27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TURKIYE, "Bilgi, Belge ve Kanıtları" incelemeyi hangi gerekçeyle ihmal edebilmektedir? KENDINI SOYDURUP SOYDURMAMAK SENİN SORUIMUNDUR İZMİT KORFEZ GEÇİŞİ ihalesindeki haksızlıkların ve hukuksuzlukların giderilmesi için Yargıya başvurduğum 5 Mayıs 1997 tarihinden, 3 Temmuz 1998 tarihine kadar geçen 15 ay boyunca özenle sessizliğimi muhafaza ettim. Ancak, geçen bu süre içerisinde, bir yandan ilgili Idarelerin ve yetkili görevlilerin, diğer yandan da taraf firmanın Yargıya intikal etmiş davaları etkilemeye dönük ve kamuoyunu yanıltıcı nitelikteki sistemli açıklama ve müdahaleleri karşısında konumumun gerektirdiği sorumluluklar nedeniyle daha fazla kayıtsız kalabilmenin mümkün olmadığı kanısıyla kamuoyuna bu açıklamayı yapma gereğini duydum. Yakın bir tarihte; Sayın Cumhurbaşkam'na, Sayın Meclis Başkanı'na, Sayın Başbakan'a ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsilcileri bulunan tüm parti liderlerine, konuyla ilgili hukuka aykırılıkları ve usulsüzlükleri ortaya koyan "Bilgi, Belge ve Kanıtları" içeren, noter onaylı yaklaşık 300 sayfalık dosyayı iletmiş bulunmaktayım. BU DOSYANIN ÖZÜ ŞUDUR: 500 TRİLYONU KİM, KİME VERİYOR, NEDEN VERİYOR, KİMİN CEBİNDEN VERİYOR? Yap-lşlet-Devret modeli ile 1995 yılında Izmit Körfez Geçişi ihaleye çıkarılmıştır. 10 ayrı konsorsiyum başvuruda bulunmuş, altı konsorsiyum yeterlilik almıştır. Yeterlilik alan altı konsorsiyumdan biri de grubumuz BOUYGUES-VİNSAN Konsorsiyumudur. Konsorsiyum ortağımız; cirosu 16 Milyar $ olan ve bu cironun önemli bir bölümünü Yap-lşlet-Devret projelerinden sağlayan, bu finansman modelinde dünya genelinde söz sahibi, Manş Tüneli gibi dünyanın en önemli ve gözde projesini de gerçekleştiren konsorsiyumun üç ortağından biri olarak, tüp geçit inşaatında deneyimli, eğik askılı köprü tasarım ve yapımında da önde gelen, ünlü Normandiya Köprüsünü projelendiren ve yapan, orta açıklıkta kendi rekorunu kendisi kırmış, dünyaca ünlü BOUYGUES grubudur. Konsorsiyumumuzun Türk ortağı şirketimiz VİNSAN ise; yüklendiği tüm projeleri zamanından önce bitiren, finansman temininde geniş kabiliyeti olan, Yap-lşlet-Devret modeli ile gerçekleştirilen önemli projelerde yer alan ülkemizin seçkin firmalarından biridir. VİNSAN, bugüne kadar gerçekleştirdiği projelerde hiçbir Idare ile hiçbir ihtilafa düşmemiş ve mahkemelik olmamıştır. Projenin ihalesine katılabilmek için yeterlilik alan diğer beş ayrı konsorsiyumun Türk ortakları, yabancı ortaklarını uluslararası tahkimin Türk Hukuku bakımından mümkün olmayışı nedeniyle, ikna edemedikleri için ihaleye katılmak istememişlerdir. Sadece, VİNSAN, konsorsiyum ortağı BOUYGUES fimasının Türk Yasalarına ve Yargısına güven BU BİR İLANDIR duymasını sağlayarak, teklif veren tek gruptur. Yeterlilik alan firmaların istekleri üzerine Idarenin iki defa süre uzatımı vermesine rağmen, bu firmalar uluslararası tahkimi şart koştukları için ihaleye girmemişlerdir. İhaleye girmeyen konsorsiyumlardan birinin ortağı olan ENKA firması, ihalenin son gününde Karayolları Genel Müdüriüğü'ne mektup göndererek; ancak ihalenin tekrarlanması halinde iştirak edeceğini bildirmiştir. Karayolları Genel Müdürlüğü, BOUYGUES-VİNSAN'ın sunduğu Tüp Geçit ve Eğik Askılı Köprü teklîflerini geçerli teklif olarak kabul etmiş ve Başbakanlığa sunmuştur. Ancak, Başbakanlık ve Karayolları Genel Müdürlüğü arasında alınan son kararla ihale yenilenmiştir. Ihaleyi yenileme çalışmaları devam ederken, BOUYGUES- VİNSAN GRUBUMUZ TEK TEKLİF OLMASI NEDENİYLE IDARENİN ALDIĞI KARARA SAYGILI KALMIŞTIR, HAKLI GÖRMÜŞTÜR VE HİÇBİR İTİRAZDA BULUNMAMIŞTIR. Ikinci ihale 4 Aralık 1996 tarihinde yapılmış; birinci ihalede yeterlilik almış olan altı gruptan, sadece üçü ikinci ihaleye teklif vermiştir. Bu üç gruptan birisi olan BOUYGUES- VİNSAN Konsorsiyumumuz; birinci ihalede sunduğu, tüp geçit ve eğik askılı köprü alternatiflerini tekrar ederek ihaleye katılmıştır. TOnchrE EMIAK UMIU» Ikinci ihalenin değerlendirme çalışmaları devam ederken BOUYGUES-VİNSAN grubumuz Idare'nin ortaya koyduğu olumsuz tutum ve davranışlar karşısında, haksız uygulamalara meydan verilmesinin önlenmesi amacıyla bir uyarı nrteliğinde ve ayrıca teklifimize olan güvenimizin bir göstergesi olarak, 2 Nisan 1997 tarihinde istenmediği halde noter kanalıyla 5 milyon S tutarındaki ilave teminat mektubunu Karayolları Genel Müdürlüğü'ne sunmuştur. Aynı yazımızda, projenin selameti açısından, 4 Aralık 1996 tarihinde verdiğimiz teklifimiz geçerli olmakla birlikte, ihaleye iştirak eden her üç konsorsiyumun hazır bulunacağı; üniversitelerin konuyla ilgili bilimadamlarının iştirakiyle, konunun tüm ayrmtılarıyla, müzakere edilip, değerlendirilerek, sonuçlandırılmasını, devletimiz dahil tüm taraflann lehine olacağını ısrarla vurgulamış olmamıza rağmen; Karayolları Genel Müdürlüğü ve Bayındırlık ve Iskan Bakanlığı talebimize duyarsız kalmış ve müracaatımız yanıtsız bırakılmıştır. Ikinci ihalede sunduğumuz Tüp Geçit ve Eğik Askılı Köprü alternatifleri de ihale komisyonu ve Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından bir kez daha geçerli teklif kabul edilmiş, ancak, tüp geçitin Türkiye'de ilk kez yapılacak olmaşı, işletme zorluğu gibi bilim ve mühendislik dışı iddialarla, KAYBEDEN FİRMA BİRİNCİ SIRAYA YERLEŞTİRİLMİŞTİR. Tüp geçit teklifimize yönelik olarak Karayolları Genel Müdürlüğü'nün asılsız iddiaları, mahkemeler aracılığıyla Türkiye'den; Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Istanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Amerika'dan Drexel Üniversitesi olmak üzere beş ayrı üniversiteye mensup bilimadamlan tarafından verilen bilirkişi raporlarıyla çürütülmüş olmasına rağmen, idare; söz konusu ihalenin Anayasası olan İhale Usul ve Esaslarının 8 inci maddesinde yer alan; "Tekliflerin görev sürelerine göre sıralanması ve en kısa görev süresini teklif eden istekli ile çerçeve sözleşmesinin şartlarının görüşülmesi ve görüşmeler sonucunda anlaşmaya varılması halinde uygulama sözleşmesinin imzalanması, ilk teklif sahibi ile anlaşmaya varılamaması halinde görüşmelere son verilmesi ve 2. sıradaki teklif sahibi ile görüşmelere başlanması..." şeklindeki bu kesin ve emredici hüküm niteliğindeki maddeyi ihlal etmiştir. Sonuçta, gerektüp geçit teklifinde, gerekse eğik askılı köprü teklifinde en kısa süreyi teklif eden BOUYGUES- VİNSAN grubumuz birinci sırada müzakereye davet edilmeyerek, ihalenin bu en can alıcı hükmü çiğnenmiştir. En uzun işletme süresini teklif eden, birinci sırada yer verilmiştir. ŞİMDİ SORUYORUM... • İhale Usul ve Esaslarının 8 inci maddesine neden uyulmadı? Yapım ve işletme süresini en uzun (27 yıl) teklif eden ENKA [AJTC-Mitsubishi Heavy Indusîries (Japonya), Itochu Corporation (Japonya), Marubeni Corporation (Japonya), Trafalgar House Corp. Dey. Ltd. (Ingiltere), NKK Corporation (Japonya)], Ishikavvajima Harima Heavy Industries Co. Ltd. (Japonya) grubu neden birinci sıraya çıkartıldı? Yapım ve işletme süresi 22 yıl olan; ve ENKA (AJTC) grubundan, 5 yıl daha kısa süre Tüp Geçiti teklif eden; Devleti ve halkı yaklaşık 2 milyar $, yani günümüz kuruyla 500 Trilyon TL zarardan kurtaran BOUYGUES-VİNSAN grubu neden üçüncü sıraya düşürüldü? Daha açık bir ifade ile; aradaki 5 yıllık süre farkının devlete zararı, 1.260.000.000.- $, yani 330 Trilyon TL iken; ayrıca, işletme süresince geçiş yapan vatandaşın, BOUYGUES- VİNSAN'ın 9 $ teklifinden araç başına 2 $ daha pahalı olan ENKA'nın 11 $ teklîfi sonucu, halkın aleyhine oluşan 651 Milyon $, yani 264 Trilyon TL olup; devleti ve halkı toplam 2 Milyar $, yani 500 Trilyon TL zarara uğratmıştır. • Sayın Yetkililere soruyorum; ENKA grubu ile yapılan pazarlık sonucu otomobiller için geçiş ücreti olan 11 $ 25 cent'den, 25 cent'i düşürerek, Sayın . Bayındırlık ve Iskan Bakanı'nın büyük ve önemli bir kazanç olarak övündüğü bu indirimden, 8 kat daha fazlasını; yani 2 $ indirimi zaten teklifinde belirtmiş olan BOUYGUES-VİNSAN grubunun bu teklifini hangi gerekçeyle neden görmüyorsunuz? • Haksız ve taraflı olan sıralamanın kesinleşmesi sonucu, haksızlığın düzeltilmesi için Yargıya başvurmaktan başka yolu kalmayan firmamızın, dava devam ederken, 16 Ekim 1997 tarihinde "Taslak Sözleşme", Sayın Başbakan tarafından paraf edilmeden önce noter kanalıyla kendisine iletilerek, söz konusu projeye ilişkin ihtilafların yargıya intikal etmiş olması ve telafisi güç ve imkansız zararların ortaya çıkmasının önlenmesi için Yüce Yargının kesin ve nihai kararımn verilmesine kadar, idari tasarrufların geri bırakılmasını talep eden yazısı neden dikkate almmadı, neden sorumlu davranılmadı, neden cevap verilmedi, neden ilgililer tarafından taslak sözleşme paraf edildi? Sayın Başbakan neden bu sorumluluğu üzerine aldı? • Yîne yetkililere soruyoruz; daha sonra Yüce Danıştay'a "Uygulama Sözleşmesi Taslağı" adı altında, içi boş ve henüz oluşmamış sözleşmelere gönderme yapmaktan ibaret olan ve hukuki inceleme değeri bulunmayan bir belge sunarak, vize alma çaba içerisine neden girdiniz? Böylece bir yetki ve usul saptırması çabalarınızı niçin sürdürüyorsunuz? Henüz dava Yüce Yargıda devam ederken, Başbakan Sayın Mesut YILMAZ ve Bakanı Sayın Yaşar TOPÇU her vesile ile açıklamalar yaparak projenin temelinin atılacağı iddiasını neden ısrarla yinelemektedirler? • Yine soruyorum; tam ve eksiksiz olması gereken ihale dosyaları, mahkemelerin ısrarla istemelerine rağmen, kimler tarafından Yüce Yargının denetiminden kaçırılmış ve kamuoyu denetiminden de uzak tutulmaya çahşılmıştır? • Hükümet olurken, "çamurun üzerine oturmam" diyerek iktidar felsefesini açıklayan Sayın Başbakan, bu ihaledeki durumu açıkca ortaya koyan 300 sayfalık dosyada mevcut olan II tf» ' *45325 • Yine soruyorum ve ısrarla cevap bekliyorum; dünyada yüzün üzerinde tüp geçit uygulaması varken, özellikle Japonya gibi deprem riskinin çok büyük olduğu ülkelerde tercih edilmekte ve başarıyla uygulanmakta iken, tüp geçitlerin köprülere kıyasla teknik üstünlük ve avantajları beş üniversitenin I bilimadamlarından oluşan mahkemeler kanalıyla belirlenmiş bilirkişi kurullarının raporlarında açıkca ifade edilmişken; 5 Ocak 1996 tarihli Karayolları Genel Müdürlüğü Zeyilnamesi'nde tüp geçit tekliflerinin verebileceği net bir şekilde ortaya konulmuş iken neden tüp geçit alternatifimiz görmezlikten gelinmektedir? • Hatırlatıyorum ve yine soruyorum; Ulaştırma Bakanlığı tarafından önerilen, hükümet tarafından ihale kararı alınan, tüm sivil toplum örgütleri ve meslek odalarınca desteklenen aynı yapıdaki Tüp Geçiş Projesi neden fiziki koşulları daha zorlu ve elverişsiz olan Istanbul Boğazı'nda uygun kabul ediliyor da, Izmit Körfezi'nde neden uygun görülmüyor? • Bu ihaleye katılan ve haksızlığa uğradrfcları iddiasıyla Yargıya başvuran I.B.K.O. Konsorsiyumunun açtığı davayı yabancı ortaklar sürdürürken, grubun Türk ortakları davalarından neden vazgeçtiler? • Yargıda davalar esastan devam ederken, ilgili Idareler; Damştay'dan alelacele vize alarak, bir oldu bitti ile sözkonusu projenin temelini atıp, fiili durum yaratmak istemektedirler. Amaçları, daha önceki örneklerde de görüldüğü gibi, fiili durum baskısı yaratarak geriye dönüşü imkansız hale getirmektir. Oysa, bu projede uygulanacak olan farklı teknolojiler nedeniyle yapım aşamasına geçildikten sonra, projenin el değiştirmesi durumunda o ana kadar yapılan tüm imalatlar yıkılarak; 1) Daha önceki teknoloji ile yapılan imalatlar için tazmin edilme yoluna gidelecektir. 2) Yıkılan imalatın yıkım bedeli karşılanacaktır. 3) Yeni teknolojiye göre yapılacak yeni imalatın ise, işletme süresi içinde bedeli ayrıca ödenmiş olacaktır. • Yap-lşlet-Devret modelinde devletin cebinden para çıkmadığını ve devlete hiçbir külfet yüklenmeden kamu hizmetlerinin görüldüğü iddia ediliyor. Şimdi yetkililere soruyorum; eğer süreler ve halkın geçiş ücretleri önemli değilse, ihalenin temel yasası olan "BAKAN OLUR"unun 8 inci maddesi neden daha kısa süreyi emredici hüküm olarak öngörmüş ve ihale bu koşula bağlı kılınmıştır? • SİZ DE BİLİYORSUNUZ, BİZ DE BİLİYORUZ, HALKIN DA BİLMESİNİİSTİYORUZ Kl; YAP-İŞLET-DEVRET MODELİ İLE İHALE EDİLEN BU PROJENİN EN ÖNEMLİ KRİTERLERİ İŞLETME SÜRESİ VE GEÇİŞ ÜCRETİDİR. Devletin sürekliliğini, geleceğe karşı sorumluluğunu yok saymak, sürenin uzunluğunu devlete, geçiş ücretlerinin fazlalılığını halkın sırtına yükleyip, Yap-lşlet-Devret modelinde, "devlet ve halkın cebinden para çıkmıyor" aldatmacasına dayalı iddialar, Türkiye'ye saygısızlıktır. • Bir taraftan, son günlerde kamuoyunun gündemine oturan, Türkiye'nin en önemli ve en kıymetli kurumu olan 70 yıllık Petrol Ofisi'nin yüzde 51 hissesini 1.160.000.000.-$ satarak "Hazine'ye gelir kaydedildi" diye bayram yapılırken, diğer taraftan da Hazinenin bir çırpıda neredeyse bu rakamın iki katı olan 1.911.000.000.-S nasıl heba edilmektedir? • Başbakan Yardımcısı ve hükümetin ortağı Sayın Bülent ECEVlT'e soruyorum; Partiniz ve Maliye Bakanınız büyük uğraşlarla, simitciye, pazarcıya, seyyar satıcıya vergi numarası vererek Hazine'nin vergi gelirlerini arttırmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde mücadele verirken, 500 Trilyon TL gibi görülmemiş bir meblağı sözkonusu bu mükelleflerden kaç yılda toplayabileceğinizi düşünüyorsunuz? • Sayın Hüsamettin CİNDORUK'a soruyorum; yoksulluk sınırına düşmüş olan ve haklı talepleriyle meydanları dolduran memurlara, hükümetin verdiği yüzde 20 gibi son derece mütevazi bir zamma bile, bir taraftan kaynak yok gerekçesiyle 300 Trilyon TL'sını sorun ederken, diğer taraftan 500 Trilyon TL'sına neden göz yumuyorsunuz? • Sayın Deniz BAYKAL'a soruyorum; bu ihale ilgili hukuka aykırılıkları ve usulsüzlükleri ortaya koyan "Bilgi, Belge ve Kanıtları" içeren size sunulmuş olan 300 sayfalık dosyayı ve 500 Trilyon TL'sını gözardı edecek misiniz? Bunu hangi sosyal demokrat ilkelere dayanarak açıklayacaksımz? Meclis Genel Kurul Salonunun yenilenmesindeki 5 Trilyon TL fazla ödeme için günlerce tartışıp tartıştırırken; bunun yüz katı olan 500 Trilyon TL'lık kamu zararına şahsımdan dolayı mı suskun ve seyirci kalacaksınız? • Sayın Recai KUTAN'a, Sayın Tansu ÇİLLER'e, Sayın Muhsin YAZICIOĞLU'na, Sayın Devlet BAHÇELİ'ye, Sayın Korkut ÖZAL'a ve Sayın Gökhan ÇAPOĞLU'na soruyorum; en mütevazi hesaplarla tesbit edilen 500 Trilyon TL'nın devletin ve halkın cebinden çıkmasına izin verecek misiniz? • Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde halkı temsil eden sayın milletvekillerinin, Meclis'te temsil edilemeyen partilerin genel başkanlarının, ayrıca devletin tüm denetim kurumlannın, ilgili kurum ve kuruluşlarının, tüm sivil toplum örgütlerinin ve sendikalarının dikkatlerini çekiyorum: DİYORUM VE ISRAR EDİYORUM Kl; • BU KAVGA, İKİ FİRMA ARASINDAKİ BİR İHALE KAVGASI DEĞİLDİR. BU KAVGA, SİZLERİN SIRTINA YÜKLENECEK 500 TRİLYON TL'LIK BİR ZARARI ÖNLEME ÇABASIDIR. • SORUNUMDU SAHİP ÇIKTIM, SORUNUNUZSASAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUM. Saygılarımla. 08/07/1998 ALİ HAYDAR VEZİROĞLU VİNSAN A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle