Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I0TEMMUZ1998CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Kimlik: Mavi mL, pembe nıi?
Geçen yılın en iyiyabancı film Altın Küre'siyle çoksayıda uluslararası ödüller
kazanmış, küçük bir başyapıt niteliğindeki 'Pembe Hayat' Alkazar 'da gösteriliyor
Bahçesinde mangal çevrilen, ferah \ e
jik banliyö e\lerinde, burjuva komşu-
lanna bir tanışma partisi veren. kalaba-
Iık Fabre ailesinın bireylerini tanıdığı-
tıız, taşra sosyetesinin cırtlak renkleri-
ne bulanrnış, pop tonlardan çalan bir
îçılış sahnesiylebaşliyor. 'MaYleen Ro-
se-Pembe Havat" Brüksel'dekı sinema
ve grafik sanatlar eğitıminden sonra
jzun süre televız>onda pratığini geliş-
tirmiş. reklam ve kısa filmler çekmiş.
senaryolaryazmış, 1963doğumlu, Bel-
;ikalı yönetmen Alain Bertiner'in 1997
yapımı bu ilk uzun film çalışmasını so-
nunda AIkazar'dayakala>ıpsevretmek
oldukça hoş oldu doğrusu bizim için. Di-
yeceğim bitevıye taşlamayla komedi-
dram arasında salınan 'Pembe Hayat',
bizim seyretmekten gına getirdiğımiz.
gösterişli Amerikan yapımlan ve tekrar-
larla süregelen şu yaz günlerimize renk
ve çeşni katan. ummadığımız kadar esas-
Iı ve oturaklı bir film çıktı bu hafta.
Yeni girdiğı işteki şişman patronuy-
la da komşu düşmüş baba Pierre (Jean-
Philippe Ecoffey). sevecen anne Hanna
(Michele Laroque). feleğın çemberinden
geçmiş, yıllara meydan okuyan, deli-
dolu, yaşlı genç kız anneanne Elisa-
beth'le (HeleneVıncent), yenıyetme dö-
nemine ayak basmış bir abla ve üç er-
kek çocuktan oluşuyor Fabre'lar. Kala-
balık ailesini şişıne şişıne konuklara ta-
nıtırken. baba Pierre'le kansı Hanna 'yı
hafiften yerin dibıne sokuyor, 7 yaşın-
daki oğullan Ludovic'in takıp takıştınp,
sürüp sürüştürüp tıpkı bir masal pren-
sesi gibi arzı endam etmesı.
Acımasız heteroseksüel düzen
Televızyondaki pembe dızi kahrama-
nı Pam'e körkütük tutkun, nann ve kı-
zoğlan kızımsı küçük Ludovic (Georges
Du Fresne), erkekten çok kız çocugu ol-
duğuna ve büyüyünce kadın olacagına
ve babasının patronunun oglu Jerome'la
(Julien Riviere) da ev leneceğıne yürek-
ten inanıyor. Saçı başı, bebeklerle oyna-
yışı. davranışlan, sözleriyle bunu masu-
mane ifade eden küçük Ludovic. yu-
muşak eğilimlenni saf saf ortaya ko-
Ma Vie en Rose /
Yönetmen: Alain
Berliner / Senaryo:
Chris Vander
Stappen, A. Berliner /
Kamera: Yves Cape /
Müzik: Dominique
Dalcan / Oyuncular:
Michele Laroque,
Jean-Philippe
Ecoffey, Georges Du
Fresne, Helene
Vincent, Julien
Riviere, Daniel
Hanssens, Laurence
Bibot, Marie Bunel,
Caroline Baehr /
1997 Fransa-Belçika
(Avşar Film)
yunca, annesi ve özeHikle babası şoka
giriyor. Mane-Claire'de çocuk- cinsel-
lik üstüne geyık muhabbeti türiinden
yazılan okumaktan geri kalmayan, çağ-
daş e\ kadını Hanna çareyi oğlunu bir
ruh doktoruna götürmekte buluyor acı-
len. Yetişkinlercetabusayılanbirkonu-
yu patlattığından habersiz. 7 yaşın olan-
ca masumıyetiyle tercih'ini dile getiren
küçük Ludov ic. ailesinin bütün huzur ve
düzeninin temeiıne dinamit koydugun-
dan da habersızdir.
'Farklı' Ludovic yüzünden toplum-
çevre baskısının gitgide ağırlaşmasıyla
Fabre ailesinın ufak ufak mahalleden
dışlandıgı filmde, önce kan-koca birbi-
nne düşüvor sonra Pierre işinden olu-
yor. Yetişkınlenn tepkisinı hıç anlaya-
mavan, da>ak yedigt okuldan uzaklaş-
tınlan. masum Ludovic. hoşgörülü an-
neannesinın kanatlarına sığınıyor. An-
ne Hanna tüm başlanna gelenden sorum-
lu tuttugu küçük oğluna karşı gittikçe
sertleşirken başta durumu kabullenmek-
te epeyce zorlanan Pierre. daha anla-
yışlı bir babaya dönüşüyor ve Fabre'lar
sonuçta başka bir kente (Clermont-Fer-
rand'a), \e eve taşınmak durumunda
kalıyorlar mecburen. Küçük Ludovic
yeni çevresinde bu kez erkeksi davranış-
lar gösteren, oğlan gibi bir kız çocuğu
olan Christine'le tanışıp Christine'in
doğum günü partisine davet ediliyor,
vs. vs...
Son yıllann, cinsel kimlik arayışı çe-
şitlemeleri niteliğindeki hikâyeleri per-
vasızca beyazperdeye yansıtan ftlmle-
rinden birölçüdeaynlarak 'arzununst-
nırlan'nın henüz daha kesinkes netle-
şip belirginleşmedigi. on yaş altı çocuk-
luk dönemınden küçük bir kahramanın
merkez karaktenni oluşturduğu. Edith
Piafın ünlü şarkısını çağrıştıran adıyla
•Pembe Hayat'. peşın hükümlerımızı
yonaıp ufalayarak önyargılanmızın al-
tını kazıyan, yüreklice kotanlmış. şınn
bir taşlama- güldürü sivnlığıne bürü-
nüyor.
'Herkesi olduğu gibi kabullenmelT
Delidolu, gülünen cinsten çok, ince-
likli.duyarlıklı.düşündürücübirkome-
di tonlannda seyrederek eşcinseliik ta-
busuna el atan 'Pembe Hayat'ta, danslı
partılı esprili bir banliyö atmosferi ku-
ran yönetmen AJain Berliner'in düşler-
le gerçekler arasında gide gele kıvamı-
nı tutturan, pek bir 'ükfilm'den beklen-
meyecek yoğunluktaki canlı ve renkli an-
latımına ilgisiz kalmak ne mümkün?
Yönetmenin özellikle aynntılarda zen-
ginleşen 'baktşı'nda. Magritte'leri. Del-
\ıaux'lan yetiştiren Belçika gerçeküs-
tücülüğü ve humorundan izler bulmak
da olası yer yer. Başanlı mekân-dekor
kullanımıyla da dikkati çeken. eşcin-
seliik tabusu üstüne birtakım kıvnmla-
nn açılıp yayıldığı bu ilk fıiminde. kar-
şıtlıklann ve aynntılann vurgulanmasıy-
Androjen görünüşlü. küçük oyuncu
Georges Du Fresne'nin harikalar
yaratügı 'Pembe Hayat'ta öteki aile
bireylerini de Jean- Philippe Ecoffey
(baba), Michele Laroque (anne) ve
Helene Vincent (anneanne) oynuyor.
la 'cart pembelerin, sanlann patladığı".
kitsch'imsi bir yapıya enşerek kanye-
rine gözüpek bir başlangıç yapıyor yö-
netmen Alain Berliner, merkez karak-
ter Ludovıc'de unutulmaz bir perfor-
mans çıkaran küçük oyuncu Georges
Du Fresne'den de hanka bir verim ala-
rak. Küçük Ludovıc'in hayal-düş sah-
neleriyle bezelı, gerçek dünyayla fante-
ziyi harmanlavan ve keyifle ızlenen
'Pembe Hayat', yetişme çaglanndaki
çocuklannın eşcinsel eğilimleri karşısın-
dapaniğe ugramadan edemeyen izleyı-
cilere ilaç gibi gelen, iyimser finali. her-
kesi olduğu gibi kabul etmek gerekir
mesajı ve küçük Georges Du Fresne,
Michele Laroque, Helene Vincent, Je-
an-Philıppe Ecoffey gibi oyunculannın
yorumlanyla seçkinleşen, küçük bir baş-
yapıt sayılabilir sonuçta.
(Fransızcadan dilimıze kaymış, kırk
yıllık 'tapet' sözcüğüne bula bula
4
ra-
ket' mı bulunurmuş ey altyazıcılar?)
'Sonuna Kadar' genelde acemi işi bir 'ilkfilm' denemesi ama baştan sona ilgiyle izleniyor
1950'lerinAmerikan taşrasınayokulukBu hafta seyrettığimiz ikinci
film de geçen yıl gösterildigi.
Amenkan Bagımsızlan'nın ka-
lesı sayılan Sundance Festiva-
li'nden ses getirmiş, yine yeni bir
yönetmenin ilk uzun film dene-
mesi: 'Going AU The VVay - So-
nuna Kadar'.
DanVVakefiekTın 1970'teya-
yımlandığında çok satmış, aynı
adlı ünlü romanından 30 yıl ka-
dar sonra bızzat yazannca sıne-
maya uyarlanan bir senaryodan.
taze yönetmen Mark Pellington
elıyle çekılmış 'Sonuna Kadar'.
19501ı yıllann ABDsınde. ül-
kenin özellikle tutuculuğuyla bi-
linen orta-batı'sında geçen ve
hayata atılmanın eşığınde. ha-
yatın sorunlanyla yüzyüze kalan.
iç dünyalan çalkantılı, arayış
içındeki ikı genç erkeğe odakla-
nan yeni bir 'dönem flhni'.
MTV'ye çektiği pop kliple-
riyle adını duyuran Mark Pel-
lington'un yeteneklerini ortaya
koyduğu duygulu, elemli, yakı-
:ı bir komedi- dram niteliğinde-
ci 'Sonuna Kadar', şimdiye ka-
iar çok sayıda izlediğimiz, alı-
>ı!mış erkek dostlugunu ele alan
\merikan yapımlannın beylik
dışelennden olabildiğince uzak
lurmaya çalışarak incelikJİ. has-
.as bir zeminde, tekdüze yol alı-
/cr bir buçuk saat süresince.
Coing All The
Way / Yönetmen:
Mark Pellington /
Senaryo: Dan
VVakefield /
Kamera: Bobby
Bukovvski / Müzik:
Tomandandy /
Oyuncular: Jeremy
Davies, Ben
Affleck, Amy
Locane, Rachel
Weisz, Rose
McGovvan, Jill
Clayburg, Lesley
AnnWarren/1997
ABD (Özen Film)
Wlerin iinJü bir romanından
1950"!erin başından itibaren.
^njpa kültürü ağırlıklı grafik sa-
latlara egejnen olan Amerikan-
ai reklam tarzı. bayat illüst-
asyonlara dayanan bir jenerik-
ebaşlayan film, askerden evle-
iıe dönen, Indianapolis'li, eski
>lul arkadaşı iki Amerikalı gen-
iı dostlugunu hikâye ediyor.
Amerıkalıların komünizm
ıriisüyle yatıp kalktığı, soğuk
svaş dönemini pompalayan
k'cCartttyciliğin gemi iyıce azı-
•; aldıgı yıllardan 1954'teyız.
Vkerligıni. Kore savaşının sür-
Iğü dönemde, Kansas'ta masa
>şı, geri hizmette yapıp iste-
nye istemeye evinin yolunu ru-
a. içe dönük. ezik büzük. silik
>nny (Bizim Olgun Şimşek'i
ıdıran Jereınj' Da>is iyi oynu-
^r), kahramanlanmızdan biri.
\1m,tatüevinî', Sonny için hiç
jçerli değil. çünkü orta sınıftan
jesinin sıcaklıgıyla. özellikle
ndar. sevgi dolu annesının yo-
şı ilgisıyle onu boğduğu, sıkı-
^vinden kaçmaya bakıyor ilk
featta. Dönüş treninde rastladı-
lötekı kahramanımızsa. cep-
den donerken ugradıgı Japon-
ya'dan epeyce etkilenmiş, zen
kültürüyle ilgilenmiş. geyşalara
girmiş. saki'lerle kafayı bulmuş,
girgin. girişken, dışa dönük. kız-
lann gözdesi. lise futbol takımı-
nın yıldızı, kısacası Sonnv 'nin
tam karşıtı olan. yakışıklı Gun-
ner ('Can Dostum'la Holly\vo-
od'un yükselen genç oyuncula-
rı arasına kanşan Ben Affleck
de geleceği parlak bir aktör ol-
duğunu kanıtlıvor).
Sonny'nin bakışaçısından ız-
lediğimız. 1950'lerin Indiana-
polis'i, genelde ABD taşrasına
egemen o karşı konulmaz, çok
kuvvetlı. kopkoyu bir rutuculu-
ğun baskısı altındakı. orta-ba-
tı'nın kültürel bakımdan tam bir
çöl manzarası arz eden. tipık sı-
kıcı ve yavan bir kent. Askerlık
dönüşü, hayatlannı bıraktıklan
yerden sürdüreceklennı zanne-
derken ne yapacaklannı pek bi-
lemeden. aynı çıkmaz sokakla-
n arşınlayıp eldekilerle de yetı-
nemeyerek yeni ufuklara doğru
dümen kıran bu siyah-beyaz kar-
şıtlıgındakı ıkilinın arasında fi-
lızlenen dostlugun hikâyesini.
komediyle dram arası gide ge-
le, klıp'imsı tonlarda anlatıyor,
çıçeğı burnunda yönetmen Mark
Pellington.
Onu. ko> nuna soktugu kom-
şu kızı Buddy (Amy Locane) ile
başgöz etmek isteyen annesin-
den(Jill Clayburg) hâlâ çocuk
muamelesı görmekten sıkkın, li-
sedeyken fotoğraf çekmeye sar-
dırmış. alkole eğilimli. mastür-
basyoncu Sonny için kendinden
emin, iş bıtirici Gunner'in arka-
daşlığı bir kurtuluştur. Soyut re-
YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR
Lolrta
Kültûr Senist- Tanmmış
yönetmen Adrian Lyne'nm kimi
ülkelerde yasaklanmış son
filminde Jeremy irons, Meianie
GrifiRth. Frank Langella ve
Dominique S»ain roi alıyor.
Vladimir Nabokov'un, son yanm
yûzyıhn Amerikan kültürüne ve
edebiyarına damgasmı vurmuş
romanı'LoBta', 12 yaşındaki bir
kızla üvey babası arasında gelişen
ilişkiyi konu eder bilindiği gibi.
1962'de usta yönetmen Stanley
Kubrick'in başrolde James Mason
ve Sue Lyon'ı oynatarak beyazperdeye
uyariadığı versiyondan yıllar sonra bu
kez 'ÖMüren Cazibe', '93 Hafta',
'Ahteksız Teklir, vb. gibi sansasyonel
filmleriyle tanınan Adrian Lyne imzaladı
Nabokov'un 'Lofita'sını. Orta yaşlı bir
Avrupalı erkeğin 12 yaşındaki Amerikalı
üvey kızına duyduğu buruk ve aslında
komik cinsel arzuyu anlatan yeni 'Lotitst'
bugün gösterime giriyor.
Tatlı Kaçamaklar(Aftergtow)
Nick Nohe, Lara FTynn Bojie,Jutie
Christie ve Jonny Lee MiUer"ı bir araya
getiren 'Tatiı KaçamakJar'ı Alan
Rudolph yönermiş. Rudolph, biri
genç ve gelecek vaat eden, öteki
kendi akışına bırakılmış orta yaş
ilişkisinin hüküm sürdüğü, iki evli
çiftin hayatlannın kesişmesini ve
birbirine kanşmasını, inceliklı bff
komedi tarzmda anlatıyor.
RudoJph'un ustası Robert
Altman'ın yapımcılığında çekilmiş
ve bugün vizyona giren 'Afteı^o**-
Tatfa Kaçamaklar'. duygu,
kıskançlık ve sevgi dolu bir film.
5.CÜÇ
Lnc Besson'un yönetmenli|ini yaptığı,
başrollerini MiÛa Jdvovich. Bruce \VUBs
ve Garj- Oldraan ın paylaştığı, geçen
mevsimin bu iddialı, fantastik filmi, yaz
nedeniyle olsa gerek yeniden
sinemalarda afişe çıkıyor bugönden
itibaren.
sımle de ugraşan Gunner'in ade-
ta bir genç kız çekicıliğıne sahip,
hatta sevgililerini loskandığı og-
luyla bellı belirsız Oedıpal bir iliş-
kı içındeki. Yahudi karşıtı, ırk-
çı. cahil ama son derece seksi
annesi Nina'ya (Lesle>
T
Ann War-
ren'da mıhrap hâlâ yerinde) da
hayTan Sonny'imiz. Derken Gun-
ner'in uzatmah lise aşkı
Marty'nin (Rachel VVeisz) erkek-
ten erkeğe konan, renkli, hoppa,
şuh arkadaşı Gail'e (Meraklısı-
nın, pervasız yönetmen Greg
Araki'nin 1997 Istanbul festi-
valinde gösterilmiş, uçuk kaçık
yol filmi 'The Doom Generati-
on-Kıyamet Kuşağı'ndan anım-
sayacağı fıstık Rose McGovvan)
kara sevday la tutuluyor. Ancak
yanm yüzyıl öncesinde Amen-
kan uygarlıgı standartlanna kar-
şı çıkarak sorunlu, iletişimsiz,
yalnız büyük kent gençliğinin
hayal kınklıklannı dile getiren
Salingerklasiğı 'TheCatcherin
the Rye-Gönül Çelen' romanı-
nın birkaç kuşagı derinden etki-
lemiş kahramanı Holden Caul-
field'den ahntılar da döktürdü-
ğü, 'rüya gibi' güzel Gail, aleti
çalışmayan Sonny'yi silkeleyip
atıyor anında. Gunner'le yag-
murlu bir gecede genelev arar-
ken arabayı agaca bindirip has-
tanelik olan. jiletle bilegini ke-
serek intihara da teşebbüs eden
Sonny'nin kurruluşu, Gunner'in
çoktan kapağı attıgı New York'a
yollanmaktır finalde...
Duygusal bir 'Indie* film
'Sonuna Kadar' genelde tıpkı
işe yaramaz, yitik kahramanı
Sonny gibi acemi işi bir 'ilk film'
ama yürekten anlatılmış, içten,
duygu yüklü öyküsüyle merak-
lısını kapıp kavnyor baştan so-
na. Her ne kadar eksiği gediği
göze batsa. dramatizasyon zaaf-
lan bütünlügünü zedelese. yer
yer seyrini. temposunu aksatsa da
sonuçta yoğun ve candan, na-
muslu ve esprili bir bagımsız sı-
nema örnegiyle karşı karşıyayız
yine.
Jeremy Davies'le Ben Aff-
leck'in rollerine cuk orurduğu,
Amy Locane'le Rachel Weisz gi-
bi yeni kuşak yıldızlanyla Les-
ley Ann Warren'la Jill Clayburg
gibi eski ünlülerin de ışıltılar saç-
tığı, yer >er göz ıslatan bir duy-
gusalhğa bürünen 'Sonuna Ka-
dar'. hayatı anlamlandırmanın.
özgürlüğün. aşkın peşine düş-
müş, iki yitik Amerikan gencinin
dostlugunun yer aldığı 1950'le-
re davetıye çıkanyor özetle.
KEDİ GOZU
VECDİ SAYAR
Bip Yazdönümü Gecesi
Rüyası
Kedilerin rüyalansınırtanımaz. Hele yazdönümle-
rinde...
Yaşadıklan dünyanın gerçeklerini alabildiğine zor-
lar bu rüyalar.
Başka bir dünyanın kapılannı aralar.
Tüketim toplumunun çirkinlikleri silinir; kültür top-
lumunun erdemleri çıkıverir sahneye.
Politikacılar bile güzeldir bu dünyada.
Değişimden yana, sanattan yanadır...
• • •
Bir yazdönümü gecesi böyle bir rüya gördük hep
birlikte.
Meclis'te vergi yasası görüşmeleri sırasında sana-
ta destek veren bir maddetüm partilerin onayı ile ka-
bul ediliverdi. Saatler geceyansına yaklaşıyordu...
Gencay Gürün ve Ercan Karakaş'ın öncülüğün-
de, dört siyasi partiden altı milletvekilinin hazırladığı
önergeye destek vermek üzere Ankara'ya yapılan
yolculuktan geçen hafta söz etmiştik, anımsayacak-
sınız.
Ankara'dan aynlırken umut doluydu herkes, ama
yine de endişeli bir bekleyiş vardı. Lıderlerin hepsi de
çok güzel konuşmalaryapmıştı yapmasma da baka-
lım sonuç ne olacaktı...
Evet, kültür ve sanatın öneminı sanatçılardan da-
ha güzel anlatmıştı CHP Genel Başkanı Baykal, ama
parti programına bir göz atınca sanatın öncelikleri ara-
sında yer almadığı birçırpıdagörulüyordu; hiçbirso-
mut önerisi yoktu partinin. Toplumsal değişmeyi he-
defleyen bir sosyal demokrat partinin bu alanda da-
ha ciddi bir hazırlığı olması gerekmez miydi?
DYP Genel Başkan Yardımcısı Saffet Ankan Be-
dük de sanatın desteklenmesi konusunda muhteşem
bir konuşma yapmıştı da, partisi ıktidardayken bu ko-
nuda hangi somut adım atılmıştı?
DSP için de iyimser olmak kolay değildi; şaır Ece-
vit'in Kültür Bakanı yine tepkisiz bir izleyici rolündey-
di...
Işte bu kaygılarla aynlındı Ankara'dan...
• • •
Ama, mucizegerçekleşiverdi... Tüm partilerin des-
tegi ile kabul edildi önerge. Vergi mükellefleri, sanat
alanına yaptıklan katkılan, yüzde 5'inı aşmamak kay-
dıyla vergilerinden düşebılecekler.
Önemsizmiş gibi görünen bu katkı, birkaç açıdan
büyük önem taşıyor.
Işadamlan, büyük şirketlerin patronlan arasında
sanata, kültüre yakınlık duyan ve bu alanda zaten ça-
lışmalar yapanların dışında kalan kesimın de bu ala-
na yönelmesi kaçınılmaz artık. Çünkü ceplennden beş
kuruş çıkmadan tanıtım olanağı bulacaklar. Böylelik-
le de sanat alanına ciddi bir destek sağlanacak.
Işin bir başka güzel tarafı da sanat ve kültür ala-
nında birlikteliğin, güçbırliğinin somut sonuçlannın gö-
rülmesi. Bu amaç etrafında buluşan tüm örgütler,
şimdi alınan sonucun kıvancını paylaşıyor. ÇASOD,
FİLMYÖN, FİYAP, SESAM, SODER, TİYAR TODER,
TÜRSAK.ÜPSD... ^
;
^ **-
Bu güçbirliği için ciddi emek harcayan Rutkay
Aziz'den, Ankara'ya kadar gelerek sanatçılara des-
tek veren Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı Genel Mü-
dürü Melih Fereli'ye kadar pek çok kişiye teşekkür
borcu var kedilerin...
Olayın bir başka ilginç yönü de yalnızca kültür-sa-
nat emekçilerini değil, politikacılan da yan yana ge-
tirmiş olması. Önerge şahibi altı milletvekili (geçen haf-
ta DSP'den Fikret Ünlü'nün adını vermiştik, Ün-
lü'nün imzası geçen yıl Meclis'e verılen benzer içe-
rikli bir yasa önerisinde yer almış; son önergeyi Ha-
kan Tartan ımzalamış) ve başka önergeleıie bu öne-
riyi destekleyen CHP'li ve DTP'Iİ milletvekillennin ya-
nı sıra, ANAP ve DYP de tam kadro bu önergeye sa-
hip çıkıyor. Daha da ilginci, Fazilet Partisi'nın de olum-
lu oy kullanması...
Demek ki kültür ve sanat alanı tüm partilerı birleş-
tiren bir plarform oluşturabiliyormuş. Darısı, demok-
rasi, insan haklan gibi konulann başına...
• • •
Bü güzel rüyayla yetinmeyeceğimizi söylemiştik,
biliyorsunuz. önümüzdeki günlerde Meclis'e gelecek
iki yasaya ilişkin önerilerimiz var. Bakarsınız, vergi
yasasında işbiriiği yapan milletvekilleri, bu konular-
da da duyarlıklannı sürdürür, bu önerilere destek çı-
kartar.
Önerilerin ilki, Mahalli Idareler Yasası ile ilgili. Sine-
ma meslek kuruluşları, çok haklı olarak sinema bilet-
lerinden kesilen yüzde 10'luk "rüsum"un belediye-
lere gitmesini haksızlık olarak nitelendiriyor. Bu pa-
ranın dünyanın her yerinde olduğu gibi, sinema ala-
nı için kullanılmasını, yani sinema fonunda toplanma-
sını öneriyorlar.
İkinci öneri TÜRSAK'ın. RTÜK yasasında yapıla-
cak birdeğişiklikle, televizyon reklam gelirlerinin yüz-
de 5'inin tümüyle RTÜK'e gitmesı yenne, belirii bir
oranın sinema üretimine aynlmasını öneriyor. Tüm Av-
rupa ülkelerinde benzer bir uygulama var. Gerekçe,
sinema ile haksız bir rekabet içinde olan televizyo-
nun, sinema seyircisini yok etmesi. Önen ile televiz-
yonun sinema için yeni bir kaynak oluşturması he-
defleniyor.
• • •
Bütün bu öneriler hayata geçirilse yeterti olacak mı?
Yanıt, tek kelime ile hayır. Asıl alınması gereken ön-
lem bir başka alanda.
Ankara'daki görüşmede Başbakan Mesut Yıl-
maz'ın belirttiği gibi "çözüm eğitimde"; yani "ilköğ-
retimden başlayarak, eğitimin tüm kademelerindesa-
nata yer verilmesi"nde...
Bir Türkiye Cumhuriyeti başbakanından bu sözle-
ri duymak kedileri heyecanlandırıyor, umutlannı güç-
lendiriyor. Evet, ne demiştik.. kedilerin rüyalan sınır-
sızdır...
5. ULUSLARARASI İSTANRUL CAZ FESTİVAÜ
BUGUIV
• Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde saat 21 .OO'de
Jorge Pardo&Carlos Benavent Jazz Fiamenco All Star
Band ve Brooklyn Funk Essentials&Laço Tavfa'nın
verecekleri konser izlenebilır.
• CRR Konser Salonu'nda saat 19.00'da 'Cal
Tjader'in Amsına' Da\« Samuels. Eddie Palmieri ve
Dave Valentin'ın vereceklen konser yer alıyor.
• Rox> de tlhan Erşahin&Vax Poetk konseri
dinlenebilir.
• Gramofon'da saat 23.00de Sibel Köse,Can Ayer,
Volkan Öktem ve Çaglman YıMız'ın verecekleri
konser izlenebılir.