Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 NİSAN 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Atatürk'ün yaşadığı yıllarda 4 milyon kilometre, 58 yılda 1.5 milyon kilometre hat yapıldı
Ulaşımda çarpık seçim
Demiryolları
unutuldu
ANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su)-TCDD Genel Müdürü Tddn
Çınar, demiryollannm geliştiril-
mesine karşı "karayolu sektörû-
DÛn bir baskı grubu oluşturduğu-
no* belirterek, bu konuda "devkt
poBtik&9* ûretilmesini istedı.
195O'li yıllarda pek çok üike-
nin karayollannayoğun olarak ya-
tmtn yapmaya başladığmı anımsa-
tan Çınar, "Ama gefişmiş ülkder
bu atağı yaparken, dsmirvollannı
da buna parald getiştirdikr. Çûn-
kü ulaşım sistemlerini birbirinden
ayıramazsnız. bunlar birbirterini
tamarolavan astemlerdir" dedı.
Çınar, Türkıye'de karayollanna
önetn verilmesinin yanlış olmadı-
ğını, ancak asıl yanlışlığın kara-
yollannı yaparken demıryollannı
tümüyle unutmak olduğunu vur-
guladı. "Neredeyse 1950'den son-
ra demiryollan tamamen unutui-
mnş" diyen Çınar, bu tercihte en
azından o dönemde otomotiv ve
petrol sektörûndeki baskınm etki-
İi olmadığını savunarak, şunlan
söyledi: "DeminoianiHncumhu-
riyetûı ilk ydlanndaki aühmımn
antaıdan 1950'den itibaren bir ke-
narahânıesibanagörebir baskıso-
raıcu değfl, bir tercih mesetesL A-
ma bugüne gekfiğünizde yük taşı-
maanğmın yüzde 90% yolcu taş»-
maabğmn) nerde.seyüzde95'i ka-
rayutlanna kavmış, bu sebepte de
Avrupa'daki tüm ülkeierin topla-
mına eşıt T1R vefcamyonfîlonıuz
var. Vlne büyük otobüs işletmekri
var. Böyle bir sektör dogmuş. Bu-
radanekmekviyenıniryonlarcaki-
şhar.Taböki bunlar birbaskıgru-
budur."
• Trafik terörünün en önemli
çözüm yöntemi olan
demiryollan, son 60 yılda
ancak 1.5 milyon kilometre
genişletilebildi. Demiryollan,
en büyük darbeyi, büyük
yolsuzluk olaylannın
yaşandığı karayolu projelerine
ağırhkverilenl980'den
sonraki dönemde yedi.
OLCAYAYDtLEK
ANKARA - Türkiye Cumhuriyeti
Devlet Demiryollan Genel Müdürlü-
ğü'nün (TCDD) cumhuriyet dönemi-
ni kapsayan çalışması, Atatürk'ün
ölümünden itibaren kara ulaşımında
çarpık bir tercihin işletildiğini ortaya
koydu.
Cumhuriyetin kuruluşunda her 5
yılda en az 1 milyon kilometre hat ku-
ran TCDD, geri kalan 60 yılda ise an-
cak 1.5 milyon kilometre demiryolu
yapabildi.
Devlet Demiryollan Genel Müdür-
lüğünü'nün, Türkiye'nin dünden bu-
güne demiryolu portresini gösteren
"Cumhuriyetten Önce ve Cumhuri-
yet'ten Sonra Yapünuş Olan Ana Hat
ve Tali Hatlann Mevcut Dunımu" ça-
lışması. Atatürk'ün öncülüğünde
cumhuriyetin ilk yıllannda hızla geli-
şen demiryollannın çok partili siyasal
yaşama geçildiği dönemden itibaren
unutulduğunu ortaya çıkardı.
Çalışmada, cumhuriyetin ilan edil-
diği 1923 yıhndan 1940'a kadar Ata-
türk'ün çabalanyla mevcut demiryo-
lu ağına 4 milyon 78 bin 117 kilomet-
felik ana ve tali hat eklenirken,
1940'tan bu yana geçen 58 yılda ise sa-
dece 1.5 milyon kilometrelik demiryo-
lunun yapıldığı saptandı.
1923 yılından başlayarak bugüne
kadar 5 'er yıllık dönemler halinde de-
miryollanndaki gelişimi gösteren ça-
lışmaya göre, Osmanh'dan devralınan
3 milyon 714 bin 280 kilometre uzun-
Hedeffenen demiryolu şebekesi
• Mevcut TCDD ŞebeKesı Yapılması gereken yer» haüar • Bölge Başmjdürtüklen
luğundaki demiryolu agına, 1923 yı-
lından 1930'a kadar geçen 7 yıl gibi kı-
sa sürede 1 milyon 451 bin 600 kilo-
metre demiryolu eklendi.
1923 yılından 1940 yılına kadar ge-
çen her 5 yılda en az 1 milyon kilomet-
re demiryolu hattının eklendiği belir-
lenen çalışmada, 1941 yılından bugü-
ne değin demiryolu yapımında hızlı
düşüş göriildü.
1966-1970 yıllan arasında 50 bin
kilometrenin altına düşen demiryolu
yapımı, en büyük darbeyi ise 1980 yı-
lından bu yana geçen sürede yedi.
Mevcut demiryolu agına 1976-1980
arası 53 bin 475, 1981-1985 arası 55
bin 317, 1986-1990 arası 61 bin 271,
1991-1994 arası 22 bin 64 kilometre-
lik yeni hat eklendi.
1996 rakamlanyla mevcut demiryo-
lu ağının uzunluğu, 8 milyon 607 bin
114 kilometre ana hat ve 1 milyon 901
bin 7 kilometre tali hatlarla birlikte
toplam 10 milyon 508 bin 181 kilo-
metre olarak saptandı.
Proje çalışmalan
Ulaştırma Bakanı Necdet Men-
zir'in, "Demiryollannaüveyeviatmu-
amelesi yapdnuş" diyerek yeni bir atı-
lım gerçekleştirmeye çalıştığı TCDD,
yeni projeler için kaynak anyor.
TCDD'nin yeni hat projeleri şöyle:
Fizibilite etüdü yapılacak hatlar:
Samsun-lskenderun, Ankara - Sıvas,
Gemlik - Bursa - Eskişehir, Ankara -
Konya, Yerköy - Kırşehir, Saltukova-
Bartın, Polatlı - Afyon.
Etüd ve proje hizmetleri sürenler:
Çankın - Çorum - Amasya (229 km),
Karadeniz Ereğlisi - Adapazan (127
km), Van Gölü Kuzey Geçişi (237
km). Bandırma - Bursa - Ayazma - Os-
maneli ile Ayazma - Inönü (282 km).
lnşaat ihale çalışmalan sürenler:
Gebze-Halkalı banliyö hattı iyileşti-
rilmesi ve Demiryolu Boğaz Tüp Tü-
neli (Kredili olarak ihale edilmesi için
YPK karan bekleniyor), Sincan-Yeni-
kent-Eryaman-Batıkent-Etimesgut
banliyö hattı (kredili), Antalya-Alan-
ya demiryolu (Yap-lşlet-Devret), Ban-
dırma - Bursa - Ayazma - Osmaneli
(kredili).
Inşaatı süren projeler: Tecer-/ Kan-
gal demiryolu varyantı inşaatı, lzmit
kentiçi demiryolu geçişi inşaatı, Ayaş
Tüneli inşaatı, Menemen-Aliağa çift
hatlı demiryolu inşaatı.
Yatınm programında yer alan, ancak
ödenek yetersizliği nedeniyle etüt pro-
je hizmetleri ihale edilmeyen projeler:
Ballışıh - Yozgat - Yıldızeli. Trabzon-
Gelibolu - Gümüşhane - Erzincan. Te-
kirdağ - Muratlı - B. Kanştıran. Tür-
kiye (B. Ahmet) - Aralık (Dilucu).
Trabzon - Sarp. Samsun - Iskenderun.
Ankara - Konya.
Etüt proje ihale çalışması sürenler:
Ankara-Istanbul sürat demiryolunun
yeniden projelendirilmesi.
TÜRK-ISIN INCELEMESİ Konut Edindirme Yardımı hesabında 231 trilyon liralık nema kayıp
ÇalışanlarKEY'le soyuldu
Devletin itibarı sarsıkl
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-
Iş, Zorunlu Tasarruf ve Konut Edindirme
Yardımı fon uygulamalanyla devletin
itibannın sarsıldığını bildirdi. Fon
uygulamalannda yasadışılığa siyasilerin
bürokrasiyi ve yargıyı da ortak ettigine
dikkat cekıldı. Türk-lş, Zorunlu Tasarruf
ve Konut Edindirme Yardımı hesabının
tasfıyesine ilişkin sözlenn diğer ıktıdarlar
döneminde olduğu gibi 55. hükümet
tarafından da tutulmadıgını anımsatü.
Fonlann olumsuzluklan şöyle sıralandı:
• Işletmelerin ve çalışanlann
kayıtdışılığını teşvik etti. Stgortısız,
sendikasız, iş güvencesiz çaüşanlann
sayısını büyüttü. ücret pazariığında
çalışanlar ale\hine etkilerde
bulunuldu.
• Topladıklan fon kesintilerini ilgili
hesaplara yatırmayan işveren ve
kuruluşlann sayısmdaki artış, çalışanlann
bir bölümünü mağdur etti ve yargrya yeni
işyükübindirdi.
• Kesintiler geiir vergisi matrahmdan
düşüldüğü için devletin fon geliri
artarken, vergi kaybı oldu.
Kayıtdışılığuı büyümesiyle gebr vergisi
kaybı daha da artarken. fon
kesiatüerinde özei işverenin payı
azaldı.
BANUSALMAN
A1NKARA - Türk-lş, anapara girişi
1995 yılında dondurulan ve 1997 yılso-
nu itibanyla 166.5 trilyon lira bulunan
Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesa-
bında, Kamu Ortaklığı Fonu ve TO-
Kt'deki döviz cinsinden tahvillerin lıra-
ya çevrilmesi nedeniyle 124.5 trilyon li-
ranın kaybolduğunu ortaya koyda Türk-
lş, 1995 yılında ödemeler sonunda 83.8
trilyon lira bulunan KEY hesabının,
1996'dayalnızcayüzde5nikartışla 126
trilyon lira, 1997 yılında da yüzde
31.7'lik artışla 166.5 trilyon liraolduğu-
nu, ancak değerlendirme yönteminin ya-
salara uygun olarak yapılması durumun-
da bu tutann 398 trilyon liraya çıkacagı-
nı bildirdi.
Türk - İş Araştırma Merkezi'nin
"KEY Kaynaklannı Ahematif Değer-
lendirme Var&a>ımlan" başlıklı incele-
mesinde, çeşıtlı değerlendirme biçimle-
rine göre yalnızca 1996 yılı için hak sa-
hiplerinin nema kaybının 39-72 trilyon
lira arasında değıştiğine dikkat çekildi.
Türk-lş, 1996 sonunda 126.4 trilyon li-
ra olan KEY hesabının 1997 yılında 6 ay
vadeli mevduatla değerlendirilseydi,
mevcut birikim tutanndan 106.3 trilyon
lira fazla olan 232.7 trilyon liralık değe-
re ulaşılacağını hesapladı. Incelemede,
KEY btrikimlennın, Emlakbank'm "ka-
sıüıolarakdüşüktutulan" 6 ay vadeli he-
sabı yerine 10 büyük bankanın 6 ay va-
deli faiz oranlanna göre değerlendiril-
mesi durumunda 66.2 trilyon liralık ne-
ma fazlalığı oluştuğu saptanırken, de-
:ö
YEPYENİ BİR
KAMPANYA
DAHA
Kendinize ve/veya Sevdiklerinize
MÜZIĞÎN USTALARI
Dizisinden
Bir ve/veya birkaç adet armağan edin
COMPACT DISC
600.000 TL
CumhuriYet
kitap kulübü
Toksim Serai Salww - istiklol Coddesi (Abral Karşsı)Teh.252 3811/82
Coğoloğlu Sergi Salonu - Türkoca$ı Coddesi Ko:39/41 Tel:514 0196
0 T,
İ
HUKUK ARAŞTIRMALARI VAKFI
KAPANl-SAVCI
tNSAN HAKLARI tNCELEME ÖDÜLÜ
1997-1998 YILI tNCELEME KONUSU:
DÜZGÜN YARGIHAKKI
(Avrupa Insan Hakları Sözleşmesi md. 6)
ODULJURİSİ ODULLER
Prof Dr Rona AYBAY-Prof Dr Con EROGÜL
Doç Dr Fazıl SAĞLAM-Prof Dr Bûlenl TANÖR
Prof. Dr ErdoJanTEZlÇ-Prof Dr lttan UNAT
Prof Dr.VikurVERSAN
Bırincil* OdûU
HancüıkÖdülü
ÛçüncûtûkOdûKJ
Mansryonlar
:50.000.000.-TL
:40.000.000.-TL
:30.000.000.-TL
: 15.000.000.- TL
KAT1LMA KOŞULLAR1:
• Yanşmaya Hukuk, Siyasal Bilgıler ve Iktısadı ve 1dan Bilimler Fakülteleri Araştuma
Görevlileri ve ögrencileri,
(1998 yıb mezunlan dahil) ile Hâkim ve Avukat stajyerleri katılabilırler.
• Incelemeler, 25 daktilo sayfasını geçmeyecek biçimde, çift aralıklı olarak yazılmış olacaktır.
• Incelemeler, yazarlann kısa yaşamöyküleriyle birlikte 7 nüsha olarak, 1 Ekim 1998 tarihine
kadar aşağıdakı adrese ulaştınlmalıdır:
AYBAY HUKUK ARAŞTIRMALARI VAKFI
Sıraselviler Caddesi 87 Yeni Hayal Apartmanı Kat: 5 Daıre: 11 Taksım 80060 lstanbul
Telefon: 0 212 252 88 45 - 293 67 44 Faks: 0 212 251 08 46 - 245 39 49
Yanşma sonuçlan Ocak 1999 ıçınde açıkJanacaktır.
KAPS
(Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması) Hizmet Sistemi
Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46
ğerlendirmede 6 ay vadeli Hazine bono-
su esas alındığında nema artışının 86.7
trilyon liraya çıktıgı ve birikim tutannın
da 253.2 trilyon liraya yükseldiği kayde-
dildi.
Incelemede, KEY birikimine 1996-
1997 yılında uygulanan fıili nemalandır-
ma oranının yüzde 98.8 düzeyinde kal-
dığı, ancak bu yıllann bileşik faizlerini
dikkate alan kürnülatif artış hesaplama-
sında 6 ay vadeli ortalama mevduat fa-
iziyle değerlendirmede yüzde 264. l ve
Hazine bonosuyla değerlendirmede
yüzde 374.7 oranında nemalandırmanın
gerçekleştirilmiş olacagı saptandı. Bu
değeTİendirme yönteminin gerçekleşti-
rilmemesi nedeniyle 6 aylık ortalama
mevduat faizinde 138.5 trilyon lira, Ha-
zine bonosunda da 231. l trilyon liralık
nema kaybı olduğu hesapla-
nan incelemede, "Kajıp ne-
ma tutan,fiüi olarak 1997so-
nunda 16&5 mih'arHrada ka-
lan mevcudun \S kad birbü-
yüklüğe vaklaşmaktadır" de-
nildi. KEY'indövizeendeks-
li tahvillerinin aynen korun-
ması durumunda bile Kamu
Ortaklığı Fonu ve TOKİ
menkulü olarak görülen 42.7
trilyon liranın 5 Mart 1998
tarihi itibanyla 167.3 trilyon
liralık bir değere ulasacağına
dikkat çekildi.
Incelemede, 1997 sonu iti-
banyla kötü değerlemelere
karşm 166.5 trilyon liralık bi-
rikimin "fiktiT' olarak var ol-
duğu vurgulanarak, "NeEnı-
lakbank'ta var olduğu göste-
rilen mevduatın karşılığı bu-
lunmaktadır ne de KOF ve
TOKİ menkuDeri ödenebilir
dunımdadır. tşte bu nedenle
fonlann tasfiye edilcbilmesi
için yeni ka>nak oluşturul-
maa gerekmektedir" denil-
di.
KEY Yasası'nın, hesapta
biriken kaynaklann deviet iç
borçlanma senetlerinde ve-
rimli bir biçimde değerlendi-
rilmesini, yalnızca geriye ka-
lan bakiyenin Emlak Banka-
sı'nın 6 ay vadeli mevduata
uyguladıği fâiz üzerinden ne-
malandınlabileceğini öngör-
düğüanımsatılan incelemede
şöyle denildi:
"Oysa KEY mevcutlannın
büyük bölümü bugüne kadar
Emlak Bankası'na ucuz fi-
nansman kavnağı olarak kul-
landınlmtşür. Bu arada ban-
kanın yobuziuklarla erftilen
ka>7iaklannın ne kadannın
çalışanlar adına biriktiriJdiği
söyienen KEY kaynaklann-
dan sağlannuş olduğu da ay-
n bir inceleme konusu olarak
ortada durmaktadır."
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Nedip Bizi Farklı Kılan?..
Yaşadığımız kimi olaylara baktığımız zaman,
karamsarlık girdaplarına düşmemek mümkün
değil. Pek çok olayı, "Bu toplum bu kadarına
da layık değil" diye gözlüyoruz. "Bu kadanna
dalayıkdeğiliz..."
Eli kanlı katiller, "Türkiye sizinle gururduyu-
yor" çığrışımlanyla omuzlarda taşınıyor.
Mahkemelerimizden inanılmaz kararlar çıkı-
yor.
Sınrflar arasında inanılmaz bir gelir uçurumu
ortaya çıkarken, birileriellerini oğuşturarak "Iş-
ler tıkınnda" diyebiliyor.
Garip birekonomikyapı oluştu. Bilebildiğim
kadanyla, dünya üzerinde hiçbir toplum böy-
lesine uzun süren bir yüksek enflasyon yaşa-
mamıştır. Iki savaş arasında Almanya'da, Ital-
ya'da, kimi Latin AÎnerika ülkelerinde, eski sos-
yalist ülkelerin bazılarında, daha yüksek oran-
da enflasyon görülmüştür, ama bunların hiç-
biri 18 yıl sürmemiştir. Fakat toplumumuz inat-
la direniyor.
Siyasete ve siyasetçiye ne güven kaldı, ne
sevgi. Bu işe ilgi duyan bir avuç insan birbiri-
ni yerken, geniş kitleler bunlan biraz da kızgın-
lıkla izliyor.
Kitle iletişim araçları ve özellikle görüntülü
kitle iletişim araçlan, yani televizyonlar, inanıl-
maz biryozlaşma içinde. Nitelikli yayın yapma-
ya çalışan birkaç kanal dışında "rating uğru-
na" inanılmaz pespayelikler sergileniyor.
Halkımızın (bütün dünya halkları gibO "stan-
dart dışı" olanlara merakı tahrik edilerek, her
alanda nitelik düşürülüyor. Geri zekâlı kimi te-
levizyon dizileri, en ufak birsanat değeri olma-
yan eglence programları, kan ve şiddet üzeri-
ne kurulmuş programlar, aynı şiddeti haber
programlarına taşıyarak ve aynı şeyi sekiz on
kez göstererek bizleri geri zekâlı sınıfına sokan
haberciler, sporla magazini birbirine karıştıran
seviyesiz programlar...
Bunlan dile getirdiğiniz zaman "halk bunu is-
tiyor" gerekçesinin ardına sığınıyorlar. Pek ya-
lan da değil. Böyle bir pespayelik sergilendiği
zaman basarsınız düğmeye, bir başka kanala
geçersiniz. Nitelikli şeylerseyredersiniz... Ama
olmuyor.
Olmuyon çünkü bu işleri yapanlar, öylesine
çarpıcı tanıtımlarla insanlann kafalarını kanştı-
rtyoriar ki nitelikli şeyler sergileyen kanallann
"ağtrbaşlı" havalan, insanlarda bir yetersizlik
duygusu yaratıyor.
Peki, bunca olumsuzluklara karşm, bu top-
lum nasıl ayakta kalabiliyor? Bunca olumsuz-
luklaria yüklü bu ülkeyi, Türkiye'yi neden bu
kadar çok seviyoruz? Duygu yüklü yurtsever-
liğimizin arkasında ne var? Çoğu kez ters düş-
tüğümüz ve kimi zaman kendimizi "azınlık" gi-
bi hissettiğimiz bu topluma ve bu toplumun in-
sanlanna neden bu derece yürekten bağlıyız?
Çevremde, yurtdışında yaşama olanağı olan
çok insan var. Uzun süreler yurtdışında yaşa-
yan insanlar da var. Geri dönünce egilip top-
rağı öpenleri de bilirim. Nedir bu insanları, bi-
zi buraya çeken güç?
Tabii bunun pek çok nedeni var. Ve böyle bir
sorunun çözümlemesi, bir gazete yazısını çok
aşar. Fakat bugün bunlardan biri üzerinde bir-
kaç satırla durmak istiyorum. Bence bizleri
"buralara" bağlayan etkenlerin başında "in-
san ilişkileh" gelmektedir.
Bir süre önce Burdur'daydım. Burdur'un ça-
lışkan belediye başkanı ve kardeşine söz ver-
meme karşın, iki kez gidememiş ve mahcup
olmuştum. Bu kez sözümü tuttum.
Belediyenin göl kenannda güzel bir tesisi
var. Sabah erkenden kalktım, çarşıya indim,
daha hayat başlamamıştı. Canımız çay istiyor-
du. "Garajda buluruz" dedik ve garaja gittik.
Gerçekten küçük ve hoş bir çaycı vardı. Çayı-
mızı içerken, biri geldi. Elindeki paketteki di-
limlenmiş pideleri herkese tuttu. Sohbete baş-
ladık. Ve bir süre sonra aynlırken, çay parası
ödetmediler. Kucaklaşarak ayrıldık.
Bir gün sonra Tefenni yolunda bir benzinci-
de mola verdik. "Çayınız varmı" diye sorduk.
Kendilerinedemlemişler. Bize de getirdiler. Da-
ha biz istemeden tazelediler. Aynlırken borcu-
muzusordum. "Ayıp edersiniz" dediler, "bun-
cacık şeyin parası mı olur?"
Bunu söyleyen çocuğun üstüne başına bak-
tım, dökülüyordu. Bizden alacağı üç beş yüz
bin lira, mutlaka bir açığını kapatırdı. Ama çay
soran biryolcuya, "ikrametmenin"keyfi, onun
için daha önemliydi.
Bu toplumda bu gibi olaylan hep yaşıyoruz.
Kimi zaman "maganda" gibi gördüğümüz bir
insan, dayanışma ve cömertliğin en sıcak ör-
neğini yaşatıyor. Bencillik ve umursamazlığın
üst sınırlannda dolaştığını sandığımız biradam,
özverisiyle bizi sarsıyor.
Sokaklarında birbirini tanımayan insanların
selamlaştığı, ilk kez tanıştırılan insanlann ku-
caklaştığı bir toplum bu. Kahvede, yolculukta,
meyhanede 10 dakikada "kardeşten ileri" dost
olunan; biryerierde belki 10 kuruşu esirgerken,
bir başka yerde, tanımadığı bir insan için bu-
nun bin katını feda eden insanlardan oluşan bir
toplum.
Bu "yapı" yüzyılların getirdiği bir kültür biri-
kiminin oluşturduğu üstün bir yapı. Ve bizi bu-
ralara bağlayan ve buralarda olmaktan ötürü
mutlu kılan da bu yapının bir parçası olma duy-
gusu.
Bunca olumsuzluk ve pespayelik içinde, bu
"yapı" bizleri "farklı" ve "üstün" kılıyor.
Ve şairin dediği gibi, "bu cehennem, bu cen-
net" bizler için vazgeçilmez oluyor.
Bu dünyanın güzel insanlan
Ne olurdu hiç çocuklar aç kalmasa
Ne olurdu yaşam hep böyle
bayram olsa
Bayramımız, bayramınız, bayram ola
Kalın sağlıcakla
DOĞAN KATIRCIOĞLU
"ARKADAŞ KULÜBÜ" Başkanı