Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 HAZİRAN 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Dünyaca ünlü isimleri ağırlayan Istanbul Tiyatro Festivali'nin 15 günlük perde arkası
• . . .
Dgi gençlerden ve yurtdışındanFECİRALPTEKİIN
tstanbul Kültür ve Sanat Vak-
fı'nın dûzenlediği 10. Uluslara-
rası Istanbul Tiyatro Festivalı
perşembe günü sona erdi. 19
Mayıs'tan başlayarak iki hafta
boyunca tiyatroseverlere özen-
le hazırlanmış bir program sunan
festivale Almanya, Fransa, Ja-
ponya ve Italya'dan seçkin sanat-
çı ve gruplar konuk oldu.
Festival, Brecht'in dogumu-
nun 100. yılı kutlamalan nede-
niyle ünlü Italyan şarkıcı Mil-
va'nın, Brecht şarkılanndan olu-
şan konseriyle açıldı. Alman-
ya'nın önde gelen Brecht yo-
rumculanndan Giseia May, dans
tiyatrosunun en önemli ismi Pi-
na Bausch. Amerikalı yönetmen
Robert VVTlson, geleneksel Ja-
pon savaş teknikleri ve No ti-
yatrosundan yola çıkarak geliş-
tirdiği çalışma metoduyla dün-
ya tiyatrosunu etkileyen yönet-
men Tadashi Suzuki 'Fransa ile
Randevu' projesi kapsamında
Deschamps et Deschamps ve
Stcphane Braunschvvetg festiva-
le konuk oldular. Biz de bu kez
sanatseverleri. sahnede beğenıy-
le izledikleri ısimlerin perde ar-
kası görüntülerine tanık etmek
istedik ve festival yönetmeni
Doç. Dr. Dikmen Gürün ve yö-
netmen yardımcısı Koza Gökfou-
get ile konuştuk. Söze ltalyanlann
ünlü Brecht yorumcusu Milva ile
başladık. Sanatçı açılış konseri
ıçin gelmişti tstanbul'a. tzleyi-
ciden çok fazla talep aldı, an-
cak programı nedeniyle sadece
birgün kalabildi. Gelmeden ön-
ce 'huysuzdur, kaprislidir' dedı-
ler Milva için. Uçak biletini bi-
le özel olarak koridor başından
ayırttı, kesinlikle cam kenann-
da oturmayacaktı. Festival yet-
kililerini çok korkuttu ama gel-
dikten sonra hiçbir sorun yarat-
madı. Daha fazla kalamadığı için
üzüntü duydu. 1700 kişilik sa-
lonu tek başına büyüledi. "Esld
toprağın ne demekokhığunu gös-
terdi izleyiciye."
Teknik ekibin başansı
Pina Bausch da başlı başına bir.
olaydı...Grubun Türkiye'ye ge-
tirilmesinde herhangi bir zor-
lukla karşılaşılmadı, ancak
AKM'de yaşanan terslik nere-
deyse bir kâbusa dönüşüyordu.
Biri prova aşamasında da olsa,
iki büyük olayın aynı mekanda
gerçekleştirilmesi olanaksızdı.
Bausch'ın provasıyla Patricia
Kaas konseri üst üste binecek-
ken, herkesin iyi niyetli yakla-
şımı sonucunda sorun çözüm-
lendi. Oyunu izleyenler sahne
üzerinde *yok' denecek kadar
az eşya gördüler ama grup Is-
tanbul'aikiTIR dolusu eşya ile
gelmişti. Dekorda bir asma köp-
rü vardı. Boyutlan kendi tiyat-
rolanna göre hazırlandığından
• Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali de 10. yaşını doldurdu bu
yıl. Pina Bausch'ı izlemek için İsrail'den, Suzuki'yi izlemek için
Köln'den Istanbul'a gelen konuklar vardı. Festival için yapılan
seçimlerin ne denli doğru olduğu, doğru biçimde algılandığı ve
yerine ulaştığı kanıtlandı.
ı -<v4) Robert \Yilson, 2) Milva,3) Pina Bausch- 'Cam Tcmizleyicisi',4) Tadashi SuzukL 5) Stephane Braunschweig.
AKM sahnesine uymadı. Sahne-
nin iki yanına, izleyicinin göre-
meyecegi biçimde iki inşaat ku-
lesi kuruldu. Kulelerin içine mer-
diven döşendi. Köprünün orta-
sına bir kişi gelse, kule başına 7.5
tonluk yük biniyordu. Festival
teknik ekibi 24 saatten tam 4
gün çalıştı. Topluluk üyeleri gös-
terilen çabadan çok memnun
kaldılar ve oyun bittikten sonra
sahne arkasında şaraplar açıp
tüm teknik ekibe teker teker te-
şekkür ettiler.
FestivalıngedikJilerinden Ro-
bert Wilson bu yıl da yine tstan-
bul'daydı. NVilson. lunaparkta
gezen çocuk kadar heyecanlı bir
insan... Kenti ve festival izlevi-
cisini seviyor. Girdiği hermekâ-
nın, müziğinden görüntüsüne,
kokusundan tadına değin her ay-
nntısıyla ilgili ve tstanbul da
onun bu ilgilerini doyuran kent.
Oyununda ney kullanma fikri-
ni de, çalıştıgı yerde tanıdığı bir
Türk müzisyenden aldı. Sahne-
de sadece kendi ışıklannı kullan-
dılar, üç gün boyunca sadece ışık
çahşıldı. Teknik ekibi Wil-
son'dan, Allah'tan korkar gibi
korkuyor. Oyun daha önce de
oynanmış, teknik ekip her türlü
aynntıyı ezberlemiş olmasına
karşın Wılson'ın son anda bir
değişiklik talep etmesi müm-
kün... tstanbul, zamanında per-
de açabildikleri ender kentler-
den biri oldu. "Oyun, mutlaka
pek çok izleyici ve sanatçıya pek-
çokşeyler söyledi". Projede im-
zası olan ve Wilson'la birlikte ts-
tanbul'a gelmesi beklenen Ame-
rikalı yazar Susan Sontag ise,
yeni romanını bıtırmek üzere ol-
duğundan festivale katılamadı.
Suzuki zenginlik kattı
Festıvalin bu yılki bir başka
önemli konuğu, Japon yönet-
men Tadashi Suzuki oldu. Fes-
tival yetkilileri Suzuki'yi birkaç
yıl önce ilk kez Delfi'de izle-
mişlerdi. Bugüne dek kendısıne
yapılan davetlere cevap vereme-
se de, oyunculanndan EUen La-
uren'ı iki yıl önce Istanbul'a
gönderdi. Lauren burada iki haf-
ta süresince düzenlenen vvork-
shop'larda Suzuki metodunu uy-
guladı. Yetkililer daha sonra da
Suzuki'yle iletişimlerini sürdür-
düler, çünkü Türkiye'ye gelip
ne yaptığını göstermesi gerekti-
gine inanıyorlardı. "Suzuki'nin
festfvale katılması, tiyatro ala-
nındaki çalışmalann ne vönlere
gidebileceğini gösterdL pek çok
açıdan insanlara zenginlik kat-
ü."
Topluluktaki oyuncular aynı
zamanda teknik ekip görevini
de üstleniyorlardı, herhangi bir
hiyerarşik düzenleri ya da baş-
rol oyunculan yoktu. Ancak Su-
zuki sahneye adımını attığında
diğerleri nefessiz kalıyordu.
AKM sahnesinin ve soyunma
odalannın temizliğini kendileri
yaptılar. Ellerinde fırça ve ıslak
bezle yerleri sildiler, kimseden
de yardım almadılar. Sonradan
anlaşıldı ki kendilerini duygusal
olarak oyuna hazırlamak, kon-
santre otabilmek için uyguladık-
lan bir çalışma biçimiydi bu.
"Oyunun da ainsel bir havası
vardı zaten. Uçaktan indikleri
andan itibaren o havaya girmiş-
lerdL".
Bu arada Suzuki kaldığı otel-
dekı puflan çok beğendi ve ye-
ni oyununda kuilanmak üzere
satm almak istedi. Bu mümkiın
olmayınca da, puflan yapan ma-
rangoz bulundu ve Suzuki ma-
rangozu altı aylığına Japonya'ya,
birlikte çalışmaya davet etti. Ma-
rangozun gidip gitmeyeceği bel-
lı değil ama puflar yapılıyor...
Festivale ilgi bûyûktü
Festival sırasında yaşanan il-
ginç olaylardan birinin kahra-
manı da Deschamps et Desc-
hamps oldu. Oyunda rol alan ta-
vuklann birdenbire kafeslerinden
kaçmalan. teksik ekibe zor an-
lar yaşattı ve bir raslantı sonucu
sahneye çıkmalanndan beş da-
kika önce yakalandılar.
Festivalin bir diğer önemli ko-
nuğu da bu yıl onur ödülüne de-
ğer bulunan yönetmen Yuri Lu-
bimov 'du. Son derece zengin
bir iç dünyaya sahip, çok zeki ve
alçakgönüllü bir insan...Bebek'te
balık yerken gördügü tekneler
karşısında "Neden ben bu mes-
leği seçtim ve böyle bir teknem
olmadı" diye hayıflandı.
Uluslararası tstanbul Tiyatro
Festivali de 10. yaşını doldurdu
bu yıl. Pina Bausch'ı izlemek
için tsrail'den, Suzuki'yi izle-
mek için Köln'den gelen konuk-
lar vardı tstanbul'a. Bir Japon ti-
yatrosever 15 günlüğüne kente
gelerek festivali takıp etti ve
vvork-shop'larakatıldı. Yurtiçin-
den ve dışından gelen yogun il-
gi festival yetkililerinı de mem-
nun etti. "Yapılan seçimlerin ne
denli doğru olduğu, doğru bi-
çimde algılandığı ve yerine ulaş-
tığı kanıtlandı"
Bu 15 tiyatro günü üzerine
yaptıgımız söyleşiyi, Dikmen
Gürün'ün festival hakkındaki
değerlendirmesiyle noktaladık:
" Bu > ıl ilk kez çok biiy ük salon-
laru yoğunlukla da AKM'yi me-
kan edindik ve her oyunumuz
dolu salonlara oynadı. Tiyatro
Festivali olarak izleyici khiemi-
zin yüzde 60'ını gençler oluşru-
ruyordu. İzleyiciniiL, özellikle de
gençlerin ilgisi bizi çok mutlu et-
ti. Getirdiğimiz topluluklar da
pek çok açıdan dikkat çeken
önemli çalışmalar sundular. Bu
coşkuyu önümüzdeki yülarda da
izleyici\le pavlaşmak en büyük
umudumuz."
Wilson ve Suzuki sahnedeki 'hassas dengeler 7 bir kez daha gösterdi
Oyunculukta zaman ve beden kultanımı
EMRE KOYUNCUOGLU
RobertVVHson'un üçüncü getişi ts-
tanbul'a. Hepsinde de farklı bir ya-
nıyla gördük onu. tlkinde, "Persep-
hone"da açık bir alanı ıstediği görsel-
liğı yaratma adına nasıl kullandığı, sah-
ne tasanmında onun için öncelikler-
den biri olan ışık kullanımını ve oyun-
cularda aradığı netligiyle çok etkile-
yiciydi. Bu gösterisinde zamanı iki uç
noktada yakalıyordu. Yavaşlığm üret-
tiği derinlikle, hızm ürettigi kaotik
şizofreni. Ardından ertesi yıl bir tek
kişilik gösteri zenginliğinde gelişen
kendi hayatını ve işlerine bakışını an-
lattıgı konferansta gördük kendisini.
Bu yıl "Denizden Gelen KaduTla
sahne üstünde yer alan bir çalışması-
na tanık olduk. Henrik Ibsen'in aynı
adlı yapıtından yola çıkarak Susan
Sontag'ın yazdığı oyun, sırf Wilson
için yazılmış gibi. Çok kısa ve kesin
diyaloglar, hareket devam ederken
yapılan monologlar, bir saat kırk da-
kikalık bir gösteride ani kesilmeler-
lebölümlenmiş 17 sahne... Tüm bun-
lar, Sontag'ın, Wilson'un sahneleme
yönetimine göre yazdıguu bence ka-
nıtlıyor. Metin oldukça şiirsel ve ay-
nı zamanda da sade.
Oyunculann beden kullanımmda-
ki sadeligi ve kesinliği de metinle pa-
ralel gidiyor. Oyunculann duruşla-
nndaki biçim bile hareket üretiyor.
Sahnede duran ancak hareketi içeren
fotograflargörüyorsunuz sürekli. Ak-
siyon durmanın içinde yer alıyor. Wil-
son durmayı bir kez daha öğretirken,
durmanın durmak olmadıgını, hare-
ketin de aksiyon olmadığını hatırla-
tıyor. Wilson, modern danstan çok
etkilenmiş biri. Izini, aynı zamanda
da kendi elinde degişımini görebili-
yorsunuz. Gösteri, ınsana dair bilgi
üretiyor. Etkilenmemek elde değil.
Tadashi Suzuki'nin "Dionisos'unda hareket içinde var olan enerjinin sürekli yer değiştirmesini görüyorduk.
Çagdaş Japon yönetmenleri ara-
sında, özellikle oyunculuga yönelik
çalışma metoduyla dünya tiyatrosu-
nu etkilemiş -bunu en azından festi-
valde izledigimiz Robert VV'ilson ve
Theodorus Terzopoulos'un oyunla-
rından bile söyleyebiliriz- Suzuki
(SCOT) tekniğini iki yıl önce festi-
\alde bir atölye çalışması olarak gör-
müştük. Tadashi Suzuki'nin "Dioni-
sos"unda ise bu tekniğin sahnede na-
sıl kullanıldığını gördük. lzlerken
Aristoteles'in tragedya hakkında söy-
lediklerini düşünmedim desem ya-
lan söylemiş olurum. Kesinlikle da-
ha olgun bir ruh ve üst değerlerle il-
giliydi. Suzuki'nin oyunculan dabe-
denlerini ve seslerini, metni sesleriy-
le yorumlama bıçimleriyle kendi mer-
kezlerinden dışanya yönelik hareke-
tini şölen haline getiriyorlardı. Oyun-
la başlayan hareket içinde var olan
enerjinin sürekli şekil değiştirme
biçimini görüyorduk. Bazen keskin
dönüşler ve bedensel çizgilerle ol-
dukça geometrik (Suzuki'nin Mart-
ha Graham'dan etkilendigini
biliyorum), bazen de kınk dizler üs-
tünde, ayakta en sağlam ve herhangi
bir aksiyona en hazırlıklı olan duruş
ile (Japon savaş teknikleri ve No tiyat-
rosu özellikleri) hareket akış halınde
var oluyordu.
Her iki usta yönetmenin oyunculuk-
ta hareket ve zamanlama üzenne yap-
tıklan çalışmalar, oyunculan yönlen-
dirme biçımleri, sahnede özlenen has-
sas dengeleri bir kez daha bana hatır-
lattı.
Müze çalı$malarında sorun
Handerin evi
müze olacak mı?
Kühür Servisi-Ünlü besteci George Frideric Han-
del'in 36 yaşında yerleştiğı ve 1759 tanhınden ölü-
müne dek yaşadıgı. Londra Brook Caddesı'nde bu-
lunan evinin müze haline getirilmesi çalışmalann-
da sorunlar yaşanıyor. Handel'in el yazısı notalan-
nın ve daha birçok önemli eşyasının bulundugu sı-
ra dışı koleksiyon sanatçmın adına kurulacak olan
müzede izleyicilerin begenisine sunulacaktı. Bu
önemli yapıtlann içinde. Handel'in özel mührii ile
katlanmış 'Messialı' operasının güftesinm yer aldı-
ğı bir mektup. 'Esther' orotoryosunun düzeltmele-
nnın yer aldığı el yazısıyla yazılmış sayfalar, kata-
log haline getirilmemış Mozart'ın klavye arejman-
lan ve sanatçının yapıtlannın sahnelendigi tiyatro-
lara ait fıldişi ve metalden yapılmış orijinal biletler
de bulunuyor.
Ancak binanm sahibi olan Co-operative Sigorta
Topluluğu (C1S) binayı Handel Vakfı'na satmaktan
vazgeçerek müze yerine bir anı sergisi açılmasını öner-
di. Handel Vakfı binayı satın almak için 3 milyon
poundtoplamıştı ki son anda Heritage Lottery Vak-
fı da 1 milyon pound ödemekten vazgeçince plan-
lar degişti. Heritage Lottery Vakfı yetkilileri de bi-
nanın tamamı yerine bir kısmmın müze haline dö-
nüştürülmesinden yana olduklannı açıkladılar.
Ingıltere'de yalnızca Elgar ve Hokt'a aıt müzeler
bulunurken Avrupa'da ise müzisyen ve bestecilere
aıt 150 müze yer alıyor. Örnegin Salzburg'daki Mo-
zart Müzesi'ni yılda 369 bin kişi ziyaret ediyor.
Handel'in yaşamı ve sanatına ait belgelere, Mo-
zart. Beethoven ve diger ustalann yaşamı ile ilgili
belgelerden daha az rastlanıyor. Sanatçının yaşamı-
na \e sanatına ait belgeler, sanatçının ölümünden son-
ra Royal Müzik Kütüphanesi'nde halka açık olarak
teşhir ediliyordu. Şimdi ise belki de daha anlamlı bir
yerde, sanatçının uzun süre yaşadıgı bu evde sergi-
lenecekken sorunlar yaşanıyor. 1720'lerde inşa edi-
len Brook Caddesi'ne ilk yerleşenlerden biri olan Han-
del'in evmin müze haline getirilmesi için kapsamlı
bir restorasyona da ihtiyaç var.
Handel Vakfı'ndan Christopher Purvis, binanın
tamamı yerine bir kısmının müzeye dönüştürülme-
sinin hiç yoktan iyı olduğunu belirterek Co-opera-
tive Sigorta Topluluğu ile anlaşmaya çalıştıklarını
açıkladı.
Mike Tyson
şarkıcı oluyor
• Cameron Diaz.
Oliver Stone'un yeni
filminde rol alacak.
Amerikan futboluna
dramatik bir bakış
getirmeyi amaçlayan
filmin adı 'Any Given
Sunday'. Diaz'ın küçük
bir rol üstlenecegi filmin
başrol oyunculan Al
Pacino, Dennis Quaıd ve
PuffDaddyadıyla
tanman rap şarkıcısı
Sean Combs.
• Bernardo
BertOlUCCİ yeni
fılminin son bölümünün
çekimleri için Kenya'ya
gidiyor.
• charlie Chaplin
üzerine sürpnz bir
biyografı yayımlandı.
Biyografinin yazan,
yönetmen Kenneth
Lynn.
• Cher. Franco
ZefFırelli'nin yeni
fîlminde rol alıyor. Cher
fılmde sanat tacirliği
yapan bir Amerikalı
Museviyi canlandınyor.
Filmin diğer başrol
oyunculan Maggie
Smith, Judi Dench, Joan
Polvvright ve Lily
Tomlin.
• Luciano
Pavarotti. 9
Haziran'da Modena'da
Spıce Girls ile vereceği
konserin ıptal
edilmeyeceğinı açıkladı.
Geri Halliwell'in
gruptan aynlması
nedeniyle konserin
gerçekleştirilmesi
beklenmiyordu.
• Mike Tyson
şarkıcı oluyor. Tyson,
'Second Round K.O.'
adlı şarkıda rap şarkıcısı
Canibus'la düet yaptı.
Tyson aynca kendi adını
verdiği plak şirketinin
açılışı için de
çahşmalara başladı.
• David Bowie
Leonardo
Pieraccioni'nin filmi 'II
mio West'te rol alıyor.
Bowie ve Harvey Keitel
filmde iki rakip kovboyu
canlandınyorlar.
• Lisa-Marie
Presley Java Records
ile kayıt anlaşması
imzaladı. Java
Records'un başkanı,
Rock'n Roll'un kralı
Elvis Presley'in kızı ve
pop şarkıcısı Michael
Jackson'ın eski eşi Lisa-
Marie Presley'in zekâsı,
yetenekleri ve-müziğe
olan tutkusuna hayran
kaldığını belirtiyor.
• uma Thurman
önümüzdeki aylarda iki
film çevirecek, ama
önce daha önemli bir işi
var: Thurman,
temmuzda ilk çocugunu
doğurmaya hazırlanıyor.
• Dario Argento
kendisine 'Profondo
Rosso' ve 'Suspiria'yı
yeniden çekmesi için
gelen teklifleri geri
çevirdi. Argento, 11
Haziran'da başlayacak ,r
olan 18. Fantastik |
Filmler Festivah'ne ^
katılacak. Festivale \
Cristopher Lee, James *
Cobum gibi oyuncular
da konuk olacaklar ve j
Kanadaiı yönetmen -T
David Cronenberg'in '
çalışmalanndan oluşan "
bir retrospektifyer "-
alacak.
• RonaldO da gösteri
dünyasına girdi. Inter ,
takımının ünlü ,
futbolcusu. 11 şarkıdan -L
oluşan bir CD •
yayımladı. "A Seleçao do ı
Ronaldo' isımli CD'deki /
şarkılann hepsıni kendi T
seçen Ronaldo, .',
satışlardan elde edilen u
gelınn çocuklarla ilgili ,,
kurumlara ,,
bağışlanacağını belirtti. „
U Billy Joel ,
Manchester'da
geçtiğimiz çarşamba
günü gerçekleşmesi
gereken konserini astım ,
rahatsızlığı nedeniyle
iptal etti. Amerikalı söz
yazan ve şarkıcı Joel
yaşamında ilk kez
yeniden program
yapmadan konserini
iptal etti. Joel, Elten
John ile birlikte konsere
katılacaktı.
• Spike Lee. yeni
filminde başrolü
Leonardo DiCaprio'ya
vermek istediğini
söyledi. Lee. Napoli
Film Festivali'nde
yaptıgı açıklamada en
büyük düşünün, yeni
projesi 'L'Estate di
Sam'in başrolünde
DiCaprio'yu gönnek
olduğunu söyledi.
• RambO serisinın
devamı çekiliyor.
Başrolü yine Sylvester
Stallone'nin oynayacağı
'Rambo IV'ün
yönetmeni hanüz
belırlenmedi. Filmin
1999'un sonlanna doğru
gösteri me gıreceği
açıklandı.
• Patricia
Arçuette ve Gabriel
Byrne, Toby's Sor>''
adlı filmde başrolleri
paylaşıyorlar.
Yönetmeni iğini Rupert
Wainwright'ın üstlendiği
film önümüzdeki yıl
gösterime girecek.
2. ULUSLARARASI BODRUM CEVRE FİLMLERİ FESTİVALİ
BLGUN
• OASIS CINE MARINE'de saat 12.00'de :
Aleksandr Sokurov'un yönettigi 'Ana ve Oğul', saat
15.00'te lara Lee'nin yönettigi 'Sentetik Hazlar'
adlı fılmler izlenebilir.
• OASIS KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 16.00-
20.00 arası 'Çernobü Çanlan', 'Kırmızı ve Siyah',
'İlkçağ Yengeçleri', 'Hipopotam Muhabbeti',
'GeKşme Sürüyor' adlı filmler görülebilir.
• BODRUM KALESİ'nde saat 21.30'da Fndrik
Thor Fridriksson'un yönettigi 'Doğanın Çocuklan'
adlı film izlenebilir.
YARIN
• OASIS CINE MARINE'de saat 12.00'de Fridrik
Thor Fridriksson'un yönettigi 'Beyaz Balinalar', saat
15.00'te Bartabas'in yönettigi 'Mazeppa-111' adlı
filmler göstenliyor.
• OASIS KÜLTÜR MERKEZİ'nde 16.00-20.00
arası 'İncik Boncuk', 'Sessiz Bir Dünyadan Sesler',
•Zehirli Pizza', 'Böcek Çı^ınlığı', Ölümcül Akıntı',
'Korkuluk' adlı filmler görülebilir.
• BODRUM KALESt'nde saat 21.30'da George
Miller'ın yönettigi 'Zeus ve Roxanne' adlı film
izlenebilir.