16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet § İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orban Erinç 7 Gene! Yayın Koordınatorij- Hikmet Çetinkaya # Yazıışlen Müdürii. fbrahim Yıldız 0 Sonımlu Müdür. Fikret tlkiz Haber Merkezi Müdürû Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen- Fikret Eser Istıhbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomi Özlem Yiizak • Kültür Handan Şenköken 0 Spor: Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme. Abdullah Y'azıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge. Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Knrtböke, Hikraet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı, tbrahim Yüdız, Orhan Bursah, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125. Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks:4195O270LzmirTemsilcısı:SerdarKızık, H.ZiyaBlv. 1352S 2/3 Tel. 4411220, Faks: 4419117 0 Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğln, Inönü Cd 119 S. No:l Kat:l,Tel:363 12 11, Faks: 363 12 15 Muessesc MüdunL Üstün AknKn # Koordınalor Ahmet Kornlsan # Muha- sebe Böfent Yener • Idare Hüseyin Gürer»Uletmc Önder Çeük • B.lgı- tşlem Nıil tnıl 0 Bılgısayar Sıstem Mörövct Çfcr»SaOş FarfetKun MEDYA C: • Yönetım Kurul Başkanı - Genel Müdür Gûlbi Erduran # Koordınator Reb Işttman • Genel MüdürYardımcıs SevdaÇoban Tel- 514 07 53 5139580-51384«Wl,Faks:513846 YatımU)» \e B«san: Yenı Gun Haber Ajamı. Bâsın ve Yayıncıhk A Ş Tuncocaiı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK. 246 Islanbul Tel (0 212) 512 05 Q5 (20 hat) Faks (0212)513 85 95 PKASIM1998 tmsak:5.16 Güneş: 6.46 Öğle: 11.56 Ikindi: 14.28 Akşam: 16.52 Yatsı: 18.17 www. cumhuriyet. com.t SiyanüPle altın tartışması • tZMİR (AA) - Bergama Beledıye Başkanı Sefa Taşkuı. ABD'nın Montana eyaletinde siyanürle altın madenciliğinin yasaklandığını belirterek, "Türkiye. Amerika'da olan bıteni iyı izlemelidir" dedi. Taşkın yaptığı yazılı açıklamada. ABD'nin Montana eyaletindeki yasaklamayla ilgili olarak 9 Kasım tarihli New York Tımes gazetesinde bir haber yayımlandığını belirterek, "Siyanürlû yöntemle altın madenciliği, çe\Teye ve insan sağlığına verdiği zarar nedeniyle artık dünyada terk edilen bir teknolojidir. Türkiye, Amerika'da olan biteni iyi izlemelidir. Türkiye'yi 'Küçük Amerika' yapmaya çalışanlar. Bergama'da siyanürle altın madenciliğinin yapılmayacağını yüksek sesle açıklamalıdır" dedi. Çopuh Vadisi'ne proje • ANKARA (AA) - ODTÜ öğretim üyeleri ve öğrencileri, Çoruh V'adisi'nde 11 'i büyük olmak üzere toplam 32 barajın yapımınm tamamlanmasıyla ortaya çıkacak değişiklikleri, "Yeşil Çoruh Projesi"nde topluyor. Yeşil Çoruh Projesı Koordinatörü ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çetin Göksu, yerel yönetimlerin daveti üzerine 40 öğrenci ve 8 öğretim üyesinden oluşan bir grubun, barajlann yapımıyla ortaya çıkacak sosyal, kültürel, ekonomik \e ekolojik. kentsel ve bölgesel sorunlan yerinde incelemek üzere yöreye gittiğini bildirdi.- Mavtotogy'de televizyon • Haber Merkezi - Mavi Jeans'in üç ayda bir yayımlanan dergisi Maviology, sekizinci sayısında 'televizyonu' inceliyor. Türkiye'de 196O'lı yıllarda başlayan TV yayınlan ile akşamlan "televizyonlu komşulara zharetlerin yapildığını, ayakla Istiklal Marşı söylendiğini ve böylece Telesafirlik' döneminin başladığını vurgulayan Maviology. televizyonla ilk tanışmanın keyfıni hatırlatırken bugün gelinen noktayı gözler önüne seriyor. Çin hapfleri • PEKİN(AA)-Çinli bılım adamlan, Çin alfabesinde^i karakterlerin ortaya çıkişinın tahmin «ülenden çok daha «skilere dasandığını ve Çin )azısımn en az 7 bin yıllık tarihe sahipolduğunu öne sürdüler. Orta Çin'deki Luoyang şearinde düzenlenenbir seminerde, Luoyang Ar aştırma 3erneği Bijkanı Arkeolog Caı Yunzhang. Çincedeki iarakterlem doğuşunun •-o bin yıl öncesindeki *eigang küHirü dönemine 'iavandıgını iddia etti. îzmin'öe toprakkaybı • İZı\ltR(\A)-Ege jnıversites Ziraat "akültesi Ttsprak Anabilim )alı Başkanı Prof. Dr. Vlaettin Ta^sun, Izmir'in .•n ûnemli »rununun Tozyon oloığunu lelırterek cnt Dpraklanrm yüzde >8 10'unus jiddetli su •Tozyonunjı tehdidi dtında ol&ğunu bildirdi. !"a\sun. tznır'de erozyonun aıı sıra yrieşim alanı ve arayileşrnt ile kayıplann ırtnğını söjiedı. Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl 103 eğitim aracmın da 'tavsiyesini' uygun bulmadı MEB 305 ders Idlabıııı reddettiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Milli Eğitim Bakanlığı, 1998 yıh içinde Talim Terbi>e Kurulu'na su- nulan 667 eserden 421 'ini inceleye- rek 305'ini reddetti. 103 yayının da "tavsiyesi" uygun bulunmadı. Bakanlık, bu yıl incelemeye aldı- ğı kitaplann yaklaşık yüzde 90"ını ders kitabı olarak okutulmaya ya da yardımcı ders kitabı olarak tavsiye edilmeye uygun bulmadı. 667 bas- kıya hazır eserden 421 'ini inceleyen MEB, bunlardan 305'ini ders kitabı olabilecek nitelikte bulmayarak ia- de etti. Bakanlık. 116 ders kitabını kabul ederken 246'sının incelemele- rini de sürdürüyor. Tavsiye edilme- leri istenen 324 eğitim aracından 234'ünün incelemesini tamamlayan Bakanlık. 103 "ünün tavsiyesini uy- gun bulmadı. MEB, 1998-1999 öğretim yıhnda 4. ve 5. sınıflar için yabancı dil, 6. ve 8. sınıflar için trafik ve ilk yar- dım eğitimi, 1. 2 ve 3. sınıflar için hayat bilgisi, 4. 5, 6 ve 7. sınıflar • 667 baskıya hazır eserden 421 'ini inceleyen Milli Eğitim Bakanhğı, bunlardan 116'sını kabul etti. Bakanlık, tavsiye edilmeleri istenen 324 eğitim aracından 234'ünün incelemesini tamamladı. için sosyal bilgiler ders kitaplannı ka- bul etti. 1 -3 hayat bilgisi, 4-7 sosyal bilgiler, 7-8 vatandaşhk ve insan hak- lan eğitimi, 1 -8 Türkçe eğitimi ve ya- zı programı, 4-5 yabancı dil, 6-8 tra- fik ve ilk yardım, 4-8 seçmeli ders- ler, 1 -8 matematik ders programla- nnı da yeniledi. Bakanlığın bu yıl Talim Terbiye Kurulu üyelerince hazırlanan kitap- lan kabul ederken yaymcılarca ha- zırlanan kitaplan reddetmesi eleşti- rilmişti. Bakanlık, 16. Milli Eğitim Şûrası öncesinde 2010 yılma kadar- ki süreci kapsayan hedeflerini de şöyle sıraladı: • Şûra önerilerini bir bütün olarak uygulamaya aktaracak yöntemler ge- liştirilmesi. • Türkiye 'nin hızla kalkınmakta olduğu, ilke olarak AB ile bütünle- şeceği, rekabetçi ve nitelikli insan gücü gereksiniminin giderek artaca- ğı dikkate alınarak eğitim sistemine akacak öğrenci kitlesinin boyutlan, artışı ve çeşitli kesimlerin eğitim ge- reksinimlerinin belirlenmesi. • 2005 yıhna kadar ortaöğretim ka- demesinde AB düzeyinde okullaşma ve nitelik ortalamalanna ulaşılması. • Türk öğrencisine demokratik. katılımcı, çağa uygun ve daha nite- likli eğitim verilebilmesi için yeter- li seçenekler, firsat eşitliği, toplum- sal ve kişisel gelişme olanaklannırı gerektirdiği altyapı hazırlanması. • Mali kaynaklann, etkin ve akıl- cı kullanılması. CYDD'den panel 'Başkanlar çıkar gruplanna boyun eğmemeli' tstanbul Haber Servisi - Mimarlar Odası lstanbul Büyükkent Şube Başkanı Prof. Dr. Afife Barur. kentin ne olduğunu bilen, ken- tin çıkarlanna yönelik tecavüz tekliflenne ve belediye meclislerindeki müteahhitlerin bas- kılanna boyun eğmeyecek belediye başkan- lan olması gerektiğini söyledi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin düzenlediği "Nasıl Bir Belediye? NasJ Bir Be- ledı><e Başkanı" konulu panel dün AKM'de yapıldı Çagdaş Yasamı Destekleme Derne- ği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan yaptığı açış konuşmasında, "Betediye, her- kes için > > aşam$al önem taşımaktadır. Hizmet verenler kadar, alanlann da mekanizma>ı çok i>i bilmesi, iyi yürütmesi ve > ürütülme- si için çaba göstermesi gerekir" dedi. Şair ve yazar Suna> Akın, dia gösterisi eş- liğinde yaptığı konuşmada yanlış uygula- malan eleştirdi. Mimarlar Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci, yaptığı kısa konuşmada, 3. köprü- nün fstanbul'jın ölümü olacağını belirtti. Prof. Dr. Ülkü Azrak, belediyeciliğin, feodal düzenin yıkılması sırasında ortaya çıkan komün hareketlerinin ürünü olduğu- nu söyledi. Yere! yönetimlerin siyasi ağırlı- ğı olduğunu anlatan Ülkü Azrak, belediye- lerin siyasi partilenn arenası haline getiril- memesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Afife Batur. sadece Gökkafese değil, îstanbul'un topoğrafyasmı değiştir- mek isteyen her girişıme karşı çıkılması ge- rektiğini söyledi. Belediye başkanlarının kentin ne demek olduğunu iyi bilmesi ge- rektiğini, kentin ne demek olduğunu bilme- yen belediye başkanlannın kente karşı iha- net içinde olduklannı sa\Tinan Batur. "Ken- tin ne demek olduğunu bilmeli ki ormanına, tarihine>apılacaksaldınlaradirenctHİsin" de- di. Mımar Doğan Hasol. kentleri baskı al- tına alan taşra kültürünün aşılması gerekti- ğini söyledi. 'Atatürk SergisVsona erdiSuna ve tnan Kıraç Akdeniz Medeniyetieri Enstirüsü'nce Harbiye Askeri Müzesi'nde düzenlenen "Atatürk Değerteri Sergisi" sona erdi. Suna ve tnan Kıraç'ın Atarürk ilkelerini genç kuşaklara aktarmak amacıyla düzenJedikJeri sergide; Kıraçlar, kendi koleksiyonlannın yanı sıra başka koleksiyonerlerin ve kuruluşlann etinde bulunan Atatürk resimlcri. Atatürk'ün özel eşyalan, Arutkabir Müzesi'nden sağlanan kişisel eşyalan da sergilendi. Sergide yaklaşık 90 fotoğraf, 24 taş baskı, 22 yağhboya resim, Atatürk'ün hançeri. tespihleri. portföyü, agı/lıgı, sigarası, bavullan, mektup kaâğıtlarv gömleği, redingoru. pap\onu, keten pardösüsü. kaşkolu. pijaması. ropdöşambn, yeleği, eldrveni, golf pantolonu, kol düğmeieri gibi kişisel eşyalan ziyaretçilerce ilgiyle izlendi. Sergide, Kıraç kolekshonunda yer alan Atatürk'ün ay yıldızh ve Gazi Mustafa Kemal armalı tabancası, 1910-1936 yıUarı arasında yapdan taş baskılann yanı sıra Atatürk'ün kişUiği hakkında ipuçlan \-eren ze\kü ve şık giyim tarzını yansıtan eşj a, aksesuvar ve fotoğraflar yer aldı. 23 Ekim-15 Kasım tarihleri arasında gerçekleştiriien sergryi, bugüne kadar çok sayıda kişi ziv aret etti. DYP-CHP hükümetinin kararnameyi tanker uçaklan karşılığında imzaladığı öne sürüldü Ilaçta patente ABD baskısıtstanbul Haber Servisi - DYP-ÇHP koalisyon hüküme- tinin 22.9.1995 'te gıderayak imzaladığı 'üaçto Patent Lygulaması"y!a ilgili 566 sayılı Kanun Hükmünde Ka- rarname'nin (KHK). ABD'nin baskısıyla buülkeden ah- nacak tanker uçaklan karşılığında imzaladığı belirtildi.Sa- vaş uçaklanna havada yakıt ikmali yapabilen tanker uçak- lann bedelinın yansının ödenmesine karşın uçaklann Tür- kiye'ye teslim edilmesinin geciktirilmesinde, ilaçta patent uygulamasına geçilmesi yönündeki ABD'nin baskılan olduğu ortaya çıktı. Türkiye Eczacılar Birliği (TEB) ile ortaklaşa aralann- da Türk-Iş ve DlSK'in de bulundugu 206 sivil toplum ve meslek kuruluşunun. uygulamanın 2005'e kadar ertelen- mesi için başlattığı kampanyada, "Üaçta Patent Uyguto- maa"run, ulusal ilaç sanayiini çökerteceği, yabancı fir- malann tekelleşeceği, ilaç fiyatlannda fahiş artışlar ola- cağı, halk sağlığının tehlikeye düşeceği uyanlan yapıldı lstanbul Eczacı Odası Başkanı Erkan Onsd, Konya Ec- zacı Odası Başkanı Güral Şahinoğlu, Izmir Eczacı Oda- sı Başkanı Mustafa Sezen ve Yerli İlaç Sanayicileri Der- neğı Genel Sekreteri Aydın Tansan. dün lstanbul Eczacı Odası, Eğitim. Kültür ve Sanat Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi. ilaç Sanayicileri Derneği Genel Sek- reteri Aydın Tansan, bir ay önce konuştuğu dönemin Çö- ler hükümetinde yer alan ve söz konusu KHK'yi imzala- yan bakanlardan bırine "neden bu karamanıe>i imzala- dığı"' sorusunun karşılığı olarak "ABD yetkilikri uçakla- nnız havada yakıtsız kalabiür deyince, istemeye istemeye imzaladık" yanıtını aldığını kaydetti. Toplantıda, mevcut hükümetin yeni bir KHK çıkararak 1.1.1999'da yürürlüğe girecek olan KHK'yi değiştirme- si ve en azından 2005 yıhna kadar ertelemesi istendi. 1.1.1999 tarihinden sonra ilaç tekellerine kazanılmış hak tanıyan ve geriye dönüşü mümkün olmayan bir sürecin başlayacağı uyansında bulunulan toplantıda, Türkiye 'nin de taraf olduğu Uruguay Round Çok Taraflı Ticaret An- laşması çerçevesinde imzalanan TRIPS andlaşmasının ilaçta patent uygulaması için gelişmekte olan ülkelere 10 yıl geçiş süresi hakkı tanıdığı anımsatıldı. Hızlı artan 65 milyonluk nüfusuyla ilaç tekelleri için 2.5 milyar dolar- lıkbirpazarolan Türkiye'de, 1.1.1999'dabaşlayacakolan ilaçta patent uygulamasınm ilk göstergesi olarak 1 mil- yar dolar daha döviz kaybına uğranacağı kaydedildi. İlaç- ta patent uygulaması engellenemezse halk sağlığını bek- leyen tehlikeler şöyle sıralandı. # İlaç fiyatlan, ihtiyaç sahibi kişi ve kurumlann alım gücünün dışına çıkacak. # ilaç çok uluslu firmalann tekeline girecek ve yerli ilaç sanayii yok olacak. # Stratejik önemi olan ilaç ihtiyacının karşılanabil- mesi yabancılann takdirine kalacak. # flaç fiyatlan bu tekeller tarafindan keyfı biçimde belir- lenebilecek. # İlaç fiyatlannın aşın artışı, tüm sosyal güvenlik kurumlannın çökmesine neden olacak. # Tarım ve hayvancılıkta verim daha da düşecek. 0 Kazanılmış dış pazarlar kaybedilecek. Hekim dağılımı dengesiz 'Ağız ve diş sağlığı 3. Dünya seviyesinde' tstanbul Haber Servisi - Türkiye ekonomisinin böl- geler ve şehirlerarası denge- sizliği ve gelir dağılımın- daki eşitsizlikler, dış hekim- lerinin dengesiz dağılımla- nnı da beraberinde getiriyor. Türkiye\ieki dişhekimleri- nin yüzde 6O'ı; lstanbul, Ankara ve Izmir'e toplanır- ken Anadolu'nun geri kalan bölümüne düşen diş hekimi oranı ise yüzde 40. Burdur'a 28, Isparta'ya 75 diş heki- mi düşerken Istanbul'a 4 bin592,Ankara'yabin673, Izmir'e bin 350 diş hekimi düşüyor. Türkiye'nin "izdüşünıü'' lstanbul'da ise ilçeler arası diş hekimi dağıiımı farklı- lıklargösteriyor. Kadıköy'de diş hekimi sayısı 1005 ücen bu sayı Şile'de 3'e, Adalar ve Esenyurt ilçelerinde ise 1 'e düşüyor. lstanbul Diş Hekimleri Odası (İDO), dün başlayan ve 22 Kasım'a dek sürecek olan "Ağız ve Diş Sağlığı Haftası"nı tanıtmak ama- cıyla bir toplantı düzenledi. Toplantıda konuşan IDO Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yiicel, "bttimsel diş bekim- Hği''nin kuruluşunun 90. yı- lının kutlandığinı belirterek "Politik gündemin çok hız- hdegiştiğiaikemizdcağızve diş sağlığına ve ülkemizin temd sağhksorunlannadfli- kat çekmek kolay değiL Ül- kemizin temel sağlık göster- geleri ne > azık ki 3. Dünya ülkeleri se\ iyesindedir" de- di. Genel Sekreter Muzafier Demirci de, tDO'nun yap- tığı ağız-diş sağlığıyla ilgi- li araştırmalann sonuçlan- nı açıklayarak istatistiki bil- giler verdi. Demirci, ülke- mizde ağız diş sağlığı har- camalanrun, tüm sağlık har- camalan içerisindeki ora- nınm yüzde 5-6 olduğunu belirterek bu oranın çok ye- tersiz olduğunu vurguladı. Araştuma sonuçlanna gö- re Türkiye'de ağız-diş sağ- lığı hizmetlerinin yüzde 80'ini özel sağlık kuruluş- lan veriyor. Toplam nüfusun yüzde 9.9'u, hiç diş hekinumine gitmezken yüzde 49'u bir yıldan beri gitmediğini söy • lüyor. Geçen yıl diş hek. mine gittiğini söyleyenler, yüzde 23'lük bir orana sa- hipken yüzde 19. l'lik bir kesün, son 10 yıl içerisin- de gittiğini belirtiyor. 1990 yıhnda 4 kişiye 1 diş firça- sı düşerken günümüzde 3 kişiye 1 diş fırçası düşüyor. e-posta : tan @ prizma. net. tr I$1LÖZGENTURK Bugünlerde kendimi enayi gibi hissediyorum. Dünyanın değişeceğine, daha güzele, da- ha iyiye gideceğine inanan ena- yilerden biriyim ben. tşin ga- rip yanı, enayi olmak hoşuma gidiyor. Her sabah uyarup aynaya ba- kıyorum ve "Ayna, ayna söyle bana, benden daha enayisi var raı" diye soruyorum. Ayna ön- ce ihtişamlı bir enayi olarak benim suretimi gösteriyor, ar- dından beni teselli edercesine. "Bu ülkede senden başka ena- yiler de var" dercesine. birbiri ardına, adını sanını duymadı- ğım, bilmediğim başka suret- leri göstermeye başlıyor. Böylece bir süredir her sabah, ülkemin başka enayileriyle soh- bet etmek, kendi enayiliğimi- ze gülmek olanağı buluyorum. Sohbetlenmizin oldukça eğ- lenceli geçtiğıni söylemek zo- rundayım. Çünkü aynanın gös- terdiği enayiler, öyle yabana atılır cinsten değil. Aynamın evime en sık ko- Dünyanın bütün enayüeribirleşinlt nukettiği,biremekli öğretmen. Yetmişine merdiven dayamış. hâlâ güzel, bakımlı bir kadm. Bugünlerde yaşamı boyunca biriktirdiği paralarla bir kara- \-an almayı düşünüyor. Karavan bundan böyle onun evi olacak. Dünyanın, düşlediği bütün ül- kelerine gidecek. Oralarda ya- şayacak ve gördüğü, tanıdığı herkese adı Türkiye olan bir ülkeden söz edecek. Insanlar onun bir düş ülke- sinden söz ettiğini sanacaklar. O ülkenin ırmaklannda yıkanıp annacaklar. O ülkenin toprak- lannda aşkın şiirini duyacaklar. O ülkenin denizlerinde özgür- lük denilen o sihirlı sözcüğün anlamını hissedecekler. O ülkesini öyle anlatacak, tıpkı kendi düşlerindeki gibi. Aynamın sevdiği bir başka enayi, genç bir erkek. Alman- ya'nın en önemli üniversite has- tanelerinden birinde çocuk has- talıklan üzerine ihtisas yapı- yor. Hocalar, profesörler on- dan bir dahiden söz eder gibi söz ediyorlar. Enerjisine, öz- denetimine. hastalarüzerinde- ki etkisine herkes hayran. Sü- rekli ona aynı sözleri söylüyor- lar. "Burada kal senin için bir arastırma laboratuvan kura- hm." O, yüzünde bir çocuk^gülüm- semesi, "Ben"diyor, "Ulkeme döneceğim. Belki bana verdi- ğiniz imkânlan orada bulama- v^cağım, ama ülkemin sesini duyacağım. Ülkemin rüzgânnı hissedecegiın. Adlan AH, Ner- gis. Mustafa olan çocuklara ba- kacağım. Onlann çapakh göz- lerini sileceğim. onlann aç ka- nnlannı doyuracağım. Kendi- mi en i>i hissedecegim yer ora- sı. O şimdilik uzakta olan ülke." Uzmanlar, profesörler onun bu sözleri üzerine susuyorlar. O, uzak ülkeyı düşleyen mes- lektaşlanna bir film kahrama- nına bakar gibi bakıyorlar. Aynam o yaşlı adamı da se- viyor. Bir tutku uğruna her şe- yini harcamış. Sevdiği kadın- lar onu terk etmiş, ne evi var doğru dürüst, ne yerleşik dost- lan. Dünyanın dört bir yanını dolaşıp duruyor. Nerede bir ke- lebek var, o orada. Çünkü o bir kelebek koleksiyoncusu. Yeryü- zünün en güzel kelebekleri on- da. Çünkü o bu işe yaşamını adamış. Altı yaşında dedesinin gö- türdüğü üzüm bağında bir ke- lebeğin peşine düşmüş, düşüş o düşüş. O günden sonra kele- beğin görkemli kanatlannda gizlenen özgürlüğü öylesine benimsemiş ki bütün kariyer- leri, bütün kâdın seslerini bir çır- pıda silmiş. Varsa kelebek ka- natlanndan ona ulaşan özgür- lüğün tadı. Aynam onu da seviyor. Dün- yanın bütün enayilerini sevdi- ği gibi. Aynamın dostlan, sev- dikleri öylesine çok ki hepsini burada anlatmam olanaksız. Ama ortak sözcüğümüzü hep birlikte yineleyebilirim: "Dünyanın bütün enayileri birleşin! Çünkü bu dünyada, bunca kirleşmiş bu bataklıkta akıl saghğunızı korumak ve ken- dimizi se\"mek için biraz enayi- lik gerekiyor." [email protected]. ÖSYM 'Değişiklik 1999'da yürürlüğe girecek' ANKARA (AA) - Öğren- ci Seçme ve Yerlestirme Mer- kezi (ÖSYM) Başkanı Dr. Fetiü Toker, 2 Mayıs 1999 günü gerçekleştirilecek Öğ- renci Seçme Sınavı içeriği- nin, önceki yıllarda yapılmış olan birinci basamak sınavı- nın (ÖSS) içeriği ile aynı ola- cağını büdirdi. Toker. Yükseköğretim Ku- rulu tarafindan yapılan sınav değişikligiran 1999-ÖSS'den itibaren yürürlüğe gireceği- ni hatırlattı. Toker, "Önceki yıllarda ÖSS'de gerek fen ge- rek sosval bilimlerdeokudu- ğunu anlama ve akıl yüriit- me becerilerine önem verfl- miştir. 1999 ÖSS'dede soru- lar aynı ilkelerle haarlan- maktadır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle