Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 MART 1998 PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
Sydney'e
taş yağmadı
li
MELBOURNE
Hava karardığında. ışıklarla
donatılmış ünlü Oxford
Caddesi'nin her iki tarafı da tıklım
tıklım dolmuştu. 700 bin izleyici
arasında çocuklanyla gelen aileler
sıklıkla göze çarpmakta.
Hazırlıklan av lar öncesınden
başlayan geçit törenıne
katılanlann sayısı bu yıl rekor
düzeyde. Kortejin ön sıralannda
ünifonnalanyla yer alan Sydnev
Hır grup polis "SLderi koUamak
için buradayız''* yazılı pankartı
taşıyor. Ardından Uniting
Church'ü temsilen gelen rahipler
dinsel tören giysileriyle geçiyorlar.
Çeşit'i ülke ve eyaletlerden gelen
gruplar da kendi firmalanyla
müzık \ e dans eşliğinde etrafı
selamlıyor. Irkçılığıyla ünlü eskı
Muharipler Birliği Başkanı Bruce
Ruston'ın ipince
mayo giydirilmiş
maketi
izleyenlere zarif
gülücükler
dagıtıyor. Ve
ardından, yedi bin
eşcinsel
süslenmiş
araçların
üzerinde, yaya olarak rengârenk
giysileri içersinde veya dekolte
mayolarıyla sırasıyla geçiyorlar.
Bazılanmn ellerinde Büyük
tskender, Napohon gibi ünlü
eşcinsellerin resimleri.
Ünlü opera binası ve köprüsüyle
tanıdığımız Sydney dünyanın en
güzel kentlerinden birisi olarak
kabul edilir. Sydney'i ünlü kılan
bir başka özelliği de giderek
dünyanın en büyük eşcinseller
festıvali olarak kabul edilen Mardi
Gras'ya evsahipliği yapması.
Mardi Gras eski Roma" dan gelen
dinsel bir törenin adı. Paskalya
öncesınde bir süre et yemeyen
atolikler. bugünleri doğanın
yeniden doğuşu olarak kabul
ederlermiş. Münih. Bavyera. New
Orleans ve Rio'da düzenlenen
görkemli karnavalların geçmişinin
bu kutlamalara kadar uzandığı da
söylenir. Sydney'de Mardi Gras'
nın ilk kez düzenledıgi 1978
yılında. çok az sayıdaki
katıhmcıyla pois arasında önce
sözlü olarak başlayan atışma.
BÜLENT
tBRİŞİM
çatışmaya döner. Çok sayıda
eşcinsel tutuklanır. Adlan ve
adreslen ertesi gün gazetelerde
açıklanır. Haftalık Outrage adlı
dergisinin editörü Marcus
O'Donnell bu olaylan. otuz yıllık
mücadelelerinin bir dönüm noktası
olarak görüyor ve renkli
gösterilerinin temelinde politik
mücadele olduğunu söylüyor.
Festnalin ardından basında.
açıkça yapılan olumsuz yorumlara
rastlamak artık olası değil.
Senatoda kilit parti konumunda
olan Demokratlar'ın Başkan
Yardımcısı. geçidı naklen veren
televizyon kanalının merkezinde
bir süre içın çekinmeden yorumcu
olarak görev üstlenebiliyor.
Törende yeni e\ li bir lezbiyen
çıftin anne ve babalan
çocuklarından
utanmadıklannı
söyleyebiliyorlar.
Tepkiler ise
çoğunlukla. ne
yaparlarsa
yapsmlar. ama
kendilerini teşhir
^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ edip çocuklanmız
^™"~™"~™~ için özendirici
olmasınlar düzev inde.
Avustralya gibi ülkelerde. cinsel
tercih konusunda edilen imalı
sözler bile suç. tşe alınmalarda bu
konuda aynmcılık yapan işverenler
hakkında yasal işlem
yürütülebiliyor. E\lenme. evlat
edinmehaklan da yasal olarak
tanınmak üzereyken bu tıaklar aynı
zamanda resmi çok kültürlülük
politikasının bir parçası olarak da
onaylanmakta. Evet geçen
cumartesi günü 20. Mardi Gras
geçidinin sonrasında binlerce
eşcinsel sabahlara kadar sürecek
eğlencelen için kentin meydanını
doldurdu. Çocuğunun elinden
tutan çoğu izleyici de. önceden
oluşmuş cinsel tercih ve
kimliklerini de yanlanna alarak
olagan yaşamlannı sürdürmek için
evlerinın yolunu tuttu. Bir kilisede
din göre\ lisi olan Fred NUe'ın
festival günü yagmur yağması için
dua ettiği söylentileri de yayılmıştı.
Oysa geçen cumartesi gecesi
Sydney "e ne yagmur ne de taş
yağdı. Yollar da aşınmadı.
Savaş
görmüş
suaygırı
Küçiik Leopold, dev
suaygırı
Knautschke ile
oynuyor. Ama
sevimli suaygın
canlı değil. O bir
heykel.
Almanya'nın Berlin
kentindeki Berlin
Hayvanat
Bahçesi'ndeki
hevkel özellikle
çocukların çok
ügisini çekiyor.
1943 yılında
hayvanat
bahçesinde doğan
ve tam 30 kez baba
olan Knautschke
1988 yıknda ölünce
heykeli yapılmış.
İkinci Öünya
Savaşı'nda Berlin
Hayvanat
Bahçesi'nde sağ
kalmayı başaran 91
hayvandan biri olan
Knautschke,
hayvanat bahçesinin
en sevilen
hayvanlanndan
birivdi.
8 martta erkek
bilgelikleri
MOSKOVA
Damak tadına düşkün Fransızlar
Afiyet şekerolsun! Bu deyiş sıklıkla
kullanılır yurdumuzda. Yediği
yemeğin, içtiği içkinin lezzetini
vurgulayanlara verilen bir yanıttır bu.
Aşçıbaşı, birbinnden lezzetli
yiyecekler içeren mönüsünün
"basansının" mutluluğunu yaşarken
müşteri de güzel yemekler yemenin
tadını çıkanr. Bütün bunlar bir yana,
yemeklere. tatlılara. şekerlere
egemen olan varlıklı Fransızlar adeta
bayram etti geçen günlerde. Zaten,
yeme içme etkinliklerinin belirli bir
durgunluktan sonra yeniden
canlanması da bunu gösteriyor.
Doğru konuşalım: Yuvarlak
kelimelerle söz konusu problemi
gündeme getirmek olanaksız. Hele
hele her yıl mart ayının ilk
günlerinde. Neden mart ayındaki ilk
günlerde de. başka zaman değil?
Sakın sormayın karşınıza çıkacak ilk
kişiyeî Çünkü, bilmez o. Fransız
yemek çevrelerini her yıl aynı .
mevsimde allak bullak eden
Michelin Yemek Kılavuzu' nun
yayımlanması gündemdfc. Hani. , • _
derlerya, zenginin parası züğürdün
çenesini yorar. biz de bu
PARIS
MtŞEL
PERLMAN
değerlendirmeyi tersine çevirerek
lüks lokantalarda zenginin parasıdır
yorulan diyeceğiz.
Geçen günlerde piyasaya çvkan
Michelin Yemek Kılavuzu'nun çeşitli
lüks lokantaları bekledikleri sonuca
ulaştı. Örneğin
U
3 yıldızlılar" 41
yaşındakı Alain Ducasse, 33
yaşındaki ikiz kardeşler Jacques \e
Laurent Pourcel ve de 38 yaşındaki
Frank CernjttL Ama aralanndan en
baraşılı olanı. herhalde 48 yaşındaki
Pterre Gagnaire. 19% yılında Saint-
Etienne'deki lokantasını kapatmak
zorunda kalan bu ünlü aşçıbaşı
yeniden yeni bir kuruluşla
"baştaküer" grubuna dönmüş
bulunuyor. Evet, yemek olgusuna
tSüyük önem verdiğv herkesçe bilirien
Fransızlar şekerieme konusunda da
çok duyarlı. Geçenlerde yapılan bir
kamuoyu yoklamasına göre. 1990
yılında. adam başı ortalama 2 kilo
600 gram şeker yiyen Fransızlar.
daha da ilerleyerek 3 kilo 360 grama
ulaştı. Ulaşmasına ulaştı da 15-35
yaş grubuna girenler, adeta
saglıklanna meydan okurcasına
şekeri durmadan midesine
indiriveriyor. Credoc kurumuna
soruldugunda. abartılı şeker
tüketiminin. zor bir yaşamı
tathlaştırdıgı yanıtı veriliyor.
Credoc'un müdürü Robert
Rochefort, ayrtca şimdilerde 6O'lı ve
70"li yıllann hasreti içinde
yaşandığına dikkat çekerek bu
döneme parmak basıyor ve kimyasal
şekenn hâlâ rağbet gördüğünü
vurguluyor.
Gerçekten de. şeker
sanayii yöneticileri var
olan duruma sevinirken yeni faaliyet
alanlan aramayı sürdürüyor.
Araştırmalar. Fransızlann şekerieme
sanayii alanında dünya onuncusu
olduğunu gösteriyor. Hatta
şekcrlemelerTiekadar çok şeker ve
renk içeriyorsa başansı da o denli
güçlü oluyor.
Bugün 8 mart. Sevgili erkek
okurlar, kadınlara karşı her
zamankinden daha kibar ve
özenli olmak zorundasınız
bugün. Ama sayılı saatler
çabuk geçer. sıkın dişinizi.
Yann yine eski ve normal
yaşamınıza dönersiniz. Bu
zor gününüzde bir kitap
hediye etmek istiyorum
sizlere. Adı: Dünya Halklan
nınAtasözlerinde ve Deyiml
erinde Kadın Teması. Yazan
tabiı ki bir erkek: Eduard
Geyvandov. Kitap ne >azık
ki Rusça. Ama olsun.
Kitaptan bazı böiümlerle
idare edin şimdilik. Belki 8
mart stresini atmanıza
yardımcı olur.
Kitapta pek çok halkın
birbiriyle çelişen ilginç
yargılanna yer
veriliyor.
Ömeğin. bir
Rus atasözü
şöyle
dİNor:"'Kadın
aklı her türlü
düşünceden
daha
üstündür." Ye "
—
™"^™~™
bir başka bölümde bir Rus
atasözü daha:""Erkek kimi
severse onu döver." Estonya
ve Ermenistan'dan dayakla
ilgili iki ilginç yaklaşım
daha:"Dayak yeme\en
kadın. kocasının kendisini
sevip sevmediğini bilemez."
"Kocası tarafından
dö\*ülmeyen kadın
zamamndan önce dul
kaldığını düşünebilir." Hatta
centilmenlikleriyle ünlü
Ingilizlerden bir
atasözü: "Kadın ve ceviz sen
vurdukça güzelleşirf
Almanlardan inciler: "Bir
kadın olur olmaz bir yerde
şapkasını unutabilir; bir
erkekse olur olmaz bir yerde
aklını bırakabilir."
"Kadınlara sık sık hakaret
eden onlara aşın derecede
düşkün demektir."
Fars bilgeliğinden
örnekler:"Kann yoksa
hüznün de yok demektir."
"Evlenmek bir felakettir.
ama Allah kimsevi bövle bir
felaketten mahrum
etmesinr Ruslardan özgün
bir destek:"Kaz susuz,
erkek kansız yaşayamaz."
Bir Hint atasözü: "Kurak
tepeye ekin ekmek buğdayı
kaybetmektir: bir kadınla
yalnızca güzelliği nedeniyk
evlenmek ise erkeğin
kendini kaybetmesidir.'"
Araplardanüç inci:
"kadınlar şeytanın
arkadaşlarıdır." "Utanması
olmayan kadın, tuzsuz
yemeğe benzer." "Yüanın
zehiri, kadının
kıskançlığından daha
Kitapta yer alan Kürt
atasözlerinden
ikisi: "Erkeğin düşnıanı, dili
\e kadınıdır." "Çirkin kadın
göze acı verir,
güzel kadın ise
yüreğe." Ve bir
Ingilız
esprisi: "'Güzel
HAKAN 1 ^ ^ , o l a n a i k j
AKSAV g ö z
yetmez."
Kafkaslardan
iki öğüt. "Her
~~~~~~~
m
konuda
mutlaka kanna danış, ama
onun dediğinin tersini yap."
(Çeçen) "Eğer sen kanna
eksiklerini gösteremezsen, o
seninkileri fark edebilir."
(Abhaz) Kafkasya'dan bir
ses daha: "*Kadın isterse bir
eşekten bile koca
çıkarabilir." (Uezgin)
Ihanetle ilgili Sırplardan
ilginç bir yorum^Bir
erkeğin bir şapka dolusu
sineğe sahip olması. tek bir
kadına sahip olmasından
daha kolaydır."
Ruslardan bir katkı:
"Genç bir kadın yaşlı
kocasını pekâlâ se\ebilir;
özellikle de yaşlı koca
kıskanç olmazsa." Aşina
olduğumuz bir cümleyi
tspanyollardan farklı bir
yorumla görüyoruz: "Bana
eşini soyle. sana kim
olduğunu söyleyeyim." Ve
yine bir Rus atasözü:
"Tannm. bizi yangından,
seklen ve kötü eviilikten
Bir göçmen öldü, ölümden bir şeyler umarak...Hasan Davi'nın ölümünü. son
yıllarda yaşamakta oldugu Huzur
Evi'nden gelen bir telefonla
bıldırdiler. Kimsesi olmad\gından
hangi dinsel tören gerektigini
soran yetkili. Hasan Dayı'nın
Türk \e Müslüman olduğunu
öğrenince çok şaşırdı. Yaşadıgı
Huzur Evi'nde. 95'e varan
ilerlemiş yaşına karşın bir neşe ve
kahkaha fırtması olan Hasan
Dayı. kendisine Kanadalıların
taktığı " H a m " adını
benimsediği ve lngilizceyi i\i
egıtim görmüş bjr Kanadalı gibi
ve şivesiz konuştugu için onun
Türk göçmeni olduğunu
öğrenenler çok şaşırdılar.
Kuzey Amerika'ya ilk kez
191"?'de ayak basan Hasan Dayı.
her bölümü bir serüven dizisi olan
yaşamında. aktörlükten, mezbaha
ışçıligine. altın arayıcılığından,
gorillik denen insan
muhafızlıgına kadar yığınla işe
girip çıkmıştı. 17 yaşlannda. ilk
kez Ne\v York'a gelen Hasan
Dayı, daha sonra kapağı Los
Angeles dolaylanna atmış ve
sinema dünyasının ilk kuruluş
yıllannda, figüranlığa. el
emekçiliğine ve aktörlüge uzanan
degişik işler yapmıştı.
Kendisi gibi serüven tutkunu
Amerikalı arkadaşlarıyla
Kanada'daki "Altına Hücum"
döneminin çekiciligıne kapılarak
önce Toronto'ya gelen Hasan
Dayı. daha sonra Kanada'mn
Alaska sınınna yakın Dawson
kentine yöneldi. "Da^son City
Here 1 Come" türküsünün
dillerden düşmediği o yıllarda.
kutuplarla kapı komşusu olan
Davvson, herkes için bir zenginlik
simgesiydi. Donmuş toprağa
kazma sallayarak. ya da ırmak
boylannda kumlan arıtarak altın
aramaya girişenlere katılan Hasan
Dayı, 1.5 yıl kaldıgı Da\vson'da
topraktan zengin olunacak kadar
altın çıkaramadı. Elindeki
altınların çogunu. kadın tutkusu
yüzünden gelip geçen
sevgililerine. hayat kadınlanna ve
ıçki evlerine kaptıran Hasan Dayı.
Toronto'ya döndügünde. kent
mezbahasında. gerçekten çok iyi
para ödenen taşıma işçiligine
girdi ve bu işten emekli oldu.
Usküp doğumluydu Hasan Dayı.
Yıllardır birlikte aramamıza
karşın onun tstanbul'da
Kadıköy'de \ e Büyükdere'de
bıraktığı yakınlarını bir türlü
bulamamıştık. Tatlı bir Rumeli
şivesinin sezildiği an Türkçesiyle
bir kitap kurdu olduğunu hemen
belli ederdi. Osmanlu ABD ve
eski Yunan edebiyatının en seçkin
okurlanndan birivdi. Şair
Eşreften. Kul Himmet'ten.
Amerikalı felsefeci Thoreau'dan.
Sartre'dan ve Robespierre'den
özdeyişler okudugunda. çe\ resini
kuşatan Türkler "Yahu bu adam
ne dhor?" şaşkınlığıyla
bocalardı. Turgut Ozal lngilizcesi
bilmek. sanki evrensel bir
tansıkmış gibi davranan yüzeysel
Türklere veryansın ederdi hep.
TORONTO
ENGİN
AŞKIN
Olduğundan başka görünmeye
bavılan \e daima yükseklerden
atan toplumuna. agır eleştiriler
savururdu. Amerika'nm.
Türkiye'de umursanmayan öbür
yüzünü. güzelliklerle. yüce
bireylerle dopdolu o gizemli .
evreni uzmanca bilenlerden
birivdi. Laık düşünce biriminin
yılmaz savaşçısı Thomas
Jefîerson'a tutkunlukla bağlıydı.
Bağnazlığın. yobazlığın ve
hoşgörü yoksunluğun
kıskacındaki Türk göçmenleri.
Hasan Dayı'nın ödün
vermezlığini çok iyi bildikleri için
ondan uzak durmaya çalışırlardı.
iki kez gitmişti Türkiye'ye.
Aylarca kaldıgı Türkiye'de, orta
ve dogu Anadolu'ya yakın
bölümlerdekı yoksulluk ve sefalet
onu çok sarsmıştı. Darbeciler
döneminin karanlık günlerinden
getirdigi acı anıları anlatırken
gözleri nemlenirdi. Huzur
E\i'ndeki minik dairesinde.
duvarda duran resmi, onun
sanşın. mavi gözlü ve yakışıklı
bir adam olduğunu belirliyordu.
Uzun boyuyla, şık giyimiyle.
pamuk saçlanyla dikkatleri
hemen üstünde toplardı. "Evlilik
zor sorumluluk" deyip. ebedi
bekârlığı seçen Hasan Dayı. son
yıllara kadar çapkınlıgı elden
bırakmadı. Italyan kuîübündeki
cuma danslannda, tango % e Latin
türünde. benzeri az ustalığıyla
herkesin sevgisini kazanmıştt.
1960'larda. şimdikinin aksine bir
çöl ıssızlıgının sürdügü
Toronto'da Silver Rail adlı özel
sanatçılar kulübünde buluşurduk.
Yakından tanıdığı ünlü şarkıcı
Ronny Hav\kins onu görür
görmez, hemen Hasan Dayı'ya
sanlır. ikisi. karşılıklı bir küfiir ve
sevgi yağmuru içinde, tüm
çevreyi kıvanca bogardı.
Siher Rail kulübünde. Hasan
Dayı. şarkıcı Ronny Hasvkins'den
hep aynı şarkılan isterdi. Biraz
Little Richard. biraz Nat King
Cole. biraz Buddy Holly ve biraz
da Rolling Stones isterdi Hasan
Dayı. 1960'larda Kanada">a
göçmen olarak geldikten sonra
Kanada'nın sevgilisi olan
Amerikalı şarkıcı Hawkins, şimdi
Başkan BUI Clinton'ın
Arkansas'tan hemşerisiydi ve Bill
Clinton'ın başkanlıgını onurlayan
törende, konuk olarak Beyaz
Saray'a çağrılmıştı. 1984
ortalannda. iyi gelirli olan Hasan
Dayı çok iyi bakımı olan Huzur
Evi'ne taşındı. Çok mutlu olduğu
Huzur Evi'nde. sosyal
programların. danslı ve briçli
partilerin, aranan adamıydı her
zaman. Odasına girdiğimde. tüm
yaşlı komşulan ve bakım
görev lıleri ve yaşadığımız
çevrenin yerel millet\ekili olan
papaz kökenli Dan Heap,
yatağının başında toplanmıştı.
Duvarları çevreleven yüzlerce
kitabın arasında sıkışmış
yatağında. üzgün ve soluk
yüzüyle öylece uzanmıştı.
Aynasının kenanndaki solgun
fotograflara ve üst bölümdeki
Atatürk tablosuna bakar gibiydi
sanki. Başucundaki büyük mavi
vazoda. beyaz karanfillerle ıç içe
büyük bir çiçek demeti
konulmuştu. Gece lambasının
yatu başında, açık bir şiir
kitabına gözüm ilişiverdi. Kitabın
122. sayfasında Cahit Sıtkı
Tarancı'nın ünlü bir şiirınin bazı
dizelerini. kurşun kalemle
çemberlemiş ve belki de, bu
dizeleri okurken son nefesini
vermişti: "Öldük ölümden bir
şeyler umarak / Bir büyük
boşlukta bozuldu büyü / Nasıl
hatırlamazsın o ftirküyü /
Alıştığımız bir şe>di yaşamak."
NURİ ALTUN
Av. HALİL SEZ.4Î BÜLBÜL
Bir trafik kazasında sizleri kaybetmenin derin
hüznü içindeyiz. §u köhne dünyanın
karanlığında en has bir mücevher gibi parladınız.
ışığınızla aydınlanacağız.
Istanbul'dan dostlannız
Av. Cemal Yücel. Av. Fatma Yücel,
Av. Songül Çalık. Av. Oktay Onal,
Av. Öıner Kariı, Av. Metin Filorinalı,
Av. Ayşeııur Demirkale
: MALAZGİRT KADASTRO
t MAHKEMESt'NDEN
t Sayr. 1983 36Esas
', Davacı Hazine ve Kamil. Süleyman ve Selahattin
iSaAaşçı tarafından davalılar Kerem ve thsan Güven
;aleyhine açılan Malazgirt ilçesı Aslankaya köyü 297
• no'lu parsele ilişkin tespite itiraz ve tescil davasında ad-
'resleri tespit edilemeyen davacılar Kamil ve Süleyman
Sa\aşçı'ya 16.04.1998 günü saat 09.00"da yapılacak
•duruşmaya bizzat gelmeleri veya kendilerini bir vekil
; ile temsiî ettirmeleri. mazeretsiz olarak duruşmaya gel-
• medikleri takdirde yokluğunda duruşma yapılarak ka-
• rar verileceği hususu adlan geçen da\acılara davetiye
tebligi yenne geçerlı olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
18.12.1997 Basın:7740
Nüfus cüzdanımı
kaybettim.
hükümsüzdür.
RAMAZASGİL
RM Radyoculuk Yayın Reklam
Hizmetleri AŞ
5 adet (l-=5) gider makbuzu
ka> bolmuştur. Hükümsüzdür.
İSTANBUL TİCARET ODASI DIŞ TİCARET ENSTİTCSÜ
TİCARİ (tNGİLİZCE) YAZIŞMA \ T HABERLEŞME
TEKNtKLERİ PROGRAMI (ll.DÖNEM)
Istanbul Ticaret Odası Dış Tıcaret Enstıtüsü. Oda üyesi ı^letmelerın uluslararası ya-
zılı ve sözlü haberleşme etkinlıâıni arrtırmak amacı ile özellikle Dış Ticaret sorumlu-
su elemanlan ıçın "TİCARİ (fNGlLtZCE) YAZIŞMA \'E HABERLEŞME TEK-
NİKLERİ PROGRAMl'M" (11. DÖNEM) başlatmaktadır. Programın ana hedcfı;
katılımcılann ticarı tngılızce sözlü v e jazışma becenlerinı uluslararası UNgulama stan-
dartlanna ulaştırmaktır. Program 60 saat olarak planlanmış olup. "Orta Düzeyde ln-
gihzce Büenler" kabul edilecektir.
60 saat süreli program: aşağıdaki konulan kapsayacaktır:
"lş Başvuruları ve Başvuru Formu Hazırlama. Tanıtım Yazımlan. Uluslararası Ti-
caret. Bankacılık. Ithalat- Ihracat, Pazarlama. Fınansal Yönetım. Sigorta \e Reklam-
cılık Kavramlan ve Kullanım Alanlan \le tlgilı Vakalar. Sıparış Işlemlen Kavramlan.
Pazarlama ve Piyasa Gelıştırme lşlemlen Kavramları. tş Yazışmalannm Planlanması
ve Uluslararası tş Mektuplan Yazım Tekniklen. tşletme tçı Yazışma. Rapor Düzenle-
me."
'"Tıcari (lngilizce) Yazışma ve Haberleşme Teknikleri Programı'nt" tamamlayan-
lara "İTO Dış Ticaret Enstitüsü Uygulama Sertıfikası" (Katılım Belgesı) verılecektır.
Programa katılanlar "Katılma Payı" ödeyeceklerdır. İTO Dış Ticaret Enstitüsü Prog-
ramlan üyesı olduğu: "Uluslararası Ticaret Eğitimleri Organizasyonları Birlığı (IAT-
TO)" standartlan çerçe\esinde düzenlenmektedır.
PROGRAM KAYIT VE UYGULAMA BlLGlLERl:
1. Kayıt tşlemleri: 9-13 Man 1998
2. Program Başlangıcı: 16 Mart 1998 (Pazartesı)
3. Program Bıtışı: 5 Mayıs 1998 (Salı)
4. Program Günlen: Pazartesi - Salı - Çarşamba
5. Proeram Saatlen: 18.30 - 21.30
BAŞVURU ADRESİ:
Istanbul Ticaret Odası Dış Ticaret Enstitüsü
İTO Kadıköy Hızmet Birimi
Taşköprü Sokak. Söğütlüçeşme 81320,
Kadıköy - Istanbul
Tel: 0 216-414 82 67-414 82 68
Faks:0 216-414 82 69
Email: itodte<« escortnet. com
Basın: 8885
Zeytinburnu'nda
satılık daire ve dükkân
Tel: 546 06 09
KÎTAH\'A 2. İCRA DAİREStNDEN
MENKULLN AÇIK AKTTIRMA İLANI
DosyaNo: 1997-222 Tal;
Bir borçtan dolayı hacızli ve aşağıda cins. miktar ve
kıymetlerı yazılı mallar satışaçıkanlmıştır.
Bırincıartttrma 17.3.1998 günü saat 14.30-14.40'da llı-
ca Sırören mevkıınde yapılacak ve o günü kıymetlerin
O
o75'ine istekli bulunmadığı takdırde 18.3.1998 günü ay-
nı yer ve saatte 2. arttırma japılarak satılacağı. şu kadar
ki arttırma bedelinin malm tahmin edilen kıymetinin yüz-
de kırkını bulmasına \e satış isteyenın alacağına rüçhanı
olan alacakhnın toplamından fazla olmasm\n ve bundan
başka paraya çe\ ırme \ e paj ların paylaştııma masrafları-
nı geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerin-
den ° o.... oranında KVD'nin alıcıya aıt olacağı ve satış şart-
namesinın icra dosyasında görülebileceği, masrafı verıl-
dıği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderi-
lebileceği. fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı
dos) a numarasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur.
Muhammen
knmeti Cinsi (Mshiyeti \e
lira Adedi önemli nitelikleri
41.2(10 000.000- 5000 ton Lınyıl kömür beherı 8 000 / 000 - TL
Basın: 7487
Cumhuriyet
kitap kuiübü
Taksim Sergi Salonu
MART AY! ETKİNÜKLERİ
SOYLEŞİ VE DİNLETİ
8 Mart PazarSaaf-77.00 -19.00
FERDA EREREN
ve ÜC DENİZ TOPLULUĞU
Istıklal Cad. (Aksanat karşısı) Taksim Tel:252 38 81/82
ORHANELİ KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
EsasNo: 1988 521 KararNo: 1989 210
Da\acı Ha\\a Çakmak'ın davalı Mehmet Ali An ve arkadaşları aleyhıne açmış olduğu tapulama tespitine itiraz \e tescil
da\asının yapılan yargılaması sonunda: Neticetenmahkememizin görevsizhğine.dosyanıngöre\li \e \etkıli BüyükorhanKa-
dastro Mahkemesi'ne devrine karar verılmiş. verilen karar davacı Havva Çakmak bulunup tebligat yapılamadığından: Bursa
ıli Büyükorhan ilçesi Bayındır köyü nüfusuna kayıth Sadık kızı Havva Çakmak'ın tüm aramalara rağmen bulunup teblisat \a-
pılamadığından 1701 sayılı tebligat yasasının 28.29 \ e müteakıp maddeleri gereği tebligat yerine geçerli olmak üzere ışfru ılan
yayımlandıktan sonra 15 gün içinde temyiz edılmedıği takdirde kesınleseceğı ilan olunur. Basın: 7709