Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 1998 C
14 KULTUR
39. ULUSLARARASI SELANİK FİLM FESTİVALİ
Altuı Iskender'e 12 film adayASLISELÇLK
SELANİK-39. Lluslararası Se-
lanik Film Festıvalı 13 Kasım Cu-
ma günü başladı. Festivalin Ulus-
lararasi Yanşma böliimünde yan-
şacak olan 12 film kesinleşti: Çek
Cumhuriyeti'nden PetrZdenka'nm
DüğmecileçMacanstan'dan György
Feher'in Tutku, Iran'dan Samira
MakhmalbaTın Eima. Japonya'dan
YoichiraTakahashi'nın Ağustos'ta
Bauklar, ABD'den Darren Aro-
nofsky'nin Pi,Almanya'danFatih
Akuı'ın Kua \e Acısız, Fransa'dan
Bruno Podahdes'ın Beni Sadece
Tann Görüyor. Kore ve Tacıkis-
tan'dan Min Bough Hun ve Jams-
hed Ismanov 'un An Sineği, Ka-
nada'dan Don Mc Kellar'm Dün
Gece,Yunanistan'dan Efhimios Hat-
zis'm Alacakaranlık SahiUeri, Yu-
nanistan'dan Kostas Yiannaris'ın
Şehrin Bitiminde ve Kore'den
Kwang Mo Lee'nın Kentimde İlk-
bahar. Büyük ödiiller, Altm Isken-
der (40.000 dolar) ve Gümüs tsken-
der (25.000 dolar) 22 Kasım gece-
si sahiplerinı bulacak. LTuslarara-
sı yanşma jiirisi. Yugoslav yönet-
men Goran Paskaijevic başkanlığın-
da. Türkiye'den film yönetmeni
DmişZaim, Yunanistan'dan görün-
tü yönetmeni Giorgos Arvanitis,
Almanya'dan film yönetmeni Jut-
ta Bruckner,Çekoslovakya'dan film
yönetmeni JaromilJires. ABD'den
festival yöneticisı Tom Luddy ve
Fransa'dan yapımcı \ e film yönet-
meni EricHeymann'dan oluşuyor.
Bu sene toplu gösterimleri yapı-
lan yönetmenler de var Ingiliz Ken
Loacfa ve Fransız Jean Daniel Fol-
fct Yunan Filmleri Panoraması Bö-
lümü'nde ise 19 film gösteriliyor
Usta yönetmen Theo Angelopo-
uios'un 1998CannesA!tınPaImı-
ye ödüllü filmi "Sonsuziuk ve Bir
GÜD", Nikos Koundouros'un "Fo-
toğrafçılar''. Türkıve'de "Taş Yü-
lar" filmı göstenlen PantelisVbul-
garis'in "Uzıuı BirYbT filmleri bu
bölümde yer alan yapıtlardan ba-
zılan...
Festivale ayrı bir karakter
Asya'ya ve Balkanlar'a Bakış
bölümlennde yer alan filmler ise
çok özgün örnekler: Balkanlar'a
Bakış böliimünde Türkiye'den Nu-
riBügeCey1an"ın -Kasaba"sı, Yu-
goslav Srdjan Dragojevic'in "Ha-
sariar". Romanyadan LudenPîn-
tiBe'nın "SonDurakCennefi, Ar-
navutluk'tan Vladinıir Prifti'nin
"Sako'nun Düğünü", Hırvatis-
tan'dan Vlnko Bresnan'ın "Savaş
Adamda Nasıl Başladı "sı, Bos-
na'dan François Lunerın "Beklen-
• Almanya'dan Fatih Akın'ın 'Kısa ve Acısız'mın da yer aldığı 12 filmin kesinleştiği Uluslararası
Yanşma bölümünün jürisi, Goran Paskaljevic başkanlığmda Derviş Zaim, Giorgos Arvanitis, Jutta
Bruckner, Jaromil Jires, Tom Luddy ve Eric Heymann'dan oluşuyor. Ken Loach ve Jean Daniel
Pollet'nin toplu gösterimlerinin yapıldığı festivalde, Yunan Filmleri Panoraması'nda 19 film
gösterilecek. Asya'ya ve Balkanlar'a Bakış bölümünde ise çok özgün örnekJer var.
meyen Yürüyüş"ü gösteriliyor...
Uluslararası Selanik Film Festi-
vali dünyadaki pek çok festival ara-
sında yerini almış bulunmaktadır.
1960'ta bir Yunan sinema haftası
olarak doğmasından 1970'ekadar
festival. büyük bir seyirci kitlesi
toplarraştır. Festival yöneticisi Mîc-
heJ Demopoulos bu konuda anıla-
nna baş,vuruyor: "O zamanlar si-
nema en anlamlj egience şektiydi.
Her yıl tonlarca sinema üriinü pi-
yasaya sürülürdü ve > üzlerce sine-
ma saJonu vanü. Bu şekilde de fes-
tival kendi içinde son derece başa-
nhydi." Geçen yillar süresince fes-
tivale bir uluslararası bölüm ekle-
me çabalan çok az bir başan sağ-
layabildi. 1970'lerin başmdan
1980'lerin sonlannakadar Yunanis-
tan'daki evlere önce televizyonun,
ardından video-kaset oynatıcılan-
nın girmesi hem festivale hem de
sinemaya olan ilgiyi önemli ölçü-
de azalttı. f 991 'de bekJenen potan-
siyeline ulaşmayan, çok masraflı bir
girişım olduğu öne süriilerek fes-
tivalin organizatörlerı, Demopo-
ulos'tan, festivali nasıl daha an-
lamlı yapabilecekleri konusunda
önerilergetirmesinı istediler. Ken-
disinden festival olgusunu değiştir-
mesini istediler, o da kabul etti.
Demopoulos, 199 l'de iyi tanınan,
başanlı bir film eleştirmeni ve ERT-
Yunan Ulusal Yayıncılık Şirketi ve
halen de festivalin birinci sponso-
ru olan kuruluşun yabancı prog-
ramlanndan sorumlu olan yöneti-
cisi. Başlangıcından itibaren o fes-
tivalin uluslararası bölümünün ye-
ni birinci veya ikinci filmlerden
oluşan yeni yönetmenlerin bir ya-
nşması olarak düşündü. Demopo-
ulos. "Ben bireok festtval gördüm
ve bunlardan birçoğunu tanıvo-
rum. Bu festivafe ayn bir karakter
vermek gerekiyordu'" diye düşun-
celerini belirtiyor. Böylece 1992'de
Uluslararası Selanik Film Festiva-
li, 12 ülkeden 15 filmin katıldığı
Uluslararası Yanşma Bölümü ve
Yeni Ufuklar programı ileyaklaşık
50 film iie yapıldı...
M
Ne» Horizons" (Yeni Ufuklar)
bölümünün yaratıcısı ve program
yöneticisi DimhTi EipkJes, Yunan-
lı seyirciye dünyanın her tarafından
bağımsız fılmleri sunacak özel bir
program tasarlamıştır. Yeni Ufuk-
lar bölümü, başlangicında olduğu
gibi bu yıl da orijinallikleri, gele-
neksel yaklaşımlara karşıt olma-
lan, alışılmışın dışında olmalan \e
sadece kâr amacıyla yapılmış ol-
maya da karşı olmalan ile tanım-
lanan filmleri sunmak üzere tasar-
lanan bir gösteri olarak gelişti.
AJhşkanhklar değişti
Eıpıdes'e göre amaç sinemaya.
başka türlü ulaşılamayan fılmlere
kamuoyunun ilgisini çekmek ve
sinema seyircisine çok güçlü ve
son derece kişisel nitelikte olan
filmJeri izleme imkânı vermekti. Bu
filmler hiçbir zaman büyük para-
larla desteklenen filmler olmaya-
cak, fakat kişisel vurgulan son de-
rece güçlü olan filmler olacaktı.
"Yeni Ufuklar" bölümünün bu
yılki ana programı çerçevesinde
Evlathk OğuL KirtL Georgica, Ge-
cejartsı. I^eila. Rosie. Kaç Lola Kaç,
Sükût. Su/k VVashington ve Ikinai
gibı özgün örnekler; Yeni Fransız
Sineması bölümünde Sabhk, St-
kınh, Kücük Kızlar. karanlık, Me-
leklerin Oüşsel Ya^anu; Amerıkan
Bağımsızlan'nda ise Yaşam Kita-
bu Buffalo 66, İlk Ask, Claire Do-
lan, Sııe adlı filmler gösteriliyor...
Yine bu bölümde yer alan 3x3,
3 yönetmenin 3 'er filmi programı,
Yunanistan 'da daha önce hiç tanın-
mayan yönetmenlerin fiimlerine
doğrudan ilgi sağlıyor. Bu yılki
3x3'te Ispanyol Vfcntura POBS, h-
veçli VlarcelGisler ve FransızFran-
ÇOİSOHHI'U tanıma imkânı buluyo-
ruz.
Yunanistan'm en büyük üniver-
sitesinin Selanik'te yerleşik olma-
sı, şehrin genç insanlarla dolu ol-
masına yol açıyor. Uluslararası fes-
tivalin ilk üç yılında festival dü-
zenleyicileri bu ögrencilerin bir
Macar, bir Tayvan filminin göste-
rilmesine pek fazla ügi gösterme-
diklerini fark ettiler. Seyijciler ya
Yunan filmlerini veya Hollywo-
od'un gösterişli yapımlannı izli-
yorlardı. Fakat bugün bu ahşkan-
lıklar tamamen kınlmış durumda-
dır.
1997 yılındaki bilet satışlan bir
önceki yıün 36.000'ine göre 48.000
gibi bir sayıya ulaşnuştır. Selanik-
liler, yavaş yavaş bu festivaJde ye-
ni bir şey öğreneceklerini ve deği-
şik bir şey göreceklerine inanma-
ya başladılar. Ve görecekleri şey-
lerin bazen yabancı veya karmaşık
veya izlenmesi güç olacağını, fa-
kat tamamen yeni bir dünya aça-
cağını veya daha önce hiç bilme-
dikJeri bir dünyaya pencere açaca-
ğını fark etmişlerdir.
Ulusal Panorama bölümü
Daha geniş bir seyirci kitlesine
ulaşma çabasının parçalanndan bir
tanesi de festivalin belirli bölüm-
lerinin Kuzey Yunanistan bölge-
sinde gezgin hale getirilmesidir.
Bu amaçla festival bugünedek Ale-
xandrapolis, Florina, Kastoria, Kil-
kis ve Edessa'ya kadar gitmiştir.
Yönetici Mkhel Demopoulos,
"Bu yerfcrtk sinemaya ve filmlere
olan ilgiyi canlandırmak îçin bu-
nun iyi bir ml ofduğunu dü$üo-
dûk" diyor. Yunanistan'ın bu göz-
den ırak yerlerindeki sinema se-
yircileri, genç. gelişmekte olan ye-
tenekleri görme imkânına festival
sayesinde kavusmaktadırlar.
Bu yıl gösteriler Olympion Si-
nema Kompleksi'nin yanı sıra 8
ekranlı Multipleks Plateia Assos
Ster Odeon'da yapılıyor. Bu yeni
Multipleks Olympion'un hemen
yanında yer alıyor ve festivalin di-
ğer gösterileri için bir toplu göste-
ri merkezi olarak bizmet veriyor.
Bu yılki festival programında
dikkate ahnması gereken en önem-
li değişikJik, ulusal yanşmamn ye-
rine bir Ulusal Panorama bölümü-
nün konulması. Panoramada su-
nulacak Yunan filmleri ulusal si-
nema ödüllerine aday sayılacaklar.
Ödüller, festivalin uluslararası ka-
panış gecesi 22 Kasım'dan bir gün
sonra açıklanacak." Yunanistan'da
sinemaya stcaklıkla koUannj acan,
kucaklay an birortam yaratmaça-
bası önemli bir mesafe J^ydetouş-
tir" diyor yönetici Demopoulos.
"BuçabanmhâlâbaştonndayTZ-Fa-
kat çalışıyoruz ve bir şeyler olu-
joc-" diye ilave ediyor.
Uluslararası Yansma'nın sonuç-
lan 22 Kasım Pazar gecesi Olym-
pion Sinema Merkezi'nde yapıla-
cak olan ödûl töreninde açıklana-
cak.
Geçmişmmanınpeşinde
TRT tarafından hazırlanan 'Eskici 'nin 5. bölümü,
Cumhuriyetin ilk güzellerini ekrana taşıyacak
RAHAR TANRISEVER
ANKARA- Cumhuriyetin ilk
güzelleri... Yaşamlan ve bazi-
lannın trajik sonlan! Altm iğ-
ne, gümüş sırma. bal peteği:
Terzilik sanatının evrimi. ilk de-
fileler... TRT Ankara Televizyo-
nu Belgesel Programlar Mü-
dürlüğü'nce hazırlanan "Esld-
ci" adlı belgesel. tarihin tozlu
sayfalan arasında kaybolmuş
pek çok rengi günışığına çıka-
nyor.
Dünden bugüne taş plak yıl-
dızlan, güzellik kraliçeleri, ka-
dın berberleri. mankenler, dans
profesörleri. sinema fenerleri,
otomobiller, deniz hamamlan
ve diğerleri ekrandan izleyiciy-
le buluşuyor
Yapım ve yönetmenliğinı Ta-
ha Fe>izü"ntn üstlendiği "Esld-
ei" adlı belgesel sürüyor. Sanat
yönetmenliğinı Murat Ateş'in
yaptığı belgeselın metinlerini
Gökhan Akçura yazdı. Füsun
Fevidi senaryolaştırdı. Programm mü-
zik damşmanlığmı Medet Acar ile bir-
likte yapan MehmetGürelujenerik mü-
ziğinj de hazırladı. Belgeselin sihirli
dünyasına götüren Eskici 'yi Devlet Ti-
yatrosu sanatçısı Mefamer Ataycanlan-
dınrken programda. Enise İnak, Ayşe-
gül Özbey, Ayşe Genç ve Sait Khusha-
imi rol alıyor
Tanzimatla başlayan ve Türkiye Cum-
huriyeti'nin kurulmasıyla birlikte top-
lumsal bır ülkü halıne gelen çağdaşlaş-
ma sürecınin önemli kilometre taşlan-
nı aktarmayı amaçlayan belgeselde di-
daktik bırdil yenne, sinema dılı, drama-
tik bir yaklaşım seçilmesi dikkat çeki-
yor. Her bölümde konunun uzmanlan-
na danışman olarak yer verilirken ta-
nıklann görüşlen de izleyiciye sunulu-
yor.
Yönetmen ve yapımcı Taha Feyizli.
belgeselin ön hazırlıklan, metin çahş-
malan, çekimleri ve kurgusunun 2 yıla
yakın birsürede gerçekleştirildiğini bil-
dirdi. Feyizli. ''Belgeselde yer alan ko-
nulann çoğu ilk kezTRT aracılıgıyia ka-
Üumhurîyet
nuoyuna sunuluyor. Cumhuriyetin ŞUD-
diye kadar bilinen, vurgulanan tarafla-
nndan ziyade çokaz bilinen yanlannıgös-
termek istedik. SKil, sosyal tarihi anlat-
mak, önemli kilometre taşlannı \urgu-
lamayı amaçladık" diye konuştu.
Belgeselin "TescilH Güzeffik" başlı-
ğını taşıyan 5. bölümü bugün saat
22.50'deTRT 1 'de yayımlanacak. Prog-
ram, Atatürk'ün emriyle 1929'da Cum-
huriyet gazetesi tarafından düzenlenen
ilk güzellik yanşmasının birincisi Feri-
ha Tevfik'in yaşamı ve trajik sonundan.
Atatürk'ün "Ece" soyadını verdiği ilk
dünya güzeli Keriman Halis'e kadar
uzanan bir yelpazeyi sunuyor.
"Esldci'1
nin diğer bölümleri ve ko-
nulan şöyle:
Alnn İğne, Gümüş Sırma, Bal Peteği:
Terzilik sanatının evrimini konu alan
programda İstanbul'un eski ünlü terzi-
İeri, Cumhuriyetle birlikte Türk terzile-
rinin yetişmesi, ilk defileler, mankenler,
konfeksiyon ve terziler döneminin so-
nu işleniyor.
Siyah Buklen' Kız: Eczacıhk tarihi,
• 'Eskici', taşplaktan
güzellik kraliçesine,
danstan îstanbul
hamamlanna kadar uzanan
bir tarih sayfasını gözler
önüne seriyor.
var olan koleksiyonlar, ıtriyat ve parfürn
tarihi ile bunlann şişelerine ilişkin ko-
leksiyonlar sunuluyor.
Fenerleri Yakmak (2 Bölüm): Îstan-
bul
:
un sinema salonlan ve işletmecili-
ği, halen ayakta olan salonlann kısa ta-
rihi, sinema fenerleri ve yazlık sinema-
lar anlatılıyor.
Fruchtermann Diye Bir Adam: Tür-
kiye 'nin ilk ve en önemli kartpostal ya-
yıncısı Max Fruchtermann'ı konu alan
bölüm. bugünün kartpostal koleksiyon-
culannın konuya yaklaşımını da yansı-
tıyor.
O,Sahibinin SesineSes Verdi: tlk plak
şirketleri. ilk plaklar, taş plak yıldızlan
ve taş plak ile gramofon koleksiyoncu-
luğu işleniyor.
Bu Hamamın Kurnası Yok: Îstan-
bul'da Deniz Hamamlan "nda başlaya-
rak plajlann tarihini anlatan bölümde
Atatürk'ün deniz sevgisi ve Florya De-
niz Köşkü'ne de yer veriliyor.
İlk Armağandı O: Eski kitaplar eks-
pertizlik, sahaflık ve müzayede yöneti-
ciligi tanıtılıyor.
P sanat Kültür Antika Derglsl'nin Cttz sayısında
'At'ın sanattaki
yansımalanKültür Servisi - P Sanat Kültür An-
tika Dergisi'nin Güz'98 sayısı, insa-
noğlunun en eski ve en sadık dostla-
nndan 'At'ın sanattaki yansımalanna
aynlıyor. İlk kez neolitik çağda evcil-
leştirUen at, tarih boyunca insanlara sağ-
ladığı yararlann yanı sıra, düşlerimi-
ze, söylencelerimize. sanat ve edebi-
yat yapıtlanmıza yerleşmiş; uygarlı-
ğımızm aynlmaz bir parçası olmuş.
P'nin bu sayısında at ve sanat, Çin'den
Osmanh'ya, Bizans'tan Venedik'e,
Ingiltere'den Fransa'ya tüm aynntıla-
nyla ele alınıyor.
Öyküleri, gezi kitaplanyla tanıdı-
ğıınız Orhan Duru, bu kez P Dergisi
sayfalannda at konusunu ele alıyor.
Duru, 'EfsanedenGerçeğeAt'başlık-
lı yazısında atlann Greklerin ve Türk-
lerin mitologyasıyla, Selçuklu ve Os-
manlı toplumlanyla yakınJıklan anla-
tılıyor.
Kisa bir süre önce Pekin'de, Hong
Kong'da ve New York'ta düzenlenen
sergiler, tarih boyunca Çin'de üretilen
atla ilgili sanat objeleri, heykelcikler,
koşum takımlan ve resimlerin kayna-
ğmı oluşturuyor. Günümüzde çanta, el-
drven, ayakkabı ve giysileriyle tanınan,
ama köİceni 1837'de Paris'te açılan at
koşumlan ve aksesuvan atölyesine
dayanan Hennes'in sanat koleksiyo-
nundan 'XV. Louis'nin At Sırtında
PDrtresi'ne, bu tablodan esinJenilerek
Hermes atölyelerinde üretilmiş çiz-
me, eldiven, göğüs zırhı eşlik ediyor.
Zeynep İnankur, "Konstantinopo-
EstenVtoedOc'eSan MarcoAflan" baş-
lıkJı yazısında Venedik'te San Marco
Kilisesi Müzesi'nde sergilenen dört
bronzatın, antik çağdan Konstantino-
polis'e, oradan Venedik'e uzanan öy-
küsiinü anJatıyor. Dclacroh'nın. Chas-
seriau'nun, Fromentin'in tuvallerine
yansıyan Arap atlarının yorumunu ise
Semra Gennaner, "Oryantalist Re-
simlerde Arap Atlan Fantazyalar"
başlıklı yazısıyla aktanyor okuyucu-
lara.
Baslı başına bir sanat nesnesi nite-
liği taşıyan at alm zırhları, bu alanın
uzmanı TüUn Çoruhlu'nun OsmanJı
dönemi at kültürüne de ışık tutan ya-
zısında yer alıyor. Çoruhlu'nun yazı-
sına Askeri Müze Koleksiyo-
nu'ndan yapıtlar eşlik ediyor.
18. ve 19. yüzyıi tngiliz res-
minin vazgeçilmez bir parçası
olan atresimleri,konunun tngil-
tere'deki uzmanlanndan Graham
Buddtarafından aktanlıyorokur-
lara. FeridEdgü'nün "Degas'nuı
Yanş Adannı tzlerken" başlıklı
yazısında, bir süredir çeşitli kent-
leri dolaşan 'Degas At Yanşla-
n'nda adlı serginin yapıtlannı in-
celeme olanağı buluyoruz. Top-
kapı Sarayı Müzesi'nden Deniz
Esemenli, Osmanlı sarayı at kül-
türünü incelerken Topkapı Sara-
yı koleksiyonundaki değerli at ta-
kımlan çok uzun bir zamandır
ilk kez gün ışığına çıkıyor. Çağ-
daş Türk resminin ustalanndan
Orhan Pekcr'in 'Mahzun AÖar'ı,
Peker'in resmini yakından bilen
Turgay Gönenç'in kaleminden
XV. Louis'nin at aründa portresi, 1723-1725. dile geliyorlar.
YAZI ODASI
SELtM İLERİ
Kitap Fuarı'nin Ardınıta
Istanbul'da Kitap Fuan her yıl sonbaharda
yük yankılarla açılıyor. TÜYAP'ın bir başansı b
Yayınevleri, fuar öncesi son üç ayı bütün bir
bedel kitap haarlıklanyla geçiriyor. Yeni kitapla
arada, bol bol yayımlanıyor.
Fuara iki kez, iki cumartesi gittim bu yıl. Insan
nı, hele ikinci cumartesi, benı gerçekten şaşırttı
kadar çok kitap tutkunu varmış bu kentte!
Hem yalnız bu kentte mi? Başka kentlerden
len okurlar, kitabevi temsilcileri, görüşmeler, irr
laşmalar; öyle bir görüntü ki: Krtaba adamakıllı d
kün bir ülkede yaşandığı sanısı uyanıyor.
Her sanı yedeğinde kuşku barındınr: Kitap
veriiğimiz de sanınm böylesi bir kuşku banndırn
Bunca okur bütün yıl nereye kayboluyor? Ya
Fuar'dan edindikleri kitaplan bütün bir yıla mı I
lüştürüp okuyorlar?
Hangi kitaplar daha çok ilgi çekti?
Okurun profilini yakalamak olası mı?
Kimlerdi asıl "alıa".
Ufuksuz gözlemlerimden yola çıkarsam, gerç
okur, gerçek kitapsever kitap ederleri karşısında c
raksayan, huzursuzluk duyan, şu ve bu kitabı
arada degil de içlerinden yalnız birini seçmek ı
runda kalan, olanaklan dar, orta halli kesimdi. G
rüyordunuz onlan: Kitaplan okşarcasına gözd
geçiriyorlardı, sevgiyle, hasretle. Uzun uzadıya ı
çüp biçiyoriardı.
Ziya Osman Saba'nın dizeleri geçiyordu ki
bimden:
"Gün görmemiş insanlar I Konuşanlar, birhüzü
le sesinde, Isusanlar, susanlar..."
Sonra, cep telefonlanyla yürüyüp geçenler; t
cep telefonlannın başkalannca ille fark edilme
gerekiyor.
Sonra günün modası satış kitaplannı imzala
mak için kuyruğa girenler: Hallerinde, o kitabı okı
okumaz, Türkiye'nin sorununu çözmüş bir eda v£
Sonra, yağmurfu cumartesiyi sıcacık mekâna
bir aşağı bir yukan dolaşarak eğlentiye dönüşti
renler.
Sonra "Üst katta iyi kitabevleri, boş ver aşağı ir
meyi" diyen, diyebilen tırnak içi kitapseverîer.
Bunlar da öteki görünümlerdi.
Orta halli kesimin okurlan ya öğretmen, ya öÇ
renci velisi, asker, hukukçu, işte benzeri uğraş alar
lanndan kişiler. Yıllann kitap okuruyum, uzakta
ayırt ediyorum onlan, gülümseyişlerindeki hüzür
den, bakışlarındaki ince içe kapanıştan. İşte, diyoı
sunuz, işte!..
Fuar'ın açılışı bir siyaset arenası olmuş, işittiğirr
öörendiğim kadanyla.
İlk cumartesi Sayın Erdal Inönü geziyordu. N
koruma, ne görevli, ne tantana, ne alkış. O her ZJ
manki alçakgönüllülüğü, güleryüzü, güven veren dı
yarlı tutumuyla, dikkatiyle.
İkinci cumartesi bir hanımefendi geldi, yanınd
yaşlı bir bey, yaşlı bir hanımefendi. "SizPilge Güı
soy'un arkadaşısınız değil mi" diye sordu. O zama
tanıdım Sayın NilüferGürsoy'u. CeJâi Bayar'ın k
zının ardında ne koruma, ne görevli, ne tantana, n
gürültü patırtı. Sade giysili bir hanımefendi.
Ister istemez Ismet Inönü, Celâl Bayar, yıllar, ye
kın tarih, değişen Türkiye beliriyor. Ister istemez biı
takım kıyaslamalaryapıyorsuhuz. Ister istemez 6
dal Inönü'yü ve Nilüfer Gürsoy'un bugünün kişile
riyle, bugünün bütün birsiyaset ortamıyfa ölçüp b
çiyorsunuz.
Elbette burukluk duyuyorsunuz, hem de yainı
burukluk.
İki cumartesi bu yüzden eve biraz, yok, bir ha>
li düşünceli döndüm. "Cumhuriyet terbiyesi"nin n
olduğunu bir kez daha algılayarak.
Şanslı insanlarmışız diyorum, o terbiyenin son dc
neminde yetişmişiz. Bizde iyi kötü bir şeyler ka
mış.
Sayın Gürsoy'un ve Sayın Inönü'nün fuar resirr
leri belleğimden herfıalde hiç silinmeyecek.
Takvimdeh Bırakan:
"Atatürk, askeri zaferierin ve siyasal başanlan
olduğu denli, sanatsal inceliklerin de adamıdır. B
toplumuyönlendirmede, çağdaşlaştırmada sana
tın ve kültürün işlevini çok iyi bilmektedir." Atill
Dorsay, Sinema ve Çağımız, Remzi Kitabevi, 199*
Necl Kâzım Akses'i anma konseri
• tZMİR (AA) - Izmir Devlet Senfoni Orkestrası
(İZDSO), Ünlü besteci Necil Kâzım Akses'in 90.
doğum yılı anısına bu akşam Ege Üniversitesi AKM
Salonu'nda bir konser düzenliyor. Cumartesi günü
tekrarlanacak olan konserde W.A.Mozart'ın Saraydan
Kız Kaçırma Operası Uvertürü, Flüt ve Arp için Do
Majör Konçertosu ile Necil Kâzım Akses'in Ballad ve
Bir Divanda Gazel adlı eserleri seslendirilecek. Şef
Rengim Gökmen'in yöneteceği orkestraya, arp
sanatçısı Çağatay Akyol ile flüt sanatçısı Songül
Özdemir Seidel solist olarak eşlik edecek. 1908 yıhnd.
Istanbul'da doğan Akses, îstanbul Devlet
Konservaruvan'ndan sonra Viyana ve Prag
konservatuvarlannda eğitim gördü. Ankara Devlet
Konservatuvan Müdürlügu, Güzel Sanatlar Genel
Müdürlüğü ve Ankara Devlet Operası Müdürlüp
görevlerinde bulundu. Türk halk ve sanat müziklerini
Batı tekniği üe
birleştiren sanatçı, 'Türk Beşleri'
olarak bilinen grubun da üyesiydi.
K Ü L T Ü R İ Ç İ Z Î B
K A M İ L M A S A R A C
\ r