14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ 1998 PERŞE» HABERLER Dışişleri ve DPT raporundaki Türkiye 2010-2020 belgesinde, 2020'deki nüfus 83 milyon olarak hesaplandı Gelecek 22 ydın stratejisi hazır Baş sorun kentleşme: Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Yaman Başkut, 22 yıllık strateji planına göre Türkiye'nin önündeki en önemli sorunlardan birinin hızlı kentleşme olduğunu bildirdi. Yetişmiş insan gücü için 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulamasının önemine işaret eden Başkut, yeni eğitim reformlan, sağlıkta düzenlemeler, aile planlaması, işgücü ve gelir dağılımı dengesizliklerinin azaltılması gerektiğini vurguladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dı- şişleri Bakanlığı ile Devlet Planlama Müsteşarlığı'nın hazırladığı "Türldye 2010-2020" raporunda. Türkiye'de nüfu- sun 83 milyon, kişi başına düşen ulusal gelirin de 20 bin dolann üzerinde olaca- ğı hesaplandı. Gelecek 22 yıl için strate- jilerin çizildiğı belgeye göre; 12. aday ol- mak için Avrupa Bırliğı'ni zorlayan Tür- kiye, Almanya'yı geride bırakarak "en fazla niifusa sahip Avrupa iilkesi" olacak. Türkiye'yi "dünyasiyasetindeküreselbir aktör" olarak tanımlayan Dışışlen Baka- nı tsmailCem, Doğu Bloku'nun çözülme- sinın ardından Türkiye'nin öneminin aza- lacagını öne sürenlerin yanılgı içınde ol- duklannı kaydederek "Türkiye'nin konu- mu arbk Ban'nın uzak karakolu olan 01- ke sıfanyla sınıriı değüdir" dedi. Dışişleri Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı'nın(DPT)işbırliğiilehazırlanan ve değışen dengeler çerçevesinde Türki- ye için 22 yıllık bır strateji planını öngö- ren "Türkiye ve Dünya 2010-2020/Küre- sel Bir Aktörün Doğuşu" başlıklı rapor dün basına tanıtıldı. Toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Ismail Cem. gelecek yüzyıla girerken Türkiye'nin geleceğı ve ekonomik rolü konusunda değışiklikler yaşandığını belirterek çalışmanın bir ge- reksinimden doğduğunu söyledi. "Eğer dış siyaset bir güç dengesi üzerine kunı- luysa bu güç değişmeye başladı" görüşü- nü dile getiren Cem, askeri gücün temel etken olmaktan uzaklaştığını, oluşan ye- nı dengede, ekonomi, tarih ve kültürün ön plana geçtığını söyledi. Cem. "Türki- ye önemli birikimleri. kıyaslamalı avan- tajlan olduğu için çok ileri noktalara çık- marun adayı olarak görünüyor. Türkiye, Avrasya'nın ekonomik ve siyasi bir öncü- sü olmava hanrianıvor" dedı. Soğuk savaşın sona ermesı \e ikı ku- tuplu dünyanın ortadan kalkmasının ar- dından Türkiye'nin öneminin azalacağı- nı öne sürenlerin yanıldığına işaret eden Cem, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin konumu arbk Batı'nın uzak karakolu olan kenar ülke sıfatıyla sı- nıriı değildir. Biz AB'nin birparçasıotmak istiyoruz. Ama bizim hedeflmiz daha ge- mr Avrasya seçeneği Avrasya seçeneğine dıkkat çeken Cem, Doğu Bloku'nun dağılmasının ardından ortaya çıkan bağımsız devletlerin Türki- ye için olağanüstü olanaklar sağlayabile- ceğine işaret etti. Türkiye'nin ortak tari- hi paylaştığı. kimileriy le aynı dili ve inan- cı paylaştığı Balkan. Orta Asya ve Kaf- kasya ülkelennin tanh sahnesıne yeni bır güç olarak geldıklenni kaydeden Cem, mani olan kanunları kaldıralım' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. rslamdan çıkar sağlamak için şiddete başvuranlann dine en büyük zaran verdiklerini söyledi. Kalkınmada en önemli darboğazlardan birinin elektrikte yaşandığını belirten Demirel, "Türkiye'de aslında çok fcanun var. Rüzgâra mâni dlan kanunlar neyse onlan kaldıralım orta yerden" 3edi. MGK İstanbul'da toplanıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Millı Güvenlik Kurulu (MGK), temmuz ayı olağan toplantısını yann istanbul'da yapacak. Toplantıda, son günlerde tvme kazanan terör eylemleri masaya yatınlacak. PfCK'nin Sıvas ve Tokat ile Karadeniz bölgesinde gerçekleştirdiği son eylemler ile bölgede sürdürülen operasyonlar konusundaki son gelişmeler değerlendinlecek. Sivil havaalanlannın güvenliğinin de ele alınacağı toplantıya Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir de davet edildi. Ağar'a DGM'den davetiye • İstanbul Haber Servisi - Istanbul 6 No'lu DGM, 'görevsizlik' karannı bozan Yargıtay'ın ilamını yüzüne karşı okumak üzere DYP Elazıg Milletvekili Mehmet Agar'a davetiye çıkardı. Susurluk davasının görüldüğü DGM, 24 Ağustos 1998'e duruşma günü verdi. Dava dosyası duruşmadan sonra prosedür gereğı tçişlen Bakanlığı'na gönderilecek. Dosyanın buradan gideceği Danıştay 2. Dairesi lüzumu mahkeme karan verirse Ağar'ın yargılama yeri belirlenecek. 4 denizaltı için sözteşme • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Savunma Bakanlığı ile Alman HDW şirketi arasında 4 adet bin 400 tonluk Preveze sınıfı denizaltınm inşa "sözleşmesi îmzalandr Milli Savunma Bakanlığı'nda düzenlenen imza töreninde konuşan Milli Savunma Bakanı îsmet Sezgin, Deniz Kuvvetleri'nin gereksinimlerini karşılamak amacıyla 1973'ten bugüne kadar geçen sürede imzalanan 10 adet denizaltı, 8 adet firkateyn ve 13 adet hücumbot projelerinin toplam sözleşme bedellerinin yaklaşık 6 milyar Alman Markı olduğunu belirtti. Duran'a ziyaret • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Gürelı ve Genel Sekreteri Turgay Olcayto ile Ragıp Duran'ın avukatı Fikret tlkiz. Duran'ı kalmakta olduğu Sarav Cezaevı'nde ziyaret etti. Duran, bır süre önce Yeni Gündem gazetesindeki bir yazısı nedeniyle cezaevine konulmuştu. Birdal DGM'de ifade verdi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara 1 No'lu DGM'nin "Dünya Banş Günü" nedeniyle düzenlenen mitıngde yaptığı ko- nuşmada "halkı, sınıf, ırk ve böl- ge farkı gözeterek kin ve düşman- hğa tahrik ettigr gerekçesıyle 1 yıl hapis. 420 bin lira ağır para cezasına mahkûm ettiği Insan Haklan Derneği Genel Başkanı Akuı Birdal. Yargıtay'ın bozma karan üzenne dün tekerlekli san- dalye ile Ankara DGM'de yeni- den ifade verdi. Birdal, mahkemenın "poliszo- ruyla getirilmesi" yönündeki ka- ran üzerine dün sabah saat 9.30 sıralannda avukatı Sedat Aslan- taş'a ait araçla Ankara DGM'ye getirildi. Birdal'ın DGM'ye ginşi sıra- sında polis memuru kızı Havva Bayar'ın vurulmasıyla ilgili An- kara 2 No'lu DGM'de görülen davaya gelen TIR şofbrü Rıfat Bayar tepkigösterdi Bayar. "Be- nim başıma gelen senin de başına geldi. Sen beni yakanlan Avrupa Insan Haklan Komisyonu üyele- ri ile Eunadağ Cezaevi'nde ziya- ret ettin. Bugüıı bana yann sana. Şerefsiz herif" dıye bağırdı. Bayar, daha sonra sakınleşti- rilerek bir süre bina dışında bek- letildi. Birdal, ifade vermeden önce gazetecilere yaptığı açıklamada, hakkında verilen iki mahkûmiyet karannı Yargıtay'ın bozduğunu anımsatarak sağlık durumu ne- deniyle duruşmalara katılamaya- cağının avukatları tarafindan İHDGenel Başkanı Akın Birdal'ı savunmakiçin duruşmaya 13 avukat katıldı. (Fotoğraf: AA) mahkemeye bildınldığinı söyle- di. Birdal, doktor önerisiyle git- tiği lokantada çekilen fotoğrafla- nnın bır gazetede yayımlanması üzerine mahkemenin. ifadeyi ev- de alma karanndan \azgeçerek. hakkında ihzar müzekkeresi çı- kardığını belirtti. Birdal. burada verdiği ifade- sinde, bozma karannın yerinde olduğunu \e bu karara uyulması- nı istediğini kaydederek. yaptığı konuşmanın eleştiri kapsamında olduöunu sövledi. Savcı Talat Şalk. sanık hakkın- da ilk yargılamada verilen mah- kûmiyet karannda direnilmesi is- teminde bulundu. Mahkeme, bozma kararına uyup uymama konusunda dosyanın incelenme- sine karar \erdi. Mümtaz Soysal, özelleştirmede anayasaya aykınlığın açık olduğunu söyledi 'Yöneticfler toplıımu aldaüyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anaya- sa Mahkemesi'nin, 3096 sayılı yasanın bazı maddelerinin anayasaya aykınlığının ince- lenmesine ılişkin Danıştay başvurusunu usul- den reddetmesi konusunda tartışmalar sürü- yor. DSP Zonguldak milletvekıli ve Kamu lş- letmeciliğini Geliştirme Vakfı (K.IGEM) Ge- nel Başkanı Mümtaz Soysal. yapılan işin ana- yasaya. hukukun ilkelerine ve ulusal çıkarla- ra aykınlığının ortada olduğunu vurgulaya- rak, "65 milyonluk toplum, devleti yönetenler tarafindan aldatümaya çalışıhyor" dedı. Soysal, Danıştay 1. Dairesi'nde incelenme- yi beİdeyen 7 termik santral ve 14 dağıtım şe- bekesıne ilişkın imtiyaz sözleşmelerinin nö- betçi dairede ıncelenemeyeceğini söyledi. Tes-lş Genel Başkanı Mahmut Özonur da, yargı üzennde baskı kunılmaya çalışıldığını öne sürerek, hükümete "hukuka uygun dav- ranma ve yargıdan elini çekme" çağnsı yap- tı. Anayasa Mahkemesı'nin, enerji özelleştir- melerinin temelini oluşturan 3096 sayılı ya- sanın anayasaya aykınlığının incelenmesi yö- nündeki Danıştay Idari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun başvurusunu usulden reddetme- si üzerine Türk-lş Genel Merkezi'nde dün düzenlenen basın toplantısına Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral, Tes-İş Genel Başka- nı Mahmut Özonur, DSP milletvekili Müm- taz Soysal ve Tes-lş şube başkanlan katıldı. Mümtaz Soysal. özelleştirmelerden elde edilen gelirin yeni yatınmlar yerine cari har- camalar için kullanıldığını vurgulayarak, "Madem bu alanda yeni yatınmlara Uıtiyaç var, o zaman neden hazır tesisieri özel sektö- rün eline çok ucuz rakamlarla teslim ediyor- sunuz da, özel sektöre, "Hadi bu alanda yatı- nm yap' demiyorsunuz?" görüşünü dıle ge- tirdı. Başbakan Mesut Yılmaz'ın Anayasa Mah- kemesi karan açıklanmadan önce gazetelere, kararın olumlu olacağı yönünde demeçler vermesini eleştiren Soysal, "yargı üzerinde kurulmak istenen iç ve dış baskıya karşı" ba- rolara ve sendikalara önemli görevler düştü- ğünü söyledi. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral de, gerçekleştirilen özelleştirmelerle sorunlann çözülmediğini. üretimin, istihdamın artma- dığını ve çok sayıda işçinin işsız kaldığını be- lirterek. "Yapdanlar vurgunculann ve soy- gunculann yarannadır, halkm yaranna değil. Daha önceki hükümetlerden hesap soranlar yine hesap soracaktır. Kötülük yapanlann. halkın malını yağmalavanlann mezannı taş- larlar" diye konuştu. bu ülkelerle paylaşılmış tarihın öneminı vurguladıklannı. koşut kültürlen ve tan- hi diplomaside öne çıkardıklannı söyle- di. DPT Müsteşan Prof. Dr. Orhan Güve- nen de, çalışma için OECD'nin 2020 programının temel alındığını, ancak tek- nik model bölümünün genişletildiğini söyledi. Raporun aynntılannı aktaran Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yaman Başkut. Türkıye'nin 1995'te 61 milyon, 2000'de 66 milyon. 2010'da 75 milyon, 2020'de de 83 milyon nüfusa ulaşacağını belirterek "Bu nüfusuyla ülkemiz, Avnı- pa'nın en kalahalık ülkesi olacak. Buna karşılık Baü ulkelerinde nüfus a/alacak, özelükle çalışma çağındaki nüfusun azal- ması çok önemli" dedi. Yaşam süresinın 2000"li yıllarda Avrupa'da 81 yılı aşma- sının beklendiğini, çalışabılecek nüfus oranınındadüştüğünü kay- deden Başkut, "Türkiye'de ortalama yaşam süresinin 73-75 yıl olması bekleniyor. Avrupa'da nüfus yaşlannor. Bu da az tasarruf, az yao- nm ve daha az ekonomik büvüme denıektir" diye ko- nuştu. Başkut, vergı sıste- mının yenılenmesı. sosyal güvenlik alanında refonm- lara gidilmesi ve özelleştir- me çalışmalannın sürmesi gerektıginı de söyledi. Başkut'un aktardığı ve raporda da yer alan \erilere göre, Türkiye yurttaşlannı 2020'de şu gelişmeler bek- lıyor - Batı'da çalışan nüfusun çahşamayan nüfusa oranı yüzde 57, Türkiye'de yüzde 46 olacak. - 1991 'de yüzde 8.5. 1992'de 8.2. 1995'te 6.7. 1996'da 6 olan işsizlik 2000'04 arasında 4.9, 2005 09 arasında 3.6. 2010'da 3.3. 2020'de 3 ola- rak hesaplandı. - Yavaş kalkınma hesap- lamalanna göre, 1998'de nüfusun yüzde 4O'ı tanm alanında istihdam edilirken bu rakam 2020'de yüzde 26'ya düşecek. Sanayi sek- töründeki yüzde 16'lık dü- zeyin sürmesi bekleniyor. Servis sektöründe ise yüzde 44'lük oranın 2020'de y üz- de 58'e ulaşması öngörüklü. -Hızlı kalkınma hesapla- nna göre ise tanm sektö- ründeki istihdam oranınm 2020'de yüzde 8. sanayi sektöründeki istihdam ora- nının yüzde 19, hizmet sek- töründeki istihdam oranı- nın da yüzde 73 olması bek- leniyor. -Mal ihracında21 mihar 975 mihon dolarlık tutann 2000'de 31 müyar, 2010'da 53 milyar 550 milyon, 2020'de 99 mihar 184 "mil- yon dolar olması beklenir- ken servis sektöründe bu \e- riler aynı dönemde sırasıv- la 11 mihar 816 milyon do- lar, 23 milyar398 milyon do- lar,48 mihar933 milyon do- lar, 119 milyar 865 milyon dolar olarak hesaplandı. - 35 milyar 709 milyon dolardan mal ithalinin 2020'de 230 milyar 997 milyon dolara servis ithali- nin de 5 milyar dolardan 2020'de 49 milyar dolara ulaşacağı öngörüldü. - Hızlı büyüme senaryo- suna göre, Türkiye'de kişi başına milli gelir 5 bin 752 dolardan satın alma gücü— paritesine göre 30 bin dola- ra çıkacak. Türkiye ekono- misi, OECD'nin ilk 5 ülke- si arasında ver alacak. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Ford-Koç ortaklığının Izmit SEKA arazisine yapmayı düşündüğü fabrikaya karşı çı- kılmasına çok kızmış. Diyor ki: "GelsinlerÇankaya'nın bahçe- sini vereyim. Yeter ki bu fabri- ka yapılsın." Cumhurbaşkanı. bu fabrikanın uygariık ve eko- nomiyle bağlantısı olduğunu söyleyerek, tepkilere öfkesini dile getiriyor. Geçmişte bu ko- -nuda yaptlan tartişmalaft da anımsatarak bu tür önerilere karşı çıkanları gerilikle suçluyor. Fabrikanın yapılacağı alanı çok iyi bilen Oktay Ekinci'ye sordum. Ekincı, Izmit ve çevre- sinin aşırı sanayileşmesi sonu- cu çevrenin ölüm sinyalleri ver- diğini anlattı. Ekinci şunlan söy- ledi: "Ford-Koç ortaklığına ay- nlması kararlaştınlan SEKA fi- danlığı, bölgenin nefes alması- nı sağlayacak ciğer görevi gö- ren birkaç araziden birisi. Izmit ve çevresinin doğası talan edi- lirken, kamu arazileri elde kal- mıştı. Şimdi onlar da giderek yok ediliyor. Sayın Demirel Ford'un üniversiteye yardım edeceğini söylüyor. Ancak Ko- Çankaya'nm Bahçesi... caeli Üniversitesi'nin Çevre Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Savaş Ayberk, bu yardımı istemek yerine bakın neler söylüyor: 'Burayafabrika kurulamaz. 1. dereceden tarım alanıdır.' Bir ülkenin kalkınması için ya- tırım yapılmasıyla o ülkenin en önemli tanm alantannı ve dogat zenginliklertni yağmalayarak ve çevreyı yaşanmaz hale getire- rek bu işi yapmaya kalkmak ay- nı şey değil. Türkiye çok geniş bir ülke, sanayi yatınmlan yapı- lacak o kadar geniş araziye sa- hip ki... Bunun için gidip gıdip en güzel doğal zenginlikleri tah- rip etmek gerekmiyor ki... Bu konuda ikinci tartışma ise yatırım tercihleri. Sayın Süley- man Demirel, bu ülkenin kade- rinde 40 yıla yakın bir süredir rol oynuyor. Otomotiv sanayiinin gelişmesı için olağanüstü bir gayret sarf ediyor. Bütün bu sü- re zarfında ulaşımı en ucuza ge- lecek, çevreyi en az tahrip ede- cek demiryolları için acaba bu- güne kadar ne yaptı? Bu ülke- ye kaç metre demiryolu eklen- mesine katkıda bulundu? De- miryollannın halini biliyoruz. Ne- redeyse 50 yıldır bu alana hiç yatınm yapılmadı. Gelişmişlik üzerine nutuk at- mak kolay. Gidip gelişmiş ülke- lere baktığımız zaman gördü- ğümüz manzara çok farktı. Bü- tün Avrupa'da şehirlerarası yol- cu ulaşımı trenlerle yapılıyor. Üstelik bu alana devlet eliyle büyük yatırımlar aktarılıyor. Tür- kiye, demiryollannı neredeyse sıfırlayacak bir ruh hali içindey- ken Fransa, Almanya gibi dev ülkelertrenle ulaşımı olağanüs- tü boyutlara ulaştırdılar. Biz on- lardan başka türlü bir medeni- yet mi arıyoruz acaba? Ford, gözümüzü kaşımızı sevdiği için mi buraya koşup geliyor? Desteklediklerı askeri darbelerle emekçiler dümdüz edildi. Bunun sonucu ortaya çı- kan ucuz işgücü, sendıkasız- laştınlmış örgütsüz işçiler, stan- dartlan değişen ve yatırımların zorlaştığı bir Asya gerçeği, muhtemelen onlan Türkiye'ye yöneltiyor. Daha başka neden- ler üzerinde de düşünülebilir. Ford, Kocaeli Üniversitesi'ne babasının haynna mı 15 milyon dolar vermeyi vaat ediyor? Ay- rıca verecekse buyursun ver- sin. -Kamu iktisadrkurutuştannın devletleştirilmesi, son dönemin asıl kurtuluş simidi olarak, bir koro halinde propaganda edili- yor. Burada da anlaşılmaz bir mantıkla yüz yüzeyiz. Kamu ku- ruluşlarını bugüne kadar sağcı iktidariar yürütüp yönlendirdi- ler. Bu kurumlar eğer verimsiz ve hantal bir hale geldiyse bu- nun sorumlusu ne işçiler ne de özelleştirme yağmasına karşı çıkan solcular. Sayın Demirel, KlT'lerin bu ölçüde yaygınlaş- masının baş aktörlerinden biri- sı. Devlet fabrikalannı, işyeıie- rinı bız kurmadık ki? Şimdi diyorsunuz ki bunlar devletin sırtında bir yük, bunla- rı atalım. Verelim birilerine, on- lar buralan idare edip zenginlik- lerinezenginlikkatsınlar. Devlet kurumları hantalsa, bunu ve- rimli ve dinamik hale getirmek için önlemler almak gerekir. Dünyanın hiçbir yerinde devle- tin müdahalesi dışında bir eko- nomi yok ki. Burada önemli olan, ekonominin hangi tercih- lerle yönetileceği. Sosyal dev- let ilkesinin korunup korunma- yacağı. Bu açıdan Batı ülkele- rine bakarsak; ciddt btr^osyar- devletle yüz yüze geliriz. Gelir- ler arasında da büyük uçurum- lar yok. Örneğin Almanya'da nüfusun ezici çoğunluğu 2 bin mark - 4 bin mark arasında bir aylık gelire sahip. Aradaki fark bire iki. Bizde korkunç bir den- gesizlik var, özelleştirme yağ- masıyla bu farkın daha da açı- lacağı bir sistem kurulmak iste- niyor. Demirel, sembolik bir şekilde "Çankaya'yı veririm" diyor. A- ma yine de itici bir yanı var. Ora- sı bu milletin malı. Padişahlar döneminde, onlar istedikleri ye- ri verebiliyorlardı. Şimdi artık cumhuriyet rejimiyle yönetiliyo- ruz. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Döpt Dörtlük Tablo Oral Çalışlar'ın davası, Türkiye'nin içinde bt lunduğu durumu birçok yönden gözler önüne se ren özellıkler taşıyor. Dava, Türkiye'nin dört dört lük birtablosu sanki. Siyasi açıdan mı? Avrupa'nın neredeyse en geri siyasi düşünce sinin yönetimi ve egemenliği altındayız. Düşüno açıklamak ülkemizde suç olarak kabul edildiği gi bi, Düşünce=Terör eşitliğini üstelik anayasasındi kuran bir ülkeyiz. Ne Meclis ne de iktidariar, 12 Ey lül darbecilerinin yaptığı anayasayı sivilleştirecel ve uygarlaştıracak bir yapıya bir türlü kavuşamı yor. Hukuksal açıdan mı? Bir çelişkıler ve anlaşılmazlıklar diyan Türkiye. Bir röportaj Cumhuriyet'te yayımlanıyor. Savcı lardan bir itiraz gelmiyor. Kimse de yazıda geçer li yasalar açısından suç bulmuyor. Hatta Devle Güvenlik Mahkemesi Savcılığı röportajda suç ol- madığını belirtiyor. Oral, bunun üzerine röportajı- nı kitap olarak yayımlıyor. Derken bir başka savc kitap hakkında dava açıyor. Standartlar açısından mı? Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin savcısı röpor- tajda suç bulmazken, 15 günlük izin süresi içinde yerine bakan savcı ise aynı yazıda suç icat ediyor Adaletin bu kadar bırbirine ters yorumu olabilıı mi? Demek ki olabıliyor. O halde, vatandaş, düz- gün ve adaletli yorum yapacak savcı ve hâkim mı arayıp duracak? Akla gelen bir başka soru: Aca- ba bu dava talimatla mı açıldı? Yargı açısından mı? Mahkeme, 6 sayfalık gerekçeli bir kararla Oral'ın bölücülük yapmadığını karara bağlıyor. Ancak Yargıtay'ın bozma kararına da uyuyor. Kendi ge- rekçeli kararının arkasında duramıyor. Bozma ka- rarına niçin uyduğunun gerekçeli bir açıklaması ise yok. Yargıtay ise mahkeme gibi davranıyor: Oral suç- ludur, Terörle Mücadele Yasası maddeleri gereğin- ce yargılanmalıdır, diyor. Oral'ın suçlu olduğuna mahkeme mi karar verecek yoksa Yargıtay mı? Hukuksal açıdan anlaşılmadık bir durum ortaya çı- kıyor. Yargı bağımsızlığı açısından mı? Mahkeme nıçin gerekçeli bozma karannın arka- sında durmuyor? Bunu bilmiyoruz. Ama Türki- ye'de adalet sisteminin işleyişı, topluma bu konu- da bazı ıpuçları veriyor. Bu ıpuçları da yaygın ka- naatlere dönüşmüş durumda: Ülkemizde yargı- nın bağımsızlığı tartışmalıdır Hâkim ve savcıların atanmalarında, sicillerinde, terfilerinde, siyasi or- tam etkili olmaktadır. Hâkim ve savcılar, ne kadar göze batmaz kararlar verir, muhafazakâr davranır, siyasi ortama ve esen rüzgârlara uyumlu kalırlar- sa, terfi ve atamalarında o kadar az "kazaya" uğ- rariar. Hatta, iktıdarlarca ve devletin tutucu bürok- rasisince tercih edilır insanlar olurlar. Mesleki açıdan mı? Gazetenin yazıişleri, Oral'ı görevlendiriyor. "Git bu adamla konuş" diyor. Amaç, bir terör örgüt'"' li- derinin propagandasını yapmak değil. Bir terör ör- gütü liderini tanımak ve topluma tanıtmak, toplu- mu bilgilendirmek; böyle bir insanın içinde bulun- duğu ruh halini yorumlamak vb. Nitekim röportaj- da sorulan sorular ve alman yanıtlar, özetle söyle- şinin bütünü bu amacı yansıtıyor. Gazete, yazar ve muhabir; mesleğini meslek ya- pan bir görevden ve kamusal hizmetten, anaya- sal hakları çiğnenerek ve yok sayılarak alıkonuyor- lar. Bu anlayış, bir kamunun hizmetinde bir gaze- te değil, örneklerinin toplumda giderek arttığını gördüğümüz, sürekli iktidara kenetlenen, yama- nan ve iktidarca beslenen, iktıdann buyurduğu ha- berleri yazan kukla gazeteler, yazarlar ve muha- birler yaratır. Bu, toplumsal ve kamusal açıdan da telafi edilemeyecek zararlara yol açar. Uşak birey- ler yaratır. Sonuçta, Türkiye gördüğümüz, eleştirdiğimiz geri kalmış yapısını korur; toplum böyle gelir, böy- le gider. • • • Allah aşkına , biz ne istiyoruz? ' 'Sosyal patlama gündemde' Çüler'den seçim için işbirliğiçağnsı ANKARA (Cumhurivet Bfirostı) - DYP Genel" Başkanı Tansu Çiller. hükümet ortakları arasında seçim konusunda da uyumsuzluk olduğunu vurgulayarak "Seçim isteyenlerle istemeyenler her hafta\er "Savın Bay kal. öğlene kadar iktidar. öğfeden - sonra muhalefet olma anlayışını. bu topluma kabul ettirememiştir" dedı. Kasım ayında seçime gidilirse belirsizliğin ortadan kalkacağını vurgulayan Çiller. u Bu dabir değiştiriyor. Sanki birden çok Bay kal, birden çok Yılmaz, birden çok Ece\ it var" dedı. Seçim tartışmalannın "köşe kapmacaya döndüğünü* belirten Çiller. siyasi partı lıderlerıne 1998 sonbahannda seçime gitmek için uzlaşma çağnsı yaptı. Çiller. partisinin grup— toplantısında yaptığı konuşmada. "Çıkan hükümet krizierinin bedelini tekelcL kartelci seçilmiş müteahhit dışındaki toplum kesimleri ödüyor. Herkes bir giin önce söylediğuü yalay ıp yutuyor" görüşünü dıle getirdi. Hükümetin siyasi iradeye sahip olmadığını öne süren Çiller. ülkede siyasi %e ekonomik istikrarsızlık nedeniyle sosyal patlamanın gündeme geldiğını söyledi CHP Genel Başkanı Deniz Bay kal ı da eleştiren Çıler. oyiindan ibaret değilse, baskın seçimden ibaret değilse, seçim karan Meclis tatile girmeden önce alınmalıdır" diye konuştu. DSP'nın gündeme getirdiği af konusunda "makul olan şekil üzerinde çalışmalara başladıklannı" kaydeden Çiller, "tarnşmanın gündeme getirilmesindeki garipliğin kamuovıınun gözünden kaçmadığınr' söyledi. Başbakan Yılmaz'ın hükümet oluş biçimiyle POAŞ ihalesi arasında benzerlik kuran Çiller. her ikisinde de üçüncü gelenın bınncı ilan edildiğini kaydetti. Özelleştirme ihalelerine gölge düştüğünü belirten Çiller. "Bunlan alanın da verenin de burnundan getireceğimizi bilin" dedı. Çiller. hükümetı irtıca kalkanı arkasından partizanlık yapmakla suçladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle