-
lı\n lcra Mudurlüğu'nde acık amımıaya çıkarılacaklır Buuun taşınmazın satı>ını ıstevene oncelı^ı olan alacaklılar alacağı toplanımı geçmek uzere taşınmazındeğennın
O
o75 ve
sati!, gıderlennı geı;mek koşulu ile en ıjok fival verene salıhr Bovle bir bedelle ısleklı'cıkmadıûı lakdırde la,ınnıaz 24 9 1998 gunu aynı ver ve avnı ^aaılerde ıkıncı arttırmaya eı-
karılır Bugun dc taiinnıazın değcrının "o4Cİ ve satı^ masratlarını geçmek kosulu ile en çok fıyat verene ıhalc edılır 2- Salışa katllmak ıstevenler taşınmazın değennıno
o20 ora-
nında nakıl veva avnı mıktarda ulusal bir bankanın lemınal mektubunu belgelemelerı gerekir 3- Van>a KDV'sı. ıhale damga. lapu alım harcı. taşınmazın tahlıye ve teslım gıdeı^
len alıcıya aıt olup varsa bınknıış vergı borcu ile dellalıyesı satış bedelınden odenır 4- Satış peşındır Isıeven alıcıva salış bcdelını jatınnası ıçın 20 gunû geçmemek uzere sure
vcrılebılır Suresınde veya venlen •nırede »atış bedelı yatınlmadığı takdırde satış IİK nun 133 maddesı hukmunce bozulur Taşınmaz yıne satışa çıkarılıp IIKnun 129 2 mad-
desi hükmunce en eok fiyat verene ıhale edılır Ikı iatış araMndakı fark ve °o30 laı/ınden satışın bo/ulmaMna neden olanlar sorumlu olup. bu bedel hıebır hükme hacel kalmak-
sızın kendılerınden tahiii edılır 5- Ipotek ^ahıplerı ile dığer hak bâhıplerının. haklannı davandıkları bdgeler ile 15 gün ıçemındc dosvamıza bıldırmelerı. aksı takdırde haklan ta-
pu sıcılınce sabıt olnıadıkça pav laştımıadan ayrık tululurlar 6- Satışa ılışkın şanname ılan larıhınden ılıbaren lcra naıresı'nde acık olup. gereklı po>;la glderı verıldığınde omeğı
gönderılebılır Satışa katılmak'ıstevenlenn taşınmazı ve şartnameyı gordukkrı ve lecnklenm kabul cttıklen. tazlaca bılgı almak ısteyenlenn v-ukarıda vazılı dosya numarası ile
mudurlugumüzce başvurmaları ılan olunur 20"M99S BaMiı "Î5522
GÖRÜŞ
Av. Dr. ÜMİT KARDAŞ
Önce Birey-Yurnaş
Ülkemizde evrensel hukuk ilkelerine uygun, hu-
kukun üstünlüğüne ve yargıç bağımsızlığına da-
yalı, çoğulcu ve katıhmcı bir demokrasinin ger-
çekleşmesi uzun bir süreç alacağa benzemekte-
dir. Bu konuda yurttaşların istemi önemlidir. Bi-
reyci değil, ama birey olan yurttaşlar çoğaldıkça
bu istem ağırlığını daha çok duyuracaktır. Şu an-
da yurttaşların önemli bir bölümü böyle bir istem
konusunun ayırdında değildir. Bunun önemini
kavramış gözüken küçük bir bölümü ise sesini du-
yuramamakta, sistemin tıkanması nedeniyle ye-
ni bir soluk getırememektedir. Kuşkusuz aydın-
larla birlikte sözkonusu kesimin üzerinde ağır
baskılar vardır. Düşünceyi açıklama ve bu yönde
örgütlenme özgürlüğü kısıtlanmış olduğu gibi, si-
yasi partilerin dahi bazı konularda çözüm öner-
meleri olanaklı değildir. Ancak kanımızca sorun
salt çağdaş anayasa ve çağdaş yasalar yapma-
mak sorunu değildir. Aslında sorun, yukarıda ta-
nımladığımız demokrasinin altyapısını oluşturacak
donanımda, anlayışta ve duyguda Birey-Yurttaş
yetiştirememe sorunudur. Bu nedenle kısa vade-
de gerçek demokrasi hedefine varmak olanaksız
gözükmektedir. Bu hedefe varmaya bugün karar
verdiğinizde iki kuşak sonra bu hedefe yaklaşa-
bilirsiniz.
Ülkenin her alandaki kadrolannın tanımlanan de-
mokrasinin altyapısını oluşturacak Birey-Yurttaş
modeli ile hiçbir ilgileri bulunmamaktadır. Çünkü
bu kadrolar da varolan toplumdan çıkmaktadır.
Ayrıca sistemdeki olumsuz ayıkiama nedeniyle
azınlıktaki iyi modellerin bu kadrolar içinde yer al-
malan olanaksızlaşmaktadır. Demokrasi eğitimi ve
kültürü alamamış kuşaklardan hukukun üstünlü-
ğüne dayalı, özgürlükçü bir demokrasinin yolla-
rını açmalarını beklemek aşırı iyimserlik olur. Eli-
mizdeki siyasi kadro ortadadır. Bu kadronun de-
ğil ülkeye, kendi partilerine demokrasiyi getirme-
leri ham hayaldir. Ancak bu yurttaşlar da aramız-
dan çıkmışlardır. Ve demokrasi eğitimi almayıp,
bu kültüre de yabancı olduklarından yerlerini bı-
rakma erdemini de gösterememekte ve sistemi
tıkayıp çürütmektedirler. Yine elimizdeki bürok-
rasi kadrosu da ortadadır. Birey-Yurttaş olama-
mış insanlarımızın itelenip ezilmelerinde, haksız-
lığa ve adaletsizliğe uğrayıp haklarını alamama-
larında, adaletin geç ya da güç ortaya çıkmasın-
da bürokrasinin de sorumluluğu vardır. Sonuç
olarak siyasette de bürokraside de şiddetli bir
kalite sorunu vardır. Siyasetçimizin de, bürokra-
tımızın da, yargıçlarımızın da, öğretici ve eğitici-
lerimizin de Birey-Yurttaş modeline uygun, araş-
tırıcı, yaratıcı, hukuka inançlı, erdemli, düşünce-
lere ve özgürlüklere saygılı, kamuya ve çevreye
duyarlı, banşçı, ufuklu, donanımh, sanatı ve kül-
türü yaşamın ve kişiliğinin bir boyutu olarak kav-
rayan insanlardan olmasının tek yolu eğitimden
geçmektedir. Eğitimin böyle bir temele oturtulma-
sı ve ekonominin sosyal yönden dengelenmesi ile
birlikte yaratıcı, üretici ve rekabetçi bir yapıya ka-
vuşturulması sonucu uzun bir süreçte demokra-
sinin altyapısı oluşturulup kalite sorunu çözüle-
bilir.
Cumhuriyettrv demokratikleşmesi ancak bu şe-
kilde ve uzun bir süreçte olabilir. Sorunun salt
çağdaş yasalar yapma sorunu olmadığı açıktır. Ma-
hatma Gandhi'nin sözlerine aynen katılıyorum:
"Çağdaş yasaların var olduğu, ancak çağdışı an-
layıştaki uygulayıcıların bulunduğu bir ülkede ya-
şamaktansa, çağdaş olmayan yasaların var oldu-
ğu, ancak çağdaş anlayışlı uygulayıcıların bulun-
duğu bir ülkede yaşamayı yeğlerim."
Sorun beynimizde, anlayışımızda ve yetişme-
mizdedir. Salt yasalarda değil.
BULMACA SEDAT YAŞAYA1S
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1
\
2 3 4 5 6
I I I I
_ı n ı
7 8
f
9
|
1 2 3 4 5 6
SOLDAN
SAĞA:
1/ Belli bir ko-
nuda düzenle-
nen oturum ya
da semıner. II
Bir ılımiz... Bir
nota. 3/ Yapıcı-
lıktadolmalann
kaymasını önle-
mek ıçın bunla-
nn eteklerıne
moloz taşıyla
örülen kaplama.
Akaju da denı-
lenbüyükbıror-
man ağacı. 4/ Türkı-
ye"nın plaka ışaretı... Sa-
maryum elementinın
sımgesı. 5/ Kulak ıltıha-
bı... Eskı dılde ayak. 6/ 3
Atın ayagında genellik- 1
le bıleğe ya da dize ka-
dar çıkanbeyazlık...Te- ^
mel niteliğinde olan II 6
iran'ın plaka ışaretı... Şe-
ritlerhalındebırtürpen-
cere perdesı. 8/ Yıldız-
lann yerlennı ve hare- "
ketlerinı belırtmek için ha2 l r ıa n r nış cenel... Bir Avrupa
ülkesınin para bırimi. 9/ Yunan mıtolojisınde tragedya tan-
nçası.
YLKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Felsefede. her tür bilgı savını kuşkuyla karşılayan ve
bunlanntemellerini.etkılennıvekesınliklerıniırdeleyen
tutum. 2/ Fıyat... Kuzey \m e nka'nın beş büyük gölün-
den bırı. 3/ Rus kö>lü top|u ıU ğu n a verılen ad"... Ilkel bir
silah... Klorun sımgesı. 4/ Saygınlık 5/ '-Güzelliğın - - -
paretmez Bu bendekı a,k oİmasa" (Âşık Veysel)... Bir
soru eki... Telefon sözü. 6/ Körüleme. yerme... Alıştır-
ma.7/Bırsportakımınıng
özdeoyuncus'u... Kuran'ınbö-
lünmüş olduğu yüz on d6rt bölümden her bırı. 8/ Yüce.»
yüksek... Bir tür pamukh bez. 9/ Anlaytş. düşünüş. '
MERSİN 1. SULH HUKUK
MAHKENlESİ'NDEN
EsasNo: 1997/5^ K a r a r N o : i99 8 / 962
Davacılar Hursen Anıla,v s v e k A v A y , a A m | a n v e
Alı Anılan tarafmdan Şıı^sj Erciyes aleyhine açılınib
bulunan ızaleı şuyu dava,mın
va p
,|a
n duruşması so-
nunda: Mahkememizce .enle'n 24.6.1998 tarıh \e
1997 556-962 esas ve kcrar sayılı ılam ile Mersin -
Bahçe mahallesınde kâın .e tapunun 68 pafta 553 ada
128 parsel sayılı gaynme^u
|ü n ta
ksımı mümkün bu-
lunmadığından üzenndek mııhtesatla birlikte tamamı-
nın satılarak ortaklığının <jdenlmesıne karar verilmı^
ve davah Şması Ercıyes'^ a d r e s i t e s p j t ecjj|emediğin-
den ılanen teblığme karaiverjjrmş o
lmakla; Karar'ae-
reğınce: Mahkememizce vr ,ıe n >ukarıda yazılı esas\e
karar sayılı ılamı ele anıl,,, gaynmenkulün tamamının
satı larak şuyuunun ı y e s ı n e ^ ^ bedelının hısse-
darlara hısselerı oranınvl; i j ö l ü ş t ü r ü
|m e s | n e d a ı r k a r a r
verılmış olup ış bu karar a r g l t a y y o l u a ç l k o , m a k ü z c .
re ılanen teblığ olunur... B a s m . 3 4 8 7 4