Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 NİSAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Merkez
Bankası'na
özerklik arayışı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Merkez Bankası
Başkanı Gazi Erçel. Merkez
Bankası"nın siyasi
otoriteden aynştınlması
gerektiğini vurgulayarak,
Hazine'nin avans
kullanımının yasayla
kaldınlmasını istedi. Merkez
Bankasfnın 66. Hissedarlar
Olağan Genel Kurulu
açıhşında konuşan Gazi
Erçel. merkez bankalannın
hükümetleri fonlama
döneminin çok gerilerde
kaldığını belirtti.
Hat-Koç güven
tazeledi
• Ekonomi Servisi - Eiat
Yönetim Kurulu Başkanı
Paolo Cantarella. Koç
Holding Yönetim Kurulu'flu
ziyaret etti. Holding
merkezinde yapvlan
toplantıda, Cantarella. Fiat
Grubu'nun global
stratejilerinde Türkiye'nin
önemini vurguladt.
Bütçenin yarısı
Iaize aktarıidı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Maliye Bakanlığı.
1998'in ilk 3 ayında. vergi
gelirlerinde yüzde 137.9
oranında artış kaydedilerek.
1 katrilyon 641 trilyon liralık
tahsilat yapıldığını bildirdi.
Iç borç faizlerine yüzde
184.5 oranında artışla 1
katrilyon 380 trilyon lira. dış
borç faizlerine de yüzde 94.1
oranında artışla 95 trilyon
lira aktanldı. Faiz ödemeleri.
toplam bütçe giderlerinin
yansını oluşturdu.
haç işverertepi
memnun
• Ekonomi Servisi - İlaç
Endüstrisi Işverenler
Sendikası tarafından. ilaç
fiyatlannın belirlenmesinde
1984 yılında kabul edilen
fıyat karamamesinin
uygulanmasına geçiş kararı
olumlu bir gelişme olarak
değerlendirildi. İlaç
zamlannın enflasyon artışına
neden olmasının söz konusu
olmayacağını belirtti.
Küreselleşmenin anayasası Fransa'nm baskısıyla 6 ay askıya almdı
VIAI başka bahara kaldıEkonomi Servisi - Çokuluslu
sermayenin anayasasını oluştur-
ma girişimleri olarak tammlanan
ve OECD Bakanlar Konseyi top-
lantılannda gündeme gelmesi bek-
lenen Çok Taraflı Yatınm Anlaş-
ması (MAU göruşmelerinin, Fran-
sa'nın baskısıyla 6 ay askıya alın-
dığı bildirildi.
AFP'nin haberinde. OECD'ye
üye 29 ülkenin bakanlannın
MAl'nin geleceğine ilişkin tartış-
malannın önceki gece geç saatle-
re kadar sürdüğü. ancak film ve
müzik endüstrisi anlaşmaya yo-
ğun tepki gösteren Fransa'nın. di-
ğer ülkeleri görüşmelerin askıya
alınmasına razı ettiği belirtildi.
Fransa'nın Avrupa ile ilişkilerden
sorumlu Bakan Yardımcısı Pierre
Moscovki. karan "başarT olarak
• OECD'ye üye 29 ülke bakanlannm katıldığı MAI tartışmalannın, gece geç saatlere
kadar sürdüğü. ancak fılm ve müzik endüstrisi anlaşmaya yoğun tepki gösteren
Fransa'nın, diğer ülkeleri görüşmelerin askıya alınmasına razı ettiği belirtildi.
nitelerken. OECD yetkilileri u
as-
kıya alma" deyişini kullanmama-
yı tercih ederek görüşmelerin ka-
sım ayında devam edeceğini söy-
lediler. Öte yandan Almanya"nın
Ekonomiden Sorumlu Devlet Ba-
kanı LorenzSchomenıs, MAI ça-
lışmalannın üç yıldır sürdürüldü-
ğünü ve bu noktaya getirilmiş ça-
balann arşive kaldınlmasınm müm-
kün olmadığını söyleyerek, görüş-
melerin tamamlanması gerektiği-
ni belirtti.
Türldye'den tepkiler
Öte yandan 24 sivil toplum ku-
ruluşu ve Birleşik Metal tşçileri
Sendikasfnın düzenlediği birpa-
nelde pazar günü bir araya gelen
çok sayıda üniversite öğretim üye-
si ve uzman. dün açıkladıklan or-
tak bir bildirge ile MAl'nin
TBMM'de tartışılmaksızın ve hal-
kın onayı olmaksızın kesinlikle
imzalanmamasını istediler. Bildir-
gede bu tür uluslararası anlaşma-
lann daha ciddi ve sonuç alıcı bi-
çimde tartışılmasına katkıda bulun-
mak üzere bir çalışma grubunun
kunılması önerildi.
Öte yandan Istanbul Sanayi Oda-
sı Başkanı Hiisamettin Kavi de
konuyla ilgili yazılı bir açıklama
yaparak. kamuoyunun Türkiye'nin
anlaşmaya resmi yaklaşımı ve an-
laşmaya koyduğu çekinceler hak-
kında bilgisi olmadığını belirte-
rek. -Anlaşmanın imzalanması ha-
linde. haühazırda rekabet konu-
sunda bazı problemler yaşayan
hassasbaa sektörierimiziıudün>r
a-
nın en büyük şirkeüeriyle rekabet
etmek zorunda kalması ihtimal
dahilindedir" dedi.
Anlaşma ne getiriyor?
Tek bir küreselekonomiiçinor-
tak bir anayasa" olarak nitelenen
ve görüşmeleri 1995 yılından be-
ri kamuoyundan gizli olarak sür-
dürülen MAI. çokuluslu şirketle-
re, hükümetlerin politik ve eko-
nomik kararlanndan ve toplum-
sal huzursuzluklardan dolayı uğ-
rayacaklan zarardan ya da bir kâr
fırsatının kaybından ötürü devlet-
lerden tazminat alma hakkmı ge-
tiriyor. Anlaşma ile yabancı yatı-
nmctlann birülkeye yaptıklan ya-
tınmlarda dışsatım, istihdam, ye-
rel girdilerle üretim gibi herhangi
bir alanda performans koşulu da-
yatılamayacak.
MAl'nin altina imza atan ülke-
ler. aynlmaya karar verirlerse bu
kararlannı resmen bildirdikten 5
y\l sonrasına kadar anlaşma kap-
samından çıkamayacak ve aynldık-
tan 15 yıl sonrasma kadar da an-
laşma ile üstlendiği çok sayıda yü-
kümlülüğü sürdürmek zorunda
kalacak.
KANOLA ÜRETİMİNE YAT1RIM ÇABASİ
Srvıyağ açığına
çözüm arayışları
FATMAKOŞAR
Türkiye'de her yıl katlanarak büyüyen sı-
vıyag ihtiyacı. dünya genelinde çeşitli sek-
törlerde faaliyet gösteren Amerikalı Cargill
fîrmasını bu alanda > atınma yöneltti. Tür-
kiye'de yeni bir çalışma başlatan Cargill To-
humculuk Bölümü, Avrupa'nın birçok ülke-
sinde kullanımı yaygınlaşan kano-
layağı için hammaddeyı saglamak
üzere harekete geçti.
Yıllardır hammadde ithalatıy
la kapatılmaya çalışılan sıvıyağ
açığına "kesin çözürrT getirme
iddiasında olan Cargill Tohum,
iki yıldır Karadeniz ve Trakya'da
kanolabitkisinin ekimini gerçek-
leştiriyor. Cargill Tohum yetkili-
lerinin hesabına göre her şey yo-
lunda giderse Avrupa'da yağ ihtiyacını kar-
şılayan ürünler sıralamasında birinci olan
kanola bitkisı. Türkiye'de de hak ettiği yeri
alacak. Yaklaşık bir yıl sonra tüketicinin be-
ğenisine sunulması planlanan kanola yağı,
dünyada ayçiçeğinin yerini almayı başar-
dı.Kanolanın tanıtımını >aparken çiftçiye
alım garantisi de \ererek ekimini yaygmlaş-
Kanola bitkisi
tırmaya çalışan Cargill Tohum'un yatınmı
35 milyon dolara ulaşti. Yağ sanayicileriy-
le görüşmelerini sürdüren fırma yetkilileri.
olumluyanttlar aldıklannı belirtirken, 2003
yılında yaklaşık 20 milyon dekar kanola üre-
timi gerçekleştirmeyi hedefliyorlar.
Yaklaşık 15-20 yıl önce kansere yol açtı-
ğı gerekçesiyle dünyada ekimi yasaklanan
kolza bitkisinin zararlı asitlerinin
tamamen yok edilmesınden sonra
yapılan ıslah çalışmalanyla bulu-
nan kanolanın ekilmesi. yılda 1
milyar dolar civannda gerçekle-
şen hammadde ithalatını bitirecek.
Kanolanın yeterli üretilmesi duru-
munda yağ sanayicileri. yaz ayla-
nnda da üretim yapabilecek.Car-
gill Tohumculuk Bölüm Başkanı
BemardMatabos. "Kanolamnyaz
a>iannda hasatedilmeiyağsana>kisininya-
nn da ucuz hammadde bulmasını sağlaya-
cak" dedi. Avrupa başta olmak üzere bütün
dünyada kanolanın geniş ekim alanlan bul-
duğunu belirten Matabos. "Türkiye'nin ise
haberiyok, Kanolanınçok savıda getirisivar.
Savunma sanayiindeböe kuUanım alanı bu-
lan bir üriin
1
" diye konuştu.
TüRlZM FORUMU SONUÇ BİLDİRGESÎ
Turizmcilerden arazi
tahsislerine tepki
EkonomiSenisi-Turizmciler. tunzm ara-
zileri tahsisinin Maliye Bakanlığı tarafından
> ürütülmesine tepki aösterdi. Türkiye Otel-
ciler Birliği BaşkanuTÜROB) Ali Gürett.
arazi tahsislerinın Maliye Bakanlığı bünye-
sindeyürütülmesininyanlışolduğunubelir-
terek. turizm tahsislerinin Turizm Bakanlı-
ğı tarafından sektörün ilgili binmlerinin gö-
rüşleri doğrultusunda yapılması
gerektiğini vurguladı.
"Turizm Forumu '98" sonuç bil-
dirgesini açıklamak için dün bir
basın toplantısı düzenleyen TÜ-
ROB yetkilileri. sektörün dışında
alınan her türlü karar ve gelişme-
nin turizmi baltalayacağını dile ge-
tirdiler. Önceki gün yapılan Ba-
kanlar Kurulu toplantısında Baş- AliGüreli
bakan Mesut N'ılmaz tarafından turizm tah-
sislerinin özelleştirme kapsamında ele alın-
masının önenldiğini açıklayan Güreli. "Bun-
dan sonraki arazi tahsislerinin ihale şeklin-
de ya da açık arttirma şeklinde yapılabilme-
si anıacnla Mali\e Bakanlığı konuyu kendi
bümesine çckti. Bakanlar Kurulu karanyla
Maliye Bakanlığı bu konudaçalışma \-apiwr"
dedi."
Gelinen noktanın son derece yanlış oldu-
ğuna dikkat çeken Güreli, "Turizm tahsisle-
ri Turizm Bakanlığı'nın dahi dışına çıktL
Tahsisler mutlaka sektörün görüşleri doğ-
ndtusunda yönlendirümeli'' diye konuştu.
Güreli, Turizm Bakanlığı'nın 2634 sayılı
Teşvik Kanunu'yla arazi tahsislerini son 15
yıldır uyguladığını söyleyerek şöyle konuş-
tu: "Turizmingeltşmesinisaglamak
için Turizm Bakanlığı ile sektörü bir
araya getirmek gerekir. Maliye Ba-
kanlığı'nın konu\la yakından ilgisi
yok. F.\et. araziler MÜli Emlak'a ait-
tir ama. turizmi teş\ikamaci)la Tu-
rizm Bakanlığı'na tahsis edilmekte-
dir. Turizmi teş\ ik ctmek istiyorsak
bunu Turizm Bakanlığı yapacak." Bu
arada. Türkiye Otelciler Birliği ku-
ruluş yasasıyla ilgili komisyon çalışmalan-
nın devam ettiğini dile getiren Güreli. "Ya-
sa teklifine ANAP, DV P. CHP destek «rdT
dedi. Bu yasanm Türkiye Odalar ve Borsa-
lar Birliği'nin (TOBB) bölünmesine neden
olacağı yönünde açıklamalarda bulunan Fu-
at Miras ile Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım
Erezde Odalar Birliği oldugu için yasaya ge-
rek olmadığı görüşünü savunuyor.
BENCE
ÇİFTÇİ DOSTU/ SADULLAH USUM!
Eyiip Aşık'tan Kiraflar
Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın bir dergi-
ye verdiği demeç, şaşkmlıkyarattı. Bakan
TEKEL'e ait sigarafabrikalannın ve siga-
ra markalannın yabancı şirketlere devri-
ne karşı çıkanlann görüşierini aynen sa-
vunuyor... Bu kez yaptığı açıklama, bü-
yük bir heves duyduğu büyük devlet
adamlığınadabirazyakışırgibi... Deme-
cinin sonuna doğru, TEKEL'İ gözden çı-
karmaya yönelik sözleri de olmasa, bel-
ki de kendisini tebrik etmek zorunda ka-
lacaktık.
Demecinde aynen şöyle diyor:
"TEKEL'in zam yapmamasından özel
sektör rahatsız. Haklılarda... Kârama-
cı ile kurulmuş fırmalardan söz ediyo-
ruz. Onlar bizden farklı olarak yapıla-
n gereği stok çalışmayı pek fazia be-
nimsemiyor. Biz uzun vadeli stoklarta
çalışıyoruz. Fiyat dondurmaya dayan-
mamızın temelinde de bu yatıyor..."
Eyüp Aşık'ın söylemek istediği şey çok
açık. TEKEL 6 aydan beri ürünlerine zam
yapmadığı için yabancı şirketler de fazla
fıyat artışlanndan kaçmıyor. Zira, TEKEL
sigaralannın fiyatlan düşük kaldığı süre-
ce, yabancı şirketlerin kendi sigaralanna
yapacağı zamlar aleyhlerine olacak. Ya-
bancı sigara fiyatlarını çok yüksek bulan
tiryakilerTEKEL sigaralanna yönelecek...
Bu da yabancı şirketlerin işine gelmeye-
cek. Çünkü, yabancı şirketler zam yapar-
larsa, TEKEL sigaralan ile fiyat farkı çok
açılacak ve satışlar düşecek... Zam yap-
mazsa, beklediği büyük kazançlara ka-
vuşamayacak...
Sigara tiryakisinin sömürüsü
TEKEL'e ait sigara fabrikalannın ve si-
gara markalannın yabancı şirketlere dev-
rine karşı çıkanlar da aynen Devlet Baka-
nı Eyüp Aşıkgibi düşünüyor... Nitekim. Aşık,
"satacağız" veya "devredeceğiz" diye
tutturduğu zaman karşı görüşü savunan-
lar "Eğer, TEKEL aradan çekilirse, ya-
bancı şirketler meydanı boş bulacak
ve keyfi yapacağı zamlaria 17 milyo-
nu bulan Türk sigara tiryakisini sömü-
recek" demişlerdi. Hatta, devir işlemle-
rine karşı olanlardaha da ileri giderek, yal-
nız sigara tiryakilerinin değil, aynı zaman-
da üç buçuk milyonu bulan Türk tütün üre-
ticisinin de zarar göreceğini ileri sürmüş-
lerdL.Zİra, Türk tütün piyasalan da Tur-
gut Özal dönemlerinde çıkanlan yasalar
nedeni ile tamamen yabancı şirketlerin
kontrolüne gectiği için, TEKELdevletin elin-
den çıktığı takdirde rekabet ortadan kal-
kacak... Böylece, tek tabancaolarak ka-
lan yabancı şirketler, Türktütünlerini üre-
ticinin elinden bedava sayılacak fiyatlar-
la alacak...
Nitekim, bunun örnekleri yaşandı. Eğer,
TEKEL olmasaydı, yabancı şirketler hü-
kümetin 900 bin lira baş fiyat vermesine
rağmen, Türk tütünlerini üreticilerin elin-
den belki de 300 veya 400 bin lirayatop-
layacaktı. Gene TEKEL olmasaydı, baka-
nın da belirttiği gibi, yabancı sigara fiyat-
lan belki de 300 bin liralarda kalmayacak,
500 veya 600 bin liralara tırmanacaktı.
Damak tadına alışan Türk sigara tiryaki-
leri de ne yapıp yapıp bu paralan vere-
rek, yabancı sigaralan satın almak zonjn-
da kalacaklardı. Sonuçta, üç buçuk mil-
yon tütün üreticisi de 17 milyona varan
Türk sigara tiryakisi de sömürülecek ve
buna karşılık Amerikan, Ingiliz ve Fransız
şirketleri her yıl fazladan kazanacaklan
yüzlerce trilyon liramızı kendi ülkelerine ta-
şıyacaklardı.
Tamamen yabancı şirketlerin kontrolü-
ne giren tütün piyasasalanmızın artık kur-
tanlması mümkün değil. Üreticimizi sömü-
rüye karşı koruyabilmek için tek çare, TE-
KEL'İ yaşatabilmek ve yabancı şirketter ile
rekabet edebilecek güçte tutabilmektir.
Türk tütün üreticisi de bu gerçeğin farkın-
dadır Gerektiği zaman TEKEL'İ tercih et-
mesini bilecektir. Bu durumda, TEKEL'İ par-
çalayarak yok etmeye çahşmak. yaban-
cı şirketlerin. yabancı ülkelerin amaçlan-
na hizmet etmek demektir.
Yabancı şirketler neden rahatsız
Sigarafiyatlanna bir bakınız. Biryıl için-
de 300 bin lira oluverdi. Buna rağmen, fi-
yat artışlannı yeterli bulmayan yabancı
şirketler rahatsız. Fiyatlan daha fazla art-
tırabilmek için TEKEL'in de zam yapma-
sını bekliyor ve istiyoriar. Nitekim, Devlet
Bakanı Eyüp Aşık da bu gerçeği kabul edi-
yor... Ama, buna rağmen Bakan, TEKEL'in
yok edilmesineyol açacak BAT Anlaşma-
sı'nı savunuyor. itiraflannın ardından ge-
len şu sözleri de oldukça şaşırtıcr.
"BAT Anlaşması ile ne Türk üreticisi,
ne sigara markalan, ne de fabıikalar ya-
bancılara peşkeş çekilmiştir. Aksine ga-
ranti altma alınmıştır..."
Bakan tam bir çelişki içinde. Eğer, ya-
bancı sigaralann fiyat artışına TEKEL en-
gel olabiliyorsa, Akhisar Sigara Fabrika-
sı ile iki sigara markasının fngiliz-Ameri-
kan ftrmasına devredilmesi "peşkeş çek-
mek" değil de nedir? Çünkü, TEKEL'İ
ayaktatutan sigara sanayiidir. Sigara mar-
kalan ve sigara fabrikalan elden çıktığı
zaman TEKEL'in kapılanna kilit vurmak-
tan başka çare kalmayacaktır.
TEKEL tarihe kanştıktan sonra, Bakan,
yabancı sigara fiyatlannın artışına nasıl
engel olacaktır? TEKEL çöktükten son-
ra, hükümet, ilan ettiği tütün başfiyatlan-
nın piyasalarda düşürülmesini nasıl ön-
leyecektir? Hükümetler ve bakanlar, pi-
yasalan denetleme gücünü TEKEL'den al-
maktadır. Tütün konusunda TEKEL'siz
TEKEL Bakanlığı "Yalova Kaymakam-
lığı"ndan farksızdır.
TEKEL göçtüğü anda Türk tütün üre-
ticisi de, tüketicisi de soğan gibi soyula-
caktır. Yabancı sigara fiyatlan en kısa za-
manda iki veya üç katına çıkacak, Türk
tütün üreticisinin eline de geçecek para
da yan yanya düşecektir. Hem üreticiler
hem de tüketiciler sokaklarda "Yaktın
bizi Aşık" diye bağıracaklardır.
Alacaklannıza...
Güncel Çözüm Faktoring!
hemen *
®^v nakit için...
Boş nasihat
değil...
Kapsamlı
istihbarat için...
Sıkı
rekabet için.
Ç a ğ d a ş i ş l e t m e l e r ı n g u n d e m i n d e ;
alacak hesaplarının yönetimini üstlenen,
alacakları istihbaratla aydınlatan, sigortalayan,
işletme sermayesi, düzenli nakit akışı ve
satışta rekabet gücü sağlayan bir fînansal yöntem;
güncel çözüm... Faktoring var.
Güncel Çözüm Adresleri:*Aktif Finans«Başer Factoring
•Best Factoring »Oemir Factoring »Destek Finans
•Devir Factoring»Dış Factoring«Ege Factoring»EGS Factoring
•Era Factoring*Es Factoring»Euro Factoring»Facto Finans
•Fiba Factoring«GSD Factoring »İlke Factoring«lş Factoring
•K Factoring »Kapital Factoring «Kent Faktoring
•Optima Factoring•Pamuk Factoring»Sümer Factoring
•TEB Factoring «Tekstil Factoring «Ticaret Factoring
•Toprak Factoring »Yapı Kredi Faktoring »Yaşar Factoring
FACTORİNG
DERNEĞİ
Sümbül Sokak No.59 2Levent 80620 Istanbul
Tel-.(0212) 281 9"? 81 Fax:(0212) 281 97
82
tZZETTİN ONDER
POAŞ: Kime Ne Anlatmah ki!
Dış güçlerden gelen özelleştirme dayatması ve bu
emri yerine getirebilmek için iç güçlerin topluma yut-
turmaya çalıştıkları özelleştirme aldatmacası gerçek-
ten artık utanç verici boyutlara ulaştı. Uluslararası tah-
kim müessesesine öteden beri fıilen teslim olduktan
sonra, hukuksal altyapıyı oluşturma aşamasını tamam-
lama çalışmaları da sürdürülerek, ılerıde tüm ekono-
mi ve ulus olarak teslim olma noktasına doğru gidiyo-
ruz. Sigara üzerinde oynanan oyunlar, limanların du-
rumu, enerji santrallannın birilerine nerede ise yok pa-
hasına teslim edilmeleri ve nihayet Petrol Ofısi'nin sa-
tışı! Batı'ya kın kusanından, toplumun çıkarlarını her
şeyin üzerinde tuttuğunu ileri sürenine, toprağı işleye-
ne tahsis etmeye çalışanından, mazi özlemi iie yanıp
tutuşanma dek hemen tüm siyasilen bu konuda de-
nemiş olduğumuza göre, artık bu şikâyet ve yakınma-
lann adresi, var olan siyasiler olmayıp, halktır!..
• • •
Hani özelleştirme; verimsiz çalışan ve zarar eden ku-
ruluşlara uygulanacak; şeffaf olarak gerçekleştirile-
cek; özelleştirmede değer saptaması gerçek piyasa
değ3rine yakın olarak yapılacak; özelleştirme biok sa-
tış biçiminde değil de, halka arz yöntemi ile yapılarak,
sermayenin tabana yayılması sağlanmış olacak idi!..
Bu saydıklanm ve kamuya hoş seda bırakabilecek da-
ha bir dizi hüküm en son özelleştirme yasasında inci
gibi dizilmiş bulunmaktadır. Bu hükümler yasada bu-
lunduğu ve devlet yetkilileri de yasalara uymak zorun-
da olduğu halde. niçin bu hükümler çiğneniyor da,
bunlara tam ters uygulamalar yürüriüğe koyuluyor?
Bu soruları kendi etik dokuları içinde samimi olarak
cevaplayabilen bir sıyasinin bulunabileceğini samimi
olarak düşünemıyorum ben. Karar verme durumunda
olan siyasiler bir yana, eğer muhalefette bulunan si-
yasiler de bu gidişten hesap sormadıkları için kendi-
lerini huzurlu hissediyortarsa, doğrusu oturup uzun
uzun düşünmek gerekiyor. Bu insanlara kimler bu gö-
revleri verdi? Tümü aynı yönde düşünüp hareket etti-
ğine göre, acaba seçmenin bılgilendirilmesinde ya da
davranışlarının denetlenmesinde mi bir arıza var? Bu
noktalarda her şey sağlıklı da benim algılamamda bir
çarpıklık var ise, ortadaki yargı kararlannı nasıl yorum-
lamak gerekiyor?.. Tam bir karmaşa! Olay karmaşa fa-
lan değil. Tam tersine, her şey gün gibi aydınlık: Kriz
yönetimi çerçevesinde güçlü Batı sermayesi çevresel
ülkelere kaymaktadır. Bizim de ağır borçlu konumda
olmamız onlann dayatma yapma gücünü arttırmakta-
dır. Siyasilere düşen görev ise bu projeyi, biraz alla-
yıp-pullayıp, sermayenin ideolojik araçlannı ve kalem-
lerini de kullanarak, kamuoyuna yanlış görüntü verip,
borçlanmıza karşılık biraz ve geçici ekonomik rahat-
lık sağlayarak, kendi siyasal ömürlerini uzatmaktır. Hal-
kımıza düşen, tüm dış güçlerin ve içerideki güçlü ser-
mayenin oyununu görmek ve onu bozmaktır.
• • •
Hiçbir detay bilgiye girmeden Petrol Ofısi'nin satışı
hakkında fikir edinebilmek için şu noktalara bakmak
yeterli olacaktır
- Petrol Ofisi, toplam akaryakıtta yüzde 54 piyasa
payına sahipken, ofisin özelleştirilmesi ile bu güzel ve
stratejik pazar tekellere terkedilmiş olmayacak mı?
- Ofisin özelleştirilmesi, yüzde 51 hissenin blok sa-
tış biçiminde yapılırsa, sermaye tabana yayılmış olur
mu? Böyle bir satış ile bu güçlü kuruluşa, yüzde 51
hisseyi alan tam olarak hâkim olmuş olmaz mı? Geri-
ye kalan hisseler. kimin alacağı belli olmamakla bera-
ber, diyelim ki halk alsa, bu kesimin yönetimdeki yeri
ne olur? Böylesine bir hâkimiyet altma sokulan kuru-
luşun yarın, sermaye arttınmı ya da başka yollaria yüz-
de 51 'lik hisseyi elinde tutana geçmeyecegını kim ga-
ranti eder?
-1957 yılında, "MHIİMü-
dafaa ihtiyaçlannı" karşıla-
mak üzere kurulmuş olan
ANT de böyle bir işlemle
devredilmiş olacaktır. "Çok
Gizli Bilgiler" dosyasında,
ANT'nin ayrılmasından söz
edildiği ve "Henüz bir za-
manlama programı yapıl-
mamış o/mak/a oeraber, öu
aynlma işlemi satıştan son-
ra yürüriüğe girecektir" ifa-
desı kullanıldığı kamuoyu-
na açıklanmıştır. Şeffaf ya-
pılması taahhüt edilmiş olan
özelleştirmede, hem de ofis
gibi fevkalade önemli bir
ünitenin özelleştirilmesin-
de, "Çok Gizli Bilgiler Dos-
yas/"ne demektir.
- Petrol Ofısi'nin pazar
payının yüzde 80'lere ulaş-
tığı Karadeniz, Doğu ve Gü-
neydoğu'yu kapsayan 31
ilde petrol ikmalınin tehli-
keye girmesi karşısında, Mil-
N Savunma Bakanlığı ve NA-
TO'ya hizmet verilmesinin
sağlanması amacı ile yine
"Çok Gizli Bilgiler" dosya-
sında Altın Hisse'den bah-
sedildiği açıklanmaktadır.
Bu durum, özelleştirme ile
pazarlama kanallarının na-
sılriskegirdiğini gösterdiği
gıbı, aynı anda, bu yöreler-
dekı pazarlama ağını eline
geçirenlerın ne denli bir te-
kel gücüne sahip olacağını
da açıkça göstermekteclir.
• • •
POAŞ zarar mı ediyor?
POAŞ bütçeye yük mü? Za-
ten böyle olsa idi. özeüeş-
tirilmezdi. POAŞ, 1996 yı-
lında 9.2 trilyon TL. vergi,
10.5 trilyon TL. net kâr ol-
mak üzere. ücret dışında,
toplam olarak 19.7 trilyon
TL. katma değer yaratmış-
tır.POAŞ'ın 1990-1996 ara-
sı dönem kârı artış hızı or-
talaması, yüzde 104'tür.
1996 yılı kâr artış hızı ise
yüzde 162'dir. işte tüm iş-
tahı kabartan da budur! Bu
kânn yanında gayrimenkul-
lerinin değeri de 525 trilyon
TL. dolayındaolan POAŞ'a
142.trilyon TL. değer biçil-
miştir. Bu işlem rasyonel bir
özelleştirme bile olmayıp;
bütçeden potansiyel gelir
aktanmı ile kamu mallarının
ve gelir potansiyelinin yağ-
malanmasıdır!
• • •
Bu karmaşa. çıkarcılık ve
toz-duman içinde sağduyu
kaldı mı, bilemiyorum, ama
yine de şunu söylemeden
edemiyorum: Hukuk, bir gün
herkese gerekir! Onun için
hukuku yapanlar, hukuku
uygulayanlar ve hukuka uy-
ması gerekenler çok dik-
katli olmalıdırlar! Bizler de
halk olarak, emekçilerolarak
mallarımıza. haklanmızave
oylanmıza sahıp olmalıyız,
diye düşünüyorum!