16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMriURİYET 17KASIM1998 OLAYLAR VE GORUŞLER 75.YıldalO.YılMarşıL METİNERKSAN T ürkiye Cumhuriyeti Devle- ti'nin 75. yılında. bu büyük yıldönümünün. bu.önemli larihin bir "Marş'ının Yara- tılamamasr sanatsal, şiirsei. müziksel, işitsel. kültürel bir sorun değildir. Bu sorun. çok yaşamsal ve çok duyarlı nitelikte, düşiinsel. toplumsal ve siyasal bir sorundur. Bu sorun: 75. yıl- da 10. Yıl Marşı'nı okumaklaçözümlene- mez. 10. Yıl Marşı Atatürkdöneminin eş- siz coşkusu içinde yaratılmış çok güzel birmarştır. Fakat 10. Yıl Nfarşı'nı 75. yıl- da okumak ancak bir eksiğin gıderilmesi- dir. Asıl sorun 75. yılda yeni bir marşın ya- ratılamamasıdır. Bu sorun ulusta. ülkede. devlerte "Tarih Bilinci" ve "Ulusal Bifinç" yokluğu sorunudur. Atatürk döneminden sonra devleti yönetenler "Llıısal Bflinç" ve "Tarih Bilinci" olgulannı bilimsel ve de- vingen bir nitelikte geliştirmemışlerdir. 75. Yılda Türkiye Cumhuriveti DevtetTni yöneten kişiler "Llusal Bilinç" ve "Tarih Bilinci" yoksunluğu içindedir. Bu sorun, çeşitlı açılış törenleri yapmalar. temel at- malar, ödül dağıtmalar. kürsülerde nuruk atmalar, nişan-madalya takmalar. nikâh- nişan şahitliği yapmalar. sünnet düğünle- rine katılmalar, baş sağlıöına gitmeler. Türk toplumu ve Türk kültürü ile ilgili olmayan göstermelik bilim-kültürtoplan- tılan düzenlemeler. "ben75.yılınbirmar- şınınolmasınıistiyorum" gibı öznel ıstek- ler sö> lenerek çözümlenemez. Bu sorun, üstünde bilimsel düşünülerek. bilimsel bil- gileroluşturularak çözümlenir. Bu çok ya- şamsal ve çok duyarlı sorun devlet yöne- timi kapsamında çok boyutlu birderinlik içinde düşünûlmeli vealgılanmahdır. Dev- let, Siyasal Yetke. Tiim Bakanlıklar, Ge- nelkurmay Başkanlığı. Yasama, Yürüfme. Yargı Erlderi, Türkiye"deki Tiim Bilim Ku- rumlan ortaklaşa bir toplantı kapsamında bu çok duyarlı kon'uyu bilimsel bilgiler üreterek irdelemeli ve tartışmalıdır. Bu toplantı sonunda bu sorunun görevli izle- yicisi olacak, bu sorunu bilimsel olarak ir- deleyecek. dönemsel. degişken, geçici si- yasal yetkeye ilışkın olmayan, de\'lete iliş- İcin olan bir "Bilim Kuromu"oluşturulma- hdır. " UlusalMarşJar";>ıradan istekJere bağ- lı olarak yaratılamaz. "Ulusal Marşlar" ulusal olay ve olgular kapsamında yaratı- lır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ku- rucusu Atatürk; Milli Mücadele'de, Kuva- yı Milliye. Büyük Millet Meclisi, Anado- lu Savaşı döneminde bir "UlusalMarş" ya- ratılması gereksinmesini düşünür ve ister. Bu konuda birçok söz ve müzik çalış.ma- sı yapılır. "İstiklal Marşı''nın sözleri \e müziği "Ate$ ve Ölüm Hatlarında", "Türk'iin Ateşle Jmtihanı fçinde", "Baf- komutan Atatürk'ün Buvruğunda Sürdü- rülen Anadolu Sa\aşrnın Kan \eAteş İçin- deki Siperjerinde". "Milyonlarca Şehit ve Gazi'nin Ölüm \e Yaşamlan Üstünde" oluşur. "İstiklal Marşı"run oluşması sıra- suıda Türk tarihınin en büyük kahramanı, dünya tarihinin en büyük kahramanlann- dan biri olan Atatürk. Türk ulusunun ön- deridir. "İstiklaJ MarşıT1 nın maddi ve ma- nevi yapısında büyük Tûrk Tarihi içinde şehit ve gazi olmuş miJyonJarca Türk'ün kutsal ruhsallığı vardır. Sözlerinı Mehmet Aldfin (1873-1936) yazdığı (1921), mü- zigini Zeld Üngör'ün (1880-1958) yaptı- ğı (1922) "tstiklal MarşT, ancak 1930 y\- lında "Ulusal\Iaı^'"olrnustur. L'lusal marş- lann yaratılmasının etkenleri çoktur ve çe- şitlidir. Ulusal marşlar kolaylıklar içinde değil, zorluklar içinde oluşur. Fransız Dev- rimi içinde oluşan "Marseyyez^sosyalist devrimler içinde oluşan "EnternasyonaT (Bu marş 1917-1944 yıllan arası Sovyet- ler Birliği 'nin ulusal marşı olmuştur) Türk - Atatürk Devrimi içinde oluşan "Istiklal Marşı* bu tür marşlardır. Ulusal marşlan bir ulusun ya da bir topluluğun ortaklaşa: acılan, kıvançlan. yengileri, yenilgileri, basanlan, başansızlıklan ve ulusun yetiş- tirdifi ulusal kahramanlaroluşturur. Ulu- sal marşlar. büyük olaylann, büyük dü- şüncelerin. büyük ilkelerin, büyük dönü- şümlerin, büyük insanlann bulunduğu bir ortam içinde yaratılır. Para kazanmanın bir erdem olduğu. para kazananm ulusal kahraman olduğu. köşe dönmenin akıllı- lık olduğu. ulusa, ülkeye, devlete. bilime. yurda hizmet etmenin aptallık olduğu, zen- ginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu siyasal, toplumsal. ekonomik bir ortam içinde ulusal marş yaratılamaz. Anadolu Savaşı (1919-1922) içinde ün- lenen \ e yaygınlaşan, şimdi bile dınlev en- leri müthiş bir coşkuya salan "IzmirMar- $r, 1877 Türk-Rus savaşı içinde yaratıl- mıştır. Sözleri olmayan, yaratıldığı sırada adı "Şehit ve Gazi Marşr olan "tzmir Marşı"nı Mızıkay-ı Hümayun Komutanı ltalyan Guatelli Paşa'mn (1820-1899) yar- dımcısı Albay Mehmet Ali Bev (1825- 1895) yaratm'ıştır. "Şehit ve Gazi Mar- şrnın adı, Anadolu Savaşı içinde "İzmir Marşı" adına dönüşmüştür. Mehmet Ali Bey Türk-Rus Savaşı içinde, sözleri ünlü, kendı ünlü "Plevne MarşTmn yaratıcısı- dır. Bu iki marş. "Türk MarşlarTnın iki büyük başyapıtıdır. Bu marşlar "Plevne SavunmasTnın oluşturduğu "ulusalcoşku" içinde yaratılmıştır. Orhon Anıtlan'nda (IS 720-735) Türklerde "Marş Müziği'' ol- duğu yazılıdır. Türk tarihinin çeşitli dönem- • lerinde. Türk ulusu içinde yetişen müzik yaratıcılan. bin üç yüz yıl içinde çok coş- İculu ve çok güzel "Marş Müakleri" ya- ratmışlardır. KonffiçyüsdÖ 551-479) "Büyük BilgT adlı kitabında. "Müzik İstüneNodar" bö- lümünde. birbirini tamamlayan bir dizi "Bügetik" yazar. Bu bilgeliklerin kimi bö- lümleri şöyledir: "Bütünsesleriaküyara- tır. Aldın çahşmasını dış etkiler sağlar. Dış etkilerin oluşturduğu düşünceler ses biçi- minde oluşur. Bozulmakta, çürümekte. çökmekte olan bir ülkenin sesi acılı ve ka- ramsardır. Değişmekte, yenileşmekte, dö- nüşmekte olan bir ülkenin sesi coşkulu ve mmserdir.Toplumun seslerile algıladığ)dü- zen ve devlet arasında bir bağlantı \e uy- gunluk vardır. Beş Çince sözlük Çin mü- ziğinde tonlann (Tone) adıdır. 'Kung' sesi hükümdan, Sheng' sesiyönetenleri. Chü- eh' sesi yönetilenleri, "Chih' sesi yönetimL 'Yü° sesi olup biteni anlatır. Bu beş seste uyumsuzluk yoksa, devlet yönetiminde doğnılukegemendir. Eğer "Kung" sesi bo- zuksa hükümdar bencil bir kişidir. Eğer 'Seng° sesi bozuksa yöneticiler çıkarcıdır. Eğer 'Chüeh' sesi bozuksa yönetilenler mutsuzdur. Eğer Chih' sesi bozuksa yö- netim \etersizdir. Eğer 'Yü' sesi bozuksa ülkenin düzeni yok obnu|tur. Bu beş sesin tümünün bozulması ülkenin çökmesi de- mektir. tnsanlan etkileyen dış ve iç etken- lersayısızte bitimsizdir. İnsanlardakizen- ginlik *e fakirlik. insanlardaki sev gi ve se\- gisizlikdüzenlenmeyinceinsanneyapaca- ğuıı bilemez. Bu tür insanlann oluşturdu- ğu topiumlarda güçlüler.güçsüzleriezer. Az- lar çoklara kötülük yapar. Biltnler. bilme- yenleri aJdatır. L tanmazlar utananlara aa v«rir. Hastakra bakümaz. İhtiyarlar,geaç- ler,yedmler. >alnızlarsa>sakianır(ihma) edi- lir). Böylece büyük kargaşalar oluşur. Bu nedenlerden ötürü eski hükümdariar mü- zik vapbnrken insanları ölçü olarak aimış- larduf Konfüçy üs'ün "MüzikÜstüneNot- lar"da yazdığı bilgelikJer sürer gider. 10. Yıl Marşfnın sözlerini BehçetKe- mal Çaglar (1908-/ 1969) ve Faruk Na- fızÇanüıbel( 1898-1973) birlikte yazmış- tır. Son dönem Atatürkçüleri: B. K. Çağ- lar ve F. N. Çamlıbel'in adlannı "Atatürk Şairieri" ya da "Atatürkçö Şairler" arasi- na almazlar. Bu iki şairin şiirlerini "Ata- türk Şörleri" içine koymazlar. Bu iki şair yetkin şairler olmayabilir. Ne var ki. Ata- türk'ün sağlığında da. Atatürk öldükten sonra da bu iki şair "Atatürkçü Şairdirr . Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriye- ti Devleti içinde ve dışında oluşan "İha- net" (kötülük) ortamı kapsamında bu iki şair unutulmaya mahkûm edilmiştir. Ne za- man ki yokJuktan ve yaratısızlıktan ötürü 10. Yıl Marşı gündeme gelince, bu iki şa- irin adı zorunlu olarak gündeme gelmiş- tir. Bu durum üstünde "ibrefle" düşünü- lecek bir olaydır. Türk-Osmanlı Devleti dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti dönemine ilişkin müzik kitaplan ve mü- zik sözlükleri, çoksesli Türk müziği yara- tıcısı Türk Beşleri'nden biri olduğunu yaz- dıklan Cemal ReşitRey'in, 10. Yıl Mar- şı'nın müziğini yaptığını yazmaz. Bu du- rum da üstünde "ibrette" düşünülecek bir olaydır. Bu bilerek ve isteyerek yapılan, gü- dümlü (angaje) saptırmalar, 75. yılda ne- den bir "Marş" yaratılamadığının küçük fakat anlamlı ipuçlandır. Sözlerimi büyük Atatürk'ün Türk ulusuna armağan ettiği "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Teme- li KüJtürdür" \ e "Hayatta En Gerçek Yol Gösterici Büimdir" gibi özdeyişlerle bitir- mek isterim. Eğer Atarürk'ün bu "Bflge" sözlerini algılamazsanız, Cumhuriyet'in 100. Yılında "100. YdMarşı" yaratılamaz. "Ne yapmalı?" Hep sorulan bu! Hep birbirimize sorduğumuz, ya- nttını aradığımız, çoğu zaman bulamadığımız! Yıllarönce, şairCeyhun Atuf Kartsu "Neyapma- //"nın yanıtını şöyle vermişti: "Bir yurtsever devrimcinin özyaşamöyküsü şu soruyla başlarNe yapmalı? Kötû yönetime, kara bas- kıya, bozuk düzene ve toplumun içindeki çelişkile- re karşı ne yapmalı?" "Müdafaa-i Hukuk" dergisınde Kansu'nun elya- zısıyla yayımlanmış yazıyı okurken "Ne yapmalı "nın yanıtını, çaresıni, çözümünü cıltlerce araştırmasıyla irdeleyen sevgili Doğan Avcıoğlu'nun şu sözleriyle karşılaşmaz mıyım? "Sonuç olarak azgelişmiş ülkelerde, adeta bu memleketlerin gehliklenyle orantılı olarak aşın lüks biryaşayışla mutlak sefalet yan yana yürür ve yü- zeyde bir müşahede ile bu memleketler ekonomik bakımdan çıkmazda intibaı venrler." Genceclk bir gazetecı, şaşmış kalmış, görev ge- reği gittiği bir bayan yazann aylık kazancının bir bu- çuk milyar olduğunu öğrendığinde!.. Bir özel şirket- te 150 milyonla işe alın- mış bir hanım kız ise üzülüyordu, 'niyebuka- mmm daraz veriyorlar'üiye1 ... Gazetelerde okuyoruz, futbotcu, kimi gazete- ci, özel şirket görevlisi milyarları elde ediyor, öteyandan emekçi, me- mur, emekli yoksulluğun alt sınınnda çile çekiyor!.. Avcıoglu'nun ölümünden bu yana otuz yıl geçti. 'Türkiye'nin Düzeni'rûn günden güne bozulduğunu daha o günlerde anlamış ve anlatmıştı. Mümtaz Soysal'ın dedıgı gibi: "... Haklılık yaklaşık otuz yıl sonra ortaya çıkmış oluyor. Cumhuriyetçiliğin aslında sadece laftan iba- retkalmayan ekonomik ve sosyal boyutlannı vurgu- lama gereği daha iyi anlaşılıyor. O zamanlarpek söz konusu olmayan özelleştirme gibi kûreselleştırme gi- bi kavramlar sanki bu kadar yıl önce bugünü gör- müşçesine haklılığı açıkça ortaya çıkanyor." Yanm yüzyıldır yanlış bir yol tutturrJuk gidiyoruz. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Ne mi Yapmalı? Bayar'ın, Menderes'in Küçük Amerika olmak mm düşüncesıdir bizi çık- mazlara sokan... Atö ok- _ lasimgeleşenbiryöne- tim anlayışı, halka, halk yaranna, her şeyden ön- ce halkın çoğunluğu- nun, bütünlüğünün mut- luluğuna adanmış bir tutum zamanla ortadan kalk- tı. Cumhuriyet yönetiminin, on beş yirmi yıl boyun- ca, bin bir zoriukla kurduğu, yaşattığı, yücelttıği iş- letmeler, bankalâr, KTT'leronabunapeşkeşçekildi... Nedeni, bunlann kötü yönetildiği. zarar ettiği... Niye kötü yönetildiği, niyezarar ettiği konusu ise hiç araş- tınlmadan!.. Sat kurtul, sat bütçeyi doğrult, sat gü- nü geçir anlayışı, ülkeyi, çetelerin, mafyalann ve on- ların çıkar ortaklannın elinde çıkmazlara sürükledi. Iğrençlik, pislik, kokuşmuşluk içinde boğulan bir toplum olduysak bunun suçu halkta mı? Değil! Hal- kı büyük sözlerle aldatanlarda, son elli yılda yöneti- mi elinde tutan kadrolarda'.. Ki bu kadrolann artrk- lan şu ya da bu yoldan işbaşındadır. Kansu'nun 'Ne yapmalı' sorusuna yanıt aramak zamanı geldi de çoktan geçti! Kurtuluş nerede? Sabah akşam TVIer- de sergilenen çirkinlikler karşısında Türk haJkının çe- te, mafya, irtica, bölücülük, doğallıkla da günden güne içine itıldiği yoksulluk çıkmazlanndan kurtulma- nın yollannı aramasında... El yordamtyla da olsa'.. Çığ gibi büyüyen Atatürk sevgisi, coşkusu, onuncu yıl- lara, o günlerin yönetimine özlem, bir umutlu uyanış sayılmaJıdır. Ceyhun Atuf Kansu 'Neyapmalı "yı şu sözlerle yo- rumlamış: "Tarihin öğrettiği budur: Devrim bu soruyla baş- lar. Ne yapmalı? Soru, eylemi başlatır. GizJidengiz- liye, insanlığın akışı biravuçya da birtekinsaoın de,v- rimd sorusuytayatağınıarar, iieriye doğru akmakiçin... Devrimci, durgun görünen ırmağa taş atan insan- dır. Irmak bir taşla birden kaynamaz, yatağını birden değiştirmez. Ne var ki devrimin ilk dalgasını alır." Şu günlerde bir kez datia 7v/e yapmalı' sorusu karşısındayız. Her zamankinden çok daha ağır birso- rumluluğun hepimizin üstünde okjuğunu bilerek... BOYLE KOLAY ALMADINIZ! Üstelik eski televizyonunuz karşılığında 20 Milyon TL alacaksınız. Hemen bir Philips Bayii'ne gidin, bugüne kadar görmediğiniz renkler en uygun koşullarla evinize gelsin. PENCERE Apo, Denizkaplumbağası mı Yeşil güzel renk... Doğada kaç çeşit yeşil var?.. Say say bitrr Zehir yeşili, küf yeşili, zümrüt yeşili, petrol ye çağla yeşili, iyot yeşili, antik yeşil, bakır yeşili. Politikada iki yeşil var: İrtica yeşili... Çevreci yeşili... • Doğa elden gidiyor, çevresini büyük bir hızla keten insan, sanayi atıklarını tüketemiyor; ornii lar yok oluyor, denizler kirleniyor, iklim değişh> hayvan soylart siliniyor, bitkiler zehirleniyor, bal lar tükeniyor, gezegenimizde yaşam kalmaz: yeryuvarlağı ıssızlaşacak, uygarlıklarsilinecek, < rende bilinç kalmayacak... Çevreci yeşili, doğayı korumak isteyen insaı siyasada örgütlenmesiyle oluştu. "Yeşiller" adıyla politikaya giren partiler, önce E tı Avrupa'da boy gösterdiler; nükleer santrallai ırkçılığa, savaşa karşı çıktılar; gözü para hırsi} dönmüş politikacılara 'dur' demek için ortaya ai dılar: Afmanya'da, italya'da, Avusturya'da, Holla da'da, Isviçre'de, Finlandiya'da parlamentoya g diler... Amaç: Yemyeşil bir dünyada barış!.. • Türkiye'de doğa topun ağzında!.. Sapık sanayileşme çevreyi öylesine kirletiyor daha ülkemiz endüstri toplumu aşamasına ula; madan Anadolu elden gidecek!.. Marmara, Kar; deniz, Akdeniz kıyılan; göller, nehirler, kuş cenne leri, ormanlar tehlikede... YaBoğazlar? Çanakkale Boğazı?.. V•**:: Istanbul Boğazı?.. Orta Asya ve Hazar petrolleri Karadeniz liman lanndan tankerlere yüklenip güzelim Boğazlar'daı Avrupa'ya taşınırsa ne olacak?.. Istanbul Boğazj, petrol lağımı olacak!.. Tehlikenin yaklaştığını görenler eyleme geçtileı Artan Öymen, Bülent Tanla, Ahmet Güryüz Ke tenci, Ayfer Atay, Mehmet Sevigen, Etherr Cankurtaran, Cevdet Selvi, Mehmet Moğulta; ve bu köşeye sığmayacak kadar çok sayıda CHP'li çevreci ve sanatçıyla birlikte 40 sivil toplum kuru luşu eyleme başladılar. Altan Öymen dedi ki: - Boğazlar petrol boru hattı olamaz!.. Güzel söze ne denir?.. Alkışlanır. • Istanbul Boğazı; doğasıyla, tarihiyle, kültür mi rasıyla dünyada tek... Avrupa'nın zenginlerine Asya'dan ucuz petrol ta şınsın diye Boğaz yok edilir mi?.. Kapitalizmin kodamanları petrolü Asya'da ucu za kapatıp Batı'ya ucuza taşımak için hesaplar ya pryorlar, sermaye onlarda olduğu için Türkiye'yi bas kı altına ahyorlar. Peki, nerede Avrupa'nın YeşilleriL ; ' tyerede mi?.. -, -•; — _ 1 p ' . ^ i Terörün yanındaüi "* ;'•;'• l ' * s r b b i J l A Hele Italyan Yeşilferi, sânki yeşil doöayı değil df kanlı terörü korumakla görevliler... Yaprak, ağaç orman, nehir, göl, kuş, dere, bu lut, kıyı ve denizkamlumbağası derken Yeşiller fıt tırıp Apo'yu da korumaya kalkışıyorlar... Apo denizkaplumbağası mı?.. ŞIVAS 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ÖDEME EMRtNİN İLANEN TEBLİĞİ 1997/2351 Alacakh: Sedat Taşkın vekili Avukat Ö. Faruk Benel- Sı- vas Borçlu: Adem Ünalan - Ulubey Sokak 24/12 Gaziosman- paşa-Ankara Borç miktan: 264.200.000.- TL'nin işleyecekyüzde 57 fa- izi, icra takip giderleri ile birlikte ödemeye borçlu Suzan Dül- ger'in aleyhine yapılan icra takibinde, borçlu adına çıkanlan 5'10 günlü 163 örnek numaralı ödeme emn bila tebliğ iade edilmiş ve zabıtaca yapılan tahkikatta da adresi bulunamadı- ğından ödeme emrinin borçluya ilanen tebliğine karar veril- miştir. Yukanda yazılı borç ve masraflar işbu ilanın yazıldı- gı günden itibaren 10 güne 10 gûn ilavesiyle 20 gün içinde ödemeniz. teminat vermeniz borcun tamamı veya bır kısmı- na \eyahut alacaklmın takibat icrası hakkına dair bır ıtirazı- nız varsa 5 güne 10 gün ilavesiyle 15 gün içerisinde ıcra tet- kik merciine şikâyet etmeniz takip dayanagı altındaki bono- daki imza size ait değilse yine 5 güne 10 gün ilavesiyle 15 gün içerisinde aynca ve açıkça icra tetkik merciine bildirme- niniz. aksi halde ımzanm sıze ait sayıfacağı, imzanızı haksız yere inkâr ederseniz para cezasma mahkûm edileceğiniz. borçlu olmadığımz veya borcun itfa veya ihmal edildiği ala- caf ın zaman aşımına uğradığı hakkında itirazınız varsa bunu sebepleriyle birlikte 15 gün içinde icra tetkik merciine bır di- lekçeyle bildirerek merciıden itirazınızm kabulüne dair karar getirmediginiz takdirde cebri icraya devam olunacağı, itiraz edilmediği ve borç ödenmediğı takdirde 20 gün içerisinde mal beyanında bulunmamanız halinde hapisle tazyik oluna- cağınız. hakikate aykın beyanda bulunursanız hapisle ceza- landınlacağınız, bono altındaki imzaya ıtiraz ettiğiniz takdir- de itiraz dilekçenizle biriikte tebüf giderlerini göndermedi- ğiniz takdirde, itiraz etmemtş savılacağınız, ödeme emri ye- rine kaim olmak üzere ilanen tebiiğ olunur. Not: özel Idare Müdürlüğıinüzdeki istihkakınız üzerine haciz konulmuş bu husus HK'nin 103. maddesince tebliğ olunur. 3.11.998 Basın: 54882 ****>«, ıttf n mm wtut»mnı hıfck.rtt hh rjrmt* M|j tçw IWn|tW htt . Phıİrps com.tr HATAY 2. ASLIYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1997313-1998/463 Davacı Suzan Öngün vekili Av. Mehmet Soytürk tarafin- dan davalı Bilal Öngün aleyhine açılan boşanma davasmın yapılıp bıtınlen açık yargılaması sonunda; 1. Davarun kabulüne. Antalya ili. Merkez Muratpaşa Mah. C:012 18, sh:60, kütük sira: 1877'de nüfuşa kayıtlı Sabri ve Elmas'tan olma 10.03.1961 d.lu Suzan Öngün ile ayru yerde nüfusa kayıtlı Nuri ve Adle'den olma 01.01.1956 d.lu Bilal Öngün'ün M.Y'nin 134. md.si gereğince boşan- malanna, 2. Taraflarca nafaka, tazmınat talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesıne yer olmadığına, 3. Müşterek evlilikten oîma çocuklar Bülent. Mehmet Se- zai ve Levent'in velayetlennin davacı anaya verilmesıne, ba- ba ile şahsi münasebet tesisi yönünden taraflar aynı şehirde yaşarlarsa her ayın 1 ve 3 cumartesi ve pazar günleri ile di- ni bayramlann 2. günü sabah saat 8'den 17'ye kadar, ayn şe- hırde yaşarlarsa şubatta 10 ve temmuzda 20 gün süre ile da- vaiı baba yamnda kalmak suretiyle şahsi münasebet kurul- masına dair hâkımlığimızden verilen 5.10.1998 gün ve 1997-313-1998,463 sayılı karann Antakya Cumhuriyet Mah. Çadır Sok. No:52'de oturur davalı Bilal Öngün'e ila- nen tebliğine, ilanın neşir tarihınden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur. Basın: 54874
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle