Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 1998 CU
14 KULTUR
Cal Tjader anısına konser CRR'de, Brooklyn Funk Essentials & Laço Tayfa Açıkhava'da
Flamencodan Türkmotiflicaz-fiınk'aLALE KL'YUCL'
Festival yavaş yavaş yeni yön-
lere doğru yol alıyor. EUa Fitzge-
raJd'a ithaf edilen efsanevi kon-
serden, yann söz edeceğiz. Bugün-
se başka bir ithaf konseri var. Fes-
tivalin ei üstünde tuttuğu v ibrafon-
culardan biri de Cal Tjader. Ed-
die Palmieri, DaveValentin ve Da-
ve Samuels bugün saaı I9.00'da
Cemal Reşit Rey'de Trajer anısı-
na bir konser için bır araya gele-
cek. fsveçli vibrafoncu Tjader.
Avrupalı kökenine caz sevgisini
eklemekle kalmayıp müziğini
mambo. conga, bolero, cha- cha-
cha ve diğer Latin ritimleriyle şe-
killendirmişti.
Cal Tjader'in gönlünü calan ri-
timlerin asıl vatanı Meksika.
1949'da George Shearing beşlisin-
de yer alan Tjader, bu grubun ye-
tiştirdiği önemli vurmalı üstatla-
nndan biri. Tjader'in başka bir
özelligı de Latin kökenli olmak-
sızın Latin Amerika esintili mü-
zik geliştiren birkaç ayncalıklı
müzisyenden bin olması.
Cal Tjader" ı anmak için bir ara-
ya gelen müzisyenlerden Dave
Sanıuels'ı. kuruculanndan biri
olup daha sonra aynldığı Spyro
Gyra'nın konserinde izlemiştik.
Hızlı, keyifli ve ekonomik bir v ib-
rafoncu Samuels. Gary Burton'la
İSIHNIOI
KULTÜR
»[S«1»I
»»«II
r/11
8UISUUMIMSI
İSTMIIUl
CUFESTlVMJ
• Cal Tjader'i anmak için Dave Samuel, Eddie Palmieri ve Dave Valentin bugün
saat 19.00'da CRR'de bir araya gelerek bu yıl dünya caz festivalleri sahnesindeki
ilginç buluşmalardan biriyle karşımızda. Konserin şenlikli akşamı flamencodan
sonra Brooklyn Funk Essentials ve Laço Tayfa'ya sürecek. Türk melodilerinin
içinde gizli kalmış vuruşlan funkla birleştirip bize geri gönderecekler.
çalıştı ve daha sonra o da Berk-
lee'nin eğitimcileri arasına katıl-
dı. FrankZappa,Ger>Mulligan.
Oscar Peterson, Paquitu D"Rive-
ra, Andy Narrell \ e Da\ id Fried-
man'la bırlikte çaldı. Özellikle
David Friedman'la v aptığı ka> ıt-
larda v ibrafon v e manmbanın eş-
sesli gücüyle öne çıktı. Samuels
da anısına sahneye çıkaeağı Cal
Tjader gibi müziğe davulla baş-
lamıştı. Samuels ve Tjader arasın-
daki başka birbenzerlik de Latin
müziğine yakınlıklan.
Eddie Palmieri. Nevv York do-
ğumlu bir Latin müzisyeni. Tja-
der'la birinci elden anıları \ar.
Kübalı köklerinden getirdiği mi-
rasla Bill Evans, McCoy Tyner,
Horace Siher, Herbie Hancock \ e
MilesDavisetkılerinı birleştirdi.
Latin müziğinin sağlam kökle-
nni serbest doğaçlama ve deney-
sellıkle kaynaştirdıgı için alkışlan-
dı. Afro- Karayibve Afro-Küban
ritımlerini düzenlemelerınde us-
taiıkJa kullandı. Otuzyılıaşkınbir
süredır Latin müzık öğelerinin
hıç bilinmeyen vedüşünülmeyen
bıçimleriyle izleyenleri şaşırtıyor.
Cemal Reşit Rey'deki konserin
ilgi odağı olacağı kesın. Konse-
rin üçüncü ismi Dave Valentin de
Latjn müziğine gönül verip yola
\ urmalılarlaçıktı. HubertLaws*u
dinledikten sonra müziği flütle
sürdürdü. İlk eğitimini de
Lavvs'dan aldı. Dave Samuels gi-
bı eğıtimciliği seviyor. 1996'da
yayımladığı Primitive Passions
albümüyle çok ilgi gördü. Bu kon-
serinde de dünyanın değişik kö-
şelerinden topladığı flütlen ko-
nuşturacak. Elindeki her flütün
kültürünü ortaya dökecek.
Dave Samuels, Eddie Palmieri
ve Dave Valentin bu yıl dünya
caz festivalleri sahnesindeki il-
ginç buluşmalardan biriyle karşı-
mızda olacak. Onlardan aynldık-
tan sonra, Açıkhava'da tsveç'ten
Ispanya'ya doğru süzülecegiz.
Jorge Pardo ve Cartes Benavent'in
öncülük ettiği bir büyük orkest-
rayla caz flamencosu dinleyece-
ğiz. Benavent'i daha önceki fes-
tivallerde Pacode Lucia'nın arka-
sında çalan isım olarak izlemiş-
tik. Bu büyük orkestra izleyicile-
ri hiç kuşkusuz vurmalılarla çar-
pacak.
Konserin şenlikli akşamı fla-
mencodan sonra Brooklyn Funk
Essentials ve Laço Tayfa'yla sü-
recek. Grubun ikinci albümü kon-
serden kısa bir süre sonra Istan-
bul'da çıkacak. Yüzünüzü caz-
funk esintilerine vermek istiyor-
sanız, bu konsertam size göre. La-
ço Tayfa tümüyle Türk müzis-
yenlerinden oluşuyor. Türk melo-
dilerinin içinde gizli kalmış vu-
ruşlan funkla birleştirip bize ge-
ri gönderecekler. Festivalin Türk
motifli konserlerinin ilki bu. Bu-
luşmalanmız sürecek.
wff a>
ax
Poetic benim
için ilginç
bir grup.
kolektifbir
ruh var.
Gruptaki
bütün
elemanlar
müziğe bir
şeyler
ekJiyor.
Modern ve
çağdaş bir
şeyler
yapmaya
çalışıyoruz.
Kolektif
parçalar var.
Her akşam
farklı bir
biçimde
çalacağız.
'Hissettiğim melodiyle
doğaçlama yapıyorum'
ESRA ALİÇAN UŞOĞLU
Müzik yaşamını Nevv York'ta sürdüren İl-
han Erşahin. Türkiyeli müzikseverlerin ya-
kından tanıdığı genç bir müzisyen. 10 yıIı aş-
kın süredir Nevv York'un gece kulüplerinde.
dünyanın önde gelen caz müzisyenleriyle
birlikte aynı sahneyi paylaşan tenor saksofon-
cu. Wa.\ Poetic'le birlikte çarşamba ve per-
şembe gününden sonra bugün de Roxy"de
izleyicilerlebuluşacak. 5. L'luslararası tstan-
bul Caz Festivali kapsamında sahne alan sa-
natçı. Doublemoon Records için hazırladığı
'Three' albümünün tanıtım konserlerine Is-
tanbuPdabaşlıyor. Sanatçı bualbümdecazın
türevleri sayılan hip-hop. acid jazz. groove,
drum'n bass ve trip-hop gibi akımlar üzeri-
ne yoğunlaşıyor. Fujifilm-Türkiye sponsor-
luğunda gerçekleşen albümdeki bütün bes-
teler îlhan Erşahin'e ait. Jki aylık bır stüdyo
çalışmasıyla kaydediien ve ilk olarak İstan-
bul'da çıkanlan albüm, Amerika ve Avru-
pa'ya da dağıtılacak.
'Klüplerde çalmayı yegUyorurrT
Sanatçı. geleneksel caz geleneğıni yeni
müzikal formlara taşıdığı grubu Wax Poetic
ile farklı bir sound yakalama çabasında. İl-
han Erşahin. kendıne aıt bestelen ve yorum-
lanyla Amerika'da çok başanlı olan caz al-
bümü Home'un hemen ardmdan oluşan Wax
Poetic"de NevvYorklu funk. soul. caz ve trip-
hop ustalan yer alıyor. Erşahin, Wax Poetic
ile gerçekleştirdikleri albümü değişik bir pro-
je olarak görüyor. İlk albümü 'She Said'den
sonra 'Home' albümüyle geniş bir dinleyici
topluluguna seslenen sanatçı, yeni albümün-
de değişik enstrümanlarkullandıklannısöy-
lüyor: "Home'da akustik caz, davui ve sak-
sofon vardı. Ancak \Vax Poetic, sekiz kişilik
bir grup. Dj 1er, şarkıcıiar var™ Triphop var.
Enstrümanlar değişik. İyi şeyler vapmak is-
tiyoruz."
Bu albümde 'Selim' dışında bütün parça-
lann adlan Ingilizce. •Three'de Türk motif-
leri yok ama grupta Dj'lik yapan Mısırlı sa-
natçı. albümü gerçekleştirirken oryantalist
motiflere yer vermiş. Son iki üç yıldır Istan-
bul'da gerçekleştirilen festivallere katılan İl-
han Erşahin. böylece Türkiye'de de dinlev i-
cileriyle buluşmuş oluyor. "Ashnda kulüpler-
de çalmav ı tcrcih ediyorum. Kulüplerde din-
leyicivle daha vakın olabiliyorsunuz. Doğaç-
lama olanağınız daha fazla ve sahnede beür-
tenen süreden daha fazla kalabilıŞorsunuz.
Konserler bövledeğil.- ,\ncakfesthallerde ve
konserierde daha çok insanJa birlikte olabiü-
\orsunuz. Bu açıdan festivallere katılmayı
yeğliyorum. Festhallerin farklı bir havası var."
Türkiye'de gençlerin müzısyenlere büyük
ilgi gösterdiğını savunan Erşahin. yabancı-
lann da bu durumdan son derece hoşnut ol-
duklarını vurguluyor. Şimdilik tstanbul'da
uzun vadede bir projesi yok Erşahin'in. Yı-
lın belirli günlcrinde konserler veren sanat-
çı bunlardan bınnı 13 Temmuz'da Bodrum'da
gerçekleştirecek. İlhan Erşahin ve Wax Po-
etic Bodrum Sağlık \akfı-Spastik Çocuklar
Merkezı varanna Bodrum Halıkarnas Disko'da
bir konser verecek. îlhan Erşahin'in ücretal-
madan \ ereceği konserin geliriyle çağdaş bir
merkez vapılmaM planlanıyor.
Kendi hissettiği melodiyle, içinden gelen
şeyleri v apmak ıstıyor Erşahin. Konserlerin-
de ve çaldığı kulüplerde doğaçlamaya ağır-
lık venvor. Şu an birlikte çalıştığı \V'ax Po-
etic'le doğaçlamanın daha sınırlı olduğunu
söyleyen sanatçı, bunu grubun kalabahk ol-
masına bağlıvor l
'VVa\ Poetic benim için il-
ginç bir grup. kolektifbir ruh var. Gruptaki
bütün elemanlar müziğe bir şeyler eldij-or.
Grubun içinde soul, trip-hop. etnik müzik
tûrleri var. Modern ve çağdaş bir şeyler yap-
mava çalışıvoruz. Kolektif parçalar var. Her
akşam farklı bir biçimde çalacağtz. Parçala-
nn mutlaka belli bir v apısı var ama bunun dı-
şına çıkmak da ınümkün."
İstanbul'u büyük bir şehir olarak tanımla-
yan sanatçı. "İstanbul'dayoğun bir dinleyici
kitlosi var. Çok ilguıç bir şehir. Herkesçok me-
raklı. Her türden müzikyapan insan var. Kon-
ser ve festivallerin yoğun olduğu bir şehir ol-
ması da müzik açısından İstanbul'u zengiıı-
leştirivor'" dıyor.
Nevv York'ta değişik yerlerdeçalışıyorEr-
şahin. Düğunlerdede. kulüplerdedeçalıyor.
Hocalık yapmayı bırakmış. çünkü öğrenece-
ğı daha çok şey olduğunu düşünüyor. 10 yı-
lı aşkın süredir çalıştığını ancak son dört beş
yıldır müzıkten para kazandığını söylüyor
sanatçı. Şimdilik Türkiye'ye dönmeyi dü-
şünmeyen İlhan Erşahin. bir süre daha izle-
yıcilenvle festivaller aracılığıylabuluşmayı
amaçlıyor.
Pollock-Krasner Vakfi
Türkiye'ye açılıyor
Kültür Senisi-Tüm dünyada re-
sim. heykel vekâğıtüzerineçalışma
alanlannda kendıni kanıtlamış sa-
natçılara > ılda toplam 2.6 mılvon do-
lar tutannda burs sağlayan Pollock-
Krasner VaklVnm Başkan Yardımcı-
sı CharlesC.Bergman. Istanbul Kül-
tür ve Sanat Viıkfi'nın gırişırnivle.
Türk sanatçılanna vakfın amaçları-
nı anlatmak ve tanıtımını yapmak
amacıyla ülkemize geldi.
Pollock-Krasner Vakfı. 1985 yı-
lında kendi alanlannda yctenekleri-
ni kanrtlamış bağımsız sanatçılara
destek olmak amacıyla. önde gelen
soyut. dışavurumcu bir ressam olan
Jackson Pbllock'ın dul eşi Lee Kras-
ner'm (1908-1984) bağışlarıyla ku-
ruldu. Pollock'la tanışmadan önce
sanatıyla ün yapan Krasner. Pollockla
tanıştıktaıı sonra onunla evlenmeye
karar verir. Krasner, hasta. alkolik
a>Tiı zamanda birdâhi olan Pollock'la
birlikte kısa bir dönem geçirir Pol-
lock. genç > a^ta trajık bir biçimde tra-
fık kazasinda ölür. Krasner. Pol-
lock'ın geride kalan toplam 20 mil-
yon dolardeğerindeki yapıtlannı ve
yatınmlannı bağişlayarak vakfı ku-
rar.
52 ülkeden 1600 sanatçı
Bergman. vakfın elinde bugün top-
lam 61 milyon dolarolduğunu belirt-
ti. Vakıf. kuruluşundan bugüne dek
52 farklı ülkeden toplam 1600 sa-
natçıya destek verdi. Poliock- Kras-
ner Vakfı burslan. sanatçıların yeni
yapıtlar yaratırken gereksınim duy-
dukları maizemeleri alabilmelerini,
stüdyo kiralannı ödeyebilmelerini.
kişısel giderlerinin yanı sıra sağlık gı-
derlerini de karşılamalannı sağlıyor.
Vakfın kııruluş amacı gereğı para
• Vakfın Başkan
Yardımcısı Charles
C.Bergman, iKSV'nin de
aracılığıyla Türk
sanatçılarla daha yakın
ilişkilcr içinde bulunmak
istediklerini belirtti.
yardımlan sadece ressamlara, hey-
keltıraşlara ve baskı sanatçılanna
saglanıyor. N'akfa destek amacıyla
başvuracak olan sanatçılar için tek-
nik, konu. çalışma ortamı açısından
öngörülen koşullar yok. Sanatçının
çalıştığı alanda kendini kanıtlamış
olması yeterli. Her ülkenin sanatçı-
lanna açık olan burs için ilk adımda
vakfın Nevv York'taki merkezine
başvurmalan gerekiyor.
İngilizce olan başvuru formu İKSV
tarafından Türkçeye çevrilerek Türk
sanatçılannm kendi dillerinde bu for-
mu doldurmalan sağlanacak. Sanat-
çı tarafından gönderilen 10 dia, ara-
lannda 4 uzmanın bulunduğu ve ad-
lannın açıklanmadığı seçme komite-
si tarafından değerlendirilıyor. Berg-
man. bugüne dek kendilerine gönde-
rilen dialann yüzde 90'mın berbat
olduğunu, gen İcalan yüzde 10'luk ya-
pıtlardan ise ancak yüzde 75'ine des-
tek verebıldikleriniüzülerekdilege-
tırdi. Sanatçıya verilen para yardımı
1000-30 bin dolar arasındadeğişiyor.
Bergman, bu yıl Lee Krasner Ödülü
adı altında üç yıl süreli yeni bir ka-
tegori oluşturduklannı, bu desteğin
toplam 75 bin dolarlık bır bütçeye sa-
hip olduğunu açıkladı. Yaşam boyu
başan niteliğini taşıyan bu ödül. özel-
likle daha yaşlı ve seçkin sanatçıla-
ra verilecek.
Türkiye'den başvunı az
Vakıf. destek vermeyi değer gör-
düğü sanatçılardan yıl sonunda, ya-
pılan maddi desteğin nasıl değerlen-
dirildiği, yıl içindeki çalışmalann ne
şekilde gerçekleştirildıği konusun-
da kısa bir rapor talep ediyor. Sanat-
çı başv urusunu yaptıktan sonra tale-
binin kabul edilmesi durumunda vak-
fın destegini 6 ile 9 ay gibi bir süre
içinde elde ediyor. Ancak sanatçının
AIDS, kanser, felç ya da benzeri her-
hangi bir sağlık sorunu söz konusuy-
sa burs iki gün içinde de sağlanabi-
liyor. Sanatçının ailesi içinde butür-
de sorun yaşayan başka birisi varsa
aynı şekilde onlara da yardım sagla-
nıyor. Bergman, Türkiye'den çokaz
başvurunun yapıldığinı, sadece An-
kara'dan bir sanatçının burs almaya
hak kazandığını belirtti. Vakfa baş-
v urmak isteyen sanatçılar için vak-
fın adresi ve telefon numaralan şöy-
le: 863 Park Av^nue. New York, NY
10021; website:w>*"w.pkf. org; (212)
5H-5400: faks (212) 288-2836.
12. Uluslararası İzmir Festivali sürüyor
Soprano Cecilia Gasdia Efes'te
Kültür Servisi - Dünya-
nın en ünlü opera sanatçı-
lanndan İtalvan soprano
Cecilia Gasdia, bu akşam
2l.30'da Antik Efes Bü-
viik Tiyatro'da Egeli sanat-
severlerle bulusuyor |2.
Uluslararası İzmir Festiva-
li'nin konuğu olarak ilk kez
ülkemize gelen Cecila Ga-
sıda. pıvanist Paola Balla-
rin eşliğinde; Gluck'un
'Orfeo ed Euridice' opera-
sından 'Lascia ch'io pian-
ga', Rossini'nın "SevilBer-
beri"operasından 'LnavD-
cepocofa'. A.Llyod- \\eb-
ber'ın •Cats'müzıkalinden
'Memory' adlı aryalar ile
Rossini'nin 'PechesdeM-
eillesse'nden 'Bebeğin Şar-
kısı", Mascagni'nın 'Son
Cecila Gasdia 'ya pn anist Paola Bailarin eşlik edecek.
pochi fiori' adlı serenadı
ve F.P.Totsi'nin Malia' ad-
lı şarkısını seslendirecek.
Cecilia Gasdia. 1980 yı-
lında yirmi yaşında ıken
efsane opera sanatçısı Ma-
ria Callas adına düzenle-
nen' YeniSeslerOpera Ya-
nşması'nda birincilik ala-
rak tanınmaya başladı. İlk
olarak Floransa'da 'lCapu-
letie I Montecchi' operasın-
da sahneye çıktı. Sanatçı,
ası! ününü La Scala'da Do-
nizetti'nin 'Anna Bolena'
operasınm başrolünde, son
dakıkada Monserrat Ca-
balle'nin yerine geçmesiy-
le elde etti. Scala'daki bu
çok büyük başan, onun bir
anda tüm dünyada tanınma-
sını sağladı. 80'li yıllarda
Cecilia Gasdia. Floran-
sa'daki Teatro Comunale'de
çeşıtli rollerde sahneye çık-
tı. Bunlar arasında Franco
Zefirelli'nin sahneye koy-
duğu 'La Traviata', Caıİo
MariaGuiüni'nin yönetti-
ğı 'FalstafT operasında Na-
netta rolü. Ken Russel'ın
sahnele koyduğu, Rkcar-
do Chailly'nin yönettiği
Stravinski'nin TheRakes
Progress'indeki .Anna Tru-
lov e rolü sayılabilir. Sanat-
çı, Paris'te Rossini'nin
'Moise'operasında, Zubin
Mehta'nın yönettiği son
opera olan 'La Traviata'da
rol aldı. Riccardo.Mutiyö-
netimınde Philadelphia ve
NevvYork'ta Verdi'nin 'Ri-
gotetto'sunda ve Edinburgh
Festivali'nde Rossini'nin
'Stabaf Mater'inde rol al-
dı. Rossini'nin eserlerini
yorumlamada dünyada en
çok tanınan ve beğenilen
sanatçılardan biri olan Ce-
cilia Gasdia, I994'ün ha-
ziran ayında Saraybosna
Ulusal Kitaplığı'nda Zu-
bin Mehta yönetıminde,
Jose Carreras ve Ruggiero
Raimondi ile birlikte. Mo-
zart'ın 'Requiem'inde gö-
rev aldı. Eski Yugoslav-
ya'daki savaş faciasında ya-
şamını yitirenlerin anısına
düzenlenen konser. televiz-
yonlarda yayımlandı. Ce-
cilia Gasida, çeşitli opera-
larda üstlendiği başrolle-
rin > anı sıra. piyano ve or-
kestra eşliğinde resitaller
ve konserler yapıyor; bun-
ların önemli bir bölümü
plak ve CD olarak yayım-
lanıyor.
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Yanı Başımızdaki Sait Fai
Öyle anlaşılıyor ki, Orhan Kemal okunmadığı
bi, Sait Faik de eskisi kadar okunmuyor, dün
ününü korumuyor.
"Dünkü ünü"diyorum; benim kuşağım, bend
beş on yaş büyüklerin coşkun tanıtmalanna boı
lu olarak, Saik Faik'in tutkunuydu. Altmışlann s
nunda, sözgelimi, Ayhan Bozfırat'ın ya da Me
metcan Köksa/'ın Sait Faik'ten hikâyeier okum
larını hatırlıyorum.
Böyle okumalı geceler olurdu. Şimdi hâlâ ol
yor mu, bilmiyorum. Sevdiğimiz yazarlardan sı
açıldı mı, biri kalkar, kitaplıktan o yazann eserı
bulur, ille birkaç sayfa okurdu.
Ayhan Bozfırat, Sait Faik'i andırır öyküler ya
mazdı. Alman edebiyatının bazı yazarlarında ras
ladığımız alegorik bir öykü dünyası vardı onu
Gelgelelim söz Sait Faik'e gelince, dediğim git
Sait Faik'ten birkaç sayfa okurdu Ayhan Bozfıre
Sonra uzun uzadıya Sait Faik konuşurduk...
Lisede öğrenciyken Varlık Yayınevi Sait Faik'
bütün hikâyelerini yeniden yayımlamaya başlî
mıştı. Bu girişimi sonraki yıllarda Bilgi Yayınevi üs
lendi ve Muzaffer Uyguner'in emeğiyle Sait FJ
ik'i okura tümden sundu.
Birer ikişer bu kitaplar, yeniden yeniden basıl
yor; Sait Faik günün okurlarına ulaşıyordu. Ama bı
gün öyle değil galiba:
Gençlere, "Kimı okuyorsunuz?"diye sorduğum
da, uzun süredir, Sait Faik adıyla karşılaşamıyo
rum. Dahası, bu adı hiç işitmemiş olanlar var. "fi
değerii hikâyecilerimizden, yazartanmızdan" de
diğinizde inanmamış gözlerle bakıyorlar.
Belki severler umuduyla kimi öykülerini okuyo
rum Sait Faik'in, "Hahtada Bir Nokta"yı, "Mahal
leKahvesi"r\ı yüksek sesle okuyorum. Beklediğin
ilgiyi göremeyince küsüp kalıyorum.
Bir genç, "Diliçokağır"dedi. Gerçekten dili ağı
mı Sait Faik'in? Gerçi bu "ağır" tanısından çok açıl
seçik bir anlam çıkarabilmiş değilim. Osmanlıca söz
cüklerle yüklü mü denmek istendi, tümceler zor
luyor, anlatım savruk mu denmek istendi... He
neyse.
Çok sevdiğim, çok önemsediğim Ahmet Ham
di Tanpınar'ın tuhaf bir yargısı vardır, Sait Faik'ir
atası olarak Esendal'ı görür. "Türk Edebiyatınd,
Cereyanlar" adlı uzun yazısında, Tanpınar, Sait Fa
ik'i Esendal hikâyeciligi ardında yürürken görür:
"Filhakika ilerde bahsedeceğimiz Sait Faik git
genç nesil hikâyecilerinin çoğunun eseri yerti te
sir olarak ona (Memduh Şevket Esendal'a) bağlı
dır tarzında bir iddia hiç de mübalağalı olmaz."
Tanpınar bunu ileri sürerken, Esendal hikâyesi
nin hayatın herhangi bir yerinden yola çıkışına, gi
rişti- başlangıçtı-serimdi- düğümdü-sonuçtu ara
mayışına bağlanmaktadır.
Evet ama, öylesi tercihler taa Samipaşazade 'dı
de karşımıza çıkabilir...
Sait Faik için Tanpınar şunu da söylüyor:
"Tabiatı parça parça keşfettikçe mesut oluyor
du. En trajik hikâyesinde bile bu yüzden bir aşı
nağmesi edası vardır"
Bana sorarsanız, o "aşk nağmesi edası" yalnız
ca dış görünümdedir. Iç görünümde, derinde, aşl
duygusu daima trajik olana yenik düşer.
Tabiatın keşfine gelince, bu çabayı, Sait Faik'te
ki bu, endişeli, huzursuz, içten içe kırgın ve öfke!
çabayı ilk kez yorumlayan yazarımız Vedat Gün
yol: Dile Ge/se/er'deki olağanüstü incelikli "Yalnız
lığın Yarattığı Adam" yazıları...
Toplumsaldan bireysele, bireyselden kişisel*
bütün perspektifler Sait Faik'te iç içedir. Onun hi
kâyesini bambaşka kılan perspektif bolluğu olsi
gerek.
Tanpınar, son öykülerini "sürrealisme" bitiştiri
yor. Belki yola çıkış olarak. Yoksa son öyküler, he
leAlemdağ 'da Varbir Yılan 'da yer alanlar, içsel sı
zının hikâyeye getirdiği sayıklamalar olarak alım
lanabilir. Sayıklama ve sabuklamadan bir şiir-hikâ
ye yaratılmış gibidir.
Günümüzden yarına Sait Faik üzerine çok baş
ka yorumlar akacak. Onun, tabiatı "parça parça
keşfetme çabası, 'varlıksebebiniarayan adamV,
birleştirilecek belki.
Sanrılar, acı hayaller, karabasanlarortasındavar
lık sebebini arayan adam...
Takvimde İz Bırakan:
"Bir ahlâkımız olacak ki, hiçbir kitap daha yaz
madı. Bir ahlâkımız, bugün yaptıklanmıza, yapa
caklanmıza, düşündüklerimize, düşüneceklerimi
ze hayretler içinde bakan bir ahlâkımız. O zamaı
seninle daha uzun dostluklar ederiz patlak göz. C
zaman hiç merak etme." Sait Faik, "Öyle Bir Hi
kâye" (Alemdağ'da Var Bir Yılan), 1954.
Hamiyet Yüceses bugün anılıyor
• Kültür Senisi - İki yıl önce aramızdan aynlan
Türk sanat müziğinin güçlü sesi Hamiyet Yüceses
bugün saat 15.30'da Karacaahmet'teki mezan
başında sevenleri tarafından anılacak. Hamiyet
Yüceses adına önümüzdeki günlerde bir vakıf
kurulması planlanıyor.
K Ü L T Ü R # Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C l
SfvM
r r