Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10TEMMUZ1998CUM/
HABERLER
Demjrel
Arnavutluk'a
gidecek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel. 14-15
Temmuz günlerinde
Amavutluk'a resmi bir
ziyaret düzenleyecek.
Demirel'in gezi sırasında.
Kosova sorununun banşçı
yöntemlerle çözülmesi için
Yugoslavya yönetimine
uyanda bulunması #
bekleniyor.
Sebedelere
317 milyar lira
• ANKARA (Cumhumet
Bürosu) - Diyanet Işleri
Başkanı Mehmet Nuri
Yılmaz, yurtiçi ve
yurtdışındaki
vatandaşlardan, selzedeler
için bağış yoluyla
topladıklan 317 milyar 519
milyon liralık yardım çekini,
Başbakan Yardımcısı ve
Devlet Bakanı Bülent
Ecevit'e verdi. Doğal
afetlerin önlenemeyeceğıni.
ancak afetlerin tüm
sorumluluğunu da doğaya
yüklemenin haksızlık
olacağını ıfade eden Ece\ it,
"Allah'ın takdiri deyip.
sorumlulugu üstümüzden
atmaya hiç hakkımız yok"
diye konuştu..
Yunanistan'a
tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dışişlerı Bakanlığı
Sözcü Yardımcısı Seımet
Atacanlı, Yunanistan'ın
önceleri adaları
silahlandırdıgını inkâr
ettiğini, ancak daha sonralan
Ege Ordusu'nun
kurulmasını bahane ederek
silahlandırma faaliyeîlerini
açıkladığını belirterek
"Yunanistan'ın bu tutumu,
her şeyden önce bu ülkenin
uluslararası hukuka ve
Ege'de Türkiye ve
Yunanistan arasında hassas
bir denge kuran Lozan ve
Paris banş antlaşmalanna
saygısız olduğunu
göstermektedir" dedi.
Yrimaz Sayıştay'ı
ziyaret etti
• AJVKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Mesut
Yılmaz, Sayıştay Başkanı
Kâmil Mutluer'i dün
makamında ziyaret etti.
Bugüne değin hukuki
denetim yapan Sayıştay'ın
performans denetimine
geçmesinin zorunlu
olduğunu söyleyen Yılmaz,
Sayıştay"ın hukuki
denetimleri diğer yargı
organlanyla uyum içinde
yürüttüğünü kaydetti.
Müdür atamaları
• AJVKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-MilliEğitim
Bakanlığı, okullara müdür
olarak atanacaklara bir dizi
zorlu koşul getiriyor. Okul
ve Kurum Yöneticiliklerini
Atama Yönetmeliği'ni
değiştiren bakanlık. tüm
okul müdürlerini hizmetıçi
eğitime alırken müdür
adaylannı da seçme sınavı
ile belirleyecek.
Prof. ArsePin
ldtahma yıDar sonra dava açddı
Yazar Dursun'un kitabma da 11.
baskısmdan sonra toplatma karan
DEVRİM SEVtMAY
Kitaplannın "dine hakaret edil-
diğj" gerekçesiyle toplatılması, ya-
zarlann tepkisine neden oluyor.
Hakkında dava açılan yazarlar "Bir
yandan irtica, Türkiye'nJn birinci
tehdidi olarak kabul edilirken di-
ğer vandan ise şeriatçüann gerçek
yüzünü ortaya çıkaran kitaplann
toplatılmasını anlamak mümkün
değU" dedıler.
Dini konularda araştırmalar ya-
pan söz konusu yazarlar. kitapları
ve yayıncılan Türk Ceza Kanu-
nu'nun(TCK) 175maddesineda-
yanarak 5680 sayılı Basın Kanu-
nu'nun ilgıli hükümlerinden yar-
gılanıyorlar. Hakkında bu madde-
den dava açılan yazarlann u
dine
hakaret edip etmedikleri" konu-
sunda ise Yargıtay karanna göre
mahkemeye "bir ilahivatçu psiko-
log ve hukukçu"dan oluşan "büir-
kişj komisyonu" görüş bildiriyor.
9 Idtap mahkûm oldu
Din üzerine yaptığı bilimsel
araştırmalanyla dünya çapında ta-
nınan ve halen Amerika'da yaşa-
yan Prof. Dr. llhan Arsel'ın Kay-
nak Yayınlan"ndan çıkan Şeri-
at'tan Kıssa'lar kitabı Beyoğlu 3.
Sulh Ceza Mahkemesi 'nin 7 Ağus-
tos 1996 günlü karanyla toplatıldı.
Kitaba ilişkin dava Beyoğlu 2. As-
liye Ceza Mahkemesi'nde devam
ediyor. Yine llhan Arsel'in "Şeri-
at ve Kadın" adlı kitabının 2. bası-
mından yayımcı HürriyetKarade-
niz yargılandı ve Istanbul 2. Asli-
ye Ceza Mahkemesi'nin 15 Hazi-
ran 1993 tarihli karanyla mahkûm
edildi. Aynca daha sonra tstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 6
Ocak 1995 tarihli karanyla kitabın
toplatılmasına karar verildi.
Arsel'in "Toplumsal Gerilikle-
rimizin Sorumlulan-Din Adamla-
n" kitabı hakkında Beyoğlu 2. As-
liye Ceza Mahkemesi'nce dava
açıldı. Dava devam edıyor. Böyle-
ce 1. basımı 1977. 2. basımı 1995,
3. basımı 1996 yılında yapılan kı-
tap ıçın 20 yıl sonra 1997'de dava
açılmış oldu. Failı meçhul bir cina-
yete kurban giden araştırmacı-ya-
zar Turan Dursun'un ise "Tabu
Can Çekişiyor-Din Bu-3" kitabı da
Beyoğlu 1. Sulh Ceza Mahkemesi
tarafından toplatıldı. Dava, Beyoğ-
lu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde
devam ediyor. tlk basımı 1991 yı-
lında yapılan kitap. şu anda 11. ba-
sımına ulaşmış ve 5 yıl aradan son-
ra kitap hakkında toplatma karan
verilmişbulunuyor.
Araştırmacı-yazar FaikBulufun
Mart 1998"deOzan Yayıncılık'tan
çıkan "Kim Bu Fethullah Gükn?
Dünü-Bugünü-HedefT kitabı hak-
kında Istanbul 2. Sulh Ceza Mah-
kemesi 18 Mayıs 1998'de toplat-
ma karan aldı. Kitapta Gülen çev-
resinde yoğunlaşan bir kesime at-
fen Atatürk'e hakaret edıldiğı vo-
lunda ibarelereyerverilirken. bun-
ları yazdığı için Bulut hakkında
"Atatürk'e hakaretdavasraçılma-
sı ise olayın bir başka boyutu.
Sıvil Toplum Kuruluşlan Birli-
ği'nin yayımladığı "Hoca'nın
Okullan" kitabı da Bulut örneğin-
de olduğu gibi Cumhuriyet'e, Ata-
türk'ün manevi şahsiyetine ve Fet-
hullah Gülen'e hakaret ettiği ge-
rekçesiyle toplatıldı. Toplatma ka-
ran Fatih 2. Sulh Ceza Mahkeme-
si tarafından 17 Mart 1998'de alın-
dı. Islam dinı üzerine 4 cilt kitap
yazan Erdoğan Ayduı'ın İslamiyet
Gerçeği 1-Kur'an ve Din isimli ki-
tabı hakkında ise Necati Körükçü
adlı bir kişinin ihban üzerine An-
kara 2. Asliye Ceza Mahkeme-
si'nde açılan dava 19 Ocak 1998 ta-
rihinde karara bağlandı. Aydın. ki-
tabında Allah'a, dinlere yayım yo-
luyla hakaret ettiği gerekçesiyle
mahkûm oldu.
TCC'den meslek ici seminer
' Yerel basm halkla
temasm ilk aracı'
GÜLÇİN ILCİ
ISPARTA - Türkiye Ga-
zetecıler Cemiyeti ile Kon-
rad Adenauer Vakffnın
ortaklaşa düzenlediği '6,
Yerel Medya .Meslekiçi Eği-
tim Semineri' Isparta'da
yapılıyor. Dün başlayan ve
iki gün sürecek olan semi-
nerin açılış konuşmasını
yapan TGC Başkanı Nail
GürelL demokrasinin sağ-
lıklı işlemesı bakımından
büyük görevler düşen ye-
rel basının aslında genel
basın içinde yeralan veay-
nı özellıkleri taşıyan bir
unsur olduğunu belirttı.
Güreli. "Çünkü yerel ba-
sın halkla temasm ilk ara-
cıdır. Yerel basındaki yan-
sunalargenelve yerelyöne-
timlere yön vermektedir.
Bu özelliği ile de demokra-
sinin birinci basamağKİır"
dedı.
Yerel basınm sonınlan-
nı masaya yatırmak ve
meslek içi eğitim vermek
amacıyla düzenlenen 6.
Yerel Medya Meslekiçi
Eğitim Semineri'nde, ye-
rel basının sıkıntı ve sorun-
lannın genel basının da sı-
kıntı ve sorunlan olarak ni-
telendiği vurgulandı.
Seminere katılan Dünya
gazetesi sahibi Nezih De-
mirkent, konuşmasında
ekonomik olarak güçlen-
dınlen ulusal basının ıçe-
rik açısından zayıfladığını
ileri sürdü.
Seminerin açılış töreni-
ne TGC Başkanı Nail Gü-
reli, Başkan Yardımcısı ve
gazetemiz Genel Yayın
Yönetmeni Orhan Erinç,
Dünya gazetesi sahibi Ne-
zih Demirkent, Anadolu
Ajansı Yurt Haberlen Mü-
dürü Tuncay Yıldıran,
Burdur. Isparta. Konya.
Niğde ve Karaman gaze-
teciler dernekleri başkan-
lan ile Jjöj^eden çok sayı-
'da gazetecı katıldı.
'İV»f>>ı*fl*>lrilf>f* rlı&at*rliiLil^ı*lf> Knnsrriîilı' İHD, Türkiye'nin, dünyada en fazla ceza-
ıçeraeKiier aışaraaıuıerie Darışmau ^ açan ü l k i j e r a n ı s ı n
^ ver M
^
lumsal yapının. yasaklann ve eşitsizliğin de devamlı suç ürettiğini belirterek aynmsız genel affin gündeme getirilmesi
gerektiğini beürfri. İHD Genel Af Çalışma Gnıbu üyesi bir grubun, dün Vlerris Cezaevi önünde yaptığı açıklamada,
Türkiye'de 1990-91 yıllannda 20 rrin olan rutuklu ve hükümlü savısının 1997'nin sonlannda 74 birre ulaştığı ka> dedil-
di. Tüıidye'de bulunan 650 cezaevinde 16 yıl içinde 183 kişinin saldınlarda yaşamını vitirdiğinin vurgulandığı acıkla-
mada, yüzlerce kişinin de acil çözüm bekieyen sağlık sorunianyla karşı karşıva olduğu bildirildi. (ÖZKAN GÜVEN)
Hakkında soruşturma açılan Kütahyalıoğlu ANASOL-D'nin Bursa örgütlerini kanştırdı
Lııaııı-lıatip müdürü FP il başkanı oldu
LEVENT GENCELLt
BURSA - ANASOL-D'nin görevinden
alamadığı Bursa Anadolu tmam-Hatip
Lisesi Müdürü, FP'nin Bursa fl
Başkanlığı'na getirildi. MGV (Milli
Gençlik Vakfı) yanlısı tutumuyla bilinen
ve tüm genelgelere karşın okuldaki 15
türbanlı öğretmenle ilgili işlem
yapmayan Mustafa Kütahyaboğtu'nun
emekli olmak için girişimlere başladığı
öğrenildı. Bursa Milli Eğitim
Müdürlüğü tarafından hakkında
soruşturma açılan Kütahyalıoğlu'nun
FP'ye il başkanı olarak atanması, hem
ANASOL-D'nin Bursa örgütlerini hem
de FP'yi kanştırdı.
Anadolu tmam-Hatip Lisesi "nde görev
yaparken. okulu dilediği gibi yönetmek
ve kurallan dinlememekle tanınan
Kütahyalıoğlu'nun Bursa gibi çok
önemli bir kente FP İl Başkanı olarak
atanmasının ANASOL-D'nin irtica
yanlısı kadrolarla mücadeledeki
başansızlığmın en somut örneği olarak
gösteriliyor. DSP ve ANAP'ta. Mustafa
KütahvaJıoğlu'nun görevden alınmasını
daha önce isteyen çevreler. "Milli
Eğitim Bakanüğı içindeki kadrolan
aşamayan Milli Eğitim Bakanı, devlet
olanaklarıyla pala/lananlan bir gün
karşısında millervekili olarak
görecektir" diye konuşuyorlar.
Imam-Hatip Lisesi Müdürlüğü'nden,
Fazilet Partisi Bursa İl Başkanlığı'na
atlayan Kütahyalıoğlu. Bursa"daki
çağdaş çe\ relerde olduğu kadar FP'ye
yakın kadrolar tarafından da
eleştiriliyor. Eski RP'nin Bursa II
Başkanı Faruk Çelik, yerel gazetelere
verdiği demeçte, "Önümüzdeki
gunlerde vapacağımı/ bir durum
değeıiendirmesiy le partiye üye olup
olmamayı bile tartışacağız" dedi.
FP'nin Bursa'daki tek milletvekili Altan
Karapaşaoğlu'nun da atamayı içine
sindiremediği bildiriliyor.
Karapaşaoğlu'nun şimdilik parti
disiplini gereği gazetecilere
konuşmadığı, ancak yakın çalışma
arkadaşlanna. "Buişyürümeyecek"
dediği bildiriliyor.
Anadolu Imam-Hatip Lisesi
Müdürü'nün FP'ye il başkanı olmasında
FP'nin Teşkilat Başkanı İrfan
Gündüz'ün büyük rolü olduğu
öğrenildi.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü kaynaklan.
Kütahyalıoğlu'nun emekli olsa bile
yargılanabileceğini savunuyorlar.
YAZI/ORHAN BİRGİT
Masamda 280 sayfalık bir dosya. Dosya, bir-
birinden ilginç belgelerle dolu. Cumhuriyet'ın
dün birinci sayfasında beş sütun üzerinde yer
alan ve Hikmet Çetinkaya'nın köşe yazısında-
ki "Vurgun" başlığına hakkını verdirten bir büyük
usulsüzlüğün adeta belgeseli.
Kamuoyu, birkaç gündür gazetelerin iki tam
sayfasını kaplayan Ali Haydar Veziroğlu imza-
lı bir ilandan da bu belgeselin özetini biliyor:
Veziroğlu, benim eski politikayoldaşlanmdan.
Tuncelili. 12 Eylül sonrasında iş yaşamına atılmış
ve başan merdivenlerini basamak basamak tır-
manarak geleneksel büyük holdinglerin birçoğu-
na kafa tutacak hale gelmiş bir işadamı.
Uzaktan izleyebildiğim kadan ile başansının
gizi, gözüpekliğinde.
Tanıdığım Veziroğlu, pire için yorgan yakmak-
tan çekinmeyen biryaradılışa sahip. Genlerinde
taşıdığı bu özellikleri ile hazırtattığı o iki tam say-
falık ilanla size, bana, hepimize sesleniyor:
"Türkiye, Kendini Soydurup Soydurmamak
Senin Sonınundur."
Ve Cumhurbaşkanı'ndan, Başbakan'a, Mec-
rıs'tetemsilcileri bulunan bütün partilerin liderie-
rine, "Izmit Körfez Geçişi" için açılan ihalede hu-
kuka aykın hareketleri, usulsüzlükleri anlatan bil-
gi ve belgeleri içeren birer dosya ilettiğini söylü-
yor.
Vinsan A.Ş.'nin sahibinin bu belge, bilgi ve ka-
nrtlar dosyasında ortaya koyduğu savlann her bi-
ri ayn ayn ilginç.
Yazının bütünlüğünü korumak için, dün gaze-
tenizde haber olarak yayımlanan bû savlann öze-
tinin özetini anımsayalım:
Devlet, Izmit Körfez geçişini sağlamak için
uzun zamandan beri sürdürdüğü çalışmalan, iha-
le aşamasına getiriyor. Yap-lşlet-Devret mode-
li ile üç yıl önce açılan ihaleye 10 ayn konsorsi-
yum başvuruyor. Bunlardan altısına yeterlik bel-
gesi veriliyor. Veziroğlu'nun Vinsan'ı da, Bouygu-
es adlı bir Fransız devi ile konsorsiyum oluştu-
rarak, yeterlik alanlar arasında. Bouygues'in iki
özelliği dünyanın sayılı denizaltı tünellerinden
"Manş TOne//"nin de, eğik askılı köprü tasan-
mında ün yapmış olan Normandiya Köprüsü'nün
yapımında da sorumluluk taşımış olması.
Bu altı kuruluş içinde sadece Vinsan - Bouy-
Bu Sese Kulak Vermeliyiz
gues ihale aşamasına katılıyor. Verdiği teklif, hem
eğik asma köprüyü hem de tünel geçişini içeri-
yor.
Ama Başbakanlık ihalenin yenilenmesini isti-
yor ve bu aşamada iki ayn firma daha ortaya çı-
kıyor.
1997 yılına gelinmiştir. Karayollan Genel Mü-
dürlüğü ihaleye katılan firmalardan devlet hazi-
nesine en fazla yükü getiren, bu nedenle de
üçüncü sırada bulunana yeşil ışık yakar. Veziroğ-
lu, "Size, bana, hepimize kendinizi soydurup
soydurmamak sizlerin sorunudur" derken cep-
lerimizden alınmak istenilen o fazla para da, 500
trilyon Türk ürasıdır. Ihaleyi yapanlar, tüp geçi-
şin ya da tünelin ülkemizde bugüne kadar hiç de-
nenmediği için, Vinsan - Bouygues'in önerisini
bütün üstünlüklerine karşın tercih nedeni sayma-
dıklannı söylüyorlar. Türkiye 70'li yıllarda, o gü-
ne dek hiç denemediği asma köprüyü ihale eder-
ken, haklı olarak böyle bir mazeretin arkasına sı-
ğınmadı. Boğaziçi'nde üçüncü geçişi, haklı bir
gerekçe ile tüp geçit olarak seçerken de, "Bu-
güne kadar tüp geçit yaptırtmadık. Ama iki as-
ma köprünün altmdan başan ile çıktık' gibi bir
bahaneye sığınılryor mu?
İhalede ilk sırada yer aldığı halde, bir kalem
darbesi ile diskalifiye edilen Vinsan yetkilileri için
önce devletin yetkililerine seslerini duyurmayı
denemek, ama onlardan tepki alamayınca yar-
gıya başvurmaktan başka çözüm yolu kalma-
mıştır.
Ama, Veziroğlu bu aşamada Bayındırlık ve
Imar Bakanı Yaşar Topçu'nun bir yandan Da-
nıştay 1. Dairesi'nde ihalenin yeni biçimi için vi-
ze alıp yapıma hızla başlama hazırlıklanndan şi-
kâyet etmektedir. Öte yandan da aynı bakanın
bürokrasi üzennde büyük baskılar kurarak, ken-
di başvurulan için mahkemenin istediği bilgi ve
belgeleri vermeyişinden kamuoyunu haberli kıl-
maya çalışmaktadır.
Yazımın başlannda söylediğim gibi, o gözüpek
ve gerektiğinden de fazla cesaretli bir kişilik ya-
pısına sahip. Bir zamanlar siyasi partiler halka-
sına eklemek istediği Banş Partisi için, cebinden
o günün değerleri içinde 1 trilyona yakın harca-
ma yapıp, arkadaşlanna "Kurdum, yaşatması
sizden" diyen o yapı ile şimdi Türkiye'deki bü-
tün bilbordlarda yurttaşlanna bu soruna sahip
çıkmaları için çağnda bulunacağını söylüyor.
Devlet büyüklerine, parti büyüklerine, par-
lamento üyelerine, sendikalara, sivil top-
lum örgütlerine, o arada biz yazar-çizerta-
kımına belgeler, kanrtlar ve bilgiler gonde-
rerek halkın cebinden hortumlanmakta
olan 500 trityonun hesabının sorulmasını
istiyor.
280 sayfalık dosyasını, bir iki kez oku-
yup belirli bir süre beklemeyi düşünüyor-
dum. Amacım, bu dosyada söylenilenle-
ri haklı görmeme karşın "Yaşar Topçu da
herhalde kendisini savunacaktır. Bekle-
mem daha yarariı olur" biçimindeki bir ih-
tiyatlılığın beni frenlemeseydi.
Ama Başbakan, geçen hafta sonunda
ellibeşinci hükümetin birinci yılını doldur-
ması söylediklerinin hemen büyük ço-
ğunluğunu onayladığım basın toplantısın-
da, Körfez geçiş projesinin uygulamaya
konulacağını da bir müjde gibi duyurun-
ca o karanm değişti.
Rahmetli arkadaşım Turan Güneş'in
yaşamı sırasında eşine, dostuna anlattığı
bir rüyanın gerçekleşmesi, Körfez trafiği-
ne yapısal bir değişiklik getirecekti. Hele
o geçişte bir de demiryoîu bağlantısı uy-
gulanırsa, Avrupa ile Asya arasındaki bağ-
lantı gelecek yıllan da içine alacak biçim-
de bir devinime kavuşacaktı.
Ne yapalım ki, bu suçlamalann birinci
hedefi olan Yaşar Topçu, günlerdir vur-
dumduymazlığı oynamakta, konuşma-
maktadır.
Partiler de, milletvekilleri de bu suskun-
larzincirinde yerlerini almış görünüyorlar.
O zaman olayı gündemde tutmak isteyen
Veziroğlu'nu yânız bırakmamak gazete-
cinin işlevi olmalı.
"^caöa"diyorum kendi kendime. "Ba-
yındırlık Bakanı Yaşar Topçu bunca suçlama kar-
şısında niçin konuşmuyor? Eşi, dostu kendisi-
ne o bizim CMUK'ta da son yıllarda yer alan
"konuşmama hakkına sahipsin. Söyleyeceğin
her söz, aleyhinde delil olarak kullanılabilir. Bu
nedenle mahkemeye çıkmayı bekle, avukat tu-
tabilirsin" biçimindeki ünlü uyan sözünü mü ha-
tırfattılar.
BffiBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Ahmet Oktay'ın
Günlükleri...
Günlük, günü gününe saptanmış olaylar, duygu-
lar, düşünceler ve izlenimlerden oluşan bir edebi-
yat türü. Anı ile arasındaki en belirgin farklılık da,
yaşanan anların etki ve izlenimlerinin günün tarihi
atılarak hemen yazılması. Şöhretli kişilerin, sanat-
çıların kaleminden çıktığında, belge niteliği taşı-
yorlar. Onlar arasında Andre Gide'in günlükleri
pek ünlüdür. Edebiyatımızda Tanzimat'tan sonra
gözükse de, asıl gelişmesi türün, 1950'den sonra
Nurullah Ataç'ladır. Onun "günce "lerini, dumanı
üstünde izleyip tatmış bir kuşaktanım. "Günlük"
adıyla türe yaygınlık kazandıran Salâh Birsel ol-
du; onu, Oktay Akbal, Tomris Uyar, Mehmet
Seyda, Muzaffer Buyrukçu ve başkaları izlediler.
Ahmet Oktay da Gece Defteri ile kafileye katıl-
mış bulunuyor.
Tür, daha başka boyutlarıyla karşımızda...
•
Ahmet Oktay'ın yazılarındaki fikrî zenginliği far-
ketmemiş olamazsınız. Nereden geliyor bu? Dur-
madan okuyan ve araştıran bir kişi olmasından!
Yazdıklannı zevkle okuduğum ve her zaman da
yararlandığım bu saygın yazarın "fikrî mutfak"\n\
doğrusu yine de merak ederdim. Yapı Kredi Yayın-
lan'nda çıkan şu son kitabı bunu gözler önüne se-
riyor. Birkaç yılın günlüklerinde, yazanmızın özel ya-
şamını, kaygılarını ve ruhsal sorunlarını değil, ken-
di deyimiyle "Yaşadığımız, yaşamakta olduğumuz
dehşeti ve güzelliği, sorunlan ve çözüm çabalan "nı
görüyoruz.
Ve okurken çıkarılmış sonuçlar.
Zamanından öğrenirken zamanıyla bir hesap-
laşmada...
7 Ocak 1984 tarihli günlükten alınız şu paragra-
fı: "Türk aydını, yazan, şaıri ne kadar ters bir yön
izliyor. Ya da ne kadar dar görüşlü. Samipaşaza-
de Paris 'te Lenin'e rastlıyor ama ne kişıliğini ne
de düşüncelerini ilginç buluyor. Dönemınin siya-
sal hareketleriyle ne kadar az ilgileniyormuş Tan-
zimat aydınları. Marksizmin neredeyse farkına bi-
le varmamışlar. Fikret gidip François Coppee'y/
buluyor. Cumhuriyet şairi de gerçeküstücülüğü,
burnunun dibindeyken bile göremiyor. Gerçeküs-
tü olanla gündelik olan arasındaki ilişkiyi fark ede-
memesi Garipçilerin talihsizliği elbet."
Katılmaz olur musunuz bu haklı saptamaya?
Bundan çıkarılacak sonucu merak ediyorsanız,
buyurunuz o günlüğün bütününü okuyunuz!
Sonra, 3 Ocak 1990 tarihli günlükten şu parag-
raf: "Öyle anlaşılıyor ki, yalnızca umuta dayanan
bir söylem artık yeterli sayılmıyor. Olumsuz öğele-
ri ve momentleri de içerebilen gerçekçi bir ütop-
ya gerekiyor. Gerçekçi ve ütopya kavramlan birbi-
rini dıştalıyormuş görünse bile, böyle bu. Herya-
nından çatırdayan, eklem yerleri kınlan bir dünya-
da tümlüklü birbakış açısı ve çelişkisiz bir toplum
imgesi, inandıncı olmaktan çıktı."
Nasıl kurmalı bu "gerçekçi ütopya "yı?
12 Mart 1992 tarihli günlükteki şu son paragra-
fı okuyunuz: "Türk Marksistlerinin büyük bölümü,
kuramı daha atak, yaşanan zamanı daha kuşatıcı
hale getirmeye çalışacaklarına hepten terketmeyi
seçtiler. Marksizm bilimsel olma özelliğini hâlâ ko-
ruyor ve dünyanın hem açıklanması/ yorumlan-
ması hem de dönüştürülmesi yolunda kuramsal bir
güç olmayı sürdürüyor."
Kuşkusuz, kastettiği bir bölük Marksisttir.
Öyle de olsa, nasıl açıklamalı bu dönekliği?
Son olarak, 19 Haziran 1992 tarihli şu günlük:
"Melih Cevdet iyileşip yazılanna yeniden başladı
Cumhuriyet'te. Bugünkü yazısında formundan
kaybetmediğini de gösteriyor. Epikuros'un birsö-
zünden yola çıkarak (insan acı çekerken bağırmaz-
mış), hastanede geçen günleri anlatıyor. Oradan
ben/gövde ilişkisine ve varitk/ruh sorununa geçi-
yor.
Melih Cevdet'in düşünühüğünün üzerinde ye-
terince durulmadı ne yazık ki. Belki şaihiğini bile
aşıyor kimi zaman. Çok ve iyi okuduğu kesin. Da-
ha da önemlisi, eski deyimiyle "terkip" yapan bir
yazar Melih Cevdet. Hiç kuşkusuz, usçu biri, yine
de kaba rasyonalizmden uzak durmayı başanyor."
Sayın Anday'ın yazılanna yeniden başlaması di-
leğiyle...
Tşte Ahmet Oktay'ın günlüklerinden birtutam!
Hepsi de dürüst bir aydının saptamalan.
Çağını ve toplumunu günü gününe izleyen; kay-
naklarını arayıp bulan bir meraka sahip o.
Gece Defteri okunmadan, Sayın Oktay'ın yazar-
lık ufkunun nasıl sistemli olarak aydınlatıldığını far-
ketmek güçtür. Ancak, yine de bir bilinmeyen var:
Fazıl Hüsnü Dağlarca, "Senin gibi heralana açı-
lan bir kişi daha yok. Ne zaman yapıyorsun bun-
lan?" dermiş.
Sahi ne zaman yapıyor bunlan?..
T.C.
MALTEPE ÜNİVERSİTESİ
BİLİMDE ÇAĞDAŞ, DÜŞÜNCEDE ÖZGÜR
ÖSS PUANI VE ÖZEL YETENEK SINAVI İLE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR
1998 ÖSS Puanı ve Özel Yetenek Sınavı ile Öarenci Alınacak
Fakülteler ve Bölümler
MÜHENDİSLİK-MİMARLIK FAKÜLTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ
İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ GÖRSEL İLETİŞİM TASARIMI BÖLÜMÜ
KONTENJAN: 50 KİŞİ KONTENJAN: 50 KİŞİ
ÖZEL YETENEK SINAVI ÖZEL YETENEK SINAVI
15-16 EYLÜL 1998, SAAT: 10.00 17-18 EYLÜL 1998, SAAT: 10.00
Bu programlara 1998 ÖSS Sınavından en az 105 puan alanlarla, bu yıl heıtıangi bir
örgün öğretim kurumuna yerleştirilmiş olan adaylar da başvurabilir.
ÖN KAYITLAR 13 EYLÜL 1998 TARİHİNE KADAR SÜRECEKTİR.
YATAY GEÇİŞLE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR.
Yatay Geçiş ile Öğrenci Alınacak Fakürteler ve Bölümler
* HUKUK FAKÜLTESİ
* iletişim fakültesi
* Radyo-TV-Sinema ve Görsel Sanatlar Bölümü
•MÜHENDİSLİK MİMARLIK FAKÜLTESİ
* Iç Mimarlık Bölümü
" Mimarlık Bölümü
BAŞVURU VE BİLGİ: MALTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ
Feyzullah Cad. No: 39 (Marmara Koleji) Maltepe-İSTANBUL
Tel: (0216) 399 00 60 - 442 07 59 - 383 22 14 Faks: (0216) 370 22 30
http://www.maltepe.edu.tr e-mail:maltepe.uni.(o lbm.net.