16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
223 TEMMUZ 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mütıendis göçük altında kaldı • DİYARBAKTR (Cumhuriyet Bürosu) - Elazığ'ın ÂJacakaya ilçesine bağlıltefDağı bölgesinde Bırlik Anonim Şirketi'ne ait maden ocagında göçük meydanageldı. Mühendis Hidayet Se\ inç göçük altında kaldı. Se\inç"in göçük altmdan çıkanlması için kurtarma çalışmalan sürüyor. Ermeniier 75. yılı kutluyor • tstanbul Haber Servisi - Türkıve Ermenıleri Patrikliğı. Türkıve Cumhuriveti'nin 75. Yılı Ulusal Şenliğı'ne, Türkiye Ermenilerinin de bir dizi etkinlikle katılacağını bıldirdi. Ermeni Patrikliğı'nden yapılan açıklamada, kutlamalar kapsamında, lstanbul'dakı tüm kilise korolannın birleşerek filarmoni orkestrası eşliğinde ve maestro Prof. Jirayr Arslanyan yönetıminde Cumhuriyet konseri vereceği, aynca Türk dilini \e Türk Dil Kurumu'nu geliştırme çalışmalanna Atatürk'ün davetıyle katılan Prof. Agop Martayan'ın (Dilaçar) büstünün yaptınlacağı ve Türkiye Ermenilerinin Cumhuriyete katkılannı yansıtan Cumhunyet sergisi açılacağı kaydedıldi. Akgünay özel kalem müdürü B ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürlüğü'ne getirilen Dışışlen Bakanlığı'nın genç diplomatlanr.dan Rafet Akgünay öncekı gün yeni görevine başiadı. Bakanlıktakı çeşitli dairelerde çahşan Akgünay, ılk yurtdışı görevi olan Kıbns'tan sonra Tel Aviv'e 1980'lennbaşında atandığmda ıkı ülke arasındakı dıolomatik ılişkıler en dişük düzeyde tutuluyordu Akgünay, Tel Aviv'de "ikıcci kâtip" unvaru ile eşJeğer olarak. büyukelçilig; vekâlet eden, konsolosluk ışlemlerini yürüten,Isi3il'in 1982 Lübnan'ı işgal harekâtını izleyen tek Türk diplomattı. Daha sonra \tina Büyükelçilıü'nde başkâtip olan Akgümy. Italya'daki NATO Koleı'nde Türkiye'yi temsiletmijve 1993-1997 yıllan arasırda VVashingtoniaTürk Büyükelçılıçi'nde •'müstesaf olarak ikinci adam konununa yükselrnıştı Son olarak Dışışler. Batanhğı Sıyaset Planlama &nel Müdür Yardımcılıf na vekâlet eden Akgünay evı ve ikı çocuk sahıbi. iVlaskei Leydi' piyasada • ANKAIU (Cumhuriyet Bürosu) - Gızeteci Faruk Bildiria'nı: uzun dönemli çalişmalardm sonra kaleme aldığı, DYFGenel Başkanı Tansu Cillr'in yaşamcyküünü anlatan "Maskeli Uydı" adlı kitap yayımlındı Faruk Bildirici, löb'ıajkmsişiyle konuşarakialeme aldığı kitabınsureş yazısında, ZyayfllB btTönyargılar demeti" dejil, bir gazetecınır "doğruya ulaşrrtcçatası" olduğunu ve bir insınıc aşamöyküsünü gerçefc er.vakın biçimde anlatatilrKyi hedeflediğini belirtt: Trsu Çiller'de ilk olarak vürJıdeki gulurrsenstıin dikkatiııi çektigni vrgulayan Bıldirci.CUer'intam olarak tannabilmesi ve anlaşıabıhesinin, geçmijinıttüm aynntılanyla bır büûn oarak gözler öuünesenmesinden geçtiğm-.rguladı Milasn imara açıtnsı Bürosu) "MMOB Mirrurlar )dası, Milas'ın tarihiovajnın imara avilnası^tepki göstererek, ulusa defcrler üzerinde yapılm k ımı TBMM'nin durdınrajnı istedi. Mimırla-Ması'nın yaptığı yazıl aç-iamada, Milas Ovas'nr .ahibinin sadece yerelbefeiyeler değil, tüm ulus >ld-şı belirtildi. BeraetL e bölgenin yaşam kaymgı Ain ovanın vapıaşnya açılmasına karş, Mrarlar Odası Genel Vlersz. zmir Şubesi ve Vlils'tabılunan birim ile birlke x düzeyde müodeleîdileceği k-ayıedıc. Ecevit, seçim tarihinin Meclis tatile girmeden belirlenmesinde ısrarlı 4 Hükümette sorıın DTP'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - DSP Genel Başkanı \ e Baş- bakan Yardımcısı Bülent Ece\it, DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un "hükümetinömrii- niin bittiği" yönündeki açıklama- larının üzüntü venci olduğunu söyledı. Ecevit, hükümetın tam bir uyumla çalıştığını savunarak. "DTP'nin içinde bazı sorunlar olabüir" dedi. Ecevit. DSP grup toplantısında yaptığı konuşmada. Cindoruk"un hükümetle ilgilı açıklamalannı eleştinrken DTP'H bakanlan sa- vundu. Hükümetin kendi içinde uyumla çalıştığını ancak. DTP'nin iç sorunlan olabileceğı- r.i kaydeden Ecevit, "Bakanlar Kurulu içinde DTP'li arkadaşla- nmızla aramızda en küçük bir uyumsuzluk olmadı. Bu arkadaş- lanmı/ devlet sorumluluğu büin- cini taşıvan değerii politikacılar- dır. Onlara yapılan haksızhk da beni üzdü" diye konuştu. Ecevit, son zamanlarda bu gıbi olumsuz- luklann artmaya başladığına dik- kat çekerek. erken seçim tarihinin Meclis tatile girmeden önce mut- lakabelirlenmesi gerektiğini söy- ledı. Ecevit konuşmasında af tartış- malanna da değınerek DSP Ge- nel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in bu konuyu "sivasi değil insani amaçtartagündemegetirdi- gjni" belırttı. Ecevit. Rahşan Ece- vıt'in 30 Mayıs tarihinde bir der- Eceviiler'den İSO'yaziyaret Başbakan Yardımcıs» Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit, dün İstanbul Sanayi Odası"nın olağan toplantısına katıldılar. Ecevit toplanüda. "Devkti korumanm ve demokrasiyi güçlendirmenin ekonomik bo\ utian" konuiu bir konuşma yaptı. Ecevit, işsizlik \« gefir dağıUmındaki adaletsizlik önlenmediği sürece rejimin tefaükede olacağını befirterek "Biliyorsunuz, ekonomideki adaktsi/Jik Almanva'da Nadzmi, Rusya'da komünizmi getirdL Türkiye "de her ikisi de gehnez, ama irtica gtlebilir" uyansında bulundu. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) gıdeyayımlanan söyleşisinde "12 Evlül'le buiikte gelen hapis ceza- lan bana hiç tatmadığım duygu- lar yaşatn. Hasret davaıulniaz bir acı> dı. Hâlâ mahkûmlan ve onla- nn yakınlannı düşünüriim" dı- yerek hükümetın af çıkarmasıvla ilgilı beklentısini dile getirdiğine dikkat çekti. Cumhurıyetin 75. yıldönümü nedeniyle biraf çıkanlmasını uy- gun bulduğunu kaydeden Ecevit. DSP Grup Yönetim Kurulu'nun hazırhk çalışmalannı başlattığını ve oluşturulan komisyonun önce- likle affın kapsamını belirleyece- ğıni söyledi. Ecevit. anayasanın 14. maddesınin affın neleri kap- sajamayacağını belirlediğini anımsatarak, "BazıcevrelerÛKte- röristlerin, bölücü evlemcüerin, laikliği yıkmak isteyenkrin de af- fa uğravacağı vönündeki kavgıla- n gerçek değildir. Bu suçlan af kapsamına almaya 14. madde en- geldir" dedı. Ecevit. "affin düşünce suçtula- nnı da kapsamasından yana ol- duğunu" belirterek. u Temennim af konusunun bir hükümet tasa- nsı olarak TBMM've getirilmesi- dir. Bu konuyu Başbakan'la da görüşeceğinı'" dıye konuştu. Affın sıyası ve toplumsal bir uzlaşmay la çıkmasının doğru ola- cağını belirten Ecevit, affın ger- çekleşmesı durumunda uygulan- mak üzere başka önlemler alın- ması gerektiğini de söyledi. Aftan yararlanacaklara iş ve kendi işini kurmak isteyenler için kredi olanağı tanınmasına yöne- lik düzenlemeler yapılmasından yana olduğunu da belirten Ece- v ıt. "Böylece bizim öngördüğü- nıüz af eski hükümlüleri topluma kazandırma projesine de dönüş- müş olacakür. Bunun Meclisinüz- den en kısa sürede geçmesini ve hükümlülerin umudannın asla- da kalmamasını diliyorum" diye konuştu. Kutan. Lavesani'yle görüştü 'Iran'la yaşanan krizden Türk tarafı sorumlu' ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - FP Genel Başkanı Recai Kutan, şeriat provası- na dönüşen Sincan'da- ki 'Kudüs Gecesi'nın ardından Türkiye ile Iran arasında vaşanan "büyükelçi krizi*' ne- deniyle Türk Dışışleri Bakanhğı'nı suçladı. İkı ülke arasındaki krizin ardından bir sü- re önce göreve başla- yan lran'ın Ankara Büyükelçisi Muhanı- med Hüseyin Lavesa- ni. FP Genel Başkanı Recai Kutan'ı ziyaret etti. Lavesani FP Genel Merkezi'nde gerçek- leşen görüşme sırasın- da iki ülke arasında iyi ıhşkilerkunılması için çaba gösterdiklerini söyledi. Lavesani, dış politika konusundaki ana prensiplennin baş- ka ülkelerin içişlerine kanşmamak olduğunu savundu. FP Genel Başkanı Kutan da iki ülke ara- sındaki ilişkilerde bir süre önce "makul ol- mayan sebeplerden" dolayı "soğuk bir dö- nenı yaşandığıru" kay- dederek sözlerinj şöy^ le sürdürdü: "Her ülkenin kendi- ne has rejimi vardır. İlişkilerimizin şimdi- kinden çok daha ileri noktalara götürülme- sini istiyonız. İki ülke arasında bir donem so- ğukluk vaşandı. Elçile- yerlerden ayrılmak durumunda kaldılar. Burada uygun bir tat- bikat yapıklığını söyle- mem mümkün değil. Türidye'nin aleyhme davranan pek çok komşu ülke var. Bun- lardan biri Yunanis- tan'dır. Bu ülke Türki- ye'nin aleyhine kendi topraklan içerisinde PKK kamplan kur- maktadır. Ancak Dı- şişleri Bakanlığımız bu ülkeyle ilişkilerimizin bozulmaması için has- sasiyet göstermektedir. Biz böy le bir dav ranışı uygun da buluyoruz. Ama Yunanistan için böyle bir tavır, buna karşıhk İran için fark- lı bir tavır; bunu anla- mak mümkün degü." Recai Kutan görüş- me öncesinde gazete- cilerin sorularını da yanıtladı. Erken seçi- min kasım ayında ya- pılması yönündeki gö- rûşlerini yineleyen FP Genel Başkanı Kutan, Başbakan Yardımcısı ve DSP Genel Başka- nı Bülent Ecevit'e FP, DYP ve DSP'nin TB- MM'ye ortak bir se- çim önensi vermeleri için tekrar çagnda bu- rimiz görev yapbklan terdiler. lundu. Kutan "a soru sor- maya devam etmek is- teyen gazeteciler Bü- yükelçi Lavesani'nin görüşmenin basına ka- palı olarak devam et- mesini isteyerek araya giııııesine tepki gös- Vurulduğu yerde ve mezarında tören düzenlendi Kemal Türideranıldıtstanbul Haber Servisi- DtSK'in kurucularından ve ılk genel başkanı Kemal Türkler, katledilişinin 18. yılında, vurulduğu yerde ve tnezan başında anıldı. 12 Eylül sonrası sıyasal gelişmeleri Kemal Türkler'e şikâyet eden DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak. "Sol yanını yok ettikleri lürkive'deirtkacı,gerici faşişt güçter devietrişgal etti" dedi. Merter'dekı DİSK Genel Merkezı önüne saat 10. 30"da gelen Türkler'in eşi Sabahat Türkler, DİSK yöneticılen, ışçıler, sıyasi parti temsılcılerı, Türkler'in Ahmet Kutsı Tecer Caddesı üzenndeki evine kadar yürüdüler. Türkler'in vurulduğu yer olan ev ın önünde konuşan DİSK Genel Sekreteri Murat Tokmak. işçı sınıfının önden Türkler'ın 18 yıl önce faşist cinayet şebekeleri tarafından katledildiğıni vurguladı. DİSK genel başkanlardan Abdullah Baştürk ve gazeteci Örsan Oymen ıçın saygı duruşunda bulunulmasından sona Türkler topkapı'da mezan başında anıldı. Birleşik Metal-tş Sendikası Genel Başkanı Kamil Kinkır'ın ardından konuşan DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak "Sevgüf Geod Başkanım" diye başladığı konuşmasını Kemal Türkler'e hitap ederek sürdürdü. Faşist işgal Sağlığında zekâsı ve ınancıyla heyecan uyandıran Türkler'in mezan başına da aynı heyecanla geldıklerıni anlatan Budak şöyle devam etti: "Merak edivorsunuzdur, uğrunda can verdiğiniz demokrasi nıücadelesinde 'Türkıye hangi durumda, işı. aşı ekmeği var mı? Türkiye'de yaşayanlar hıç değilse hukuk önünde eşıt mı? diye. Siz öldürüldükten hemen sonra sizin katillerinizi de koruvan olağan dışı rejim Türkive'nin albnı üstüne getirdi. Dört vılda sadece DİSK yöneticileri değil, selam \erenler. (j r kapısının önünden geçenler dahi ' " t cezaevlerine atıklı: işkence tezgâhlanna vannldı. Hedefleri Türkiye'nin sol yanıru yok etmekti." 12 Eylül rejımının solsuz bir Türkiye yaratmada başanlı olduğunu ifade eden Budak "Sobuz Türkiye'de irticacı. gerici faşişt güçler devleti işgal etti. Devlet cumhuriyet ve demokrasi karşıdan tarafından kuşaûldı. Darbe, irtica tehditleriyle geçen siyasi tarüşmalar arasında ekmeğimiz büyümedi. Sendikalaşma önündeki yasal engeDer sürüvor. sendikal hareketi büvütemiyonız'* diye konuştu. Budak. DİSK'in Türk, Kürt, Alevi, Sünni gibi etnik farklılıklar gözetmeden Mustafa Kemal'in çağdaş, laik demokrasi anlayışında Türkiye'nin bütünlüğü için çalışacağını, işçı sınıfının sosyal demokrasi ve sosyalistlerle DlSK'i yeniden ayaklandırmak ıçın mücadelesini sürdüreceğini söyledi. Kemal Türkler' i anma törenlenne Kamu- Merter'deki DİSK Genel Merkezi önüne saat 10.30'da gelen Türkler'in eşi Sabahat -Türkler, DİSK yöneticileri. işçiler, siy asi parti temsikUeri.TürklerHnAhmet Kutsi Te- cer Caddesi üzerindeki evine kadar vürüdüler. (Fotofiraf: HATİCE TUNCER) Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Siyami Erdem, CHP İstanbul II Başkanı Etem Cankurtaran. sendikacılar, işçiler, ailesi ve dostlan katıldı. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Anayasa... Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, Başbakan Yar- dımcısı Bülent Ecevit'in düşünce suçlannın af kap- samına girmesi önerisine karşı çıkıyor... Sungurlu: "TCK'nin312. maddesindeki ve Terörle Mücade- le Yasası'ndaki bu suçlan, anayasanın 14. madde- si kapsamında affetmek mümkün değil..." Anayasanın 14. maddesi değiştirilemez mi? Çünkü 14. maddede şöyle deniliyor: "Bunlar, af edilmeyecek suçlardır..." Af sınırları 1982 Anayasası'nda belirlenmiş... Tartışma yoğunlaşıyor... Bülent Ecevit'ten ANAP'lı Ibrahim Yaşar Dede- lek'e; FP'li Nevzat AHöntaş'tan CHP'Iİ Atila Sav'a dek degişik öneriler gündeme geliyor... Aslında af sıyasi bir araçtır... Selim Edes, Engin Civan "adi suçlu" olduklan için anayasada bir sınır yok; Eşber Yağmurdereli, Fikret Başkaya için "sınır" var... Sınır, 1982 Anayasası'nın hem 14. hem de 87. maddesinde görülüyor... 15 yıldır anayasa niye değiştinlmiyor? TBMM bu konuda neden bir adım atma gereğinı duymuyor? • • • Bir tutuklu annesinden gelen mektubu aktarmak istiyorum... Anne Gülter Kanlı şöyle diyor: "Ben bir tutuklu annesıyim. Düşünen, okuyan, araştıran, onuru ve düşünce hürriyetini savunan bîr oğulun annesi; oğlumu istiyorum diyen çığlıklan dall ga dalga yükselen annelerden biriyim. , Oğlum konservatuvar öğrencisiydi. 1995yıhndş okulun önünden alınmış. Akşam eve gec/k/nce te-, laşla nerede olabilir diye araştırırken polislerle eve geldiler, elleri kelepçeliydi. O an yaşadığımız şoty anlatamam. Eviaradılar, tabii hiçbir şeyyoktu. Gü^ lerce süren gözaltı ve işkence sürecinden sonra ce-, zaevine gönderildi. 15 gün sonra görebildiğim oğ? lum, o üzerıne tıtrediğim evladım, tanınmaz haldey-, di. O anda bütün değerlehn birerbireryıkıldığını, yıL larca bana öğretilenlerin ve benim çocuklanma öğ\ rettiğim tüm değerlerin yok olduğunu gördüm. 2 yıl süren sözde mahkeme sürecinden sonra 12.5 yıl ceza aldı. Silahlı örgüt üyesiymiş. Oğlun\ silahı eline almadı. Silahlı eylem suç/aması dahi yok, sadece pankart açtığı iddiası var. Adli mahkemede, yapılan yargılamada yargıç; poliste (işkenceyle) alı- nan ifadenin tek başına kanıt olamayacağını, rfadej yi destekleyen tek bir kanıt bulunmadığını ve dOr layısıyla beraatine karar verilmesini istedi. Oradi beraat etti. Başka hiçbir suçlama, hiçbir somut dej lil olmaksızın DGM'de 12.5 yıl ceza aldı. Kanaater\ örgüt üyesıdir, denildi. Hukuk, somut delillere da.* yanmadıktan sonra nasıl ceza verebilir? Sadece kar naatle bir gencin hayatı nasıl karartılır, anlayamıyo- rum. Sonuçta nota yazan, mızrap tutan elleri şim- di kelepçeli ve cezaevinde tekrar tekrar biriikte ce-< zalandınlıyoruz. Oğlum sadece fikirlerinden dolayı cezaevinde. Ne yazık ki çetelerin, babalann cirit af- tığı bir ortamda pınl pınl gençlenmiz çürütülmek is j teniyor. Dava Yargıtay'ca bozuldu ama DGM tekrar onayladtf • '>•• ! Ontarcamektup geliyor annelerden, babalardan..i Tümü de bir noktada birleşiyor: "Çocuğumuz silahlı çete örgütü üyesı değildi..." Acaba bu "silahlı çete"ler nasıl ortaya çıkanlı- yor? Polısfezlekesinde "Şu şu sanıklar silahlı çete üye- sidir" biçiminde yazılınca, DGM'de iddianameler bu- na göre hazırianıp gerekçelı kararlar ortaya çıkıyor... Ornek mi? Kalemlı çeteler, Manisalı çocuklar... Anne Ayşe Yıldınm'ın mektubunu okuyalım ister- seniz: "Ben bir anneyım, bır tutuklu annesi. Oğlumun Yargıtay tarafından bozulan cezası dün tekrar onaylandı. Oğlum üniversite öğrencisiydi, gelece- ğin inşaat mühendisi. Silahlı örgüt üyesi olmaktan ceza aldı. Benim oğlum, bir sanatçıydı: Silahı tanı- mazdı ama gitan, bağlamayı çok iyı çalardı. Yüzler- ce şüri, yüzlerce bestesi vardı. Dedim ya silahı tanı- mazdı. Ama o bir aydındı, ülkesindeki olaytarm far- kındaydı. Suçu, halkını düşünmek... 1995'in21 Ey- lül saldınsında oğlum ağıryaralandı, birhafta koma- da kaldı. O günden bugüne bir kulağı duymuyor, şu anda da gözbebeklerinde bir rahatsızlık sonucu denge bozukluğu yaşıyor ve ayakta duramıyor. Te- davi olması ve tomografi çekilmesi lazım. Ben sa- pasağlam ve dimdik biroğul verdim cezaevine. Dim- dik olmasa da sağ olmak ve varlığını ömür boyu his- setmek istiyorum." 16-17 yaşlanndaki çocuklanmızı "silahlı çete ör- gütü" kurduklan gerekçesiyle cezalandırmak, yıllar- ca onları zindanlarda çürütmek çağdaş hukuk dev- letinde olur mu? Af geniş kapsamlı olmalı... Önce oturup tartışılmalı, "sınır" kaydı ortadan kal- dıntmatıdır... — DGM'de yargılanıp cezaevine konulan binlerce k> şinin af kapsamının dışında tutulması bizce büyük hata olur!.. Kim eli silahlı terörist, kim değil, ayırt etmek o ka- dar zor mu? Elinde kalem bulunan, düşüncelerint yazan kışi terörist olabilir mi?.. hckaya(« posta.cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 9ff UŞAK CEZAEVÎ'NDEKİ OLAYDA BEŞ KtŞt ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ Yargı bakanlığı kusurlu buldu NECATİ AYGIN İZMİR - Manisa Idare Mahke- . Uşak bTîpTCezâevTnde ad-p li turuklulannbulundugubölümde 5 kişinin ölümüyle ilgili olayda idareyi kusurlu buldu. Mahkeme, Adalet Bakanhğı'nı, olayda yaşa- mını yıtirenlerden Abduİgafur \a- vıız ile Kadir Subaşı'nın aileleri- ne toplam 200 milyon lira tazminat ödemeve mahkûm etti. Ailelenn avukatı Gül Kireçkaya, mahkeme- nin idareyi kusurlu bulması yönün- deki karannı olumlu karşılarken tazminatm arttınlması için Danış- tay'a başvaırarak karan temyiz ede- ceğini söyledi. Uşak E Tipi Cezaevi'nde adli tu- tuklu ve hükümlülerin kaldığı ko- ğuşlarda 2 Temmuz 1996'da çıkan kavgada Metun Sümbül, Abduİga- fur Yavuz, Kadir Subaşı, Mete Ün- say ve Muharrem Akbulak şişlene- rek öldürülmüşlerdi. Olayın ardın- dan Uşak Cumhuriyet Başsavcılı- latrhrrrşTğ olayla ilgili açılan davada 5 kişiyi öldürmekten yargılanan 6 kişi, kas- ten adam öldürmekten 7 ile 30 yıl arasında değişen ağır hapis cezala- nna çarptınlmışlardı. Cezaevinde gereklı güvenlik önlemi almayarak görev lerini ihmal ettikleri savıyla cezaevı 1 ve 2. müdürleri hakkın- da da Uşak Asliye Ceza Mahke- mesi'nde dava açılmış. mahkeme her iki yönetici hakkında kanıt ye- tersizliğinden beraat karan vermiş- ti. Bu arada olayda yaşamlarını yi- tirenlerden Abduİgafur Yavuz ile Kadir Subaşı'nın ailelerı, tnsan Haklan Derneğı (İHD) İzmir Şu- besi'ne başvurarak hukuki yardım talebinde bulundu. İHD İzmir Şu- besi. ailelerin yargı yoluyla hakla- nnı araması için İzmir Barosu üye- si. avukat Gül Kireçkaya'yı görev- lendırdr: y gerekli güvenlik önlemi almadıği savıvla bakanlık aleyhine Manisa İdare Mahkemesi'nde maddı ve manevı tazminat davası açtı. Manisa İdare Mahkemesi'nde bır yılı aşkın bır süre devam eden dava sonucunda, mahkeme heyetı, Adalet Bakanlığı'nın cezaevi için- de gerekli güvenlik önlemıni alma- dığı görüşüne vardı. Mahkeme heyeti, avukat Gül Ki- reçkaya'nın her ikı müvekkili adı- na açtığı toplam 4 milyar liralık tazminat davasını çok bularak bu mıktan 200 milyon lıraya indirdi. Mahkeme, karannda, mahkeme masraflan ve avukat ücretinin de Adalet Bakanlığı'nca ödenmesine karar verdı. 4 YAŞINDAKİ A.T.'YE ELEKTRİK VERÎLDt, ELİNDE SİGARA SÖNDÜRÜLDLF Bebeğe işkence Avrupa yolunda BERTAN AĞANOĞLL İstanbul Tabip Odasının raporuyla _gözaltında işkence gördûğü bejgelg-^ nen 4 yaşındaki A-T.'yle ilgili suç du- yurusuna Fatıh Cumhuriyet Savcıhğı. başv urudan 10 ay sonra "delilyetersiz- Uği''ni gerekçe göstererek takıpsızlik karan verdi. A.T.'nin annesi Fatma Tokmak'ın avukatı Eren Kcskin kara- ra ıtıraz ettiklerinı belirterek. "İç hu- kuk yollan tıkanırsa konuyu Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne götüre- ceğiz" dedı. iki buçuk yaşındayken annesi Fatma Tokmak ile 9 Aralık 1996 tarihinde gözaltına alınan A.T., İstanbul Emni- yet MüdürlüSü Terörle Mücadele Şu- besi'nde20Âralrk 1996'ya kadar kal- dı. Fatma Tokmak bu sürenin sonunda çıkanldığı DGM tarafından tutuklana- rak Gebze Cezaevı'ne konuldu, A.T. ıse Bahçelievler Çocuk Yuvası'nates- limedildi. Avukatının girişimi sonucu A.T. annesinın kaldığı Gebze Ceza- vi'ne gönderildi. Daha sonra A.T.'nin bakımını dayısı ve teyzesi üstlendi. A.T.'nin ailesi gözaTtındâTcaTdîğm günlük süre içinde çocuğa işkence ya- pıldığını öne sürdüler. A.T.'nin anne- sinin "işkenceli sorgusuna tanıklık et- tiği, elinde sigara söndürüldüğü ve vü- cudunun çeşidi yeıierine etektrikveril- diğT ıddia edıldı. Fatma Tokmak'ın avukatı Eren Kes- kın, 30 Eylül 1997 tarihinde Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyu- rusunda bulundu. Keskin, Fatma Tok- mak'ın sorgusuna giren polisler hak- kında dava açılmasını istedi. Bu süreç içinde A.T.'nin dayısı ve teyzesi İstanbul Tabip Odası'na başvu- ruda bulundular. İstanbul Tabip Oda- sı da Dr. Satia Advan, psikiyatri uzma- nı Dr. Türkay Demir ve Adli Tıp uz- mam Dr. Önder Özkahpçı'dan oluşan bir heyet görevlendirdı. i Heyet yaklaşık 6 ay boyunca A.T. ile birkaç kez görüştü ve muayene etti. İş- kence olayından yaklaşık 17 ay sonra? hazırtanan24Nisan 1998tarihli lstan- 1 TnllTabip Odası "rnrrTapünnte "işfceiF^ ce" belgelendi. ' FatmaTokmak'ın avukatı Eren Kes J kın. ışkencenin belgelenmesı üzerine1 raporu Fatih Cumhuriyet Başsavcılı-* ğı'na verdi. Ancak Fatih Cumhuriye» Savcısı ZekaiOzbekbu raporu dikİca* te almadı ve suç duyurusu başvuruS sundan tam 10 ay sonra takıpsızlik ka-T rarı verdi. Savcı Özbek karannda) A.T.'nin, annesinin DGM'cetutuklan^ masınm ardından ll Sosyal Hizmetlef Müdürlüğü'ne teslim edildiğini kayn detti. Kararda, A.T.'nin Bahçelievlen Çocuk Yuvası revirinde muayene edil-, diğini ve çocuğa ait tüm bulgulann, normal olarak belirlendiğini savunan, savcı Özbek, "dava açmaya yeterli de- lil olmadığı" gerekçesiyle takipsizlikj karan verdi. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle