Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
223 TEMMUZ 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Mütıendis göçük
altında kaldı
• DİYARBAKTR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Elazığ'ın ÂJacakaya ilçesine
bağlıltefDağı bölgesinde
Bırlik Anonim Şirketi'ne ait
maden ocagında göçük
meydanageldı. Mühendis
Hidayet Se\ inç göçük
altında kaldı. Se\inç"in
göçük altmdan çıkanlması
için kurtarma çalışmalan
sürüyor.
Ermeniier
75. yılı kutluyor
• tstanbul Haber Servisi -
Türkıve Ermenıleri
Patrikliğı. Türkıve
Cumhuriveti'nin 75. Yılı
Ulusal Şenliğı'ne, Türkiye
Ermenilerinin de bir dizi
etkinlikle katılacağını
bıldirdi. Ermeni
Patrikliğı'nden yapılan
açıklamada, kutlamalar
kapsamında, lstanbul'dakı
tüm kilise korolannın
birleşerek filarmoni
orkestrası eşliğinde ve
maestro Prof. Jirayr
Arslanyan yönetıminde
Cumhuriyet konseri
vereceği, aynca Türk dilini
\e Türk Dil Kurumu'nu
geliştırme çalışmalanna
Atatürk'ün davetıyle katılan
Prof. Agop Martayan'ın
(Dilaçar) büstünün
yaptınlacağı ve Türkiye
Ermenilerinin Cumhuriyete
katkılannı yansıtan
Cumhunyet sergisi açılacağı
kaydedıldi.
Akgünay özel
kalem müdürü
B ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Özel Kalem Müdürlüğü'ne
getirilen Dışışlen
Bakanlığı'nın genç
diplomatlanr.dan Rafet
Akgünay öncekı gün yeni
görevine başiadı.
Bakanlıktakı çeşitli
dairelerde çahşan Akgünay,
ılk yurtdışı görevi olan
Kıbns'tan sonra Tel Aviv'e
1980'lennbaşında
atandığmda ıkı ülke
arasındakı dıolomatik
ılişkıler en dişük düzeyde
tutuluyordu Akgünay, Tel
Aviv'de "ikıcci kâtip"
unvaru ile eşJeğer olarak.
büyukelçilig; vekâlet eden,
konsolosluk ışlemlerini
yürüten,Isi3il'in 1982
Lübnan'ı işgal harekâtını
izleyen tek Türk diplomattı.
Daha sonra \tina
Büyükelçilıü'nde başkâtip
olan Akgümy. Italya'daki
NATO Koleı'nde Türkiye'yi
temsiletmijve 1993-1997
yıllan arasırda
VVashingtoniaTürk
Büyükelçılıçi'nde
•'müstesaf olarak ikinci
adam konununa
yükselrnıştı Son olarak
Dışışler. Batanhğı Sıyaset
Planlama &nel Müdür
Yardımcılıf na vekâlet eden
Akgünay evı ve ikı çocuk
sahıbi.
iVlaskei Leydi'
piyasada
• ANKAIU (Cumhuriyet
Bürosu) - Gızeteci Faruk
Bildiria'nı: uzun dönemli
çalişmalardm sonra kaleme
aldığı, DYFGenel Başkanı
Tansu Cillr'in
yaşamcyküünü anlatan
"Maskeli Uydı" adlı kitap
yayımlındı Faruk Bildirici,
löb'ıajkmsişiyle
konuşarakialeme aldığı
kitabınsureş yazısında,
ZyayfllB btTönyargılar
demeti" dejil, bir
gazetecınır "doğruya
ulaşrrtcçatası" olduğunu ve
bir insınıc aşamöyküsünü
gerçefc er.vakın biçimde
anlatatilrKyi hedeflediğini
belirtt: Trsu Çiller'de ilk
olarak vürJıdeki
gulurrsenstıin dikkatiııi
çektigni vrgulayan
Bıldirci.CUer'intam
olarak tannabilmesi ve
anlaşıabıhesinin,
geçmijinıttüm aynntılanyla
bır büûn oarak gözler
öuünesenmesinden
geçtiğm-.rguladı
Milasn imara
açıtnsı
Bürosu) "MMOB
Mirrurlar )dası, Milas'ın
tarihiovajnın imara
avilnası^tepki göstererek,
ulusa defcrler üzerinde
yapılm k ımı TBMM'nin
durdınrajnı istedi.
Mimırla-Ması'nın yaptığı
yazıl aç-iamada, Milas
Ovas'nr .ahibinin sadece
yerelbefeiyeler değil, tüm
ulus >ld-şı belirtildi.
BeraetL e bölgenin yaşam
kaymgı Ain ovanın
vapıaşnya açılmasına
karş, Mrarlar Odası Genel
Vlersz. zmir Şubesi ve
Vlils'tabılunan birim ile
birlke x düzeyde
müodeleîdileceği
k-ayıedıc.
Ecevit, seçim tarihinin Meclis tatile girmeden belirlenmesinde ısrarlı
4
Hükümette sorıın DTP'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - DSP Genel Başkanı \ e Baş-
bakan Yardımcısı Bülent Ece\it,
DTP Genel Başkanı Hüsamettin
Cindoruk'un "hükümetinömrii-
niin bittiği" yönündeki açıklama-
larının üzüntü venci olduğunu
söyledı. Ecevit, hükümetın tam
bir uyumla çalıştığını savunarak.
"DTP'nin içinde bazı sorunlar
olabüir" dedi.
Ecevit. DSP grup toplantısında
yaptığı konuşmada. Cindoruk"un
hükümetle ilgilı açıklamalannı
eleştinrken DTP'H bakanlan sa-
vundu. Hükümetin kendi içinde
uyumla çalıştığını ancak.
DTP'nin iç sorunlan olabileceğı-
r.i kaydeden Ecevit, "Bakanlar
Kurulu içinde DTP'li arkadaşla-
nmızla aramızda en küçük bir
uyumsuzluk olmadı. Bu arkadaş-
lanmı/ devlet sorumluluğu büin-
cini taşıvan değerii politikacılar-
dır. Onlara yapılan haksızhk da
beni üzdü" diye konuştu. Ecevit,
son zamanlarda bu gıbi olumsuz-
luklann artmaya başladığına dik-
kat çekerek. erken seçim tarihinin
Meclis tatile girmeden önce mut-
lakabelirlenmesi gerektiğini söy-
ledı.
Ecevit konuşmasında af tartış-
malanna da değınerek DSP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Rahşan
Ecevit'in bu konuyu "sivasi değil
insani amaçtartagündemegetirdi-
gjni" belırttı. Ecevit. Rahşan Ece-
vıt'in 30 Mayıs tarihinde bir der-
Eceviiler'den
İSO'yaziyaret
Başbakan Yardımcıs» Bülent
Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit, dün
İstanbul Sanayi Odası"nın olağan
toplantısına katıldılar. Ecevit
toplanüda. "Devkti korumanm ve
demokrasiyi güçlendirmenin
ekonomik bo\ utian" konuiu bir
konuşma yaptı. Ecevit, işsizlik \«
gefir dağıUmındaki adaletsizlik
önlenmediği sürece rejimin
tefaükede olacağını befirterek
"Biliyorsunuz, ekonomideki
adaktsi/Jik Almanva'da Nadzmi,
Rusya'da komünizmi getirdL
Türkiye "de her ikisi de gehnez,
ama irtica gtlebilir" uyansında
bulundu. (Fotoğraf: KAAN
SAĞANAK)
gıdeyayımlanan söyleşisinde "12
Evlül'le buiikte gelen hapis ceza-
lan bana hiç tatmadığım duygu-
lar yaşatn. Hasret davaıulniaz bir
acı> dı. Hâlâ mahkûmlan ve onla-
nn yakınlannı düşünüriim" dı-
yerek hükümetın af çıkarmasıvla
ilgilı beklentısini dile getirdiğine
dikkat çekti.
Cumhurıyetin 75. yıldönümü
nedeniyle biraf çıkanlmasını uy-
gun bulduğunu kaydeden Ecevit.
DSP Grup Yönetim Kurulu'nun
hazırhk çalışmalannı başlattığını
ve oluşturulan komisyonun önce-
likle affın kapsamını belirleyece-
ğıni söyledi. Ecevit. anayasanın
14. maddesınin affın neleri kap-
sajamayacağını belirlediğini
anımsatarak, "BazıcevrelerÛKte-
röristlerin, bölücü evlemcüerin,
laikliği yıkmak isteyenkrin de af-
fa uğravacağı vönündeki kavgıla-
n gerçek değildir. Bu suçlan af
kapsamına almaya 14. madde en-
geldir" dedı.
Ecevit. "affin düşünce suçtula-
nnı da kapsamasından yana ol-
duğunu" belirterek. u
Temennim
af konusunun bir hükümet tasa-
nsı olarak TBMM've getirilmesi-
dir. Bu konuyu Başbakan'la da
görüşeceğinı'" dıye konuştu.
Affın sıyası ve toplumsal bir
uzlaşmay la çıkmasının doğru ola-
cağını belirten Ecevit, affın ger-
çekleşmesı durumunda uygulan-
mak üzere başka önlemler alın-
ması gerektiğini de söyledi.
Aftan yararlanacaklara iş ve
kendi işini kurmak isteyenler için
kredi olanağı tanınmasına yöne-
lik düzenlemeler yapılmasından
yana olduğunu da belirten Ece-
v ıt. "Böylece bizim öngördüğü-
nıüz af eski hükümlüleri topluma
kazandırma projesine de dönüş-
müş olacakür. Bunun Meclisinüz-
den en kısa sürede geçmesini ve
hükümlülerin umudannın asla-
da kalmamasını diliyorum" diye
konuştu.
Kutan. Lavesani'yle görüştü
'Iran'la yaşanan
krizden Türk
tarafı sorumlu'
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - FP
Genel Başkanı Recai
Kutan, şeriat provası-
na dönüşen Sincan'da-
ki 'Kudüs Gecesi'nın
ardından Türkiye ile
Iran arasında vaşanan
"büyükelçi krizi*' ne-
deniyle Türk Dışışleri
Bakanhğı'nı suçladı.
İkı ülke arasındaki
krizin ardından bir sü-
re önce göreve başla-
yan lran'ın Ankara
Büyükelçisi Muhanı-
med Hüseyin Lavesa-
ni. FP Genel Başkanı
Recai Kutan'ı ziyaret
etti.
Lavesani FP Genel
Merkezi'nde gerçek-
leşen görüşme sırasın-
da iki ülke arasında iyi
ıhşkilerkunılması için
çaba gösterdiklerini
söyledi. Lavesani, dış
politika konusundaki
ana prensiplennin baş-
ka ülkelerin içişlerine
kanşmamak olduğunu
savundu.
FP Genel Başkanı
Kutan da iki ülke ara-
sındaki ilişkilerde bir
süre önce "makul ol-
mayan sebeplerden"
dolayı "soğuk bir dö-
nenı yaşandığıru" kay-
dederek sözlerinj şöy^
le sürdürdü:
"Her ülkenin kendi-
ne has rejimi vardır.
İlişkilerimizin şimdi-
kinden çok daha ileri
noktalara götürülme-
sini istiyonız. İki ülke
arasında bir donem so-
ğukluk vaşandı. Elçile-
yerlerden ayrılmak
durumunda kaldılar.
Burada uygun bir tat-
bikat yapıklığını söyle-
mem mümkün değil.
Türidye'nin aleyhme
davranan pek çok
komşu ülke var. Bun-
lardan biri Yunanis-
tan'dır. Bu ülke Türki-
ye'nin aleyhine kendi
topraklan içerisinde
PKK kamplan kur-
maktadır. Ancak Dı-
şişleri Bakanlığımız bu
ülkeyle ilişkilerimizin
bozulmaması için has-
sasiyet göstermektedir.
Biz böy le bir dav ranışı
uygun da buluyoruz.
Ama Yunanistan için
böyle bir tavır, buna
karşıhk İran için fark-
lı bir tavır; bunu anla-
mak mümkün degü."
Recai Kutan görüş-
me öncesinde gazete-
cilerin sorularını da
yanıtladı. Erken seçi-
min kasım ayında ya-
pılması yönündeki gö-
rûşlerini yineleyen FP
Genel Başkanı Kutan,
Başbakan Yardımcısı
ve DSP Genel Başka-
nı Bülent Ecevit'e FP,
DYP ve DSP'nin TB-
MM'ye ortak bir se-
çim önensi vermeleri
için tekrar çagnda bu-
rimiz görev yapbklan terdiler.
lundu.
Kutan "a soru sor-
maya devam etmek is-
teyen gazeteciler Bü-
yükelçi Lavesani'nin
görüşmenin basına ka-
palı olarak devam et-
mesini isteyerek araya
giııııesine tepki gös-
Vurulduğu yerde ve mezarında tören düzenlendi
Kemal Türideranıldıtstanbul Haber Servisi- DtSK'in
kurucularından ve ılk genel başkanı
Kemal Türkler, katledilişinin 18.
yılında, vurulduğu yerde ve tnezan
başında anıldı. 12 Eylül sonrası
sıyasal gelişmeleri Kemal Türkler'e
şikâyet eden DtSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak. "Sol yanını yok
ettikleri lürkive'deirtkacı,gerici
faşişt güçter devietrişgal etti" dedi.
Merter'dekı DİSK Genel Merkezı
önüne saat 10. 30"da gelen
Türkler'in eşi Sabahat Türkler,
DİSK yöneticılen, ışçıler, sıyasi
parti temsılcılerı, Türkler'in Ahmet
Kutsı Tecer Caddesı üzenndeki
evine kadar yürüdüler. Türkler'in
vurulduğu yer olan ev ın önünde
konuşan DİSK Genel Sekreteri
Murat Tokmak. işçı sınıfının önden
Türkler'ın 18 yıl önce faşist cinayet
şebekeleri tarafından katledildiğıni
vurguladı. DİSK genel başkanlardan
Abdullah Baştürk ve gazeteci Örsan
Oymen ıçın saygı duruşunda
bulunulmasından sona Türkler
topkapı'da mezan başında anıldı.
Birleşik Metal-tş Sendikası Genel
Başkanı Kamil Kinkır'ın ardından
konuşan DİSK Genel Başkanı
Rıdvan Budak "Sevgüf Geod
Başkanım" diye başladığı
konuşmasını Kemal Türkler'e hitap
ederek sürdürdü.
Faşist işgal
Sağlığında zekâsı ve ınancıyla
heyecan uyandıran Türkler'in
mezan başına da aynı heyecanla
geldıklerıni anlatan Budak şöyle
devam etti: "Merak edivorsunuzdur,
uğrunda can verdiğiniz demokrasi
nıücadelesinde 'Türkıye hangi
durumda, işı. aşı ekmeği var mı?
Türkiye'de yaşayanlar hıç değilse
hukuk önünde eşıt mı? diye. Siz
öldürüldükten hemen sonra sizin
katillerinizi de koruvan olağan dışı
rejim Türkive'nin albnı üstüne
getirdi. Dört vılda sadece DİSK
yöneticileri değil, selam \erenler. (j r
kapısının önünden geçenler dahi ' " t
cezaevlerine atıklı: işkence
tezgâhlanna vannldı. Hedefleri
Türkiye'nin sol yanıru yok etmekti."
12 Eylül rejımının solsuz bir
Türkiye yaratmada başanlı
olduğunu ifade eden Budak "Sobuz
Türkiye'de irticacı. gerici faşişt
güçler devleti işgal etti. Devlet
cumhuriyet ve demokrasi karşıdan
tarafından kuşaûldı. Darbe, irtica
tehditleriyle geçen siyasi tarüşmalar
arasında ekmeğimiz
büyümedi.
Sendikalaşma
önündeki yasal engeDer
sürüvor. sendikal
hareketi
büvütemiyonız'* diye
konuştu. Budak.
DİSK'in Türk, Kürt,
Alevi, Sünni gibi etnik
farklılıklar gözetmeden
Mustafa Kemal'in
çağdaş, laik demokrasi
anlayışında
Türkiye'nin bütünlüğü
için çalışacağını, işçı
sınıfının sosyal
demokrasi ve
sosyalistlerle DlSK'i
yeniden ayaklandırmak
ıçın mücadelesini
sürdüreceğini söyledi.
Kemal Türkler' i anma
törenlenne Kamu-
Merter'deki DİSK Genel Merkezi önüne saat 10.30'da gelen Türkler'in eşi Sabahat
-Türkler, DİSK yöneticileri. işçiler, siy asi parti temsikUeri.TürklerHnAhmet Kutsi Te-
cer Caddesi üzerindeki evine kadar vürüdüler. (Fotofiraf: HATİCE TUNCER)
Emekçileri Sendikalan
Konfederasyonu
(KESK) Genel Başkanı
Siyami Erdem, CHP
İstanbul II Başkanı
Etem Cankurtaran.
sendikacılar, işçiler,
ailesi ve dostlan
katıldı.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Anayasa...
Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, Başbakan Yar-
dımcısı Bülent Ecevit'in düşünce suçlannın af kap-
samına girmesi önerisine karşı çıkıyor...
Sungurlu:
"TCK'nin312. maddesindeki ve Terörle Mücade-
le Yasası'ndaki bu suçlan, anayasanın 14. madde-
si kapsamında affetmek mümkün değil..."
Anayasanın 14. maddesi değiştirilemez mi?
Çünkü 14. maddede şöyle deniliyor:
"Bunlar, af edilmeyecek suçlardır..."
Af sınırları 1982 Anayasası'nda belirlenmiş...
Tartışma yoğunlaşıyor...
Bülent Ecevit'ten ANAP'lı Ibrahim Yaşar Dede-
lek'e; FP'li Nevzat AHöntaş'tan CHP'Iİ Atila Sav'a
dek degişik öneriler gündeme geliyor...
Aslında af sıyasi bir araçtır...
Selim Edes, Engin Civan "adi suçlu" olduklan
için anayasada bir sınır yok; Eşber Yağmurdereli,
Fikret Başkaya için "sınır" var...
Sınır, 1982 Anayasası'nın hem 14. hem de 87.
maddesinde görülüyor...
15 yıldır anayasa niye değiştinlmiyor? TBMM bu
konuda neden bir adım atma gereğinı duymuyor?
• • •
Bir tutuklu annesinden gelen mektubu aktarmak
istiyorum...
Anne Gülter Kanlı şöyle diyor:
"Ben bir tutuklu annesıyim. Düşünen, okuyan,
araştıran, onuru ve düşünce hürriyetini savunan bîr
oğulun annesi; oğlumu istiyorum diyen çığlıklan dall
ga dalga yükselen annelerden biriyim. ,
Oğlum konservatuvar öğrencisiydi. 1995yıhndş
okulun önünden alınmış. Akşam eve gec/k/nce te-,
laşla nerede olabilir diye araştırırken polislerle eve
geldiler, elleri kelepçeliydi. O an yaşadığımız şoty
anlatamam. Eviaradılar, tabii hiçbir şeyyoktu. Gü^
lerce süren gözaltı ve işkence sürecinden sonra ce-,
zaevine gönderildi. 15 gün sonra görebildiğim oğ?
lum, o üzerıne tıtrediğim evladım, tanınmaz haldey-,
di. O anda bütün değerlehn birerbireryıkıldığını, yıL
larca bana öğretilenlerin ve benim çocuklanma öğ\
rettiğim tüm değerlerin yok olduğunu gördüm.
2 yıl süren sözde mahkeme sürecinden sonra
12.5 yıl ceza aldı. Silahlı örgüt üyesiymiş. Oğlun\
silahı eline almadı. Silahlı eylem suç/aması dahi yok,
sadece pankart açtığı iddiası var. Adli mahkemede,
yapılan yargılamada yargıç; poliste (işkenceyle) alı-
nan ifadenin tek başına kanıt olamayacağını, rfadej
yi destekleyen tek bir kanıt bulunmadığını ve dOr
layısıyla beraatine karar verilmesini istedi. Oradi
beraat etti. Başka hiçbir suçlama, hiçbir somut dej
lil olmaksızın DGM'de 12.5 yıl ceza aldı. Kanaater\
örgüt üyesıdir, denildi. Hukuk, somut delillere da.*
yanmadıktan sonra nasıl ceza verebilir? Sadece kar
naatle bir gencin hayatı nasıl karartılır, anlayamıyo-
rum. Sonuçta nota yazan, mızrap tutan elleri şim-
di kelepçeli ve cezaevinde tekrar tekrar biriikte ce-<
zalandınlıyoruz. Oğlum sadece fikirlerinden dolayı
cezaevinde. Ne yazık ki çetelerin, babalann cirit af-
tığı bir ortamda pınl pınl gençlenmiz çürütülmek is
j
teniyor. Dava Yargıtay'ca bozuldu ama DGM tekrar
onayladtf • '>•• !
Ontarcamektup geliyor annelerden, babalardan..i
Tümü de bir noktada birleşiyor:
"Çocuğumuz silahlı çete örgütü üyesı değildi..."
Acaba bu "silahlı çete"ler nasıl ortaya çıkanlı-
yor?
Polısfezlekesinde "Şu şu sanıklar silahlı çete üye-
sidir" biçiminde yazılınca, DGM'de iddianameler bu-
na göre hazırianıp gerekçelı kararlar ortaya çıkıyor...
Ornek mi?
Kalemlı çeteler, Manisalı çocuklar...
Anne Ayşe Yıldınm'ın mektubunu okuyalım ister-
seniz:
"Ben bir anneyım, bır tutuklu annesi. Oğlumun
Yargıtay tarafından bozulan cezası dün tekrar
onaylandı. Oğlum üniversite öğrencisiydi, gelece-
ğin inşaat mühendisi. Silahlı örgüt üyesi olmaktan
ceza aldı. Benim oğlum, bir sanatçıydı: Silahı tanı-
mazdı ama gitan, bağlamayı çok iyı çalardı. Yüzler-
ce şüri, yüzlerce bestesi vardı. Dedim ya silahı tanı-
mazdı. Ama o bir aydındı, ülkesindeki olaytarm far-
kındaydı. Suçu, halkını düşünmek... 1995'in21 Ey-
lül saldınsında oğlum ağıryaralandı, birhafta koma-
da kaldı. O günden bugüne bir kulağı duymuyor, şu
anda da gözbebeklerinde bir rahatsızlık sonucu
denge bozukluğu yaşıyor ve ayakta duramıyor. Te-
davi olması ve tomografi çekilmesi lazım. Ben sa-
pasağlam ve dimdik biroğul verdim cezaevine. Dim-
dik olmasa da sağ olmak ve varlığını ömür boyu his-
setmek istiyorum."
16-17 yaşlanndaki çocuklanmızı "silahlı çete ör-
gütü" kurduklan gerekçesiyle cezalandırmak, yıllar-
ca onları zindanlarda çürütmek çağdaş hukuk dev-
letinde olur mu?
Af geniş kapsamlı olmalı...
Önce oturup tartışılmalı, "sınır" kaydı ortadan kal-
dıntmatıdır... —
DGM'de yargılanıp cezaevine konulan binlerce k>
şinin af kapsamının dışında tutulması bizce büyük
hata olur!..
Kim eli silahlı terörist, kim değil, ayırt etmek o ka-
dar zor mu? Elinde kalem bulunan, düşüncelerint
yazan kışi terörist olabilir mi?..
hckaya(« posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 9ff
UŞAK CEZAEVÎ'NDEKİ OLAYDA BEŞ KtŞt ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ
Yargı bakanlığı kusurlu buldu
NECATİ AYGIN
İZMİR - Manisa Idare Mahke-
. Uşak bTîpTCezâevTnde ad-p
li turuklulannbulundugubölümde
5 kişinin ölümüyle ilgili olayda
idareyi kusurlu buldu. Mahkeme,
Adalet Bakanhğı'nı, olayda yaşa-
mını yıtirenlerden Abduİgafur \a-
vıız ile Kadir Subaşı'nın aileleri-
ne toplam 200 milyon lira tazminat
ödemeve mahkûm etti. Ailelenn
avukatı Gül Kireçkaya, mahkeme-
nin idareyi kusurlu bulması yönün-
deki karannı olumlu karşılarken
tazminatm arttınlması için Danış-
tay'a başvaırarak karan temyiz ede-
ceğini söyledi.
Uşak E Tipi Cezaevi'nde adli tu-
tuklu ve hükümlülerin kaldığı ko-
ğuşlarda 2 Temmuz 1996'da çıkan
kavgada Metun Sümbül, Abduİga-
fur Yavuz, Kadir Subaşı, Mete Ün-
say ve Muharrem Akbulak şişlene-
rek öldürülmüşlerdi. Olayın ardın-
dan Uşak Cumhuriyet Başsavcılı-
latrhrrrşTğ
olayla ilgili açılan davada 5 kişiyi
öldürmekten yargılanan 6 kişi, kas-
ten adam öldürmekten 7 ile 30 yıl
arasında değişen ağır hapis cezala-
nna çarptınlmışlardı. Cezaevinde
gereklı güvenlik önlemi almayarak
görev lerini ihmal ettikleri savıyla
cezaevı 1 ve 2. müdürleri hakkın-
da da Uşak Asliye Ceza Mahke-
mesi'nde dava açılmış. mahkeme
her iki yönetici hakkında kanıt ye-
tersizliğinden beraat karan vermiş-
ti.
Bu arada olayda yaşamlarını yi-
tirenlerden Abduİgafur Yavuz ile
Kadir Subaşı'nın ailelerı, tnsan
Haklan Derneğı (İHD) İzmir Şu-
besi'ne başvurarak hukuki yardım
talebinde bulundu. İHD İzmir Şu-
besi. ailelerin yargı yoluyla hakla-
nnı araması için İzmir Barosu üye-
si. avukat Gül Kireçkaya'yı görev-
lendırdr: y
gerekli güvenlik önlemi almadıği
savıvla bakanlık aleyhine Manisa
İdare Mahkemesi'nde maddı ve
manevı tazminat davası açtı.
Manisa İdare Mahkemesi'nde
bır yılı aşkın bır süre devam eden
dava sonucunda, mahkeme heyetı,
Adalet Bakanlığı'nın cezaevi için-
de gerekli güvenlik önlemıni alma-
dığı görüşüne vardı.
Mahkeme heyeti, avukat Gül Ki-
reçkaya'nın her ikı müvekkili adı-
na açtığı toplam 4 milyar liralık
tazminat davasını çok bularak bu
mıktan 200 milyon lıraya indirdi.
Mahkeme, karannda, mahkeme
masraflan ve avukat ücretinin de
Adalet Bakanlığı'nca ödenmesine
karar verdı.
4 YAŞINDAKİ A.T.'YE ELEKTRİK VERÎLDt, ELİNDE SİGARA SÖNDÜRÜLDLF
Bebeğe işkence Avrupa yolunda
BERTAN AĞANOĞLL
İstanbul Tabip Odasının raporuyla
_gözaltında işkence gördûğü bejgelg-^
nen 4 yaşındaki A-T.'yle ilgili suç du-
yurusuna Fatıh Cumhuriyet Savcıhğı.
başv urudan 10 ay sonra "delilyetersiz-
Uği''ni gerekçe göstererek takıpsızlik
karan verdi. A.T.'nin annesi Fatma
Tokmak'ın avukatı Eren Kcskin kara-
ra ıtıraz ettiklerinı belirterek. "İç hu-
kuk yollan tıkanırsa konuyu Avrupa
İnsan Haklan Mahkemesi'ne götüre-
ceğiz" dedı.
iki buçuk yaşındayken annesi Fatma
Tokmak ile 9 Aralık 1996 tarihinde
gözaltına alınan A.T., İstanbul Emni-
yet MüdürlüSü Terörle Mücadele Şu-
besi'nde20Âralrk 1996'ya kadar kal-
dı.
Fatma Tokmak bu sürenin sonunda
çıkanldığı DGM tarafından tutuklana-
rak Gebze Cezaevı'ne konuldu, A.T.
ıse Bahçelievler Çocuk Yuvası'nates-
limedildi. Avukatının girişimi sonucu
A.T. annesinın kaldığı Gebze Ceza-
vi'ne gönderildi. Daha sonra A.T.'nin
bakımını dayısı ve teyzesi üstlendi.
A.T.'nin ailesi gözaTtındâTcaTdîğm
günlük süre içinde çocuğa işkence ya-
pıldığını öne sürdüler. A.T.'nin anne-
sinin "işkenceli sorgusuna tanıklık et-
tiği, elinde sigara söndürüldüğü ve vü-
cudunun çeşidi yeıierine etektrikveril-
diğT ıddia edıldı.
Fatma Tokmak'ın avukatı Eren Kes-
kın, 30 Eylül 1997 tarihinde Fatih
Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyu-
rusunda bulundu. Keskin, Fatma Tok-
mak'ın sorgusuna giren polisler hak-
kında dava açılmasını istedi.
Bu süreç içinde A.T.'nin dayısı ve
teyzesi İstanbul Tabip Odası'na başvu-
ruda bulundular. İstanbul Tabip Oda-
sı da Dr. Satia Advan, psikiyatri uzma-
nı Dr. Türkay Demir ve Adli Tıp uz-
mam Dr. Önder Özkahpçı'dan oluşan
bir heyet görevlendirdı.
i
Heyet yaklaşık 6 ay boyunca A.T. ile
birkaç kez görüştü ve muayene etti. İş-
kence olayından yaklaşık 17 ay sonra?
hazırtanan24Nisan 1998tarihli lstan-
1
TnllTabip Odası "rnrrTapünnte "işfceiF^
ce" belgelendi. '
FatmaTokmak'ın avukatı Eren Kes
J
kın. ışkencenin belgelenmesı üzerine1
raporu Fatih Cumhuriyet Başsavcılı-*
ğı'na verdi. Ancak Fatih Cumhuriye»
Savcısı ZekaiOzbekbu raporu dikİca*
te almadı ve suç duyurusu başvuruS
sundan tam 10 ay sonra takıpsızlik ka-T
rarı verdi. Savcı Özbek karannda)
A.T.'nin, annesinin DGM'cetutuklan^
masınm ardından ll Sosyal Hizmetlef
Müdürlüğü'ne teslim edildiğini kayn
detti. Kararda, A.T.'nin Bahçelievlen
Çocuk Yuvası revirinde muayene edil-,
diğini ve çocuğa ait tüm bulgulann,
normal olarak belirlendiğini savunan,
savcı Özbek, "dava açmaya yeterli de-
lil olmadığı" gerekçesiyle takipsizlikj
karan verdi. •