14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 NİSAN 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 15 Metro frossmarket istanbul, Ankara, Izmir, Adana'da şubeleri bulunan Alman sermayeli toptancı süpermarket Metro'nun işvereni, sendikalı işçileri bağlı oldukları Tez KoopIşten istifaya zorluyor; sendikadan istifa etmeyeni işten çıkartıyor. İşten atılan bir işçi açlık grevi başiatıyor; işverenin baskısına dayanamayan işçiler sendikaya istifa mektuplan gönderiyor. Aimanya'da böyle bir davranışta bulunması sözkonusu olmayan Metro Grossmarket, Türkiye'de "global dünya"nın tadını çıkartıyor! Metro Grossmarket çalışanlan Türkiye'nin duyartı insanlanna sesleniyor: "Tüketimden gelen gücünüzü kullanın ve Türkiye'deki Alman sermayesi bu yasa dışı tutumundan vazgeçinceye kadar Metrolardan alışveriş yapmayın. Yapmayın ki Türkiye'nin en az AJmanya kadar sosyal bir hukuk devleti olduğunu kanrtlamamıza yardımcı olun." EJektronık posta: Deniz.Someraksnet.com itlis'in Nurs köyünden çıkıp önce OsmanIı'da31 Mart şeriat ayaklanmasına karışan sonra Türkiye Cumhuriyeti'nde Şeyh Sait'in Kürt başkaldırısına bulaşan Saidi Kürdi, 1950'den sonra Demokrat Parti iktidanyla birlikte "demokrasi"nin nimetlerinden yararianmasını çok iyi biliyor. Saidi Nursi adıyla da anılan Saidi Kürdi, dönemin başbakanı Adnan Menderes'le vardığı anlaşma üzerine özel din eğitimi olanağını sağlıyor ve Nurcular oiarak anılan örgüt militanlarına şu talimatı veriyor: "Nur şakirdleri, mümkün olduğu kadar her yerde küçücük Dersanei Nuriye açmak lazımdır. Eski medreselerde beşon seneye mukabil, inşallah Nur medreseleri beşon haftada aynı neticeyi temin edecek." Nur şakirdleri yani militanları daha önce gizlice sürdürdükleri eğitim çalışmalarını bu talimat üzerine iyice yoğunlaştırıyor ve yaygınlaştırıyor. Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 Diyanet Işleri Başkanı "aklı savunan akılsız" demiş... "Belli ki aklını peynir ekmekle vemis!" GÖRÜŞ R. METIN AYDOGAN Atatürkçü Düşünce Derneği Izmir Şube Başkanı Şakird Müritleri tarafından "bediüzzaman" yani "çağın eşşizi" oiarak anılan Saidi Kürdi, liaziz ve sıddık kardeşleri"ne kıyamet gününde gelecek zatın üç görevini deşöyle bildiriyor: 1) Nurkitaplarını birprogram oiarak yayınlayacak ve uygulayacak. 2) Şeriatı uygulayacak. 3) Islam hilafetini islam birliğine yerleştirerek Isa'nın ruhbanlarıyla ittifak oluşturduktan sonra Islam dinine hizmet edecek. Birinci görev için güçlü bir iman, ihlas ve bağlılık gerekiyor. Ikinci görev maddi kuvvet ve hâkimiyet istiyor. Üçüncü görev için adres, VVashington'la Vatikan arasında bir yerleri gösteriyor! Bu talimatlardan 40 küsur yıl sonra bugüne gelindiğinde ortaya benzer birtablo çıkıyor: 1) Dersanei Nuriyelerbinlerceöğrencilerin barındırıldığı Işık Evi olmuş; ilkokulundan üniversitesine kadar birdizi "medrese" açılmış; dersaneler, yurtlar işletilmeye başlanmış. 2) Vakıflar, holdingler, finans kurumlarıyla maddi kuvvet ve hâkimiyet sağlanmış, Nur kitaplarındaki teoriler uygulamaya konulmuş, toplumun bir kesiminde şeriat yaşanır olmuş. 3) Amerika Birleşik Devletleri'nin güveni sağlanmış, desteği alınmış, Vatikan'a ziyaret gerçekleştirilmiş, içinde cami, kilise ve havra bulunan toplu yerleşim projeleri hazırlanmış, devletin silahlı kuvvetleri hariç her kademesine girilmiş. Saidi Kürdi'nin şakirdlerinden birini bugün bütün Türkiye tanıyor. Bülent Ecevit kolunu kaptırmış iktidar koltuğunda oturuyor. Devletin başındaki Süleyman Demirel bile hak ettiği ödülü alıyor! Ve bakın... 31 Ekim 1996'da Demirel ne diyor: "Bediüzzaman büyük bir Islam alimidir. Aksini söyleyenin alnını karışlamak lazım." Bundan cesaret alan şakird, "ispatlayın" diyor! Ülkemize birgün SİYASAL LOTO vuracak; gökten kaliteli politikacılaryağacak! SESSÎZ SEDASrZ (!) NÜRİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Demokrasi kavramı, son yıllarda yanına laiklik de eklenerekelli yıldır tartışılıp duruluyor. Kimileri V v e "s" harfleri arasındaki "a"yı uzatarak, çok partiyle vitrine konmuş ilkel parlamentarizme demokrasi derken, kimileri okyanus ötesinden aldığı ilham (veya direktiflerie) demokrasiyi, toplumun ekonomiksosyal yapısından soyutlayıp isteme bağlı bireysel özgürlük düzeyine indirgiyor. Kimileri de, laikliği demokrasiyle eşitleyerek ve hatta onun da önüne geçirerek, geçmişe özlemle yaşayan tasavvuf dervişleri gibi kendilerine düşsel bir dünya yaratmaya çalışıyorlar. Sonuçta ortalık, daha fazla "demokrasi" isteyen tarikat şeyhleri, aşiret reisleri, hokjing patronlan, "demokrasi"y\ koruyan(!) mafya çeteleri, sultanlaşmış genel başkanlı siyasi partiler ve bölücülüğe endekslenmiş "insan hakları" örgütlerinden geçilmez hale geliyor. Bu trajikomik ortam içinde, bunların tümü "demokrasi"r\\n nimetlerinden alabildiğine sahipleniyorlarken sadece geniş emekçi halk kitleleri söz konusu nimetlerden uzak tutuluyor. Bu bakımdan, bütün kavram karışıklıklarından anndırılarak demokrasinin halk için ne anlam ifade ettiğinin açıkça ortaya konulması gerekiyor. Demokrasi bir yönetim biçimi değil, (Meşrutiyet, Cumhuriyet bir yönetim biçimidir) bir devlet biçimidir. Toplumsal sistemin belirlediği ve toplumu oluşturanların bir kısmının (tarih boyunca ger.ellikle azınlığın) zora dayalı egemenliğidir. Demokrasiden söz edildiğinde hemen "kimleriçin" sorusu gündeme getirilmelidir. Insanlık tüm toplumu eşit oiarak kapsayan genel bir demokrasiyi henüz yaşamadı. Antik çağdan beri kapsadığı sınıflann adlanyla anılan tüm demokrasi biçimlerinin ortak özelliği, gelişkenlik düzeylerini, toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel yapısının belirlemesidir. Günümüzde tartışılan ve kısaca demokrasi oiarak kullanılan kavramı, sanayileşen "Saf/"nın tarihsel gelişiminde biçimini bulan ve bugün tüm dünyanın ilgi alanına girmiş olan "Batı demokrasisi" veya Burjuva Demokrasisi oiarak alındtğını kabul edersek (ki bu kabul doğru bir kabul olur) gerçekleşmesi istenilen demokrasinin özellikle azgelişmiş ülkeler açısından ne anlam ifade ettiği ortaya çıkabilir. "Batı" demokrasisine yaklaşık altı yüz yıllık bir süreçten geçerek ve feodalizmi (çoğu kez zor kullanarak) tasfiye ederek ulaşmıştır. Devrimci bir sınıf oiarak tarih sahnesine çıkan burjuvazi bu uzun süreç içinde, kendi ekonomik gelişimine uygun olduğu ve gereksinimlerine yanıt verdiği için kendi devlet biçimini "demokrasi"oiarak biçimlendirmiştir. Topfumdaki ekonomik etkinliğini sosyal alana böylece taşımıştır. Devletteki egemenliğini hiçbir koşulda kaybetmeden, yönetim biçimi oiarak cumhuriyeti ve buna bağlı oiarak temsili kurumları, kuvvetler aynlığını, laikliği, insan haklarını, seçme seçilme, mülk edinme, seyahat vb. haklan siyasi demokrasinin ilkeleri oiarak kurumlaştırmıştır. Omeğin fabrikalarında çalışacak işçilere gereksinimi vardı. Bunun karşılanması için, daha önce kapalı ekonomik yapılar içinde feodallerin serfleri durumunda olan köylüler, topraktan kopanlıp "seröest" ve "özgür" bireyler haline gelmeliydiler. Getirildiler. Toprak devrimi ile topraktaki feodal mülkiyet kaldırıldı. Bir yandan kapitalist tanm işletmeleri ortaya çıkarken, diğer yandan işçi ve yedek işçi ordusunu oluşturacak olan köylüler, şehirlerde toplandılar. Türk toplumuna gelince, tarihsel ve sosyal gelişim açısından "Batı "dan çok farklı olduğu açıktır. Kendine özgü toplumsal gerçekleri vardır. Ayrıntıya girmeden kısaca özetlemek gerekirse; 20. yüzyıl başında durum şöyledir; ataerkil ilişkilerle donanmış toplumsal yapı son derece gerilik içindedir. Nüfusun yüzde 9O'ı köylüdür. Köylülük Batı anlamında serf konumunda bile değildir. Yoksulluk sınırının altında bir yaşam sürmektedir. Mülkiyet ve toprağı işleme, ürün pazarlama bilinci bile gelişmemiştir. Toprakta tımar sistemi bozulmuş, fetih ve fetihlere bağlı haraçcizye gibi devlet gelirleri kesilmiş, sanayi ve ticaret gelişememiştir. Mali işlemler ve ticaret, azınlıkların elindedir. Ulaşım ve pazar ilişkileri yok denecek düzeydedir. Toplumsal yaşam ortaçağ ve öncesinin kurum ve gelenekleriyle, gerilik ve örgütsüzlük içindedir. Osmanlı devleti, saray, ulema ve bir ölçüde ayaneşraf takımının, Türk halkı üzerindeki baskı örgütü konumundadır. 1950'den sonra uygulanan politikalar ağırlıklı oiarak antiKemalist nitelikte politikalardır. Bu politikalarla Kemalist uygularna, kendi gücünü tam oiarak yaratamadan emperyalizmin de yoğun desteğiyle büyük oranda uygulamadan kaldırıldı. Ulusal bağımsızlıkzedelendi. Eğitim dinselleştirildi, halkçılık, devrimcilik ve devletçilik ortadan kaldırıldı, ulusal pazar emperyalizmin sınırsız kullanımına sunuldu. KİT'ler haraç mezat satıldı, feodal yapılar korundu ve geliştirildi... Bugün Türkiye'de etkileri giderek artan 500'e yakın aşiret, 50'ye yakın dinsel tarikat vardır. Ve acı bir gerçektir ki feodal yapılar yok edilmedikçe "Batı" anlamında bir demokrasi Türkiye'de hiçbir zaman olmayacaktır. Demokrasi tartışmalan var olan toplumsal koşullar gözden uzak tutulmadan yapılmalıdır. Günümüzde yoğunlaşmış olan demokrasilaiklik tartışmalarında Atatürkçüler demokrasiyi ekonomik sosyal temelinden kopararak toplumsal niteliğinden bireysel özgüriüğe indirgeyen ve bunu Cumhuriyet ilkelerine saldırının örtülü bir aracı haline getiren "Pentagon demokratlan'na olduğu gibi, laikliği demokrasiyle eşanlamda ve bazen ondan da önde tutan, beyinleri kireçlenmiş "Atatürkçü"\ere(!) de dikkat etmelidirler. Demokrasi ve Laiklik Üzerine Amasya'nın Suluova ilçesine gelen ve kendisini Anadolu Birlik Oyunculan ile Sonay Kılınçer Tiyatrosu temsilcisi oiarak tanıtan bir kişi, Bekir Coşkunun "Dövlet" oyununu sahnelemeyi öneriyor. CHP ilçe yönetimi öneriyi kabul ediyor ve iki bölümlük t müzikal güldürü için 100 milyon liraya anlaşma yapılıyor. 18 Nisan'da sahnelenecek oyun için biletler satılıyor ve 17 Nisan'da "tiyatro ekibi" oiarak adının Sonay Kılınçer olduğunu söyleyen bir kişi şoförüyle birlikte geliyor. PALAS PANDIRAS Müzikal güldüpüden tek kişilik oyuna iki perdelik müzikal güldürünün tek kişilik bir oyun olduğu anlaşılıyor. Ses ve ışıklandırma düzeni olmaksızın bir masa ve bir sürahi su eşliğinde 100 milyon liraya tek kişilik bir oyun sahneye konuyor. llçeye, böylesi bir "oyun"u getiren CHP'Iİ yöneticiler getirildikleri oyuna yanıyor... Eserin sahibi gazeteciyazar Bekir Coşkun da, telif hakkı almadan genç sanatçılara destek amacıyla "Dövlef'in 25 kişilik bir ekip tarafından sahneye konmasına sözlü izin verdiğini ancak eserinin bu hale getirilmesi üzerine yasal yollara başvuracağını söylüyor... Postmodem Türk deyimleri serisi: "Sonradan görme, gavurdan gourme(t) Müfrt Bozacı behicak A turk.net AYDINLANMA ATEŞÎ îletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 KİM KİME DUM DUMA BEMÇ AK 'CumhuriyetHn korunmasında en büyük görev öğretmenlere düşüyor* rih ve uygarlığının köklerine indigini, önce tarih bilincini. tarihtekı laik ve demokrat Türk kültürünü keşfettiğini. bunun yönetimini koydugunu. aklın bilimin üstünlüğünü benimsediği için de O'nun Cumhuriyeti'nin her.türlü saldınya karşı ayakKayabaşı llköğretim Oknlu ta kalabilecefıni. Cumhuriyet"in ko"31 Mart3 Nisanarasındaolcul in runmasında koilanmasında, yücelşaatına bağış yapanlann isimleri; tilmesınde özelliklc öğretmenlere. Gökhan Duran (I milyon), Ayşe üniversitelere büyük bir görev düşGöney (5 milyon), Yonva Even tüğünü, Cumhuriyetimizin özellikle Guggen Bühl (80 milyon), M. Dok bölücüırkçı eşkıya irticasıyla ve şe * satlı:.M. Mahmure(3 milyon), Ah riat diktatörlüğü kurmak için yola sen Özdemir (5 milyon), H. Gülte çıkanların saldınsı altında olduğukin Özdemir (5 milyon), Meral nu, şeriatçı teror ile buna destek veAtamet Önal (20 milyon). Yekta rilerek karşı yasal düzenlemelerin Giingör Özden (5 milyon). Turan bir an önce yapılması gerektiğini beSüriicü (5 milyon). lirttiler. Topalanan bağış miktan; 9 milUlusalı yakalamadan, bulmadan, yar 589 milyon 390 bin lira. keşfetmeden ulusal de\ letin kurulaOlcula 3 milyarlık inşaat malze mayacağmı ve buradan hareketle de mesi veren IMI Denizcilik Işletme Atatürk'ün evrenselliğe açıldığını sinin Genel Müdürü başkanhğında bir vurguladılar." heyet Kayabaşı'nı ziyaret edip, inşaatı görmüşler ve memnuniyetlerini Ruhi Su Kültür Merkezi bildirmişler ve Ali Karlık öğretme"24 Nisan saat 18.30'da açılışı yane ilerde yine yardım sözü vermiş pılacak Filiz Berk Doğutürk Sergiler. si kültür merkezimizde 24 Mayıs'a Mayıs'ın ilk haftası uluslararası kadar sürecek." gençlik teşkilatından birgrup, Kaya tstanbul C u m o k K ü l t ü r Kohı başı'na geliyor, inşaatta fiilen çalı"Ressamlarımızdan Hatice Nalşacaklar ve belki başkaca yardımlabant Dega Sanat Galensi Suadiye n olacak. Hesap No: Ziraat Bankası Deniz (0.216.463 42 87) adresinde eserl'erini 30 Nisan'a kadar sergiliyor." liKale Şubesi 304404.6002 " Kırşehır ADD, Cumhuriyetin 75. yıldönümü nedeniyle "l lusaldan Evrensele Atatürkçü Düşünce' konulu panel düzenlerken, Çorlu Cumok da Köy Enstitüleri'ni anmak için yemekli bir söyleşi diizenliyor. Ç İ Z G İ L Î K KÂMÎL MASARACI İnönu Vakfi "Innetlnönü'nün 1924'tealdığı ve mizeev oiarak varlığını sürdüren Pembe Köşk. 20 Mayıs'a kadar 10.0017.00 saatlerinde, ücretsiz oiarak ziyaree açılacak; evde tsmet lnönü'nün giysieri, silahlan, madalyalan, fotoğraflan ve bazı özlük eşyalan ile belgeleri. eşine ve çocuklanna ait bazı eşyave fotoğraflar ile yaşayan müzeein özgün mobilya, tablo ve diğer tşyalan sergilenecektir." Ankara Cumok "23 Nisan "da kültür, doğa ve dostluk gezisi düzenliyoruz. Katılmak isteyenler 0.312.44'6 09 12 nolu telefona rezervasyon yaptırabilir."' H A R B İ SEMİH POROY Tekirdağ Cumok "Aylıkolağan toplantımızı 25 Nisan saat 19.00'da Marmara Dershanesi, Atlas Pasajı Kat:3"te yapıyoruz. Tüm Cumoklar"ı bekliyoruz." ^ ^ • • . . ' . • ÇYDD Genel Merkez "CSD (Cüzzamla Sa\aş Derneâi) için. 27 Nisan saat 20.00"de AKM Konser Salonu'nda soprano Natalia Gavrilova ve piyanist Sergey GavTİlov tarafından. Rahmaninov ve Çaikovski'den "Rus Şarkılan' adlı bir konser düzenliyor" & BULMACA SEDAT YAŞAYAN Kırşehir ADD "rumhuriyetimizin kuruluşunun 75. 'îldönümiikutlamaprogramı içerisiıde olmak üzere Kırşehir Öğretmetevi Salonu'nda "l lusaldan Evrenele Atatürkçü Düşünce1 konulu janel düzenliyoruz. Panele konuşnacı oiarak siyaset bilimi doktoru, 131417. dönem Sivas Milletvekli Mustafa Kemal Palaoğlu, GtÖğretim Oyesi Yard. Doç. Dr. M tstafa Dinçer ile emekli Türk Dili v Edebiyat Öğretmeniavukat Adil Vaaboğlu panelist oiarak katıldılar. Kouşmacılar, Atatürk'ün önce ulusal^erçekleri yakaladığını, Türk ta Cumhuriyet Kitap Kulübü MIRMIRLAR IĞUR DLRAK o\SAK, MÜZI'K ANUl OLÖÜ&U "Taksim Sergi Salonu'muzda nisan etkiniiklen içerisinde 24 Nisan saat 18.00'de Saim Akçılm 'Liusal ve Evrensel Müzik' konulu söyleşisi. 25 Nisan'da da Pertev Naili Boratav'ı anma toplantısı yer alıyor. Cumhuriyet Kitap Kulübü tmza Programı; 24 Nisan saat 15.00; Ajlan Lraz saat 17.00; Esin Afşar 25 Nisan saat 14.00: Deniz Som saat 16.00; Necati Cumalı tlstanhul Ürtiversitelerarosı Ata 26 Nisan saat 15.00; Şükran Kurirkçü Düşünce Birliği; Yıldız dakul saat 17 00; Hikmet Çetineknik Oniversitesi Yüksel Sakaya aacı Sanat Merkezi'nde saat 27 Nisan saat 15.00; Oktay Ekinci 5 JO'da Prof. Dr. Türkel Minibaş. saat 17.00; Alpay Kabacah "rot Dr. tzzettin Önder ve Prof. 28 Nisan saat 15.Ö0; Halit Deringör )r. Naci Kepkep'in kaaküğı "Çok saat 17.00; Ataol Behramoğlu "araflı Yaönm Antlaşmalan" ko29 Nisan saat 15.00; Raif Ertem aı!u panel düzenliyor. saat 17.00; Bülent Tanör i Çortu Cumok; saat 18.00'de 30 Nisan saat 15.00; Erol Manisa3da Restaurant'ta Köy Enstitüleh ' •iîfe ilgili yemekli bir söyleşi du:en!iyor. Doğa Yürüyüşü 'İÇevrvveKüb&DeğerkrmiKo"26 Nisan'da, Nüzhetiye Şelalej iona Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) ve si'ne doğa yürüyüşü yapmaya gidi\!Ü Orman Fakültesi tarafından yoruz. Ulaşım. gazete. kahvaltı. öğ!saat 16.00'da AraşnrmaGörevlilen yemeği ve kitap armağanının ya3i Doğanay Toiımay'ın katılacani sıra. tüm katılımcılan dönüşte bir ğı "Hcoioji" konulu çevre semide şarap partisi bekliyor. Kayıt ve neri düzenlenivor. bilgi için tel: 0.216.385 16 18 0.532.326 46 76 (Hakan Kıyat) fbA Bugün TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIK\N 22 Nisan 1B38'D£ BUGÜN, 'SKtuS'AOU SUHAHlı 6BVİİ,AT. LAS OKyAUUSU'HU AŞIf>AMEZİtA'yA UlAŞTI.. 1619 'DAN BU YAAiA BA2I <SEMİL£R SUHA££ÜCÛ PESTE6/YLE OKYAUUSU 6EÇMİŞLEB0İ. AMA, 8U K£Z,BİR ihJOİÜZ GBMİSİ OLAN SHtllS (7O3 TONLUK); 8UHAR MAtJUeSİu'l ABAUK£IZ ÇALtŞTfKAeAK BU İŞ/ yAPlYORDU. YABl YOLC* SEMİDB /Sy/IH Ç/KMASt 8İLE PuRUÂAU eUGELJLEAABIUİŞTİ• TEğMEAJ BOSEerS R.N , SİLAHIHI ÇEKEREK PE0SOMEÜN İSYAHIUA SON ttEIZMİŞ, 1S SÜMUIK yOVCuLlJKr2.4 7ZW KÖıUükîjM TÛJCBAJUESİ MEOeMİYLE, 6EMİDEA1 SÖKJJLEM PAfiÇALAIZIN YAKlLMAStYLA TAAAAULAMABİLMİfTİ OKMNUS GEÇEN BUHARUGEMf SOLDAN SAĞA: 12 3 4 5 6 7 8 1/ "Uydurma, yalan" anlamında argo sözcük. 2/ Ayakkabı kalıbının çapı... Elma, armut, erik gibi meyvelerin kurutulmuşu. 3/ Bir akademik unvanın kısa ya " zılışı... Değerli 7 madenlerin anlık derecesi. 4/ 8 Isparta'nın bir g ilçesi... Birrenk. 5/ Kavrulmuş ceviz ya da bademle yapılan şekerleme... Çanakkale Boğazfnda, pek çok deniz kazasının meydana geldiği bir burun. 6/ "O 4 yer" anlamında kullanılan sözcük... Asya'da bir başkent. II Alışılagelmiş töre ve davranışlara aykın olan. 8/ Bir haberajansının simgesi... Fırat'ın iki ana kolundan biri. 9/ Aracı... "Ayşegül " : Ünlü piyanocumuz. YL'KARIDAN AŞAGIYA: 1/ Avunmayı sağlayan şey. 2/ Bir çökelme sonunda bir sıvının dibine çöken katı madde... Köpek ve ineklere yedirilmek için un ve kepekle hazırlanan yıyecek. 3/ Röntgen tekniğinin gelişmiş biçimi "manyetik rezonans"ın kısa yazılışı... Eski Yunan kentlerinde pazar yeri. 4/ Artvin yöresine özgü bir halk oyunu. 5/ "Gelse bir araya vü mihr / Olmaz bir arada cehl ile şiir" (Ziya Paşa)... Reçine. 6/ Eski dilde göz... Kale duvan. 7/ Aşıboyası... Alışılandan çok. taşkın. 8/ Olumsuzluk belirten bir önek... Bir etkinliğin geçici oiarak durdurulduğu süre... Aktinyum elementinin simgesi. 9/ Iri taneli bir zeytin cinsi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle