Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 1998 CUMARTESİ
Basın
Konseyi'nden
kınama
• tstanbul Haber Servisi -
Basın Konseyı Genel
Sekreteri Nilüfer Yalçın, atv
muhabiri Selçuk Manav'ın.
hiçbir neden yokken polis
saldınsına uğradıfını
belirterek, "Basın Konseyi,
polisin bu alenı kaba kuvvet
gösterisini 'ikinci bir
Göktepe cinayetinin son
örneği' olarak
tanımlamakta ve şiddetle
kınamaktadır" dedi.
Atatürk'e
zîyaretçî akııu
• ANKARA(AA)-
Türkıye Cumhuriyeti'nin
kurucusu ulu önder
Mustafa Kemal Atatürk. her
zaman olduğu gibi
bayramda da unutulmadı ve
Anıtkabir bayram süresınce
ziyaretçi akınına uğradı.
Anıtkabır'e araçlanyla
ziyarete gelenler, Gençlik
Caddesi girişinde uzun
kuyruklar oluştururken,
parti parti içeriye alındılar.
Uzun süren soğuklann
ardından güneş altında
yürümeyi tercih edenler ıse
Anıtkabife yaya olarak
geldiler. Atatürk' ün
mozolesi önünde saygı
duruşunda bulunup dualar
okuyan zıyaretçılerin,
mozole önünde ve
Anıtkabir avlusunda bol bol
hatıra fotoğrafı çektirdikleri
gözlendı.
30 kîlo eroin
yakalandı
• tstanbul Haber Senisi -
Istanbul Emnıyet
Müdürlüğü Narkotik Şube
Müdürlüğü'ne bağlı ekipler.
Erenköy'de bir TIR
kamyonunda yaptıklan
aramada piyasa değen l
milyon mark olan 30
kilogram eroin yakaladı.
Olayla ılgilı olarak 4 kişı
gözaltına alındı. İstanbul
Narkotik Şube Müdürlüğü
ekiplennin Emınönü'nde
bir bekâr evme düzenlediğı
operasyonda da. 4"ü
Filistinli 7 kişı. 4.7 gram
eroin ve 7 adet 'Rohypnol'
hapı ile birlikte yakalandı.
Hac donıişu
İstanbul Haber Servisi -
Suudi Arabıstan'da hacı
olan 150 kişılik ilk Türk
kafilesi, THY'ye aıt
'Gelibolu' adlı uçakla
Türkiye'ye döndü. Hacılar.
Atatürk Havalımanı'nda
aıleleri tarafından
gözyaşlan ve alkışlarla
karşılandı.
Uir kez suç
işlemek yetmez1
• ANKARA (AA) -
Yargıtay tkıncı Hukuk
Dairesi. yerel mahkemenın
bir derneğin kapatılmasına
ilişkin verdiğı karann
temyiz istemini görüşürken.
Dernekler Kanunu'na göre
bir derneğin kapatılması
için suç sayılan eylemlerin
"kaynağı" haline
geldiginin. kesinleşen
mahkeme karanyla
belirlenmesi gerektiğine
işaret etti. Bir kez suç
işlemenin derneği
kapatmak için yeterli
olmadığı ifade edilen
kararda, yasada
"eylemler" sözcüğünün
kullanıldığı. bununla da
süreklilik \e yoğunluk
taşıyan olgudan söz edildiği
belırtildı. Yerel
mahkemenin kapatma
karan oybirliğiyle bozuldu.
Açık görüş
sırasında firar
• ORDU (AA) - Efırli
Cezaevi'nde öncekı akşam
yapılan sayımda 'gasp'
suçundan hapse mahkûm
Murat Yılmaz'm
cezaevinde bulunmadığı
anlaşıldı. Yapılan
araştırmada, mahkûmun,
Kurban Bayramı'nın ikinci
günü yapılan açık görüş
sırasında firar ettiği
saptandı. Yılmaz'ın 3 yıl
daha cezasının bulunduğu
belirtildi.
İmamı öldürdüler
• AĞRI (AA) -
Doğubeyazıt'ta Fatih Camii
imamı Yusuf Karaduman
sabah namazı için camiye
giderken kimliği henüz
belirlenemeyen kişilerce
önü kesildi. Karaduman
(44) el ve ayaklan bağlı
şekilde silahla öldürülmüş
olarak bulundu. Cinayetle
ilgili soruşturmanın
sürdüğü bildirildi.
HABERLER
Ö z g ü r l ü ğ ü A l m a n y a ' d a a r a y a n l a r ö z g ü r d e ğ i l
Sığınmacılann dmmıMETİN GÜR
KÖLN- Resmı venlere
göre işsiz sayısı beş milyo-
na yaklaşan Avrupa kıtası-
nın ortasındakı ve en çok sı-
nır komşusu olan Almanya
knzlerülkesi haline gelıyor.
"Refah toplumu" olarak ta-
nınan bu ülke artık sıkıntılı
topluma dönüşümün ıçinde.
Devlet destekli tekellerin
kârlan artarken. Almanya
genelinde her 1000 aileden
65'ı fakirlik sınırı sayılan
sosyal yardımla yaşıyor.
Yabancı kökenli insanlar
arasında bu tür yaşamın
pençesıne düşenlenn oranı
daha da yüksek. Her 1000
yabancı kökenli aileden
19O'ı sosyal yardımja çok
kısıtlı biryaşam sürdürüyor.
Buna karşın hükümetin, her
yıl silaha ve bölgesel savaş-
lara yönelik harcamaları
bütçenin önemli bir bölü-
münü alıp götürüyor. 60 ka-
lemlık federal bütçe ıçinde
saMinmaya ayrılan payın
büyüklüğü dördüncü sırada
yer alıyor. 452 milyar mark
tutanndakı 1996 yılı bütçe-
sinin 46 milyar 837 milyon
markı savunma giderleri
için harcanırken, Aile, Yaş-
lı ve Kadın Bakanlığı'na ıse
sadece 13 milyar 307 mil-
yon mark veriliyor. Savun-
ma bütçesinin yüzde l l ' i
NATO'ya gidiyor.
Almanya'da
7 milyon yabancı
Almanya. giderek büyü-
yen bir başka sorunla karşı
karşıya. Daha çok Üçüncü
Dünva ülkeleri olarak ad-
landınlan ülkelerden eko-
nomik ve politik nedenler-
den A\ rupa'ya, yasal ve ya-
sal olmayan yollardan akan
insan seli Almanya'yı sı-
kıştınyor. Son verilere gö-
re 7 milyondan fazla yaban-
cının yaşadığı (kaçak yaşa-
yanlar bu sayının dışında)
Almanya'da sığınmacılar,
Bonn'la insan haklan ba-
zı'nda hesaplaşmak ıçih,
toplumda ses getiren kıpır-
danmalannı sürdürüyorlar.
u
Hiçkimse illegal degildir'
girişiminin seslendirdığı
direniş. sorunun azgeliş-
mişle çok gelışmiş ülkeler
arasında varolan dengesiz-
liğin bir ürünü olduğunun
ve bu nedenle evrensel ka-
raktertaşıdığının. dünyanın
küçüldüğünün, her ülkenin
bu dramatik göçe derece
derece destek verdığınin
görülmesi bakımından
önem taşıyor.
Maraşlı Hüseyin 60 ya-
şında. Üniversite öğrencisı
22 yaşındaki oğlu. Maraş
yakınlannda arkadaşlanyla piknik yapar-
İcen "terörist" deyıp olduklan yerde öldü-
rülmüşler. Sorgusuz ınfaz olduğunu söy-
leyen Hüseyin, "Çocukların üzerinden
değil silah, bir çakı bile çıkmadı" dıyor.
Hüseyin duygulandı. Kilisenın parka ba-
kan penceresine doğru başını çevirdi. Ma-
raş'ı. köyünü görür gıbiydi!.. Bir şeyler
mınldanıyordu. Kulak verdım, "Tanıdık-
larbana'Kiliseyegirdiğinızağınnıza gi-
diyor rnu°' diyorlar. Hiç gıtmiyor. Burası
gecici. Ölüm değil ki!_ Beni en çok yakan
ciğer acısıL" diyordu.
1995'teeşi ve 16 yaşındaki kızıyla bir-
likte Almanya'ya sığınmış Derdini. yar-
gıcın anlayacağı şekilde anlatamamış. Sı-
ğınma başvurulan reddedilmiş. Tutuna-
cak bir dallan kalmayınca polise yaka-
lanmamak için Köln'de bir Protestan ki-
lisesine sığınmışlar. Oğlunun acısıylaya-
• Ekonomik ve politik nedenlerden Avrupa'ya, yasal ve yasal olmayan
yollardan akan insan seli Almanya'yı sıkıştınyor. Son verilere göre 7
milyondan fazla yabancının yaşadığı (kaçak yaşayanlar bu sayının dışında)
Almanya'da sığınmacılar, Bonn'la insan haklan bazında hesaplaşmak için
toplumda ses getiren kıpırdanmalannı sürdürüyorlar.
Kilise
koruması
altındalar
Özeilikle üçüncü dünya
ülkelerinden ekonomik
ve politik nedenlerle
Almanya'ya göç eden
sığınmacılardan bir
grup kendilerine
mis>onerler gibi kucak
açan papazlaıia
kaldıklan kilisede
(üstte). Alman
kiliselerinin sığjnmalar
sorumlusu Martin
Rapp'la söyleşimiz
birçok sorunu su yüzüne
çıkardı. (Sağda)
nan baba diyor kr. "Almanya'ya ilkgeldi-
ğimiz zaman sığınma dilekçemizi verdiği-
mizde yetkiüler, 'Bulunduğunuz yerden
30 kilometreden fazla uzağa gidemezsi-
niz' demişlerdi. Şimdi kilisenin eşiğinden
dışan adım atamıvoruz. Bir de demokra-
sinin beşiği diyorlar. Çok üzülüyonım.
Gerçek > uvamızı dağıtük geklik. Burada,
hele bu yaştan sonra etin memleketi bana
yuva olur mu?_" Maraşlı Hüseyin dertli
mi dertli!.. Haftalardır banyo yûzü görme-
miş. Çökmüş; saç sakal birbirine kanş-
mış, gözler uykusuz!.. Kilisede 20 Türki-
ye kökenli sığınmacıyla birlikteler. Ge-
celeri, kadınlar kilisenin çocuk yuvası bö-
lümünde, erkekler de kilisenin içinde ya-
tıyorlar, yardım kurumlannın tedarik et-
tikleri şiltelerde.
"Kiliseye sığutdığunızın ilk günü 10 ki-
şi üç döşekte yatük. Çocuklar perişan ol-
du. Hep ağhyorum. Bir işkence de burada
göriiyomz. Bizim ne günahımız \-ar Id bu
kadar çekiyoruz?" dıvor sığınmacı ba-
yanlardan biri. Soze eşı Te\fik gıriyor:
"Tek geri yoUamasınlar, biz böyle vatma-
ya da ranyız!" Neden Türkiye'ye gitmek
ıstemediklerini de şu tek kelime ile dile
getiriyorlar: "Korkuyoruz!"
Raziye ve Mustafa Kaya. Tunceü'nin
Malazgırt ilçesinden. Mustafa 37 yaşın-
da, Raziye 35'ınde. Uç çocuklan var. En
küçüklen Mazlum dört yaşında. Bundan
yedi yıl önce şebeke eliyle Almanya'ya
kaçak girmişler. Bunun karşılığı olarak
şebekeye verdikleri toplam para 6 bin 500
markı bulmuş. Mustafa, beş kardeşının
de Almanya'da sığınmacı olduğunu söy-
lüyor Kılıseye sığındıklan güne kadar
Bonn vakınlannda bir kasabada >edı yıl
bir sığınmacı yurdunda > aşamışlar. Mus-
tafa, "Tek odada kalıyor-
duk Tuvaleti yoktu. Odada
hamam böcekleri, fareler
cirit atıyordu. Bir gün çocu-
ğun kulağını ısırmışlardı!
Ben Türkiye'de bile bu ka-
dar çekmedim. Türkiye'de
bir defa ölüyorsun, burada
yüz defa ölüyorsun!.. Yine
de burada kalmayı istiyo-
ruz. Çünkü Türkiye'de ger-
çek bir kirli savaş var. Savaş
biterse, ben evimin önünde-
ki taşı Almanya'nın tümüne
değişmem'" diyor. Raziye,
eşinı destekleyerek, psiko-
lojik sıkıntı geçırdiğini be-
lirtiyor ve şu ılginç sözlen
ediyor: "Alman devletinin
sayesinde çocuklanm polis
korkusuyla, Türkiye'ye sü-
rülme korkusuyla yaşıyor-
lar. Kendi ülkemizde gizli,
kaçak, sürgün yaşadık. Av-
rupa'va geklik A> nını fazla-
sıvla Almanya'da görüyo-
ruz. Mahkeme sığınma iste-
mimizi reddedince avnkata
başvurduk. O da 'Evden
kaçın!' diyor. Kış günü üç
çocukla nereye kaçalım.
Mazlum bu sıkıntılı yaşam
içinde Alman>a'da doğdu.
ÇocukyuvasınagJdiyordu."
Raziye. Türkiye'dekı yakın-
lannın özlemi içinde. Özle-
me uyarlı hale getirdiği bir
türkünün dörtlüğü ile bunu
şöyle dile getinyor:
Almanya yolları bükulür
gider
Sırma saçlar bele
dökülür gider
Anneme babama hasret
kaldun
Akar gözlerimden yaşım
süzülüp gider.
22 bin mark rüsvet
Salman Mıdık 1969. Pa-
zarcık dogumlu. İncirli Pı-
nar Köyü'nden olduğunu
söylüyor. 12 hanelik köy
1993'te tamamen boşaltıl-
mış. Salman, "1990'a ka-
dar köyümüzde normal ko-
şullar altında yaşadım.
Bundan sonra huzurumuz
kaçtı. Teyzemin kocasuu ve
oğlunu, teröristleri banndı-
rıyorlar gerekçesiyle timler
öldürdü. Amcam 60 yaşın-
da\dı. Bizi korucu olmaya
zorladılar, kabul etmedik"
diyor. İstanbul'da oturan
akrabalannın bulduğu bir
şebekeye teslım olan Sal-
man 6 bin mark karşılığı
1994'te Türkiye'den çıkan-
l\yor. İlk. kez uçağa binen
Salman yolculuk öyküsünü
şöyle anlatıyor:. "Kork-
tum, üzerimde beni tanıtan
yazılı ne varsa hepsi sahtey-
di. Bacaklanm titriyordu.
Kemeri bağlamasını bece-
remedim. Her an bir şey
olabitecekmiş gibi hissedıyordum kendi-
mi. Şebeke ile beni Köln Havaalam'na ka-
dar götürmeleri üzerine anlaşmıştık Ge-
risine karışmnoriardı. Şebekenin bir ada-
mı benimle birlikte gekli. Köln Ha\ aala-
nı'na iıtip gümriikten geçtikten sonra pa-
saportu. bileti ve benim için yaptıklan
kimliği aklı. Havaalarunın çıkışuıda beni
akrabalarun karşıladı." Salman, Alman-
ya'ya ayak bastıktan üç gün sonra sığın-
ma başvurusunda bulunuyor.
Köln'ün tam ortasından geçen Rhein
Nehri'nin kıyısmda, sığınmacılan topla-
ma kampı olarak kullanılan eski bir gemı-
ye götürülen Salman'ın burada ifadesi alı-
nıyor ve gereklı ışlemler bitinceye kadar
iki hafta tutulduktan sonra dağıtıma tabi
oluyor
SÜRECEK
$FI%NOKTASI/ORXL ÇALIŞLAR e-maıl: oral.calı[email protected]
BODRUM - Bodrum'un
tepelerini süsleyen yel değir-
menleri, yeşillikler arasında
tarihedireniyortar. Gümbet'le
Bodrum arasındaki tepede
yer alan değirmenlerin dün
yakınlarına kadar gittim. De-
ğirmenterin ağlardan örül-
müş kanatları yan yatmıştı.
Bodrum, onlara sahip çık-
mazsa birer birer yok olacak-
lar ve yerlerine çirkin binalar
dikilecek. Bu değirmenlerin
kanatlarını yeniden ayağa
kaldırıp, nazlı nazlı salınma-
larını sağlamak o kadar zor
mu acaba diye düşünüp du-
ruyorum...
Mesut Yılmaz ve eşi Ber-
na Yılmaz, günlerdir Bod-
rum'dalar. Bu değirmenler,
Gümbet'teki evlerinin tam
karşısında. Mesut Yılmaz ve
eşi geldikleri günden bu ya-
na Bodrum ve çevresini do-
laşıyorlar. İlk gün Oasis adlı
eğlence ve alışveriş merkezi-
nin açılışına katıldılar. Başba-
kan bayram namazına gitti,
Bodrum'un Yel Değirmenleri
kurban kesti. Bayramın ilk
gecesi ise. Bodrum'un tar-
tışmalı yapısı Halikarnas Dis-
co'da ailecek Ibrahim Tatlı-
ses'i izlediler.
Berna ve Mesut Yılma
7
.,
seçkin okullarda eğitim gör-
müş, çağdaş olanaklardan
yararlanarak yetişmiş bir çift.
Günlerdir Bodrum'da onların
gezilerini izliyorum, nasıl bir
mesaj vermeye çalıştıklarını
çözmeye çalışıyorum. Ibra-
him Tatlıses, kitleleri etkile-
yen bir halk müziği sanatçı-
sı. Ortalama kültüre hitap
ediyor.
Yılmaz çifti, Tatlıses'i izle-
dikten sonra bir başka gece
Gümüşlük'te "Eklisia "daki
(Eski Kilise) modern cazın
güzel örneklerinden birisini
veren Acid Trippin'i izleye-
mez miydi? Oasis'teki tiyat-
ro oyunlanndan birisinin ko-
nuğu olamaz mıydı?
Bundan 60-70 yıl önce,
genç kızlarla balolarda dans
eden Cumhuriyet'in kurucu-
su Mustafa Kemal günü-
müz Bodrum'una gelse kim-
bilir nerelere giderdi? Mesut
ve Berna Yılmaz, cumhuriyet
kuşağının çocuklan, çağdaş-
lığın nimetlerinden yararlan-
mış insanlar. Eklisia'daki
konserler sona erdi, ama he-
men evlerinin karşısındakı
yel değirmenleri duruyor. Bir
ziyaret de bu değirmenlere
yapmayı düşünmediler mi
acaba?.
•••
"Irtica ile mücadele" bir
asayiş sorunu değil, biranla-
yış sorunu. Modern ve çağ-
daş bir anlayışla olaylara
yaklaşmadıkça, daha çok
"mürteci" edebiyatı dinle-
meye devam ederiz. Izmir'in
"dini bütün" Belediye Baş-
kanı Burhan Özfatura. niha-
yet muradına eriyor. Izmir'i
Paris yapacakmış. Nasıl ya-
pacağını mı merak ediyorsu-
nuz: Kordonboyu'nu toprak-
la dolduracak ve oradan çe-
şitli yollar geçirecek. Cum-
huriyet Meydanı'nı büyüte-
cek. Güzelim Pasapprt Bina-
sı'nın üzerine ise köprü ya-
parak, yeni ve felaket bir Iz-
mir manzarası ortaya çıkara-
cak.
Bütün bu atılımları da ken-
disine Kültür Bakanlıöı sağ-
lıyor. Kültür Bakanlığı, lzmir 1
No'lu Kültür veTabiat Varlık-
larını Koruma Kurulu'nun
Cumhuriyet Alanı'na dolgu
yapılamayacağı yönünde
verdiği karan iptal etmiş.
Bayramın ortasında bu karar
nasıl alındı? Bu işte kimlerin
parmağı var, doğrusu merak
uyandırıcı? Cumhurbaşkanı
Demirel'in bu karann alın-
masında rolü olduğu da söy-
lenenler arasında.
Burhan özfatura, \zm\f\ bu
dolguyla Paris'e çevirecek-
miş. Alın size bir bayram eğ-
lencesi. Bir hafta önce Pa-
ris'i görmesem ve Parisli
dostlarımdan, yüz yıldır su-
riçi Paris'e neredeyse bir çi-
vi çakılmasının bile ortalığı
ayağa kaldırdığını dinleme-
sem, sesimi çıkarmayaca-
ğım. özfatura, Izmir'i bu ka-
fayla benzetse benzetse ge-
cekondu mahallesine ben-
zetir. Dört senedir, Izmir'i
benzeteceği kadar zaten
benzetmiş. Şimdi güzelim
Kordon'u yok edip, iyıce
benzetmeye hazırlanıyor.
Benim sözüm ona değil,
Istemihan Talay'a, Ahmet
Priştina'ya- Ne akla hizmet,
çok değerli bilim insanlarının
kılı kırk yararak aldığı karar-
ları iptal edip, özfatura'nın
dediğini yapıyorlar? Hangi
çıkar hesabı onları böyle bir
karara zorluyor? Cevaplarını
merakla bekliyorum.
CUMARTESt
\AZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Özal'a Anıtmezar
"8. Cumhurbaşkanı" Turgut Özal için Topka-
pı'dayaptınlan "anıtmezar"\n Özal'ın ölüm yıldö-
nümü 17 Nisan'a yetiştırilme çabaları hızla sür-
mekteymiş... Bir kimseye anıtmezar neden yap-
tınlır, buna kim karar verir? "8. Cumhurbaşkanı"
Özal kendisıne (üstelik yasal mezaralanlan dışın-
da) anıtmezar yaptırılmasını neye göre, kimin ka-
ranyla hak etmiştır? Türkiye'de bugüne kadar
hangi "devlet büyükleri"r\e, nerelerde anıtmezar
yaptınlmıştır? Bu anıtmezaıiann yapım masrafla-
nnı kimler, hangi kurumlar, hangi yasalara, hangi
kararlara göre karşılıyor? Her isteyen, herhangi
bir kimse için (yasal mezar alanlarının içinde ya
da dışında) anıtmezar yaptırabilir mi? Bu sorula-
nn yanıtlannı benim gibi sanırım birçok kişi de me-
rak etmekte, yetkili ağızlardan yanıt beklemekte-
dir.
• • •
Ülkemizde kendilerine anıtmezar yaptırılan ya-
zar, sanatçı, bilim ınsanlarımızın sayısı kaç tane-
dir? Bunlardan mezarlannın yeri bilinmeyen, son-
radan kaybolanlar kımlerdir? Sözgelimi, Tanzi-
mat edebiyattnın, bu anlamda ulusal edebiyatı-
mızın öncülerinden Namık Kemal'in mezarının
Çanakkale-Geliboluyolu üzerinde, Bolayır'da ol-
duğunu biliyoruz. Fakat bu edebiyatın öteki ön-
cülerinden Şinasi nın mezannın kaybolduğunu
bir yerde okumuştum. Modern hikâyeciliğimizin
kurucusu Ömer Seyfettin'in mezan nerededir, ne
durumdadır? Çağdaş edebiyatımızın, sanatımı-
zın, bilimimizin öncüleri, kurucuları, yaratıcıları,
nerelere gömülüdür, mezarlan ne durumdadır?
Tek tek adlar sayarak soruları bu yazının sonuna
kadar uzatabiliriz. Bunlarda, sanıyorum ki, sorul-
ması, yanıtlanması, üzerlerinde düşünülmesi ge-
reren sorulardır...
• • •
Önceki gün kardeşinın anıtmezar inşaatını zi-
yaret eden DP Başkanı Korkut Özal, mezan Ey-
fel Kulesi'ne benzetmiş. Korkut özal'a göre "Gö-
ğe yükselen şeyler bızlm ınancımızda yer almı-
yor. Anısına bunun yerlne bir okul yapılsa, rah-
metlinin hatırası daha iyı yaşatılır..." Turgut Özal
kimi konuşmalannı "Benim için dua edin"\ çağ-
nştıran bir cümleyle bıtirirdi... Bu cümleyi şimdi
tam olarak anımsamıyorum, fakat duyduğumda
"pray for me"den çevrildiğini düşünmüştüm...
Özal'ın konuşmalarından önce Türkçe'de, Islami
söylemde böyle bir cümle kalıbına rastlamamış-
tım. Türkiye'yi "küçük Amerika" yapmada ken-
dinden öncekilenn hayal edemeyeceği kadar
yol alan, bu arada Islam retoriğine fngilizce tatlar
kazandıran Özal'ın anıtmezarının Eyfel Kulesi'ne
benzemesını de belkı yadırgamamak gerekiyor...
• • •
Turgut özal'ın ölüm tarihi olan 17 Nisan, Köy
Enstitülerinin 1940 yılındaki kuruluş yasasının da
tanjııdir. BugQn bu kuruluş tarihi de ne yazık ki da-
ria çok bir qlüm yıldönümünü anımsatıyor. Çün-
kü bilindiği gibi Köy Enstitüleri, Cumhuriyet dö-
nemi eğitim tarihimizin bu en büyük, en özgün ka-
zanımı, kunjluşlarının üzerinden on yıl geçme-
den, Özalcı zihniyetin öncülerince yok edilmiş,
yerlerine ımam-hatip okulları açılmıştı. özal'ın
Özalcılığın temellerı de böylece atılmış oluyordu.
1950'lerden bugünlere yaşanan süreç (6O'lı yıl-
lardaki bir dönem dışında) Cumhuriyet ıdeatleri-
nin Özalcılık ilkeleriyle yer değiştirmesinin, Özal
gibilerin ve özalcılığın karşrt "anıtmezar"\ar\a taç-
landırılmalannın da tarihidir...
• • •
Turgut Özal'a Eyfel Kulesi'ne benzeyen bir anıt-
mezar yaptınlmaktayken çağdaş şiirimizin büyük
kurucusu Nâzım Hikmet'in Moskova'da, sinema-
mızın büyük ustası Yılmaz Güney'in Paris'te,
halk bilimimizin en büyük adı Pertev Naili Bora-
tav'ın yine Paris'te birer mezarda yattıklarını; gü-
nümüzdeki "fe///meçAJu/"lerinbenzeri bir cinayet-
le elli yıl önce yok edilen büyük yazarımız Saba-
hattin Ali'nın ıse, değil bir anıtmezara sahip ol-
mak, polis tarafından gömüldüğü yenn bile belli
olmadığını anımsamamak elde değil...
çme suyu boruları patladı
Eminönü'nde belediyeye ait araçlann asfalıçalışBiala-
rı yaptığı sırada, ince tabakayla üstleri kap;tılmıs olan
içme suyu borulannı patlatmasıyla ilginç jörünrüler
ortaya çıktı. Üstgeçidin hemen \anında patayan boru-
lardan çevreye ya\ılan sular, binalan basrasa da g ö -
revlilere zor anlar yaşattı. Dozer operatöri. bondaruı
ince bir asfalt tabakasnla örtülmüş olabilceğin: tata-
min edemediğini, kepçe>i vurduğu anda sı«nn fişkır--
dığını söyledL (Fotoğraf: ÖZKAN GÜVE7>)
insan kaynaklanna temelden yatırınr \ / | V V l i
Türkıye Gazelecıler Cefnıyetı'nın yaptırmakta old4u
İLKÖĞRETİM OKULU'NA
SİZ DE KATKIDA BULUNUN
BAĞIŞURINIZI İstanbul ll Ozel Idaresı'nın Zıraat Bankas Cağalcğlu
Şubesı'ndekı 30402/2776 numalan hesabına yapat'fsinız.
Türkıye Gazetecılef Cemıyetı Tel 0213 513 83 3