Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 1998 PAZAF
10 PAZAR KONUKLARI
Atinalı sosyal demokrat bilim adamları Türk-Yunan ilişkilerini değerlendirdi
'Gerilimi arttırmaktan kaçınalım'Sizce Türkive ile Yunanistan, aralarındaki anlaşmaz-
lıklann üstesinden nasıl gelebilirler?
VEREMİS-Bu, bir milyon dolarlıkbir soru. Şaka bir \ana. so-
runlann adım adım ele alınması yöntemiyle bazı işler yapılabilır.
Hıç kuşkusuz. Ege'nin ikı yakasında bir anda ikı çok kanzmatik
insanın ortaya çıkıp birbirlerine âşık olarak görüşmeve başlama
karan almalarını bekleyemeyiz. Bir zamanlar bu. Ozal ve Pa-
pandreu ıle mümkün olmuştu. Çünkü ikisi de kanzmatik insan-
lardı. Zaman da doğru bir zamandı. Böylece Özal ve Papandreu,
bir şeyler başarabilmişlerdi. Bu, pek uzun sürmedi. Ama sürdü-
ğii kadar da iyiydi. Bir süre bu sayede ülkelerimiz arasında hoş
bir atmosfer yaşadık. Bugün bunu yapamayacağımıza göre iki
yönden hareket edilebilir. Bir yanda üni\ersiteler arasında öğren-
ci değişimi yapılabilir, iki taraftan gruplar bir araya gelip görüşe-
bilir. halklardüzeyindebuluşmalargerçekleştirilebilir. Ikinci ola-
rak da resmi düzeyde görüşmeler siirebilir. ortak bazı projeler dü-
zenlenebilir, hatta Dışişleri Bakanlan bir araya gelebilirler. Sa-
navi ve Ticaret Odalan arasında. Sanayi Bakanlıklan arasında ba-
zı temaslar olabilir. Yani bir altta. halklar düzeyınde. ıkınci ola-
rak da üst düzeyde temaslarla işe başlanabiiir. Fakat. hep söylen-
dıği gibi Türkiye ve Yunanistan arasmdaki ılişkilenn üzerındeki
en büyük engel Kıbrıs'tır. Çünkü Kıbns ne zaman alev lense. ipin
ucu elden kaçıyor, ondan sonra hiçbir şey yapılanııvor.
• i ^ ^ H Yunanistan Dışişleri Bakanı Theodoros Pangalos, son
olarak tstanbul'a geldiğinde çok dostça mesajlar verdi. Bunun
hemen ardından da Kıbns üzerinde askeri uçuşların yasaklan-
ması önerisinde bulundu. Pangalos 'un bu açıklamasmdan he-
men sonra Yunanistan 'dan 4 F-16 savaş uçağı Kıbrıs'taki Baf
üssüne gönderildi Ankara da Kuzey Kıbns 'a 6 F-16 gönderdi.
Acaba, Yunan hükümeti üyelerinden Ankara 'ya böylesine dos-
tanejestler yapılması Yunan devleti içinde bazı çevreleri rahat-
sız mı ediyor ki Pangalos böyle bir tepki aldı?
-Öncelıkle, Yunan hükümetinın düşüncelenni tahmin etmedu-
rumunda değilim. Ayrıca burada tek bir karar mekanizması ka>-
nağı bulunduğunu da sanmıyorum. Bildiğim kadanyla Pangalos
bir karar alma mekanizması kaynağı, Savunma Bakanlığı da baş-
ka bir karar alma mekanizması kaynağıdır. Bu hareket daha önce
planlanmış ve uygun görüldüğü zamanda uygulamaya konmuş
olabilir. Duydugum kadanyla Pangalos. "Kim bana sormadan bu
F-16'lan gönderme karan aldı" demış. Savunma Bakanı da ona,
"Bu benim yetki aianım. Siz kendi \etki alanınızla ilgüenin1
". demiş
olabilir. Bılmıyorum. ama olay böv le gelişmiş olabıiir. lşin başka
bir boyutu daha var. Siz bir öneri ya-
pıp karşı taraftan herhangi bir tepki
alamazsanız yolunuza devam edersi-
niz. Yani her zaman yaptığınızı va-
parsınız. Türkiye ile Yunanistan ara-
sında bir süredir bir 'askeri doktriıT
sürüyor. Eski Savunma Bakanı Arse-
nis'in yarattığı bir fikirdi bu. Ondan
sonra gelen Bakan Çohacopulos bu-
nu devam ettirdi. Pangalos. Kıbns
üzerindeki askeri uçuşlan durdurma
önerisinde bulunduğunda Türk tara-
fından hiçbir açıklama gelmedi. Bu-
nun üzerine de her zamanki politika
devam ettirildi. Bu tabii benim görüş-
lerim. Sayın Pangalos'un aradâ bir
sert çıkışlan ve bu çıkışlann kendi-
sini Almanlar. Türkler nezdinde se-
vimsiz hale getirmesine karşın gün-
deminin ilk sırasmda knzleri aşağı
çekmek olduğunu biliyorum. Bunun
Simitis'ın politıkası olduğu biliniyor.
Türkıye'ye. "Ben kriz ve sürtüşme
istemrvorum. Siz ne > aparsanız vapın
benim poiitikam bu. Bizim şu anda-
ki en önemli meşguliyetimiz Avrupa
Para Birliği'ne (EMU) girebilmek.
Ben Bay Pangalos'u 'kurt postunda
bir güverâıT olarak tanımlıyorum.
Yani deyimi tersine çeviriyonım. As-
lmda kriz istemediğini. ama arada bir
sert tepkiler gösterdiğini biliyorum.
Bunu da sıklıkla yanlış zamanlarda
yapıyor \e insanlann nasırlanna ba-
sıvor.
SUNUŞ Türkiye ile Yunanistan arasmdaki sürtüşme bitmek bilmiyor. Tam "Her şey artık
düzelebilir" umuduna kapıldığınız anda iki taraftan birinde yine bir terslik çıkıyor. Örneğin Yunan
Dışişleri Bakanı Theodoros Pangalos, İstanbul'a geldiğinde Ankara'ya dostluk mesajlan veriyor;
"Ben Türkiye-Yunanistan dostluğuna baş koydum" diyor. Bunun ardından Kıbrıs üzerinde askeri
uçuşlann yasaklandığı bölge (no fly zone) oluşturulmasını öneriyor. Ama o da ne? Hemen ertesinde
Yunan Savunma Bakanı Çohacopulos'un isteğiyle 4 tane F-16 uçağı Kıbns'ta Baf üssüne
gönderiliyor. Tabii, Türkiye de misillemesini yapıyor. İki taraf arasmdaki bu didişmeyi, sürtüşmeyi
tartışacak insan arıyoruz. Ve sanıyoruz da buluyoruz. 1990'lann başında Atina'da bir grup sosyal
demokrat bilim adamının kurduğu bir think-tank (düşünce oluşturma merkezi) var. Adı ELİAMEP.
Biz de ELİAMEP'in uzun süredir tanıdığımız Başkanı Prof. Thanos Veremis ve Genel Sekreteri
Prof. Theodore Couloumbis ile görüşüyoruz. Prof. Couloumbis, aynı zamanda Yunanistan'daki Akil
Adamlar grubunun üyesi.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
olurlardı. Özetlemek gerekirse, bu taraftan bakınca Türkler'in son
zamanlarda gerçekten çok eiddi zorluklar çıkardıklan imajıyla
karşı laşıyorsunuz.
^H^H.4.vA?r/?r kamuoyuna duyarlı olsalardı politikact olur-
lardı, dediniz. Ama unutmayın ki bizim Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Karadayı Atina 'ya geldi, Yunan meslektaşıyla el sı-
kıştı ve Ege üzerindeki it dalaşlanna son verme karan aldılar. A-
ma iki taraftan da politikacılar bunu başarma basiretini göste-
remedi. Ote yandan \4 TO çerçevesinde güven arthncı önlem-
lere gidildL.
- Evet. ama Yunan ordusu tek başına bir karar veremez. Yuna-
nistan'da askerler kesinlikle politikacıların talimatına uymak zo-
rundadırlar. Bugün Yunan hükümetinin gündeminin baş sırasını
Avrupa Para Birliği üyelıgi ışgal ediyor. Yunanistan şu anda çık
sıkı ekonomik kemer sıkma politikaları uyguluyor. Amaç Avru-
pa Para Birliğıne girmek ve Yunanistan'ı Para Birliği kriterleri-
ne uydurabilmek. O nedenle de Türkıye'> le serüvenlere girme lük-
süne sahip değil: ikinci olarak da Türkiye'yle serüvenlere girmek
de ıstemıyor. Hatta, gelecek seçimlerde kamuoyunda kendilerine
o> kav bettirmeyecek bir çözüm olursa bundan da büyük memnun-
luk duyacağından emınim. Pangalos. "Türkiye'yte aramızdaki
büriin sorunlan l luslararası Adalct Dhanı'na götürelim" demiş-
ti. NedenTürk hükümeti ona me\ dan okuvarak. "Evet neden ol-
masın?" denııyor.
Peki, siz Kıbrıs Rum Yöne-
timi 'nin Rusya 'dan S-300/iizelerial-
masını nasıl karşıladınız?
- Benee S-300 füzeleri çok kötü bir
dönemde alındı. Ben Kıbrıslı (Rum)
olsaydım ve AB'ye girmek ıstesey-
dim Türk tarafında tepki uyandıracak
hiçbır dav ranışta bulunmazdım.
Seden?
I İyi de bu koşullar altında
Türkiye'yle Yunanistan arasında
yakın bir gelecekte ufukta bir ya-
kınlaşma ortamı yaratılacağını gö-
rüyor musunuz?
Prof. THANOS
VEREMİS
- Açıkça söylemek gerekirse şu
anda bu konuda pek de umutlu de-
ğilim. Hele de son yıllar ikili ılişkiler açısından çok iyi değildi.
lşlerhepyokuşaşağıgitti.Eskidenilişkilermed-cezirgibijdi. Bir
yükselir, bir sönerdi. Bir kriz yaratılır, sonra bu aşağı çekilir, ar-
dından yeni bir kriz patlak verirdi. Beni en çok kaygılandıran ar-
tık med-cezırlenn olmaması. İkili ılışkılerde son v ıllarda sular hep
çekiliyor.
^ • ^ M Pekiya geçen yıl Demirel ve Simitis arasmdaki Mad-
rid Konferansı?
- Belki bir tek o ıstisnaydı. Ama Madrid'de yumuşatılan hava-
nın arkası gelmedi. Onun yerıne hep sürekli bir krız ortamı var.
İHHBH Sizce bunun nedeni nedir?
- Benim izahım sizinkine uymayabilir. Ama bence bu dönem-
deki kriz onamının büyük ölçüde sorumlusu Türkive'nin yaptığı
hatalardır. Türkiye'nin bunu neden yaptığına gelince... Benim bu-
labildiğim izahat Türkiye'nin içerde vaşadığı sorunîardır. Bu ko-
nuda yanılıyor, ya da burnumun dibindeki gerçekleri görmüyor
olabilirim. Ama bu taraftan bakılınca Türkiye'nın çok önemli ıç
sorunlan olduğu görülüyor. Örneğin aşırı dincilere karşı ordunun
tutumu var. Ordu şu görüşte olabilir: L'lusal krizleren azından bü-
tün ulusu birleştirir. 0 zaman neden bir ulusal kriz çıkmasın? A-
ma bu konuda çok yanlış düşünüyor da olabilirim. Askerler ka-
muoyuna çok da duyarlı değillerdir. Duyarlı olsalardı politikacı
Atina Üniversitesi Siyaset Tarihi Bölümü
öğretim üvesi. Hellenic Foundarion for
European and Foreign Policv, kısa adıyla
ELİAMEP'in (Yunan Dış Politika ve Avrupa
Işleh Vakfı) Başkanı. Türkive ile Yunanistan
arasmdaki sorunlara tarafsız bir gözle
yaklaştığı ve sık sık çözüm önerileri ürettiği
için Yunan asırı millivetçi kesimi tarafından
'vatan hainliği' ile suçlandığt oluyor.
Uluslararası konferanslarda komışmacı
olarak sık sık Türkiye 've geliyor.
-Çünkü Türk tarafında tepki uyan-
dıracak bir dav ranış AB üyeliği tartış-
malarında Kıbrıs'm (Rum tarafı) te-
zini zayıflatacaktır. Çünkü AB diyor
ki: "Kıbns'ı(Rum tarafı) üveliğeahp
Türkiye'yle olan sorunlanm da ithal
mi edelim?" Bunu yaparsanız pozıs-
yonunuzudazavıflatırsınız. S-300"ler
olayını duvdufumda ilk tepkim bu ol-
muştu. Bundan sonra Türkiye'nin,
Kıbrıslılara. kendilerini tamamıyla
yıpratmadan S-300'leri geri çekme
şansı tanıvacağını sanmıvorum. Bile-
bıldigim 'kadanyla Türkler. u
Ya S-
300'leri tek taraflı geri çekersiniz. ya
da..." diyorlar. Burada işin. "*Yada"sı
var. Bu da a\rı bir sorun. Kıbrıslılara
bir zeytin yaprağı v erilse belki de ge-
ri çekerlerdı. Işin bir başka yönü 20
kadar S-300 füzesiyle bir savaş duru-
munda ne vapabılirsiniz? Belki beş
tane Türk savaş uçağını düşürürsü-
nüz. Oda belki... Bukorkunç. dehşet-
li silahlar. belki beş tane Türk savaş
uçağı düşürebilecekkapasitedeler. Bu
da bir bardak suda koparılan bir baş-
ka fırtına. Bir aralık da birileri S-
300'lere nükleer savaş başlığı takıla-
bileceğinden söz etmişti. Bunu du-
}r
unca. "Aman .AJJahım. bu hajal gii-
cünün en üst sının" dı\e düşünmüş-
tüm. Yani Kıbns bir anda Akdenız'ın Kübası olmuştu ve nükleer
savaş başlıklanyla Türkiye'yi vuracaktı. Bu çok komık.
^ • • M Peki, Richard Holbrooke ABD 'nin BM Daimi Temsil-
cisi olduktan sonra Kıbrıs için neyapabilir?
- Bence Holbrooke. Savın Denktaş'ın görüşmelerden çekilme-
si üzerine bir S-300 füzesiyle düşürülen bir F-16 uçağına döndü.
Sayın Denktaş'ın o tutumu bence Holbrooke'un ışini bıtirdi. Za-
ten \ apabileceği fazla bir şev kalmamıştı. İkı taraf da görüşme ma-
sasına oturmazsa bir arabulucu ne yapabilir?
Şu anda Holbrooke bence arabulucu olarak bitmiştır.
^ ^ ^ ^ H Ama Holbrooke, bu işe başladığında kendinden çok
emindi ve büyük beklentiler içindeydL Kıbrıs sorununu kesinlik-
le çö'zebileceğine inanıyordu...
- Evet. kendinden çok emindi ve pek çok şev umuyordu. Çün-
kü Bosna'da çok başarılı olmuştu.
^ ^ ^ ^ H Ama Kıbrıs 'ın koşulları Bosna 'nmkinden çokfarklu..
- E\et. çok haklısınız. Bosnalılar, Hırvatlar ve Sırplara görüş-
me masasma oturmalan için baskı yapmak çok daha kolaydı. A-
ma Kıbns'ta Türkler \e Rumlar'a aynı şeyi yapmak pek de kolay
bir işdeğıl.
Siz, Yunanistan 'dakiAkilAdamlargrubunun bir üye-
sisiniz. AkilAdamlar şimdiye kadar Yunanistan 'da neyaptılar
ve simdigrup neden etkin değil?
COULOUMBİS - Yunanistan'daki Akil Adamlar, Türk kar-
şitlanyla bazı yazışmalann dışında pek bir şey yapmadılar.
Biliyorsunuz Akil Adamlar gruplan, Hollanda'nın ABdönem
başkanlığı sırasında. yani 1997'nin ilkbahannda kurulmuştu.
Eylül 1997'de ikı taraf da süreci başlatma yakınlaşmasına gir-
mişlerdi. Ama ne yazık ki Türkiye'de son derece olumsuz ola-
rak kabul edilen Lüksemburg Zirvesi'nin ardından *Türk Akil-
ler' (Yunan Akillerini de tımak içine alarak bunu söylüyorum)
sürecin AB çerçevesi dışında sürdürülmesini istediler. Onların
tezi, temaslann Ankara ve Atina"daki büyükelçilikleraracılığıv-
la ikili düzeyde yapılmasıydı.
Ama Yunan tarafının yanıtı. bu sürecin AB'nin bir girişimi
çerçevesinde başlatılması nedeniyle durumun lngiltere'nin dö-
nem başkanlığına bırakılması oldu. O zamandan beri de Akil
Adamlar süreci uykuya bırakıldı. Belki de öldü.
^ ^ ^ ^ H Galiba Türkiye'dekiAkilAdamlargrubu iseofdügi-
bigörünüyor...
-Galiba öyle. Yunanistan'da ise uykuda. Ama öylesine derin
bir uykuda ki ölmekle derin uykuda olmak arasında pek az fark
var. Benim bildiğim kadanyla Yunanistan'da resmen ölmedi.
Canlandınlabilir. Ben tabii ki Yunan
hükümeti adına konuşmuyorum.
Benim görüşüme göre Türkiye. bu
sürecin AB çerçevesi içinde yapıl-
masını reddederse belki NATO çer-
çevesinde bir şeyler gerçekleştirile-
bilir. Bu da güven arttıncı önlemle-
rin bir parçası olabilir. Neden o yol
denenmesin? Ama tabii bunun kara-
nnı almak Türk, Yunan hükümetle-
ri ve NATO'ya düşer. Bence bu, ül-
kelerimizin karşı karşıya bulunduğu
tehlikeli durum içinde sadece bir ay-
nntı. Bizim, aramızdaki anlaşmaz-
lıklan banşçı yollardan çözmemiz
gerekıyor. Her iki ülkenın de savaş
bölgesi olduğu mantığından uzak-
laşmalıyız. Biliyorsunuz, şimdi Tür-
kiye ve Yunanistan arasında Ege'de.
ya da Kıbns'ta bir savaş patlayabile-
cegi senarvolan üretilivor.
Böyle bir şey nasıl düşü-
nülebilir?
- Hem Ankara hem de Atina'da,
hükümetleri, anlaşmazlıklann çö-
zülmesinin tek yolunun savaş oldu-
ğuna ikna etmeye çalışan mantık
üreticileri var. Üçüncütaraflar, stra-
teji üreten enstitüler. düşünce üretim
kuruluşlan, hükümetlerin, bölgemi-
ze bir savaş bölgesi olarak bakmala-
n doğal. Ama bunun iki ülke üzerin-
deki etkisi felaket olur. Geleceğımiz.
ekonomimiz. her şey açısından fela-
ket anlamına gelir.
^ ^ ^ ^ B Ama şu anda Türkiye'de
bazı ekonomistler artık Ege 'de bir it
dalaşının iki ülkeye maliyeti, bir
Kardak krizinin iki ülkeye maliyeti
konusunda hesaplaryapmaya baş-
ladılar. F-16 'lar krizinin iki ülkeye
neye mal olduğu daha hesaplanmadı...
- Bence burada daha önemli bir maliyet var. O da üçüncü ta-
raflann bu krizlerden beklentileridir. Burası, sa\aş bölgesi yeri-
ne. bırbarış. istikrar, karşılıklı güven bölgesi olsaydı durum çok
daha başka olurdu. Ama bugün üçüncü taraflar buraya istikrar-
sız bölge gözüyle bakıyorlar. Bu görüşün birinci kurbanı da hem
Türkiye hem de Yunanistan'da, çok önemli bir sanayi olan tu-
rizm oluyor. Çünkü bir bölgede bir olay patlak verebileceğı en-
dişesi olursa turistler oraya gitmekten çekıniyorlar. Daha büyük
başka bir tehlike var. Savaş bölgesi olarak kabul edilen ülkelere
hiç kimse uzun vadeli yatınm yapmak istemivor. Bürün istedik-
leri hızlı ve kola) kâr elde edilebilecek işler; ondan sonra da ora-
lardan çekilmek. Bölgenin istikrarlı bir bölge olduğu kabul edil-
diği takdirde bundan akil almaz yararlar sağlanabilir. Balkan ül-
kelerinde artık herkesin bunu algılaması ve üçüncü taraflann spe-
külasyon yapmalannın önüne geçmeleri gerekır. Çünkü sonuç-
ta hepimiz kendimizi korkunç bir katliamın ortasında bulacağız.
^^^^m O zaman sizce Türkiye ve Yunanistan 'da belli çevre-
ler neden iki ülke arasmdaki gerilimi arttırmak istiyorlar?
- Buna hem kolay hem de zor iki yanıt var. Kolay yanıt şu:
Hamasi, gururlu bir tavırla karşı tarafa "Hayır" karşılığını ver-
mek size oy kazandınr. Güçlü. gururlu ve ödün vermez tutum
izlemekte siyasi çıkarlar vardır. Bu bence ülkelerimizdeki ikti-
Prof. THEODORE
COULOUMBİSYüksek öğrenimini ABD'de Connecticutt
İ niversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi nde
tamamladı. Aynı üniversitede uluslarurası ilişkiler
dalındamasteryaptı. TheAmerican University'den
aynı dalda doktora aldı. Şimdiki halde Atina
Üniversitesi Hııkuk, Iktisat ve Siyaset Fakültesi
Siyasal Bilgiler ve Kamu Yönetimi Bilim Dalı
öğretim üyesi. Yunanistan'da 1990'lann basında
bir grup sosyal demokrat bilim adamının kurduğu
Yunan Dış Politika ve Avrupa Işleri Vakfi 'nin
(ELİAMEP) Genel Sekreteri. Selanik 'te kurulu
Balkan Araştırmalan Enstitüsii Başkanı. 1997
ılkbahanndan beri de Türkiye ile Yunanistan 'da AB
çerçevesinde kurulması kararlaştırılan Akil
Adamlar gnıplannın Yunan grubu üyesi.
darda olsun olmasm. pek çok politikacı için geçerü. Bu da de-
diğim gibi kolay olan yanıt. En zor vanıt da şöyle: Türkive ve
Yunanistan ve öbür Balkan ülkelennin hepsi sırtlannda tarihin
yükünü taşıyorlar. Zamanlardır bizler sorunlu. iç savaş, ulusla-
rarası savaş bölgeleri, daha az gelişmiş yöreler, demokıatik ku-
rumlann birtürlüyerleşemediği ülkeler olarak kabul ediliyoruz.
Bizler şimdi. Almanlar ve Fransızlar'ın İkinci Dünva Sava-
şı 'ndan sonra yaptıklan gibi eşıği aşmak üzereyiz. Clkelerimiz-
de özellikle sivil toplum kuruluşlan barış, hatta banş içinde bir
arada yaşamaktan çok büyük yararlar elde edilebileceğini algı-
lamış durumdalar. Bütün mesele. iki ülkenin kamuoyunu bu ger-
çeğe >önlendirebilmek. Siyasiler. kamuovunun sadece aynala-
ndır. Onlar kamuoyunu oluşturmuyorlar. Eğerkamuoyudeğışe-
bilir. bunu da sivil toplum kuruluşlan başarabilirse politikacılar
bu akımı izlemek zorunda kalacaklardır. Çünkü politikacılann
bütün istedikleri yenıden seçilmektir.
^ • ^ ^ B Ama politikacılar bunu yaparken medyayı da mani-
püle ediyorlar. Medya da kamuoyunu yönlendiriyor...
- Medya konusunda da bir zor. bir de kolay yanıt var. Kolay
yanıt şöyle: Medyada çok fazla rekabet var. Bu yazılı, görsel,
işitsel, bütün medya için geçerli. Ve korku ve genlim, banş ve
işbirliğinden çok daha fazla satıvor. Ama bir ülke gelişim eşi-
ğinden içen adım atmışsa, artık onun medyası, toprakları savun-
maktan vazgeçi>or. Daha çok kendını sokak suçlarına. aşk cına-
yetlenne, salgın hastalıklara, iç toplumsal sorunlara yönlendiri-
yor. Evet. medvanın kâr ermesı lazım. Bunu kabul edıyorum.
-Ama medya gerçek, iç sorunlan da dramatize ederek para kaza-
nabilir. Bugün bız bireşığı geçmek üzereyiz. Ben minimum ola-
rak banşçı bir biçımde bir arada yaşamayı öğrenebıleceğimizi
umuyorum. Maksimum olarak da dostluk kurup işbirliğıne ge-
çebileceğımizi düşünüyorum. Bu konuda planlar yapmaya baş-
lamamız da ikı tarafın hayrınadır. Türkive'nin sorunları Yuna-
nıstan'ınkilerden daha fazla. Ben burada Türkiye'nin iç sorun-
larından söz etmiyorum. Benim sözünü ertiğim dış sorunlardır.
Türkive'nin kendi sınırlannın doğusunda büyük sorunları var.
Türkiye'nin isteyebileceği son şey NATO'da ortak olduğu bir ül-
keyle sorunlannın bulunmasıdır. Türk hükümetinın stratejisi bu-
gün AB'ye tam üyeliği için ülkeyi vönlendirmek olmalıdır. Bu
doğru politikadır \c bizim Yunanistan olarak bu polıtıkanın ba-
şanya ulaştığını görmek büyük çıkanmızadır. Ve asgan olarak
biz şimdi Ege'de. Kıbns'ta gerilimi düşürmeliyiz.
Evet de, Dışişleri Bakanınız Pangalos İstanbul 'a ge-
lip Ankara hükümetine dostça bir
mesaj verip döndükten sonra F-
16 'lar krizipatlak verdl Yoksa, Yu-
nan bürokrasisi içinde Pangalos 'a
bazılan tepki mi duydu?
- Bav Pangalos bazan dostça, ba-
zan da daha az dostça demeçler ve-
rebilir. Bu da. gelişmelere baghdır.
Bütün bunlar onun renkli kişiliğini
oluşturuyor. Ama bu renkli kişilik
altında onun istikrarlı bir yani var. O
da temelde Türkiye ile Yunanistan
arasında dostça ılişkiler sağlanması-
nı istemesıdır. Pangalos. iki ülke ara-
smdaki genlimin korunmasınm her
iki ülkeye de çok pahalıya mal oldu-
ğuna ınanan liderlerden bırisi. Baf
ve Lefkonikos'a(Geçitkale)gönde-
rilen F-16'lara gelince... Bence biz-
ler tamamıyla aksi yönde davran-
malıyız. Yani ne Yunanistan ne de
Türkiye uçak göndermeli. Başkan
Klerides'in (Rum Toplumu Lideri)
de sık sık dediği gibi iki tarafta da
(Türk ve Rum tarafında) vavaş >a-
vaş askeri kuv^et indirimine gidil-
melidir. özellikle de saldırı silahla-
nnda.
YaniS-300'lerden vazge-
çilmeli mi?
- S-300'ler bu sürecin bir parçası
olabilir. Ama mantık. saatin ibrele-
nnin gerilimi yükseîtmenin aksi yö-
nüne ayarlanması olmalıdır. Kıbns
için ideal çözüm iki bölgeli. iki top-
lumlubir Kıbns'ın. AB'ye tam üye-
liği olmalıdır. Bu süreçte Türk kuv-
vetlennin de >er alacağı bir NATO
gücü göz önünde bulundurulabilir.
Bu güç. ikı taraf arasında güven ta-
mamıyla sağlanıncaya kadar görev
yapabilir. tşte. gelecek budur. Gelecek. büyük bir Türk-Yunan
savaşına yol açacak Ege"de. ya da Kjbns'ta tehdit ve karşı teh-
ditler sonucu patlak verecek olaylar değildir. Bu savaşı hiç kim-
se kazanamaz. Bütün taraflar kaybeder. Başlangıçta hangi taraf
kaybederse ileride bunun öcünü almaya bıleneceğı için de gele-
cek acılı olaylarla dolu olacaktır. Buralan Batı'nın savaş bölge-
leri kabul edilecek, herkes acı çekecektir. Dolayısıyla gerilimi
arttırmaktan kaçınalım. gerilimlen aşağı çekmeye çalışarak gü-
ven arttıncı önlemler sürecıne girelim. Bakın 1977 de Makari-
os-Denktaş. 1979"da Klarides- Denktaş anlaşmalan oldu. O yön-
de yeniden yol almması gerekir. Artık eski düşünce biçimlerin-
den uzaklaşmalı, yeni düşünce biçimlerine yönelmeliyiz. Yeni
düşünce bıçimleri de, bizim düşman olduğumuz beklenrilerin-
den bizi uzaklaştınnalıdır. Şu anda bizim düşman olmak kavra-
mından karşıt olma kavTamına kaymamız, gelecekte de dostlu-
ğa bir geçiş sağlamamız gerekir. Şu anda önümüzde iki sorun
var. Birincisi Kıbns'taki bugünkü statüko. Bu Yunan ve Rum ta-
rafında kabul edilemez birdurum. Onun verine AB'ye üyelik sü-
recine iki tarafın da katılması olumlu bir vaklaşım olabilir. Ege
konusuna gelince... Orada savaş tehditlerinden uzaklaşıp yavaş
yavaş uzlaşmaya doğru yönelmek... Birinci adım güven arttın-
cı önlemler. ikinci adım iki ülkenin de aralarındaki sorunlan ba-
nşçı yollardan çözecekleri konusunda kendilerini bağlamalan.
sorunlanna banşçı çözüm bulamadıklan takdırde de tahkım or-
ganlarına. özellikle de uluslararası mahkemelere başvurma
konusunda karar almalan olmalı.
ÇERKEZKÖY İCRAMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DosyaNo ! 9 9 S ^ E
Alacaklı. Salıh Şanlı -Beledıve MevdanıÇerkezköv \ekih. Borçlu MuzaflerÇav - Nlehmet\e Müneueroğlu. 1948do-
^umluÛztrak Cad. No. 34 Çedezköv Borç 119 335.336 TL ımasrafsızHeıcramasraflanılefaızı Alacaklı tarafindan vu-
kanda yanlı alacagınm lahsılı ıcm hakbruzda vapılan ıcra lakıbmde. Yukandi vazılı adresınıze gömfcnlen ömek 49 No'lu
ödeme emnnin bıla teblığ tadeöiılmış olması \e zabıtaca yaplınlan tetkikat ve tahkıkatta da adresmızm tespırı mümkiin ol-
madığmdan kanunı sürelere 10 gûn tlavesı ile ödeme emnran. ılanın teblı&ne karar venlmijtır Borcunuzu. ı^bu ılanın gaze-
tede neşrı tanhınden ıtıbaren 17
gün içinde öderaenız Borcun tamamıru \e>a bir kısmına \ eya alacaklıran takıbal ıcrası hak-
kında bır ıtirazınız varsa. senet altındakı ımza sıze aıt depl'ie. >ıne bu 17 gûn ıçınde aynca \e acıkça bıldırmenız. aksı halde
ıcra takıbmde bu senedın sızden sadır olmuş sayılacaŞı. ımzavı reddettıŞınız takdırde mercı önünde >apı!acak dunışmada ha-
zır bulunmadıgımz takdırde itırazınızın kaldmlacagı. senet \eya borca ıtırazınm vazılı veva sözlü olarak ıcra daıre^ne P
gûn ıçınde bıldırmedıgınız takdırde aynı müddeı ıçınde7
4 madde gereğınce mal bevanında bulunmanız. ak>ı halde hapısle
tazyık olurucağınız. hiç mal bevanında bulunmaz ve\a hakıkate a\km beyanda bulunuı^anız hapısle cezalandınlaca&nız.
borcuödemezvevaıtırazetmezîenızcebnıcravadevamedıleceö hui>usu ılan olunur 306 1998 Basın31525
ÇORLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1997 201
Davacı Nazıfe Çalım tarafından davalı Nufus Mudurlujhı aleyhıne açılan ısım tashıhı davasmın mahkememızde
yapılan açık yargılaması sonunda.Davacının talebının kabulüne karar venlmıj olup, Tekırdag ılı, Çorlu ılçesı. Sa|-
İık Mahallesı cılt no. UI0 05. sayfa no ^1, kutuk sıra no 468'de nüfca kayıtlı Mustafa ve Avşe'den olma,
17 08 19^7 doğumlu da\ acı Nazıfe Çalım'm nufusta Nazife Cem olan adının Nazıfe Nazlı olarak tashıhıne. Hüküm
özetının gazetede ılanma 04 03 1998 tanhındemahkememızce karar venlmı* olduğu ılan olunur Ba.sın 32101
KOCAELİ1. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1997 296 Esas
' 1997 7^6 Karar
Davacı Savaş Nazık vekıli Av. Kenan Uzun tarafından
Gülseren Nazik aleyhıne açılan boşanma davasının yapı-
lan açık duruşmaları sonunda. Mahkememizee tüm ara-
malara rağmen bulunamayan ve da\a dilekçesi kendisine
tebliğ edilemeyen davalı Gülseren Nazik'e mahkememiz-
ee verilmiş olan karann teblığıne karar verilmiş olmakla.
Mahkememizee davanın kabulü ile Kocaeli Izmit. Derin-
ce cilt: 06,02, sayfa: 45. kütük sıra. 90'da kayıtlı Rüştü ve
Haynye'den olma 11.06.1968 doğumlu davacı Savaş Na-
zık ile aynı hanede kayıtlı Kemal ve Esma'dan olma
25.09.1968 doğumlu davalı Gülseren Nazık'in M.K.'nun
134 son maddesı uyannca boşanmalanna karar verılmiş
olup. işbu ilanın gazetede yayın tarihinı müteakıp 15 gün
ıçerisınde kesınleşeceginden davalının temvize başvur-
mak ıstedığı takdirde yayın tarihinden itibaren en geç 15
gün içensınde mahkememize aıt ışbu dosyamıza müraca-
at etmest hususu ilan olunur. Basın: 31986
KORGAN SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No. 1994 93 Karar No: 1997 29
Davacı Ayse Üstuntaş vekıli Av Muhsın Bostancıoğlu tarafından da-
valı Kıymet Pa^ (Çatır) ve vardaşları aleyhıne açılan taksım ve ızaleyı su-
yu davası sonunda davanın kabulü ıle laksımı kabıl bulunmadığından bı-
na ve arsanın açık artırma ıle satılmak suretıyle ortaklıgın gıderılmesıne
karar verılmış olmakla. Davalı Kıymet Paş (Çatır)'a karar teblığ edıleme-
dığınden mahkememızden verılen 26 03 1997 tanh ve 1994 93 esas
1997 29 karar sayılı kaıannın ılan tarihinden ıtıbaren 10 gun sonra teblığ
edılmış sayılacağından bu tarıhten sonra 10 gün ıçınde temyız etmesı, et-
medıgı takdırde kararın kesınleşecegı teblığ olunur Basın 23286
ARGUVAN ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1996 1
Davacı Orman Işletme Müdiirlûğü tarafından da\alı Ömer Tatar
mırasçılan aleyhıne mahkememızde açılan tapu ıptalı ve tescıl dava-
sının yapılan açık yargılamaM sonunda. mahkememizee açılan dava-
nın kabulûne karar verılmış olup, davalı Ömer Tatar mırasçılan Ha-
nım Tatar. Hüseyın Tatar, Nurettın Tatar. Salman Tatar. Hasan Tatar
ve Ayse Tatar'a tüm aramalara ragmen karar teblığ edılememı^ olup.
yukarıda özetlenen karann ışbu ılanın yayın tanhınden 15 gıin sonra
teblığ edılmi} sayılacajı hususlan ^201 sayılı kanunun hükümlenne
göre ılanen teblığ olunur. 13 5.199$ Basın' 24356
UNYE ASLİYE HUKUK HAIOMLIGrNDEN
Dosya No: 1995 1280
Davacılar Hüseyın Aydmlı ve Mübahat Avdmlı vekıli Av. Anf Çelık tarafından davalılar Burhanıye Mustafa. Münevver. Hazine-i Ma-
lıye ve Ünye Beledıve Bajkanlığı alevhıne açılan Tescıl davasının mahkememızde yapılan açık vargılaması sırasında verılen ara karan ge-
reğınce: Davalılardan Hıkmet kızı Burhanıye. Hüseyın oğlu Mustafa ve Münevver'ın vapılan ttim aramalara rağmen adresı tesbıt edıleme-
dığmden adlarını ılanen leblıgat yapılmasına karar venlmiş olmakla adı geçenlenn duruşma gûnüolan 17.9 1998 günü saat 10.20'de Ünye
Aslıve Hukuk Mahkemesı duruşma salonunda hazır bulunması veya kendilerini bır vekılle temsil ettırmesı. aksi takdirde vokluklannda ka-
rar verıleceğı hususu davetıye yenne geçerli olmak üzere dava dilekçesi ve duruşma günü ılanen teblığ olunur. Basın: 28646