25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MART 1998 CUMA • ••» CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 TURKİYE Istanbul Edirne PB 6 Sinop PB 3 Samsun PB 10 Adana A 16 Kocaeli Y 12 Mersin PB 6 Trabzon y 13 Diyarbakır A 18 Çanakkale PB 8 Gıresun Izmir  T6 Ankara A 14 Y 11 Şanhurfa A 15 Manisa Aydın _A 1Ç) Eskişerm TB" 7 Mardin A 13 Denizli Zonguldak A 10 Konya 6 Siirt A 14 A 11 Sıvas PB 10 Antalya PB 8 Hakkâri PB PB 3 Van PB A 16 Kars Yurdun kuzeydoğu kesımleri parçali çok bulutlu. Orta Karade- niz kıyılan, Doğu Ka- radeniz ıle Doğu Ana- dolu'nun kuzeydoğu- su yağışlı, otekı yerler az bulutlu geçecek Yağışlar Orta ve Doğu Karadenız kıyılarında yağmur. otekı yerler- de karla kanşık yağ- mur ve kar şeklınde olacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB PB Y Y Y ÇB 1 -1 1 14 6 7 9 8 Berlin Münıh ÇB 7 Zürıh Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına ÇB ÇB ÇB ÇB ÇB Y PB 6 12 7 8 3 14 13 ÇB 9 Şam Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K A A A Y A Y A -1 21 0 14 11 3 12 22 A 14 Pa'çalı bulutlu Stslı B u l u t t u L Cok bulutlu • k Yagmurtu Kariı Suiukar Gök gurültûhj GUNCELcÜNEYr ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada RP'nin sürgiti olan Fazilet'leŞaibe Hanım, "Ara rejim geliyor" diye eteklerine zil takmış, oynuyor- lar. Düşününüz ki; bu ikisinde -fimsahın gözyaşlan bile yok!" Tersine; sevinçten havalarauçuyorlar. iki neden- den: Yılmaz hükümetinin 28 Şubat'takine benzer da- yatma ile karşılaşacağını, 27 Mart'ta MGK'de as- ker üyelerce hırpalanacağını umut ederek mutlu oluyorlar. Ikinci neden; "Türkiye'yiperde gerisinde yöne- tenlerin askerier" olduğunun kanıtlandığını dünya- ya ilan etmeye hazırlanıyorlar. Aslındaözde; kin dürtüleriyle intikam peşindeler! Oysa onlardan beklenen bambaşka bir siyasal eylem. Geçmişte başlarından geçenlerden sonra demokrasiye yürekten bağlı partiler olarak ara re- jime, darbeye karşı çıkmalan gerekiyor. Şaibe ile RP'den gelme FP'de bu inançlı yürek, bu rejim anlayışı, nerede!.. Üstelik askerler ne o partinm ne de bu hüküme- tin peşine düşmüş değil. Onlan ilgilendiren, sarsılmaz ilkelerle bağlı olduk- ları temel anlayış; Türkiye Cumhuriyeti'nin "laik, demokratik ve sosyalhukuk devleti" olarak sonsu- za degin yaşaması. Irtica, şeriat, köktendinci... Nasıl adlandırırsanız adlandırınız; laik Cumhuriyete düşman olanların bütün eylemlerini askerler dün de bugün de çok dikkatle izliyorlar. Bizim de yürekten bağlı olduğumuz laisizme kar- şı, dün de bugün de irticaın hâlâ en büyük ulusal tehlike olduğuna inanıyorlar. Kimi kaynaklardan günlerdir yansıyan bilgilere bakılırsa, askerler irtica konusunda Yılmaz hükü- metinin uygulamalarını, tutumunu ve siyasetini eleştiriyorlar. Ya Çankaya? Kısacası; hükümetin irticaya karşı mücadelede başanlı olamadığına inanıyorlar. Oy kaygısıyla kimi siyasetçilerin artık irticayı sem- bolize eden türban olaylarına ılımlı bakmalannı ka- bul edemiyorlar. DTP Genel Başkanı Cindoruk'un Konya gibi din konusunda ünlü bir ilde "türbanlı ba- cılara diledikleri gibi giyinmelerini" öğütlemesini onaylanamaz davranışlara bir örnek olarak göste- riyorlar. TGRT'de ekrana gelen Cumhurbaşkanı Demirel ise askeri kaynaklardan medyaya yansıyan "tel- kinlerle bilgilerin" tam tersi görüşler öne sürüyor. Ad vermeden parlamentodan TSK'ye kadar kimi kurumlara mesajlar gönderiyor. Cumhurbaşkanı-öncftara rejim sevdalı partileri, "Darbe olasılıklannı konuşacaksınız. Pekiama ana- yasayı ne yapacaksınız" diyerek bir güzel paylıyor. Belki de olumsuz tepki gösterdiği, en fazla du- yarlı olduğu konuyu içeren, "28 Şubat süreci de- vam ediyor mu" sorusunu doğrudan yanıtlamıyor. Geçen aylar olduğu gibi 27 Mart'taki MGK'de "dev- letin güvenliğinin konuşulacağım" söylüyor. Durum ve gerçek bu iken, 27 Mart'a verilen önem ve MGK çevresinde koparılan gürültüyü pek algı- lamıyormuş gibi bir hava içinde konuşarak, böyle diyor. Medyaya aksini gösteren irdelemeler yansıma- sına karşın; "28 Şubat karartarının uygulandığını ve sonuçlannın heray MGK'de gözden geçirildiğini" belirtiyor. Hatta, bir kitapçık uzatıyor gazeteciye: "Şubat ayı rapom". "Iştei burada"; uygulamalar ve sonuçlan gösteren kitapçık! Sonra bir cümle ekliyor: "28 Şubat'ın 18 mad- delik tedbirleri mevcut yasalara göre uygulanıyor ve.. uygulamalar bir günde olup bitecek, değilya" diyor. Bu söylemlerden şöyie bir sonuç akla geliyor: "Çankaya, irtica konusunda hükümetçe gere- ken önlemlerin alındığına, alınmakta olduğuna, uy- gulandığına inanıyor. Öyleyse, 27 Mart'ı 28 Şu- bat'a çevirmemek gerekiyor!" diye düşünüyor. lyi ama; hem ciddi bilgiler tersine akıyor, hem de... Cumhurbaşkanı'na 28 Şubat 1997'de toplanan MGK'den bir ay önce, Ocak 1997'de Genelkur- may'da "tek başına girdiği" irticayla ılgili bir brifing verildiği akla geliyor. Ve şimdi; Demirel'e, 17 Mart 1998'de, 27 Mart'tan önce "tek başına gireceği" yeni bir bri- fing, ama niçin veriliyor? Önemi nerede mi bu iki benzer olayın? 28 Şubat'ta MGK'den 18 maddelik -sert- bir ka- rar dizisi çıkmıştı. Ya sonra? Bir yıl rejimin yazgısını etkileyecek olaylar yaşan- mıştı da!.. Çiller, Demirel'e savaş açtı 'Beni politikaya sokup araziye uydu' ANKARA (ANKA) - DYP Genel Başkanı Tansu ÇiDer, kendi halınde bir üni- versite hocasıyken Cumhur- başkanı Süleyman Demi- rel ın 'demokrasi mücadele- si' diye kendisini politikaya çağırdığını belirterek "Pe- mokrasi diyediye beynimi >> kadı. Politikaya çağırdı. gir- dim. O ise araziye uydu" de- di. Çiller. gazetecilerle Buda- kaltı Restoran'da bir öğle ye- meği yedi. Çiller, gazeteci- lerle yaptığı sohbet sırasında Demirel'e yüklendi. Politi- kaya girmesinde Demirel"in çok büyük etkisi olduğunu belirten Çiller. "Çanka- ya'nın başındaki adam. de- mokrasi kahramanlığını bir tarafa bırakn. Kendisi benim sivasete ginnem için çok uğ- raşü. İki >d boy unca demok- rasi diye diye beynimi yıkadı. Ben kendi halinde bir iiniver- site hocasıyken demokrasi mücadelesi diye beni çağırdı, ben de girdim. o ise araziye uydu. Ben net biçimde kav- gayagiriyorum" diyekonuş- tu. Çiller "Darbe uyansı yap- nnız.d^rbe duyumu mu aldı- mz" şeklindeki sorulara da "Bunlar asknda saklı olan bir olay değil- bunu ortaya atan ilk Deniz Baykal'mış gibi gö- riindü. Sayın BaykaTın söy- lediği >e> ler. öyle nereden çık- n bu denecek birşey değil. Bir bilgiye dayandığını zannedi- yoruro", yanıtını verdi. Çil- îer. eş: Özer ÇDler hakkında açılan Jâvanın hatırlatılması üzerin; de "Ne kadar dava açılıra o kadar iyi olur. Çün- kü bunlann hepsi birer ifüra belgesi olarak ortaya çıka- cakür* diye konuştu. Zirvede irtica gerflimi• Baştarafı 1. Sayfada lara. başta siyasi partiler ve bütün kurumlara. ülkenin hür ve serbest olmasından memnuniyet duyması gerekenlere sesleniyorum. Rejimi işlet- nıek. demokrasiyi işletmek varken, halkın yük- sek iradesine dayanan, ondan güç alan parla- nıento ve ona dayanan hükümeti işletmek \ar- ken, darbe tartışmalarının gereğini anlamak mümkün değildir. Hükümetler beğenilmeyebi- lir, ancak bunun kurallan vardır. Halktan kuv- vet almayan hükümetler acaba hesabı kime ve- recektir? 12 Mart oldu da ne oldu? Sonra Tür- kiye 10 sene kargaşaya gitti. Bırakm da rejim iş- lesin. - De\ letin belkemiği olan askerlerin ana>asada- ki yerleri bellidir. Askerleri ikide bir önüne gele- nin sanki. demokrasi>i tehdit ediyor, gibi bir du- ruma sokmaya hakkı \ok. Bırakın. askerler rahat - Türkiye çok çabuk bunalıyor. Henüz demok- ratik rejim inancını verleştirebilmiş degil. Demok- ratikrejimi işletmek yerine birtakım çe>Teler rou- cizevi adamlar, reçeteler anyor. Türkiye, bu ara- yışın içinden hiç kârtı çıkmadı. Çünkü Türkiye, ne mucizevi adamlar, ne de re- çeteler buldu. Ne bulduysa demokraside buldu. Darbeler sonrasında gelmiş hükümetlerin Türki- ye meselelerini çözdüğüne ilişkin misal göstere- mezsiniz. Öy leyse ne anyorsunuz darbeden? Dar- be, hürriyetleri kısıtlamak demektir. Acaba Tür- kiye'de vatandaşlar temel hak ve hürriverJerden bıktı mı? Türkiyenin etraftnda bu kadar hadise var. Böyle bir coğrafyada Türkiye'nin bir hürri- yet adası olarak kalması kimin gururunu inciti- yor?" Cumhurbaşkanı Demirel, çeşitli siyasal parti temsilcilerinden oluşan "Diyalog Grubu r 'nu ka- bulünde de siyasetin parçali olmasının sorun ya- rattığını belirterek şöyle dedi: "Bu sistemi işletmek zonındayız. 1%0'tan be- ri koalisumlar ülke\i hükümetsiz bırakmadı. Fa- kat koalisvonlardaki istikrarsızlık nedenivle iste- nilen netice alınamamıştir. ^'ünitme>le \asama arasındaki durumun yeni baştan gözden geçiril- mesi gereki>or. De\letin tepeden tırnağa reforma gereksinimi var. Siyasi paıtilerimizin orurup ka- fa kafaya verip kendi \ arlıklannı devam ettirmek için çalışmalan gtrtkir." Başbakan Mesut \ılmaz da dün gazetecilerin sorulan üzerine. Türkiye"de ara rejim tartışmala- rının zaman zaman gündeme geldiğini. ancak şu anda böyle tartışmalan gerektirecek bir durumun olduğuna inanmadığını söyledi. Yılmaz. "Sayın BaykaPın durduk yerde neden böyle bir tarüşma- >ı başlarüğını anlamış değilim. Herhalde ne kadar demokratik olduğunu göstermek için başlartT dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Ece\it, ara rejim tartışmalannı gereksiz ve sakıncalı bulduğunu. kaygı uyandıncı herhangi bir gelişmenin olma- dığınıbelirtti. Ecevit. "Laikliği demokrasi kural- lan içinde inançlılan incitmeden bu hükümet ka- dar etküi biçimde konıyabilecek bir hükümet de ufukta görünmüyor" dedi. Ecevit, seçimin çare olup olamayacağına ilişkin soru üzerine şunlan söyledi: "Bizçözümleuğraşıyoruz.Meclis'ingün- demi son derece yüklü. Vergi reformu. kamu gö- revlilerinin scndikal hakkı, haller yasası, öğret- menlere > üzde 18 zam. Uyutuyor deniyor.. u\ utan biz değüiz; komisyonlardan geçti. Meclis'e geldi. Biz de Meclh'te öncelikle gündeme alınmasını is- tiyoruz. Başta yerel yönetim reformuyla. sosyal güvenlik reformuyla uğraşıyoruz. Biz göre\imizi yapıyonız. Bu hükümet kadar hızlı çahşan. kap- samİı reformlan Türkiye ve Meclisin gündemi- ne getiren bir hükümete rastiamadım." Gerilimin başka bir ayağı parlamentoda yaşa- nıyor. tktidar partileri, ara rejim ve darbe söylen- tilerini reddederken. muhalefet kanadı askeri bir uyan olacağını ve "27 Mart'ın bu hükümet için 28 Şubat yerine geçeceğini" 1 öne sürüyorlar. ANAP," Fazilet Partisi ve DYP kulislerinde. CHP liderinin sözleri üzerine. "Baykal, Çiller ile anlaşacak. Bunun için zemin hazırlanıa\a çalışı- yor" yorumlan da yapıldı. Muhalefet partileri, olası birerken seçime 55. hükümetle gidilemeyeceğini. CHP'nm DYP \e FP ile anlaşmasına da "belli çevrelerin izin ver- me>eceğini" savundular. CHP lideri BaykaPın liderliğinde bir azınlık hükümetine FP'nin onay vermeyeceği. CHP'nin 55. hükümetle anlaşmasıyla seçime gidilmesinin de pek olanaklı olmadığı \ urgulanırken. bu çıkış- sızlık ortamında teknokratlar hükümeti benzeri formüllerin gündeme gelebileceği savunuldu. Anayasanın 116. maddesinde hükümetin güve- noyu alamaması ya da düşürülmesi durumunda 45 gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadı- ğı veya kurulduğu halde güvenoyu alamadığı tak- dirde Cumhurbaşkanfnın TBMM Başkanı'na danışarak seçimlerin yenilenmesine karar vere- bileceği öngörülüyor. TBMM'de bir sıkışıklık tablosunun ortaya çık- ması \ e güvenoyu alacak bir hükümet kurulama- ması durumunda Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel'in devreye girebileceği kulislerde konuşu- luyor. Kumbaracıbaşı: Ordu rahatsız CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Kumba- racıbaşı. hükümetin. 28 Şubat'kararlannın 18 maddesinden yalnızca birini yerine getirdigini belirterek ordunun. hükümetin gidişatından ra- hatsız olduğunu söyledi. Kumbaracıbaşı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın uyanlannın cid- diye alınması gerektiğini belirtti. CHP Genel Sek- reter Yardımcısı Eşref Erdem. bir " 12 Mart mağ- duru" sıfatıyla katıldığı parlamento muhabirle- rinin düzenlediği toplantıda gazetecilerle sohbet etti. Erdem. Baykal'ın son konuşmasıyla ilgili sorulara "Darbe deyince sadece askerler akla ge- liyor. Halbuki. sivil darbeciler de \ar. Ba> kal'ın uyansı "Askerler darbe yapacak" diye değil, Tür- kiye tıkanıyor" diyor. Ece\it'in ifade ettiği gibi darbeyi sadece askeıierle sınııiamak, tehlikeyi küçümscmekrir" dedi. Kalemli ifade verecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Eski TBMM Baş- kanı Mustafa Kalemli genel kurul salonunun yenilenme- si sırasındaki yolsuzluk iddi- alanyla ilgili olarak oluştu- rulan Meclis Araştırması Komisyonu'na 24 Mart Sa- lı günü ifade verecek. Ka- lemli'nin aynı gün malvarlı- ğıyla ilgili bildirimde bulu- nacağı da belirtildi. TBMM Genel Kurul Sa- lonu'nun yenilenmesiyle il- gili yolsuzluk iddialannı araştırmak üzere kurulan komisyon, Ahmet Piriştina başkanlığında toplandı. Toplantıda genel kurul salo- nunun proje mimarlan tlha- milral ve AdnanL'ral din- lendi. Mimarlann, fiyatlann yüksek olduğunu belirttik- leri, denetim konusunda da bazı kısıtlamalarla karşılaş- tıklanndan yakındıklan bil- dirildi. Piriştina toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, önümüzdeki haftadan itiba- ren haftada üç gün çalışma yapacaklarını belirtti. Türk-îş'ten irtica raporu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-tş. laik ve demokratik cumhu- riyeti gizli ya da açık biçimde yok et- meyi amaçlayan tüm yasadışı örgüt- lerin üzerine kararfflİKÎjfği'cinrriesini istedi. Türk-Iş bu istemlerini içeren bir raporu Başbakan MesutYıl maz'a verdi. Türk-Iş Başkanı Bayram Meral ve beraberindeki heyet. dün Başbakan Yılmaz'ı ziyaret ettiler. Türk-lş'in sunduğu raporda şu isteklere ver ve- rildi: - Laik ve demokratik cumhuriyeri gizli ya da açık biçimde yok etmeye ve cumhuriyetin temel niteliklerini de- ğiştirmeye çahşan, anayasanın 24. ve 174. maddesinde özel koruma altına alınmış kanunlan ihlal eden veya et- me>i amaçlayan tüm yasadışı örgüt- lenmelerin üzerine kararlı bir biçim- de gidilmeli, kutsal dini inançlann si- yasi malzeme yapılması engellenme- lidir. \atandaşlann, dini vecibelerini inançlan dogrulrusunda yerine getir- mesinde gösterilen saygı özenle ko- runmalıdır. - Kamu görevlileri sendikalan ka- nun tasansı. 87 \e 98 sayılı ILO söz- leşmelerine uygun hale getirilmesi amacıyla yeniden değerlendirmeye alınmalıdır. Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası demokratikleştirilme- lidir. Millervekili dokunulmazlığı ya- sama göre\ i ıle sınırlı kılınmalıdır. - Özelleştirme. ülkenin ve halkın çı- karlan aleyhinde işlemekte, usulsüz- lük \e çıkar sağlama konusunda çeşit- li iddialara \e dedikodulara yol aç- makta ve birçok örnekte de görüldü- ğü gibi yaygin işçi kıyımına neden ol- maktadır. Özelleştirme durdurulma- lıdır. Hukuk de\ leti \ ılı olarak ilan edi- len 1998yılında,özelleştirmenin ipta- li veya yürütmenin durdurulması ko- nusundaki mahkeme kararlan gecik- tirilmeksizin uygulanmalıdır. - SSK'nin sorunlarına. kaçak işçi- likle mücadele. özerk ve demokratik bir yönetim vapısı ve devletın prim katkısı temelinde çözüm aranmalı. SSK kaynaklannın Zıraat Banka- sı'nda vadesiz hesapta tutulması gi- rişimine son verilmelidir. - V'ergi reformu, ka\ıt dışı kesimle- rin kayıt altına alınmasını, herkesin geliri \e serveti ileorannlı \ergi \erme- sini sağlayacak \c ücretlilerin sırtında- ki ağır dolaylı ve dolaysız vergi yükü- nü azaltacak bir anla>ışla yapılmalı- dır. \ergi kaçakçılığının önlenebilme- si için birçok Batı ülkesinde de oldu- ğu gibi vergi kaçakçılan, devlet malı- nı çalanlar gibi cezalandınlmahdır. - lşsizlik sigortası. özerk \e de- mokratik bir yapıda kurulmalı. işsiz- lik sigortası fonunun yönetiminde iş- çileretkili bir biçimde remsiledilme- lidir. Gelir dağılımı adaletsizliğini azaltıcı önlemler alınmalıdtr. -Zorunlu tasarruf kesintileri kaldı- rdmaİL, ücretlerden \apılan kesinti \e işveren katkısı ücretlere eklenmeli, fondaki birikim en kısa sürede hak sahiplerine ödenmeli, fonun tasfiyesi- ne kadar fondaki birikim pi\ asada ge- çerii faiz oranlarında nenıalandırıl- malı \ey a hazine bonosuna y atınlma- lıdır. - Rüş\etin. yolsuzluklann. haksız kazancın. israfın ve de\ leti ele geçir- meye çahşan çetelerin üzerine karar- lı bir biçimde gidilmelidir. - Enflas\onun kontrol altına alın- ması amacı> la kamu kesimince üreti- len mallara zam \apılmaması konu- sunda verilen sözlere sadık kalınma- hdır. - Ulus ötesı şırketlerin ulusal dev- letlerüzerindehâkimivetinisaglayan temel ışçi haklannı ve sendikal hak ve özgürlükleri tümüyle göz ardı eden ve ülkemizi kapirülasyonlardönemi- ne geri götürecek olan Cok Taraflı Yatınm Anlaşması imzalanmamalı- dır. - Başta Güne>doğu ve Doğu Ana- dolu bölgelerindeki Bdediv e-fş Sendi- kası üyesi işçiler olmak üzere tüm iş- kollanndaki işçilerin ücret ve diğer alacaklannın ödenmesi sağlanmalı- dır. Sağcı sendika • Baştarafı 1. Sayfada mur gülecek" sloganlan atan memurlaraCHP'liler. "Faşist sendika istemiyo- nız", "Yüreğiniz varsa Kı- alay "agidin" sloganlanyla tepki gösterdiler. Genel merkez binasına siyah celenk bırakılmasına izin verilmemesi üzerine olay çıkaran sendika üye- leri. parti otobüsünün üze- nne çelenk bırakmalannı önlenmek isteyen CHP'li- leri yumrukladılar. Bu sıra- da bina dışına çıkarak pro- testoyu durdurmaya çah- şan Genel Sekreter Adnan Keskin de polis tarafından tartaklandı. Kendisine sal- dıran polisin copunu alma- yı başaran Adnan Keskin. Yanıt anahtarı daha sonra düzenlediği ba- sın toplantısında, "Mesut Yılmaz ve araba solcusu Ecevit'in anısına bu copu odamda saklayacağım" dedi. Keskin. Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu'nu da, görevinin gereklerini yeri- ne getirmediği gerekçesiy- le istifaya çağırdı. Keskin, polislerin de eylemcilerle aynı ideolojiyi paylaştıkla- n için CHPönünde'bir so- kak hareketinin sergilen- mesine' izin verdiğini sa- vundu. Keskin, "Eşkıya yöntemleriyle CHP'yi bas- tırmava çaliştılar. Bunlann amacı KESK'i devre dışı bırakmak" görüşünü dile getirdi. TÜRKÇE: 1) B, 2) C, 3) B, 4) A, 5) E, 6) D. 7) B, 8)B,9)D, 10) D, 11)D, 12) A, 13) E. 14) B, 15) A, 16) A, 17) B, 18) D, 19) A, 20) C. TARİH: 1) E. 2) B, 3) C, 4) E. 5) Ç, 6) C, 7) E, 8) E, 9) B, 10) D. 11) A, 12) C. COĞRAFYA: 1) C, 2) C, 3) D, 4) B, 5) B. 6) D, 7) A. 8) C, 9) E. SOSYOLOJt: 1) B, 2) D, 3} C, 4) E, 5) B, 6) E, 7) E, 8) D, 9) E. MATEMAT1K: 1) D, 2) B, 3) D, 4) C, 5) D, 6) C, 7) C, 8) E. 9) C, 10) B, 11) D, 12) A, 13) C, 14) B. 15) B, 16) B, 17) E, 18) C. 19) C, 20) C. FİZIK: 1) B. 2) C, 3) E, 4) C, 5) D, 6) B, 7) B, 8) C, 9) E, 10) A, 11)D, 12)A.KİMYA:1)D,2)A,3)E,4) E, 5) C, 6) D, 7) A, 8) B, 9) E. BÎYOLOJt: 1) D, 2) E, 3) C, 4) A, 5) C, 6) D, 7) C, 8) D, 9) D. G U N D E M MUSTAFA BALBAY B Baştarafı 1. Sayfada se tüm siyasetçiler, otoyolda tam gaz araç kulla- nırken, gemilere yön tarif eden kişileri anımsatıyor. Siyasetin gündemine oturan başlık şu: "Ara rejim tehlikesi..." Bu başlık bir başka tanımla, parlamenter de- mokrasi açısından en tehlikeli durum. Böyle bir tehlike karşısında toplum ne yapar? Gözlerini siyasi partilerin liderlerine diker... Neden? Çünkü parlamentoyu oluşturan siyasi partileri temsil ediyorlar. Rejimin en sorumlu noktalannda onlar var. Bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra siyasi par- tilerimizin takındıklan tutumlan tek tek irdelemeye çahşalım. Önce iktidar-muhalefet açısından bakalım. Ikti- dann söylediklerini dikkate alırsanız, Türkiye'de her şey rayına oturma yolunda, muhalefeti dinler- seniz her şey ama her şey karaya oturmuş durum- da. Ortada bir oturma var ama! Tek tek partilere bakınca... Dağınık demek bile çok zor. Zira, bir şeye dağınık demek için birbirine yakın durumlann olması gerekli. CHP lideri Deniz Baykal salı günü partisinin grup toplantısında yaptığı değerlendirmelerle, si- yaseti ayağa kaldırdı. Baykal'a göre, durum çok ciddiydi: "Uyarma ihtiyacı hissettim. Gidiş iyi değil. Top- luma güven vermek gerekiyor. Bu uyanyı yapma gereği duydum. " Buna hükümet ortağı Ecevit'ten sert yanıt gel- di: "Böyle bir şey yok. Kimse ara rejimden medet ummasın. Asker kendi işinde, siyasiler kendi işin- de." Demokrasiden sorumlu Tansu Çiller, kriz varsa benzini benden deyip Baykal'ın konuşmasına sa- nldı: "Bağıra bağıra geliyor..." Başbakan Mesut Yılmaz, kriz varsa perdesi benden deyip Baykal'ın konuşmasına saldırdı: "Sayın Baykal durduk yerde neden böyle bir tartışmabaşlattı, anlayabilmişdeğilim. Türkiye'de zaman zaman ara rejim tartışmalan gündeme ge- lir. Ama şu anda böyle bir durum yok." Aklınıza getirmeyin... Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise hava- lar soğusa, başkanlık sistemine geçilmemesine bağlıyor. Son yaptığı değerlendirmelerde rejimin daha iyi işlemesi gerektiğini vurguladıktan sonra, başkanlık sisteminde ısrariı olduğunu yineledi. De- mirel'in ara rejim tartışmalarıyla ilgili düşüncesi şu: "Onu hiç aklınızdan geçirmeyin..." -Neyi? "Onu.." -One? "Ara rejim.." Akıldan çıkmıyor ki... Siyasiler konuya bu kadar zıt baktıktan sonra, halk ne yapsın? Muhalefet partilerinde şöyle bir hava görüyoruz: "27 Mart'taki MGK, bu hükümetin 28 Şubat'ı olacak." Bu değerlendirme, TBMM kulislerinde yüksek sesle dillendiriliyor. Tablo, partilerin siyasi çıkarla- rı ülke çıkarlarının önüne koyduğunu gösteriyor. Partiler çıkış yolunu birbirine çıkışmakta buluyor. Rejim için çıkışacaklanna çakışsalar, toplum da rahatlayacak rejim de... Daha önce de vurguladığımız bir dilek vardı: "Dileyelim ki, gazeteler hep, 'gözler TBMM'de' başlığı atsın. 'Gözler MGK'de' başlığı olmasın..." Olmadı... Bu ay yine gözler MGK'de... Seçim gerginliğe çare olur mu? Bu yasayla zor. Böyle bir ortamda seçime git- mek, kokmuş aşın suyunu değiştirmek olur. Aş koktuktan sonra suyunu değiştirseniz de ten- ceresini değiştirseniz de değişen bir şey olmaz... Gökçek'e sanat dersi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 6. Asli- ye Hukuk Mahkemesi. heykeltıraş Mehmet Ak- soy'un yapıtını "Böyle sa- natın içine tüküreyim. Ah- laksı/lığın adını sanat koy- muşlar" diyerek kaldırtan Ankara Büyükşehir Bele- diye Başkanı Meüh Gök- çek'i tazminata mahkûm eden kararının gerekçesini açıkladı. Mahkeme. "Hiç kimse çağdaş ve gelişmiş bir Türkiye imajını, böyle bir sanat anlayışı ile yön- lendiremez™ görüşüne yer verdi. Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıcı Sami Özfirat, 2000'liyıllaragi- rilirken herhangi bir hey- keli "müstehcenlik baha- nesiyle" depolara atmanın günümüz sanat anlayışına uygun olmadığını vurgu- layarak. "TopJumsal ahlak ve adaba aykırılık duru- munun değeıiendirilmesi, vatandaş olarak hiç kimse- nin sübjektif ahlak anlayı- şına ve duygulanna göre yapılamaz. Böyle bir de- ğerlendirmeyi sanatkârlar dahi vapamazlar" dedi. Mahkemenin gerekçeli karannda. belediye ile sa- natçı arasındaki ilişkinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'ndan kay- naklandığı belirtilerek. eserin Altınpark'ta sergi- lenmesi amacıyla alındığı konusunda taraflar arasın- da herhangi bir anlaşmaz- Iık olmadığı kaydedildi. Davacı Mehmet Ak- soy'un. dava konusu eseri belediyeye satmakla fikri haklannı da devretmiş ol- madığı bildirilen gerekçe- li kararda, Melih Gök- çek'in. heykelle ilgili dü- şüncelerini açıklarken es- ki yönetimin sanat anlayı- şını eleştirdiği ve değer- lendirmelerinin sanatsal eleştirinin dışında olduğu vurgulandı. Kararda yer verilen bazı görüşler şöy- le: "Kamu yönetiminde is- tikrar hâkimdir. Eski yö- netimin siyasal görüşlerini beğenmeyerek davacının sanat va ahlak anlayışını kamu yöneticisine uygun olmayacak şekilde belirt- mesi yasalarla bağdaşmaz ve aynca bu sözler tecrü- beli bir belediye başkanı ol- sun ya da olmasın hiç kim- se tarafından söv lenmeme- si gereken sözlerdendir. Ü1- kemizde kendi sanatçılan- nın yapırlannı destekle- mek yerine tenkit eden bir yaklaşım, hiçbir dünya gö- rüşü ya da inanç sistemi içinde kabul cdilemez. Kül- tür alanında yok olmak is- temiyorsak nadir yetişen sanatkârlannuza değer ve- rilmesi ve teşvik edilmesi gerekir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle