25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17KASIM1998 HABERLER DUIVYADA BUGUN ALt SİRMEN Uçuk Yeşil Apo'nun Türkiye'ye iadesinin Roma ile Ankara arasında çok ciddi sorunlara yoi açacağı artık gö- . rülüyor. Bu karmaşık durum ve Italyanlann, haklı öfkeye ' yol açan tutumları, bir gerçeği unutmamıza neden olmamalı. PKK askeri gücünü büyük ölçüde yitirmiştir ve terörist örgütün çökme süreci hızlanmıştır. Bu du- ajmda, PKK'nin yönetıci kadrosunun, mücadele- yi yitirdikleri askeri alandan siyasal platforma kay- dırmaya çalıştıkları görülmektedir. Bu konuda ellerinde iki de büyük koz var; insan hakları özüıiü Türkiye'nin imaj erozyonu ve de Ba- tı'da özellikle kimi sol çevrelerin, bilgisizlikle karış- mış şabloncu bakışlan. Dilerseniz birinci öğeyi incelemeyi başka birya- zıya bırakıp ikinciye geçelim. Italya'da 'Yeşiller Partisi'nin avukat milletveki- li Luigi Saraceni aracılığıyla, resmen Apo'nun sa- ' vunmasına soyunması, hele hele teröristin ulusla- rarası tanımına tıpatıp uyan kışinin terörist olma- dığını söylemesi, hazin olduğu kadar da ilginçtir. Amaamız, "davactnın şapşalı derdini mübaşire anlatırmış" misali, Saraceni'ye buradan yanıt ver- mek değil, Yeşiller'in yanlış davranış/anndaki etken- leri anlayıp açıklamaya çalışmak. Tabii onları irde- lerken Yeşiller kadar ileri gitmeyen, ama yine de bu gruba yakın, yanlış analizler yapan Italyan Komü- nist Partisi'ni de dışta tutmamak gerekir. Yurtdışında yaptığım görüşmelerde. sol çevre- lerin ve özellikle Yeşiller'in Kürt sorunu konusun- daki bilgisizlikleri, genel geçer gerçeklerden yola çıkmaları beni hep hayrete düşürmüştür. Küçük bir örnek vereyim; "Türkiye 'nin sömürge- si Kürdistan" deyimini kulianan bir Marksiste, bu - deyimin Marksist terminolojideki anlamıyla bizde- ki gerçeğe uymadığını, Türkıye'de bölgeden diğer , yerlere kaynak akıtılmayıp tam tersine batıdan gü- neydoğuya kaynak akıtıldığını anlattığımda, sarsıl- dı, ama sıkı sıkıya sanldığı şablonunu yine de bı- •> rakmak istemedi. Federasyonu savunan bir Alman Yeşil milletve- kili hanıma, Yugoslavya örneğinden yola çıkarak etnik federasyonlann durumunu anlatmaya çalışıp, sürekli öbür parçadan kaynak aktarılmasını talep eden bir federe birimin taleplerinin nasıl karşılana- bileceği sorusunu sorduğumda, bu politikacı ya- nıt verememişti. Evet, hayret bir şey ama Batı solunun bir bölü- münde, bizde de sık sık başgösteren bir hastalık var. Bu, sevgili Uğur Mumcu'nun deyimiyle "6/7- gi sahibi olmadan fikir sahibi olmak hastalığı"d\r. Olaya bakıp, "neyse demek ki, sadece bizde değilmiş" diye sevinmek bile mümkün. Italyan YeşiDer'i ile Komünistleri'nin davranışla- rını açıklayan bir başka etken de, bunların maale- sef ülkelerinin güncel ve yapısal sorunlanna, öz- gün önerıler ve çözümler getirmekten acız kalma- larıdır. Böylesine aciz kalınca da Fransızların ünlü "re- volutionaire perdu cerche cause " (kaybeden dev- rimci dava arar) deyimindeki duruma düşüyorlar ve bir yanda kötü baskıcıların, öte yanda iyi maz- /umların olduğu gerçekle bağdaşmayan siyah be- yaz bir tablo çizerek, kitlelerı bu davanın peşinde koşturarak kendi doğrultulanna şartlandırmak is- tiyorlar. Sol bilgi, çözüm üretme yetenegi ve ayrıntıyı gözden kaçırmamak becerisiymiş onlar için, ne gam! Evet zavallı Yeşiller, çözüm üretmede açık yeşi- le düşünce, bilmedikleri dış konularda, tavır koy- ma babında koyu yeşil olmaya çalışırken uçuk yeşil olurlar da farkında değiller. Mazlum-Der Cenel Baskanı 'Devletteşeriat düzeni olmalı* • Sıvas'ta bir televizyon programında "Türkiye Iaik bir ülkedir. Bu ülİce için ölenler şehit değildir. PKK militanlan da benim için aynı, Türk askeri de' diyen Mazlum-Der Genel Başkanı Mehmet Pamak programdan sonra Ankara'ya kaçtı. SIVAS (Cumhuriyet) - Mazlumlar Derneği (Mazlum-Der) Genel Başkanı Mehmet Pamak. Sıvas'ta bir televizyon kanalında, "Türkiye laik bir ülkedir. Bu ülke için -ölenler şehit değildir. LTus devfetini benimsemiyorum. Devlet şeriat düzeni olmaJıdır" dedi. Polisin bir gün sonra aramaya başladığı -Pamak Ankara'ya kaçtı. Sıvas Radyo Televizyonu'nda AM Izgtn'in sunduğu '7Gün Hayat' programına canlı yayında katılan Mehmet Pamak Iaik cumhuriyete kin kustu. Konuşması boyunca şeriat propagandası yapan Pamak şunlan söyledi: "1980 İhtilaH'nden sonra Türkiye'de gelişen olaylan izfcdinı ve Türkıye'de şeriat devieti olması gerektiğini anladım. Bu > üzden Türkiye'nin yönetimi şeriat olmalı. Benim için Kürt ve Türk halkı aynıdır. Kendim hangi mfllettenim diye sormayın, ben Müslümanun. Misak-ı Milli sınırlan içinde kalan toprakJar için yapılan mücadelcde kimse şehit değildir. PKK miütanJan da benim için aynı. Türk askeri de» Çünkü ikisi de Iaik. ikisi de ulus devtetkUr. Uhıs devlet için yapılan mücadelede ölenler şehit olmaz. Şchitük Müslümanlık içindir. Türkiye Iaik bir ülkedir. Bu ülke için ölenler şehit değildir. Uhıs devietiııi benimsemiyorum. Devtet şeriat düzeninde olnıalıdır. l lus devleti ayaklanm alündadır" Sıvas polisinin. televizyondaki canlı yayında yaklaşık 1.5 saat konuşan Pamak'a, 'savcıhktan emir gelsin" diye müdahale etmediği öne sürüldü. Pamak. konuşmasmın ardmdan elini kolunu sallayarak kentten aynlırken. Sıvas polisi olaydan bir giin sonra cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu. Pamak. aranmaya başiamrken televizyon konuşmasının ardından Ankara'ya kaçtığı belirlendi. Polis tarafından gözaltına alınan programın sunucusu AH Izgi. çıkanldığı cumhuriyet savcılığınca serbest bırakıldı. Pamak'ın konuşması, kentteki Şehit Aileleri Derneği ve ülkücü kesimin büyük tepkisini çekti. Avusturya Büyükelçisi Scheide ile AB üyeliği üzerine • "AB'yle ilişkilerin gelişmesindeki bir kriter de komşu ülkelerle ilişkilerin iyi olmasıdır" diyor Büyükelçi Scheide, bu arada Gümrük Birliği Anlaşması'nın iyi işlediğinin de altını çiziyor. • "Bütün üyeliğe aday ülkeler AB üyeliği için geçerli kriterlere uyma gereğinin bilinci içindedirler. Bu kriterlere uyulması Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin de geleceğini tayin edecektir." 'Üyelikkriterlerine uymalısınız'LEYLA TAVŞANOĞLU Türkiye'nin AB'yle ilişkilerinde sıkıntılannın üstesinden gelemediği şu sıralar Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. AB Dönem Başkanı olan Avusturya'ya resmı bir ziyaret yapıyor. Ziyaretin hem ikili hem de AB'yle olan ilişkileri geliştirmesi umuîuyor. Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi Dr. Ralph Scheide de Türkiye'nin hem AB hem de Avusturya'yla olan ilişkilennin bu ziyaretle daha da gelişmesi dileğini dile getirirken Ankara'nın AB'nin üyelik kriterlerine kendini uydurması gerektiğini sövlüyor. "AB'yle ilişkilerin gelişmesindeki bir kriter de komşu ülkelerle ilişkilerin iyi olmasıdır" diyor. bu arada Gümrük Birliği Anlaşması'nın iyi işlediğinin de altını çiziyor. Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi Dr. Scheide'yle görüşmemiz sorulu-yanıtlı şöyle gelişti: - AB Dönem Başkanı Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi olarak Türkiye'yi nasıl değeriendiriyorsunuz? SCHEİDE-Türkiye çok güzel, çok büyük ve çok zengin bir ülke. Önemi de çok büyük. Burada önemli ve pek çok uygarlık yaşamış. - Tüıidye-AB ilişkilennin geleceğini nasıl görüyorsunuz? V' V SCHEİDE - Bugün Türkiye'nin AB üyeliğine aday bir ülke olduğundan hiç kimsenin kuşkusu yok. AB, bütün üyeliğe aday ülkelere aynı kriteri uyguluyor.Tabii ki bu ilişkinin gelecekte nasıl bir biçim alacağı büyük ölçüde de Türkiye'nin kendisıne bağlıdır. Bütün üyeliğe aday ülkeler AB üyeliği için geçerli kriterlere uyma gereğinin bilinci içindedirler. Bu kriterlere uyulması Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin de geleceğini tayin edecektir. Aynı durum öbür aday ülkeler için de geçerlıdir. - Sizce Türkiye, AB kriterlerine tam olarak uyma becerisine sahip mi? SCHEİDE - Türkiye'nin temel olarak bu kriterlere uyma pozisyonunda olması gerekir. Daha önce de dedığim gibi bu Türkıye've ve liderliğine bağlıdır. - Türkiye'de kimileri, Avrupa'nın Türkiye*yi farklı bir kültür olarak değerlendirdiğini ve bu nedenle dışarda tutmak istediğini düşünüvor. Siz bu görüşe katüıyor musunuz? SCHEİDE - Burada şu noktaya dikkat çekmek lazım. Av rupa tek kültürlü değil. Avrupa'nın zenginliği pek çok kültürü bünvesinde banndırmasından gelivor. Türkiye'nin, farklı bir kültüre sahip olması nedeniyle Avrupa'nın dışında tutulmak ıstendiği gıbı bir görüşe katılmıyorum. -1 ygariıklann çatışması görüşünü nasıl değeriendirivorsunuz? - Türkiye''nin ekonomik durunıu AB'nin kriterierine cevap verebilir mi sizce? SCHEİDE - Bu açıdan hiç kuşkusuz bazı yanıtlanması gereken sorular var. Türkiye'nin ekonomisini geliştirmek açısından aldığı yol son derece etkileyicıdir. Sadece Ankara, Istanbul, Izmirgibı büyük şehirlerde değil, Anadolu'da, Gaziantep gibı yerlerde de etkileyici bir kalkınma gözleniyor.Ama bu demek değil kı sayısız ve önemli sorunlann üstesinden gelınebildı. Örneğin enflasyon hâlâ yüksek, bütçe açıklan sürüyor, gelir dağıhmınm hakça olması da çok önemli. Gümrük Birliği her iki tarafın da çıkarlanna iyi işliyor. kanısındayım. Bazı ufak tefek pürüzler olabilir, ama bunlann da üstesinden Türk ekonomısınin rekabet gücünün artmasıyla gelinebılır. - Siz AB Dönem Başkanı Avusturya'nın büyükelçisi olarak Türkiye'nin AB üyeliği için hangi kriterlere uygun olup olmadığını söyieyebilir misiniz? SCHEİDE - Sıyasi konu var, sonra insan haklan sorunu bulunuyor. AB üyesi ülkeler buna büyük önem veriyorlar ve dikkatle izliyorlar. Bu konularda Türkiye'nın gereklı değişimleri yapmasını diliyorum. Arkadaşımız Leyla Tavşanoğlu'nun sorulannı yamtlayan AB dönem başkanı Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi Scheide 'ye göre Türkiye'nin AB üyeliğine aday bir ülke olduğundan hiç kimsenin kuşkusu yok. (Fotoğraflar: HASAN AYDIN) SCHEİDE - Avrupa'da uygarhklann çatışması olasılığını görmüyorum. Zaten böyle bir şeyın her ne pahasına olursa olsun engellenmesi gerektiği düşüncesindeyim. Yüzyılın ilk yansında yaşanan acı olaylar nedenıv le Avrupa bir bırliğe doğru adım atmıştır. Hâkım görüş sorunlann ortak olduğu ve karşılıklı anlayış ve işbirliği içinde bu sorunlann üstesinden gelinebıleceğidir. - Peki. sizce Gümrük Birliği Anlaşması gereğince uygulanıyor mu? SCHEİDE - Bu bağlamda Gümrük Birliği Anlaşması çok önemli. iki tarafın ekonomilerini birbirlerine yaklaştırdı. Zaten Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra da AvTupa ülkelen bu şekilde birbirlerine yaklaştılar. Tabii, bunun dışında da siyasi ve Avrupa içinde başka alanlarda işbirliği de çok önemli. - Sizce AB, Lüksemburg'dan sonra neden tutum değiştirip Türkiye'yi aday ülke olarak kabul etti? SCHEİDE - Bence AB burada tutum değiştirmedi. Lüksemburg zirvesinin sonuçlan AB'nin Türkiye'ye önerilerinden bir adım daha da ileri gitmek anlamına geliyordu. Temelde bence AB Türkiye'ye gayet dürüst ve iyi bir öneri getirmiştir. Cardiff'te de AB liderleri Türkiye'ye önerilerini götürdüler; Türkiye de kendi karşı önerilerini verdi. AB, ılkede bu önerileri memnunlukJa karşıladı. Şimdi görüşmeler ve işbirliği için ek bir çerçeve oluştu. Görüşmeler sürüyor, bunlann yakın gelecekte somut ve olumlu sonuçlara ulaşmasını umuyorum. - Yunanistan'la ilişkileri nasıl değeriendirivorsunuz? AB, Türkiye'ye Kıbns ve Yunanistan'la sorunlannı çözmesi mesajını vermişti™ SCHEİDE - AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesindeki bir nokta komşu ülkelerle olan ilişkilerdir. Özellikle de bu komşu ülkelerden birisi AB üyesiyse bu ilişkinin olumlu yönde gelişmesi çok önemlidir. Gereklerden birisi de budur. - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin Avusturya'ya yapacağı resmi ziyareti nasıl degeriendiriyorsunuz? SCHEİDE-Bu, bir Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın Avusturya'ya yapacağı, tarihteki ilk ziyaret olacak. Bu, Cumhurbaşkanımızın Türkiye'ye iki yıl önce yaptığı ziyaretin iadesi niteliğinde. Sayın Demirel'in ziyaretinin Avusturya'nın AB dönem başkanlığına rastlaması da çok önemli. Böylece Türkiye'nin Avrupa karşısındaki durumunun öneminin altı çizilmiş olacak. Bu ziyaretin çok başanlı ve olumlu geçeceğinden ve ilişkilerimizin gelişmesine yardımcı olacağuıdan eminim. Ülkelerimiz tarih içinde birbirlerini iyi tanımışlardır ve iyi ilişkileri olmuştur. Aramızda da derin bir anlayış ortamı bulunmaktadır. tkili ekonomik ilişkiler son yıllarda gelişmiştir. İkili ticaretin parasal değeri son yıllarda bir miîyar dolann üzerine çıkmıştır. Avusturya Türkiye'nin altyapı gereklerinde aktif rol oynamaktadır. Özellikle enerji kaynaklanmn geliştirilmesi alanında etkilidir. Kültürel ilişkilerin daha da gelişmesine bu ziyaretin yardımcı olacağı inancındayım. CHP'de parti içi muhalefet, hükümete karşı izlediği tutum nedeniyle genel başkanı eleştirdi 4 Baykal gensoruda aceleci davrandı' • Parti Meclisı (PM) üyesi Hasan Fehmi Giineş, "Gensorunun zamanlaması yanlıştı. Lehimize olan bir durum aleyhimize döndü" dedi. • FP, DYPveCHP gensorunun geri alınması için yapılan baskılara karşı çıkarak. geri adım atmanının söz konusu olmadığını açıkladılar. ANKAR4 (CumhuriyetBüro- su) - tktidar parrileri hükümetin düşürülmesi için verilen genso- rulann geri çekibnesi beklentisi- ne gırerken FP. DYP v e CHP'den "geri adımyok" açıklamalan ya- pıldı. CHP Gene! Başkanı Deniz BaykaL son günlerde izlediği po- litika nedeniyle parti içı muhale- fet tarafından "aceleci davran- makla" suçlandı. Parti Meclisi (PM) üyesi Hasan Fehmi Güneş. "Gensonınun zamanlamasıyan- lıştı. Lehimize olan bir durum aleyhimize döndü" dedi. FP Grup Başkanvekilı Abdül- latif Şener. gensorunun geri çe- kihnesinin söz konusu olmadı- ğını bildinrken Genel Başkan Yardımcısı Aydın Menderes de "Gensoruyu veren partilerin bir hükümet modeli ortaya kovanıa- ması eksikliktir" değerlendirme- si vaptı. Işadamı KorkmazYTğh'in ken- di televizyon kanallannda yayım- lanan kasetinin ardından Abdul- lah Ocalan'ın yakalanması ikti- darı rahatlatti. fktidar partileri sözcülen, özellikle CHP'yi hedef alan sert açıkiamalar yapmaya başladı CHP içinde de.Yiğitka- sediyle ılgıli olarak Baykal'ın Başbakan Mesut Yıhnaz'ı dinle- meden açıklama yapması, eleş- tıri konusu oldu. Bazı CHP milletvekilleri, •*Gensoru önergesi yerine, soruş- rurnıa önergesi verûebilirdi" de- dıler. CHP BalıkesirMiUetvekı- lı Önder Kırn, "Keşke çok acele etmeden kasedi incelevip taraf- hn dinledikten sonra,obyiannge- lişimi beklenerek kamuovuna açıklama vapüsaydı. Bazı basın organlanve köşevazariannın ağır bonıf>ardımanlan\ la dün CHP'>i ve Sayın Baykal'ı göklere çıkanp desteklcv enter.Apo meselesinden sonra birden cenah değiştirdiler. Dün dündür, bugün bugündür anlavişuun temeünde ne var? Bu, baanımızın hazin bir tabtosudur" dedi. İktidar partılennin Apo"nun yakalanması sonrası tavrını da eleştiren Kırlı. "Bu gelişmeler ne- deniyleCHP'yi veSayın Bav kal'ı aceledavranmakla eteştirmekel- bettemümkündür. Ancak,bueleş- tiri hükümetin çete, ihale mafya- sıvla kabul edilemez ilişkilennin varhğını ortadan kaldırmaz. O hakle, neden siyasal ve hukuksal denetim engellenmek istennor" değerlendirmesini yaptı. PM üyesi Hasan Fehmi Güneş de süreç içinde parti yetkili organ- lannın devre dışı bırakılmasını eleştirdi. Parti olarak çok sıkmtılı bir noktaya geldiklerine dikkat çeken Güneş, "Gensorunun zamanla- ması da doğru olmadı. Daha ön- ce, örneğin Yaşar Topçu olayuda gensoru verilmedi de niye ^imdi verihyor? Bunlan hiç konuşmu- >t»nız. Lehimize olan bir durum giderek alej himizedöndü" dedi. FP Grup Başkanvekili Abdül- latif Şener, gensorunun geri çe- kilmesinin söz konusu olmadı- ğını belirterek "Basbakan'uı ve kabinesinin çetelerle bağiantılan açık seçik görühnüştür. İktidar- CHP'li Keskin partisini eleştiren Ecevit ve Yılmaz'a sert yanıt verdi 'Atatürk ilkelerinisatanlar CHP'yieleştiremezy ANKARA (Cunıhuriy«Bürosu) - CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, "çetelere yedek lastiklik vapüğı, tarikatiara s^mdığı, sosyal demokrasiyi ve Atatürk ilkelerini satbğmı" ileri sürdüğü Başbakan Yardımcısı Büient Ecevit'in CHP'yi eleştirme hakkınm ohnadığını söyledi. Başbakan Mesut Ytlmaz'ı "prim >apmak için işpoıtact gibi, Apo'yu sokak aralannda pazarlamaya çabşmakla" suçiavan Keskin, Yılmaz'ın "hodri nıevdan" gibi sözlerle mafyantn hesaplaşma yöntemini kullandığını kaydetti. CHP Genel Sekreteri Keskin, dün düzenlediği basın toplantısında. partisini eleştiren hükümet ortaklan Ecevit ve Yılmaz'a sert yanıtlar verdi. Hükümet ortaklannın içinde bulundukian balçıgin çamurunu başkalanna sıçratarak ayakta kalmaya çalışnklannı belirten Keslcin, a CHPsendnHnu"ndan kurtulamadığını belirttiği Ecevit'in, saldın oklannı partiye yönelterek siyaset yapmayı alışkanlık haline getirdiğini kaydetti. Değeriendirmelerinin anlam kazanabümesi için ilk önce Ecevit'in "sol anlavışının sahte olmaması gerektiğini*' kaydeden Keskin şu görüşleri dile getirdi: "Çete anlayışrvia kol koia giren, tarikatiara sığuıan ve onlann elinden hoşgörü ödüiü alan, sosyal demokrasiyi tarikatve çeteferin ağabeyliğine so> unan sağ partilerin emrine sunan. aştret mantığı ije parti yöaetien kişilerin CHP hakkında değerkndinne hakkıTOkrur.Bu anlayış, yeldeğBTnenlerine kılıç sallamava benzer. CHP hakkında değerlendirme yapnıak, sosval demokrasrvi emeğL emekçiyi. Atatürk ilkelerini satan kişivt düşmez. CHP'ye ihanet eden, 12 EvlüTde kendini kurtarnıak için bırakıp kaçanlann CHP'vi ağızlanna alırken biraz düşünmeleri gerekiTOr. CHP'yi, ihate rantçılannm ve çeteJerin istilasndan ülkevi kurtarmak isteyen, demokrasi, hak ve adaleti. eşitfiğisavunan insaniar değeriendirebüir, çetelere yedek lastiklik yapanlann hakkı yoktur." Ecevit'e "gözlerindekj sürmeji çekerek anına ve geçmişine bakması" çağnsmda bulunan Keskin. şu sorulan yöneltti: - POAŞ özelkştirmesinde devr^e sokulan yöntemi doğru buluyor musunuz? Avyuka çıkan pislikler burnunuzu hiç rahatsız ermivOT mu? SEKA arazisinin bedebi/ devredilmesi, Emlak Bankası kaynaklanmn yağmalanmasL limanlann karanlık Bişküerin odağında olan kişiye hurda Syatına \erilmesinden rahabtzkk duymuyor musunuz? da kalamayacağını anlayan Yıl- maz'mApo'nun vakalanmasmısi- yasi polemik haline getirmesi ya- dırganacak bir davTanış" dedi. Batı ülkelerinin Apo'ya siyasi bir kimlik kazandırma gayreti için- de oldukjanru ve Yılmaz'ın ge- Iişmeleri "adetaizledigini'' savu- nan Şener, "Apo'nun şu anda Ital- ya'da bir hastanede mi, hapisha- nede mi. yoksa viHada mı olduğun- dan bilgisi yok" diye konuştu. Hükümetin çetelerle mücade- le edemeyeceği gibi PKK'nin tas- fiyesi konusunda da başanlı bir politika uygulayamayacağıru lary- deden Şener. bir soru üzerine gen- soru oylamasındamuhalefetten fi- re olmayacağmı söyledi. FP Genel Başkan Yardımcısı Aydın Menderes de Apo'nun ya- kalanması olayı ile hükümet hak- kındaki gensorunun birbirine ka- nştınlmaması gerektiğini belirte- rek şunlan söyledi: "Gensoru, çeteler konusunda veribniştir. Eğer bu hükümetgen- soruyla düşerse Türkiye'nin Apo ile ilgili talepleri değişmeyecek. Apo'nun yakalanması olayını sa- dece hükümet kotarmadı. ama bu konuda başanlan da söz ko- nusu olabilir. Yine de bu iki ola- yın birbirine kanşönlmaması ge- rekir." Menderes, gensoru veren üç partinin yeni bir hükümet mo- deli ortaya koyamamalannın bir eksiklik olduğunu savunarak, "Bu gensoruyla ilgili görüş aynlıklan olabilir,ancak en azından FP için söylüyonım; görüş aynuldan ol- sa da bu sonucu etkilemez, gen- soru ovlamasuıda fîre olmaz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle