15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 1998 PAZA HABERLER um:ag'dan açıklama IANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uğur Mumcu Araştirmacı Gazetecilik Vakfi (um:ag), Başbakanlık'tan alman destekJeme fonunun amaç dışı kullanıldığına ılişkin iddialan yalanladı. um:ag tarafindan dün yapılan açıklamada, Toplu Konut Idaresı Geliştiıme ve Destekleme Fonu Kurulması Hakkındaki Karar'ın ilgili maddeleri uyannca, mali portresi 786 milyar olan eğitim merkezi kurulması projesi ile Başbakanlık Toplu Konut Idaresi'ne başvurulduğu bildirildi. "Kişilere bır meslek veya iş alanında bılgi, beceri \e davranış kazandırmak amacı ile kamu ve özel kişilerce düzenlenecek kurslar" için verilen Geliştirme ve Destekleme Fonu çerçevesinde proje tutarının yüzde 40"ı olan 390 milyar liranın tahsis edildiğini bildiren vakıf. tahsisin "yasal olmayan. um:ag amaçlarını aşan ya da onunla çelişen hıçbir yanı bulunmadığını" kaydetti. Enbakan'a tatil yok • ANKARA (UBA)- Kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettın Erbakan, tatilini de Avrupa insan Hakları Mahkemesi'ne açtığı iptal davasına ayırdı. Erbakan'ın tatilde bulunduğu stire içerisinde Alman ve Fransız hukukçularla birlikte dos>a üzerinde çalışma yapacağı belirtildi. Tatilini geçirmek üzere Balıkesir'in Altınoluk beldesinde bulunan villasına çekilen Erbakan. kapatılan RP'nin Genel Başkanı Şevket Kazan'ı da Avrupah hukukçular ile anlaşmak üzere Fransa'ya gönderdi. Çakmup beraat etti • İZMİR (Cumhuriyet EgeBüro$u)Tj3üyükşehir . Belediye Başkanı Burhan Özfatura'nın Yüksel Çakmur aleyhine açtığı davalardan biri daha beraatla sonuçlandı. Usulsüz fazla mesai ödedikJeri savıyla 3'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Çakmur ve Personel Daire Başkanı Sadi Okay beraat etti. Özfatura; Yüksel Çakmur'un, sekreterliğini yapan Yücel Kaya'ya yasalara aykın olarak düzenlenen puantajlara göre fazla ücret ve mesai ödediğini öne sürerek Çakmur ve ödemeyi yapan Personel Daire Başkanı Okay hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. 'Organ nakli' düzenlemesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahlı Ku\"vetleri'ne Mensup Subay ve Astsubaylann Atanma ve Yer Değiştirmeleri Hakkında Yönetmelik'in bazı maddeleri değiştirildi. Yönetmeliğin 40. maddesine eklenen fikraya göre, organ kaybı olup da "Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapamaz" şeklinde rapor alan ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nce "Belirtilen görevleri yapar" karan verilen subay ve astsubaylann atamalan, istedikieri garnizonlara yapılabilecek. DYP'ye yeni şarkı • ANKARA (UBA)- DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in ara verdiği mitinglerin yeniden başlayacagı eylül ayından itibaren meydanlarda yeni seçim şarkılan da dinlenecek. Ricky Martin'in 'Go go go' adlı şarkısmı mitinglerde kullanmak için harekete geçen DYP'li yöneticiler, şimdi de Grup Laçin'in "Haydi güzelim, şeker ezelim, bu sene de bekâr gezelim" şeklindeki dillerden düşmeyen şarkısını parti mitinglerinde kullanmaya hazırlanıyorlar. Eğitime devlet raporu: Eğitim sistemi dağmık, eşgüdümsüz, hantal, verimsiz ve savurgan 4 TaIim Terbiye yenflenmeirEBRU TOKTAR ANKARA - Devlet Denetleme Kuru- lu tarafindan hazırlanarak Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel'e sunulan rapor- da, varolan eğitim sistemınin dağınık. hantal, eşgüdümsüz, verimsiz ve savur- gan olduğu vurgulanarak. bir dizi öneri- de bulunuldu. Eğitim sistemi içindeki çe- lişki ve çatışmalann önlenmesi istenılen raporda, başta Talim Terbiye Kurulu ol- mak üzere tüm örgüt >apısmın katıiımcı bır anlayışla yeniden değerlendirilmesi gerektığı \ıırgulandı. Raporda. eğitimde- ki yöneticilerin yöneticilik bilımi mezun- lan olması gerektiği anlatılırken: yönel- me. rehberlık ve danışma hizmetlerinin de ülke koşullanna uygun olarak gelişti- rilmesi ve temel hedeflerin konulması ıs- tendi. Talim Terbiye Kurulu uzmanı Se- lahattin EliboJ ve Devlet Denetleme Ku- rulu üyesi Prof. Dr. Nuri Tortop tarafin- dan hazırlanan "Eğitiıııin Sorunlannın ve Çözüm Önerilerinin Belirlenmesine Ilişkin Araşarma ve tnceletne Raporu". Devlet Denetleme Kuruîu'nda kabul edı- lerek Cumhurbaşkanlığı'na sunuldu. Cumhurbaşkanı Demirel tarafindan da onaylanarak tüm devlet kurumlanna gön- derilen rapor, eğitımin temel sorunlannın uzmanlartarafindan ortaya konulması ve devletin en üst makamı tarafindan da ka- bul edilmesi açısından büyük önem taşı- vor. " Ortaöğretimde kelimenin tam anla- mıvla bir yeniden yapılanmava gktilme- li" denilen raporda, sorunlar ve öneriler şöyle sıralandı: • Bugünkü haliyle ortaöğretim. ders- hane destegiyle ünıversıte sınav lanna gi- rebilmek için katlanılan bir eğitim süre- cine dönüşmüş durumdadır. Ortaöğretim düzeyinde tam anlamıyla yeniden yapı- lanmaya gidilmeden, var olan dağınık- lık, özellikle mesleki ve teknik eğitime yönelişin düşüklüğü. mezunlann nitelik yetersizliği. dershane yükü. yükseköğre- tim önünde yığılma aşılamaz. Bu neden- le. ortaögretimi; son şûra kararlan doğ- rultusunda 8 yıllık kesintisiz temel eği- tim üzerine, bir vıllık hazırlık \e vönel- me eğitiminden sonra iki tür eğitim ve- ren. "mesleki ve teknik eğitim ile genel eğitimliseJeri" kurumlannadönüştürme- li. • Meslek Eğitim Merkezi bünyesinde uygulanacakgentş tabanlı alan bilgisi ve dal eğitimine olanak veren meslek ve tek- nik eğitimi programlanna devam eden öğrenciler. 10. sınıfin sonunda isterlerse. genel eğitim programlanna geçebilmeli. • Fiziksel mekân sorunu aşılmalı. sı- nıf mevcutlan azaltılmalı. Yükseköğre- tim dışındaki eğitim kurumlannda hiç ol- mazsa. 40 kişilik dershane ölçütleri ya- kalanmalı. • Yerleşim merkezlerindekı okullar çokprogramlı liseninbirimleri haline ge- tirilmeli, mekânlann ortak kullanımına geçilmeli \e yeni okullar kampus mode- linegöreyapılmalı. • Ders, kitaplanna kalite ve özgünlük sağlanmalı. kullanım süreleri programla- nn geçeriilik süresiyle doğru orantılı ol- malı. Dil ve terminoloji bırliği sağlan- malı, bilgi yükü açısından hafifletılmeli. Ekonomik olarak değeri düşük olanlar bakanlıkça hazırlanıp hizmete sunulma- lı. • Öğretmenler. konut ihtiyacı. sınıfka- labalıklığı. hizmetiçi eğitim sınırlılığı. dinlenme yetersizliği. atama ve nakıl gi- bi sorunlarla boğuşmaktadır. Bu neden- le hizmetiçi eğitim süreci gelıştınlmeli. öğretmenlerin koşulları iyileştirilmeli. Caziantep Cezaevi Depremzede tutuklulara saldın• Depremden sonra Adana Cezaevı'nden Gaziantep Özel Tip Cezaevi'ne nakledilen bir kısım mahkûma 'A Takımf denilen gardiyanlar tarafindan saldında bulunulduğu öne sürüldü. Tutuklu yakınları savcıhğa giderek söz konusu kişiler hakkında suç duyurusunda bulundular. GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Depremde hasargören Adana E Tipi Kapalı Cezaevi'nden Gaziantep Özel Tip Cezaevi'ne nakledilen siyasi tutuklulara, "A Takımı" denilen bir grup gardiyan tarafından saldın düzenlendıği ileri sürüldü. Tutuklu yakınlan, arama yapılacağı bahanesiyle düzenlenen saldında yaralananlar bulunduğunu ve yaralılann tedavi edilmediğini öğrendiklerini söylediler. Insan Haklan Derneği Gaziantep Şubesi'nde bir araya gelen tutuklu yakınlan adına açıklama yapan Filiz Aygün, cezaevlerinde yaşanan sorunlann bir türlü sona ermediğini belirterek "•Cezaevlerindeld yakmlanmea faer fırsarta saldın yapılıyor. Sürgün ve . . . sonışturmaya tabi tutuluyorlar. Adana Kürkçüler Cezaevi'nden deprem nedeniy le Gaziantep Özel Tip Cezaevi'ne sevk ediJen tutuklular, düzenlenen saldın sonucunda kafalan, kollan kınlarak yaralanmışlardir" dedi. Aygün, şöyle konuştu: A Takımrndan saldın "4 Temmuz'da Gariantep'e getirilen tutuklulara, A Takımf diye tabir edilen bir grup gardiyan tarafindan saldında bulunuldu. Arama bahane edilerek yapılan saldında eşyalar da kullanılamaz dunıma getirildi. Cezaevinden aldığımız duyumlara göre "A Takımı" adlı gardiyan grubu. tutuklulann Adana'dan Gaziantep'e geleceklerini duyduklan için mesai saatlcri bifmesine karşuı evterine gitmeyip beklemişler. Gardiyanlann insanhk dışı uygulamalan sonucu onlarca tutuklu yaralanmıştu*. Adlaruu öğrendiğimiz ve tedarvileri yapılmayan tutuklulardan bazılan Bülent Öner. Mehmet Leylek, Mehmet Aygün ve Şahin Geçittir. Tutuklu yakınlan olarak insanhk dışı uygulamalarda bulunan gardiyanlar hakkında soruşturma açılmasını ve çocuklarımtan tedavüerinin yapümasını istryoruz." Savcüığa suç duyurusu Tutuklu yakınlan savcıhğa giderek söz konusu kişiler hakkında suç duyurusunda bulundular. Tutuklu yakınlan dilekçelerinde. özel tip cezaevi ikinci müdürü ve başgardiyanının da aralannda bulunduğu A Takımı'nın 6 gün içinde 3 kez yakınlanna saldırdıklarını, saldınlar sonrasında tutuklulann tedavüerinin yapılmadığını bildirdiler. Boş arsa gibi gösterilerek gerçekleştirilen işlemin iptali için dava açan ve İstanbul ValiHği'ne basvuran Ferah Mahallesi Yeni Camii Vap- brma ve Yaşatma Derneği üyeleri ölümle tehdit edildi. Siiley mancılann, camiyi tarikat yuvası olarak kullandıklan öne sürüldü. FP'libekdiyeden tarikatapeskes•' ı • • <•••••• •-•:•••• ** • :i ıııt)*' ;.f!i.':n. M ı • -M. - D - ^ Doktorlar Ankara'da yürudu ANKARA (Cumhuriye Bürosu)-Türk Tabipleri Bır lıgi (TTB) Merkez Konseyı pratisyen hekimlerin maaş larının iyileştirilmesi içiı toplanan 3 bin imzalı dilek çeyi Başbakanlık'a sundu Pratisyen hekimler dilekçe lennd'e. aldıklan 110-12C milyon lira maaşın ailelerin geçindirmelerine yetmedi- ğini belirterek, Başbakar Mesut Yılmaz"dan koşulla- nnın iyileştirilmesi isteğin- de bulundular. Dilekçeleri \ermek üzere Başbakan- lık'a gelen 30 kadar TTB üyesini 150'den fazla polis karşıladı. dilekçeler polis denetiminde sunuldu. TTB Pratisyen Hekimler Kolu'nun dün düzenlediği basın toplantısında konuşan TTB Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu. Başbakan Yıl- maz'a dilekçeleri sunmak için randevu istemlerine ya- nıt alamadıklannı \urgula- dı. Bilaloğlu. doğrudan gö- rüşmeler, toplantılar aracılı- ğıyla isteklerine yanıt ala- mamalan nedeniyle böyle bır ımza kampanyası başlat- tıklannı belırtti. Dilekçele- nn kızgınlık ve düş kınklığı- nın sonucu olduğunu söv le- yen Bilaloğlu, "Bu dilekçe- leri kimse küçümsemesüı" dedı. Bilaloğlu, memur ma- aş zamlan görüşmelerinden hâlâ sonuç alınamadığına dıkkat çekerek, '"En hafîf deyimiyle ciddiyetsiziiktir. Zanıların y üksek oranda olanıayacağıaçık.Ama buna doğacak tepkiden de büyük endişe duyuyorlar'* dedi. Pratisyen hekimler adına konuşan Mustafa Sülkü de, imzalanan 3 bin dilekçenin, "insanca yaşavabiimek, ivi koşullarda çalışmak >e mes- leğin gereklerini >erine geti- rebilmek için yetkililereyapı- lan bir uyan oktuğunu'" vur- guladı. Sülkü. "Önümüzde- ki günler. hekimler de içinde olmak üzere tüm emekçi ke- simJeraçısından sıcakgünler olacaktır. Bu süreçteyaşana- cak olanlann sorumlusu ça- lışanJar değil sivasal iktidar- lar ulacaktır" dedı. ALİER FP'li Üsküdar Belediyesi, Ferah Mahallesi'nde üzennde 1954yılında yapılmış Ferah Mahallesi Merkez Ca- mii'ninde bulunduğu 1208metreka- relik alanı "Sükymancı" olarak bili- nen tstanbul ve CKan Milli Kühüre Hizmet Vakfi'na tahsis etti. Boş arsa gibı gösterilerek gerçekleştirilen işle- min iptali için dava açan \e Istanbul Valiliği'ne başvuran Ferah Mahallesi Yeni Camii Yaptırma \ e Yaşatma Der- neği yöneticileri ölümle tehdit edildi. Camiyi tarikat yuvası olarak kullanan Süleymancılar. Diyanetten atanan Müezzin RecepTaşdelen'in 1 ay ön- ce göreve başlaması üzerine cami ile yatakhane ve mutfak olarak kullanı- lan eklentilerin arasındaki kapılan du- varörerekkapartı. FP'li Beledivelerle Tarikat baglan- tısını en açık şekilde sergileyen olay 1995'tegerçekleştirildi. CsküdarBe- lediyesi'neaitFerrah Mahallesi 161/1 pafta, 2442 ada, 2 parsel, Üsküdar Be- lediye Encümeni'nin 04.08.1995 ta- rih ve 1688 sayılı karan ile Süleyman- cı olarak bilinen Jstanbul ve Civan Eğitim ve Öğretim Milli Kültüre Hiz- met Vakfi'na tahsis edildi. Bu tahsis üzerine söz konusu yerin tapusu 29.8.1995 tanhinde Süfeymancı vak- fa geçti. Yeni Camii Yaptırma ve Ya- şatma Demeği Başkanı Hilmi V ıldız ve bazı üyeler devir işleminin iptali için İstanbul Valiliği ile Üsküdar Ad- liyesi'nebaşvurdular. Yıldız. arsanın. ilk sahibi Ali Çakmak tarafindan 1950'li yıllann başında cami yapıl- mak üzere mahhalle halkına verildi- ğini ve halkın katkılarıvia 1954'te ca- mi inşatının tamamlandığını vurgula- yarak. "Cami ve arsa Ferah Mahalle- si halkınındır. Halktan alınıp bir tari- kata verüemez" dedi. Üsküdar 5. As- liye Hukuk Mahkemesinde 3 vıl ön- ce açılan dava sürerken mahkemeye sunmak üzere belge toplayan \e tanık dinleten davacı dernek vöneticileri ölümfe tehdit edilmeye başlandı. Dernek yöneticileri. tehdıtlenn art- ması üzerine 6 Temmuz 1998 günü Üsküdar Cumhuriyet Savcılığfna başvurarak önlem alınmasını istedi- • FP'li Üsküdar Belediyesi, Ferah Mahallesi'nde üzerinde 1954 yılında yapılmış Ferah Mahallesi Merkez Camii'nin de bulunduğu 1208 metrekarelik alanı 'Süleymancı' tarikatma bağh olduklannı gizlemeyen 'istanbul ve Civan Milîi Kültüre Hizmet Vakfi'na tahsis etti. ler. Ferrah Mahallesi Yeni Camii Yap- tırma ve Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu üyeleri 16.05.1995'te İstan- bul Valiliği'ne yaptıklan vazılı başvu- ruda. Belediye Başkanı \ e Encümen üylerinin görevlerini kötüye kullandı- ğını ve \akıf üyeierinin coğunun Üs- küdar Belediyesi nde çalıştığını bil- dirdiler. Dernek yöneticileri başvuru- larında, Sülevmancılar'ın halktan izinsiz para topladıklannı ve mahalle halkının gayri resmi faaliyetlerde bu- lunan Süleyınancılar'dan huzursuz ol- duğunu, v urgulayarak bu tür faaliyet- lerin önlenmesinı istediler. Süley- mancı Vakfin söz konusu alanda 5 katlı yatılı kuran kursu yaptıracağına da dikkat çekilen başvuruda büyük bir rantm söz konusu olduğunun altı çızildi. Cami Süleymancüaruı kontrolünde Ferrah Mahallesi Merkez Camii 1985 'tenberiSüleymancılar'ın kont- rolünde bulunuyor. İstanbul Müftü- lüğü, mahalle sakinlerinın \oğun baş- vurulan üzerine Yeni Cami Müezzi- ni Recep Taşdelen'i 1 ay önce geçici görevle Merkez Camii'ne atadı. Taş- delen'ın göreve başlamasından sonra. Cami ile mutfak ve yatakhane olarak kullanılan eklentılerarasındaki kapı- lan duvarla kapatan Süleymancılar. faaliyetlerini izoleenikleri bölümler- de sürdürüyorlar. Sorulanmızı yanıt- layan ve Vakıf temsilcisı olduğunu söyleyen emekli polis Şükrii Cnal. ca- minin İstanbul ve Cıvan Eğitim ve Öğretim Milli Kültüre Hizmet Vak- fi'nın malı olduğunu belirtti. Kanıt olarak Üsküdar Belediye- si "nden Vakfa de\ redilen tapuyu gös- teren Ünal. bu alana cami. öğrenci \urdu, kuran kursu ve dükkân gibi yerler vapmayı planladıklannı söyle- dı. Süleymancı olduklannı ifadeeden Ünal. yasadışı bir faaliyetleri ol- madığını savundu. Iskenderun karıştı Bir yoldavası... ÇETİN YİĞENOĞLU NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Bu gece ne irtica, ne ara re- jim, ne düşünce özgürlüğü, ne Kürt sorunu, ne memur zammı; hepsi biryana, çünkü Dünya Futbol Şampiyona- sı'nınfinali oynanıyor. Günde- lik hayatın bıktıncı labirentle- rinde sanki her günü tekrar edergibi yaşadığımız hayatın 90 -belki de 120- dakikasını futbol izleyerek geçireceğiz. Buna çok ihtiyacımız olduğu- nu düşünüyorum. Sevgili Fikret Bila ölüme direniyor. Mısır Çarşısı'ndaki patlama birçok ocağı söndür- dü. Adana'daki deprem bir- çok aileyi ortalıkta bıraktı. Gü- neydoğu'da onlarca genci- miz çatışmalarda can verme- ye devam ediyor. Türkiye, hâ- lâ bir uyuşturucu merkezi ola- rak dünyanın gündemınde. Turizm, yıllardır plansız prog- ramsız, hoyrat bir kapkaççılık olarak görüldüğü için tıkan- ma sinyalleri veriyor. Canımı- zı sıkan, yaşamımızı bezdiren Brezilya Futbolundaki Estetik... onlarca engel karşımızda di- kilip duruyor. Şimdi bütün bunları unutun ve saat 22.00'de en büyük ekranlı TV'nin karşısına kuru- lun. Brezilya-Fransa maçıyla futbol şöleni sona eriyor. En ince ayrıntıları bile evlere ka- dar taşıyan teknolojinin ulaş- tığı dev boyutlar, estetik bir spor olan futbola iyice yakın- laşmamızı sağhyor. Dünya Futbol Şampiyonası'nı za- man zaman dev ekranlardan izlerken, çocukluk günlerimin kıt olanaklarını anımsadım. Şili'de oynanan 1962 şampi- yonasını, yazları gittiğimiz bağda yeni aldığımız transis- törlü radyodanlngilizce ola- rak dinlemiştim. O zaman bu, yaşamımızda önemli bir dev- rimdi. O kupada, Alman milli takımının kaptanı Franz Bec- kenbauer in muhteşem fut- bolunu anımsıyorum. 1966 Dünya Kupası'nı ise yine bağda, ancak bu kez Türkçe olarak izleme olanağı elde etmiştik. Tartışmalı bir golle Ingilizler kupayı kazan- mışlardı. 1974 Dünya Kupa- sı'nda ise Mamak Ceza- evi'ndeydim. Cruyff'lu Hol- landa'nın o zamanın Federal Almanyası'na 2-1 yenilmesi- ne üzülmüştük. Hatırlayabildiğim bütün dünya kupalarında favorim Brezilya oldu. Pele'li Brezil- ya, Socrates ve Zico'lu Bre- zilya, Didi'li, Garrincha'lı Brezilya hep gönlümü çaldı. Brezilya'da futbolu futbol ya- pan ve yüz milyonlarca insa- nın sevgilisi haline getiren es- tetik ve zenginliğin hep en iyi- si olduğunu hissettim. Yalnız ben değil, yüzbinler, milyonlar böyle hissediyor. Brezilya, Av- rupa'nın ölçülü biçili planlan- na karşı, estetik zenginliği ve samba yumuşaklığıyla çoğu zaman üstünlük sağladığı için, milyonların gönlünü ka- zanıyor. Brezilya'nın maçlannı birta- raftar bağlılığıyla izlerim. 1982 Dünya Kupası'nda, gördü- ğüm en zarif futbolu oynamış- lar ve şanssız bir şekilde şam- piyonluğu yitirmişlerdi. 1990'da da benzer bir şan- sızlığı Arjantin önünde yaşa- mışlar ve tek kale oynadıkla- rı bir maçı bir tesadüf golüyle yitirmişlerdi. • • • Futbol giderek büyük kapi- talistşirketlerin iştahını kabar- tacak bir sanayi haline dö- nüştü. Cola reklamlarından spor mağazalarına kadar, her alanda futbola ilginin yarattı- ğı bir yatırım furyası başladı. Futbola bu kadar çok para ve teknolojinin girmesi, bu spo- run estetik yönlerini bir ölçü- de törpüledi. Brezilya, Rio kumsallarının yarattığı yumu- şaklığa, enerjiyi ve Avrupa tarzı disiplini ekledi. Onların göze hoş gelen kıvraklıkları eskisi kadar önplana çıkmaz oldu. Şimdi daha çok koşup daha çok pres yapıyorlar. Bu, daha az çalım, daha az kıv- raklık anlamına geliyor. Yani Avrupalılaşıyorlar. Bütün bunlara rağmen, yi- ne de Brezilya futbolunun kendine özgü bir lezzeti, bir farklılığı var. Ronaldo'lu, Al- berto Carlos'lu, Rivaldo'lu, Taffarel'li Brezilya, Thu- ram'lı, Djorkaeef'li, Zidane'lı Fransa'dan şampiyonluğa daha yakın. Gönlüm futbola zenginlik kazandıran, çocuk- luğumun rüyası Brezilyalılarla beraber. Haydi ekran başına, Dünya Şampiyonu'nu izlemeye... ADAN'A-Biryoldavası Iskenderun'ukanştırdı. Bu öyle bir dava ki kolay anlatıhr. tammlanır türden de- ğil. Bir yanda kamu kuruluşlannm, öte yanda demok- ratik kitle örgütlerinin bulunduğu davada politikadan diplomasiye. özel mülkiyet gaspından imar yolsuzlu- ğu ve haksız rant elde etmeye. yeşil ve StT alanlan- nm tahrip edilmesinden kamu çıkannın engellenme- sine dek "otuz altı kısım tekmiii birden" her şey var. Bir yanda Tugay Komutanlığı ile Belediye, karşılann- da ise bazı partilerle toplumsal muhalefetin sözcüle- ri, demokratik kitle örgütleri... Olay İskenderun Belediyesi "nin "Sahfl Yoiu Proje- si'"ni gerçekleştirmeye kalkışması üzerine patlak ver- di. Görünüşte sağduyu sahibi herkesin onaylayacağ» bir projeydi bu. 'V'ol yapmanın neresinde yanlışhk ola- bilirdi? Trafık rahatlayacak, kentin albenisi artacak, turizm potansiyelinin gelişimine yardımci olacaktı. Zaten yıllar önce kent meclisinde görüşülüp imar pla- nına da işlenmemiş miydi sözkonusu "sahil yotu'"? Biryapılması kalmıştı geriye. Buyüzden belediye de kollan sıvamıştı. Ancak bir engel vardı yol üzerinde. Bu engel Astsubay Orduevi'ydi. Yol inşaatının önün- de Çin Seddi gibi duruyordu. Iskenderun'un ANAP'lı Belediye Başkanı Mete Arstan sorunun çözümü için İskenderun Tugay Komutanı Tuğgeneral Ethem Erda- ğı ile görüştü. İki yönetici eski orduevinin yerine ye- nisi yapılmak kaydıyla arazilerin takası konusunda aniaştılar. Yeni Astsubay Orduevi'ni son yıllarda yıldızı par- layan FuatZelluh adh müteahhit yapacaktı. Belediye, ordue\ı yapımı karşılığında Zelluh'un imarplanında yeşil alan-sosyal kültürel park olarak görünen 18.5 dö- nümlük arazisiııe beş yıldızlı otei, hipermarket ve iki yüz lüks konut yapmasına izin verecekti. Kamuoyun- da bomba etkisi yapan söylentilere göre bu büyük bir rant vurgunuydu. Kıvamet kopuyor Işte bu noktada kiyamet koptu... MSB {Milli Savun- ma Bakanlığı) ruhsatsız ve kaçak Orduevi inşaatı mı yaptınyordu? Tugay Komutanlığı iki Ingiliz vatanda- şının İskenderun"daki arazisini gasp mı ediyordu? Üs- telik burası SİT alanı değil miydi? Aynca Yunanistan ve Ingiliz fahri konsoloslukJannın da bahçesiydi. As- keriyenin güvenlik bölgesi kapsammdaydı. Kamu ma- Jı. yeşil alan, sosyal kîütürel park yerferi Müteahhit Zelluh'un trilyonlanna trilyon katması için peşkeş çe- kiliyordu. tşte bu savlarla Belediye Meclisi'nin CHP Grubu, yöneticilerin görevlerini kötüye kullandıklan gerekçesiyle çeşitlı mevkilere suç duyurusundabulun- du. Belediye Başkanı Mete Arslan, olayı "seçim ön- cesitoplumunsempatisini kazanmasından korkan si- yasi muanzlannın politik oynnu" diye değerlendire- rek. "Görevimizi yapıy»ruz" diyor. Tugay Komutanı Tuğgeneral Ethem Erdağı, askeri yasak bölgeyle askeri güvenlik bölgesinin birbirine ka- nştınldığını betinerek güvenlik bölgesi içinde bazı kısıtiamalarla inşaat yapılabileceğini söylüyor. Kültür ve Tabiat Varlıklan Koruma Kurulu Başkanı İsmail Salman da sözkonusu arazi üzerinde belirli esaslara dikkat edilerek sınırlı inşaat yapılabileceğine ancak bunun için mülkiyet hakkının belirlenmesi gerektiğine dikkat çekerek "Tapu kimdeyse biz inşaat iznini ona veririz" diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle