Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 NİSAN 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
13
CHP'nin yeni Istanbul II Başkanı Etem Cankurtaran hedeflerini anlattı
6
Dısa dönük mücadele'AYŞE YILDIR1M
CHP'nin yeni îstanbul ll Başka-
nı Etem Cankurtaran. parti içi tar-
tışmalan bir kenara bırakacaklan-
nı söyledi. Kongreden kalma ufak
tefek gönül rahatsızlıklannı gide-
receklerini belirten Cankurtaran.
emek-sermaye çelişkisini ilişkiye
dönüştürecek bir model önerme-
yi amaçladıklannı bildirdi.
Genel merkeze karşı parti içi
muhalefetın bir araya geldiği "par-
ti içi demokrasi hareketi"nin ada-
yı olarak ortaya çıkan ve il kong-
resini kazanan Etem Cankurtaran.
oldukça tartışmalı geçen kongre
sürecini değerlendirirken hedef-
lerini ve projelerini anlattı.
- Genel merkeze karşı 'parti
içi demokrasi hareketf olarak or-
taya çıktınız. Muhaleferin bir-
leştiği nokta neydi? Nasü bir de-
mokrasi eksikliği yaşanıyordu
partide?
-12 EylüTden sonra Türkiye'de
siyaset yerli yerine oturmadı. He-
pimizbiliyoruz kiyeni gelenekler
oluştu siyasette. Özellikle siyasi
partilerde yönetim ve lider ege-
menliği tümüyle uygulanır hale
geldi. Milli iradenin temsilcisi olan
TBMM'nin halk iradesini tam an-
lamıyla yansıtmadığı gerçeği bü-
tün halk tarafindan söylenmekte.
Biz bu eksikliği parti olarak tabii
ki görüyoruz. Bu eksikliği gider-
mek isteriz partimizde. Bizim par-
timiz zaten bu eksikliği yaşayan bir
parti değildi geçmişte. Benim de
milletvekili olduğum 1987'debü-
tün üyelerin katıldığı ön seçim ya-
pıldı. Daha sonra genişletilmiş de-
legelerle 1991 >ılında ön seçim
yaptık, 1995 yılında hiçbir parti
ön seçim yapmadı, yine CHP 20
ile yakın yerde ön seçim yaptı. Ön
seçimin parti içi demokrasinin ol-
mazsa olmaz koşulu olduğunu bi-
liyoruz. Yalnızca bu değil, üyelik
hakkı, üyelik hukuku mutlaka ko-
runmalıdır ilkesınden hareket ede-
rek kesin hukuk üstünlüğünün par-
tide egemen kılınması gerektiği
konusu tartışıldı. konuşuldu. Bü-
tün bunlan birleştirdiğinizde par-
ti içi demokrasinin siyasetin ol-
mazsa olmaz koşulu olarak kabul
edilmesi gerektiği ve yaşamın her
alanında demokrasi talep eden bir
yaklaşımın öne geçmesi gerektiği
bütün parti tabanımızca kabul gör-
dü. Buna bir muhalefet kabulü fa-
lan demek de doğru değil. Biz hal-
kımızın, parti üyelerimizin ve ör-
gütümüzün taleplerini dile getirdik,
onlann taleplennın kesiştiği nok-
tada öne geçerek. onlann taleple-
rinin sözcülüğünü yaptık ve bu
kongreyi o temelde geçirdik.
- Örgütün taleplerini İstan-
bul'da mı uygulamaya başlaya-
caksınız, yoksa tiim Türkiye'yi
kapsaması için kurultaya mı gö-
türeceksiniz?
- Bu talepler mutlaka kurultay-
da partimizin içerisinde her kade-
mede tartışılacaktır. nitekim tartı-
şılıyor. Ama bunlar parti içinde
konuşulacak şeyler. Bunlar bu par-
tide yapılmayacak diye bir se> yok.
Sayın genel başkanımız onun da
ötesine geçerek siyasi partiler ya-
sasında yapılacak değışiklikle hal-
kın doğrudan doğnıya temsilcisi-
ni seçmesini isteyen bir üslup içe-
Etem Cankurtaran'a göre CHP iktidar olmaya her zaman-
kinden daha çok mecbur.
risinde bir model önerdi. Böyle
bir model Türkiye için çok gerek-
lidir. Biz partimizde sorunu çöz-
müş olsak bile öteki partilerde bu
sorun çözülmezse parlamentoda
yine ulusal irade tecelli etmeyecek
demektir. Bunun yasal gerek ha-
line getirilmesi halinde öteki par-
tiler de buna uymak zorunda ka-
lacaklanndan halk iradesi Mec-
lis'te tecelli edecektir.
- Cenel merkeze isteklerinizi
kabul ettiremezseniz de tüm üye-
lerle ön seçim yapacak mısınız?
- Tabii ki bunun kararını vere-
cek olan Istanbul il başkanlığı de-
ğil. Bunun karannı seçime gider-
ken parti meclisi verecektir. Ama
ben inanıyorum ki bizim kurulta-
yımtz parti içi demokrasinin işle-
tilmesinden yana olacaktır. Bu ka-
rarlanmızı kurultayimıza götüre-
ceğiz, kurultayımız bu doğrultuda
karar verecektir.
- İstanbul'daki ilk hedefiniz
nedir?
- Bir kere siyasi partiler iktidar
olmak için çalışırlar, seçim de on-
lar için esastır. Önümüzde bir er-
ken seçim olup olmayacağı tartı-
şılır. Ama yerel seçimler var önü-
müzde. Sosyal demokratlann ye-
niden kent yönetiminde mutlaka
söz sahibi olmalan gerekiyor. ls-
tanbul'da, Ankara'da. Türkiye'nin
önemli büyük illerinde şeriatçı akı-
mın önde gelen isimleri belediye
yönetimlerini ellerinde tutuyorlar.
Bunlann mutlaka buralardan sökül-
mesi gerekiyor. Eğer cumhuriye-
ti, laikliği ve demokrasiyi bu ülke-
de yaşamak istiyorsak ona karşı
olanlann, yönetim erkinde güç kul-
lanan noktalarda olmaması gere-
kiyor. Beldelerdea, ilçelerden ana-
kente kadar her kademede, sırfye-
rel seçimlere dönük örgütlenme-
mizi hemen en kısa zamanda ta-
mamlayıp çalışmalanmızı başlata-
cağız. Diyebilirim ki varoşlarda
girmediğimizevkalmayacak. Her
yere gideceğiz, her yerde konuşa-
cağız, herkesle tartışacağız.
Eskiden saydam ve katıhmcı
bir belediyeciliğe üretken bir be-
lediyecilik diyorduk, şimdi buna
eklememiz gereken birtakım un-
surlar olduğunu düşünüyorum. Ke-
sin kendi iç denetimi olan yeni bir
denetimli mekanizmayı gündeme
getirmemiz gerekiyor. Kişilerin
niyetine bağlı olmayan, otokontrol
sistemi kendi içinde oluşmuş bir
örgütlenme modelini geliştirme-
miz gerekiyor. Yani belediye baş-
kanı her istediğini yapacak durum-
da olmamahdır diye düşünüyo-
rum.
- CHP'nin emek eksenli bir
partiye dönüştürülmesinden de
bahsediyorsunuz. Bunun için ge-
liştirdiğiniz projeler var mı? Na-
sıi bir çalışma yapacaksınız?
- Biz DİSK'İe, Türk-tş'le, di-
ğer sendıkalarla. memur sendika-
lanyla, esnaf-sanatkâr örgütleriy-
le, tüketici örgütleriyle. çevre ör-
gütleriyle. kültür-sanat örgütlenme-
leriyle mutlaka kesin bir dille ifa-
de ediyorum ki tstanbul'da hep iç
içe olacağız. Ve üretim süreciyle
ılgili örgütlenme çalışmalanmız
onlarla birlikte yapılacaktır. Yeni
bir diyalog politikası önereceğiz,
o politikalan birlikte yapacağız.
Bizimle bu politikalan paylaşacak
sanayiciler, işadamlan da çıkacak
ortaya. Bizim hep yapmak istedi-
ğimiz sosyal demokrat hareket
emek-sermaye çelişkisini ilişkiye
dönüştürecek bir model önermek-
tir. Bu modeli önerebilecek ide-
olojik yeterlilik CHP'nin kadro-
lannda da vardır, il örgütünde de
vardır.
- Muhalefetin adayı olarak
kongreyi kazandınız ama 'Her-
kes bana aynı uzaklıkta, aynı ya-
kınhkta' dediniz. Genel merk'ez-
le ilişkileriniz nasıl gelişecek?
- Benim bu söylediğim tam da
partinin vicdanı. Bir parti böyle
olmalıdır. Partiyi yönetenler de
böyle olmalıdırlar. Ben olması ge-
rekenleri söylüyorum, olanlarüze-
rinde durmuyorum. Bunlan ko-
nuşmanın da parti için çok fayda-
lı olduğunu düşünmüyorum. Biz
herkese nasıl yaklaşıyorsak, her-
kesin de bize öyle yaklaşmasını
bekleriz. Benim partimin genel
başkanından genel sekreterine ka-
dar bütün yöneticileriyle biz aynı
şeyleri paylaşıyoruz. aynı şeyleri
paylaşmak ihtiyacındayız. Biz bir-
birimize sanbnazsak bizim dışımız-
dakilere nasıl sanlınz, onlan na-
sıl kucaklanz, onlan nasıl kendi içi-
mize taşıyabiliriz? CHP her za-
mankinden daha çok iktidarolma-
ya mecbur. Türkiye'nin CHP'ye ih-
tiyacı var. Biz bu ihtiyacı cevap-
lamak zorundayız. Kendi içimiz-
de eksiklik. aksaklık. noksanlık,
bunlan kendi içimizde tartışınz,
bunlan bir tarafa koyacağız. Ke-
sin dışa dönük bir mücadelenin
içinde olacağız. Mutlaka da o mü-
cadeleyi başaracağız. Başarmaya
mahkûmuz.
10 Nisan Laiklik Cunu
Çağdaş topluma
geçişin yıldönümü
• 10 Nisan I928'de, TBMM anayasa değişikliğiyle 'Devletin
dini lslam dinidir' ibaresi ile 'Şeri hükümler yerine getirilir'
(yani yeni çıkarılan yasalann şeriata uygun olup olmadığı
incelenir) ifadesi metinden çıkanlmış. 'Vallahi' şeklinde olan
yeminse 'Namusum üzerine söz veririm' şekline
dönüştürülmüştür. ' '
İstanbulHaberServisi- Çağ-
daş Yaşamı Destekleme Derneği
(ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr.
Türkân Saylan. tam 70 yıl önce
yapılan anayasa degişikligiyle
'Devletin dini İslamdır' ibaresi-
nin çıkanlmasının, Türkiye Cum-
huriyeti'nin bir ümmet toplulu-
ğundan çağdaş bir ulus toplumu-
na geçişinin en somut kanıtı oldu-
ğunu vurguladı.
Saylan, "Bu nedenle de karşı
devrimcilerin en çok saldırdık-
lan, yok etmeye, yıkmaya. de-
ğiştirmeye çalıştıkları, bunun
için kaynaklar yaratıp gizli ör-
gütlenmeye girdikieri açıktır"
dedı.
Türkân Saylan'LaiklikGünü'
ve söz konusu anayasal değişikli-
ğin 70. yıldönümü nedeniyle yö-
nelttiğimiz sorulan şöyle yanıtla-
dı:
-10 Nisan 1928"in. aydınlan-
ma hareketindeki yeri nedir?
- Laikliğin ilk temel taşı kuru-
luş döneminde Öğrenim Birliği
Yasası ve medreselerin kapatılma-
sı, Şer'iye ve Evkaf Bakanlığı'nın
kaldınhp yerine Diyanet tşleri Baş-
kanlığı'nın oluşturulması, hilafe-
tin kaldınlmasiyla konmuştur. Öğ-
renim birliği, dinsel ve misyoner-
lik okullanna son vermiş, ardmdan
zorunlu ilkokul ve karma eğitim-
le laiklik pekiştirilmiştir. Türk
ABC'sinin kabul edilmesiyle ka-
dın-erkek tüm ulusun okuma-yaz-
ma seferberliğine girmesi laik dü-
zenin köklenmesini sağlamış, tek-
ke ve zaviyelerin kapatıJmasıyla
halkın inançlannın kötüye kulla-
nılması engellenmiştir. Medeni
Kanun'la kadın ve erkek yasalar
önünde eşit konuma getirilmiştir.
Kadmlara seçme \e seçilme hak-
kının verilmesiyle ise laiklik hal-
kası tamamlanmıştır. Bu tarihi ka-
rar Türk aydınlanma devriminin en
önemli kilometre taşlarından biri-
dir ve adı konmasa da laik düzen
böylece anayasaya girmiştır.
- Söz konusu anayasa değişik-
liğinin laiklik adına getirdikle-
ri nedir?
- Bu karar artık devletin. insan-
lan inançlanna göre ayırmayan,
inanç baskısı ve sömürüsü yap-
mayan. yurttaşlann her birine eşit
uzaklıkta ya da yakmhkta bulu-
nan bir konum kazandığının kanı-
tıdır. Türkiye Cumhunyeti'nın çağ-
daş dünyanın bir üyesi olma yolu-
nu tutturduğunu göstermektedir.
- Türkiye'nin bugünkü koşul-
larında Laiklik Günü'nün öne-
mi nedir?
- Bugün de Türkiyemiz. kurtu-
luş ve kuruluş döneminde çıkar-
ları ve nüfuzları ellerinden alınan
sömürgelerin iç ve dış saldınsı al-
tındadır. lONisan 1998"de. 10Nİ-
san 1928'den tam 70 yıl sonra çağ-
daş Türkiye'nin başında bulunan
siyasetçiler. yakın geçmişin kur-
tuluş ve kuruluş tarihini bir kez
dahaokumalı, 'tarikat-cemaat-ti-
caret-siyaset' vıcık vıcıklığını.
gelecekte de anayasamızla belir-
lenmiş laiklik ilkesinden asla ge-
ri dönüş olmayacağını kavramalı-
dırlar.
Halk er ya da geç, inanç sömü-
rüsünden başka bir şey üreteme-
yen, kendi kişisel iktidarlan uğru-
na ulusun temel ilkelerinden ödün
vermeyi ve takıyyeler yapmayı
sürdürenleri cezalandıracaktır.
Milli Piyango çekildi
125 milyar dörde bölündü
125 MİLYAR LİRA: 087202
25 MİLYAR LİRA: 056829
10 MİLYAR LİRA: 247906
1 MİLYAR LİRA:
009946 120628 259389 291105
381520
500 MİLYON LİRA:
040399 047068 146132 199475
204281 275915 316911 340628
422240 469133
200 MİLYON LİRA:
005420 043125 049987 123395
148691 172189 174909 180335
190704 206531 217467 225153
287562 300777 310721 340541
357846 369423 369595 373088
376982 421054 445309 445550
456799 477017 477644 481768
481885 526062
100 MİLYON LİRA:
017935 019124 026736 053569
070422 090364 095286 102193
111076 155582 162045 167038
167729 180661 193103 205642
208539 217330 233125 243103
262378 263345 264378 272832
303338 324885 326992 327768
382121 393172 396190 397400
399815 418289 418818 421720
428602 430071 431160 435955
462645 473789 483054 493777
502569 502945 504060 513116
514059 514904 526975 528205
538086 538850 546932 549956
558381 563194 585496 599295
20 MİLYON LİRA (Son beş ra-
kamı):
03311 1098914339 17463 30124
31331 34740 38161 42368 47943
50520 60732 63084 64706 71343
75450 7611180673 88815 96730
10 MİLYON LİRA (Son dört ra-
kamı): 0687 2897 3281 3425 4279
4625 4857 5473 9028 9864
4 MİLYON LİRA (Son üç raka-
mı): 287 321 535 909 999
2 MİLYON LİRA (Son iki raka-
mı): 23 71 91 97
1 MİLYON LİRA (Son bir raka-
mı): 0 ve 9
HAYVANLAR ISMAÎL GVLGEÇ
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicaksiturk.net
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇÎ
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAS 10 Nisan
HALİL CİBRAN'IN ÖLUMU..
1931'pe BUGÜN, ÜMLÜ LÛBUAN AS(LL( AMERİKALI yx-
ZA£ ve ISESSAM HALfL ciee/iN +8 VAÇINOA ÖLMÜŞ-
7ZJ. 12 YAÇINDAYICBN AİLESİYLE LUBNAN'OAN ASO'hJB
SÖÇ £OeN CJBSAN, USE ÖĞHeuiMiN&EN SONRA YtNE
BEY/Sur'A &ÖMEMEK MA&UNİ K/USBSİ 'AJ£ BAĞLI EL Hİk-
MET M£OIZ£SESr 'NOE OtZUMU^TU. ASJ>INPAN , PAR.İS
SÜZEC £<4MArLA& AKAOBMİSİ'AJE 6İISMİÇ VE ÜMLÜ HEY-
K£t-Cf fSoDIN'İH ÖĞ&ENCİSİ OLMUÇTU.SOUIZAKİ y*ÇA-
Mf MEW YO&K"r7Q YOKSULLUK. VE HASmUKLAgLA 6£-
Ç£A/ CJBGAH, YAZOlĞf KİT7VLARLA KENDİNİ BAn DÜN-
YASfAJA KABUl ETT//tgM/f AZ SAYrOA OOSULU AR
OAN Bifgroi/Z• rAŞAM <A&Ş(S(NDA OOSU -BATI
TEZÎMt ı^ELSePf SÎÇ'MPE,LİG.rK BrG Dt
MtŞ, RESİMt-ERiMPE PE ÇSAĞDA") MLLIAM Bt-AKE '/'
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Bayram
Gidebilseydim Bergama'da olurdum bu bayram
sabahı. Dokuz yıllık bir savaşın sona ermesini
kutlardım köylülerle. Bu savaşa katılan, elveren,
soluk veren herkesi kucaklardım.
Destansı bir savaş gerçekten. Öncüleri var, art-
çıları var; sonra, engelleyenleri... Hiçbiri yaban-
cımız değil. Giderek daha iyi tanıyoruz birbirimi-
zi. Bu ülkenin gerçek sahibi kim, doğasını kim ko-
ruyor. Kozak Yaylası'nı, dalga dalga yeşil çamla-
n, pamuktarlalarını, fıstık kıranları, halı dokuyan-
ları, arıları, kuşları kim koruyor siyanürden? Kim
duyarsız kalabiliyor sonuna kadar, kimlerin çıka-
nna sahne oluyor topraklarımız? Aynı partinin ça-
tısı altında iki bakan nasıl ters düşüyor birbirine.
Biri Orman Bakanı, duyarlığını politikasına da
yansıtıyor. öteki Çevre Bakanı, siyanürlü altın ko-
nusuna soğuk bakıyor, nedense mahkeme kara-
rını uygulamakta gecikiyor. Yılmaz hükümetinin
kesin bir politikası yok çünkü. Doğamız da, insa-
nımız da iyi korunamıyor, belli çıkarlar doğrultu-
sunda inanılmaz hovardalık var! Her gün bir ye-
nisi geliyor gündeme. Orman evleri de duyarsız-
lığın yeni bir örneği değil mi?
Örnekler çok, ama ağaç dikenler, çıplak tepe-
leri yeşertmek, toprak kaymasını önlemek için
çaba gösterenler de var. Belki duydunuz, Anka-
ra-istanbul arasındaki TEM yolunu da ağaçlan-
dıımayı amaçlıyor belli örgütler. Görmeyebiliriz,
ama düşlemek de güzel. Gelecek yıllarda yeşil yol-
culuklar yapacak çocuklarımız. Sevgi her şeyi
yeşertir bence. Her dalda, her konuda örgütle-
nerektepkimizi, sesimizi, gücümüzü, birlikteliği-
mizi kanıtlayabilir; sorunları, duvarları aşabiliriz.
Çok değil, ama güzel örnekler var çevremizde.
Yeni örgütler de oluşabilir. Tarihimizi, coğrafyamı-
zı, kültür varlıklarımızı korumak için olumlu çaba-
lar gösterebilir, karanlığa gömülen kişileri, kurum-
ları ışığa çıkarabilihz. Önce bir damla, sonra bir
damla daha, derken bir ışık yağmuru başlayabi-
lir, ışıktan bir göl oluşabilir. Okuduktan sonra ra-
fa kaldırdığımız bir kitap, kitapseverliğine karşın
kitap alamayan bir kişiye, bir öğrenciye ya da bir
tutukluya ulaşabilir.
Tutuklu bir okurumla kitaplar aracılığıyla oluşan
dostluğumuz var. Kuşlardan söz eden bir yazım
nedeniyle boncuk kuşlar yolladı bana. Kapıma as-
tım, neredeyse konuşuyoruz, mahpushane şar-
kıları söylüyor bana. Hüzünle dinliyorum. Bir mer-
habadan, birkaç satırdan ya da birkaç kitap yol-
lamaktan başka bir şey yapamamanın üzüntüsü-
nü duyuyorum. Başbakan Yılmaz'ı ya da Adalet
Bakanı Sungurtu'yu dinlerken düşündüm. Dev-
letin gücü yetmiyor, çağdaş cezaevleri yapılamı-
yor, tutuklular çok güç koşullara terk ediliyor, ama
hiçbir şey yapılamaz mı acaba? Her şey için pa-
ra gerekmiyor. Biraz sevgi, biraz ilgi, dostça bir
yaklaşımla küskünlüğü aşabilir insanlar, soğuk-
luğu ısıtabilir ya da aydınlığa bir yol açabilir.
En güzel armağanı tutuklu bir okurumdan al-
dım bu bayram.
"Yazılannızdan anladığım kadar ayaklarınızda
bir sorun var. Ağrılar için Çinli sporculann uygu-
ladığı biryöntemi yazıyorum size. Asfaltyapımın-
da kullanılan zift (katran) dayanılır sıcaklıkta kay-
natıldıktan sonra bez içine konularak ağnyan böl-
gelere sanlıyor, düşene dek orada kalıyor. Benim
deneme şansım olmadı, ama sporla uğraşan bir
hükümlü arkadaştan öğrendim. Ağnlannızın bir an
önce geçmesini diliyorum."
Içerdekiler böyle sesleniyor dışardakilere! Pe-
ki, dışardakiler?..
Içerde ya da dışarda tüm güzellikler sevgiyle olu-
şuyor bence.
• • •
Gelenek hayli geriledi, genç kuşaklar hiç bilmi-
yor bayramlaşmayı. Birkaç kuşak bir sofrada bu-
luşmayı, dargınlığı unutup barışmayı, sevgiyle
saygıyla kucaklaşmayı yaşayanlar azalıyor gide-
rek. Tatile gidiyor herkes; kıyılara, dağlara, yaz-
lıklara ya da uçaklar dolusu yabancı ülkelere. Yo-
ğun trafik, parmaklıklar yok ama dar çevreyi aş-
mak isteği var galiba! Oysa nerede olursa olsun,
insanın özünden kurtulması önemli değil mi?
Bedros Reis'in dediği gibi, öz gözlerinden kur-
tulabilmesi ya da tam tersi, özüyle barışabilme-
si.
Üzgünüm, güzel bir bayram yazısı olmadı bu.
Bir gün olacak elbet. Sevgiyle kucaklaştığımız
bayramlar yaşayacağız.
O umutla kutluyorum tüm okurlarımı.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4SOLDAN SA-
ĞA: 1/ Adana
yakınında bulu-
nan veABDHa-
va Kuvvetle-
ri'nce kullanılan 3
askeri hava üs-
sü. 2/ "Ne —
yaş döker ne 5
âşıkağlar'Tari- -
he kanştı eski
sevdalar" (Fa- 7
rukNafizCam- Q
lıbel)...Cstyanı ö
açıkboru.3/Be- 9
lin yan tarafına
asılan eğri Arap kaması.
4/ "Yemekler. yiyecek-
ler anlamında eski söz-
cük...Kutsalışık. 5/Şa-
manizm'in din adamla-
nnaverilenad...Ödeşme 4
razı olma. 6/ Duman le- 5
kesi... Yaradılış, huy, ka-
rakter. II Johann Stra-
uss'unüçperdelikhafif
operası... Müstahkem
yer. 8/ Yunan mitolojisin- 9
deaşk tannsı... Afnka'da
bir ülke. 9/ Güzel koku... Osmanlı toprak düzeninde yıl- •
lık gelıri yüz bin akçeyi aşan dirlik. ;
YUKARİDAN AŞAGIYA:
1/ lslam felsefesinde, gerçeğe akıl yoluyla değil sezgi yo-
luyla ulaşılabileceğini savunan akım. 2/ Olumsuzluk be-
lirten bir önek... Bir kimsenin yapmayı düşündüğü şey.
3/ Ensiz olarak dokunmuş parçalann yan yana eklenme-
siyle oluşan nakışlı ınce kilim... Motorlu taşıtlarda direk-
siyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan mil. 4/
Ad kavmi hükümdan Şeddad tarafindan cennete benze-
tilerek yaptmlan efsanev i bahçe... Tatsız tuzsuz yiyecek-
ler için kullanılan bir sözcük. 5/ Tekke edebiyatı şiir tür-
lerinden biri. 6/ Teniste. topu rakibin arkasına düşürme-'
yi amaçlayan vuruş... Yeni bir şey yaratma. 7/ Iç sıkın-
tısı... Sevinç belirten bir ünlem. 8/ Hilmi Yavuz'un an-
latı türünde bir yapıtı... Bedene egemen olma yoluyla
ruhsal yaşama da egemen olunabileceğine ınanan Hint
çileciliği. 9/ Yunan mitolojisinde, cehenneme bekçilik
eden yüz başlı köpek.