16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 KASIM 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Genel Yaym Koordinatörümüz Hikmet Çetinkaya, La Stampa gazetesiyle yaptığı söyleşide PKK konusunda uyardı 'Italya hükünıeti yanlış yapıyor'CUMHUR CANBAZOĞLU ROMA- Italya'nın yüksek tirajlı gaze- telerinden La Stampa, "İtahanlar, yanlış yapıyorsunuz" başlığı altında Cumhunyet Gazetesi GeneJ Yayın Koordinatörü ve ya- zan Hikmet Çetinkaya ile yapılan söyle- şiye yer verdı. ttalya'nın etkili gazetelennden biri olan La Stampa"da dün yayımlanan söyleşiyi gerçekleştiren Mimmo Candito, yazının girişinde Türkiye için şu >orumu vaptı: -Politikacılarmc>danlardaağır eleştiri- lerde bulunu>or. Tıcaret adamlan televiz- \onda ekonomik boykottan söz edhor. Halk ise düşmanuı bayrağuu \akmak zo- runda hîssediyor kendisini ve bir anda o tatü. nazik Türkiye, İtaiyanca büe konuş- maktan korkulan bir ülke haline geliyor..." Cumhunyet gazetes;nin Türkiye'deki üç önemlı gazeteden biri olduğu behrtilen yazıda, gazetenin geçmişten gelen demok- rat görüşünün bedelini dönem dönem ağır faturalarla ödediği \'urgulandı. Çetinka- ya'nın 1980 askeri müdahalesinde hapse atılıp işkence gördüğü belirtilen söyleşi- ye. Çetinkaya'nın "Biz demokraüar için Ocalan bir teröristtir" sözü de ikinci baş- lık olarak atıldı. La Stampa'da Çetinkaya ile yapılan söyleşı şö>le yer aldı: - Neden hapse aolmıştmız? Çünkii solcuydum. Her şey bundan doğdu. Ama benim yaşadığım bu bireysel durumun, bugûn kendini Marksist ve Le- ninıst diye tanıtan Ocalan'ın durumuyla uzaktan yakından alakası yok. Çünkii bun- lann ne Marksizmle ne de proleterdurum- la alakası yok. - Peki o zaman Ocalan nedir? Yalnızca bir teröristtir. -Ffcki PKK nedir? O da bir terönst organizasyondur. - Ama bir ulusal kurtuluş hareketinden söz ediliyor? Türkiye bir mozaiktir. Burada Kürt, Türk, Arnavut, Arap, Yugoslav bir arada yaşar. 26 etnik grup ve 5 din bu toprakta, dünyanın bu köşesinde her zaman birlik- te yaşamayı bildi. Kimse kimseyi silmek istemedi. - Ama Güneydoğu'da sıkıyönetim uy- gulanıyor? Güneydoğu'da 14 yıldır açıklanmamış bir savaş var. Bunu da PKK başlattı. - Onlar bağımsızuk va da yalnızca oto- nomi istiyorlar. Bu bir demokratik istem değilmi? Terorizmde demokrasi yoktur. Teroriz- min sağı solu olmaz. Terör, yalnızca de- mokrasinin celladıdır. - Ama sıkryönetim var. Askerler, silab- lar, yakıian köyier_. Bu da bir demokrasi değfldir. Orada sıkıyönetim yok. Türkiye'nin de- mokrasiye ihtiyacı var. Ama her savaşın arkasında da hep ekonomik nedenJer var- dır. Güneydoğu'daki az gelişmişlik bu kri- zin en önem)i nedenidir. - Yani bu azınJıklann sorunu, Türki- ye'nin modernizasyonunda tam anlanuy- la yer alamamalan mı? Kürtler bir azınlık degildır. Onlar top- lumun her biriminde yer alıyorlar. Arala- nnda bankacılar, ticaret adamlan, gene- raller vardır. Hatta Cumhurbaşkanı Turgut Özal da bır Kürttü. - Gizü savaş nereden çılayor peki? Bunun arkasında farklı nedenler var. ltalya ile Türkiye mafyaya karşı bırlikte savaş veren iki ülke. Mafya da uyuşturu- cu ve sılah kaçakçılığı yaparak ayakta du- ruyor. Bızim yazanmız Uğur Mumcu, po- lıtikayla mafya arasındaki ilışkilen ortaya çıkarmaya başlamışken öldürüldü. Sızde Tatihiçeşme onanldı 1982 yılında, yol yapını çalışmalan sırasında \ ıkılan 236 yaşındaki "Yahya Efendi Çesmesi", 16 yıl aradan sonra ıstanbul Ünhersitesi'nce onanlarak esld haline getirildi. İstanbul Üniversitesi (tÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi bahçesinde bulunan tarihi çeşmenin açıhşmı, eski ft> Rektörii Prof. Dr. Biilcnt Berkarda vaptı. Açüış için düzenlenen törende konuşan İL Rektörii kemal Alemdaroğlu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nin dekanlık binasuun da ashna uygun biçimde restore edileceğini belirtti. Fakülfe dekanı Prof. Dr. Ahmet Özbal da çeşmenin yeniden onanmında emeği geçen herkese teşekkür ettL de savcılar sürekli koruma altında yaşı- yorlar... Ne Türkiye ne ltalya, uluslarara- sı mafyanın işleyiş mekanızmasını daha ortaya çıkartamadı. -Ya kan.öiülerve bu baskılar ne otuyor? Burada askerler ölüyor, sivil halk ölü- yor, PKK aynca Kürt kadmlan ve çocuk- lan da öldürdü. Bu savaşta insan haklan ağır yaralar aldı. Çünkü Türkiye'de hâlâ demokrasi konusunda önemli eksikler var. - Zaten bu konuda işte ttalya ile sorun- larçüayor- Bu tehlikeli bir durum. Herkesi, iki ta- rafı da sakin ve gerçekçi davranmaya da- vet etmeli. - Bir şeye daha dikkat çekmek istiyo- nım. Kürt sorununu \alnızca İtalva orta- ya koymuyor, Avrupa da aynı şeyi söylü- yor_ Bu, Türkiye'nin en önemli kabahatle- rinden biri. Demokrasideki eksiklerden doğuyor tüm bunlar. Aynca bu nedenle Avrupa'ya Kürt sorununu yeterince anla- tamıyor. Bu konu. her şeyden önce bir az gelişmişlik ve feodal yapı sorunu... Bu in- sanlar Izmir, Antalya, Ankara gibi şehir- Iere göç etmek zorunda kalıyorlar hayat- lannı kazanmak için. Örneğin 13 milyon Istanbullunun 8 milyonu o topraklardan gelmiş insanlar. - PKK terorizmini suçlarken Arafat' ı da suçlanuş olmuyor musunuz? Filistinlıler kendi topraklannı geri al- mak için sa\ aştılar. Kürtier ve Türlder ay- nı topraklarda yaşıyorlar. Kürtler bir azın- lık değil, Türkiye Cumhuriyen yuntaşıdır. Gerçekten demokrat olan bir hükümet bu sorunu da çözebilir. Çünkü demokrasi, temsil sistemidır. -Peki, bu sizeeavaklanmalan,cinayetle- ri m a tehditleri durdurabilecek mi? •Bu, genel stratejılerin yarattığı bır sorun. Kürt sorunu soğuk savaş sırasında, Türki- ye'nin N'ATO'nun bir karakolu olduğu do- nemde doğmuştu. Şimdi konu, başka bir büyük oyunun içinde ele alınıyor. Bu oyu- nun içinde tran kartı da var. ABD, Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurma peşinde. Böylelikle hem petrol yollannı hem de Or- tadoğu'yu kontrol edecek. Dolayısıyla sorun gerçekten çok kanşık. Avrupa basınından gerginlik uyarısı 'AB ilgüenmedi, dokunanın eüyanar9 Haber Merkezi - Italyan mahkemesının PKK lideri Abdullah Öcalanın "e\ hapsine alınmak koşuluy la" serbest bırakma k'ararına ge- niş yer \eren yabancı basm, bu gelişmenın Türkiye ile ltalya arasında gerginlıği ıyice arttıracağı yorumunu yaptı. Belçıka'da yayımla- nan Le Soir gazetesi ltalya Başbakanı Massimo D'Ale- ma'nın AB'den medet um- duğunu belirterek u Ancak AB duymazdan geliyor, çün- kü dokunanıneliyanar" ıfa- delenni kullandı. Italyan gazetesi Corriera Della Sera. dünkü sayısında "Ocalan serbest, Ankara suçluyor" başlığını attı. Ha- berde Almanya'nın Öca- lan'ı istemeyeniyetiolmadı- ğı savlanırken ABD'nin, Dı- şışlen Bakanı Madeleine Albright ile ağırlığmı koyup PKK hderinin Türkiye'ye gen venlmesıni sağlamaya çalıştığı savunuldu. Haber- de aynca ABD Hükümetı sözcüsünün de NATO Genel Sekreten Ja\ier Solana'ya. PKK'nin bir terör örgütü ol- duğunu \e Ocalan'ın kesın- hkle yargılanması gerektifi- m söyledığı yer aldı. La Republıcca.- Alman Die VVelfe dayanarak verdı- ğı haberde. terorizme son vereceğını açıkiayan Öca- lan'ın PKK'de bölünmelere neden olacağını ılerı sürdü. Habere göre örgütün alt bı- nmlen ses getirecek terönst saldınlan sürdürme eğilı- mınde Yine gazetede yer alan bilgilere göre Vatikan adına görüş bildiren Kardi- nal Achflle Sflvestrini Öca- lan'a gösterilen kolaylıktan hoşnut kaldıklannı dile ge- tirdı. "Öcalan artık tarihe karıştT Öcalan'ın serbest bırakıl- nası Aknan basınında da jeniş olarak ver aldı. Dıe ıVelt gazetesi. hiçbır ülkenin Ücalan'ı istemediğinibehrt- ı. Dıe Welt, "Öcalan, ttaJ- .•a'ya 15 >ildır Türk hükü- netine karşı sürdürdüğü sa- aşını Avrupa ve dünya sah- ıesinde sürdürmek için ve lih'nçli olarak geçti" dedı. îazetede yer alan bir yorum laberde de "Öcalanarnk ta- ihe kanştı'" denildı. Öcalan'ın siyasi sığınma îlebiyle Italya"ya gidişin- len bu yana olayı yakından deyen Ingiliz basını. dün ttalyan mahkemesinın ver- diğı "ev hapsine alınmak ko- şuluyla" serbest bırakma ka- rannı da okurlanna duyur- du. The Tîmes gazetesi, ko- nuyla ılgili haberinde, alman kararın Türkiye ile ltalya arasındaki tansiyonu ıyıce tırmandıran bir adım oldu- ğu yorumunu yaptı. Gazete: ABD. Türkiye'nin "iade ta- lebini" destekler ve PKK'yi kanlı bir terör örgütü olarak tanımlarken, Avrupa Bırlı- ği'nin PKK"nin terönst bır organızasyon olup olmadığı karannı hâlâ verememiş ol- duğuna ışaret etti. The Independent gazete- si de konuyla ılgili habenn- de. Italya'nın artığı son adımla Türkiye'den güçlü bır uyan aldığını. Başbakan Mesut Yümaz'ın Italya'yı. "\apüan her ağır hatanın bir bedeli olacağı unutulmasın" diyerek uyardığuıı \ urgula- dı. Aynı haberi, "İtaha .\po'\Ti serbest bıraktT baş- lığı> la duyııran The Guar- dian da Yılmaz'ın. NATO üyesı ülkelerin teronzme karşı bırlikte mücadele ede- ceklerine daır imzaladıklan anlaşmaya dayanarak. NA- TO Genel Sekreteri Javier Solana'ya olan-bıtene mü- dahale etmesi yolunda çağn > apmaya hazırlandıgım kay- detti. 'Bonn, Öcalan'dan vazgeçti' Belçika'da yayımlanan muhafazakâr "La İibre Bel- gique" gazetesi. "Bonn, Öcalan'dan vazgeçerek An- kara ile Roma'yı karşı kar- şıya bıraku'' başlıklı habe- rinde, Italyanlann, Öca- lan'ın tutukluluk halıni kal- dırmalannın başkentteki bir- kaç yüz PKK'linin zafer ni- dalan ile karşılandığıru yaz- dı. "Le Soir" gazetesi ise "Türkiye'nin tehdideri, ABD'nin yoğun baskısı, iç muhalefetin tavn, Başbakan \'ılmaz ile görüşme girişimi- nin başarısu olması" diye sı- raladığı nedenlerle "İtafya Başbakanı köşeye sıkıştı" de- ğerlendirmesini yaptı. Yunan basını da Öca- lan'ın tutukluluk halinin kal- dınlmasının, Türkiye'yi tüm Avrupa'yı tehdit etme nok- tasına getirdiğjni savundu. Fransa'da yayunlanan Lı- beration gazetesinde çıkan bır yazıda da ttalya'nın PKK yüzünden tam bir tuza- ğa düştüğu belirtildı. DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYtN BAŞ Arjantin'de Fiyasko Birieşmiş Milletler'in, Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te161 ülkenin katılımıyla 2 Kasım'dabaşlayan ve 14 Kasım'a kadar süren lklim Konferansı'nda yi- ne sonuç alınamamış, 'anlaşmazlıklar' bir başka zir- veye havale edilerek 'top' bir kez daha 'taca' atıl- mıştır. Dünyanın önde gelen gazetelerinin, olayı "Bu- enos Aires 'te dağ fare doğurdu, üstelik bu fare ane- mik" şeklinde vermeleri, sorunun ileri bir tarihte çö- züme ulaşabileceği olasılığını da ortadan kaldınyor. Görünen o ki, gezegenimiz, çözüm yönünde dişe dokunur hiçbir somut adım atılmadan, bugün oldu- ğu gibi yann da El Nino'lann, Mitch'lerin gazabı kar- şısında bütünüyle korumasızdır. Aslında gezegeni tehdit eden iklim dengesizlikle- rine neden olan etkenlerin çevreye ve canlılara ver- diği zararlann önlenmesine ilişkin çabalaryok değil. Seksenli yıllarda güç kazanan çevre bilinci, ülkele- rin konuyla ilgili somut adımlar atma yönünde çaba göstermelerine yol açmıştır. Bilimsel araştırmalann da ortaya koyduğu gibi, iklim dengesizlikleri, karbon emisyonlannın koruyucu ozon tabakasını zayrflata- rak 'sera etkisi'ni aşın ölçülerde arttırması sonucu ısının yükselmesinden kaynaklanmaktadır. İklim kar- maşasının nedeni sayılan karbon emisyonlan, bu- günküdüzeyindetutulup, giderekazaltılmak bir ya- na, sürekli artmakta ve küresel tehdidi önlenmesi olanaksız boyutlara ulaştınnaktadır. Buna karşılık, katı ve sıvı yakıtlardan kaynaklanan karbon gazı emisyonlannı önce bugünkü düzeyinde noktalayıp, sonra datedrici bir biçimde azattmak, kuşkusuz, ko- lay deği). İklim zirvelerinin Rio'dan Kyoto'ya, New York'tan Buenos Aires'e başanya ulaşamamasının başlıca nedeni de bu. Sıvı ve katı yakıt sanayinin, kalkınmanın olmazsa olmaz aracı. Ancak yine de alınması mümkün önlemler yok değil. Önce saptan- ması gereken şudur: İklim dengesizliklennin yaratı- cısı, atmosfere aşın ölçülerde karbon emisyonu gön- deren zengin ülkelerdir. Bu konuda başı çeken ise Birleşik Devletler'dir. Birleşik Amerika, atmosfere en çok karbondioksit gönderen on üç sanayi ülkesi arasında, 4.8 milyon ton'la (kişi başına 19.13 ton) en önde yer almaktadır. Onu Çin, Rusya, Japonya, AJ- manya, Hindistan, Ukrayna, Kanada, ltalya, Fran- sa, Güney Kore ve Meksika izlemektedir. Biraz da bu nedenle 1992 Rio Zin'esi öncesinde, Paris'te binlerce hükümetlerdışı örgütün (ONG) katılımıyla düzenlenen konferansta, 'sanayileşmiş ülkelerin, dünyanın geri kalan bölümüne ödemeleri gereken çevresel borçlan olduğu' düşüncesi üzerine temel- lendirilmiş bir 'yurttaş eylemplanı' hazırtanmış ve zir- venin dikkatine sunulmuştu. Plan, gelişmekte olan ülkeleri de 'kalkınma modellerini' tezelden değişti- rerek sürekli ve uzun erimli bir kalkınma için 'çevre- ye'saygılı, sosyal alanda 'daha düTüsf'yollarbenim- semeye çağırıyordu. Ne var ki, bu aklı başında çağnlara ne Rio, ne Kyoto ne de Buenos Aires zirvesinde kulak verilme- miştir. Birleşik Devletler, Arjantin Zirvesi öncesinde, savsaklayıp durduğu karbon emisyonunu 1990'a göre bugünden 2010 yılına kadar yüzde 7 oranında düşürmesini öngören Kyoto Protokolü'nü imzala- mıştır. Ama iklimsel felaketlerin baş sorumlusu ol- masına, enerji tüketimindeki dillere destan savur- ganlığının herkes tarafından bilinmesine karştn, bu kez de, 'karbon emisyonu indirimine önce geliş- mekte olan ülkeler' başlasın diye tutturmuştur. Bir- leşik Devletler, aslında bu uzlaşmaz tutumuyla yü- kümlülüklerinden sıyrılmak istemektedir. O kadar ki VVashington, pazaryasalannın 'gaz kirienmesini' de içine alacak biçimde genişletilmesini talep etmek- tedir. Böylece sera etkisi yaratan gaz emisyonu hak- kını yoksul ülkelerden satın almanın peşindedir. Kı- saca Birleşik Devletler, dün olduğu gibi bugün de kolay ve tatlı kârian için dünyayı gerçek bir tufanın içine atmakta zerrece sakınca görmeyen güçlü lo- bilerin baskısıyla 'uluslararası anlaşmalarayan'çiz- mektedir. Ve aynca, dünyanın geri kalan bölümüne en çok ekolojik borcu olmasına karşın, borcunu ödemeye de asla niyetli değildir. Aksi halde, Körfez'i bir kez daha vurmak için sadece savaş hazıriıklanna gün- de 1.5 milyar dolar harcayan, yurttaşlannın zararta- n için sigara şirketlerinden 200 milyar dolar kopar- mayı başaran Birleşik Devletler, Orta Amerika'nın • küçük ülkelerini kasıp kavurarak otuz bin insanın ölümüne, yüz binlercesinin evsiz barksız kalmasına yol açan, bizzat sorumlusu olduğu iklimsel felaket için, bu ülkelere göndere göndere başkanın ve baş- kan yardımcısının eşleriyle bir avuç dolar gönder- meklemiyetinirdi?.. Ocalan uluslararası DİSCOVERY'CHÂNNEL ~" zârvede konuşuldu 24SAAT YAYINDA EĞİIİME DLAN KATKIMIZI ARTIRMAK AMACİYL artık 24 Saat yayıı Dİscovery Channel'ın yeni adresi S Bandı 35. Kanai CHANNEL « e k l a ı t t p a z ı r l a n a : E l ı k t r s ı H f a T ı l : (1112) 27S SE 7? Faks. { ( 2 1 2 ) 2S7 31 87 D Ü N Y A M I Z İ K E Ş F I D E Ü M BAKÛ/ZAGREB (AA) - Azerbaycan Cumhurbaşkam Haydar AByev ile Azerbay- can Halk Cephesi Partisi Ge- nel Başkan Yarduncısı Ali Kerünov PKK lideri Abdul- lah Öcalan'ın Türkiye'ye ia- de edilmesi gerektiğini be- lirttiler. Zagreb'de gerçekleş- tirilen Orta Avrupa Girişimi Hükümet Başkanlan ve Dı- şişleri Bakanİan zirvesinde de aynı konu ele alınırken toplantıya katılan liderlerin bu konuda açık tavır almak- tan çekindikleri gözlendi. Azerbaycan Cumhurbaş- kanı Haydar Aliyev, Türki- ye'nin Bakû Büyükelçisi Kadri Ecvet Tezcan'ı kabu- lünde yaptığı konuşmada, in- sanlara, topluma ve devlete karşı çağunızın en büyük su- çu olan terorizmin sorumlu- lannın asla affedilemeyece- ğini belirtti. Aliyev, "Biz bö- lücü örgütte mücadelenin acunasız bir şekilde sürdü- riilmesinden yana>ız" dedi. Aliyev, bölücü örgütün başı- nın yakalanmasımn önernlı bir gelişme olduğunu belir- tirken Türkiye'ye iade edil- mesi ve hakİcındaki cezanın Türkiye hükümeti tarafindan verilmesi gerektiğini de vur- guladı. Aliyev bu arada, Azerbay- can'da muhalefetin, iktidar- daki bazı çevreleri PKK ile ılişkilendirmek istediğini de anımsattığı konuşmasında, bunu "çirkinbirguTŞJm" ola- rak nıtelendirdi. Türkiye'nin, Öcalan'ın ia- desiyle ilgili isteğıni er geç gerçekleştireceğine inandı- ğını belirten Azerbaycan Halk Cephesi Partisi Genel Basjcan Yarduncısı Kerimov da, Interpol'ce aranan ulus- lararası bir teröristin yaka- landığı zaman suç işlediği ül- keye iade edilmesinin ulusla- rarası hukuka saygı gösteren bütün devletlerin görevi ol- duğunu vurguladı. Kerimov. Türkiye'nin Öcalan'ın iade- si talebinin uluslararası hu- kuka uygun olduğımu. An- kara'nın istediği formüle ya- km bir çözüme ulaşılacağına inandığmı söyledi. Orta Avrupa Girişimi (CEt) Hükümet Başkanlan ve Dışişleri Bakanlan zirve- si nedeniyle Zagreb'de bulu- nan Bulgaristan Başbakam tvan Kostov. hükümetinin PKK tavn konusunda bir açıklama yapmak istemedi. Kostov, "Bulgaristan'ı ilgi- iendirmeven bir konuda, Ocalan konusundaneden bir görüş açıklamak zorunda ol- duğumuzu anlavanu vorum " demekle yetindı. AGlT Dönem Başkanhğı- nı yürüten Polonya Dışişleri Bakanı Bronisian Geremek "Bu sorun adaletindindedir. Bu nedenle adaletin böyle bir durvımda ne >apması gerek- tiğini söyleyemem" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle