14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatöriı HikmetÇe- tinkava # Yazıışlen Müduru Ibrahim Yıldız # Sonımlu Müdur. Fikret İlkiz • Haber Merkezı Müdürii' Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • btıhharat Ccngiz ^ ıldınm t Ekonomı Mehmet Saraç 0 Kultür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelınan # Makaieler Sami Karaören 9 Ouzeltme AbduDah Yazıcı# Fotograf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Bugra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç Ya\ın Kurulu Ilhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktav Kurtböke. Hikmet Çetinkaja. Şükran Soner. Ergun Balcı, tbrahim Yıldız, Orban Bursalı, Mustafa Balbav Hakan Kara. Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay AtatürkBulvanNo: 125, Kat:4, Bakanhklar-Ankara Tel. 4195020 (7 hat). Faks- 4J95027 • Izmır Temsilcisi Serdar Kızık, H. Zıya Blv. 1352S 23Tel.4411220, Faks.4419117«Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel. 363 12 11, Faks 363 12 15 Müessese Müdürû Ûstün Akmen • Koordınatör Ahmet Korulsan 9 Muhasebe Böknt Yener»Idare Hüseyin Gürer • lşleüne Önder Çelik • Bıi'gı- tşlem Nail tnal • Bılgısayar Sıstem Mürûvet Çiler • Stfış. Fazilrt Knza MEDYA C: • Yonetım Kunılu Başkanı - Gene! Müdur Culbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman 0 Genel Müdiır Yardımcısı SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5J39580-5]3846O£l.Faks 5138463 Yayıtnlatatı \e Basaıı: Yem Gûn Haber Ajansı. Basm ve Yajmcıhk A Ş. Tufkocafı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 lstanbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hat) Falts (0 2121 513 85 95 19NİSAN 1998 tmsak:4.38 Güneş:6.13 Öğle: 13.11 Ikindi: 16.53 Akşam: 19.54 Yatsı: 21.23 Büyük göbeğin tehlikesi • ANKARA (ANKA) - Büyük göbeğin sağlığı tehdit ettiğı. göbek ne kadar büyükse, genel sağlığın da o kadar risk altında olduğu belirtildi. Alman Büyükelçiliği'nce yayımlanan haber bültenine göre, bel kalınlığı 102 santimetreyi aşan erkeklerin, daha ince erkekJere oranla yaşlılıkta şeker hastalığına yakalanma riskinin dört İcatından fazla olduğu belirlendi. Kadınlarda da şeker hastalığına yakalanma riski bel kalınlığı 88 santimetrenin üzerinde olanlarda, 80 santimetrenin altındakilere göre 4 kat fazla. Hepatit B'Iİ sayısı artıyor • İSTANBUL(AA)- Türkiyecle hepatitli hasta sayısının artış gösterdiği bildirildi. lstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Dairesi Başkanlığı, lstanbul genelinde kan örnekleri alarak hepatit taraması yaptı. Kan örneklen alınan kişilerin yüzde 30.2 sı yaşamlannın bir döneminde Hepatit B virüsü ile karşı karşıya kalıyor. Yaş gruplanna göre, Hepatit B geçirme oranlan 0-10 yaş grubunda yüzde 6.7 iken 10-20 yaş grubunda hastalığı geçitme oranı yüzde 30'lara çıkıyor. Hepatit B'de korkutucu rakam 20 ve üst yaş grubunda kendini gösteriyor. Aydın sallandı • AYDIN (AA) - Aydın 'da 3.6 şiddetinde yer sarsıntısı meydana geldi. Kandilli Rasathanesi yetkililerinden altnan bilgiye göre, saat 12.15'te meydana gelen depremin merkez üssünün Germencik olduğu belirlendi. Depremde can veya mal kaybı olmadığı bildirildi. İnternet Üst Kurulu üyesi Doç. Mustafa Akgül: Türkiye'de servis kalitesi düşük, fiyatlar çok yüksek Internetiıı emekleme dönemi sancdı• Türkiye'de internet konusunda ciddi altyapı sorunlan bulunduğunu belirten Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve înternet Üst Kurulu üyesi Doç. Dr. Mustafa Akgül, internet kullamcılannın uzun süredir "işkence çektiğini" söyledi. HAKAN KARA Haber Mertozi - Matbaa, Osman- h'ya 200 yıl sonra gelebildi. Intemette ise Türkiye 20 yıllık bir gecikme yaşa- dı. Internetin Türkiye'ye gelişinin yıl- dönümü dolayısıyla düzenlenen "İnter- net Haftası" etkınliklerinde bu iletişim ortamının önemine ilişkin konuşmalar yapılırken, Türkiye hâlâ ciddi altyapı sorunlan yaşıyor. Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve İnternet Üst Kurulu üyesi Doç. Dr. MustafaAkgül intemet- te "sancüı" bir 5 yıl yaşandığını vur- guluyor. Doç. Dr. Akgül'e göre son dö- nemde "ohımlu" gelişmeler yaşanmak- la birlikte internet Türkiye'de hâlâ "emekliyor". tnternet kullanıcısı ıse uzun süredir "işkence çekjyor". Doç. Dr. Mustafa Akgül"le Türki- ye'de intemetle geçen 5 yılı konuştuk. - Savın AkgüL Türkiye internette 5 yılda hangi noktaya geldi? - Beş yıl içinde Türkiye'de interne- te bağlı makine sayısı 40 bine, kulla- nıcı sayısı 200 bine, alan adı sayısı 6 bine, web sayısı ise 3 bine ulaştı. Tur- net'in yurtdışı kapasitesi 6 megabite çıkanldı. Kimi servis saflayıcıları 10 megabite ulaştıklannı ilan edıyorlar. -DiimaöJçegindebaktığjniızdabusa- vılar nevi ifade edhor? - Dünya perspektifınden baktığınız- da bu rakamlar cılız kalıyor tabii. Üs- telik hâlâ çok ciddi sorunlar var: PTT bağlantılan, yurtiçı data hatlan, yurt- dışı bağlantılan, fıyatlandırma sorun- lan... - Türkiye'de internete bağlı insanla- nn ödemekzorundaolduğu fiyatlar da yüksek değUmi? - Elbette. Türkiye'de internet hiz- metlerinden yararlanmak için ödenen para. örneğin Amerika'ya göre çok pa- halı. Üstelik de servis kalitesi Amen- ka ile kıyaslanamayacak düzeyde. Bu fıyatlann düşürülmesi gerekir. inter- net devlet tarafından sübvanse edilme- lidir. Çünkü internet ülkenin geleceği- ne bir yatınmdır. - tnternet konusunda kaybedilen za- manı yakalamak için ne yapılmalı? - Ulusal bakış açısıyla, partiler üstü politikalar oluşturup kısa, orta, uzun vadeli planlar yaparak bunlan biran ön- ce hayata geçirmek zorundayız. inter- net, devletin etkin işleyişi ve katılımcı demokrasi için de çok iyi bir ortamdır. Son dönemde yaşanan gelişmeler umut verici. Ancak konuşulanlann, planla- nanlann bir an önce hayata geçmesi lazım. Kamuoyunun bu konularda des- teğine büyük ıhriyaç var. -Karmıcyu nasılbir destek verebilir? - lnsanlar mektup yazabilir. Bunu neden söylüyorum. Çünkü çok sayıda kullanıcı intemette ciddi sıkrntı yaşıyor. Ancak bu sıkıntısını yansıtmıyor. Oy- sa demokraside katılımcılık önemh'. Kullanıcı suskun kalırsa, yöneticiler hiçbir sorun yok zannediyor. Sorunun boyutu kavranmıyor. Kaldı ki konu sa- dece sorunlan yansıtmak değil.. aynı za- manda öneri getirmektir. Bu yolla Tür- kiye'nin sahip olduğu fikirsel zengin- liği de yaşama geçirebiliriz. Zaten in- ternetin mantığında da bu var. internet insan aklının ürünlerinin paylaşıldığı bir dayanışma ve yardrmlaşma ortamıdır. - Peld internette yaşanan sorunlann çözümü için somut olarak şu anda ne- ler yapıhyor? - Şu anda öncelikle ulusal enformas- yon master planı çalışmalan sürüyor. 'İnternetÜstKurulu' oluşturuldu ve bir diyalog ortamı başladı. Kamu için de bir 'Kamu-Net Üst Kurulu' oluştu. Türk Telecom ve Turnet yüklenicisi arasında, anlaşmanın feshi söz konu- su. Bu boşanmarun sağlanması gerekir. Bu boşanma Türk Telekom'un rahat- ça hareket etmesine, servisin kalitesi- ni geliştirmesine ve fîyatlan ucuzlat- masına olanak verecek. Elbette yatı- nm yaparak. - Data hatlanyla ilgüi neler yapıb- vor? - Datahatlannı iyileştirme konusun- da olumlu gelişmeler var. Türk Telekom Net (TTNET) projesi, Türkiye'de arzu edilen düzeyde bir altyapıyı oluştura- cak. Ana omurga 155 megabit düzeyi- ne gelecek. Şu anda halen 2 megabit. Hedef 300 bin kullanıcı sağlamak. Bu hedef servis sağlayıcılannı ürkütüyor. Türk Telecom, eşit rekabet koşullannı sağlasın ve bunun önlemlerini alsın. - Peki özel sektör bu konuda neyapı- yor? - Benim önerim şu: Eğer gerçekten anlamlı bir şey yapmak istiyorlarsa. bir devlet okulunu seçip intemete bağla- sınlar ve ülkenin geleceğine katkı sağ- lasınlar. Bence intemette treni henüz ka- çırmadık ama aradaki farkı yakalamak için çok çalışmak zorundayız. Ihtiyar delikanlılar Hindistan'da. 20. Ulusal Yaşlılar At- letizm Yanşlan Bombay kentinde baş- ladı. Yanşmalann en >aşlı atleti olan 107 yaşjndaki Baba Joginder (iistte) disk atma daünda birinciligi kazan- dı. Yanşmada kendinden küçük ra- kiplerini geride bırakan ve "dümanın en yaşlı atleti" unvanını elinde rutan Joginder, uluslararasj yanşinalarda da birçok madalya aldı. Yanşmaya ka- tılan bir diğer ilginç atlet de 86 yaşın- daki Sant Singh'di (yanda). Göğsüne daha önceki \ anşlarda kazandığı ma- dalyalan takan Singh. bayrak yanşı için ısınma hareketleri yaparken ol- dukçagururluydu.(Fotograf: AP) ARITMASIZ FABRİKALAR 1 HAZİRAN'DA KAPATILACAK Trakya için son uyam CEM ULUTAŞ Çevre Bakanı İmren Aykut, Trakya'da Er- gene Nehn'ni kirleterek çevreye ve tanmsal üretime ciddi zararlar veren sanayi kuruluş- lanna antma tesislerini tamamlamalan için son kez ek süre verildiğini belirtti. Bakan Aykut, 1 Haziran tarihine kadar antma tesi- sini tamamlamayan ışletmelerin faaliyetle- rinin "kesinlikle" durdurulacağını kaydetti. Çe\Te Bakanı Imren Aykut. Trakya bölge- sinde Ergene Nehri'ni kirleten sanayi kuru- luşlanna antma tesislerini tamamlamalan için ek süre verilmesiyle ilgili eleştirileri ya- nıtladı. Aykut. bakanhkça yapılan değerlen- dirme sonunda, işletme sahiplerinin "iji ni- yetü-ga>rerJi\aklaşımlan" yanında, ülkenin uğrayacağı ekonomik kayıplar ve çalışanla- nn mağduriyetlerinin de dikkate alınarak, antma tesisini bitiremeyen kuruluşlara 1 Ha- ziran 1998'e kadar "son kez" ek süre veril- diğini belirtti. Çevre Bakanı Imren Aykut, antma tesis- lerini bitiremeyen ve inşaat montaj aşama- sında olan fabrika yetkililerinin Çevre Bakan- lığı'na başvurarak, bölgede yaşanan yoğun kış şartlan ve yağmurlar nedeniyle inşaat ça- lışmalannda aksamalar ve bir kısım antma ekipmanlarınm yurtdışından ithalinde ve imalatında gecikrneler olduğu gerekçeleriy- le ek süre talebınde bulunduklannı anlattı. ls- tanbul Çevre II Müdürlüğü'nün ve bakanlık elemanlarının ek süre talebinde bulunan iş- letmelere yaptıklan denetimler sonunda, ge- cikmelerin söz konusu nedenlerden kaynak- landığının saptandığını kaydeden Aykut, bu- nun son ek süre olduğunu söyledi Bursa'da kapaülan 34 işyeri Bursa'da iki sanayi bölgesinde kurulu 34 işletme, emisyon izin belgeleri ile gayri sıh- hi müessese ruhsatlannın bulunmadığı be- lirtilerek kapatıldı. Büyük çoğunluğu Demirtaş Organize Sa- nayi Bölgesi'nde bulunan işletmeler şunlar; FuniteksBo>a,DeiphiTeknik.Süleyman Bur- salj Tekstil, Vedikardesler Tekstil, ELİPSAN AŞ, Teknik Malzeme, Aunde Teknik, Ek- meksan Isı, Çeçen Tekstil, Sayim Eşarp, Ba- get Tesktil, ANY TekstiL Ba«î Dokumacılık, TorosTesktil,Grammer Koltuk, Moral Teks- til,SezginlerGıda. ETA Gr>im. Çizas. Zimas, Pariamış TekstiL Despa Otomotiv, Erkut Teks- til, KitGiyim. ManoKa Bo>u Las-Par Kauçuk, Hande Tekstil, Femteks, Penta Tekstil, Ber- teke Tekstil, Ehaf Tekstil w Repika Plastik. SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN Menzir Geçen hafta, Yaşar Topçu'nun anlattığı bir fıkrayı "Ulaştırma Bakanı" anlattı diye yazınca, Necdet Menzir benı aramış. Eşimle konuşmuş ve "O fıkrayı ben anlatmadım" demiş. Menzir, Ulaştırma Bakanı olduğuna göre, ben de "Ulaştırma Bakanı anlattı" dediğime göre bakan haklı. Ama Sayın Menzir'den rica ediyorum. Şu fıkrayı Sayın Topçu'ya bir kez daha anlattırsın, sanınm bana hak verecek... Ağırlaşıyorsun... ocuğunuza, büyümeye başladığını ilk bu V sözcükle belli edersiniz: "Ağırlaşıyorsun..." Onu kücağınıza aldığınızda artık daha zor taşıdığınızın aynmına vanrsınız... Kızıma bu sözü söyleyeli o kadar çok zaman geçti ki... Yeni doğduğunda elimin içine sığardı. Sonra kollanmda oturdu. Derken yürümeye başladı ve ele avuca sığmaz oldu... Sonra iyice büyüdü... Şimdilerde çok büyümüş... Avrupa'nın beş büyük korosundan birinde Ingiltere'de çalışıyor... Gittikçe de ağııiaşıyor. Evrimin gereği olduğu gibi benden iyi, benden güzel şeyler yapmakta sanat adına. Ingilizceden bir oyun çevirdi, oynanacak. Eşi matematik felsefesi asistanı oluyor... Ağıriaşıyorlar... Ne güzel... Evrim budur. Onlann çocuklan da onlan aşacaklar, daha da ağır yükler alacaklar omuzlanna... Onu kucağıma ilk aldığım anı anımsıyorum. Bu denli ağırlaşacağını düşünebilir miydim?.. Özledim kızımı... Çocuklar için Sevgili çocuklar... Sizlere bu hafta minik bir şiirimi yolluyorum. Güle güle kullanın. Adresimiz Babam bana geçen gün / adresimizi öğretti: - Artık buyüdün, adresini bilmeiisin, dedi. Şimdi biri çıkıp da: - Nerede oturuyorsunuz, dese / hemencecik söylerim büyümüş herkes gibi / ben de adresimi bilirim. Meslekler Bu hafta ülkemizde önemli meslek grubuna dahil, olmazsa olmaz bir işkolu erbabından; HAYBEClLER'den söz edeceğim... Haybecilik yakm ve uzak tarihimizin önemli meslekJerindendir. Sonradan çıkma bir meslek olmayıp, insanlık var olduğu günden bu yana haybeciler de var olmuştur. Önemli özellikleri; hiçbir işe yaramamalandır. Haybecilik kolay iş değildir. Hem bir işe yaramayacaksın hem de o mesleğin önde gelenlerinden olacaksın. Bu kolay iş değildir. Haybeciler çoğu kez, haybeden konuşur, haybeden maaş alır, haybeden emekli olur ve haybeden yaşar. Millet de bu işe şaşar. "Ulan biz bu kadar çalışıyoruz, bu haybeci oturduğu yerde bizden iki misli para kazanıyor" diye. Ama haybecilik kolay değildir. Adama durup dururken "haybeci" demezler. Ama artık • insanımız da yavaş yavaş uyanıyor. Haybecilik yapacaksanız doğru dürüst yapauaksınız. Aksi halde yemezler... Pazarlık ve duvarlık sözler DEÜLİK, ÖZGÜRLÜKLE KAPI KOMŞUDUR. Brecht... Brecht ve tiyatrosu tarih ve insanlık var olduğu sürece yaşayacaktır. Artık Almanya birleşti. Doğu-batı diye bir kavram yok. Bu nedenle de Berliner Ansamble'ı eski Batı Almanya yönetiyor. Brecht'in kızı Barbara ve eşi -en iyi Brecht yorumcusu aktör- Eckehart Shall, durup dururken bunalıma girmedi. Çünkü duvann yıkdışından sonra o tiyatroda defile dahil her şey yapıldı. Son olarak da başına Tiyatro dünyası Bertolt Brecht'in yüzüncü yaşını kutluyor. Bazı kesimler de Sovyetler'in dağılmasındân yararlanarak bu büyük tiyatro adamını karalama kampanyası başlattı. Diyalektik tiyatronun kurucusu ve kuramcısı ve de uygulayıcısı Brecht'i yakından tanımak için bence duvann yıkılmasından önceki yıllarda Berlin'de "Berliner Ansamble"\ görmek, biraz kulisinde bulunmak iyi olurdu. 1979 ve 1983 yıllannda iki kez bu fırsatı yakalamış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, Kurban derileri Bayramın üzerinden epeyce süre geçti ama hâlâ kurban derisi tartışmalan sürüyor. Burada önemli bir konu var: Halkın pek çoğu Türk Hava Kurumu'nun işlevıni bilmıyor. Televizyonda ızledim: Üç ayn kişi "Biz Türk Hava Yollan'na verdik derilerimizı" dedı... Kendi dilimizi konuşamayan bir toplumuz. Merakımız da yok. Deri bağışında bulunan biri de: "Maalesef organizasyon çok iyi" dedi. Bu arada kurban keserken el ve ayaklannı keserek gazi olanlar da ayn bir konu. Yani konuşamıyoruz, düşünemiyoruz ve beceremiyoruz. Bayram tatilıne giderken ve dönerken yapılan trafik kazalannda ölenlerin sayısı bir savaştakıne eşit. Trafikçiler yol, eğitim, para gerektiğinı vurguluyorlar... Anlayacağınız cehalet kolay verisksızgelıyor ınsanlara. Ne güzel hiçbir sorumluluğu yok. "Ben cahilim anlamam abi" dedin miydi iş tamam... Ben de oturup üzülüyorum işte... Avusturya'dan Peymann getiriliyor. Anlayacağınız kapitalist dünya, Brecht ve onun tiyatrosunu yok etmek için işbirliği halindeler. Bence bu çok zor, hatta olanaksız. Dünyanın pek çok yerinde her yıl pek çok Brecht oyunu oynanacak. O artık bir klasik. Ve bu liberal-kapital moda ilelebet sürecek değil ya... Büyük tiyatro ustasını saygıyla anıyoruz. Brecht hiçbir zaman eskiden bize anlatıldığı gibi değildi. O zamanlar gidip yerinde görmek gerekirdi. O fırsat da kaçtı. I ı Reklamlar • Dinozor almayı unutmayın. Nitelikli gülmece dergisidir. Okuyun. • Bana ve MSM'ye ulaşmak için internet: http://www.softdizayn.com.tr/MSM • "Manda Adında BirAlık", Karaca Tiyatro'da oynuyor. Izleyın lütfen. • MSM Oyuncuları Melih Cevdet Anday'ın "Içerdekıler" adlı oyununu çarşamba- pazar oynuyor. 348 80 72-73 • Şimdi fidan dikme zamanıdır. Dikseniz ya. Sanatçılar ormanı rman Bakanlığı Ataköy'de bir "Sanatçılar Ormanı" kuruyor. Sayın Bakan tüm sanatçılan açılışa davet etmiş. Sayın Bakan'a buradan ufak bir izlekte bulunacağım. Beş yıl önce kurduğumuz MSM Ormanı'nın fidanlan ağaç oldu. Belgrad Ormanı içindeki yoldan geçenler bu tabelayı görüp özendiler ve ormanlar yaptılar. Ancak uzunca bir süredir ve ikincı kez tabelamız kaldınldı. Marmara Bölge Müdürlüğü'ne ve istanbul Orman Başmüdürlüğü'ne başvurulanmız bir sonuç vermedi. Tabelamızı ıstiyoruz. Biz oraya iki binin üzerinde fidan diktik. Insanlan ağaç dikmeye özendirdik. llgilenirseniz iyi olur Sayın Bakan. Sonra "Sanatçılar Ormanı" tabelasını da bir gün kaldırrverirler. Bu devirde kimseye güven yok. Beni güldürenler: Yıl 1960. Şehir Tiyatrolan'na girdiğim yıl. Biz tiyatronun en gençleriyiz. Mazlum Şakrak da en yaşlısı. Ona Mazlum Baba derdik. Babası ünlü meddahmış. Mazlum Baba da uzun yıllar "Meddah Mazlum" veya "Monolog Mazlum" diye, sağda solda çalışmış. Emekliliğine yakın da Şehir Tiyatrolan'na girerek yaşlılık devrini orada kapamayı umuyor. Biz tiyatronun sorumsuz ve sorunsuz gençleriyiz. Önümüze geleni tiye alıyoruz. Mazlum Baba da bunlardan biriydi. Gerçekten harika hayvan taklitleri yapardı. Biz ona: "Mazlum Baba kurbağa taklidiyapsana" derdik, başlardı vıraklamaya. Kedi taklidi, köpek taklidi derken isteklerimiz biraz absürdleşmeye başlamıştı. "Baba, dayısı ölmüş yengeç taklidi yapabilir misin?" Onuruna yediremez, "Yapamam" demeyip bir şeyler yapardı. Biz bu kez, "halasına kızmış kaplumbağa taklidi" isterdik. "Kapı taklidi, kanepe taklidi..." Derken bir gün öyle bir şey isteyelim ki yapamasın dedik ve "Mazlum Baba, bize kurabiye taklidi yapabilir misin?" demiş bulundum. Baba ıkındı sıkındı, kalktı, gitti. Az sonra geri geldi. Kometi Tiyatrosu'nun kulis kapısını dönünce Behzat Baba'nın meşhuuur "Butak Pastanesi" vardı. Oraya gitmiş, bize un kurabiyesi alıp gelmiş: "Taklidi yok, aslı var, alın yiyin" dedi... Onu çok severdim. Hep gülümsemeyle anacağım. Hey gidi Mazlum Baba... Pazarın fıkrası Temel doktora elinde kocaman bir fıçı ile gitmiş. Merak edip sormuşlar: - Temel nedir bu, diye. Temel: - Doktor bana Altı ay sonra idrannla gel" demişti, diye yanrtlamış. Temel Adnan Ersan'ın "Temel Bilmecelen" adlı şirin kitabından sizlere bir bilmece sorayım: Temel ile kansı hiç geçinememelerine rağmen her sene bir çocuk yapıyoriarmış. Neden? Yanıt: Ev kalabalık olunca daha az karşılaşınz diye. Ikinci bilmece: Sağlıklı yaşam için her gün beş kilometre yol giden Temel'in tek sıkıntısı neymiş? Yanıt: Zaman zaman arabasının bozulup yolda kalması. Montaigne Bu adamın felsefesi zaman zaman öylesine işe yanyor ki. Aradan bunca yıl geçip de arada bir hâlâ "Denemeler'e başvuruyorsanız, ben kalıcılık diye işte bunaderim... "Cinsel eylem insanlara ne kötülük etti ki kimse utanmadan söz edemiyor ondan, ciddi ve edepli konuşmalarda yer verilmiyor ona? Hiç sıkılmadan, öldürmek, çalmak, aldatmak diyebiliyoruz da ona geldi mi kısıveriyoruz sesimizi..." Bunlan 1500'lü yıllarda söylüyor üstat. Ve bugün rahatlıkla alıntı yapabiliyoruz ondan. Ne güzel, kalıcı olabilmek. lstanbul Ben doğduğumda bu şehrin nüfusu dokuz yüz elli binmiş. Eğer çocuğumun bir çocuğu olursa, yedi göbek Istanbullu olacak. Olacak da ne olacak acaba? lstanbul mu kaldı ki Istanbullu kalsın?.. Eski yıllarda yazdığım bir şiirde istanbul'u anlatmışım: Ne gözlerim kapalı seni dinliyorum / ne sana dün bir tepeden baktım. Ben doğduğum gün sana â*bayı yaktım... Gerçekten hâlâ âşığım bu şehre. Ve bu şehr-i Stanbul ki, aşka maşka hiç aldırış etmeden çirkinleşmeyi sürdürüyor... Hep oy uğruna bunlar. Bu kente sahip çıkalım ne olur?.. Onu çok seviyorum çünkü. Aziz Nesin llköğretim Okulu Bayram tatilinin uzaması nedeniyle bağışlar elime ulaşamadı. Eğer gene yardım dileğiniz sürüyorsa lütfen 0 216-348 80 74 faksına Vakıfbank makbuzlannızı yollayın. Adınızı burada teşekkürle anahm. Bu hafta tek bir makbuz var elimde. Mersin'den Levent Noyan Çetin ve Idris Kırca adlı iki kimya mühendisi arkadaşımız 10 milyon göndermişler. Teşekkür ediyorum. Yasemin Alkaya Yıllar önce bir gün kapım çaldı. Genç bir kız benimle bir konuda görüşmek istediğini söyledi. Amacı konservatuvann tiyatro bölümü sınavlanna girmekti. Sınav parçalannı sergiledi. Son derece başanlı idi. Konservatuvan kazandı, öğrencim oldu. Aradan yıllar geçti, tiyatroda ve sinemada adından sıkça söz edilir oldu. İyi oyuncular arasında anılıyordu artık. Geçenlerde Isviçre'de yapılan bir fîlm şenliğinde "En İyi Kadın Oyuncu" seçilmiş Yasemin. Çok duygulandım. Gözümün önüne o ilk kapımı çalışı, ilk sınava girişi, okula alınması için kavga verişim geldi. Onu yürekten kutluyorum. İyi oyuncu kolay yetişmiyor. Yasemin kendine emek veren . .. sanatçıîardandır. Su terazisi O aşmaz bir doğruluğu vardır su terazisinin. Ne O yaparsanız yapın hep doğruyu gösterir. Yamukluktan asla hoşlanmaz. Çağımızda elektronik, son derece hassas ölçüm aygıtlan var. Ama su terazisinin yeri başka. O, yamukluğu ossaat saptar ve gözünüze soka soka sizi uyanr "Yamukluk var bu işte" der. Su terazisini severim. Pek çok ölçü aygıtının modası geçti, ama o hâlâ kullanılıyor. Hiç yamukluk yapmayan, hep doğruyu söyleyen böyle bir alet varken, şöyle bir deyim duymadım: "Su terazisi gibi adamdır, yamukluğu sevmez, hep doğruyu gösterir." Su terazisini seviyorum. Yamukluğu ise asla. Bir program Televizyonda tiyatro ile ilgili bir program izledim. Yöneten kişi bir örnekleme yaptı ve kendi de bu düşünceyi paylaşır gibi sundu soruyu: "Omeğin ben hayatımda hiç baleye, tiyatroya gitmedim, neden benim vergimle oralara kurumsal destek sağlanıyor, buna kimin, ne hakkı var?" dedi. Yani tutucu çevreler tiyatro, bale gibi şeyleri istemiyor ya, onu vurguluyor. Ona verilecek yanrt bence çok somut olmalı: "Böyle düşünenlerden iki misli vergi almak gerekir. Çünkü odun geldin odun gideceksin, senin para neyıne, bari devlete ver, o harcasın." Ben işime yaramayan pek çok şeyin vergisini veriyorum, hiç sesim çıkmıyor. Sen en çok işine yarayabilecek, seni adam yapabitecek bir şey için vergi vermek istemiyorsun. Aslında vermesen de olur, çünkü vergi adamlardan alınıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle