Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17KASIM1998
HABERLER
DUIVYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Uçuk Yeşil
Apo'nun Türkiye'ye iadesinin Roma ile Ankara
arasında çok ciddi sorunlara yoi açacağı artık gö-
. rülüyor.
Bu karmaşık durum ve Italyanlann, haklı öfkeye
' yol açan tutumları, bir gerçeği unutmamıza neden
olmamalı.
PKK askeri gücünü büyük ölçüde yitirmiştir ve
terörist örgütün çökme süreci hızlanmıştır. Bu du-
ajmda, PKK'nin yönetıci kadrosunun, mücadele-
yi yitirdikleri askeri alandan siyasal platforma kay-
dırmaya çalıştıkları görülmektedir.
Bu konuda ellerinde iki de büyük koz var; insan
hakları özüıiü Türkiye'nin imaj erozyonu ve de Ba-
tı'da özellikle kimi sol çevrelerin, bilgisizlikle karış-
mış şabloncu bakışlan.
Dilerseniz birinci öğeyi incelemeyi başka birya-
zıya bırakıp ikinciye geçelim.
Italya'da 'Yeşiller Partisi'nin avukat milletveki-
li Luigi Saraceni aracılığıyla, resmen Apo'nun sa-
' vunmasına soyunması, hele hele teröristin ulusla-
rarası tanımına tıpatıp uyan kışinin terörist olma-
dığını söylemesi, hazin olduğu kadar da ilginçtir.
Amaamız, "davactnın şapşalı derdini mübaşire
anlatırmış" misali, Saraceni'ye buradan yanıt ver-
mek değil, Yeşiller'in yanlış davranış/anndaki etken-
leri anlayıp açıklamaya çalışmak. Tabii onları irde-
lerken Yeşiller kadar ileri gitmeyen, ama yine de bu
gruba yakın, yanlış analizler yapan Italyan Komü-
nist Partisi'ni de dışta tutmamak gerekir.
Yurtdışında yaptığım görüşmelerde. sol çevre-
lerin ve özellikle Yeşiller'in Kürt sorunu konusun-
daki bilgisizlikleri, genel geçer gerçeklerden yola
çıkmaları beni hep hayrete düşürmüştür.
Küçük bir örnek vereyim; "Türkiye 'nin sömürge-
si Kürdistan" deyimini kulianan bir Marksiste, bu
- deyimin Marksist terminolojideki anlamıyla bizde-
ki gerçeğe uymadığını, Türkıye'de bölgeden diğer
, yerlere kaynak akıtılmayıp tam tersine batıdan gü-
neydoğuya kaynak akıtıldığını anlattığımda, sarsıl-
dı, ama sıkı sıkıya sanldığı şablonunu yine de bı-
•> rakmak istemedi.
Federasyonu savunan bir Alman Yeşil milletve-
kili hanıma, Yugoslavya örneğinden yola çıkarak
etnik federasyonlann durumunu anlatmaya çalışıp,
sürekli öbür parçadan kaynak aktarılmasını talep
eden bir federe birimin taleplerinin nasıl karşılana-
bileceği sorusunu sorduğumda, bu politikacı ya-
nıt verememişti.
Evet, hayret bir şey ama Batı solunun bir bölü-
münde, bizde de sık sık başgösteren bir hastalık
var. Bu, sevgili Uğur Mumcu'nun deyimiyle "6/7-
gi sahibi olmadan fikir sahibi olmak hastalığı"d\r.
Olaya bakıp, "neyse demek ki, sadece bizde
değilmiş" diye sevinmek bile mümkün.
Italyan YeşiDer'i ile Komünistleri'nin davranışla-
rını açıklayan bir başka etken de, bunların maale-
sef ülkelerinin güncel ve yapısal sorunlanna, öz-
gün önerıler ve çözümler getirmekten acız kalma-
larıdır.
Böylesine aciz kalınca da Fransızların ünlü "re-
volutionaire perdu cerche cause " (kaybeden dev-
rimci dava arar) deyimindeki duruma düşüyorlar
ve bir yanda kötü baskıcıların, öte yanda iyi maz-
/umların olduğu gerçekle bağdaşmayan siyah be-
yaz bir tablo çizerek, kitlelerı bu davanın peşinde
koşturarak kendi doğrultulanna şartlandırmak is-
tiyorlar.
Sol bilgi, çözüm üretme yetenegi ve ayrıntıyı
gözden kaçırmamak becerisiymiş onlar için, ne
gam!
Evet zavallı Yeşiller, çözüm üretmede açık yeşi-
le düşünce, bilmedikleri dış konularda, tavır koy-
ma babında koyu yeşil olmaya çalışırken uçuk yeşil
olurlar da farkında değiller.
Mazlum-Der Cenel Baskanı
'Devletteşeriat
düzeni olmalı*
• Sıvas'ta bir televizyon programında "Türkiye
Iaik bir ülkedir. Bu ülİce için ölenler şehit değildir.
PKK militanlan da benim için aynı, Türk askeri
de' diyen Mazlum-Der Genel Başkanı Mehmet
Pamak programdan sonra Ankara'ya kaçtı.
SIVAS (Cumhuriyet) -
Mazlumlar Derneği
(Mazlum-Der) Genel
Başkanı Mehmet Pamak.
Sıvas'ta bir televizyon
kanalında, "Türkiye laik
bir ülkedir. Bu ülke için
-ölenler şehit değildir. LTus
devfetini
benimsemiyorum. Devlet
şeriat düzeni olmaJıdır"
dedi. Polisin bir gün
sonra aramaya başladığı
-Pamak Ankara'ya kaçtı.
Sıvas Radyo
Televizyonu'nda AM
Izgtn'in sunduğu '7Gün
Hayat' programına canlı
yayında katılan Mehmet
Pamak Iaik cumhuriyete
kin kustu. Konuşması
boyunca şeriat
propagandası yapan
Pamak şunlan söyledi:
"1980 İhtilaH'nden sonra
Türkiye'de gelişen
olaylan izfcdinı ve
Türkıye'de şeriat devieti
olması gerektiğini
anladım. Bu > üzden
Türkiye'nin yönetimi
şeriat olmalı. Benim için
Kürt ve Türk halkı
aynıdır. Kendim hangi
mfllettenim diye
sormayın, ben
Müslümanun. Misak-ı
Milli sınırlan içinde kalan
toprakJar için yapılan
mücadelcde kimse şehit
değildir. PKK miütanJan
da benim için aynı. Türk
askeri de» Çünkü ikisi de
Iaik. ikisi de ulus
devtetkUr. Uhıs devlet için
yapılan mücadelede
ölenler şehit olmaz.
Şchitük Müslümanlık
içindir. Türkiye Iaik bir
ülkedir. Bu ülke için
ölenler şehit değildir. Uhıs
devietiııi
benimsemiyorum. Devtet
şeriat düzeninde
olnıalıdır. l lus devleti
ayaklanm alündadır"
Sıvas polisinin.
televizyondaki canlı
yayında yaklaşık 1.5 saat
konuşan Pamak'a,
'savcıhktan emir gelsin"
diye müdahale etmediği
öne sürüldü. Pamak.
konuşmasmın ardmdan
elini kolunu sallayarak
kentten aynlırken. Sıvas
polisi olaydan bir giin
sonra cumhuriyet
savcılığına suç
duyurusunda bulundu.
Pamak. aranmaya
başiamrken televizyon
konuşmasının ardından
Ankara'ya kaçtığı
belirlendi.
Polis tarafından
gözaltına alınan
programın sunucusu AH
Izgi. çıkanldığı
cumhuriyet savcılığınca
serbest bırakıldı.
Pamak'ın konuşması,
kentteki Şehit Aileleri
Derneği ve ülkücü
kesimin büyük tepkisini
çekti.
Avusturya Büyükelçisi Scheide ile AB üyeliği üzerine
• "AB'yle ilişkilerin
gelişmesindeki bir kriter de
komşu ülkelerle ilişkilerin iyi
olmasıdır" diyor Büyükelçi
Scheide, bu arada Gümrük
Birliği Anlaşması'nın iyi
işlediğinin de altını çiziyor.
• "Bütün üyeliğe aday ülkeler
AB üyeliği için geçerli kriterlere
uyma gereğinin bilinci
içindedirler. Bu kriterlere
uyulması Türkiye ile AB
arasındaki ilişkilerin de
geleceğini tayin edecektir."
'Üyelikkriterlerine uymalısınız'LEYLA TAVŞANOĞLU
Türkiye'nin AB'yle ilişkilerinde
sıkıntılannın üstesinden gelemediği
şu sıralar Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. AB Dönem Başkanı olan
Avusturya'ya resmı bir ziyaret
yapıyor. Ziyaretin hem ikili hem de
AB'yle olan ilişkileri geliştirmesi
umuîuyor. Avusturya'nın Ankara
Büyükelçisi Dr. Ralph Scheide de
Türkiye'nin hem AB hem de
Avusturya'yla olan ilişkilennin bu
ziyaretle daha da gelişmesi dileğini
dile getirirken Ankara'nın AB'nin
üyelik kriterlerine kendini
uydurması gerektiğini sövlüyor.
"AB'yle ilişkilerin
gelişmesindeki bir
kriter de komşu ülkelerle
ilişkilerin iyi olmasıdır"
diyor. bu arada Gümrük
Birliği Anlaşması'nın iyi
işlediğinin de altını
çiziyor.
Avusturya'nın Ankara
Büyükelçisi Dr.
Scheide'yle görüşmemiz
sorulu-yanıtlı şöyle
gelişti:
- AB Dönem Başkanı
Avusturya'nın Ankara
Büyükelçisi olarak
Türkiye'yi nasıl
değeriendiriyorsunuz?
SCHEİDE-Türkiye çok
güzel, çok büyük ve çok
zengin bir ülke. Önemi
de çok büyük. Burada
önemli ve pek çok
uygarlık yaşamış.
- Tüıidye-AB ilişkilennin
geleceğini nasıl
görüyorsunuz? V' V
SCHEİDE - Bugün
Türkiye'nin AB üyeliğine
aday bir ülke olduğundan
hiç kimsenin kuşkusu
yok. AB, bütün üyeliğe
aday ülkelere aynı kriteri
uyguluyor.Tabii ki bu
ilişkinin gelecekte nasıl
bir biçim alacağı büyük
ölçüde de Türkiye'nin
kendisıne bağlıdır. Bütün
üyeliğe aday ülkeler AB
üyeliği için geçerli kriterlere uyma
gereğinin bilinci içindedirler. Bu
kriterlere uyulması Türkiye ile AB
arasındaki ilişkilerin de geleceğini
tayin edecektir. Aynı durum öbür
aday ülkeler için de geçerlıdir.
- Sizce Türkiye, AB kriterlerine tam
olarak uyma becerisine sahip mi?
SCHEİDE - Türkiye'nin temel
olarak bu kriterlere uyma
pozisyonunda olması gerekir. Daha
önce de dedığim gibi bu Türkıye've
ve liderliğine bağlıdır.
- Türkiye'de kimileri, Avrupa'nın
Türkiye*yi farklı bir kültür olarak
değerlendirdiğini ve bu nedenle
dışarda tutmak istediğini düşünüvor.
Siz bu görüşe katüıyor musunuz?
SCHEİDE - Burada şu noktaya
dikkat çekmek lazım. Av rupa tek
kültürlü değil. Avrupa'nın zenginliği
pek çok kültürü bünvesinde
banndırmasından gelivor.
Türkiye'nin, farklı bir kültüre sahip
olması nedeniyle Avrupa'nın dışında
tutulmak ıstendiği gıbı bir görüşe
katılmıyorum.
-1 ygariıklann çatışması görüşünü
nasıl değeriendirivorsunuz?
- Türkiye''nin ekonomik durunıu
AB'nin kriterierine cevap verebilir
mi sizce?
SCHEİDE - Bu açıdan hiç kuşkusuz
bazı yanıtlanması gereken sorular
var. Türkiye'nin ekonomisini
geliştirmek açısından aldığı yol son
derece etkileyicıdir. Sadece Ankara,
Istanbul, Izmirgibı büyük şehirlerde
değil, Anadolu'da, Gaziantep gibı
yerlerde de etkileyici bir kalkınma
gözleniyor.Ama bu demek değil kı
sayısız ve önemli sorunlann
üstesinden gelınebildı. Örneğin
enflasyon hâlâ yüksek, bütçe açıklan
sürüyor, gelir dağıhmınm hakça
olması da çok önemli.
Gümrük Birliği her iki tarafın da
çıkarlanna iyi işliyor. kanısındayım.
Bazı ufak tefek pürüzler olabilir,
ama bunlann da üstesinden Türk
ekonomısınin rekabet gücünün
artmasıyla gelinebılır.
- Siz AB Dönem Başkanı
Avusturya'nın büyükelçisi olarak
Türkiye'nin AB üyeliği için hangi
kriterlere uygun olup olmadığını
söyieyebilir misiniz?
SCHEİDE - Sıyasi konu var, sonra
insan haklan sorunu bulunuyor. AB
üyesi ülkeler buna büyük önem
veriyorlar ve dikkatle izliyorlar.
Bu konularda Türkiye'nın gereklı
değişimleri yapmasını diliyorum.
Arkadaşımız Leyla Tavşanoğlu'nun sorulannı yamtlayan AB dönem başkanı Avusturya'nın Ankara Büyükelçisi Scheide 'ye
göre Türkiye'nin AB üyeliğine aday bir ülke olduğundan hiç kimsenin kuşkusu yok. (Fotoğraflar: HASAN AYDIN)
SCHEİDE - Avrupa'da uygarhklann
çatışması olasılığını görmüyorum.
Zaten böyle bir şeyın her ne
pahasına olursa olsun engellenmesi
gerektiği düşüncesindeyim. Yüzyılın
ilk yansında yaşanan acı olaylar
nedenıv le Avrupa bir bırliğe doğru
adım atmıştır. Hâkım görüş
sorunlann ortak olduğu ve karşılıklı
anlayış ve işbirliği içinde bu
sorunlann üstesinden
gelinebıleceğidir.
- Peki. sizce Gümrük Birliği
Anlaşması gereğince uygulanıyor
mu?
SCHEİDE - Bu bağlamda Gümrük
Birliği Anlaşması çok önemli. iki
tarafın ekonomilerini birbirlerine
yaklaştırdı. Zaten Ikinci Dünya
Savaşı'ndan sonra da AvTupa
ülkelen bu şekilde birbirlerine
yaklaştılar. Tabii, bunun dışında da
siyasi ve Avrupa içinde başka
alanlarda işbirliği de çok önemli.
- Sizce AB, Lüksemburg'dan sonra
neden tutum değiştirip Türkiye'yi
aday ülke olarak kabul etti?
SCHEİDE - Bence AB burada tutum
değiştirmedi. Lüksemburg zirvesinin
sonuçlan AB'nin Türkiye'ye
önerilerinden bir adım daha da ileri
gitmek anlamına geliyordu. Temelde
bence AB Türkiye'ye gayet dürüst
ve iyi bir öneri getirmiştir. Cardiff'te
de AB liderleri Türkiye'ye
önerilerini götürdüler; Türkiye de
kendi karşı önerilerini verdi. AB,
ılkede bu önerileri memnunlukJa
karşıladı. Şimdi görüşmeler ve
işbirliği için ek bir çerçeve oluştu.
Görüşmeler sürüyor, bunlann yakın
gelecekte somut ve olumlu
sonuçlara ulaşmasını umuyorum.
- Yunanistan'la ilişkileri nasıl
değeriendirivorsunuz? AB,
Türkiye'ye Kıbns ve Yunanistan'la
sorunlannı çözmesi mesajını
vermişti™
SCHEİDE - AB ve Türkiye
arasındaki ilişkilerin gelişmesindeki
bir nokta komşu ülkelerle olan
ilişkilerdir. Özellikle de bu komşu
ülkelerden birisi AB üyesiyse bu
ilişkinin olumlu yönde
gelişmesi çok önemlidir.
Gereklerden birisi de
budur.
- Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirerin
Avusturya'ya yapacağı
resmi ziyareti nasıl
degeriendiriyorsunuz?
SCHEİDE-Bu, bir
Türkiye Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı'nın
Avusturya'ya yapacağı,
tarihteki ilk ziyaret
olacak. Bu,
Cumhurbaşkanımızın
Türkiye'ye iki yıl önce
yaptığı ziyaretin iadesi
niteliğinde.
Sayın Demirel'in
ziyaretinin
Avusturya'nın AB
dönem başkanlığına
rastlaması da çok
önemli. Böylece
Türkiye'nin Avrupa
karşısındaki durumunun
öneminin altı çizilmiş
olacak. Bu ziyaretin çok
başanlı ve olumlu
geçeceğinden ve
ilişkilerimizin
gelişmesine yardımcı
olacağuıdan eminim.
Ülkelerimiz tarih içinde
birbirlerini iyi
tanımışlardır ve iyi
ilişkileri olmuştur.
Aramızda da derin bir
anlayış ortamı bulunmaktadır. tkili
ekonomik ilişkiler son yıllarda
gelişmiştir. İkili ticaretin parasal
değeri son yıllarda bir miîyar dolann
üzerine çıkmıştır. Avusturya
Türkiye'nin altyapı gereklerinde
aktif rol oynamaktadır.
Özellikle enerji kaynaklanmn
geliştirilmesi alanında etkilidir.
Kültürel ilişkilerin daha da
gelişmesine bu ziyaretin yardımcı
olacağı inancındayım.
CHP'de parti içi muhalefet, hükümete karşı izlediği tutum nedeniyle genel başkanı eleştirdi
4
Baykal gensoruda aceleci davrandı'
• Parti Meclisı (PM) üyesi
Hasan Fehmi Giineş,
"Gensorunun zamanlaması
yanlıştı. Lehimize olan bir
durum aleyhimize döndü"
dedi.
• FP, DYPveCHP
gensorunun geri alınması için
yapılan baskılara karşı
çıkarak. geri adım atmanının
söz konusu olmadığını
açıkladılar.
ANKAR4 (CumhuriyetBüro-
su) - tktidar parrileri hükümetin
düşürülmesi için verilen genso-
rulann geri çekibnesi beklentisi-
ne gırerken FP. DYP v e CHP'den
"geri adımyok" açıklamalan ya-
pıldı. CHP Gene! Başkanı Deniz
BaykaL son günlerde izlediği po-
litika nedeniyle parti içı muhale-
fet tarafından "aceleci davran-
makla" suçlandı. Parti Meclisi
(PM) üyesi Hasan Fehmi Güneş.
"Gensonınun zamanlamasıyan-
lıştı. Lehimize olan bir durum
aleyhimize döndü" dedi.
FP Grup Başkanvekilı Abdül-
latif Şener. gensorunun geri çe-
kihnesinin söz konusu olmadı-
ğını bildinrken Genel Başkan
Yardımcısı Aydın Menderes de
"Gensoruyu veren partilerin bir
hükümet modeli ortaya kovanıa-
ması eksikliktir" değerlendirme-
si vaptı.
Işadamı KorkmazYTğh'in ken-
di televizyon kanallannda yayım-
lanan kasetinin ardından Abdul-
lah Ocalan'ın yakalanması ikti-
darı rahatlatti. fktidar partileri
sözcülen, özellikle CHP'yi hedef
alan sert açıkiamalar yapmaya
başladı CHP içinde de.Yiğitka-
sediyle ılgıli olarak Baykal'ın
Başbakan Mesut Yıhnaz'ı dinle-
meden açıklama yapması, eleş-
tıri konusu oldu.
Bazı CHP milletvekilleri,
•*Gensoru önergesi yerine, soruş-
rurnıa önergesi verûebilirdi" de-
dıler. CHP BalıkesirMiUetvekı-
lı Önder Kırn, "Keşke çok acele
etmeden kasedi incelevip taraf-
hn dinledikten sonra,obyiannge-
lişimi beklenerek kamuovuna
açıklama vapüsaydı. Bazı basın
organlanve köşevazariannın ağır
bonıf>ardımanlan\ la dün CHP'>i
ve Sayın Baykal'ı göklere çıkanp
desteklcv enter.Apo meselesinden
sonra birden cenah değiştirdiler.
Dün dündür, bugün bugündür
anlavişuun temeünde ne var? Bu,
baanımızın hazin bir tabtosudur"
dedi.
İktidar partılennin Apo"nun
yakalanması sonrası tavrını da
eleştiren Kırlı. "Bu gelişmeler ne-
deniyleCHP'yi veSayın Bav kal'ı
aceledavranmakla eteştirmekel-
bettemümkündür. Ancak,bueleş-
tiri hükümetin çete, ihale mafya-
sıvla kabul edilemez ilişkilennin
varhğını ortadan kaldırmaz. O
hakle, neden siyasal ve hukuksal
denetim engellenmek istennor"
değerlendirmesini yaptı.
PM üyesi Hasan Fehmi Güneş
de süreç içinde parti yetkili organ-
lannın devre dışı bırakılmasını
eleştirdi.
Parti olarak çok sıkmtılı bir
noktaya geldiklerine dikkat çeken
Güneş, "Gensorunun zamanla-
ması da doğru olmadı. Daha ön-
ce, örneğin Yaşar Topçu olayuda
gensoru verilmedi de niye ^imdi
verihyor? Bunlan hiç konuşmu-
>t»nız. Lehimize olan bir durum
giderek alej himizedöndü" dedi.
FP Grup Başkanvekili Abdül-
latif Şener, gensorunun geri çe-
kilmesinin söz konusu olmadı-
ğını belirterek "Basbakan'uı ve
kabinesinin çetelerle bağiantılan
açık seçik görühnüştür. İktidar-
CHP'li Keskin partisini eleştiren Ecevit ve Yılmaz'a sert yanıt verdi
'Atatürk ilkelerinisatanlar CHP'yieleştiremezy
ANKARA (Cunıhuriy«Bürosu) - CHP
Genel Sekreteri Adnan Keskin, "çetelere
yedek lastiklik vapüğı, tarikatiara s^mdığı,
sosyal demokrasiyi ve Atatürk ilkelerini
satbğmı" ileri sürdüğü Başbakan Yardımcısı
Büient Ecevit'in CHP'yi eleştirme hakkınm
ohnadığını söyledi. Başbakan Mesut
Ytlmaz'ı "prim >apmak için işpoıtact gibi,
Apo'yu sokak aralannda pazarlamaya
çabşmakla" suçiavan Keskin, Yılmaz'ın
"hodri nıevdan" gibi sözlerle mafyantn
hesaplaşma yöntemini kullandığını kaydetti.
CHP Genel Sekreteri Keskin, dün
düzenlediği basın toplantısında. partisini
eleştiren hükümet ortaklan Ecevit ve
Yılmaz'a sert yanıtlar verdi. Hükümet
ortaklannın içinde bulundukian balçıgin
çamurunu başkalanna sıçratarak ayakta
kalmaya çalışnklannı belirten Keslcin,
a
CHPsendnHnu"ndan kurtulamadığını
belirttiği Ecevit'in, saldın oklannı partiye
yönelterek siyaset yapmayı alışkanlık haline
getirdiğini kaydetti. Değeriendirmelerinin
anlam kazanabümesi için ilk önce Ecevit'in
"sol anlavışının sahte olmaması gerektiğini*'
kaydeden Keskin şu görüşleri dile getirdi:
"Çete anlayışrvia kol koia giren, tarikatiara
sığuıan ve onlann elinden hoşgörü ödüiü
alan, sosyal demokrasiyi tarikatve çeteferin
ağabeyliğine so> unan sağ partilerin emrine
sunan. aştret mantığı ije parti yöaetien
kişilerin CHP hakkında değerkndinne
hakkıTOkrur.Bu anlayış, yeldeğBTnenlerine
kılıç sallamava benzer. CHP hakkında
değerlendirme yapnıak, sosval demokrasrvi
emeğL emekçiyi. Atatürk ilkelerini satan
kişivt düşmez. CHP'ye ihanet eden, 12
EvlüTde kendini kurtarnıak için bırakıp
kaçanlann CHP'vi ağızlanna alırken biraz
düşünmeleri gerekiTOr. CHP'yi, ihate
rantçılannm ve çeteJerin istilasndan ülkevi
kurtarmak isteyen, demokrasi, hak ve
adaleti. eşitfiğisavunan insaniar
değeriendirebüir, çetelere yedek lastiklik
yapanlann hakkı yoktur."
Ecevit'e "gözlerindekj sürmeji çekerek
anına ve geçmişine bakması" çağnsmda
bulunan Keskin. şu sorulan yöneltti:
- POAŞ özelkştirmesinde devr^e sokulan
yöntemi doğru buluyor musunuz? Avyuka
çıkan pislikler burnunuzu hiç rahatsız
ermivOT mu? SEKA arazisinin bedebi/
devredilmesi, Emlak Bankası kaynaklanmn
yağmalanmasL limanlann karanlık
Bişküerin odağında olan kişiye hurda
Syatına \erilmesinden rahabtzkk duymuyor
musunuz?
da kalamayacağını anlayan Yıl-
maz'mApo'nun vakalanmasmısi-
yasi polemik haline getirmesi ya-
dırganacak bir davTanış" dedi.
Batı ülkelerinin Apo'ya siyasi bir
kimlik kazandırma gayreti için-
de oldukjanru ve Yılmaz'ın ge-
Iişmeleri "adetaizledigini'' savu-
nan Şener, "Apo'nun şu anda Ital-
ya'da bir hastanede mi, hapisha-
nede mi. yoksa viHada mı olduğun-
dan bilgisi yok" diye konuştu.
Hükümetin çetelerle mücade-
le edemeyeceği gibi PKK'nin tas-
fiyesi konusunda da başanlı bir
politika uygulayamayacağıru lary-
deden Şener. bir soru üzerine gen-
soru oylamasındamuhalefetten fi-
re olmayacağmı söyledi.
FP Genel Başkan Yardımcısı
Aydın Menderes de Apo'nun ya-
kalanması olayı ile hükümet hak-
kındaki gensorunun birbirine ka-
nştınlmaması gerektiğini belirte-
rek şunlan söyledi:
"Gensoru, çeteler konusunda
veribniştir. Eğer bu hükümetgen-
soruyla düşerse Türkiye'nin Apo
ile ilgili talepleri değişmeyecek.
Apo'nun yakalanması olayını sa-
dece hükümet kotarmadı. ama
bu konuda başanlan da söz ko-
nusu olabilir. Yine de bu iki ola-
yın birbirine kanşönlmaması ge-
rekir." Menderes, gensoru veren
üç partinin yeni bir hükümet mo-
deli ortaya koyamamalannın bir
eksiklik olduğunu savunarak, "Bu
gensoruyla ilgili görüş aynlıklan
olabilir,ancak en azından FP için
söylüyonım; görüş aynuldan ol-
sa da bu sonucu etkilemez, gen-
soru ovlamasuıda fîre olmaz."