Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 1998 PAZAP
12 KULTUR
Yekta Kara ve Ali Taygun, 'Cumhuriyetimizin Lirik Tarih Gösterisi'nin perde arkasını anlattı
6
Bir mucize gerçeldeştirildi'HA.NDAN ŞENKÖKEN
29 Ekim'de Taksım Meydanrnda on
bınlerce kişi, inanılmaz coşkuyla Lirik
Tarih Gösterisi ile gerçekten tarihi bir ge-
ce yaşadı. Iki saat sonra da ekran başın-
daki mılyonlarca izleyicı bu muhteşem
gösterinin tamamını. mükemmel bir çe-
kımle izleme olanağı buldu. Önce Habi-
tat H'nın açılışmda. son olarak da Expo
'98 Dünya Fuan bağlamında 30 Agustos'ta
Türki) e'yi temsılen sunulan bu sanat ya-
pıtı da geniş kitlelere ulaştı.
Istanbul Devlet Opera ve Balesi Mü-
dürü ve Genel Sanat Yönetmenı Yekta Ka-
ra \e tstanbul Belediyesı Şehir Tiyatro-
Ian Yönetmeni Ali Taygun ile yapım \e
yönetmenlığini üstlendiklerı 'Cumhuri-
yetimizin Lirik Tarih Gösterisi'nin perde
arkasını konuşiuk. Taksim Meydanı gibı
bir ortamda böylesi görkemli bir göste-
riyi nasıl gerçekleştırmiş, sahneyı nasıl
oluştıırmuş, ne gibi zorluklar yaşamış-
lardı?
Bu gösterinin ötekılerden farkı, her şe-
yın sıfırdan yaratılmasıydı. Ne Habitat'ın
açılışmda olduğu gibi Açıkhava Tiyatro-
su'nun sahnesi söz konusuydu ne de Ex-
po "98"de Lızbon'daki fuaralanındaki gı-
bı hazır bir sahne...
'Herşey yeniden yapıldT
Taksım Meydanı'nın ortasına 'Türki-
ye'nin en büyiik sahnesi'' kurulmuştu.
Özel olarak ınşa edılen, 26 metre cephe-
si ve 20 metre derinliği olan bu de\ sah-
nenin üstüne de 6x8 metre boyutlannda
büyük bir ekran yerleştirilmiş, iki saatlik
gösteri rüm meydana yansıtılmıştı. Ton-
larca demir kulelerden oluşan bu gör-
kemli sahne, sadece 21 günde, üstelik do-
ğayla sürekli boğuşma içinde ve Tak-
sim'in en yoğun trafığinde gerçekleştinl-
miştı.
29 Ekım öğle saatlerine dek sûren tra-
fik karmaşasının yanı sıra yağmur ve fır-
tına da çalışmaları çok etkilemişti. Hem
mekân hem de ha\a koşullan açısından
inanılmaz zorluklar yaşanmış, yapılan
her şey yeni baştan yaratılmıştı. Bir gün
öncesıne dek durmaksızın ya-
ğan yağmur ve fırtına yüzün-
den sahnenın üstüne gerilen 8
metre yüksekliktekı 450 met-
rekarelık branda paramparça
olmuştu. Sabaha dek yeniden
dıkılıp takılmıştı. Brandanın
parçalanmasıyla sahnedekı
suntalarşişince hepsı söküle-
rek yeniden yapılıp. çakıldı.
Dolayısıyla podyumlar, ku-
rulan orkestra düzeni, enstrü-
maniar, ıskemleler. elektro-
nik aletler taşınıp tekrar yer-
leştırildi.
Son üç gün teknik ekibin hiç
uvumadan çalışmayı tamam-
ladıklarını belirten Ali Tay-
gun. her oyunun başlamasın-
dan beş dakıka öncesine ka-
dar hazırlıklann sürdügünü.
ancak perde olduğu için seyir-
cinin görmediğini anımsatı-
yor. Ses ve ışık düzeninin ku-
rulduğu, naklen yayın araç-
lannın konuşlandınlacagı ye-
nn de sahnenin tam karşısın-
da olması gerektiğmi vurgu-
luyor. Taksim Meydanı'nın
böyle bir gösteri için çok el-
venşlı olmadığına da değine-
rek. fazla ağaç olduğunu, met-
ro ınşaatı dolayısıyla kapatıl-
mış alanın küçültüleceğine
dair söz verilmesine karşın
bunun yapılmadığını, havu-
zun fıskiyesinin bile durdu-
rulmadığinı. seyırcinin ıslan-
dığı gibi. görüşünün de en-
gellendiğini söylüyor.
Ali Taygun. televızyon için
ışık yaptıklannı, NihatOzcan
yönetımındekı ekibin, altı ka-
merayla çift sistemli. ikili re-
jı gerçekleştırerek böyle bir
gösteride çok güzel ve başa-
nlı bir çekim yaptıklannı an-
latıyor. Sahneyi göremeyen
kitlenin. göstenyi barkodan
izlemesıni sağlamak için mey-
danı eösteri süresince karart-
'T
A. a
kâruğın, i>i niyetin dorukta olduğu 10. yıl
ile tamamlryoruz gösterimizi."
aksim'in Var olan ile değişen iç içe
tıklannı da eklıyor. Türkıye'nın olanak-
lanyla yapılabılecek. ıkı büyük fırmanın
katılımıyİa gerçekleşen en yüksek volta-
jın. 80 kilovvatt kullanıldığını belirten Ali
Taygun. çok dar olanaklarla çalıştıkları-
na da dikkat çekıvor: "Bu sahnenin ma-
liveti.üstdüm birtele>iz>ondizisininbir
bölümünün malivetidir. O kadar az büt-
çe>le çalıştık. İlk başta projede mevdan.
Avrupa'dan getirilecek bü> ük bir ekranın
sahneye konmasu me>danm iki \erinde6\8
boyutlannda. av nca 4-5 küçük ekran yer-
leştirilmesi planlanmıştı. Fakat bütçe el-
vCTmeyince bunlardan va/geçmekzorun-
da kakük. Gösteri için dev let doğrudan bir
şe> \ermedi. sponsorlardan aldığımı/ bi-
raz paravla bu kadannı vapabildik."
Orkestra şefı Serdar ^aJçının yönet-
tiğı göstende. bu kez Istanbul Dev let Ope-
ra ve Balesi Orkestra \e Korosu. Istanbul
Tarihi Müzık Topluluğu. Ajda Pekkan, Ib-
rahim Tatlıses, Av han Baran, Sertab Ere-
ner, Arif Sağ. Belkıs Akkale, Esma Baş-
buğ, Zihni Gökta>. Istanbul Dev let Ope-
ra ve Balesi balesanatçıları. BalıkAvhan
ve grubu. Grup Pulathane'nın halk ov un-
culan yer aldı
Habıtat. Expo ve Cumhunyet ıçın su-
nulan bu sanat olayı. konsept olarak ay-
nı olmakla bırlıkte ıçerikte tarklılıklar
gösterıvordu.
Mikikle bugünün Türk insanı
Ali Tavgun. tarıhın çeşıtlı elealınış bı-
çımleri olduğunu vurgulayarak. 'Cum-
hurhet'fılmınde Zh'aOztan'ın'görselta-
rih'. Tarih Vakfi'nın 'sözlü tarih'. kendı-
lerinın de tarihi müzikle anlatarak 'lirik
tarih' vaptıklannı belirtiyor.
"Gösterimiz, adından da anlaşılabildi-
ği gibi bir lirik tarih gösterisidir. Sesler
âleminden imajlarla dünü bugiine bağ-
lar. Müzik aracılığıv la bugünün Türk in-
sanını anlatır. Onun dünvasında farklı,
ama aynı zamanda bir arada >aşayan me-
lodileri k* içe geçirip sıralayarak kimliği-
ne ışık tutmava çalışır. Bu kinıliğin içinde
Ajda da \ardır, mehtcr de; Beethoven'ın
ortasına
Türkiye'nin
en büyük
sahnesini
kurduk.
Yoğun trafik ve
doğa
koşullanyla
sürekli
boğuştuk.
Sahnede 325,
gerisinde 175
kişinin
özverisiyle
mucize
gerçekleştirdik.'
dokuzuncu senfonisi de vardır, Ibrahım
Tatlıses de. Itrı'nin Salat-L mmiyesi de
vardır Lüküs Havat da.- Bunlann hepsi
biziz. Nasıl kolumuz \ar dive bacağımi7i.
burnumuz var dive kulağımızı kesip ata-
mazsak bunlann hiçbirinden de vazgeçe-
meyiz. Olsa olsa vasaklarıy. Onun da bev-
hudeolduğu tecrübevlesabittir. Kendimi-
n bilmek isnyoru/- kimini sevmesekde bi-
a oluşturan unsurlan kabul etmekzorun-
davız. Kaldı ki. bir tarih anlatımı krono-
lojikolmasa da herdönemielealmaklayü-
kümlüdür. Biy çok ilkel bir sıralamav la Or-
taçağ Carnıina, Türkler geldiler Anado-
lu'ya mehter, Adıvaman halk ov unu, Av-
rupabirkargaşaiçindeydi Düşler',Türk-
ler Müslümandılar selam vb_ Böyle baş-
ia>ıp kurtuhışu,Cumhurheti anlatan dans-
lardan geçip,Gülnihai'dedoğaitonlardan
polifonikarmonUeretaşıdığımu Mozart'ın
Türk Marşı'nı aslına. mehtere gönderdi-
ğimb bir volu izleverek 75. yıla ve bütün
insanlan birlcşmcve çağıran doku/uncu
senfoniyegeüyoru/ ve > urtseverliğin, feda-
Alı Tavgun. Cumhunvetdevnmını mü-
zık alanında en ıvi. Salat-Ümmiye'yi,
Gülnıhal'ı,Türk Marşı'nı. Yunus"uelealış
tarzıv la anlattıklan kanısında. Öteden be-
ri var olan ile değişen. ıç içe bu eserler-
le. Özelliklebu gösteride mehterin olma-
sınayönelıkeleştıriyıdeyanıtlıvor: "Ama
bugünü yaratan o. Cumhuriyeti yaratan
o». Önce olanı göstermei«ek, değişenin ne
oiduğunu nasıl anlatırız? Kısacası dini ta-
rihi >ok sayarak bir \erden bir yere gidi-
leme>eceğini anlamış olmalı insanlardi-
ve düşünüvorum. Vobazlık.yalnız dindar
olduğunu iddia eden rivakar bir kesime
has değil, her düşüncenin yobazı olabili-
yor ne vazık ki... Onlara rağmen Cumhu-
rhet'in 75.>ılında biz sanatımı/la. müzi-
ğimizle nifakın her türlüsüne karşı fark-
lılığa tahammüllü bütünlüğü savunanlar-
danız. "
500 kı^ının inanılmaz özvertsiyle bir'
mucize' gerçekleştırıldığıni vurguluvor
Yekta Kara "Sıfır noktasından bir sahne
>ar edilivor. her şe> i yalnız kendi olanak-
lanmı/Ja elemanlanmız. gücümüz veöz-
verimide varattığımız birolay. Sahnede gö-
rülen sadece 325 kişiydi. ama onun geri-
sinde 175 kişilik muazzam bir sahne ge-
risi ekibi vardı; demircisinden kaynakçı-
sına. brandacısından idari personeline.
orkestra dü/enlevicisinden sahne amiri-
ne kadar... Bütün sanatçılara müteşekki-
riz. göriinmeyen kahramanlara şükran
borçluvuz. Bir kreşendo var Lirik Tarih
Gösterisi açısından. Habitat'ta Açıkhava
Tiyatrosu'nda binlerle sıııırlıvdı. TRT ka-
nali) la vay uı vapılmıştı. ama 6 kamerav-
la a> nntılı çekim değildL E\po'da yurtdt-
şı coşkusu, hevecanı vardı, 8 bin kişi izle-
mişti Şimdi doruğa ulaşıJdı. Taksim'de
on binler, tek'vizyonda milyonlar izledi.
Eşzamanlı olarak hem televizyona >öne-
lik. hem canlı olay ı zinde tutarak böv le bir
şeyin kntanlması çok hoş. Biz çok mutlu-
vuz. V'aptığımız iş bu kadar geniş kitleler-
ce vankı buldu."
'Tek isteğidans etmekti,
Upolîtikayla ügttenmezdi'
f*9f KültürSenisi-Rudotf.Nurejevm
Fransa'ya sığınmasıv la ılgılı venı bel-
gelerortayaçıktı. DianeSoh^ay'ınka-
leme aldığı 'Nure>ev: His life' adlı >e-
nı bir kıtapta Nureyev 'in
sanılanın aksıne
Fransa'dan koruma
ıstemediği, yalnız-
cakaçmakıçın Ki-
rov Balesi ve Sov-
yet ajanları ara-
Rudolf
Nure>e\ 'in
Fransa'ya
sığınmasıyla
ilgili veni
belgeler
ortava çıkta.
sındaki ilişkilerini
kullandığı söylenıyor.
Yüzyılın en ıyi baletı
sayılan RudolfNureyev.
özgür yaşamın ılk
adımlarını 1961 yı-
lında. BourgetHava-
alanı "nda Fransız po-
lısıne sığınarak atmış-
tı 1993 yılında uzun
süre mücadele ettıgı
AIDS'eyenilerekyi-
ne Fransa'da yaşama
veda eden Nureyev,
Kirov BaleToplulu-
ğu'nun çıktıgı
AvTupaturnesı sı-
rasında fılmlere
taşçıkartacaknı-
teliktekı bir se-
naryoy la Fransa ya
sığınmn, önce Fran-
sa daha sonra Ingıl-
tereveAmenkacla
sanat yaşam ını sür-
dürmüştü.
b
Son günlerde Nureyev'le ilgili olarak or-
tayaçıkanlangızlı KGBdosyalarındakıbil-
giler konuşuluyor. Bu bilgilere göre sığın-
ma talebınde bulunmayan Nureyev. kaçmak
için Kirov Balesi sanat yönetmenleri ve üst
düzey Sovyet ajanlarla olan ilışkilenni kul-
landı.
Aynca bu bilgilere göre Kirov 'un saııat yö-
netmenleri ve Paris'tekı Sovyet Elçılığı.
KGB'nınNureyev'ınRusya'yagengönde-
rılmesiyle ilgili ıki talebini reddettiğinde
Nurevev, henüz sığınma talcbinde bulun-
mamıştı. Solvvay. kitabındayeralanbil-
gilen şu anda halka kapalı olan
JhfiW_ Sovyet arşivinden elde et-
^ ^ ^ | J 5 mış Nureyev'ın kaçışının
önceden planlandığına ına-
nılsa da Solvvay'ın sanatçıya yakın olan 200
kışiyle yaptıgı sö>leşıde Nurevev'ın Avru-
pa turnesı sonunda Rusya'ya gerı dönmek
ıstedıği ortava çıkıvor KGB. Nurevev'in
turneyıvarımbırakarakRusyayadönmesi-
nı talepettığınde Kirov Balesi ve Sovyet El-
çıliği. buna ızın vermemıştı.
Turnekapsamında Londra'ya uçmak üze-
re bekleven Nureyev 'e Rusya'ya dönmesı ge-
rektiğı söylendiğinde çok üzülen sanatçı ay-
nı zamanda ölümle de tehdıt edilmış. Nu-
reyev, arkadaşlanna \e kendısıne göçmen
vızesı vererek Fransa'va sığınmasını sağla-
v an Fransız sınır polısi Gregory Alexinskv "ye
durumu anlatma ımkânı bulmuştu.
Solvvav. Sovyet hükümetinin Nurevev "i
polıtık ve bırey sel özgürlük kahramanı yap-
tığını behrterek Nurevev'in tek ısteğinın
dans etmek olduğunu ve polıtıkayla ılgılen-
medığını söylüvor. Solvvav. Nureyev"ın va-
şamının sonuna dek aıle özlemı çektiğını
belırterek "Yaşamı çok renkli ve lüks içinde
gibi göriinse de özgürlüğünün bedeli. anne-
sini ölümüne dek görememesi oldu. KGB so-
nuna kadar onu cezalandırdı" divor.
Afife'nin dramı sahnede
KültürSenisi-Türkıye'nın
ılk kadın tı> atro oy uncusu Afi-
fe JaJe'nin hayatı 2 perdelık
modem bir yapıt olarak sahne-
lenivor Halk Sıgorta'nın va-
pımcılıgını üstlendığı ve Dev-
let Opera ve Balesi Genel Mü-
dürlüğü Modern Dans Toplu-
luğu tarafından sergilenecek
olan yapıt Aralık ayında sa-
natseverlerle buluşacak.
Halk Sıgorta tarafından
Cumhunyetın 75. y ılma. Türk
balesının 50. yılına ve Halk
Sıgorta'nın 55. v ılına bir arma-
ğan olarak hazırlanan Afıfe,
tıyatro sahnelennden parlayan
bir jıldızın sıra dışı vaşamını
danssahnelerinetaşıyacak. İs-
tanbul Atatürk Kültür Merke-
zi'nde 8 Aralık'ta Dünya Prömiyeri ve 9
Aralık'ta bıletlı göstenmı yapılacak olan
Afife'nin koreografisı Beyhan Murphy
tarafından hazırlanıyor. Prodüksıyonun
müzıkleri iseTurgay Erdener'eaıt. İstan-
bul'daki ıki gösterinin şeflığını de Ren-
gim Gökmen listlenecek. Afıfe Jale'nin
> aşamının dört dönem halınde anlatılaca-
ğı >apıtta Meriç Sümen de konuk sanatçı
olarak Afıfe'vı canlandıracak.
FUARDA YENİ YAYINLAR... FUARDA YENİ YAYINLAR... FUARDA YENİ YAYINLAR... FUARDA YENİ YAYINLAR..
Kültür Senisi - Cumhu-
riyet Kitap Kulübü bu yıl
fuarda okurlannın karşısı-
na Cumhuriyet Kitapları
dizisinden dokuz yenı ya-
yinla çıkıyor.
İlhan Selçuk'un Enel
Hakkın Hakkı adlı yapı
tındaotuz altı yıllık bırza-
man dilımınde Cumhuri-
yetin Pencere köşesinde
yayımladığı, Alev i-Bekta-
şi toplumunun çığlığına
terLun'.an olan yazıian biraraya geliyor. MhaseÜk-
nur'un katkısıyla yayına hazırlanan kitapta Man-
sur'un. Nesimi'nin, Pir Sultanın ve Hatavi'nin.
kısacası Enel-Hakk deyip de dar'a çekilenlerin hak-
kı sorgulanıyor.
Hikmet Çetinkaya'nın 'Türkiye'nin Şe>1an Üçge-
ni' başlıklı yapıtında 1997 yılı içinde laık, demok-
ratik cumhuriyete saldıran şeriatçı çetelere karşı ka-
leme aldığı yazılan yer alıyor. Kitapta bir araya ge-
len yazılar, maskeleri düşüren. tezgâhlanan oyunla-
n bozan bir gazetecinin soluk aldırmadan sürdürdü-
ğü uğraşın doyurucu ürünleri niteliğini taşıyor.
18. yüzyılda değişik alanlardaki yapıtlanyla ta-
nınan, bilim tarihine ve evrensel ansiklopedilere
geçmiş önemli bir bilgin olan Boğdan Prensı ve
Voyvodası Dimitri Kantemir'in "Osmanlı İmpara-
torİuğu'nun Yükseiiş ve Çöküş Tarihi" başlıklı ya-
pıtı bu kez Cumhunyet Kitap Kulübü standlannda
ulaşıvorokura. Kantemır, Doğu ıncelemelen de vap-
tı, kendi buluşu 'Ebced' notasıyla klasik Türk mu-
sikisinin bırçok parçasını ölümsüzleştirdı. Latınce
olarak yazdığı Osmanlı tarihi. İngilizce. Fransızca.
İtalyanca. Almanca ve Romenceye çevnldı. Avru-
pa bilımı çevrelennden büyük ılgi gördü. Yapıtın de-
ğeri. vazann ciltlerin sonuna ekledıği açıklamalar-
la artarken kıtapiar Osmanlı tanhiyle ilgili pek çok
önemli noktayı bılımsel yönden ortava koyuyor.
Türkçeye Romencesınden çevrilen Osmanlı Impa-
ratorluğu'nun Yükseiiş ve Çöküş Tanhı ılk kez 1979
yılında Kültür Bakanlığı'ncayayımlanmıştı. 12 Ey-
lül dönemınde Bakanlık
kendi kıtabını satıştan kal-
dırarak büyük tepkılere yol
açmıştı. Aynı çev ıri 'Cum-
huriyet KitaplarT dızısın-
densansürsüz olarak venı-
den okura sunulııyor.
'Aydınlanmanın Kadın-
lan' adlı >apıt. geçmışı ve
bugünü gelecek kuşaklara
taşımaışlev ını taşıvor. >ec-
la.\rat'ın yayına hazırladı-
ğı kıtabın ıçerığını Cum-
huriyetin kadın haklan dev-
nmınden yararlanan, dev-
rimin gücüv le devTİmin coş-
kusunu yaşamay ı sürdüren
siyaset bilimcı. tarıhçi. hu-
kukçu. doktor. mühendıs.
sendikacı. gazeteci. ıktısat-
çı, felsefeci, dilbilimcı. folk-
lor araştırmacısı. coğrafya-
cı. edebiyatçı. tiyatro sa-
natçısı gibi değişik uzman-
lık alanlanndan yirmi beş
kadının kaleme aldıklan
makaleler oluşturuvor
Cstün.Akmen'BirGünlükDost' adlı kitabında sa-
natsal bir şölene dönüştürülen gezılennden kalan
duygu. düşünce ve yorumlannı aktanyor Yazar de-
ğişik nedenlerle çıktığı gezilerde 'öteki ben'ini ya-
kalayış serüvenıni paylaşıyorokurlanyla.
Alevılik. Bektaşilik tanhıne ışık tutan bir başka
vapıt da Prof. Dr. Madame İrene VfelikofTun kale-
mınde ulaşıyor okura Türkolojı dünyasının tanın-
mış adlarından Melıkoff 'Hacı Bektaş Efsaneden
Gerçeğe" adlı kitapta on üçüncü yüzyıldan başlaya-
rak Türkıye'de halk ınanışının tanhı. Aiev ılik, Bek-
taşilik adian ile tanınan ınanışın oluşumu, bir halk
ermışı olan Hacı Bektaş'a bağlı bu ıki belırgın ko-
lun inanç v e edimleri, edebıyatlan, çagımızdaki ev -
rımlen ve yönelımleri ıncelıvor.
Feridun Andaç'ın 'Söz Lçlan Yazı Burçlan' adlı
yapıtı: düşün, yazm ve kültür iktımımızı renklendi-
ren, buna yapıtlanyla biçim verıp. kımlıklenyle de-
rın bir ız bırakan sanatçılar üzerine yazdığı deneme-
lerdenoluşuyor. Andaç'ın denemelenNurullahAtaç,
\edat Günyol. Abidin Dino. Bedri Rahmi Evuboğlu.
Ariz Nesin, Salâh Birsel. Orhan Asena, Oktay .\kbal.
Yaşar kemal, Memet Fuat Fethi NacL Fakir Bay kurt,
AdaJet Ağaoğlu, Mehmet H. Doğan. Onat Kutlar. V ıl-
maz Güney v e Fiisun Akatü'yı buluşturuyor
Muzaffer Buyrukçu ıse 'L'cu Güllü Kundura" ad-
lı vapıtında 'Kavga' ve 'DarSokaklardakiDuman'
kitaplanyla edebıyata kazandırdığı Balkanlı göç-
men ailesinin yeni bir olayına ışık tutuyor.
Türkan Savlan ıse
'Cumhuriyet'in BireyiOI-
mak" adlı yapıtıyla bulu-
şuyor okurlarla Saylan
Türkiye Cumhunyeti'nin
75. yılı nedeniyle kaleme
aldığı kitabında politika-
dan özel yaşantımıza, ay-
dınlanma sürecındekı ka-
dından kadın haklarına.
eğitımden gençlığe toplu-
mun pek çok sorununa
deöinivor.
KÖŞEBENT
ENİS BATUR
Sefa Kaplan
Her şeyı ertelıyor Türkiye. Büyük, acil sorunlannı
çözmeyi ertelemekte sakınca görmeyen bir ülke Tar-
kan'ın askerliğınl niye ileri bırtarihe atmasın? Levent
Kırca'nın Deniz Baykal'la sahnede buluşarak açlık
grevini ertelediğıni duyurduğu gece, artık bu konu-
da ne söylense boş aşamasına gelindiği andı benim
açımdan, kilitlendim kaldım. Gözümün önünden hız-
la yüzler aktı, Ragıp Duran'dan geçtim. geldim Se-
fa Kaplan'ın yüzünde dondum: Düşündüklerini ıfa-
de ettiklen için hapse atılan, sürgüne gönderilen ya-
zarlannın önünde ses çıkarmayı erteleyenlerşimdi ne-
den koro kurmuşlardı?
Bu sorunun açıkyanıtını korodakılenn vermesi bek-
lenir. Kendi payıma ben, bu aşamada Sefa Kaplan'ın,
Aktüel'de çıkmış iki yazısı nedeniyle yaklaşık 7 yıla
mahkûm oluşunu, bu nedenle sürgüne çıkışını anım-
satmak ıstıyorum. Üstelik kendi görüşlerinden dola-
yı değil, piyasada ve kutuphanelerde herkesin kolay-
cana ulaşabileceği metinleri yazılarına aktardığı için
cezalandırıldı Kaplan. Söz konusu görüşlere katılmı-
yorum aynca, sorunum başka burada: Neden, su-
sarak, bu ceza paylaşıldı diyorum.
Sefa Kaplan'ın mesleği. varoluş biçimi değildi ga-
zetecilik, hayat çarklarını döndürmek ıçın yaptığı ış-
ti bu: Şiirieriyle döndüremezdi o çarkı, edebıyata tut-
kusunun bir yaran olamazdı yaşama pratığınde: Ço-
ğumuz gibi ikıye böldü hayatını. Demek bu bedel
yetmıyormuş.
Benim kuşağımın en sancılı temsilcilerinden biri Se-
fa Kaplan. Şairliğini toplumsal bir hüviyet kartı çıkar-
mak için kullanmadı hiç, duyariığıyla kelimeler arası-
na tehlıkeli bir trapez durumu gerdı, üstelik ıpin altı-
na file yerieştirmeyi de kabullenmedi. 1985'te kesiş-
ti yollanmız. Sürgüne çıkışına dek, her yıl üç-dört kez
bir araya gelir, trapez denklemlerini tokuştururduk.
Farklı değer yargılarına sahibiz onunla; farklı ina-
nışlara, farklı kültür anlayışına, sıyası açılara. Dostlu-
ğumuzun alışılmadık boyutu, bu farklılıkları önemse-
mememizden doğdu, gelişti: Onlara bakıp gerilebi-
lirdık, bizı yakınlaştıran kesitler üzerinde ilişkimizi de-
rinleştirmeyı başardık. Söylediğım kadar kolay ol-
madı: Sivri yanlarımızı birbirimize batırarak uzaklaş-
mamız işten değildi.
Sefa'nın şiiri, kitaplanna ve aldığı Necatigil ödülü-
ne karşın, gereğınce görülmemıştır. Bıraz da göste-
rişten kaçınan biri olmasına bağlanabilir bu. Yakın-
dan bakılmadığı için, geleneksel formlara bağlılığıy-
la sınırlı yorumlara hapsedildi şiiri. Sürgüne gıdeli be-
ri yazdıklannı dikkatle okudum, onları günışığına çı-
kardığında hakkındaki değerlendirmelenn yetersizli-
ği ortaya çıkacaktır.
Sefa Kaplan, buradayken de bir tur surgünün, bir
iç surgünün içinden geçıyordu takvımın ortasından.
Koyu, kopkoyu bir adam. Büyük bir buhranın kom-
şusu. Yüzünü karartan melankolısı onu bir ucu açık-
ta kalmış elektnk kablosuna dönüştürüverir. Şimdi uzak-
tan geçiyor kurduğu yüksek gerilim hattı.
Ne kadar sürecek bu sürgün koşulu? Sefa Kap-
lan'a hak veriyorum: 7 yıl hapiste kalamaz, çatlardı.
Orada neleryapıyordur? Istanbul'unu, dostlannı, kav-
galannı, denize karşı kuracağı rakı masasını düşünür-
ken. düşlerken trapez çıtasını olmadık bir hizaya çı-
karmasından korkanm.
Hey erteteyeoter: Haberiniz var mı, olur mu? Olsa
neı
Yetmiş yayıncı TÜYAP
yönetimini protesto etti
Kültür Servisi - Türkiye
Yayıncılar Bıriiğı 2. Baş-
kanı Çetin Tüzüner, AFA
Yaymlan'nın 17. TÜYAP
Istanbul Kitap Fuan'naalın-
mamasıyla ilgili olarak TÜ-
YAP'! kmavan bıraçıkla-
ma yaptı.
Açıklamada şu sözlere
yer veriliyor "TÜYAP
Tüm Fuarcıhk AŞ tarafin-
dandüzenlenen 17. İstanbul
Kitap Fuan'nda Yönetim
Kurulu Başkanımız Atıl
Ant'ın yönettiği AFA Ya-
vınlan bu yıl alınmamıştır.
.\FA Yavınlaru İstanbul
Kitap Fuan'na. dü/enü ola-
rak kablnnşür. TL \AP Fu-
arcılık Şirketi ile AFA Ya-
vınlan arasında hiçbir an-
laşmazlıksöz konusu değil-
dir." Türkıve Yayıncılar
Bırlıği'ninşahsındayayın-
cılaragözdağı venlmek ıs-
tendığını belirten Tüzüner.
bunu çağdışı tüccar zıhni-
yetı olarak tanımladı: "TL'-
\ AP v önetimi. Türkive Ya-
\incıİar Biıiiği ile olan an-
laşmazlığını demokratik
olarak kamuoyu önünde
tarnşarakva da hukuki>ol-
lardan çözemediği içinçağ-
dışı bir tüccar /jhnivetivle
davranmaktadır. AFA Sa-
yınları'nı İstanbul Kitap
Fuan'na almavarak >-a>>
nevinin haklannı açıkçaçiğ-
nemiştir. Fuarcılık şirketi,
vavmcılann en doğal hak-
kı olan kendi fuarlannda
söz sahibi olunmasu Türk
vavıncılanna v akışır bir fu-
ardüzenlenmesi, gerçekbir
kitap fuan oluşturulması
taleplerini çözüme ulaşnr-
makverineçağdışı yöntem-
leri uygulamava kmmak-
tadır. TL VAP vönetimi bu
tür davranışlarla bir vere
vanlmayacağını bilmeÛdir.
Hiçbir ahlaki taviıia bağ-
daşmavan bu karan alan
TUYAP>önetimini kınıvo-
ruz."
Ayrıca 70 yayınevi de
TÜYAP'ın tavnnı "keyfi
bir uygulama"olarak nite-
lendırerek protesto ettı.
Stand No:85-86 (Alt kat) Tüyap Sergi Salonu Tepebası-lstanbul