18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN1998PAZAF 10 PAZAR KONUGU Uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi uzmanı Prof. Hasan Köni dünyanın değişen stratejilerinin Türkiye 'ye etkisini değerlendirdi Dış politikada iç politikanıngölgesiÇT T~\TT TÇTürkiye, dış politikasının her cephesinde yenilgiye uğruyor. ^ *J-L V \J *p Neden? Ankara diplomasisi onlarca yıldır Türkiye'nin başına bela olan sorunlan çözmeyi neden beceremiyor? Neden Ankara her attığı adımdan sonra gerilemek zorunda kalıyor? Bir Yunanistan, Kıbns. Balkanlar, AB. PKK, petrol boru hatlan, Kafkasya politikası sorunlan çözülemiyor? Bu noktalan uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi uzmanı Prof. Dr. Hasan Köni'yle ele alarak bir ufuk ruruna çıktık. Sonunda da ortaya şöyle bir gerçek çıktı ve tüylerimizi diken diken etti: Türkiye, her cephede yenilgiye uğruyor, çünkü Batı'nın kollan arasına sığınıp doğru dürüst bir politika üretmeme tembelliğine düşmüş. Üstüne üstlük 1950'lerden kalma klasik diplomasiyle sorunlan çözme beceriksizliği içine girince de bugün içinde yaşadığımız kördüğüm ortaya çıkmış. Prof. Hasan Köni, konuşmamızda sözlenni hiç sakınmadığı gibi şu çarpıcı sözleri söylemekten de kaçınmadı: "Türkiye, Kuzey ve Güney Kıbns'a pekâlâ boru hatlanyla su görürebilir ve bunu da elinde koz olarak bulundurabilirdi. Ama bu işi de yapamadı." SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Siz konuşmatarutızda sık sık Moskova- Kudüs ekseni üzerinde duruyorsunuz. Hem Moskova hem de Kudiis 'ün yumuşak karnı ts- lamiyet Sizce bu denklemin içinde Türkiye 'nin konumu nedir? -199! 'de Sovyetler Birliği yıkıldığında Sayın Prof. Miimtaz Soysal'la ben Ankara Radyo- su'ndaydık. lkimiz de üzüntü gösterdik. Tabii bu üzünrümüz başka türlü yorumlandı. ••^•ı Sovyetler Birliği 'ninyıkılmasınaya da dağılmasına neden üzülmüştünüz? -Çünkü Türkiye'ye gösterilen sevgi ve şefkat Sovyetler Birliği varolduğu içindi. Bizim arka- daşlar bunu anlamamışlardı. Gerçekten de Sov- yetler Birliği yıkıldıktan sonra hıziı birmarjinal- leşmeye girildi. Yani. geriye doğıu gidilmeye başlandı. O büyük ümıtler de kayboldu. Her ne kadar Ortadoğu kapandıysa da birden- bire Orta Asya kapısı açılmıştı. tngilizBüyükelçiliği'ndebiryemekteydik. In- giliz askeri ataşesi de dörtlü bir grupla konuşu- yordu. Bir ara "Türkiye ne yapacak?" diye bana sordu. Herkes bana doğru dönünce de ekledi: "Korkmaym. Enerji hatlan sizden geçer ve siz tekrar önem kazanınınız. Korkmavın. Durum öyle gösteriyor." " Ama bu olmadı. Hatta Türkiye 1995,1996'ya kadar marjinal boyutlara doğru gitti. Bu marji- nalleşmede yeni gelen Clinton hükümerinin de önemli bir rolü vardı. Bakın, merkez sol devam- Iı olarak ülkenin içine bakar. Yeni iktidara gelen demokratlar da bunu yaptı. Türkiye'ye gerek kal- mamıştı. Aralık 1992'de Rusya'nın ortaya çık- masıyla birlikte de Türkiye'nin ekonomisiyle ve durumuyla çok başat bir durumda olmadığı an- laşıldı. Ve Türkiye şu hatayı yaptı: Hâlâ o alan- da etkin olan Rusya Federasyonu'yla çok yakın ilişkiye girip güven sistematiğinı ortaya koyacak yerde o sistematiği, yeniden ABD'yle yakın iliş- kiler kurarak Amerika'nınbulunmadığı bir alan- dan a\antaj elde etme gibi hatalı bir politika iz- ledi. Örneğin? - Örneğin. petrol boru hatlan anlaşmalannı Amenkan şırketleriyle imzaladı; bağımsız san- dığı Ka/kas ülkeleriyle imzaiadı. Oysa orası Rus- ya'nin kontrol ettiği biraiandı. Başkasının kont- rol ettiği alana kredi alabilmek için başka birşır- ketle girmeve çalıştı. Dünyayı hâlâ devletler yönetjyor. Devlet ka- rar vermediği sürece şirket ıstediği imzayı atsın, geçerlı olmuyor. Üstelik bu alanda Türkiye'nin başat bir hale gelmesini de istemiyorlardı. AmerikanMilliGüvenlık Akademisi'nden 12 kişilik bir heyet, bizim Mılli Güvenlik Akademı- si'ni zi> aret etti. Bize Boğazlarkonusunu sordu- lar. Bizim akademi yetkilileri de "Boğazlar'dan petrol gecerse çok tehlikeli olur. İstanbul'un bü- yük böîümü Boğaz'da yaşıyor. Burada deniz tra- fiği çok önemlj bir boyuttur. Bu nedenle de pet- rolün Boğaz'dan geçmemesi lazun" dedıler. Ama daha yakın bir konuşmada heyet üyele- rinden birisi bana, "Asıl neden bu değfl. Siz pet- rol boru hatları sizden geçsin diye konuyu mani- vela olarak kuUanıyorsunuz" dedi. Bu doğru bir analız. Birtakım uyutmalan hiç kjmse kabul et- mıyor. Va da kanmıyorlar. Bu kişi ardından şunlan ekledi: "Petrol boru hatlan sizden geçtiği zaman siz bölgenin hegemo- nu olursunuz. Bu hegemoma Orta Asya içterine kadar > ürür. Çin'den sonra bir hegemon olarak ortaya çıkarsınız. Bizûn görüşümüz bu." •••••• 1990'lann ortalannda Batılı akade- mik çevreler Türkiye 'nin Kafkaslar ve Orta As- ya 'dayeni bir Osmanlı İmparatorfuğuyoratma- yı düşlediği görüşündelerdL.. - Ozal zamanında yeni bir genç Osmanlı hare- keti başlatılmıştı. Fransız basını bunu, "Yeniden bir Osmanlı İmparatorluğu kurulmakistenivor" gibi yorumlamıştı. Ama bu anlattığım daha baş- ka... Bu görüş. Türkiye'den enerji sistematiğinin geçmesi durumunda. Türkiye'nin bugünkü mo- dernleşmiş durumda Kafkaslar ve Orta Asya'da hegemonik güç olması doğrultusunda... Avrupa bunu Osmanlı diye algılamış- tL.. - Avrupa'nın algılaması böyleydi. Ama Avru- pa analizlerinde çok kısır. Avrupa'nın analizleri global değil. Bu vüzden de Türkiye'yi dışlıyor. Global analız yapabılen ülkeler Amerika. ilginç birtarzda da Israil. Belki lsrail, Amerika'da çok büyük bir nüfuzu bulunduğu için global analızi oradan aktararak yapabiliyor, Amerika şunu gördü: Orta Asya sistematiği- ne ancak Türkıye'yle girilebilir. M M M M Seden? - Hindistan'da nükleer siiah sistemleri ortaya çjktı. Bu arada Irak cezalandınldı. Hindistan. Çin-Rus blokuna kayabilir. Bir de Iran var. Bu- rada blok kapanıyor. Bu blokun içine yapay bir bölge olarak kım girebilir, diye baktılar. Gördü- ler ki Türkler girebilir. Ikinci büyük ve önemli bo>ut da Israil'de 1996 olaylan, yani Netanya- hu'nun işbaşına gelmesinden sonra Israil'in Or- tadoğu banşını bir çözümsüzlüğe doğru götür- mesiydi. Burada da 1958'de olduğu gıbı non- Arap (Arap olmayan) laik bir ülkeyle ıttıfakını yaparak Ortadoğu dengesini korumak zorunda kalmasıydı. Bu iki unsurun 1996'dan sonra Türkiye'yi kur- taran unsurlar olarak ortaya çıktıklannı sanıyo- rum. Bakın, Amerikalı ziyaretçilerimı'z geliyor. Ama bu Amerikalı ziyaretçiJerimizin nedense yüzde 85'i Musevi asıllı oluyor. Bütün kongre- len, etkinlikleri izlerseniz arka arkaya gelen ko- nuklarda bu oranı tespit etmeniz mümkün. De- mek ki Türkiye Ortadoğu politikasında Amen- ka'nm tutunabilmesi ya da Israil'ın yaşayabılme- si için çok lazım. Bırdebilinmevenbırola> \ar. 1958'de. Israil'ın eski Cumhurbaşkanı Da\id Ben Gurion uçağa atlayıp Türkiye'ye gelmış. Türkiye, Iran ve Etiyopya'yla anlaşma yapmış Buna peripbenal pact (çevresel pakt) denıvor. Yani, Ben Gurion. Araplara karşi bir dış çevre paktı oluşturmuş. Bunun belgelen açıklanmıyor. Siyasi tarih kitaplannda da bu anlaşma yok. Seden bu anlaşma gizli tutuluyor pe- - 1956'daki Ortadoğu savaşından sonra büyük yenilgrye uğrayan Araplar. denn intıkam duv gu- lanna kapılmışlar. Bunu ancak Arap olmayan. Prof. OP. : HASAN KÖNİ İstanbul doğumlu. Yükseköğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde (SBF) tamamladı. ABD'de Michigan State LJniversity'de lisansüstü çalışmalannı yaptı. 1978'dedoçent. 1986'da profesör oldu. Şimdiki halde Ankara, Üniversitesi Inkılap Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü yapıyor. Başbakanlık Atatürk Kültür Yüksek Kurulu iiyesi. SBF'nin Uluslararası ilişkiler Bölümü'nde ders veriyor. Aynı zamanda da Türk-Amerikan Derneği'nin Başkanı. Milli Güvenlik Akademisi'nde de dersler veriyor. leri statükoyu değiştirebilecek hareketJere giri- şebilirler, •""•^•" Türkiye 'nin toprak açtsından doymuş ülkelerden birisi olduğunu söylediniz. Ama Yu- nanistan 'ın Türkiye 'yleilgili algılaması öyle de- ğil. Yunanistan, "Türkiye günün birinde Ege adalanm geri almak ısteyebitir. Hatta kuzeyden Batı Jrakya ya hile girebilir " görüsünde. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Ben. Yunanistan'ın çağ degişimini anlama- dığını kabul ediyorum. Bugün yeni teoriler var. Bunlardan birisı de ekonomık açıdan denetlene- nıeyen alanlann elinizden çıktığı. Bunun örnek- leri var. Ingiltere Imparatorluğu'nurı dışsömürüsü bit- tikten sonra kendi içinde yeterli doyum sağlaya- madığı için bugün Ingiltere üçe, dörde ayrılma durumunda kalıyor. Çünkü artık oralan ekono- mik olarak denetleyemiyor, besleyemiyor. Osmanlı Imparatorluğu'nun çöküş nedeni de ekonomık açıdan denetleyemeyeceği kadar ge- nişlemiş olmasıdır (overstretch). Bir başka görüş de şu: Bugün Çin'in hâlâ varoluş nedeni 6. yüzyıl- da çok genişleyebilecelcken içine kapanrruş ol- ması. Ekonomik açıdan denetleyemeyeceği ka- dar genişlememesj nedeniyle bugün yaşayan tek büyük ülke Ç»n. Amerika'njn bu kadar borçla- nıp yorulmasi ve bugün hızla içine çekilmesi ekonomik açıdan denetleyemeyeceği kadar ge- nişlemesindendir. Bu nedenle Japonya da geli- şen A6 karşısmda geriieme gösteriyor. ABD'nin 200 milyar dolarlık borcu var. Amerika'da çıkan kitaplara bakıyorsunuz; hep "Conüng war with Japan" (Japonya'yla ufukta savaş var) yazıyor. Bürün bunlan anlattıktan sonra Yunanistan a gerı dönmek istiyorum. Yunanistan, bu gerçeği anlasaydı, bugün Av- rupa Para- Birliği içinde olurdu. Yunanistan'ın eskı Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri var. Adı Kahyapulos. Kahyapulos "akil adamJar"dan bi- risi. Dıvor ki: "tunanistan karasularuu ve hava sahasını 10 mile çıkarırsa bu alanı kontrol etmek için hava gücünü üç mislL deniz kuvvetlerini de iki misli arttırması lazım. Bu da miharlarca do- laıiık bir harcama gerektireceği için Yunanis- tan "ın enflasyon oranını yüzde 20've çıkanr." Oysa Yunanistan 'ın Av rupa Para Birliği 'ne gı- rebılmesi için enflasyon oranını yüzde 3.8'e çe- kebilmesi lazım. Bu nedenle Yunanistan. Avru- pa Para Birliği'nin dışında kaldı. Yunanistan, bir düşman yaratarak. kendi genişlemesini de bu dost bir dış çevreyle korumanın mumkün oldu- ğu görülmüş . Jsraillilere "Ortadoğu banşı olabih'r mi" di>e sorduğunuz zaman dıvorlar ki: "Bizim icimizde 600-700 büıe yakın .Arap var. Hemen iç çevrenin yakın çevresûide 260 mihona yakın Arapvar. Bunun dış çevresi de bize düşman olursa biz bir İslam denizi içinde ada gibi kalınz. O halde, iç çe\Te\i kontrol eden dış çevredeki Arap olmavan yapı İsratl'in dostu ounak zorun- da." Bunun, Israıl'in yaşayabilmesi için stratejik açıdan böyle olması gerek, onlar için... ••••i Türkiye üstelik İsrail'in burnunun di- binde 65 milyonluk bir ülke. - Üstelik de Orta Asya'y a gıden bir bo\xıtu \ ar. Orta Asya'ya giden boyut da. ilginçtır, Müslü- man kimliğe rağmen Müslümanlık dıni açıdan değil. kımlık açısından görülüyor ve laıkler... Ikincisı de küçük bir ulke olan lsrail gıdıp .Axap ülkelerinde yatınm yapamaz Diyelim ki lsrail inşaat yatınmlan yaptı. Araplar bu inşaatı > apan- îan öldüriirler. Ya da lsrail. kendi ürünlenni bu Arap ülkelerine satamaz. O halde bu ürünleri Türkiye üzerinde yapılanmaya hazır olan Orta Asya ülkelerine satacak. Her ne kadar Musev ı- ler Rusya'da varsa da İsrail'in oraya gırişı çok zor. Bir de Musevilerin bir özelliği var. Yaşadıklan ülkede o ülke vatandaşından çok daha mılliyet- çi oluyorlar. Şöyle söyleyeyim: Israil'deki Türk Musevisi çok ciddı olarak Türk. ••••• Yani öbür etnik azınlık toplumlar gibi davranmıyorlar mı? - Kesinlikle hayır. Ortadoğu banşına bakıyor- sunuz. Araplar diyorlarki: "Beş Musevi Ortado- ğu banşını çözüyor." Yani ABD Dışişleri Baka- nı dahil, Dışışlen'ndeki Musev i ekip. Çünkü on- lar artık Amerikalı. Işte bütün bunlarTürkı>e">e 1996'dan sonra önem kazandırdı. Allah'tan da böyle oldu. Yoksa Türkiye'nin başına her türlü olay gelebilirdi. nedir? Peki Türkiye 'nin şu andaki konumu -Türkive. Rusva Federasyonu')la ilişkilerini sağlamlaştırabılırse.yani bırgüvenortamıyara- tabilirse. amacına varabılecek bırbovuta gelebi- lir. Bir tek eksık vanı kalıvor O da iç sıstemin düzelmesı... İç sistem düzelmedıgı için tam ta- mamlanmamış. yan asken bir dış politika izlen- diğıni görüyoruz. Bugün 26 ülkeyle askeri iliş- kiler var. Bu ülkelerin bir kı^mının da askerleri- nı vetiştiriyoruz. w ^ m ^ m Bu, Türkiye 'de askeri bürokrasi tara- fından yapılıyor. Bu sizce sivil bürakrasinin ye- ni prujeksiyon üretme yetersizliğinden mi kay- naklanıyor? Bu durumda önümüzdeki birkaç on yıl askeri bürokrasi Türkiye 'ye egemen mi olacak? -O)Je gözüküyor. Şu açıdan söyleyeyim: Burada karar alma mekanızması çok önemli. Asker, hıverarşik sistem içinde olayın analizinı yapıyor. karannı alıyor. Sıvıl bürokraside odak- lar çok vaygın ve farklı. Yani birbirleriyle çeliş- kıli odaklar var. \*e bu odaklar kararalamıyorlar. Ne yapacaklanna tam olarak karar v eremivorlar Bunun yerine hızlı birtakım hareketlen aske- ri kesimin vapması gerekıvor. Örneğin, ben Sa- yın İsmail Hakkı Karadayı'nın Rusya zıyaretıni çok olumlu buldum. Ke^ke Türkive, Ameri- ka'nın sılah satış hegemonyasından kendıni çı- karsavdı. Türkiye doymuş ülkelerden birisi. Yani toprak- lannı büyütme konusunda herhangı bir retoriği olmayan bir ülke. Amenkan analizleri de şöyle diyor "Dünyada on tane ülke var. Bunlar ropraklan konusunda dovmuş ülkelerdir. Bunlardan birisi de Türkije." Bakın, aldığı o silah ve sistem Türkiye'nin sa- dece istikrarlı olmasını sağlar. Ama saldırgan ol- masına yol açmaz. Ovsa küçük üikelere bakı- vorsunuz; onlar saldırgan, ısteklen var. Silahlan- dıklan anda gerek bazı Arap va da Balkan ülke- düşman imajı arkasına gizleyerek savunma gi- derlenni arttırdı. ••••• Bu durumda Yunanistan 'ın politikası çokyanlış değil mi? - Çok yanlış. Demın de dediğim gibi Yunanis- tan çağı anlayamamış. "•••• Yunanistangerçekten çağı mı anlama- mıs, yoksa anlamamış görüntüsü içinde birta- kım çevreler Yunanistan 'da bu harcamalardan nemalanıyortar mı? -Tabii kı bu sılah satışlanndan birtakım insan- lar v ararlanıyorlar. Örneğin. burada Rusya büyük bir haz duyuyordur. Amerika da büyük haz du- yuyordur. Bugün dünyada sılah satışlan artan i- ki ülke var. Bunlar Amerika ve Rusya... •^••™ Ama silahlan satın atan ülkelerde de bu alımlardan komisyon alan birtakım insanlar var... -Tabii ki var. Bu insanlar korkunç birbiçim- de nemalanıyorlar ve bu işlerde büyük paralar dönüyor. Ne gıda. ne sanayi ticareti. Bence asıl büyük parayı kazandıran silah ticareti. SarauelHuntington'ın "MedeniyetterinÇatış- ması" kuramına göre Yunanistan zaten aynlan birçizginin içinde. m ^mmm Yunanistan 'ın bütün telasının bu oldu- ğu görülüyor... - Ama Avrupa Para Birliği içine girebilmek için de böylesine büyük boyutlarda silahianma- yagirmemesı lazım. Silahlanarak AB'nindışına doğru itıldi. Türkiye'yle baş başa kalır birduru- ma geldi. Yunanistan'ın siyasi ihtiraslan var. Kıbns'ta hâkim olmak ıstiyor, ardından lyon- ya'da hak iddia etmeyi hedefliyor. Ama bu alanı kontrol edecek ne ekonomisı ne de nüfüsu var. Çünkü medenileştıği için nüfus açısından da ge- riliyor. Bu nedenle Yunanistan Türkiye'yi AB içine çekerek Türkiye'den alamadığı bir sürii şeyi ala- bilecek. Yani İzmir'e mi yerleşmek istîyor? Dü- şünün, Türkiye AB'ye girerse 100 bin Yunanlı da Izmir'e yerleşir. # •••^•i Ama Yunanistan herfırsatta AB için- de Türkiye 'nin önünü kesmeye çalışıyor. Sizce Yunanistan bunu neden yapıyor? Öte yandan Türkiye ise Kardak gibi bir kriz çıkanyorya da Ege'dekigri bölgelerden söz ediyor. Sizce Tür- kiye bunu neden yapıyor? -Türkiye ve Yunanistan Ege Bölgesi'ndeki i- ki ülke. Ege ortak kullanılabilir, çok büyük pa- ralar kazanılabilir. Çağımız ekonomık ittifaklar çağı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Pangalos"Türki- ye bir Avrupa ülkesidir" demiştı. Huntington'ın tezınden sonra Yunanistan dışarda bırakılınca Pangalos bunlan söyleyerek Avrupa') ı, "Bizidı- şarda bırakırsanız başınıza gelecek belavı görür- siinüz" biçıminde tehdit etmişti. • ^ • • ^ YalnızPangalos daha sonra söylem de- ğiştirerekyine eskisigibi Türkiye 'yiağır bir eleş- tiri bombardımanına tutmaya devam etti. Sizce bu söylem değişikliği neden oldu? -Almanya'nın gerçek zıkn vefjkri ortaya çık- tı. îngiltere'de bir VVılton Park toplantısına katıl- dık. O toplantıda Yunanlı Kahyapulos vardı. De- di kı. "Siz bizûnle anlaşma yapsanız. Ege soru- nunu, Kıbns sonınunu çözsek bazı Avrupa üfke- leri çok mahçup olacaklar ve yü/leri kızaracak- nr. Türkiye'nin AB'ye girmesini istemnorlar." Bu sözlerden sonra da eliyle Alman büyükel- çisini gösterdi. Bunun üzerine büvükelçı başını önüne eğince de Kahyapulos "Sizi bunlar istemi- yorlar"dedı. Biz bu cesareti alınca Yunanlılara şunlan söy- ledik: "Ozaman Birinci Dünva Savaşı'ndaki gi- bi kendinizi kuUandırmavın. Türk kamuov unda, Türldye'vihiç durmadan sıkıştıran.AB'> e girme- sini engelJeyen tarafolarak bilinivorsunuz. Si/ bu rolü oynamayuı. Bırakın, Almanlar ortaya çık- sın." Tabıı Yunanlılar Alman Merkez Banka- sı'nın hırsını iyi hesaplamamışlardı. Hesaplama- dıklan için de perifenye doğru itildiler Yunanlılar "Sizin yüzünüzden silahlanıyoruz" diyorlar. Ama Türkiye'nin artık Avrupa toprak- lanna doğru bir hamle vapması mümkün değil. Çünkü kendisini Avrupalı bir ülke olarak kabul ediyor. Birdüşünün... AB içindeki bir Yunanis- tan'a Türkiye nasıl saldırabilir? •••••• Ya Kardak olayı? -Kardak olayı bence büyük birhataydı. Yuna- nistan'ın tam bağinp çağıracağı birdönemde bir- takım hareketlere girişilerek onun elıne. "Tür- kiye banasaldınyor" kozu verildı. Oysa bu dev, hıçbir zaman dürtülmeden uyanıp da o taraflara doğru bir harekete geçmiş değildir. Yunanis- tan "da Albaylar Cuntası heyecanlanıp 1974 olay- lannı yaptırmasaydı ve Kıbns adası o günkü eko- nomik politıkasıyla devam etseydi 1982'de ada- da tek bir Türk bıle kalmazdı. Onlann başlanna gelenler kendi saldırganlıklanndandır. ••••• Stratejik açıdan Kıbns, Türkiye için çok mu önemli? Bugün artık uydulardan her türlü hareket kontrol edilebildiğine göre Kıb- ns 'a neden bu derece büyük bir önem atfedili- yor.? -Bakın, Kıbns 1954'ten 1998'e kadar Türk dış politikasının ana konusu olmuş. Washington"da bir toplantı vardı. Orada dedim ki: "Ben bura- da iki türlü konuşacağun. Birincisi diplomarik. ikincisi de akademik." Diplomatık konuşmamda şöyle dedim: "Tür- kiye'yleABD arasında, sadeceaskeri bovutta de- ğil. siyasi, ekonomik, kühürel alanda da geliştiril- miş bir ortaklık var. Türkiye bir bölgesel güçtür; laiktir, serbest piyasa ekonomisini oilmektedir. Bunlar Türkiye'nin avantajlandır." Akademik konuşmam da şöyle oldu: "Ama Türkive hiçbir dış politika sorununu çözememiş- tir. Çünkü o politik analizleri kendisi yapmamış- ür. Örneğin, 40 \ıldu- bir Kıbns sorunu sürüyor. 1967-68'den beri bir Avrupa Topluiuğu konusu hâlâ çözükmedi. 15 vıldır PKK sorunu var. 8 yıl- dır petrol boru hatlan, yine 8 yıldır Kafkaslar so- nınu»30yıldırBaJkanlar ve Ege Denizi'ndeki so- runlar... Savaş bittiği haJde 7 \ ıldır Irak'taki pet- rol boru hattının açılıp açılma\acağı... Birkaç ko- nu dışında Türkiye en önemli dış politika konu- larının hiçbirisini çözebilmişdeğildir. Bu da sizin- le sürdürdüğümüz dosduğumuz sayesinde olu- yor. Çünkü Türkiye, NATO içinde, Bao nasılsa bi- zi korur, bir aptallık yapsak da gerilememize izin v«rmez, diye politika yaratma ve üretme tembel- liğine düştü. Bu tembellik içinde de dengeler ko- runarak hiçbir dış politika sorununa çözüm bu- lunmadan günümüze kadar gelindi." ^ • ^ • ^ PKK'yle savaştan söz ettiniz. Orada, çözümsüzlük çözümdür mantığmdan mı yola çıkıltyor? Yadao savaştan yaratılan sektörden nemalanan çevreler mi bu savaşm bitmesini is- temiyorlar? -Nemalanan bir sektörün asla üstyapının üze- rine çıkamaması lazım. Ama Türkiye'de çıkıyor... -Çıkıyorsa, siyasal sıstemde büyük birzafiyet var demektir. Nemalanan sektör aynı şekilde ABD'de de var. Ama Amenkan politikalannda genel politikaya çok aykın bir davranışın ortaya çıkarak onu geriletmesi mümkün değil. Avru- pa'da da öyle. Kıbns politikasına bakın. Türki- ye bugüne kadar Kıbns'a boru hatlanyla su gö- türüp Kuzey ve Güney Kıbns'ı kendisine bağla- malıydı. Bu şekilde Türkiye'nin elinde çok önemli bir koz olacaktı. •••••• Peki Türkiye neden bunu beceremedi? - Çünkü Türkiye, 1950'den kalma klasik dip- lomasiyle sorunlan çözeceğini sandı. Ama artık klasik dıplomasi 1980'lerde ölmüştür.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle