Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 1998 PERŞE»
HABERLER
Dışişleri ve DPT raporundaki Türkiye 2010-2020 belgesinde, 2020'deki nüfus 83 milyon olarak hesaplandı
Gelecek 22 ydın stratejisi hazır
Baş sorun kentleşme:
Dışişleri Müsteşar
Yardımcısı Yaman Başkut,
22 yıllık strateji planına göre
Türkiye'nin önündeki en
önemli sorunlardan birinin
hızlı kentleşme olduğunu
bildirdi. Yetişmiş insan gücü
için 8 yıllık kesintisiz eğitim
uygulamasının önemine
işaret eden Başkut, yeni
eğitim reformlan, sağlıkta
düzenlemeler, aile
planlaması, işgücü ve gelir
dağılımı dengesizliklerinin
azaltılması gerektiğini
vurguladı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dı-
şişleri Bakanlığı ile Devlet Planlama
Müsteşarlığı'nın hazırladığı "Türldye
2010-2020" raporunda. Türkiye'de nüfu-
sun 83 milyon, kişi başına düşen ulusal
gelirin de 20 bin dolann üzerinde olaca-
ğı hesaplandı. Gelecek 22 yıl için strate-
jilerin çizildiğı belgeye göre; 12. aday ol-
mak için Avrupa Bırliğı'ni zorlayan Tür-
kiye, Almanya'yı geride bırakarak "en
fazla niifusa sahip Avrupa iilkesi" olacak.
Türkiye'yi "dünyasiyasetindeküreselbir
aktör" olarak tanımlayan Dışışlen Baka-
nı tsmailCem, Doğu Bloku'nun çözülme-
sinın ardından Türkiye'nin öneminin aza-
lacagını öne sürenlerin yanılgı içınde ol-
duklannı kaydederek "Türkiye'nin konu-
mu arbk Ban'nın uzak karakolu olan 01-
ke sıfanyla sınıriı değüdir" dedi.
Dışişleri Bakanlığı ve Devlet Planlama
Teşkilatı'nın(DPT)işbırliğiilehazırlanan
ve değışen dengeler çerçevesinde Türki-
ye için 22 yıllık bır strateji planını öngö-
ren "Türkiye ve Dünya 2010-2020/Küre-
sel Bir Aktörün Doğuşu" başlıklı rapor
dün basına tanıtıldı. Toplantıda konuşan
Dışişleri Bakanı Ismail Cem. gelecek
yüzyıla girerken Türkiye'nin geleceğı ve
ekonomik rolü konusunda değışiklikler
yaşandığını belirterek çalışmanın bir ge-
reksinimden doğduğunu söyledi. "Eğer
dış siyaset bir güç dengesi üzerine kunı-
luysa bu güç değişmeye başladı" görüşü-
nü dile getiren Cem, askeri gücün temel
etken olmaktan uzaklaştığını, oluşan ye-
nı dengede, ekonomi, tarih ve kültürün
ön plana geçtığını söyledi. Cem. "Türki-
ye önemli birikimleri. kıyaslamalı avan-
tajlan olduğu için çok ileri noktalara çık-
marun adayı olarak görünüyor. Türkiye,
Avrasya'nın ekonomik ve siyasi bir öncü-
sü olmava hanrianıvor" dedı.
Soğuk savaşın sona ermesı \e ikı ku-
tuplu dünyanın ortadan kalkmasının ar-
dından Türkiye'nin öneminin azalacağı-
nı öne sürenlerin yanıldığına işaret eden
Cem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin konumu arbk Batı'nın
uzak karakolu olan kenar ülke sıfatıyla sı-
nıriı değildir. Biz AB'nin birparçasıotmak
istiyoruz. Ama bizim hedeflmiz daha ge-
mr
Avrasya seçeneği
Avrasya seçeneğine dıkkat çeken Cem,
Doğu Bloku'nun dağılmasının ardından
ortaya çıkan bağımsız devletlerin Türki-
ye için olağanüstü olanaklar sağlayabile-
ceğine işaret etti. Türkiye'nin ortak tari-
hi paylaştığı. kimileriy le aynı dili ve inan-
cı paylaştığı Balkan. Orta Asya ve Kaf-
kasya ülkelennin tanh sahnesıne yeni bır
güç olarak geldıklenni kaydeden Cem,
mani
olan kanunları
kaldıralım'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel.
rslamdan çıkar sağlamak
için şiddete başvuranlann
dine en büyük zaran
verdiklerini söyledi.
Kalkınmada en önemli
darboğazlardan birinin
elektrikte yaşandığını
belirten Demirel,
"Türkiye'de aslında çok
fcanun var. Rüzgâra mâni
dlan kanunlar neyse onlan
kaldıralım orta yerden"
3edi.
MGK İstanbul'da
toplanıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Millı Güvenlik
Kurulu (MGK), temmuz
ayı olağan toplantısını
yann istanbul'da yapacak.
Toplantıda, son günlerde
tvme kazanan terör
eylemleri masaya
yatınlacak. PfCK'nin Sıvas
ve Tokat ile Karadeniz
bölgesinde gerçekleştirdiği
son eylemler ile bölgede
sürdürülen operasyonlar
konusundaki son
gelişmeler
değerlendinlecek. Sivil
havaalanlannın
güvenliğinin de ele
alınacağı toplantıya
Ulaştırma Bakanı Necdet
Menzir de davet edildi.
Ağar'a DGM'den
davetiye
• İstanbul Haber Servisi -
Istanbul 6 No'lu DGM,
'görevsizlik' karannı
bozan Yargıtay'ın ilamını
yüzüne karşı okumak
üzere DYP Elazıg
Milletvekili Mehmet
Agar'a davetiye çıkardı.
Susurluk davasının
görüldüğü DGM, 24
Ağustos 1998'e duruşma
günü verdi. Dava dosyası
duruşmadan sonra
prosedür gereğı tçişlen
Bakanlığı'na gönderilecek.
Dosyanın buradan
gideceği Danıştay 2.
Dairesi lüzumu mahkeme
karan verirse Ağar'ın
yargılama yeri
belirlenecek.
4 denizaltı için
sözteşme
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Savunma
Bakanlığı ile Alman HDW
şirketi arasında 4 adet bin
400 tonluk Preveze sınıfı
denizaltınm inşa
"sözleşmesi îmzalandr
Milli Savunma
Bakanlığı'nda düzenlenen
imza töreninde konuşan
Milli Savunma Bakanı
îsmet Sezgin, Deniz
Kuvvetleri'nin
gereksinimlerini
karşılamak amacıyla
1973'ten bugüne kadar
geçen sürede imzalanan 10
adet denizaltı, 8 adet
firkateyn ve 13 adet
hücumbot projelerinin
toplam sözleşme
bedellerinin yaklaşık 6
milyar Alman Markı
olduğunu belirtti.
Duran'a ziyaret
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Nail
Gürelı ve Genel Sekreteri
Turgay Olcayto ile Ragıp
Duran'ın avukatı Fikret
tlkiz. Duran'ı kalmakta
olduğu Sarav Cezaevı'nde
ziyaret etti. Duran, bır süre
önce Yeni Gündem
gazetesindeki bir yazısı
nedeniyle cezaevine
konulmuştu.
Birdal DGM'de ifade verdi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ankara 1 No'lu DGM'nin
"Dünya Banş Günü" nedeniyle
düzenlenen mitıngde yaptığı ko-
nuşmada "halkı, sınıf, ırk ve böl-
ge farkı gözeterek kin ve düşman-
hğa tahrik ettigr gerekçesıyle 1
yıl hapis. 420 bin lira ağır para
cezasına mahkûm ettiği Insan
Haklan Derneği Genel Başkanı
Akuı Birdal. Yargıtay'ın bozma
karan üzenne dün tekerlekli san-
dalye ile Ankara DGM'de yeni-
den ifade verdi.
Birdal, mahkemenın "poliszo-
ruyla getirilmesi" yönündeki ka-
ran üzerine dün sabah saat 9.30
sıralannda avukatı Sedat Aslan-
taş'a ait araçla Ankara DGM'ye
getirildi.
Birdal'ın DGM'ye ginşi sıra-
sında polis memuru kızı Havva
Bayar'ın vurulmasıyla ilgili An-
kara 2 No'lu DGM'de görülen
davaya gelen TIR şofbrü Rıfat
Bayar tepkigösterdi Bayar. "Be-
nim başıma gelen senin de başına
geldi. Sen beni yakanlan Avrupa
Insan Haklan Komisyonu üyele-
ri ile Eunadağ Cezaevi'nde ziya-
ret ettin. Bugüıı bana yann sana.
Şerefsiz herif" dıye bağırdı.
Bayar, daha sonra sakınleşti-
rilerek bir süre bina dışında bek-
letildi.
Birdal, ifade vermeden önce
gazetecilere yaptığı açıklamada,
hakkında verilen iki mahkûmiyet
karannı Yargıtay'ın bozduğunu
anımsatarak sağlık durumu ne-
deniyle duruşmalara katılamaya-
cağının avukatları tarafindan
İHDGenel Başkanı Akın Birdal'ı savunmakiçin duruşmaya 13 avukat katıldı. (Fotoğraf: AA)
mahkemeye bildınldığinı söyle-
di. Birdal, doktor önerisiyle git-
tiği lokantada çekilen fotoğrafla-
nnın bır gazetede yayımlanması
üzerine mahkemenin. ifadeyi ev-
de alma karanndan \azgeçerek.
hakkında ihzar müzekkeresi çı-
kardığını belirtti.
Birdal. burada verdiği ifade-
sinde, bozma karannın yerinde
olduğunu \e bu karara uyulması-
nı istediğini kaydederek. yaptığı
konuşmanın eleştiri kapsamında
olduöunu sövledi.
Savcı Talat Şalk. sanık hakkın-
da ilk yargılamada verilen mah-
kûmiyet karannda direnilmesi is-
teminde bulundu. Mahkeme,
bozma kararına uyup uymama
konusunda dosyanın incelenme-
sine karar \erdi.
Mümtaz Soysal, özelleştirmede anayasaya aykınlığın açık olduğunu söyledi
'Yöneticfler toplıımu aldaüyor'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anaya-
sa Mahkemesi'nin, 3096 sayılı yasanın bazı
maddelerinin anayasaya aykınlığının ince-
lenmesine ılişkin Danıştay başvurusunu usul-
den reddetmesi konusunda tartışmalar sürü-
yor. DSP Zonguldak milletvekıli ve Kamu lş-
letmeciliğini Geliştirme Vakfı (K.IGEM) Ge-
nel Başkanı Mümtaz Soysal. yapılan işin ana-
yasaya. hukukun ilkelerine ve ulusal çıkarla-
ra aykınlığının ortada olduğunu vurgulaya-
rak, "65 milyonluk toplum, devleti yönetenler
tarafindan aldatümaya çalışıhyor" dedı.
Soysal, Danıştay 1. Dairesi'nde incelenme-
yi beİdeyen 7 termik santral ve 14 dağıtım şe-
bekesıne ilişkın imtiyaz sözleşmelerinin nö-
betçi dairede ıncelenemeyeceğini söyledi.
Tes-lş Genel Başkanı Mahmut Özonur da,
yargı üzennde baskı kunılmaya çalışıldığını
öne sürerek, hükümete "hukuka uygun dav-
ranma ve yargıdan elini çekme" çağnsı yap-
tı.
Anayasa Mahkemesı'nin, enerji özelleştir-
melerinin temelini oluşturan 3096 sayılı ya-
sanın anayasaya aykınlığının incelenmesi yö-
nündeki Danıştay Idari Dava Daireleri Genel
Kurulu'nun başvurusunu usulden reddetme-
si üzerine Türk-lş Genel Merkezi'nde dün
düzenlenen basın toplantısına Türk-lş Genel
Başkanı Bayram Meral, Tes-İş Genel Başka-
nı Mahmut Özonur, DSP milletvekili Müm-
taz Soysal ve Tes-lş şube başkanlan katıldı.
Mümtaz Soysal. özelleştirmelerden elde
edilen gelirin yeni yatınmlar yerine cari har-
camalar için kullanıldığını vurgulayarak,
"Madem bu alanda yeni yatınmlara Uıtiyaç
var, o zaman neden hazır tesisieri özel sektö-
rün eline çok ucuz rakamlarla teslim ediyor-
sunuz da, özel sektöre, "Hadi bu alanda yatı-
nm yap' demiyorsunuz?" görüşünü dıle ge-
tirdı.
Başbakan Mesut Yılmaz'ın Anayasa Mah-
kemesi karan açıklanmadan önce gazetelere,
kararın olumlu olacağı yönünde demeçler
vermesini eleştiren Soysal, "yargı üzerinde
kurulmak istenen iç ve dış baskıya karşı" ba-
rolara ve sendikalara önemli görevler düştü-
ğünü söyledi.
Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral de,
gerçekleştirilen özelleştirmelerle sorunlann
çözülmediğini. üretimin, istihdamın artma-
dığını ve çok sayıda işçinin işsız kaldığını be-
lirterek. "Yapdanlar vurgunculann ve soy-
gunculann yarannadır, halkm yaranna değil.
Daha önceki hükümetlerden hesap soranlar
yine hesap soracaktır. Kötülük yapanlann.
halkın malını yağmalavanlann mezannı taş-
larlar" diye konuştu.
bu ülkelerle paylaşılmış tarihın öneminı
vurguladıklannı. koşut kültürlen ve tan-
hi diplomaside öne çıkardıklannı söyle-
di.
DPT Müsteşan Prof. Dr. Orhan Güve-
nen de, çalışma için OECD'nin 2020
programının temel alındığını, ancak tek-
nik model bölümünün genişletildiğini
söyledi.
Raporun aynntılannı aktaran Dışişleri
Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yaman
Başkut. Türkıye'nin 1995'te 61 milyon,
2000'de 66 milyon. 2010'da 75 milyon,
2020'de de 83 milyon nüfusa ulaşacağını
belirterek "Bu nüfusuyla ülkemiz, Avnı-
pa'nın en kalahalık ülkesi olacak. Buna
karşılık Baü ulkelerinde nüfus a/alacak,
özelükle çalışma çağındaki nüfusun azal-
ması çok önemli" dedi. Yaşam süresinın
2000"li yıllarda Avrupa'da 81 yılı aşma-
sının beklendiğini, çalışabılecek nüfus
oranınındadüştüğünü kay-
deden Başkut, "Türkiye'de
ortalama yaşam süresinin
73-75 yıl olması bekleniyor.
Avrupa'da nüfus yaşlannor.
Bu da az tasarruf, az yao-
nm ve daha az ekonomik
büvüme denıektir" diye ko-
nuştu. Başkut, vergı sıste-
mının yenılenmesı. sosyal
güvenlik alanında refonm-
lara gidilmesi ve özelleştir-
me çalışmalannın sürmesi
gerektıginı de söyledi.
Başkut'un aktardığı ve
raporda da yer alan \erilere
göre, Türkiye yurttaşlannı
2020'de şu gelişmeler bek-
lıyor
- Batı'da çalışan nüfusun
çahşamayan nüfusa oranı
yüzde 57, Türkiye'de yüzde
46 olacak.
- 1991 'de yüzde 8.5.
1992'de 8.2. 1995'te 6.7.
1996'da 6 olan işsizlik
2000'04 arasında 4.9,
2005 09 arasında 3.6.
2010'da 3.3. 2020'de 3 ola-
rak hesaplandı.
- Yavaş kalkınma hesap-
lamalanna göre, 1998'de
nüfusun yüzde 4O'ı tanm
alanında istihdam edilirken
bu rakam 2020'de yüzde
26'ya düşecek. Sanayi sek-
töründeki yüzde 16'lık dü-
zeyin sürmesi bekleniyor.
Servis sektöründe ise yüzde
44'lük oranın 2020'de y üz-
de 58'e ulaşması öngörüklü.
-Hızlı kalkınma hesapla-
nna göre ise tanm sektö-
ründeki istihdam oranınm
2020'de yüzde 8. sanayi
sektöründeki istihdam ora-
nının yüzde 19, hizmet sek-
töründeki istihdam oranı-
nın da yüzde 73 olması bek-
leniyor.
-Mal ihracında21 mihar
975 mihon dolarlık tutann
2000'de 31 müyar, 2010'da
53 milyar 550 milyon,
2020'de 99 mihar 184 "mil-
yon dolar olması beklenir-
ken servis sektöründe bu \e-
riler aynı dönemde sırasıv-
la 11 mihar 816 milyon do-
lar, 23 milyar398 milyon do-
lar,48 mihar933 milyon do-
lar, 119 milyar 865 milyon
dolar olarak hesaplandı.
- 35 milyar 709 milyon
dolardan mal ithalinin
2020'de 230 milyar 997
milyon dolara servis ithali-
nin de 5 milyar dolardan
2020'de 49 milyar dolara
ulaşacağı öngörüldü.
- Hızlı büyüme senaryo-
suna göre, Türkiye'de kişi
başına milli gelir 5 bin 752
dolardan satın alma gücü—
paritesine göre 30 bin dola-
ra çıkacak. Türkiye ekono-
misi, OECD'nin ilk 5 ülke-
si arasında ver alacak.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Ford-Koç ortaklığının
Izmit SEKA arazisine yapmayı
düşündüğü fabrikaya karşı çı-
kılmasına çok kızmış. Diyor ki:
"GelsinlerÇankaya'nın bahçe-
sini vereyim. Yeter ki bu fabri-
ka yapılsın." Cumhurbaşkanı.
bu fabrikanın uygariık ve eko-
nomiyle bağlantısı olduğunu
söyleyerek, tepkilere öfkesini
dile getiriyor. Geçmişte bu ko-
-nuda yaptlan tartişmalaft da
anımsatarak bu tür önerilere
karşı çıkanları gerilikle suçluyor.
Fabrikanın yapılacağı alanı
çok iyi bilen Oktay Ekinci'ye
sordum. Ekincı, Izmit ve çevre-
sinin aşırı sanayileşmesi sonu-
cu çevrenin ölüm sinyalleri ver-
diğini anlattı. Ekinci şunlan söy-
ledi: "Ford-Koç ortaklığına ay-
nlması kararlaştınlan SEKA fi-
danlığı, bölgenin nefes alması-
nı sağlayacak ciğer görevi gö-
ren birkaç araziden birisi. Izmit
ve çevresinin doğası talan edi-
lirken, kamu arazileri elde kal-
mıştı. Şimdi onlar da giderek
yok ediliyor. Sayın Demirel
Ford'un üniversiteye yardım
edeceğini söylüyor. Ancak Ko-
Çankaya'nm Bahçesi...
caeli Üniversitesi'nin Çevre
Mühendisliği Bölümü Başkanı
Prof. Dr. Savaş Ayberk, bu
yardımı istemek yerine bakın
neler söylüyor: 'Burayafabrika
kurulamaz. 1. dereceden tarım
alanıdır.'
Bir ülkenin kalkınması için ya-
tırım yapılmasıyla o ülkenin en
önemli tanm alantannı ve dogat
zenginliklertni yağmalayarak ve
çevreyı yaşanmaz hale getire-
rek bu işi yapmaya kalkmak ay-
nı şey değil. Türkiye çok geniş
bir ülke, sanayi yatınmlan yapı-
lacak o kadar geniş araziye sa-
hip ki... Bunun için gidip gıdip
en güzel doğal zenginlikleri tah-
rip etmek gerekmiyor ki...
Bu konuda ikinci tartışma ise
yatırım tercihleri. Sayın Süley-
man Demirel, bu ülkenin kade-
rinde 40 yıla yakın bir süredir rol
oynuyor. Otomotiv sanayiinin
gelişmesı için olağanüstü bir
gayret sarf ediyor. Bütün bu sü-
re zarfında ulaşımı en ucuza ge-
lecek, çevreyi en az tahrip ede-
cek demiryolları için acaba bu-
güne kadar ne yaptı? Bu ülke-
ye kaç metre demiryolu eklen-
mesine katkıda bulundu? De-
miryollannın halini biliyoruz. Ne-
redeyse 50 yıldır bu alana hiç
yatınm yapılmadı.
Gelişmişlik üzerine nutuk at-
mak kolay. Gidip gelişmiş ülke-
lere baktığımız zaman gördü-
ğümüz manzara çok farktı. Bü-
tün Avrupa'da şehirlerarası yol-
cu ulaşımı trenlerle yapılıyor.
Üstelik bu alana devlet eliyle
büyük yatırımlar aktarılıyor. Tür-
kiye, demiryollannı neredeyse
sıfırlayacak bir ruh hali içindey-
ken Fransa, Almanya gibi dev
ülkelertrenle ulaşımı olağanüs-
tü boyutlara ulaştırdılar. Biz on-
lardan başka türlü bir medeni-
yet mi arıyoruz acaba?
Ford, gözümüzü kaşımızı
sevdiği için mi buraya koşup
geliyor? Desteklediklerı askeri
darbelerle emekçiler dümdüz
edildi. Bunun sonucu ortaya çı-
kan ucuz işgücü, sendıkasız-
laştınlmış örgütsüz işçiler, stan-
dartlan değişen ve yatırımların
zorlaştığı bir Asya gerçeği,
muhtemelen onlan Türkiye'ye
yöneltiyor. Daha başka neden-
ler üzerinde de düşünülebilir.
Ford, Kocaeli Üniversitesi'ne
babasının haynna mı 15 milyon
dolar vermeyi vaat ediyor? Ay-
rıca verecekse buyursun ver-
sin.
-Kamu iktisadrkurutuştannın
devletleştirilmesi, son dönemin
asıl kurtuluş simidi olarak, bir
koro halinde propaganda edili-
yor. Burada da anlaşılmaz bir
mantıkla yüz yüzeyiz. Kamu ku-
ruluşlarını bugüne kadar sağcı
iktidariar yürütüp yönlendirdi-
ler. Bu kurumlar eğer verimsiz
ve hantal bir hale geldiyse bu-
nun sorumlusu ne işçiler ne de
özelleştirme yağmasına karşı
çıkan solcular. Sayın Demirel,
KlT'lerin bu ölçüde yaygınlaş-
masının baş aktörlerinden biri-
sı. Devlet fabrikalannı, işyeıie-
rinı bız kurmadık ki?
Şimdi diyorsunuz ki bunlar
devletin sırtında bir yük, bunla-
rı atalım. Verelim birilerine, on-
lar buralan idare edip zenginlik-
lerinezenginlikkatsınlar. Devlet
kurumları hantalsa, bunu ve-
rimli ve dinamik hale getirmek
için önlemler almak gerekir.
Dünyanın hiçbir yerinde devle-
tin müdahalesi dışında bir eko-
nomi yok ki. Burada önemli
olan, ekonominin hangi tercih-
lerle yönetileceği. Sosyal dev-
let ilkesinin korunup korunma-
yacağı. Bu açıdan Batı ülkele-
rine bakarsak; ciddt btr^osyar-
devletle yüz yüze geliriz. Gelir-
ler arasında da büyük uçurum-
lar yok. Örneğin Almanya'da
nüfusun ezici çoğunluğu 2 bin
mark - 4 bin mark arasında bir
aylık gelire sahip. Aradaki fark
bire iki. Bizde korkunç bir den-
gesizlik var, özelleştirme yağ-
masıyla bu farkın daha da açı-
lacağı bir sistem kurulmak iste-
niyor.
Demirel, sembolik bir şekilde
"Çankaya'yı veririm" diyor. A-
ma yine de itici bir yanı var. Ora-
sı bu milletin malı. Padişahlar
döneminde, onlar istedikleri ye-
ri verebiliyorlardı. Şimdi artık
cumhuriyet rejimiyle yönetiliyo-
ruz.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Döpt Dörtlük Tablo
Oral Çalışlar'ın davası, Türkiye'nin içinde bt
lunduğu durumu birçok yönden gözler önüne se
ren özellıkler taşıyor. Dava, Türkiye'nin dört dört
lük birtablosu sanki.
Siyasi açıdan mı?
Avrupa'nın neredeyse en geri siyasi düşünce
sinin yönetimi ve egemenliği altındayız. Düşüno
açıklamak ülkemizde suç olarak kabul edildiği gi
bi, Düşünce=Terör eşitliğini üstelik anayasasındi
kuran bir ülkeyiz. Ne Meclis ne de iktidariar, 12 Ey
lül darbecilerinin yaptığı anayasayı sivilleştirecel
ve uygarlaştıracak bir yapıya bir türlü kavuşamı
yor.
Hukuksal açıdan mı?
Bir çelişkıler ve anlaşılmazlıklar diyan Türkiye.
Bir röportaj Cumhuriyet'te yayımlanıyor. Savcı
lardan bir itiraz gelmiyor. Kimse de yazıda geçer
li yasalar açısından suç bulmuyor. Hatta Devle
Güvenlik Mahkemesi Savcılığı röportajda suç ol-
madığını belirtiyor. Oral, bunun üzerine röportajı-
nı kitap olarak yayımlıyor. Derken bir başka savc
kitap hakkında dava açıyor.
Standartlar açısından mı?
Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin savcısı röpor-
tajda suç bulmazken, 15 günlük izin süresi içinde
yerine bakan savcı ise aynı yazıda suç icat ediyor
Adaletin bu kadar bırbirine ters yorumu olabilıı
mi? Demek ki olabıliyor. O halde, vatandaş, düz-
gün ve adaletli yorum yapacak savcı ve hâkim mı
arayıp duracak? Akla gelen bir başka soru: Aca-
ba bu dava talimatla mı açıldı?
Yargı açısından mı?
Mahkeme, 6 sayfalık gerekçeli bir kararla Oral'ın
bölücülük yapmadığını karara bağlıyor. Ancak
Yargıtay'ın bozma kararına da uyuyor. Kendi ge-
rekçeli kararının arkasında duramıyor. Bozma ka-
rarına niçin uyduğunun gerekçeli bir açıklaması ise
yok.
Yargıtay ise mahkeme gibi davranıyor: Oral suç-
ludur, Terörle Mücadele Yasası maddeleri gereğin-
ce yargılanmalıdır, diyor. Oral'ın suçlu olduğuna
mahkeme mi karar verecek yoksa Yargıtay mı?
Hukuksal açıdan anlaşılmadık bir durum ortaya çı-
kıyor.
Yargı bağımsızlığı açısından mı?
Mahkeme nıçin gerekçeli bozma karannın arka-
sında durmuyor? Bunu bilmiyoruz. Ama Türki-
ye'de adalet sisteminin işleyişı, topluma bu konu-
da bazı ıpuçları veriyor. Bu ıpuçları da yaygın ka-
naatlere dönüşmüş durumda: Ülkemizde yargı-
nın bağımsızlığı tartışmalıdır Hâkim ve savcıların
atanmalarında, sicillerinde, terfilerinde, siyasi or-
tam etkili olmaktadır. Hâkim ve savcılar, ne kadar
göze batmaz kararlar verir, muhafazakâr davranır,
siyasi ortama ve esen rüzgârlara uyumlu kalırlar-
sa, terfi ve atamalarında o kadar az "kazaya" uğ-
rariar. Hatta, iktıdarlarca ve devletin tutucu bürok-
rasisince tercih edilır insanlar olurlar.
Mesleki açıdan mı?
Gazetenin yazıişleri, Oral'ı görevlendiriyor. "Git
bu adamla konuş" diyor. Amaç, bir terör örgüt'"' li-
derinin propagandasını yapmak değil. Bir terör ör-
gütü liderini tanımak ve topluma tanıtmak, toplu-
mu bilgilendirmek; böyle bir insanın içinde bulun-
duğu ruh halini yorumlamak vb. Nitekim röportaj-
da sorulan sorular ve alman yanıtlar, özetle söyle-
şinin bütünü bu amacı yansıtıyor.
Gazete, yazar ve muhabir; mesleğini meslek ya-
pan bir görevden ve kamusal hizmetten, anaya-
sal hakları çiğnenerek ve yok sayılarak alıkonuyor-
lar. Bu anlayış, bir kamunun hizmetinde bir gaze-
te değil, örneklerinin toplumda giderek arttığını
gördüğümüz, sürekli iktidara kenetlenen, yama-
nan ve iktidarca beslenen, iktıdann buyurduğu ha-
berleri yazan kukla gazeteler, yazarlar ve muha-
birler yaratır. Bu, toplumsal ve kamusal açıdan da
telafi edilemeyecek zararlara yol açar. Uşak birey-
ler yaratır.
Sonuçta, Türkiye gördüğümüz, eleştirdiğimiz
geri kalmış yapısını korur; toplum böyle gelir, böy-
le gider.
• • •
Allah aşkına , biz ne istiyoruz? '
'Sosyal patlama gündemde'
Çüler'den seçim
için işbirliğiçağnsı
ANKARA (Cumhurivet
Bfirostı) - DYP Genel"
Başkanı Tansu Çiller.
hükümet ortakları
arasında seçim
konusunda da
uyumsuzluk olduğunu
vurgulayarak "Seçim
isteyenlerle istemeyenler
her hafta\er
"Savın Bay kal. öğlene
kadar iktidar. öğfeden -
sonra muhalefet olma
anlayışını. bu topluma
kabul ettirememiştir"
dedı. Kasım ayında
seçime gidilirse
belirsizliğin ortadan
kalkacağını vurgulayan
Çiller. u
Bu dabir
değiştiriyor. Sanki
birden çok Bay kal,
birden çok Yılmaz,
birden çok Ece\ it var"
dedı. Seçim
tartışmalannın "köşe
kapmacaya döndüğünü*
belirten Çiller. siyasi
partı lıderlerıne 1998
sonbahannda seçime
gitmek için uzlaşma
çağnsı yaptı.
Çiller. partisinin grup—
toplantısında yaptığı
konuşmada. "Çıkan
hükümet krizierinin
bedelini tekelcL kartelci
seçilmiş müteahhit
dışındaki toplum
kesimleri ödüyor. Herkes
bir giin önce söylediğuü
yalay ıp yutuyor"
görüşünü dıle getirdi.
Hükümetin siyasi
iradeye sahip olmadığını
öne süren Çiller. ülkede
siyasi %e ekonomik
istikrarsızlık nedeniyle
sosyal patlamanın
gündeme geldiğını
söyledi CHP Genel
Başkanı Deniz Bay kal ı
da eleştiren Çıler.
oyiindan ibaret değilse,
baskın seçimden ibaret
değilse, seçim karan
Meclis tatile girmeden
önce alınmalıdır" diye
konuştu.
DSP'nın gündeme
getirdiği af konusunda
"makul olan şekil
üzerinde çalışmalara
başladıklannı"
kaydeden Çiller,
"tarnşmanın gündeme
getirilmesindeki
garipliğin kamuovıınun
gözünden kaçmadığınr'
söyledi. Başbakan
Yılmaz'ın hükümet oluş
biçimiyle POAŞ ihalesi
arasında benzerlik kuran
Çiller. her ikisinde de
üçüncü gelenın bınncı
ilan edildiğini kaydetti.
Özelleştirme ihalelerine
gölge düştüğünü belirten
Çiller. "Bunlan alanın
da verenin de
burnundan
getireceğimizi bilin"
dedı. Çiller. hükümetı
irtıca kalkanı arkasından
partizanlık yapmakla
suçladı.