Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 TEMMUZ1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ağan'ın
yargılanması
• A-NKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Yargıtay 8. Ceza
Dairesi. Istanbul 6 No.'lu
DGM'nin DYPElazığ
Milletvekili Mehmet
Ağar'ın Anayasa
Mahkemesi'nde
yargılanmasmı öngören
görevsizlik karannı bozdu.
Daire, Ağar hakkındaki
usule ait işIemJerin
durdurulması gerekirken.
görevsizlik karan
verilmesini usu! \e yasaya
aykın buldu. Yargıtay 8.
Ceza Dairesi Başkanı Naci
Ünver, Danıştay 2.
Dairesi'nin verebileceği
lüzumu muhakeme
karannda, Ağar'ın görev
yaptığı dönemde "vali mi
emniyet müdürü mü"
sıfatını taşıdığını
belirleyerek yargılama
yerini tayin edeceğini
bildirdi.
Cezaevi skandalı
davası
• EDtRNE (AA) - Edirne
Tanm Açık Cezaevi'ndeki
skandalla ilgili olarak
tutuklanan cezaevi müdürü.
2 yardımcısı ve 9 infaz
koruma memurunun
yargılanmalanna başlanıldı.
Edirne 2. Asliye Ceza
Mahkemesi'ndekı
duruşmada savcı
iddianamesinde, Cezaevi
Müdürü Zeki Caba ve
Müdür Yardımctsı Orhan
Ankan'ın "Görevi kötüye
kullanmak'. tutuksuz
yargılanan Cezaevi Müdür
Yardımcısı Kemal Deniz ve
infaz koruma memurlan Ali
Tan, Aydın Kaçar, Hüseyin
Ablak. Demiray Çelik,
Şaban Efe. Ertan Alkayalar,
İJyas Aydın, Rahmi Şahin
ve Yener Güngör'ün ise
'görevi ihmar suçundan
cezalandınlmalannı istedi.
Grev kararı
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Türk Harb-lş
Sendikası, Ankara, Adana
ve Izmir'de bulunan ve 1800
işçinin çalıştıgı Türk-ABD
Ortak Savunma
Tesisleri'nde grev karan
aldı. Türk Harb-lş Sendikası
Genel Başkanı Izzet Çetin,
yaptığı açıklamada, 19
Mart'tan bu yana
sürdürülen toplu iş
sözleşmesi görüşmelerinde.
işverenin kazanıİmış, haklan
geri almak istemesi
nedeniyle uzlaşma
sağlanamayarak. bu
işyerierinde grev karan
alındığını bildirdi.
Yıldn'a ek süre
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Sincan Belediye
Başkanı olduğu dönemde,
Vakit gazetesine verdigi
demeçlerde. Sincan
Kaymakamı Ali Gün'ün
kişilik haklanna hakaret
ettiği gerekçesiyle, Bekir
Yıldız'ın 9 aydan 4 yıl 6 aya
kadar hapis cezasına
çarptınlması istemiyle
yargılanmasına devam
edildi. Cumhuriyet Savcısı
Yücel Ildeniz, sanık
Yıldız'ın suçunun sabıt
görülmesi halinde. hakkında
TCK'nin 482/1-4. 251,273.
maddelerinin uygulanması
ihtimali olduğundan, ek
savunma hakkı verilmesini
istedi. Yargıç Hikmet Uyar
duruşmayı erteledi.
Açıklama
• ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Gazetemizin 1
Temmuz 1998 tarihli
sayısında "Süleymancı
Yargıca Terfi" başlığıyla
yayımlanan haber. bazı
kaynaklann yanıltması
sonucu gerçek olmayan
bilgiler üzerine
kurulmuştur. Konya Ticaret
Mahkemesi
Başkanlığı'ndan Ankara
Hâkimliğine atanan Sayın
Ali Fidancı ile ilgili doğru
bilgiler şöyledir: Ali Fidancı
haberde belirtildiği gibi
savcılığa değil, hâkimliğe
atanmışrır. Fidancı'nın
Süleymancılar tarikatından
olduğu yönündeki bilgiler
doğru değildir. Uğur
Mumcu'nun "Rabıta" adlı
kitabında geçen Ali Fidancı
ile Hâkim Ali Fidancı'nın
ad benzerliği dışında ilişkisi
bLİunmamaktadır. Tartışma
kcnusu olan Kombassan'la
ilgili davada Fidancı
hakkında soruşturma
açılmamıştır. Hâkim, SPK
vekillerinin istemini dikkate
alırak adalete olan güvenin
sarsılmaması için ilgili
dzvadan çekilmiş ve bu
davada karar oybirliğiyle
alnmıştır. Dolayısıyla
Friancı'nın Ankara'ya
ta/ini ile bu dava arasında
biğlantı yoktur.
Turgut Yılmaz, Yılmaz komisyonuna; CHP'li Ergül de Çiller komisyonuna bilgi verdi
Malvarbğı hesaplaşmasıANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Mer-
kez sağın iki büyük partisi ANAP ve DYP,
birbirlerinin liderleri hakkında kurdurduk-
ları soruşturma komisyonlannda hesaplaşı-
yor. Başbakan MesutYılmaz'ın malvarlığıy-
la ilgili savlar üzerine kurulan soruşturma
komisyonuna dün bilgi veren kardeşi Turgut
Yılmaz, "Hayatım belgefi, sorun yok. Bazı
beigelerûı sakianması için zorunlu olan 5-10
yıllık yasal sınııian da aşarak 24 yıllık evrak-
İan sundunT dedı. DYP Genel Başkanı Tan-
su Çiller'in malvarlığını soruşturmak üzere
kurulan komisyonun dünkü toplantısma ka-
tılan CHP Izmir milletvekili Sabri Ergül de,
"Özer Çiller mutlaka komisyona getirtilerek
dinlenmelL Mahkemeye basvump bazı tes-
pitler de yaptınlabilir. Eğer bu ailenin maJ-
varüguun, Susur1uk"un hesabuıı soramaasak
rejim üzerimize çöker. alonda kalınz" diye
konuştu.
Maiiye Bakanı Zekeriya Temizd. Çiller'in
malvarhğı konusundaki incelemenin gele-
cek hafta TBMM'ye gönderileceğini bildir-
di. Meclis komisyonunun istemini yerine ge-
tirdiklerini anımsatan Temızel şu bilgileri
verdi:
"Çalışmalar önümüzdeki hafta kesinlese-
cek. Bunlara müdahale edüemez; görev ><e-
rilir. sükûnetle beklenir. BLrim çahşmamız
Türkiye açısuıdan bitti. Raporlar yaalıyor.
Bitenler ilgili mercilere gönderilir. Yurtdışı
incek'mesi de>am ediyor. Bu konularda aynn-
Olı bilgi vermem, teknik yanına girmem; ça-
bşmalanmız tarafsız şekilde sürüyor."
Temizel, incelemenin içeriğiyle ilgili bil-
gi vermezken. "Ciddi bulgular var. Bunlan
Özer Çiller
için çifte temyiz
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Ankara 7.
AğırCeza Mahkemesi'nin. "görevi kötüye
kuilanma" suçundan Özer Uçunuı Çiller
hakkında verdiği mahkûmiyet karan temyize
gitti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı. Çiller'e
"resmi beJgede sahteriKk" suçundan ceza
verilmesini istedi. Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı, DYP Genel Başkanı Tansu ÇiBer
hakkında, "kanuna ve genel ahlaka aykın
şekilde mal edindiği ve görevini kötüye
kullandtgı"* iddialannı soruşturmak üzere
kurulan TBMM Soruşturma Komisyonu'na
"eksik belge verdigi ve resmi evrakta sahtecilik
ympöğı*' gerekçesiyle yargılanan Özer Çiller'e
"görevi kötüye kuÛanma" suçundan verilen 5
aylık hapis cezasını yerinde görmedi. Davayı
açan Cumhuriyet Başsavcısı Metin Otmez,
temyiz dilekçesinde, Çiller'in "görevini kötüye
kuüanma" suçundan ceza aldığını anımsatarak
mahkemenin verdiği bu karann yerinde
olmadığını savundu.
Resmi evrakta sahtedBk
Temyiz dilekçesinde Ölmez. toplanan bilgi ve
belgelere göre Çiller'in "resmievrakta
sahteciMk" suçundan mahkûm olması
gerektiğini belirterek karann aleyhte
bozulmasuu istedi. Özer Çiller de, avukatı
Büient Acar aracılığıyla hakkında beraat kararı
verilmesi istemiyle temyiz dilekçesi verdi. Acar
tarafından hazırlanan dilekçede Çiller'in cezayı
gerektiren bir fiılinin bulunmadığı, dolayısıyla
"resmi belgede sahtecitik" ve "görevi kötüye
kuflanma" suçlannı işlemesinin mümkün
olmadığı savunuldu. Ankara 7. Ağır Ceza
Mahkemesi, yargılama sırasında suç vasfinı
degiştirerek, Çiller'i "görevini kötüye
kuianmak" suçundan 5 ay hapis cezasına
mahkûm etmişti. Mahkeme, Ankara 25. Noter
Başkâtibi Yusuf Uygurtaş'm "görevini kötüye
kullanmak^ suçuna diğer sanıklar Özer Çiller
ve Atilla Özer'in de "asü fail olarak
katddildan" gerekçesiyle bu karan vermişti.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
'Tak-Şak Paşa' yine DYP'de...
SAK CX\J£ İK/AJC/
PBMOKRAöf HAML£
konuşmuyorum. Yurtdışından birtakım bil-
giler bekliyoruz. Bu iş pazıl gibidir; fotoğra-
n biürsiniz; kutuyu açarsıruz bir sürü parça.
Birsürü yerden parçalargecerii olacakşekif-
detoptaıur"dedi. Yılmaz ve Çiller soruştur-
ma komisyonlan DYP ve ANAP milletvekil-
lerinin sürekli tartışmalanna sahne oldu. Yıl-
maz soruşturma komisyonunun dünkü top-
lantısma katılan Turgut Yılmaz, tüm sorula-
ra açık tavnyla gerilimi düşürdü. Turgut Yıl-
maz, iki saati aşkın süre komisyona bilgi ver-
dikten sonra yaptığı açıklamada "Hayaüm
belgelL Hiçbirsorun >ok. Ko-
misyonun tatmin olduğunu
sanıyorum. Bütün beJgeieri
verdim" dedi. Yılmaz "So-
rular nasıldı" sorusuna "Ben
zor sorulann adamıyun. Hiç-
bir sorudan rahatsızhk duv-
madım. Üyelere her zaman
emirlerine amade olduğumu
söyledim. Bugünkü soruş-
turma Mesut Yılmaz degiL
Turgut Yılmaz soruşturma-
sıydı. Ben memnuniyctfc he-
sap verdim" karşılığını ve-
rdi.
Çiller'in malvarlığını so-
ruşturmak üzere kurulan ko-
misyona bilgi vermek iste-
yen CHP Izmir milletvekili
Sabri Ergül de, dünkü top-
lantıya katılarak bazı açıkla-
malar yaptı. Ergül'ün Dışiş-
len Bakanlığı'nın ABD'den
istenmesi gereken belgeler-
le ilgili olarak. "ABDileara-
mızda adli müzaheret anlaş-
ması yok" yanıtını verdiğini
anımsatarak, "Aslında var.
Istenebüir.Engin Civan nasıl
isteniyorsa, ay nı yoüa istene-
büir. Maüye Bakanlıgrnın,
çifte vergilendirmeye daya-
narak istediği belgeieri
ABD'ninvermesilaam"de-
diği öğrenildi.
DYP'den davet
DYP'liler,eskiarkadaşla-
nnı yeniden partiye davet et-
ti. DYP'nin 15. kuruluş yıl-
dönümünde 2. Demokrasi
Programı'nın ilan edildiği-
nin anımsatıldığı açıklama-
da şöyle denildi: "Parti tü-
züğümüzün bdirlediği çer-
çeve içinde; gönlü, kalbi, he-
yecanı bizimle beraber olan,
çeşitti nedenlerle ayn düş-
müş arkadaslanmızı da>et
etmekten onurduyduğumu-
zu kamuoyuna saygıyla du-
vuruvonız."I yuruyonız."
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 5 yıl aradan sonra Black Hawk tartışmasını gündeme getiriyor
Helikopter dosyası yeniden açıldı
• Kara Kuvvetleri Komutanlığı, teknoloji transferine
yanaşmaması ve üçüncü ülkelere satışı kabul etmemesi üzerine
sözleşmesini rafa kaldırdığı Sikorsky firmasının Black Havvk
helikopterleri dosyasını 5 yıl aradan sonra yeniden açtı.
LALE SARlİBRAHtMOĞLU
ANKARA - Türkiye. teknoloji transferi
yapmayı reddetmesi üzerine 1993 yılmda
ortak üretim sözleşmesini askıya aldığı
Amerikan Sikorsky firmasının Black Hawk
(Kara Şahin) genel maksat helikopterleri
dosyasını 5 yıl aradan sonra yeniden açtı.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın (KKK),
acil ihtiyaç çerçevesinde ağırlıklı olarak
doğrudan alım yapmayı düşündüğü belirti-
len Black Hawk'lar için Savunma Sanayii
Müsteşarlıgı (SSM) ihaleye çıkılmasında
ısrarlı. Güvercinlik tesislenne bakım yete-
neği kazandınlması ihmal edildiği için Tür-
kiye'nin envanterindeki Black Havvk'lann
motorlan ise ABD ve Israil'de bakımdan
geçiriliyor.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın yeni-
den gündeme getirdiği Black Havvk heli-
kopterleri dosyasının yeniden açılmasında,
ortak üretim projesini Fransız ortaklı Euro-
copter'a kaptıran Sikorsky'nin yıllar süren
lobı faaliyeti de etken oldu. Türkiye Si-
korsky ile 1992 yılında imzaladığı sözleş-
me uyarınca bu firmadan 45 adet Black
Hawk'ı satın almıştı. SSM, proje bedeli 500
milyon dolar olarak hesaplanan 50 adet he-
likopterin ortak üretimi sözleşmesini ise Si-
korsky'nin yüksek teknoloji rransferini dü-
şük turması ve üçüncü ülkelere satışı kabul
etmemesi üzerine rafa kaldırmıştı.
Türkiye ve Fransa arasındaki ilişkilerin
gelişmeye başladığı döneme rastlayan 1993
yılında Fransız ortaklı Eurocopter'dan 20
adet Cougar genel maksat helikopteri alan
SSM, ilki Fransa'da üretilen 30 adet Co-
ugar'ın ortak üretim sözleşmesini de geçen
yıl imzaladı. Cougar ortak üretimde yüksek
teknoloji rransferini yüzde 30'lara çıkardı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI) te-
sislerinde Cougar'lar için üretim hattı ku-
ruldu. Fransa'nın sözde Ermeni soykınmı
tasansını meclisten geçirmesi üzerine bu
ülke ile müzakereleri süren savunma sana-
yii sözleşmelerini askıya alan Türkiye'nin
ortak üretimine hazırlandığı Cougar anlaş-
masını iptal etmesinin beklenmediği belir-
tiliyor.
Sikorskv' de\Tede
Amerikan Eximbank'ı Black Hawk pro-
jesi için 1992 yılında Türkiye'ye 1.8 mil-
yar dolarlık kredi açmıştı. Kredi 45 adet
doğrudan alım ve Sea Havvk helikopterleri
için kullanıldı ve Hazine'de şu anda 800
milyon dolarlık Amerikan kredisi bulunu-
yor.
Satın alınan 45 Black Havvk'ın 35"i Jan-
darma Genel Komutanlığı tarafından ağır-
lıklı olarak Güneydoğu'da kullanılıyor. En-
vanterinde 10 adet Black Hawk bulunan
KKK'nin asker ve yük taşıma amaçlı heli-
kopterlere acilen ihtiyacı bulunduğu belir-
tiliyor.
Genelkurmay Başkanlığı aracılığıyla
KKK Black Hawk genel maksat helikopter-
lerinin acil alımını öngören teklifıni
SSM'ye götürdü. SSM. Türkiye'nin yeni
savunma sanayii stratejisinin acil alımı en
aza indirmeyi ve rekabeti artırmak için tek
kaynağagıdilmemesıni amaçladığmı anım-
satarak genel maksat helikopterlerinin or-
tak üretimi için Sikorsky ile bağlantı yap-
mak yerine uluslararası ihaleye çıkılmasını
istedi.
SSM'nin bu isteminin kabul gördüğü ve
Hazine'nin genel maksat helikopteri proje-
si için kaynak bulunup bulunmadığını ince-
lediği belirtildi. Bir askeri yetkili, Si-
korsky'nin teknoloji transferi ve üçüncü ül-
kelere satış gibi konularda ne tür öneriler
getirdiğinin şu anda bilinmediğini belirte-
rek şu görüşlere yer verdi:
"Bu heiikopterierin üretimi için TAİ'de
ikinci bir üretim hattı kurulması Türkiye
için çok lüks olur. ABDde bik iki üretim
hatö yok. Cougarlar için TAİ'de kurulan ge-
nel maksat heükopterİeri üretim hattı Black
Ha\vk'lara teknik olarak uymuyor. Bu du-
rumda Sikorsky ya da bir başka rırnıanın
ihakyi kazanması halinde kurulması gere-
ken üretim hattının maliyetini üstlenmesi
gerekijor." Fransa ile Cougar'ların ortak
üretimine geçmeye hazırlanan Türkiye'nin
50 adet Black Hawk genel maksat helikop-
terine gereksinimi olup olmadığı ise belır-
sizliğini koruyor.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr
Özelleştirme üstüne art arda
dört Tırmık yayımlandı. Yaz sı-
cağında, konusu özelleştirme
olan bir pehlivan tefrikasına,
okuyucunun yüz buruşturaca-
ğını sandım. Hiç de öyie olma-
dı. Yüz yüze ya da telefonda
ses sese gelinen okuyucular
tartışmaya ucundan kıyından
yadagöbeğinden katıldılar. Ki-
mi itiraz etti, kimi gözardı edi-
len noktalan anımsattı.
Gazeteci, yazdıklarının ilgi
çekmesinden elbette hoşlanır.
Dipsiz kuyuya taş atmaya ben-
zeyen yazıcılık mesleğinde, ku-
yunun dibinden "cump" diye
ses duymak yazanı mutlu eder.
Hele özelleştirme yazılanndaki
gibi sesler "Cump cump da
cump cump!" olunca değme-
yin gazetecinin keyfine.
Ama bu kez konuya gösteri-
len ilgi, ete kemiğe bürünen du-
yarlık, meslek hazzından çok
daha kıvandıncı.
• • •
Anımsayacaksınız. 80'li yılla-
nn sonunda ürkek ürkek, utan-
gaçça başlayan özelleştirme
propagandası bugün hoyrat,
Yaz Sıcağmda Sıcak Bir Tartışma
arsız, pervasız bir ideolojik sal-
dınya dönüştü.
Bu propaganda başarılı da
oldu. Örneğin 1994'te büyük
siyaset ve ekonomi dehası (!)
Tansu Çiller özelleştirmenin
propagandasını, kendine özgü
bir bilgısızlik ve yalancıhkla
alanlara taşıdığında sokağa
dökülen işçiler, art arda topla-
nan paneller, açıkoturumlar,
soldaki yoğun tartışmalar; Pet-
rol Ofisi'nin -hem de haraç me-
zat- özelleştirildiği 1998 yazın-
da, yerini ürkütücü birsessizli-
ğe bıraktı.
Petrol Ofisi özelleştirmesin-
den doğrudan etkilenen sendi-
kacıların demeçleri, birkaç yü-
rekli karşı çıkış bir yana bırakı-
lırsa özelleştirme Türkiye için
sanki bir kader. Hem de tevek-
külle boyun eğilen bir kader.
Petrol Ofisi özelleştirildi ve ne
işçiler sokaklara döküldü, ne
sol (sosyal demokratlan hâlâ
sol sayıyorsanız, onlar da dahil
bütün sol) yeri göğe kattı. Pet-
rol Ofisi'nde simgelenen (sıra-
da THY var, Tüpraş var, Tele-
kom var, Ereğli Demir Çelik var)
özelleştirme adımına karşı mü-
cadele neredeyse hukuksal bir
düzleme indirgendi. Petrol Ofi-
si ihalesinde hukuksal açıklar
üstünde durulup, yüksek mah-
kemelere başvurup ihaleyi iptal
ettirmek ağır basan yöntem gi-
bi görünüyor.
Daha kestirme söyleyelim,
Petrol Ofisi özelleştirmesine
karşı siyasal ve ideolojik tepki
epey silik. İşçiler bile "Ne özel-
leştirilecekse özelleştirilsin de
şu iş bitsin" der gibiler.
Dünya çapında sürüp giden
"özelleştirme propagandasının
başansı" dediğimiz işte bu tab-
lo. Bu umut kıncı tabloya kar-
şılık fukara Tırmık'a gelen tep-
ki yoğunluğu elbette sevindiri-
ci.
Bu züğürt tesellisini bir yere
not edelim ve geçelim.
• • •
Eğer anımsıyorsanız, dört
yazı süren tartışmanın sonun-
da sol partilerin "özelleştirme-
yip de ne yapacaksın" sorusu-
na somut yanıtlar vermek zo-
runda oldukları vurgulanmaya
çalışılmıştı. Bu yanıtın üretim
araçlannın özel mülkiyetine
karşı "üretim araçlannın kolek-
tif mülkiyetine" açılan bir içerik
taşıması gereğinin altı da epey
kalın çizilmişti. Kamu mülkiye-
ti kavramının bulanıklığına dik-
kat çekilmiş: sonunda parti ya
da devlet mülkiyetine dönüşen
uygulamaların, ne kamu mül-
kiyeti ne de kolektif mülkiyet
anlamına geleceğinde ısrar
edilmişti. Sosyalizm kuruculu-
ğuna soyunmuş ve 1989 Son-
bahannda yenik düşmüş ülke-
lerin deneyimlerinde, kolektif
mülkiyet hedefine ulaşmak bir
yana, belki de uzaklaşıldığına
değinilmişti.
• • •
Telefon sohbeti, kısa faks
mesajı, ayaküstü sohbet biçi-
mindeki tepkileri bir yana bıra-
kırsak Tırmık'takı özelleştirme
tartışmasına bugüne dek derii
toplu iki yanıt geldi: Biri işçi
Partisi adına Doğu Perin-
çek'ten. Perinçek, partisinin
"özelleştirmeye karşı kamulaş-
tırma" formülüyle özetlenen
görüşlerini kalın bir zarf içinde
yolladı. Bülbülün çektiği dili be-
lası, şimdi oturup ders çalış-
mak yükümlüğü bizim sırtımız-
da. O kalın kitabı, broşürieri ve
açıklamalan okuyacağız. Hele
bir okuyalım bakalım...
Ikincisi bir tepki değil, bir
"katkı" diye nitelenmeli. Cum-
huriyet'teki kapı yoldaşımız Er-
gin Yıldızoğlu önceki gün tar-
tışmaya katıldı.
Benim önerim, eğer özelleş-
tirmeyi bu ülke için çok önem-
li buluyorsanız ve bu tartışma
sizi yakından ilgilendiriyorsa ve
atladıysanız ya da şöyle bir göz
attıysanız Ergin Yıldızoğlu'nun
yazısını (Cumhuriyet - 8 Tem-
muz Çarşamba) bir kez daha
önünüze almanız.
Yıldızoğlu'nun "katkılan"r\a
bizim de "katkılanmız" olacak.
Yani: Katkıya katkı.
POLİTtKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
ŞemdinlM994../
Gazeteci olayların tanığı olmalı, bir milletvekilinin
yaptığı açıklamayı bugün olmuş gibi yazmamalıdır...
Hele hele, bilinen ve yaşanmış bir olayı saptınp
meslektaşlarına şöyle seslenmemelidir:
"Niçin susuyorsunuz?"
ANAP milletvekili Naim Geylani'nin açıklaması 4
Temmuz 1998 günü Yeni Yüzyıl'daçıktı, iki gün son-
ra Mehmet Artan köşesinde yazdı, dün de Aydın
Engin köşesinde bu olaya değindi...
Mehmet Altan şöyle diyordu:
"Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağlı Ormancık kö-
yünden Besna Selvi, Esmer Selvi, Azime Taşkın,
Zübeyde Seçkin, Meryem Çelik, Anife Izgi, Kıy-
met Şengül, ve Hammail Inan adlı kadınlar ANAP
Hakkâri milletvekili Naim Geylani'ye verdikleri 'ya-
zılı ifadelerinde' gördükleri zulmü anlatıp, on üç köy-
lülerinin kurşuna dizildiğini öne sürüyordu."
Altan'ın yazısının tarihi 6 Temmuz 1998...
Acaba bu olay ne zaman oldu, 13 kişinin kurşuna
dizildiği savı hangi tarihte ortaya atıldı?
Olay 22 Temmuz 1994'te oldu, bir hafta sonra ga-
zetelerde yer aldı, daha sonra I996'da Kahraman
Bilgiç'in açıklamalarıyla gündeme geldi...
Dört yıl önce yaşananlan bugün gündeme getire-
bilir, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti olup ol-
madığını tartışabiliriz, o ayrı şey...
Ama etik açısından bakarsak, dört yıl önceki ola-
yı bugün olmuş gibi göstermek doğru mudur?
Dün sabah TBMMlnsan Haklan Komisyonu Baş-.
kanı Sema Pişkinsüt'le konuştum. Başkan Pişkin-
süt şöyle dedi:
"Başvuru bir kişi tarafından yapılmış. Iddialar
yer alıyor. Altına da kadınlar parmak basmışlar... •
Okuma yazmalan olmadığı için böyle yapmışlar..." .
Hakkâri'nin Şemdinli ilçesine bağlı Ormancık kö-
yünde meydana gelen bu olay 1994 ve 1995 yılında-
gazetelerde yer almış, köşe yazarları bu olaya de-
ğinmişti... i
O tarihte DYP-SHP hükümeti vardı. SHP bildiğim-
kadarıyla Hakkâri'ye bir heyet göndermişti...
Burada benim merak ettiğim şu:
"Aradan dört yıl geçmesine karşın, ANAP'lı Na-
-
im Geylaniniye TBMM Insan Haklan Komisyonu'na'
başvuruyorda, Başbakan Mesut Yılmaz'ag/fm/yo/;'
1994 -1998 yılında Hakkâri yöresinde olup bitenle-,
ri anlatmıyor... Geylani, bugüne dek niye sustu?"
• • •
:
Cumhuriyet gazetesi ne dört yıl önce susuyor-'
du, nede bugün...
Biz size 'Şemdinli 94' ve 'Yüksekova 96'y\ akta-'
ralım isterseniz... ,'
Şemdinli'nin Ormancık köyü 38 haneli ve 375 nü-'
fusludur. 1989 yılında kendi isteğiyle 40 kişi korucu,
olmuştur...
21 Temmuz 1994 günü Ormancık köyünün Çiçek-
li Tepesi'ne 60 kişilik silahlı PKK grubu geldi. Çıkan'
çatışmada PKK 10-13 korucuyu esir aldı...
22 Temmuz günü yarbay Ali Çamurcu ve astsu-'
bay Fatih Akça bir manga jandarmayla köye geldi.
Yaşanan olaylar o gün oldu. Pek çok iddialar gün-
deme getirildi. Işin içinde itirafçı Kahraman Bilgiç'in^'
olduğu belirtendi...
Ormancık köylüleri tedirgindi. PKK, "Siz devletin
yanındasınız" derken, güvenlik güçleri "PKK'ye des-
tek veriyorsunuz" suçlamasını getiriyordu...
Türkçe konuşamayan köylüler "iki arada bir de-
rede" kalmışlardı...
13 kişi kayıptı...
Kimileri "Devlet onlan kurşuna dizdi" diyor, yetki-
liler ise "PKK onlan aldı götürdü" diyortardı...
Kimdi bu kişiler?
Casım Çelik, Sıddık Şengül, Enver Samur...
Toplam 13 kişi...
Burada henüz aydınlanmayan soru şudur:
"10-13 kişiyi 21 Temmuz 1994'teki çatışmada
PKK mi alıp götürdü, yoksa bir gün sonra güvenlik
güçleri mi?"
Biz bu sorulan çok sorduk... İtirafçı Kahraman Bil-
giç'in açıklamalan da elimizde...
• • •
27Mart1994...
Yazımızın başlığı şuydu:
"Canan
1
/ kim öldürdü?"
1994 yılında üç kez sorduk:
"Yüksekova'da, Şemdinli'deki faili meçhuller ne
zaman aydınlanacak?.."
CHP'li Ercan Karakaş, Mahmut Işık ve Musta-
fa Yıldız Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde Abdullah
Canan'ın gözaltındaki ölümünü araştırmışlardı...
Güneydoğu'da Kürt kökenli her yurttaşımız potan-
siyel suçlu sayılıyordu...
Bir yandan PKK terörü, öte yandan eroin kaçak-
çılığı...
PKK asker giysisiyle köy basıyor, insanları öldü-
rüyordu...
Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde ise güvenlik güç-
lerinden ve PKK itirafçılanndan oluşan çete "P-
KK görünümüyle" köy basıyor, adam öldürüyor ve
haraç topluyordu...
Ama dört-beş yıl önceki olaylan bugün ortaya dök-
mek neye yarar?
Türk Silahlı Kuvvetleri, "irticaya karşı çıkınca"yay-
gara başlryor:
"13 kişi kurşuna dizildi"
Ne zaman? 1994 yılında! O dönem Genelkurmay
Başkanı kim? Orgeneral Doğan Güreş! Ya Başba-
kan? Tansu Çiller!..
Biz dört yıl önce bu iddiaları tek tek yazdık, "Tür-
kiye bir hukuk devleti midir" diye sorduk, ama hiç
kimse bunun üstüne gitmedi, sustu...
Bugün Necmettin Erbakan'ın yakın dostu Şeyh
Osman ne diyor?
"Ben Kuzey Irak'ta şeriata dayalı Kürt devleti ku-
racağım..."
Cumhuriyet bugün değil dört yıl önce yazıyordu,
Yüksekova'da ve Şemdinli'de yaşananları...
Arşivimiz herkese açık!..
Kahraman Bilgiç bugün Diyarbakır E Tipi Ceza-
evi'nde, onun açıklamalarına bir bakın, çok şeyler
öğreneceksiniz...
hckaya(« posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Malta bandrah tanker
karaya oturdu
Istanbul Haber Servisi-
Malta bandrah, ham pet-
rol yüklü bir tanker, Hay-
darpaşa mendireği önün-
de karaya oturdu.
Rusya'dan geldiği belir-
tilen Malta bandrah, 247
metre uzunluğunda, 54
bin grostonluk, Seaselvia
adlı tanker, dün akşam sa-
at 21.35'te, Boğaz"ın gü-
ney çıkışmda, Haydarpaşa
mendireği önünde karaya
oturdu.
Yaklaşık 80 bin ton ham
petrol yüklü tankerin ser-
dümen hatası nedeniyle
karaya oturduğu belirtildi.