Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29ARALIK1998SAL
HABERLER
Üniversiteye giriş sistemi değişti, türban konusunda adımJar atıldı, eğitim fakülteleri yenilendi
ÖÖ1998'e YÖK damgasıANKARA(CumhuriyetBürosu)-1997
ve 1998, eğitımde çok önemlı kararlara
ımzaatılanyıllaroldu. 1997'ye 8 yılhk ke-
sintısiz eğitimle Milli Eğitim Bakanlığı
damgasmı vururken 1998. üniversite sı-
nav sıstemıni değiştiren. eğitim fakültele-
rinı yeniden yapılandıran ve türban karar-
lılığinı ÖSYM kılavuzlanyla somutlaştı-
ran Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK)
yılı oldu.
1998 yılının en önemli eğitim olayını.
YÖK'ün 1999yilından ıtibaren üniversi-
te sınavmı teke indirdiğini açıklaması
oluşturdu. Üniversitelere ÖSS'ye göre öğ-
rencı alınacağını açıklayan YÖK, imam-
hatıp lıselerinin önünü kesmek üzere de
"ekpuan" uygulamasını öngördü.
1998'de alınan önemli kararlar şöyle:
Türban: YÖK, kıhk kıyafet yönetme-
liğinin 1998yılındaödünsüzuygulanma-
sı için üniversiteye kayıtlarda "başıaçık
fotoğraT' kabul edileceğini açıkladı ve bu
koşuiu ÖSYM Kılavuzu'na aldı. Üniver-
site rektörleriv le de tek tek konuşan Y'ÖK,
kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan öğ-
rencılenn üniversiteden uzaklaştınlması-
nı ıstedı. Bu karara uymayan bazı rektör-
ler görevden alındı. Kınkkale Üniversite-
si Rektörü Beşir Atalay, Harran Üniversı-
tesi Rektörü Mahmut Sert, Yüzüncü Yıl
Yenisistemegöre2 Mayıs'ta tekbasamakb olarak
yaptlacaksmav, ÖSS'nin içeriği 3e aynıolacak. SH
navda, temel bilgi ve zihinsei becerÜer, okuduğu-
nuanlamavtakılyürütmeileilgilisürularyerala-
cak. Tavan puan 200, taban puan 120 olacak. Ter-
cihler sınavdan sonra yapılacak. 120'den aşağı pu-
an alan öğrenciler, 4 yilük fakfllte tercihi yapama-
yacak. 105-120 arasında puan alanlar açıköğretim fakül-
tesi fle 2 yılhk yüksekokullara girebilecek. Öğrencınin or-
taöğretim başan puanJan (OOBP), öğrenirn gördükleri
okullann ÖSS'de aldıklan puan ortalamalanna göre ağır-
lıkiandınlacak. Lisede ögrenim gördügu alana paralel ter-
Yeni
sınav
sistemi
cih yapan öğrencinin ortaögretim başan puaıu
0.5 ile çarpılacalc. Okuduğu aJandan farkJı ter-
cih yapan öğrencinin oratöğretim başan puanı
we 0.2 üe çarpdarak bü.v ük puan ka> bına uğra-
tılacak. Puanlar, eşit ağıriık, sayısal ve sozeJ tür-
k'rinde olacak. Bu yıi kamu v önetimi, hukuk ve
ulusiararası ilişkiier bolümleri EA puan riirün-
de ögrenci alacak. Vabancı dii puanıyia ögrenci alan fakül-
telere gitmek isteyenier, ÖSS'den sonra 16 Mayıs 1999'da
yapılacak Vabancı Dii SınavTna girecek. 100 sonınun yer
alacagı Yabancı Dfl Sınavı'run içerigi. önceld yıllarda uy-
gulanmış ÖYS Yabancı Dii Testi'nin içerigi ile aynı olacak
Üniversitesi Dekanı Dursun Odabaş ve
10 öğretim üyesı görevlerinden ahndılar.
Türk-lslam sentezci kadrolaşmaya gi-
den Çanakkale Onsekiz Mart Üniversite-
si Rektörü AbdurrahmanGüzel ve Afyon
Kocatepe Üniversitesi Rektörü Şehabet-
tin Yigitbaşı ıse YÖK baskısı ile istifaya
zorlandı. Yolsuzluk yaptıklan gerekçesiy-
le Pamukkale Üniversitesi Rektörü Arif
Akşit de istifaya zorlanırken Abant Izzet
Baysal Üniversitesi RektörYardımcısı Afi
Karaca öğretim üyeliğinden çıkanldı.
Ögrenci ve Öğretim üyeteri disipfin yö-
netmelikleri: YÖK, Yükseköğretım Ku-
rumlan Ögrenci Disiplin Yönetmeliği'ni
değiştirdi. Türban eylemlerini önlemek
isteyen YÖK. öğrencilerin tepkisini çeken
bir değişiklik yaparak toplu eylemleri di-
siplin somşturması kapsamma aldı. Üni-
versitedekı toplu protesto ve eylemler,
rektörün soruşturma kapsamına, fakülte-
yi ilgilendiren eylemler dekanın soruştur-
ma kapsamına alındı.
Yükseköğretım Kurumlan Yönetici,
Öğretim Elemanı ve Memurlan Disiplin
Yönetmeliği değiştiriJdi. Cumhuriyetin
temel niteliklerine aykın hareket eden öğ-
retim üyelerinin hem kamu görevinden
hem de öğretim üyeliğinden çıkanlması
karariaştınldı. Akademik hırsızlıklar da
öğretim üyeliğinden çıkanlma cezası kap-
samına alındı. Değişiklik öğretim üyele-
rince antidemokratik bulunarak iptalı için
Danıştay'a dava açıldı.
Eğitim fakülteleri: YÖK, öğretmen açı-
ğını gidermek ve nitelikli öğretmen yetiş-
tirmek üzere eğitim fakültelerinde yapı-
sal değişikliğe gitti. Eğitim fakültelerinin
"bilimsel gerekçelere" dayanmamakla
suçladığı proje, tezsiz master uygulama-
sını getirdi. Buna göre, sınıf, okul öncesı,
yabancı diller, güzel sanatlar, beden eği-
timi, bilgisayar ve öğretim teknolojileri
alanlanndakı öğretmen gereksinımini
karşılamak üzere, öğretmen adaylannın
hem lisans hem de yüksek lisans düzeyin-
de yetiştirilmesi kararlaştınldı. Ortaögre-
tim alan öğretmenlerin de 3.5 artı 1.5 ya
da 4 artı 1.5 seçeneği ile tezsiz yüksek li-
sans düzeyinde yetiştirilmesi hükme bağ-
landı. Fen edebıyat fakültesi öğrencileri-
nin tezsiz yüksek lisans egitiminden son-
ra öğretmen olabilmesine yol açacak ka-
rar, bu fakülte öğrencılerinin de protesto-
suna neden oldu. Eğitim fakültelerindeki
bazı bölümler kapatıldı
Atamalaralivakat: Milli Eğitim Bakan-
lığı, okul yönetici atamalannda torpil bas-
kılannm önüne geçmek üzeri lıyakat ve
sınav esasını getirdi. Eğitim fakültelerinin
eğitim yönerimi ve planlaması bölümün-
den mezun olan öğretmenlerin ise sınav-
sız hizmetiçi eğitime alınması kararlaştı-
nldı. Bakanltğın, okul müdürlennı belir-
lemek üzere yaptığı ilk sınavda, 30 bin
adaydan sadece 1556si başanlı olabildi.
fhaieier 8 yıilık kesintısiz eğitim okul-
lan için 82 trilyon 428 milyar485 milyon
liralık sözleşme yapan bakanlık, 81 okul-
da 31 paketi pazarlığa bıraktı. Bakanlık,
ihalesine çıktığı 114 okulun da temmuz-
da hizmete gireceğini açıkladı.
Bilgisayar: Yazılım ihalesine çıkan ba-
kanlık donanım ihalesıni 9 Şubat 1999'de
gerçekleştirecek.
'Eğitim verilsin'
Çocuk
hakları
gözden
kaçıyor
ASUMANABAC1OĞHJ "
İZMfR--İnsanhaklarT
tartışılırken "çocuk hakla-
n"nın gözden kaçınlmama-
sı ıstendi. "Çocuğa düşman
görüntülerin bol okhığu" bir
toplum olduğumuza dikkat
çeken pedagoglar, örnek
olarak "çahşma vaşamında
çocukistisman.eğitimde fir-
sat esitsizliği, med>ada ço-
cuk sömürüsü, evini terk e-
den çocuklar. rrafik kazala-
n, teröristtikle suçlana, da-
jakyiyen çocuklar"ı göster-
diler. Uzmanlar. çocuklara
"haklannın" aile içinde ve
okul öncesi eğitimde öğre-
tilmesı gerektiğıni söyledi-
ler.
Dokuz Eylül Üniversitesi
Rektörlüğü Eğitim Koordi-
natörü sosyal pedagog Ma-
cide Serpemen, İnsan Hak-
ları Evrensel Bıldırgesı'nin
kabul edılişinın 50. yılının
kutlandığı bugünlerde ço-
cuk haklannm da gündeme
getinlmesini ıstedi. "Hak
bilincrnin. çocuk vasta ve-
rilmesı gerektiğinin altını çi-
zen
Serpemen, anne-babalar.
öğretmenler ve eğitim sek-
töründe hizmet veren herke-
sin önce Çocuk Haklan Söz-
leşmesfni okumasını ve
sözleşmenin içeriğini yaşa-
ma geçirmek için işbirliği
yapmasmı önerdı. Serpe-
men, "Çocuklar haklannı
ve istemierini yalnız başlan-
na ortava koyamazlar. onla-
nn biz yetişkinlere ihtiyacı
var" dıye konuştu.
Hâlâ ödenmedi
Ek sınav
ücretlerine
bürokrat
engeli
İstanbu] Haber Servisi -
Lise birincı sınıflar için ey-
lül ayında gerçekleştirilen
"yûkseltme sınavlan''nda
bazı ılçelerde görevlı öğret-
menJerin bakanlık genelge-
sıne karşın ücretlerini bugü-
ne dek alamadıklan belırlen-
di. Bakırköy, Bahçelıevler ve
Kartal'daki mal müdürlükle-
rinin. Milli Eğitim Bakanı
Hikmet Uluğbay'ın "Öden-
sin" genelgesine karşın "def-
terdarlıktan izin verilmedi-
ği" gerekçesiyle ödeme yap-
madığı öğretmenler. 31 Ara-
lık'a kadar paralannı ala-
mazsa bu yılki haklan yana-
cak.
Öğretmenler ise Milli Eği-
tim Bakanı'nm "ödenmesi
gerekir" yazısının ma! mü-
dürlüklen tarafmdan geçerlı
göriilmediğine dikkat çeke-
rek paranın repoya yatırıldı-
ğına dair kuşkulan olduğunu
öne sürdü.
HERKÜL, DEİANERİA VE
ATADAJV1 NESSOS'UN
ÖYKÜSÜ- Herkül'ün eşi
Deianeira bir kral kızı olarak
biünse de babası
Tann Dionysos'tur. Herkül bir
gün eşi ile yola ko> ulur. Bir
ırmağı geçerken eşini Atadam
Nessos'a emanet eder. Atadam,
ırmağı aşınrken kadına
sarkmtılık eder. Eşinin
çığhklannı duvan Herkül,
zehiıii okla Nessos"u kaJbinden
vıırur. Nessos ölmeden önce
eşinin se\gisini daima
sürdürmesi için yarasından
akan karu sakJamasmı.
gelecekte büyü olarak
kullanmasını söyier. Kan,
zehirli oktan da zehirlidir. Çift
gidecekleri yere uiaşır. Bir süre
sonra bir başka kadjnı
sevgisinden u/aklaşürmak
isteyen eşi, büvülü kan sürdügü
gömJeği Herkül'e gönderir.
Herkül gömlegi gjyer giymez
derisi kumaşa yapışmaya,
kumaşı çektiğinde de deri
so>ulma\a başlar. Herkül
acılara dayanamavıp kendisini
ateşe atmca Deianeira da
intihareder.
6
Atadam' mozaiği yurda dönüyor
ÖZGEN ACAR
ANKARA - Gazıantep'ten 1992'de
ABD'ye kaçınlan, Yunan mitolojisinin ya-
n Tannsı. güçlü Herkül'e ve eşine trajik bir
oyun oynayan Atadam öyküsünü anlatan
Roma dönemi mozaiği altı yıl sonra Türki-
ve'ye geri geliyor. Houston'da bulunan mo-
zaik, yılbaşından sonra teslım edilecek.
fS 2-3. yy 'a ait 3x 1.5 m. boyutundaki mo-
zaik, Suriye sınınna yaklaşık 50 km uzak-
lıktaki Nizip ilçesinde bulunan Belkıs (Ze-
ugma) ören yerinde ortaya çıkanldı. "Antep-
li Mehmet" adıyla tanınan sabıkalı kaçak-
çırun yurtdışına kaçınlmasında önayak ol-
duğu, Münih'tekı ünlü lcaçak eserler pazar-
layıcısı FuatÜzülmez'e iletıldiği belirlendi.
Üzülmez. New York Madison Avenue'de
antikacı Setim Dere'ninu
Fortuna(Kader)"
adlı galerisinde mozaiği pazarlamaya çalı-
şırken, FBI ajanlan bir rastlantı sonucu ola-
ya el koydu. Ancak, Türkiye bağlantısında
yeterli kanıt bulunmadığı gerekçesiyle ya-
sal soruşturma askıya alınınca Dere, gör-
kemli esen Houston'da Dominique de Me-
nıl'ın özel koleksiyonundan doğan "Menil
Müzesi''ne sattı. Dere. 70'li yıllarda Kapa-
lıçarşı'da iken, Antalya Perge'de bulunan
• 1992'de Gaziantep'ten (Zeugma) kaçınlan görkemli mozaiği Houston
Menil Müzesi Türkiye'ye geri veriyor. Müzenin, masraflannı karşılayıp
Türkiye'deki parçalarla mozaiği Houston'da birleştirip birkaç yıl
sergiledikten sonra geri verme önerisini Ankara reddetti.
M
HerkülLahti''nin parçalannın ABD'ye ka-
çınlmasında da önemli rol oynamıştı.
Zeugma'da birlikte kazı yapan Gaziantep
Müze Müdürü Dr. Rifat Ergeç, Avusrralya-
lı arkeolog Dr. David Kennedy. Ayvazte-
pe'de bir insanın sığabileceği büyüklükte, ı-
ki metre uzunluğunda bir tünelden girilen
bir odada Roma dönemine ait bir yapı bul-
dular. Yapının tabanında son derece iyi ko-
runmuş, birziyafet sahnesini anlatan birmo-
zaiğe rastladılar. Yan çıplak durumda Tan-
n ve Tannçalann müzik eşliğinde içki içtik-
lerini gösteren mozaiğin bitışiğinde ise da-
ha küçük ölçüde geometrik bezemeli ikinci
bir başka pano belirlediler, ancak başka mo-
zaiklerin de çalındığını saptadılar.
"Belkıs Zeugma mozaiği''. çok renklı taş
(tessera) işçiliği. Roma figürlerindekı hare-
ketlilik. yüz ifadelerinin anlamlı işlenişi açı-
sından 1992 yılında ülkemizde ele geçen
buluntular açısından da en önemlılennden
biri olarak kabul ediJiyor. Zeugma'dan çıkan
çeşitli heykel ve kabartmalar müzede sergi-
lenıyor. Kültür Bakanlığı'nın geçen bahar
aylannda Ankara'ya davet ettiği müzenin
müdürü Bernard Davezac'a olay anlatıldı.
Davezac. Houston'a dönünce yönetim ku-
ruluna Ankara temaslannı aktardı.
"mozaiğin Türkiye'de kalan parçalan ile
Houston'da biıieştirilip, onankiıktan sonra
geri \erilmesini" önerdi. 3x 1.5 m. boyutun-
daki mozaık, müzeye yaklaşık 50x70 cm.
boyutunda iki parça olarak ulaşmıştı.
Müzenin önerisi
Müze yetkilıleri. geçen haftalarda bu öne-
riye uygun olarak mozaiğin masraflan ken-
dilerince karşılanmak koşulu ile Türki-
ye'den gelecek parçalarla birleştıriîip onanl-
dıktan, birkaç yıl sergilendikten sonra Türk
hukümetine geri verilmesini kararlaştırdı.
Ancak, Türk yasası eserlenn yurtdışına
bir yı1dan fazla çıkışma izin vermediği için
Ankara bu öneriyi reddetti. Müze. önceki
hafta, mozaiğin Türkiye'nin istediği bıçim-
de onanlmamış iki parça olarak geri veril-
mesini kararlaştırdı. Esenn, Houston Baş-
konsolosluğu'na mı yoksa Ankara'da mı tes-
lim edileceği henüz belirlenmedi.
Ayrıca Menil koleksıyonu. 1970'lerde
KKTC'den kaçınlan, Bızans'ın en görkem-
li dönemi IS 6. vy'da yapılmış "Lysi Kilise-
siduvarresimleri"nı, Münih'tehapisteolan
ünlü Konyalı sahtekâr kaçakçı Aydın Dik-
men'den 80'li yıllann sonunda satın almış-
tı. O dönemde müdür olmayan Bizans uz-
manı Davezac'm önerisi ile alınan resimler,
Houston'da projesini Menil'in mimaroğlu-
nun yaptığı birkilise-müzenin duvarlannda
sergilenıyor.
Kıbns Rum Yönetimi. resimlerin mülki-
yeti kendilerinde kalmak üzere belirsiz bir
süre sergilenmesine izin verdi. Rum yöne-
timinin. Lysi'nin tekrar kendilerine gecme-
si durumunda bu eserleri Houston'dan geri
almayı öngördüğü biliniyor.
1999 Eylülü'nde Birecik Barajı'nın sula-
n altında kalacak Zeugma. Roma'nın lejyon
yerleşmesi olup. Fırat üzennde stratejik bir
köprü oluşrurmaktaydı. tS 1. yy'daki nüfu-
su 80 bin kişi olarak tahmin edıliyor. Kent,
Antakya, Kartaca. İskendenye'den küçük,
Pompei'den birkaç kat büyük. Atina ile he-
men hemen aynı büyüklükte idi.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
Eczacılar aylardır dertlerini
anlatmaya çalışıyorlar. 1 Ocak
1999 tarihinden sonra, Türki-
ye'deki yerli ilaç firmalannın pa-
tent konjması haklan sona eri-
yor. Böylece yerli ilaç yapan şir-
ketlerin, yabancı büyük tekeller
karşısında koaıması kaldınlryor.
Böyle bir karar ne gibi sonuç-
lar doğuracak: Eczacılann an-
lattığına göre; böyle bir koruma
kalkarsa yerli ilaç sanayii Batı
ile rekabet edemez ve çöker.
Yerli ilaç sanayiinin gelışmesi
dururve kuruluşların önemli bir
kısmı tasfiye olur. Ayakta kala-
bılen az sayıdaki firma ise ya-
bancı ilaç tekellerinin taşeronu
haline dönüşür.
Böylece ilaç piyasası yaban-
cı ilaç firmalannın egemenliği
altına girer ve ilaç fiyatlan hızla
artar. Sosyal güvenlik kurufuş-
larının harcamalan yükselir,
halk ilaç alamaz hale gelebilir.
Eczacılann dikkat çektikleri
bir önemli nokta ise ilacın pet-
rol gibi stratejik bir madde ol-
Ilaçta Son Günler...
ması. Yerli ilaç sanayiinin yok
olması karşısında, ekonomik
ambargonun Irak örneğinde ol-
duğu gibi etkinlik derecesi ar-
tar.
Istanbul Eczacılar Odası
Başkanı Erkan Önsel, patent
koaıması sözleşmesinin daha
sonraki yıllara ertelenmesinin
mümkün olduğunu belirtiyor.
Aylardır, bu konuyu siyasilere
anlatmaya çalıştığını söylüyor.
1995 yılında DYP-CHP (SHP)
hükümetleri döneminde GATT
anlaşması gereği Türkiye'nin
de patent konusunda bir sınır-
lama getiımesi amacıyla kanun
çalışmaları başlatıhyor. Mec-
lis'teki komisyon çalışmalannın
sonunda 10 yılfık bir geçiş sü-
resine ıhtiyaç olduğu saptana-
rak kanun buna göre hazırlanı-
yor.
Bunun üzerine hükümet 551
sayılı kanun hükmünde karar-
name hazıriayarak 2005 yılına
kadar patent korumasını kabul
ediyor ve bunu 27.06.1995 ta-
rihinde Resmi Gazete'de ilan
ediyor. Ancak ne oluyorsa o
arada oluyor ve 3 ay sonra hü-
kümet yeni bir kanun hükmün-
de kararname çıkararak 10 yılı
üç yıla indiriyor ve son tarih ola-
rak 1 Ocak 1999'u belirliyor.
Yani birkaç gün sonra yerli ilaç
firmaiannın patent koaıması
haklan kaldınlmış olacak.
Eczacılar aylardır çırpınıyor-
lar ve patent koaımasının süre-
sinin uzatılmasını istiyorlar. Şu
ana kadar dertlerini anlatama-
mış olacaklar ki, hükümet bu
konuda bir adım atmadı. Za-
man da kalmadı.
Hükümet için her tüıiü ayak
oyununu başanyla yerine geti-
ren siyasiler, böylesine hayati
konularla acaba neden ilgılen-
mezler?
Batı'ya kuru gürültü posta at-
mayı çok seven politikacılar,
acaba iş, yerli ilaç sanayii gibi
ciddi bir konuya geldiği zaman
neden seslerini kısarlar? Çün-
kü kritik dönemlerde görüldü
ki, ilaç sanayii tamamen dışa-
nya bağımlı olan ülkeler çok sı-
kıntı çektiler.
Ömeğin İkinci Dünya Savaşı
sırasında Türkiye de bu olguyu
yaşadı.
ikinci Dünya Savaşı'nın ders-
leri sonucu, yerli ilaç sanayiinin
geliştirilmesi çabasına girildi.
Yerli ilaç kuaımlannın böyle bir
çaba içine girmeleri, yabancı i-
laç firmalannın harekete geç-
mesine neden oldu. Çünkü
yerli fiımalar, yurtdışından aktif
ilaç maddesi ithal ederek bit-
miş ilaç üreten fabrikalar kur-
muşlardı.
Karşılıkh tazminat davalan
1967 yılında yerli ilaç firmalan-
nın lehine sonuçlandı. Patent
sorununun yasal açıdan çözül-
mesi yerli ilaç firmalannı geliş-
tirdi. Milli ilaç sanayii, Dünya
Sağlık Örgütü tarafmdan belir-
lenen iyi imalat tekniği (GMP),
iyi laboratuvar tekniği (GLP)
standartlanna göre üretim ya-
pabilen bir düzeye ulaştı. Ayn-
ca aktif madde üretimine, aktif
madde ve mamul ilaç ihracatı-
na başladı.
Işte tam bu noktada, Çiller
hükümeti tarafmdan 1995 yılı
eylül ayında çıkarılan karama-
me gündeme geldi. Yerli ilaç fir-
maları, eczacılar, hükümete,
Meclis'e dertlerini anlatmaya
çalıştılar.
Zaman daraldı. Iktidardaki,
muhalefetteki partilere ve mil-
letvekillerine bir kez de bura-
dan sesleniyoruz: Yerli ilaç sa-
nayiini çökertecek bu uygula-
mayı durdurmak için harekete
geçin.
Eczacılann haklı sesine kulak
verin!..
Egitim-Sen: Cericilik sistemi
'Eğitime
aynlan pay
arttınlmalı'
YUSUFZ^YAAY
Eğitim-Sen Istanbul 2
No'lu Şube Başkanı Alaat-
tin Dinçer, eğitimde 12 Ey-
lül döneminde ortaya çıkan
dinsel gericiliğin bütün
eğitim sistemini boğma
noktasına geldiğini belirte-
rek "Yaranlan dinsel geri-
cilik canavanyla uğraşılı-
vormuş gibi sunulan gö-
rüntüler yarulOcıdır" uya-
rısmda bulundu.
8 yılhk zorunlu eğitimin
başanya ulaşabilmesi içm
eğitime gayri safı milli ha-
sıladan aynlan payın iki ka-
tına çıkanlması gerektiği
vurgulandı.
Dinçer, eğitimde yaşa-
nan sorunların, "ûlkegele-
ceğini düşünmekten uzak,
sadece günü biriik çıkarla-
nnı düşünen. ilkesiz ve
ufuksu2 siyasilerin egitim
sistemi üzennde beliıieyici
olma çabalam la artüğını"
savunarak, öğretmen \e
idareci atamalannm siya-
sal baskılardan anndınla-
madığını kaydertı. Dinçer,
eğitim alanında yıllardır
örgütlendinlen gerici, laik-
lık karşıtı. tarikatlara daya-
lı kadrolann etkınlıklennı
sürdürdüklerini vurguladı.
Alaattin Dinçer, 8 yillık
zorunlu eğitimin başanya
ulaşabilmesi için eğitime
gayri safi milli hasıladan
aynlan payın iki katına çı-
kanlması gerektiğıni söy-
ledi.
Dinçer, 8 yillık .eğitim
için bugüne kadar 224 tril-
yon lira toplandığını, ancak
500 trilyon liralık ödeneğe
ihtiyaç duvulduğunu be-
lirtti.
Ilköğretimde ! 1 milyon
olan çağ nüfusunun 10 mil-
yonunun okullaşabildiğini
belirten Dinçer, okullaş-
ması gereken bir milyon
ögrenci bulunduğunu
anımsattı. Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın hedeflediği 40
kişilik derslikler temel
alındığında 40 bin derslik
ihtiyacı bulunduğunu vur-
gulayan Dinçer, bu alanda
875 bin öğretmenin görev
yapması gerekirken 400
bin öğretmen açığı olduğu-
nu söyledi. Dinçer. 1998
yılındaki üçüncû atama dö-
neminde 70 bin öğretmen
alındığını, ancak 108 bin
öğretmen daha alınması
gerektiğini kaydetti.
Dinçer, emekli olan öğ-
retmen sayısının da 15 bin
olduğunu vurguladı.
Eğitimde yaşanan sorunlar
Ders kitaplan
çağın gerisinde
Eğitim-Sen Istanbul 2
No'lu Şube Başkanı Alaat-
tin Dinçer, birinci yılını dol-
duran 8 yılhk kesıntisiz te-
mel eğitimde yaşanan belli
başlı sorunlan şöyle sırala-
dı:
• Eğitim prognunlan ve
ders kitapiannm içerikleri
çağdaşlaşanlmadı. Kitaplar
güncelleştirilip gerici içerik-
ten anndınlmadL
• Öğretmen açıklan kapa-
tılamadı.
• Laik,bilimseLdemokra-
tik amaçiar dogrulrusunda
eğitim u.Ngulayacak idareci
vekadrolaroiufturulamadL
• Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'da 2 bin okul, öğ-
retmensizlik, güvenlik ve
göç nedeniyle kapalı.
• Okul öncesi eğitim yüz-
de6'nın üzerineçıkaniama-
ch.
• Rehberlik ve mesleki
yönlendirme yaygınlaştın-
lamadı.
• Okullarda araç-gereç
eksikliği süriiyor.
• Okullann temel ihtiyaç-
lannm velilere yükletilmesı
engellenmedı.
• Eğrtimcüer ve velilerin
egitim surecine katıamı sağ-
fauıınadL
• Öğretmenlerin ekono-
mik, sosyal, sendikal ve öz-
lük haklanyla ilgıli sorun-
lan çözülmedi.
• Öğretmen vetiştiren ku-
rurrüarla ilgili uzun vadeli
projefcr geliştirilip uvgula-
maya konulamadL
Ne yapılmah?
• Ders kitapiannm konu-
lan kısaltılmalı. sadeleştiri-
üp günceUeştirilmell \ azım
hatalan dü/eltilmell resim
ve sekilkrie anladm leknigi
uygulanmalı. Kitaplardaki
dns a> runa, ırkçı, gerid un-
suriar ayıklanmaİL
• Eğinm yeniden yapılan-
dınlıp demokratikleştiril-
meli.
• ÖM) ders,taırs,etttgibi
egitimi paralı hale gctiren
uygulamalara son \erilmelL
• Açık ilköğretim uygula-
ması yaygınlaştmlmalı, eği-
tim olanağından yoksun ço-
cuklar okullaştınlmalı.
• Egitimi etkileyen kont-
rolsüz nüfus artışu göç, çar-
pık kenfJeşme engeüernneU.
• Eğitim programlannın
sürekli gelişmesine olanak
sağlayacak kural ve biçim-
leroluşturulmalı.
• Her ilköğretim okuhın-
da zorunlu ana sınıfi açılma-
h.
• Fırsateşitliğiniortadan
kaldıran Anadolu lisesi,
özel okul ve süper liseler ka-
patılmah.
• Zorunlu eğitim, 2 yıb
okul öncesi, 8 yıh ilköğretim,
1 yıb da yöniendirme olmak
üzere 11 yüa çıkardmah.
• Veli, öğretmen, ögrenci,
ıdarecilerin katıldığı hafta-
lık değerlendirme toplantı-
lan ve buna uygun yapılan-
maşağlanmalı.
•ÖğretmenlerindaOartdı-
şındadersieregjrmesi engel-
lenmelL
• Talim ve Terbiye Kuru-
lu'nun antidemokratik ya-
pısı değiştirilmeli. Bunun
yerine ögrenci, veli. sendi-
kalar ve bakanlık temsilci-
lerinden oluşan eğitim kon-
seyi oluşturulmalı.
Laiklik, evrim ve bilim paneli
'Eğitim laik olmazsa
gelişme sağlanamaz'
İstanbul HaberServisi -
AÜ Tıp Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Yaman
Örs, "Evrim Kuranu"nın
dünyadaki sistematik dü-
zenin açıklamasını yaptı-
ğını behrterek örgütlenmiş
dinsel kesimlerin bu yüz-
den en çok "Evrim, Kura-
mı"na karşı çıktıklannı v e
onu karalamaya çalıştıkla-
nnı söyledi.
tstanbul üniversitesi
Tıp Fakültesi tarafmdan
duzenlenen "Laiklik Ev-
rim ve Bilim" konulu pa-
nel. dün 14 Mart Amfı-
si'de yapıldı. Panelde ko-
nuşan Prof. Dr. Yaman
Örs, Türkiye'de eğitim ko-
nusunda laikliği savunan-
larla laikliğe karşı olanlar
arasında savaş bulunduğu-
nu söyledi. Örs, laiklik il-
kesinin eğitimde etkin bir
şekilde uygulanmadığı
takdirde eğitimin dinm et-
kisinde kalacağını ve ge-
lişme sağlamayacağmı be-
lirtti. Dini eğitimin olama-
yacağını söyleyen Örs
"Din. ezberve kosullanma-
dır. Din tarrjşmaJı olarak
eğitimin içinde yer alırsa o
zaman eğitim olur" dedı.
Örs, inançlann eğitime
ve siyasal yaşama kanştı-
nlmaması gerektiğine dik-
kat çekti. Yaman Örs, bü-
tün bilim dallannda evrim
kurammın izleri görüldü-
ğünü belirterek "Evrim
kuramı iki önemli özellik
getirmiştir: Birincisi dog-
matik anlamda niçinseüi-
ğin yerine bilimsel neden-
selliği getirnustir. Yani dü-
şünceleri bilimsel bir hale
getirmiştir. İkincisiise dün-
yadaki sistematik duzenin
açıklamasını yapnuştır.
Bununla da tüıierin nasıl
ortaya çıktığı, türler ara-
sındaki benzeriik ve farklı-
hk açıkianmışnr" dıye ko-
nuştu.