Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 MART 1998 CUMA • ••» CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
TURKİYE
Istanbul
Edirne
PB 6 Sinop
PB 3 Samsun
PB 10 Adana A 16
Kocaeli
Y 12 Mersin
PB 6 Trabzon y 13 Diyarbakır
A 18
Çanakkale PB 8 Gıresun
Izmir  T6 Ankara
A 14
Y 11 Şanhurfa A 15
Manisa
Aydın
_A 1Ç) Eskişerm
TB" 7 Mardin A 13
Denizli
Zonguldak
A 10 Konya
6 Siirt A 14
A 11 Sıvas
PB 10 Antalya
PB 8 Hakkâri PB
PB 3 Van PB
A 16 Kars
Yurdun kuzeydoğu
kesımleri parçali çok
bulutlu. Orta Karade-
niz kıyılan, Doğu Ka-
radeniz ıle Doğu Ana-
dolu'nun kuzeydoğu-
su yağışlı, otekı yerler
az bulutlu geçecek
Yağışlar Orta ve Doğu
Karadenız kıyılarında
yağmur. otekı yerler-
de karla kanşık yağ-
mur ve kar şeklınde
olacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
PB
Y
Y
Y
ÇB
1
-1
1
14
6
7
9
8
Berlin
Münıh ÇB 7 Zürıh
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
ÇB
ÇB
ÇB
ÇB
ÇB
Y
PB
6
12
7
8
3
14
13
ÇB 9 Şam
Moskova
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
A
A
A
Y
A
Y
A
-1
21
0
14
11
3
12
22
A 14
Pa'çalı bulutlu Stslı B u l u t t u L Cok bulutlu • k Yagmurtu Kariı Suiukar Gök gurültûhj
GUNCELcÜNEYr ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
RP'nin sürgiti olan Fazilet'leŞaibe Hanım, "Ara
rejim geliyor" diye eteklerine zil takmış, oynuyor-
lar.
Düşününüz ki; bu ikisinde -fimsahın gözyaşlan
bile yok!"
Tersine; sevinçten havalarauçuyorlar. iki neden-
den:
Yılmaz hükümetinin 28 Şubat'takine benzer da-
yatma ile karşılaşacağını, 27 Mart'ta MGK'de as-
ker üyelerce hırpalanacağını umut ederek mutlu
oluyorlar.
Ikinci neden; "Türkiye'yiperde gerisinde yöne-
tenlerin askerier" olduğunun kanıtlandığını dünya-
ya ilan etmeye hazırlanıyorlar.
Aslındaözde; kin dürtüleriyle intikam peşindeler!
Oysa onlardan beklenen bambaşka bir siyasal
eylem. Geçmişte başlarından geçenlerden sonra
demokrasiye yürekten bağlı partiler olarak ara re-
jime, darbeye karşı çıkmalan gerekiyor.
Şaibe ile RP'den gelme FP'de bu inançlı yürek,
bu rejim anlayışı, nerede!..
Üstelik askerler ne o partinm ne de bu hüküme-
tin peşine düşmüş değil.
Onlan ilgilendiren, sarsılmaz ilkelerle bağlı olduk-
ları temel anlayış; Türkiye Cumhuriyeti'nin "laik,
demokratik ve sosyalhukuk devleti" olarak sonsu-
za degin yaşaması.
Irtica, şeriat, köktendinci... Nasıl adlandırırsanız
adlandırınız; laik Cumhuriyete düşman olanların
bütün eylemlerini askerler dün de bugün de çok
dikkatle izliyorlar.
Bizim de yürekten bağlı olduğumuz laisizme kar-
şı, dün de bugün de irticaın hâlâ en büyük ulusal
tehlike olduğuna inanıyorlar.
Kimi kaynaklardan günlerdir yansıyan bilgilere
bakılırsa, askerler irtica konusunda Yılmaz hükü-
metinin uygulamalarını, tutumunu ve siyasetini
eleştiriyorlar.
Ya Çankaya?
Kısacası; hükümetin irticaya karşı mücadelede
başanlı olamadığına inanıyorlar.
Oy kaygısıyla kimi siyasetçilerin artık irticayı sem-
bolize eden türban olaylarına ılımlı bakmalannı ka-
bul edemiyorlar. DTP Genel Başkanı Cindoruk'un
Konya gibi din konusunda ünlü bir ilde "türbanlı ba-
cılara diledikleri gibi giyinmelerini" öğütlemesini
onaylanamaz davranışlara bir örnek olarak göste-
riyorlar.
TGRT'de ekrana gelen Cumhurbaşkanı Demirel
ise askeri kaynaklardan medyaya yansıyan "tel-
kinlerle bilgilerin" tam tersi görüşler öne sürüyor.
Ad vermeden parlamentodan TSK'ye kadar kimi
kurumlara mesajlar gönderiyor.
Cumhurbaşkanı-öncftara rejim sevdalı partileri,
"Darbe olasılıklannı konuşacaksınız. Pekiama ana-
yasayı ne yapacaksınız" diyerek bir güzel paylıyor.
Belki de olumsuz tepki gösterdiği, en fazla du-
yarlı olduğu konuyu içeren, "28 Şubat süreci de-
vam ediyor mu" sorusunu doğrudan yanıtlamıyor.
Geçen aylar olduğu gibi 27 Mart'taki MGK'de "dev-
letin güvenliğinin konuşulacağım" söylüyor.
Durum ve gerçek bu iken, 27 Mart'a verilen önem
ve MGK çevresinde koparılan gürültüyü pek algı-
lamıyormuş gibi bir hava içinde konuşarak, böyle
diyor.
Medyaya aksini gösteren irdelemeler yansıma-
sına karşın; "28 Şubat karartarının uygulandığını ve
sonuçlannın heray MGK'de gözden geçirildiğini"
belirtiyor.
Hatta, bir kitapçık uzatıyor gazeteciye: "Şubat ayı
rapom". "Iştei burada"; uygulamalar ve sonuçlan
gösteren kitapçık!
Sonra bir cümle ekliyor: "28 Şubat'ın 18 mad-
delik tedbirleri mevcut yasalara göre uygulanıyor
ve.. uygulamalar bir günde olup bitecek, değilya"
diyor.
Bu söylemlerden şöyie bir sonuç akla geliyor:
"Çankaya, irtica konusunda hükümetçe gere-
ken önlemlerin alındığına, alınmakta olduğuna, uy-
gulandığına inanıyor. Öyleyse, 27 Mart'ı 28 Şu-
bat'a çevirmemek gerekiyor!" diye düşünüyor.
lyi ama; hem ciddi bilgiler tersine akıyor, hem
de...
Cumhurbaşkanı'na 28 Şubat 1997'de toplanan
MGK'den bir ay önce, Ocak 1997'de Genelkur-
may'da "tek başına girdiği" irticayla ılgili bir brifing
verildiği akla geliyor.
Ve şimdi; Demirel'e, 17 Mart 1998'de, 27
Mart'tan önce "tek başına gireceği" yeni bir bri-
fing, ama niçin veriliyor?
Önemi nerede mi bu iki benzer olayın?
28 Şubat'ta MGK'den 18 maddelik -sert- bir ka-
rar dizisi çıkmıştı. Ya sonra?
Bir yıl rejimin yazgısını etkileyecek olaylar yaşan-
mıştı da!..
Çiller, Demirel'e savaş açtı
'Beni politikaya
sokup araziye uydu'
ANKARA (ANKA) -
DYP Genel Başkanı Tansu
ÇiDer, kendi halınde bir üni-
versite hocasıyken Cumhur-
başkanı Süleyman Demi-
rel ın 'demokrasi mücadele-
si' diye kendisini politikaya
çağırdığını belirterek "Pe-
mokrasi diyediye beynimi >>
kadı. Politikaya çağırdı. gir-
dim. O ise araziye uydu" de-
di.
Çiller. gazetecilerle Buda-
kaltı Restoran'da bir öğle ye-
meği yedi. Çiller, gazeteci-
lerle yaptığı sohbet sırasında
Demirel'e yüklendi. Politi-
kaya girmesinde Demirel"in
çok büyük etkisi olduğunu
belirten Çiller. "Çanka-
ya'nın başındaki adam. de-
mokrasi kahramanlığını bir
tarafa bırakn. Kendisi benim
sivasete ginnem için çok uğ-
raşü. İki >d boy unca demok-
rasi diye diye beynimi yıkadı.
Ben kendi halinde bir iiniver-
site hocasıyken demokrasi
mücadelesi diye beni çağırdı,
ben de girdim. o ise araziye
uydu. Ben net biçimde kav-
gayagiriyorum" diyekonuş-
tu. Çiller "Darbe uyansı yap-
nnız.d^rbe duyumu mu aldı-
mz" şeklindeki sorulara da
"Bunlar asknda saklı olan bir
olay değil- bunu ortaya atan
ilk Deniz Baykal'mış gibi gö-
riindü. Sayın BaykaTın söy-
lediği >e> ler. öyle nereden çık-
n bu denecek birşey değil. Bir
bilgiye dayandığını zannedi-
yoruro", yanıtını verdi. Çil-
îer. eş: Özer ÇDler hakkında
açılan Jâvanın hatırlatılması
üzerin; de "Ne kadar dava
açılıra o kadar iyi olur. Çün-
kü bunlann hepsi birer ifüra
belgesi olarak ortaya çıka-
cakür* diye konuştu.
Zirvede irtica gerflimi• Baştarafı 1. Sayfada
lara. başta siyasi partiler ve bütün kurumlara.
ülkenin hür ve serbest olmasından memnuniyet
duyması gerekenlere sesleniyorum. Rejimi işlet-
nıek. demokrasiyi işletmek varken, halkın yük-
sek iradesine dayanan, ondan güç alan parla-
nıento ve ona dayanan hükümeti işletmek \ar-
ken, darbe tartışmalarının gereğini anlamak
mümkün değildir. Hükümetler beğenilmeyebi-
lir, ancak bunun kurallan vardır. Halktan kuv-
vet almayan hükümetler acaba hesabı kime ve-
recektir? 12 Mart oldu da ne oldu? Sonra Tür-
kiye 10 sene kargaşaya gitti. Bırakm da rejim iş-
lesin.
- De\ letin belkemiği olan askerlerin ana>asada-
ki yerleri bellidir. Askerleri ikide bir önüne gele-
nin sanki. demokrasi>i tehdit ediyor, gibi bir du-
ruma sokmaya hakkı \ok. Bırakın. askerler rahat
- Türkiye çok çabuk bunalıyor. Henüz demok-
ratik rejim inancını verleştirebilmiş degil. Demok-
ratikrejimi işletmek yerine birtakım çe>Teler rou-
cizevi adamlar, reçeteler anyor. Türkiye, bu ara-
yışın içinden hiç kârtı çıkmadı.
Çünkü Türkiye, ne mucizevi adamlar, ne de re-
çeteler buldu. Ne bulduysa demokraside buldu.
Darbeler sonrasında gelmiş hükümetlerin Türki-
ye meselelerini çözdüğüne ilişkin misal göstere-
mezsiniz. Öy leyse ne anyorsunuz darbeden? Dar-
be, hürriyetleri kısıtlamak demektir. Acaba Tür-
kiye'de vatandaşlar temel hak ve hürriverJerden
bıktı mı? Türkiyenin etraftnda bu kadar hadise
var. Böyle bir coğrafyada Türkiye'nin bir hürri-
yet adası olarak kalması kimin gururunu inciti-
yor?"
Cumhurbaşkanı Demirel, çeşitli siyasal parti
temsilcilerinden oluşan "Diyalog Grubu
r
'nu ka-
bulünde de siyasetin parçali olmasının sorun ya-
rattığını belirterek şöyle dedi:
"Bu sistemi işletmek zonındayız. 1%0'tan be-
ri koalisumlar ülke\i hükümetsiz bırakmadı. Fa-
kat koalisvonlardaki istikrarsızlık nedenivle iste-
nilen netice alınamamıştir. ^'ünitme>le \asama
arasındaki durumun yeni baştan gözden geçiril-
mesi gereki>or. De\letin tepeden tırnağa reforma
gereksinimi var. Siyasi paıtilerimizin orurup ka-
fa kafaya verip kendi \ arlıklannı devam ettirmek
için çalışmalan gtrtkir."
Başbakan Mesut \ılmaz da dün gazetecilerin
sorulan üzerine. Türkiye"de ara rejim tartışmala-
rının zaman zaman gündeme geldiğini. ancak şu
anda böyle tartışmalan gerektirecek bir durumun
olduğuna inanmadığını söyledi. Yılmaz. "Sayın
BaykaPın durduk yerde neden böyle bir tarüşma-
>ı başlarüğını anlamış değilim. Herhalde ne kadar
demokratik olduğunu göstermek için başlartT
dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Ece\it, ara rejim
tartışmalannı gereksiz ve sakıncalı bulduğunu.
kaygı uyandıncı herhangi bir gelişmenin olma-
dığınıbelirtti. Ecevit. "Laikliği demokrasi kural-
lan içinde inançlılan incitmeden bu hükümet ka-
dar etküi biçimde konıyabilecek bir hükümet de
ufukta görünmüyor" dedi. Ecevit, seçimin çare
olup olamayacağına ilişkin soru üzerine şunlan
söyledi: "Bizçözümleuğraşıyoruz.Meclis'ingün-
demi son derece yüklü. Vergi reformu. kamu gö-
revlilerinin scndikal hakkı, haller yasası, öğret-
menlere > üzde 18 zam. Uyutuyor deniyor.. u\ utan
biz değüiz; komisyonlardan geçti. Meclis'e geldi.
Biz de Meclh'te öncelikle gündeme alınmasını is-
tiyoruz. Başta yerel yönetim reformuyla. sosyal
güvenlik reformuyla uğraşıyoruz. Biz göre\imizi
yapıyonız. Bu hükümet kadar hızlı çahşan. kap-
samİı reformlan Türkiye ve Meclisin gündemi-
ne getiren bir hükümete rastiamadım."
Gerilimin başka bir ayağı parlamentoda yaşa-
nıyor. tktidar partileri, ara rejim ve darbe söylen-
tilerini reddederken. muhalefet kanadı askeri bir
uyan olacağını ve "27 Mart'ın bu hükümet için
28 Şubat yerine geçeceğini"
1
öne sürüyorlar.
ANAP," Fazilet Partisi ve DYP kulislerinde.
CHP liderinin sözleri üzerine. "Baykal, Çiller ile
anlaşacak. Bunun için zemin hazırlanıa\a çalışı-
yor" yorumlan da yapıldı.
Muhalefet partileri, olası birerken seçime 55.
hükümetle gidilemeyeceğini. CHP'nm DYP \e
FP ile anlaşmasına da "belli çevrelerin izin ver-
me>eceğini" savundular.
CHP lideri BaykaPın liderliğinde bir azınlık
hükümetine FP'nin onay vermeyeceği. CHP'nin
55. hükümetle anlaşmasıyla seçime gidilmesinin
de pek olanaklı olmadığı \ urgulanırken. bu çıkış-
sızlık ortamında teknokratlar hükümeti benzeri
formüllerin gündeme gelebileceği savunuldu.
Anayasanın 116. maddesinde hükümetin güve-
noyu alamaması ya da düşürülmesi durumunda
45 gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadı-
ğı veya kurulduğu halde güvenoyu alamadığı tak-
dirde Cumhurbaşkanfnın TBMM Başkanı'na
danışarak seçimlerin yenilenmesine karar vere-
bileceği öngörülüyor.
TBMM'de bir sıkışıklık tablosunun ortaya çık-
ması \ e güvenoyu alacak bir hükümet kurulama-
ması durumunda Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel'in devreye girebileceği kulislerde konuşu-
luyor.
Kumbaracıbaşı: Ordu rahatsız
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Kumba-
racıbaşı. hükümetin. 28 Şubat'kararlannın 18
maddesinden yalnızca birini yerine getirdigini
belirterek ordunun. hükümetin gidişatından ra-
hatsız olduğunu söyledi. Kumbaracıbaşı. CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal'ın uyanlannın cid-
diye alınması gerektiğini belirtti. CHP Genel Sek-
reter Yardımcısı Eşref Erdem. bir " 12 Mart mağ-
duru" sıfatıyla katıldığı parlamento muhabirle-
rinin düzenlediği toplantıda gazetecilerle sohbet
etti. Erdem. Baykal'ın son konuşmasıyla ilgili
sorulara "Darbe deyince sadece askerler akla ge-
liyor. Halbuki. sivil darbeciler de \ar. Ba> kal'ın
uyansı "Askerler darbe yapacak" diye değil, Tür-
kiye tıkanıyor" diyor. Ece\it'in ifade ettiği gibi
darbeyi sadece askeıierle sınııiamak, tehlikeyi
küçümscmekrir" dedi.
Kalemli
ifade
verecek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Eski TBMM Baş-
kanı Mustafa Kalemli genel
kurul salonunun yenilenme-
si sırasındaki yolsuzluk iddi-
alanyla ilgili olarak oluştu-
rulan Meclis Araştırması
Komisyonu'na 24 Mart Sa-
lı günü ifade verecek. Ka-
lemli'nin aynı gün malvarlı-
ğıyla ilgili bildirimde bulu-
nacağı da belirtildi.
TBMM Genel Kurul Sa-
lonu'nun yenilenmesiyle il-
gili yolsuzluk iddialannı
araştırmak üzere kurulan
komisyon, Ahmet Piriştina
başkanlığında toplandı.
Toplantıda genel kurul salo-
nunun proje mimarlan tlha-
milral ve AdnanL'ral din-
lendi. Mimarlann, fiyatlann
yüksek olduğunu belirttik-
leri, denetim konusunda da
bazı kısıtlamalarla karşılaş-
tıklanndan yakındıklan bil-
dirildi. Piriştina toplantıdan
sonra yaptığı açıklamada,
önümüzdeki haftadan itiba-
ren haftada üç gün çalışma
yapacaklarını belirtti.
Türk-îş'ten irtica raporu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türk-tş. laik ve demokratik cumhu-
riyeti gizli ya da açık biçimde yok et-
meyi amaçlayan tüm yasadışı örgüt-
lerin üzerine kararfflİKÎjfği'cinrriesini
istedi. Türk-Iş bu istemlerini içeren
bir raporu Başbakan MesutYıl maz'a
verdi.
Türk-Iş Başkanı Bayram Meral ve
beraberindeki heyet. dün Başbakan
Yılmaz'ı ziyaret ettiler. Türk-lş'in
sunduğu raporda şu isteklere ver ve-
rildi:
- Laik ve demokratik cumhuriyeri
gizli ya da açık biçimde yok etmeye ve
cumhuriyetin temel niteliklerini de-
ğiştirmeye çahşan, anayasanın 24. ve
174. maddesinde özel koruma altına
alınmış kanunlan ihlal eden veya et-
me>i amaçlayan tüm yasadışı örgüt-
lenmelerin üzerine kararlı bir biçim-
de gidilmeli, kutsal dini inançlann si-
yasi malzeme yapılması engellenme-
lidir. \atandaşlann, dini vecibelerini
inançlan dogrulrusunda yerine getir-
mesinde gösterilen saygı özenle ko-
runmalıdır.
- Kamu görevlileri sendikalan ka-
nun tasansı. 87 \e 98 sayılı ILO söz-
leşmelerine uygun hale getirilmesi
amacıyla yeniden değerlendirmeye
alınmalıdır. Siyasi Partiler Yasası ve
Seçim Yasası demokratikleştirilme-
lidir. Millervekili dokunulmazlığı ya-
sama göre\ i ıle sınırlı kılınmalıdır.
- Özelleştirme. ülkenin ve halkın çı-
karlan aleyhinde işlemekte, usulsüz-
lük \e çıkar sağlama konusunda çeşit-
li iddialara \e dedikodulara yol aç-
makta ve birçok örnekte de görüldü-
ğü gibi yaygin işçi kıyımına neden ol-
maktadır. Özelleştirme durdurulma-
lıdır. Hukuk de\ leti \ ılı olarak ilan edi-
len 1998yılında,özelleştirmenin ipta-
li veya yürütmenin durdurulması ko-
nusundaki mahkeme kararlan gecik-
tirilmeksizin uygulanmalıdır.
- SSK'nin sorunlarına. kaçak işçi-
likle mücadele. özerk ve demokratik
bir yönetim vapısı ve devletın prim
katkısı temelinde çözüm aranmalı.
SSK kaynaklannın Zıraat Banka-
sı'nda vadesiz hesapta tutulması gi-
rişimine son verilmelidir.
- V'ergi reformu, ka\ıt dışı kesimle-
rin kayıt altına alınmasını, herkesin
geliri \e serveti ileorannlı \ergi \erme-
sini sağlayacak \c ücretlilerin sırtında-
ki ağır dolaylı ve dolaysız vergi yükü-
nü azaltacak bir anla>ışla yapılmalı-
dır. \ergi kaçakçılığının önlenebilme-
si için birçok Batı ülkesinde de oldu-
ğu gibi vergi kaçakçılan, devlet malı-
nı çalanlar gibi cezalandınlmahdır.
- lşsizlik sigortası. özerk \e de-
mokratik bir yapıda kurulmalı. işsiz-
lik sigortası fonunun yönetiminde iş-
çileretkili bir biçimde remsiledilme-
lidir. Gelir dağılımı adaletsizliğini
azaltıcı önlemler alınmalıdtr.
-Zorunlu tasarruf kesintileri kaldı-
rdmaİL, ücretlerden \apılan kesinti \e
işveren katkısı ücretlere eklenmeli,
fondaki birikim en kısa sürede hak
sahiplerine ödenmeli, fonun tasfiyesi-
ne kadar fondaki birikim pi\ asada ge-
çerii faiz oranlarında nenıalandırıl-
malı \ey a hazine bonosuna y atınlma-
lıdır.
- Rüş\etin. yolsuzluklann. haksız
kazancın. israfın ve de\ leti ele geçir-
meye çahşan çetelerin üzerine karar-
lı bir biçimde gidilmelidir.
- Enflas\onun kontrol altına alın-
ması amacı> la kamu kesimince üreti-
len mallara zam \apılmaması konu-
sunda verilen sözlere sadık kalınma-
hdır.
- Ulus ötesı şırketlerin ulusal dev-
letlerüzerindehâkimivetinisaglayan
temel ışçi haklannı ve sendikal hak ve
özgürlükleri tümüyle göz ardı eden
ve ülkemizi kapirülasyonlardönemi-
ne geri götürecek olan Cok Taraflı
Yatınm Anlaşması imzalanmamalı-
dır.
- Başta Güne>doğu ve Doğu Ana-
dolu bölgelerindeki Bdediv e-fş Sendi-
kası üyesi işçiler olmak üzere tüm iş-
kollanndaki işçilerin ücret ve diğer
alacaklannın ödenmesi sağlanmalı-
dır.
Sağcı sendika
• Baştarafı 1. Sayfada
mur gülecek" sloganlan
atan memurlaraCHP'liler.
"Faşist sendika istemiyo-
nız", "Yüreğiniz varsa Kı-
alay "agidin" sloganlanyla
tepki gösterdiler.
Genel merkez binasına
siyah celenk bırakılmasına
izin verilmemesi üzerine
olay çıkaran sendika üye-
leri. parti otobüsünün üze-
nne çelenk bırakmalannı
önlenmek isteyen CHP'li-
leri yumrukladılar. Bu sıra-
da bina dışına çıkarak pro-
testoyu durdurmaya çah-
şan Genel Sekreter Adnan
Keskin de polis tarafından
tartaklandı. Kendisine sal-
dıran polisin copunu alma-
yı başaran Adnan Keskin.
Yanıt anahtarı
daha sonra düzenlediği ba-
sın toplantısında, "Mesut
Yılmaz ve araba solcusu
Ecevit'in anısına bu copu
odamda saklayacağım"
dedi.
Keskin. Ankara Valisi
Erdoğan Şahinoğlu'nu da,
görevinin gereklerini yeri-
ne getirmediği gerekçesiy-
le istifaya çağırdı. Keskin,
polislerin de eylemcilerle
aynı ideolojiyi paylaştıkla-
n için CHPönünde'bir so-
kak hareketinin sergilen-
mesine' izin verdiğini sa-
vundu. Keskin, "Eşkıya
yöntemleriyle CHP'yi bas-
tırmava çaliştılar. Bunlann
amacı KESK'i devre dışı
bırakmak" görüşünü dile
getirdi.
TÜRKÇE: 1) B, 2) C, 3) B, 4) A, 5) E, 6) D. 7) B,
8)B,9)D, 10) D, 11)D, 12) A, 13) E. 14) B, 15)
A, 16) A, 17) B, 18) D, 19) A, 20) C. TARİH: 1)
E. 2) B, 3) C, 4) E. 5) Ç, 6) C, 7) E, 8) E, 9) B, 10)
D. 11) A, 12) C. COĞRAFYA: 1) C, 2) C, 3) D,
4) B, 5) B. 6) D, 7) A. 8) C, 9) E. SOSYOLOJt:
1) B, 2) D, 3} C, 4) E, 5) B, 6) E, 7) E, 8) D, 9) E.
MATEMAT1K: 1) D, 2) B, 3) D, 4) C, 5) D, 6) C,
7) C, 8) E. 9) C, 10) B, 11) D, 12) A, 13) C, 14) B.
15) B, 16) B, 17) E, 18) C. 19) C, 20) C. FİZIK:
1) B. 2) C, 3) E, 4) C, 5) D, 6) B, 7) B, 8) C, 9) E,
10) A, 11)D, 12)A.KİMYA:1)D,2)A,3)E,4)
E, 5) C, 6) D, 7) A, 8) B, 9) E. BÎYOLOJt: 1) D,
2) E, 3) C, 4) A, 5) C, 6) D, 7) C, 8) D, 9) D.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
B Baştarafı 1. Sayfada
se tüm siyasetçiler, otoyolda tam gaz araç kulla-
nırken, gemilere yön tarif eden kişileri anımsatıyor.
Siyasetin gündemine oturan başlık şu:
"Ara rejim tehlikesi..."
Bu başlık bir başka tanımla, parlamenter de-
mokrasi açısından en tehlikeli durum. Böyle bir
tehlike karşısında toplum ne yapar?
Gözlerini siyasi partilerin liderlerine diker...
Neden?
Çünkü parlamentoyu oluşturan siyasi partileri
temsil ediyorlar. Rejimin en sorumlu noktalannda
onlar var.
Bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra siyasi par-
tilerimizin takındıklan tutumlan tek tek irdelemeye
çahşalım.
Önce iktidar-muhalefet açısından bakalım. Ikti-
dann söylediklerini dikkate alırsanız, Türkiye'de
her şey rayına oturma yolunda, muhalefeti dinler-
seniz her şey ama her şey karaya oturmuş durum-
da.
Ortada bir oturma var ama!
Tek tek partilere bakınca... Dağınık demek bile
çok zor. Zira, bir şeye dağınık demek için birbirine
yakın durumlann olması gerekli.
CHP lideri Deniz Baykal salı günü partisinin
grup toplantısında yaptığı değerlendirmelerle, si-
yaseti ayağa kaldırdı. Baykal'a göre, durum çok
ciddiydi:
"Uyarma ihtiyacı hissettim. Gidiş iyi değil. Top-
luma güven vermek gerekiyor. Bu uyanyı yapma
gereği duydum. "
Buna hükümet ortağı Ecevit'ten sert yanıt gel-
di:
"Böyle bir şey yok. Kimse ara rejimden medet
ummasın. Asker kendi işinde, siyasiler kendi işin-
de."
Demokrasiden sorumlu Tansu Çiller, kriz varsa
benzini benden deyip Baykal'ın konuşmasına sa-
nldı:
"Bağıra bağıra geliyor..."
Başbakan Mesut Yılmaz, kriz varsa perdesi
benden deyip Baykal'ın konuşmasına saldırdı:
"Sayın Baykal durduk yerde neden böyle bir
tartışmabaşlattı, anlayabilmişdeğilim. Türkiye'de
zaman zaman ara rejim tartışmalan gündeme ge-
lir. Ama şu anda böyle bir durum yok."
Aklınıza getirmeyin...
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise hava-
lar soğusa, başkanlık sistemine geçilmemesine
bağlıyor. Son yaptığı değerlendirmelerde rejimin
daha iyi işlemesi gerektiğini vurguladıktan sonra,
başkanlık sisteminde ısrariı olduğunu yineledi. De-
mirel'in ara rejim tartışmalarıyla ilgili düşüncesi şu:
"Onu hiç aklınızdan geçirmeyin..."
-Neyi?
"Onu.."
-One?
"Ara rejim.."
Akıldan çıkmıyor ki...
Siyasiler konuya bu kadar zıt baktıktan sonra,
halk ne yapsın?
Muhalefet partilerinde şöyle bir hava görüyoruz:
"27 Mart'taki MGK, bu hükümetin 28 Şubat'ı
olacak."
Bu değerlendirme, TBMM kulislerinde yüksek
sesle dillendiriliyor. Tablo, partilerin siyasi çıkarla-
rı ülke çıkarlarının önüne koyduğunu gösteriyor.
Partiler çıkış yolunu birbirine çıkışmakta buluyor.
Rejim için çıkışacaklanna çakışsalar, toplum da
rahatlayacak rejim de...
Daha önce de vurguladığımız bir dilek vardı:
"Dileyelim ki, gazeteler hep, 'gözler TBMM'de'
başlığı atsın. 'Gözler MGK'de' başlığı olmasın..."
Olmadı... Bu ay yine gözler MGK'de...
Seçim gerginliğe çare olur mu?
Bu yasayla zor. Böyle bir ortamda seçime git-
mek, kokmuş aşın suyunu değiştirmek olur. Aş
koktuktan sonra suyunu değiştirseniz de ten-
ceresini değiştirseniz de değişen bir şey olmaz...
Gökçek'e sanat dersi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 6. Asli-
ye Hukuk Mahkemesi.
heykeltıraş Mehmet Ak-
soy'un yapıtını "Böyle sa-
natın içine tüküreyim. Ah-
laksı/lığın adını sanat koy-
muşlar" diyerek kaldırtan
Ankara Büyükşehir Bele-
diye Başkanı Meüh Gök-
çek'i tazminata mahkûm
eden kararının gerekçesini
açıkladı. Mahkeme. "Hiç
kimse çağdaş ve gelişmiş
bir Türkiye imajını, böyle
bir sanat anlayışı ile yön-
lendiremez™ görüşüne yer
verdi.
Ankara 6. Asliye Hukuk
Mahkemesi Yargıcı Sami
Özfirat, 2000'liyıllaragi-
rilirken herhangi bir hey-
keli "müstehcenlik baha-
nesiyle" depolara atmanın
günümüz sanat anlayışına
uygun olmadığını vurgu-
layarak. "TopJumsal ahlak
ve adaba aykırılık duru-
munun değeıiendirilmesi,
vatandaş olarak hiç kimse-
nin sübjektif ahlak anlayı-
şına ve duygulanna göre
yapılamaz. Böyle bir de-
ğerlendirmeyi sanatkârlar
dahi vapamazlar" dedi.
Mahkemenin gerekçeli
karannda. belediye ile sa-
natçı arasındaki ilişkinin
5846 sayılı Fikir ve Sanat
Eserleri Yasası'ndan kay-
naklandığı belirtilerek.
eserin Altınpark'ta sergi-
lenmesi amacıyla alındığı
konusunda taraflar arasın-
da herhangi bir anlaşmaz-
Iık olmadığı kaydedildi.
Davacı Mehmet Ak-
soy'un. dava konusu eseri
belediyeye satmakla fikri
haklannı da devretmiş ol-
madığı bildirilen gerekçe-
li kararda, Melih Gök-
çek'in. heykelle ilgili dü-
şüncelerini açıklarken es-
ki yönetimin sanat anlayı-
şını eleştirdiği ve değer-
lendirmelerinin sanatsal
eleştirinin dışında olduğu
vurgulandı. Kararda yer
verilen bazı görüşler şöy-
le: "Kamu yönetiminde is-
tikrar hâkimdir. Eski yö-
netimin siyasal görüşlerini
beğenmeyerek davacının
sanat va ahlak anlayışını
kamu yöneticisine uygun
olmayacak şekilde belirt-
mesi yasalarla bağdaşmaz
ve aynca bu sözler tecrü-
beli bir belediye başkanı ol-
sun ya da olmasın hiç kim-
se tarafından söv lenmeme-
si gereken sözlerdendir. Ü1-
kemizde kendi sanatçılan-
nın yapırlannı destekle-
mek yerine tenkit eden bir
yaklaşım, hiçbir dünya gö-
rüşü ya da inanç sistemi
içinde kabul cdilemez. Kül-
tür alanında yok olmak is-
temiyorsak nadir yetişen
sanatkârlannuza değer ve-
rilmesi ve teşvik edilmesi
gerekir."