19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22ARALIK1998SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Askerin çorabı Askerin çorabı için bir ihaie açılmış. ihaleyi Milli Savunma Bakanlığı ya da iandarma nedeniyle Içişleri Bakanlığı yapmış olabilir. Yapan ne yaptığını biliyor. Beylikdüzü'nde fabrikası olan bir çorap firmasına vermişler askerin çorap ihalesini. Teknik yönden değeriendirmek için askerler gidip *\fabrikaya bakmışlar; her taraf Atatürk posteri! Ortalıkta pek kadın çalışan da görülmüyor. Meğer, yurtiçinde ve özellikle yurtdışında sayısız okullar açan, yurtiarda öğrenci yetiştiren, velhasıl ortalığa "nur" saçan bir cemaate yakın işadamının fabrikasıymış burası. Patron, fabrikaya askerlerin geleceğini duyunca türbanlı işçileri gözden ırak tutup, görünür yerlere Atatürk posterteri astırmış. Şimdi, askerin çorabı için devletten ödenen paralar, cemaatin askeri okullara "taleban" yerieştirme faaliyetleri için kullanılacak... Heyhat! Elektronik posta: [email protected] Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Ekmek poşetinde siyasilerin reklamı yapılacakmış. "Lokmaları boğazımıza dizmenin volunu buldular!" apılan bir araştırmaya göre irticai vakıflar denetlenemiyormuş. O kadar çok vakıf var- mış ki, devlet hangi birine yetişeceğini bi- lemiyormuş... Bilerekdenetimden uzaktu- tuyor olmasınlar. Işin aslına bakılırsa, Vakıflar Genel Müdürlüğü, hangi vakfın ne yaptığını çok iyi bilir. Yok- sa, önce Vakıflar Genel Müdürlüğü'nü mü elden ge- çirmek gerekir! Aynen YÖK gibi! YÖK'ün şeriatçılarla sözde mücadelesine kan- mamalı. Şeriatçı öğretim üyeleri, fakülte dekanları, üniversite rektörleri gökten zembille inmedi ya! Bunların hepsi YÖK'ün kucağında büyüdü... Son ömekHatay'dan... Hemdeadını Mustafa Ke- mal'den alan Mustafa Kemal Üniversitesı'nden... Hayatta en doğru yol göstericinin bilim olduğunu söy- leyen Atatürk e inat, bılimin karşısına dinin kondu- ğu bir üniversite burası! "Çalışma Ekonomisi" kitabını Sabahaddin Zaim yazmış, Iktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Zel- Altyapı ka da alıp ders kitabı yapmış. Ders kitabı değil, şe- riatın el kitabı sanki... Kitabın her bölümü Kuran ya da hadislerden bir alıntıyla süsleniyor. Emek arzı konusuna "Fakirlik korkusuyla çocuk- larınızı öldürmeyin. Biz onların da sizin de rızkınızı veririz. Şüphe yok ki onları öldürmek büyük günah- tır" ayetiyle giriliyor. "Yeryüzünü size boyun eğdiren O'dur. Şu halde yerin üstünde dolaşın Allah'ın rızkından yiyin. So- nunda dönüş O'nadır" ayeti ile kitabın ikinci bölü- mü başlıyor. Konu nüfus planlamasına gelince öğrencinin kar- şısına "Her aile, içinde bulunduğu kültürel çevre şartlarına ve dini inançlanna göre nüfus artışını dü- zenleyecektir. Bu konuda teorinın aksine iktisadi şartlar en az etkin oian unsurdur. Islamiyete göre, ancak imsak veya azil yoluyla gebeliğin kontrolü mümkündür. Bu zaruretler dışında tavsiyeye şayan değildir. Bakım endişesiyle nüfus artışından korkma- mak gerekir. Zira Cenab-ı Hak herkesin rızkını veri- cidir. Peygamberimiz Hazreti Muhammet 'Çoğalı- nız! Ben ümmetimin çokluğuyla iftihar edeceğim' bu- yurmuşlardır" görüşü çıkıyor. Verimlilik konusu işlenirken, "üretim faaliyetle- ri"nde Imam Gazali'den söz ediliyor ve imamın "üretim faktörleri sınıflandırması" anlatılıyor. "Çalışma Ekonomisi" kitabının kaynakçalan ara- sında Islam büyüklerinin "eser"leri sıralanıyor. Aynen bir "medrese eğitimi" yapılıyor. YÖK de bunu seyrediyor. Yalnız Hatay'da değil, birçok üni- versitede bu tür kitaplar okutuluyor. Söz gelimi bir karşıdevrim olsa, Iran'daki gibi üni- versiteleri kapatmalarına gerek yok; hepsi altyapısı hazır bekliyor! SESSİZSEDASIZf!) NVRİKURTCEBE Yüksek YerilimHattı Erdinç UTKU Film icabı değil bu acılar. Irak senaryosundaki kişi, yer ve olaylar tamamen gerçek. Anadolu uygarlıklarını araştırmak! Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile Anadolu Mede- niyetleri Araştırma Vakfı arasında 24 Temmuz 1997'de Kültür Bakanı is- temihanTalay'ın 1671 sayılı onayı ile bir protokol imzalanıyor. Protokol gereği, Kültür Bakanlı- ğı'ndan vakfa 4 milyar lira para akta- rılıyor. Devletin kasasından çıkan para bir vakfın kasasına giriyor. Vakfın adına bakılırsa devletin pa- rasının Anadolu uygarlıklarının araş- tırılmasında kullanılması gerekiyor. Gelin görün ki, ortada böyle bir ça- lışma yok! Paralar, başta Kültür ve Tabiat Var- lıklannı Koruma Genel Müdürü Kemal Soyer olmak üzere "ben devletin ge- nel müdürüyüm" diyen bürokratların yurtiçi ve yurtdışı gezilerinde harca- nıyor! Çünkü, "devletin genel müdürü"ne Ankara dışına yaptığı gezintiler sıra- sında devletin Harcırah Kanunu'na göre ödenen para yetmiyor. Bütçe Dairesi Başkanlıklan ve Say- manlıklarca 200-210 harcama kale- minden ödenen harcırahlar kimrlerinin dişinin kovuğunu doldurmuyor. Ancak, Kemal Soyer'e vakfın para- sı da yetmiyor olmalı ki Nemrut Da- ğı'na çıkarken yediği yemeğin fa- turasını Kahta Kaymakamlığı'na > ödetiyor. Binlerce yıldır uygarlıklara be- ~~jj_ şiklik yapan Anadolu'da böylesi bir' "vakıf medeniyeti" pek görülmedi! OKUR MEKTUPLARI tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Türkocaği Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 Istanbul Bandırma-Tatlısu Dalyan 'da turizm öldü Istanbul-Bandırma deniz otobüslerinin çalışmaya Jg&ladıgı 3-4 aylık danempı içinde Bandırma KÖnezı kıyıJannda (Tatlısu-Dalyan- Tanaça-Hakimin Koyu-Liman Kamp-Kum Limanı) turizm yok oldu. Nedeni; Büyük deniz otobüslerinin Bandırma Körfezine giriş ve çıkışlannda çok hızlı hareket etmeleri sonucunda oluşan iri dalgalar bu güzel koylardaki kumian yok etti. Kıyılan iri dalgalar dövüyor. kıyılar hep ıslak oluyor gün ve gece boyu. Oysa deniz otobüsleri giriş ve çıkışlarda hızlannda 5-10 mil düşme yaparlarsa kıyılan yok eden dalgalar oluşmayacak, doğal denge bozulmayacak. Yetkililere başvurduğumuzda hiç ilgilenmediler. Bize tepeden baktılar. "Size deniz otobüsü verdik, iyilik bilmivorsunuz" dediler. Deniz otobüslenne karşı olan yok. Bizler de memnun olduk. Ama kıyılan yok etmeye de kımsenırPnaöy yok.' Deniz otobüsü satın alan Istanbu) Belediyesi. gelsin Tatlısu'ya, Dalyan'a, Hakimin Koyu'na, bu kıyılann yok oluşunu görsünler. Istanbul Anadolu yakasından (Bostancı) deniz otobüsleri araba alamıyorlar. Anadolu yakasından mutlaka Kumkapı'ya mı gitmek gerek arabamızı deniz otobüsüne verebilmek için? Bostancı'ya ya da Anadolu yakasında başka bir yere araba iskelesi yapılmalı. Ayrıca 30 milyon dolarlık deniz otobüsü için Kadıköy'den de bilet satışı yapılabılmeli. iyi işletmecilik önce alt yapıyı gerektirir. Liitfi Selamet Emekli öğretmen HAYVANLAR ISMAİL GÜLGEÇ DS> P/U>TTSrNIN UD€«İ KENDİNİ SÛVERCİN SAMAH KAS&A ,r DSP PARTTSINİN UD€RI KENDİNİ 6ÖVERCİN SANAN KAd&A -EL _EL HARBİ SEMİH POROY BULLT BEBEK NVRAY çtrrçt Tunceti'de Yatılı İlköğretim Bölge Okıılıı Ülkemizde insanlann kitap okuma oranı oldukça düşük. Bunım en büyük sebeplerinden birisi çocuklann bulundukları çevrede insanlann elinde kitap yerine başka şeyler görmesî, eğitim- öğretimde ezberci anlayışın devam etmesinden kaynaklanmaktadır. Okullanmızdaki kaynakyetersizliği de olayın başka bir bayutu. Okulumuzda çektiğimiz kitap sıkıntısım çözmek için Cumhuriyet okurlannın yurdun ücra köşelerinin aydınlaması ve Atatürk'ün ilke ve inkılaplarına sahip çıkanlann dayanışma ruhunu görmek bizi sevindirdi. Bize yardım eden tüm Cumhuriyet okurlarına özellikle gönderdiği kitaplar için Süleyman Ekim 'e teşekkür edivoruz. Tel: 0.428.6112780 -81. Esari Bayer / Vatılı İlköğretim Bölge Okulu Öğretmeni / Çemizgezek Tunceli ...ya da tam -btrsif) 4J. ^ - ^ ĞLA- TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAJS 22Arahk ÇEKUL Gençlik Birimi Tarihsel ve Kültürel Değişimi içinde "ANADOLU SEMİNERLERİ-II" Anadolu'da Osmanlı Klasik Dönemi "OSMANLI MİMARLIĞININ GELİŞME DÖNEMİ" Prof. Dr. Tanju Cantay 22 Arahk 1998 Salı İTÜ Taşkışla 213/18.30 ÇEKÜL/Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı Tel/Faks:0 212 25154 54pbx e-posta:cekülvakfı(g superonline.com. Seminerler ücretsizdir. DOSTOYEVSKfKURŞUNA DİZİÜYOR 1849'OA BU6ÛN, 8ÛYÜK KUS ROMANCISt FİyoPOR M/H4V- LOtsıç DOSTOY£VSJU,SSN P€T€JeS8uBG'lM 1OAM MAM- GASI ÖNÛN£ Ç/HMHLMIÇT7. Q SKADA 2£rAÇMDAYDl.. üç y/L ÖHCE, DasroYEvSK/, ÇAK I.AMOOLA'YA £YLEU£ <SSÇ£A/ BİK GgUP Ü7O&K r'LAHÇT/. MİHAYL BvTBŞEyiÇ-PETKflŞEYSKİ'NIN SAf- KANL IK erriĞ/ GOJP, BIR sdne SONB* POLIS TAKA- FIMDAN £L£ 6EÇİgflM/çri. 8AY 7lmjKLUUX77W SONfiA,A4AHk£Ue, 71İMÜA/Û /DAAM ÇABPT7gD/. 2Z AKAl/K SABAHI, SEUIBNOVStd MEYDANfNM OİKİL- M/Ş KA2JKLAHA BAĞLAHOItOARl SIRADA, S'R SU- &AY,ElJAJDEl ÇA/enl KARAHl DEĞıÇTİGPİĞM BİLPİ- REN EMBJYLE 6SLDİ'/(SOLDA). HİIIOİM, ' ' DA 4 Y/L SÛZGÜHE Ç£V8.İLMİŞTİ. Sağdal Dasfz>yt.v£kj sûrgün sırasındcl KENAN KILIÇ 1957/... 3 yıl değil Daha çok yıl geçecek Sen hep bizimle olacaksın Sevgiyle... Özlemle... AİLEN VEFAT Merhum Burhan ve Refika Hanhan'ın kızlan: Aysel Şenol, merhume Günsel Güvenkaya, Yüksel, Onur, Uğur, Cumhur Hanhan'ın ablalan; Merhum Jnd.Yrb. ÖMER YAVAŞ'm eşi, Cansen - Payidar Genç, Burhan Fatih - Debora Yavaş ve Cenk Yavaş'ın sevgili anneleri, Merve Genç'in anneannesi, Yasemin ve Ömer Yavaş'ın babaanneleri ERENKÖY tlkokulu emekJi ögretmenlerinden AYŞE GÜLHİS YAVAŞ'ı 20.12.1998 günü kaybettik. Aziz naaşı 22.12.1998 Salı günü Erenköy Galip Paşa Camii'nden, öğlen namazını takiben Karacaahmet'teki aile kabristanına defnedilecektir. Tanrı rahmet eylesin. AİLESİ GÖRÜŞ Prof. Dr. FARUK ŞEN Viyana Zirvesi Sonrası Türkiye-AB İlişkileri Geçen hafta sonu Viyana'da gerçekleştirilen Avrupa Birliği zirvesi Türkiye açısından olumlu hiçbir sonuç getirmedi. Türkiye'yi hâlâ Avrupa Konferansı çerçevesinde toplantıya davet etmek- te direnen Avusturya hükümeti, Türkiye'nin ka- rarlı tutumu karşısında yanıldığını anladı. Bu ge- lişmeler ışığında Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri Lüksemburg'da başlayarak, Viyana'ya kadar is- tenen sonuçlan vermedi. Şimdi tüm gözler Köln'de yapılacak zirveye çevrilmiş bulunuyor. Haziran 1999'da gerçekleştirilecek olan Avrupa Birliği zir- vesinin gerek Türkiye, gerekse Avrupa Birliği açı- sından son şanslardan birisi olduğunu artık her- kes biliyor. Yunanistan'ın ipoteği altında bugüne kadar Tür- kiye'yi 12. aday ülke olarak nitelemekten kaçınan Avrupa Birliği, Viyana'da aldığı bir kararla Güney Kıbns'ı birinci genişleme sürecine dahil etmiş bu- lunmaktadır. Güney Kıbrıs'ın ilk beş ülke arasına alınması kararının yakın bir gelecekte özellikle hızlı bir genişlemeden yana olmayan Almanya'nın ve Kıbrıs sorunu çözülmeden ve KKTC'nin katı- lımı olmadan G. Kıbns'ın üyeliğinin yeni sorunlar yaratacağının bilincinde olan diğer ülkelerin tep- kisiyle karşılaşacağını söylemek kehanet olma- yacaktır... Bundan sonra Türkiye'nin hedefi, ocak ayında başlayacak AJmanya'nın dönem başkanlığında Av- rupa Birliği ve Türkiye'nin karşılıklı olarak iki tak- vim hazırlamasını sağlamak olacaktır. 2000-2010, yılları arasını kapsaması gereken bu takvimlerin içeriğinde 2x5 yıllık bir plan dahilinde Avrupa Bir- liği Türkiye'ye yönelik sorumluluklarını nasıl yeri- ne getirebileceğini, gümrük birliği kapsamında öngörülen fonları, 4. Katma Protokol çerçeve- sinde ödenmeyen mali desteği nasıl yerine geti- rebileceğini ortaya koymalıdır. Bugün 1981'den beri işlemeyen finans protokollerinde yer alan ve gümrük birliği için öngörülen miktarları topladı- ğınız zaman Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye karşı en az 9 milyar ECU'ye varan bir sorumluluğu bu- lunmaktadır. Avrupa Birliği, 2x5 yıllık bir süreç zarfında bir ödeme planı içinde bunları Türkiye'ye vermelidir. 2000 yılından itibaren özellikle genç- lere yönelik Leonardo, Sokrates gibi programlar dışında, çevre ve bilim konularındaki programla- ra Türkiye'yi dahil etmelidir. Buna karşılık Türki- ye 2x5 yıllık plan dahilinde ekonomideki gelişme- leri, Kopenhag kriterleri konusunda atılacak adım- ları ve sosyal yapıdaki değişimleri bir plan kap- samında Avrupa Birliği'ne sunmalıdır. Böylece Türkiye, ekonomideki büyüme hızı ve bölgedeki konumu açısından 2010 yılına kadar bu program çerçevesinde Avrupa Birliği'ne ikinci genişleme sürecinde girebilecek ülkeler arasında ön sırada bir yer afabilir. Haziran 1999'da Almanya'nın dö- nem başkanlığında bu gelişmelerin gerçekleşe- ceğinden hareket edilebilir. Türkiye, Avrupa Birliği'ne uyum konusunda mikro açjdan en fazla adım atmış ülkelerdendir. Kopenhag kriterlerinin gereklerini yerine getirme konusunda da iç siyasi istikrarını sağladığı tak- dirde zorlanmayacaktır. Şu anda Avrupa Birliği sı- nırlan içinde yaşayan 3 milyon 200 bin Türk va- tandaşı bu ülkelerde 38 yılı bulan göç sürecinde ulaştığı konumu ile Avrupa Birliği ile ve endüstri toplumu ile tam olarak uyum sağlamış bulun- maktadır. Birlik sınırları içinde yaşayan bu nüfus, teorik olarak da Avrupa Birliği'nin 16. ülkesini oluşturmaktadır. Bu çerçevede Türkiye'nin tam üyeliğinin de haziran zirvesinde ciddi olarak ele alınmasında yarar vardır. BULMACA SEDAT YAŞAYA\ 5 6 7 8 9 SOLDA.N SAĞA: 1 2 3 4 1/Kalitelikır- mızışarapya- pırrunda kulla- 2 nılan ve Elazığ o yöresinde ye- tiştirilen iri bir üzüm cinsi. 2/ Argoda gizli yere verilen ad... Hırs. 3/ Başlangıcı ol- mayan, önce- siz. 4/ "Acele eden, aceleyle giden" anlamında es- ki sözcük. 5/ÇinveJa- "1 ponya'da oynanan bir 2 strateji oyunu... Gün- 3 düzyapılansinemaya 4 da tiyatro gösterisi. 6/ 5 Bir gözrengi... Bilim g adarnlanna verilen un- 7 van. 7/Çanakkale"Bo- ğazı'nda, pekçokde- niz kazasının meyda- 9 na geldiği bir burun... Kemal Bilbaşar'ın bir roma- nı. 8/Pirinçlepişirilenbirtüryemek... Aşkateşi. 9/ Bıçak, kılıç gibi kesici araçlann kabı... Ekvatorböl- gelerinde yetişen bir meyve ağacı. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Amatör. 2/ Gölge- de kalan yan... Görünüşe göre olacağı sanılan. 3/ Hisse, pay... Tütün dizmek. kurutmak ve işlemek için kullanılan üstü kapalı sergi. 4/ "Ey Fuzuli kal- mışım hayrette bilmem neyleyim / Devr — , baht nâ-ferman, taleb çok, ömr az"... Bir renk. 5/ Pay- lama, azarlama... Eski dilde su. 6/ Karaciğerin sal- gıladığı acı sıvı... "Sadi Yaver — " : Halk müziği araştırmacısı. II Yaş ya da kuru erikle yapılan bir tür sebze yahnisi. 8/ Ses... DağlaJesi de denilen ve mor renkli çiçekleri olan otsu bitki. 9/ Eski dilde yosun... Serbest meslek adamlannı içinde toplayan resmi birlik. p A ç A L 1 K •S A Y A Z | R U M 1 N •R A F A D A N T A K 1A K A B E E R | E V •S E M 1 K ! L E M •Y A Z A 1L A H i T M İ | K A R i N E •K U R | A N •K Insan kaynaklanna temetden yatırım: \ ^ l % ^ ^ b Türkiye Gazetecıler Cemjyetı'nin yaptırmakta olduğu İLKÖĞRETİM OKULU'NA - SİZ DE KATKIDA BULUNUN BAĞIŞLARINIZI Istanbul ll Özel Idaresfnin Zıraat Bankası Cağaloğlu Şubesi'ndekı 30402/2776 numalan hesabına yapabılırsınız. Türkiye Gazeteciler Cemıyetı Tel. 0213. 513 83 00 496654 nolu ehliyetimi kaybettim, hükümsüzdür. MEHMETEŞREF TAŞTOP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle