Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27MART1998CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sabancılar'dan
Duyar tepkisi
• İstanbul Haber Servisi -
Sabancı Center'ın 25.
katma çıkarak Özdemir
Sabancı, Haluk Görgün ve
Nilgûn Hasefe'yi DHKFC
örgütü adına öldürenlerden
Mustafa Duyar'ın
pişmanlık yasasmdan
yararlandınlmak istenmesi
Demir Sabancı tarafından
sert bir dille eleştirildi.
Sakıp Sabancı'nın "Bizim
affetmemiz söz konusu
olamaz" sözlerinden sonra
Özdemir Sabancı'nın oğlu
Demir Sabancı da
Cumhurbaşkanı, Başbakan,
Bakanlar Kurulu üyeleri ve
TBMM üyelerine
gönderdiği yazıda, Bakan
Başesgioğlu'nun
iddialannın doğnı
olmadığını, Pişmanlık
Yasası'nın 28 Mayıs
I995'ten beri yürürlükte
olmadığını belirtti.
Demir Sabancı'nın, avukatı
Vehbi Kahveci ile
gönderdiği yazıda,
Duyar'ın 22 kişinin
yakalanmasına yardımcı
oldugu yolundaki
beyanlann dogru olmadığı
belirtildi.
Cezaevinde
intihar
• AYDEV (Cumhuriyet) -
Hırsızlık ve gasp suçundan
7 yıl 8 ay 15 gün ağır hapis
cezasına hükümlü tshak
Tekin (36), Nazilli E Tipi
Cezaevi'nde tek kişilik
müşahede koğuşunda
çamaşır ipi ile kendini astı.
Tekin'in daha önce Manisa
Akıl ve Ruh Hastalıklan
Hastanesi'nde psikolojik
tedavi gördüğü, olaya
Nazilli Cumhuriyet
Savcılığı'nca el konulduğu
ve soruşturmanın
sürdürüldüğü bildirildi.
Savcı Yüksel'e
inceleme
• ANKARA (AA) - Ankara
DGM Cumhuriyet
Başsavcısı Cevdet Volkan,
"konulan yasağa rağmen
devam eden soruşturmalar
konusunda basına bilgi
Yerdiği" gerekçesiyle savcı
Nuh Mete Yüksel'e uyan
-yaası gönderdi ve bu
durumu Adalet
Bakanlığı'na bildirdi.
Adalet Bakanlığı Ceza
tşleri Genel Müdürlüğü de,
savcı Yüksel hakkında
inceleme başlatması için
Başsavcı Volkan "a yetki
verdi. Başsavcı Cevdet
Volkan ise kendisine verilen
yetkiyi kabul etmediğini
Ceza Işleri Genel
Müdürlüğü'ne bildirdi.
Ancak Ceza lşleri Genel
Müdürlüğü, Başsavcı
Volkan'ın talebini yerinde
görmedi ve savcı Yüksel'in
incelenmesini istedi. Bunun
üzerine. Başsavcı Volkan,
bazı gazetecilerin
ifadelerini aldı. Volkan'ın,
savcı Nuh Mete Yüksel'in
de ifadesini alacağı
öğrenildi.
Saglar'dan soru
onergesi• ANKARA (AA)-CHP
Içel Milletvekili Fikri
Sağlar. gümrüksüz olarak
ihraç amacıyla yurtdışından
getirdiği mallan yurtiçinde
satanlara hapis cezası
yerine, para cezası
verilmesini öngören
tasandan yararlanacak 97
firma ite sahiplerinin
açıklanmasını istedi. Sağlar,
Devlet Bakanı Rıfat
Serdaroğlu tarafından
yanıtlanması istemiyle
TBMM Baskanlığı'na
sunduğu soru önergesinde,
"Ekonomik suça, ekonomik
ceza" mantığı ile yapılan
bu değişiklikle, yasalan
ihlal edenlerin para cezası
ile kurtulmasının ekonomi
kurallannı bozup
bozmayacağmı sordu.
Açıklama
• Cumhuriyet Gazetesi
Yazıişleri Müdürlüğü'ne
Gazetenizde "Askerden
Gülen Uyansı" başlığıyla
yayımlanan haberde
Devlet Personel Dairesi
Başkanı Ali Osman Sali ile
ilgili bazı iddialar yer
almaktadır. Herkes için
geçerli olan insan
haklanna saygı,
bürokratlann da şimdiye
değin herhangi bir biçimde
kanıtlanmamış iddialarla
töhmet altında
bırakılmamasını gerektirir.
Gazetenizin yayınlannda bu
duyarlılığı herkes için
göstereceği inancıyla
saygılar sunanm.
Prof. Dr. Hikmet Sami
Türk-Devlet Bakanı.
13 Mart'ta toplanarak türban bildirisini yayımlayan rektörler bugün bir araya gelecekler
Rektörler Köşk'e çıkıyorANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) -13 Mart'ta toplanarak "tür-
banlı öğrencüerin üniversitelere gi-
remeyeceği'' yönünde karar alan
Rektörler Komitesi üyeleri bugün
bir araya gelerek kılık kıyafet yö-
netmeliğini masaya yatıracaklar.
Üniversitelerarası Kurul toplantı-
sının ardından yapılacak komite
toplantısı, cumartesi Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel'in baş-
kanlığında yapılacak zirveye de
hazırhk niteliğini taşıyor.
Rektörler Komitesi ve Üniver-
sitelerarası Kurul bugün toplanı-
yor. Açıklanan gündemınde yer
almayan türban sorununun da gö-
rüşüleceği komitede, kılık kıyafet
yönetmeliğinin uygulama biçim-
leri tartışılacak. Her üniversitenin
• Rektörler Komitesi ve Üniversitelerarası Kurul'un bugün yapacağı toplantıda
kılık kıyafet yönetmeliğinin uygulanma biçimleri tartışılarak türban sorunu
görüşülecek.
çevresindeki ve içinde bulunduğu
koşullara göre farklı biçimlerde
uygulanan yönetmelik çerçeve-
smde verilebilecek cezalar gün-
deme getirilecek. Bazı üniversite-
lerde inceleme komisyonlannın
kuruhnası, gelecek yıldan itiba-
ren öğrencilerden, "Devrim yasa-
lanna uyacağun" taahhütnamesi
alınması, bazı üniversitelerde de
türbanlı öğrencilerin iknaedilme-
si yoluyla gerçekleştirilen uygula-
manın ortak bir yöntemle yapılıp
yapılmayacağı tartışılacak.
Rektörler Komitesi'nde "çağm
üniversitesi. üntversite darboğaz-
lan, kampuslar. öğretim kadrola-
n, yurt ve burslar. mezunlaruı iş
bulmada karşüaştıklan sorunlar
ve açık öğretimin sunduğu olanak-
lar" tartışılacak. Cumartesi günü
de Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'le toplanacak olan rektörler,
sunacakları raporlara son şeklini
verdiler. Gaziantep Cniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Fûiz,
idari ve akademik personel sıkın-
tısı yaşadıklannı, ama en büyük
sorunun üniversite hastanesinde
odaklandığmı belirtti. Filiz, kent-
te donanımlı bir hastane olmama-
sı nedeniyle Gazianteplilerin acil
durumlarda büyük kentlere git-
mek zorunda kaldıklannı, bunun
da çağdaş yaşam anlayışına uy-
madığını söyledi. Gaziantep Üni-
versitesi Hastanesi'nin 7 yıldırta-
mamlanamadığına dikkat çeken
Filiz. "Bu konuyu öncelikli olarak
düe getireceğiz'' dedi.
YTÜ Rektörü Prof. Dr. Ayhan
Alkış. üniversitelere bütçeden ay-
nlan ödeneklerin çağdaş eğitim
düzeyini gerçekleştirecek boyut-
lardan çok uzakta olduğunu belır-
tirken, "Gerek akademik. gerekse
kadro tahsisleri ünrversitelerin ge-
reksinimlerini karşüamakta yeter-
siz kalmakta. çok yönlü bürokra-
tik işlemler deçözümleri zorlaştır-
maktadır" dedi. Akademik per-
sonel maaşlannın yetersizlıği ne-
deniyle öğretim üyeliğinin cazip
olmaktan çıktığını belirten Alkış,
torba bütçe uygulamasının geniş-
letilerek, derinleştirilmesini de is-
tedi.
Kocaeli Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Aüf Ural ise Atatürkün
de\Tİm anlayışına uygun eğitim
sunabilmek amacıyla öğrenim ka-
litesinı her yıl yükseltmeyi hedef-
lediklerini söyledi. Kampus alan-
larının sınırlı olması nedeniyle fi-
ziki alan sıkıntısı yaşadıklannı
kaydeden Ural. üniversite-endüst-
ri ilişkilerini geliştirmek istedik-
lerini anlattı.
İZÜNİDER'den açıklama
Türbanda yargı
karan uygulanmalı'
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Izmir Üni-
versiteleri Öğretim Ele-
manlan Derneği, genel
kurul sonuç bildirgesin-
de, türban konusundaki
Milli Eğitim Bakanlığı
genelgelerinin ve Anaya-
sa Mahkemesi kararlan-
nın uygulanmasını iste-
di.
Türban ve çarşafın
belli bir siyasi görüşün
simgesi ve "kavga nede-
ni" olduğunu savunan
İZÜNİDER. ünıversite-
lerdeki öğrenci çatışma-
lannı da, "bir fîlmin ye-
niden sahnelenmesT ola-
rak nitelendirdi.
Izmir Üniversiteleri
Öğretim Elemarüan Der-
neği'nin(İZÜNlDER)8.
Olağan Genel Kuru-
lu'nun ardından yayım-
lanan sonuç bildirgesin-
de, 8 yıllık kesintisiz zo-
runlu temel eğitimin
ödünsüz uygujanması is-
tendi. Ögreitjmıbirliğjnı
bozmaya ve laik cumhu-
riyetin temellerini orta-
dan kaldırmaya yönelik
girişimler ve çabalann
"geleceğimizi tehdit etti-
ği" vurgulanan bildirge-
de, türbana ilişkin de şu
göriişlere yer verildi:
"Başörtüsü ve çarşaf,
belli bir siyasi görüşün
simgesi ve kavga nedeıü-
dir. Bu konuda yasalar,
Devrim Yasalan, Anaya-
sa Mahkemesinin ka-
rarlan, Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın genelgeleri
uygulanmalı \e laik cum-
• huri\etimizin temel ilke-
lerinden odün verilme-
meijdir."
Üniversitelerdeki öğ-
renci çatışmalannın,
"bir fllmin yeniden sah-
netendiği Ldenimi verdi-
ğT kaydedilen sonuç bil-
dirgesinde, "Üniversite-
ler, bilgi üreten ve tekno-
lojiye katkı koyan ku-
rumlardır. Bir ülkenin di-
namiği, geteceği ve o top-
lumu uygar dünyaya,
çağdaş dünyaya taşıyan
lokomotif olan ünhersi-
telerimizde yaşanan bu
tür olaylar, ünrversiteteri-
mizin gelişmesini engelle-
mekte ve ülkemize zarar
vermektedir" denildı.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
1 yöneticisi tutuklanarak cezaevine konan HADEP'in parti meclisi üyeleri de gözaltına alınıyor
DGM, Sım Sakık'ın peşindeANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - HADEP'in 7 yöneticisi-
nin "silanlı çete PKK'nin srv^si
kanat yöneticisi olmak" suçla-
masıyla tutuklandıklan dava çer-
çevesinde, Parti Meclisi üyesi
Ahmet Türk ve Abdullah Varb
da önceki gece gözaltına alındı.
Emniyet. Kuzey Irak'ta KDP'ye
sığınan PKK yöneticisi Şemdin
Sakık'ın kardeşi, kapatılan
DEP'in eski milletvekili, HA-
DEP PM üyesi Sım Sakık ile
MYK üyesi Ismail Asian'ı da gö-
zaltına almak için evlerine bas-
kın düzenledi.
Ankara DGM Başsavcılığı. 10
Şubat 1998'de HADEP Genel
Merkezi'nde yapılan aramada
yasadışı dokümanlar, ders notla-
n, yasaklanmış dergilerele geçi-
rildiği iddiasıyla aralannda par-
ti genel başkanı MuratBozlak'ın
da bulunduğu 7 parti yöneticisi
hakkında 22 yıl 6'şar aydan az
olmamak üzere ağır hapis ceza-
sı istemiyle dava açmıştı. Hakla-
nnda Ankara DGM'ce yakala-
ma karan bulunan PM üyesi
Türk ve Varlı 'nın da bu soruştur-
ma çerçevesinde gözaltına alın-
dıklan bildirildi. HADEP Genel
Merkezi 'nde yapılan aramalann
ardından soruşturmayı yürüten
Başsavcı Vekili Talat Şalk'ın ta-
limatıyla gözaltına alınan yöne-
ticilerin sayısının 50'ye yüksele-
bileceğı belirtilmişti.
DGM Başsavcılığı, HA-
DEP'le ilgili yürütülen soruştur-
ma çerçevesinde tutuklanan yö-
nericiler hakkında hazırlanan id-
dıanameyi de "kapatma davası
açılmasına" ilişkin suç duyuru-
Pompalı tüfekler toplanamıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Pompalı
tüfekler, MGK karanna karşın kaynak sıkıntısı
nedeniyle toplatılamadı. Emniyet Genel
Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanı Taner Arda,
yurt çapında sayısı 87 bine ulaşan pompalı
tüfeklerin etkili-seri atış yeteneğiyle yaban
hayatına da zarar verdiğini, ancak toplatılmalan
için 28 milyar liraya gereksinim duyulduğunu
açıkJadı.
Arda, illegal bazı örgütler tarafından da
kullanılmaya başlanan bu tüfekleri, parasızhk
yüzünden toplayamadıklannı bildirdi. Arda,
şunlan kaydetti: "Türk Ceza Yasasının 549.
maddesi halen mülga olduğundan. bu tür suç
fiflkri müeyyidesiz kaimaktadır. 2521 sayıh yasa
kapsamında oian yivsiz tüfeklerin aiınıp
saülmasının ve bulundurulması ile taşınmasının
yeni kurallara bağtenmasuıı gerekli gördük vc
bu koouda yasa tasansı haarladık. Böyle cezai
bükümkrin konulması lazjmdı. Bunun dışroda,
bu silahların giderek asayişi ilgikndiren
olaylarda daha çok kullanılmaya başlandığına
tanık olduk. Pompah tüfeklerin, bazı illegal
örgütk'rin nıilitanlannca kullanıkbğı yoiunda
bögiler aldık. Bunun üzerine, pompah
tüfeklerin tasınmasına \asak getirmek amacıvia
yasa tasansı hazıriadık. Bu silahlann tamamına
bulundurma ruhsatı vermeyi öneriyoruz.
Bunun dışında bunlann disipünsiz hali,
ülkedeki doğal ha>^ü çok etkilİTOr." Pompalı
tüfekleri kullananlann eğitilmesi gerektiğini de
belirten Arda. şunlan anlattı:
"Biz bu kesimleri asgari müştereklerde
toplama>ı düşündük. Bu tüfeklere ruhsat
verelinı, cezai hükümler geurilsin. nerede ne
şekilde avlanüacağmı Tannı ve Orman
Bakanlığı ta\ in etsin. Onlaria ilgili lasıdamaları
Orman Bakanlığı beiiriesin.'1
suyla birlikte Yargıtay Cumhuri-
yet Başsavcılığı'na göndermişti.
HADEP kongresinde Türk
bayrağım indiren Faysal Akcan
ile parti genel başkanı Murat
Bozlak'ın da aralannda bulun-
duğu 46 sanık hakkındaki karar-
lara ilişkin temyiz duruşması
avukatlann mazeret bildirmesi
nedeniyle mayıs ayına ertelendi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde dün
yapılan duruşmaya sanıklardan
Hasan Cemalettin Ezman ve sa-
vunma a\ııkatlan katıldı.
Ezman savunmasında. asla
bölücülüğü düşünmediğini, HA-
DEP kongresinde Türk bayrağı-
nın indirildiğini görmediğini,
olayı öğrendiğinde üzüntü duy-
duğunu söyledi.
Ezman, PM üyesi olması ne-
deniyle mahkûm edildiğini, ruh-
satlı silahının ise dosyanın delil-
ler bölümünde "evde yakalanan
silahJar" diye değerlendirildiği-
ni belirtti. Sanık avukatlanndan
Yusuf Alataş, parti tüzelkişiliği
ve diğer sanıklara yönelik savun-
ma yapabilmek için süre istedi.
IRMIKI AYDIN ENGİN
llk ortaya atan kimdi bilemi-
yorum. Kim attıysa "iyiatmış"
anlaşılan, epey müşteri topla-
dı. "Sivil bir toplum" hedefı-
nin, demokratlar arasında
yandaş bulduğu günlerde, ta-
rikatlara "sivil toplum örgütü"
yaftası yapıştırmak epey akıl-
lıcaydı. Kimi safdil demokrat-
lar zokayı yuttular ve demok-
ratlıklannı kanıtlamak için işi,
tarikatları bir sivil toplum ör-
gütlenmesi olarak kutsamaya
kadar vardırdılar.
Tabii "sivil"] zıddıyla tanım-
lar, her "üniformalı olmayana",
sivil derseniz böyle biryargıya
ulaşabilirsiniz.
Gençliğimizde, Sirkeci'deki
derme çatma "varyete" tiyat-
rolannın kapısındaki "duhuliye
tarifesi"nüe aynen şöyle ya-
zardı: "Asker - talebe 25, sivil
- başıbozuk 40 kuruş."
Bu da aynı hesap.
Sivil'i "sivil toplum" kavra-
mındaki içeriğiyle aldığımızda
ise tarikatlaria "sivil toplum ör-
Tarikatlar Sivil Toplum Örgütü mü?
gütleri"; tarikat müritleri ile "si-
villik" arasında en az ünifor-
malılar kadar zıtlık var.
Sivil'in tanımında demokra-
si, demokratik cumhuriyet ve
laiklik, "olmazsa olmaz" ko-
şullar olarak yer alıyor.
• • •
Daha kestirmeden gidelim.
"s/V//"in Türkçedeki karşılığı
yurttaş'tr. Kendini "kul" ola-
rak tanımlayan tarikat müridi
iseyurffaş'la taban tabana zıt.
Peki o zaman tarikatlan bir Si-
vil toplum örgütü olarak ta-
nımlama çabası niye?
Politikacılan anlıyoruz. Siya-
seti oy avcılığına, demokrasi-
yi seçim sandığına indirgeyen
sığlıkları ile elbette tarikatlara
da göz kırpacak; elbette "üç
beş oy da oradan gelirse..."
hesabına yatacaklardır.
Ya demokratlığı ciddiye
alan, demokrasinin bu ülkede
gelişip serpilmesini içtenlikle
isteyenlere ne diyeceğız?
Önce "devletle dinibanştır-
mak" dendi. Barışmak için küs
olmak gerek. Benim bildiğim
(Yaşım, 1950'den bu yana bü-
tün yilları bilmeme olanak sağ-
lıyor) devletle din epey barışık.
Kemalizmin atılım günlerinde-
kı laiklik tercihini ayırırsak,
devletle din ne zaman küstü-
ler ki birbirlerine? Imam-ha-
tipleraçan, açılan imam-hatip
sayısını her yıl katlayan, Ku-
ran kurslannı destekleyen, ca-
mi imamlarına yurttaştan ke-
silen vergilerden maaş öde-
yen devletin, dinle küs oldu-
ğunun kanıtı nedir acaba?
Küsleri barıştırmak için ara-
buluculuk girişimlerinin an-
lamsızlığı anlaşılınca (anlaşı-
lınca?) bu kez de Batı'nın "Hı-
ristiyan demokrat" siyasal ha-
reketlerine benzer bir Islam
yaratmak hevesleri öne çıktı.
"Müslüman demokrat" bir si-
yasal hareketlenme için, bir
yandan, ha bire "hoşgörü"
çağrılan yapan, ama "demok-
rasi" sözcüğünden şeytan
görmüş gibi kaçan kimi tarikat
mollabaşılarında siyasal ön-
der adaylan arandı; bir yan-
dan da tarikatlan "sivil toplum
örgütü" ilan edip onlara "top-
lumsal meşruiyet" sağlamak
ve demokrasi cephesinde yer
açmak için kollarsıvandı.
Kul ve sivil! Kullardan olu-
şan tarikat örgütlenmeleri ve
sivil toplum örgütleri.!
Breh, breh, breh!
Dün Ingilizcesinin kısaltılmı-
şını yazmış, NGO demiştik.
Açılmışı: Non-governmental
organisations (Hükümet-dışı
organizasyonlar). Hükümet
malum, "hükmetmek"\en ge-
liyor. Peki tarikat ehli kullar, bir
yandan arabalarının arkasına
"Hâkimiyet kayıtsız şartsız Al-
lahmdır" bandı yapıştırıp bir
yandan nasıl NGO (sivil top-
lum örgütü) üyesi olacaklar?
• • •
Sivillik, aristokrasinin, kilise-
nin egemenliğine bir başkaldı-
nydı. Siviller, yaşamlarını dü-
zenleyen yasalan kendileri
yapma hakkı için alanlara ve
gerektiğinde barikatlara çıktı-
lar. Cumhuriyeti ve demokra-
siyi siviller kurdu. O sırada
"kullar", kilisenin kutsadığı
aristokrat karşı-devrim ordu-
lannın gönüllü neferliği için si-
lah başı yapmışlardı.
Günümüzde sivillik, hükü-
metlerin, militaristlerin, kilise-
nin, caminin, tarikat seçkinle-
rinin demokrasiyi sınırlayan
"hükmetme" girişimlerine kar-
şı yurttaşların barışçıl savun-
ma örgütleridir.
Demokrat olmadan sivil
olunmaz. Kullarla da sivil top-
lum örgütü kurulmaz.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
îslamcı Faşistler../
Susurluk'taki kazayla ortaya dökülen "devlet için-
deki örgütlü çefe"nin irticayla bağlantısı nedense hiç
konuşulup tartışılmıyor...
Susurluk'u çözmeden, irticayla mücadele bir işe ya-
rar mı? Çete tarikat bağlantısı ortaya çıkanlmadan,
Türkiye'de demokratik hukuk devletinden söz edile-
bilir mi?
1970'lerde ivme kazanmaya başlayan 'Türk-lslam
sentez/'nin 1998 Türkiyesi'ndeki görülen yüzü şudur:
"Tarikat-siyaset-ticaret-çete."
Jean-Marie Stoerkel'in yazdığı, özgün adı 'Les
Loups de Saint Pierre' (Saint Pierre'in Kurtlan) olan
kitap, Sabah Yayıncılık tarafından 'Mesih Papa'yı ne-
den vurdu?' adıyla yayımlandı...
Kitabı okuyunca Mehmet Ali Ağca'dan Abdullah
Çatlı'ya, Alparslan Türkeş'ten Ruzi Nazar'a, Hen-
ry Arslan'dan Albay Titta'ya
dek uzanan bir ilişkiler
yumağı bizlere bazı ipuçları veriyor, gerici-faşist bağ-
lantılann Vatikan'dan Sofya'ya dek uzandığını göste-
riyor...
O eski fotoğraflara bakmadan, yani Türkiye'deki
'gerici-faşist' örgütlenmenin yapısını tanımadan ne ir-
ticayla ne de çetelerte mücadele edilebilir...
Bu mücadele ancak solun demokratik güç birliğiy-
le ortaya çıkacak bir Meclis'le sonuca ulaşır...
1978 yılının Ekim ayında Alparslan Türkeş, Ber-
lin'dedir ve salon "Başbuğ Türkeş! Başbuğ Tûrkeş!"
diye inlemektedir. Salonda, daha sonra "Komünizme
ölüm" sesleri yükselmektedir.
Bu arada bir kişi ayağa kalkıp şöyle bağınr:
"Islam über alles!"
Türkçe karşılığı ise şudur:
"Islam her şeyin üzerindedir!.."
Ardından Başbuğ Türkeş kürsüye gelir ve şunlan
söyler:
"Sizleri; komünistlere, Yahudilere, tüm solculara
karşı savaşa çağınyorum..."
Türkeş derin bir soluk aldıktan sonra konuşmasını
sürdürür
"Ben büyük bir Türkiye istiyorum. Vıyana'dan Çin 'e
uzanan Turan'ı istiyorum. Birmillet, bir devlet, birli-
der..."
Şimdi birtarikat şeyhi bu duygularlayaşıyor, laik de-
mokratik cumhuriyetin temeline dinamit koyup par-
çaladıktan sonra 'bir millet ve bir devlet' kurup 'Isla-
mi lider' olmak istiyor...
• • •
İstanbul Üniversitesi'nde gerici-faşist grupjar, Ke-
malist, yurtsever, demokrat öğrencilerin üzerine "Ya
Allah Bismillah, Allahüekber" diye saldınyor, olaylan
görüntüleyen televizyon muhabirierini tekmeleyip
'kimlik denetiminden' geçiriyor...
Saldırgan topluluk 10-15 gün önce 'türban eyle-
mi'ne destek vermiyor muydu?
Çoğunluğunu İBDA-C, Hizbullah ve Nizamı ÂJem
Ocaklan nın oluşturduğu topluluğun arkasında kim-
lerin olduğu, bu kışilerin İstanbul Üniversitesi'nde
planlı programlı eylemler gerçekleştirdiği biliniyor...
Gerici-faşist güçlerin İstanbul Üniversitesi için ge-
liştirdikleri plan şudur:
"Üniversiteler tümüyle bizim olmalı..."
Bu plan bizi geçmişe götürüyor ve Bahçelievler
Katliamı'nı anımsatıyor...
Pişman olup yol değiştiren eski ülkücü Ali Yurtas-
lan itiraflannda, Abdullah Çatlı'nın Alparslan Tür-
keş'ten şu buyruğu aldığını açıklar:
"Bahçelievler tümüyle bizim olmalı..."
Çatlı, Türkeş'e yanıt verir:
"Ankara'nın varoşlannda tek bir komünist kalma-
yacaktır, söz veriyorum..."
Abdullah Çatlı henüz 20 yaşındadır ve kendine gö-
re koyu bir Müslümandır...
Tarih:9Ekim1978...
Yer: Ankara-Bahçelievler, 15. Sokak, 56 No'lu ev...
Dört beden, cansız yerde yatmaktaydı ve kurşun-
lanarak ötdürülmüşlerdi. Bu dört ölü genç, Türkiye Iş-
çi Partisi üyesiydi...
• • •
Abdi Ipekçi'nin katil zanlısı Mehmet Ali Ağca, ya-
kalandıktan on gün sonra gazetecilerin önüne çıktı-
ğında ne demişti:
"Ipekçi Müslüman değil, Siyonistlerin uşağıydı; o-
nun için öldürdüm..."
Yirmi yıllık birsüreç, bugün Türkiye'nin nereden ne-
reye geldiğinin bir göstergesi değil midir?
Türk-lslam sentezinin ürünleri 1990 yılının başlann-
da toplanmaya başlandı...
'Gerici-faşist' örgutlenme devleti kuşattı...
Eski ülkücülerin çoğunluğu, bugün 'tarikat şeyhi'nm
himayesi altında olup, Azerbaycan'dan Kırgızistan'a
dek tüm Orta Asya cumhuriyetlerinde ış kurmuşlar-
dır ve kollan ise Türkiye'dedir. Gerici-faşist örgütlen-
menin arkasında ise sermaye desteöi vardır...
İstanbul Üniversitesi'nin önünde İBDA-C, Hizbul-
lah ve 'kurt başı' işareti yapan öğrencileri izlerken
Türkeş'in Almanya konuşmasını anımsayıp kendi
kendime soruyorum:
"Doğan Öz'ün, Uğur Mumcu'nun, Turan Dur-
sun'un, Bahriye Uçok'un, Çetin Emeç'/n vb. katil-
leri nerede?"
E. Posta: Hikmet.Cetinkayafr; raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
ÇAĞDAŞ f B ) YAYINLARI
Hikmet Çetinkaya
SEVDANIN ADRESİ
BELLİ DEĞİL
HİKMET ÇETLNKAYA
SE\
7
DANINADRESİ
BEUJ DEĞİL
tncelemedığınız bir olguyu nasıl bılebılırsiniz kı^ Ya da tanımadığnıa
nasıl değerlendırebdırsınız'-
1
Güvenmevi ıstedınız mı, kuşku ortacan
kalkar da kendınıa adamadıruz mı, sevdanın adresı vıter, gıder. Lsta
bir kalem, duygu viıklü bir vıırekJe birlikte sevdanın adresını aramaya
ve de bulmau ne dersınız-'
Cumhuriyet
^ kitap kulübü
Coğ Pozorlormı A.Ş.
Törkocoğı Cod. No:39/41 (^334)Cağolo§lu-İ5tonbulTel:(212)514 01