Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22KASIM1996PAZAP
12 PAZAR KONUGU
Avrupa Birliği 'nin Ankara'dakitemsilcisi Karen Fogg, Türkiye 'nin elindeki zenginliğin farkında olmadığını söylüyor
'Çok kültürlütoplum anlayışıyok'* J C_/y V C / ^ J Türkiye'nin AB'yle yıllar öncesine dayanan
anlaşmazlıklan hâlâ aşılabilmiş değil. Bu anlaşmazlık ve sürtüşmeler geçen yıl
Aralık ayında düzenlenen Lüksemburg'daki AB zirvesinde aday ülkelerle ilgili
alınan kararlar ve Türkiye'nin bunun dışında bırakılmasıyla daha da ciddi bir
biçim aldı. AB. daha sonra Türkiye'yi son aday ülke olarak benimseme yolunu
•seçtiyse de bu Ankara'yı tatmin etmekten uzak kaldı. AB, Türkiye'yi neden kol
mesafesinde tutmak istiyordu. Bu sadece kültürel bir sorun muydu? Yoksa
altmda yatan başka nedenler de var mıydı? Türkiye'de ordunun rolü AB
ülkelerini neden rahatsız ediyordu? Iki tarafta da neden karşılıklı yaklaşımlarda
belirsizlik egemendi? Türkiye'nin son yıllarda bir kara para cenneti haline
gelmesi ve yolsuzluk olaylannm bir bir ortaya dökülmesi AB'nin tutumunu
nasıl etkiliyordu? Bütün bu sorulara, AB'nin Temmuz ayından beri Ankara
temsilcisi olan Karen Fogg'la konuşmamızda yanıt aradık.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
ı Avrupa
1
nin Türkiye'yi kolmesafesin-
de tutmak istemesinin bir nedeni de acaba kül-
tür konusu mu?
POGG - Bir kere şunu unutmamak gerekir ki
Avrupa homojen bir yapıya sahip değil. özel-
ükle Batı Avrupa'da Türklere bakış açısı çeşit-
li nedenlerden oluşuyor. Bir kere, Türkiye'nin
özellikle kırsal kesimlerinden gelen göçmen
Türkler var.
Avrupa'ya tek gözlükle bakanlar bulunuyor.
Bunlar klasik, 1960'lardan kalma görüşe sahip-
ler. Ama AB genişledikçe çok kültürlü bir top-
luluk haline dönüşüyor. Bunu ıyi görmek la-
zım. Bu da bir yanda zayıflığı. bir yanda da güç-
lülüğünü oluşturuyor.
Bir başka konu da. Avrupalı toplumlann çok
dinli oluşlan. Bünyelerinde pek çok Hıristiyan
mezhepleri var. Bu mezheplerin aralannda da
sık sık gerginlikler oluyor.
Aynca Musevıler. ateistler, Müslümanlar vb.
bu toplumlarda yan yana yaşıyor. Bakın lslam,
tngiltere'de, Fransa'da ikinci din durumunda.
Bütün bunlar yaşamın gerçekleri.
•••M Müslümanlarla yan yana yaşayanbu
Avrupalılar, özellikle de politik İslamı savu-
nanlarla yan yana yaşayan Hıristiyanlar aca-
ba lslam 'a tepki duymuyorlar mı?
FOGG - Her grupta aşın uçlar vardır. Avru-
palılann sade Müslümanlan tehlikeli Islam kök-
tendincileriyle bir tuttuklan ya da aynı kefeye
koyduklannı sanmıyorum.
Burada bir örnek vereyim. Yirmi yaşın allın-
daki bütün gençleri ırkçı dazlaklarla bir tutama-
dığınız gibi sade Müslümanlan da aşın şeriat-
çılarlabirtutamazsınız. Sanıyorum, Avrupa ka-
muoylannda neyin ne olduğunu ayırt edecek
yeterli zekâ ve sağduyu bulunuyor.
M M B i öğrendiğimegöresizin Türkiye'deas-
kerlerin rolüyle ilgili bir görüşünüz var. Bunu
bize anlatır mtstnız?
FOGG - Bunu daha tam olarak kestirebilmiş
değilim. Bilebildiğim bir tek şey var. Türkiye'de
ordunun, başka hiçbir Batı Avrupa ülkesinde
olmadığı kadar güçlü bir rolü olduğunu öğren-
dim. Türk kamuoyu orduya derin bir saygı du-
yuyor. Aynca Türkiye'de ordunun pek çok ay-
ncalığa sahip olduğunu, bu ayncalıklann hiç-
bir şekilde de tartışılmadığını biliyorum. Ama
daha. ordunun kendi rolünü nasıl algıladığı ko-
nusunda öğreneceğim çok şey var.
Bu konu beni gerçekten çok ilgilendiriyor.
Aynca merak ettiğim bir nokta da, ordunun, bu
rolünü azaltma yoluna gidip gitmeyeceği, buna
hazır olup olmadığı.
Ordunun Türkiye'deki rolüyle ilgili hiçbir tar-
tışma, hiçbir diyalog açılmadığının da farkında-
yım. Bu da Türkiye'deki tabu sayılan konular-
danbirisı. Buna bir örnek vereyim. SilahlıKuv-
vetler bütçesi parlamentodan hiç tartışmasız ge-
çirilebiliyor. Batı Avrupa ülkelennde sivil siya-
si sistem ordunun üzerinde etkili olduğu için bu
ülkelerde silahlı kuvvetler bütçeleri her zaman
tartışmaya açılabilmektedır.
• H ^ B Peki, şimdiye kadarkonuştuğumuz bu
nedenleryüzünden mi Avrupa Türkiye'ye kuş-
ku ve belirsizlikleyaklaşıyor?
FOGG - Bakın, mesele Türkiye'nin nereye
gittiginin kestinlememesi. Örneğin, ordu gele-
cek için kendisine nasıl bir rol biçiyor? Bunun
yanıtını alabılmeyı çok ısterdim. Biliyorsunuz,
ben Temmuz'dan beri buradayım. Daha öğren-
mem gereken çok şey var.
M i M B Avrupa Komisyonu 1987'de Türki-
ye 'yle ilgiliyayımladığı raporundagüçsüz eko-
nomisi, komşuları, özellikle de Yunanistan 'la
olan sorunları, Kıbrıs sorununun çözüleme-
mesi, insan hakları ihlalleri ve Kürt meselesi
nedeniyle Türkiye'yi eleştiriyordu. AB'nin o
günden bu yana bu bakış açısında değişiklik-
leroldumu?
FOGG - O dönem AB, Türkiye'nin üyelik
başvurusunu incelerken bir yandan da çok cid-
dı biryeniden yapılanma sürecınden geçiyordu.
Maastricht'e hazırlanılıyordu.
TürkJer Gümrük Birliği Anlaşması'ndan sonra
kapılınan hayallerin bir anlamda yanlış olduğu-
nu gördüler. Türkiye, deyim yerindeyse, üyeli-
ğe hazır olma konusunda olgun olmayan bir
kavram geliştirmişti.
Bir de Gümrük Birliği'nin imzalan-
mast sırasmda Basbakan olan Tansu Çiller de
bu anlaşmayı Türkiye için tam üyeliğe hazırlık
olarak takdim etmişti...
FOGG - Bu beklentilerin geliştirilmesinde
tek bir kişiyi suçlamanın da doğru olmadığını
düşünüyorum.
KAREN FOGG
1945, Londra doğumlu. Yükseköğrenimini
Bristol Üniversitesi Ekonomi ve Politika
Bölümü 'nde tamamladı. Belçika, Bruge 'daki
Avrupa Koleji 'nde Avrupa 'yla entegrasyon
konusunda lisansüstü çalışma yaptı.
Manchester Üniversitesi'nde 1960'larda
Doğu ve Batı Avrupa arasındaki ilişkilerle
ilgili bir tez çalışması oldu. Profesyonel
yaşama, Manchester Üniversitesi 'nde
siyasal bilgiler ve uluslararası ilişkilerle
ilgili araştırma asistanı olarak başladı.
AB 'nin çeşitli kademelerinde görev vaptı.
1993-98 arası Romanya daki AB
delegasvonu baskanı oldu. Temmuz
1998'den beri Ankara 'daki AB
delegasyonunun başkanı olarak görev
yapıyor.
Almanya'dan Avrupa parlamenteri
olarak seçilen Yunan asıllı Yannis Sakellariu,
tstanbul'a geldiğinde Tansu Çiller'i, Gümrük
Birliği Anlaşması için verdiği sözleri tutma-
mak veAB 'yi aldatmakla suçlamıştu Siz bu ko-
nuda ne düşünüyorsunuz?
FOGG - Bütün bunlar iç siyasi konuşmalar-
dır. Ben bunlan yorumlama gereğini duymadı-
ğımı düşünüyorum. Bakın, Türkiye'nin Ceza
Yasasf ndaki maddeleri değiştirmesi, çevre ko-
nusunu iyileştirmesi. enerji pazannı liberalleş-
tirmesi gibi konular \ar. Bunlara odaklaştınlma-
lıdırdikkatlen...
Sizce Türkiye Gümrük Birliği Anlaş-
ması 'nin gereklerini tam olarak uygulayabilidi
mi?
FOGG - Bence Gümrük Birliği Anlaşması
gayet iyı uygulanmaktadır. Türkiye, burada bir
uluslararası anlaşmayı uygulamak için verdiği
güvenceleri yerine getirebilecek kapasitede bir
ülke olduğunu kanıtlamıştır. Türk sanayii reka-
bet edebilecek nitelıkte olduğunu göstermiştir.
Kamu sektörü son derece olumlu bir tufum içi-
ne girmıştir. Mevzuat ve yönetmelik Gümrük
Birliği'ne uyumlu hale getirilmiştir.
AB, 4. Mali Protokol gereğince 600
ilyon ECU gibi bir parayı Türkiye'ye ödeme
Bakın. üyelik kriterlerini de geliştirmeye ça-
lışıyordu. Çünkü 1990'dan sonra pek çok ülke-
nin üyelik başvurusunda bulunacağının bilinci
içındeydi. 1993'te üyelik kriteri anlayışı biraz
geliştirildi, daha netleşti. Ben. belli bir dönem,
belli bir tutum üzerinde odaklaşmamızm doğru
olduğundan pek de emin değilim. Türkiye'ye,
Lüksemburg Konseyi'ne karşı da böyle bir tu-
tum izleyebilmesini öğütlerim. AB devlet baş- .
kanlan ve hükümet başkanlan topluluğun geniş-
leme süreci konusunda ilk kez Lüksemburg'da
bu denli önemli bir karar aldılar.
• • • Bu da Ankara 'da çok ciddi rahatsız-
lıklara neden oldu...
FOGG - Tabii ki oldu. Bunu tek boyutlu bir
karar ya da Türkiye'ninreddedilmesibiçimin-
de algılamak da çok yanlış. Bir anlamda bu ka-
rar Türkiye'de soğuk duş etkisi yaratü. Çünkü
vaadinde bulunmuştu. Ama şimdiye kadar hiç-
bir ödeme yapılmadu Öğrendiğimiz kadarıyla
AB, şimdi sadece 75 mifyon ECUödeyebilece-
ğini beyan ediyor. Bunun nedeni nedir?
FOGG - Türkiye, sadece AB'nin Gümrük
Birliği Anlaşması'ndan doğan mali yükümlü-
lüklerini yerine getirmediğini söyleyebilir. Ba-
kın, 4. Mali Protokol, AB kasasından Türkiye
devleti kasasına para aktarma operasyonu ola-
rak algılanmamalı. 4. Mali Protokol'ün yapıl-
masının amacı, Türkiye'nin getireceği birtakım
projelerin fınanse edilmesi, Türkiye'de değişi-
min kolaylaştınlmasıydı. Bugün somut projeler
var. Şimdi pek çok alanda pek çok proje üzerin-
de çalışılıyor.
• • ^ M Sizce Türkiye 'deki siyasiler AB 'nin
yükümlülükleriniyerine getirmediğinisöyleye-
rek kamuoyunu yanıltmıyorlar mı?
FOGG - Bir ilişkinin sadece olumsuz ya da
siyasi yanlannı işlemek siyasilerin en sade hak-
landır.
H^BH AB son olarak Türkiye 'nin aday ada-
yı ülke olacağını ilan etti. Lüksemburg zirve-
sinden sonraAB 'nin Türkiye 'ye yaklaşımında
ne gibi bir değişim oldu?
FOGG - Türkiye'nin adaylığı çok eski. Yeni
adaylardan daha farklı bir durumu var. Ben
AB'nin yaklaşımında bir değişiklik olduğunu
söyleyemem. AB burada sadece bazı noktalan
netleştirmeye çalışıyor. Bu da, her iki tarafta da
ilişki konusunda muğlak duygular sürerken ko-
lay bir şey değil. Ama Lüksemburg'dan sonra
durumun duyarlılığını da göz önüne alarak bel-
li bir strateji gelıştirdık. Bence, her iki tarafta da
sürekli bir netleştirme çabası var.
^^••i Türkiye 'nin son yıllarda bir kara pa-
ra ve uyuşturucu trafiği cenneti halinegelme-
si acaba AB'nin Türkiye'ye bakısını etkiliyor
mu?
FOGG - Uyuşturucu kaçakçılığı ve trafiği
Batı Avrupa ülkelennde çok yaygın. Bakın,
ABD ve AB'nin önemle üzerinde durduklan
nokta uyuşturucu trafiğiyle şeffaf toplumlar,
demokratik kontroller. serbest piyasa ekonomi-
si, kayıt altmda ekonomi, güçlü sivil toplum, sı-
nır sorunlannın çözümü, etkili sınır kapılan
kontrolü sağlanarak etkili bir biçimde mücade-
le edilmesidir.
Şeffaf olmayan ve yeterli refah düzeyine ula-
şamamış toplumlarda uyuşturucu trafiği ve
uluslararası suçlarla yeterince mücadele edile-
meyeceği düşüncesindeyim. Uluslararası suç-
larla mücadele edebilmek için ülkede kültürün
de gelişmiş olması gerekmektedir.
Bu, tamamıyla bir yolsuzluk sorunu. Bu ko-
nular AB içinde ve aday ülkelerle olan ilişkiler-
de gündemin başlıca maddesi. Bir toplumun
yolsuzlukla nasıl mücadele ettiğini incelemek
çok önemli.
Bunun yasal, mali, ekonomik, kültürel, coğ-
rafi ve stratejik boyutlan var. Türkiye pek çok
tehditle karşı karşıya.
Bünyenizde bu tür tehditler oluştuğu zaman
onlarla mücadele edebilecek unsurlan kendili-
ğınden geliştiriyorsunuz.
Türkiye'nin bunu başarabileceğini
düşünüyor musunuz?
FOGG - Bu konuda spekülasyon yapmak is-
temiyorum. Utanç verici eylemlerin açığa çık-
maya başladıgı toplumlarda bu tür olaylan ört-
bas etmek yerine bunlarla mücadele etme gücü
ve iradesi bulunduğu da açıktır. Kamuoyunun
yolsuzluklara nasıl tepki gösterdiğini izlemek
beni çok ilgilendiriyor. Yolsuzluk, küresel bir
akım. Hele Avrupa'da çok yaygın. Bakın, hele
Doğu Avrupa ülkelerinde bu yüzden pek çok hü-
kümet düştü.
Türkiye 'de çok kültürlü bir toplum ol-
duğunu düşünüyor musunuz?
FOGG - Türkiye'de bugün yerleşik ideoloji-
nin, ülkenin kültürel zenginliğini algılamasına
olanak vermediğini düşünüyorum. Batı Avrupa
ülkelerinin kesinlikle çok kültürlü toplumlara
sahip olduğunu söyleyebilirim. Ama henüz Tür-
kiye'de bu anlayış hâkim değil.
AKKUŞ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
İLANENTEBLİGAT
EsasNo: 1996/185 'KararNo: 1998 99
Hâkim. Çavuş Asan 34439
Kâtıp- Ihsan Efıl 612 Davacı: Dılek Gül Necatı kızı 1973 do-
ğumlu Istanbul Çatalca ılçesı Kestanelık köyü nûfusuna kayıtlı
olup Akkuş ılçesı lstıklal Caddesı'nde mukım. Vekılı: Selahattın
Kalender. Ordu Barosuna kayıtlı dava vekılı Akkuş. Davalı: Nec-
det Gül Ahmet oğlu 1965 doğumlu Mustafa Kemal Paşa Mahal-
lesı Osman Sokaİc No: 40 Yalova Dava nevi: Şiddetlı geçımsızlık
nedeniyle boşanma. Dava tarihı: 23.12.1996 Karar: Kabulûne Ka-
rar tarihı: 07.07.1998
Yukanda açık kimliğı yazılı davacının vekıli tarafından davalı
şahıs alevhıne mahkememızde açılan boşanma davasının yapıian
yargılaması netıcesınde.
Hüküm. Davanın kabul edılerek:
1- Istanbul ılı Çataka ılçesı Kestanelık köyü nüftısunda cilt
034 04. sayfa 91, kütük 231 'de kayıtlı Necatı k'ızı Sakıne'den ol-
ma 1973 doğumlu Dılek Gül ıle aynı hanede nüfusa kayıtlı Ah-
met oglu. Gülbahafdan olma 1965 doğumlu Necdet Gül'ün
MK'nın 1234 1 maddesi gereğince boşanmalanna.
2- Taraflann reşıt olmayan kûçük çocuklan Damla Gül'ün ve-
layetının anneye verilmesine, aylık 10.000./ 000. TL tedbir nafa-
kasının hükmün kesinleşmesıne kadar Necdet Gül'den almarak
Dılek Güle venlmesine.
3- Velayetı anneye venlen küçük Damla Gül'ün babası ıle şah-
si ıhşkısımn tesisıne. Damla Gül'e aylık 10.000./ 000. TL ıştirak
nafakasının Necdet Gül'den almarak ödenmesıne yasa yollan açık
olmak üzere davacı vekilinin yüzüne davalının yoİduğunda usulen
ve alenen açık okunup anlatıldı. Tüm aramalara rağmen buluna-
mayan davalı Necdet Gül'e 7201 sayılı Tebhgat Kanu'nun 28. ve
müteakıp maddeleri gereğince ılanın yapıldığı tarihten ıtıbaren
yasal süreye 7 gun ilave edilerek 22 gün içinde tebliğ edilmiş sa-
yılacağı yukanda açık kimliğı ve adresi yazılı Necdet Gül'e ilanen
tebliğ olûnur. 10.11.1998 ' Basın: 57017
KARTAL 3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
EsasNo: 1998 552
Davacı Ethem K.üçükmotor tarafından mahkememiz-
de açılmış bulunan çek ıptali davasında,
Davacı, yedinde bulunan Türk Ticaret Bankası Ceviz-
li Şubesı'ne aıt 20.7.1998 tarıh, 430.000.000 TL tutann-
da ve 2985305 no.lu çekı çaldırmak suretıyle kaybetti-
ğını bildirdiğinden Türk Ticaret Kanunu'nun hükümle-
nne tevfikan 29.12. 1998 günü saat 10"da duruşma ya-
pılacağı, alacaklı ve borçlulann bu çek karinesi üzerin-
de hak iddia eden varsa kanuni süresi içensmde mahn-
kememıze müracaatlan hususu ilanen tebliğ olunur.
11.11.1998 Basm: 57107
İLAN
TC
GÜLŞEHİR ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1998/277 E.
Davacı Gülşehır Malmüdürlüğü tarafından davalılar
Nıyazı Aydın ve arkadaşlan aleyhine açılan tapu iptali
ve tescil davasının verilen tensip karan gereğince
Mahkememizın davanın kısmen kabulûne ilişkin ola-
rak verilen 3.12.1991 tanh ve 1987/78 esas, 1991/239
karar sayılı karan davacı Hazine vekili tarafından tem-
yiz edilmiş. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 4.3.1998 ta-
rih ve ) 998 2182 E. 2670 karar sayılı ilamıyia bozularak
gelmiş olup. davalılar Mahmut Nedim Aydın, Müslimat
Güler. Kamıl Özdemır. Selahattin özdemir, Şariye Öz-
demır. Alaattm Özdemır, Ibrahim Özdemir, Ayhan Öz-
demır ve Resmıye Özdemir'e (Dagdaç) tüm araştırma-
lara rağmen adreslen tespıt edilemediginden ilanen teb-
liğe karar verilmekle mahkememizin bozularak gelen
bu dosyası esasm 1998 277 sırasına kaydı yapılmış,
dosyanın duruşması 3.12.1998 günü saat 09.00'a bıra-
kılmış olup bu davalılann belli gün ve saatte mahkeme-
miz duruşma salonunda hazır bulunmalan ya da bir ve-
kil ile kendilenni temsil ettirmeleri aksi takdirde yok-
luklannda duruşmalara devam edilip karar verileceği
hususu davetiye ve Yaıgıtav ilamı teblıgi yerine kaim ol-
mak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basm: 57035
İLAN
T.C.
ÜSKÜDAR 4. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1998/286
Davacı Hayriye Güler tarafindan davalı Ömer Güler
aleyhine açılan boşanma davasının yapıian yargılaması
sırasmda.
Davalı Ömer Güler adına yapıian tebligatın bila teb-
liğ geldıği ve yapıian adres araştırması neticesinde da-
valının adresi tespit edilemediginden, gazete ilanı ile
tebliğıne karar verılmış olmakla,
Duruşmanın bırakıldığı 7.12.1998 günü saat 10.40'ta
davalının hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile
temsil ettırmesı, duruşmaya gelmediği takdirde duruş-
maya HUMK'nin 213-377. maddeleri gereğince yoklu-
ğunda devam edileceği, dava dilekçesi yerine kaim ol-
mak üzere ilanen tebliğ olunur. 15.10.1998
Basın: 56952
İLAN
TC
ŞARKtKARAAĞAÇ KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
1991/1
Davacılar Ayşe Erdoğan vs. vekili Av. Yaşar Erdoğan
tarafından davalılar Mehmet Ali Bedir vs. aleyhine aç-
mış olduğu tespite itıraz davasının mahkememizden ve-
rilen 28.11.1997 tarihve 1991/1 esas 1997/3 karar sayı-
lı karan davalı Hazine, Mehmet Ali Bedir, Hasan Hüse-
yin Bedir tarafından temyiz edilmiş, mahkememizin ka-
ran Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığfnın
24.9.1998 tarih ve 1998// 3278 ve 3462 sayılı karan ile
temyiz itirazlannın reddi ıle hükmün onanmasma karar
verilmiş olup,
Bütün araştırmalara rağmen tebligata yarar açık adre-
si tespit edilemeyen davalı Hasan Hüseyin mirasçısı Fat-
ma Ataseven'e ilanen tebliğ edilmesine karar verilmiş-
tir.
Bütün araştırmalara rağmen tebligata yarar açık adre-
si tespit edilemeyen Hasan Hüseyin mirasçısı Fatma
Ataseven'in Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın
24.9.1998 tarih ve 1998// 3278-3462 sayılı temyiz iti-
razlannın reddine ve hükmün onanmasına dair Yargıtay
karan ilanen tebliğ olunur. 5.11.1998 Basın: 56992
• .- • • İLAN
TC
BAFRA 2. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1998/450
Davacı: Hamıde Flügge. tbrahim kızı 1965 doğumlu,
Yeşilyazı köyü Bafra.
Vekili: Av. Ali Kemal Tören Bafra.
Davalı: Jan Peter Flügge. Tabakhane Mahallesi Ça-
kırmahmut Caddesi No: 9/ A Bafra.
Taraflar arasındaki boşanma davasının mahkememiz-
de yapıian açık yargılaması sonunda;
Davalı Jan Peter Flügge'nin tebligata yarar açık adre-
si tüm aramalara ve zabıta tahkikatma rağmen tespit
edilemediginden daha evvel adına ilanen tebligat yapıl-
mış olup bu kez Bafra Doğanca köyü cilt 045/06, sayfa
35, hane 341 'de nüfusa kayıtlı davacı Hamide Flügge ile
davalı Jan Peter Flügge'nin şıddetli gecimsizlık nedeni
ile boşanmalanna, masraf ve ücretin davacı üzerinde bı-
rakılmasına karar verilmiş olup davalı Jan Peter Flüg-
ge'ye karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen teb-
liğ olunur. Basın: 57002
ÇAYIRALAN KADASTRO
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1998/207
Duruşma Günü: 23.12.1998
Mahkememize davacı Çayıralan ilcesi, Konuklar kasabasından Yusuf Akpınar miras-
çılan tarafından, Çayıralan ilcesi, Konuklar kasabasından davalılar Raşit Bakırcı ve ll-
han Bakırcı mirasçılan aleyhine açılan tespite itiraz davasının yapıian açık yargılaması
sırasmda verilen ara karan gereğince, Davalı Çayıralan ilcesi, Konuklar kasabasından
Hakimiye Bakırcı (Demirbaş) mirasçısı olan Gülten Yıldız'a çıkanlan tebligatlann bila
iade edildiği anlaşıldığından, ilanen tebliğine karar verilmiş olup, Gülten Yıldız'a mah-
kememizin yukanda esas numarası ve duruşma günü yazılı bulunan dava dosyasında
müdahil olmak isteyen Çayıralan Mal Müdürlüğü'nün vermiş olduğu 31.3.1998 tarihli
müdahillik dilekçesi ve dunışma günü olan 23.12.1998 günü, duruşma salonunda bütün
delilleri ile birlikte hazır olması. hazır olmadığı veya kendisini bir vekille temsil ettirme-
diği takdirde, yargılamaya yokluğunda devam olunarak karar verileceği 7201 sayılı Teb-
ligat Kanunu'nun 28,29 ve müteakip maddeleri gereğince tebligatlar yerine kaim olmak
üzere ilan olunur. 6.11.1998 Basın: 56990
ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1997/502
Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili Şanlıurfa Hazine Avukatlığı tarafından dava-
lı Mehmet Tunçbilek Yamangöz aleyhine açılan hükmen tescil davasının 12.10.1998 ta-
rihli yargılaması sonunda, Hüküm: 1- Davacının davasının kabulü ile Şanlıurfa ili Mer-
kez Karaköprü Köyü pafta 25/2, ifrazatlı 25/3, parsel 1233'te kayıtlı taşınmazın davalı
adına olan kaydımn iptal edilerek iptal edilen tapunun Maliye Hazinesi adına tesciline,
2- 775.000 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davacı vekili için takdir edilen 13.500.000 TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak
davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapıian yargılama gideri olan 800.000 TL davetiye gideri ile
11.000.000 TL ilam gideri ki toplam 11.800.000 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ve-
rilmesine, Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Davalının adresi de bulunamadıgından işbu ilan tarihinden itibaren 15 gün içersinde
temyiz edilemediği takdirde hükmün kesinleşeceği, karar tebliği yerine ilanen tebliğ olu-
nur.'12.10. 1998 Basın: 57032
DERELİ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1995/148
Davacılar Osman Kılıcoğlu ve arkadaşlan tarafından Maliye Hazinesi aleyhine mah-
kememize açılan kadastro tespitine itiraz davasının yapıian yargılaması sırasmda ölü da-
vacı Ömer Güney mirasçılan, Ömer kızı, 1951 doğumlu Hanife Dikkat (Güney) ile
ömer kızı, 1953 doğumlu Güllü Kurt'un (Güney) tüm araştırmalara rağmen adresleri
tespit edilemediginden, adı geçenlere duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş
olmakla, adı geçen dahili davacılann 23.12.1998 günü saat 09.05'te mahkememiz duruş-
ma salonunda hazır bulunmadıklan, kendilerini vekil ile temsil ettirmedikleri ve herhan-
gi bir yazılı beyanda bulunmadıklan takdirde, anılan tarihte yapılacak duruşmada, yar-
gılamaya yokluklannda devam olunacağı ve davanın sonuçlandınlacağı hususlan işbu
ilanın yayımlandığı tanhten itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı 3402 sayılı
Kadastro Kanunu'nun ve 7201 sayılı Tebliğ Kanunu'nun ilgili hükümleri uyannca ilan
olunur. Basın: 57023