Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29ARALIK1998SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ilaçta patent uygulamasına 1 Ocak'ta geçiliyor. Sağlık Bakanı erteleme olmayacağmı söyledi
Saghkta 'bağmıhhk' dönemi
TEB Baskanı Mehmet Domac
'Uluslararası
haklav
kuUanûmiyor'
• Mehmet Domaç,
ilaçta patent
uygulaması konusunda
ilgili sektörleri
dinlemeyi bile kabul
etmeyen hükümet
yetkililerini eleştirdi.
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-Türk Ec-
zacılan Bırliğı (TEB)
Genel Başkanı Mehmet
Domaç. toplumun tüm
kesimlerini ilgilendiren
ilaçta patent uygulama-
sı konusunda ilgili sek-
törleri dinlemeyi bile
kabul etmeyen hükümet
yetkililerini eleştirdi.
Patent uygulamasını er-
teletme olanağı tanıyan
uluslararası haklann
kullanılmadığını vurgu-
layan Domaç, "Patent
bir tekel hakkıdır. Bir
mülkiyet hakkıdır. İs-
terse hükümet kamu ya-
ran için patent hakkını
da kisıtlavabiJir" görü-
şünüdıle getirdı.
Patent uygulaması-
nın 2005 yılmdan 1999
yılına çekilmesini ka-
rarlaştıran KHK'nin ya-
yımlandığı 1995 yılın-
dan bu yana uygulama-
nın getıreceği sakınca-
lan anlatmaya çalıştık-
lannı belırten Domaç.
"Yazmadığımız, çizme-
diğimiz, konuşmadığı-
mız. söylemediğimiz laf
kalmadı. Biz parlamen-
terlerm bu konuda çok
fazla düsünmediğini ve
her konuda oktuğu gibi
bunu da çok fazla ciddi-
ye almadıklannı düşü-
nüyoruz" dedi.
Hükümetin patente
geçme zorunluluğuna
uluslararası anlaşmala-
n gerekçe gösterdiğine
işaret eden Domaç,
bunlardan bınnın Dün-
ya Ticaret Örgütü An-
laşması (GATT) oldu-
• gunu, anlaşmanın Tür-
kiye gibi gelışmekte
olan ülkelere 2005 yılı-
na kadar süre tanıdığını
anlattı. Domaç, yeriı
üreticilerin araştırma-
geliştirme (ARGE)
yapmadığı, bu nedenle
sürenin ertelenmesinin
bir yaran olmayacağı
yönünde eleştiriler de
bulunduğunu kaydede-
rek "Peki yabancı üreti-
ciler ne yapOlar" soru-
sunu yönelttı.
Domaç, bu üreticile-
rin Kanada, ABD ve di-
ğer ülkelerde kurdukla-
n ARGE merkezleriyle
ortaya çıkardıklan ilaç-
lan Türkiye'yi pazar
olarak görüp burada
sartıklannı, Türkiye'nin
kaynaklannı o ülkelere
aktarmaktan başka bir
iş yapmadıkJannı söy-
ledi.
Avukat Cüney Dinc
'Kente karşı
işlenen suçlar
cezasız kalmamalı'
YL'SÜFÖZKAN
İZMtR - Yasalarda
"kent suçu" tanımı olma-
masına karşın kente karşı
suç işleyenlenn cezalandı-
nJması gerektiğini belirten
uzmanlar. "Hukuksal açı-
dan öncelik verilmesi gere-
ken konu, Memurin Muha-
kemati Kanunu'nun ivedi-
likle yürüıiükten katdınl-
masıdır" dediler. Avukat
Güney Dinç, birçok beledi-
ye başkanının yasalar
önünde görevli ve sorumlu
olduklan kente, çevreye ve
topluma karşı yükümlü-
lüklerini yerine getirmedi-
ğini. yasal yükümlülükk-
rinin çoğu kez tersini ya-
parak kente ve topluma
karşı suç ışlediklerini be-
lirterek "Bu yöneticüer
suçlan sürdürerek yeni se-
çimlerde ada\ bile olmaya
hazırlannıaktadırlar" de-
di.
Güney Dinç, şunlan söy-
ledi: "Açılan davalar, bazı
belirii suç türleri üzerinde
yoğunlaşmaktadır. Bu suç-
lann sonımlulan hakkın-
da ceza davalan açdabflme-
si için 1923 yılında.Osm an-
h Imparatorluğu dönemin-
de jürürlüğe konulan Me-
murin Muhakematı Hak-
kında Kanunu Muvak-
kat'ın kaldınlması gerek-
mektedir."
İşlemler uzun
sürüyor
Dinç, işlemlerin çok
uzun sürmesi nedeniyle,
birçok belediye başkanı-
nın, ancak görev süreleri
dolduktan sonra yargılana-
bildiklerini anımsatarak
kente karşı işlenen suçlar
konusunda şu görüşlere
yer\erdi:
"Kamulaştırma işlemi
ya'pılmadan kişilerin tapu-
İu taşuımazlarına el konui-
duğu sık görülmektedir.
Eski yapılar, kendiliğinden
yıkılma tehlikesinden söz
edilerek hukuk dışı uygu-
lamalarla yıkılmakta, ka-
lan arsa parçalanna el ko-
nulmaktadır. Ayrıca bele-
diyeler tarafindan çeşitli ge-
reksinimler öne sürülerek
her bağımsız böliime bağış
adı altuıda para istenmesi,
açıkça suç oluşturmakta-
dır. Hangi memur. üstünün
görev suçu işlediğinigöriin-
ce, olayı sa\cılığa. soruştur-
ma organlarına iletebili-
yor? Kendisinin yasa önün-
de suçlu duruma düşme-
mesi için böyie bir girişim-
de bulunursa başına ncler
gelmez."
Kent hukuku
Arsa düzenlemesınden
güncel belediye hizmetle-
rine, akçalı konulardan i-
mar işlerine kadar uzanan
çok kapsamlı bir kent hu-
kuku oluştuğunu belirten
Dinç. "Doğrusu da budur.
Kent ve kentli hukukunu
koruvan yasalara aytarüık,
eylemin ağırbğına göre,
kent suçlannı oluşturmak-
tadır"dedi.
Dinç, yasalann yetersiz-
liğinden fazla yakınma-
mak gerektiğini de söyle-
yerek bu yasalarla da çok
yararlı işler yapılabıldiği-
ni, önemli olanın. kişilenn
değil. kamunun yaran nı
gözeten, toplumun genel
doğrulanyla bürünleşen
davranışlar içerisinde bu-
lunmak olduğunu vureula-
dı.
Hukuksal açıdan kamu
görevlilerine "yargılama
bağışıkJığr ile birlıkte
"suç işleme ayncahğı'" sağ-
layan Memurin Muhake-
matı Kanunu'nun ivedilık-
le yürürlükten kaldınlma-
sını isteyen avukat Güney
Dinç, "Ceza kanunu açı-
sından adaleU suçlann
çokluğu ve çeşitliliği. ceza-
lann ağırlığı ile ölçülme-
mektedir. Adaletin asıl gös-
tergesi, toplumda "hiçbır
suçun cezasız kalmayaca-
ğf inancının yerleşmesi-
dir" dedı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- tlaçta patent uygulaması 1 Ocak
1999 Cuma günü başlıyor. Uygula-
mayı getiren kanun hükmünde ka-
rarnamenın (KHK.) 1995 yılında im-
zalanmasından bu yana süren tartış-
malar ve ilgili sivil toplum örgütle-
rinin uyanlan göz önüne ahnmadı.
Bazı yabancı firmalar uygulamaya
geçmek için 1 Ocak'ın gelmesini
beklemezken bazılan da çalıştıkla-
n Türk firmalarla daha önceden ya-
pıtan anlaşmalan geri çekti. Bakan-
lar Kurulu'nun son iki toplantısın-
da ilaçta patent uygulaması bazı
yönleriyle ele alındı. Sağlık Bakanı
Halil tbrahim Özsoy, uygulamayı
ertelemeyeceklerini söyledi.
İlaçta patent uygulamasına geçil-
mesine 3 gün kaldı. Uygulamayla i-
laç sektörü ve yerli ilaç sanayi çık-
maza sokulurken Türk Eczacıları
Birliği (TEB), Türk Tabipleri Birli-
ği (TTB). Türk Dişhekimleri Birli-
ği gibi ilgili örgütlerin uyanlan göz
önüne ahnmadı. TEB uyanlannı yi-
nelemek üzere dün TBMM Başka-
nı HikmetÇetin'i ziyaretetti.
Çetin, TEB"le görüşmesinde.
Türkiye'nin AB'ye henüz tam üye
olmadığını. bu karann gümrük bir-
liğine geçiş süreci içindeki görüş-
melerde ahndığını anımsattı. Çetin,
"Ancak Türkije'de herhangi bir sa-
nayi sektörü, GB ka-
rarlanndan za-
rar görecek
olur-
• Sağlık Bakanı Halil Ibrahim Özsoy, patent
uygulamasının ilaç fiyatiannı yükselteceğini kabul
ederken bunun daha önce üretilmeye başlanan ilaçlara
yansımayacağını, yeni ruhsat alacak ilaçlann fiyatlannın
etkileneceğini ileri sürdü.
nuçsuz kaldığını söyledi.
Ozsoy, patent uygulamasının ilaç
fiyatiannı yükselteceğini kabul
ederken bunun daha önce üretilme-
ye başlanan ilaçlara yansımayaca-
ğını. yeni ruhsat alacak ilaçlann fi-
yatlannın etkileneceğini ileri sürdü
Uygulama neler getirecek?
ilaç işverenleri ve hükümet dışın-
daki tüm ilgili kesimlerce yoğun bi-
çimde eleştirilen uygulamanın do-
ğuracağı sonuçlar şöyle:
• Gelişmiş ülkelerdeki çokuluslu
ilaç tekelı büyük firmalar, yine bu-
luşlannı patent anlaşması yaptıkla-
n üikelere satacaklar. Yeni buluşu-
nu yapan firma, ARGE harcamala-
nnı karşılamak için bulduğu madde-
nin fiyatını istediği gibi belirleye-
cek (tek bir madde için yaklaşık
200 milyon dolar), rakipsiz
olarak 15-20 yıl süren patent
süresince tek satıcı duru-
munda olacak. Dolayı-
sıyla yurttaşlar, ilaçta
patentin kabul edilme-
sa, Türkive bu karan kendi lehine
olacak şeldlde değişrirmdidir" de-
di.
Çetin, bu konuda hükümet yetki-
lilen ile gerekli görüşmelerde bulu-
nacağını kaydederek "Ancak bu ko-
nuda hükümet bir kanun hükmün-
de kararname ile konuya çözüm bu-
labilir ve> a tek bir maddeUk yasa ta-
sansı hazırlar ve genel kurulda ön-
celikle ele alınarak çıkanlabüir"
önerisinde bulundu.
Sağlık Bakanı Özsoy, Cumhuri-
yet'e verdiği bılgide. konunun Ba-
kanlar Kurulu'nun son ıkı toplantı-
sında da gündeme geldiğini. Başba-
kan Mesut Yılmaz'ın konuyla ılgılı
bilgi aldığını söyledi. Özsoy, uygu-
lamanın ertelenmesinin söz konusu
olamayacağını belirterek buna ge-
rekçe olarak TBMM 'nin durumunu
gösterdı. Daha önce patentin erte-
lenmesine yönelik bir tasan taslağı
hazırladıklannı belirten Özsoy. Ma-
liye Bakanlığı, DPT ve Hazine Müs-
teşarlığı"nın olumsuz görüş bildir-
mesi nedeniyle ginşimlerinın so-
si durumunda ilaçlan normal fıya-
tının en az 5 katı rakama almak zo-
runda kalacak.
• Patent sahibi ülkelerle ortaya
çıkabilecek uyuşmazlıklarda ilaç
ambargosu sılah olarak kullamlabı-
lecek. Patent satın alamayan yerli i-
laç sanayii halen üretmekte olduğu
ilaçlan üretemeyecek, giderek kü-
çülecek ve patent dışı kalan ilaçlar
da çokuluslu ilaç tekellerineline ge-
çecek.
• Hastanın alım gücünü çok aşan
ilaç fiyatlan sonucu, hasta ilacını ta-
mamen sosyal güvenlik kurumla-
nndan temin etmeye çalışacak, ar-
tacak maliyet yüküyle SSK, Bağ-
Kur. Emekli Sandığı
iyiceçıkmazagi-
recek.
• Kazanılmış
dışpazarlarkay-
bedilecek..
FİYATINA
TAKSİTLE!
Yataş'ın kaliteli, sağlam,
rahat kanepe ve oturma grupları
hem evinize uygun hem de bütçenize.
TATAS DAMSMA MERK£2LEM VE BİUkl O U N LLER: JUMNA (»22) 322 66 68 IHATAV) • ADAPOJM (O2S4) 278 10 78 • «FTOM 10.272) 21S 42 52 • AORIICM771 215 28 65 • AKSUAY (0-382) 212 58 54 - 213 26 06 • AMASYA ;O-
368) 218 22 33 • A M U M (OJ12) 351 88 00 (5 M ) (ÇANKIRI BfABTA, «RIKKALE Y020ATI • «KTAKTt (0-3261 216 15 34 • UttU.1l (0-242) 2«3 02 03 ıBUROUR) • BAUKES1B (0-266) 245 93 14 • 242 31 31 • ÇOflUU (0-364(213 96 27 •
DB«ZU 8 5 D r r * l » A K l l l ( O < 2 2 5 85 » 5 2 rıBATMA), B A B » SliBT ŞIRNAK • EUUK (0-424" 218 34 72 - 237 88 91 IBINGÛL BrTLIS MUŞ TUFCEU VANI • EHZİHCAJI (0-446) 224 26 43 (ARDAHAN IGOIR »>HS,
TEP [C-3421 220^0 31 220 20 11 'KJLIS ŞANL.URFAI -GIRESUN(0-454|212 74 19 (3lal PBX) 1WCW) ->STANBUL(O-216)3O95410(Pex},3ARTIN BOİU BURSA ÇANAKKAlf
K. HHKLAHai K0CAHİ.TBOBDAĞı YAiOVA ZOHGULDAX CMR(0-232)9531300 SS3 13 13tArOH UMtlS*. UUĞİA UŞAK' • KAMUKAHURtŞ 1(^344)231 4219 • KABAMfll (0-33BI2135071 (2hK, ICASIAHMIU
(O-3MIM4I9 31 •KAYSEH(0-352)2<5CK0O(2OI««)(KBflB KiBŞOı«,-KOtftA,fr332;2lMU 251 3596 (2 haO • MALATYA(0-C2) 322 7666 325 46 81-68 ,AD(YAMA«) • MEBSW (CKİ241327 3960 ( 5 M -HEVŞeHB (0-384[213 75 05 •
MtĞOe (0-388) 213 44 26 • RİZE (0-464) 213 18 73 (3 1*) (A.RTVMI • SAHSUtl (0-362) 2«6 67 29 (TO«AT
| • S1V« (0-348) 225 05 05 225 74 75 • SIHOP ıO-368j 251 15 44 TRAB2ON (0-4«2) 321 17 36 (BA -BURT 3UUUŞHANEI
YATAS HOMEIMĞAZALAn-ADANAHMWrMaaHoflM2332829 • ADAPAZARISaliaryi YaMŞ Home 278 ıo 79 ANKARAÇanKafa raaşHome43962 33 Dfkfnen Vauş Hone 47989 34 -^sköy YaıaşHorae33999 41 • Kuçykösal YattşHoffls
447 08 69(3ha1)-S«l6rYal»sHo«ıe34867B9'ANTAlYAYllı,Ho«»247 17Z2 • BAUKES4R Yaiaş Hone 242 3! 31 2 « 9828 OtYAHBAMB V.as H«ne251 85 85 [2 h«t| -EUZIĞ Y«a»Ho™2363738 -ERZINCAK Y««5 Ha<ı<e2148033
•ERZURUM YatasHomB23519 64-218S7B« • GAZİAHTEP Yala$ Htme 220 70 31 • M30IR Yau; Honw 227 90 42 • ISTAN6UL Be$*aş Y*aî Nofî»259 89 53 259 89 M -B«y1ıkduQJ Yat« Hom«85203 50 (3 natl • Ctrmgt Y«a$ Hon» 4254203
( 3 n F d h Y « H S 3 S 7 1 5 3 5 2 1 > 3 1 3 l M U M Y H 6 7 5 0 t 9 3 l 3 U ) K û > C a n n < Y 3 I ^ H ı > m 4 a 4 2 ( n ' U o d o ^
3254661-66 • MERSIN YaB»Mome3273545 • SAKARYAY>a»Hon»278 1079
YATA5
OlZln e
e eKSIgl
Bu kampanya T C Sanayi ve Ticaret Bakanlığrnm 25 Msyis 1994 tanh ve 21940 sayıd tebHğ hukCımlenne Liygun oiaraK yapılmaktadu Ryatiara KOV dahıldtr Vergı oraniannda olabtMcek değtş*tikler
fiyatlars aynen yansılıLacaktır Talepl«r stok ve ûretım olanaklan dahıfmde karşılanacaktır Bu kampanya Yataş A $ nm sabıt fıyai gafanlısı altındadır Tavsfye edı4en fıyanardtr FıyaUarmıız Tûrk L^ası öır
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Faili Meçhul...
1990'lann Türkiyesi'nde, beni en çok yaralayan
olgulardan biri, "faili meçhul"\er\n yoğunluğu ol-
du. Hele bir ara 90'lar/n başlarında, öy\e bir dö-
nem yaşadık ki faili bulunamayan cınayetler, ne-
redeyse "vakai adiye" sayılır oldu. Aradan üç beş
yıl geçtikten sonra bu cinayetlerin hangi "çeteler"
tarafindan gerçekleştirildığini öğrenebıldik. Cu-
martesi günü gözaltındayken "ölü bulunan" itıraf-
çı da çok düşündürücü.
Öğrendik de ne oldu? Bir dizı çetenın çökertil-
mesine ve bu çetelerin üyesi yüzlerce "tetikçı" ya-
kalanmasına karşın, büyük patronlara pek ulaşı-
lamadı. "Hamamın namusunu kurtarmakiçin" or-
taya atıfan birkaçisimdışında, bu "çeteleşmenin"
sorumlusu olduğu herkes tarafindan bilinen ısım-
ler, namus nutukları atarak ortalarda dolaşıyor.
Hem de benim gibi insanlan müthi^zora sokarak.
Sanıyorum okurlarım da bilirler, ben Atatürk'ün
cumhuriyetini her yerde ve koşul altında savunu-
rum ve sahip çıkmaya çabalanm. Ancak aynı cum-
huriyete sahip çıktığını ve ne yaptılarsa bu vata-
nın selameti için yaptıklarını ileri süren, ellen kan-
lı birtakım katillerie aynı paralele düşmekten çok
rahatsız oluyorum.
Birtakım insanlar da üzerime geliyor, "Siz aynı
şeyi savunuyorsunuz" diye eleştiriyorlar. Hiç aynı
şey olur mu? Ben Atatürk cumhuriyetini savunu-
yorum ve Atatürk'ün koyduğu hedefler çerçeve-
sinde savunuyorum. Oysa ki bu adamlar; kımi za-
man para için kimi zaman ellerindeki iktidarı yitır-
memek için kimi zaman da hükümetlere yaranmak
ve bu hükümetlerin ve bu hükümetleri ortaya çı-
karan "egemenlerin", "hükümranlıklarının"deva-
mı için devleti "savunuyor görünüyorlar." Ve bu-
nun için her yolu "mubah" ve "meşru" görüyor-
lar.
• • •
Tüm bunların aklıma gelmesinin nedeni, "Sos-
yalist Iktidar Partili öğrenciler"\n, geçenlerde gön-
derdikleri bir mektup oldu. Geçen yıl 24 Kasım'da
Ege Üniversitesi lletişim Fakültesi'nde asılı olarak
bulunan Ali Serkan Eroğlu'nun ölümüyle ilgili
açıklamalan, gerçekten tüyler ürpertici. Zaten bu
konuda epeyce yazıldı.
Öğrencilerin gönderdiği mektuba göre Serkan
Eroğlu ölümünden bir ay kadar önce 27 Kasım
1997 tarihinde, Karşıyaka'da IzmirTerörle Müca-
dele Şubesi'ne bağlı polislerce kaçınlmış ve ken-
disine ajanlık teklif edilmiş. Yaşadığı fiziksel ve psi-
kolojik işkenceleri, İHD Izmır şubesinde yaptığı bir
basın toplantısıyla açıklayan Eroğlu. söz konusu
polisler hakkında suç duyurusu yapmış ve başına
gelebileceklerden Izmir Emniyeti'ni sorumlu tut-
muş. Ve gerçekten bir ay kadar sonra da cesedi
bulunmuş.
Gerek Izmir Emniyeti ve gerekse üniversite rek-
törlüğü, tüm bu gelişmeleri bilmezden gelerek,
olayın bir "intihar" olduğunu ısrarla dile getirmiş
ve ciddi bir araştırma yapılmasına gerek olmadı-
ğını düşünmüşler. Izmir Adli Tıp Kurumu da olayın
intihar olduğunu doğrulayan bir rapor vermiş.
Fakat ailenin ısrarı nedeniyle Istanbul Adli Tıp
Kurumu, ikincibirincelemeyapınca, Serkan'ınka-
nında kloroform bulunmuş ve bayıldıktan sonra
asıldığı kesinlik kazanmış. Korkunç bir şey...
Ve böylece "intihar senaryosu" suya düşünce,
cinayeti Serkan'ın arkadaşlarının üzerıne yıkmaya
çalışmışlar. Çok sayıda arkadaşını gözaltına ala-
rak değişik baskı yöntemlen uygulamalarına kar-
şın, "inandıncı" bir senaryo uyduramamışlar ve
işi zamana yayarak unutturma politikası izlemeye
başlamışlar. Şu anda Serkan Eroğlu'nun kloro-
formla bayıltılarak asılması, "faili meçhul" bir ci-
nayet olarak görülmek ve gösterilmek isteniyor.
Acaba "faili meçhul" mü?..
Mektubu okuduğum zaman, yazımın başında
da vurguladığım gibi "dehşete düştüm." Bu ışin
yakınlanma yapıldığı takdirde ne gibi duygular içi-
ne düşeceğimi düşününce, içimden ısyan duygu-
lan yükseldi. Böyle birşeyin olamayacağına inan-
mak istedim.
Ve şu anda bütün içtenliğimle, bu mektupta ya-
zılanların "doğru olmamasını" temenni ediyorum.
Hiç kuşku duymuyorum ki bu çirkinliğe "bula-
şanların " hepsi kusurlu değildir. Aralarından bazı-
lan salt "saflık", ya da "ihmalkârlıkla" bu olayda
yer almışlardır. Ancak saflığın ve ihmalkârlığın bu
derecesi mazur görülebilir mi?
Bu meselenin "sağ" ya da "so/"la da ilgisı olma-
ması gerekir. Ziracinayetin "doğrusu" yada "yan-
lışı" "haklısı" ya da "haksızı" olmaz. Cinayet cina-
yettir ve bunu işleyen de "can/"dir. Ve birsürü "fa-
ili meçhul"ün canileri, ellerini kollarını sallaya sal-
laya aramızda dolaşıyor. Üstelik bunlardan bazı-
lan, "muteberadam" statüsüne sahip.
Serdar Eroğlu'na rahmet, ailesi ve arkadaşları-
nasabırdiliyorum. Ama böyle birolay, insandate-
selli bırakmıyor.
Susurfuksonrasındabiraraumutlanmıştım. Fa-
kat çeteler bir türiü çözülmedi. Birkaç kez "ipliğin
ucu" yakalanır gibi oldu, ancak arkası gelmedi.
Zira "arkalan" sağlam.
Çaresizlik, bazen çok acı veriyor...
Mammografi cektirmek gerekli
10 kadından biri meme
kanseri riski taşıyor
BEKİRŞAHİN
GAZİANTEP - Gazi-
antep Üniversitesi Tıp
Fakültesi Kadın Doğum
Anabilim Dalı Başkanı
Doç. Dr. Necip Kepkep
ile Genel Cerrahi Ana
Bilım Dalı Öğretim Üye-
si Doç. Dr. Avni Gökalp.
her 10 kadından birinin
meme kanseri riskiyle
karşı karşıya olduğunu,
35 yaşını geçen kadınla-
nn mutlaka düzenli ola-
rak mammografi çektir-
mesi gerektiğini vurgu-
ladılar.
Gaziantep'te düzenle-
nen "Menopoz ve göğüs
kanseri" konulu toplantı-
da konuşan Doç. Dr.
Kepkep, ailesinde bu
hastalık bulunanlarda
kanser riskinin ikı katına
çıktığını, hastalığa en
fazla 25 yaş sonrasında
rastlandığını belırttı.
Kepkep, "•Meme kanse-
rinde 25 yaş altındakiler-
de kanserriskiçok az. 60
yaşından sonra \e\a 11-
12 ya da daha erken yaş-
taâdetgörenlerde ise sık-
ça rastlanıyor. Hiçdoğum
yapmamış \eya ilk doğu-
munu 35 yaşın üzerinde
yapanlarda da hastalık
riski artıjor" dedı.
Kepkep şunlan söyle-
di:
"Yağü gıda maddele-
riyle beslenenlerle şeker
hastalannda, alkol tüke-
timi fazla olan kadınlar-
da risk oranı > üksek. An-
cak alkol tüketiminden
dola> ı meme kanseri olan
kadına ülkemizde pek
rastlanmıvor. Afrika gibi
geri kaJmış ülkelerde ise
yok denecek kadar az."