Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN1998PAZAF
10 PAZAR KONUGU
Uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi uzmanı Prof. Hasan Köni dünyanın değişen stratejilerinin Türkiye 'ye etkisini değerlendirdi
Dış politikada iç politikanıngölgesiÇT T~\TT TÇTürkiye, dış politikasının her cephesinde yenilgiye uğruyor.
^ *J-L V \J *p Neden? Ankara diplomasisi onlarca yıldır Türkiye'nin başına
bela olan sorunlan çözmeyi neden beceremiyor? Neden Ankara her attığı
adımdan sonra gerilemek zorunda kalıyor? Bir Yunanistan, Kıbns. Balkanlar,
AB. PKK, petrol boru hatlan, Kafkasya politikası sorunlan çözülemiyor?
Bu noktalan uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi uzmanı Prof. Dr. Hasan
Köni'yle ele alarak bir ufuk ruruna çıktık. Sonunda da ortaya şöyle bir gerçek
çıktı ve tüylerimizi diken diken etti: Türkiye, her cephede yenilgiye uğruyor,
çünkü Batı'nın kollan arasına sığınıp doğru dürüst bir politika üretmeme
tembelliğine düşmüş. Üstüne üstlük 1950'lerden kalma klasik diplomasiyle
sorunlan çözme beceriksizliği içine girince de bugün içinde yaşadığımız
kördüğüm ortaya çıkmış. Prof. Hasan Köni, konuşmamızda sözlenni hiç
sakınmadığı gibi şu çarpıcı sözleri söylemekten de kaçınmadı: "Türkiye, Kuzey
ve Güney Kıbns'a pekâlâ boru hatlanyla su görürebilir ve bunu da elinde koz
olarak bulundurabilirdi. Ama bu işi de yapamadı."
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
Siz konuşmatarutızda sık sık Moskova-
Kudüs ekseni üzerinde duruyorsunuz. Hem
Moskova hem de Kudiis 'ün yumuşak karnı ts-
lamiyet Sizce bu denklemin içinde Türkiye 'nin
konumu nedir?
-199! 'de Sovyetler Birliği yıkıldığında Sayın
Prof. Miimtaz Soysal'la ben Ankara Radyo-
su'ndaydık. lkimiz de üzüntü gösterdik. Tabii bu
üzünrümüz başka türlü yorumlandı.
••^•ı Sovyetler Birliği 'ninyıkılmasınaya da
dağılmasına neden üzülmüştünüz?
-Çünkü Türkiye'ye gösterilen sevgi ve şefkat
Sovyetler Birliği varolduğu içindi. Bizim arka-
daşlar bunu anlamamışlardı. Gerçekten de Sov-
yetler Birliği yıkıldıktan sonra hıziı birmarjinal-
leşmeye girildi. Yani. geriye doğıu gidilmeye
başlandı. O büyük ümıtler de kayboldu.
Her ne kadar Ortadoğu kapandıysa da birden-
bire Orta Asya kapısı açılmıştı.
tngilizBüyükelçiliği'ndebiryemekteydik. In-
giliz askeri ataşesi de dörtlü bir grupla konuşu-
yordu. Bir ara "Türkiye ne yapacak?" diye bana
sordu. Herkes bana doğru dönünce de ekledi:
"Korkmaym. Enerji hatlan sizden geçer ve siz
tekrar önem kazanınınız. Korkmavın. Durum
öyle gösteriyor."
" Ama bu olmadı. Hatta Türkiye 1995,1996'ya
kadar marjinal boyutlara doğru gitti. Bu marji-
nalleşmede yeni gelen Clinton hükümerinin de
önemli bir rolü vardı. Bakın, merkez sol devam-
Iı olarak ülkenin içine bakar. Yeni iktidara gelen
demokratlar da bunu yaptı. Türkiye'ye gerek kal-
mamıştı. Aralık 1992'de Rusya'nın ortaya çık-
masıyla birlikte de Türkiye'nin ekonomisiyle ve
durumuyla çok başat bir durumda olmadığı an-
laşıldı. Ve Türkiye şu hatayı yaptı: Hâlâ o alan-
da etkin olan Rusya Federasyonu'yla çok yakın
ilişkiye girip güven sistematiğinı ortaya koyacak
yerde o sistematiği, yeniden ABD'yle yakın iliş-
kiler kurarak Amerika'nınbulunmadığı bir alan-
dan a\antaj elde etme gibi hatalı bir politika iz-
ledi.
Örneğin?
- Örneğin. petrol boru hatlan anlaşmalannı
Amenkan şırketleriyle imzaladı; bağımsız san-
dığı Ka/kas ülkeleriyle imzaiadı. Oysa orası Rus-
ya'nin kontrol ettiği biraiandı. Başkasının kont-
rol ettiği alana kredi alabilmek için başka birşır-
ketle girmeve çalıştı.
Dünyayı hâlâ devletler yönetjyor. Devlet ka-
rar vermediği sürece şirket ıstediği imzayı atsın,
geçerlı olmuyor. Üstelik bu alanda Türkiye'nin
başat bir hale gelmesini de istemiyorlardı.
AmerikanMilliGüvenlık Akademisi'nden 12
kişilik bir heyet, bizim Mılli Güvenlik Akademı-
si'ni zi> aret etti. Bize Boğazlarkonusunu sordu-
lar. Bizim akademi yetkilileri de "Boğazlar'dan
petrol gecerse çok tehlikeli olur. İstanbul'un bü-
yük böîümü Boğaz'da yaşıyor. Burada deniz tra-
fiği çok önemlj bir boyuttur. Bu nedenle de pet-
rolün Boğaz'dan geçmemesi lazun" dedıler.
Ama daha yakın bir konuşmada heyet üyele-
rinden birisi bana, "Asıl neden bu değfl. Siz pet-
rol boru hatları sizden geçsin diye konuyu mani-
vela olarak kuUanıyorsunuz" dedi. Bu doğru bir
analız. Birtakım uyutmalan hiç kjmse kabul et-
mıyor. Va da kanmıyorlar.
Bu kişi ardından şunlan ekledi: "Petrol boru
hatlan sizden geçtiği zaman siz bölgenin hegemo-
nu olursunuz. Bu hegemoma Orta Asya içterine
kadar > ürür. Çin'den sonra bir hegemon olarak
ortaya çıkarsınız. Bizûn görüşümüz bu."
•••••• 1990'lann ortalannda Batılı akade-
mik çevreler Türkiye 'nin Kafkaslar ve Orta As-
ya 'dayeni bir Osmanlı İmparatorfuğuyoratma-
yı düşlediği görüşündelerdL..
- Ozal zamanında yeni bir genç Osmanlı hare-
keti başlatılmıştı. Fransız basını bunu, "Yeniden
bir Osmanlı İmparatorluğu kurulmakistenivor"
gibi yorumlamıştı. Ama bu anlattığım daha baş-
ka... Bu görüş. Türkiye'den enerji sistematiğinin
geçmesi durumunda. Türkiye'nin bugünkü mo-
dernleşmiş durumda Kafkaslar ve Orta Asya'da
hegemonik güç olması doğrultusunda...
Avrupa bunu Osmanlı diye algılamış-
tL..
- Avrupa'nın algılaması böyleydi. Ama Avru-
pa analizlerinde çok kısır. Avrupa'nın analizleri
global değil. Bu vüzden de Türkiye'yi dışlıyor.
Global analız yapabılen ülkeler Amerika. ilginç
birtarzda da Israil. Belki lsrail, Amerika'da çok
büyük bir nüfuzu bulunduğu için global analızi
oradan aktararak yapabiliyor,
Amerika şunu gördü: Orta Asya sistematiği-
ne ancak Türkıye'yle girilebilir.
M M M M Seden?
- Hindistan'da nükleer siiah sistemleri ortaya
çjktı. Bu arada Irak cezalandınldı. Hindistan.
Çin-Rus blokuna kayabilir. Bir de Iran var. Bu-
rada blok kapanıyor. Bu blokun içine yapay bir
bölge olarak kım girebilir, diye baktılar. Gördü-
ler ki Türkler girebilir. Ikinci büyük ve önemli
bo>ut da Israil'de 1996 olaylan, yani Netanya-
hu'nun işbaşına gelmesinden sonra Israil'in Or-
tadoğu banşını bir çözümsüzlüğe doğru götür-
mesiydi. Burada da 1958'de olduğu gıbı non-
Arap (Arap olmayan) laik bir ülkeyle ıttıfakını
yaparak Ortadoğu dengesini korumak zorunda
kalmasıydı.
Bu iki unsurun 1996'dan sonra Türkiye'yi kur-
taran unsurlar olarak ortaya çıktıklannı sanıyo-
rum. Bakın, Amerikalı ziyaretçilerimı'z geliyor.
Ama bu Amerikalı ziyaretçiJerimizin nedense
yüzde 85'i Musevi asıllı oluyor. Bütün kongre-
len, etkinlikleri izlerseniz arka arkaya gelen ko-
nuklarda bu oranı tespit etmeniz mümkün. De-
mek ki Türkiye Ortadoğu politikasında Amen-
ka'nm tutunabilmesi ya da Israil'ın yaşayabılme-
si için çok lazım. Bırdebilinmevenbırola> \ar.
1958'de. Israil'ın eski Cumhurbaşkanı Da\id
Ben Gurion uçağa atlayıp Türkiye'ye gelmış.
Türkiye, Iran ve Etiyopya'yla anlaşma yapmış
Buna peripbenal pact (çevresel pakt) denıvor.
Yani, Ben Gurion. Araplara karşi bir dış çevre
paktı oluşturmuş. Bunun belgelen açıklanmıyor.
Siyasi tarih kitaplannda da bu anlaşma yok.
Seden bu anlaşma gizli tutuluyor pe-
- 1956'daki Ortadoğu savaşından sonra büyük
yenilgrye uğrayan Araplar. denn intıkam duv gu-
lanna kapılmışlar. Bunu ancak Arap olmayan.
Prof. OP. :
HASAN KÖNİ
İstanbul doğumlu. Yükseköğrenimini
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi'nde (SBF) tamamladı.
ABD'de Michigan State LJniversity'de
lisansüstü çalışmalannı yaptı.
1978'dedoçent. 1986'da profesör
oldu. Şimdiki halde Ankara,
Üniversitesi Inkılap Tarihi Enstitüsü
Müdürlüğü yapıyor. Başbakanlık
Atatürk Kültür Yüksek Kurulu iiyesi.
SBF'nin Uluslararası ilişkiler
Bölümü'nde ders veriyor. Aynı
zamanda da Türk-Amerikan
Derneği'nin Başkanı. Milli Güvenlik
Akademisi'nde de dersler veriyor.
leri statükoyu değiştirebilecek hareketJere giri-
şebilirler,
•""•^•" Türkiye 'nin toprak açtsından doymuş
ülkelerden birisi olduğunu söylediniz. Ama Yu-
nanistan 'ın Türkiye 'yleilgili algılaması öyle de-
ğil. Yunanistan, "Türkiye günün birinde Ege
adalanm geri almak ısteyebitir. Hatta kuzeyden
Batı Jrakya ya hile girebilir " görüsünde. Siz
bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Ben. Yunanistan'ın çağ degişimini anlama-
dığını kabul ediyorum. Bugün yeni teoriler var.
Bunlardan birisı de ekonomık açıdan denetlene-
nıeyen alanlann elinizden çıktığı. Bunun örnek-
leri var.
Ingiltere Imparatorluğu'nurı dışsömürüsü bit-
tikten sonra kendi içinde yeterli doyum sağlaya-
madığı için bugün Ingiltere üçe, dörde ayrılma
durumunda kalıyor. Çünkü artık oralan ekono-
mik olarak denetleyemiyor, besleyemiyor.
Osmanlı Imparatorluğu'nun çöküş nedeni de
ekonomık açıdan denetleyemeyeceği kadar ge-
nişlemiş olmasıdır (overstretch).
Bir başka görüş de şu:
Bugün Çin'in hâlâ varoluş nedeni 6. yüzyıl-
da çok genişleyebilecelcken içine kapanrruş ol-
ması. Ekonomik açıdan denetleyemeyeceği ka-
dar genişlememesj nedeniyle bugün yaşayan tek
büyük ülke Ç»n. Amerika'njn bu kadar borçla-
nıp yorulmasi ve bugün hızla içine çekilmesi
ekonomik açıdan denetleyemeyeceği kadar ge-
nişlemesindendir. Bu nedenle Japonya da geli-
şen A6 karşısmda geriieme gösteriyor. ABD'nin
200 milyar dolarlık borcu var. Amerika'da çıkan
kitaplara bakıyorsunuz; hep "Conüng war with
Japan" (Japonya'yla ufukta savaş var) yazıyor.
Bürün bunlan anlattıktan sonra Yunanistan a
gerı dönmek istiyorum.
Yunanistan, bu gerçeği anlasaydı, bugün Av-
rupa Para- Birliği içinde olurdu. Yunanistan'ın
eskı Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri var. Adı
Kahyapulos. Kahyapulos "akil adamJar"dan bi-
risi. Dıvor ki: "tunanistan karasularuu ve hava
sahasını 10 mile çıkarırsa bu alanı kontrol etmek
için hava gücünü üç mislL deniz kuvvetlerini de
iki misli arttırması lazım. Bu da miharlarca do-
laıiık bir harcama gerektireceği için Yunanis-
tan "ın enflasyon oranını yüzde 20've çıkanr."
Oysa Yunanistan 'ın Av rupa Para Birliği 'ne gı-
rebılmesi için enflasyon oranını yüzde 3.8'e çe-
kebilmesi lazım. Bu nedenle Yunanistan. Avru-
pa Para Birliği'nin dışında kaldı. Yunanistan, bir
düşman yaratarak. kendi genişlemesini de bu
dost bir dış çevreyle korumanın mumkün oldu-
ğu görülmüş .
Jsraillilere "Ortadoğu banşı olabih'r mi" di>e
sorduğunuz zaman dıvorlar ki:
"Bizim icimizde 600-700 büıe yakın .Arap var.
Hemen iç çevrenin yakın çevresûide 260 mihona
yakın Arapvar. Bunun dış çevresi de bize düşman
olursa biz bir İslam denizi içinde ada gibi kalınz.
O halde, iç çe\Te\i kontrol eden dış çevredeki
Arap olmavan yapı İsratl'in dostu ounak zorun-
da."
Bunun, Israıl'in yaşayabilmesi için stratejik
açıdan böyle olması gerek, onlar için...
••••i Türkiye üstelik İsrail'in burnunun di-
binde 65 milyonluk bir ülke.
- Üstelik de Orta Asya'y a gıden bir bo\xıtu \ ar.
Orta Asya'ya giden boyut da. ilginçtır, Müslü-
man kimliğe rağmen Müslümanlık dıni açıdan
değil. kımlık açısından görülüyor ve laıkler...
Ikincisı de küçük bir ulke olan lsrail gıdıp .Axap
ülkelerinde yatınm yapamaz Diyelim ki lsrail
inşaat yatınmlan yaptı. Araplar bu inşaatı > apan-
îan öldüriirler. Ya da lsrail. kendi ürünlenni bu
Arap ülkelerine satamaz. O halde bu ürünleri
Türkiye üzerinde yapılanmaya hazır olan Orta
Asya ülkelerine satacak. Her ne kadar Musev ı-
ler Rusya'da varsa da İsrail'in oraya gırişı çok zor.
Bir de Musevilerin bir özelliği var. Yaşadıklan
ülkede o ülke vatandaşından çok daha mılliyet-
çi oluyorlar. Şöyle söyleyeyim:
Israil'deki Türk Musevisi çok ciddı olarak
Türk.
••••• Yani öbür etnik azınlık toplumlar gibi
davranmıyorlar mı?
- Kesinlikle hayır. Ortadoğu banşına bakıyor-
sunuz. Araplar diyorlarki: "Beş Musevi Ortado-
ğu banşını çözüyor." Yani ABD Dışişleri Baka-
nı dahil, Dışışlen'ndeki Musev i ekip. Çünkü on-
lar artık Amerikalı. Işte bütün bunlarTürkı>e">e
1996'dan sonra önem kazandırdı. Allah'tan da
böyle oldu. Yoksa Türkiye'nin başına her türlü
olay gelebilirdi.
nedir?
Peki Türkiye 'nin şu andaki konumu
-Türkive. Rusva Federasyonu')la ilişkilerini
sağlamlaştırabılırse.yani bırgüvenortamıyara-
tabilirse. amacına varabılecek bırbovuta gelebi-
lir. Bir tek eksık vanı kalıvor O da iç sıstemin
düzelmesı... İç sistem düzelmedıgı için tam ta-
mamlanmamış. yan asken bir dış politika izlen-
diğıni görüyoruz. Bugün 26 ülkeyle askeri iliş-
kiler var. Bu ülkelerin bir kı^mının da askerleri-
nı vetiştiriyoruz.
w
^
m
^
m
Bu, Türkiye 'de askeri bürokrasi tara-
fından yapılıyor. Bu sizce sivil bürakrasinin ye-
ni prujeksiyon üretme yetersizliğinden mi kay-
naklanıyor? Bu durumda önümüzdeki birkaç
on yıl askeri bürokrasi Türkiye 'ye egemen mi
olacak?
-O)Je gözüküyor. Şu açıdan söyleyeyim:
Burada karar alma mekanızması çok önemli.
Asker, hıverarşik sistem içinde olayın analizinı
yapıyor. karannı alıyor. Sıvıl bürokraside odak-
lar çok vaygın ve farklı. Yani birbirleriyle çeliş-
kıli odaklar var. \*e bu odaklar kararalamıyorlar.
Ne yapacaklanna tam olarak karar v eremivorlar
Bunun yerine hızlı birtakım hareketlen aske-
ri kesimin vapması gerekıvor. Örneğin, ben Sa-
yın İsmail Hakkı Karadayı'nın Rusya zıyaretıni
çok olumlu buldum. Ke^ke Türkive, Ameri-
ka'nın sılah satış hegemonyasından kendıni çı-
karsavdı.
Türkiye doymuş ülkelerden birisi. Yani toprak-
lannı büyütme konusunda herhangı bir retoriği
olmayan bir ülke. Amenkan analizleri de şöyle
diyor
"Dünyada on tane ülke var. Bunlar ropraklan
konusunda dovmuş ülkelerdir. Bunlardan birisi
de Türkije."
Bakın, aldığı o silah ve sistem Türkiye'nin sa-
dece istikrarlı olmasını sağlar. Ama saldırgan ol-
masına yol açmaz. Ovsa küçük üikelere bakı-
vorsunuz; onlar saldırgan, ısteklen var. Silahlan-
dıklan anda gerek bazı Arap va da Balkan ülke-
düşman imajı arkasına gizleyerek savunma gi-
derlenni arttırdı.
••••• Bu durumda Yunanistan 'ın politikası
çokyanlış değil mi?
- Çok yanlış. Demın de dediğim gibi Yunanis-
tan çağı anlayamamış.
"•••• Yunanistangerçekten çağı mı anlama-
mıs, yoksa anlamamış görüntüsü içinde birta-
kım çevreler Yunanistan 'da bu harcamalardan
nemalanıyortar mı?
-Tabii kı bu sılah satışlanndan birtakım insan-
lar v ararlanıyorlar. Örneğin. burada Rusya büyük
bir haz duyuyordur. Amerika da büyük haz du-
yuyordur. Bugün dünyada sılah satışlan artan i-
ki ülke var. Bunlar Amerika ve Rusya...
•^••™ Ama silahlan satın atan ülkelerde de
bu alımlardan komisyon alan birtakım insanlar
var...
-Tabii ki var. Bu insanlar korkunç birbiçim-
de nemalanıyorlar ve bu işlerde büyük paralar
dönüyor. Ne gıda. ne sanayi ticareti. Bence asıl
büyük parayı kazandıran silah ticareti.
SarauelHuntington'ın "MedeniyetterinÇatış-
ması" kuramına göre Yunanistan zaten aynlan
birçizginin içinde.
m
^mmm
Yunanistan 'ın bütün telasının bu oldu-
ğu görülüyor...
- Ama Avrupa Para Birliği içine girebilmek
için de böylesine büyük boyutlarda silahianma-
yagirmemesı lazım. Silahlanarak AB'nindışına
doğru itıldi. Türkiye'yle baş başa kalır birduru-
ma geldi. Yunanistan'ın siyasi ihtiraslan var.
Kıbns'ta hâkim olmak ıstiyor, ardından lyon-
ya'da hak iddia etmeyi hedefliyor. Ama bu alanı
kontrol edecek ne ekonomisı ne de nüfüsu var.
Çünkü medenileştıği için nüfus açısından da ge-
riliyor.
Bu nedenle Yunanistan Türkiye'yi AB içine
çekerek Türkiye'den alamadığı bir sürii şeyi ala-
bilecek. Yani İzmir'e mi yerleşmek istîyor? Dü-
şünün, Türkiye AB'ye girerse 100 bin Yunanlı
da Izmir'e yerleşir.
#
•••^•i Ama Yunanistan herfırsatta AB için-
de Türkiye 'nin önünü kesmeye çalışıyor. Sizce
Yunanistan bunu neden yapıyor? Öte yandan
Türkiye ise Kardak gibi bir kriz çıkanyorya da
Ege'dekigri bölgelerden söz ediyor. Sizce Tür-
kiye bunu neden yapıyor?
-Türkiye ve Yunanistan Ege Bölgesi'ndeki i-
ki ülke. Ege ortak kullanılabilir, çok büyük pa-
ralar kazanılabilir. Çağımız ekonomık ittifaklar
çağı.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Pangalos"Türki-
ye bir Avrupa ülkesidir" demiştı. Huntington'ın
tezınden sonra Yunanistan dışarda bırakılınca
Pangalos bunlan söyleyerek Avrupa') ı, "Bizidı-
şarda bırakırsanız başınıza gelecek belavı görür-
siinüz" biçıminde tehdit etmişti.
• ^ • • ^ YalnızPangalos daha sonra söylem de-
ğiştirerekyine eskisigibi Türkiye 'yiağır bir eleş-
tiri bombardımanına tutmaya devam etti. Sizce
bu söylem değişikliği neden oldu?
-Almanya'nın gerçek zıkn vefjkri ortaya çık-
tı. îngiltere'de bir VVılton Park toplantısına katıl-
dık. O toplantıda Yunanlı Kahyapulos vardı. De-
di kı. "Siz bizûnle anlaşma yapsanız. Ege soru-
nunu, Kıbns sonınunu çözsek bazı Avrupa üfke-
leri çok mahçup olacaklar ve yü/leri kızaracak-
nr. Türkiye'nin AB'ye girmesini istemnorlar."
Bu sözlerden sonra da eliyle Alman büyükel-
çisini gösterdi. Bunun üzerine büvükelçı başını
önüne eğince de Kahyapulos "Sizi bunlar istemi-
yorlar"dedı.
Biz bu cesareti alınca Yunanlılara şunlan söy-
ledik: "Ozaman Birinci Dünva Savaşı'ndaki gi-
bi kendinizi kuUandırmavın. Türk kamuov unda,
Türldye'vihiç durmadan sıkıştıran.AB'> e girme-
sini engelJeyen tarafolarak bilinivorsunuz. Si/ bu
rolü oynamayuı. Bırakın, Almanlar ortaya çık-
sın." Tabıı Yunanlılar Alman Merkez Banka-
sı'nın hırsını iyi hesaplamamışlardı. Hesaplama-
dıklan için de perifenye doğru itildiler
Yunanlılar "Sizin yüzünüzden silahlanıyoruz"
diyorlar. Ama Türkiye'nin artık Avrupa toprak-
lanna doğru bir hamle vapması mümkün değil.
Çünkü kendisini Avrupalı bir ülke olarak kabul
ediyor. Birdüşünün... AB içindeki bir Yunanis-
tan'a Türkiye nasıl saldırabilir?
•••••• Ya Kardak olayı?
-Kardak olayı bence büyük birhataydı. Yuna-
nistan'ın tam bağinp çağıracağı birdönemde bir-
takım hareketlere girişilerek onun elıne. "Tür-
kiye banasaldınyor" kozu verildı. Oysa bu dev,
hıçbir zaman dürtülmeden uyanıp da o taraflara
doğru bir harekete geçmiş değildir. Yunanis-
tan "da Albaylar Cuntası heyecanlanıp 1974 olay-
lannı yaptırmasaydı ve Kıbns adası o günkü eko-
nomik politıkasıyla devam etseydi 1982'de ada-
da tek bir Türk bıle kalmazdı. Onlann başlanna
gelenler kendi saldırganlıklanndandır.
••••• Stratejik açıdan Kıbns, Türkiye için
çok mu önemli? Bugün artık uydulardan her
türlü hareket kontrol edilebildiğine göre Kıb-
ns 'a neden bu derece büyük bir önem atfedili-
yor.?
-Bakın, Kıbns 1954'ten 1998'e kadar Türk dış
politikasının ana konusu olmuş. Washington"da
bir toplantı vardı. Orada dedim ki: "Ben bura-
da iki türlü konuşacağun. Birincisi diplomarik.
ikincisi de akademik."
Diplomatık konuşmamda şöyle dedim: "Tür-
kiye'yleABD arasında, sadeceaskeri bovutta de-
ğil. siyasi, ekonomik, kühürel alanda da geliştiril-
miş bir ortaklık var. Türkiye bir bölgesel güçtür;
laiktir, serbest piyasa ekonomisini oilmektedir.
Bunlar Türkiye'nin avantajlandır."
Akademik konuşmam da şöyle oldu: "Ama
Türkive hiçbir dış politika sorununu çözememiş-
tir. Çünkü o politik analizleri kendisi yapmamış-
ür. Örneğin, 40 \ıldu- bir Kıbns sorunu sürüyor.
1967-68'den beri bir Avrupa Topluiuğu konusu
hâlâ çözükmedi. 15 vıldır PKK sorunu var. 8 yıl-
dır petrol boru hatlan, yine 8 yıldır Kafkaslar so-
nınu»30yıldırBaJkanlar ve Ege Denizi'ndeki so-
runlar... Savaş bittiği haJde 7 \ ıldır Irak'taki pet-
rol boru hattının açılıp açılma\acağı... Birkaç ko-
nu dışında Türkiye en önemli dış politika konu-
larının hiçbirisini çözebilmişdeğildir. Bu da sizin-
le sürdürdüğümüz dosduğumuz sayesinde olu-
yor. Çünkü Türkiye, NATO içinde, Bao nasılsa bi-
zi korur, bir aptallık yapsak da gerilememize izin
v«rmez, diye politika yaratma ve üretme tembel-
liğine düştü. Bu tembellik içinde de dengeler ko-
runarak hiçbir dış politika sorununa çözüm bu-
lunmadan günümüze kadar gelindi."
^ • ^ • ^ PKK'yle savaştan söz ettiniz. Orada,
çözümsüzlük çözümdür mantığmdan mı yola
çıkıltyor? Yadao savaştan yaratılan sektörden
nemalanan çevreler mi bu savaşm bitmesini is-
temiyorlar?
-Nemalanan bir sektörün asla üstyapının üze-
rine çıkamaması lazım.
Ama Türkiye'de çıkıyor...
-Çıkıyorsa, siyasal sıstemde büyük birzafiyet
var demektir. Nemalanan sektör aynı şekilde
ABD'de de var. Ama Amenkan politikalannda
genel politikaya çok aykın bir davranışın ortaya
çıkarak onu geriletmesi mümkün değil. Avru-
pa'da da öyle. Kıbns politikasına bakın. Türki-
ye bugüne kadar Kıbns'a boru hatlanyla su gö-
türüp Kuzey ve Güney Kıbns'ı kendisine bağla-
malıydı. Bu şekilde Türkiye'nin elinde çok
önemli bir koz olacaktı.
•••••• Peki Türkiye neden bunu beceremedi?
- Çünkü Türkiye, 1950'den kalma klasik dip-
lomasiyle sorunlan çözeceğini sandı. Ama artık
klasik dıplomasi 1980'lerde ölmüştür.