14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi. Hospro Şirketi'nce EmniyetGenel Müdürlüğü'ne hibe edilen 10 adet Beretta marka suikast silahı ve bunlara ait susturuculann kaybolmasında ihmali bulunduğu suçlamasıyla 4'ü üst düzey 5 polis hakkında 3*er aydan 1 'er yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davada görevsizlik karan verdi. Mahkeme. dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine hükmetti. HABERLER Ege adalan, Anadolu yanmadasının Girit adası üzerinden Akdeniz'e uzanışmı temsil ediyor 22 NİSAN 1998 ÇARŞAMBA Kayıp silahlar davası Akdeniz'e bir kısrak başı gibi CÜNEYTAKALIN İstanköy yemyeşil, bereketli topraklan ile Kalimnos'tan aynlıyor. Yolun iki yanında boylu boyunca uzanan mimozalar... Yine mükellef bir pansiyona yerleşiyoruz (Keramet bizde değil, buranın pansiyonlannda). Öteki adalardan farklı bir yerde olduğumuzu hemen fark ediyoruz. Kos'un SenJan şövalyelerinden kalan Kos Kalesi'nin hemen arkasında iki cami minaresi yükselivor. (Bu iki camiye değineceğiz.) Işte size atalarımızdan izler taşıyan bir ada. Kos merkezi. tıpkı Rodos gibi. öteki küçük adalara göre fazla meskun bir yer. Küçük bir Ege adasından çok Oniki Adalar'ın merkezlerinden biri olduğu hemen fark ediliyor. Koca limanın, limanın çevresindeki acentelerin. lokantalann. barlann, kafelerin. pastanelerin ve öteki kurumlann yer aldığı merkez. eğlenceyi seven turistlere hitap ederken. sükuneti tercih edenler yakın köy lere kaçıyorlar: ömeğin adanın Türkiye'ye bakan yanındaki Aya Fokas'a ya da Batı'ya bakan ucundaki Kefalos"a... Kefalos koca marinası ile de dikkati çekiyor. Bir Türk teknesi Aya Fokas'ın yakınlarından sahili yalarcasına geçiyor... Uzaktan tanımadığımız yurttaşlanmıza el sallıyoruz. Kos'ta (tstanköy) stratejik bir karar vermek zorundayız. Ya daha güneye yönelerek Rodos'a ve Girit'e gideceğiz, ya da Türkiye'ye dönüşü düşünerek Selanik'i hedefleyeceğiz. "Ey geride kalan binierce Ege adası. özelükle ey Girit, sizleri çok sevdik, bir gün mutlaka yeniden görüşeceğiz" diye sessiz bir çığlık kopuyor içimizde. Selanik'e yöneliyoruz. Konumuz Ege adalan... Yunanistan'ı atlayıp son adaya geçelim. Kavala'nın bırkaç mil açıklanndaki Taşoz'a. GLOBALPOLİTIKÜLTÜR ERGIN YıLDıZOĞLU • • • Pol Pot Kimin Eseri? Pol Pot öldüğünde Batı'da gazetelerle dergilerin sayfalarında neredeyse bir bayram havası esti. 'Weden olmasın? Adamın elinde 1.5 milyondan fazla insanın kanı yok mu?" denebilir. Doğru! Ama Avustralyalı araştırmacı, yazar John Pilger'e göre, eli kanlı olan sadece Pol Pot değil, "ABD, Ingiltere, Çin, Tayland gibi ülkelehn desteği olmasa Pol Pot da olmazdı, katlram da" fThe Observer 19.04.1998). The Observer gazetesinde geçen hafta yayımlanan makalesinde, John Pilger, Pol Pot'un güçlenmesinde, sonra da iktidara gelmesinde, bu sırada da 1.5 milyondan fazla insanı katletmesinde, ABD'yle bağlaşıklannın, Vıetnam'a karşı sürdürdükleri cezalandırma harekâtı olduğu kadar, Çin'legeliştiımekte oldukları iyi ilişkilerin de büyük rolü olduğunu ileri sürdü. 2 Mayıs 1993'te Kamboçya'ya yönelik olarak başlayan yoğun B52 bombardımanlan, CIA Harekât Dairesi raporlanna göre Pol Pot'un taraftar kazanmasına doğrudan yardımcı olmuş. ABD ileÇin'in Pol Pot'a desteği, özellikle Vietnam ordusu, Ocak 1979'da Pol Pot saldınlarına cevap vererek zafer kazanmaya başladığında artmış. Reagan yönetimi sırasında CIA, Pol Pot güçleriyle doğrudan ilişki kurmuş. Eski CIA Başkan Yardımcısı Dr. Cline, 1980'de Pol Pot'u ziyaret ederek görüşmüş, 1986'da açıklanan ABD belgelerine göre 19801986 arasında ABD, Pol Pot yönetimine toplam 85 milyon dolar yardım yapmış. 1982 'de ABD, ingiltere ve Çin, hiçbir toplumsal desteği, coğrafı iktidan olmayan sahte Kamboçya Demokratik Güçler Koalisyonu'nu kurmuşlar ve başına, Pol Pot'un temsildleri desteğinde Sihanuk'u getirmişler. Bu yıllarda ABD, Dünya Gıda Programı'na da baskı yaparak Pol Pot güçlerine 12 milyon dolar değerinde gıda yardımı yaptırmış. Thatcher döneminde ingiltere de Pol Pot'a doğrudan ama çok gizli bir şekilde yardım etmiş. ABD'nin de desteğiyle ingiliz Özel Tım (SAS) uzmanlan Pol Pot askerlerini eğitmişler. Bu sırada Tayvvan, Trat kentinde, 87. Bölge denen yerde, Pol Pot'un ailesiyle, komutanlarıyla birlikte kalmasına, kadro yetiştirme etkinlikleri sürdürmesine olanak sağlamış. Pilger, 1992 banş süreci denen şarlatanlık sırasında 'Kamboçya kasabı' olarak bilinen Kyo Sampan'ın, ABD, ingiltere, Avustralya ve diğer Birleşmiş Milletler güçlerince nasıl askeri törenle karşılandığını da aktanyor Pol Pot, Batılı devletlerin bu bolgede desteklediği tek kasap değil. Tamil halkını sistematik olarak katleden Sri Lanka devletinin, kendi halkını köle olarak kullanan Burma (Maynamar) askeri diktatörlüğünün de senelerdir Batı'dan askeri destek almaya devam ettiği biliniyor. Bolgede Batı tarafından desteklenen bir diğer baskıcı ve soykırımcı devlet de Endonezya. Isveç Banş ve Uzlaştırma Derneği belgeleri, sosyal demokrat Göran Parsson hükümetinin, Endonezya'ya Avrupa Parlamentosu'nun uyguladığı silah ambargosuna rağmen, 35 milyon kron değerinde 40 mm. ve 57 mm. top satmış olduğunu gösteriyor. Bu toplar Endonezya tarafından Doğu Timor halkına karşı kullanılmıs. VVashington'daki Savunma Bilgileri Merkezi de Ingiltere'nin, Endonezya hükümetine bir milyar sterlin değerinde 24 Hawk saldırı uçağı sattığını belirtiyor. Merkez, bu silahın özellikle gerilla güçlerine karşı kullaniltnak üzere satın alındığını da vurguluyor. ABD Doğu Timor Etkinlik Ağı (ETAN) kaynaklan da ABD'nin Endonezya'ya düzenli olarak küçük çaplı silahlar, zırhlı araçlar, askeri helikopterier sattığını, Endonezya'nın bunları "kalabalıkkontrol" eylemlerinde kullandığını söylüyor. ABD yönetiminin, Endonezya hakkında yayımladığı insan Haklan Ihlalleri raporuna rağmen, ABD, Endonezya'ya silah ve askeri uzman göndermeye devam ediyor. ETAN, 1992 Dili katliamında ABD yapısı M16 silahlannın kullanıldığını da belirtiyor. Silah Ticaretine Karşı Avrupa Ağı (ENAAT) raporlan, Almanya'nın Endonezya'ya silah sattığını gösteriyor. Alman hükümeti birtaraftan Endonezya hükümetine Timor halkına karşı kullanılmamak kaydıyla tank satıyor. diğer taraftan bu tanklan, Endonezya hükümetinin bu tür operasyonlanna uygun bir şekilde özellikle donatıyor. ENAAT raporuna göre Almanya, Endonezya hükümetine Timor sahillerini denetlemesi için gerekli olan hücumbotlanndan da satmış. Uluslararası Af Örgütü raporian da İngiliz şirketlerinin düzenli olarak Endonezya hükümetine gerilla savaşında kullanmaya uygun silah ve roket satmakta olduğunu belgeliyor. Körfez Savaşı'nda önce Irak'ın, ABD, ingiltere ve Rusya tarafından sürekli silahlandınldığını, bu silahların daha sonra Körfez Savaşı bağlaşıklarına karşı kullanıldığını ise artık hepimiz biliyoruz. Bu tür bir listeyi uzatmak mümkün. Afrika'dan Ortadoğu'ya, Latin Amerika'ya, nereye bakarsak bakalım, hemen bütün eli kanlı diktatörierin arkasında, bu ellere silah koyan Batılı devletlerle karşılaşıyoruz. Batılı devletlerin Pol Pot düşmanlığı ise hertıalde bu ikiyüzlülüğün bugüne kadar ulaştığı en çarpıcı örneğini oluşturuyor. 2 'T'T' urtuluş'un, Ada'nın Rumları İstanbul'u bırakıp buralara gelip Jy yerleşmişler, o havayı Ege'de yaşatıyorlar sanki. Sait Faik'in balıkçı A. JL. dostlan ölmemiş, bu adalara göçmüşler. K os kasabasının arkalannda ise mahallenin ortasında tek başına kalmış bir minare gözümüze ilişiyor. Yanında bir "Anatolian Hamam" tabelası. Belli ki cami yıkılmış, minare tek başına kalmış, yandaki müştemilat binası ise bazı açıkgözler tarafından "Anadolu Hamamf' diye işletiliyor. T ek başına ortada kalan minare insanın içine hüzün veriyor. Minarenin çevresine iskele kurulmuş, onanm görüyor izlenimi doğuyor. Ama iskele öyle eski ki göz boyamaca amacına yönelik olduğu kolayca fark ediliyor. • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Makedonya Dışişleri Bakanı Blagoy Handzinski • ve berabenndeki heyeti makamında kabul etti. Kosova sorununun diyalog yoluyla çözümlenmesinden yana olduklannı vurgulayan Demirel. Makedon yönetiminin Belgrad üzerindeki nüfuzunu kullanmasını istedi. Makedon Dışişleri Bakanı dün.TBMM Başkanı Hikmet Çetin tarafından da kabul edildi. 'Belgrad'a baskı yapın' Kos kasabasının arkalannda ise mahallenin ortasında tek başına kalmış bir minare gözümüze ilişiyor. Yanında bir "Anatolian Hamam" tabelası. Belli ki cami yıkılmış, minare tek başına kalmış, yandaki müştemilat binası ise bazı açıkgözler tarafından uAnadolu Hamamı" diye işletiliyor. Tek başına ortada kalan minare insanın içine hüzün veriyor. Minarenin çevresine iskele kurulmuş, onanm görüyor izlenimi doğuyor. Ama iskele öyle eski ki göz boyamaca amacına yönelik olduğu kolayca fark ediliyor. •Hastaneci' Halil İstanköy'de kafede karşılaştığımız HaliCİe söyleşiyoruz. Bir Italyan jönüne benziyor bizim Halil. Germe(Platan)köyündenmiş. Ailesi Kos kasabasında pansiyonculuk yapıyor. Ailesi, ilkokul çağında bir süre Bodrum'daki akrabalarının yanına yollamış oğlanı. Halil güzel Türkçe konuşuyor. Askerliği soruyoruz. "Hastaneci(sıhhiyeeri)olarakyaptım"diyor. Halil'den İstanköy'deki Türk cemaatinin sorunlannı dinliyoruz. Halil bekâretin önemi üzerinde duruyor, kesinlikle bir Türk kızı ileevleneceğini söylüyor. Zaten İstanköy'de nişanlanan Türkler gelinliklerini ve her türlü gereksinimlerini gidip Bodrum'dan alırlarmış. "İstanköy'de yok mu" diyoruz. "Olsun, orası başka" diyor. Bu da azınlık olmanın yarattığı ruh hali olsa gerek. Gördüğümüz iki cami, bir de camisi yıkık minare. O da sadece Kos'ta. Dört yüz yıldan fazla Osmanlı yönetiminde kalmış olan Samos'ta, Kalimnos'ta (henüz görmediğim öteki Oniki Adalar'da da durumun farklı olmadığına eminim) ve beş yüz yıldan fazla Osmanlı'nın olmuş Taşoz'da tek bir Osmanlı izine rastlanmıyor. Kıyıda köşede bizim bilmediğimiz, görmediğimiz, uzmanların bildiği yerlerde belki bazı başka Türk izlerine rastlanabilir. Aksini tabii ki iddia edemeyiz. Ama atalanmızın Adalar'da fazla bir iz bırakmadıklarını pekâlâ, hem de çekinmeden iddia edebiliriz. Görünen köy kılavuz, görünmeyen izler yalancı tanık istemiyor. îsmet Paşa Oniki Adalar'ı vermeseymiş!.. Hem hiçbir toplumsal tabanın olmasın, hem koca Adalar seni bırakıp gitsin. ondan sonra da Oniki Adalar nutuklan at. Îsmet Paşa'nın deyişi ile "Hadi canım sen de"... SÜRECEK • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)Fethullah Gülen'in 1990yılında yaptığı konuşma sırasında burnunu sildiği kâğıt mendıli cemaatine fırlatması. Zaman gazetesi tarafından "müminlerle bütünleşilen uhrevi bir andaki sembolik dil" şeklinde savunuldu. Sümüklü mendil savunması Süngerci adası Kalimnos (solda) İstanköy kasabasındaki caminin minaresi onarıma gereksinim duyuyor. İskele onanmdan çok göz boyama amacı taşıyor (sağda). Prinoz Limanı'nda yaz hazırlıklan henüz başlamış. "Buranın mevsimi kısa" diyorlar. Tasoz cermetten bir köşe sanki. Bir balıkçı lokantasında buluyoruz kendimizi. Şef güzel bir balık buğulamayı. köşede kafa çeken balıkçılara götürüyor. Biz de istiyoruz. "Kusura bakmayın, balıklan onlar getirdi" yanıtını alıyoruz. Türk olduğumuzu fark eden balıkçılardan biri 'uzyeri'nin (uzo içilen yer, Türkçeye rakıhane olarak çevrilebilir. meyhaneden farkı öğleyin de açık olması: bizdeki 'içkili lokanta' ifadesine denk düşüyor) önünden geçen iki kıza laf atıyor: "Vaj vay vay, maşaDah vre". Kızlara bakıyorum, Yunanistan'da laf atılacak en son dişiler. Belli ki amacı laf atmak değil, bize mesaj yollamak. Şerefine kadeh kaldınyoruz. "Eski İstanbul gibi'" diye tepkisini belirtiyor bu izlenimlerimi dinleyen birdostum. Gerçekten de öyle. Kurtuluş'un, Ada'nın Rumlan İstanbul'u bırakıp buralara gelip yerleşmişler, o havayı Ege'de yaşatıyorlar sanki. Sait Faik'in balıkçı dostlan ölmemiş, bu adalara göçmüşler. Inanmayan gelsin görsün. Benim çocukluğum/gençliğim "Ismet Paşa o Oniki Adalar'ı niye verdi" tartışmaları ile geçti. Haritaya bakanın kafası kanşıyor. "Hakkaten niye vermiş paşa bu adalan" diyesi geliyor insanın. Son yıllarda Turgut Özal da bu tartışmayı alevlendirmişti. "Ben olsaydım Oniki Adalar'ı vermezdim" deyivermişti. Heytbe... Inanan inandı... Ancak bu konuda derli toplu bir tartışma yürütebilmek için önce kavTamlarda anlaşmamız gerekiyor. Sahillerimize çok yakın adalardan Taşoz, Ylidilli, Sakız (K ios). Samos, Oniki Adalar'dan sayılmıyor. Oniki Adalar Samos'un güneyindeki Patmosve Leros'dan başiıyor. batıda Astipelia adalanna. ortada İstanköy (Kos) ve Rodos'a. güneyde ise Girifin kuzeyindeki Karpathos'a ve Kaş açıklanndaki Meis'e (Kastellorizo) kadar uzanıyor. Bu adalar. Anadolu yanmadasının Girit adası üzerinden Akdeniz'e uzanışmı temsil ediyor. Hani şairin "Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" sözleriyle ifade ettiği uzantı yar ya, işte Oniki Adalar bunu ifade ediyor bence. Şimdi gelelim konumuza. Yani tarihe ve Türk izlerine. Kanuni Süleyman Rodos'u 1522'de fethediyor. Kos'un fethi daha geriye, 1422'ye gidiyor. Öteki adaların durumu da üç aşağı beş yukarı Rodos'unki ile benzeşiyor. Ne de olsa Rodos, Oniki Adalar'ın merkezi. (19. yüzyılda Marmaris. Fethiye vb. gibi kıyı kasabalan da Rodos'a bağlıymış. Marmaris'teki bir y urttaş mahkeme işleri için Rodos'a gidermiş, iyi mi?) Oniki Adalar'ın sakinleri 1520'lerden 1912"de Italyanlann eline geçene kadar Türk hâkimiyeti altında,yaşamışlar. Kalenin hemen arkasında yükselen iki minareden biri Elefteria Meydanı'ndaki Defterdar Camü'ne ait. Defterdar Camii şirin mi şirin. Üstelik son beş yıl içinde onarım görmüş. tertemiz. iyi durumda. Bakımlı olması. insanın hoşuna gidiyor doğrusu. Karşıdaki kahveciden caminin her yıl onanm gördüğünü ve cuma günleri açıldığını öğreniyoruz. Bayramın birinci günü öğle saatlerinde uğramamıza rağmen camiyi ne yazık ki kapalı buluyoruz. Ancak daha sonra karşı laştığımız bir Türk, bayram namazının kılındığını söylüyor. Biraz ilerde şu anda Kos ıdare binasınm arkasında, Hipokrat'ın gölgesinde ders verdiği ve Avnıpa'nın en yaşlı çınan olduğu söylenen koca çınarın yanı başında Hacı Hasan Camii göze çarpıyor. Daha çok bir tekkeyi andıran koca taş bina dışardan çok güzel görünüyor. Bina fazla yıkık sayılmaz. Ne v ar ki kapı duvar. Onanm görse ne kadar güzel olur. • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) FP İstanbul Milletvekili Aydın Menderes'in listesinden RP milletvekili olarak parlamentoya giren Bağımsız İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş'm DYP'ye katılma karan aldığı öğrenildi. Dağdaş'ın. yann yapılacak grup toplantısında DYP'ye katılması bekleniyor. Dagdaş DYP yolcusu Taşoz Çok iyi anımsıyorum. Taşoz'u tarih dersinde Istanbul'un alınışı sırasında aynı bahiste okutmuşlardı bize. Gerçekten de Taşoz, 1457'de.yani Istanbul'unalınışından hemen sonra Osmanlf nın eli^ ne geçiyor ve 1912'ye kadar Osmanlı yönetiminde kalıyor. Kavala'dan her saat başı feribotların kalktığı Taşoz' un o'günkü yabancı konukları bizler ve iki Bulgar okutman. Kim bilir belki onlar da burada kimliklerini anyorlar. Her neyse, Taşoz bizim Büyükada gibi çamlarla kaplı yemyeşil birada. 'Partilep ihanet içinde' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)DYPil başkanlan. DYP milletvekillerinin boykot ettiği parlamentoyu "demokratik işlevini kaybetmek ve anayasayı militer yorumlamakla" suçladılar. ll başkanlan. basına faksladıklan metinde. DYP'nin tersine Meclis'i protesto etmeyen siyasi partilerin de "Türkiye ve Türk milletine ihanet ettiklenni" savundular. Emekciler birlik dayanışma gunünü kutluyor Yazlığa fazla malzeme kullanılmıs 1 Mayıs hazırlıklan tamam ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) 1 Mayıs tşçi Bayramı kutlamalan için hazırlıklar tamanilandı. DtSK. KESK. TürkIş ve Halkevleri Ankara Şubeler Platformu temsilcilerinden oluşan Tertip Komitesi, Ankara Gan'ndan başlayacak yürüyüş için yasal başvuru yaparken İstanbul'da *1 Mayıs duzenleme komitesi' adına yapılan açıklamada. tüm emekciler ve emekçi dostlan 1 Mayıs'ta Şişli Abidei Hürriyet Meydanrnda buluşmava çağnldı. Kamu Emekçileri Sendikalan, işçi sendikalan. sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerden oluşan yaklaşık 60 kuruluşun katılımıyla düzenlenecek 1 Mayıs yürüyüşü saat 11.00'de Ankara Tren Gan'ndan başlayacak. Saat 12.00'de Abdi Ipekçi Parkı'nda buluşacak olan işçiler, 'özeUeştirmeye, çetelere, savaşa, antidemokratik uygulamalara karşı birlik, mücadele\e da>anışma' mesajı verecekler. Komite adına basm açıklaması yapan KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Naztm Alkaya şunlan söyledi: "Yaşanılan krinn faturası sermaye tarafından emekçflere, yoksul halka ödettirilmeye çalışılmaktadır. Kapitalizm sömiirii ve baskı sistemine başkaidınnın sembolü olan 1 Mayıs, ülkemizde böyle birsüreçte birlik. mücadele ve dayanışma şiannı sürdürmektedir." 1 Mayıs Duzenleme Komitesi Başkanı DİSK Genel Sekreteri MuratTokmak. her kesimden her düşünceden insanlann kutlama yapabildiği Taksim Meydanı'nın işçilere kapalı olması ayıbının bir an önce giderilmesi gerektiğini belirtti. 'Kalemli'nin faturası naylon' AYŞE SAYIN ANK.ARA Eski TBMM Başkanı ve ANAP Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli'nin. iç düzenlemesi Mesa tarafından yapıldtğı savlanan Çeşme'deki yazlık villasının fayans işlerini fatura üzerinde yapmış görünen firmanın petrolcü olduğu ortaya çıktı. Bazı faturalarda 2243 torba çimentonun kullanıldığının görülmesi üzerine ait komisyon raporunda. "Bu kadar malzeme ile 3 tane e\ temelden yapılabilir" denildi. Komisyon. Kalemli'nin sunduğu faturalann "najlon"olduğu görüşüne varırken komisyonun CHP'li üyesi Ahmet Küçük. faturalann "hatır için" düzenlendiği izlenimi edindiklerini belirtti. Küçük. Maliye müfettişlerinin bu konuda inceleme başlatacağmı da bildirdi. Komisyonun incelemeleri hakkında Cumhuriyet'e bilgi veren Küçük, şantiye alanında yaptıklan görüşmelerde, villa inşaatının geçen temmuzağustos aylannda bitirildiğini saptadıklannı, Kalemli'nin komisyona sunduğu faturalann ise Aralık 1997 tarihli olduğuna dikkat çekti. Küçük, faturayı hazırlayan şirketlerin. Mesa'nın taşeronu olduğunu belirlediklenni belirterek "Örneğin fayans işini yapan fîmıanın, aslında petrol şirketi olduğu ortaya çıktı. Firmanın adresi olarak gösterilen yere inceleme yapmaya gitriğimizde kapalı olduğunu gördük" dedi. Küçük'ün verdiği bilgiye göre Kalemli'nin "fayansişleri" için Yetiş Petrol faturadüzenledi. Komisyon, yaptığı incelemelerde, villada "ıs*cam" kullanılmadığı halde Emtay Inşaat tarafından fatura verildi&ini belirledi. email: [email protected] Taner DİE'yi suçladı (Cumhuriyet I ANKARA Biirosu)TÜStAD Yönetim Kurulu'nu kabul eden Devlet Bakanı Güneş Taner. enflasyon rakamlannm yüksek çıkmasını. peşin fiyatına yapılan taksitli satışlara bağlarken "Devlet tstatistik Enstitüsü (DİE). peşin fiyatına dedikleri liste fiyatını alıyor ve bu artan fiyatlar üzerine, biz suni olarak enflasyonun arrtığı bir ortamla karşı karşıya kalıyoruz" dedi. Izmir Barosu SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR Kültür Bakanı Istemihan Talay. ortaokuldan sınıf arkadaşım, hemşerim. Daha sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde de birlikte okuduk. O sosyal demokrattı, ben ise sosyalist. ilişkilerimiz hep sürdü. Kültür Bakanlığı'na getirilmesine de sevinmiştim. ANASOL ve REFAHYOL döneminde Kültür Bakanhğı büyük tahribata uğramıştı. ANAP'lı Agâh Oktay Güner. ardından Refah'h Ismail Kahraman, rantçılara olanak sağlayan değişiklikler yapmışlar, hem de kültür yaşamını kısırlaştıracak olumsuz girişimlerde bulunmuşlardı. Atatürk Kültür Merkezi'ndeki sanat etkinlikleri engellerle karşılaşmış, Mimarlar Odası binası bakanlıkça gasp edilmişti. Bakanlık tam bir kültürsüzlük merkezi haline dönüştürülmüştü. Istemihan Talay'ın sosyal demokrat bir politikacı olarak kültür bakanı olması, yeniden bu bakanlığın onarılması için birşanstı. Bakanlığın ilk döneminde, sevindirici adımlar da atıldı. Sonra ne olduysa oldu, Istemihan Talay a Mektup her şey tersine döndü. Sanki rantçılar Kültür Bakanlığı'nı kuşatma altına almışlardı. Ardı ardına, şüphe uyandıncı gelişmeler gündeme geldi. Istemihan Talay'ı ve Kültür Bakanlığı yetkililerini, karşılaştığımız herolumsuzluktauyardık. Yüz yüze geldiğimizde sözlü, köşemizde ise yazılı olarak bakanlıkla ilgili endişelerimizi dile getirdik. Kültür Bakanlığı, SlTaJanlannı kararlaştıracak Koruma Kurullan'nı saptamayetkisi nedeniyle, büyük şehirierdeki yağmaya karşı önemli bir supap görevini yerine getirebilecek bir konuma sahip. Bu nedenle spekülatörler, Koruma Kurulları'nı belirlemek ve yönlendirmek amacıyla bu noktaya yükleniyorlar. Trilyonlara varan spekülasyon potansiyeli, bu bakanlık üzerine aşırı bir yük bindiriyor. Sanınm Istemihan Talay, bu yüklerin altından kalkamıyor. Çünkü son dönemde Koruma Kurullan'nın aldığı kararlar konusundaki önlemleri, rantçılara teslim olduğu gibi bir hava yaratıyor. Daha önce bu köşede yazdığımız, Izmir Kordon'daki çevreyi ve doğayı korumayı amaçlayan karar Istemihan Talay'ın emriyleortadan kaldırıldı. Bununladakalınmadı, Kordon'u SİT alanı ilan eden kurulun başkanı ve Talay'ın atadığı Numan Tuna görevden alındı. Hakkında "suç dosyası" hazırtanan, iş takibi yaptığı belgelenen, Bedrettin Dalan dönemindeki Boğaziçi yağmasının ünlü isimlerinden Bülent Bilgin, bütün uyarılara rağmen, ne hikmetse, istanbul'da Boğaziçi'ne bakan Koruma Kurulu Müdürlüğü'nde tutuldu. CHP döneminde görevden alınan Bilgin, Agâh Oktay Güner tarafından bu göreve yeniden getirilmiş, Refah'h bakan tarafından da aynı görevde kalması sağlanmıştı. Talay, bakanlığın ilk günlerinde, Bilgin'le ilgili dosyayı görür görmez onu görevden almıştı; ancak, araya hangi güçlergirdiyse bircuma günü görevden aldığı Bilgin'i pazartesi günü yeniden aynı göreve atadı. Aynı bölgedeki Koruma Kurulu'nun duyarlı üyeleri Prof. Dr. Hakkı Önel ve Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy ise istifa etmek zorunda bırakıldılar. Prof. Dr. Afife Batur ve Oktay Ekinci de benzer şekilde Bülent Bilgin'lerin kurbanı oldular ve görevlerinden alındılar. Bilgin'ler tam anlamıyla serbest kaldılar. Bu arada Doğan Kuban, Afife Batur ve Oktay Ekinci döneminde reddedilen imartalepleri, Bülent Bilgin tarafından yeniden gündeme getirilip, aynı dosyalar üzerinden bu kez onay kararları alındı. Yine EminönüFatih (Suriçi) bölgelerindeki tarihsel kalıntılar üzerinde imar hakkı verilmesine karşı çıkan, Agah Oktay Güner ve ismail Kahraman döneminde görevden alı 9 • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Alaartin Çakıcı'nın katıldığı bir programda Özer Uçuran Çiller'i, "rüşvetçilikle" suçlayan konuşması nedeniyle Flash TVye yapılan baskın, TBMM Genel Kurulu'nda bir kez daha tartışıldı. Bu konuda kurulan Meclis araştırma komisyonu raporunda. "planlı ve örgütlü" diye tanımlanan Flash TV baskınıyla ilgili iddialar konusunda FP'lüer. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'e sahip çıkarken CHP'li Yahya Şimşek. o dönemde iktidarda olan REFAHYOL'un, baskından hemen sonra Flash TV'yi kapattırdığına dikkat çekti. Flash TV baskını TBMM'de nan ve üstelik yine Talay tarafından atanan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay gibi saygın bir isim de geçen günlerde Istemihan Talay tarafından görevden alındı. Son olarak da Küçükçekmece gölü çevresini SİT alanı ilan eden 2 No'lu Koruma Kurulu üyelerinin üzerindeki baskıların arttığı ve karann iptali için bakanlığın devreye girmeye hazırtandığı haberleri geliyor. Kültür Bakanhğı'ndan başka pis kokular da geliyor. Eski arkadaşım Istemihan Talay, bütün bu önlemleri bizzat kendisi alıyor. Istemihan Talay'ın, bu rant kavgasında kişisel bir ilişkisi olduğuna inanmak istemiyorum. O zaman kim, ne için bütün bu kararların alınmasını sağlıyor? Bu işten kimlerin çıkarları söz konusu, onu merak ediyorum. Iddialan da bir gazeteci olarak araştınyorum. Istemihan Talay'a yol yakınken önerim, bu yolun yol olmadığı üzerinde daha derinlemesinedüşünmesi. Eski birarkadaş önerisi. Belki bir yaran olur. Serkan Eroğlu öldürüldü' İZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) İzmir Barosu Başkanı Çetin Turan. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi 2. sınıf öğrencisi AliSerkan EiDğlu'nun ölümünü başından beri kuşkulu bulduklannı belirterek İstanbul Adli Tıp Kurumu raporuna göre Eroğiu'nun öldürülmüş olduğunu söyledi. Turan, "İşkencecilerin cezalandınlmadığı bir ülkede bu rürolay lann önlenmesi de zorlaşmaktadır. Baro olarak sorumlular bulunup yargı önüne çıkanlıncaya dek olay ın arkasını bırakmayacağız" dedi. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. RafetSaygüıda yazılı biraçıklamayaparak Eroğiu'nun üniversitede öldürüldüğü yönündeki haberlerin üniversite camiasını üzdüğünü bildirdi. Saygılı. yeni gelişmelerin hassasiyetle takip edildiğini de kaydetti. Izmir Emniyet Müdürü Ahmet Demir ise Eroğiu'nun kendileri tarafından gözaltma alınıp ajanlık teklif edildiği yönündeki haberleri yalanladı. Demir, "Bu tür iddialar daha önce de ortaya atıldı. Polise yönelik iddialar üzerine soruşturma açüdt Sonışturma halen sürüyor. Ama kesinlikle söylüyorum ki Eroğlu bizim tarafımızdan gözaltına alınmadı. aranan bir kişi de değiidi. Sonışturma sürdüğü için daha fazla konuşmanın gereğiyok" dedi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün, Izmir Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne yazdığı bir yazıyla 'Eroğiu'nun gözaltına alınıp alınmadığı'nı sorduğu öğrenildi. Izmir Terörle Mücadele Şubesi'nin de cevabi yazısında "Eroğlu'nun gözaltına alındığma dair herhangi bir kayıt bulunamamıştır" denildiği bildirildi. w
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle