Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ŞUBAT 1998 PERŞEMBE ••»•» CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAM 17
lislİSiiİİİ
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manısa
Aydın
Denizli
Zonguldak
S@f '
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
10
4
9
10
17
15
18
1b
10
TÜftKİYİ
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
Antalya
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
10
14
14
15
9
10
13
4
14
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
Kars
Y
Y
Y
Y
Y
Y
PB
PB
PB
I19
18
7
12
10
8
1
3
-?
Doğu Karadenız kıyılan
ıle Doğu Anadolu'nun
doğusu dışında tum yurt
yağışlı geçecek. Yağışlar
Marmara, Ege, Batı Ka-
radenız ıle Iç Anado-
lu'nun kuzeybatısında
etkıli olmak üzere yağ-
mur ve sağanak, Erzu-
njm, Muş, Bıngol çevre-
lennde kar şeklınde ola-
cak Hava sıcakiığında
önemlı btr değışıklık ol-
mayacak.
RUPA
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
K
K
K
PB
PB
PB
PB
PB
U
-4
0
12
9
6
7
6
Münih PB 3 Zünh
Berfin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
PB
PB
Y
Y
PB
PB
2
5
11
4
4
4
10
10
PB 5
ASYA
Moskova K -3
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
AB
Y
AB
AB
AB
PB
AB
15
4
11
8
7
6
28
Şam AB 22
0Aç,k 1
'bulutlu
i Sıslı £ 2 i Bulutlu k
Çok bulutlu ı Yağmurtu
• " "
Karlı Sukıkar > Gok gu.Tjttükj
G Ü N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Ama gazetelerde çıkan haberlerle sorunla doğ-
rudan ilgili hükümet üyelerinin demeçleri dikkatle
izlenince Türkiye'nin son Irak politikasında da ga-
rip çizgiler gözleniyor.
Çevremizde "savaş bulutlan"mn dolaştığını be-
lirten Ecevit; Irak'a askeri müdajialeden en fazla
zararı ülkemizin göreceğini yineledikten sonra
"Türkiye 'nin ABD 'nin askeri harekâtına katkıda bu-
lunması doğru olmaz" diyor ve ardından şu soru
ile karşılaşıyor:
"Genelkurmay'ın Irak'a asken müdahaleye taraf-
tar olmasıyla ilgili iddialara ne diyorsunuz?"
En azından Dışişleri Bakanı Cem kadar dış po-
litikayı yönlendiren Ecevit'in yanrtı ilginç:
"Türkiye'de kimsenin silahlı bir müdahaleden
yana olduğundan haberdar değjHm."
Başbakan Yardımcısf nın bu cümlesi "askerierin
ABD'nin silahlı müdahalesine yanlı olmadığını"
çağnştırıyor.
Böylece, devletin Irak politikasında ilktezat kar-
şımıza çıkıyor:
Oysa, Başbakan Yardımcısı'nm bu net ifadesi-
ne karşın; askerlerin tersi bir politikaya yanlı oldu-
ğu yadsınmaz bir gerçek.
Zira; Genelkurmay'ın Irak bunalımryla ilgili top-
lantılarda "önce diplomatik çözüm yollannın de-
nenmesini onayladığı, bu girişimlerden sonuç çık-
mazsa Türkiye 'ye yönelmesi olası kitle imha silah-
larının vurulması için silahlı müdahalenin yapılma-
sına" yeşil ışık yaktığı biliniyor.
Bir başka saptama: Irak bunalımında ilk günler
"siyasal ve diplomatik alanı" Ecevit'le Cem'e bı-
rakmış görünen Başbakan Yılmaz, birden devre-
ye giriyor.
Ne çare, Rize'de başlayıp uçakta süren söyleşi-
lerde çizdiği tablo, Ecevit'le çatışan bir izlenim ve-
riyor.
Yılmaz'ın son demeçlerine bakılırsa ABD'nin
Türkiye'ye verdiği bilgilerden, hatta Amerika'nın
izlediği politikadan hayli etkilenmiş görünüyor.
Tutarlılık bu ise...
Ecevit'in ilk günden beri yapageldiğinin tersine,
son konuşmaları Saddam'ın yüreğini serinletecek
içerikte değil. Hatta, Cem'in uyarmak için mi çö-
züme destek olsun diye mi kamuoyunu doyuracak
bir nedene bir türiü bağlanmayan Bağdat seferin-
de Saddam'a "aklını başına al" mesajını ileteceği-
ni vurgulayarak söylüyor.
O kadar ki Yılmaz, Türkiye'yi yine tarifsiz zarar-
lara uğratacağını ifade ettiği yeni bir askeri hare-
kete karşı çıkmıyor.
.., , Ne ktkamuoyunda-gıderek yerte^an-to towy»~
pekiştırecek talıhsiz birkaç cümlesi var Yılmaz'ın.
. Irak'la savaşa uzanan yolun başlangıcında
ABD'nin "bızimle daha geniş istişare yapmaması-
nın" altını çiziyor. Amerika'ya "sitemde" bulunu-
yor.
lyi ama, ABD Dışişleri Bakanı Albright'ın mes-
lektaşı Cem'i arayacağı yerde kendisiyle telefon-
da uzun uzadıya konuşmasını diplomatik neza-
ketle, hatta Cem'in kabine içindeki konumu ile na-
sıl bağdaştırıyor?
Albright'ın Israil'den buraya gelmemesini ve
benzeri gelişmeleri diline dolayan Takkeli, Başba-
kan'ın "s/fem/"nden sonra tabii sazı hemen eline
alıyor ve eleştiriyi "Ülkemizde cereyan eden olay-
lar Türkiye'yi bu hale düşürdü" diyecek ölçüde
saldırgan bir kerteye getiriyor.
Bağdat seferine çıkan ismail Cem ise Irak'ta
"hangiyetkili" ile konuşacağını önemsemiyor. Sad-
dam'la görüşmekle ya da Başbakan 1. Yardımcı-
sı Tank Aziz'e Türkiye'nin görüşlerini anlatmak
arasında pek fark görmüyor!
Demek oluyor ki Bağdat seferinin gerekçesi
ABD'nin bunalımın ilk gününden beri söylediği ana
koşulu Bağdat'a bir kez daha aktarmakmış:
BM kararlarına eksiksiz uyun!
Başbakan'ın sitemlerine, Batılı iletişim organla-
nyla siyasal merkezlerin Türk hükümetinin girişim-
lerine yeterince yer vermemesine bakınca insan;
Türkiye, Bağdat seferine uluslararası platformlar-
da anımsanması için girişti gibı bir duyguya kapı-
lıyor.
Bir bölümünü saydığımız çarpıcı bu tezatlara ek
olarak:
Üstelik "ortak" Cindoruk'un "Bakanlar Kurulu
karan olmadığı için Cem'in Bağdat'a hükümeti
temsilen gitmediğini" söylemesinden sonra...
Içinde tutariı hükümetle ne kadar övünsek az-
dır!
Yoksa tersini mi düşünüyorsunuz?
Daha önce 2 kez yaşandı
Sınirdagöç öntemi
DtYARBAKIR (Cum-
huriyet Bürosu) - Olağa-
nüstü Hal Bölge Valısi Ay-
duı Arslan, Bırleşmiş Mil-
letler'le (BM) Irak arasın-
daki krizden dolayı bir göç
sürprizi ile karşılaşmamak
için sınırlarda gerekli ön-
lemlerin alındığını bildir-
di.
Bölge Valisi Arslan,
yaptiğı açıklamada, Irak-
BM arasında yaşanan ger-
ginliğin devam ettiğini ve
sınır bölgelerinden alınan
son bilgilere göre hareket
ettiklerini, ancak Türkiye
sınırlanna yakin bir hare-
ketlenmenın söz konusu
olmadığını kaydetti. Ars-
lan. şunlan söyledi:
" Bilindiği gibi Barzani ve
Talabani, bizim sınırlanmı-
za yakın yerierde bulun-
maktadır. Ancak, bu insan-
lar arasında önemli bir te-
dirginlik yok. Bütiin bun-
larla birlikte her türlü ihti-
mali düşünerek sınır boy-
larunızda gerekli tedbirie-
rimizi yeniden gözden ge-
çirdik- Yeni ilave tedbirler
atmmı'di- Yani mevcut ted-
nirler yeniden gözden geçi-
rüdi. I azlasıyla bir yığına-
güjuz şu anda söz konusu
değil- ' ^ r s l
tarafta bizleri
fazlasıyla tedirgin edecek
birdurumyok."
Bölge Valisi Aydın Ars-
lan, Türkiye'nin daha önce
de iki a
y n
büyük göç ola-
yına sa
0
-
116
olduğunu belir-
terek °Y
«ıi bir göç sürpri-
2jy|e
^arşdaşmamak için
tedbiri
cr
>mizi gözden ge-
çirmeje devam ediyoruz"
dedi. '
Arslan, Habur Sınır Ka-
pisı'nda da herhangi bir so-
m n yaşanmadıgını ve gi-
riş-çık* y a
P a n a r a
Ç sayısı-
nın 75t'd
e n
bi
n e
Çikanldı-
ğını ds sözlerine ekledi.
Cem ıımutlu gitmediANKARA/BAĞDAT (Cumhuriyet) - Dışişle-
n Bakanı İsmail Cem, Irak ile ABD arasındakı
gerginliğin giderilmesine katkıda bulunmak
üzere dün Bağdat'a gitti. Irak Dışişleri Bakanı
Muhammed Said El-Sahaf ile görüşen Cem'in
Bağdat yönetimine "kapsayıcı çözüm önerfle-
ri" götürdüğü öğrenildi.
Dışişleri Bakanlığı'nca kiralanan THY'ye ait
Antalya uçağımn anzalanması üzerine, İsmail
Cem ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcı-
sı ve Bakanhk Sözcüsü Büyükelçi NecatiUtkan,
Ortadoğu Dairesi Genel Müdürü Büyükelçi Ay-
kut Çetirge, Genel Müdür Yardımcısı Büyükel-
çi Oğuz Çeükkol ile askeri yetkililerden oluşan
heyete. Düsseldorf'agidecek Ayvalık adlı uçak,
yolculan boşaltılarak tahsis edildi. Heyetin da-
ha önceden Saddam Havalimanf na inmesinin
öngörüldüğü, ancak son anda gelen bir değişik-
likle Bağdat"ın ortasındaki El Reşid Havaala-
nı'na inmesine karar verildiği öğrenildi. Cem'i
uğurlamaya, lrak'ın Türkiye Büyükelçiliği Mas-
lahatgüzan Muhammed AJ-Samarrai de geldi.
Hareketinden önce Cumhuriyefin sorulannı
yanıtlayan Cem, Iraklı muhatabı El-Sahaf dışın-
da kimseden görüşme isteminde bulunmadığı-
nı belirterek "Bilhassa ben istemedim. Ben öyle
bir riske atar nuyım? Benim muhatabım Dışiş-
leri Bakanı" dedi.
Cem, diğer komşu ülkelerden resmi açıklama
istemediklerini, ancak Türkiye'nin tutumunun
anlatıldığını, varsa önerilerinin istendiğini kay-
dederek şunlan söyledi:
" Ulaşürmak istedikleri bir >aklaşım \arsa, al-
ünı çizmek istedikleri bir yaklaşım varsa bilelim,
bu açıdan bakahm diye. Sadece Suriye olumlu
baküğınu Arap Birliğinin \Bklaşımlan> la para-
lel olmasını umduğunu söyledL Urdün çok sıcak
bakıyor. Onun dışuıdakiler olumlu bulduklan-
nı, başan dilediklerini: Kuvevt ki biliyorsunuz
konumunu: meselenin doğru konduğunu, ara-
buluculuk olmaınasının çok dikkatle özenle ve
doğru şekUde beliıiendiğuıi bUdirdL"
Kriz esııafa yaradı
Cem. BM Güvenlik Konseyi üyelerinin hep-
sinin girişime olumlu yaklaştıklannı, BM Ge-
nel Sekreteri'nin yaptığı kotıuşmada "Tiirld-
ye'nin girişimini desteküyoruz" dediğini anım-
satırken şu görüşleri dile getirdi: "Fransızlar
Sayın Sezgin'e girişimi doğru ve olumlu bulduk-
laıînı söylemişler. Çin'den aktığunız en büyük
destek >aasını bu konuda aldık. Kimse tamam
gideceksin, başaracaksın. fevkalade sonuç ala-
caksın. bitireceksin' havasmda değiL Zaten biz
kendimiz o havada değiliz. Ancak ne bizim bazı
belirtilen taleplerimiz var ne de başkalanndan
gelen ters bir yaklaşım \ar. Olumlu bakılıyor.
Abartmıyorlar, olumlu bir girişim; belli ölçüde
etkisi olacak, ama abartmıyoruzJ"
BM'nin Irak üzerindeki uçuş iznine ilişkın
yazısında, görevin "iyi niyet" olarak tanımlan-
dığını belirten Cem, ABD Başkanı Bill Clin-
ton'ın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e
gönderdiğı mektubun, ABD Dışışlen Bakanı
Yardımcısı Marc Grossman'ın söylediklerinin
yinelenmesinden ibaret ol-
duğunu söyledi.
Cem Irak'ta
HACERGEMİCİ
SABtTÖZKESER
ADANA - Irak'la arasındaki ger-
ginlik giderek tırmanan ABD, Incir-
lik Üssü'ne asker yığmayı sürdûrü-
yor. Son iki aydırüsse giriş-çıkış ya-
pan asker sayısının 5 bini bulduğu
ileri sürülüyor.
Yeni ekiplerde pilot, subay gibi ûst
rütbeli askerlerin yer alması, olası bir
çatışmada Incirlik Üssü'nün komu-
ta merkezi gibi kullanılacağjnm işa-
reti olarak kabul ediliyor. Yeni as-
kerlerin gelmesiyle işleri açılan In-
cirlik esnafı da, "Saddam ne zaman
böyle çdaşiar yapsa bize yanyor" de-
diler.
YSre esnafından Abduliah Yü-
maz, özellikle son günlerde çok sa-
yıda yeni gnıbun geldiğini kaydetti.
Aynı zamanda tur operatörlüğü de
yaptığını dile getıren Y'ılmaz, "Haf-
ta sonu bir grubu gezdirdik. Oğren-
diğünize göre 300'e yakın yeni asker
gelmiş. Son iki aydır takip edebildiği-
miz kadamla dÖnüşümlü olarak ye-
ni gnıpJar geliyor" diye konuştu.
tncirlik'te bar ışleten Osman İnci
ise son dönemde lnciriik Üssü'nde-
ki evli askerlerin sayısının azaltıldı-
ğını ve bekâr askerlerin üsse getiril-
diğini söyledi.
Öte yandan üssün çevresinde ha-
ber yapmak isteyen gazetccilcr de
engellemelerle karşılaştı. Uçaklan
takip etmek üzere yakındakı Toptan-
cılar Sitesi'ndeki işyerlerinin üzeri-
ne çıkan gazetecilere polis engel
olurken, kasabada yurttaşlarla röpor-
taj ve çekim yapan yerel TV'nin iki
muhabiri askerlertarafından karako-
la götürüldü.
Askeri mahkemeye çıkanlmakla
tehdit edilen iki muhabir, üssün çe-
kimini yapmadıklan belirlenince
serbestbırakıldı. Dün kasabaya gide-
rek röportaj yapmak isteyen muha-
bırlerimiz de girişte askerlerin sözlü
uyansı ile karşılaştı.
Üssün fotoğrafmın çekilmesinin
yasak olduğunu belirten askerier, sa-
dece yurttaşlarla röportaj yapıla-
bileceğini kaydettiler.
ABD'nin tavrına tepki• Baştarafı 1. Sayfada
lunmamız laam. Ben bunu birkaç de-
fa gündcme getirmcve çalışüm. Sayın
Cem de bunu telkin etmeye çalışacak.
Bir yandan Saddam Hüseyin'i daha
akıicı da^ranmaya \öneltmemiz la-
zım."
lrak'ın uzlaşmayı kabul etmesi du-
rumunda 8 yıldır uygulanan ambargo-
nun kaldınlması gerektiğini, ambargo-
dan Saddam Hüseyin'ın değil. Irak hal-
kının zarar gördüğünü, binlerce çocu-
ğun öldüğünü kaydeden Ecevit, Türki-
ye'nin son bunalımda taraf olup olma-
dığı sorusuna şu yanıtı verdi:
"ÖncelikJe Türkiye'nin çıkannı gö-
zetmemiz gerekiyor. ABD'nin Türki-
ye'yi bu kadar etkileyen bir konuda po-
litika üretirken Türkiye">c danışmasu
birlikte hareket etmesi gerekirdi. ABD
kendi başına Türkiye'ye hiç danısma-
dan başansızuğı kanıtianmış bir Orta-
doğu politikasını daha şiddetlendirerek
yürütüyor. Öte yandan Türkij,e'ye' Sen
gözünü kapa, bız ne yaparsak onu des-
tekle' havasına girerse bu haksızhk
olur."
Eicevit, çalışmalannı sürdürdüğü Is-
tanbul Suadiye'deki evinde de gazete-
cilerin körfez bunalımıyla ilgili soru-
lannı yanıtladı. ABD'nin Irak'taki
kimyasal silah depolannı vurmasının
Türkiye'yi nasıl etkileyeceSine ilişkin
bir soru üzerine Ecevit, "Işin teknik
aynnblannı bilemem, ama anunsaya-
caksınız, Körfez Savaşı sırasında Ame-
rikan birlikleri lrak'ın bir kimyasal si-
lah deposunu vurmuşlardı. Bunun fî-
zik zararlannı Amerikan askerleri yıl-
lar boyunca çekmişti. Bildiğim kada-
nyla böyle bir tchlike söz konusu ola-
bOü-" dedi Ecevit, "ABD Başkanı Bill
Clinton'ın Cumhurbaşkanı Demirel'e
gönderdiği mekrupta tehditkâr bir üs-
lup kuüandığı sövlennor. Bu konuda-
ki görüşleriniz nedir" sorusuna şu ya-
nıtı verdı: "Sayın Clinton'm gönderdi-
ği mektubu görmedim. Onun için bu
mektubun içeriği ve üslubu konusunda
bir şe> söyleyemem. Ancak bizim ABD
ile çok eskikre gklen dostiuk ve ittifak
flişldlerimiz vardır. Türkiye'nin hiçbir
zaman tehditleri sevmeyen bir ülke ol-
duğunu bitir Amerikalılar. Onun için
bir tehdit unsuru kullanmış olabilecek-
lerine ihtimal \ermek isteniiyorum."
Başbakan Mesut Yılmaz, partisinin
başına kapalı olarak gerçekleştirilen
grup toplantısında, körfez gerginliği
ve Türkiye'nin ızleyeceği tutum konu-
sunda bilgi verdi. lrak'ın bölgede sa-
vaş yeteneği en yüksek ülke olduğunu
kaydeden Yılmaz, bu ülkenin elinde
bulunan biyolojik ve kimyasal kitle im-
ha silahlahnın bölgedeki en önemli
tehdit unsuru olduğunu söyledi. Yıl-
maz, lrak'ın elinde 300'er adet Scud ve
El-Hüseyin fuzesi bulunduğunu belir-
tirken "300 küometre menzüli Scud fii-
zesi ile Adıyaman. 650 kilometre men-
züfi El-Hüseyin füzesiyle de Kayseri vu-
rulabflir" dedi.
Türkiye'nin Irak'ın elindeki silah-
lar bakımından bütün bölge gibi tehdit
altında olduğunu kaydeden Yılmaz,
"Ancak Türkiye bir kez daha geçmişte
uğradığı ekonomik ka> ıplara, zararla-
ra uğramak istemhor. ABD bizim nıüt-
tefikimiz, biz ittifak etmenin ahlakına
u>anz. ama Irak da bizim komşumuz.
Onu da dikkate aunak /oruiKİayız" de-
di. Başbakan Yılmaz, ABD'nin Türki-
ye'den lncirlik'ın kullanılması da da-
hil herhangi bir talepte bulunmadığını
belirtirken "Yalıuzca, 'karşı olmadığı-
nızı söyleyin yeter" dedüer" açıklama-
sını yaptı.
Yılmaz, yeni bir Körfez Savaşı çık-
ması durumunda Türkiye'den bu-
lunulması olası 3 istemi şöyle sıraladı:
1 - ABD, yeraltındaki silahlan bile
tespit edebilen U2 gözlem uçaklannın
Türkiye'nin üzerinden geçmesıni ıste-
yebılir. Buna izni yasa gereği Genel-
kurmay Başkanlığı verir.
2 - Olası bir göçün Irak toprakJann-
da durdurulması için gerekli önlemle-
rin ahnması gerekebilir. Bu konudaki
karan hükümet venr. (Bu olasılık, gö-
çün durdurulması için Türk askeri bir-
liklerinin Kuzey Irak'a sınır ötesi ope-
rasyon yapılabıleceği yorumlanna ne-
den oldu.)
3 - Incirlik'in kullanılması talep edi-
lebilir. Bu konudaki karan da TBMM
verir.
Bütün hazırlıklannı Irak'ı havadan
vuracak şekilde yapan ABD'nin böl-
geye 30 bin de asker yığdığına dikkat
çeken Başbakan Mesut Yılmaz, "Bu
da ABD'nin Irak'a bir kara harekâü
yapabileceği izlenimi \eriyor. ABD ya
strateji belirlemedi ya da bize söyleme-
di" dedi. Başbakan Mesut Y'ılmaz. son
gelişmelerle ilgili olarak görüş alışve-
rişinde bulunmak üzere bugün saat
11.00'de Genelkurmay Başkanı Orge-
neral İsmail Hakkı Karadayı'yı zıya-
ret edecek.
Çankaya Köşkü'nde gazetecilerin
konuya ilişkin sorulannı yanıtlayan
Cumhurbaşkanı Süleyman Denürel de
şu uyanlarda bulundu:
"Türkiye'nin tavnnı hükümet tayin
etti. Ben hükümetle mutabıkun. Fev-
kalade ciddi bir olaydır. lrak'ın bu me-
seienin ciddi\etini anlayabilmesi lazım-
dır. Yeniden pek çok kompükasyona,
kargaşa>a sebep olabilecek bir olaydır.
Bizim bakımımızdan ka> gılanmız var-
dır. Lmanz <>la\ diplomatik gayretler-
le çöailür."
Demirel, "üslerin kullanıhnası tale-
binin olup olmadığı'' sorusuna "Biz-
den hiçbir talep yok. Açıkça da beyan
ettiler" yanıtını verdi.
DTP lideri Hüsamettin Cindoruk.
körfez bunalımında hükümeti dikkat-
li olmaya çağınrken "Türkiye gönüDü
girişimler yerine kendi aklını. şardan-
m öne sürerek yerini tayin etmelidir.
Türkiye'nin zarar görmesine taham-
mületmemizmümkündeğildir'' dedi.
DTP liden Hüsamettin Cindoruk.
partisinin grup toplantısında körfez
krizini değerlendınrken "Tehlikeli bir
dönemeçte>iz. Savaş 1991 'de bitti ama
külü bitmedL Türkiye çok gerçekçi ol-
malı" diye konuştu. Cindoruk, Sad-
dam'ı onaylamanın olanaksız olduğu-
nu vurgularken sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Ama unutmamah ki aynı kimya-
sal silahlar Suriye'de de İran'da da var.
ABD haklı. Irak kimyasal silahlardan
anndınlmalı. Ancak bu arada yerimi-
zi çok iyi saptamauyız. Türkiye körfez
kıtdnden zararb çıka aJdaüldı. ABD
bizim dostumuz. Ama gönül isterdi ki
ABD Dışişleri Bakanı Ürdün'e uğradı-
ğı sırada Ankara'ya da uğrasın."
Kapatılan RP'nin Genel Başkan
Yardımcısı MusaDemirci de. dün par-
lamentoda düzenlediği basın toplantı-
sında. ABD'nin Irak'a askeri müdaha-
le için öne sürdüğü gerekçelerin sığ ol-
duğunu belirterek "GörülüyorkiABD
geliştirdiği silahlan Irak halkı üzerin-
de denemek. uzaydan savaşın nasıl ida-
re edileceğini dümaya göstermek is-
tiyor" dedi.
4
Refah Partisi'nin tüzelkişiligî bitmiştir'
• Baştarafı 1. Sayfada
ledenildi:
"16.1.1998 günü SPK
1997/1 E.1998/1K sa>ılı kararia kapaül-
mış olan Refah Partisi'ne 1 trilyon 236
mihar lira devlet yardımının ödenme-
si hakkındaki karann kaldınlnıasına
ilişkin başvurunun reddine oybüüğiy-
le karar verUdL"
Kararda, RP'nin tüzelkişiliğinin de-
vam edip etmediği konusuna somut bir
açıklık getirilmezken görüşme sırasın-
da heyetin, bu konuyu uzun süre tartış-
tığı öğrenildi. Bu konuda gazetecilerin
sorulannı yanıtsız bırakan üyeler, açık-
lamada yer alan "kapanlnuş" olan iba-
resine dikkat çekerek karann bu doğ-
rultuda değerlendirilmesi gerektiğini
kaydettiler.
Başkanvekili Dinçer, gazetecilerin
sorulanna, "RP'nin tüzelkişiliğinin de-
vam edip etmediğini hukukçulara so-
run" diye karşılık verdı. Anayasa
Mahkemesi üyesi Yalçu Acargün.
RP'nin kapatılmasına ilişkin gerekçe-
Ii karann yazımının 4 üye tarafından
sürdürüldüğünü belirterek Resmi Ga-
zete'de yayımlanmasının 1 aydan ön-
ce gerçekleşebileceğını söyledi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
tarafından Anayasa Mahkemesi üyeli-
ğine atanan Mahir Can Ilıcak, dün
yüksek mahkemeye gelerek binayı
gezdi. Ilıcak'ın, önümüzdeki pazarte-
si günü yeni görevine başlayacağı öğ-
renildi.
Cem, dün Türkiye saatiy-
le 17.15'te Bağdat'a indi.
Bağdat'taki El Reşid Askeri
Havaalam'nda Cem'i Irak
Dışişleri Bakanı Muham-
med Said El Sahaf karşıladı.
İsmail Cem'in uçağı, Irak'a
ambargonun uygulanmaya
başlandığı 1990yılındanbu
yana El Reşid Havaalanı'na
inen ilk sivil uçak oldu.
Dışişleri Bakanı Cem, I-
rak Dışişleri Bakanı El Sahaf
ile dün akşam bir araya gel-
di. Görüşmeye Irak Dışişle-
ri Bakanlığı Birinci Müste-
şan Saad El Feysel'in de ka-
tıldığı öğrenildi.
Cem'in bugün de Irak
Devlet Başkanı Saddam Hü-
seyin ile görüşmesi bekleni-
yor.
Edirne
Suungeçmek
isteyen
37Irakh
yakalandı
NAZMİMETİN
UZUNKÖPRÜ - Edir-
ne'nin Uzunköprü ilçesin-
de, yasadışı yollardan sını-
n geçmek amacıyla bölge-
ye geldikleri belirtilen 13'ü
çocuk, 12'si kadın olmak
üzere toplam 37 Iraklı ya-
kalandı. Bukişileri bölgeye
getirdıkleri saptanan 2 Türk
gözaltına alındı.
Uzunköprü-K.iremitçisa-
lih karayolunda jandarma
ekiplerince yapılan kontrol-
lerde, durdurulan 22 AD
459 plakalı midibüste 37
Iraklı ile midibüsün sahip-
lerinden Sedvan Ozkan ve
Hüseyin Güleryüz yakalan-
dı. En küçüğü 2 yaşındaki
çocuk. en yaşlısı 60 yaşın-
daki bir kadın olan kaçak-
lar. Uzunköprü Jandarma
Komutanlığf na getirilerek.
tüm ihtıyaçlan karşılandı.
Fotoğraf ve görüntü almak
isteyen basın mensuplan
karşısında yüzlennı gizle-
yen kaçaklar, "Kuzey I-
rak'a geri gönderilirsek bü-
yük sonınlar \aşanz" diye
konuştular.
Iraklılar ıle 2 Türk, Edir-
ne Emniyet Müdürlüğü Ya-
bancılar Şubesi'ne gönde-
rilecekler.
Kaçaklardan Türkçe ko-
nuşabilen Musa Yusuf
(25). 1992 yıhndan beri
Türkiye'de olduğunu ve Is-
tanbul'da değişık ışyerlenn-
de çalıştığını belirterek,
şunlan söyledi: "Suuragel-
mek için lOO'er dolar öde-
dik. Meriç Nehri'ni geçtiğH
mizde lOO'er dolardaha ve-
recektik. Daha önce 15 defa
İstanbul'da polis tarafın-
dan, İpsala ve L'zunköp-
rü'de de 3 defa jandarma
tarafindan yakalanmışbm.
Serbest kahr kalmaz>ine sı-
nun geçme>i deneyeceğim.
Burada bulunanlann çoğu
da aynı şeyi yapacaklardır.
Çünkü akrabalanmızuı bir
bölümü daha önce Yünanis-
tan'a giderek iyi para ka-
zandı. Şimdi, biz de onlann
yanına gitmeyi amaçlıyo-
ruz. Yunanistan hükümeti
aüelere ülkelerinde kahna
izni veriyonnuş. Bundan
yararlanmak isay'oruz."
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
mi değil, ülkenin genel gidişini de etkiliyor.
Geçenlerde anlattılar. Sol görüşlü Bakan'ı bir
grup kitle örgütü temsilcisi ziyaret ediyor. Çözüm-
lenmesi gereken sorunu aktarıyoriar. Konu o ba-
kanlıkla ilgili değil ama Bakan nezaketini bozmu-
yor, dinliyor. Konuşmacılar hızlannı alamayıp Ba-
kan'ı suçlama noktasına gelince araya giriyor:
- Haklısınız ama bu konu benim bakanlığımla de-
ğil, şununla ilgili...
Ziyaretçiler doğallıkla karşılık veriyor:
- İyi ama biz o bakanlığa gitmeyiz ki...
Soldaki kitle örgütlerinde de aynı şeyi görüyo-
ruz. Ülkenin yüzde 80'ini kucaklayabilecek yelpa-
zeye sahip bir dernek, tam Türkiye'nin gündemi-
ni belirleyecek konuma ulaşacakken iç çekişme-
lerin kurbanı edilebiliyor.
Partilere gelelim. DYP ve ANAP'ta yaşananlan
hafta başında aktarmaya çalışmıştık. Merkez sağ
ve solun genel görünümünü şöyle özetleyebiliriz:
Sağ, yüzde 70 dolayındaki oy tabanını paylaş-
maya çalışıyor.
Sol, yüzde 30'a inen tabanını ne olursa olsun
öteki sol partiye vermeme kavgası yapıyor.
CHP'de kurultay süreci çoktan başladı. Genel
merkez her an erken genel seçım olabileceğini he-
saba katarak hükümetle tahterevalli oynuyor. Bir
yandan da kongreleri düzenliyor. Gidiş tek-tip bir
parti örgütüne doğru. Tüm siyasi partilerin genel
merkezleri bu eğilimde. ll ve ilçe örgütleri öyle ol-
malı ki genel merkez "es" demeden esas duruşa
geçmeli. Esas duruşa geçmezse?
Esas vuruş:
"Görevden alındınız..."
CHP'de parti içi muhalefeti oluşturanlar da tıp-
kı yazının başlığındaki gibi. Ad veımek gereksiz a-
ma üç parti içi muhalif bir araya gelince, daha ilk
görüşmede her biri ötekine muhalefet etmeye baş-
lıyor. Hani toplantıya kimse gelmese, kendisine
muhalefet edecek...
DSP'de ise dışa dönük bir yansıma yok. Parti
Meclisi (PM) toplantıları başına dahi haber verme-
den yapılıyor. Gerçi PM'ye katılanlar, "Her şeyi
söyleyebiliyoruz. Bunlan kamuoyu önünde konuş-
manın ne yaran var kı?" değerlendirmesini yapı-
yorlar, ama DSP'nin sahip olduğu tabanın geniş-
lediğini gösteren herhangi bir işaret yok. Zaman
zaman tanık olduğumuz durumlar gösteriyor ki
genç kuşakta da "Ecevit sevgisiyle" başlayan
DSP sempatisi uzun sürmüyor. Partide "gençlik
kollan" ya da benzer bir örgütlenme olmadığı için
başlangıçta hararetle politikaya soyunan gençler,
hayal kırıklığıyla kıyıya çekiliyor.
Gençlik kollan anlamında CHP'deki hareketlen-
me ileriye dönük olarak daha iyimser plmayı sağ-
lıyor.
Kitlelerde kilitlenme
Körfez kriziyle birlikte siyaset son günlerde ikin-
ci plana inmiş gibi görünüyor, ama hemen her si-
yasi partinin kafasında "seçim" var:
- Acaba ne zaman olur?
- O süreçte RP'nin durumu ne olur?
- Biz ne kadar oy alırız?
Partiler olası seçimlerde durumlannı ölçmek için
sık sık kamuoyu araştırmalan yaptırıyorlar. Her ne
hikmetse, araştırmanın parasını hangi parti ver-
mişse en çok oyu da o almış oluyor.
Rize dönüşü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) Başkanı Fuat Miras'la bir süre TOBB'nin
bakışını konuştuk. TOBB merkez sağın kalesi. Mi-
ras, 54. ve 55. hükümet dönemlerinde kendi mec-
lis üyeleri arasında bir anket yaptırmış. REFAH-
YOL'da RP yüzde 20.92, DYP 17.53, ANAP17.53,
DSP 11.39, CHP 10.73 görünüyor. 55. hükümet
döneminde RP'nin kapatılması öncesinde ise RP
17.8, DYP 13.4, ANAP 21.2, DSP 11.3, CHP 13...
Miras, bir önceki hükümet döneminde yaptırdı-
ğı anket nedeniyle RP'yle mahkemelik olmuştu.
Son ankette ise ANAP ve CHP kazançlı partiler ola-
rak görünüyor.
Kim yaptınrsa yaptırsın, anketlerin ortak mesajı
şu:
- Kitlelere umut veren bir siyasi hareket yok.
Deyim yerindeyse kitlelerde kilitlenme var.
Partilerde anahtar yok...
Devlet Bakanı Sami Türk
'Aü JJlvVninyeri
doldurulamaz'İstanbul Haber Servisi -
Karikatür üstadı AB LTvi Er-
soy'un ölümü, başta sanat
camıası olmak üzere hükü-
met çevrelerinde de yankı
yarattı. Içişleri Bakanı Mu-
rat Başesgioğlu, gezetemız
Genel Yayın Yönetmeni
Orhan Erinç'e gönderdiği
telgraf mesajında, Alı Ul-
vi'nın ölümünden duyduğu
derin üzüntüyü dile getire-
rek basın camiasına başsağ-
lığı diledi.
De\let Bakanı Hikmet
Sami Türk de gönderdiği
faks mesajında "Karikatür
sanaünın büvük ustalann-
dan, gazeteniz mensubu, de-
ğerli arkadaşuuz Ali Ulvi
Ersoy'un ölümünden bü-
yük üzüntü duydum. Yeri
doldurulama>acak AÜ Uhi
Ersoy'a Allah'tan rahmet,
Cumhurivet çaiışanlanna,
kederli ailesine, sevenlerine
ve basın camiasına başsağh-
ğıdilerim" dedi.
Yıldız Teknik Oniversite-
si Rektörü Prof. Ayhan Al-
kış da Ali Ulvi Ersoy'u kay-
betmenin acısını paylaştığı-
nı bildiren mesajında "mer-
humun yolunun ışık olması
ümidiilesabu-ve esenükler''
dileginde bulundu.
'Koruculann suç dosyası kabank'
AMC\RA (LfBA) - Başbakanlık Teftış Kurulu Başkanı
Kuüu Savaş'ın hazırladığı raporda, devlet içinde görev alıp
çeteleşme olaylanna kanşanlar sıralamasında itirafçılardan
sonra ikinci sırayı alan koruculann suç dosyası kabank çık-
tı. Devlet adına görev yapan 20 bın 319 korucudan 3 bin
488'inin adam öldürme. kaçakçılık. Ateşli ve Bıçaklı Silah-
lar Yasası'na muhalefet, kız kaçırma, cebren ırza geçme ve
dolandıncılık gibi suçlan işlediği tespit edildi. Suç dosya-
lan 1990 yıhndan sonra kabaran koruculann 47'sinin kız ve
kadın kaçırma, 13'ünün cebren ırza geçme, 2'sinin tarihi e-
ser kaçakçılığı, 27'sinin canlı hayvan kaçakçılığı, 45'inin
gümrük kaçakçılığı. 55'inin silah ve mühimmat kaçakçılı-
ğı, 85'inin ise uyuştunıcu kaçakçılığı yaptığı belirlendi.