Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ITEMMUZ 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Leyla Pamir, 'Müzikte Geniş Soluklar'da çeşitli müzik üsluplannın etkileşimlerini inceliyor
Müziğinfleriyedoğru atdrnııJ Ü L ERÇETİN
Piyanist, 36 yıllıkpivanohocası vemü-
cıkolog Leyla Pamir. hocalıktan arta ka-
an vakıtlerinde yazmavı ve araştırmayı
>ürdürüyor. Bugüne dek İnci'nin Müzik Ki-
abı. Çağdaş Pîyano Eğitimi. Ayşe'nin Mü-
dk KJtahM. MiLzikte Geniş Solukİar. Skyra-
bin. Müzik ve Edebiyatadlı kıtaplara ım-
za atan Pamir. son olarak Bovut Yayıne-
vı'nin yayımladığı Müzikte deniş Sohık-
lar adlı kaynaJ< kitabının ikinci- genişle-
tilmiş baskısıyla çıktı miİ2İk meraklılan-
nın karşısına. Kıtapta çeşitli müzik üslup-
lannın değişirnlen. etkileşimleri. müziğin
gelişimi incelenıvor.
- 'Müzikte Cieniş Solukiar" kitabınızı ne-
den genişletme gereğini duvdunuz?
Kitabımı sadece genışletmedım. üze-
rinde yeniden çalıştım; ifadelenmı düzelt-
tim, sadeleştirdim. Zaman geçtikçe insan.
müzik bilimsel bir çalışmasında önemli
yanlışlar. eksikîikler, kötü düzenlemeler bu-
luyor. Bilinçaltı insanın kendine karşı eleş-
tirile'rini sürdürüyor. Kıtabımın 1. baskısın-
da, çok sıg bul-duğum bazı besteci bölüm-
lerindeyeni bir bakışaçısını bulmam, ye-
niden incelemem. okumam. bir yapıtın ay-
nntılannı çözümlemem. dinlemem gerek-
ti. Aynca, Schönberg"e bu denli yer ayir-
dıktan sonra onun öğrencisi, "seirel" mü-
ziğin öncüsü. 196O'lı yıllara kadar çağdaş
müziği etkileyen \\ebern'e sadece değin-
miş olmam beni rahatsız edıyordu.
Genişletümiş baskıdaki ekler
- İkinci baskıya neler ekkdiniz?
Beethoven'ın dört sonatının kısa analiz-
lerini bastan yaptım. Mendelssohn,Brahms.
Webern. tümüyle yeni denemelerdır. 19.
yy. sonu - 20. yy. başında "Genç Üslup"un,
i
*Dekadans''ın. kısaca modernızmin ege-
men olduğu VlvanaOrtamında Kültür ve
Müzikbölümü yeniden yazıldı. Ikılemli dü-
şünceler ve eğilimlerle dolu olan bu ortam-
da \Vittgenstein ve Kraus'a da ağırlık ver-
meliydim: çünkü Schönberg'in 18 ses di-
zisi yapıtlannın -
ana düşünce"sinde bu
iki düşünürün de etkilerı \ardı. 20. yy. mü-
ziğini fazlasıyla etkilemiş olan Schön-
berg'in Op. 16/3/. Renklerparçasını ince-
lediğim gibi, librettosunu kendisinin yaz-
dığı MusaiteMarunoperasınınmüzigine
ve librertosuna da yoğunlaşmam gerek-
liydi. Çünkü librettodaki Tanrı inancının
ikilemli simgeleri. günümüzde de her ül-
ke için geçerli olmaktadır. Stravinsky'nin
Lİtabımın yüzde 40-45'inin plak. CD dinleyen, konserlere giden müziksever, sanatın
modernizme açılımlannı resim, tiyatro, edebiyatta izleyen aydın okuyucuya ve sanatçılanmıza
yöneldiğini düşünüyorum. Geri kalan yüzde 6O'ı ise, müzisyenleri, müzik estetiği. yapıt analizi
ve üslubu derslerini veren hocalan ve öğrencilerini hedeflemektedir.
Bahar A>inl Bir Askerin Övküsü yapıtla-
nnın esasritimkalıplarını \ ermem. Orkest-
ra Armonilerini İzleyen Piyano Konçerto-
su'nun küçük bir analızı. Liszt yapıt ana-
lizlenndedüzeltimler. yeni birOnsözveSon
Sözlerepeyce zamanımı aldı.
- Teknik terminolojiyi sıkça kullandığı-
nız kitapta hedef okur kitleniz kimlerdi?
Kitabımın vüzde 40-45'ının plak. CD
dinleyen. konserlere giden müziksever. sa-
natın modernizme açılımlannı resım. tiyat-
ro. edebiyatta izleyen aydın okuyucuya v e
sanatçılanmıza yöneldiğini düşünüyorum.
Büyük sanatçılann çevın metinleri de her-
kese sesleniyor. Kitabın geri kalan yüzde
6O'ı ise, müzisyenleri. müzik estetiği, ya-
pıt analizi ve üslubu derslerini veren ho-
caları ve öğrencilerini hedeflemektedir.
- Kitapta felsefe.edebiyat, resim >etiyat-
ro\a da göndermeler yapma nedeniniz?
Müzik 1820'lerden"l 925 yıllanna kadar
şıır. edebiyat. sözcük, düşünce. felsefe, an-
lam ve tıvatroyla bütünleşmişti.
- Kitapta sık sık ağırlığını htssertiren yük-
sek aristokrasinin müziğin gelişimine etki-
sini değertendirir misiniz?
İnsanın hayal gücünü kışkırtan bir so-
ru. 174O'lı yıllann Avusturya Imparator-
luğunu. MairaTheresiave 2.Josefin mü-
zik etkinliklerini düşündüğümüzde. bir sa-
rav müzisyeni olan Cagenseil \e Saileri'v i.
sara> enrrikalarını, müzisyenlerin bir hız-
metkâr gıbi kullanıldıklannı düşünüyo-
ruz. Mozart sadece çocukluğunda Maira
Theresia'nın önünde çalabilmiştir. Ne var
ki, Mozart"ın babası LeopoJd. Salzburg
saray orkestrasının yöneticisiydi. Ve o dö-
nemin müzik etkinlikleri Avusturya. Mü-
nih. Italya, Fransa. tngiltere, Hollanda'nın
saray ve prens şatolarında da süregelmek-
teydi. Leopold Mozart, kendi prestiji. Av-
rupa'nın saray ve prens şatolanyla kurdu-
ğu bağlantılarla oğluna o ünlü konserleri-
ni verdirebilmışti. Imparatorluk ülkeleri
arasındaki değiş-tokuşlu müzik etkinlikle-
ri. Av usturya-Macanstan-Çekoslovakya,
özellikle Viyana'nın Esterhazv, Auers-
berg. Schvvarzenberg. Lichnovvsky. Lob-
kow ıta gıbi imparatorluğa bağlı pren.i şa-
tolarında sürdürülürken. şatolann her biri
etik düsünceleri, tarafsızlığı. müzik sana-
tındaki prestijini kanıtlamak zorundaydı.
Bir yarışma söz konusuydu. Örneğin
Haydn. önce Esterhazv. sonra Lichnovvsky
şatolannda müzik eğitimi ve orkestra yö-
netimini. bestecilik ve program düzenle-
yıciliğıni 25 >ıl sürdürmüş; Mozart. Schvvar-
zenberg şatosunda Don Giovanni v e Figa-
ro operalanndan bölümler sergileyebil-
miş; Gluck. bir prensm desteğiyle İtal-
ya'da Sammartini'nin yanında sürdürebil-
miş. Alceste ve İphigenis operalarmı Au-
ersberg şatosunda duyurmuş: Prens Resi-
novvsky ise Beethoven" ı şatosuna dışandan
davet etmıştı. Bestecılerin yaşadıkları ka-
balık, kıskançlık gibi acılara karşın, yük-
sek aristokrasinin müziğin gelişimine bü-
yük katkısı olmuştur. Bu noktada kilisenin
yoğun müzik eğıtımini, burjuvazinın de
katıldığı şato konserlerinden sonra. yine bur-
juvazinin 1770'te kurduğu müzik topluluk-
larını, halka açık ilk konser salonlarını da
unutmamak gerekiyor.
İlhan l smanbaş'ı incelemek
- Sanatçılann yaşam öv küsüne yer ver-
mementrin özel bir nedeni \ar mı?
Önsöz'de de belirttiğım gibi. kitabım
çeşitli müzik üsluplannın değişimlerini,
etkileşimleri. müziğin zamanın içinde ile-
riye doğru atılımını inceliyor. Bir müzik
tarihi değil. Bu tür soyut kitaplarda kişisel
yaşama. ancak bir müzik yapıtının içeri-
ğiyle ilişkili olduğunda değiniliyor. Örne-
ğin. Schmana. Beriioz, Liszt. Sknabin.
Schönberg ve Stravvinsky'de, yapıttan yo-
la çıkarak kişisel yaşama da gönderide bu-
lundum. Aynca bir başka sanatçının bir
besteciyle ilişkili olan metinlerde de bes-
tecinin karakterine ilişkin ipuçlan verili-
yor.
- Başka kitap projeleriniz var mı? Kla-
sik Türk mü/jğinin gelişimini de irdeleme-
yi düşünüyor musunuz?
Maalesef klasik Türk müzigine ilişkin
eğitim vebirikimden yoksunum. Makam-
lan bile bilmiyorum; bu konuya cesaret ede-
mem. Ama çağdaş Türk bestecilerine bü-
yük ilgi duyuyorum. Örneğin, büyük us-
tamızSa>ın İlhan Usmanbaş'ınhiç olmaz-
sa bir yapıtını incelemek, genç kuşak bes-
tecilerimizin de yapıtlannı dinlemek ve
görmek isterim. Aynca anılarımı da yaz-
mak ıstiyorum. Olağanüstü inişli çıkışlı
bir yaşamım oldu. Türkiye ve Avrupa'da
çok değerlı sanatçı. )orumcu. orkestra şef-
leriyledostlukilişkilenmoldu. Bütünbun-
lan yazmak isterdım.
3»ttlkeyapıttarın gerçek sahiplerine verilmesini istiyor
Galeriler Nazilerin çaldığı
sanat eserlerini geri vermeli
• Nazilerin Yahudilerden zorla
yağmaladığı 220 bin parça sanat
yapıtı Avrupa sanatının çeyreğini
kapsıyor.
Kültür Servisi - Uluslararası sanat çevreleri, şu
günlerde Amerika'nın önderliğinde içlerinde In-
giltere. Fransa v e Alman> a" nın da bulunduğu 39 ül-
kenin \aziler tarafından vağmalanan sanat yapıt-
lannıngerçek sahiplerine gen verilmesi konusunu
tartışıvor.
Nazler tarafından el konulan sanat yapıtlan, ne-
redeyse tüm dünyaya yayılmış durumda. Nazilerin
Yahudlerden zorla yağmaladığı 220 bin parça sa-
nat yaptı. Avrupa sanatının çeyreğini kapsıyor. Ya-
hudilc. düzenlediklen konferanslarda Naziler ta-
rafındaı el konulan. dünyanın dört bir yanındaki ga-
lerilertve özel koleksiyonlara dağılan yapıtlann ken-
dilerire verilmesi için çağnda bulunuyorlar. Geçen
hafta \merikan devlet yetkililerinden Stuart Ei-
zenstst VV'ashington'da yapılan bir konferansta bu
durumın iyileştirilmesi gerektiğini ve el konulan
yapıtiınn geri verilmesi gerektiğini söyledi.
Ingiız müze yöneticileri de ulusal enstitülerle
işbirliii yaparak bu yapıtlann nerelerde olduğunu
araştıryor. Böylecebuyapıtlarbirçokgalerinin ko-
leksiyinlanna yasal yollarla da gelmiş olsa gerçek
sahipknne \erilmeli diye düşünüyor birçok sanat-
severAmerika Sanat Müzesi'nin yöneticileri. mü-
zeye aınacak bir sanat yapıtının çalıntı olup olma-
dığınüürekli olarak araştırdıklannı söylüyor.
ABFde Avusturya'ya iade etmedi
Lo:Jra Holocaust Educational Trust'tan Janice
LopaKin. "Bu, \ahudilere yapılan zulmün son bö-
lümü Süriin hükümttier ve müzeler bu sorunu çok
ciddu'v almalı. Naziler tarafından el konulan yapıt-
br.dim'anın dört bir yanına dağılnuş durumda. Mü-
zeler.Jtleksiyonlannı tekrar gözden geçirirlene bu
yapıtır ait olduklan yere dönebilecek"dıyor.
Vantların geri dönmesi konusunda en önemli
zorlu. gerçek sahiplere ulaş-
maktçekiliyor. Çünkü bu kişi-
lerinrini bulmak çok da kolay
degiiBazı yapıtlann, Nazilerin
egennıliği altındaki ulusal mü-
zelettn de yağmalanarak özel
koletıiyonlara \e müzelere da-
ğıldı: da biliniyor.
Na liderleri yağmadan son-
rare mleri lspanya"ya ya da İs-
vicTfieki banka kasalarına yol-
ladatve sonra da Kuzey Ame-
rika a gönderdiler. Bazı yapıt-
lar. ?ızilerin kaçmasına yardım-
cı «rak amacıyla satıldı. Di-
gerls ise Ruslar tarafından Al-
man'dan alındı.
•\imalanan yapıtlann alıcıla-
nn<t biri de LuftvvBffe şefi Her-
neuGoering'di. Goering'in el-
de e:ğı resimlerden birçoğu.
ajardois Miedl tarafından Na-
savaşı kaybetmesinden Egon Shiele'nJn modeli ve metresi VVally Neuzil'in portresi.
sonra satılmak üzere İsv ıçre \e İspanv aya götürül-
dü. Goering'in. iki önemli resmı: VanGogh'un ku-
lağını kestikten sonra v aptığı oto-portresi v e Cezan-
ne'ın "House in the Park' adlı resminın lsviçre'ye
getirildiğini söylüyor dokümanlar. Savaşın bıtme-
ye başlamasıyla birlikte Goering. çalıntı eserleri
konvoylar halinde Fransa'dan lspanya'ya gönder-
di. Bu resimlere Ispanya smır nöbetçileri tarafın-
dan el konuldu. Bu durumun daha çok Alman dip-
lomatlann isteğiyle gerçekleştirildiği belirtiliyor.
Geçen yılın ekiminden bu yılın ocak ayına dek
Modern Sanatlar Müzesi'nde kapsamlı bir sergiy-
le gündeme gelen ünlü Avusturyalı dışavurumcu
Egon Schiele've ait iki resım; 'Portrait of VValh'
(VVally'nin Portresi) \e 'DeadCity III"(Ölü Kent).
tarihsel biryarayı tekrar gündeme getiriyor. Geçen
şubat ayında Av usturya hükümeti. ülkenın kültürel
mirası sayılan bu iki resmin kendilerine geri veril-
mesini istiyordu. Ancak Nevv York'tan RitaReif ve
Nevv Jersey'den Henri Bondi de bu iki resmin Na-
ziler tarafından ailelerinden çalındığını iddia edi-
yorlar ve suç duyurusunda buiunuyorlardı. Schi-
ele'nin modeli ve metresi Wall>- Neuzil'ye ait olan
"PortraitofVValh' adlı resmin Naziler Av usturya'yı
ışgal ettiğinde Yahudi bir sanat tüccan olan Lea
Bondi Jaray'a ait olduğu söyleniyor. Bondi ailesi
de resmin iade edilmesini istiyor. Ingiliz hüküme-
ti. 1969'da ölen Bondi'nin. resmi 1937de Viya-
na'ya kaçmadan önce Nazi sanat taciri Friedrich We-
isz'e verdiğini belırtiyor. Savaş suçlulannın yaka-
landığı sırada gözaltına alınan VVeisz'in elinde bu-
lunan resim. sanat koleksiyoncusu Rudolf Le-
opokTun eline geçmeden önce Avustuna Ulusal Ga-
lerisi tarafından el konulmuştu. Bu yılın mayıs ayın-
da Amerikan mahkemesi, Modern Sanatlar Müze-
si'nde bulunan resmin Avusturya'ya iade edilmesi
gerektiğine karar verdi. Resimler hâiâ Nevv York Mo-
dem SanatlarMüzesi'nde bulunuyor. fakat müze bu
konu hakkında yorum yapmaktan kaçınıyor.
Nazilerin çaldığı sanat yapıtlarıyla ilgili olarak
bundan sonra düzenlenecek konferans. Washing-
ton'da kasım ayında yapılacak.
Erdem, müzik
kariyerinin
başından beri
Anadolu
müziğini
yaymak ve
geliştirmek
için
çalışıyor.
Üçlü Balkan
ve Ortadoğu
müzikleri
üzerinde de
yoğunlaşıyor.
Su üzerindedans eden tşık
MICHAEL STERN
Birınci Uluslararası Antalya
Caz Festivali. Uluslararası Istan-
bul Caz Festivali ve Dünya Fut-
bol Şampiyonası finalleriyle
ay nı dönemde düzenlenerek bir
bakıma kendini sabote etmiş
gibıydi aslında. Ancak prog-
ram heyecan v ericiydi v e özel-
likle Hasan Subaşı Kültür Mer-
kezi'ndeki amfitiyatroya. her
şeye karşın geniş bir dinleyici
kitlesi toplandı. Bu mekândaki
festivalin en nitelikli konserle-
rinden birini de Kâmil Erdem
Trio verdi.
Farklı yenilikler
Asia Minor grubunun kuru-
culanndan Kâmil Erdem'i caz-
severlere tanıtmaya gerek >ok
aslında. Cçlünün diğer üyeleri
Zafer Gerdanlı (da\ul) ve Tu-
ray Dinleyen (keman) de Asia
Minor'le çalmava devam ediyor:
ancak üçlünün amacı gruptan
farklı yeni bir şeyler yapmak.
Müzik faaliyetini iki yıldır sür-
dürüyor olmasma karşın üçlü
Antal>a'daki konseri ilk ciddi
performansları olarak değer-
lendiriyor. Asia Minor gibi bu
projenin de babası Kâmil Erdem
"Sanırun şanslı bir insanını ben.
çünkü farklı türde müziklerin
keyfine varabiliyorum*' divor.
Erdem. müziğe klasik gitar-
la başlamış. ama sonra müziğin
temel seslerine ilgi duyduğun-
dan basa yönelmiş. Kendisini bir
misyoner olarak gönnüyorama
neredeyse müzik kariyerinin
başından beri Anadolu müzi-
ğini yaymak v e geliştirmek için
çalışıyor. Uçlü. Anadolu müzi-
ğini seslendirmenin >anı sıra
Balkan ve Ortadoğu müzikleri
üzerinde de yoğunlaşıyor. Kon-
serlerinde aynca Hint besteci
Subramanian'ın iki bestesine
de yer veriyorlar.
Festival katalogunda bütün
program 'etnocaz' başl ığıyla ta-
nımlanmıştı. Kâmil Erdem'le
bu 'geniş' terimi değerlendir-
dik. Erdem katalogdaki bu ta-
nımı kendisinin seçmediğini ve
üçlünün ortaya koyduğu müzi-
ği tanımlamak için daha az be-
lirgin olmasına karşın 'fusion'
terimini yeğlediğini sö>lüyor.
Peki bu müzik neye benzi-
yor? Müzik. Kâmil Erdem ile
Zafer Gerdanlı arasındaki kar-
şılıklı gidip gelmelere dayanı-
yor. Bu ikili güçlü bir ritim ya-
kalamanın yanı sıra melodi} e de
çok şey katıyor. Kâmil Erdem
müzikal ilişkilerindeki bu yakın-
lığı şöyleaçıklıyor: "Buyakın-
lık yedi yıl bovunca her hafta
en az bir gün birlikte çalmış ol-
maktan geliyor."
Turay Dinleyen ise bu müzi-
ğin üzerine ve çevresine kendi
büyüsünü örüyor. Kemanı Ak-
deniz üzerinde dans eden ışığın
akustik karşılığı adeta. Işığı gör-
mek bazen güçleşiyor. bazen
de gücü gözlerinizi yakıyor.
ama son derece baştan çıkarıcı
birışık.
Müziğe hâkim olan Çingene
ha\ası, bize büyük Çingene caz
gitaristi DjangoReinhardtileça-
lışan Stephane Grappelli'yi
anımsattı. ama Dinlev en' in tek-
niğinin genişliğini ve çok çeşit-
li duyguları iletebilme yetene-
ğini göz önüne aldığımtzda onun
Grappelli'yideaşanbiryetkin-
liğe sahip olduğunu söyleyebı-
liriz. Kâmil Erdem de böyle dü-
şünüyor: "Tura> her şeyi çala-
bilir, ama henüz kendisi bunun
farkında değil." Erdem, klasik
Türk müziği eğitimi alan Tu-
ray Dinleyen'in aklı ve elleriy-
le ilgili olarak da şunlan söy-
lüyor: "Çok yetenekli ellere sa-
hip ve artık elleri ve kafası ara-
sındaki denge de sağlandı, ama
o kendi değerini bilmivor"...
Henüz bir albüm yok
Dinleyiciler konseri çok be-
ğendiler. Amfitiyatro ağzına
kadar dolmuştu: izleyicilerin
bir kısmı yanlarda ve arkada
ayakta kaldılar. Çoğunluğunu
yabancı turistlerin oluşturduğu
izleyicilerin arasında Antal-
ya'nın entelektüelleri ve çocuk-
larıyla birlikte teraslarda pik-
nik >apan yerel halk da vardı.
Bu ortam özgür caz konserleri
için büyük bir olanak sağladı ve
hav atlannda hiç caz dinlememiş
olanlar böyle bir konsere bilet
alma kaygısını duymayan kişi-
lerı de çekti. Konserdeki izle-
yici son derece^iuyarlıydı.Caz
konserlerinin solo sonrası alkış
geleneğiyle yetinmedi. İzleyi-
ciler ilgilerini çeken her bölü-
mün ardından ayağa kalkarak al-
kışa başlıyorlardı...
Bu üçlü henüz bir albüm ger-
çekleştirmedi. Yakın gelecekte
Kâmil Erdem bir caz atölye ça-
lışması için Polonya'ya gide-
ceği için bugünlerde Turay Din-
leyen "le stüdyoya girmek istiyor.
Plak şirketleri yetkililerine. bu
projenin takip edilmesi gerek-
tiğini hatırlatmak istenm. İs-
tanbul Caz Festivali elbette da-
ha eski ve ünlü bir festival ve
elbette daha ünlü isimleri top-
layabılıyor. ama en azından bu
gece için İstanbul'un Antal-
ya'da olması gerekirdi. Istan-
bullular bunu kaçırdı...
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Hapishanedeki Adamın
Acı Meyvesi: Af
Siyaset dışı suçlar nedeniyle parmaklıkların ar-
kasına düşenler, hangi hapishaneciden yadigâr
kaldığı bilinmeyen iki sözcükle anılırdı eskiden.
"Kader mahkûmu.."
Ne olduysa oldu, adamın yaşamını söndür-
dün..
Kader mahkûmusun.
Sevdiğin kızı kaçırdın, apartman dairesini soy-
ma becerisini gösterdin, devletin parasını zimme-
tine geçirdin, kader mahkûmu.
Dışardayken sade vatandaş kimliğine eski bir
elbise gibi alışık olan kader mahkûmu, içerde
zamana tutsak düştüğünü algılamaya başladık-
ça değişir. Eskisine hiç benzemeyen takvım dışı
dünyalar kurar kendine.
"Düştüm bir ormana yol belli değil,
Yatarım yatarım gün belli değil."
dizelerine yansıyan varhğını sorgulama çaba-
sı, ancak af beklentisiyle somutlanarak umuda
tutunma çabasına dönüşür kendiliğinden.
Zamana tutsak olsa da yaşıyordur çünkü.
Hapishane geleneğinin "siyasiler" olarak nite-
lediği, düşüncesi suç sayılan bizimkiler, dışında
düşünülebilir mi bu gerçeğin? "Hukuk makine-
s/"nin verdiği cezaları yıllar yılı sabırlarında gizle-
yen onlar değil mi?
• • •
Osmanlı döneminde de egemenlerin, özellik-
le kendilerine karşı olan düşün adamlarını ceza-
landırmayla bağışlama arasındaki ince yolda gi-
dip geldiklerini biliyoruz.
Kuşkusuz, insanlığından kaynaklanmıyor, bar-
barlığı kardeşini, evladını öldürmeye kadar gö-
türen padişah efendideki bağışlama duyarlığı.
Kamuoyu oluşmamış, ama dengeler var.
Içeriye attığı matematikçi Sinan Paşa'yı bilgin-
lerin toplu tepki göstermesi üzerine bağışlamak
zorunda kalan Fatih de padişahtı, bizim '"Mes-
cidde riya-pişe'eretsin ko riyayı - Meyhaneye gel
kim ne riya var, ne mürayi" dizelerinin yaratıcısı
Şeyhülislam Yahya'yı iki kez azledip üç kez gö-
revine dönmesini buyuran da padişah...
Diyeceğim, yalnızca hapisteki adamın bireysel
beklentisi olarak düşünülemez af.
Ceza gibi bağışlanmayı da toplumsal bir olgu,
zorunluluk olarak görmediniz mi kamunun vic-
danında -hangi hastalığı gizinde geliştirdiği bili-
nemeyen- kanamalar yaratırsınız.
1933'te idam istemiyle yargılanan genç Nâzım
Hikmet'in parmaklıklar arkasından tarihe gönder-
diği şiirde okuyacağımız dizeler vardı.
"Gece.. Bursa hapishanesi
Heyecanda sivri siyah külahlılar,
'Afvar..' diyorlar.
'Çıkacağız,
Yıkacağız.
Kadın, güneş, hava.
Vapura bin, trene bin,
Bin tramvaya..
Kelepçesiz, jandarmasız."
Cumhuriyetin 10. yılında bağışlanarak bırakı-
lanlardan kaç "kadermahkûmu"ve "siyasi" kal-
mış olabilir ki bugünlere..
Ama okuduğumuz dizeler güncelliğini koru-
yor.
Cumhuriyetimizin 75. yılındayız. Kimimiz gene
içerde bekliyor özgürlüğü.
Kimimiz dışarda.
'Kaçıklık Diploması'mn çekimleri
tamamlandı
I Kültür Servisi-Tunç Başaran'ın yönetmenliğıni
>aptıgı "Kaçıklık Diploması" filminin çekimleri
tamamlandı. Türk. Macar ve Fransız ortak yapımı
olan filmın montaj çekimleri bittikten sonra
Antalya Film Festivali'ne katılacak.
Film. Altın Portakal Yanşmasfnda ilk iki
dereceye girerse bu yıl ilk kez düzenlenen
"Uluslararası Yanşma" bölümünde Türkiye'yi
temsil edecek. Ayşe Nil'in aynı adı taşıyan
kitabından Tunç Başaran tarafından
senaryolaştırılan "Kaçıklık Diploması'nın
başrollerinde Ayda Aksel ve Selçuk Yöntem'in
yanı sıra Meriç Başaran*. Güler Ökten. Gökhan
Mete, Taner Barlas ve Kenan Bal rol alacak.
9 Ekim'de 11 sinemada birden gösterime girecek
film. Antalya Film Festivali'nde En 1yi Yönetmen,
Senaryo. Görüntü Yönetmeni. Kadın Oyuncu.
Erkek Oyuncu. Yardımcı Kadın ve Erkek Oyuncu
dallarında yarışacak.
Johns'un 'VVhite Numbers'
serisi Sotheby's'de
I Kültür Servisi - Ünlü Amerikalı sanatçı Jasper
Johns'un yedi milvon dolar deger biçilen ve
'White Numbers" adlı seriden üç resmin de
içinde bulunduğu yedi çağdaş yapıt Sotheby's'de
kasım ayında düzenlenecek bır müzayede ile
satılacak. Sotheby's Müzayede Evi
yetkililerinden Tobias Meyer, Johns'ın yapıtının
geçen yıl 17 milypn dolara satılan Andy
vVarhol'un "Orange Marilyn' adlı yapıtı kadar
heyecan verici olduğunu belirtiyor.
Johns'ın yedi resmi Boston'dan Mildred ve
Herbert Lee'nin koleksiyonundan Sotheby's
Müzayede Evi'ne gelecek. "White Numbers'
serisinden bir resim Christie'de 7.9 milyon dolara
alıcı bulmuştu.
Sin'de nock festivali iptal
Kültür Servisi - Çin'de yapılacak ilk
Woodstock olarak sözü edilen ve Kuzey Çin'de
gerçekleştirilecek rock festivalinin
iptal edildiği açıklandı. Festivalin. rejim karşıtı
rock şarkıcısı Cui Jıan'ın sahneye çıkmasını
önlemek için hükümet emriyle iptal edildiği
belirtildi. Çin'de rock müzik, yıllardır hükümetin
radyo ve televizyonlan tarafından da dışlanıyor.
Atilla Özktrımlı'ntn 0 6üzel İnsanlar'ı
• Kültür Servisi - Atilla Özkırımlf ntn "O Güzel
Insanlar' adlı kitabı lyişeyler Yayınevi'nden çıktı.
Kitapta Yunus Emre'den Aziz Nesin'e. Can
Yücel'den Salâh Birsel'e kadar birçok yazarla
ilgili yazılar yer alıyor.