25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 tCASIM 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Avrupa Filmleri Büyükelçi fesâvcd yttsağtyla karşılcşt DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Komisyonu Türkiye Tcmsılcısı Büyükelçi Karen Fogg, açıhşı ıçm geidigi "4. Avrupa Filmleri Festivali*mn Olağanüstü Hal Valiliği tarafından yasaklandığını öğrenince çok üzüldüğünü söyledi. Türkiye'nin Avrupa Parlamentosu'ndaki imajının pek iyi olmadığına dikkat çeken Fogg, u l ürkiye kendini ayaklanndan vunnadığı sürece, daha iyi olacak" dedi. Avrupa Komisyonu ve Kültür Bakanlığı'nın mali desteği ile organize edilen ve Ankara, Izmir, Bursa'da gösterime konulduktan sonra Diyarbakır'a getirilen 9 Avrupa fılminin gösteriminin yasaklanması şa$kınhğa yol açtı. Avrupa 4. Film Festivali'nin açılış kokteylini gerçekleştirmek ûzere DJyarbakır'a gelen, Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Karen Fogg da yasak karşısında çok üzgün olduğunu belirtti. Fogg. "Ben açıhşını yapmak üzere geküğim kokteylde, Diyarbakır insanlanyla bire bir görüşme şansı bulacaküm. İptal edilmesi çok üzücü. Neden iptal edildiğinin açıklanmasını hâJâ bcklcmekteyim, ancak bu olayı çok büyütmeyecegiın. Bu festrvalin Diyarbakır organizasyonunu Ka-Mer (Kadın Merkc/i) ile birfikte yaptık. Ka-Mer ile calrçmalanmız devam edccck. Aralık ayında Diyarrmkır'da bir caz konseri için çahşmalannuz başladı** dedi. Türkiye'nin, Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan son raporda 12 aday ülke arasında gösterildiğini beJirten Büyükelçi Fogg, Avrupa Birligi'nin 1999 yılı bütçesinde Türkiye'ye 50 milyon EÇU tutannda yardım yapılmasının önerildiğini söyledi. Özellikle Insan Haklan Derneği Genel Başkaru Akın JJJMJa^m^urulma^ı^gjbi ojaylar nedemyîe *rürkîye'ntn Avrupa Parlamentosu'ndaki imajının pek iyi olmadığına dikkat çeken Fogg, "Avrupa Parlamentosu'nun karar verme süreci ile ilgili spekülasjun yapmak istenmorum, ancak AP Türkiye ile ilişkilerini koparmak istenûyor. Güneydoğu'da çok olumsuz bir olay olmadıgı sûrece, Türkiye kendisini ayağından vurmadıgı sürece ilişkUerde bir sorun yok. İlişkiler daha iyi olacak" diye konuştu. Ağaçlandırma ÖncüyeşH grup GAP'ta Istanbul Haber Servisi - GAP bölge- sindeki ağaçlandırma ve erozoyonla mücadele çalışmalanna katılan gönül- lü 4 bin üniversite öğrencisi dün bölge- deki çalışmalanna başladı. Genelkurmay Başkanlığı, Orman Ba- kanlığı ve pek çok kurum tarafından desteklenen "Yeşil öncü kampanya- sı"na. fstanbul Teknik Üniversitesi, Is- tanbu] Üniversitesi, Boğaziçi Oniversi- tesi, Mimar Sinan Oniversitesi ve Ga- latasaray Üniversitesi'nden 4 bin öğ- renci katıldı. Ögrencilerin ilk bölümü i- ki gün önce karayoluyla bölgeye gider- ken ikinci böJümü de THY'nin sağla- dığı 12 uçakla önceki gün Gaziantep'e gitti. Öğrenciler. buradan karayoluyla GAP böigesine gececek. 15 gün sürey- 1e bölgede ağaçlandjrma çalışmalanna katılacak olan GAP'm "yeşilöncüleri", kampanya süresince bölgede yaklaşık4 bin ağaç dikecek. 20 Kasım'a kadar bölgede çalışmalar yapacak olan 4 bin öğrenciye Atatürk'ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım tarihinde GAP bölge- sinde bulunan 4 devlet hastanesinden 500 gönüflü öğrenci ile askerier de eş- lik edecek. Istanbul Üniversitesi'nden konuyla ilgili yapılan açıklamada ise kampanya- ya 9 doktor. 21 hemşire ve 1800 öğren- ciyiekatıldıklan bildirildi. Açıklamada. "ft bünyesûıde 16 fakütteden 1800 öğ- rencisi ile çevre çıkartmasma katılan en geniş öğrenci grubunu oluşturuyor. 15 günlük etkinlik çerçevesinde, GAP'ta dünyanın en büyük kış kampı da kurul- du. Kampanya süresince dikilecek 500 tin fıdan. 2 milyon meşe palamudu, Samsatve Kahta topraklanna hayatve- lîcek" diye belirtildi. ITÜ de yazılı bir açıklama yaparak CAP'da dünyanın en büyük öğrenci kış lampına ev sahipliği yapacaklannı vur- sıladı. Açıklamada. ağaç dikme çalış- nalanna dün fTÜ Rektörö Prof. Dr. «ülsiin Sağlamer'in de katıldığı kay- YOK'ten sert önlemlerYönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nde yapılan değişikliğe göre boykot, işgal, iş yavaşlatma ve grev eylemlerine katılan veya toplu olarak göreve gelmeyen öğretim üyeleri ve elemanlan meslekten çıkanlacak. Cumhuriyet niteliklerine karşı eylem yapanlar kamu görevinden alınacak. ANKARA (Cumhuri)et Bü- rosu) - Öğretim üyeleri ve ele- manlannın meslekten \e kamu görevinden çikanlmalan kolay - Iaştınldı. Yükseköğretim Ku- rumlan Yönetıcı. Öğretim Ele- manı \e Memurları Disiplin Yö- netmeliği'nde yapılan değışıklı- ğe göre boykot. ışgal, iş yavaşlat- ma ve grev eylemlerine katılan veya toplu olarak göreve gelme- yen öğretim üyeleri ve eleman- lan meslekten çıkarılacak. Cumhuriyet niteliklenne kar- şı eylem yapanlar kamu görevin- den alınacak. Meslekten veya kamu görevinden çıkanlanlar akademık kariyerinı kullanama- yacak. Resmı Gazete'nin dünkü sayı- sında yayımîanan yönetmelik değişiklığıyle "İniversite Öğre- tim Mesleğinden Çıkarma"nın tanımı şu ifadelerle yapıldı: " Devlet veya vakıf yükseköğ- retinı kurunıunda öğretim ele- manı \eva yardımcısı olarak aka- demikbir kadroya birdahaalın- mamak üzere ünhesfte öğretim mesleğinden çıkarma. Kamu gö- revinden çıkarma. Genel \e kat- ma bütcfli idareler. il özel idare- lerl belediveler. il özel idareleri ile belediyelerin kurdukJan bir- likier. döner serma>eli kuruluş- lar. fonlar. kefalet sandıklan gibi kamu kurum ve kuruluşlanna memur olarak bir daha alınma- mak üzere görevden çıkarma." Yeni jönetmeliğe göre. mes- lekten veya kamu görevinden çı- karma cezası alan öğretim ele- manlan akademık unvanlannı YOK'e karşı deklarasyonSAMSUN (Cumhuriyet) - Samsun Akade- mik Elemanlar Derneği "Akademi Samsun" Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK) kurulu- şunun 17'nci yılmda 10 maddeden oluşan bir deklarasyon yayımladı. Dernek Başkanı Prof. Dr. Süleyman Çelik, "İniversitekj r devlerimizin temel Ukelerine karşı kadrolar üreten merkez- ler şekline mi dönüşmüşlerdirr diye sordu. Bir basın topiantısı düzenleyen Prof. Dr. Sü- leyman Çelik, Samsun Akademik Elemanlar Derneği olarak YÖK'le ilgili yanıt aradıklan sorulan şöyle sıraladı: - Ünhersiteler halkuıa ve devletine karşı her besabını veren saydam kuruluşlar şekline dö- nüşmüşkr midir? - Universitelerde siyasal kadrolaşmalarönle- nebilmiş midir? Yoksa bazı üniversiteler laik, demokratik Cumhuriyetimize ve anayasamızm giriş kısmında belirtilen devletimizin temel il- kelerine karşı kadrolar üreten merkezler şekli- ne mi dönüşmüşierdir? - Öğretim elemanlan siyasal ve yönetsei ba- kımdan huzurlu.sait akademik ka>gılann geçer- li oMuğu, bilim üretimi ve liyakatin ön planda ru- tukiuğu koşullarda mı çalışnıaktadırlar? - Sayılan hızla artan üniversiteler, özellikle bilimsel denetimlerinin nasıl yapılacağı belli olmayan özel üniversiteler siyasal etkilerden uzak, rasyonei bir merkezi planlama sonucun- da mı kurulmaktadırlar? hiçbir şekilde kullanamayacak- lar. Üniversite öğretim mesleğin- den çıkarma cezası öngören ey- lem ve haller şöyle: # 2547 sayılı Yükseköfretım Yasası veya diğer kanunlarda yer alan hükümler uyannca ça- lışmalanna v üksekögYetim ku- rum \e üst kuruluşunun yetkili organlannca ızin \ enlenler hariç yükseköğretim kurumlanndan başka yerde ücretli veya ücretsiz resmi veya özel bir iş görmek, ek göre\ almak veya serbest meslek icra etmek. # Ders. seminer, konferans, laboraruvar, grafik çalışma. sı- nav gıbi öğretim çalışmalannın yapılmasına engel olma veya bu amaçla yapılacak hareketlere her ne şekilde olursa olsun katılmak. # Bir başkasının bilimsel escrinin veyaçalışmasının tünıü- nü veya bir kısmını kavnak ola- rak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek. Kamu görevinden çıkanna cezasını gerektıren evlemler de şöyle: # Cumhuriyetin niteliklerin- den herhangı bırinı değiştirme- ye veva ortadan kaldırmaya vö- nelik e\lem yapmak. Ideolojik. siyasi. vıkıcı. bölücü amaçlarla eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek suretiyle kurumlann huzur. sükûn ve ça- lışma düzenini bozmak. Boykot. işgal. engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak ya da bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunlan tah- rik ve teşvik etmek; yardımda bulunmak. # Yasaklanmış her türlü va- yını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri. atlş, pankart. bant ve benzerlerini basmak. çoğalt- mak, dağıtmak veya bunlan iş- yerine veya işyerindeki eşya üze- rine vazmak. resmetmek ve as- mak, teşhır etmek veya sözlü ıdeolojik propaganda yapmak. # Izinsız veya kurumlannca kabul edilebilir özrü olmaksızın bir yıl içinde toplam olarak de- vamlı statüde olanlar içın 20 gün göreve gelmemek. kısmi statüde olanlar için 80 saat devamsızlık göstermek. # Savaş. olağanüstü hal ve- ya genel afetlere ilşkin konular- da amirlerinin verdiği görev ve- ya emirleri yerine getirmemek. # Amirine.emnndekilere. iş arkadaşlanna veya öğrencilere fılli tecavüzde bulunmak. # Kamu hizmeti veya öğre- tim eiemanı sıfatı ile bağdaşma- yacak nitelik ve derecede yüz kı- zartıcı ve utanç verici hareket- lerde bulunmak. # Yetki almadan gizli belge- lerı açıklamak. # Siyasi ve ideolojik eylem- lerden arananları görev mahal- linde gizlemek. # Yurtdışında devletın itiba- nnı düşürecek veya görev haysi- yetini zedeleyecek tutum ve dav- ranışlarda bulunmak. # 5816 sayılı Atatürk Aley- hıne Işlenen Suçlar Hakkındaki Yasa'ya aykın fiillen işlemek. # Kanundışıkuruluşlaraüye oimak, bu kuruluşlarda faaliyet yapmak veya yardımda bulun- mak. # Yükseköğretim kurumla- rınm çalışmalannı sekteye uğra- tacak nıtelikte bir disiplin suçu- na üniversite öğrencilerini veya mensuplannı teşvik veya tahrik etmek. 0 Lyuşturucumaddekullan- mak. 0 Işyerinde veya bağh yer- lerdearama. herhangibirkimse- nin eşyasına el koyma. bilerek postalannı açma ve benzeri ey- lemleri düzenlemek, başkalannı bu yolda kışkırtmak veya bu gi- bi eylemlerde görev almak. 0 Tehditle bir kimseyi veya grubu suç iayılan bir eylemi dü- zenlemeye veya böyle bir eyle- me katılmaya yahut yalan beyan- da bulunmaya veya yalan delil göstermeye veya suçu yüklen- meye zorlamak veya zorlamaya kışkırtmak. Medyadaki şiddete karşı imza kampanyası Kadıköy Belediyesi Saglık ve SosyaJ Dayanışma \akfi (hLASDAV ), Kadıköy Gönüllüleri, "MeoŞadaki şiddeti kınıyoruz" başlıklı bir imza kampanyası başlattı. KASDAV üyeleri tarafından yapılan açıklamada, medyada hâkim olan şiddetin toplumun ruh sağlığını tehdit ettiği ve insanlan şiddete yönelttiği sanunularak "Amacımız. görsel ve yazılı basım daha bilinçli yayın yapmalan konusunda uyarmak ve bu tutumlannı protesto etmektir" denildi. Kadıköy Belediyesi ve KASDAV Başkanı Stlami Öztürk ise öldürme ve intihar olaylannın birçoğunun, bilinçli veya bilinçsiz olarak medyadaki şiddet görüntülerinden kay naklandıgım belirterek ** Vledya bir araca betıziyor, iyi kullanmazsanız kaza yaparsınız. Bizler medyanın, reyting adına degiL insanlık adına kullanılmasını istiyoruz'" dedi. Şaşkınbakkal Bağdat Caddesi üzerinde kuruian imza masasının bir ay süreyle her gün 11.00-17.00 saatleri arasında açık olacağı bildirildi. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KJŞLALI Arafat Nire, Apo Nire? Siyaset adamı olmak kolay da, devlet adamı olmak kolay değil. Sayın Mesut Yılmaz'da, bana olumlu gelen birçok yan vardı.. Dürüst, tutarlılığa özen gösteren. ucuzcu- luktan kaçınan, güven verici bir görünümü vardı. Son başbakanlığı, onun bu olumlu görünümünü, her geçen gün biraz daha zedeliyor. ilk olumsuz belirtiler, "£>/z"in yerini "ben"in almış ol- masıydı. Çok partili bir hükümetin başı olduğu halde, "ben.. ben.." diye konuşmaktan çok hoşlanıyor gibiy- di. Derken dış gezilerde bazı gazetecilere yaranma eği- limleri başladı. Yüksek tırajlı gazetelenn temsilcileri ile, gece yanlan otel odasında, "işaretle anlatma" oyun- ları oynamak pahalıya patladı. Batı Çalışma Grubu nedenıyle, orduya meydan okur havalanna girmesi de görüntüsünü çok zedeledi. Çün- kü sonunda tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı... Geçen gün TV'de haberleri izliyordum. Ceketinin önü açık.. Kanepeye kaykılmış.. Bir kolu kanepenın arkalığının üzennde.. Gözlerden ırak, evde bir dostu ile sohbet eder gıbi... Kamera çevrilince görüldü ki, karşısında önemli bir yabancı devlet temsilcisi oturuyor. Ciddi, edeplı.. Ken- disi de, TV'lere demeç vermekte!.. • • • Siyaset adamltgmdan devlet adamlığına geçmek ko- lay değil. Kimisı Atatürk-lnönü geleneğinin uzantısı. Devlet adamı olmanın yüklediği sorumluluğu çok iyi duyum- suyor. Kimisi ise Özal'ın "rahle-i tednsi"nüen geçmış. Şortla askeri bırlik denetlemeyi.. aklına eseni aklına geldiğı anda söylemeyi.. bugün söylediğinin tersini ya- nn savunmayı.. ve bazı gazetecilerle ıçli dışlı olmayı, "popüler" olmanın ve gündemde kalmanın gereğı sa- yıyor... Son olarak -kendine yakın kalemlerden- öğrendik ki.. Sayın Başbakan endişelı! Abdullah Öcalan'm bir Yaser Arafat olmasını, olasıiıklardan bırisı olarak gö- rüyor. Bir yanda Arafat!.. Çok uzun yıllartiır, dünya kamuoyunda "terörist" ola- rak görülmemiş. Hamas benzeri terörist gruplaria ara- sı hep açık olmuş. Bir ülkenin gizli servisinin himayesinde, yıllannı giz- lenerek geçırmemış. Filistın halkının büyük çoğunluğu- nun desteğine sahıp bulunduğunu kanıtlamış. Filıstin- lilerin en ılımlı ve sağduyulu önden olarak tanınmış. Davranışlanyla dünyada saygınlık kazanmış. Ve de, hiçbir dış gücün "maşa "lığı görevini üstlen- memiş. Öte yanda Apo!.. Çağımızın en kanlı, en acımasız terör örgütünün ba- şı. Ancak Suriye'nin çok etkin desteği sayesinde bu- günlere gelebilmiş. Silahh gücü tükenme noktasında. Hiçbir öngörusü gerçekleşmemiş. Tutarsız konuşma- lan ve davranışlanyla, dengesız bir ruh halini gözler önüne sermiş. Ve en önemlisı de.. Güneydoğu'da artık, bir işareti ile hiçbir toplumsal eylem yaptıramıyor Arafat nire?.. Apo nire?.. Neteri benziyor ki, benzemeyen yanlarını sıralayalım! • • • Ne Rusya ne de Yunanıstan, Abdullah Öcalan'a sı- ğınma hakkı verebilir. * * Ama Türkiye, ırkçı-milltyetçi "ucuz'görüntülerinbe- delini, daha uzun süre odeyeceğe benzer. "Balkanlar'dan Çin Seddi'ne" edebiyatı.. Çeçen te- röristleri hapisten kaçırmaya kadar varan aymazlıklar.. Aliyev'i bile darbe ile düşürme girişımleri... Devlet, ülkücü çetelen önce sola karşı kullandı. Sol bitince, ErmenilereveKürtlere karşı kullandı. Sonra çe- teler devleti kullanmaya başladılar. Rusya Duma'sının Apo'ya. neredeyse "oybirliği" ile kucak açması bir rastlantı mıdır?.. Arafat ile Öcalan'm arasında bir ilışki yok. Ama Demirel'den Özal'a, Çiller'den Yılmaz'a.. ve de 12 Eylül'ün resmi ideolojisı "Tün\-lslam sentezi"ne.. Türk sağının sadece bugünkü iç çıkmazlarla değil, dış sorunlarla da çok yakın ilişkisi var! DÜZELTME - "Kürtlerin Dili ve Zazalar" başlıklı ya- zımda, M.ŞerifFırat'ınbirZaza olduğuyazılmıştı. Oğ- lu Sayın Atilla Fırat bir mektup yollamış. Babasının ve Hormek Aşireti'nın "Türk ve Alevı" olduğunu belirtip düzeltilmesini diliyor. Isteğini yerine getiriyonjm. EĞİTİMCİLER ÜMVERSÎTE SORLfVLARIM DEĞERLEfVDİRDİLER 'Öğretilen konulan, YÖK'ü kullanan sermaye belirliyor' İstanbul Haber Servisi - Eğitim-Sen. 12 Eylül üriinü olan \'ükseköğretim Disiplin Yönetmeliğinin demokratıkleştirilerek YÖKün kaldırılmasını. bilim adamlannın tüccarlık yapmamasını. öğrencilere zaman ayımıasını istedi. Öğretim Elemanlan Sendikası (ÖES) Genel Başkanı Prof. Dr. İzzettin Önder. YÖKün üniversiteyi sermayenin kanalına sokma yönünde hızmet verdığıni belinerek öğretilen konulan seımayenin belirlediğini savundu. Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr Burhan Şenatalarda YÖK'ün Türkiye'nin demoratikleşme sürecini yavaşlartığını. öğretim elemanlan ve öğrencilere güvensizliği _ doğurduğunu kaydetti. Eğitim-Sen İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Alaattin Dinçer, yükseköğretim kurumlarında yaşanan sorunlann önemli bir bölümünün. bu kurumlann kapitalizmin vahşi sömürü felsefesinin koşullarına bağlanmasından kaynaklandığını söyledi. Yükseköğretimde parasal amaçların bilimsel amaçlardan daha ağır bastığını vurgulayan Dinçer şu görüşleri kaydetti: "Bu sömürü ticarvtini sağlamayı amaçlayan ve giriş sınav lannın sürckli değiştirilmesiy le başlayan anti- demokratik j önetmeliklerle yürütülen işleyiş, 12 Eylül yönetiminin emekten. özgürlüklerden, eşitlikten ve demokrasiden yana olan toplum güçlerine karşı sürdürdüğü baskı ve yok etme politikası yükseköğretimde VÖK elivie sürdürülmektedir."' • Eğitim-Sen, YÖK'ün kaldınlmasını isterken bilim adamlannın tüccar gibi kullanılrnasına karşı çıktı. ÖES,YÖK'ün varlığının sürmesinde öğretim üyelerinin de sorumluluğu olduğunu kaydetti. ÜÖÜD. YÖK'ün yapısı gereği üniversitedeki özerkliği ortadan kaldırdığına dikkat çekti. Dinçer, YÖK'ün bir "cendene ve cebernıt" kurum haline dönüştüğünü kaydederek üniversitelerde bugün ortaya çıkan en önemli sorunun. bilim insanlığı yerine tüccarlık ruhunun geliştirilmesi olduğunu söyledi. Dinçer, üniversitelerin. demokrasi kültüriinün kazanıldığı. yerleştiği vegeliştiği kunımlar olmasını; sendika. dernek ve birliklerin önündeki engeilerin kaldınlarak bunlann da katılacağı üniversite konseylerinin olusturulmasını. özgür bir tartışma ortamı yaratılmasını ve güvenlik görevlilerinin üniversiteden uzaklaştınlmasını istedi. ÖES Genel Başkanı Prof. Dr. tzzettin Önder ise YÖK'ün varlığ?nın sürmesinde öğretim üyelerinin de sorumluluğu olduğunu belinerek "Önce dönüp kendimize bakmalıyız. — YÖK üyeleri hep öğretim elemanlanndan oluştu. Çok solda görülen öğretim üyeleri bile YÖKün" uygulamalanna karşı çıkmadılar1 " dedi. ÜÖÜD Başkanı Prof. Dr. Burhan Şenatalar ise yükseköğretim sisteminde bir eşgüdüm organına —m gereksinim olmasına karşın bu organın bileşimı ve yetkilerinin YÖK'ten farklı olarak merkeziyetçilikten uzaklaşması gerektiğini vurguladı. $enatalar. YÖK'ün yapısı gereği üniversitelerin öğrenci sayılannı. mezuniyet koşullarını. öğretim kadrosunu. okutacağı dersleri tamamen kendisinin belirlemesini engelledığinı. bunun da özerkliği ortadan kaldırdığını kavdetti. oıoa da Beraber olacağız. Yıllardır Türkiye'de en geniş kapsamlı "rent a car" hizmetini sunan "Budgef, 2000'li yıllarda da kaliteli hizmet anlayışı ve gelişen araç filosuyla geleceğe giden yolda sizlerle • ^ ^ • r l S K 3 beraber olacalc. • • • • • I H M Amaçlar çeşitli, araçlar Buaget... Budaet Car Rental İSTAMÜL TMSİM: (0212) 253 92 00 MOtKÖr: (02f6) 449 36 46 «TATURIC HAVAtlMAKI:iO212i 663 06 58 BURSA: (0224) 223 42 04 AOANA: (0322) 459 00 16 AMUIU: (0312) 417 59 52 ESEUBOSA HA¥ALİ«MHI: (03121 338 03 72 AKTALYA:(0242} 322 76 86 AMTALYA: (0242, M3 30 06 AMTALYA HAVAUMAM: (0242) 33030 79 İZKİT: (0262) 324 51 12 KOKYA: 10332) 321 72 72-73 KEMER: (0242) 814 28 09 AUBYA: (0242! 513 73 82 ALTİS GOLF OTEL: (0242J 725 42 42 SİOE: (0242) 753 14 86 İZlriR: 10232) 482 06 06 ÛR6ÛP: (0384! 341 K 41-42 A.MEHDERB HAVAUMAKI/0IŞ HATLAR: (0232) 274 22 03İC HATIAR: (0232) 274 17 95 KUŞAOAS1: «5256) 614 49 56 «HNHIM: (0252) 316 73 82 MARMARİS: (0252) 412 41 44 FETHİYÎ: (0252i 614 61 56 DENİZÜ: (0258) 264 54 43 GAZlAlfTö': (0342) 33512 30-31 TRAMOIt (0462) 32313 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle