Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12NİSAN1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Duyarh polkhıhukıık savaşmn
NECATt AYGEV
İZMİR - Polis örgütündeki ça-
lışma koşullannı eleştirdiği ıçin so-
ruşturma kıskacına alınan polis
memuru Kadir Karakaş hukuk
mücadelesinde "pes" etmiyor. Ka-
rakaş hakkında Emniyet Genel
Müdürlüğü Üst Disiplin Kuru-
lu'nca verilen meslekten atılma ce-
zası Izmir3. Idare Mahkemesi'nce
onandı. Karakaş, mahkemenin
onama karanna Danıştay'da itiraz
ederken bir yandan da Avrupa In-
san Haklan Komisyonu'na başvur-
maya hazırlanıyor.
"Son on yılda 300 poüs neden m-
tihar etti? Ântidemokratik sisteme
son verin" pankartı açıp, polis ör-
gütünün kuruluş yıldönümünde
"şakağma silah dayayarak" çalış-
ma koşullannı protesto ettiği için
dört kez meslekten atılan polis me-
muru Kadir Karakaş, hukuk mü-
cadelesıni sürdürüyor. Susurluk
kazasından dört ay önce "Türtd-
ye'de mafya varsa, bunlar polis şef-
• "Son on yılda 300 polis neden intihar etti?
Antidemokratik sisteme son verin" pankartı açıp, polis
örgütünün kuruluş yıldönümünde "şakağına silah
dayayarak" çalışma koşullannı protesto ettiği için dört kez
meslekten atılan polis memuru Kadir Karakaş, hukuk
mücadelesini sürdürüyor.
lerinin kendisidir" dediğini arnrn- Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kuru-
satan Karakaş, "Hukuk devleti is-
tediğim için beni vatan haini Uan e-
den çeteler, bugün kendileri param-
parça olmuşlardır" dedi.
Polis teşkilatının rüşvetten. yol-
suzluktan. işkenceden annması,
çalışma koşullannın iyileştirilme-
si için başlattığı mücadele nede-
niyle dört kez meslekten atılan Ka-
rakaş, görevine yeniden dönmeye
değil, onurunu kurtarmaya çahştı-
ğını belirtti. Karakaş. Selçuk llçe
Emniyet Müdürlüğü'nde çalışır-
ken 29 Mayıs I995'te Başbakan ve
Içişleri Bakanı'na mektup gönde-
rerek, ağır çalışma koşullannın dü-
zeltilmesini, anayasanın eşitlik il-
kesine uyulmasını istemişti. Mek-
tubun ardından Emniyet Genel
lu'nca Karakaş hakkında soruştur-
malarbaşladı. Yapılan ilk soruştur-
ma sonunda Karakaş, l Haziran
1995'te 24 ay kıdem durdurma ce-
zasıyla açığa alındı. Karakaş, 27
Haziran I995'te ise Karaburun'a
sürüldü. Karakaş'a verilen cezalar
bununla da kalmadı. Basına yaptı-
ğı açıklamalar nedeniyle görevine
başlamadan dört kez meslekten
atıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü
Üst Disiplin Kurulu, Karakaş'ı,
açıklamalan nedeniyle "Emniyet
Örgiitü Disiplin Tüzüğü'nün 8.
maddesi 35. bendi gereği mesleğin
onur ve sa\gınJıguıı zedele>ici veya
amir ya da üstlerinin eylem ve iş-
lemlerini eleştirici nitelikte basına
bügi ve demeç verdiği'' savıyla mes-
lekten çıkarma karan verdi.
Kadir Karakaş, meslekten atma
kararlannın iptali için idare mahke-
melerine davalar açtı. Izmir 3. İda-
re Mahkemesi'nde görülen iki da-
vada mahkeme heyeti, Karakaş'ın
iptal istemini reddetri.
Kadir Karakaş'ın avukatı Meh-
metNurTerzi idare mahkemesinin
verdiği karan temyiz için Danış-
tay'a başvurdu. Nur Terzi, müvek-
kilinin eyleminin, anayasaya aykı-
n olmadığını, Türkiye'nin imzala-
dığı Avrupa lnsan Haklan Sözleş-
mesi'nin 10. maddesinde belirtilen
"kişilerin hiçbirsuıırlama olmaksı-
zuı düşüncelerini açıklama, ifade
etme ve yayma" hakkını kullana-
rak. polis örgütündeki çalışma ko-
şullannı eleştirdiğini söyledi.
Polis teşkilatının rüşvetten, yol-
suzluktan. işkenceden annması.
çalışma koşullannın iyıleştirilme-
si için başlattığı mücadele nede-
niyle meslekten atılan Karakaş,
onurunu kurtarmak için bu işin pe-
şini bırakmayacağını vurguladı.
'Sağhk
ertelenemez'
Sosyal devlet düzeninde sosyal
güveniik sisteminin herkesi
kapsaması gerektiği ve sağhk
hizmetlerinin vazgeçikmez ve
ertelenemez olduğu vurgulandı.
CHP Şişli ilçe merkezinin
düzenlediği "Türki\e'de Sağhk
Sorunu ve Çözümü" konulu panelde
konuşan eski Sağhk Bakanuğı
Müsteşan Doç. Dr. Tonguç Göker,
1%1 Anayasası'nda vatandaşın
sağhk hakkı güvence altına
ahnmışken 12 Eylül sonrasında
"kendi canını kendin kurtar"
anlayışının > erleştiğini sö>ledi.
Dünya Sağhk Örgütü'ne göre 10 bin
kişi için en az 50 hasta yatağı
gerektiğini belirten Göker,
Türkiye'nin sadece 126 bin hasta
yatağma sahip olduğunu ifade etti.
îmimsshr Dizm
HoDanda yabancı
arkeolog anyor
ÖZGEN ACAR
ANKARA - Hollanda
hükümeti, hangi ülkeden
olursa olsun 1000 arkeolo-
ğa iş vereceğini açıkladı.
Rotterdam'da yayımla-
nan "Algemeen Dagblad"
gazetesinde. Almanya sını-
nna doğru demiryolu yapı-
mından önce arkeolojik ka-
zılann başlayacağı bir ilan-
la duyuruldu.
Hollanda, iki ülke ara-
sında sadece yük taşımacı-
lığında kullanılmak ama-
cıyla yapımını öngördüğü
160 kin'lik hızlı tren hattı-
nın güzergâhındaki tarihsel
ve kültürel mirasa ilişkin
kalıntılann inşaat başlama-
dan önce kurtanlmasını
amaçlıyor.
"Lale Ülkesi" olarak ta-
nımlanan Hollanda'daki bu
projenin üstelik bir bölü-
münün batakhk arazide
sürdürüleceği bildiriliyor.
Çalışma süresi ile maddi
koşullann Hollanda konso-
losluklan ve kültür mer-
kezlerinden öğrenilebile-
ceği belirtiliyor.
Bu olay, Türkiye'de ge-
rek özel ve gerek kamu ya-
tınmlannda; örneğin lstan-
bul'da Sultanahmet'te çı-
kan Bızans saraylannın, tz-
mir'de metro inşaatında bu-
lunan antik liman yolunun,
Bodrum'da Sanayi Sitesı
yapılırken belirlenen hi-
podrom gibi önemli arke-
olojik kalıntılann üzerleri-
nin nasıl örtüldüğünü ya da
yok edildiğini anımsatıyor.
Aynca, Güney ve Gü-
neydoğu Anadolu'da de\-
let eliyle yapılan plansızlı-
ğın yarattığı dünyada gö-
rülmemiş boyuttaki tahri-
batı da akla getirmekte.
Anımsanacağı üzere. Ha-
sankeyf, Samsat. Zeugma
gibi nice antik kent, höyük
ve tümülüslerden tarihi
kurtarmadan baraj inşaatı-
na başlandığı için bu yöre-
Ier daha şimdiden su altın-
da kalmaya başladı.
Eylemci öğrenciye takip
SAMSUN (AA) - Üniversitelerde ey-
lemci öğrencilerin belirlenmesi amacıy-
la özel birimler oluşturuldu.
Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Osman Çakır. Anka-
ra'da yapılan "Üniversitelerarası Kurul
Toplantısfnda. öğrencı — ^ — —
olaylannı önlemek ama-
cıyla alınacak önlemlerin
de tartışıldığını söyledi.
Prof. Dr. Çakır. üniver-
site yönetimlerinin öğ-
renci olaylan karşısında
çok duyarlı olduklannı
kaydederek şunlan söyle-
di: "Ünhersiteler biıta-
kıtn ideolojik faaliyetierin
ve din isrismannın yapü-
dığı yerler olmayacak.
Herkesin geçmişten gelen
bir tecrübesi var. Türki-
ye'de 12 Eylül şartlan
yok, ama olay çıkarmak
isteyenlere karşı gereken ^ " "
her türlü tedbir ahnıyor. Şu anda idare-
ciler kanalıy la bir çalışma yapılıyor. Özel
birimler oluşturuldu. ey lemci öğrenciler
ve potansiyel suçlular tespit edilmeye ça-
hşıhyor. Kimdir bunlar, elebaşlan kinı-
lerdir? Öncdikk, ideolojik ve din istisma-
nna yönelik faaliyetterde lider konumun-
da olanlan belirliyoruz. Bunlann elebaş-
Üniversitelerde eylemci
öğrencilerin belirlenmesi
amacıyla özel birimler
oluşturulduğunu
söyleyen
Üniversitelerarası Kuru!
Başkanı ve Samsun
Ondokuz Mayıs
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Osman Çakır.
"Üniversiteler birtakım
ideolojik faaliyetlerin ve
din istismannın yapıldığı
yerler olmayacak" dedi.
lannı ortaya çıkarmaya çauşıyoruz. Ay-
nca, kandınhnış veya bclli şekilde yön-
lendirilmiş gençlerimiz varsa bu gençle-
ri belirliyoruz."
Amaçlannın, öğrencilerin olaylara ka-
nşmasını önlemek olduğunu ve verile-
cek cezalann caydıncı nitelik taşıyaca-
- ^ ^ ^ - ^ ^ ^ ^ ğını vurgulayan Prof. Dr.
Osman Çakır, şöyle de-
vametti: "Buöğrencile-
ri sokağa dökmek istemi-
yoruz, önce uyaracağız.
Daha sonra ise haklann-
da disiplin > önetmenliği-
nin gerektirdiği işlem j a-
pılacak. Amacınıız, bu
gençleri yeniden kazana-
bilmek. Ama uyanlara
rağmen faaliyetlerini
sürdürenler, gereken ce-
zaya çarptırılacak. Bü-
tün bunlar \apılırken ül-
kenin durumu da göz
önüne ahnarak olaylann
^ ^ ^ ~ ^ ^ ~ " azdınlmaması ve denge-
li şekilde kontrolün sağlanması esas he-
defımiz. Sonuç olarak, şunu herkesin iyi
bilmesi gerekir: Türkiye Cumhuriyeti
Devleti, temel ilkelerinden ödün verme-
yecek."
Prof. Dr. Çakır. üniversitelerde uygu-
lamanın kısa süre önce başlatıldığını
sözlerıne ekledi
TARİŞ emekçileri, 1970'lerdeki kahraman genel müdürlerini unutmayacaklar
Erdmç Gönenç Wr
4
kamu' aydnnydı
OKTAY EKtNCt
Kurban Bayramfyla bütünleşen
uzun tatilin ilk günü. Telefon bu
kez gezi programı yapmak isteyen
Istanbul'daki dostlardan değil.
Viuğla'dakı bir dosttan, Mehmet
Özavcı'dan:
u
- Erdinç Ağabey 'i \irirdik. BUi-
yorum, çok severdin. Bildirmek is-
tedim™"
Evet, çok severdim. Herkes çok
severdi. Hele o 1970'li yıllann kah-
raman TARİŞ emekçileri? Hele o
yıllardır "kamu yararından" ve
"ülke çıkarlanndan" ödün verme-
yen "MülldyeB'' sınıf arkadaşlan?..
Mehmet o gün lzmir'den aradı.
Ertesi günü Alsancak'taki Hocaza-
de Camisi'nde düzenlenen törene.
aralannda Vali Yardımcısı, millet-
vekilleri, aydınlar, yazarlar, bele-
diye başkanlan mesai arkadaşlan,
dostlan ve yakınlannın da bulun-
duğu kalabalık bir topluluğun ka-
tıldığını öğrendim. Urla'da topra-
ğa verilirken de aynı kalabalığın
büyük bir bölümü Erdinç Gö-
nenç'in ailesini yalnız bırakmamış-
lardı...
Ama, ya yaşamı boyunca?.. Er-
dinç Ağabey o denli çok sevilme-
sine rağmen. ashnda ne kadar da
yalnızdı?.. Çoğu kimse ona "hak-
usın" der, ama "birliktedavranma-
ya" pek yanaşmazlardı...
Bunun nedenini düşünürken, is-
ter ıstemez o unutulmaz "12 Ey-
lül" günlerine döndüm. Aynı gün-
leri bir daha yaşamayı kimse iste-
mez ama ben o "coşkulu birlikteü-
ği" meğer ne kadar da çok özlemi-
şim?..
Askeri darbe, tüm Türkiye'ye
yaptığı gibi Muğla'nın üzerine de
bir "karabasan" gibi çökmüştü.
Darbecilerin görevden aldığı Be-
lediye Başkanı Erman Şahin'in
matbaasında hemen her gün bir
araya gelip "Ne yapmalıyız" soru-
suna yanıt anyorduk...
Sonunda yine Erman Bey'in bir
süre önce "parasızhk" yüzünden
kapattığı Yeni Muğla gazetesini hiç
değilse "ayhk" olarak çıkarmaya
karar verdik. Yazı kadrosunda Er-
man Şahin, Hüseyin İ'lkü. Kaptan
Amca (Burhan Tül) v e benımle bır-
likte o yıllarda Muğla'da olan Er-
dinç Gönenç de vardı. TARtŞ Ge-
nel Müdürlüğü'nde "tanm emek-
çilerinin haklannı savunduğu için"
görevden alındıktan sonra Muğ-
la'da yine üreticilerle birlikte yaşı-
yordu...
tlk sayısı 12 Eylül'den hemen 5
ay sonra, 7 Şubat 1981 'de yayımla-
nan aylık Yeni Muğla'da 4-5 kişi
nelermi yazıyorduk?.. Kitaplıktan
indirip şöyle bir göz atıyorum. Ör-
neğin Erman Şahin "Takkeyi önü-
müze koyup" başlıklı ilk yazısını
şöyle bitirmiş: "Bekleyelim, baka-
lım de\ip kenara çekilme günü de-
ğUdir (...) Yannın Türkiyesi'nde 12
Eylüllere gereksüime olmasm..."
Benim yazım -tahmin edileceği
gibi- yine "korumacıhk" üzerine.
Ama bu kez, Muğla'da 1979'da
başlattığımız "kentsel SİT" uygu-
lamasını 12 Eylül 1980'de "ata-
mayla" gelen yeni belediye yöne-
tımine karşı "korumayı" amaçlı-
yor.
Erdinç Gönenç ise inanır mısınız
"27 Mayıs Devrimi'ni" yazıyor.
Tüm demokratik hak ve özgürlük-
leri askıya alan bir askeri darbenin
hemen ardından yayımlanan "bu
başhktaki" yazısında: "196O'lı yıl-
larda yaşadığunız özgüıiük >e de-
mokrasi günlerini, sosyal adalet yo-
lunda atılan büyük adımlan, 27
Mayıs'a borçlu olduğumuzu unut-
mak mümkün mü?" diye soru-
yor... (Yeni Muğla-Sayi 7 1981)
Evet. Işte o yazılan. o dayanış-
mayı ve Erdinç Gönenç'i, unutmak
mümkün mü?..
Erdinç Ağabey. 1980'lerin iler-
leyen yıllannda yeniden Izmir'e
döndü. Cumhuriyet'in Ege baskı-
sındaben "ÇevTemiz" köşesini ya-
zarken o da "İzmirim" başlığıyla
yazardı. Hep güzelliklerden, hep
umuttan söz ederdi. Doğrulan "her
ortamda" söylemekten hiç sakın-
madığı için de çevresi çok kalaba-
lık değildi; ama "çeküıenlerin" bi-
le yüreklerinde bir başka sevgi do-
luyeri vardı...
tşte o sevgi, anlaşılan cenaze tö-
reninde "vefaya" dönüşmüş. Ben
ise özür diliyorum. Bunca yıl, bir
telefonla bile arayıp "Hâlâ kamu
yarannı savunuyor musun" diye
soımadığım için. Biliyorum ki es-
kisinden çok daha "bUenmiş" ola-
rak savunuyordu. Bu nedenle de bir
telefona olsun, çok ihtiyacı vardı...
Ashnda, hepimiz artık öyle değil
miyiz?..
Bu köşenin okurla-
nndan öylesine çok ve
güzel mektuplar gelı-
yor ki.. Kimisi güç ve-
riyor, kimisi bilgi veri-
yor, kimisi sizi farklı ba-
kış açıları üzerinde dü-
şünmeye zorluyor.
Ama.. ne yazık ki, ne hepsıni
köşeme alma olanağım var, ne
de birer birer yanıtlama olana-
ğım.. Yer de yok, zaman da.
Uzun zaman aralıklan ile.. hiç
değilse birkaç tanesine değin-
meye çalışıyorum.
• • •
Sayın Cahit Murathanoğlu,
Fethullah olayının ikiye ayrıla-
rak değerlendirilmesine karşı.
Konuyla ilgili yazımın şu iki tüm-
cesinden yola çıkıyor:
"Yurtdışındaki okullar hakkın-
da hemen tüm gözlemler olum-
lu. Özellikle Orta Asya'ya 'ılımlı
Islam'/n girmesi, ortak çıkahara
da uygun..."
Ve Sayın Murathanoğlu soru-
yor:
"Neden laik Türki devletleror-
tak çıkarlara uygun olmasm?
Neden 'ılımlı islam' devletleri?
Aşırı uçların çabalarıyla ve o
okullarda yetişenlerin devleti
içerden elde edebilmelehyle,
ilerde birer Iran veya SuudiAra-
bistan olsunlar diye mi?"
Yanlış anlaşıldığım açık.
Bir.. Fethullahçıların yurtdışın-
daki okullarında laik ve çağdaş
bir eğitim verildiğini bütün göz-
lemciler doğruluyor. Moldo-
va'dan Orta Asya'ya kadar,
Müslüman olmayan devlet
adamları bile çocuklarını bu
okullara yolluyorlar.
İki... Uzun süren bir baskı ve
yasak dönemine tepki olarak,
Orta Asya'da dinci eğilimler de
görülüyor. iran ve Suudi çabala-
rına, laiklik ve demokrasi ile bağ-
daşan bir "ılımlı İslam" yaklaşı-
mı ile set çekmeye çalışmanın
yanlış bir yanı yok.
Sorun Fethullahçıların yurtdı-
şındaki değil, yurtiçındeki etkin-
liklerinden kaynaklanıyor. Ata-
türk'ün yolunu izlemeye çalışan
Orta Asya Türk cumhuriyetleri.
söz konusu okulları çok sıkı bir
biçimde denetliyorlar. Örneğin
öğretmenlerin okula başörtüsü
ile gelmelerine bile izin vermiyor-
lar.
Sorun dışarda değil. içerde!
Sorun, devletin "sosyal dev-
/ef"olmaktan çıkmasında.. ken-
di bıraktığı boşluğun doldurul-
masını bile denetleyememesın-
de.. vedeyozlaşmışolmasında!
Isparta Süleyman Demirel
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Mektuplar Arasında
Üniversitesi öğrencilerınden al-
dığım bir not var. Bazı bilgileri,
yorumsuz olarak alt alta sırala-
mışlar.
işte birkaç örnek:
* Geleneksel Türk El Sanatla-
rı Bölümü Başkanı... Imam-ha-
tiplerin kapatılmaması için öğ-
rencilerinden zoria imza toplu-
yor. Mısır'ın ünlü şeriatçı üniver-
sitesi El-Ezher'den öğrenci alın-
masını sağlıyor. Türbanlı öğren-
cileri "inançlı" ve diğer öğrenci-
leri "inançsız" olarak nitelendi-
riyor. Memur kadrolarını imam
okulu mezunları ile dolduruyor.
Atatürk'e ve devrimlerine olan
karşıtlığını her vesileyle vurgulu-
yor.
* Resim Bölümü'nün eski
Başkanı... Sözlü sınavda (müla-
katj MHP'nin Dokuz Işık doktri-
nini soruyor; bilemeyenleri bıra-
kıyor. Ülkücüleri asistan olarak
alıyor.
* Grafik Bölümü Başkanı..
Türk-lslam sentezci öğrencileri
odasında toplayıp örgütlüyor.
Öğrencileraracılığı ile Ülkü Oca-
ğı dergisini sattırıyor. Derslerde
dinsel içerikli konuşmalar yapı-
yor. Ve odasında topladığı bir
grup öğrenciye şöyle sesleniyor:
- Biz öğrenciyken, oruç tut-
mayanlann dişlerini avuçlarına
dökerdik!
Liste uzun.. öğrencilerin "De-
mirel'in Isparta 'sı" başlıklı yazım
üzerine kaleme sarıldıkları anla-
şılıyor.. Eklenecek ne var ki?!
• • *
Kıbrıs'tan Sayın Serdar A-
ta'nın mektubu çok uzun. "Yav-
ru Vafan"daki olumsuzlukların
altını çiziyor:
"Demokrasimiz temelinden
yara almıştır, çünkü emek cep-
hesiyok edilmiştir. Tanm ve hay-
vancılıkla uğraşan köylümüz
üretimden kopanlmış, kente gö-
çe zohanmış, seçim dönemle-
rinde de devlet memuru ya da
güveniik görevlisi yapılarak pa-
sifize edilmiştir. Rumlann çalışır
vazıyette bıraktıkları ve savaş
sonrasında işletmeye açılan
KlT'ler gayet iyi performans
göstermelerine rağmen, istıh-
dam yükü ve ağır kredi maliyet-
leri altında ezilerek kapatılmış,
işçileri kapının önüne konmuş,
makineleri çürümeye terk edil-
miştir. "
Ve devam ediyor:
"Haliyle iş bulama-
yan çoğu emekçi göç
yollarına düşmüş,
1974'ten sonra göç
edenlerin sayısı,
1950'lerde Ingiliz em-
peryalizminin emrindeki Şeyh
Nazım 'ın ve daha sonra da Ma-
karios'ungöç ettirdiği insan sa-
yısının toplamını aşmıştır..."
Sayın Ata'nın mektubu, Kıb-
rıs'ta kazanılması gereken asıl
savaşın ekonomik olduğunu
vurguluyor.. bir kez daha!
• • •
Bugünkü son mektup Sayın
Deniz Tüfekçi'den.
Kendisi SeventurTurizm'in sa-
hibi ve yöneticisi. Son altı yıldır
önemli bir şey yapıyor. ABD'nin
değişik eyaletlerinden kilise ön-
derlerinı ülkemize davet ediyor.
Hem onlara kutsal yerleri gezdi-
riyor hem de Türkiye'yı tanıtıyor.
Geçen sonbahar gelen 28 ki-
şilik grubu, eski CHP Aydın Mil-
letvekili Sayın Kemal Yılmaz ile
birlikte gezdirmışler. Ve anlat-
mışlar... Anadolu kültürünü..
Anadolu islamını.. Arap-lran Is-
lamından farkını... Ve Atatürk'ü,
düşüncelerini, devriminı..
O gezıye katılan Amerikalı bir
dinı önder (J. Edward C. Har-
ris, D. Min.).. Dönüşte, Sayın
Tüfekçi'nın ABD'de işbirliği yap-
tığı Worldwide Pilgrımage To-
urs/Fresh- ministries'e birteşek-
kür mektubu yollamış. Şu satır-
lar özellikle dikkatı çekiyor:
"Türkiye'de kutsalyerleriziya-
ret ettiğimiz bir haftalıksüre, tam
bir şölendi.. Fazla hoşgörü ve
şükran.. Akla iki sözcük geliyor:
Birincisi lütuf. Her sefehnde
bekleyebileceğimizden çok da-
ha fazlasının sunulması sürpriz
oldu.. Ikinci sözcük, alçakgönül-
lülük. Emperyalist, vahşi, fana-
tik ve militan olarak beyinlerimi-
ze işlediğimiz Islamın, ashnda
barışçıl, yüce ve gösterişten
uzak olduğunu ilk elden gör-
dük."
Ve ekliyor:
"Bazı yönlerden, Türkiye'nin
demokrasi vizyonu, biz Ameri-
kalıları geride bırakıyor."
Bıkmadan, usanmadan yine-
lemelıyiz:
- Iran-Arap kültürünü, islam
adına Anadolu'ya dayatmaya
çalışmak, Islama hizmet değildir.
Gerçekten Islama hizmet etmek
ısteyenler, Anadolu'nun hoş-
görülü, insancıl, sevgi üzerine
kurulu İslamını oralara götür-
melidirler!
alışverişe çıktınız?