Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19NİSAN1998PAZAR
10 PAZAR KONUKLARI
1974"ten buyana etkinliğinisürdüren 500'denfazla üyeli Türkiye Yazarlar Sendikasıyasalgüçtenyoksun
Kalem emekçisinin çok sorunu varI Türkiye Yazarlar Sendikası 'nın adı
neden 'sendika'?
ÖZYALÇINER- 1974'te sendika kurulmadan
önce bu konuda iki-üç toplantı yapıldı. 'Yazaria-
n bir araya getiren sendika mı olman, yoksa birük
mi?' diye tartışıldı. Sonunda, 'Sendika olmaiı" ka-
ran alındı. Bu 70 kışilik bir yazarlar önkuralun-
dan oluşuyordu.
İ^HHH İyi de neden sendika adı benimsendi?
Bu soruyu ısrarla sormamın nedeni o dönemde
sosyalist ülkelerde bile bu türyazar cemiyetleri-
ninadının 'Yazaıiar Birliği' olmasıydı...
ÖZYALÇINER - Öncelikle bir işkolu var mı,
yok mu, o araştınldı. Yazarlar için bir işkolu ol-
duğu ortaya çıktı. Bu da güzel sanatlar işkoluydu.
Tüzükte, "Sendika 17 No'lu ticaret, bûro, eğitim.
güzel sanatlar tşkolunda faaliyette bulunur" yazı-
lı. Burada önemli olan yazarlann özlük haklannı,
telif haklannı savunmaktı. O nedenle sendika ol-
ma karan alındı.
^ ^ ^ ^ H Peki, bu sendika zaman içinde işlevini
yerine getirebüdi mi?
BEHRAMOĞLU -Getirmedi. Demin tüzûkten
okunduğu gibi 'sendika 17 No'lu: ticaret, biiro,eği-
tim, güzel sanatlar işkolunda faaliyette bulunur'
deniyor. Bence burada bir uymazlık var. Yazarlık
bir emek işi. Ama çok öznel ve çok bağımsız ya-
pılan bir iş. Dolayısıyla bir işkolu içinde düşünül-
mesi dçğriı değil. Nitekim bana öyle geliyor ki. '17
No'lu ticaret biiro. eğitim, güzel sanatlar işkolun-
da faaliyette bulunur' cümlesı bıraz zorlanarak. ki-
tabına uydurularak yazılmış. Ama çıkış noktasın-
dakidüşünceçokdoğruveçokhaklı. Yani, yazar-
lann yazarlık emeğinin savunulması ve özlük hak-
lannın korunulması amaçlanıyordu. Sanıyorum,
Türkiye Yazarlar Sendikası öncesinde de böyle bir
anlayışpek yoktu. Bakın, sendikatüzüğünün 3. mad-
desi (A) şıkkı diyor ki: "Yazarlar Sendikası iş an-
laşmazhklan ve ücret uyuşmazlıkianna hukuki
müdahalelerdebulunur. Kınama.dava açmavb.ey-
lemlere girişir." Bu çok güzel bir hedef. Ama bunu
nasıl, hangi para ve hangi güçle yapacak? Bütün
eksiklik burada. Sanıyorum ki bizim yıllardır için-
de bulunduğumuz sıkıntının temelinde de bu var.
Sendikanın geliri yok. Çok cüz'i, çok küçük üye
ödentileri dışında bir gelire sahip değil.
i ^ ^ ^ ^ l Türkiye YazarlarSendikası bağımsızbir
sendika, öyle değil mi?
BEHRAMOĞLU - Evet. Sendikalann yasal
olarak düzenlenmiş gelirleri vardır. Bu da işyerin-
de çalışan işçilerin ücretlerinden kesilen paradır.
Belki öbür sendikalann bunun dışında da destek-
leri vardır. Ama Yazarlar Sendikası'nın böyle bir
desteği yok, yapılanışı da yok. Bana göre olması
da mümkün değil. Fakat demin sözünü ettiğim
hedefleri de üstlendiği için yıllardır içinde yaşa-
dıgjmız sıkıntının başhca nedenî bu.
ÖZYALÇINER- Ben sendikanın gelirleri ko-
nusunda bir ekleme yapmak istiyorum. Sendika-
nın kuruluşu sırasında sendika gelirleri maddesin-
de tüzüğe şöyle bir cümle konulmuştur: "Herya-
zaryayınladığı eserin teüfhakkınm yüzde birinisen-
dikava devreder." Bu madde işletilmedı.
BEHRAMOĞLU - lşletılemedi...
ÖZYALÇINER - Işletilebilirdi. Bu da çok ba-
sit bir işti. Böyle bir uygulama neden yapılama-
sın? Fakat bazı arkadaşlanmız, özellikle de kıtap-
lan çok satan arkadaşlanmız buna karşı çıktılar.
Kitaplan az satan yazarlara. "Ben kendi telif hak-
kımdan onca parayı sendikaya de\ rederken siz a> -
da yılda bir kitap çıkaracaksuuz ve azıcık bir pa-
ra ödeyeceksiniz. Bu haklı bir uygulama olmaz"
dediler. Bu da tamamıyla yanlıştı, tabii ki.
BEHRAMOĞLU - Burada bir nebze tartışma
platformuyaratılması yararlı oluyor. Bakın, tüzük-
ten sendikanın yetkilileriyle ilgili 4. maddesinde
şöyle deniyor: "Tophı iş uyuşmazuklan çıkanr.
Toplu iş sözkşmesi yapar. greve karar verir ve ida-
re eder." Demin 3. maddenin (A) şıkkında yazı-
lanları okuduktan sonra "NasıL hangi paravegüç-
le?" sorusunu sormuştum. Şımdı burada da şu so-.
ruyu sormak gerekiyor: Diyelim kı X yayınevin-
de bir yazara haksızhk yapıldı. Bu yazar da Tür-
kiye Yazarlar Sendikası üyesi. Ve o yazar işkolun-
da, yani yayınevinde greve karar verdi. Bu ne de-
mek? Yani sendika o yayınevinde çalışan üyemiz
olan yazar ve çevirmenlere, "Arük o yayuıeviyle
iş yapmayacaksm. Var olan khaplannı çekecek-
sin" diyecek.
• M ^ B Sendikanın bunuyapbrabümesi içinya-
sal bir dayanak var mı?
BEHRAMOĞLU - Bakın, sendika tüzüğünde
yer alan. yazarlann telif haklanndan yüzde binni
sendikaya devretmeleri konusu tamamıyla bir cen-
tilmenlik anlaşması. tsterse verir, ıstemezse ver-
& t > 1 T *-^y Dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde yazarlık mesleği. yazara para kazandırır, onu abat ederken
Türkiye gibi ülkelerde yazarlann çoğu, deyim yerindeyse "sürünüyorlar." Devlet, onlara daha yeni yeni bazı sosyal haklar
tanıyor. Telif haklan. özlük haklan korunamıyor. Güçlü bir meslek örgütleri yok. 1974'ten bu yana etkinliğini sürdüren
500'denfazla üyeli bir Türkiye Yazarlar Sendikası var, ama herhangi bir yasal güçten yoksun durumda. Parasal gücü çok
düşük. Üye aidatlanyla varlığını sürdürmeye çalışıyor. Sendikanın tüzüğünde yazarlann korunmasını öngören maddeler
bulunmasına karşın bu maddeler işletilemiyor. Bu hafta, Türkiye'deki yazarlann durumu, telif haklan, özlük haklan
sorunlan, Türkiye Yazarlar Sendikası'nın bugün içinde bulunduğu konumu ele aldık. Bir yuvarlak masanın başında,
sorunlan Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Ataol Behramoğlu, sendikanın 11 kurucu üyesinden biri olan Disiplin
Kurulu üyesi yazar Adnan Özyalçmer ve sendikanın yeni Genel Sekreteri Zeynep Aliye ile konuştuk.
SÖYLEŞİ / LEYLA TAVŞANOĞLU
mez. Türkiye Yazarlar Sendikası'nın cıddi bir \a-
pısal sorunu var. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum.
Bunun yasal dayanağı yok.
• ^ ^ ^ H Peki, yasal dayanak nasıl olacak?
ÖZYALÇINER-Burada söze girmek istiyorum.
Evet. yasal dayanak yok. ama bu yapılamaz bir şey
değildir.
BEHRAMOĞLU - Yapamazsınız.
ÖZYALÇINER - Yapılırdı. Bir defa, yayınev-
leri, dergiler \e gazeteleıie sendikanın öncelikle
birer ikili anlaşma yapması lazımdı. Bu ikili an-
laşmalarda yayınevleri. dergiler ve gazetelerin te-
lif haklanndan ücretleri baştan kesmeleri öngörü-
lebilirdi. o zaman. bu para yazann isteği dışında
kesilirdi. Biz yazarlar olarak sendikayı araya so-
karak bütün yayınev leriyle anlaşma yapsak bu so-
run çözülebilir. Ama bu çözülmek istenmedi.
^ ^ M \eden?
BEHRAMOĞLU - Bizler sendika yöneticileri
olarak çok doluyuz. Adnan, "Bu yapılamadı" dı-
yor. Yıllarca bu sendikanın birincıl sorumluluğu-
nu taşımış bir yönetici. Ben de şımdı öyleyım.
Adnan'ın söylediği şeyin yapılamay ışında ger-
çekten öznel nedenler rol oynamış olabilir. Ba-
kın, centilmenlik anlaşmalanna bağlı olarak bir ye-
re vanlamaz. Bu gibi kuruluşlarda yasal dayanak-
lar lazım. Benim gördüğüm şu? Türkiye Yazar-
lar Sendikası'nın bu tüzükte ifade edilen sendikal
bir kimliğe sahip olması mümkün değil. Bunun
mümkün olmamasınm nedeni de yazarlık mesle-
ğinin \e Türkıye'dekı yayin hayatımn birtakım
zar o yüzden ÎLESAM'a girmedi.
BEHRAMOĞLU - Burada ben sözümü bitir-
mek istiyorum. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun
42. maddesinde aynca. "Aynı alanda birden fazla
meslek birliği kurulabilir" deniyor. Fakat bunun
gerçekleşmesi için hâlâ ek tüzük çıkmış değil.
Oysa ek tüzük çıktığı zaman bizim de bir meslek
birliği kurmamızın önünde bir engel kalmıyor.
ÖZYALÇINER - Ataol'un söylediği ek tüzük
bakanlık tarafindan yürürlüğe konulduğu zaman
ikinci bir meslek kuruluşunun kurulmasında ya-
rar vardır.
BEHRAMOĞLU-AmlÇeçen'le bu konuyu da-
ha geçenlerde konuştuğumu hatırlıyorum. Hâlâ ek
tüzüğün çıkmamasmı tartışmıştık.
ALİYE - Ben sendika tüzüğünde üye olma ko-
şulundan söz etmek istiyorum. Üye olma koşulu
olarak telif ücretinden belli pay ahnması öne sü-
rülüyor. Ama üyelerimize baktığımız zaman buya-
zarlann zaten yüzde 90" ı telif ücreti almadan ki-
taplannı bastınyorlar. Kendi tüzüğümüzleçelişen
bir durum söz konusu burada.
ÖZYALÇINER - Tüzüğümüzde yazann tanı-
mı \ar. Buna göre yazar, ürettiğini bir yayıncıya
satan kişidir. Ürettiğırü yayıncıya satmayan kişı var-
sa o kişi bence yazar sayılmamalı. Öyle bir kışi-
nin kitabı çıkmış olabilir. Ama sendika o kişiyi üye-
liğe almama durumundadır. Başlangıçta şöyle bir
durum da ortaya çıkmıştı: Yayıne\ i sahıbi bir ki-
şi yazar dahi olsa sendikaya alınmamıştı.
^ ^ ^ ^ B Peki, bunun nedenini anlatır mısınız?
ÖZYALÇINER-Nedeni çok açık... Çünkü bir
\ azarla. > azar olan yayınev i sahibi arasında çıka-
cılar gayet ıyi para kazamyorlar. Bunlar sermaye-
dar. Biz yazarlar olarak bu sermayedarlar tarafin-
dan sömürülüyoruz.
^ ^ ^ M Xasüsömürülduğünüzü anlatırmısınız?
ÖZYALÇEVER-Kimi yazarlanmız çok satan-
lar olarak fırlatılıyor. Kimi yazarlanmızın kitap-
lan da yayıncılar tarafindan depolarda bekletili-
yor.
BEHRAMOĞLU - Konuşmamız amacından
sapıyor.
ÖZYALÇINER-Bunlann da konuşulması la-
zım.
BEHRAMOĞLU - Sendikanın amatör olması
işin ruhuna aykm. Karşınızda örgütlü bir serma-
ye varsa sizin de örgütlü emek olarak onun karşı-
sına çıkabilmenız lazım.
ÖZYALÇINER- Ataol deminden ben, "Ama-
tör sendika",diyor. Amatör sendika, çünkü yazar-
lan amatör. Profesyonel yazan olsa profesyonel
sendika olurdu.
BEHRAMOĞLU -Hepimiz belli ölçülerde pro-
fesyonehz. Hepımız kıtaplanmızı yayıncıya veri-
yoruz ve karşılığında da telif hakkı ahyoruz. Sa-
nıyorum Adnan Özyalçıner'in söylediği şu: Çok
para kazanan yazarlar. Aziz Nesin gibi bir-iki is-
tısna dışında sendikanın dışında kalmayı yeğledi-
ler. Bütün mesele de zaten burada. Bakın, meslek
odalan var. Türk Tabipleri Birliği. MimarlarOda-
sı. Eczacılar Odası gibi. Bu meslek odalanna üye
olmayan kişiler mesleklerini icra edemezler. Ama
bızde böyle bir zorunluluk yok. Öncelikle de, ya-
zann kendisinın tarifini yapmak kolay değil.
ÖZYALÇINER - Bizim sendika oluşumuzda-
I Pekiyazarlann telifhaklannm veözlük
haklannın savunulması bakımından nasılbirya-
sal dayanak olabilir?
BEHRAMOĞLU - Bu Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu'nun 42. maddesinde ifade edilmiş. Bu
maddede şöyle deniyor: "Eser sahipleri ile kom-
şu hak sahipleri, üyelerinin ortak çıkarlannı ko-
rumak ve mevzuatm öngördüğü esas \e usuller
içinde bu kanun ile tanınmış haklaruun takibini,
alınacak iicretlerin tahsilini ve hak sahiplerine da-
ğrümıru sağlamak üzere Kültür Bakanüğı'nca ha-
zııianan ve Bakanlar Kurulu'nca onav lanan tüzük
v« tip statülere uygun olarak meslek buiikleri ku-
rabilirter." Bence işin sırn burada. Hâlâ bu tüzük
çıktı, çıkacak. deniyor.
ÖZYALÇINER- tLESAM kuruldu. Ama o dö-
nemde öyle bir el çabukluğuna getirildi ki hiçbir
ilerici yazar İLESAM adlı derneğe katılamadı.
Bir sabah erken saatlerde 10 kişi bakanlığa gide-
rek o derneği kurdular. Hâlâ bunu o biçimde sür-
dürüyorlar. Bızım tanıdıgımız, bildığimiz hiçbirya-
cak uyuşmazlıkta sendika ne yapabilir? Burada iki-
si de yazar... Onun için yazar da olsa yayınevi sa-
hibini "sahip" saydı ve sendika üyeliğıne almadı.
Belki bu tür kişiler eser sahipleri sendikası gibi bir
sendika kurup, ona üye olabilirler. Bizim sendi-
kada başka bir şey de yapıldı. Yayınevi sahipleri-
nin yazarlıklan ağır basanlan sendika üyeliğine alın-
dı. Bu da yanlıştı.
BEHRAMOĞLU-Bunlar ikincil konular. Asıl
konuyu başlangıçta, çıkış noktarmzda konuştuk. _
Yazarlann. yazarlıklanyla ilgili olan haklannı, ya-'
ni telif haklannı nasıl savunacağız? Yine tüzükte
belırtildiği gibi nasıl ileriye doğru geliştireceğiz?
Üstelik de bunu. nasıl bir yapı içinde, kim olarak
yapacağız? Aslında bence kamuoyu. Türkiye Ya-
zarlar Sendikası'nın tümüyle amatör bir kuruluş
olduğunu bilmiyor.
I İyi de, amatör bir sendika nasıl olabili-
yor?
BEHRAMOĞLU-Ben de bunu sorguluyorum.
ÖZYALÇINER-Hayır. öyle değil. Amatör ça-
lışıyor. Bakın, bütün ağlamalanna rağmen yaym-
ki yanhşımız aslında bünyemize amatörce, kitap-
lannı bir yayınevine bastırabilen yazarlan topla-
mamız. Oysa emek-sermaye çelişkisini ortaya ko-
yacak yazarlan bir araya getirseydik, iş farklı ola-
bilirdi. Ama burada da zorunluluk yok. Yine de
onlan bir şekilde örgütleyebilirdik.
ALİYE - Sendikanın işlevi birinci aşamada ya-
zarlann ekonomik, sosyal haklannı korumak, ge-
liştirmek, güçlendinnek... Ondan sonraki madde-
lerde ülkenin kültürel geleceğinde önemli bir rol
oynamak, anti-demokratik olaylara karşı düşün-
ce. ifade özgürlüğünün önündeki engellerle sava-
şım vermek kavramlan yer alıyor. Sendikanın bi-
rinci aşamada eli kolu bağlı kalıyorsa, yapabile-
ceği şey ikinci aşamalan gerçekleştirmektir. Yani
ülkemızde sanatın ve kültürün gelişimini sağlamak.
Bence Yazarlar Sendikası'na düşen görev insan-
lan yeniden birey olma çabası içine itmektir. Ya-
ni sanatın amacını gerçekleştirmektir. Türkiye gi-
bi ülkelerde bu bana çok daha önemli bir araç gi-
bi geliyor.
BEHRAMOĞLU - Buna katılıyorum ve şöyle
de geliştirmek istiyorum: Burada Türkiye Yazar-
lar Sendikası'nın çok eski ikı yöneticisi olan Ad-
Soldan sağa Ataol Behramoğlu, Adnan Özyalçıner ve Zeynep Alrye._(Fotograf: KAAN SAĞANAK)
nan Özyalçıner ve ben. bir de daha yeni bir arka-
daşımız olan genel sekreterimiz var. Adnan Öz-
yalçıner ve ben 1974'ten beri bu işin içindeyiz. Tür-
kiye'de demokrasinın güçlendirilmesi. kültürün
geliştirilmesi konusunda sendikanın 1980'e kadar
gerçekten çok önemli rolü olmuştur. Türkiye"de de-
mokrasinın geliştinlmesı bakımından her olayın
içinde yer almıştır. Büyük zorluklarla ve her biri-
mizin her an öldürülme tehdidi altında bulundu-
ğu dönemlerde insanlanmız büyük bir özveriyle
çalıştılar. Üstelik sendikada istifa hemen hemen
yok gibidir. Biliyorsunuz. 1980 sonrası sendika-
mız yıllarca > argılandı. Ondan sonra da toparlan-
maya çalıştı. Belgelerin bir kısmı yok olmuştu. Bir
de merkezimizde yangın çıktı...
ÖZYALÇINER - Belki de yaktılar...
BEHRAMOĞLU- Evet. belki de yaktılar. 1990
sonrası yeniden biryapılanma sözkonusu. Ben 1980
öncesi ınsanlarla bugünlerin insanlan arasında bir
kjyaslama yapabiliyorum. Bence yükselen değer-
ler meselesi çok önem taşıyor. Karşı çıktığını söy-
leyen kışilerin bıle şu, ya da bu biçimde yükselen
değerlerin etkisi altında olduklannı görüyorum. Ya-
ni, bireyciliğin alıp yürüdüğü bir ortamda yaşıyo-
ruz. Bakın ben 1992'den beri yönetimdeyim. 1980
öncesi olmayan olaylarla karşılaştım. İki-üç gün-
de bir istifalar oldu. Bu da o günlerin koşullan ve
o günlerin insanlanyla ilgili bir durum.
^ ^ ^ ^ H Bugün insanlarm bireyciliğe önem ver-
diklerinisöylediniz. 1980öncesiylehyasladığınız
zaman artık örgütlenmegereksiniminin zayıfla-
dığını mı anlatmak istiyorsunuz?
BEHRAMOĞLU - Bugünün en önemli soru-
nu bence öncelikle bu yükselen değerler mesele-
si ve insanlann örgütlere, özellikle de meslek ör-
gütlerine adeta inançlannı kaybetmeleri ve birey-
ci çıkış noktalan aramalan. Yapmak istediklerimi-
zi yeterince yapamayışımızın en önemli nedenle-
rinden birisi bana göre budur. Ne yazık ki dünya-
da sosyalist sistemin çökmesi bu gibi örgütlenme-
leri zayıflattı. Her yere özel teşebbüs hâkim oldu.
Son derece kişisel ilişkiler kuruldu; pazar ekono-
misinin belirlediği kurallar geçerli hale geldi.
ÖZYALÇINER - Ama pazar ekonomisine rağ-
men dünyada yine de yazar birlikleri etkm.
BEHRAMOĞLU -Bizimki kadar sahipsiz, ka-
mu desteğinden, devlet desteğinden yoksun bir
sendika yok. Almanya'da yaşayan bir arkadaşım-
la konuşuyorduk.
Bana. "Beş kişi bir araya gelip bir dernek kur-
mak istesek ilgili bakanlık hemen dev reve girer, bi-
ze yer gösterir, bir-iki tane de sekreter ö>in eder"
dedi. Yani bu sıvıl toplum örgütlenni teşvık edici
bir devlet yapısıdır. Bizde ise bunun tam tersi söz
konusu.
ALtYE - Kültür Bakanlığı'nın bu bağlamda
Türkiye'de yeniden bir yapılanmaya girmesi lazım.
Kültür Bakanlığı altyapılan oluşturabilir. Ülkede
sanatın ve kültürün gelişmesi amacıyla gerekli
olan ekonomik desteği sağlar. Ama onun dışında
politikalarJÖrgütlemek de sanatçt örgütlerinin gö-
revi olmaiı. Bizim. sanatçı örgütleri olarak Kül-
tür Bakanlığı 'nın yeniden yapılanması için gerek-
li olan önerileri oluşturmamız lazım geldığıni dü-
şünüyorum. Özerk Sanat Konseyi adlı bir plat-
form var. Bunu 54 sanatçı örgürü bir araya gele-
rek oluşturdu. Dördüncü kurultayını bu yıl yap-
ması gerekiyordu. Ancak. kurultaya katılım çok
düşük. Bakanlığın da desteği yok.
BEHRAMOĞLU - Tek tek kişilerin iyi niyeti
ve çabası yeterli değil. Bu bağlamda kesinlikle
kurumsallaşmak lazım. Bunun da yasal zoruniu-
luklan olması gerekiyor. Ben buradan kamuya ve
yazar arkadaşlanma seslenerek. "Burada biremek-
sermaye varsa yazarhk bir meslekse zorunlu birya-
pıya ihtiyaç var. Bu acaba bir sendika mı. yoksa bir
meslek odası mı olmaiı? ^oksa. Fikirve Sanat Eser-
leri Kanunu'nun 42. maddesinde belirtilen ve bir-
den fazla olabilir deniltn meslek buiikleri mi olma-
iı?" diyorum.
O zaman iki olay birbirinden aynlacak; aynl-
ması da gerekli. Yani yazarlann telif ve özlük ftak-
lannı savunan, koruyan bir yapı. Burada da yasal
zorunluluk gerekiyor. İkinci olarak, benzer gö-
rüşte kişiler bir araya gelip dernekler kurabilirler.
Yani sivil toplum örgütleri oluşur. Yazarlar Sen-
dikası'nın kuş mu, deve mi, belli olmayan niteli-
ği de açığa kavuşur, ferahlar. 1980 öncesi Türki-
ye Yazarlar Sendikası gibi bir yöneticilik görevi
yapmak büyük sorumluluk isterdi. 1990'dan son-
ra bakıyoruz, iş çocuk oyuncağı haline gelmiş.
Adam gelmiş, başkan olmuş, genel sekreter olmuş,
bir iki ay sonra çekip gidiyor. Kendinde bu hakkı
görüyor. Böyle bir şey olabilir mi?
ÖZYALÇINER - Yazann sendikaya zorunlu
üye olabilmesi için öncelikle, sendikaya girmek-
te ne yaran olduğunu düşünmesi lazım. Birinci ko-
nu tabii ki telif haklan sorununun çözülmesi. Dcin-
cisi de özlük haklan sorununun çözülmesi. Bun-
lar yasal olarak yapılamıyor. Kültür Bakanlığı ve
devlet de yardımcı olrnadığına göre biz bunu spon-
sorlar yoluyla yapabiliriz.
Değerli varlığımız
İBRAHİM AKIN'ı
kaybettik. Üzüntümüz sonsuzdur.
Annesi Sülbiye, eşi Ayten,
oğlu Utku, kızı Elif,
kardeşi Rabia Vecir
Burdur Lisesi 1969 yılı mezunlanndan
sevgili arkadaşımız 1968 kuşağının
demokrasi, bağımsızlık ve insan haklan
mücadelesinin ölümsüz savaşçılanndan
İBRAHİM AKIN'ı
yitirdik. Başımız sağolsun.
ARKADAŞLARI VE DOSTLARI
Cenazesi 19 Nisan 1998 Pazar günii
öğle namazını müteakiben Fikirtepe Onikiler
Camii 'nden kaldırılacaktır.
VEFAT
Merhum Hamit Bey ve merhume Safıye Hanım'm kızlan, Maçka
eşrafindan merhum emekli başöğrermen Zeki Karsan'ın değerli
eşi. merhum Salih Aktunç. merhume Asiye Ö?iş ve merhum Macıt
Saraç'ın kızkardeşlen. merhume Hatıce A\dın. Saniye Barut.
Hadiye tnan'ın te\zelen. Dogan Saraç. Şermın Unlü. Tacıser
Özengın'ın halalan. merhume Meral Karsan'ın kayınvalıdesı.
Memetcan Demırav. Zeynep Demiray ve Meral Karsanın
dedeannelen. gazetecı Nalan Karsan \e gazeteci Volkan Karsan'ın
babaanneleri. Havnye Özış'ın canı teyzesı ve gazetecı Atılla
Karsan'ın bıricik annesi.
Emekli Öğretmen
SALİHA KARSAN
1
7
04 1998 Cuma gunü Halck'ın rahmetıne kavuşmuştur. Cenazesi
19.04 1998 Pazar günu ıBugün) Bakırkö> Kartaltepe Camii'nde
kılınacak öğle namazını müteakıp
Bakırköy Kabnstam'na defhedılecektır.
AİLESİ
\ot: Çiçek göndermek ıste\ enlenn Tûrk Eğitim I 'akfı na bağışla
bulunmaları nıa olunur
ANMA
Şair. denemeci, öykü \e oyun yazan, felsefeci. düşün
adatnı. değerli eşim
Sabahattin Kudret AKSAL'ı
ölümünün beşinci yılında
sevgi ve özlemle anıyorum.
MÜNİRE AKSAL
DD0LIS11H
HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1996 1
Davacılar Zey-
nep Kayacan
vd'nin davalılar
Yakup Karaman
vd. hakkında açtığı
verasetın iptali da-
vasının yapılmakta
olan yargılamasın-
da: davalılardan
Faik Karaman tüm
aramalara karşın
bulunamayıp tebli-
gat yapılamadığın-
dan ilanen tebligat
yapılmasına karar
verilmiş olmakla
adı geçenin
13.5.1998" günü
saat9.15'teyapıla-
cak olan duruşma-
da bizzat hazır bu-
lunması veya bir
vekil ile kendisini
temsil ettirmesi
ilanen tebliğ olu-
nur.
Basın: 15921
Türkiye komünist ve işçi
hareketinin özverili
kadrolanndan TKP
Merkez Komitesi yedek
üyesi lzmir ll Sekreteri
MACİT
BİLGE
yoldaşı kaybettik. Anısı mücadelemize
ışık tutacaktır.
Mehnıet Bozışık. Şahap Bakırsan, Cenıal Kıral,
Zihni Anadul. Rasih Nııri İlcri. Haşinı Kaııar.
Doğan Çetiner, Hayatj Denizkuşu. .41i Eriş,
Bekir Karayel. Fadıl Barkajı. Muhlise Aren,
Sadun Aren, Nihat Sarguı, Y ıldız Sarguı, Sainı
Şendur, Güııer Eli<;in. tlkııur Eliçin, Güney
Dinç. Sami Alptekin. Savaş Al. Halil
Dunıanoğlu. Orhan Kartal. Emine Kartal. Dr.
Şahap tğoi, Fayika Artan. Hilnıi Artan. Halinı
Sıpalar. Feyzjıllah Ertıığrul. Sefer Aytekin.
Nuriıllah TuğsavTil. Rıdvan Burçetin, V'eli Lök,
Necati Deliorman. Esat Balını, Selahattin
Türokay. Kemal Savaş. Murat Dilli. Alpaslaıı
Bayramgil. Cemil Eoevit. Hüsnü Çuhadar.
Süleyman Coşkun, Ul\i Oğuz, Mustafa Taydaş,
Ozlpm Özgür. Fahrettin Çetin, Behzat
Kooavardar, Haşnıet Çelik, Halit Gülnar. .\hmet
Yeni. Mehnıet Utku. Coşkun Yıhnaz. Kenıal
Aluıı. Alımet Çerçel. Osnıan Özgüven. Hasan
Erpül. İbrahim Sertçelik. Öiskaıı Başer
TKP eski Izmir îl Sekreteri ve Merkez
Komitesi yedek üyesi yoldaşımız
MACİT
BİLGE'yi
kaybettik. Tüm yoldaşlara
başsağlığı diliyoruz.
MEHMET BOZIŞIK,
ŞAHAP BAKIRSAN, RASİH
NÜRİ İLERİ, FADIL BARKA\,
SABAHATTİN DİKMEN,
KAMLRAN BAŞTLJİ,
CEMİL TOYGAR
Gazeteciler 2000 Konut Yapı Kooperatifi'ndski
(Beylikdüzü) hissemi devrediyorum.
lnşaatı sürmektedir.
Tel: 225 85 79