14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 NtSAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Deride şeriatçı baskısı CENGİZYILDLRIM Kurban derisi \iirgunu ve kavgası. 1986 yıltnda ANAP hükümeti döneminde Turgut Özai'la başladı, ANAP'la sürdürülmek isteniyor. Kurban derisi. bağırsak. fitre ve zekât toplama yetkisinin Türk Hava Kurumu'ndan (THK.) alınarak 1986 yılında olduğu gibi halk arasında FakFukFon olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonuna verilmek istenmesinin altında. deri sektöründeki yüksek rant çevreleri ve "irtica" yanlısı vakıf. yurt ve derneklerin baskısının yattıgı belirtiliyor. Den sektöründeki yüksek rant, 14 trilyon lirahk kurban derisi üzerindeki kavgayı yeniden başlattı. Kurban derisi. bağırsak. fitre ve zekât toplama yetkisi. 1986 yılında Turgut Özal hükümeti döneminde oldugu gibi yeniden THK'den alınarak. Sosyal Yardımlasma ve Dayanışma Fonu'na (FakFukFon) verilmek isteniyor. 19861992 yıllan arasmdaki 6 y ıllık dönemde birçok şeriatçı vakıf, yurt. demek ve bazı özel okullar ile PKK ve Hizbullah gibi örgüt 1986'da Turgut Özal'ın karanyla başlatılan uygulama ANAP'la sürdürülmek isteniyor POLİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Mavi Kuşun Kanatlam... Avuçlarımız ıslaktı ve biraz datuzlu... Havada limon kokusu vardı... O gece Türkbükü'nde bir yangın mavisi sarmıştı çevremizi... Suyun ya da ormanın vızıltısı isyancı tutkuları çağrıştırıyordu... Bilinmeyen bir evrene, acımasızlıklara, hainliklere, puştluklara meydan okuyan bir tavrımız vardı... O gün kaç kişiydik maşada? Aziz Çalışlar, Örsan Öymen, Mehmet Sönmez, Ayberk Çölok ve Yılmaz Alten Onlar yaşamıyor artık!.. Kimi düşler zamansız mevsimler içinde sevdanın yerini alır; duygular, insan yüreğinin kıvrımlarında anlamsız yakarışlann soluğuyla hareketlenir... O yıilar gözlerimiz uzaklarda bir şeyler arıyordu... Hüzün ve sevda belki de bir yaşam biçimiydi... Octavio Paz, isimsiz sonsuz koridorlarda dolaşırdı gün çapında... Sarhoş akşamlar peşi sıra gelirdi... Mehmet Sönmez ve Octavio Paz... Yılmaz Alten hiç farkında olmadan Arthur Rimbaud'un "En yüksekkulenin türküsü"nü söylerdi, "Sevdalarçağı dönsün, dönsün gerigelsin" diyerek... Mavi yaz akşamları mavi patikalarda dalgın yürürdü, ışıktan daha parlak seslerle irkilirdi... Masalarımızda yeşil, siyah zeytin, beyaz peynir, domates ve soyulmuş salatalık olurdu... Az ötede iskelede balıkçıların sesleri duyulurdu... Güneş büyürdü öbür kıyıda yukarıdan aşağıya, kökleri kalırdı gökyüzünün derinliklerinde... örsan'ın hınzır gülüşü, Yılmaz'ın yürek ağrısı, Aziz'in düşleri, Ayberk'in sarhoşluğu, Mehmet'in beklentileri alaca bir şafakta hiç ama hiç ölümü çağrıştırmazdı... Sabaha karşı Bodrum Kalesi'nin önünde Mustafa Yeşilova'yla karşılaşırdık... O ünlü kovboy şapkası, ipek gömleği, omzunda çantasıyla Tunceli yöresinden bir türkü söylerdi... Ama hepsi bir yalancı bahara yenik düştüler... ••• Onlar gazeteci, yazar, ressam, tiyatro sanatçısıydı... 1983 yılında yitirdiğimiz Mustafa Yeşilova emekli bir polisti ama usta bir yazardı da... Mustafa Yeşilova'nın cenazesi Bodrum'da Çarşı Camii'nden kaldırılırken, Örsan da oradaydı. Kenan Mortan'la birlikte Örsan'la konuşuyorduk. örsan, "lyiler tek tek gidiyor, kötüler kalıyor" demişti gülümseyerek... Beş yıl sonra Örsan gitti, ardından Ayberk, Yılmaz, Aziz ve Mehmet... Dün sabah Bodrum resimlerine baktım Mehmet'in... Bodrum'la tanıştığım yılı düşündüm!.. Yıl 1965... Mehmet'in ölüm haberi, Octavio Paz'dan önce geldi... Mehmet salt Bodrum ressamı değildi, o sevdanın, hüznün ve coşkunun ressamıydı... O bir insandı... Octavio Paz... Taçoy, hükümetin deri oyununa dikkat cekiyor 'Bu karar dincilere bahşiş olur' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Hava Kurumu (THK) Genel Başkanı AtiDa Taçoy, hükümetin kurban derisi toplama yetkisinin vakıflara verilmesi yönündeki karannı "dinrilere bahşiş" olarak değerlendirdi. Taçoy, "Bu daha önce denendi. Kaçak ve illegal toplamalar çığ gibi büyüdü. Deviet, elindeki böyle büyük bir getirden nasıl vazgeçer?. Bu, dincilere bahşiş olur" dedi. Bakanlar Kurulu, önceki gün yaptığı toplantıda, kurban derisi toplama yetkisinin THK'den alınarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu (FakFukFon) aracılığıyla il ve ilçelerde sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflannca toplanmasını benimsedi. Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez, Kültür Bakanı İstemihan Talay ve Milli Eğitim Bakanı Hikmetlluğbay'ın "yetkinin ahnması dunımunda THK'nin çökeceği'' uyansı üzerine THK"ye bütçeden ödenek tahsisi yapılması kararlaştınldı. THK Genel Başkanı Taçoy, hükümetin karannı sert bir dille eleştirerek, bu yöntemin Ttorgut Özal'ın başbakanlığı döneminde denendiğini, ancak başan sağlanamadığını söyledi. Taçoy, " Vakıflar organize değiller. Nasıl deri toplanacağını, toplama sırasında nasıl bir yöntem uygulanacağını bihniyorlar. 19861992 yıllan arasında yetki vakıflara verildi. Bu dönemde kaçak toplamaları engelkyemediler. illegal toplamalar çığ gibi büyüdü. Okullar, spor kulüpleri. dinci vakıf ve demekier kendi bildikkri gibi deri topladılar ve kendi anıaçlan için kullandılar" dedi. mediği görülmüştür'' dedi. 1925 yılında Atatürk'ün isteğiyle kurulan ve yaşayan tek kurum olan THK'nin de böylece çökertilmek ıstendıgine dikkat çeken Mehmet Tiritoğlu, 19861992 yıllannda olduğu gibi kurban derisi rantının yüzde 99'unun irticaya ve yasadışı örgütlere gideceğini savundu. RP'nin yasa teklifı 1992 yılında da Şevket Kazan ve 17 arkadaşı öncülüğünde Yardım Toplama Yasası'nın bir maddesinin değiştirilmesi için hazırlıklar yapılmış, ancak başanlı olunamamıştı. Den toplama yetkisinin THK"nin elinden alınması için her dönem çalışma yürüten RP'nin. söz konusu yasanın değiştiri Imesine yönelik bir başka çalışması da 1996 yılında Refah Partisi İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin ve Ankara Milletvekiü Hasan Hiiseyin Ceylan tarafından yürütüldü, fakat yine başanlı olunamadı. Deri toplama yetkisi THK'de bulunmasına karşın dönemin birçok vali ve kaymakamı deri toplayan kişi ve kuruluşlara göz yumdular. Askeri müzede yoga • İstanbul Haber Servisi Sağlıklı Yaşam Derneği tarafından düzenlenen "Sahaja Yoga Tanıtım Semineri". önceki akşam Sahaja Yoga'nın yaratıcısı Shri Mataji Nirmala Devi tarafından Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi'nde gerçekleştirildi. Yaklaşık bin kişilik kalabalık bir topluluğa seslenen Shri Mataji Nirmala Devi. çoğunluğunu Türkiye'de yaşayan yabancılann oluşturduğu "yoga" tutkunlanna iç huzuru ve iç banşı yoga ile yakalamanın sırlanni ve inceliklerini anlattı. (Fotoğraf: AYKUT KÜÇÜKKAYA) ler. kurban derisi, bağırsak. fitre ve zekât toplayarak trilyonlar kazanmıştı. THK Genel Sekreteri Mehmet Tîritoğlu, deri toplama yetkisinin THK'den alınmak istenmesinin nedeni olarak, hükümeti baskı al tınaalan "irtica''yanlısı vakıf, yurt ve dernekleri gösterdi. Tiritoğlu, 19861992 yıllan arasında kurban derisi toplama yetkisinin vakıflardaolduğuna dikkat çekerek. "Toplanan deri miktarian, vakıflann ne kadar başansız olduklannı goster miştir. Yine başanlı olamazlar. Tatil gününde deri toplama işiy le uğraşmak büyük bir özveri gerektirir. Geçmiş dönemde de vali ve kaymakamlann yeterli ilgiyi gösteremedilderi, kurumlara ödenmesi gereken paylann zanunında öden Ecevit Sakıp Sabancı • A.NKARA (AA) Metin Göktepe'nin 19Mart'ta sonuçlanan ve sanık polis memurlanndan 5'inin 7 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptınldıklan davanın gerekçeli karan açıklandı. Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nin oybirliği ile kararlaştırdığı 12 sayfalık gerekçeli kararda sanık polis memurlannın "görevlerinin yapılması sırasmda" söz konusu suçu işledikleri belirtilerek görevi suçlulan yakalamak olan ve infaz yetkisi bulunmayan emniyet güçlerinin şahıslan "ctzatandırmaya : O 0 ka^kmasının hukuk '(fevletiyle bağdaşmayacağı vurgulandı. Göktepe davasmda gerekçeli karap 'Seçim aklımızın köşesinde' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit seçim tarihini belirlemenin kendi ellerinde olmadığını belirterek "Kafamıza seçimi takmayı içimize sindirememiş bir hükümet olarak, seçimi her an aklımızın bir köşesinde saklı tutmaktayız" dedi. Ecevit. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Başkanı Fuat Miras ve yönetim Kurulu üyelerini. dün Başbakanlık'ta kabul etti. Ecen\&2&el vje;^epçl, seçimin aynı tarihte yapılabilecegini belirterek şöyle konuştu: "Kafamıza seçimi takmavı içimize sindirememiş bir hükümet olarak. seçimi her an aklımızın bir köşesinde saklı tutniaktavTZ." 'Öyle çok üretilsin ki fiyatlar kınlsın' ANK.A.R.4 (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Mesut Yılmaz" ın enflasyonla mücadelede özel sektöre yönelik sitemini haklı bulan işadamı Sakıp Sabancı. enflasyonun düşürülmesinin yolunun üretimden geçtiğini söyledi. Sabancı . "O kadar çok teşvik et adamlan. öyle boi üret kl mal bol bol olunca üretenler birbirinin gözünü oysun. fıyatian kırmaya. fivarJan aşağı çekmeye. enflasyonu aşağı çekmeye başlasınlar" dedi. Türk Sanayjca ve Işadamlan Demeğinin (TÜSİAD) kokteyline katılan işadamı Sakıp Sabancı. özel sektörün daha verici olması gerektiğini. dargelirlilerin yüksek enflasyon altında ezildiklerini anlatırken. "Bunlardan kurtulmanın yolu enflasyonu indirmek. Bütün kesimler toplumsal sorumluluğun icaplanmn bilincinde olsun. Ben bu kadar büyük fedakârlık alıjım, öbürii de bu kadarcık olsun aLsm" diye konuştu. Tasarruflann önemine dikkat çeken Sabancı, işv erenlerin pencerelerinde "akıki.kaliteli. iv i fiyadı. rekabet koşullannda mal üretimi" olması gerektigını vurguladı. Sabancı, "Eğer bunu bol bol üretsin. fazlalıkla mal geldiği için rekabet gelir, fiyatlar aşağı iner. Onun için sihirti şey mal üretim" dedi. Sabancı, kârdan zarar etmeyi kabul edip etmediklerinin sorulması üzerine, şunlan söyledi: "Sabancı dün kardeşleriyle beraber Sabancı Holding'in sahibiydi. Kâriar aşağı insin dediği zaman mesuliyeti yalnız kardeşleriydL Şimdi 112 bin kişiy i ortaklığa çagırdun. Bu 112 bin kişiye iyi temettü vermezsem, "Gözün kör olsun. bizi perişan ettin" derier. Daha önemlisi Boston'daki Şikago'daki, Newyork'taki adam "Sana inandık senin hisse senedini aldık. almaz olaydık' der. Türkiye çok şey kaybeder." Kongreye vize yok • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)Türkİş Yönetim Kurulu. olaganüstü genel kurul istemini reddetti. Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek'le birlikte hareket eden, çoğunluğu sağ eğilimli sendikalann başvurusunu degerlendiren yönetim kurulu. ileri sürülen gerekçelerin kişisel çıkarlara. makam hırsına dayalı. haklann kötüye kullanımı amacıyla hareket edildiğini iddia etti. Yönetim kurulunun karanna karşın. başvurudaki delege sayısı olaganüstü kongre istemine yeterli oluyor. d İ D İ O I l i a Türk cumhuriyetleri ve akraba topluluklanndan gelen ve Gazi Üni" versitesi'nde öğrenimlerini tamamlayan 100 öğrencinin diplomalan törenle verildi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. törende yaptığı konuşmada, diploma alan öğrencüerin ülkelerine döndüğünde Atatürk'ün mirasçılan olacağını vurgulayarak "Sizler Atatürk'ün manevi mirasçılansınız. Yalnız mane\i mirasçılığın bir şartı var. Büyük Atatürk diyor ki" Bilimi ve teknolojiyi kendinize rehber alırsanız, benim manevi mirasçını olursunuz " dedi. Birşair, birdüşünürdü!.. Ne diyordu Paz: CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup toplantısında konuştu 6 Tarikat tarhşmaları üzücü' Egemenlik Meclis'i aranmışür. Sorunların çözümünde temel dayanak noktası da ulusal egemenlik olmalıdır" dedi. Baykal. bugün siyasetin merkezinde tarikat. cemaat tartışmalarının bulunmasmdan duyduğu rahatsızlığı da şöyle dile getirdi: "78 yıl sonra Türkiye'de hâlâ tarikat tartışması sürüyor. Bu üzüntü verici. Siyaseti tarikatlann şekillendirdiğini görmek üzüntü verici. Kamusal görevierin tarikadar eliyle yapılmasının iltifat vesilesu ö> ünç vesilesi yapılması ıstırap verici. Ulusal egemenlik işleseydi Susuriuk'un ne anlamı olabilirdi, yolsuzluklann, imtivazlı zümrelerin ne anlarru olabilirdi? Çıkış noktası, ulusal egemenlik anlayışıdır. Bu anlayışın içinde ırkçıhk, mezhepçilik, tarikatçılık, çete yoktur; ulus vardır. yurttaş vardır. Cumhuriyet devrimi bizim rönesansımızdır, aydınlanmanuzdır. Demokrasi diye cumhuriyeti tahrip ederseniz, demokrasiyi tahrip etmiş olursunuz. Bazı aydınlanmızın cumhuriyet düşmanlığını olumlu görmek mümkün değil." Mayıs ayı içinde yapılacak kurultaylannın önemine dikkat çeken Baykal; CHP'li gençlerin internet kafeleri oluşturma. Diyarbakırlı gençleri Istanbul'a. üç büyük kentteki gençleri de GAP'a götürme projeleri hakkmda bilgi verdi. Baykal. jeoloji okuyan gençlerin Bolu tüneline götürüleceğini. "genç buluşmalar" düzenleyerek. Türkiye'yi silkelemek istediklerini söyledi. Baykal. "Türkiye'nin işleyişinden memnun değiliz. Türkiye'ninfişleriniçekip başka yeriere takmamız laam" dedi. TOBB Başkanı Fuat Vlirasdün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal' ı ziyareti sırasmda, "Başbakan'a da söyleyeceğim: Sırümızda yumurta küfesi yok. Ortada bir ataletvar" dedi. Baykal da, "ekonomide estirilen iyimserlik rüzgânyla" ilgili olarak "iyi niyedi bir temenni" nitelemesinde bulundu. Baykal. "Enflasyon kimsenin iyi niyetivle. ondan bundan ricada bulunarakdüşmez" sözleriyle de Başbakan Mesut Yılmaz'a yüklendi. TOBB heyetini dün parlamentoda kabul eden Baykal. rejim askıya alınmadan sorunların aşılmasında bu kuruluşun katkısına dikkat çekerken: enflasyonla mücadeleyle ilgili olarak kalıcı. güven verici bir uygulama ortaya konmadığını bildirdi. • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tekirdağ Belediye Başkanlığı döneminde Hazine arazilerini mafyaya peşkeş çektiji yolundaki iddialan . yalanlayan ANAP Milletvekili Enis Sülün, "lspat ederlerse milletvekilliğinden istifa ederim" dedi. Sülün yalanladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı CHP Deniz Baykal. TBMM'nin açıhşının üzerinden 78 yıl geçtikten sonra "•tarikat tartışması yürütülmesi ve kamusal göre\ lerin tarikadar eliv le yapılmasırun iltifat \esilesi olmasının üziintü verid olduğunu" söyledi. Baykal, sosyal demokrasinin formülü olarak da, "Artı ve eşit, yani büyüme ve paylaşım" açıklamasmı yaptı. CHP lideri, grup toplantısında güncel siyaset tartışmalanna girmeyerek. ulusal egemenlik haftasıyla ilgili değerlendirmeler yapmayı yeğledi. Türkiye'nin "sıradan bir Meclisaramadığıru" vurgulayan Baykal. "Danışma Meclisi, Meşrutiyet Meclisi aranmamıştır. Ulusal "Özgürlük, evreni ve insanı açıklamaya yönelik genel bir sistem değildir..." Ardından ekliyordu: "Özgürlük ve demokrasi eşanlamlı olmamakla birlikte birbirlerinin tamamlayıcısı olan kavramlardır: Özgürlükten yoksun demokrasi bir despotizmdir; demokrasiden yoksun bir özgürlük ise hayalden başka bir şey değildir..." Göğe karışan kuşlar, sessizliğin mimarisi, suyun üstünde dinlenen zaman bir yangın mavisinde düşlerimizi de alıp götürüyor bizlerin... Gökyüzü büyüyorgecenin içinden, birokaliptus tutuşuyor... Octavio Paz, suskun biryeşilliğin ortasında bizlere sesleniyor: "Yukarıda biryerde vuruyor çekiçler/ tozlaşıyor sesleri/lkindinin tepelerindel dümdüz iniyor yapı işçileri." ••• Kurşuni bir gökyüzüdür bizi yalnızlığa iten... Sevdanın resmi pembe boyalı odaların içinde eflatuna çalan acıları yakalar... Mehmet Sönmez ve Octavio Paz... Konumuz sevdaysa, hüzünse ve yalnızhksa eğer, bu iki adı yan yana getirebiliriz... Bir yalnızlık dolambacı salt Meksika'nın değil bizim ülkemiz insanının da girdiği yer değil midir? Vernos Libres'in şıirlerı, Versos Sencillos'un düşleri bizim avuntularımız olur!.. Biraz mavi toplamanın zamanıdır şimdi!.. Acaba her şey güzel mi, sevecen mi yoksa eski sevdalara yenik düşen birceylanın ürkekliği mi? Bilin ki, yaşam mavi kuşun kanatlarındadır... YAZII ORHAN BİRGÎT Meclis bugünkü birleşiminde Mesut Yılmaz hakkmda Meral Akşener ve 71 arkadaşının verdiği soruşturma önergesini karara bağlayacak. DYP Genel Başkan Yardımcısı ve arkadaşlan, Yılmaz'ın 1990 yılında Finansbank'ta sahip olduğu hisseleri, bu tarihlerde verdiği mal bildirimlerinde göstermeyişinden yola çıkarak "Başka servet unsuriannın da olması kuvvetle muhtemeldir" sonucuna ulaşmışlar. Şimdi o başka servet unsur" lannın neler olduğunun ortaya çıkartılmasını ve Başbakan'ın böylelikle Yüce Divan önünde hesap vermesini istiyorlar... Yani bir tür kısasa kısas önergesi. Bayan Çiller'e Yüce Divan yolu görününce, "yolculukyalnızyapılmasın"ilkesi Doğru Yol grubunun her üyesini adeta kavramış. 0 kadar ki Mesut Yılmaz ile de yetinilmiyor. Kim, hangi parti, Tansu Çiller hakkmda soruşturma açılması için yeşil ışık yakmış ise ona gözdağı vermek için bir soruşturma önergesi açılmasını istemek. Tansu Çiller tarafından kurmaylarına ev ödevi olarak veriliyor. DYP Genel Başkanı, bu tür uygulamalara Murat Karayalçın'ın SHP'si ile koalisyon kurduğu zamandan aşina. Malvarlığının araştınlması için dönemin muhalefet partileri, tabii en başta Refahlılar, parlamentoda bir araştırma komisyonu E. Posta: Hikmet.Cetinkaya(a raksnet.com Gülünç Olmanm da... kurulmasını isteyince, gündemi içinden çıkılmaz hale getirecek bir formül bulunmuş ve tüm genel başkanlann böyle bir araştırmanın kapsamına alınması için harekete geçilmişti. Bu taktik hanımefendinin öylesine hoşuna gitmiş olmalı ki başkentten gelen haberler, Mesut Yılmaz'dan sonra diğer liderler için de soruşturma önergeleri hazıriama görevi için, bazı cin fıkiıii milletvekillerinin evlerine kapatıldıklannı anlatıyor. Verilen ev ödevinin başlıklart şöyle: Bülent Ecevit için bugünkü görevi dışında en son hükümet sorumluluğunu 1980 öncesinde yüklenmişti 1978'de başbakanlıkyaparken, hükümetindeki iki tarafsız bakan "11'lerden" Tuncay Mataracı ile Hilmi Işgüzar haklannda görevlerini kötüye kullanma iddialan ile eski partileri AP milletvekillerinin verdiği soruşturma önergeleri, 12 Eylül'e kadar sonuca bağlanamadı. 12 Eylül'de yönetime el koyan Milli Güvenlik Konseyi, Meclis'te birikmiş olan soruşturma önergelerini, tek tek elden geçirdi ve bunlardan sadece üçünü karara bağlayarak Yüce Divan görevini yapan Anayasa Mahkemesi'ne gönderdi. Bu üç önergeden ikisi, Mataracı ve Işgüzar olayı ile ilgili olanıydı. Anayasa Mahkemesi, her iki eski bakanı ve onlaria birlikte suçlanan başka kimseleri çeşitli cezalara mahkum etti. Konsey, bir başka karar daha aldı. Meclis gündeminde yığılmış olan öteki soruşturma önergeleri hakkmda soruşturmaya gerek görülmediğini bildirdi. Tansu Hanım'ın politik birikimi bu olanları bilmesine izin vermez ama Nahrt Menteşe, Necmettin Cevheri, Esat Kıratlıoğlu gibi o dönemin de önde gelen politikacılan çok iyi bilirler. Hele Cevheri ve Menteşe gibi meslekleri karşısında "Hukuk" yazanlar, başbakanlaria bakanlann ortak sorumluluğunun hangi koşullarda geçerli olduğunu da sanınm unutmamışlardır. Ama Tansu Hanım Yüce Divan yoluna tek başına çıkmak istemiyor. Ecevit'i yanına alamazsa, Baykalı götürmek istediği için olmalı, kurmaylarına CHP Genel Başkanı için de soruşturma önergesi verilecek ipuçlannın araştınlması direktifini veriyor. Baykal da asıl ve uzun hükümet üyeliği görevlerini, 1980 öncesinde ve Ecevit'in başkanlığındaki kabinelerde yaptı. O dönem için hakkmda, başka birçok bakan için yapıldığı gibi soruşturma önergeleri verildi. Ama söylediğim gibi, MGK bunları da soruşturma dışında bıraktı. Tabii Bayan Çiller, yargının önüne illa yalnız gitmemek için, listesine Hüsamettin Cindoruk'u da yazdınyor. Gelin görün ki Cindoruk ne bakanlık, hele ne de başbakanlık yapmış. Şimdi kurmaylarına verdiği talimat gereği, adamcağızlar eski TBMM Başkanı için bu görevi nedeniyle bir kulp bulmaya çalışacaklarmış. Şayet haber ajansları büitenlerinde okumuş olmasam, Yasemin Yalçın'm bir dönemlerin ünlü televizyon güldürü dizisinde, bakanı Haset'ı yumruklayan Cansu Hanım tiplemesinin bölümlerinden birisini izlediğimi sanacağım. Bu ülkenin gerçekten ciddi partilerinden birisi olduğuna inandığım DYP'de sahneye konulan Çiller komedileri bununla da bitmiyor. Parlamentoların hiçbirisinde bulunmayan bir yöntem hanımefendinin aklına geliyor ve "kısmi boykot" ile Meclis'e sözümona gözdağı verilmek isteniyor. Her çok partili pariamenter düzende, partilerden birisinin Meclis'ten çekilme si ağıriık taşır. Meclis'ten çekilen partinin milletvekilleri bu kimliklerini de bırakır, sade birer yurttaş olarak seçmenlerinin arasına dönerler. Tabii maaşlannı da dokunulmazlıklannı da terk etmiş oluriar. Hanımefendinin kılavuzluğundaki bugünkü DYP'de hiçbir milletvekili, ne maaşlarından ne de dokunulmazlıklanndan vazgeçerek arada bir Meclis'e gelmeyi, isterterse devam etmemeyi öneren lideri n teklifini kabul ediyor. Bu devamsızlık eylemine de şık olsun diye "kısmi boykot" gibi bir elbise giydiriyoriar. Devamı olmakla övündükleri 1946'lı yıllann Demokrat Partililerin ruhları, bu komedipolitik karşısında kimbilir ne kadar azap çekiyordur. Yalnız onlann mı? Bazen gözyaşı, bazen alın teri ile ve her defasında binbir emekle kurup yönettiği partisinin bugünkü halini izlerken Demirel'in nasıl bir ıstırap çektiğini düşününüz. Ama yine de boş verip Ankara'da çocuk haftasının kutlandığını, çocukların TBMM'deözeltopiantılaryaptığınıanımsayınız ve küçüklüğünüzde çok söylediğiniz marşı değiştirerek tekrarlayınız: Yann 23 Nisan. Neşe doluyor insan. inanın rahatlarsınız. C A G D A Ş Y A Y I N L A R I 2. BASI 300.000 TL ÇAĞIHIN TANIĞf ÜÇ YAZAR KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 4. BASI 55C.00C 1 . SANCILIYILUR KUJÂTILMIJ SOKAKUR 4. BASI 2. BASI KÜZU POSTUNDA KURT ZAMBAK SANA DA BUUV5T1 KAH IBKMET ÇETMOYA 6O0.0O0TL 2. BASI SEVDANİNAURESI BIOJjnEClL 2. BASI 600.CO0TL DİN BARONUNUN KAZLARI Â$IK KADINLAR SOKAĞI 2. BASI 8CC.CCC T SERİAT PAZARI 600.000 TL SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL 1.0OO.O0OTL Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Caddesı No:39/41 (34334) Cagaloğluistanbul Tel: (0212) 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle