14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 NİSAN 1998 PAZAR HABERLER İstanbul'da helikopter • ANKARA (AA)- îstanbuFda düşen ve 3 polisın ölümüyle sonuçlanan helikopter kazasıyla ılgili inceleme sürûyor. Emniyet Genel Müdüriüğü, düşen Puma helikopterinin bakım süresinin dolmadığını, günlük. periyodik. servis ve teknik bakımlannın tam olarak yapıldığını bildirdi. Olağanüstü genel kurul gipişimi • ANKARA (AA) - Türk- Iş Yönetim Kurulu, 135 delegenin olağanüstü genel kurul istemini yann yapacağı toplantıda karara bağlayacak. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, alacaklan kararlarda Türk- Iş'in zarar görmemesini amaçladıklannı belirterek, "Karar için pazartesi günü tekrar toplanacağız. Teşkilat başkanlan ile görüşerek. onlann düşüncelerini öğreneceğiz. Ondan sonra. bir karar alacağız" dedi. Havayolunda Park Expres • Haber Merkezi - Park Holding bünyesinde kunılan Park Expres, iç hatlarda bütün Türkiye'yi kapsayan havayolu kurma çalışmalannın ilk adımını, 5adetRJ lOOuçağımn alımıyla atıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile ruristik yörelerdeki biitün havaalanlanna emniyetli iniş-kalkış yapabilme özellığine sahip uçaklann temmuz, ağustos ve eylül aylannda teslim edileceği bildirildi. Türkıye'nın havayolu • taşımacılığındaki ihtiyacını karşılayacak 130 milyon dolarlık yatmmla özel sektör iç hat havayolu kuruluşunun öncülüğünü başlatan Park Expres, öncelikle altyapı hızmetlerine ağırlık verileceğini belirtti. İHD'den oturma eylemi • ANKARA (AA) - tnsan Haklan Derneği (tHD) üyesi bir grup, Yüksel Caddesi'ndeki tnsan Haklan Anıtı önünde oturma eylemi yaptı. İHD Ankara Şube Başkanı Yıldız Temürtürkkan, düşünce suçlanndan dolayı cezaevlerinde bulunan kişilerin serbest bırakılmasını istedi. Macit Bilge yaşamını yitirdi • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türkiye Komünist Partisi üyesi Macit Bilge tzmir'de yaşamını yitirdi. 1940 yılında ağabeyi Ahmet Bilge ile birlikte TKP'ye giren Macit Bilge düriistlüğü, özverisi ve disipliniyle göze battı ve partinin Merkez Komitesi Yedek Üyeliği'ne getirildi. 1952 yılında Izmir II Sekreterliği görevini sürdüren Bilge, "52 Tevfikatı"nda tutuklanarak 8 yıl hapis yattı. Parkinson hastalığı tedavisi görmekte iken önceki gün yaşamım yitiren Bilge dün Tepecik Merkez Camii'nde düzenlenen törenden sonra toprağa verildi. Lösemililere destek • tstanbul Haber Servisi - Özel Gürsoy Anaokulu Veli Temsilci Grubu ve okul yönetiminin işbirliğiyle, bugün saat 13.00-17.00 arasında, Pera Palas Oteli'nde "Lösemili Çocuklar Vakfı" yaranna bir yemek düzenleniyor. Yemeğin tüm geliri vakfa aktanlacak. Kurban derisi operasyonu • KOCAELİ(AA)- Izmit'te Derince îmam- Hatip Lisesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği'nin, Kurban bayramında topladığı belirlenen 4 ton deriye el konuldu. Polis, derileri Türk Hava Kurumu'na teslim ederken olayla ilgili Dernek Başkanı Şevket Gençtürk gözaltına alındı. Baykal'ın önerisini reddederken 'Hazirandan sonra yeniden masaya oturmamıza gerek yok' dedi Ecevit: Seçim ekonomiyî etkfler• Koalisyon ortaklannın son toplantısında 1998'de erken seçimin gündemden çıkanlması konusunda uzlaştıklannı belirten Ecevit, hazirandan sonra bir erken seçim hükümetinin gündeme getirilmesi için yeniden masaya oturmaya gerek olmadığını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Seçim tarihini görüşmek için 23 Nisan perşembe günü CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile tekrar bir araya gelecek olan Başbakan Mesut Yümaz. bugün düzenleyeceği basın toplantısında hükümetin 9 ayhk icraatını anlatacak ve geleceğe dönük hedeflerini açıklayacak. Başbakan Yardımcısı Bûlent Ecevit erken seçim tarihinin önceden belirlenmesine karşı olduğunu belirtirken, Baykal'ın "Harirandan sonra yeniden bir araya gelerek seçim hükümetini görüşelim" önerisine de olumsuz yanıt verdi. Bakanhklann bugüne kadar yaptıklan çalışmalarla ilgili bilgi toplayan Başbakan Yılmaz, basın toplantısında bunun bir değerlendirmesini yapacak. Öncellikle enerji alanmda yapüan anlaşmalar ve yatınmlar hakkında bilgi verecek olan Yılmaz'ın, ekonomik göstergelerdeki iyileşmeye dikkat çekeceği bildirildi. Enflasyon ve irtica ile mücadele konusunda yaptıklan çalışmalar ve TBMM'ye sevk ettikleri tasanlan anlatacak olan Yılmaz'ın. CHP'nin desteğinin önemini vurgulayacağı belirtildi. Başbakan Yılmaz, Meclis'in gündeminde bulunan önemli yasa tasanlannın çıkanlması için destek istediği CHP'nin "Hazirandan sonra seçim hükümetini göruşelim'' önerisine sıcak bakarken Başbakan Yardımcısı Ecevit, olumsuz görüş bildirdi. Ecevit, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede. "CHP istediği an, göze alabiliyorsa hükümeti düşürebilir. Ama bunu Damokles'in kılıcı gibi hükümet üzerinde tutmak iyi niyetic bağdaşmaz, yapıcı bir tavır ohnaz" dedi. Öteden beri erken seçim konusunu gündemden çıkarmak istediklerini belirten Ecevit. şöyle konuştu: "tstedikleri an hükümeti düşürebilirler, fakat sürekli bu erken seçim havası içinde çahşma yapmak mümkün degiL Oysa Meclis gündemi çok vüklü. Yaz tatiline kadar geceli gündüzlü yoğun bir çahşma yapılması gerekli. Ekonomide çok iyi göstergeler ortaya çıkü. Vergi reformunun rüzgân bile vergi gelirlerinde büyük artış sağladı. İlk 3 aybk enflasyon son 4 yıhn en düşük oranL Bütçe açığı gitgide daralıyor, faizJer gitgide düşüyor. Bütün bunlar çok olumlu belirtiler. Fakat erken seçim ortamına girildiği takdirde, tarih şimdiden behrlendiği takdirde bu göstergeier tersine dönebflir ve büyük bir firsat kaçınlmtş olur. Bunun için bizim düşüncemiz, 1998'in seçimle ziyan edilmemesi." Koalisyon ortaklannın son toplantısında 1998'de erken seçim konusunun gündemden çıkanlması konusunda uzlaştıklannı belirten Ecevit, hazirandan sonra bir erken seçim hükümetinin gündeme getirilmesi için yeniden masaya oturmaya gerek olmadığını söyledi. Ecevit, "Başlattığımız işler var. Onları devam ettirmek, ekonomidekj iyi göstergeleri gölgelememek lazun" dedi. Ecevit, seçim konusundakı en ideal olanın 1999 Martı'nda yerel seçim yaptıktan sonra sonbaharda da milletvekili genel seçimine gitmek olduğu yönündeki göriişünü yineledı. Göz hastası tutuklu yardım bekliyor Istanbul Haber Servisi - Leyla Büyükdağ Bütüner bir siyası hükümlü. Gözlennde ilerı düzeyde "miyopy" adı \erilen hastalık var. Hastah- ğın tedavisi de sadece yurtdı- şında yapılabiliyor. Gebze Özel Tip Cezaevi'nde bulu- nan Bütüner tedavi olmazsa çok yakında kör olacak. Leyla Büyükdağ Bütüner, Edinie'de 22 Haziran 1993 'te gözaltına alındı. tstanbul Em- niyet Müdürlüğü Terörle Mü- cadele Subesi'nde sorgulan- dı.. Büyükdağ tnsan Haklan Derneği ve tnsan Haklan Vakfı'na gönderdiği yazıda, gözaltına ahndığı sırada u göz- ierindeki rahatsızlıkla ilgili ra- porlan göstermesine" karşın başmın sürekli duvara vurul- duğunu belirtti. Bir süre son- ra Bütüner'in kısa olan görüş uzaklığı, gördüğü işkence so- nucu daha da kısaldı. Beş yıldır cezaevındebulu- nan Bütüner, geçen günlerde getinldiği Cerrahpaşa Tıp Fa- kültesi Göz Kliniği'nde gör- lerinı her an kaybedebileceği, bu nedenle sürekli doktor kontrolünde olması gerektiği yolunda rapor aldı. Muayene eden doktorun sözlü olarak kendisine. "Gö/terini aniden kaybetmen durumunda 2-3 saat içinde gelebilirsen. eslrîsi gibi olmasa da gözlerini kur- tarabilirim" demesi 33 yaşın- daki Bütüner'i çaresiz bırak- tı. Çünkü Gebze Cezaevi'nde kalan Bütüner. daha önce de acil olarak hastaneye götürül- mesi gerektiğine ilişkin rapor almasına karşın ancak 20 gün sonra sevk edıldi. Böyle bir durumun gerçek- leşmesi halinde Bütüner'in gözlerinin görme olasılığı ta- marnen ortadan kalkacak. Leyla Büyükdağ Bütüner cezaevinden gönderdiği mek- tupta şöyle yazıyor: "Yanp- tay'da onanan cezam konu- sunda ve sağhk durumumu da belirten raporta birlikte baş- vurduğum Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'nde gö- riilen davada yargıianmaımn hukuk dışı olduğu ve işkence görüp görmediğûn konusun- da sorulara devletin tatmin edki yanırJar vermemesi ne- deniyle davanın yeniden gö- rülmesi söz konusu." Bütüner, bir an önce yetki- lilerin harekete geçmesini is- tiyor. Işığı kaybetmek isteme- yen Leyla Büyükdağ Bütüner, özeUikle sivil toplum kurulus- lanndan yardım bekliyor. M • 11 i* ;1 I *1 II r 11 "I m m îl 'Sessızçığhklarçoğalacak'Gözalünda kayıplar için 153. kez buluşan insan haklan savunuculan, yaklaşık 3 yıldır oturma eylemi yapmalanna karşın yetkiuJerin duyarsız kalmava de>am ettiğini beÛrterek "Bütün bunlar anavasasında hukuk devteti yazan bir ûlkede yaşaruyor" dediler. Cumartesi Anneleri adına yapüan açıklamada, gözaltında ka\ ıplara karşı. yaşama ve adil yargılanma hakkı için sessiz çığüİdann çoğaltdması istendi Dağılımdan sonra rengârenk giysüeri\le İstiklal Caddesi'nde yürüyüş yapan Mezopotamya Kültür Merkezi Çocuk Korosu "Halklar kardeştir" adh türküyü seskndirdi (Fotoğraf: ALPER TURGUT) 8 ilin baro başkan ve temsilcileri Adana bölge toplantısında bir araya geldi TBETden 4 laik eğtöm 9 çağnsı ADANA (Cumhuriyet Güney Üleri Bürosu) - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Eralp Özgen, ülkemizde laiklik, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerinin büyük tehlike içinde bulunduğunu, iktidann değişmesi ve kesintisiz eğitim yasasmm çıkanlması ile sorunun çözüldüğünü düşünmenin 'safdillik' olacağını belirtti. TBB Yönetim Kurulu üyeleri, Adana, Içel, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Osmaniye, Niğde, Aksaray, Batman barolarmm başkan ve temsilcilerinin katıldığı bölge toplantısı dün Adana Hukukçular Derneği Lokali'nde yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Adana Baro Başkanı Ziya Yergök, hukuk dışı güç odaklannda hak arama eğilimlerinin, avukatlığı gizli işsizlik sektörü halıne getirdiğini savundu. Yergök, yargı ve savunma bağımsızlığı sağlanmadan hukuk devletinden söz edilemeyeceğini, işkencenin ortadan kaldınlamamasının ülkemiz açısından son derece onur kıncı bir durum olduğunu kaydetti. TBB Başkanı Eralp Özgen, yurttaşlann yargıya güveninin gittikçe azaldığına dikkat çekerek, "Unutmanıak gerekir ki, halkın yargıya güveni ortadan kalkarsa devletin temefi yuahr" uyansında bulundu. Özgen, CMUK konusunda şu görüşleri dile getirdi: u 1992yıhndaCMUK'ta çağdaşlaşma >önünde yapüan değişiklikler uygulamada giderek yok olmaktadır. Bu değişiklUderin en önemlileri DGM'nin görevine giren işlerde uygulanmamaktadır. Yürüıiükten kaldınlan kimi hükümlerin. bazı mahkemeler açısından hâlâ yürürlükteymiş gibi uygulanmasuiı öngören yasa hükmü ile bir ucube yaratbk. Ve ne yazık ki. bu ucube hâlâ hayattadır. Bunun bir an evvel düzeltiunesL mahkemesine göre farklı hüküm uygulamasından vazgeçilmesi gerekir." Hükümetin irtica ile mücadele için TBMM'ye sunduğu yasa tasanlannın hep birtakım cezalar öngördüğünü, oysa sorunu çözebilecek temel önlemin eğitim olduğunu sa\Tinan Özgen sözlerini şöyle tamamladı: "Nasü günümüzde çeşitli tarikaüar, kurduklan özel okullaria kendi inançlan doğrultusunda kuşaklar yetiştirmeye ga> ret ediyoriarsa; laikliğe, hukukun üstünlüğüne ve hukuk devleti ilketerine inanmış olanlann da aynı şekflde bir gayret içine gjrmeleri zorunludur." NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Istvan Szabo, 17. Uluslara- rası Istanbul Fılm Festivali'nin açılışında, sinemanın şiddeti kışkırtan özellığine dikkat çeki- yor, sinemayı şiddetten anndır- ma çağnsı yapıyordu. Sinema, TV'lerin dünya çapında yaygın- laşmasıyla bir dönem girdiği kri- zi yavaş yayaş atlatıyor. Bu kez de başka bir bela sinemanın ba- şına tebelleş oldu: Öncülüğünü ABD sinemasının yaptığı, vur- dulu-kırdılı, hoplamalı-zıplama- lı, bol kanlı-bol ölümlü, hıza ve teknolojik oyunlara dayalı film- ler, Szabo'nun sözünü ettiği fe- laketti. Sinema, TV'nin küçük ekran- lanna yenilirken, bu kez rakipsiz ABD sineması, dünya üzerinde tartışılmaz bir egemenlik kurdu. Rambo'lar, Rocky'ler, nasıl baş- layıp nasıl bittiğini anlamadan görüntü, renk ve gürültüye bo- ğulduğumuz hareket filmleri, ABD dışındaki sinemanın nere- deyse yok oluşunu beraberinde PerdelerAçıldı... getirdi. Dünyanın hangi ülkesine git- seniz, hangi sinema salonunun önünde dursanız, aynı Ameri- kan filmleriyle karşılaşırsınız. Tam anlamıyia bir egemenlik söz konusu. Bu arada, insanı öne çıkaran, makul tempolu filmleri arasanız bile bulamazsı- nız. Çünkü onlar para etmiyor. ABD sinema sanayii, diğer ülke sinemalannın da hangi filmleri çekeceğine karar verebileceği bir ortam yarattı. • • • Szabo, Istanbul Film Festiva- li'ni, şiddet filmlerine karşı bir di- namik olarak değeriendirdi. Bu- gün, ABD sinema egemenliğine karşı hem ABD'nin içinde hem de dünya sinemacılan arasında bir çaba olduğu gözleniyor. Al- ternatif sinema, sinemanın şid- detten kurtuluşunun da bir yo- lu olabilir. Bu nedenle Sza- bo'nun çağnsı anlam kazanıyor. Istanbul Film Festivali'nde gösterilecek filmlerin bir özelliği de ABD sineması dışındaki film- lerden seçilmiş olması. istan- bullular Hollyvvood'un iddialı ya- pımlan yerine, sanat sineması- nın çarpıcı ürijnlerini izleme ola- nağını her yıl olduğu gibi bu yıl da bulacaklar. Istanbul Film Festivali'nin en önemli iştevterinden birisi, artık öldü denilen sanat sinemasının, Hollyvvood yapımlan dışındaki alternatif sinemanın da izleyici bulabileceğini kanıtlaması. Si- nemasalonian, nitelikli sanatsal filmleri izlemek isteyen sinema- severierte dolup taşıyor. Böyle- ce film ithalatçılanna bu tür ya- pımlann da izleyicisi olduğu ka- nıtlanıyor. Festivalin açılış fılmi, Mark Herman'ın yönettiği "Borunu Öttür" de alternatif sinemanın güzel örneklerinden birisi. 1980'lerde Ingiltere'de kömür madenlerinin birer birer kapatıl- ması sonucu işşiz kalan maden işçilerinin direnişi, devrimci bir gözle aktarılıyor. "Borunu Öt- tür" filmini izlerken, yitirdiğimiz birçok değerin bu filmde hatır- latılması, Hollyvvood dışında da bir sinema dili olabileceğini göz- ler önüne seriyor. Uluslararası 17. istanbul Film Festivali'nin açılışındaki en duy- gulu anlanndan bın Muhterem Nur'a verilen ödül sırasında ya- şandı. Yıtlardır kendisine bir tür- lü gelemeyen sinemamızın bir zamanlar efsanevi stariarını anımsatan bir sahneydi bu. Ay- han Işık'lar Belgin Doruk'lar, Eşref Kolçak lar Neriman Köksal'lar, Yılmaz Güney'ler Nebahat Çehre'lerie birlikte adı anılan Muhterem Nur'u bir ödül töreninde sahnede görmek, or- ta yaşlardaki sinema izleyicisi için çok duygulandıncıydı. Perdeler açıldı. Sinema, yıl boyunca alışık olmadığımız bir başka yüzüyle karşımızda. Sa- nat ağırlıklı, kavga ve şiddet kış- kırtmalanndan uzak güzel film- ler için yeni günler başlıyor. Da- ha önce göremediğiniz ustala- nn filmleri için yeni bir olanak karşınızda duruyor. Andre VVajda'nın "Mermer Adam "ını, Istvan Szabo'nun bir sinema klasiği olan "Mefis- to"sunu, Francesco Rosi'nin "Isa Eboli'de Durdu"sunu, Bertrand Bilier'in "Gece Kıya- feti"n\ izleyebilirsiniz. Gençliğin yaşanan ortak sorunlarını ele alan gençlik filmleri de seçilebi- lir. Perdeler, bu kez farklı açıldı. Istanbullular, sinema şöleni siz- leri bekliyor. Haydi sinemaya. Med TV'de konuştu Apo: Şemdin Sakık teslim olduYurt Haberleri Servisi - PKK lideri Abdullah Öcalan. MED TV'de katıldığı bir programda, Şemdin Sakık'ın Özel Kuvvetler Komutanhğı'nca gerçekleştirilen gizli bir operasyonla değil, kendi isteği ile Türkiye'ye getirildiğini öne sürdü. Sakık ve kardeşinin Kurban Bayramf nın arife günü Türk askerinin elinde olduğunu belirten Öcalan, aynı gün bir Türk generalinın PKK telsızlerinden. "Şemdin'i yakaladık. O şimdi bizim eümizde, siz de teslim olun" şeklinde anons yaptığını iddia etti. Öcalan. siyaset yapmak istediğini ve ateşkese hazır olduğunu bildirdi. Şemdin Sakık'ın yakalanmasınm ardından sık sık PKK yanlısı yayın yapan MED TV'ye konuşan Abdullah Öcalan, önceki akşam da Bingöl'de 33 erin öldürülmesi olayında emri Şemdin Sakık'ın kendi inisiyatifi ile verdiğini öne sürdü. Öcalan şunlan söyledi: u Ben ona, eğer üzerinize geUrierse meşnı savunmanızı yapın. dedim. Ama bu eylemde böyle bir durum yok. O askerter silahsızdı. Yani o askerler o anda sivüdi. Ama 'Ben babamı vurdum' diyor. Bumtt' bir kirlilik var. Sakık PKK içinde ikinci adam değiL, adam bile olamadı. Onu adam etmek için çok çaba harcadım. Bu aileden PKK'ye hayır yok." ABDveMOSSADbağışlattı Öcalan, ABD ve MOSSADın görüşleri doğrultusunda, öldürmekten vazgeçtiği Sakık'ın Kurban Bayramı'nın arife günü kendi isteğiyle Türkiye'ye götürüldüğünü savundu. Bazı siyasilerin, Türkiye'de cezasını çektikten sonra siyaset yapabileceği yolunda açıklamalar yaptıgına dikkat çeken Abdullah Öcalan. bunu kendisinin de istediğini. ancak açıklamalan inandıncı bulmadığını söyledi. Öcalan. sorunlann çözümü için katkıda bulunmak istediğini belirterek Türk ve Kürt partilerinden temsilcilerle bir masa başında toplanılmasını istedi. Adının terorizme kanştığına dikkat çeken Öcalan, görüşmelerde muhatabın Kürt halkı olması gerektiğini kaydetti. Sakık ailesi tedirgin MUŞ (Cumhuriyet) - Şemdin Sakık'ın PKK'ye katılmasından sonra de\ letin boy hedefi haline gelen Sakıklar, şimdi de PKK tehdidiyle karşı karşıya. Sakık'ın teslim olmasından sonra Muş'ta yaşayan Sakık ailesi dışanya çıkmamaya özen gösterirken, konuşmaktan da çekiniyor. 1980 yılında PKK'ye katılan ve ikinci adamlığa kadar yükselen Şemdin Sakık'ın sorgulaması sürüyor. Sevdiği amca kızı için PKK'ye katılan Sakık'ın sevgilisi Keji'nin de dağa çıktığı öğrenildi. Sakık ailesine yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre 1993 yılında •'• . oturduklan Zergok köyünün güvenlik güçleri tarafından yakılmasından sonra Muş'a \e başka şehirlere göç eden Sakıklar'ın birçoğu dağa çıkarken, bir kısmı ise PKK'ye yardım ve yataklık etmek suçlanndan tutuklandı. Öz anne ve babası, Sakık dağdayken ölürken. Şemdin Sakık'ın uzun süre yanında kaldığı üvey annesi Fatma ise halen hayatta bulunuyor. Tek başına yaşayan Fatma Sakık'ın. öz çocuklanndan daha çok Şemdin Sakık'ı sevdiği öğrenildi Sevgilisi Kejrden haber yok Şemdin Sakık'ın sevgilisi Keji'nin dağa çıktıktan sonra akıbeti hakkında bilgileri olmadığını söyleyen yakmlan. "Keji de Sakık'ı seviyordu. Aşklan, Sakık dağa çıktıktan sonra da sürdü. Ama şu anda nerede olduğunu bilemiyoruz" dediler. Örgüt tarafından tehdit edildiklerini de söyleyen Sakık'ın yakınlan şu bilgileri verdiler: "Sakık'ın teslim olmasından sonra aile olarak hedef haline geldik. Tehdit ve basküar arttı. Şemdin'in itiraflanndan sonra örgüt mutlaka intikam abnaya kalkacaktır. tntikam alacağı kişiler de mutlaka biz ailesi olacağız."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle