14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19NİSAN1998PAZAR 10 PAZAR KONUKLARI 1974"ten buyana etkinliğinisürdüren 500'denfazla üyeli Türkiye Yazarlar Sendikasıyasalgüçtenyoksun Kalem emekçisinin çok sorunu varI Türkiye Yazarlar Sendikası 'nın adı neden 'sendika'? ÖZYALÇINER- 1974'te sendika kurulmadan önce bu konuda iki-üç toplantı yapıldı. 'Yazaria- n bir araya getiren sendika mı olman, yoksa birük mi?' diye tartışıldı. Sonunda, 'Sendika olmaiı" ka- ran alındı. Bu 70 kışilik bir yazarlar önkuralun- dan oluşuyordu. İ^HHH İyi de neden sendika adı benimsendi? Bu soruyu ısrarla sormamın nedeni o dönemde sosyalist ülkelerde bile bu türyazar cemiyetleri- ninadının 'Yazaıiar Birliği' olmasıydı... ÖZYALÇINER - Öncelikle bir işkolu var mı, yok mu, o araştınldı. Yazarlar için bir işkolu ol- duğu ortaya çıktı. Bu da güzel sanatlar işkoluydu. Tüzükte, "Sendika 17 No'lu ticaret, bûro, eğitim. güzel sanatlar tşkolunda faaliyette bulunur" yazı- lı. Burada önemli olan yazarlann özlük haklannı, telif haklannı savunmaktı. O nedenle sendika ol- ma karan alındı. ^ ^ ^ ^ H Peki, bu sendika zaman içinde işlevini yerine getirebüdi mi? BEHRAMOĞLU -Getirmedi. Demin tüzûkten okunduğu gibi 'sendika 17 No'lu: ticaret, biiro,eği- tim, güzel sanatlar işkolunda faaliyette bulunur' deniyor. Bence burada bir uymazlık var. Yazarlık bir emek işi. Ama çok öznel ve çok bağımsız ya- pılan bir iş. Dolayısıyla bir işkolu içinde düşünül- mesi dçğriı değil. Nitekim bana öyle geliyor ki. '17 No'lu ticaret biiro. eğitim, güzel sanatlar işkolun- da faaliyette bulunur' cümlesı bıraz zorlanarak. ki- tabına uydurularak yazılmış. Ama çıkış noktasın- dakidüşünceçokdoğruveçokhaklı. Yani, yazar- lann yazarlık emeğinin savunulması ve özlük hak- lannın korunulması amaçlanıyordu. Sanıyorum, Türkiye Yazarlar Sendikası öncesinde de böyle bir anlayışpek yoktu. Bakın, sendikatüzüğünün 3. mad- desi (A) şıkkı diyor ki: "Yazarlar Sendikası iş an- laşmazhklan ve ücret uyuşmazlıkianna hukuki müdahalelerdebulunur. Kınama.dava açmavb.ey- lemlere girişir." Bu çok güzel bir hedef. Ama bunu nasıl, hangi para ve hangi güçle yapacak? Bütün eksiklik burada. Sanıyorum ki bizim yıllardır için- de bulunduğumuz sıkıntının temelinde de bu var. Sendikanın geliri yok. Çok cüz'i, çok küçük üye ödentileri dışında bir gelire sahip değil. i ^ ^ ^ ^ l Türkiye YazarlarSendikası bağımsızbir sendika, öyle değil mi? BEHRAMOĞLU - Evet. Sendikalann yasal olarak düzenlenmiş gelirleri vardır. Bu da işyerin- de çalışan işçilerin ücretlerinden kesilen paradır. Belki öbür sendikalann bunun dışında da destek- leri vardır. Ama Yazarlar Sendikası'nın böyle bir desteği yok, yapılanışı da yok. Bana göre olması da mümkün değil. Fakat demin sözünü ettiğim hedefleri de üstlendiği için yıllardır içinde yaşa- dıgjmız sıkıntının başhca nedenî bu. ÖZYALÇINER- Ben sendikanın gelirleri ko- nusunda bir ekleme yapmak istiyorum. Sendika- nın kuruluşu sırasında sendika gelirleri maddesin- de tüzüğe şöyle bir cümle konulmuştur: "Herya- zaryayınladığı eserin teüfhakkınm yüzde birinisen- dikava devreder." Bu madde işletilmedı. BEHRAMOĞLU - lşletılemedi... ÖZYALÇINER - Işletilebilirdi. Bu da çok ba- sit bir işti. Böyle bir uygulama neden yapılama- sın? Fakat bazı arkadaşlanmız, özellikle de kıtap- lan çok satan arkadaşlanmız buna karşı çıktılar. Kitaplan az satan yazarlara. "Ben kendi telif hak- kımdan onca parayı sendikaya de\ rederken siz a> - da yılda bir kitap çıkaracaksuuz ve azıcık bir pa- ra ödeyeceksiniz. Bu haklı bir uygulama olmaz" dediler. Bu da tamamıyla yanlıştı, tabii ki. BEHRAMOĞLU - Burada bir nebze tartışma platformuyaratılması yararlı oluyor. Bakın, tüzük- ten sendikanın yetkilileriyle ilgili 4. maddesinde şöyle deniyor: "Tophı iş uyuşmazuklan çıkanr. Toplu iş sözkşmesi yapar. greve karar verir ve ida- re eder." Demin 3. maddenin (A) şıkkında yazı- lanları okuduktan sonra "NasıL hangi paravegüç- le?" sorusunu sormuştum. Şımdı burada da şu so-. ruyu sormak gerekiyor: Diyelim kı X yayınevin- de bir yazara haksızhk yapıldı. Bu yazar da Tür- kiye Yazarlar Sendikası üyesi. Ve o yazar işkolun- da, yani yayınevinde greve karar verdi. Bu ne de- mek? Yani sendika o yayınevinde çalışan üyemiz olan yazar ve çevirmenlere, "Arük o yayuıeviyle iş yapmayacaksm. Var olan khaplannı çekecek- sin" diyecek. • M ^ B Sendikanın bunuyapbrabümesi içinya- sal bir dayanak var mı? BEHRAMOĞLU - Bakın, sendika tüzüğünde yer alan. yazarlann telif haklanndan yüzde binni sendikaya devretmeleri konusu tamamıyla bir cen- tilmenlik anlaşması. tsterse verir, ıstemezse ver- & t > 1 T *-^y Dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde yazarlık mesleği. yazara para kazandırır, onu abat ederken Türkiye gibi ülkelerde yazarlann çoğu, deyim yerindeyse "sürünüyorlar." Devlet, onlara daha yeni yeni bazı sosyal haklar tanıyor. Telif haklan. özlük haklan korunamıyor. Güçlü bir meslek örgütleri yok. 1974'ten bu yana etkinliğini sürdüren 500'denfazla üyeli bir Türkiye Yazarlar Sendikası var, ama herhangi bir yasal güçten yoksun durumda. Parasal gücü çok düşük. Üye aidatlanyla varlığını sürdürmeye çalışıyor. Sendikanın tüzüğünde yazarlann korunmasını öngören maddeler bulunmasına karşın bu maddeler işletilemiyor. Bu hafta, Türkiye'deki yazarlann durumu, telif haklan, özlük haklan sorunlan, Türkiye Yazarlar Sendikası'nın bugün içinde bulunduğu konumu ele aldık. Bir yuvarlak masanın başında, sorunlan Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Ataol Behramoğlu, sendikanın 11 kurucu üyesinden biri olan Disiplin Kurulu üyesi yazar Adnan Özyalçmer ve sendikanın yeni Genel Sekreteri Zeynep Aliye ile konuştuk. SÖYLEŞİ / LEYLA TAVŞANOĞLU mez. Türkiye Yazarlar Sendikası'nın cıddi bir \a- pısal sorunu var. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Bunun yasal dayanağı yok. • ^ ^ ^ H Peki, yasal dayanak nasıl olacak? ÖZYALÇINER-Burada söze girmek istiyorum. Evet. yasal dayanak yok. ama bu yapılamaz bir şey değildir. BEHRAMOĞLU - Yapamazsınız. ÖZYALÇINER - Yapılırdı. Bir defa, yayınev- leri, dergiler \e gazeteleıie sendikanın öncelikle birer ikili anlaşma yapması lazımdı. Bu ikili an- laşmalarda yayınevleri. dergiler ve gazetelerin te- lif haklanndan ücretleri baştan kesmeleri öngörü- lebilirdi. o zaman. bu para yazann isteği dışında kesilirdi. Biz yazarlar olarak sendikayı araya so- karak bütün yayınev leriyle anlaşma yapsak bu so- run çözülebilir. Ama bu çözülmek istenmedi. ^ ^ M \eden? BEHRAMOĞLU - Bizler sendika yöneticileri olarak çok doluyuz. Adnan, "Bu yapılamadı" dı- yor. Yıllarca bu sendikanın birincıl sorumluluğu- nu taşımış bir yönetici. Ben de şımdı öyleyım. Adnan'ın söylediği şeyin yapılamay ışında ger- çekten öznel nedenler rol oynamış olabilir. Ba- kın, centilmenlik anlaşmalanna bağlı olarak bir ye- re vanlamaz. Bu gibi kuruluşlarda yasal dayanak- lar lazım. Benim gördüğüm şu? Türkiye Yazar- lar Sendikası'nın bu tüzükte ifade edilen sendikal bir kimliğe sahip olması mümkün değil. Bunun mümkün olmamasınm nedeni de yazarlık mesle- ğinin \e Türkıye'dekı yayin hayatımn birtakım zar o yüzden ÎLESAM'a girmedi. BEHRAMOĞLU - Burada ben sözümü bitir- mek istiyorum. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 42. maddesinde aynca. "Aynı alanda birden fazla meslek birliği kurulabilir" deniyor. Fakat bunun gerçekleşmesi için hâlâ ek tüzük çıkmış değil. Oysa ek tüzük çıktığı zaman bizim de bir meslek birliği kurmamızın önünde bir engel kalmıyor. ÖZYALÇINER - Ataol'un söylediği ek tüzük bakanlık tarafindan yürürlüğe konulduğu zaman ikinci bir meslek kuruluşunun kurulmasında ya- rar vardır. BEHRAMOĞLU-AmlÇeçen'le bu konuyu da- ha geçenlerde konuştuğumu hatırlıyorum. Hâlâ ek tüzüğün çıkmamasmı tartışmıştık. ALİYE - Ben sendika tüzüğünde üye olma ko- şulundan söz etmek istiyorum. Üye olma koşulu olarak telif ücretinden belli pay ahnması öne sü- rülüyor. Ama üyelerimize baktığımız zaman buya- zarlann zaten yüzde 90" ı telif ücreti almadan ki- taplannı bastınyorlar. Kendi tüzüğümüzleçelişen bir durum söz konusu burada. ÖZYALÇINER - Tüzüğümüzde yazann tanı- mı \ar. Buna göre yazar, ürettiğini bir yayıncıya satan kişidir. Ürettiğırü yayıncıya satmayan kişı var- sa o kişi bence yazar sayılmamalı. Öyle bir kışi- nin kitabı çıkmış olabilir. Ama sendika o kişiyi üye- liğe almama durumundadır. Başlangıçta şöyle bir durum da ortaya çıkmıştı: Yayıne\ i sahıbi bir ki- şi yazar dahi olsa sendikaya alınmamıştı. ^ ^ ^ ^ B Peki, bunun nedenini anlatır mısınız? ÖZYALÇINER-Nedeni çok açık... Çünkü bir \ azarla. > azar olan yayınev i sahibi arasında çıka- cılar gayet ıyi para kazamyorlar. Bunlar sermaye- dar. Biz yazarlar olarak bu sermayedarlar tarafin- dan sömürülüyoruz. ^ ^ ^ M Xasüsömürülduğünüzü anlatırmısınız? ÖZYALÇEVER-Kimi yazarlanmız çok satan- lar olarak fırlatılıyor. Kimi yazarlanmızın kitap- lan da yayıncılar tarafindan depolarda bekletili- yor. BEHRAMOĞLU - Konuşmamız amacından sapıyor. ÖZYALÇINER-Bunlann da konuşulması la- zım. BEHRAMOĞLU - Sendikanın amatör olması işin ruhuna aykm. Karşınızda örgütlü bir serma- ye varsa sizin de örgütlü emek olarak onun karşı- sına çıkabilmenız lazım. ÖZYALÇINER- Ataol deminden ben, "Ama- tör sendika",diyor. Amatör sendika, çünkü yazar- lan amatör. Profesyonel yazan olsa profesyonel sendika olurdu. BEHRAMOĞLU -Hepimiz belli ölçülerde pro- fesyonehz. Hepımız kıtaplanmızı yayıncıya veri- yoruz ve karşılığında da telif hakkı ahyoruz. Sa- nıyorum Adnan Özyalçıner'in söylediği şu: Çok para kazanan yazarlar. Aziz Nesin gibi bir-iki is- tısna dışında sendikanın dışında kalmayı yeğledi- ler. Bütün mesele de zaten burada. Bakın, meslek odalan var. Türk Tabipleri Birliği. MimarlarOda- sı. Eczacılar Odası gibi. Bu meslek odalanna üye olmayan kişiler mesleklerini icra edemezler. Ama bızde böyle bir zorunluluk yok. Öncelikle de, ya- zann kendisinın tarifini yapmak kolay değil. ÖZYALÇINER - Bizim sendika oluşumuzda- I Pekiyazarlann telifhaklannm veözlük haklannın savunulması bakımından nasılbirya- sal dayanak olabilir? BEHRAMOĞLU - Bu Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 42. maddesinde ifade edilmiş. Bu maddede şöyle deniyor: "Eser sahipleri ile kom- şu hak sahipleri, üyelerinin ortak çıkarlannı ko- rumak ve mevzuatm öngördüğü esas \e usuller içinde bu kanun ile tanınmış haklaruun takibini, alınacak iicretlerin tahsilini ve hak sahiplerine da- ğrümıru sağlamak üzere Kültür Bakanüğı'nca ha- zııianan ve Bakanlar Kurulu'nca onav lanan tüzük v« tip statülere uygun olarak meslek buiikleri ku- rabilirter." Bence işin sırn burada. Hâlâ bu tüzük çıktı, çıkacak. deniyor. ÖZYALÇINER- tLESAM kuruldu. Ama o dö- nemde öyle bir el çabukluğuna getirildi ki hiçbir ilerici yazar İLESAM adlı derneğe katılamadı. Bir sabah erken saatlerde 10 kişi bakanlığa gide- rek o derneği kurdular. Hâlâ bunu o biçimde sür- dürüyorlar. Bızım tanıdıgımız, bildığimiz hiçbirya- cak uyuşmazlıkta sendika ne yapabilir? Burada iki- si de yazar... Onun için yazar da olsa yayınevi sa- hibini "sahip" saydı ve sendika üyeliğıne almadı. Belki bu tür kişiler eser sahipleri sendikası gibi bir sendika kurup, ona üye olabilirler. Bizim sendi- kada başka bir şey de yapıldı. Yayınevi sahipleri- nin yazarlıklan ağır basanlan sendika üyeliğine alın- dı. Bu da yanlıştı. BEHRAMOĞLU-Bunlar ikincil konular. Asıl konuyu başlangıçta, çıkış noktarmzda konuştuk. _ Yazarlann. yazarlıklanyla ilgili olan haklannı, ya-' ni telif haklannı nasıl savunacağız? Yine tüzükte belırtildiği gibi nasıl ileriye doğru geliştireceğiz? Üstelik de bunu. nasıl bir yapı içinde, kim olarak yapacağız? Aslında bence kamuoyu. Türkiye Ya- zarlar Sendikası'nın tümüyle amatör bir kuruluş olduğunu bilmiyor. I İyi de, amatör bir sendika nasıl olabili- yor? BEHRAMOĞLU-Ben de bunu sorguluyorum. ÖZYALÇINER-Hayır. öyle değil. Amatör ça- lışıyor. Bakın, bütün ağlamalanna rağmen yaym- ki yanhşımız aslında bünyemize amatörce, kitap- lannı bir yayınevine bastırabilen yazarlan topla- mamız. Oysa emek-sermaye çelişkisini ortaya ko- yacak yazarlan bir araya getirseydik, iş farklı ola- bilirdi. Ama burada da zorunluluk yok. Yine de onlan bir şekilde örgütleyebilirdik. ALİYE - Sendikanın işlevi birinci aşamada ya- zarlann ekonomik, sosyal haklannı korumak, ge- liştirmek, güçlendinnek... Ondan sonraki madde- lerde ülkenin kültürel geleceğinde önemli bir rol oynamak, anti-demokratik olaylara karşı düşün- ce. ifade özgürlüğünün önündeki engellerle sava- şım vermek kavramlan yer alıyor. Sendikanın bi- rinci aşamada eli kolu bağlı kalıyorsa, yapabile- ceği şey ikinci aşamalan gerçekleştirmektir. Yani ülkemızde sanatın ve kültürün gelişimini sağlamak. Bence Yazarlar Sendikası'na düşen görev insan- lan yeniden birey olma çabası içine itmektir. Ya- ni sanatın amacını gerçekleştirmektir. Türkiye gi- bi ülkelerde bu bana çok daha önemli bir araç gi- bi geliyor. BEHRAMOĞLU - Buna katılıyorum ve şöyle de geliştirmek istiyorum: Burada Türkiye Yazar- lar Sendikası'nın çok eski ikı yöneticisi olan Ad- Soldan sağa Ataol Behramoğlu, Adnan Özyalçıner ve Zeynep Alrye._(Fotograf: KAAN SAĞANAK) nan Özyalçıner ve ben. bir de daha yeni bir arka- daşımız olan genel sekreterimiz var. Adnan Öz- yalçıner ve ben 1974'ten beri bu işin içindeyiz. Tür- kiye'de demokrasinın güçlendirilmesi. kültürün geliştirilmesi konusunda sendikanın 1980'e kadar gerçekten çok önemli rolü olmuştur. Türkiye"de de- mokrasinın geliştinlmesı bakımından her olayın içinde yer almıştır. Büyük zorluklarla ve her biri- mizin her an öldürülme tehdidi altında bulundu- ğu dönemlerde insanlanmız büyük bir özveriyle çalıştılar. Üstelik sendikada istifa hemen hemen yok gibidir. Biliyorsunuz. 1980 sonrası sendika- mız yıllarca > argılandı. Ondan sonra da toparlan- maya çalıştı. Belgelerin bir kısmı yok olmuştu. Bir de merkezimizde yangın çıktı... ÖZYALÇINER - Belki de yaktılar... BEHRAMOĞLU- Evet. belki de yaktılar. 1990 sonrası yeniden biryapılanma sözkonusu. Ben 1980 öncesi ınsanlarla bugünlerin insanlan arasında bir kjyaslama yapabiliyorum. Bence yükselen değer- ler meselesi çok önem taşıyor. Karşı çıktığını söy- leyen kışilerin bıle şu, ya da bu biçimde yükselen değerlerin etkisi altında olduklannı görüyorum. Ya- ni, bireyciliğin alıp yürüdüğü bir ortamda yaşıyo- ruz. Bakın ben 1992'den beri yönetimdeyim. 1980 öncesi olmayan olaylarla karşılaştım. İki-üç gün- de bir istifalar oldu. Bu da o günlerin koşullan ve o günlerin insanlanyla ilgili bir durum. ^ ^ ^ ^ H Bugün insanlarm bireyciliğe önem ver- diklerinisöylediniz. 1980öncesiylehyasladığınız zaman artık örgütlenmegereksiniminin zayıfla- dığını mı anlatmak istiyorsunuz? BEHRAMOĞLU - Bugünün en önemli soru- nu bence öncelikle bu yükselen değerler mesele- si ve insanlann örgütlere, özellikle de meslek ör- gütlerine adeta inançlannı kaybetmeleri ve birey- ci çıkış noktalan aramalan. Yapmak istediklerimi- zi yeterince yapamayışımızın en önemli nedenle- rinden birisi bana göre budur. Ne yazık ki dünya- da sosyalist sistemin çökmesi bu gibi örgütlenme- leri zayıflattı. Her yere özel teşebbüs hâkim oldu. Son derece kişisel ilişkiler kuruldu; pazar ekono- misinin belirlediği kurallar geçerli hale geldi. ÖZYALÇINER - Ama pazar ekonomisine rağ- men dünyada yine de yazar birlikleri etkm. BEHRAMOĞLU -Bizimki kadar sahipsiz, ka- mu desteğinden, devlet desteğinden yoksun bir sendika yok. Almanya'da yaşayan bir arkadaşım- la konuşuyorduk. Bana. "Beş kişi bir araya gelip bir dernek kur- mak istesek ilgili bakanlık hemen dev reve girer, bi- ze yer gösterir, bir-iki tane de sekreter ö>in eder" dedi. Yani bu sıvıl toplum örgütlenni teşvık edici bir devlet yapısıdır. Bizde ise bunun tam tersi söz konusu. ALtYE - Kültür Bakanlığı'nın bu bağlamda Türkiye'de yeniden bir yapılanmaya girmesi lazım. Kültür Bakanlığı altyapılan oluşturabilir. Ülkede sanatın ve kültürün gelişmesi amacıyla gerekli olan ekonomik desteği sağlar. Ama onun dışında politikalarJÖrgütlemek de sanatçt örgütlerinin gö- revi olmaiı. Bizim. sanatçı örgütleri olarak Kül- tür Bakanlığı 'nın yeniden yapılanması için gerek- li olan önerileri oluşturmamız lazım geldığıni dü- şünüyorum. Özerk Sanat Konseyi adlı bir plat- form var. Bunu 54 sanatçı örgürü bir araya gele- rek oluşturdu. Dördüncü kurultayını bu yıl yap- ması gerekiyordu. Ancak. kurultaya katılım çok düşük. Bakanlığın da desteği yok. BEHRAMOĞLU - Tek tek kişilerin iyi niyeti ve çabası yeterli değil. Bu bağlamda kesinlikle kurumsallaşmak lazım. Bunun da yasal zoruniu- luklan olması gerekiyor. Ben buradan kamuya ve yazar arkadaşlanma seslenerek. "Burada biremek- sermaye varsa yazarhk bir meslekse zorunlu birya- pıya ihtiyaç var. Bu acaba bir sendika mı. yoksa bir meslek odası mı olmaiı? ^oksa. Fikirve Sanat Eser- leri Kanunu'nun 42. maddesinde belirtilen ve bir- den fazla olabilir deniltn meslek buiikleri mi olma- iı?" diyorum. O zaman iki olay birbirinden aynlacak; aynl- ması da gerekli. Yani yazarlann telif ve özlük ftak- lannı savunan, koruyan bir yapı. Burada da yasal zorunluluk gerekiyor. İkinci olarak, benzer gö- rüşte kişiler bir araya gelip dernekler kurabilirler. Yani sivil toplum örgütleri oluşur. Yazarlar Sen- dikası'nın kuş mu, deve mi, belli olmayan niteli- ği de açığa kavuşur, ferahlar. 1980 öncesi Türki- ye Yazarlar Sendikası gibi bir yöneticilik görevi yapmak büyük sorumluluk isterdi. 1990'dan son- ra bakıyoruz, iş çocuk oyuncağı haline gelmiş. Adam gelmiş, başkan olmuş, genel sekreter olmuş, bir iki ay sonra çekip gidiyor. Kendinde bu hakkı görüyor. Böyle bir şey olabilir mi? ÖZYALÇINER - Yazann sendikaya zorunlu üye olabilmesi için öncelikle, sendikaya girmek- te ne yaran olduğunu düşünmesi lazım. Birinci ko- nu tabii ki telif haklan sorununun çözülmesi. Dcin- cisi de özlük haklan sorununun çözülmesi. Bun- lar yasal olarak yapılamıyor. Kültür Bakanlığı ve devlet de yardımcı olrnadığına göre biz bunu spon- sorlar yoluyla yapabiliriz. Değerli varlığımız İBRAHİM AKIN'ı kaybettik. Üzüntümüz sonsuzdur. Annesi Sülbiye, eşi Ayten, oğlu Utku, kızı Elif, kardeşi Rabia Vecir Burdur Lisesi 1969 yılı mezunlanndan sevgili arkadaşımız 1968 kuşağının demokrasi, bağımsızlık ve insan haklan mücadelesinin ölümsüz savaşçılanndan İBRAHİM AKIN'ı yitirdik. Başımız sağolsun. ARKADAŞLARI VE DOSTLARI Cenazesi 19 Nisan 1998 Pazar günii öğle namazını müteakiben Fikirtepe Onikiler Camii 'nden kaldırılacaktır. VEFAT Merhum Hamit Bey ve merhume Safıye Hanım'm kızlan, Maçka eşrafindan merhum emekli başöğrermen Zeki Karsan'ın değerli eşi. merhum Salih Aktunç. merhume Asiye Ö?iş ve merhum Macıt Saraç'ın kızkardeşlen. merhume Hatıce A\dın. Saniye Barut. Hadiye tnan'ın te\zelen. Dogan Saraç. Şermın Unlü. Tacıser Özengın'ın halalan. merhume Meral Karsan'ın kayınvalıdesı. Memetcan Demırav. Zeynep Demiray ve Meral Karsanın dedeannelen. gazetecı Nalan Karsan \e gazeteci Volkan Karsan'ın babaanneleri. Havnye Özış'ın canı teyzesı ve gazetecı Atılla Karsan'ın bıricik annesi. Emekli Öğretmen SALİHA KARSAN 1 7 04 1998 Cuma gunü Halck'ın rahmetıne kavuşmuştur. Cenazesi 19.04 1998 Pazar günu ıBugün) Bakırkö> Kartaltepe Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakıp Bakırköy Kabnstam'na defhedılecektır. AİLESİ \ot: Çiçek göndermek ıste\ enlenn Tûrk Eğitim I 'akfı na bağışla bulunmaları nıa olunur ANMA Şair. denemeci, öykü \e oyun yazan, felsefeci. düşün adatnı. değerli eşim Sabahattin Kudret AKSAL'ı ölümünün beşinci yılında sevgi ve özlemle anıyorum. MÜNİRE AKSAL DD0LIS11H HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1996 1 Davacılar Zey- nep Kayacan vd'nin davalılar Yakup Karaman vd. hakkında açtığı verasetın iptali da- vasının yapılmakta olan yargılamasın- da: davalılardan Faik Karaman tüm aramalara karşın bulunamayıp tebli- gat yapılamadığın- dan ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olmakla adı geçenin 13.5.1998" günü saat9.15'teyapıla- cak olan duruşma- da bizzat hazır bu- lunması veya bir vekil ile kendisini temsil ettirmesi ilanen tebliğ olu- nur. Basın: 15921 Türkiye komünist ve işçi hareketinin özverili kadrolanndan TKP Merkez Komitesi yedek üyesi lzmir ll Sekreteri MACİT BİLGE yoldaşı kaybettik. Anısı mücadelemize ışık tutacaktır. Mehnıet Bozışık. Şahap Bakırsan, Cenıal Kıral, Zihni Anadul. Rasih Nııri İlcri. Haşinı Kaııar. Doğan Çetiner, Hayatj Denizkuşu. .41i Eriş, Bekir Karayel. Fadıl Barkajı. Muhlise Aren, Sadun Aren, Nihat Sarguı, Y ıldız Sarguı, Sainı Şendur, Güııer Eli<;in. tlkııur Eliçin, Güney Dinç. Sami Alptekin. Savaş Al. Halil Dunıanoğlu. Orhan Kartal. Emine Kartal. Dr. Şahap tğoi, Fayika Artan. Hilnıi Artan. Halinı Sıpalar. Feyzjıllah Ertıığrul. Sefer Aytekin. Nuriıllah TuğsavTil. Rıdvan Burçetin, V'eli Lök, Necati Deliorman. Esat Balını, Selahattin Türokay. Kemal Savaş. Murat Dilli. Alpaslaıı Bayramgil. Cemil Eoevit. Hüsnü Çuhadar. Süleyman Coşkun, Ul\i Oğuz, Mustafa Taydaş, Ozlpm Özgür. Fahrettin Çetin, Behzat Kooavardar, Haşnıet Çelik, Halit Gülnar. .\hmet Yeni. Mehnıet Utku. Coşkun Yıhnaz. Kenıal Aluıı. Alımet Çerçel. Osnıan Özgüven. Hasan Erpül. İbrahim Sertçelik. Öiskaıı Başer TKP eski Izmir îl Sekreteri ve Merkez Komitesi yedek üyesi yoldaşımız MACİT BİLGE'yi kaybettik. Tüm yoldaşlara başsağlığı diliyoruz. MEHMET BOZIŞIK, ŞAHAP BAKIRSAN, RASİH NÜRİ İLERİ, FADIL BARKA\, SABAHATTİN DİKMEN, KAMLRAN BAŞTLJİ, CEMİL TOYGAR Gazeteciler 2000 Konut Yapı Kooperatifi'ndski (Beylikdüzü) hissemi devrediyorum. lnşaatı sürmektedir. Tel: 225 85 79
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle