Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13MART1998CUMA
HABERLER
DGM'deki
püşvet iddiaları
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tstanbul DGM'de
görülen uyuşturucu
davalarında maddı çıkar
karşılığı bazı sanıklan tahliye
ettiklen gerekçesıvie Milli
Savunma Bakanlığf nca
emeklıve ayrılan Istanbul
DGM yargıçlarından emekli
Albav Faik Sencer"in
yargılanmasma Yargıtay 4.
Ceza Daıresi'nde dün devam
edıldı. Duruşmaya Sencer \e
a\ukatlan katılmadı. Daire.
olava ılişkin bılgısı bulunan
Uğur Çorumluoğlu ile Nuri
Önen'tn talimatla yazılı
olarak ifadesine
başv urulmasına karar vererek
duruşmayı 30 Tsisan'a
erteledi.
İstiklal Marşı'nın
kabulü
• ANKARA (AA) - TBMM
Başkanı Hıkmet Çetın.
İstiklal Marşrnın kabulünün
77. yıldönümü dolayısıyla
mesaj yayımladı. Hikmet
Çetin. mesajinda "Kan ve
ateş çemberinden geçerek bir
ulusun yenıden doğuşunu.
yurt sevgisını. emperyalizme
karşı direnişmi.
bağımsızlığını ve
özgürlüğünü simgeleyen
İstiklal Marşımız, bızim
varoluş kaynağımızdır. moral
gücümüzdür. ülkemızin.
ulusumuzun şanlı destanıdır"
dedı.
FP'de Erbakan
yasagı
• ANKARA (ANKA) - FP
miUetvekıllerinm. kapatılan
RP'nın Genel Başkanı
Necmettın Erbakan" ı ziyaret
etmelenne. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Vural
Sa\aş'ın kapatma da\ası
açma gerekçesı sayacağı
gerekçesıyle parti
yönetimince yasak konuldu.
Millet\ekillerının Erbakan" ı
e\ inde ziyaret etme
gırışımine partı vönetımı
tarafından "Bu aşamada
uygun değil" diye tzin
venlmemesı partı ıçinde
"Eski lidenmizi bile görmek
yasak. Hocamızı özledik"
yakınmalanna yol açtı
TGC İnternerte
• İstanbul Haber Senisi -
Türkıye Gazetecıler
Cemiyeti (TGC). servis
sağlayıcısı thlas Net
aracılığıyla gerçekleştınlen
bağlantıyla lnternet'e girdi.
TGC'den vapılan
açıklamada, lntemet'te
şimdüık cemıyetin tanıtımı.
görev dekı \ e önceki
yönetıcilerı ve üyeleri
hakkmda bılgılenn yer aldığı
bildirildi. TGC'nın lnternet
adresi şöyle:
"http: vvvvvv.turkiyegazetecil
e rcemiyeti.org.tr"
Faşist saldın
• EDİRNE (Cumhuriyet)-
Edırne'dekı Yurt-Kur'a bağlı
Selımıye Öğrencı Yurdu'nda
önceki gece karşıt görüşlüler
arasında çıkan çatışmada 36
ögrencı çeşıtlı yerlerinden
yaralandı. Demır çubuk. satır
ve tabancanın kullanıidığı
öne sürülen olaylarla ılgılı 30
öğrenci gözaltına alındı.
Yaralı öğrencıler yurt
yakınlanndakı Tıp Fakültesi
Hastanesı'nde tedavı
edildıkten sonra taburcu
edıldıler. K.avga>la ılgılı
olarak 30 kışı gözaltına
alınırken saldırganlann
arasında okul dışından gelen
ülkiicülerin de bulunduğu
bıldırıldı.
Göktepe davası karara kalclı
Afyon'daki dünkü duruşmaya, 5'i tutuklu 11 sanıktan 10'u katıldı. Dövülerek öldürülen
Metin Göktepe'nin kardeşleri, sanık polislerin en ağır şekilde cezalandmlmasmı istedi
MERİHAK
AFYON - Evrensel gazete-
si muhabın Metin Göktepe'yı
haber izlerken gözaltına aldık-
lan ve döverek ölümüne ne-
den olduklan belirtilen polis-
ler hakkında açılan da\a kara-
ra kaldı. Afyon Ağır Ceza
Mahkemesi'ndeki 15. duruş-
mada. müdahil avukatlar, sa-
nık polislere. 'kasten adam ÖW
dürmek'ten ağır hapıs cezası
\erilmesını ıstedıler. Duruş-
maya müdahil olarak katılan
anne FadimeGöktepe. heyetin
söz vermesi üzenne. "Mahşe-
re kadar bu davanın hesabını
soracağım. Yakanızdan tuta-
cağnn" dedı.
Afyon Ağır Ceza Mahke-
mesi'nde görülen davanın 15.
oturumu ıçin Ankara, İstanbul
ve lzmir'den 15 ayn otobüsle
bıne yakın yurttaş dün Af-
yon'daydı. Adliyenin arkasın-
da toplanan yurttaşlar "Çete-
lere kıyak. memura dayak". "Bu abhıka da-
ğıtılacak". u
İnadına hepimiz birer Metiniz"
sloganları attılar. Göktepe ailesi ıse Metin
Göktepe"nın fotoğraflannı taşıyarak duruş-
ma salonuna kadar yürüdü. Ağabey Derviş
Göktepe'mn de. u
Kosova'daSırplar,Türki-
ye'de faşistter* yazılı bir pankart taşıması
dıkkat çektı.
Duruşmaya, beşi tutuklu 11 sanıktan Saf-
fet Hızarcı. Fedai Korkmaz. Burhan Koç. İl-
han Sanoğlu. Selçuk Bayraktar. Metin Ku-
şat. Tuncay Lzun. Fikret Kayacan. Seydi
Battal Köse. Şuayip Muduer katılırken as-
kerde olduğu belirtilen Murat Polat katılma-
dı.
Yargıç Mustafa Binşık. duruşmayı açma-
sının ardından taraflara esas hakkındaki gö-
rüşlerini sordu. Söz alan ve "Ben anney-
dim" diyerek konuşmasına başlayan anne
Fadime Göktepe, oğlunun öldürüldüğü gün
evden bir kalem, çanta ve fotoğraf makine-
Göktepe'nin
annesi.
oğlunun
öldürüldüğü
gün evinden
bir kalem.
çanta ve
fotoğraf
maldnesiyle
çıkhğını
belirtti.
Göktepe
ailesi
Metin'in
fotoğraflan-
nı taşıyarak
duruşma
salonuna
kadar
yürüdü.
(Fotoğraf.
OZAN
YAYMAN)
sıyle çıktığını belırterek şunlan söyledi: " O
nun arabası yoktu. arkasında silah kaçırsın.
Elinizi vicdanmıza koyun. Sizin de e\latlan-
nızvar. Metin nıafva olsaydı. şimdi sağdı, ge-
zerdi. Tansu'nun oğlu baıiarda geziyor. Te-
razinin kefeleri bir olnvalı. Biri üstte. biri alt-
ta olmaz. Bizim ourada hukuk devleti yok.
Çeteler ortada geziyor. Susurluk ne oldu?
Mahşere kadar bu da\anın hesabını soraca-
ğım. Yakanızdan tutacağım. Metin'i neden
öklüriip amorlar? Sonra duvardan düştü
diyorlar. Arkadaşlan. 'Metın'ın çantasmda
kimhğını gördük. eğılıp alamadık diyorlar.
Metin ne yaptı? Düşman değD; o,insandı. İn-
sanlar öldürülmez. tnsanlar çiçektiıf
Daha sonra görüşlen sorulan Göktepe'nin
kardeşleri İbrahim, İhsan. Paşa. Meryem,
Gülsüm, Derviş Göktepe de. sanık polisle-
rin en ağır şekilde cezalandınlmaları gerek-
tiğini vurguladılar. Metin Göktepe'nın yen-
gesi Gülsüm Göktepe. "Öyle bir karar alın
ki bir daha"Türkiye sizinle gurur duyuyor'
diyemesinler" dedi.
Esas hakkındaki görüşlerini içeren 26 say-
falık bir dılekçeyı mahkemeye sunan \e mü-
dahil avukatlar adına konuşan Fikret İlkiz ıse
"Suçun önlenmesi adına binlerce kişinin bir
stadyumda toplanması \c gözalüna alınma-
sından sonra. sırf gazeteci olduğu için Gök-
tepe'nin döve dö\e öldürülmesi \e kafasının
kınlması karşısında. faillerin resmi görevli-
ler olarak yararrjklan sosyal tehlike. kusur
veya takdir ka\ ramıyla açıklanamaz" dedı.
A\ ukat İlkiz, sav cınm bir duruşma önce
yaptığı esas hakkındaki görüşünde sanıklar
hakkmda TCK'nin 452/1, 463.. 251. mad-
delerınce ayn ayn mahkûmiyetlerini istedı-
ğıni anımsaftı. tlkiz, bu maddelerin kastı
aşan adam öldürmek ve müessir fiıli ıçerdi-
ğini \urgulayarak."Buradakasö aşan bir fi-
il söz konusu değil. Burada kasıt söz konusu.
Eğer öldürmek istemiyorsanız. yani kasıt
voksa. kırk kez kafasına vur-
mazsınız. Yere düşeni tekme-
lemezsiniz" dıye konuştu. İl-
kiz, sözlennı şöyle sürdürdü:
"Metin Göktepe, sorgu ya-
pılırken itiraf elde etmek için
işkencenin dozu kaçınlarak
öldürülmemiştir. Bu açıdan
davamız diğer işkence ile
adam öldürme danalanndan
a> nlır. Bu kez makrui sırfezi-
yet etme. acı \«rme isteğiyle
dövülerek öldürülmüşrür.
Tepkive infıal yaratan önem-
li bir nokta da. bu biçimde
adam öldürenlerin korundu-
ğudur. Bu sanıklar polis değil
de sıradan \atandaşlar olsay-
dı daha farklı ve mutlaka tu-
tuklu yargılanacaklan ve
mutlaka ceza görecekleri yo-
lundaki inançtuf
İlkiz. 5 Ocak'ta Eyüp Spor
Salonu'nda yapılan keşifle il-
gili bilirkişinın hazırladığı ra-
porun gerçeklen yansıtmadı-
ğını da belirtti.
Müdahil avukatlar. tüm sanıklann, 'Me-
tin Göktepe'yi kasten öldürmekten'
TCK'nin 450,3. maddesı gereğince ayn ay-
n cezalandmlmalannı ve suçun faili tneçhul
bir şekilde işlenmiş olması nedenıyle 20 yıl-
dan az olmamak üzere hapislerini ıstediler.
Daha sonra söz alan sanıklar v e av ukat-
lan ise suçlamalan reddederek beraatlerini
istediler. Sanık avukatlanndan Mehmet Anıt
ıse Göktepe olayının, Sabancı cınayetinin
önbas edılmesi ıçin 'pompalandığını' öne
sürdü. Sanık a\ ukatlarından Ahmet tiger
de, müvekkillennin Memurin Muhakematı
Kanunu'na aykın yargılandığını belirtti.
Duruşma yargıcı. sanık avukatı Ülger'in sık
sık Memurin Muhakematı Kanunu'ndan
söz etmesı üzerine. "Biz bu yasayı tartışan
Meclis değüiz. bunun bir örnegini Meclis'e
gönderin. belki yararlanırlar" dedi. Mah-
keme. da\a>ı karar için 19 Mayıs 1998'e
erteledi.
CHP lideri Baykal,
4
ara rejim' uyansına siyasetçilerin konuşmasmı kanıt olarak gösterdi
'Söylenmesi gerekeni söyledim'
İstanbul Haber Senisi- CHP
Genel Başkanı DenizBaykal. ön-
ceki gün yaptığı "ara rejim'" uya-
nsıyla ilgili olarak kendisinın
söylenmesi gereken her şeyi söy-
ledığini ve ciddi bir görev yaptı-
ğına inandığını belirtti. Baykal,
" l yanmın ne denli önemli okiu-
ğu sorumlu ve tarafsız düşünür-
lerin takındığı tavırdan belli.
Cumhurbaşkanı da dahil olmak
üzere pek çok çe\Tenin bu konu-
da açıkiama yapması bunun
kanıtıdır" dedı. Baykal, Su-
surluk'ta ortaya çıkan flili
güç odaklannın mutlaka
yargı önüne çıkmalan ge-
rektiğini söyledi.
Baykal, dün sırasıyla
Bayrampaşa'da yapılmakta
olan Gıda Toptancıları
Kompleksi Mega Center'ı,
Rami Gıda Toptancıları
Tüccarlan Derneği'ni. Mı-
sırÇarşısı'nı ve İstanbulTi-
caret Odası"nı zıyaret ede-
rek yetkılilerle görüştü. Tür-
kıye'nin sonbaharda seçıme
doğru gittıgını belırten Bay -
kal. hükümetın doğal ömrü-
nü tamamladığmı vurgula-
dı. Baykal, Cumhurbaşkanı,
Başbakan ve partı genel baş-
kanlan da dahil olmak üze-
re hıç kımsenın seçım tarıhı
söyleme olanağına sahip ol-
madığını belirtti ve "Seçim-
le ilgiliözelya da gizli bir tak-
\ imimiz yok. Ama hüküme-
te bakarak Türkiye'nin seçi-
me gittiğini görebiliyoruz"
dedi.
Üniversitelerdekı türban
konusunun hukuk devleti ve ki-
şisel haklarçerçe\esinde ele alın-
ması gerektigini ifade eden Bay-
kal.hukuktan ykaye.ı^dılsebjle
.hvituka. uymak..gerektığını,ka3(-
ıdetti. CHP'nın soldabırlikkoruı-
suna hep sıcak baktığını. fakat
hükümete girmelen halinde bile
bu konuda bir şeyın değışeceği-
ne inanmadığını öne süren Ba\ -
kal, hükümetın AB toplantısına
katılmamasmı olumlu buldukla-
nnı. konunun ulusal bir sorun ol-
duğunu \-urguladi. CHP'nin önü-
müzdeki seçimlerde en iddialı ol-
duğu^pnuoujı enflajyonu düşür-
mek olduğunu söyle^en Baykal,
"Bu konuda formül beUidir ama
uygulayacak iradeye ihtiyaç var.
BunubirtekCHPyapabilir
1
" de-
dı.
Seçim sisteminin seçmen ile
parlamento arasındaki kopuklu-
ğu ortadan kaldırması gerektiği-
ni öne süren Baykal. her bölge-
de, çıkacak milletvekili sayısının
iki katı aday gösterilmesini öner-
diklerini kaydetti. 1980'de parti-
lerin kapatılmasının hata olduğu-
nu belirten Baykal. tarihın, top-
lumun \e kültürün ameliyat edi-
lemeyeceğinı vurguladı. Hükü-
metin verdiği sözlen tutmayarak
toplumda düş kınklığı yarattığı-
nı söyleyen Baykal, Türkiye'nin
temel sorununun sivasette ve
CHP Genel Başkanı Deniz Bay kal, Gıda Toptancıları Kompleksi Mega Center'ı, Rami Gıda Toptancıları Tüc-
carları Derneği'ni, Mısır Çarşısı'nı ve İstanbul Ticaret Odâsı'nı ziyaret etti. (Fotoğraf: KADER TUGLA)
ekonomıde istıkrar olduğunu
söyledi. Türkiye'nin enflasyona
alışmış olmasmın. enflasyonun
olağan ve doğal olduğu anlamj-
na gelmeyeceğini ifade eden
Baykal. enflasyon sorunu çözül-
meden ekonomının sorunlarının
çözülemeyeceğinı kaydetti. Bay-
kal, Türkiye'nin 1995 genel se-
çimlerinden bu yana 3 hükümet
eskıttiğinı de anımsatarak
1
*Gö-
re\ini yapamayan siyasetçiye so-
rumlutuk verilmemelidir. 3
hükümet de enflasy onla mü-
cadele konusunda göre\ini
yapamamış. işini ciddiye al-
mamıştır. Sorun TBMM
aritmetiğiyle ilgili degil. an-
layış sorunudur. Türkiye'de
denenmeyen tek parti
CHP'dir. Çok hükümet tek
politika esasür. Türkiye'nin
yeni bir krize tahammülü
yok. Biz de hükümete attığı
her olumlu adım da destek
olma sözü veren bir muhale-
fet partisiyiz. Hükümet 9 ay
dayandıysa bu sayemizde oİ-
du" diye konuştu.
Türkiye'nin artık yalnız-
ca Ankara'dan yönetileme-
yeceğini savunan Baykal,
şöyle devam etti: "Vergi re-
formu. egitim, sağbk. sosyal
guvenlik konulannda atıla-
cak her olumlu adımı des-
tekteriz. Bu konulan politize
etmiyonız. Eğitim. sağlık \e
sosyal guvenlik alanlannda
de\let gerekeni yapamıyor-
sa, yurttaşların önünü aç-
mah, onlara kolayuk sağla-
mabdır."
YAZIIORHAN BÎRGİT
Önceki gün, Beyoğlu Üçüncü As-
liye Hukuk Mahkemesi'nde, ilk ba-
kışta sıradan bir tazminat isteğı gibi
görünen bir davanın duruşması var-
dı.
Davacı, bugünkü kuşaklann kimli-
ği hakkında fazla bir şey bilmediğini
tahmin ettiğim, Ahmet Karaarslan
isminde bir eski polrtikacı. Davalı, bu-
günkü kuşakların yeterince tanıdığı
Tansu Çiller..
Karaarslan, 12 Eylül 1980 öncesi-
nin milletvekillerinden. Köken olarak
Adalet Partili. Bir bakıma bugünkü
Doğruyol'cuların baba ocağından
gelme. 1977 yılının sonlanna doğru,
Türkiye'de iktidarda bulunan Ikinci
Milliyetçi Cephe hükümetine Adalet,
Milli Selamet ve Milliyetçi Hareket
partileri üye.
CHP hem o yılın haziran ayında
yapılan seçimlerde en fazla milletve-
kili çıkartmış, ama hem de 213 sayı-
sı güvenoyu almasına yetmediği için,
hükümeti Demirel başkanlığındaki
MC ortaklığına kaptırmıştı.
Seçmen çoğunluğunun isteği ile,
parlamento çoğunluğu br kavşakta
birleşemediği için de tablo CHP için-
de o hiçbir zaman bitip tükenmek
Sadece İkbale Ortak Olanlar...
bilmeyen huzursuzluk homurtuları-
na bir yenisini eklemişti. Baykal'ın
sözcülüğünü yaptığı bir grup, kurul-
tay istiyor, tabandan cephe hüküme-
tini düşürecek her girişimin destek-
lenmesini bildiren taleplerbirbirini iz-
liyordu. 11 Aralık 1977 günü yerel se-
çimleryapıldı ve CHP 67 ildeki bele-
diye başkanlıklanndan "günümüz
sosyal demokratlan ya da demokra-
tik sol partililerin kulaklannı çınlata-
cak bir sonuçla" 42'sini kazandı. Il
genel meclislerinde de oy oranını
yüzde 37.1'den yüzde 42.1'e yük-
seltti.
Tablo, seçimlerden sadece 15 il
belediye başkanı alarak çıkan AP'de
beklenen fırtınayı getirdi. Bir süreden
beri huzursuzluk duyan on bir millet-
vekili kıpırdanıyordu.
CHP yönetimi, bu kıpırdanmaya
seyirci kalmadı ve on bir eski AP'Iİ-
den iktidardaki sağ cephe hüküme-
tini düşürmek için verilecek genso-
ruda destek istenildi.
Bu amaçla kurulan ilişkilerin sonu-
na dek gizli kalması mümkün değil-
dir. CHP yöneticileri, on bir milletve-
kili ile İstanbul Florya'da belediyeye
ait Güneş Motel'de masaya oturup
taktik çizdiler. Işin son aşamasında
Bülent Ecevit de bulundu.
Ve CHP'nin hazırladığı gensooı ile,
istifalardan sonra çoğunluğunu yiti-
ren Ikinci MC hükümeti 31 Aralık
1977 günü düşürüldü.
Ve Ecevit'in başkanlığında bir ko-
alisyon hükümeti kuruldu. 11 bağım-
sız milletvekilinden 10'u bu hükü-
mette bakan oldu.
Tansu Çiller, Erbakan'ı kendi baş-
bakanlığı için ikna edip, istifasını
Çankaya'ya gönderdikten sonra
olan gelişmeleri hazmedemeyip gru-
bunun kürsüsünde bu on bir millet-
vekili için, şaibeli pazarlıklar sonun-
da partilerinden aynlma iddiasını or-
taya attı. Iddiayı, arada bir ısıtıp gün-
demde canlı tutuyor.
Ne var ki. pazarlığı yürüttükleri
söylenen, kimi halen TBMM'de mil-
letvekili olarak bulunan CHP'lilerden
de, bu on bir milletvekilinden hayat-
ta kalanlardan da hemen hemen hiç-
bir tepki gelmedi.
Sadece Ahmet Karaarslan ve ay-
nı eylem içerisinde bulunan Mete
Tan'dan başka. Karaarslan, o hükü-
mette Imar ve iskân Bakanı olarak
görev yapıyordu. Dr. Mete Tan da
Sağlık Bakanlığı'nı üstlenmişti.
Bu iki eski politikacının yollan, o
hükümet olayından sonra ayrılmıştır.
Tan, CHP'ye girmiş, 12 Eylül sonra-
sında da DSP'de yer almıştır. Kara-
arslan bağımsız kalmıştır. Hatta ba-
kanlık yaptığı sırada Başbakan'a
kendisi gibi başka bağımsız bakan-
larla bir muhtıra da verip, şikâyetle-
rini sıralamıştır.
Ama her ikisi de, Tansu Çiller'in
isimlerini bir pazarlık nedeniyle poli-
tika kürsülerinde malzeme yapması-
nı hazmedemediler ki, birisi davacı,
diğeri tanık olarak haklarını aramak
üzere yargının yolunu tuttular.
Dava, bayağı da olumlu bir yönde
yürüyor.
Bu eylemin CHP tarafında, o gün-
lerin gazetelerinin ilk sayfalarını süs-
leyen demeçleri ile Milliyetçi Cephe
hükümetinden ülkeyi kurtaran ars-
lanlar rolünü hiç kimseye bırakma-
yanlar ise, köklü bir partinin milletve-
kili pazarlıkları ile hükümet kurduğu
iddialan karşısında nedense ağızla-
rını açmadılar.
Hatta, aynı çatı altındaolduklan bir
kimseden gelen bu iddialar karşısın-
da, olayın tarihe karşı tanıklığını yap-
manın bir vicdan borcu olduğunu da
unutmuş göründüler.
Zaman zaman bazı yurttaşlanm-
dan, bu sosyal demokratların niçin
yeniden bir araya toplanamadıklan
yolunda sorular alırım.
Bir birleşmenin nasıl bir güç ka-
zandıracağı yolunda elbette ben de
kuşku duymam. Ama, bütün siyasi
ömürlerini hep ikbal koltuklarına gö-
re endeksleyenlerin ve politik bilan-
çolannda hep başarı hanesine imza
atmak isteyenlerin fotoğrafları, za-
man zaman gözlerimin önünde ça-
kılır, kalır.
Ahmet Karaarslan'ı da Mete Tan'ı
da sadece kendi dokuz arkadaşlan-
nm değil, bir dönemin politik hesap-
lannın aklanması için giriştikleri bu
savaşımda yalnız bırakanlara yuf ol-
sun.
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
Kadınların Çağrısı •
Türkiye'de hukuk devrimini, bu arada Medenî
Yasa'nın oluşum sürecini ve en başta kadınlara ge-
tirdiklerini, rahmetli hocam Hrfzı Veldet Bey'in ağ-
zından dinlemeliydiniz. Tarihle sosyolojinin iç içe
olduğu bu şöleni öğrencilikyıllanmızda bol bol tat-
tık. Hoca, aynca gazete yazılanyia da ölünceye de-
ğin okurlarını aydınlattı durdu. Başına türbanı ge-
çirirken aklının ve idrakinin önüne de perde geren-
lerin, bunlardan anlayacağı hiçbir şey yoktur.
Hayır, yasaklardan medet ummuyorum!
Sorunun köklerinden biri eğitimde, onun örgüt-
leniş biçimindedir. Laik bir devletin, bir dinin ya da
mezhebin ımamını yetiştirme görevı değilken, üs-
telik laik okullayarışırcasına imam-hatip okulu aç-
mışsınız; "islamda kadından imam olmaz" denir-
ken, kızlar için de, yani gereksiz yere bu yolu dö-
şemişsiniz. Daha korkunç bir şey yapmışsınız: Her
ikisini de, demokratik marifet sanıp meslek okulu
niteliğinden sıyırarak, üniversite kapılannı açmış-
sınız önlerine. Şimdi kız-erkek, okullarda öğrendik-
lerinin talimini üniversitelerde yapıyorlar.
Ve siz çırpınıyorsunuz, görüntülerle savaşıyor-
sunuz,
Oysa. önce bataklığı kurutmalısınız: Erkekler için
imam-hatip okullarını azaltmanın sürecine -gecik-
miş de olsa- girmişsiniz; kızlar için daha da gerek-
çesiz olan kız imam-hatip okullarına, "Önümüzde-
ki yıldan başlayarak öğrenci alınmayacak" diye i-
lan ediniz. Ayrıca, yeniden meslek okulu haline
getiriniz bu okulları; bir kanunun bir maddesinde
vaktiyle-hinoğluhinlikle- yapılan bir değişikliği, tek
cümlede eski haline getırmeniz yetecek.
Ama bir an önce yapınız bunları!
Türkiye'de hiçbir aile, oğlum kızım imam olsun
diye bu okullara göndermiyor çocuklarını; kayma-
kam-vali olsun, yargıç-avukat çıksın, hekim-dişçi
olsun diye yolluyor.
Peki laik okullar varken gereği ne başka yollara
dökülmenin?
Niçin bu aldatmaca, ne adına bu muvazaa?
Demokratik olan, yukarda söylediğimiz önlem-
lerdir; eğitim kurumlarını soysuzlaşmaktan kurta-
rıp yerli yerine oturtacak olan, önce bunlardır.
Cumhuriyet'in 75. yılında sadece bunu yapın,
yeter!
Çünkü, o Cumhuriyet'i kuranların üzerine titre-
dikleri -belki- en önemli devrim, "tevhid-i tedrisat"
yani "öğretimibiıieştirme" ıdi. Öyleydi, çünkü bü-
tün bir Cumhuriyet mirasını geleceğe taşıyıp gö-
türecek kuşakların, "fikri hür, irfanı hür, vicdanı
hür" kuşakların yetişmesine bel bağlamışlardı.
•
Güzel de, kime söylüyoruz bunları?
"Siyasal liberalizm"e evet, her düşünce kendi
kanıtlarından alacak gücünü, doğruyu bulmak için
sonuna değin tartışacak; peki "bırakınızyapsınlar,
bırakınız geçsinler" politıkasına toplumun en ya-
şamsal kurumlarını, başta da eğitiminin kapıtannı
açıp, göz göre göre Cumhuriyet'in çökertilmesi-
nin vebali yok mu gelecek kuşaklar önünde?
Parlamentoya doluşmuş, ama sağı sağ, solu da
,,ŞQloJnrtakjan çıkrhış politika esnafı, başta bunlar
1
değil mi kurumları yozlaştırıp soysuzlaştıranlar?
Yüzde kaçı bilincindedir olan bitenin?
Yeni rüzgârların esişini bekleyişimiz işte bun-
dandır.
Yeni bir hava, yeni bir iklim, yeni bir aydınlık!
Şimdi ülkemizde kadın hareketinde kabaran ye-
ni dalgaya o yüzden umutla bakıyoruz: Kadın
Adayları Destekleme ve Eğitme Derneğı'nin (Ka-
Der) Türkiye çapında başlattığı "Mutfak Tamam,
Sıra Siyasette" kampanyası, bir ihtiyacayanıt ve-
recek.
"Kadının temsilinde bunalım" diye bir sorunu-
muz var: Bizzat kadın, temsilci olarak parlamen-
toda bir avuç; yerel yönetimlerde o kadar bile de-
ğil. Onları siyasete taşımak akıllıca bir yoldur. Par-
lamentoları erkeklerın tekelinden kurtarmak, bu-
gün bütün dünyada ses getiren bir eğilim. "Sorun
sınıfsaldır" deyip umursamazlık etmemeli; ya da
bir iki yoz ömeğe bakıp hep öyle olacak diye umut-
suzluğa düşmemeli.
Yalnız kadın sorununun çözülmesinde değil bü-
tün yurt sorunlarının ayaklan üzerine oturtulmasın-
da, kadınlardan gelecek ağırlığm terazinin ibresi-
ni olumlu yönde değiştireceği kanısındayım.
Bugün yükselen sese kulak kabartalım!
Yeni bir hava, yeni bir iklim, yeni bir aydınlık ta-
şıyoro...
DCM'den dava
Alündağşeriatçüık
suçlamasıylayargdanacak
Yurt Haberieri Servi-
si - Diyarbakır'da "şeri-
af" yanlısı yayınlarıyla
bılinen Söz Gazetesi ve
Söz TV'nin sahibı Meh-
met Ali Alündağ ile 7 ya-
kınına ait tntim AŞ hak-
kında ırticacı faaliyetle-
ri ve devleti dolandır-
mak suçlanndan Diyar-
bakır DGM ve Ağır Ce-
za Mahkemesi'nde 3 ay-
rı dava açıldı. Davalar
sürerken Söz gazetesi-
nin, DGM savcılarını
hedef göstermesi dikkat
çekti.
M. Ali Altındağ hak-
kında "Halkı kin ve düş-
manlığa tahrik etmek"
suçuyla ilgili ilk dava
19977i 106 Esas ve
1997/1063 karar No'lu
iddianameyle Diyarba-
kır 4 No'lu DĞM'de
açıldı. tddianamede Al-
tındağ'm Söz gazetesin-
deki u
Günün Notlan"
köşesinde, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı tarafından Refah Par-
tisi aleyhıne Anayasa
Mahkemesi'nde açılan
kapatma davasmı konu
alan yazısında, "Hedef
Erbakan'ın ne fiziki hali-
dir, ne de RP'nin siyasi
bir parti olmasıdır. Vegâ-
ne hedef bu ülkede ve
toplumun arasında 'Yü-
ce lslam dminı yok etme
planıdır.' Bu da tama-
mıy la büy^k İsrail de\ le-
tinin Doğu ve Güneydo-
ğu'da gerçekleştirmek is-
tediği projenin y ürüıiü-
ğe sokulmasıdır" dediği
belirtıldi.
Iddianamede Altın-
dağ'ın. TCK'nin 312-2-
3 maddeleri gereğince
cezalandırılması talep
edıldı.
Altındağ hakkında \i-
ne 2. dava da 1 No'lu
DGM'de açıldı.
1998 143 Esas ve
1998' 141 karar NoTuid-
dianamede. Altındağ'ın
gazetesindeki köşesinde
-İslam'da Cihad ve Dü-
şünce" başhkıı yazısın-
da. "Cihat İslam'ın ka-
ide ve kurallarınm mu-
hafazasını sajlayan bir
kalkandır. Bırakın oku-
yan gençlerimize yönelik
bu zorbaca yaphnnu,
okulun- müstahdemleri-
nin namaz kılmalarını
bile engelleyen zorba. an-
ti- demokratik bir zihni-
yete karşı susan bir top-
luma ne denilebilinir
kL." dediğine dikkat çe-
kilerekTCK'nn322 2-3
maddeleri gereğince ce-
zalandmlmas: istendi.