Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17KASIM1998S
HABERLER
Sinsi sinsi yürüttükleri politikalar zaman içinde başanya ulaşıyor ve meyvesini vermek üzere
Şeriat Alnıan okullarıııa da gûiyor
DÜZYAZI
• Politikayı Almanya'daki okullara sokmak için
yılardır hazırlık yapan Milli Görüş, bu işten büyük
bir rant sağlamak istiyor.
METtVGÜR
• KOLN - Berlin Eyalet
Yüksek ldare Mahkemesi.
4 Kasım 1998 tarihinde
yaptıgı oturumunda, Milli
Görüş'ün Berlin teşkilatı
olan Islam Federasyo-
nu'nun, Berlin okullann-
da din dersi vermesini ka-
bul etmesi. Almanya'da şe-
riatçı kesimin önemli bir
kazanımı olarak değerlen-
diriliyor.
Berlin Islam Federasyo-
nu takıyye yaparak hiç kim-
senin beklemediği bir an-
da, Almanya'nın Berlin
eyaletindeki okullarda haf-
tada iki saat tslam din der-
si verme hakkını kazanan
ilk tslam Türk teşkilatı ol-
du. Dr. Von Feldmann baş-
kanlıgındaki 7. Daire tara-
fından verılen ve itirazı
mümkün olmayan Yüksek
Mahkeme'nin karannda
özetle şö> le deniyor. "Ana-
yasaya göre, devlet din işle-
rine kanşmaz. Değişik din-
leri temsil eden kilist veöte-
ki dini kuruluşlar arasında
fark gözetemez. Bu bakım-
dan, belirli bir din >a da
dünva görüşünü benimse-
yen kuruluşlardan mey da-
na gelen temsikiliklerin rii-
mü okullarda ders verme
yetkisine sahiptir. Berlin
Eğhim Yasası'na göre ders
verecek kuruluşiann ana-
yasaya bağlı olması gereki-
yor. Adı geçen kuruluşun
tüzüğü anayasaya bağlı o\-
duğunu göstermektedir."
(DosyaNo:OVG7B4.98)
Berlin Yüksek tdare Mah-
kemesi'nin aldığı bu karar
tüm Almanya için de ör-
nekteşkil ediyor. Eğereya-
letlerdeki okul yasalan Ber-
lin okul yasasına uygunsa
federasyon orada da din
dersi verme girişiminde bû-
lunabilır.
Geçen yıl Avrupa'da, ço-
ğunluğu çocuk ve gençler-
den oluşan 20 bin kişiyi
"Şeriat ve tslam Devleti"
konulu eğitimden geçıren
tslam Toplumu Mil-
li Görüş'ün (tTMG).
sinsi sinsi yıllardır
yürüttüğü politika-
nın sonucu Ber-
lin'de açtığı cep-
heyi tüm Alman-
ya'yayaymakiçin
bir buçuk yıl önce
yeni bir örgütlen-
meyegittigi belir-
tiliyor. Adınır
açıklanmasını is-
temev en eski böl-
ge başkanlanndan
bir cami hocası,
Milli Görüş'ün, poli-
tika\ ı Almanya'daki okul-
lara sokmak için yıllardır
hazırlık yaptığını belirte-
rek "Avrupa 20 bölgeve
bolünmüşdurumda. Bu
bölgelerden 11 'i Alman-
\a'da. Her bölgede bir
bölge başkanı ve onun
aitörgütleri \ar. Beriin 'de-
ki nrgütJenme biçimi örnek
alınarak bölgelerfederasyo-
na dönüştürüidü. Amac. ta-
rafsız görünerek, Alman-
ya'daki tüm Müslümanlar
adına okullarda din dersi
verme yetkisini alma" diyor.
Hoca bu ışte büyük bir ran-.
tın olduğunu belırterek şun-
ları söylüyor:
"En başta din vergisi ala-
caklar. O rantı elde ederler-
se bunlann önünde kimse
duramaz. Milli Görüş, adı
konmamış,ama Türkiye'yi
içeriden ve dışandan ku-
şatmış durumda. Devletin
yurtdışındaki teşkilatları
uyuvor. Almanva'da Diya-
net fşleri Türk İslam Birli-
ği (DITİB), Milli Görüşten
hem cami bakımından. hem
de cemaatbakmundan da- /
;lü. Neden Beriin *
lam Federasyonu'nun giri-
şimini engelleyemedi? Gö-
rvceksiniz. Milli Görüş tüm
Almanya'da okullarda din
eğitimi verme hakkını ala-
caktır. ötekiler de eUerini
ov uşrura ovuştura onun ar-
kasından gideceklerdir."
Milli Görüş'ün önde ge-
len dar kadrosu içinde yer
alan. teşkilat içinde Nail
Hoca olarak tanınan Nail
Dural, Şeyh Sami'nin ba-
şını çektiği Nakşibendi ta-
rikatından.
Konya Yüksek tslam
Enstitüsü'nden çıkma.
1977'de Diyanet tşleri Baş-
kanlığı tarafından geçici
görevli olarak Berlin Fatih
Camisi'ne yollanıyor. 21
Berlirt'de yaşayah
Federasyonu Başkanı. Ba-
lıkesir'den ve Bursa'dan ol-
mak üzere iki kez de Mil-
li Selamet Partisi'nden mil-
letvekili aday adayı göste-
riliyor. Nail Dural, bir söy-
leşimiz sırasında Milli Gö-
rüş'ü şöyle tanımlıyor:
"Milli Görüş'ün siyasi
alanı Türkiye'dir. Doğnı-
dan dini bir kuruluş değü-
dir. Aslında siyasi bir kuru-
luştur. Gerçek manada İs-
lam siyasi bir dindir. Haya-
tın her alanında insanlann
fikir veeylemlerini etkfleyen
flahi değer ölçülerinin tümü-
dür. Bu böyleyken din ay-
n, devlet ayn düşüncesi ts-
lami bir düşünce değUdir."
Berlintie Sosyal Demok-
Y j l koalisyonu sı-
rasında
Milli Göriiş'e
ait tslam Koleji'nin açıl-
masına verilen izne kar-
şı çıkan Berlin Eya-
let Hükümeti
Yabancılar
Sorum-
lusu
Barba-
raJohn,
olayla ilgi-
li sorumuzu
yanıtlarken kent-
teki Milli Gö-
rüş'ün tslam ku-
ruluşlannın için-
de en zengini olduğunu,
görevlerini çok ciddiye al-
dıklannı, Almanya'da şe-
riat istemediklerini belir-
terek şöyle diyor:
"Milli Görüş'ün şeriat
yanhsı olduğunu, Yahudile-
re karşı geldigini yayınla-
nndan tespit ertik. 75 yıl
sonra Türkiye insanının şe-
riat şartian altına gireceği-
ni düşünemiyorum. Şeri-
atuı hukuk de\1etiyle hiçbir
ilgisi yok. Dar görüşlü kişi-
lerin düşüncesidir. Bu ne-
denle daha okul açümadan
önce yetkiü kuruluşlardan
bunun göz önüne abıunası-
nı istedim. Beni dinlemedi-
ler. Alman din okullanna
her kesimden çocuk geür.
Bu olcnia sadece Türk ço-
cuklan geüyor. Ahnan asıt-
DITİB
'Mücadele edeceğiz'
Berlin tslam Federasyonu'na, okulJarda din dersi verme hak-
kınm verilmesine karşı Almanya genelinde tepküer sürûyor. 13
cami, din görevlisi ve din ataşesiyle Berlm'de faaliyetini sürdü-
ren Diyanet fşleri Türk tslam Birliği'ne gözler çevrilmiş durum-
da. Yetkililer, hâlâ mahkeme karannı inceleme olanagı bulama-
dıklannı söylerken, gazetemize bir açikJama yapan Beriin Din
Ataşesi ve DfTtB Camileri Yönetün Kıırulu Başkanı AN Kıhç,
bu konuda agırdavTandıklannı belırterek *Bu işiıt bizeveriime-
miş oiması bizi sıkmnva soktu. Bizim daha hoşgörülü. daha ku-
cakla>icı bir çalışma biçûnimiz \ar. Bize verilen yörev çerçeve-
sindebunun Ozerinegıdcctğiz, gereken mücadelemizi vereceğiz''
dedi. Berlin Eyaieü Veşıller .Miilervekılı İsmaüKoşan, Mılii Gö-
rüşçülerin demokratik olmadıklan halde, demokratik mücade-
le vererek bir hakkı elde ettiklerini, Almanya'da ilk kcz bir ts-
lam kuruluşununresmileştiğinibelirterek şöyle dedi: "Yeşffler'in
bu konuda görüşü >t>k. Çoğunluğu benimle a>nı görüşte. Genel
olarak Almama'da din dcrsini İs1emi\oru/. Almanya'da kilhc-
lcr okuDardan çıkmaİL Gidip kiliselerde ders versinler. Müslü-
manlar da camilerde din dersi uTsink'r. Bana göre, dini poliö-
ka>a alet eden kuruluşiann .Almanya'da yeri voktnr" Yeşil Fe-
deral Milletvekılı Cem Özdemir. konuyla ılgili olarak bir rad-
yoda yaptığı konu^mada, "Böjie bir kuruluşa din dtrsi vçrme
hakkı veraıek, dteûiradikalörgütlerin de hak talebinde bulun-
masına örnek teşkil eder. Almama'da okullarda Isiam din der-
siurilmtsi gerekn: Bu,Almama'da >aşavan 2 mOvnnu aşkın Müs-
lümanın da arzusudur. Ancak din dersi. bö> le bir kuruluşun te-
keJine vcrilemc/. Kültür bakaniıklan birlikte hareketederek dm
derskri Almama'da vçtiştiribııişi^rı-tmcnkraraabğıvla, Atman-
caoiarak)apıfanalı'<
dedi. Berlin Anadolu Alev ılen Kültür Mer-
kezi Başkanı Dr. Yüksd Özdemir "MilB Görüş \e RP, FP ilebu
kunımun baglan akJugu biüniyor. Okullartla din eğitimi verO-
mc>c başlandıktan sonra, kendi Kuran kurslanna, birtakun
başka etkinlikkre bu çocuklan da>et edecekkr ve kendi düşün-
ceterine hiznıet edecek kadroian ohtjturacaklardır" dedi.
hlar yok. Ben İslama karşı
değilim, fanatik dincilere
karşıyım."
Gazeteci Ali Yılduım'ın
sorumluluğunda Berlin'de
yayın yapan yerel televiz-
yon 'AYPA'nın elde ertiği
bir belgede Berlin tslam
Federasyonu'nun Milli Gö-
rüş'ün örgütü olduğu ka-
nıtlanıyor. Bu belgedeki
verilere göre Berlin'de Mil-
li Göriiş'e bağlı cami der-
neği ve şubelerin sayısı 18.
Bölge başkan yardımcısı
olarak tüm şubelerden so-
rumlu gösterilen Nail Du-
ral, bölge başkanı iseMah-
mutGül
Münster Başkonsoloslu-
ğu çıkışlı ve Kuzey Ren
Westfalya EyalcuJrnde bir-
çok ögretmene yoİiaâan ve
S e r i a t ç ı ö r g ü t I e r l e b a ğ l a n t ı s ı o l d u ğ u s a p t a n m ı ş t ı
MGV soruşturması tamamlandıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara DGM Başsavcıhğrnın,
kapatılan Refah Partisi ve aşm dincı
örgütlerle baglantılı olduğu
gerekçesiyle Milli Gençlik Vakfi
(MGV) hakkında yaklaşık iki yıl önce
başlattığı soruşturma tamamlandı.
DGM Savcısı Nuh Mete YükseJ
tarafından yürütülen soruşturmada.
MGV'nin, tBDA-C ve Kaplancılar gibi
aşın dinci örgütlerle baglantılı olöuğu
saptandı. Savcı Yüksel'in, MGV'nin
kapatılması, yönericilerinin de
yargılanması için gelecek günlerde
Ankara 1 No'lu DGMr
ye dava açacağı
öğrenildi.MGV'nin genel merkez ve
şubelerinde ele geçen Necmettin
Erbakan, Recep Ta»ip Erdoğan, Şevld
Yılmaz. Hasan Hüscyin Cevlan,
Abdurrahman Dilipak, İmdat Kaya,
Hasan Damar, Fethullah Gülen ve
Cemalerrin Kaplan'a ait kasetlerin
çözümünde. Atatürk aleyhinde ve
cumhuriyeti yıkmaya yönelik
konuşmalar bclirlendi. Polis tarafından
yapılan aramalarda vakfın bazı
şubelerinde çok sayıda porno kasedin
de bulunduğu bildirildi.
MGV'nin eski RP'li belediyeler ile
îslami televizyon kanallanyla parasal
ilişkileri de saptandı.
MGV'nin genel merkez ve şubeleri
önceki yıl agustos ayında Ankara 1
No'lu DGM'nin karan üzerine polis
tarafından aranmış ve ele geçirilen bazı
video kasetleri ile dokümanlara el
konulmuşru. tçişleri Bakanlığı'na
başvuran mahkeme, MGV'nin
bürolannda 6 Agustos 1997 tarihinde
yeniden arama yapılmasını ve suç
unsuru bulunması durumunda gerekli
yasal ışlemlerin başlaülmasını istedi.
1800 şubede 350 bin üyeye
sahip
Milli Gençük Vakfi'mn, yurt genelinde
bulunan 1800 şubesinde 350 bin üyeye
sahip olduğu ileri sürüldü.
Yazar Ergün POJTSZ tarafından kaleme
ahnan "M>fP'dea FP'ye Ihanet
Bdgeteri" adlı kitapta, Erbakan
tarafından ilk kez kurulan Milli Nizam
Partisi'nden (MNP) Fazilet Partisi'ne
(FP) kadar olan süreçle ilgili bilgi ve
belgelere yer verildi. Poyraz, kitabm
"RP'nin Yan Kunıluşlan" bölümünde,
vakfın, MSP devrinde faaliyet gösteren
Milli Türk Talebe Birliği'nin yerine
kurulduğu ve kapatılan RP'nin yan
kuruluşlanndan olduğunu kaydettı.
MGV Genel Başkanı oian Nevzat
LateH nin. 24 Aralık 1995 milletvekili
genel seçimlerinde RP'den Ankara
milletvekili adayı olduğunu. ancak
kazanamadığmı anımsatarj Poyraz,
kurban derilerinden elde edilen gelirler
ile taşra şubelerinden gönderilen
paralan vakfın hesabma geçirmediği
gerekçesiyle Ankara 10. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde yargjlanan ve bir ay
hapis cezasma çarptınlan Laleli'nin,
vakfin şeref başkanlığmı yünittüğünü
belirtti. Yılmaz, Izmit Kırkikievler
Mahallesi'nde şubesini açtığı vakıf için
şunlan söylemişti: "Türk Silahlı
Kuvv'etleri Türkh«'yi koruyamaz.
\atan tehlikede! Önun için MGVTeri
kurduk. Herhangi bir verdeki bir
askeri kışla ne ise burası da o. Burada
vatan savunması yapılacak.7
"
18 EGO yöneticisi hakkında 'görevi kötüye kullanma' suçundan dava açıldı
Gökçek'in Iuirokratlamıa davaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An-
kara Cumhuriyet Başsavcılıgı, Ankara Bü-
yükşehir Belediyesi'ne bağlı EGO Genel
Müdürlüğü'nün 18 yöneticisi hakkında,
"görevi kötüye kullanma" suçundan dava
açtı. EGO'nun 1997 ve 1998 yıllanndaki
bütçelerini incelemeye alan savcıhk, iddi-
anamesinde, belediye yöneticilerinin ku-
rum dışından kişilerle sözleşmeler yapa-
rak genel müdürlügü zarara uğrattıklan-
nı bildirdi.
Ankara Cumhunyet Başsavcılığı, 28
Temmuz 1998 tarihinde EGO'nun genel
müdüründen hukuk müşavirine kadar, çe-
şitli yönetim görevlerindeki 18 kişi hak-
kında dava açtı.
Iddianame
Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Yalçın ta-
rafından hazırlanan iddianamede, sanık-
lann genel müdürlüğe ait 1997-1998 ma-
li yıllan bütçelerine hüküm getirmek yo-
luyla. 657 sayılı yasanın ek-geçici 9, EGO
Genel Müdürlügü çalışanlan yönetmeli-
ğinin 4. genel müdürlügün kuruluş. görev
ve çalışma esaslannı belirleyen yönetme-
liğin 5 ve 6. 4325 sayılı yasanın 7. mad-
delerine aykın olarak, kurum dışından ki-
şilerle sözleşme yaparak kurumu zarara uğ-
rartıklan sav ına yer verildi.
EGO Genel Müdürlüğü yöneticilerinin.
kurum dışından 23 kişiye, ilgili yönetme-
lik ve yasalara aykın olarak bazı hizmet-
lerin )Tİrütülmesi için sözleşmeler yapa-
rak vüklü miktarda ödemelerde bulun-
duklan belirlendi. Tünel uzmanı olduğu
bildirilen Pierre Duffaut adlı kişiye her-
hangi bir yazılı sözleşme obnaksızın 26 bin
306 frank (yaklaşık 1.5 milyar lira) öden-
diği bildirildi.
EGO yöneticileri savunmalannda. "iş ve-
rilen kişilerin meslek vasıf ve uzmanlıîda-
nna eşdeğer" kadrolu elemanlannın bu-
lunmadığını, bu nedenle EGO'ya ait hiz-
metlerin sağlıkJı biçimde yürütülmesi için
hizmetlerin satın alındığını, yapılan iş-
basiretli bir tacir gibi davranmadıkJan,
yürüriükte bulunan vusa ve yönetmelik
hükümlerine aylan olarak yapbkları söz-
leşmelerle, işletmeyi zarara uğratükları.
bu eylemJerini bir suç işleme karanndan
hareketle çok kez tekrarlajarak görevi kö-
tüye kullanma suçunu işledikleri anlaşumıs-
tır. Sanıklann yargılanmasuıın yapılarak,
yüklenen suçtan eyiemlerine uyan TCY'nin
64/1,240/1, 80 ve 39. maddeİeri uyannca
cezalandınlmalanna karar verilmesi ka-
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,
genel müdüründen hukuk müşavirine
kadar 18 EGO yöneticisi hakkında
"görevi kötüye kullanma'
suçlamasıyla dava açtı.
lemlenn yöntem ve yasaya uygun olduğu-
nu belirttiler.
Savcıhk tarafından yapılan inceleme
sonucunda. bu savunmanın tersine EGO
bünyesinde, kuruluşa bağlı işletmelerde hiz-
metlerin sağlıklı biçimde yürütülmesini
sağlayabilecek sayıda deneyimii işlerme-
ci. ınali müşav ir, avııkat ve teknık elema-
nın buluridağu belirlendi. tddianamede
şöyle denildi:
"Sanıklann yönetimini üstlendikleri
EGO işletmesinin çıkarlaruu gözetmekte
mu aduıa sav ve dava olunur."
Hakkında dava açılan yönetici ve me-
murlann isim ve görevleri şöyle:
Altan Raşit Civan (EGO Genel Müdü-
rü). Ali Öztürk (EGO Genel Müdürlüğü
Bütçe ve Mali tşler Daire Başkanlığı), M.
Erruğrul Köker (EGO Genel Müdürlü-
ğü). Sıttık Özcan (EGO Genel Müdürlü-
ğü Bütçe ve Mali tşler Daire Başkanı),
Ethem Dağ (EGO Genel Müdür Yardım-
cısı), Hay dar Sümerf EGO Genel Müdür-
lüğü). ismailMahirDurmaz (EGO Genel
Müdürlüğü Mali tşler Daire Başkanveki-
li), IrfanKadriŞenoğlu (EGO Genel Mü-
dürlüğü), Mehmet Akkaya (EGO Genel
Müdürlüğü), Tahir Boran (EGO Genel
Müdürlüğü Gaz Dairesi Başkanı), Şera-
fettin Genç (EGO Genel Müdürlüğü Abo-
ne Dairesi Başkanı), Kamuran Karagözog-
lu (EGO Genel Müdürlüğü Hukuk Müşa-
viri), Ramazan Toprakh (EGO Genel Mü-
dürlüğü), Mücahit Yanıunaz (EGO Genel
Müdürlüp), Hayri Uğur (EGO Genel
Müdürlüğü), Yahya Güler (EGO Genel
Müdürlüğü), Ömer Koca (EGO Genel
Müdürlüğü Otobüs Daire Başkanlığı), Ah-
met Konakoğlu (EGO Genel Müdürlüğü
Personel Daire Başkaru).
CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş,
geçen 5 yılda Ankara Büyükşehir Beledi-
yesi'nin yaptığı tüm işlemlerin "usulsüz-
lûk, hukuksuzluk abJdesi" olduğunu, be-
lediye olanaklannın "tarikatçı ve gerici
çeteyuvalanna"pompalandığını söyledi.
Yalnız ihalelerde değil, personel alımlann-
da da usulsüzlüklerin olduğunu belirten
CHP Ankara Miiletvekili Yılmaz Ateş,
"Üzülerek söyhıyorum,demokratik Cum-
huriyete, laik Cumhuriyete kastetmek is-
teyenlerin mevzilendiği bir siper olmuştur
Ankara Belediyesi" dedi. Ateş, 100 trilyon
liraya yakın birkaynağın gerici ve çete kar-
masına gittiğinin iddia edildiğini belirte-
rek "Belediyenin yalnız bu şirketlerie de-
ğil, 4 yülık süresi boyunca yaptıgı tüm iş-
lemler A'dan Z'ye incelenmeh'dir" diye
konuştu.
basına sızdırılmak isten-
meyen 'Bilgi Notu' başlık-
lı yazıda ilginç açıklama-
lar var.
Almanya'da son zaman-
larda tslam din derslerinin
cemaatlerce verilmesi yö-
nünde bir düşüncenin ge-
liştiği, Almanca verilmesi
düşünülen bu derslerin Al-
man kurumlarınca hem
kontrol etme hem de Al-
man eğitim sistemine para-
lel bir sistem uygulanma-
sının gerçekleştirilmek is-
tendiği belirtılen belgede,
"Ancak böyte bir fıkri ha-
yata geçirmeden önce, bu-
nun Almanya'daki Türk
toplumu üzerinde neden
olacağı olası etkilerini de
ortaya koymak gerekmek-
• tedir. Başkonsolosluğumu-
zun bu konuda yıllardan
beri vaptıgı çalışmalar ne-
ticesinde elde ettiği dene-
vim ve gözlemler ışıgında
tslam din derslerinin AJ-
manca verflmesinin yol aça-
cağı sorunlar aşagıda sıra-
lanmışür" deniyor v e ders-
lerin cemaatler tarafından
verilmesinin sakıncalı oldu-
ğu ileri sürülerek şöyle de-
vam ediliyor "Federal Ana-
yasa'nın ilgili maddesi, di-
ni cemaarterin din dersleri-
ne etkide bulunma hakkı-
nı vermektedir. Bövle bir
uygulama Hıristiyan dini-
nin hukukuna,geleneğineve
tarihsel gerçekligıne uygun-
dur da_. Ancak, hukuksal
açıdan buna benzer bir dü-
zıenleme İslamhcteters düş-
mektedir. Çünkü tslam di-
ninde, Huistiyanhkta oldu-
ğu gibi, merkezi bir otorite
ve bir ruhban sınıfı bulun-
mamaktadır. Bilindiği üze-
re, Kuran, ilk Müslüman
devletinin anayasası da o\-
muşrur. Yani poütize edilme-
ye son derece uygundur ve
esasen modern Türkiye
Cumhuriyeti'nde tarikat
cemaatlerinin yasak olma-
ları da. tamamen bu grup-
lann. İslamı siyasi amaçlar
uğruna kuüanmalanndan
kaynaklanmaktadır."
Almanya'daki Türkiye
kökenli tslam kuruluşlan-
nın da değerlendirildiği ya-
zıda şu görüşlere yer veri-
liyor "Aralannda.MiDi Gö-
rüş Tesküad'nın da bulun-
duğu çeşitli radikal görüş-
lü tslam cemaatlerinin uzun
zamandır çalışma yaptık-
lan bilinmektedir. Bu grup-
lar, din dersleri konusunu,
Alman makamlan nezdin-
de bir nevi 'tanıma' ve "ka-
bul edilme' vesilesi olarak
değeriendirmektedirler.
Böylece kontroisüz ve asıl
amaçlan siyasi tanıma olan
aşın gruplar, çocuklanmı-
zı büyük ölçüde istismar
edebileceklerdir. Çocukla-
nn bu şekilde aşın grupla-
nn eline teslim edilmeleri-
nin,Almanya'nuı kamu gü-
venliği açısından da sakın-
calı olacağı değeriendiril-
mektedir. Aynca, Alman-
ya'da dini temsil yetkisi olan
bir kuruluş, Hıristiyanlar-
da olduğu gibi, din vergisi
toplayabilecek, bu sayede
aşın gruplara aktanlabile-
cek mJKonlarca marklık ge-
lir sağlanabilecektir. Nite-
kinı,bu gruplann asri amaç-
lannın da bu olduğu açık-
ça bilinmektedir."
ORHAN BİRGİT
Soğukkanlılığı Bırakmadaı
Terör örgütünün silahlı güçleri, Apo'nun on dört yıldî
beri kendilerini yönettiği Şam'dan aynlmak zorunda t
rakıldığı günden başlayarak dağılma sürecine girmişti
Bir emekli orgeneralimiz, PKK liderinin daha Rusya')
sığındığı gün, bu aynlışın stratejik boyutunu "Kulübesiı
den kovalanan ev köpeğinin, şimdi sokak sokak dola\
mak zorunda kalacağını; ama önünde sonunda bir a
sada kıvnlıp yaşamınason vereceğini" anımsatarak ar
latmıştı. Bu nedenle, Öcalan'ın Italya sergüzeştini de
sokaklardan bırisı olarak görmeliyiz.
Ve olan bitenlere serinkanlılıkla bakmalıyız.
Suriyeve Şam, daha üç hafta öncesine kadar, on dö
yıldır Türkiye'ye yönelmiş olan sinsi bir saldınya her
strateji hem de lojistik destek için karargâh görevi yapı
yordu.
On dörtyıl, bızim ülkemizde çeşitli partiler, kimizama
tek başına, bazen koalisyonla iktidar oldular. Hepsi, Gü
neydoğu'da venlen kanlı savaşın siyasi sorumluluğunı
taşıdılar. Ama hiçbinsi, bu savaşın karargâhını savunaı
komşu devlete karşı "son sözü" söylemeyı akıl etmedi
Dahası, Turgırt Ozal ve Necmettin Erbakan, Suriy<
ve Hafız Esad ile lyı ilişkiler kurmak için çok çaba sar
eftiler. REFAHYOL hükümeti kurulduktan hemen sonr;
Erbakan'ın ilk dış gezilen arasında Suriye'nin de adı var
dı; amadahasonraprogramdeğişıkliği ilehükümetçe
başbakan yerine iki bakanın göndenlmesi yoluna gıdil
di.
Apo'yu kurulu düzenınden çıkaranın elli beşınci hükü-
metın olduğunu, 1984'ten bu yana Başbakanlık ve Dı-
şişleri Bakanlığı yapan ve tümü bugünkü partamentode
bulunan politikactlann, o arada özellikle Çiller ve Bay-
kal'ın da bilmesı, vıcdanlan ile baş başa kaldıklan zaman-
da "Sahi biz bu konuda ne yapmıştık" demeleri gerek-
mez mi?
Apo'nun Roma'ya gidışinin en azından Italya hüküme-
tinin bilgisi dışında olduğu, hukümet adına yapılan res-
mi açıklama ile bildirilıyorsa, bu konuda PKK'nin siyasal
kanadının yaymak ıstediğı söylentıler ürenne varsayıma
dayanan yorumlarta uğraşmamalıyız.
Yıne aynı siyasal kanat. Kani Yılmaz'ın ağzından Yu-
nan Başbakanı Simitis'e, Apo'nun Yunanistan'a gitme-
sine izin vermedığı ıçın hücum ediyorsa, bu da Atina'nın
PKK terörüne karargâh olmamak ıçın kapılannı eşkıya ba-
şına kapatmış olduğunun bir kanıtı değil midir? Türkiye,
elbette kendi toprak bütünlüğünü parçalamak amacı ile
on dört yıldır sivil-asker, kadın-erkek, genç- yaşlı, çoluk-
çocuk otuz binden fazla ınsanını ölüme götüren, ülkenin
ekonomik kaynaklannı erozyona uğratmaya çalışan bir
terör manyağının kendi mahkemeleri önünde yargılan-
ması gibi bütün uluslann kendi yasalannda devletlerine
tanıdığı doğal bir haktan yararlanmak isteyecektir.
Türkiye'nin bu isteğinın, başka ülkelerde politik gele-
ceklerini terör yandaşlığına bağlamış mihraklar tarafın-
dan engellenmek istenmesinı bir sürpriz olarak görme-
meliyiz.
Duma'nın oybirtığine yakın bir ezıci çoğunlukla aldığı
karar cebinde iken Apo. Aırflot'un uçağına yüklenmedi
mi ki şımdi yeşillerin ya da komünistlerin yaratmaya ça-
lıştığı havayı, bütün bir Italyan kamuoyunun ürünü gibi
algılıyoruz?
Batı Avrupa Birliği Dışişleri ve Savunma bakanlannın
dün Roma'da başlayan toplantısı bile, hem Batılı mütte-
fiklerimize sorunlanmızı ve terörden çektiklerimizi bir kez
daha anlatmak açısından: hem de Italya'daki kimi çev-
relerin terörle aynı yatakta yatmaya ne kadar hevesJİ ol-
duklanrtatanıkhk etmeleri yönıinden kaçınlmaz bir fırsat
olarak değertendirilmelidir.
Türkiye artık, eşkıyanın son çırpınışlar yaptığını unut-
mamalı, bölgedeki yurttaşlanna olağanüstü hal durumu-
nu kaldırmaaşamasının yaklaştığını anlatmalı; Güneydo-
ğu'nun kalkınması için özel sektörünün bir an önce dev-
reye girme çağnsı yinelenmelidir.
Demokratikleşme yolunda atılması gerekli adımlar, ül-
kenin herhangi bir bölgesinde doğan ya da oturanlar için
değil, tümümüz için gereklidir. Olüm cezası gibi hem
çağdışı hem de uygulanma olanağını yıtirdiği için anlam-
sız bir yasa maddesinin yerini "güçlendirilmiş müebbet
hapis"e bırakması da Apo ya da Çakıcı'nın gerı verilme
sorunu olarak değil, demokratikleşme ve çağdaşlaşma-
nın sonucu olarak görülmelidir.
Şimdı herbirimizi büyük sorumluluklar bekliyor. Soğuk-
kanlı ve sağduyu ile davranmak, önümüzdeki haftalar-
da karşılaşacağımız zorunlu hükümet bunalımından ulus-
ça nasıl en az zararla çıkabileceğimızin yolunu, yorda-
mını arayıp bulmak bekliyor.
Ihtiraslan, akıllannın beş kanş önünde giden "Baykal
+ Çiller + Kutan" üçlüsünü kuyuya birlikte taş attılar.
O taşı, kim nasıl çıkarabilecek?
3 sempatizan yakalandı
Bursa'daîslami
Hareketoperasyonu
BLRSA (Cumhuriyet) -
Bursa'da şeriat de\ leti kur-
mak için tebliğ çalışmala-
nnda bulunan îslami Hare-
ket örgütünün üç sempati-
zanı yakalandı. Sanıklarla
birlikte laser pointerli bir
adet Kalaşnikof da ele ge-
çirildi. tşadamı Nesim Mal-
la cinayetinin tetıkçilerin-
den Oğuz Isıkh'nın halen
eğitim için Iran'da olduğu
belirlenen kardeşi Sibel
Işıldırun da örgütün toplan-
tılanna katıldığı saptandı.
Bursa Emniyet Müdür-
lüğü'nden yapılan açüda-
maya göre terörle mücade-
le, organize suçiar ve silah
kaçakçılık şubesi birimle-
rince gerçekleştirilen ope-
rasyonlar sonucu. yasadışı
Jslami Hareket örgütü sem-
patizanı olmak ve irticai
amaçlı ders vermek suçla-
nndan elektrikçi Servet ve
eşi YüdızEren ile Sönrnez
Temur gözaltına alındı.
Açıklamada. "Sanıklann
tslami esaslara davalı bir
devlet düzeni kurnia faali-
yetindebulunduklan, ken-
dilerine karşı olan çevre-
lerden gelebilecek saldın-
lara karşılıkvermek için si-
lah ve mühimmat bulun-
durduklan. 30ar kişilik
gruplarla sohbettopiannla-
n düzenkyerek taraftar bul-
maja çabşüklan. kendileri
gibi düşünen şahıslann da
a>m şekilde silahlanmala-
n yönünde propaganda
yapOklarT kaydedıldi.
Sanıklann Davukkadı
Mahallesi'ndeki evlerinde
yapılan aramalarda. üzeri-
ne laser pointer monte edil-
miş biradet Kalaşnikof oto-
matik rüfek, bir adet av tü-
feği ile çok sayıda fişek,
bir gaz maskesi. bir pusu-
la ve örgütsel dokümanlar
ele geçirildi.
Emniyet açıklamasında,
u
Çağn Radjt>r
da yapılan
"Serbest Köşe" programın-
da yayımlanmak üzere ha-
zırlanan yazılann da arama-
larda bulunduğu vurgulan-
dı. Açıklamada, gözaltına
alman sanıklardan Servet
Erenin 1988 yılında Bur-
sa Ulucami önünde tsrail
bayrağının yakılması eyle-
mine katıldığı da belirn'ldi.
Malki cinayetinin tetik-
çilerinden olduğu bildiri-
len Oğuz Isıkh'nın karde-
şi Sibel Işıklı'nın ülkücü
olarak girdiği cezaevinden
Hizbullahçı olarak çıkan
bir başka tetikçi Mehmet
Sümbül'ün de yeğeni ol-
dugu öğrenildi. Yetkililer.
Sibel Isıkh'nın eğitim
amaçlı olarak Iran'da bulun-
duğunu. sık sık Azerbay-
can'a giriş-çıkış yaptığını
bildırdiler.
Operasyonda, 3 kişinin
öldürülmesi olayrna katıldı-
ğı tespit edilen bir örgüt
üyesi yakalandı. Diyarba-
kır Emniyet Müdürlüğü Te-
rörle Mücadale Şubesi ekip-
lerince il merkezinde ger-
çekleştirilen operasyonda,
yasadışı Hizbullah örgütü-
nün tlimciler Grubu'na üye
olduğu belirlenen Mehniet
Alabalık gözaltına alındı.