25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
) K ^ S I M 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER stanbul'da Çitı mafyasımn eytemi • I>aş Habeıier Servisi - staratml'da bir ay önce caçınlan Çinli çift. taiya'nm Floransa centirde bulundu. Italyan 5Oİ1S.İ. olayla ilgili olarak talya'da etkinlik gösteren )ir Çinli çetenin 6 üyesinı r loransa'da tutukladı. Çetenin, çiftin ailesinden ince 80 bin dolar fidye stediğı. daha sonra fidye utannı 40 bin dolara ndirdiğı bildirildı. Çiftin, r loransa'da küçük bir evde )ir ay süresince rehin utuldugu. çete üyeleri arafından dövüldükleri, aç jırakıldıklan ve 29 /aşındaki kadının defalarca rzına geçildiği öğrenıldi. D olis. çiftin bir yakınının /ardım istemesi üzerine "idye verilirken langsterleri yakaladı. Hlmanya'da kutlama • DLSSELDORF (AA) - Fürkiye Cumhuriyeti'nin 75. kuruluş yıldönümü, Düsseldorf'daki Philips ^alonu'nda düzenlenen Mrkemli bir geceyle sutlandı. Türkiye'nin Düsseldorf 3aşkonsolosluğu tarafından iüzenlenen gece, Türk ve \lman milli marşlannın ^kunması ve Kurtuluş Savaşı şehitleri için yapılan iaygı duruşuyla başladı. jeceye katılan vatandaşlar fürk sanatçılannın >arkılarıyla eğlenirken .'llerindeki Türk bayraklan le salonu renklendirdiler. Demirel-Kutan göpüşmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı îüleyman Demirel, FP 3enel Başkanı Recai <utan'ı Çankaya <.öşkü'nde kabul ederek 5İr süre görüştü. Demirel le Kutan arasındaki •örüşme 55 dakika sürdü. <utan, Çankaya •Cöşkü'nden aynlırken 'örüşmeyle ilgili açıklama ^apmadı. Özden: TembelHk icindeyiz • tZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Atatürk Drganize Sanayi Bölgesi sanayıcileri Derneği'nce ASAD) düzenlenen oplantıda konuşan \tatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Yekta jüngör Özden. Türkiye'de /aşanan olumsuz \e <aranlık tablolann >orumlulannın Kürtçü ve jeriatçı hareketler Dİduğunu belirterek "Ama ;n az bunlar kadar, eşarp iağıtan siyasetçiler de »uçludur. Inançların :gemen olduğu bir düzen >lamaz" dedi. Tembellik ve imursamazlık ıçinde jlunduğunu öne süren Dzden " Siyasette koltukta Jturmasını bılmeyenlerin jturmasını engellemeli, iyi Dturanı desteklemeliyiz" Jiye konuştu. Ecevit rrabzon'da • ANKARA (AA) - DSP 3enel Başkanı. Başbakan Vardımcisı ve Devlet 3akanı Bülent Ecevit, jugün Trabzon "da halka ıitap edecek. Bülent Ecevit, daha sonra da K.öy -lizmetleri ll Müdürlüğü ıizmet binasının açılış örenine katılacak. frafiğe 498 kurban I İstanbul Haber Servisi- Emniyet Genel Müdürlüğü Frafık Eğtim Araştırma Daire Başkanlıgı'ndan ılınan bilgilere göre trafik erörü, son bir yıl içinde iadece şehirlerarası jtobüsler aracılığıyla 498 dşinin ölümüne. 3 bin 151 dşinin de yaralanmasina ,ol açtı. Istanbul'daki cazalann ise en fazla emmuz ayında, en az naziran ay ında meydana jeldiği belirtildi. i/aliliği protesto • İstanbul Haber Servisi - EMEP, HADEP. SİP, DBP stanbul il örgütleri dün .aptıklan yazılı ıçıklamada. İstanbul valiliği'nin çetelere karşı rıücadele mitingine izin .ermemesini protesto ;derek bu tutumu iemokratik haklara bir >aldın olarak gördüklerinı jildirdiler. CHP'liler 'çeteleşmenin' Türkiye'ninNATO'ya girmesiyle başladığmı söylediler 'Hükümet kasetlerle yakatandr*İstanbul Haber Servisi - CHP tz- mir Milletvekıli ve PM üyesi Sab- ri Ergül. ordunun ya da yargının tek başına laikliğin teminatı ola- mayacağını belirterek "İşin içine halkj sokmazsanız ne laiklik ne de demokrasi ayakta duramaz" de- di. CHP îçel Milletvekili Fikri Sağlar da. bugünkü hükümetin Çakıcı-Yiğit kasetiyle yakalandı- ğını söyledi. CHP Istan'bul ll Baş- kanı Etem Cankurtaran da. CHP'nin önümüzdeki seçimlerde ıktidar olmaması halinde Türki- ye'nin çok zor bir döneme girece- ğini. hatta "Başkanlıksistemryle karşı karşıya kalacağını söyledi. Sabri Ergül. partisinin Şişli ilçe • Sabri Ergül, devletle sıkı ilişkileri bulunan Alaattin Çakıcı, San Avni gibi yeraltı dünyasından çeşitli isimlerin yakalanmasıyla Susurluk'un unutturulmaya çalışıldığını ileri sürdü. Fikri Sağlar. Türkiye'nin bugün yaşadığı sorunlann kökenlerinin "Susurluk"ta yattığını söyledi. örgütü tarafından dün Okmeyda- nı Düğün Salonu'nda düzenlediği "Çete-.Mafya-Siyaset" konulu top- lantıda konuştu. 27 Mayıs İhtila- li'yle birlikte Türkiye'de yüksel- meye başlayan sol hareketin. 12 Mart ve 12 Eylül darbeleriyle bas- tınlmaya çalışıldığını belirten Er- gül. şu anda Türkıye'nin gündemi- ne oturan çetelerin de bu dönem- de "beüiorganJar" tarafından **gö- revlendirildiğTni savundu. Sabri Ergül. devletin hukuk dışı müca- deleyi bir "yöntem" olarak kabul ettiğinı \e bu yöntemı sol hareket- le Kürt sorununa karşı kullandığı- nı vurguladı. Devletle sıkı ilışkıle- ri bulunan Alaattin Çakıcı, San Avni gibi yeraltı dünyasından çe- şitlı isımlenn yakalanmasıyla Su- surluk'un unutturulmaya çalışıl- dığını anlatan Ergül. "bazüannın bu dunımdan çok mutlu oldukla- nnı" belırtti. Ergül, 28 Şubat'la birlikte irtı- cava daha cıddi bir mücadele ve- rılmeye başlandığını ıfade ederek şöyledevam ettı: "TSK'nin Kenan E\ ren manü- ğından sıy nlmış olması çok güzel, ancak bu yeterli değil. Öncelikle ir- ticanın beslendiği ekonomik ada- letsizliği gidermek. a> nı anda eği- tinıde \c kültür politikasında rid- di değişikler yapmak gerekivor. Türban vasağı uvgulanmau fakat Basbakan Mesut Yılmaz 'En güçlü lobi, iş yaptırmama lobisi 5 İstanbul Haber Senisi - Başbakan Mesut Yılmaz Türkıye'deki en güçlü lo- binin iş yaptırmama lobi- si olduğunu belirterek. içinde bulundukları tüm olumsuz koşullara karşın, vatandaşa en iyi hizmeti götürmeye çalıştıklarını söyledi. Yılmaz u Önü ke- silen hükümet değiL Tür- kiye'dir. Türkiye Anka- ra'daki siyasetçi ve bürok- raüara rağmen büyüye- cektir" dedi. Yılmaz dün Yakuplu'da tüp geçit temeli attı, Am- barlı'da ise özel sektörce yapılan liman yapılannı kullamma açtı. ANAP'ın 10 yıldan bu yana Meclis gündemme getırilemeyen Mahalli Idareler Reformu Yasa Tasarısı'nı TBMM gündemine getırdigıni ve tasarının şu anda günde- min en başında yer aldıgı- nı belirten Yılmaz u Buya- sa> ı en kısa zamanda Mec- lis'ten geçirmevc çauşaca- ğız. Bunu yaptığımı/ za- man, belediyeier hem daha fazla imkâna. hem daha fazla yetkilere sahip ola- caklar ve daha i\i hizmet \erecekler. Bu yasayla sa- dece belediveler değiL a>nı zamanda il özel idareleri de güçlendirilecek" dıye konuştu. Yılmaz, Türkiye'nin denizcilik alanında çok büyük bir duragangücü ol- masına karşın. denızler- den yeterince gelir elde edemedigini vurguladı. Türkiye'nin 130-140 mil- yon ton olan toplam liman kapasitesini 10 yıl içinde en az 2 katına çıkarması gerektigini açıklayan Yıl- maz, "De\let bütçesinin yansından fazlası borca gi- diyor. Yatınmlara aynlan para bütçenin onda birin- den daha az. Böyle bir büt- çeyle aftyapı yaürunlan za- manında tamamlanama- vacağı için. her alanda ol- duğu gibi denizcilik alanın- da da devlet ve özel sektö- rün işbirliği şart" dedi. Çok partili bir azınlık hü- kümeti olmalan nedeniyle büyük zorluklar çektikle- rini savıınan Yılmaz, TB- MM'nin doğru dürüst ça- lışmadığını. diğer partilerin de kendileri- ne destek vermediginı bil- dirdi. Açılışını yaptıgı li- manın Marmara Bölgesi. Trakya ve Istanbul'a yarar sağlayarak. Haydarpaşa Limanı'nın da yükünü azaltacagını vurgulayan Yılmaz, ezan okunurken kestigi konuşmasını şöyle sürdiirdü: "Özelleştirmelerin, va- bancı sermavenin önünü keserseni/. kime hizmet edersiniz? Montreux Söz- leşmesi'nden beri Türki- ye'nin ihmal cttiği bir işi de halledecek, Çanakkale ve İstanbul Boğazlanndan geçişin düzenlenmesi ve ra- dar sistemiv le denetienme- siyle ilgili olarak çahsma- mızı seçimlerden önce ta- mamlavacağız. Açtığımı/ ihale son asamasına geldi ve I av içinde sonuçlana- cak. 1999 vıh. 21. vüzvıla girmeden önce Tûrkiye'ye on yıllar kaybettiren se- bepİerin ortadan kalkDğı. Türkiye'nin önünün açü- dığı bir yıl olacak." Öte vandan Karadeniz gezisi için dün Trabzon'a giden Başbakan Mesut Yılmaz, K.öy Hizmetle- ri'nde çalışan mevsimlık ışçılerinin gösterileriyle karşılaştı. Havaalanınınçı- kışındaa kemençe ve ho- ron eşlıgınde otobüsün önünü kesen işçiler adına Trabzon Yol-Iş 2 Nolu Şu- be Başkanı İsmet Raşit Er- dem de Yılmaz'a çiçek verdi. Yılmaz da, pazarte- si sabahı işçilerin sorunla- nnın çözümü için sendika- cılarla Trabzon"da bir ara- ya geleceğini açıkladı. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART CHP'li Tanla, temiz toplumun en önemli talep olduğunu söyledi 'Çetdetleen çoküişldlipartiDYP' İstanbul Haber Servisi -CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tanla, ye- raltı dünyası, bürokrat. siyasetçi çıkar ortaklığının; bütün karmaşıklıgı ve yan baglantılany la açıga çıkartılması- nın: temiz toplum- temiz siyaset bek- leyen toplumun temel talebi olduğu- nu belirtti. Tanla, Susurluk'un. uzun bir süreç içinde çok yoğun kirli ilişki- lere sürüklenen biryapının. siyasal ve toplumsal bir kirlenmenin adı oldu- ğunu vurguladı. Tanla, olaylan "fasa fiso" ve "kunı gürültü*' olarak değer- lendiren anlayışın. bu olayın siyası ir- tibatının üzerine gıtmediğini söyledi. Bülent Tanla yaptıgı yazilı açıkla- mada. Susurluk ve kaset skandalının düğüm noktasının siyaset olduğunu belirterek en son yapılan bir araştır- maya göre kamuoyunun, çete ve maf- ya mensuplanyla en çok ilişkisi oldu- ğunu düşündüğü partiler sıralamasın- da DYP'nin binnci sırada geldiğini idia etti ve "Susurlukolayınınüçüncü vıldönümünde geu'nen nokta asla ve- terti değüdir" dedi Susurluk'un, uzun bir süreç içinde çok yoğun kirli ilişkilere sürüklenen bir yapının, siyasal ve toplumsal bir kirlenmenin adı olduğunu v urgulav an Tanla, bu olaylardan dev let sistemini. kamu yönetimini ve siyaseti anndır- manın şart olduğuna dikkat çekti. Olayın en hassas. düğümü çözecek en kritik boyutun, yeraltı dünyasında kendisini gösteren kanun dışıhklann siyasal irtibat noktası olduğunu belir- ten Tanla. "Bu örgütlenmelerin önem kazanması, arkasına siyasetin geçme- sr>le mümkün olabilmiştir" dedi. Tanla: Susurluk olayuıın üçüncü vıldö- nümünde gelinen nokta yeterli değil. Çeteleşme olgusunun içinde kamu otoritesinin yer almış olduğunun çok açık bir biçimde görüldüğünü savu- nan Tanla. olaylara "fasa fiso" ve u ku- ru gürültü" diye bakan anlayışın. ola- yın siyasi irtibatının üzerine gitmedi- ğini iddia etti. Tanla şöyle devam etti: "Susurluk gibi bir olayı yaşayan bir toplum ve onun paıiamentosu olarak milletveküi dokunuhna/Jığıv la ilgili bir düzenlemeyi hâlâ sonuçlandırabilmiş değiliz. Siyasetçi kendi işine geldiği za- nıan veraltı dünyasını kullanmaya kendisini izinli savdığı sürece bu konu- nun kökünü kazunak. bunu ortadan kaJdırmak çok güçtür. Bu mücadele- deki siyaset kalesinin düşürülmesi. Türkiye'de iktklardaki siv asetin değiş- tirilmesini zonınlu kıunaktadır. Bunu da ancak bir sosyal demokrat siyaset başaracakör." En son yapılan bir araştırmaya gö- re çete-mafya sağ siyaset ilişkisinde kamuoyunun. çete ve mafya mensup- lan ile en çok ilişki içerisinde olduğu- nu düşündüğü partiler sıralamasını yüzde 27.5'le DYP. yüzde 19'la ANAP. yüzde 16.4'Ie MHP sıralama- da yer alıyor. çığ gibi türbanlı öğrencinin geldiği süreci durdurmalı. Sultanbevli'de Atatürk heykelidikmekgüzel,ama yermez: oradaki irtica yuvalannı dağıtmak gerekir. Kecmettin Er- bakan Başbakan iken karşısında rakı içmek de yeterli değUdir. Sı- vas'ta kısa koliuyia gezemeyen genç kızlanmız var çünluL." Türkiye'de liberalleri de eleşti- ren Ergül. "Bizim jiberaller salt ekonomi de liberaL İş demokrasi- ye. laikliğe, irticayla mücadeleye gelince sessiz kabyorlar. Ancak ar- tık onlar bile laikliğin kendilerine laam olduğunu anladı. Sakıp Sa- bancı da anladı. Sabancı'da çalı- şan işçi de anladı. Hatta sonunda merkez sağı uyarmaya başla- dılar" dedi. Sabri Ergül, ko- nuşmasını "Türkiye'de artık tam bir demokrasi mücade- lesi verilmeye başlanmıştır. Çünkü bunun önemi anlasıl- mıştır. Lnutmayalım ki. ka- ranlığın en yoğun olduğu an, aydıniığın en yakın olduğu zamandır" sözleriyle bitir- di. CHP tçel Milletvekıli Fik- ri Sağlar ise partisinin Bah- çeliev ler ilçe örgütü tarafın- dan düzenlenen toplantıda yaptıgı konuşmada. Türki- ye'nin bugün yaşadığı so- runlann kökenlerinin "Su- surluk"ta yattığını söyledi. Saglar, kaza yapan araçta bulunan kanıtlann hukukdı- şı bir faaliyeti ortaya çıkar- dığını kaydettı. "Çeteleş- me"nin, Türkiye'nin NA- TOya üye olmasıyla başla- dığmı vurgulayan Sağlar, 1993lerden sonra "Sovyet tehdidine" karşı oluşturulan organizasyonların yeraltı ekonomisini denetlemek için kullanıldıgını ifade etti. Türkiye'nın 1983 sonrasın- da ANAP ıktidanyla birlik- te kara para ekonomisıyle ta- nıştığını söyleyen Sağlar, bu ekonomının de Susurluk skandalıyla ortaya çıkan çe- telen oluşturduğunu belırt- ti. Sağlar. "Susurluk düze- ni"nin sağ partilerin ıdeolo- jisi olduğunu belirterek bu "rihniyetin" yok edilmesi gerektigini söyledi. Başba- kan Mesut Yılmaz ile Yıldı- run Akbulut'un aday olduğu ANAP Kongresi'nde Ab- duliah Çatlı'nın Yılmaz'ı desteklediğini kaydeden Sağlar. Yılmaz'ın da kong- reyi kazanmasının ardından Çatlı'ya teşekkür ettiğini öne sürerek "Bugünkü hü- kümet Çakıcı-Vığit kasetiyle yakalanmıştır. Başbakan bu ilişkiyi daha önceden bilme- sine rağmen bir KİT'in ko- nuşmanın taraflanndan bi- rine peşkeş çekilmesi ne de- mektir" dedi. Susurluk zih- nıyetinin yok edilmesi ge- rektigini vurgulayan Sağlar, Türkiye'deki gelir dağılı- mındaki bozukluğa da "Su- surluk düzeninin" neden ol- duğunu kaydetti. Eskı Şişli Beledıye Baş- kanı FatmaGirik'in dekatıl- dığı toplantıda konuşan CHP İstanbul ll Başkanı Etem Cankurtaran ise yakın- da CHP Genel Başkanı De- niz Baykal'dan tüm CHP'li- lere birer mekrup gönderile- ceğini belirterek "Baykal. mektubuyia sizleri seçimler çahşmalanna katılmaya da- vet edecek" dedi. CHP'nin önümüzdeki seçimlerde ik- tidar olmaması halinde Tür- kiye'nin çok zor bir döneme gireceğini, hatta "başkanlık sjstemi"yle karşı karşıya ka- lacagına işaret eden Cankur- taran. ilk seçim kampanyası olarak partilileri arabalanna CHP'nin "6 ok" amblemlı bayraklannı asmaya çağırdı. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin (a posta. cumhuriyet. com. tr Başlık sizi yanıltmasın. Bu bir 10 Kasım yazısı değil. En azından doğrudan değil. 10 Kasım sabahı gazeteleri açtığınızda, kocaman bir Mustafa Kemal fotoğrafı göre- cek; elinizdeki gazetenin meş- rebine göre değişen başhklar okuyacaksınız. Aynı gazetenin büyük olasılıkla iç sayfaların- da, belki tek sütunluk değer biçilip kıyıya köşeye itilmiş bir de haber okuyacaksınız. Içe- riğini bugünden bilemeyece- ğimiz bir haber. Bu köşenin düzenli okuyucularına epey aşina beş delikanlının adının geçtiği bir haber: Mahmut Yılmaz, Bülent Karakaş, Özgür Tiifekçi, Aşkın Do- ğan, Metin Murat Kalyoncu- gil'den söz eden bir küçük ha- ber. Hani bu köşede kendile- rinden sık sık "Çankın hapis- hanesinin haylazlan" ya da "Gökyüzü Boyacılan" diye söz edilen beş delikanlı... Haber aşağı yukarı şöyle başlayacak: 10 Kasım Sabahı... "...Meclis'te pankart açtık lan için Ankara DGM taraftn- dan toplam 96 yıl hapse mah- kûm edilen, karar Yargıtay'ca bozulduğu için, davalan yeni- den görülmekte olan Mahmut Yılmaz, Bülent Karakaş, Öz- gür Tüfekçi, Aşkın Doğan ve Metin Murat Kalyoncugil'in dün Ankara DGM'de yapılan duruşmalannda..." Sonrasını hep birlikte öğre- neceğiz. DGM ya karannda ıs- rar edecek, ya Yargrtay'ın boz- ma gerekçesini hukuksal özüyle değerlendirip, suçla- maların bir polis düzmecesi, kanıtların uydurma, teröre son derece ciddi felsefi ve ideolo- jik nedenlerle karşı olan bu beş delikanlının terörist olduk- larına ilişkin iddialann palavra olduğunu saptayıp bir hukuk ayıbını düzeltecek; ya da... Işte bu "ya da" önemli. Ya da iki buçuk yıla yakın hapis yatan, gencecik yaşları- nın en verimli yıllannı demir panmaklıkların ardında geçi- ren bu beş delikanlı için, du- yarlı kamuoyunun "Madem beraat edeceklerdi, koskoca iki buçuk yıl boyunca boş ye- re hapiste yatırmak niyeydi peki?" demesini önlemek üzere, karar değiştirilip ceza toplam 96 yıldan, toplam 12.5 yıla (adam başına 2.5 yıl) indı- rilecek. Böylece yattıkları ka- dar ceza aldıkları için gençler serbest kalacak ama... Ama olan da hukuk'a, ada- let'e olacak. Adaletin simgesi terazi. Suçla cezanın denkliğini anla- tır. Adil karann, terazinin kefe- lerinin tam dengesinde oldu- ğu kabul edilir. Yani adalet terazisinin bir kefesinde "suç", öteki kefe- sinde de "ceza" var. Suç ke- fesi tıka basa dolup taşmış- ken, ceza kefesine gösterme- lik üç beş ağırlık konursa top- lumsal vicdan yaralanır, ada- let duygusu zedelenir. Örneğin çete kuruptüyü bit- memiş yetim hakkı yiyen, ka- mu mülkünü yağmalayan, rant vurgunu uğruna dağı taşı arsaya çevirip kentleri boğan. devleti savunuyorum kılrfı al- tında kendi soysuz ideolojisi- ne -ve bu arada kendi soysuz çıkarlarına- hizmet edenler birkaç haftalık tutukluluktan sonra ellerini kollarını sallaya- rak dolanıyorlarsa toplumsal vicdan isyan eder. Örneğin terazinin "suç kefe- si"ne gülünç suçlar doldurul- muşken, Manisa'da çocuk yaştaki gençler işkence tez- gâhından hapishane parmak- lığının ardına gönderiliyor ve orada aylarca, yıllarca tutulu- yorlarsa toplumsal adalet duygusu sakatlanır, toplum, "yargı "yı sorgulamaya başlar. Peki, terazinin "suç kefesi" bomboşsa ne olur? Tutup, "Tamam suç kefesi- ne polisin doldurduklannın hepsi asılsız. Kefe aslında bomboş. Ama şu ya da bu ne- denle bu çocuklan 2.5 yıl ha- piste yatırdık. lyisimi terazinin ceza kefesine iki buçuk yıllık bir ağırlık koyup, teraziyiden- geleyelim" dediniz mi, bakkal terazisi ile adaletin terazisini birbirine karıştırmış olursunuz. O yüzden yarın Ankara DGM'deki duruşma, Türki- ye'nin bir sürü nedenle yıpran- mış yargı erkinin sınavlanndan biri olacak. Bu sınavın sonucunu hepi- miz 10 Kasım sabahı çıkan gazetelerde okuyacağız. Mustafa Kemal'i yitirişin yıldönümünde sızlayan yürek- ler, bu küçücük haberle daha da mı kararacak; yoksa keder gözyaşlarından umut ışıltıları da mı yansıyacak? Göreceğiz. POIİTİKA GÜ1NLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Alacakaranlığm Sesleri... Sabah ışıklan sonsuz gözlerin açılmasını baş- latır; bir aşk kalabalığı içinde gökkuşağı tuhaf bek- lentileri getirir... Saatler durmuştur, sevişmeler bitmiştir... Soluk alıp veren kimdir; kimdir göz kulak kesil- miş yüzleriyle karşımıza çıkanlar? O gece Paris'e yağmur yağıyordu... Rüzgâra anlatılan öpüşler Efrain Huarte'nin aşk ateşine koşuyor gibiydi... Arıılar bir iğne batışıydı dudaklarında; bir elma- nın ince kabuğundaydı yaşamın masallan Oysa dünyamızı kaplıyordu aşkın duyarlığı; ka- natları kesilmiş can çekişen bir kuş gibiydi tut- kunun çekirdeği... Hüzünlüydük, umutsuzduk... Çocuklann yaşlılığı bilmediği bir gecede yaşıyor- duk uzattığımız o uykusuzluğu... Bekleyen mınltılara benziyorduk... Belki soluksuzduk, kördük... Güçlü bir kayıtsızlığı vardı aşkın; o uysal, o kan- lı, o korkunç duruluğun... Grand Plaza'daydık bir gün sonra... Yine yağmur yağıyordu ve biz sınlsıklamdık.... Bir genç kızın masmavi gözlerinde gri akşam- ları kovalıyorduk... Kadın birgül' uzatmıştı kırmızının tam ortasın- dan... Gelecek intiharları yok eden duruluğun içinden alacakaranlığm kuru bir umutsuzluğunu yudum- luyorduk... Saat kaçtı bilmiyorduk!.. Hüzün bizi sarıp sarmalamıştı... Yalnızlık doğmuştu bir eğreftiotunun sıcağın- da... Düşünceliydik... Sevdalıydık... Bir kadının sesini duyuyorduk: "Sen beni hem mutlu eden hem de hüzün ve- ren tekerkeksin!.." Efrain, açmamış çiçeklere söylüyordu aşkını; ay'ı gözetlemeyen çocuklara... Geceydi ve yapayalnızdık... Paris'te bir akşamüstü yağmur yağıyordu; Brüksel'de genç kızlar san fısıltılarında gecenin şarkılar söylüyordu... • • • Yağmur yağıyor... Serseri martıları kovuyor deniz rüzgârı... Biraz Pablo Neruda esiyor sonbahar, biraz acı... Uzak bir aşkın rengindeydi gözleri... Eskiden coşkunuzdan bir gökkuşağı yapılırdı güzel yavuklular... Vitezslav Nezval'ın küçük çocuğu başını kal- dırır yastıktan gecenin içinde solan peygamber çi- çekleri için... Bir kadın ağlar!.. Gece yaş döker!.. Grand Plaza'daki o esmer kadın!.. Bir piyano ezgisi, bir ses çınlaması... Bir kapı çarpar, bir duvar saati... Sen varsın feda edilmiş, beklediğim sen gece- de... Sen varsın elbet ey güzel ve ağzı sıkı bayan ca- sus!.. Ve enginlerin titreyen yüreciği... Ve göğün ve yıldızlann kokulan; 2000 yıl önce ötmüş horozun sesi; tavus çığlığı alevler ve öpüş- ler içinde... Soluk bir aydınlıkta uğursuzca sıkılmış eller, gı- cırdayan dingiller, küçük dilini yutmuş yollar üstün- de... Elbet sen varsın gecede... Tanımadığım sen!.. Ve ne tuhaf tanıdığım hem de... Sen ki düşlerimde oluyorsun Guillevic'ın. Andr- 'e Fr'enaud'un güneşleriyle buluşurken... Sen ki ele geçirilmiyorsun gerçekte de düşte de... Yıldızlar var. karanlık devinimi denizin, ırmak- lar, ormanlar, kentler, otlar, milyonca, milyonlarca kişinin akciğeri gecede... Yedi harikası dünyanın gecede... Sen varsın gecede... Yalnız gecede mi, gündüzde de... • • • Aşkın sessizliği neyin habercisidir? Nedir ölümün adı anlatır mtsın? Bir akşamüstü yağmuru, boş yere bir hüzün... Çalgıcılar gökyüzünü selamlıyor... Bir aşka vuran güneş kolayca batmıyor... Yanıyor bin kollu şamdanı tutuşuyor... Oktay Rrfat, Özdemir Asaf, Allen Ginsberg... Bir avuç kuru üzüm... Biraz tuz, biraz güneş... Hersevdalı kadının beklediği... Bir sestir uzaklardan duyulan: "Kör bir kuyunun kapağını açıp bütün güvercinleri salıverince soyunuyor mevsim birdenbire, trenler yalınayak geçiyor kızlar ellerini unutmuş görünüyohar tutmayı ve tutunmayı düşünüyorlar yeniden, bir saksı oturtuyortar boşluğuna güzle masa arasında kalan gecenin sen lambayı yakaryakmaz tanımadığım biri çıkıyor kapıdan sen gelince sözgelimi camdan bakınca ya da oturunca vapuriar çarşafgibi mavi ve düz kucağımda bir ikindi meltemi seni seviyorum." hikmetcetinkayaı/f cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Ilhan Erdost anıldı A.NKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Yayıncı İl- han Erdost, Mamak As- keri Cezaevi'nde dövü- lerek öldürülüşünün 18. yıldönümünde mezan başında anıldı. Ilhan Er- dost için ilk tören Cebe- ci Asri Mezarlıöı'ndaya- pıldı. Törene, vazar-yayıncı Muzaffer Ilhan Erdost. yazar Vecihi Timuroğlu, eski Malatya Milletveki- li Mustafa Yılmaz, Duy- guBerk. CHP Parti Mec- lisi üyesi ve Eğit-Der Ge- nel Başkanı Mustafa Ga- zalcı, Prof. Dr. Mustafa Altıntaş. şair Metin De- mirtaş. eski tnsan Hak- lan Derneği Genel Baş- kanı Nevzat Helvacı ile Erdost'undostlan \eya- kınları katıldı. Erdost'un gömütü ba- şında yapılan konuşma- larda, Türkiye'nin de- mokratikleşmesi ve öz- gürleşmesi gerektiği vur- gulanırken Erdost ve Metin Demirtaş'ın oku- duklan şiirler duygulu anlaryaşattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle