23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 NİSAN 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kadın tutuklulan hasret giderdi • Istanbul Haber Servisi - Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'ndeki kadın tutuklular dün yakınlanyla buruk bir sevinci paylaştilar. Bayramın ilk iki günü çocuklara, son günü ise kadın tutuklulara aynlan görüş gününde çeşitli suçlardan dolayı cezaevinde bulunan kadınlar eşleriyle. çocuklanyla ve dostlanyla bir araya gelip hasret giderdiler. Saadet Zinciri olarak adlandınlan 'Titan'ın üyesi olduğu gerekçesiyle cezaevinde kalan Eda Kalkan da, oğlu Tibet'e sıkı sıki sanlarak buruk sevinci yaşayanlardan birisiydi. (Fotoğraf: ÖZKAN GÜVEN) Pile'deki saldın kınandı • ANKARA (AA)- Türkıye, Kıbns'ta ara bölgedeki Pile köyünde Atatürk büstüne yapılan saldırıyı ve Türk bayrağının çahnmasını şiddetle kmadı. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, "K.ıbnslı Rumlann 8 Nisan gecesi ikı kesimı ayıran ara bölgedeki Pile köyünde Türk bayrağını çalmak ve - Atatürk büstüne saldında bulunmak şeklinde tecellı eden yeni tahrik eylemini şiddetle kınıyoruz" denildi. Açıklamada, Rumlann. temelinde ilkel düşmanlık duygulan olan ve daha önce de sergılenen bu saldırgan davranışlannın, adadaki ikı halk arasındakı güvensizlik ortamının daha da pekişmesinden ve taraflan birbirinden daha da uzaklaştırmaktan başka bir amaca hizmet etmeyeceği kaydedildi. Yüksek yapgıda çekişme • ANKARA (AA)- Anayasa Mahkemesi'nin. Yargıtay kontenjanından boşalan asıl üyeliği içın 3 adayın belırleneceği seçimlere. Yargıtay üyeleri başvurmuyor. Yaş haddinden emeklıye aynlan Selçuk Tüzün'ün yerine Yargıtay'da 3 aday belirleme ıçin yapılan iki rurda üyelerden hıçbiri resmi olarak adaylık başvurusu yapmadı. Yargıtay üyelennin, Anayasa Mahkemesi'nin, Adalet Bakanlığı'ndaki üst düzey atamalarda ikili kararnameyi geçerli sayan düzenlemenin iptaline ilişkin gerekçeli karanndaki bazı ıfadelere tepki gösterdiği öğrenıldi. LaiMüc Günü • SAMSUN (Cumhuriyet) - Atatürkçü Düşünce Derneği Samsun Şubesi Başkanı a\ııkat Ata Giritli, "10 Nisan Laiklik Günü" nedeniyle düzenlediği basın toplantısında laiklik ilkesinin Türk devrimine özel bir anlam kazandırdığını söyledi. Giritli, "Yükseköğretim kurumlannda eylemlere konu olan türban, Anayasa Mahkemesi'nin 1989/1 sayılı karannda belirttiği gibi çağdaşlığa aykın, devrim yasalannın öngördügü düzenlemelerle çelişkili ve laiklik ilkesine ters düşen bir giysidir. Buna rağmen siyasal iktidarlann kamu kesiminde, rektörlerin üniversitelerde bu harekete göz yummalannın anayasal bir suç olduğunu hatırlatır, tüm Atatürkçülerin bu konuda duyarlı olmalannı beklediğimizi kamuoyuna duyururuz" dedi. Bir holding, üst düzey iki TEDAŞ görevlisini İsviçre ve Almanya'ya davet etti Rüşvetin yeıri adı: GeziANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Firmalann üst düzey kamu yetkililerini etkilemekte baş\aırduğu yollardan bıri olan "yurtdışı gezüerTnin son örneği Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ'de (TEDAŞ) ortaya çıktı. Elektrik dağıtım müesseseleri özelleştirmelerinde en büyük payı alan bir holdingin. TEDAŞ Genel Müdürü Kadir Ramazan Coşkun ıle TEDAŞ Özelleştirme Dairesi Başkanı Önder Piyade'yi. Isviçre ve AJmanya'yı kapsayan bir yurtdışı gezisine davet ettiği öğrenildi.. Özel sektör firmalannın, özelleştirme ve kamu ihaleleri başta olmak üzere trilyonlarca lirayı bulan büyük işlerde. kamu görevlilerini etkileme çabalannın farklı adlar altında devam ettiğine dikkat çekildi. Firmalann. ihale mevzuatlanna aykın istemlerini gerçekleştirebilmek için kamu görevlilerine sunduklan "çıkar"lar arasında yurtdışı gezilerinin ilk sıralarda yer aldığı vurgulandı. Yılhk toplam kârlan 492 milyon dolara. 30 yılhk toplam kârlan da 14.7 milyar dolara ulaşmasına karşın 30 yıllığına toplam 2.6 milyar dolara özelleştirilen 25 elektrik dağıtım müessesesinin özelleştirme ihalelerinin de firmalann yurtdışı gezisi davetlerine sahne olduğu öğrenildi. Türkiye'nin en büyük holdinglerinin kıyasıya mücadele verdikleri dağıtım müesseseleri özelleştirme ihalelerinde en büyük payı alan bir holdingin, TEDAŞ Genel Müdürü Kadir Ramazan Coşkun ıle TEDAŞ Özelleştirme Dairesi Başkanı Onder Piyade'yi 18-28 Mart tarihleri arasında tsviçre ve Almanya'da 10 günlük bir geziye davet ettiği bildirildi. Coşİcun'un, bütün giderleri firma tarafından karşılanan geziye. olası eleştirileri göz önünde bulundurarak kendisi yerine özel sektörde çalışan kardeşini gönderdiği, Piyade'nin ise geziye katıldığı öğrenildi. Enerji dağıtım ve santrallan ile Türk Telekom özelleştirmelerini üstlenen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer ile Ulaştırma Bakanı Necdet Menzir de. özelleştirme uygulamalannı iptal eden Anayasa Mahkemesi ve Danıştay yargıçlannı etkilemek için aynı yola başvurmuştu. ABD'li fırmalann yatınm için şart koştuğu, ihalelerde yargı yetkisinin "uluslararası tahkim"e verilmesı istemini gerçekleştirmeye çalışan ve bunun için yargıyı "ikna etmeye" uğraşan bakanlar, şubat ayında Anayasa Mahkemesi'nin iİci ve Danıştay'ın bir yargıcını ABD gezisine götürmüştü. Cumhuriyetin 75.yıh kutlamalan içinparayok • Kültür Bakanlığı, ödenek yokluğundan, projelerin bazılarını iptal etti. Bandırma vapuru para engeline takıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür Bakanlığı, Cumhuriyetin 75. kuruluş yıl- dönümü kutlamalan için ha- zırlanan bazı projeleri ödenek yetersizliği nedeniyle iptal et- ti. tstanbul'dan hareket ederek Zonguldak, Sinop ve Sam- sun'a uğraması planlanan "Temsili Bandırma Vapuru" projesi tehlikeye girerken; Sahne Sanatlan Festivali. üc- retsiz temsiller ve Devlet Ti- yatrolan binasının temel atma töreninden vazgeçildi. Kültür Bakanlığı tarafindan cumhuriyetin 75. kuruluş yıl- dönümü kutlamalan için Baş- bakanlık'tan yaklaşık 2 trilyon lira istenmesine karşın, yalnız- ca 500 milyar lira ödenek ve- rildi. Bunun üzerine, 119 mil- yarlık bütçeyle, 7 dalda yapıl- ması öngörülen "75. Yü Ope- ra ve Bale Eserleri Beste Yartş- ması"nın kapsamı daratlılîr- ken, "1923ten YannlaraMer- haba" adlı tiyatro yapıtı da ip- tal edildi. Bandırma tehlikede Istanbul'dan yola çıkarak Kurtuluş Savaşı'nın ilk meşa- lesinin yakıldığı Samsun'a Atatürk'ü taşıyan "Temsili Bandırma Vapuru" projesi de gerçekleştirılememe tehlike- siyle karşılaştı. Opera, bale, ti- yatro sanatçılan, halk ve sanat müziği korolan ile halk oyun- lan gnıplannı taşıyacak olan Bandınna Vapuru'nun uğraya- cağı Zonguldak, Sinop ve Samsun'da çeşitli etkinlikler yapılması planlanıyor. Bakanlığın kendi bütçesiyle karşılamayı planladığı ancak ödenek yetersizliği nedeniyle iptal edilen diğer projeler de şöyle: "Cumhuriyet Dönemi Mi- mariık Eserleri ve Mimaruk Kitabı. Sahne Sanatlan Festi- vali, vabancı diplomat \e gazi- lerin ülkemize davet edilmesi. 75. yıl opera ve bale eserleri beste siparişi, 75. Yüda Folklor Terimleri Sözlüğii'nün yayım- lanmasu 1998 uluslararası vi- deo kursu, Atatürk belgesel fümlerinin sinevizyon göste- rimleri, Devlet Tı>'atrolan'nda ücretsiz temsiller, Devlet TTyat- rosu binasının temel atma töreni. 'Havada Bulut Yok' Tivatro Eseri." 1996yıhOcak ayında Eyüp Spor Salonu yakınlannda cesedi bulunan gazeteci Metin Göktepe, doğumunun 30. yılında anıldı. Göktepe için Taksim'de hazırianan dev bilboard'un altında Fadime Göktepe ile büiikte bir araya gelen gazeteciler, sanatçılar ve avukatlar, panoyu çiçeklerle ve mumlarla süsledi (Fotograf: HATİCE TLJNCER) Gazeteci Metin Göktepe 30 yaşrada lstanbul HaberServisi-Gözal- tında dövülerek öldürülen gaze- teci Metin Göktepe'nin anısına düzenlenen ödül. Göktepe'nin 30. yaşgününde Türkiye Gazete- ciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Nail Güreli ye verildi. Taksim'de Göktepe resmının bulunduğu dev bilboard'un altın- da akşam saatlerinde toplanan gazeteciler, sanatçılar ve avukat- lar, panoyu çiçeklerle ve mum- larla süsledi. Göktepe'nin avu- katlanndan Kamil Tekin Sürek. burada yaptığı konuşmada TGC kongresi sırasında bazı kişiler ta- rafından Göktepe'nin gazetecili- ğinin tartışıldığını belırterek. "Oysa o sizlerden birisiydi. Metin ölmeden önce de onunla, bu şekil- de, sizin olduğunu/ verde karşı karşıyayddTdedi. İkı yıldan faz- la süren dava sırasında Afyon'a ve Aydın'a gıderek davayı izle- yenlerin birbirleriyle yakınlaştı- ğını ifade eden Süreİc, böylece Göktepe'nin ailesinin, davayı iz- leyen gazetecilerin ve avukatla- nn, Metin Göktepe Gazetecilik Ödülü oluşturmaya karar verdik- lerini ve ödülün ilkini de, davayı izleyen gazeteciler adına TGC Başkanı Güreli'ye vermeyi ka- rarlaştırdıklannı kaydettı. Açıklamanın ardından grup, Göktepe'nin 30. yaşgünü nede- niyle Andon Bar'da düzenlenen etkinliğe katıldı. Göktepe'nin an- nesi Fadime Göktepe'ye çıçekle- rin verildiği gecede TGC Başka- nı Nail Güreli. ödülünü Fadime Göktepe'nin elinden aldı. Güreli, Göktepe'nin vahşice öldürülüşüne karşın gazetecılere dersler ve kazanımlar verdiğini vurgulayarak. "Bu ödül, basının bağnnsıziığı ve özgüriüğü yolun- da demokrasinin üstünlüğü için, hukuk devietinin üstünlüğü için, insan haklan için mücadeleyi em- reden görev verme belgesidir" dı- ye konuştu. Hükümete TISK'ten 4 istekANKARA (AA)- Türkiye lşveren Sendika- lan Konfederasyonu (TİSK1, ülkenın siyası ve ekonomik istikrara ihtiyacı bulunduğunu be- lirterek. güçlü hükümetlerin iktidara gelme- sıne olanak sağlayacak seçim sisteminin be- nimsenmesi gerektiğini bildirdı. TİSK tarafından yapılan "İşyeri ve İşkolu Sorunlan Anketi 1997 SonuçlarT araştırma- sında, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın iş- letmelen olumsuz yönde etkilediği, müteşeb- bislerin bu nedenle geleceğe dönük plan ya- pamadıklan ve karar alamadıklan belirtildi. Araştırmada, hükümetlerin uzun \adeli ciddi kararlar yerine kısa vadeli kararlar aldığına dikkat çekilerek, yüksek kronik enflasyonun en önemlı ekonomik sorun olarak devam et- tiği kaydedildi. Ekonomide köklü yapısal reformlann hâlâ gerçekleştirilemediği vurgulanan TİSK araş- tırmasında, kayıt dışı ekonominin genişledi- ği. kamu fınansman açığının kapatılamadığı, taban fiyatlann tamamen siyasi kaygılarla be- lırlendığı vurgulandı. Sosyal güvenlik siste- mındekı krizin devam ettiğine işaret edilen araştırmada. ücretler üzerindeki kesintilerin yüksekliğinin çalışma banşını bozduğu ileri sürüldü. Sakat ve eskı hükümlü çalıştırma, kreş ve anaokulu açma gibi istihdama bağlı yükümlülüklerle, zorunlu tasarruf fonu gibi sosyal amaçlı fon uygulamalannın, istihdamı olumsuz yönde etkilediği anlatılan TtSK araş- tırmasında, asgari ücretin yüksek oranda be- lirlenmesinin ücret yelpazesini daralttığı sa- vunuldu. Ülkenin siyasi \e ekonomik istikrara gerek- sinimi bulunduğu belirtilen TİSK araştırma- sında. hükümetin, bu ihtiyacı yerine getirme- sı istendi. Güçlü hükümetlerin iktidara gelme- sinı sağlayacak seçim sisteminin benimsen- mesi istenen araştırmada, hükümetten iste- nen talepler ve beklentiler şöyle sıralandı: "Hükümetler, popülist politikalar yerine ger- çekçi politikalara > önclmcli. vüksek enflasyon en kısa sürede kontrol altına alınmabdır. Hü- kümet politikalan; yannmı, üretimi ve ihra- caO geüşüfme hedefıne uygun olmalıdır. Sos- yal güvenlik, vergi ve adalet sistemleri ile ka- mu kesiminin reformu bir an önce gerçekleş- ürilmeli, yüksek faiz oranlan düşürülmelidir. Özelleştirme çalışmalanna hız verilerek eko- nomide verimlilik arttınlmalıdır." TİSK araştırmasında. çalışma banşının ko- runmasına özen gösterilmesi. ücret sisteminin verimlilige bağlanması da talep edilerek, "Zo- runlu TasarrufFonu" başta olmak üzere, sos- yal amaçlı fon uygulamalannın kaldınlması istendi. IRMIKI AYDIIV ENGİN Siz farkında degilsiniz, ben gene tüydüm. Ama bu ara- rnızda kalsın. Gazete yöneti- nii, benim "mesleki inceleme- Igrde bulunmak üzere biryurt köşesine gittiğimi" sanryor. Nereye tüydüğüm, şu uzun bayram tatilini fırsat bulup ne- r^lerde sürttüğüm önemli de- ğil. Ama doğa ile baş başa ka- lııica, günübiriik siyasetin de, sıyasal Islamın tırmanışı, se- çim tarihi, seçimin çift turlu olup olmaması gibi her gün boğuştuğumuz ve yazılar döktürüp sizleri de aynı bo- ğuntunun içine çekmeye ça- t)3İadığımız konulardan kop- rriuşluk önemli. Katılır mısınız, karşı mı çı- karsınız bilemem, ama bal gi- b bir "ruh yıkanması" yaşanı- y^r ve bu pek keyıfli. Her kaçamak tatilde oldu- ûj gibi, gene bir günlük yazı cPktürmek zorundasınız ama, l^ndinizi ne kadar zorlarsanız zı?rlayın, doğa, Türkiye'nin si- yjsetle yoğrulmuş gündemini Mızmız Bir Yazı itiyor. Sakın oturup, dağdan denize uçuşan kekik kokulan arasında, bir dini bayramdan, dinsel yanı hemen hemen ol- mayan bir tatil üretenlerin, ne kadar Müslüman ve neden Müslüman ve nasıl Müslüman oldukları üstüne fikir üretip, yazı yazmaya filan kalkışma- yın. Üç beş tatsız paragraf kara- ladıktan sonra bilgisayarın bi- le kekik kokularına kendini kaptırdığı gibi tuhaf duygular sarıyor sizi. Düşünce toparla- namıyor, yazı gereksinim duy- duğu mantık zincirlerinden kopuyor, sözcükleralıp başla- nnı deniz kıyısına tüyüyor... Kendinizi zorluyorsunuz. Günlerdir kafanızı kurcalayıp duran "birkültüryanlması"di- ye adlandırdığınız konuya dönmeye çabalıyorsunuz. Kestikleri kurbanın, yoksul- luk yüzünden kesemedilerse, varsıllardan eve yollanan kur- ban etinin kavurmasına taze ekmek bandıktan sonra bü- yüklerin ellerini öpmeye giden; kurbanın derisini mahalledeki Kuran kursuna, tarikat dergâ- hına aktarmanın yollarını ara- yan, olanaklan elverdiyse ço- luk çocuğa bayramlık elbise- ler diktiren, yani bir dini bay- ramı, "bir dini bayram" gibi kutlayanlann da, hafta sonunu arifeye, bayram sonunu hafta sonuna ekleyip çoluk çocuk tatil beldelerine akan, evin de- likanlı ve genç kızlarını disko- ya yollayıp, kendileri rahat ve hafıf tatil giysileriyle rakı sofra- larının başına çökenlerin de kendilerini "Müslüman" ola- rak tanımlamalarını yorumla- maya çabalıyorsunuz. Bunun bir kültür yanlması anlamına geldiğine değinen; Tanzimat- tan bu yana süregelen "Batı- lılaşma"n\n, günübiriik yaşam biçimlerine kadar uzanan ay- rıntılarda, toplumda derin kül- tür yarılmalan yarattığına iliş- kin ciddi bir yazı tamamlama- ya çabalıyorsunuz. Nafile... Beton çöllerine dönüşmüş hırçın ve hoyrat bir kent yaşa- mının yaralannı, doğanın nasıl da hünerle sardığını, bedeni- nizde ve ruhunuzda duyum- suyor ve şu zorunlu yazıyı bir an önce tamamlayıp deniz kı- yısında taş sektirmece oyna- maya gitmek için sabırsızlanı- yorsunuz. Söylemeye utanmasanız, neredeyse Nâzım Hikmet'in "Bugün pazarl bu gün beni ilk defa/ güneşe çıkardılar" dize- lerini mırıldanacaksınız. Oysa ne tutsaksınız, ne hücrede... Ama kent yaşamının sizden neler alıp götürdüğünü, bu, kı- yıları öper gibi yalayan denizin kıyısında bilince çıkanyorsu- nuz. Işin kötüsü, mutluluk de- ğil, bir tür "kendinize acıma" duygusu kaplıyor içinizi. • • • Biliyorum, kimi okuyucu bu- run kıvıracak, "Söylene söyle- ne sakız olmuş düşünce kırın- tılannı, ısıtıp yazı diye sürmüş önümüze" diyecek. Biliyorum, tatil dönüşü kar- şılaşacağım kimi okuyucu- ar- kadaşlanm, "Cumartesi yazı- sını da amma şişirmişsin ha" diye tatlı-sert fırçalarını esir- gemeyecekler... Ama gelin yumuşatın yüre- ğinizi, bugün de, bütün ço- cukluğunu, Ege doğasının baştan çıkancı büyüsündege- çirmiş, sonra kent vurgunu ye- miş, kent yorgunu bir yoksul gazetecinin mızmızlıklarını okuyuverin... O ise yarı köylü bir bakkal- da bulduğu hafif tuzlu keçi peyniri ve bir şişe, tadı buruk kırmızı şarabın keyfini çıkar- mak üzere bilgisayannı yavaş yavaş kapatsın.. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Portreler... Bu benim 'karikatür' üzerine yazdığım ilk yazı... Semih Poroy da kitabının önsözünde şöyle di- yor: "Bu benim ilk kitabım!.." Semih, usta bir çizer... O yüreğinde insan sevgisiyle dolu bir insan!.. Semih övünmeyi hiç sevmez... Kitabının sayfalarını karıştırırken tanıdık ve dost yüzlerte karşılaşıyorum... Nâzım Hikmet'ten Ha- likamas Balıkçısı'na; Aziz Nesin'den Onat Kut- lar'a; Memet Fuat'tan Melih Cevdet Anday'a dek nice sanatçı, yazar, şairle karşılaşıyorum... Halikarnas Balıkçısı'nın gözlerinde bir sevgiyi, ışığı görüyor, onu son yolculuğa uğurladığımız gü- nü anımsıyorum... Önde Halikarnas Balıkçısı'nın cenazesini taşı- yan Buca Belediyesi'nin aracı, arkada benim kul- landığım otomobildeki dostlar... Azra Erhat, Füreya Koral ve Turgay Gö- nenç... Zaman akıp gidiyor... Nedense Halikarnas Balıkçısı'yla ilk tanıştığı- mız, onunla röportaj yaptığım yılı bir tüıiü anım- sayamıyorum... Yıl 1968 mi yoksa 1969 muydu? Ama dört günlük dizi röportajım ölümünden sonra yayımlanmıştı: 1973 Ekim sonları... Kitabın sayfalarını çeviriyorum... Tank Dursun'la belki Buca'da istasyonun he- men yanıbaşındaki kahvede çay içiyorum, Buca- Alsancak treninde tütün işçisi kızlarla konuşuyor, 'Hasangiller'\ okuyup okumadıklarını soruyorum; llhan Berk'le bir gece Bodrum'da adamakıllı sar- hoş oluyor, Demir'in 'Dinç Pansiyon'una kendi- mi zoratıyorum... • • • Semih Poroy 'Portreler' kitabının önsözünde diyor ki: "Kendimi bir çizgi emekçisi sayıyorum. Yaptık- lanm bana bu hakkı veriyor. O denli değişik işler kalmış ki ardımda, bunların içinden bir tek port- re çizimlerimin öne çıkarılması, ötekipek çok ça- lışmama haksızlık anlamını yüklenebilir. Portre karikatürü ya da salt portre diyelim, in- sanlann o denli ilgisini çekerki lunaparklarda, pa- nayıharda, sokaklarda en kalabalık insan öbeği portre çizenlerin başında toplanır. Evet, düz an- lamda portre çizımi bir lunapark eğlencelığidir. Popülistçe öne çıkarılması bu yüzden beni şaşırt- mıyor. Bunlan söylüyorum da niye Karikatür Vakfı'nın böyle bir kitap önerisini kabul ediyorum? Vakfın ilk önerisi hümoristik karikatürierimden biralbüm yapılması yönündeydi. Buriların toplanması, dü- zenlenmesı, yenilerinin eklenmesi çok uzun bir süreyi gerekli kılıyordu. Kısıtlı bir takvime sığma- yacak bir çalışma olacağı için bırakıldı. Bu kez portrelehn kitaplaşması önerisi geldi. Portre çiz- mekten uzaklaşmak isterken, bir de onlan kitap yapmak, portreyi yeniden gündeme çıkarmak ol- maz mıydı? Üstünkörü bırdökümde bile, ÛfieSlne çoğatdfk- ları çıktı ki ortaya, bir araya toplanmaları artık bir fizik zorunluluk gibi göründü bana. Hem böylece birsüre için uzaklaşmayı düşündüğüm portre çi- zimi ile simgesel bir el sıkışma da sayılabilirdi." Yeniden sayfalannı çeviriyorum Semih'in kita- bının... Demirtaş Ceyhun, Ataol Behramoğlu, Aziz Çalışlar ı görüyorum... Aziz'le Bodrum'da Türkbükü'nden Gümüşlük'e uzanıyor, Demirtaş'la 1979'da Izmir Fuan'nda Göl Gazinosu'na gidişimizı anımsıyorum... Ve bu arada Demirtaş'a soruyorum: "O gece çok mu kızdırmıştık Aziz (Nesin) Ağa- bey'i?" Sonra Necati Cumalı'yla Urla Iskelesi'ne iniyo- rum, mavi denizin dalgalarıyla avunuyor, yıldızlı bir gecede sabaha dek dolaşıyorum... Attilâ llhan'la 08.30 Karşıyaka-Alsancak va- puruna bıniyor, Muzaffer Izgü'yle Kordon'da çay içiyorum... • • • Nahit Ulvi Akgün, Asım Bezirci, Metin Altı- ok, Bedrettin Cömert, Behçet Aysan, Hasan Hüseyin Korkmazgil ve Yusuf Atılgan... Spil Dağı'nın eteklerine yaslanmış o yeşil ken- tin parklarına gidiyor, 1960'ların delikanlılık düş- lerini yakalamaya çalışıyorum Yusuf Ağabey'le birlikte... Şükran Kurdakul'la 1978 yılında Sofya'daki karlı gecede Fahri Erdinç'in evinden dönüşümü- zü, Kahramanmaraş katlıamını anımsıyorum. Se- mih Balcıoğlu ve Turtıan Selçuk'la 'bol rakılı' günlerin üzerindeki lacivert atlası kaldınyorum... lyonya kendi halinde sessiz ve sakin... Semih Poroy bir düşten öteki düşlere götürdü beni... Meraklısı için Portreler kitabının adresini veriyo- rum: Karikatür Vakfı Yayınlan, Sezenler Sok. 9/11 Sıhhiye/ANKARA E. Posta: Hikmet.Cetinkayata raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Ç A G D A S Y A Y I N L A R ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2 BASI 300 000 TL KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPIARI 4. BASI 55O00CTL SANCILIYILLAR KU$ATIIMI$ S0KAK1AR 4. BASI 350 000 Tl KUZU POSTUNDA KURT 2. BASI 6CC0OC-- ZAMBAKSANADABULAfTIKAN 2. BASI 6O0O00T1 DİN BARONUNUN KAZLARI 2. BASI 6O0 000TL Â$IK KADINLAR SOKAĞI 2. BASI 800 000 TL JERİAT PAZARI 600000TL SEVDANIN ADRESİ BELLİ OEĞİL Cağ Pazartama A.Ş. Turkocağı Caddesı No:39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (0212) 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle