Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 NİSAN 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kadın tutuklulan
hasret giderdi
• Istanbul Haber Servisi -
Bakırköy Kadın ve Çocuk
Tutukevi'ndeki kadın
tutuklular dün yakınlanyla
buruk bir sevinci
paylaştilar. Bayramın ilk
iki günü çocuklara, son
günü ise kadın tutuklulara
aynlan görüş gününde
çeşitli suçlardan dolayı
cezaevinde bulunan
kadınlar eşleriyle.
çocuklanyla ve dostlanyla
bir araya gelip hasret
giderdiler. Saadet Zinciri
olarak adlandınlan
'Titan'ın üyesi olduğu
gerekçesiyle cezaevinde
kalan Eda Kalkan da, oğlu
Tibet'e sıkı sıki sanlarak
buruk sevinci
yaşayanlardan birisiydi.
(Fotoğraf: ÖZKAN
GÜVEN)
Pile'deki saldın
kınandı
• ANKARA (AA)-
Türkıye, Kıbns'ta ara
bölgedeki Pile köyünde
Atatürk büstüne yapılan
saldırıyı ve Türk bayrağının
çahnmasını şiddetle kmadı.
Dışişleri Bakanlığı'nın
açıklamasında, "K.ıbnslı
Rumlann 8 Nisan gecesi
ikı kesimı ayıran ara
bölgedeki Pile köyünde
Türk bayrağını çalmak ve
- Atatürk büstüne saldında
bulunmak şeklinde tecellı
eden yeni tahrik eylemini
şiddetle kınıyoruz" denildi.
Açıklamada, Rumlann.
temelinde ilkel düşmanlık
duygulan olan ve daha
önce de sergılenen bu
saldırgan davranışlannın,
adadaki ikı halk arasındakı
güvensizlik ortamının daha
da pekişmesinden ve
taraflan birbirinden daha
da uzaklaştırmaktan başka
bir amaca hizmet
etmeyeceği kaydedildi.
Yüksek yapgıda
çekişme
• ANKARA (AA)-
Anayasa Mahkemesi'nin.
Yargıtay kontenjanından
boşalan asıl üyeliği içın 3
adayın belırleneceği
seçimlere. Yargıtay üyeleri
başvurmuyor. Yaş
haddinden emeklıye aynlan
Selçuk Tüzün'ün yerine
Yargıtay'da 3 aday
belirleme ıçin yapılan iki
rurda üyelerden hıçbiri
resmi olarak adaylık
başvurusu yapmadı.
Yargıtay üyelennin,
Anayasa Mahkemesi'nin,
Adalet Bakanlığı'ndaki üst
düzey atamalarda ikili
kararnameyi geçerli sayan
düzenlemenin iptaline
ilişkin gerekçeli
karanndaki bazı ıfadelere
tepki gösterdiği öğrenıldi.
LaiMüc Günü
• SAMSUN (Cumhuriyet)
- Atatürkçü Düşünce
Derneği Samsun Şubesi
Başkanı a\ııkat Ata Giritli,
"10 Nisan Laiklik Günü"
nedeniyle düzenlediği
basın toplantısında laiklik
ilkesinin Türk devrimine
özel bir anlam
kazandırdığını söyledi.
Giritli, "Yükseköğretim
kurumlannda eylemlere
konu olan türban, Anayasa
Mahkemesi'nin 1989/1
sayılı karannda belirttiği
gibi çağdaşlığa aykın,
devrim yasalannın
öngördügü düzenlemelerle
çelişkili ve laiklik ilkesine
ters düşen bir giysidir.
Buna rağmen siyasal
iktidarlann kamu
kesiminde, rektörlerin
üniversitelerde bu harekete
göz yummalannın anayasal
bir suç olduğunu hatırlatır,
tüm Atatürkçülerin bu
konuda duyarlı olmalannı
beklediğimizi kamuoyuna
duyururuz" dedi.
Bir holding, üst düzey iki TEDAŞ görevlisini İsviçre ve Almanya'ya davet etti
Rüşvetin yeıri adı: GeziANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Firmalann üst düzey
kamu yetkililerini etkilemekte
baş\aırduğu yollardan bıri olan
"yurtdışı gezüerTnin son
örneği Türkiye Elektrik
Dağıtım AŞ'de (TEDAŞ)
ortaya çıktı. Elektrik dağıtım
müesseseleri
özelleştirmelerinde en büyük
payı alan bir holdingin.
TEDAŞ Genel Müdürü Kadir
Ramazan Coşkun ıle TEDAŞ
Özelleştirme Dairesi Başkanı
Önder Piyade'yi. Isviçre ve
AJmanya'yı kapsayan bir
yurtdışı gezisine davet ettiği
öğrenildi..
Özel sektör firmalannın,
özelleştirme ve kamu ihaleleri
başta olmak üzere trilyonlarca
lirayı bulan büyük işlerde.
kamu görevlilerini etkileme
çabalannın farklı adlar altında
devam ettiğine dikkat çekildi.
Firmalann. ihale mevzuatlanna
aykın istemlerini
gerçekleştirebilmek için kamu
görevlilerine sunduklan
"çıkar"lar arasında yurtdışı
gezilerinin ilk sıralarda yer
aldığı vurgulandı.
Yılhk toplam kârlan 492
milyon dolara. 30 yılhk toplam
kârlan da 14.7 milyar dolara
ulaşmasına karşın 30 yıllığına
toplam 2.6 milyar dolara
özelleştirilen 25 elektrik
dağıtım müessesesinin
özelleştirme ihalelerinin de
firmalann yurtdışı gezisi
davetlerine sahne olduğu
öğrenildi. Türkiye'nin en
büyük holdinglerinin kıyasıya
mücadele verdikleri dağıtım
müesseseleri özelleştirme
ihalelerinde en büyük payı alan
bir holdingin, TEDAŞ Genel
Müdürü Kadir Ramazan
Coşkun ıle TEDAŞ
Özelleştirme Dairesi Başkanı
Onder Piyade'yi 18-28 Mart
tarihleri arasında tsviçre ve
Almanya'da 10 günlük bir
geziye davet ettiği bildirildi.
Coşİcun'un, bütün giderleri
firma tarafından karşılanan
geziye. olası eleştirileri göz
önünde bulundurarak kendisi
yerine özel sektörde çalışan
kardeşini gönderdiği,
Piyade'nin ise geziye katıldığı
öğrenildi.
Enerji dağıtım ve santrallan ile
Türk Telekom
özelleştirmelerini üstlenen
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Cumhur Ersümer ile
Ulaştırma Bakanı Necdet
Menzir de. özelleştirme
uygulamalannı iptal eden
Anayasa Mahkemesi ve
Danıştay yargıçlannı etkilemek
için aynı yola başvurmuştu.
ABD'li fırmalann yatınm için
şart koştuğu, ihalelerde yargı
yetkisinin "uluslararası
tahkim"e verilmesı istemini
gerçekleştirmeye çalışan ve
bunun için yargıyı "ikna
etmeye" uğraşan bakanlar,
şubat ayında Anayasa
Mahkemesi'nin iİci ve
Danıştay'ın bir yargıcını ABD
gezisine götürmüştü.
Cumhuriyetin
75.yıh
kutlamalan
içinparayok
• Kültür Bakanlığı, ödenek
yokluğundan, projelerin
bazılarını iptal etti.
Bandırma vapuru para
engeline takıldı.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kültür Bakanlığı,
Cumhuriyetin 75. kuruluş yıl-
dönümü kutlamalan için ha-
zırlanan bazı projeleri ödenek
yetersizliği nedeniyle iptal et-
ti. tstanbul'dan hareket ederek
Zonguldak, Sinop ve Sam-
sun'a uğraması planlanan
"Temsili Bandırma Vapuru"
projesi tehlikeye girerken;
Sahne Sanatlan Festivali. üc-
retsiz temsiller ve Devlet Ti-
yatrolan binasının temel atma
töreninden vazgeçildi.
Kültür Bakanlığı tarafindan
cumhuriyetin 75. kuruluş yıl-
dönümü kutlamalan için Baş-
bakanlık'tan yaklaşık 2 trilyon
lira istenmesine karşın, yalnız-
ca 500 milyar lira ödenek ve-
rildi. Bunun üzerine, 119 mil-
yarlık bütçeyle, 7 dalda yapıl-
ması öngörülen "75. Yü Ope-
ra ve Bale Eserleri Beste Yartş-
ması"nın kapsamı daratlılîr-
ken, "1923ten YannlaraMer-
haba" adlı tiyatro yapıtı da ip-
tal edildi.
Bandırma tehlikede
Istanbul'dan yola çıkarak
Kurtuluş Savaşı'nın ilk meşa-
lesinin yakıldığı Samsun'a
Atatürk'ü taşıyan "Temsili
Bandırma Vapuru" projesi de
gerçekleştirılememe tehlike-
siyle karşılaştı. Opera, bale, ti-
yatro sanatçılan, halk ve sanat
müziği korolan ile halk oyun-
lan gnıplannı taşıyacak olan
Bandınna Vapuru'nun uğraya-
cağı Zonguldak, Sinop ve
Samsun'da çeşitli etkinlikler
yapılması planlanıyor.
Bakanlığın kendi bütçesiyle
karşılamayı planladığı ancak
ödenek yetersizliği nedeniyle
iptal edilen diğer projeler de
şöyle:
"Cumhuriyet Dönemi Mi-
mariık Eserleri ve Mimaruk
Kitabı. Sahne Sanatlan Festi-
vali, vabancı diplomat \e gazi-
lerin ülkemize davet edilmesi.
75. yıl opera ve bale eserleri
beste siparişi, 75. Yüda Folklor
Terimleri Sözlüğii'nün yayım-
lanmasu 1998 uluslararası vi-
deo kursu, Atatürk belgesel
fümlerinin sinevizyon göste-
rimleri, Devlet Tı>'atrolan'nda
ücretsiz temsiller, Devlet TTyat-
rosu binasının temel atma
töreni. 'Havada Bulut Yok'
Tivatro Eseri."
1996yıhOcak
ayında Eyüp
Spor Salonu
yakınlannda
cesedi bulunan
gazeteci Metin
Göktepe,
doğumunun
30. yılında
anıldı. Göktepe
için Taksim'de
hazırianan dev
bilboard'un
altında Fadime
Göktepe ile
büiikte bir
araya gelen
gazeteciler,
sanatçılar ve
avukatlar,
panoyu
çiçeklerle ve
mumlarla
süsledi
(Fotograf:
HATİCE
TLJNCER)
Gazeteci Metin Göktepe 30 yaşrada
lstanbul HaberServisi-Gözal-
tında dövülerek öldürülen gaze-
teci Metin Göktepe'nin anısına
düzenlenen ödül. Göktepe'nin
30. yaşgününde Türkiye Gazete-
ciler Cemiyeti (TGC) Başkanı
Nail Güreli ye verildi.
Taksim'de Göktepe resmının
bulunduğu dev bilboard'un altın-
da akşam saatlerinde toplanan
gazeteciler, sanatçılar ve avukat-
lar, panoyu çiçeklerle ve mum-
larla süsledi. Göktepe'nin avu-
katlanndan Kamil Tekin Sürek.
burada yaptığı konuşmada TGC
kongresi sırasında bazı kişiler ta-
rafından Göktepe'nin gazetecili-
ğinin tartışıldığını belırterek.
"Oysa o sizlerden birisiydi. Metin
ölmeden önce de onunla, bu şekil-
de, sizin olduğunu/ verde karşı
karşıyayddTdedi. İkı yıldan faz-
la süren dava sırasında Afyon'a
ve Aydın'a gıderek davayı izle-
yenlerin birbirleriyle yakınlaştı-
ğını ifade eden Süreİc, böylece
Göktepe'nin ailesinin, davayı iz-
leyen gazetecilerin ve avukatla-
nn, Metin Göktepe Gazetecilik
Ödülü oluşturmaya karar verdik-
lerini ve ödülün ilkini de, davayı
izleyen gazeteciler adına TGC
Başkanı Güreli'ye vermeyi ka-
rarlaştırdıklannı kaydettı.
Açıklamanın ardından grup,
Göktepe'nin 30. yaşgünü nede-
niyle Andon Bar'da düzenlenen
etkinliğe katıldı. Göktepe'nin an-
nesi Fadime Göktepe'ye çıçekle-
rin verildiği gecede TGC Başka-
nı Nail Güreli. ödülünü Fadime
Göktepe'nin elinden aldı.
Güreli, Göktepe'nin vahşice
öldürülüşüne karşın gazetecılere
dersler ve kazanımlar verdiğini
vurgulayarak. "Bu ödül, basının
bağnnsıziığı ve özgüriüğü yolun-
da demokrasinin üstünlüğü için,
hukuk devietinin üstünlüğü için,
insan haklan için mücadeleyi em-
reden görev verme belgesidir" dı-
ye konuştu.
Hükümete TISK'ten 4 istekANKARA (AA)- Türkiye lşveren Sendika-
lan Konfederasyonu (TİSK1, ülkenın siyası ve
ekonomik istikrara ihtiyacı bulunduğunu be-
lirterek. güçlü hükümetlerin iktidara gelme-
sıne olanak sağlayacak seçim sisteminin be-
nimsenmesi gerektiğini bildirdı.
TİSK tarafından yapılan "İşyeri ve İşkolu
Sorunlan Anketi 1997 SonuçlarT araştırma-
sında, siyasi ve ekonomik istikrarsızlığın iş-
letmelen olumsuz yönde etkilediği, müteşeb-
bislerin bu nedenle geleceğe dönük plan ya-
pamadıklan ve karar alamadıklan belirtildi.
Araştırmada, hükümetlerin uzun \adeli ciddi
kararlar yerine kısa vadeli kararlar aldığına
dikkat çekilerek, yüksek kronik enflasyonun
en önemlı ekonomik sorun olarak devam et-
tiği kaydedildi.
Ekonomide köklü yapısal reformlann hâlâ
gerçekleştirilemediği vurgulanan TİSK araş-
tırmasında, kayıt dışı ekonominin genişledi-
ği. kamu fınansman açığının kapatılamadığı,
taban fiyatlann tamamen siyasi kaygılarla be-
lırlendığı vurgulandı. Sosyal güvenlik siste-
mındekı krizin devam ettiğine işaret edilen
araştırmada. ücretler üzerindeki kesintilerin
yüksekliğinin çalışma banşını bozduğu ileri
sürüldü. Sakat ve eskı hükümlü çalıştırma,
kreş ve anaokulu açma gibi istihdama bağlı
yükümlülüklerle, zorunlu tasarruf fonu gibi
sosyal amaçlı fon uygulamalannın, istihdamı
olumsuz yönde etkilediği anlatılan TtSK araş-
tırmasında, asgari ücretin yüksek oranda be-
lirlenmesinin ücret yelpazesini daralttığı sa-
vunuldu.
Ülkenin siyasi \e ekonomik istikrara gerek-
sinimi bulunduğu belirtilen TİSK araştırma-
sında. hükümetin, bu ihtiyacı yerine getirme-
sı istendi. Güçlü hükümetlerin iktidara gelme-
sinı sağlayacak seçim sisteminin benimsen-
mesi istenen araştırmada, hükümetten iste-
nen talepler ve beklentiler şöyle sıralandı:
"Hükümetler, popülist politikalar yerine ger-
çekçi politikalara > önclmcli. vüksek enflasyon
en kısa sürede kontrol altına alınmabdır. Hü-
kümet politikalan; yannmı, üretimi ve ihra-
caO geüşüfme hedefıne uygun olmalıdır. Sos-
yal güvenlik, vergi ve adalet sistemleri ile ka-
mu kesiminin reformu bir an önce gerçekleş-
ürilmeli, yüksek faiz oranlan düşürülmelidir.
Özelleştirme çalışmalanna hız verilerek eko-
nomide verimlilik arttınlmalıdır."
TİSK araştırmasında. çalışma banşının ko-
runmasına özen gösterilmesi. ücret sisteminin
verimlilige bağlanması da talep edilerek, "Zo-
runlu TasarrufFonu" başta olmak üzere, sos-
yal amaçlı fon uygulamalannın kaldınlması
istendi.
IRMIKI AYDIIV ENGİN
Siz farkında degilsiniz, ben
gene tüydüm. Ama bu ara-
rnızda kalsın. Gazete yöneti-
nii, benim "mesleki inceleme-
Igrde bulunmak üzere biryurt
köşesine gittiğimi" sanryor.
Nereye tüydüğüm, şu uzun
bayram tatilini fırsat bulup ne-
r^lerde sürttüğüm önemli de-
ğil. Ama doğa ile baş başa ka-
lııica, günübiriik siyasetin de,
sıyasal Islamın tırmanışı, se-
çim tarihi, seçimin çift turlu
olup olmaması gibi her gün
boğuştuğumuz ve yazılar
döktürüp sizleri de aynı bo-
ğuntunun içine çekmeye ça-
t)3İadığımız konulardan kop-
rriuşluk önemli.
Katılır mısınız, karşı mı çı-
karsınız bilemem, ama bal gi-
b bir "ruh yıkanması" yaşanı-
y^r ve bu pek keyıfli.
Her kaçamak tatilde oldu-
ûj gibi, gene bir günlük yazı
cPktürmek zorundasınız ama,
l^ndinizi ne kadar zorlarsanız
zı?rlayın, doğa, Türkiye'nin si-
yjsetle yoğrulmuş gündemini
Mızmız Bir Yazı
itiyor. Sakın oturup, dağdan
denize uçuşan kekik kokulan
arasında, bir dini bayramdan,
dinsel yanı hemen hemen ol-
mayan bir tatil üretenlerin, ne
kadar Müslüman ve neden
Müslüman ve nasıl Müslüman
oldukları üstüne fikir üretip,
yazı yazmaya filan kalkışma-
yın.
Üç beş tatsız paragraf kara-
ladıktan sonra bilgisayarın bi-
le kekik kokularına kendini
kaptırdığı gibi tuhaf duygular
sarıyor sizi. Düşünce toparla-
namıyor, yazı gereksinim duy-
duğu mantık zincirlerinden
kopuyor, sözcükleralıp başla-
nnı deniz kıyısına tüyüyor...
Kendinizi zorluyorsunuz.
Günlerdir kafanızı kurcalayıp
duran "birkültüryanlması"di-
ye adlandırdığınız konuya
dönmeye çabalıyorsunuz.
Kestikleri kurbanın, yoksul-
luk yüzünden kesemedilerse,
varsıllardan eve yollanan kur-
ban etinin kavurmasına taze
ekmek bandıktan sonra bü-
yüklerin ellerini öpmeye giden;
kurbanın derisini mahalledeki
Kuran kursuna, tarikat dergâ-
hına aktarmanın yollarını ara-
yan, olanaklan elverdiyse ço-
luk çocuğa bayramlık elbise-
ler diktiren, yani bir dini bay-
ramı, "bir dini bayram" gibi
kutlayanlann da, hafta sonunu
arifeye, bayram sonunu hafta
sonuna ekleyip çoluk çocuk
tatil beldelerine akan, evin de-
likanlı ve genç kızlarını disko-
ya yollayıp, kendileri rahat ve
hafıf tatil giysileriyle rakı sofra-
larının başına çökenlerin de
kendilerini "Müslüman" ola-
rak tanımlamalarını yorumla-
maya çabalıyorsunuz. Bunun
bir kültür yanlması anlamına
geldiğine değinen; Tanzimat-
tan bu yana süregelen "Batı-
lılaşma"n\n, günübiriik yaşam
biçimlerine kadar uzanan ay-
rıntılarda, toplumda derin kül-
tür yarılmalan yarattığına iliş-
kin ciddi bir yazı tamamlama-
ya çabalıyorsunuz.
Nafile...
Beton çöllerine dönüşmüş
hırçın ve hoyrat bir kent yaşa-
mının yaralannı, doğanın nasıl
da hünerle sardığını, bedeni-
nizde ve ruhunuzda duyum-
suyor ve şu zorunlu yazıyı bir
an önce tamamlayıp deniz kı-
yısında taş sektirmece oyna-
maya gitmek için sabırsızlanı-
yorsunuz.
Söylemeye utanmasanız,
neredeyse Nâzım Hikmet'in
"Bugün pazarl bu gün beni ilk
defa/ güneşe çıkardılar" dize-
lerini mırıldanacaksınız. Oysa
ne tutsaksınız, ne hücrede...
Ama kent yaşamının sizden
neler alıp götürdüğünü, bu, kı-
yıları öper gibi yalayan denizin
kıyısında bilince çıkanyorsu-
nuz. Işin kötüsü, mutluluk de-
ğil, bir tür "kendinize acıma"
duygusu kaplıyor içinizi.
• • •
Biliyorum, kimi okuyucu bu-
run kıvıracak, "Söylene söyle-
ne sakız olmuş düşünce kırın-
tılannı, ısıtıp yazı diye sürmüş
önümüze" diyecek.
Biliyorum, tatil dönüşü kar-
şılaşacağım kimi okuyucu- ar-
kadaşlanm, "Cumartesi yazı-
sını da amma şişirmişsin ha"
diye tatlı-sert fırçalarını esir-
gemeyecekler...
Ama gelin yumuşatın yüre-
ğinizi, bugün de, bütün ço-
cukluğunu, Ege doğasının
baştan çıkancı büyüsündege-
çirmiş, sonra kent vurgunu ye-
miş, kent yorgunu bir yoksul
gazetecinin mızmızlıklarını
okuyuverin...
O ise yarı köylü bir bakkal-
da bulduğu hafif tuzlu keçi
peyniri ve bir şişe, tadı buruk
kırmızı şarabın keyfini çıkar-
mak üzere bilgisayannı yavaş
yavaş kapatsın..
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Portreler...
Bu benim 'karikatür' üzerine yazdığım ilk yazı...
Semih Poroy da kitabının önsözünde şöyle di-
yor:
"Bu benim ilk kitabım!.."
Semih, usta bir çizer...
O yüreğinde insan sevgisiyle dolu bir insan!..
Semih övünmeyi hiç sevmez...
Kitabının sayfalarını karıştırırken tanıdık ve dost
yüzlerte karşılaşıyorum... Nâzım Hikmet'ten Ha-
likamas Balıkçısı'na; Aziz Nesin'den Onat Kut-
lar'a; Memet Fuat'tan Melih Cevdet Anday'a
dek nice sanatçı, yazar, şairle karşılaşıyorum...
Halikarnas Balıkçısı'nın gözlerinde bir sevgiyi,
ışığı görüyor, onu son yolculuğa uğurladığımız gü-
nü anımsıyorum...
Önde Halikarnas Balıkçısı'nın cenazesini taşı-
yan Buca Belediyesi'nin aracı, arkada benim kul-
landığım otomobildeki dostlar...
Azra Erhat, Füreya Koral ve Turgay Gö-
nenç...
Zaman akıp gidiyor...
Nedense Halikarnas Balıkçısı'yla ilk tanıştığı-
mız, onunla röportaj yaptığım yılı bir tüıiü anım-
sayamıyorum...
Yıl 1968 mi yoksa 1969 muydu?
Ama dört günlük dizi röportajım ölümünden
sonra yayımlanmıştı: 1973 Ekim sonları...
Kitabın sayfalarını çeviriyorum...
Tank Dursun'la belki Buca'da istasyonun he-
men yanıbaşındaki kahvede çay içiyorum, Buca-
Alsancak treninde tütün işçisi kızlarla konuşuyor,
'Hasangiller'\ okuyup okumadıklarını soruyorum;
llhan Berk'le bir gece Bodrum'da adamakıllı sar-
hoş oluyor, Demir'in 'Dinç Pansiyon'una kendi-
mi zoratıyorum...
• • •
Semih Poroy 'Portreler' kitabının önsözünde
diyor ki:
"Kendimi bir çizgi emekçisi sayıyorum. Yaptık-
lanm bana bu hakkı veriyor. O denli değişik işler
kalmış ki ardımda, bunların içinden bir tek port-
re çizimlerimin öne çıkarılması, ötekipek çok ça-
lışmama haksızlık anlamını yüklenebilir.
Portre karikatürü ya da salt portre diyelim, in-
sanlann o denli ilgisini çekerki lunaparklarda, pa-
nayıharda, sokaklarda en kalabalık insan öbeği
portre çizenlerin başında toplanır. Evet, düz an-
lamda portre çizımi bir lunapark eğlencelığidir.
Popülistçe öne çıkarılması bu yüzden beni şaşırt-
mıyor.
Bunlan söylüyorum da niye Karikatür Vakfı'nın
böyle bir kitap önerisini kabul ediyorum? Vakfın
ilk önerisi hümoristik karikatürierimden biralbüm
yapılması yönündeydi. Buriların toplanması, dü-
zenlenmesı, yenilerinin eklenmesi çok uzun bir
süreyi gerekli kılıyordu. Kısıtlı bir takvime sığma-
yacak bir çalışma olacağı için bırakıldı. Bu kez
portrelehn kitaplaşması önerisi geldi. Portre çiz-
mekten uzaklaşmak isterken, bir de onlan kitap
yapmak, portreyi yeniden gündeme çıkarmak ol-
maz mıydı?
Üstünkörü bırdökümde bile, ÛfieSlne çoğatdfk-
ları çıktı ki ortaya, bir araya toplanmaları artık bir
fizik zorunluluk gibi göründü bana. Hem böylece
birsüre için uzaklaşmayı düşündüğüm portre çi-
zimi ile simgesel bir el sıkışma da sayılabilirdi."
Yeniden sayfalannı çeviriyorum Semih'in kita-
bının...
Demirtaş Ceyhun, Ataol Behramoğlu, Aziz
Çalışlar ı görüyorum...
Aziz'le Bodrum'da Türkbükü'nden Gümüşlük'e
uzanıyor, Demirtaş'la 1979'da Izmir Fuan'nda Göl
Gazinosu'na gidişimizı anımsıyorum...
Ve bu arada Demirtaş'a soruyorum:
"O gece çok mu kızdırmıştık Aziz (Nesin) Ağa-
bey'i?"
Sonra Necati Cumalı'yla Urla Iskelesi'ne iniyo-
rum, mavi denizin dalgalarıyla avunuyor, yıldızlı bir
gecede sabaha dek dolaşıyorum...
Attilâ llhan'la 08.30 Karşıyaka-Alsancak va-
puruna bıniyor, Muzaffer Izgü'yle Kordon'da çay
içiyorum...
• • •
Nahit Ulvi Akgün, Asım Bezirci, Metin Altı-
ok, Bedrettin Cömert, Behçet Aysan, Hasan
Hüseyin Korkmazgil ve Yusuf Atılgan...
Spil Dağı'nın eteklerine yaslanmış o yeşil ken-
tin parklarına gidiyor, 1960'ların delikanlılık düş-
lerini yakalamaya çalışıyorum Yusuf Ağabey'le
birlikte...
Şükran Kurdakul'la 1978 yılında Sofya'daki
karlı gecede Fahri Erdinç'in evinden dönüşümü-
zü, Kahramanmaraş katlıamını anımsıyorum. Se-
mih Balcıoğlu ve Turtıan Selçuk'la 'bol rakılı'
günlerin üzerindeki lacivert atlası kaldınyorum...
lyonya kendi halinde sessiz ve sakin...
Semih Poroy bir düşten öteki düşlere götürdü
beni...
Meraklısı için Portreler kitabının adresini veriyo-
rum: Karikatür Vakfı Yayınlan, Sezenler Sok. 9/11
Sıhhiye/ANKARA
E. Posta: Hikmet.Cetinkayata raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Ç A G D A S Y A Y I N L A R
ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR
2 BASI
300 000 TL
KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT
KAMPIARI
4. BASI
55O00CTL
SANCILIYILLAR KU$ATIIMI$
S0KAK1AR
4. BASI
350 000 Tl
KUZU POSTUNDA KURT
2. BASI
6CC0OC--
ZAMBAKSANADABULAfTIKAN
2. BASI
6O0O00T1
DİN BARONUNUN KAZLARI
2. BASI
6O0 000TL
Â$IK KADINLAR SOKAĞI
2. BASI
800 000 TL
JERİAT PAZARI
600000TL
SEVDANIN ADRESİ BELLİ OEĞİL
Cağ Pazartama A.Ş. Turkocağı Caddesı No:39/41
(34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (0212) 514 01 96