22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22KASIM1996PAZAP 12 PAZAR KONUGU Avrupa Birliği 'nin Ankara'dakitemsilcisi Karen Fogg, Türkiye 'nin elindeki zenginliğin farkında olmadığını söylüyor 'Çok kültürlütoplum anlayışıyok'* J C_/y V C / ^ J Türkiye'nin AB'yle yıllar öncesine dayanan anlaşmazlıklan hâlâ aşılabilmiş değil. Bu anlaşmazlık ve sürtüşmeler geçen yıl Aralık ayında düzenlenen Lüksemburg'daki AB zirvesinde aday ülkelerle ilgili alınan kararlar ve Türkiye'nin bunun dışında bırakılmasıyla daha da ciddi bir biçim aldı. AB. daha sonra Türkiye'yi son aday ülke olarak benimseme yolunu •seçtiyse de bu Ankara'yı tatmin etmekten uzak kaldı. AB, Türkiye'yi neden kol mesafesinde tutmak istiyordu. Bu sadece kültürel bir sorun muydu? Yoksa altmda yatan başka nedenler de var mıydı? Türkiye'de ordunun rolü AB ülkelerini neden rahatsız ediyordu? Iki tarafta da neden karşılıklı yaklaşımlarda belirsizlik egemendi? Türkiye'nin son yıllarda bir kara para cenneti haline gelmesi ve yolsuzluk olaylannm bir bir ortaya dökülmesi AB'nin tutumunu nasıl etkiliyordu? Bütün bu sorulara, AB'nin Temmuz ayından beri Ankara temsilcisi olan Karen Fogg'la konuşmamızda yanıt aradık. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU ı Avrupa 1 nin Türkiye'yi kolmesafesin- de tutmak istemesinin bir nedeni de acaba kül- tür konusu mu? POGG - Bir kere şunu unutmamak gerekir ki Avrupa homojen bir yapıya sahip değil. özel- ükle Batı Avrupa'da Türklere bakış açısı çeşit- li nedenlerden oluşuyor. Bir kere, Türkiye'nin özellikle kırsal kesimlerinden gelen göçmen Türkler var. Avrupa'ya tek gözlükle bakanlar bulunuyor. Bunlar klasik, 1960'lardan kalma görüşe sahip- ler. Ama AB genişledikçe çok kültürlü bir top- luluk haline dönüşüyor. Bunu ıyi görmek la- zım. Bu da bir yanda zayıflığı. bir yanda da güç- lülüğünü oluşturuyor. Bir başka konu da. Avrupalı toplumlann çok dinli oluşlan. Bünyelerinde pek çok Hıristiyan mezhepleri var. Bu mezheplerin aralannda da sık sık gerginlikler oluyor. Aynca Musevıler. ateistler, Müslümanlar vb. bu toplumlarda yan yana yaşıyor. Bakın lslam, tngiltere'de, Fransa'da ikinci din durumunda. Bütün bunlar yaşamın gerçekleri. •••M Müslümanlarla yan yana yaşayanbu Avrupalılar, özellikle de politik İslamı savu- nanlarla yan yana yaşayan Hıristiyanlar aca- ba lslam 'a tepki duymuyorlar mı? FOGG - Her grupta aşın uçlar vardır. Avru- palılann sade Müslümanlan tehlikeli Islam kök- tendincileriyle bir tuttuklan ya da aynı kefeye koyduklannı sanmıyorum. Burada bir örnek vereyim. Yirmi yaşın allın- daki bütün gençleri ırkçı dazlaklarla bir tutama- dığınız gibi sade Müslümanlan da aşın şeriat- çılarlabirtutamazsınız. Sanıyorum, Avrupa ka- muoylannda neyin ne olduğunu ayırt edecek yeterli zekâ ve sağduyu bulunuyor. M M B i öğrendiğimegöresizin Türkiye'deas- kerlerin rolüyle ilgili bir görüşünüz var. Bunu bize anlatır mtstnız? FOGG - Bunu daha tam olarak kestirebilmiş değilim. Bilebildiğim bir tek şey var. Türkiye'de ordunun, başka hiçbir Batı Avrupa ülkesinde olmadığı kadar güçlü bir rolü olduğunu öğren- dim. Türk kamuoyu orduya derin bir saygı du- yuyor. Aynca Türkiye'de ordunun pek çok ay- ncalığa sahip olduğunu, bu ayncalıklann hiç- bir şekilde de tartışılmadığını biliyorum. Ama daha. ordunun kendi rolünü nasıl algıladığı ko- nusunda öğreneceğim çok şey var. Bu konu beni gerçekten çok ilgilendiriyor. Aynca merak ettiğim bir nokta da, ordunun, bu rolünü azaltma yoluna gidip gitmeyeceği, buna hazır olup olmadığı. Ordunun Türkiye'deki rolüyle ilgili hiçbir tar- tışma, hiçbir diyalog açılmadığının da farkında- yım. Bu da Türkiye'deki tabu sayılan konular- danbirisı. Buna bir örnek vereyim. SilahlıKuv- vetler bütçesi parlamentodan hiç tartışmasız ge- çirilebiliyor. Batı Avrupa ülkelennde sivil siya- si sistem ordunun üzerinde etkili olduğu için bu ülkelerde silahlı kuvvetler bütçeleri her zaman tartışmaya açılabilmektedır. • H ^ B Peki, şimdiye kadarkonuştuğumuz bu nedenleryüzünden mi Avrupa Türkiye'ye kuş- ku ve belirsizlikleyaklaşıyor? FOGG - Bakın, mesele Türkiye'nin nereye gittiginin kestinlememesi. Örneğin, ordu gele- cek için kendisine nasıl bir rol biçiyor? Bunun yanıtını alabılmeyı çok ısterdim. Biliyorsunuz, ben Temmuz'dan beri buradayım. Daha öğren- mem gereken çok şey var. M i M B Avrupa Komisyonu 1987'de Türki- ye 'yle ilgiliyayımladığı raporundagüçsüz eko- nomisi, komşuları, özellikle de Yunanistan 'la olan sorunları, Kıbrıs sorununun çözüleme- mesi, insan hakları ihlalleri ve Kürt meselesi nedeniyle Türkiye'yi eleştiriyordu. AB'nin o günden bu yana bu bakış açısında değişiklik- leroldumu? FOGG - O dönem AB, Türkiye'nin üyelik başvurusunu incelerken bir yandan da çok cid- dı biryeniden yapılanma sürecınden geçiyordu. Maastricht'e hazırlanılıyordu. TürkJer Gümrük Birliği Anlaşması'ndan sonra kapılınan hayallerin bir anlamda yanlış olduğu- nu gördüler. Türkiye, deyim yerindeyse, üyeli- ğe hazır olma konusunda olgun olmayan bir kavram geliştirmişti. Bir de Gümrük Birliği'nin imzalan- mast sırasmda Basbakan olan Tansu Çiller de bu anlaşmayı Türkiye için tam üyeliğe hazırlık olarak takdim etmişti... FOGG - Bu beklentilerin geliştirilmesinde tek bir kişiyi suçlamanın da doğru olmadığını düşünüyorum. KAREN FOGG 1945, Londra doğumlu. Yükseköğrenimini Bristol Üniversitesi Ekonomi ve Politika Bölümü 'nde tamamladı. Belçika, Bruge 'daki Avrupa Koleji 'nde Avrupa 'yla entegrasyon konusunda lisansüstü çalışma yaptı. Manchester Üniversitesi'nde 1960'larda Doğu ve Batı Avrupa arasındaki ilişkilerle ilgili bir tez çalışması oldu. Profesyonel yaşama, Manchester Üniversitesi 'nde siyasal bilgiler ve uluslararası ilişkilerle ilgili araştırma asistanı olarak başladı. AB 'nin çeşitli kademelerinde görev vaptı. 1993-98 arası Romanya daki AB delegasvonu baskanı oldu. Temmuz 1998'den beri Ankara 'daki AB delegasyonunun başkanı olarak görev yapıyor. Almanya'dan Avrupa parlamenteri olarak seçilen Yunan asıllı Yannis Sakellariu, tstanbul'a geldiğinde Tansu Çiller'i, Gümrük Birliği Anlaşması için verdiği sözleri tutma- mak veAB 'yi aldatmakla suçlamıştu Siz bu ko- nuda ne düşünüyorsunuz? FOGG - Bütün bunlar iç siyasi konuşmalar- dır. Ben bunlan yorumlama gereğini duymadı- ğımı düşünüyorum. Bakın, Türkiye'nin Ceza Yasasf ndaki maddeleri değiştirmesi, çevre ko- nusunu iyileştirmesi. enerji pazannı liberalleş- tirmesi gibi konular \ar. Bunlara odaklaştınlma- lıdırdikkatlen... Sizce Türkiye Gümrük Birliği Anlaş- ması 'nin gereklerini tam olarak uygulayabilidi mi? FOGG - Bence Gümrük Birliği Anlaşması gayet iyı uygulanmaktadır. Türkiye, burada bir uluslararası anlaşmayı uygulamak için verdiği güvenceleri yerine getirebilecek kapasitede bir ülke olduğunu kanıtlamıştır. Türk sanayii reka- bet edebilecek nitelıkte olduğunu göstermiştir. Kamu sektörü son derece olumlu bir tufum içi- ne girmıştir. Mevzuat ve yönetmelik Gümrük Birliği'ne uyumlu hale getirilmiştir. AB, 4. Mali Protokol gereğince 600 ilyon ECU gibi bir parayı Türkiye'ye ödeme Bakın. üyelik kriterlerini de geliştirmeye ça- lışıyordu. Çünkü 1990'dan sonra pek çok ülke- nin üyelik başvurusunda bulunacağının bilinci içındeydi. 1993'te üyelik kriteri anlayışı biraz geliştirildi, daha netleşti. Ben. belli bir dönem, belli bir tutum üzerinde odaklaşmamızm doğru olduğundan pek de emin değilim. Türkiye'ye, Lüksemburg Konseyi'ne karşı da böyle bir tu- tum izleyebilmesini öğütlerim. AB devlet baş- . kanlan ve hükümet başkanlan topluluğun geniş- leme süreci konusunda ilk kez Lüksemburg'da bu denli önemli bir karar aldılar. • • • Bu da Ankara 'da çok ciddi rahatsız- lıklara neden oldu... FOGG - Tabii ki oldu. Bunu tek boyutlu bir karar ya da Türkiye'ninreddedilmesibiçimin- de algılamak da çok yanlış. Bir anlamda bu ka- rar Türkiye'de soğuk duş etkisi yaratü. Çünkü vaadinde bulunmuştu. Ama şimdiye kadar hiç- bir ödeme yapılmadu Öğrendiğimiz kadarıyla AB, şimdi sadece 75 mifyon ECUödeyebilece- ğini beyan ediyor. Bunun nedeni nedir? FOGG - Türkiye, sadece AB'nin Gümrük Birliği Anlaşması'ndan doğan mali yükümlü- lüklerini yerine getirmediğini söyleyebilir. Ba- kın, 4. Mali Protokol, AB kasasından Türkiye devleti kasasına para aktarma operasyonu ola- rak algılanmamalı. 4. Mali Protokol'ün yapıl- masının amacı, Türkiye'nin getireceği birtakım projelerin fınanse edilmesi, Türkiye'de değişi- min kolaylaştınlmasıydı. Bugün somut projeler var. Şimdi pek çok alanda pek çok proje üzerin- de çalışılıyor. • • ^ M Sizce Türkiye 'deki siyasiler AB 'nin yükümlülükleriniyerine getirmediğinisöyleye- rek kamuoyunu yanıltmıyorlar mı? FOGG - Bir ilişkinin sadece olumsuz ya da siyasi yanlannı işlemek siyasilerin en sade hak- landır. H^BH AB son olarak Türkiye 'nin aday ada- yı ülke olacağını ilan etti. Lüksemburg zirve- sinden sonraAB 'nin Türkiye 'ye yaklaşımında ne gibi bir değişim oldu? FOGG - Türkiye'nin adaylığı çok eski. Yeni adaylardan daha farklı bir durumu var. Ben AB'nin yaklaşımında bir değişiklik olduğunu söyleyemem. AB burada sadece bazı noktalan netleştirmeye çalışıyor. Bu da, her iki tarafta da ilişki konusunda muğlak duygular sürerken ko- lay bir şey değil. Ama Lüksemburg'dan sonra durumun duyarlılığını da göz önüne alarak bel- li bir strateji gelıştirdık. Bence, her iki tarafta da sürekli bir netleştirme çabası var. ^^••i Türkiye 'nin son yıllarda bir kara pa- ra ve uyuşturucu trafiği cenneti halinegelme- si acaba AB'nin Türkiye'ye bakısını etkiliyor mu? FOGG - Uyuşturucu kaçakçılığı ve trafiği Batı Avrupa ülkelennde çok yaygın. Bakın, ABD ve AB'nin önemle üzerinde durduklan nokta uyuşturucu trafiğiyle şeffaf toplumlar, demokratik kontroller. serbest piyasa ekonomi- si, kayıt altmda ekonomi, güçlü sivil toplum, sı- nır sorunlannın çözümü, etkili sınır kapılan kontrolü sağlanarak etkili bir biçimde mücade- le edilmesidir. Şeffaf olmayan ve yeterli refah düzeyine ula- şamamış toplumlarda uyuşturucu trafiği ve uluslararası suçlarla yeterince mücadele edile- meyeceği düşüncesindeyim. Uluslararası suç- larla mücadele edebilmek için ülkede kültürün de gelişmiş olması gerekmektedir. Bu, tamamıyla bir yolsuzluk sorunu. Bu ko- nular AB içinde ve aday ülkelerle olan ilişkiler- de gündemin başlıca maddesi. Bir toplumun yolsuzlukla nasıl mücadele ettiğini incelemek çok önemli. Bunun yasal, mali, ekonomik, kültürel, coğ- rafi ve stratejik boyutlan var. Türkiye pek çok tehditle karşı karşıya. Bünyenizde bu tür tehditler oluştuğu zaman onlarla mücadele edebilecek unsurlan kendili- ğınden geliştiriyorsunuz. Türkiye'nin bunu başarabileceğini düşünüyor musunuz? FOGG - Bu konuda spekülasyon yapmak is- temiyorum. Utanç verici eylemlerin açığa çık- maya başladıgı toplumlarda bu tür olaylan ört- bas etmek yerine bunlarla mücadele etme gücü ve iradesi bulunduğu da açıktır. Kamuoyunun yolsuzluklara nasıl tepki gösterdiğini izlemek beni çok ilgilendiriyor. Yolsuzluk, küresel bir akım. Hele Avrupa'da çok yaygın. Bakın, hele Doğu Avrupa ülkelerinde bu yüzden pek çok hü- kümet düştü. Türkiye 'de çok kültürlü bir toplum ol- duğunu düşünüyor musunuz? FOGG - Türkiye'de bugün yerleşik ideoloji- nin, ülkenin kültürel zenginliğini algılamasına olanak vermediğini düşünüyorum. Batı Avrupa ülkelerinin kesinlikle çok kültürlü toplumlara sahip olduğunu söyleyebilirim. Ama henüz Tür- kiye'de bu anlayış hâkim değil. AKKUŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLANENTEBLİGAT EsasNo: 1996/185 'KararNo: 1998 99 Hâkim. Çavuş Asan 34439 Kâtıp- Ihsan Efıl 612 Davacı: Dılek Gül Necatı kızı 1973 do- ğumlu Istanbul Çatalca ılçesı Kestanelık köyü nûfusuna kayıtlı olup Akkuş ılçesı lstıklal Caddesı'nde mukım. Vekılı: Selahattın Kalender. Ordu Barosuna kayıtlı dava vekılı Akkuş. Davalı: Nec- det Gül Ahmet oğlu 1965 doğumlu Mustafa Kemal Paşa Mahal- lesı Osman Sokaİc No: 40 Yalova Dava nevi: Şiddetlı geçımsızlık nedeniyle boşanma. Dava tarihı: 23.12.1996 Karar: Kabulûne Ka- rar tarihı: 07.07.1998 Yukanda açık kimliğı yazılı davacının vekıli tarafından davalı şahıs alevhıne mahkememızde açılan boşanma davasının yapıian yargılaması netıcesınde. Hüküm. Davanın kabul edılerek: 1- Istanbul ılı Çataka ılçesı Kestanelık köyü nüftısunda cilt 034 04. sayfa 91, kütük 231 'de kayıtlı Necatı k'ızı Sakıne'den ol- ma 1973 doğumlu Dılek Gül ıle aynı hanede nüfusa kayıtlı Ah- met oglu. Gülbahafdan olma 1965 doğumlu Necdet Gül'ün MK'nın 1234 1 maddesi gereğince boşanmalanna. 2- Taraflann reşıt olmayan kûçük çocuklan Damla Gül'ün ve- layetının anneye verilmesine, aylık 10.000./ 000. TL tedbir nafa- kasının hükmün kesinleşmesıne kadar Necdet Gül'den almarak Dılek Güle venlmesine. 3- Velayetı anneye venlen küçük Damla Gül'ün babası ıle şah- si ıhşkısımn tesisıne. Damla Gül'e aylık 10.000./ 000. TL ıştirak nafakasının Necdet Gül'den almarak ödenmesıne yasa yollan açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne davalının yoİduğunda usulen ve alenen açık okunup anlatıldı. Tüm aramalara rağmen buluna- mayan davalı Necdet Gül'e 7201 sayılı Tebhgat Kanu'nun 28. ve müteakıp maddeleri gereğince ılanın yapıldığı tarihten ıtıbaren yasal süreye 7 gun ilave edilerek 22 gün içinde tebliğ edilmiş sa- yılacağı yukanda açık kimliğı ve adresi yazılı Necdet Gül'e ilanen tebliğ olûnur. 10.11.1998 ' Basın: 57017 KARTAL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 1998 552 Davacı Ethem K.üçükmotor tarafından mahkememiz- de açılmış bulunan çek ıptali davasında, Davacı, yedinde bulunan Türk Ticaret Bankası Ceviz- li Şubesı'ne aıt 20.7.1998 tarıh, 430.000.000 TL tutann- da ve 2985305 no.lu çekı çaldırmak suretıyle kaybetti- ğını bildirdiğinden Türk Ticaret Kanunu'nun hükümle- nne tevfikan 29.12. 1998 günü saat 10"da duruşma ya- pılacağı, alacaklı ve borçlulann bu çek karinesi üzerin- de hak iddia eden varsa kanuni süresi içensmde mahn- kememıze müracaatlan hususu ilanen tebliğ olunur. 11.11.1998 Basm: 57107 İLAN TC GÜLŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1998/277 E. Davacı Gülşehır Malmüdürlüğü tarafından davalılar Nıyazı Aydın ve arkadaşlan aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının verilen tensip karan gereğince Mahkememizın davanın kısmen kabulûne ilişkin ola- rak verilen 3.12.1991 tanh ve 1987/78 esas, 1991/239 karar sayılı karan davacı Hazine vekili tarafından tem- yiz edilmiş. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 4.3.1998 ta- rih ve ) 998 2182 E. 2670 karar sayılı ilamıyia bozularak gelmiş olup. davalılar Mahmut Nedim Aydın, Müslimat Güler. Kamıl Özdemır. Selahattin özdemir, Şariye Öz- demır. Alaattm Özdemır, Ibrahim Özdemir, Ayhan Öz- demır ve Resmıye Özdemir'e (Dagdaç) tüm araştırma- lara rağmen adreslen tespıt edilemediginden ilanen teb- liğe karar verilmekle mahkememizin bozularak gelen bu dosyası esasm 1998 277 sırasına kaydı yapılmış, dosyanın duruşması 3.12.1998 günü saat 09.00'a bıra- kılmış olup bu davalılann belli gün ve saatte mahkeme- miz duruşma salonunda hazır bulunmalan ya da bir ve- kil ile kendilenni temsil ettirmeleri aksi takdirde yok- luklannda duruşmalara devam edilip karar verileceği hususu davetiye ve Yaıgıtav ilamı teblıgi yerine kaim ol- mak üzere ilanen tebliğ olunur. Basm: 57035 İLAN T.C. ÜSKÜDAR 4. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1998/286 Davacı Hayriye Güler tarafindan davalı Ömer Güler aleyhine açılan boşanma davasının yapıian yargılaması sırasmda. Davalı Ömer Güler adına yapıian tebligatın bila teb- liğ geldıği ve yapıian adres araştırması neticesinde da- valının adresi tespit edilemediginden, gazete ilanı ile tebliğıne karar verılmış olmakla, Duruşmanın bırakıldığı 7.12.1998 günü saat 10.40'ta davalının hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettırmesı, duruşmaya gelmediği takdirde duruş- maya HUMK'nin 213-377. maddeleri gereğince yoklu- ğunda devam edileceği, dava dilekçesi yerine kaim ol- mak üzere ilanen tebliğ olunur. 15.10.1998 Basın: 56952 İLAN TC ŞARKtKARAAĞAÇ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN 1991/1 Davacılar Ayşe Erdoğan vs. vekili Av. Yaşar Erdoğan tarafından davalılar Mehmet Ali Bedir vs. aleyhine aç- mış olduğu tespite itıraz davasının mahkememizden ve- rilen 28.11.1997 tarihve 1991/1 esas 1997/3 karar sayı- lı karan davalı Hazine, Mehmet Ali Bedir, Hasan Hüse- yin Bedir tarafından temyiz edilmiş, mahkememizin ka- ran Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığfnın 24.9.1998 tarih ve 1998// 3278 ve 3462 sayılı karan ile temyiz itirazlannın reddi ıle hükmün onanmasma karar verilmiş olup, Bütün araştırmalara rağmen tebligata yarar açık adre- si tespit edilemeyen davalı Hasan Hüseyin mirasçısı Fat- ma Ataseven'e ilanen tebliğ edilmesine karar verilmiş- tir. Bütün araştırmalara rağmen tebligata yarar açık adre- si tespit edilemeyen Hasan Hüseyin mirasçısı Fatma Ataseven'in Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 24.9.1998 tarih ve 1998// 3278-3462 sayılı temyiz iti- razlannın reddine ve hükmün onanmasına dair Yargıtay karan ilanen tebliğ olunur. 5.11.1998 Basın: 56992 • .- • • İLAN TC BAFRA 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1998/450 Davacı: Hamıde Flügge. tbrahim kızı 1965 doğumlu, Yeşilyazı köyü Bafra. Vekili: Av. Ali Kemal Tören Bafra. Davalı: Jan Peter Flügge. Tabakhane Mahallesi Ça- kırmahmut Caddesi No: 9/ A Bafra. Taraflar arasındaki boşanma davasının mahkememiz- de yapıian açık yargılaması sonunda; Davalı Jan Peter Flügge'nin tebligata yarar açık adre- si tüm aramalara ve zabıta tahkikatma rağmen tespit edilemediginden daha evvel adına ilanen tebligat yapıl- mış olup bu kez Bafra Doğanca köyü cilt 045/06, sayfa 35, hane 341 'de nüfusa kayıtlı davacı Hamide Flügge ile davalı Jan Peter Flügge'nin şıddetli gecimsizlık nedeni ile boşanmalanna, masraf ve ücretin davacı üzerinde bı- rakılmasına karar verilmiş olup davalı Jan Peter Flüg- ge'ye karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen teb- liğ olunur. Basın: 57002 ÇAYIRALAN KADASTRO MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1998/207 Duruşma Günü: 23.12.1998 Mahkememize davacı Çayıralan ilcesi, Konuklar kasabasından Yusuf Akpınar miras- çılan tarafından, Çayıralan ilcesi, Konuklar kasabasından davalılar Raşit Bakırcı ve ll- han Bakırcı mirasçılan aleyhine açılan tespite itiraz davasının yapıian açık yargılaması sırasmda verilen ara karan gereğince, Davalı Çayıralan ilcesi, Konuklar kasabasından Hakimiye Bakırcı (Demirbaş) mirasçısı olan Gülten Yıldız'a çıkanlan tebligatlann bila iade edildiği anlaşıldığından, ilanen tebliğine karar verilmiş olup, Gülten Yıldız'a mah- kememizin yukanda esas numarası ve duruşma günü yazılı bulunan dava dosyasında müdahil olmak isteyen Çayıralan Mal Müdürlüğü'nün vermiş olduğu 31.3.1998 tarihli müdahillik dilekçesi ve dunışma günü olan 23.12.1998 günü, duruşma salonunda bütün delilleri ile birlikte hazır olması. hazır olmadığı veya kendisini bir vekille temsil ettirme- diği takdirde, yargılamaya yokluğunda devam olunarak karar verileceği 7201 sayılı Teb- ligat Kanunu'nun 28,29 ve müteakip maddeleri gereğince tebligatlar yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 6.11.1998 Basın: 56990 ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1997/502 Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili Şanlıurfa Hazine Avukatlığı tarafından dava- lı Mehmet Tunçbilek Yamangöz aleyhine açılan hükmen tescil davasının 12.10.1998 ta- rihli yargılaması sonunda, Hüküm: 1- Davacının davasının kabulü ile Şanlıurfa ili Mer- kez Karaköprü Köyü pafta 25/2, ifrazatlı 25/3, parsel 1233'te kayıtlı taşınmazın davalı adına olan kaydımn iptal edilerek iptal edilen tapunun Maliye Hazinesi adına tesciline, 2- 775.000 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3- Davacı vekili için takdir edilen 13.500.000 TL ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4- Davacı tarafından yapıian yargılama gideri olan 800.000 TL davetiye gideri ile 11.000.000 TL ilam gideri ki toplam 11.800.000 TL'nin davalıdan alınarak davacıya ve- rilmesine, Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Davalının adresi de bulunamadıgından işbu ilan tarihinden itibaren 15 gün içersinde temyiz edilemediği takdirde hükmün kesinleşeceği, karar tebliği yerine ilanen tebliğ olu- nur.'12.10. 1998 Basın: 57032 DERELİ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1995/148 Davacılar Osman Kılıcoğlu ve arkadaşlan tarafından Maliye Hazinesi aleyhine mah- kememize açılan kadastro tespitine itiraz davasının yapıian yargılaması sırasmda ölü da- vacı Ömer Güney mirasçılan, Ömer kızı, 1951 doğumlu Hanife Dikkat (Güney) ile ömer kızı, 1953 doğumlu Güllü Kurt'un (Güney) tüm araştırmalara rağmen adresleri tespit edilemediginden, adı geçenlere duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, adı geçen dahili davacılann 23.12.1998 günü saat 09.05'te mahkememiz duruş- ma salonunda hazır bulunmadıklan, kendilerini vekil ile temsil ettirmedikleri ve herhan- gi bir yazılı beyanda bulunmadıklan takdirde, anılan tarihte yapılacak duruşmada, yar- gılamaya yokluklannda devam olunacağı ve davanın sonuçlandınlacağı hususlan işbu ilanın yayımlandığı tanhten itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ve 7201 sayılı Tebliğ Kanunu'nun ilgili hükümleri uyannca ilan olunur. Basın: 57023
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle